hamas tıpkı el kaide gibi bizzat amerikalıların ve müttefiklerinin yetiştirip dünya kamuoyuna filistin ile özdeşleştirerek pazarladığı bir piyon terör örgütüdür. bizim salak insanımız hamas'ı filistin zanneder, hayır değil kardeşim. hamas tıpkı pkk gibi bir piyon terör örgütüdür. hamas denen terör örgütünün filistin kurtuluş örgütünü tasfiye edip filistin'in meşru temsilcisi imajını almasıyla zaten olacaklar belliydi. şimdi eyleme geçiriyorlar işte, haritanın tamamı israil olana kadar durmayacaklar bu kadar basit.

(bkz: mindhunter) tabii ki.

ne zaman buna benzer bir baslik gorsem ya da sohbete sahitlik etsem zaartt diye mindhunter'i yapistiririm.

yavsak netflixin sikis sokus olmayan ender dizilerinden biriydi mindhunter. insani dusunmeye iten, sorgulayan, sorgulatan harikulade renklere, oyunculuklara ve guzel bir senaryoya sahip dizisiydi.

bir mindhunter keyfimiz vardi kisacasi. onun da icinden gectiler.

neyse ki kendi halinde yoluna devam eden insanlara zararı olmamış. tertemiz gitmiş. darısı diğer magandaların başına...

alkoliğin de tanımı değişmiş amına kodumunun manyakları denilen fasilite...

en az 25 senedir akşamları içki içerim. alkolik falan değilim.

alkolik diye sabahları kalkıp içki içene denir, içmeden duramaz adam...

sabah kalkıp işine hayatına giden akşam da oturup içki içen insana alkolik denmez kodumun delileri.

sağlık turizmi herkesin beynini sikti attı, beyinsiz yaptı herkesi.

her yemekte kola, ayran içen adamlar da bağımlı o zaman. bence içki içen herkesin alkolik olduğunu düşünüyorsanız psikolağa gidin. kendinizi kurtarın.

edit; gençler bağımlılık herhangi bir şeyin yokluğuna karşı takındığınız tavır ile ilgilidir.

mesela bir yere gittiniz yemek yiyeceksiniz ama ayran yok ve siz "ayran olmadan yemek yiyemem" diyorsanız işte siz bağımlısınız...

içki olsun, eroin olsun, kola olsun, süt olsun, havuç olsun fark etmez herhangi bir ürün sizin yaşam kalitenizi etkiliyorsa ondan kurtulun ama etkilemiyorsa sorun yok keyfini çıkarın...

bütün gün çalışıp, eve gelip akşam tv'de film izlerken mısır yiyip kola içen adam size içki konusunda nutuk atıyor. oysa kendisi mısır ve kola olmadan film izleyemiyorsa kendi bağımlılığına baksın...

aile ortamında bunun gibi gerizekalı hareketleri takdir edilen, küfür etmeye teşvik edilen çocuk diyebilirim.
gelecekte hayatına dahil olduğu herkes için sıkıntı yaratacak, toplumun kanserli hücrelerinden olacak çocuk.

olm adam insan gibi ölçüsünü sormuş ürünün. bunda yanlış bir şey yok ki 50 liralık bir bok alıyorsan bile ölçüsünü bilmek hakkındır amk. satıcının gereksiz ukalalığı.

satıcının 50-60 tl için bunlara vaktim yok deyip de dolap uygulamasında satış yapması da ayrıca komik. ^*

vardır böyle bir gerçeklik.

gerek beden boyu olsun gerek kamış boyu olsun illa uzun olacak, çok takıntılılar bu konuda. bu konuların konuşulması gerekiyor sonuçta tıpta ayıp olmaz. hayır ne yapacaksın o kadar uzun boyu, anlamış değilim.

coğrafya maalesef kaderdir, bu toprakların ortalaması 167 cm - 13 cm.

ismi kübra olup da kendisi hayırlı bi insan görmedim
tepeden tırnağa şer

bu çocukla su deposuna giden kızın beyni yoktur net, bu çocukla çay içenin de beyni yoktur.
bu çocuğun beyni yok.

aynı tür adamlar benim karıma nasıl erkek hemşire iğne yapar diye dayak atan ile aynıdır

hakim: bahis oynadığın söyleniyor , ne diyorsun ?
zaniolo: geçen sene fb’ye 2 tane ne atmıştım ama
hakim: oğlum, italya’da bahis diyorum sen fb diyorsun . kompleksli bir gerizekalı mısın sen ?

1987 aşı videosu arkadaşlar lütfen bu videoyu izleyin. sene 87, yani o malum işin olduğu yıl...
zeki alasya'nın metin akpınar'a mikrofon tuttuğu anları özellikle izleyin. işte ben buna kaderin acı bir cilvesi derim. videoyu izlerken gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

ne son dakikasi? daha bir ay var. cogu otobus firmasindan bir aydan once bilet bile alamiyorsun. abartmaya gerek yok. her iki ayda bir tatil olacak diye bir sey de yok.

netflixte yılda 1 film anca izlerim.
eş dost gelir diye üyeliğe para ödüyorum.

blutv de behzat ç izledim. dizi biteli 1 sene oluyor hala ödemeye devam ediyorum.

youtubu günde 5 saat kullanıyorum.
ama para vermeyeceğim. 1 lira da olsa vermeyeceğim.
telefonuma ne olduğu belirsiz uygulamalar yükleyeceğim, reklam engelleyicileri gittiği yere kadar kullanacak tüm yöntemleri araştıracağım.
ama 1 lira bile vermeyeceğim.

yıllarca ücretsiz yayın yapıp tekel oluşturduktan sonra kahpe bir reklam politikasıyla beni para vermeye zorlayamazsın.

izlemek istiyorsam para vermeliymişim bedava yapmak zorunda değilmiş.

sike sike bedava yapmak zorunda.
kaç tane bedava video paylaşım platformu yok oldu youtube ile rekabet edemediği için?
şimdi hepsini yok ettin, bana para ver.
al sana yarak.

kıymetli kassam tayfası, siz hiç hava kuvvetleri diye bir şey duydunuz mu?

2. dünya savaşı ile aynı olmalıdır.

ne bok yerseniz yiyin, beni bulaştırmayın.

yarım saat önce başıma gelen olay. öğrenciyim kendime ve sevgilime bi değişiklik olsun dedim burnumdan geldi.

tam öküz burger adındaki mekandan, trendyol aracılığı ile 2 burger 1 litre kola sipariş ettim. 348 tl tuttu. canlı konumdan kuryenin nerde olduğuna bakarken kurye 4 ev ötede haraketsiz şekilde duruyordu. herhalde başka bir sipariş daha var onu verecek sandım. sözde kurye benim zilime basmış, aramış beni bulamayınca siparişi alıp imha etmiş. hepsi külliyen yalan. ne arama yapıldı nede zilime basıldı. öylece yemeğemi yemiş. şimdi canlı destekle konuşuyorum. para iadesi olmayacaktır diyor. mekanı arıyorum, diyor ki bizim kuryemiz değil bizi ilgilendirmiyor. ayak üstü dolandırıldım. olacak iş mi?

sayın yazarlar şimdi ben nereye başvurayım size soruyorum?

ilk olumsuz hareketinde başlığı türk olarak açılacaktır.

yapar zeka ile entegre olamayacak branştır. tarih, geçmişten gelen izlerin kendisi değil, insan tarafından yorumlanmasına verilen addır. merkezi insan olan bir şey, insani özelliklerden arındırılamaz.

evet çünkü evrim bir inanç değildir. bilgidir. o yüzden evrime inanılmaz evrim bilinir.

muhanmed ve mahmud aynı isim doğru.

cahil halinle dalga geçmeye çalışıyon ama sen beya cahilsin.

elit ve entelektüalizme düşman olan milletler başlığın sahibi gibi vasatlığa razı olur.

abd ye kızıp iphone parçalayan, cocacola yerine fanta içerek protesto yaptığını sanan gerizekalıların yaşadığı bir ülkede başka nasıl bir önlem alacaktı ki?

(bkz: öndeyiz)
(bkz: aramızda kalsın)
(bkz: kazanıyoruz)

başlığa baya detaylı şeyler yazılmış veya uçuk kaçık asalım keselim senaryoları.öncelikle bir uçak gemisini batırmayı göze alıp ya istiklal ya ölüm denilen ana götüreyim sizi finalde yine ölürsünüz de nasıl batırabilirsiniz en olası senaryoyu anlatayım iki ülke mücadelesi gözünden yorumlayım (çapulcu örgütlerin vururuz yakarız senaryoları ciddiye alınmamıştır)

ülkeniz savaş ilan etti düşman ülkede size uçak gemisi yolladı kritik noktalara operasyon yapabilmek için.bu düşman geminin sizi vurmak için dibimize kadar demir atmak gibi bir zorunluluğu yok bunu bilerek başlayalım 500 ila 700 km açıkta demirlemiş bir uçak gemisi gayette hedef için ideal mesafedir.bu mesafeyi şunun için belirtiyorum olası gemisavar füzelerinin menzilinden doğal olarak kurtulmanızı sağlar(karadan atımlı füzeler referans alınmıştır) ama siz hala kararlısınız ve bu gemi vurulacak çarelerde bitmiş değil tabii ki uçak ile atılabilecek seyir füzelerine sahipsiniz (isim ülke füze ismi vermeden kabaca özetliyorum) uçaktan seyir füzesini ateşlediniz düşman zaten radarları ile bunu uçak size yöneldiği andan itibaren tespitine başlayacaktır gerekiyorsa bir avcı uçağı kalkışı yapıp önleme yapabilir.seyir füzeleri çok yetenekli manevra kabiliyetleri yüksek teknolojiler kaçınma sakınma radar altı uçuş yetenekleri var dediğinizi duyar gibiyim ancak bu bilgiler henüz bilinen aktif bir savaşta kullanılmamış savaş alarmları altında çalışan ordu personellerinin antiair tedbirlerini bilemeyeceğimiz bir yöntemle etkisiz hale getirilebilir.

tüm bu saydıklarımdan hariç olarakta asla bir uçak gemisi tek başına göreve çıkmaz beraberinde istihbarat gemisi,hava savunma gemisi veya operasyonun gidişatına göre ikmal ve denizaltılarıyla birlikte görev yapar.bilinen yakın tarihli seyir füze saldırısı amerika tarafından suriyeye yapılmıştı ve o meşhur cruise füzeleri 1970 üretimi suriye s-200'leri tarafından %90 başarıyla etkisiz hale getirilmişti.

konudan sapmadan devam edelim.uçak gemisinin kendisinin savunmasının olmadığını düşünmeyelim pek ala deniz üstü ve hava hedeflerine angaje olabilecek silahları bünyesinde barındırır.(cıws,ram füzeleri sparrowlar) ancak şu soruya cevap bulmuş olmamız gerekir geminin neresini vurmamız gerekir? çünkü ww2 yıllarında bilinen gemi savaşlarında dahi çok sayıda gemi hedef alınıp hasar almasına rağmen batmayıp kaçmayı başarmış veya savaşa devam edebilmiştir.gövdesinde bir hasar oluşturmayı plandığımızı varsayalım,güncel teknoloji ile üretilen gemiler artık bölmeler halinde üretilmekte kendinizce hesap kitap yaptınız tam ortasından vurdunuz diyelim kocamanda delik açtığınızı varsayalım bunun gemiye hiçbir tesiri olmayacaktır çünkü o bölümün gemiyle bağlantısını kesecekler ve su sızıntısı önlenecektir veya tahliye edilecektir.düz mantık yürütüp kaptan köprüsünü vuralım yönetim etkisiz hale gelirse gemi çöker dediniz kontrol dışı kalır diye düşündünüz ancak unuttuğunuz detay askeri bir sistemde emir komuta birisi ölse bile bir başkasıyla devam edecektir.her biriminde birbirinden bağımsız olarak savaşmaya devam edebileceği gerçeğidir.

hep nasıl olmayacağını anlattık olabileceği senaryo hiç yok mu der gibisiniz? teorik olarak var teorik diyorum çünkü bahsedeceğim silah elektromanyetik toplar,saniyede 2 kilometre hızla ilerleyen bir top atışı ile 7000 kmlik bir hızla hedefe çarpması ortalığı 4 temmuz kutlamalarına çevireceği muhakkak ancak topu ateşleyecek sistemin bu denli gemiye nasıl yaklaşacağı problemi doğuyor oda beni ilgilendirmez şimdilik.batırma yöntemlerinin zahmetli oluşu sebebiyle etkisiz hale getirme seçeneğini değerlendirmek gerekir bunun için de başarabilirseniz eğer nasıl olacağı konusunda bir fikrim yok geminin pistini kullanılmaz hale getirmeniz fazlasıyla hanenize artı puan kazandıracaktır.bu kadar kararlı ve ülkelerin imaj yüzü olan teknolojileri kullanılmaz hale getirmenin kafanıza nükleer bomba yeme ihtimalinizi de artıracağını sırf teslim olmuyorlar diye japonyaya atılan 2 atom bombasını sizlere hatırlatmak isterim iyi forumlar.

o yuhlayanların dörtte üçünün erdoğan'a oy verdiğine yemin edebilirim ama ispatlayamam.

t: olağan bir durum.

ağırlaştırılmış müebbet alacaktır. ayrıca bu errrrkek evladı mahkemede silahın yanlışlıkla ateş aldığını söylemiş. yani hem gerizekalı hem de yediği bokun arkasında duramayan bir korkak. kalıbını sikeyim senin ben.

islamcı terörizm güzellemesi için piyasaya sürülmüş prodüksiyon.

sanırsın daha bir kaç gün önce bir müzik etkinliğinde allahlarının adını bağırarak toplu katliam yapan müslümanlar bunlar değil.

aramızda ne kadar çok islamcı terörist sempatizanı varmış.

üstte bir dallama aldatmanın kötü olduğunu kabul etmemek için 2 paragraf yazı yazmış amk, politik doğrucu olacağım diye kıçınızı yırtıyorsunuz lan azıcık göte göt demeye yüreğiniz olsun.

heyecanlarımı kaybedişime üzülüyorum.
büyümek bu olsa gerek.. hissiz, ruhsuz bir insan oldum işte.
dümdüz yaşayan bir insana evriliyorum gün geçtikçe.
merak ve şaşkınlık duygusu olmayan kişi, hayat adına ne üretebilir ki..

kadına pink dedik, pimp çıktı.

(bkz: hani marjinal bizdik)

yine kahkahalık, rezil bir bölüm, müthiş. laiklik neferim taliban kafalı okul sahibine voleybol şortu konusunda iyi geçirdi. yine ceza gelirse şaşırmam.

her hafta teoman'ın müziği bıraktığı gibi bıraktığım dizidir aynı zamanda.

debe: yahu mis gibi başka entry'lerim var, cuma akşamı kafam iyi, keyfim yerindeyken girdiğim sabah silerim entry'siyle debe'ye girmek de... yazıklar olsun sözlük.

bir adet son model cadillac escalade.
aklımda bir tarih var, o güne kadar aldım aldım...alamazsam şimdi onlar düşünsün mode on.

halı saha.

isbu entry, numarali entry'ye cevaben yazilmistir.

uzun yillardir orta dogu'da varligini surduren devlettir. devletlerin sinirlarini genisletmesi ya da daha cok topragi elinde tutmaya calismasi onlari zayiflatarak eski topraklarini da kaybetmelerine neden olabilir. ermenistan'in yasadigi da budur. her seye ragmen israil ile ermenistan'in ayni kaderi paylasacagi kanaatinde degilim.

insanlar yasadiklari derin refah farkliliklarina karsi isyan etme ve savasma gibi durtulere sahip olurlar. israil 10 milyonluk nufusuyla yaklasik 500 milyar dolarlik bir milli gelire sahipken ermenistan 20 milyar dolarlik bir milli gelire sahiptir. görsel

bu rakamlar tabii ki israil'in ermenistan ile kaderdas olamayacagini gostermez ama olmasinin ermenistan'a nazaran cok cok zor oldugunu gosterir cunku israil bu ekonomik buyuklugunu teknoloji yogun sektorlere borcludur. yani ciddi bir dogal kaynak ya da ucuz iscilige dayali bir ekonomisi de yoktur. kiyaslamayi filistin ile kisi basi dusen milli gelir uzerinden yapinca is daha da garip bir hal aliyor.

520 milyar dolarlik israil milli gelirine karsilik filistin 20 milyar dolarlik bir milli gelire sahip ve kisi basina dusen milli gelir israil'de 55 bin dolarla filistin'in 15 katindan daha fazladir. tabii ki kisi basi milli gelir direkt olarak refaha ve/veya ulke ekonomisinin dunya ekonomisindeki rolune dair direkt bir sey soylemez. petrol zengini katar'da milli gelir bir ara petrol varili arttiginda 100 bin dolar sinirina dayanmisti ama israil'in teknoloji yogun milli geliri teorik olarak ortalama refahin da yuksek oldugunu dusunduruyor.

fed faiz artirip dunya ekonomisini sallama surecine basladiginda ozellikle az gelismis ulkelerde yasanan refah kaybi daha yuksek olur cunku dunya ticareti momentum kaybettikce bu ulkeler kendi sermaye gruplarini ihya edebilmek icin enflasyon uretmek zorunda kalirlar ya da refah kaybini toplumlarina dayatirlar.

burada basta degindigim refah gradyani gittikce artar. hem gecmise gore refahinizin dustugunu gorursunuz hem de mekana gore cunku hemen yani basinizda israil gibi ozellikle kimlik olarak da nefret beslediginiz kimliklerin oldugu bir devlet vardir. bu kosullar altinda oraya saldirmak istemenizde sasilacak bir sey yoktur aslinda.

insan haklari ve demokrasi gibi degerler bati'dan neset etse de butun insanligin ortak degeridir. dogal kaynak disinda faktorlerle ekonomisi guclu olan ulkelerde bu degerlerin asinmasi butun dunya ekonomisini sarsar ve bundan herkes etkilenecegi icin dunya kamuoyu buna sert reaksiyon verir. fakat her ortamda yasayan insanlar ayni ekonomik agirliga sahip degildir.

nasil olmali ile nasil sorulari farkli sorulardir. bence temel insan haklari butun insanlar icin gecerli olmalidir. herhangi bir insanin cani bir baskasindan daha degerli ya da degersiz olmamalidir. bunlar nasil olmali sorusuna benim verdigim cevaplardir. peki nasil sorusuna ne cevap verecegiz?

ortalama bir israil vatandasinin cani bir filistinli'den daha degerli midir?

realist bir sekilde bakarsak evet daha degerlidir. daha degerli oldugu icin bircok bati ulkesi israil'in yaptiklarina ses cikarmak istememektedir. israil abd iliskileri, israil ekonomisinin dunya'daki agirligi ve diger dis dengeleri israilli'nin canini filistinli'nin canindan daha degerli yapiyor. boyle olmasi inanin benim de hosuma gitmiyor ama realite budur. bana ofkelenmeniz ya da kufretmeniz kontra arguman gelistirip reelpolitik okumasi yaparak bu onermeyi curutmediginiz surece degersizdir.

tabii bu sadece bir parametredir. bunun disinda devletler arasi dengeleri iceren toprak parcalari, uzerinde yasayanlarin ekonomik aktivitesi dusuk olmasina ve altinda herhangi bir dogal kaynak olmamasina ragmen onemli olabilir. mesela zengezur koridoru buna ornektir. bu koridorun acilmasi iran icin olum fermanindan farksizdir, ya da en azindan iran devleti boyle dusunur. cunku dogal kaynak zengini azerbaycan ve hazar'in dogusundaki turki cumhuriyetlerle turkiye arasinda bir kara ve deniz baglantisi acmak 15-20 milyon azeri nufusun yasadigi iran icin tedirgin edicidir.

demografik yapiyi degistirmeyi hedefleyen adimlarin 21. yuzyilda yapilamayacagi iddiasini ise yari romantik buluyorum. onceki yuzyila gore oldukca zor olacagi bir gercektir vakia imkansiz degildir. boylesi bir degisim antidemokratik uygulamalara bir ornektir, bunda suphe yok fakat anti demokratik uygulamalarin uygulanabilirligi reelpolitik bir meseledir. devletler arasi dengeler izin verdigi muddetce hicbir devlet bu antidemokratik ben boyle yapmayayim demez.

israil'in gazze'yi tamamen dumduz edip kara harekatiyla hamas'i yenilgiye ugratip oradaki butun filistinlileri misir'a surgun etmekle olmek arasinda bir tercih yapmayi askeri olarak basarip basaramayacagi ayri bir konu ve daha cok askerlerin ve sosyal propaganda gucunun bir fonksiyonudur.

israil'in gazze'yi tamamen ortadan kaldiracak bir kara harekatina girisip girismeyecegi ise devletler arasi kamuoyundan gelecek tepkilere, israil'in ekonomik gucune ve israil-abd iliskilerine baglidir. bolge halklarinin israil'e nazaran kalabalik ve fakir olmasi canlarinin daha degersiz olmasi sonucunu getirir ama bu direkt olarak israil'in guvenli bir ortama kavusamayacagini gostermez.

bati seria icin degil ama bir an gazze icin israil'in gazze'yi tamamen ortadan kaldirdigini dusunun. bolgedeki tek siniri misir ile olur. gorece guclu bir ulke oldugu icin dengeler daha surdurulebilir bir hal alir ama iran ve hamas ikilisi buna ne kadar riza gosterir ya da israil bunu basarabilir mi bu ayri bir soru tabii. benim demek istedigim tek sey soykirim, demografik yapi degisimi, insanlarinin caninin hice sayilmasi gibi antidemokratik uygulamalarin, antidemokratik dogasindan geregi basarisiz olacagini iddia etmenin mantikli olmadigidir.

birkac basit evet/hayir sorusu sorarak bitireyim.

gazze'deki insanlarin/sivillerin caninin israil icin bir onemi var mi?

hayir yok.

gazze'deki insanlarin/sivillerin caninin hamas/iran icin bir onemi var mi?

hayir yok.

gazze'deki insanlarin/sivillerin caninin abd/bati/rusya/cin icin bir onemi var mi?

hayir yok.

insanlik dramlarinin reelpolitik icin bir degeri yoktur, keske olsaydi ama yoktur. mamafih insanlik dramlari kullanilarak reelpolitik manevra sanslarinin elde edilebilmesi ihtimalinin reelpolitik icin ciddi bir onemi vardir. mesela bernie sanders abd baskani olursa mevcut abd-israil iliskilerinin yapisini degistirme istegi olsa bile bunu basarabilmesi abd ici aktorleri ikna edebilme becerisine baglidir.

türkiye de tarih dersi 2. dünya savaşının bitişiyle biter. en son atom bombası atılmıştır. onun görselini görürüz ve tarih dersi bitmiştir. biz okumayı yazmayı pek sevmeyen cahil bir halk olduğumuz için ah burada bişey yok demişizdir ama aklımıza gelmez 1945-1991 arasında barış dolu dünyada sadece türkiyede 2 darbe, 2 muhtıra, 1 başarısız darbe girişimi, 2 savaşa katılım gerçekleşmiştir. ha bir de sevgi pıtırcığı sovyetler birliğinin sevgili genel sekreteri stalin bizden kars, ardahan ve ağrı dolaylarını biz buralardan 1. dünya savaşı esnasında bir geçmiştik şimdi bize verin bakalım diye istemesi haricinde acayip barış dolu bir dönem geçirdik.

ezcümle, az okuyun amk.

depremden önceki cumartesi günü banyo yapmıştım.

üstünden tam 8 gün geçmişti ve 8.günün akşamı sığındığımız otelde banyo yapmıştım. avuç içi kadar şampuan kullanmama rağmen saçlarımı köpürdetememiştim. çünkü saçımın içi toz ve moloz parçaları doluydu.

okuma yazması olmayan ya da okuduğunu anlamayanlar için amme hizmeti:

tekli eğitim veren ilk ve ortaokullarda (sabahçı öğlenci olmayan okullar yani)

beş adet tenefüsten 1 tanesi en az 20dk olmalı.

diyor, yönetmelik.

zaten çoğu okul ilk tenefüsü 20dk yapıyordu, bu sadece resmiyete büründürülmüş.

amme hizmeti sonu.

sığ beyinleriniz şunu bir anlamadı gitti; bir kadının giyim zevki gençliğinin ilk yıllarında oluşur. insanlar gençken nasıl giyinirse yaşı ilerledikçe de büyük oranda aynı giyinmeye devam eder modanın da etkisiyle.
siz anneleriniz nasıl giyiniyorsa şimdi kadınlar da aynı giyinsin istiyorsunuz. bilmediğiniz ve anlamadığınız bu işte sizin anneleriniz gençken de aynı giyiniyordu.

genç kız gibi görünmeye çalışan kadın yoktur. ayrıca giyimle genç görünmek mümkün değildir.

ayrıca size ne? insanlar ne giyeceğini size mi sorsun?

hakikaten kafayı yemişsiniz oğlum siz.
bu artık namussuzluk.

kerem takımda olmasa icardiyi seferoviç gibi siktir etmiştik çoktan.
boeyin kütük gibi ortalarıyla mı, raşitsanın ceza sahasına giremeyişleriyle mi, yoksa yunusun kendi ekseni etrafında dönüşleriyle mi gol atmasını bekliyordunuz icardinin?
sahaya çıkmayan kötürüm ziyekle mi? 20 haftadır hazırlansın diye beklediğimiz zahayla mı? ne iş yaptığı belirsiz teteyle mi?

16 maçta 12 gol katkısı var.
geçen sezon 24 gol, bir önceki sezon 26 gol katkısı.

bu sezon takımdan keremi çıkar, elinde şampiyonlar ligine 2. elemede havlu atmış, ligde fenerin 8 puan gerisinde bir takım kalır.

her sezon 25 gole etki eden takımı resmen sırtında taşıyan yerli ve genç bir oyuncuyu resmen aforoz edecek ergenler. sadece ve sadece trend bu olduğu için.
tvitterde biraz övülsün bu yukarıda yazan yavşak burada üstünü başını parçalar keremim de keremim diye.

takımda istemiyorum demek gerizekalılık değilse orospu çocukluğudur. başka açıklaması yok.
orospu çocuğusunuz.
hatta dostlardan çok özür dileyerek daha ağır konuşuyorum siz fenerbahçelisiniz.

ben ısmarlayacaksam çocuklarımla. bu pahallıkta çocuğumun rızkını elaleme yediremem kusura bakmayın.

daha dün iki kuruş tatlı paraya gelen rus ve ukraynalılara mallarını peşkeş çeken, esnafların türkçe yerine yoğunluk nüfusta olan ırkın dilini kullanan, para gördüğünde herşeyini satabilecek insanların yaşadığı ülkemde sindirmek kolay değil demiş. güler misin ağlar mısın.

seven kadını mutlu etmek kolaydır. sevmiyorsa sizi, sizinleyken ne yüzü güler, ne enerjisi yükselir ne mutlu olur ne de sizi mutlu etmek gibi bir kaygısı olur. işin sırrı sevgide. biraz gerçekçi olalım. seven kadın mutlu olur. hatta öyle ki, çoğu insanın önemsemeyeceği küçük anlarda ve ayrıntılarda bile sizi dahi şaşırtacak mutluluklar, heyecanlar bulur. yeter ki istesin. siz sadece sevilmiyorsunuz, hepsi bu.

hatay dürüm..

sıcak salçalı su, patates kızartması ve eser miktarda yanmış tavuk derinisini
çift lavaş içine sarıp yapılan yemeğin adıdır.

dişil ve eril kelimelerini kim icat ettiyse onun da avradını. ulan son yılların en tiksindirici tanımları.

barboya tarifi istiyorum deyip yine 2. yaptılar adamı. dalga geçiyor herhalde bunlar hmmnaa :))

"verdiği sözü tutmuyor hayat. tutsa bile, özlediğimiz şeyin özlenilmeye değer olmaktan ne kadar uzakta bulunduğunu göstermek için yapıyor bunu. kimi zaman umut, kimi zaman da umulan şey aldatıyor bizi. bir eliyle verdiğini öteki eliyle alıyor.

uzaklığın büyüsü, cennetler gösteriyor bize. ama büyülenir büyülenmez, bu cennetlerin uçup gittiğini görüyoruz. demek ki mutluluk ya gelecekte ya da geçmişte. şimdiki an güneşli ovanın üzerinde dolaşan bir küçük buluta benziyor. önü arkası pırıl pırıl bu bulutun. ovaya yalnız onun gölgesi düşüyor..."

(bkz: okumak, yazmak ve yaşamak üzerine)
(bkz: arthur schopenhauer)

seda sayan'ın muhabir versiyonu. itici. kanal değiştirme sebebi.

izmirde buddy arayan hanımefendi varsa yeşillendirebilir. fuck şart değil..

not: tipsiz değilim. boy 1.85. mali durum güzel.

dilan polat kim yeea, bu kadını devamlı konuşmayın yeea diye sayıklayan zavallılar sanırım bu olayların finlandiya sınırları içerisinde olduğunu sanıyor galiba.

lan aptal oğlu aptallar, türkiye gibi 3ncü dünya ülkelerinde adalet sadece toplumsal ayaklanma ve baskı ile yerini bulur. diğer türlü zaten gerekli yerlere rüşvetini verir hakim karşısına bile geçmez böyleleri.

böyle kolay yoldan para kazanıp herkese gider yapan toplum asalaklarının devamlı gündemde tutulması ve ifşa edilmesi şart. bağımsız basın diye bir yer olmadığı için bunun tek olabileceği yerde sosyal medya. başka yolu yok.

kılını kıpırdatan şerefsizdir!!!

birkaç başlık var... birini deyivereyim: çocuklar genetik olarak vellere benziyor. içlerinde ders dinlemeyeni, aklı başka işlerde olanı, akranına zorba olanı oluyor.. bir öğrenci şiddeti var aşikâr. . ama ben ders anlatmak istiyorum. ilgi çekerek, anlamlandırarak, günceli yakalayarak.. . yeni nesil çok başka havalarda. veli ne yapabilir, bilmiyorum.

esasen bunları seçmeli . okumak istemeyen gerçekten sınıfta olmamalı. öğretmen, okul! sınıf israfı .. isteyeni de engelliyor ..