Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 3 temmuz 2020 sakarya'da fişek fabrikası patlaması

    sakarya büyükşehir başkanı ntvye konuşuyor. 2 3 cümlesinden biri çok saygın bir işyeri vb vb.

    teknik bilgileri sonra veririm , ortam müsait değil diyor.

    niye bağlandın o zaman

  • 2. bir ateistin cevap bulamadığı soru

    hala muazzam düzen diyenleri görüyor ve gidiyorum.

  • 3. mabel matiz sorusuna inceleme başlatılması

    ösym başkanı prof. dr. halis aygün'ün duyurduğu müjde. kendisi "kurumumuz yönetiminin milli, manevi değerlerimiz ve toplumsal değer yargılarımız konusundaki hassasiyeti açıktır. 2020 yks’nin tyt oturumunda yer alan türkçe alanındaki ilgili sorunun içeriği hakkında inceleme başlatılmıştır. sorumlu kişiler soru hazırlama süreçlerinden çıkartılacaktır.” diye açıklama yapmış.

    ben bu açıklamayla çok rahatladım. biliyorsunuz ösym hiçbir zaman soruları belli bir zümreye el altından dağıtmamış, sehven çaldırmamış, şifreli sorular hazırlamamış, sınavlarda hiçbir şaibeye bulaşmamış tertemiz ve cennetteki melekler kadar günahsız bir kurumdur. alakasız bir soruda alelade bir şarkıcının isminin geçmesi ve bu şarkıcının eşcinsel olması elbette ki manevi değerlerimizle asla örtüşmez ve kabul edilemezdi. olağanüstü hâl ilan edip vakit kaybetmeden harekete geçtiğiniz için teşekkür ederiz ösym.

    http://gzone.com.tr/…nlarla-ilgili-islem-yapilacak/

  • 4. sol şerit doluyken arkadan selektör yapan sürücü

    bunu yapana diyecek söz yok. allah en yakın zamanda akıl sağlığına kavuştursun.

    benim kurulduğum tip de şöyle:

    orta şeritte aheste giden bir araç vardır, sollayıp geçmek istersin aynaya bakar sola geçiş yaparsın. her şey çok güzeldir ilerleyip sollayarak orta şeride geçmeyi kollarken pat solda sellektör yapan bir yavşak ısrarla yol ister. arka arkaya sellektör yapar durur. oysa zaten orada kalıcı değilsinizdir ve orta şeride sinyal vermiş geçmeye hazırlanıyorsunuzdur. ibne istiyo ki yandaki arabanın içinden geçeyim sağa. bekle lan 2 saniye sonra sağdayım zaten. neyin telaşı bu?

    bu eylemi haklı bulan mesaj atsın. çok doluyum.

    edit: destek mesajı atan dava arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. bu siboplardan dert yanan o kadar kişi var ki hepsine geri dönemedim kusura bakmasınlar. arada birkaç maganda çıktı tabii onlara da selektör koluyla mutlu bir yaşam diliyorum.

  • 5. 31 ağustos 2020 okulların açılması

    sözde 31 ağustosta okullar açılacakmış.
    ne olacağını söyleyeyim size.
    çocukları özel okullara giden velilerden tüm yılın parasını bir güzel aldıktan sonra okulları tatil edecekler.
    sırf o parayı almak için okulları erken açıyor şark kurnazları.

  • 6. 1 temmuz 2020 renault rezaleti

    ulan adam mağdur olmuş.
    renoya 165.000 verilmez denmiş.
    sanki memlekette 165.000e ferrari var da adam gidip reno alıyo

  • 7. ingiliz turistlerin bodrum'a gelmek istememesi

    1 sterlin an itibariyle 8,54 tl yapıyor. bu adamlara bile bodrum pahalı geliyorsa biz tatili unutalım.

  • 8. 3 temmuz 2011

    şikenin yıl dönümü.

  • 9. madımak için katliam diyemem

    düzeltelim; "dönemin sivas belediye başkanı olan" temel karamollaoğlu'na ait görüş.

    elbette katliam diyemez, zira kendisi de katliamın sorumlularındandır..

  • 10. robot süpürge isimleri

    köle izaura*

  • 11. birsen ocaklı

    yanlışlıkla(!) ezdi diyen arkadaşlar, siz hangi polyanna evreninde yaşıyorsunuz ya? hayvancağızın üstünden geçerken az daha aracı deviriyormuş. hala yok acemiliğinden yapıp devam etmiş diyenler var. hayvanı katlettikten sonra sinyal verip yola çıkması gayet de soğukkanlı katil izlenimi bıraktı. olan yine bir sokak hayvanına oldu.

  • 12. 2 temmuz 2020 formasyonun kaldırılması

    turkce yaziyi okuyamayanlari ortaya koymustur.

    formasyon egitimi gecerliligini yitirmistir halihazirda olan belgeler degil. verilmis hak da alinmaz.

  • 13. jipiyle köpek ezen doktor

    bu ülkede araba kullanmak bu kadar kolay olmamalı. orada ufak bir çocuk da olabilirdi. köpek ölünce "fark etmedim" demesi kolay tabii. bu kadar körce araba kullanan kişi kesinlikle trafiğe salınmamalıdır. kaldı ki kasıt bile olabilir şu yaptığında.

  • 14. yazarların yalnızlık seviyesi

    bir şey sipariş etmediğim halde kapım çalınırsa korkuyorum hafiften.

  • 15. erkeklerin işyerinde şort giyme hakkı

    bugün sıcakların ayyuka çıkmasıyla aklıma gelen ama ülkemde gündeme bir türlü gelmeyen haktır.

    kadınlar ne güzel işe efil efil geliyorlar. bizimse bu sıcakta pantolon kıçımıza yapışıyor.

    daha sabahın dokuzu hava ısınmadı bile ama bayılacağız resmen.

    edit: ulan kimse de dememiş ki bu ilk cümle ne diye.
    bakmasam haberim olmayacak

  • 16. 2 temmuz 2020 ciğerci bahattin rezaleti

    arkadaslar siz ne ara bu kadar alinir, bu kadar zayif oldunuz. hakkini aramiyorsun, adamlarin tavrini gectim, senin tavrin nedir? biraz güclü olun. biraz hakkinizi savunun. vermedin evladim dersin bitti. tavir mi yapiyor, cagir sefi, sen cagir ama, de ki, kardesim alin bu 50 liraniz. ben 5inde 10unda degilim, ama bu servisi düzeltin, bize hirsiz yalanci muhabbeti yapmayin. biraz isletmeci kafasi varsa, özürünü duyarsin, hatta o 50 lirayi da, "kusurumuza bakmayin, bu sefer bizden olsun" diye geri bile alabilirsin. eger akli yok, parayi alip susarsa, zaten dayanamaz orada uzun süre. sözün özü su, hakli oldugunuz yerde, "bana kötü davrandilar" dersen ve susarsan, kimse senin hakkini senin icin aramaz.

  • 17. ekşi itiraf

    tek başıma bara falan gidip içiyorum. tek başıma yiyorum, ne yaparsam yapayım tek başima olmayı tercih ediyorum. sonra bazen ben nasıl bir insanım deyip sosyalleşmeye çalışıyorum, bir bakıyorum ki ben baya baya ilişki kurmayı unutmuşum.

  • 18. maskeyi çenesine indirip ağzı açıkta dolaşan insan

    eğer yürüyüş yaptığı yol tenha ise tedbirli, kalabalık ise salak diye tabir edilecek insandır.

  • 19. ozan güven

    sosyal medyada paylaştığı için kadını suçlayanların hepsinde “lan bir gün birine ben de böyle bir şey yaparsam kız beni paylaşıp linç ettirip rezil edebilir demek ki” korkusu yoksa suratıma tükürün. ödünüz koptu lan dimi başınıza gelecek olası şeylerden.

  • 20. kısa boylu kızların uzun boylu erkek tercihi

    oncelikle boyumun 2.56 oldugunu belirteyim. benim de anlamadigim durum. yani kiz utanmadan 1.80 - 1.90 boyuyla bana sulaniyor. var mi arkadasim boyle bir sey? kendin gibi hobbitlerle takilsana? cafede mafede hep yaliyorlar beni. sirf bu yuzden kadinlarla evlenmeyecegim. zaten erkek adam erkekle evlenir.

  • 21. covid-19 klişeleri

    annem babamla aynı evde yaşayan yeğenim bedelli askere gitti 3 gün önce. yolda aradı, dedem bana sarılmadı, oğlum ben iyi değilim dedi. bi baksan dedi bana. aradım bir haftadır öksürüyormuş adam. üşüttüm herhalde diyor. kalktım gittim. eve girmeden kapıdan aldım, 200 metre mesafede hastaneye götürdüm yürüyerek. uzak duruyorum bir yandan. tedirginim, ona sezdirmek de istemiyorum. 77 yaşında bypass geçirmiş adam. devlet hastanesi covid dedi. nereden çıktığını bilemediğim bir ambulans geldi. yaka paça paketleyip götürdüler adamı. öyle kaldım. lan nereye götürüyorsunuz, onu bir deyin. neyse öğrendik. hastaneye girilmiyor. kapıda güvenlik karşılıyor. ihtiyaç listesi falan istedim. hepsini sağladım. güvenlikten bulunduğu katı arayıp doktorlarla iletişim kurmaya çalışıyorum. nasıl çaresiz bir durum anlatamam. annem evde yalnız. evi çamaşır suyuna sokup çıkarıyor her gün. içeri giremiyoruz. yemek alıp getiriyoruz, korkarak ve ağlayarak uzaktan alıyor kadın. filyasyon merkezi her gün arayıp annemi soruyor. telefonu görünce geriliyorum. doktordan korku ve endişeyle bilgi alırken, satürasyon değeri 96 diye duyunca seviniyoruz, bugün iyiymiş diye.
    yeğenim birliğinde karantinaya alındı teslim olduğu gün.
    3 ay bahçeye çıkmayan adam normalleşmede bir kere markete gitti, virüsü kaptı geldi.
    siz burada klişe mlişe taşşak geçiyorsunuz amk.

  • 22. bodrum'da turizmin bitmesi

    dövizini de sikeyim turizmine de sokayım. ben tatile gittiğimde türk görünce surat asan esnafa müstahak hepsi.

  • 23. ya evlenelim ya da ben ayrılmak istiyorum

    bir adam, kadını bunu söyleyecek raddeye getirdiyse; evlenmeyecektir.
    boşuna sinir sisteminizi bozmayın.

  • 24. köpeksiz sokaklar istiyoruz

    ulen götveren derler adama, ne küfür ediyorsun. istiyoruz amk var mı, sen siktir git ormanda yaşa. sürü gibi dolaşıp ona buna saldıran, her gece havlayarak kafa siken bu hayvanlara katlanmak zorunda mıyız. al evine istersen 20 tane besle.

    edit:bi önceki entry sahibi silmiş, direk küfür etmisim gibi oluyor, yanlis anlasilmasin. adam köpek istemeyenlere "orospu çocukları" diye yekten girisince yazilmak zorunda kalan bir entrydir efendim.

  • 25. az nüfuslu denize kıyısı olan bir kasabada yaşamak

    sana 2012 bu zamanlar.

    eşim ile datcadaydik.

    bi işimiz düştü bankalardan birine girdik. neyse orada bireyselci bir kız bizimle ilgileniyor falan kızla muhabbete başladık.

    kız datcaya nasıl yerleştiğini anlattı. kız aslında söz konusu bankanın genel müdürlüğünde yani istanbulda muhabir bankalar bölümünde arap bankaları biriminde çalışıyormuş.

    çok iyi arapça biliyormuş v.s

    bir gün otobüsle ise giderken saatine bakmış 1 saattir yoldaymış. her gün böyle 1 saat 15 dk gidiş 1 saat 15 dakika eve dönüş.

    demiş ben ne yapıyorum????

    bu arada aynı bankada datça şubesinde uzak bir akrabası varmış.

    o demişki bizim şube bireysel bankacı arıyor.

    kız anli sanli kariyerini bırakıp tayin istemiş. müdürü falan delirmiş. kızım işte dil tazminatı alıyorsun eşşek gibi şöyle kazanıyorsun falan bireysel bankacılık kariyerinde bir geri adım sonuçta

    kız inat etmiş genel müdür yardımcısı ile falan konuşmuş resmen torpille kız datça şubesine bireysel bankacı olarak tayinini yaptırmış.

    neyse bize bunları anlattı şimdi mobilet ile 5 dk da ise gidip geliyorum dedi. bazı öğlenleri de denize giriyoruz dedi. plaj da düş var dusumuzu alıp öğleden sonra ise devam ediyoruz dedi.

    ben kıza hayran hayran bakarken eşim kritik soruyu sordu

    "saçını nasıl kurutuyorsun?"

  • 26. haziran 2020 aski su faturası rezaleti

    covid 19 sebebiyle sabitlenen faturaların tekrar fiziksel olarak okunmaya başlaması ile ortaya çıkan yapay rezalet.

    su sayacınız gayet ulaşılabilir bir yerde bulunuyor zaten. faturanızı alır son sayaç numarasını kontrol edersiniz. burada bir sıkıntı varsa açarsınız başlığı. aynı zamanda kuruma başvurup hatayı düzeltirsiniz.

    sen 3 ay boyunca 9 ton kullanıp 5 ton ödediysen 4.ay kullandığına 12 ton eklenmesi gayet doğal.

    basit bir hesap yapalım. izmirde yaşadığım için buranın şartlarına göre düşünüyorum.

    2 kişilik aile günde 1 er kere duş alsa:

    30gün x 60lt x 2kişi = 3600lt

    2 kişilik aile 24 saatte 4er kere lavaboya gitse

    30gün x 5lt x 2kişi x 4sefer = 1200lt

    2 kişilik ailemiz haftada 2 kere bulaşık makinesi kullansa

    15lt x 8sefer = 120lt

    2 kişilik ailemiz haftada 1 kez çamaşır yıkasa

    175lt x 4 sefer = 700lt

    yalnızca şu standart temizlik için harcanacak miktar 5.5tonun üzerinde. el yıkama, ne bileyim balkon yıkama cart curt hariç. pandemi dönemi ekstra temizlik vs hariç.

    fatura bedelleri vs boşverin. faturanızda 6 tonun altında bir kullanım varsa bence ilk önce bunu bir değerlendirin.

  • 27. 2 temmuz 2020 cem uzan'ın vaatleri

    cem uzan'a sözlükte yapılan güzellemelere bakıyorum da bazen inanamıyorum. aşağıda yazacaklarımı üniversiteliler dahi hatırlamaz ancak hatırlayanlar çıkacaktır:

    rte, istanbul büyükşehir belediye başkanı olmadan önce 3 kez seçim kaybetmiştir.

    bunlardan ilkinde 1986 yılında milletvekili ara seçimini kaybetmiştir. daha sonra 1989 yılında beyoğlu belediye başkanlığına aday olup seçimi kazanamamıştır. üçüncü olarak 1991 yılında yine milletvekili adayı olmuş ve kazanamamıştır.

    seçim kazanma olayının başladığı 1994 yılında ise çok ilginç olaylar zinciri oluyor. 1994 yılındaki belediye seçimlerinde rte, refah partisi'nin istanbul büyükşehir belediye başkan adayı oluyor fakat favoriler arasında ilk 3'te bile yer almıyor. ön plana çıkan iki aday var biri shp'nin adayı zülfü livaneli diğeri anap'ın adayı ilhan kesici. plase ise 84-89 döneminde belediye başkanı olan bedrettin dalan. o dönem istanbul büyükşehir belediyesi shp'nin elinde. uzan grubu istanbul'da plaza dikmek istiyor ve burada belediye ile ihtilafa düşüyorlar. olay da şu: uzan grubu plazayı 20 katlı dikmek istiyorsa belediye de ben 15 kata kadar izin veririm diyor (sayılar farazi). medya gücü o dönem uzanların elinde; şimdiki gibi fazla fazla televizyon kanalı yok. sadece elle sayılabilecek derecede az özel kanal var ve bunların en önemlisi uzan grubunun elindeki interstar. belediye ile ihtilaf başlayınca hemen başlıyorlar karalama kampanyalarına. sabah akşam belediyeyi karalayıp başkan nurettin sözen'in itibarını sıfırlıyorlar.

    seçim zamanına gelindiğinde ise shp akıllı bir hamle yaparak nurettin sözen'i tekrar aday göstermiyor. zülfü livaneli, 1994 belediye seçimlerinde shp'nin istanbul büyükşehir belediye başkan adayı oluyor ki bu kendileri için büyük avantaj çünkü kamuoyunda shp'nin de ötesinde kitleye sahip.

    uzan grubu bu noktadan sonra saldırılarını yine arttırıyor. zülfü livaneli hakkında birçok iftira ve ithamda bulunmaya başlıyorlar. üstelik bunların bir çoğunu engin ardıç yapıyor. daha sonra zülfü livaneli bu asılsız iftira ve ithamlardan o kadar zor duruma düşüyor ki hepsine bir açık oturum aracılığıyla yanıt vermek istiyor. bu sefer karşısında pınar türenç var. isveç'te türk bayrağı yakmakla itham edilen livaneli, konunun asılsız olduğunu bu iftirayı atanların ispat sunmadan sadece sözle dile getirdiklerini belirtiyor. pınar türenç ise livaneli'nin üzerine sizin yakmadığınıza dair ispatınız nedir? siz ispatlayabilir misiniz yakmadığınızı? minvalinde sorularla gidiyordu. bu sırada medya gücünü elinde bulunduran uzan grubu, alttan alttan anap adayı ilhan kesici'yi pohpohluyordu.

    sonunda seçimler gelip çatıyor. sandıklar açıldığında livaneli'nin oy oranı sadece yüzde 20. dolayısıyla interstar'ın anti propaganda yapması faydalı olmuş. alttan alttan destekledikleri ilhan kesici'yi ise yeterince parlatamamış olacaklar ki o da yüzde 22 alıyor. dalan ise bu seviyelere bile ulaşamayıp yüzde 15 oy oranında kalıyor. tüm bunlar olup biterken aradan sıyrılan refah adayı rte, yüzde 25 ile belediye başkanı oluyor. sonrasını biliyorsunuz zaten, milli görüş gömleğini çıkarıp kendi partisini kuruyor. 2002 seçimlerine adalet ve kalkınma partisi'nin başında girecek.

    tabi bu 8 sene içerisinde rte memleketin en tartışılan siyasilerinden biri oluyor. burada fitili ateşleyen uzan grubu. 2002'de gerçekleşecek olan erken seçim öncesi ise uzan bir kez daha sahneye çıkıyor. uzan grubunun 46. yıl etkinlikleri kapsamında mitingler düzenleyen cem uzan, bakıyor ki meydanlara adam toplayabiliyor. parti kurmaya karar veriyor. fakat yeni partinin seçimlere girmesi için çok geç bir tarih. bunun üzerine yeniden doğuş partisi'ni yutarak bu sorunu çözüyor. star tv üzerinden tüm gün cem uzan propagandası yapılıyor. o da merkez sağdaki pastadan payını kapmaya oynuyor.

    2002- kasım seçimi gelip çattığında ise olabilecek en absürt sonuçlardan birisi çıkıyor. yüzde 10'luk barajı sadece akp ve chp geçebilmiş. akp yüzde 34 oy oranıyla 363 milletvekili çıkarıyordu. sonradan oylarını arttırmasına rağmen bu denli meclis çoğunluğuna hiç sahip olamadılar. fakat daha ilginci, tansu çiller'in dyp'si 9,50, bahçeli'nin mhp'si 8,4 oy oranıyla kıl payı meclis dışında kalıyordu. %7,25 oy alan cem uzan da aynı şekilde. yani cem uzan bu seçime girmese, dyp ve mhp meclise gireceği için akp yüzde 40'larda oy bile alsa tek başına iktidar olamayacaktı. böylelikle cem uzan ikinci kez rte'nin ekmeğine yağ sürmüştü.

    sekiz sene önce rte'nin popülaritesini arttıran uzan grubu, şimdi de rte'nin başbakan olmasına sebebiyet vermişti. 2002'den sonraki süreci biliyorsunuz zaten...

  • 28. bir ömür nasıl perişan edilir

    üniversite sınavında yanlış tercih yaparak.

  • 29. yeşil yanar yanmaz kornaya basan şoförler

    inadına daha da yavaş kalkmama neden olan şoförlerdir. onlarınki refleks ise benimki de öyle.

    bir pis huyum da olmayacak yerde selektörle taciz eden olursa frene basmak ki bir gün biri amele sümüğü gibi yapışacak arkadan. ne zaman göreceğiz.

  • 30. zayıf kadınlar ile dalga geçilmesi

    bu ülkede dalga geçilmeyen şey yok ki. takmayın kafanıza, insanları da bu kadar ciddiye almayın sevgili zayıf hanığğmlar.

  • 31. survivor 2020 ünlüler-gönüllüler

    2 günde bı iletişim oyunu var, ben anam babamla bu kadar sık konuşmuyorum aq.

  • 32. genetik diyor ki türkiye türk değildir

    işte bunu diyen zırcahil bilmiyor ki antik çağ'daki yunanla bugün yunanistan'daki de aynı değil.

  • 33. 3 temmuz 2020 alkol ve sigaraya zam yapılması

    ağam yeter ben iptalim

  • 34. trabzon'da köpek saldırısıyla ağır yaralanan kadın

    bu pitbull yetiştiren orospu çocuklarının acısı sokak köpeklerinden çıkacak ya göstermelik olarak, ona yanıyorum. sahipli ve karnı tok alman çoban köpeklerinin neden saldırdığını anlamadım, pitbullun gazına gelmiş olabilirler.

  • 35. kebabın yanında gelen közlenmiş biber ve domates

    bunu yemeyip de atanın ben aklını sikeyim süs olsun diye konulur mu hiç amk adam olan yesin diye konuluyor.

    közlenmiş tüm sebzeler gibi şahane aperatif.

  • 36. sen kimsin sorusuna verilecek karizmatik cevaplar

    entrylere bakınca "sen kimsin sorusuna verilecek gerizekalica cevaplar" olarak güncellenmesi gereken başlık.

  • 37. kemal sunal

    çektiği tüm filmleri izlemeyi bugün itibarıyla bitirdiğim büyük oyuncu, komedyen, sanatçı. filmografisinin son filmini izlediğim gün, üstadın aynı zamanda ölüm yıldönümüne denk geldi. acı ama hoş bir tesadüf oldu. hem bu sayede kendisini bir kere daha anmış olalım, hem de naçizane filmografisini değerlendirmiş olalım.

    kemal sunal, hayatı boyunca toplam 82 filmde rol almış bir sanatçıdır. 1972 senesinde başladığı film kariyeri, 1999 senesinde çektiği propaganda filmiyle son bulmuştur. zaten o filmden 1 sene sonra yine bir film çekimi için bindiği uçakta geçirdiği kalp krizi sonucunda da vefat etmiştir.

    kemal sunal’ın her dönem filmlerinin ayrı bir tadı, önemi, güzelliği mevcut; ancak ben yine de 70’li yıllarda çekmiş olduğu filmleri çok severim. bu yüzden 70’li yılları benim en favori dönemlerimdir. 70’li yıllarda oynadığı eserlere şöyle kısaca bir göz atacak olursak: oh olsun, salak milyoner, köyden indim şehire, salako, hababam sınıfı serileri, tosun paşa, süt kardeşler, sakar şakir, şabanoğlu şaban, çöpçüler kralı, kibar feyzo ve daha birçok efsane film bulunmaktadır. ha şunu söyleyelim, 80’li yıllarda da efsane filmleri yok mudur? elbette vardır. benim 70’li yılları beğenmemin sebepleri de zaten film isimlerinden çok daha ötede olan sebeplerdir.

    70’li yıllarda çekilen çoğu film için kurulan oyuncu kadrosu, maalesef 80’li yıllarda bu kadar fazla kurulamamıştır. özellikle 80’li yılların ikinci yarısındaki filmlerde artık neredeyse tek başrol oyuncusu kemal sunal olmuştur. 70’li yıllara baktığımızda ise ali şen, şener şen, ihsan yüce, metin akpınar, zeki alasya, tarık akan, adile naşit, münir özkul, halit akçatepe hatta ediz hun ve türkan şoray gibi isimleri bile bulmak mümkündür. hem de bu isimlerin çoğunun tek filmde buluştuğu gerçekten kaliteli film kadroları da kurulabiliyor. 70’li yıllardaki oyuncu kadrosu zenginliği ve bu zenginliğin çok fazla filmde kullanılmış olması önemli bir etkendir. ikinci sebep ise bu dönemde çekilen çoğu filmin resmen yeşilçam klasikleri arasında olmasıdır. 12 eylül 1980 müdahalesi’nden sonra bazı oyuncular sinemaya küstürülmüştür. film çekmeye devam eden oyuncuların da sürekli sansür davasıyla uğraşmalarından dolayı istediği mesajları verememelerine sebep olmuştur. 70’li yıllarda ise nispeten daha demokratik, özgürlükçü, 68 kuşağı’nın getirdiği daha rahat bir hava içinde çekilen filmler sayesinde kibar feyzo tarzı filmler de çıkmıştır. 1980’den sonra yine sosyal düzeni eleştiren, fakirliği, açlığı, kuyrukları eleştiren filmler olmasına rağmen belirli bir sınırda durulmuştur.

    biraz daha aça aça değerlendirecek olursak; 1970’li yılların hemen başında, 1972 senesinde kemal sunaltatlı dillim” filminde bir basketbolcu olarak sinemaya atıldı. 1974’de çekilen salako filmine kadar da hiçbir filmde başrol oynamadı. hatta bana kalırsa 1977-78 yıllarına kadar aslında yeşilçam klasikleri dediğimiz filmlerin çoğunda başrol olarak oynayamadı. 1972-74 yıllarında çekilen filmlerde başrolden ziyade, ortadaki aslan payı rollerinin yanında bir değerli yan parça gibiydi. 1975 yılında ise hababam sınıfı filminde o aslan payından daha fazla nasibini alsa bile yine yanında çok değerli sanatçılar vardı. işte 1970’lerdeki filmleri çok sevmemin nedenlerinden birisi de bu. gitgide artan bir kemal sunal ağırlığı olmasına rağmen, hiçbir zaman kemal sunal tek başına olmuyor. bu sayede de ortaya muazzam filmler çıkıyor. yine aynı zamanda 1970’lerin ikinci yarısında çekilen süt kardeşler, tosun paşa, şabanoğlu şaban, kibar feyzo gibi filmlerle de kemal sunal kendisini iyice göstermeye başlıyor. o kadar efsane ismin arasında, başrolü kapıp, tamamı olmasa bile filmin aslan payını almaya başlıyor.

    1980’lere geçtiğimizde, 70’lerdeki dediğim kemal sunal etkisi yavaş yavaş değişmeye başlıyor. 80’den sonra yine ali şen, ihsan yüce, şener şen gibi isimlerle çalışsa bile bu isimler hep farklı farklı filmlerde yanında oluyor. hiçbir zaman süt kardeşler veya tosun paşa gibi filmlerdeki kadroyu kuramıyorlar. öte yandan, kemal sunal artık bir star halinde olduğu ve ününün tavan dönemlerinde olduğu için tek başına başrolleri de iyiden iyiye oynayabilir duruma geliyor. zaten dikkat ederseniz “x şaban, y şaban, z şaban” gibi filmler de 1980’li yıllarda artmaya başlıyor. artık “şaban” ismi, tek başına bir filmi götürebilecek; süt kardeşler, hababam sınıfı, tosun paşa gibi filmlerin içindeki saf karakter olmaktan daha fazlasını yapabilecek bir hale geliyor. tabii 80’lerin getirdiği tek şey bu değil; aynı zamanda dram yönü ağır, sosyal olarak büyük eleştiriler getiren, halkın sorunlarını daha fazla anlatan, siyasi olmasa da halk problemleri üzerine yoğunlaşan filmler de revaçta oluyor. özellikle de 1985’den sonra bu tarz filmlerin sayısı epeyce artıyor.

    1990’lar, kemal sunal ismi için film olarak pek fazla üretken değil. 1970’lerde 36, 1980’lerde ise 41 film çeken kemal sunal, 1990’lı yıllarda sadece 5 film çekiyor. kemal sunal’ın 1990’lı yıllarda daha çok dizi üzerine yoğunlaştığını görüyoruz. o yıllarda saygılar bizden, şaban askerde, bay kamber ve şaban ile şirin isimli 4 dizide oynuyor kendisi. tabii o dizileri seyretmediğim için yorum yapamayacağım.

    1990’lı yıllardaki filmleri zaten araları çok açık bir şekilde çekiliyor. 1990 ve 91’de 4 filmde oynayan kemal sunal, ardından 8 sene boyunca hiçbir filmde oynamayıp, 1999’da propaganda’da oynuyor. aslında kemal sunal’ın sürekli olarak üretimi 1991’de yasemin yalçın ile birlikte oynadığı varyemez’de son buluyor. 1999’da tekrardan beyaz perdeye dönüyor ama dönüşünden sonraki ikinci filmini yapacakken maalesef vefat ediyor.

    benim naçizane değerlendirmelerim bu kadar. biz seni o güzel gülüşünle ve katkıda bulduğun yeşilçam klasikleriyle hatırlayacağız. huzur içinde yat.

  • 38. taksici denildiği anda akla ilk gelen şey

    (bkz: orospu çocuğu taksici)

  • 39. 3 temmuz 2020 cem yılmaz'ın ozan güven tweet'i

    kendisini çok güzel ifade ettiğini düşündüğüm twit.

    " bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim " demişler...demişler de, iyi bok yemişler.

    sana, alakan bile olmayan konuda twit attıran zihniyetin ta içine edeyim.

    bırakın artık şu adamın yakasını yahu !

  • 40. tıp öğrencilerinin lgbt'ye yönelik nefret söylemi

    “bilimsel olarak türler arasında hiçbir türde eşcinsellik görülmemektedir.” çok güldüm. kardeşim yakında kurban bayramı için koç almaya gideceksiniz. gidin gözlemleyin bakayım koçlar nasıl birbirine atlıyor. koçların bildiğin çoğu biseksüel bence ahahahah.

    nereden baksan çağ dışı bir açıklamadır. sen kendinden eminsen lgbt seni niye rahatsız ediyor. ben bunu anlamıyorum.

  • 41. bingöl belediyesi büyük torpil listesi

    gazeteci saygı öztürk'ün deşifre ettiği liste;

    "sözleşmeli olarak alınan personelin kimlerin yakınları olduğunu araştırdığımızda da anlıyoruz. buyurun torpil listesini incelemeye:

    yusuf demir: inşaat mühendisi. bingöl belediye başkan yardımcısı yaşar demir'in oğlu.

    abdullah budan: jeoloji mühendisi. akp belediye meclis üyesi hüseyin budan'ın kardeşi.

    mustafa güler: jeoloji mühendisi. eski milletvekili mahfuz güler'in yeğeni.

    furkan berdibek: çevre mühendisi. akp milletvekili fevzi berdibek'in yeğeni.

    bora tuğ: inşaat mühendisi. 2004-2009 bingöl belediye başkanı bedri tuğ'un oğlu.

    mahmut bingöl: çevre mühendisi. akp encümen adayı.

    ali artan: inşaat mühendisi. bingöl orman il müdürünün yeğeni.

    levent baluken: inşaat mühendisi. akp il başkan yardımcısı diyap bazencir'in yeğeni.

    sevilay arıkan: çevre mühendisi. bingöl belediye başkanı erdal arıkan'ın yeğeni."

    dipnot: (bkz: bankamatik memuru/#91061504)

  • 42. robot süpürge

    ya fonksiyonalitesini falan geç 40+ erkekler bilir içimizde ukte bi "uzaktan kumandalı araba" vardır bizim.

    o bunun bildiğin überi, süperi lan. yemişim emiş gücünü kamış gücünü.

    alet "abi pilim bitiyo gidip kendimi bi şarj edeyim ben" diyor.

    içi görünen çamaşır makinesinden sonra saatlerce seyredeceğim ikinci icat oldu resmen.

  • 43. ekonomik krizin faturasını ak parti'ye yüklemek

    akp secmeninin yapmadigi dolayisiyla ciddi bir oy kaybinin zor oldugu durum. dun yufkaciya gittim. yillardir alisveris yaptigim kucuk bir dukkan. sahibi koyu ak partili. normalde alisverisimi yapar cikarim ama bu sefer 'yanimda bozuk para var, ihtiyaciniz varsa tumler misiniz?' dedim. aman demez olaydim. adam bir basladi, dakikalarca susmadi. eskiden kasa dolup tasiyormus da simdi millet sadece bozuklari getirebiliyormus, 30 yildir boyle durgunluk gormemis, hayatinda ilk kez saat 10'a kadar uyuyormus cunku is yokmus, niye bosuna uyanacakmis, millet acmis, faturalarini bile zor oduyormus, torun torba sahibi adam cocuklarina odetiyormus faturalarini...

    boyle anlatirken araya girdim. 'e cumhurbaskanimiz daha yeni aciklama yapti. ekonomimiz şahlanmis, avrupa şoktaymis.' dedim. 'ben siyaset bilmem, olani soyluyorum.' dedi. 'e yillardir ulkeyi yonetenlere bakmak lazim, bir daha oy vermemek lazim.' desem de ekonomiyle siyasetin farkli oldugunu, birbirine etkisi olmadigina inandigi belliydi. daha fazla uzatmadan dukkandan ciktim.

    buna benzer bircok diyalog yasiyorum esnafla. duzelme umudu maalesef ki goremiyorum.

    edit: bu duruma inanmayip, uydurdugumu iddia eden yazalar, komiksiniz vallahi. basrolunde akpli yufkacinin oldugu bir hayal dunyasi kalemi en guclu senaristte yoktur.

  • 44. doktorların bilinçli hastaya tahammül edememesi

    bilinçli hasta kendini bilen , saygılı ve mantıklı yerli yerince soru soran ve tedaviye uyan hasta demek değil mi? niye tahammül edemesinler ki.
    galiba ahkâm kesen hastalara da bazen bilinçli kelimesi yakıştırılıyor olmalı...

  • 45. yazarların iğrendiği insan tipleri

    yalnızca kendi çıkarını düşünen lanet bencil tipler

    hak emeyi, adam kullanmayı zekilik zannedenler.

  • 46. almanya'da 2000 birim paraya bmw 116i alınması

    almanca bilmeden alman sitelerinde ne sikim gezersiniz diye sorduğum başlıktır.

  • 47. ev ile iş yeri arasındaki mesafe

    yürüyerek 50 dk ve ben bu yolu sabah akşam yürüyorum

  • 48. debriyaja basmadan vites değiştirmek

    öyle niye uğraşıyorsunuz ki ? alın balyozu, vura vura arabanın anasını, avradını sikin. olmadı benzin döküp yakın.

  • 49. emekli uzm. doktor maaşının 2.625 tl olması

    (bkz: emekli milletvekili maaşının 32.628 tl olması)
    her fırsatta doktor maaşlarını, özel muayenehane ücretlerini eleştirenlerin hoşuna gidecek ücret. istiyorlar ki doktorlar taş kemirsin.

  • 50. manuel otomobilin yasaklanması gerekliliği

    (bkz: matematiğim kötü matematik yasaklansın)