Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. vitor pereira

    üniversiteyi kazanınca sevgilisinden ayrılan fenerbahçe, kimseyi bulamayınca lisedeki sevgilisine geri döndü.

  • 2. soylu'nun ben dünyanın en kötü adamıyım açıklaması

    ağzından ilk kez doğru bir şey çıkmış. evet, öylesin ve kurduğunuz uyduruk sistemde değil, tc yargısı karşısında hesap vereceksin.

  • 3. kartal tibet

    vefat etmistir, cocukluk kahramanim. vefat haberini yarim saat once oglu kanat tibet facebook hesabindan duyurdu.

    turk sinemasinin, yani yesilcam'in en onemli jonlerinden ve yonetmenlerinden birisiydi. sinemaseverler kartal tibet'i her daim uc farkli yonuyle hatirlayacaklardir.

    1) yesilcamin salon filmlerinin jon'u
    2) altar'in oglu tarkan
    3) ve yonetmen kartal tibet.

    1938 yilinda ankara'da dogan kartal tibet, ankara devlet konservatuari tiyatro bolumunden mezundur. sinemaya 1965'da uc filmde birden basrol oynayarak baslamistir. (bkz: senede bir gun) (bkz: hickirik) (bkz: karaoglan altay'dan gelen yigit)

    uzun yillar sinemada filiz akin, hulya kocyigit, turkan soray gibi yesilcam'in kadin starlari ile basrollerde oynadi. ancak asil ununu, kariyerinin baslangicinda (bkz: suat yalaz) 'in aksam gazetesinde tefrika olarak yayinladigi (bkz: karaoglan) cizgi romaninin yesilcam versiyonu filminde oynayarak yapmistir.

    yasami boyunca 127 filmde rol almis olan tibet, 1976 yilinda (bkz: tosun pasa) filmi ile yonetmenlige adim atmis, bunun yanisira 60 adet sinema filmi ve televizyon dizilerini yonetmistir.

    yazimin basinda dedigim gibi cocukluk kahramanim idi. bir yandan cocuklugumda annem ve babamla gittigim yesilcam melodramlarinin esas oglani iken ( bzk: sevemez kimse seni) (bkz: sarmasik gulleri), diger yandan shostakovitch'in acilis muzigi ile costugumuz tarkan filmleri ile benim kusagimin krallarindan birisiydi.
    1976 yilinda tosun pasa filmi ile yonetmenlige basladiktan sonra, seksenli yillarda turk sinemasinin en onemli filmlerine yonetmen olarak damga vurmustur. umudumuz saban, sark bulbulu, davaro gibi filmlerle kemal sunal'i sohrete tasiyan filmlerin yonetmenidir.

    doksanli yillardan sonra televizyon icin aralarinda en unlusu (bkz: super baba) olarak bircok dizinin yonetmenligini yapmistir.

    iki cocuk babasi olan kartal tibet'in ogullarindan kanat, filmlerinden birisinde cocuk tarkan'i canlandirmistir.

  • 4. ilk maaşın şimdiki maaşa dolar bazında kıyası

    2007 yılında ilk işe girdiğimde aldığım maaş dolar bazında 800 dolar
    2021 yılında farklı bir işte çalışıyorum aldığım maaş dolar bazında 540 dolar

    evet, bu ülkeye 15 senenizi veriyorsunuz, karşılığında %40 fakirleşiyorsunuz. o da hala bir iş sahibi olduğunuza şükrederek. üstelik 2007 yılında 500 dolara alabileceğiniz şeyleri şimdi 1000 dolara bile alamıyorsunuz. aslında reel anlamda 2-3 kat fakirleştim.

    bir y kuşağı olarak 2007 yılında gençtim, hevesliydim, idealisttim ve mutluydum. şu anda mutsuzum, umutsuzum, bıkkınım. edirne'den batıya hangi ülke gel dese koşarak dönmemek üzere gidecek durumdayım. üzücü durum şu an z kuşağı bu genç yaşlarında aynı düşüncede.

  • 5. 2 temmuz 2021 isviçre ispanya maçı

    barcelonasi reali yetmiyor gibi ülkesi de hakem desteği ile ayakta tutuluyor. rezalet bir karar ile isviçre'nin 10 kişi bırakıldığı maç.

  • 6. soylu'nun 132 bin ailenin et yemesini istememesi

    ekrem imamoğlu'nun sabah attığı twitle öğrendiğim utanç verici olay. akp artık oy almıyorsak insanlar aç kalsına kadar getirdi olayları. https://twitter.com/…tatus/1410809980073222144?s=19

    edit youtube linki: https://www.youtube.com/watch?v=ulvsa7vysam

    edit 2 rrrrrrrrrrrr: (bkz: ibb'nin kurban bağışı toplamasına izin verilmesi)

  • 7. 2 temmuz 2021 belçika italya maçı

    ilerleyen dakikalarda giorgio chiellini’nin yaşından dolayı tempoyu kaldıramayıp tozluğundan samsun 216 çıkarıp yakacağını ve akabinde de “topu buraya getirmeyin lan ecdadını siktiklerim” diyerek sitem edeceğini düşündüğüm karşılaşma.

  • 8. sivas katliamı

    türkiye tarihinin en acı olaylarından biri olan, devlet güçlerinin önünde, devletin gözetiminde gerçekleştirilen insanlık suçu. acı olmasının en büyük sebeplerinden biri de ölüm şekli elbette. ölümün her türlüsü kötü, fakat madımak'taki ve benzerleri çok daha kötü... aydın bir grup, kimseye zararları yok, sanat yapmak amacıyla bir yerde toplanıyorlar ve primattan daha aşağı düzeyde akla sahip yaratıklar tarafından, belki de ölümün en kötü şekliyle, diri diri yakılarak öldürülüyorlar. evet, binlercesini toplasak, o oteldeki bir aydının zekâ seviyesine ulaşamayacak olan canlı oluşumlar tarafından öldürülüyorlar ve onları koruması gereken en güçlü organ sadece seyrediyor, hatta azmettiriyor. eminim otelin içindekiler yanarken bunu da bilselerdi acıları ikiye katlanırdı. yobazlar sizi yakıyor ve sizi koruması gereken devlet bilinçli olarak hiçbir şey yapmıyor. bu kadar kötü insanın arasında yaşadığını bilmek çok korkunç.

    öfkem o kadar büyük ki... sadece yazıya dökebiliyorum, onu da yeteri kadar değil. insanların diri diri yakılmasını teşvik eden, seyreden, hiçbir yaptırım uygulamayanlara, katilleri cezasızlıkla ödüllendirenlere ve davayı zaman aşımına uğratanlara karşı öfkem; örgütlenmiş ve aklını tamamen yitirmiş cehalete öfkem; aradan 28 yıl geçmiş olmasına karşın hiçbir şeyin değişmemesine, hatta her şeyin daha da kötüye gidiyor oluşuna öfkem; hiçbir şey yapamıyor oluşumuza, elimizden bir şey gelmiyor oluşuna öfkem...

    ülke tarihinin en acı katliamlarından biri olan bu olayın siyasî, dinî, psikolojik, sosyolojik birçok boyutu mevcut elbette. işin en önemli boyutu eğitimdir benim için. atatürk döneminden sonra sistematik bir şekilde onun kurduğu eğitim sistemi yok edilmeye başlandı ve bu aşamaya getirildi. aydınları ve entelektüelleri çeşitli yöntemlerle susturan, yobazları ve gericileri yücelterek siyasi erklerini idame ettirmeye çalışan bir sistem yerleştirildi. sonucunda madımak'ı basan, beyin işlevleri körelen ve mantıksal düşünme yetileri tamamen yok edilen bir kitle ortaya çıkarıldı. ülkede şu an, "yak lan yak" diyebilecek büyük bir kesim var ve bu gerçekten korkunç. bu korkunç kitle bana kitleler psikolojisi'ndeki şu satırları hatırlatıyor:

    "kitleler kolaylıkla cellât, fakat aynı zamanda aynı kolaylıkla yüksek bir dava uğrunda şehit olabilirler. her inancın zaferi için istenilen kan selleri tarih boyunca kitlelerin sinesinden akmıştır. milletlerin kaderi artık hükümdar divanlarında değil, kitlelerin ruhunda hazırlanmaktadır."

    sivas katliamı unutulmamalıdır, vicdanı olan biri istese de unutmayacaktır. vicdansız olanlar ise katilleri savunacaktır, koruyacaktır ve kafalarını rahatlıkla yastığa koyacaktır. bir gün hem katillerin, hem azmettiricilerin, hem de davayı ısrarla zaman aşımına uğratanların sert bir biçimde yargılandığı günleri görmek dileğiyle...

  • 9. 2 temmuz 2021 tayyip erdoğan'ın yalan söylemesi

    türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ın avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde covid-19 aşılarının ücretli yapıldığını söyleyerek alenen yalan söylemesi durumudur.

    oysaki hiç bir avrupa ülkesinde aşı için para alınmamaktadır.

    kaynak: https://twitter.com/…nli/status/1410946819606122496

  • 10. ayrılık acısı geçer mi

    bundan baya bir süre önce bir kız arkadaşım vardı. çok uzun bir süre değil ama 6 7 ay kadar birlikte olduk sanırım. sağlıklı bir ilişki değildi. sıklıkla kavga, tartışma vs. sonra ayrıldık.
    yaklaşık 1 ay kadar uyuyamadım.
    o dönem ailemle birlikte yaşıyor olmama rağmen kapı çaldığında o geldi gibi hissederdim (sadece bir defa gelmişti)
    yaklaşık 3 ay kadar durduk yere elim titrerdi ara ara.
    içimde asla bitmeyeceğini sandığım bir boşluk.
    sürekli üşüyor gibiydim.
    o dönemde ilişki benden kaynaklı bitmemiş olmasına karşın bitmemesi için pek çok şeyden vazgeçebilirim gibi düşünüyordum.
    tam olarak ne zaman atlattım bilmiyorum ama geçti. geçiyor. geçmiyor ise bu aşkınızın veya sevginizin inanılmaz büyük olduğundan değil sizin saplantılı olduğunuzu gösterir.

  • 11. #polislerintiharediyor

    şimdi bu durumu protesto edelim desek yine polislerden dayak yeriz.
    geçen bir polis ne diyordu;
    (bkz: ağzını açanı alın)

  • 12. kedi köpeği ağzından öpen insan

    mikrobiyolojiden haberi olmayan insandır. evcil de olsa başınıza ne geleceğini bilemezsiniz.

    çinli adam yarasa yedi diye ortalığı ayağa kaldırıyoruz. bu sadece onun biraz daha masum versiyonu. hayvanın salyasıyla doğrudan temasa geçiyorsunuz hatta belki de siz onu öpmeden önce vücudunu yalarken dışkısıyla da temas etti. aşısını da yaptırsanız temiz de tutsanız asla %100 emin olamazsınız.

    “emin ol senden temizdir.” kafasını da anlayamadım. sen insansın ben de insanım. karşındaki seninle aynı tür değil ki. onun vücudunun dirençli olduğu ama sen yakalandığında seni yataklara düşürebilecek pek çok hastalık var. fark etmezsin bile. hayvan düşmanı falan da değilim, sevginizin dozunu ayarlamayı bilmenizde fayda var.

  • 13. ali koç

    beceriksiz, yalanci ve gerçekten zeki değil. bu sene fenerbahce ile olan bagimi asgari duzeye indirmeme sebep oldu. kafam rahat artik. getireceği futbolcuları da, hocayı da sikeyim.

  • 14. 1 temmuz 2021 istanbul sıcağı

    daha demin salondan develerin geçtiğini görmemle katıldığım sıcak.
    böyle aheste aheste bir kaç deve salondan geçip banyoya doğru ilerlediler.
    sadece ben değil,
    hiperaktif kedi de perişan.
    su kabına bile sürünerek gidiyor normalde energizer tavşanı gibi heyvan.
    ama haklı;
    şu sıcakta bülent ersoy gibi kürkle gezmek zorunda garibim.
    edört: yeşil vadi tellioğulları'nındır!

  • 15. iş başvurusunda ücret beklentisi sormak

    bazi kimselerin mantiga burudugu saçma sapan olay, tabu. bla bla bla anlaminda soruluyormus, benim de çok sikimdeydi isverenin niyet okuyuculugunu yapmak. bu kadar basit ve temel bir seyi bilmeceye çevirmek nedir? adam bana kafamdakinin yanindan yakinindan gecmeyecek bir ucret vermeyi planliyor ama bunu gizleyip gene de iki saatimi yiyor. en bastan soyle (hatta ilana yaz) de ki ben x lira vericem ona göre devam edelim veya kalk git. bu tabularla ugrasmak zorunda mıyız amk, ne zaman demistify olacak su isler hayretle takip ediyorum.

    buzdolabi alacaksın, beyaz esya satan magazaya gidiyorsun fiyat belli degil. kasaya geliyorsun peki bu buzdolabi icin dusundugunuz rakam nedir? o anda sokadabilirler ve vazgecersin ama gene de modelleri arastirmak zorundasin cunku bla bla bla. ne farki var bundan amk. kapitalizmin getirdigi ne kadar ayak oyunu varsa hepsinin amk.

  • 16. ibb'nin kurban bağışı toplamasına izin verilmesi

    an itibarıyla gerçekleşmiştir

    imamoğlu mücadele etti, yine kazandı.

    içişleri linki

    @badride uyardı, izin verilmediğine ilişkin bakın yazı burada

    girdiği hiçbir mücadeleden başarısız çıkmayan müstakbel cumhurbaşkanımıza bin kez helal olsun.

    halkın sofrasındaki 1 kg kavurmaya göz dikenler dersini almıştır umarım.

    ekrem imamoğlu tweet’i

    --- spoiler ---

    ibb başkanı ekrem imamoğlu'nun çağrısının ardından ibb'ye ait istanbul vakfı'nın kurban bağışı toplamasına izin verildi.
    --- spoiler ---

    (bkz: soylu'nun 132 bin ailenin et yemesini istememesi) artık bir şey ifade etmemektedir.

  • 17. kıdemli başçavuş

    lakabı sniper olan bir kıdemli başçavuş vardı bizim bölükte. mekanik nişancılık eğitiminde sigara isterdi. marlboro, parliament uzatan olursa alır kulağının arkasına koyar, "maltepe, samsun yok mu oğlum?" derdi. gariban çocuklardan biri "var komutanım" diye çıkarırdı hemen parkasının üst cebinden. sonra o sigarayı 25 metreden vurur, kulağının arkasındakini yakıp içe içe nizamiyeye doğru yürürdü. öyle enteresan bir adamdı.

  • 18. arkadaşlık kesme sebepleri

    o kadar çok sebebi var ki. uzuuuuunca, üstü kapalı yazacağım.

    *bir arkadaşıma maddi ve manevi tüm iyilikleri yaptım. maddi olarak zora düştüğüm bir dönemde yanımda olmadı. görüşmeyi kestim.

    *bir arkadaşım doğum gününü kutlamadım diye tribe girdi. bu saatten sonra trip çekemem (ki doğum gününü hatırlamıştım. gece 2'de kutlamıyım, yarın kutlarım derken yoğunluktan kutlayamadım). ayrıca bunun üstüne yine "maddi" olarak hoş olmayan bir tavır sergiledi.

    *başka bir arkadaşımı bir çağırırım gelmez, iki çağırırım gelmez. üçüncüye çağırmam.

    *sohbeti sarmıyorsa görüşmem. belli bir yaştan sonra sürekli goygoy yapmaktan sıkılıyorsun. ciddi bir şeyler konuşmak istiyorsun.

  • 19. müge anlı ile tatlı sert

    sorulmayan ve cevaplanmayan sorular:

    1- uğur ve betül o akşam neden yemeğe gitti? yemeğe gidilen gün ile olayın aynı ana gelmesi tesadüf mü?

    2- diyelim yemeğe gittiler ve uğur ile betül'e neden ayrı ayrı yemekte ne vardı diye sorulmuyor? eğer yemek yendiyse cevaplar tutacaktı tabi.

    3- uğur'un odasında silah vardı ama uğur silahı kaldırmış, neden? olur da baba başka odada olursa eğer silaha yeltenip mukavemet göstermesin diye mi?

    4- mehmet ali ve yılmaz neden programdan kaçıyor? bir insanın adı bir yerde sürekli geçse hiç yoktan kendini aklamak için dahi çıkıp cevap verir, değil mi?

    5- sözde cinci hoca aslen şarlatan olan adama neden bağlanılmıyor? böylece betül'ün babasının ona gidip neler söylemesi gerektiği konusunda verdiği telkinler öğrenilemez mi?

    6- cinayeti işlemeye gelen kişiler mutlaka bir şey söylemiştir. öyle içeri girip direkt dan dun insan öldürmezler değil mi? çünkü ortada kin ve nefretin ayyuka çıktığı bir sebep var.

    7- cinayeti işlemeye gelen katilin yerine koyun kendinizi 2 kişiyi öldürmüşsünüz ama 3. kişiyi öldürmekte zorluk çeker misiniz? neden? öldürmezseniz de neden?

    8- can havli ile pencereden kaçtığınızı düşünün, camda sineklik var, çekip atar mısınız yoksa tutup kenara mı koyarsınız?

    9- katil odaya geliyor ve dipçik ile büşra'ya vuruyor. nedense dipçikleri hep aynı yere tutturuyor. neden ve nasıl sadece o kısma denk getiriyor?

    10- en basit bir saldırıda bile refleks olarak elimizi refleks olaram başımıza götürürüz değil mi? uzaktan bir cisim, bir top bile gelse dahi. büşra'nın başınq dipçik darbeleri geliyor ama ellerini başına, kafasına götürmüyor ve ellerine dipçik darbesi nasıl gelmiyor? ellerinden nasıl yaralanmıyor?

    11- böyle bir olaydan sonra koşa koşa abinizin yanına mı gidersiniz yoksa en yakınınızda kim varsa, bu kişi kim olduğu fark etmez, telefon ile çağırmaz mısınız? olay yerini bırakıp gitmek nasıl bir şey?

    12- oraya gelen erlerden biri, büşra'nın arabadan inmediğini söyledi. oysa anne o sırada henüz ölmemiş ve ölmek üzere.

    13- olay akşamı mehmet ali neden araba ile geziyor ve durum atıyor? madem sadece bundan ibaret neden yayına çıkmıyor?

    14- evdeki 120 bin tl ne oldu? uğur ya da betül'ün ailesi bu olaydan sonra masraf gerektiren bir harcama yaptılar mı? yani çok para giden bir şey aldılar mı?

    15- betül'ün babası neden duvardaki saatin arkasında dinleyici olduğundan şüphelendi ve baktı? evdekiler zaten suçsuz ve günahsız ise dinleyici olsa ne olur olmasa ne olur değil mi? sonuçta duyulmasını istemeyecek bir şey söylenmez.

    16- belki de en önemli sorulardan bir tanesi. cinayet silahı susturucu takılmış bir silah. bu silahı da muhtemelen oradaki sanayide yaptılar. bu işlerle uğraşan, yapan eden kişiler az çok biliniyordur çevre civarda. neden bu kişilere ulaşılamıyor?

    17- uğur, mehmet ali ve yılmaz da sanayide çalışıyor. ve evvelsi gün programda ustaları yayına çıkmasına izin vermiyor denildi. hangi usta yanında şaibeli insan çalıştırır? hangi patron yanında ne olduğu belli olmayan ve üstelik adı cinayet ile anılan bir insanı çalıştırır?

    18- köyde bir cinayet olmuş ve tüm köy halkı sessiz kalıyor, neden? bugün başkasına olan yarın kendilerine olmayacak mı sanıyorlar?

  • 20. slaven bilic

    eskinin besiktasi olmamiz icin son kalan eksik parca. son yillarda olum kalim maclarinin hepsinde oluyoruz. yerimiz de 3. luk oldu hali hazirda.

    sevinmek icin sevmedik, genc fenerliler de her seye karsi, altay da 150 milyon len.

    ben kivama gelmisim.

  • 21. 2 temmuz 2021 fenerbahçe'nin pereira ile anlaşması

    10. hafta daum, 25. hafta ersun gelir. sezon sonu aykut ile anlaşırlar.

    kırklı yaşlardayım, akp de dahil olmak üzere fenerbahçe kadar saçma sapan bir oluşum görmedim.

    not: tiner

  • 22. kek yapabilen erkekler

    durduk yere vurdurduğumu öğrenmeme vesile olmuştur. ah şunları gelip benim yüzüme söyleseniz de kim kime vuruyor bir görsek be. canım isterse gider kek de yaparım, ganajlı pasta da yaparım, revani de yaparım... erkekliğimden de gram kaybım olmaz bunları yaparken. allahın yobazları.

  • 23. seçimde hile yapılırsa başkanlığı devretmeyeceğim

    tövbe bismillah elim titreyerek açtım.

  • 24. isminden güzel olduğu belli olan kız isimleri

    başlık sahibi bu kişiyi de görmemiş sanırım
    (bkz: irem derici)

  • 25. skoda superb

    geçen gün rumeli hisarının önünde gördük, istanbul mu büyük bu mu dedik...

  • 26. çocukların yarattığı kelimeler

    meme kilodu
    oğlum sütyen için bu ismi yaratmış.

  • 27. tl'yle burun silen israillinin gözaltına alınması

    (bkz: filistin asıllı israilli)

  • 28. kanada'da sıcaklardan 486 kişinin ölmesi

    garip bir doğa olayı.

    telef oldu nasıl bi tabir amına kodumun orospu çocuğu ayısı

  • 29. ben medeni kanunu reddediyorum

    medeni olmadığı için normaldir.

  • 30. 2 doz sinovac sonrası biontech aşısı olmak

    65 yaş ebeveynlerimin bugün (aslında dün) olduğu aşı. sırada beklerken kendilerinden başka sadece sağlık çalışanlarını gördükleri için biz ne yapıyoruz diye biraz sorgulamışlar ama olmuşlar sorunsuz. ilk akşam itibariyle hafif kol ağrısı dışında şikayet bildirmediler. birinde çeşitli ilaçlara alerji+yüksek tansiyon, diğerinde kalp (stentle kuvvetlendirilmiş) + şeker mevcut. çok şükür iyiler inşallah böyle devam eder.

    pek tabi herkeste farklı şekilde tepki gösterebilir o yüzden kendi kararınızı vermenizi rica ederim.

    aşıdan sonra hemşireler telefonlarını almışlar, sanırım yan etkilerini izleyecekler. inşallah antikor falan da ölçerler de ne kadar koruduğuna dair bir veri oluşur.

  • 31. 2. el oto fiyatlarında büyük düşüş beklentisi

    ne ev fiyatları ne de araba fiyatları düşmez düşmesi için sebep yok. bu konuda hoşuma giden hikayeyi bırakıyorum buraya.
    1956 yılında yazılana bakar mısınız? ne güzel yazmış bugünleri...
    (bkz: aziz nesin) (bkz: damda deli var)

    --- spoiler ---
    ...
    kiracılık derdini bildiği için bir ev sahibi olmadan evlenmiyecekti. beş yıl bir kat elbiseyle yetindi; cıgaraya, rakıya alışmadı; sinemaya, tiyatroya, gitmedi, gezip tozmadı, bir keşiş, bir hint fakiri gibi yaşadı.
    beş yılın sonunda dişinden, tırnağından ikibin lira arttırabildi. onun gibiler için ikibin lira çok para sayılırdı. parasına göre, hattâ bin liraya bile satılık evler vardı ama, onun isteğince değildi. çürük, çarık şeylerdi.
    «bir arsa alıp, üstüne kendim bir ev yaptırayım» diye düşündü.
    deniz kıyısında, güzel görüntülü geniş bahçeli, caddeye yakın bir ev istiyordu.

    olunca olmalı... istediği yerde, aradığı şartlarda iki arsa buldu. birine üçbin, öbünü-ne üçbinbeşyüz istiyorlardı. bin liraya bile daha geniş arsalar vardı ama, isteğine uygun değildi.
    daha bir zaman para biriktirmeliydi.

    1937 yılında toplanan dörtbin lirasını cebine koydu. artık istediğinden güzel bir arsa alacağına güvenli, araştırmaya başladı.
    üçbinbeşyüz lira istedikleri arsaya gitti. bu arsanın yarısı satılmış, üstüne bir villâ yapılmıştı. öbür yarısına beş bin lira istiyorlardı.
    eskiden üçbin lira dedikleri arsaya gitti. buraya altıbin lira istiyorlardı.
    en beğenmediği, eskiden bin ura dedikleri arsaya şimdi dörtbinbeşyüz diyorlardı.
    parasını bankaya yatırdı. eskisinden daha tutumlu oldu.
    pençe pençe üstüne kundura, yama yama üstüne elbise giydi. artık deniz kenarında arsadan vazgeçmişti. şehrin iyice bir yerinde arsa arıyordu. arsayı alacak, ev yaptıracak, eşya alacak, evlenecek, çoluk çocuk sahibi olacaktı.

    1943 yılında ancak beşbin lirası toplanabilmişti. ne kadar elini sıktıysa da pahalılık yüzünden daha çok para biriktirememişti-dört bin lira dedikleri arsanın üstüne dört ev yapılmış, geriye bir parça boş yer kalmıştı. buraya da altıbin istiyorlardı.

    artık çoktaan, şehir içinde arsa almaktan vazgeçmişti. şehrin kenarındakine bile razıydı. ama nerde?
    artık tutumlu değil de cimrinin, pintinin biri olmuştu. yemiyor, içmiyor, ha babam para biriktiriyordu.
    terfi etmişti. aylığı da yükselmişti. şimdi eline eskisinden daha çok para geçiyordu ama, 1950 yılına kadar ancak yedibin lirası olabildi.
    yedibin liraya arsa mı? gülüyorlardı. şehrin dışının dışında bir evlik değil, bir kulübelik arsalar bile bu paraya satılmıyordu.
    taa eskiden baktığı ikibin liraya satılan arsanın yirmide bir parçası boş, satılıktı. buraya kırkbin lira istiyorlardı.

    arsa alabilmek için daha çok para biriktirmekten başka yol yoktu. yeni bir hızla para biriktirmeye başladı. evinin plânını bile yapmıştı, içinde hem alaturka, hem alafranga helası olacaktı. bir yatak odası, bir misafir odası, bir yemek odası, bir salon, bir oda da doğacak çocuklarına... beş oda istiyordu. eskiden evini iki kat üzerine isterken şimdi plânını değiştirmişti. artık yaşlanmıştı, düzayak istiyordu.
    1954 yılında onbin lirası olmuştu. istanbul kazan o kepçe, arsa aradı. bu kadar paraya ancak çekmece, yahut kartal sırtlarında yer bulabiliyordu.
    biraz daha dişini sıkıp, biraz daha kemeri sıkıp para biriktirmeliydi.
    hele bir arsayı alsa, bir de üstüne ev... beş odadan vazgeçti, bir alaturka, bir alafranga heladan vazgeçti. tek bir oda, yeter ki başını sokabilsin...
    evini,yaptırır yaptırmaz ilk iş evlencekti.

    1956 da emekliye ayrıldı. artık emekli maaşıyla ne kadar az yese içse para biriktiremezdi. yirmi altı yıllık çalışmasının kuruş kuruş biriktirerek verdiği sonuç işte onikibin liraydı.
    ne şehrin içinde, ne şehrin dışında, ne deniz kenarında, ne dağ başında bu paraya arsa yoktu.
    arsa aramaktan sanki yirmi yıl daha yaşlanmıştı. babasının sözleri kulağında çınlıyordu:
    — dünyada mekân, âhirette iman!...
    bu dünyada mekân kalmamıştı. öbür dünyaya bakmalıydı.
    arsa aramaktan yorgun argın döndüğü bir akşam yolunun üstünde bir mezarlık gördü, içeri girdi. burası ne kadar da güzeldi. tıpkı hayalindeki evin bahçesi gibi güzel bir bahçe, çiçekler, çayırlık, çimen... temiz yeşillik
    ve renk renk çiçekler, güller arasında mermer mezarları görünce,
    — insanın hemen şu güzel mezarların içine gireceği geliyor! diye söylendi.

    nasıl olsa ölecek değil miydi? işte buradan bir mezar yeri satın almalı, sağlığında, istediği gibi bir mezar yaptırmalıydı.
    mezarlık bir tepede, denize karşıydı. serin selvi gölgeleri arasında sonsuz uykuya yatmak, yaşamaktan daha iyiydi.

    ertesi gün hemen mezarlıklar müdürlüğüne koştu-kendisi için bir mezar yeri satın alacaktı.
    — sizin istediğiniz mezarlıkta boş yer yok! dediler. ama eğer isterse başka bir mezarlıkta, yirmi bin liraya iyi manzaralı bir mezar yeri satın alabilirdi.
    utanarak,
    — daha ucuzu, bana göre bir yer yok mu? dedi. vardı, onbeşbine, onikibine, onbine de vardı. düşündü... arsa işinden tecrübesi vardı. ertesi güne mezarlar da fırlar, bu paraya, mezar yeri de bulamazdı. hemen o gün muameleyi yaptırdı, görmeden mezarım satın aldı.
    sonra gidip gördü. kapalı, manzarasız, kırık dökük mezar taşları arasında bir yerdi. ama o sevindi. göz bebekleri parlıyarak,
    ¦— ooooh, burası benim! benim! dedi.
    şimdi her gün, eskiden işine gittiği gibi sabah erkenden mezarına geliyor, en sonunda bir, toprak sahibi elmanın kıvancıyla burada oturuyor, yabani otları temizliyor, getirdiği çiçekleri dikiyor ve sanki mekânına kavuşacağı günü özlemle bekliyor.
    --- spoiler ---

  • 32. 2 temmuz 2021 otomobil zamları

    (bkz: istifa et amın oğlu)

  • 33. cenaze sahibinin taziyede yemek verme saçmalığı

    başlarım geleneğine dediğim gelenektir. hatta cenaze olayını komple sallasınlar kaldırsınlar bence

    annemin cenazesinde mal olmuştum, 3 gün bir şey yememişim, kafam bambaşka yerlerde, psikolojim darmadağın. bi bakıyorum, akrabalarım arkadaşlarım uzun zaman sonra bir araya gelmişler, gülüşen mi istersin, sırıtan mı istersin

    ulan sonra dönüp kafamı çeviyorum orada taşın üstünde bir tabut var. içindeki benim canım ciğerim. sikerler böyle işi dedim

    gelenek diye bizim cenazemizde de yemek verildi, herkes afiyetle yedi. bir tek ben hariç. yiyemedim, deneyemedim bile. elimde bir tek meyve suyu vardı, o ise hastalığı döneminde hastaneden ona verilen vişne suyuydu. onu bile içemedim ben. boğazımdan geçmedi

  • 34. 2 temmuz 2021 ankara sıcağı

    soguk diyoruz o da soguk mu sen surayi gor, sicak diyoruz biz ona sicak degil boyoz diyoruz diyen tipler hep entry giriyorlar.

    biz de biliyoruz herhalde ankara sicagi ile izmir sicaginin nir olmadigini ama sicak ne yapalim. ustelik pis bir sicak asfalttan vuruyor, bunaltiyor simdi ne yapalim haci bir kosu izmir'e gidip buna da sukur diyip geri mi donelim?

  • 35. ak parti neden kaybedecek

    ak parti zaten kaybetti. kaybedecek diye neden araştırmaya gerek yok.

    akp 2015 haziranında alenen kaybetti. sonrasını hatırlayın. bombalar patladı, pkk azıttı. biz olmazsak böyle olur mottosu üzerinden hareketle bir korku iklimi yaratarak kasım da iktidar oldular.

    2016 da fetö olayı patladı birden. bu doktrin üzerinden de yürüttükleri siyaset iktidar süreçlerine etki etti. 2018 seçimlerinde imdadına mhp yetişti ve blok (ittifak) sistemini getirdiler. (bkz: cumhur ittifakı)

    2019 yerel seçimlerinde bildiğiniz büyük bir hüsran var akp için. apaçık seçimi kaybettiler. bütün büyük şehirler gitti.

    şimdi ise, sedat peker ile başlayan ve gittikçe büyüyen bir tehdit ile karşı karşıyalar. bu cendereden çıkabileceklerini sanmıyorum. ekonominin durumu zaten ortada. artık çeşitli kanalların, yandaş medya dedikleri aktörlerin endoktrinasyon süreçleri kendi seçmenini konsolide etmeye yetmiyor. ciddi bir güvensizlik hakim akp kanadında.

    bence önümüzdeki seçimi zaten çoktan kaybettiler.

  • 36. van'da hamura tekme atan fırıncı

    ekmeği öpüp başına koyan nesilden bu günlere.

  • 37. sözlükçülerin lisedeki lakapları

    liseden beri miskinim.

    (bkz: adımız miskindir bizim)

  • 38. ısrarla meslek soran yeni tanışılmış kız

    (bkz: ısrarla sözlü bekaret kontrolü yapmak için cinsellik konuşmaya çalışan yeni tanışılmış erkek)

  • 39. inanabilirsin ama inanmayana saygı duyacaksın

    "inanmayanlara kurandaki hakaretler" https://www.sonsuz.us/eski/index.php?node=1249

    islam dini inanmayanlara saygı duyamaz. fıtratına terstir.

    aha da ispatı geldi. (bkz: #125288038)

  • 40. 2 temmuz 2021 diyanet'in düğün fetvası

    lüks ve israftan dem vuracaksın, millet düğünlerini gösterişsiz yapsın diyeceksin ammaaa diyanet işleri başkanı zırhlı mercedes, hatta polis eskortu eşliğinde gezecek... ne kadar ironiktir ki zırhlı mercedes'in "beddualardan" koruduğu da tarihte görülmemiştir!

    gözünün önünde yapılan yolsuzluklara, hırsızlıklara, arsızlıklara, milyonlarca insanın kul hakkına girilmesine ses çıkarmayacaksın... sonra da müslümanlık edebiyatı parçalayıp, diyeceksin ki "tevekkül"...

    bu yüzsüzlüğe ancak "hassiktir lan ordan" denir.

  • 41. 1 temmuz 2021 avrasya araştırma seçim anketi

    avrasya anket muhalefete yakın olabilir ancak bu anket şirketinin sahibi olan kemal özkiraz'ın youtube kanalına bakarsanız piyasadaki diğer anket şirketlerinin ortalamalarını aldığında da sonuç 34 civarı çıkıyor. o yüzden yıkık psikolojiyle akp en az 45 alır demeye gerek yok. diğer yandan şuan seçim ne kadar geç olursa o kadar muhalefetin işine yarayacak. her geçen sene yeni seçmen sandığa gidecek. o yüzden benim görüşüm erken seçim istemenin çok mantıklı olmadığı yönünde

  • 42. biontech yan etkileri

    16 haziranda oldum ilk dozu. 2.yi olmasam mı diyorum.

    zaten çok ağır geldi. ateş de yaptı, komaya da soktu. 3 gün uyanmadım, sonrasında da 5 gün aşırı halsiz gezdim.

    ve 4. günden itibaren kalbim sıkışıyo yani acı da denebilir, böyle bi huzursuzum, daha önce yaşamadığım bişey olduğu için tarif edemiyorum. kalp problemim yok bilindiği kadarıyla
    tansiyon normal. asprin alıyorum 100 mglık biraz rahatlatıyor.
    şeker hastasıyım, her boka alerjim var, polen, güneş, soğuk ve sıcak alerjisinden, glutene falan liste uzar. çoğu ilaca da alerjim çıkar hep acile taşınırım ..

    ya gerçekten amına koycam böyle işin yaaaaa

  • 43. ilk defa milli olacaklara tavsiyeler

    (bkz: anlatım bozukluğu)

  • 44. sevgilinin açık ilişki talep etmesi

    benim sabah öptüğüm sevgilimi akşam başkası silkecek ve ertesi sabah tekrar ben güzel sevgilim diye saçını seveceğim, bunu mideniz kaldırıyorsa tabi ki midesizlik değildir

  • 45. sürekli çok sıcak diyen insan

    e ama sıcak çünkü

  • 46. kadın yazılımcı sayısının çok az olması

    ne zaman böyle bir başlık görsem, github'da yapılan beş yıl öncesinin bir araştırması aklıma gelir: women considered better coders – but only if they hide their gender

  • 47. flört esnasında birdenbire iletişimi kesen erkek

    akşam attığım mesaja, sabah cevap veriyorsa, bir daha iletişim kurmam.
    herkes 1 saat içinde 10 kere telefona bakıyor.
    kendini ağırdan satmaya çalışan kezolarla uğraşamam.

  • 48. gençlerin kılıçdaroğlu'nu istememesi

    hiç alakası olmayan hadise. "kılıçdaroğlu partinin başından gitsin, başkası gelsin" diyenlerin gelmelerini istedikleri kişilerin bazıları şunlardı.

    (bkz: metin feyzioğlu)
    (bkz: muharrem ince)
    (bkz: ümit kocasakal)
    (bkz: emine ülker tarhan)

    he, gençler kılıçdaroğlu'nu istemiyor, bunları istiyor. oldu canım..

    mesela bunlardan muharrem ince genel başkan olsaydı, mansur yavaş ankara belediye başkanı adayı olamazdı. muhtemelen ekrem imamoğlu'nu da istanbul adayı yapmazdı muharrem ince.

    eğer kılıçdaroğlu yerine bu kişiler genel başkan olsaydı bugün istanbul'u sayın binali yıldırım, ankara'yı da sayın mehmet özhaseki yönetiyor olurdu.

  • 49. 2 temmuz 2021 ferhan şensoy hastaneye kaldırılması

    adamın durumu hakkında kesin bir bilgi yok, doğru düzgün açıklama yok
    başladı gene ekşi sözlük ağıt timi.
    yok dayan, yok gitme, yok rasim gitti sen kal, yapma etme vb.
    amk dallamaları.
    ben ömrümde bu kadar yavşağı bir arada görmedim.
    edit:imla