Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. devlet pkk'lı kadınları vahşice öldürdü

    canan kaftancıoğlu'na ısınamadım. söylemleri benim siyasi ve askeri görüşümle tamamen zıt. ama ekrem imamoğlu'na oy vermeme engel değil. imralıdan gelen mektup ve hatta kırımızı bültenle aranan bir adamın kürt seçmenin oyunu değiştirmek için trt'ye röportaj vermesi nasıl sizin oy vermenize engel olmuyorsa aynı durum bu tarafta da var. bu ve bunun gibiler gelir geçer.

  • 2. en iyi dondurma kombinasyonu

    sade ve antep fıstıklı.

    dip not: evet yaşlıyım. *

  • 3. flamingo köy

    sahibi olan agir kompleksli yobaz trabzonlu bireyin evinin arka bahcesinde kurdugu sikimsonik yerdir.

  • 4. çok gezdiği halde instagram'a fotoğraf atmayan tip

    birazdan instagram kullanmıyorum,ego tatmininden başka bir şey değil diyip burada gezdiği yerleri anlatacak tipler gelecek.

  • 5. suriyelinin türk bayrağı çizimi

    oraya 2 karı ve 4 çocuk daha çizmenizi rica ediciğim.

    başkentine gitsene orospu evladı

    almıyorlar ama. bu vatansız kansız orospu evlatlarını kendi ülkesi kabul etmiyor geliyor türk bayrağına montaj yapıyor o cüreti gösterebiliyor. bu orospu evlatları başkentlerine gidemez!

    insanlığa hakarettir araplar.

    edit: @xaxxbczczaaxa yazar paylaştı:

    https://eksiup.com/images/65/88/g458905w3him.jpg

  • 6. whatsapp'ın olmadığı zamanlar sevgili ile iletişim

    çaldırma vardı çaldırma amk... karanlık gunler.

  • 7. ibb lozan afişleri

    ibb abdülhamit afişleri asarken sana ne senin ne işin olur abdülhamit'le diyememiş davarların sokuk duyarları. adam olacaksınız. sike sike alışacaksınız. sizin devriniz bitti. abdülhamit'inizle birlikte siktir olup gideceksiniz.

    edit: arapperestler küfür mesajı atmayın artık. tamam bir gün herkes arap olacak. sizsiniz.

  • 8. türk kızlarının nezaket sorunu

    iyi davranmayı "gönlü var olarak algılayan türk erkeği" ne fazla bile nazik davranıyoruz...

    edit: mesaj kutum küfürle doldu... çok nazik beyler özür dilerim, kendinizi ne güzel ifade ediyorsunuz... oysa iki dakika sizinle yazışsam, ne iltifatlar duyar, ne türlü teklifler alırdım. pardon... keşke beni utandırsaydınız nezaketinizle beyefendiliğinizle de, ben haksız çıksaydım.

  • 9. cep telefonuna sevgili ismini kaydetme biçimleri

    sevgilim olmadığı için beni ilgilendirmeyen biçimdir.

  • 10. gidişi en çok üzen futbolcu

    (bkz: alex de souza)

  • 11. netflix dizilerindeki eşcinselliğin bıktırması

    rica ediyorum bu başlık altında gereksiz duyar kasılmasın, komik oluyor.

    dizinin en heyecanlı yerinde birden bire anırta anırta birbirini götten s*ken insan görmek midemi bulandırıyor.

    eşcinsellikle ilgili bir sorunum yok. isteyen istediğini s*ksin ama bana bu ucuz numaralarla dayatılmasın, ben onun derdindeyim.

  • 12. ayt 250.si gence tıp fakültesi yazdırmak

    ayt'de ilk 250'ye girecek bir ogrenci eger iyi bir kilavuzluk almis olsaydi, sene ortasindan once mit, stanford, berkeley veya benzeri bir universiteye basvurmus ve buyuk ihtimalle kabul almis olurdu.

    universiteye hazirlanan gencler icin kilavuzlugun onemi cok yuksek.

  • 13. 30 yaş üstü erkeklerin patatese dönmesi

    32 yim patatese çeviririm.

    edit: entry e gelen yoğun dm leriniz için teşekkürler arkadaşlar. püre olmak isteyenler yesillendirsin. kendi kazandigin mal varlığından başlayalım, bisiklet olur, 1e1 basketbol olur, ps4 olur, bilek güreşi de olur. hatun kişiler için farkli durumlar olur.

  • 14. kişinin enerjisini tüketen şeyler

    olumsuz negatif enerji salan insanlardir benim enerjimi tuketenler

  • 15. devlet bahçeli'nin f-35 için biz de yaparız demesi

  • 16. fiyatı korkunç bir şekilde artan ürünler

    10’lu büyük halleyi en son 3 liraya almışken bugün 5,5 liraya azaltılmış olarak 8’lisinin satıldığını gördüm, almaktan vazgeçtim. süt ürünleri reyonunda da durum vahim. kaşar peynirlerinin alayı tost peynirine dönmüş, beyaz peynirlerle beraber gramaj hileleri almış yürümüş , fiyatlar zaten en iyi ihtimalle 2 katına çıkmış. keza diğer ürünler de öyle. hiç kimsenin maaşına yüzde yüz zam gelmediğini varsayarsak ahalinin özellikle son 1-2 senede alım gücü inanılmaz düşmüş durumda.

  • 17. baklavanın aşırı abartılı bir tatlı olması

    sen yeme ulan ayı!

    edit: gelen istek üzerine ekleme yapılmıştır.

  • 18. 22 günlük gelinin evi terk etmesi

    kendinize ev arkadaşı, iş ortağı seçer gibi eş seçerseniz olacağı budur. evi hazırdı, arabası hazırdı, bir kız lazımdı "evlenmelik"! onu da buldu evlendi. muhtemelen anasına da bu gelin adayını onaylattırıyor. nasıl olsa tertemiz devlet memuru, öğretmen hanım kızımız. bu daha çok iş anlaşması gibi olmuş. eminim kadının da başına gelse, adam aynısını yapardı. birbirlerini sevmiyorlar sadece ara sıra seks yapan(belki de onu bile yapmayan) ev arladaşı onlar. ve ülkenin çoğu böyle evleniyor.
    bu işin kadını erkeği yok arkadaşlar. aynısını erkek de yapar hatta erkekler bunu daha çok yapıyor. kanserli halam ölmeden kaç yıllık kocası kendine eş aramaya başlamıştı.

    demek istediğimi sevgili suser çok güzel açıklamış. dediklerimi anlamadan zırlamayın.
    (bkz: #92922326)

    edit: mantık evliliği olsa bile yapmamalıydı demişler. bir de bana orspu çocuğu demişler. haha lan böyle bir ilişki de ikisi de bir amaç uğruna evleniyor yani sizi çok sevdiği için değil. baktı ki adam hasta, kocişinden veledler doğuramayacak vınlıyor anında. bunu belki 5-10 senelik kadın yapsaydı karaktersizlik olurdu. ama öğretmen oğlum bunlar! "atanam da, evlenem de, kocişle kahve keyfi fotoları atam da, tez vakitte bebeler yapam da, herkesi de çatır çatır çatlatam" kafasında kadınlar çoğu.. aniden evleniyorlar, aniden de bırakıyorlar. kısacası erkek için de bu durum geçerli kadında da... daha 1 ay olmadan hasta olsa onlar da bırakırdı. eminim bunlar daha 22 günde samimiyet bile kuramamışlardır.

    bu arada erkek değil kadınım. bazıları kadın düşmanı demiş de bana... ben her iki cinse de söyledim. istisnalar olabilir ama kaideyi bozmaz.

  • 19. en güzel bira

    ötv’si olmayan biradır.

  • 20. seydioğlu baklavacılarının hayatının kararması

    arabanın üzerinde tepinirken iyiydi dimi amk barzosu. beter olun, aç kalın aç, gün yüzü görmeyin amk.

  • 21. instagram'ı kapatmak

    düşük profil insanların anlam yüklediği sıradan eylem.

  • 22. 22 temmuz 2019 imamoğlu'nun tatilde olması

    ekrem imamoğlu'na oy vermiş bir chp seçmeni olarak objektif olmam gerekirse imamoğlu'nun bu tavrını gayet de doğru buluyorum. *

  • 23. la casa de papel

    önceki sezonlarda da vardı ama bu sezonda bariz bir çocuksuluk var. dizi kendi parodisine dönüştü.

    --- spoiler ---

    - adam başı 300 milyon avromuz var, brunei sultanlığı'nın 2019 bütçesini tek başımıza fonlayabiliyoruz, tanesi 345 bin malezya dinarından 330.000 tane toki konutu alabiliyoruz, niye burdayız?
    + rio'yu kurtarmamız lazım.
    - neden?
    + bencil oğlu bencil, salak oğlu salak tokyo ve onun liseli sevgilisi bir kez daha protokolün dışına çıkıp yapılmayacak bir iş yaptı da ondan.
    - peki ne yapacaz?
    + ispanya merkez bankasını soyacaz. altın çalacaz. bütün ispanya'nın kefen parasını indirecez, dolar fırlayacak, faizler uçacak, soğanın tanesi 15 avro olacak, bütün euro bölgesi kırmızı alarm verecek, abd ve papalık donanma gönderecek, ulusal ordu binayı kuşatacak, tepemizden f-16'lar uçacak, üzerimize s-400 atacaklar, biz de bir adet mitralyöz ikişer tane de kelebek bıçak ve beş on tane taramalı tüfekle kendimizi savunacağız.
    - ok.

    --- spoiler ---

  • 24. canlı performansı albümüne eşit olan sanatçılar

    (bkz: candan erçetin)

    sonuçta para karşılığı yaptığı bir iş ama hiç öyle görünmüyor sahnede.
    büyük bir titizlikle hazırlandığı ve ciddiye aldığı çok belli.
    şarkı söylemeyi çok seviyor muhtemelen.
    ne mutlu tutkusunu işe dönüştürüp, tutkuyla işini yapabilen insanalara.
    bize de hayran kalmak düşüyor böylelerine.

  • 25. apaçi arabaları

    honda civic tum ulkelerde apaci arabasi

  • 26. ekşi itiraf

    2 gün önce doğum günümdü. ve ben bunu yeni hatırladım, ve benden başka hatırlayan da olmamış demekki...

    nasıl bir hafta geçirdiysem artık...

  • 27. 22 temmuz 2019 wolfsburg fenerbahçe maçı

    aylar yıllar sonra ferdi kadıoğlu oyunda. ama sağ bekte. hollanda genç milli takımının 10 numarası sağ bekimizde oynuyor. muazzam.

  • 28. eljif elmas

    kendisi hakkındaki iyi oyuncu/kötü oyuncu tartışmasının temelinde, güncel futbol teorisindeki bilgisizlik yatıyor gözlemlediğim kadarıyla.

    elifin transfer sürecinde gerek tvdeki futbol programlarında, gerek internetteki yazılarda futbolun güncel metagameini (e-spor dünyasından ödünç aldığım bir kelime, güzel bir kavram) takip edememiş, ezberlenmiş kalıplarla konuşan insanların yorumlarına şahit oldum bol bol. basitçe özetlersek, son 8 yıldaki ortasaha dizilimdeki -ihtiyaç üzerine- yeni keşfedilmiş/üretilmiş rollerle, artık eskimiş olan 6/8/10 sistemi ve düşünce şeklinin çatışmasından doğuyor bu problem.

    çok uzun makalelerin konusu olabilecek bu mevzuyu, nostalji ve edebiyattan kafalarını kaldıramayan futbol dergilerimize havale ederek, kısaca köşe taşları ve keywordlerle açmaya çalışalım.

    -94 dünya kupasında carlos alberto parreiranın brezilyanın hücum gücünü artırmak adına, iki stoperin arkasında oynayan, kaleciden aldığı topu oyuna sokmakla vazifeli liberoyu, iki stoperin önüne, ortasayaha koyması ve ön libero mevkisinin keşfi. bu turnuvada dunga tarihteki ilk ön libero olarak yer alırken, brezilya da bu yeni anlayış ve hücum ağırlıklı keyifli futboluyla kupayı kaldıran taraf oldu. kupanın diğer favorisi, lothar matthaeusla liberolu 3lü savunma oynayan almanya bekleneni veremedi ve erken havlu attı. bu turnuva ön libero modifiyeli 4lü savunmanın yükselişi, 3'lü savunmanın ise düşüşü oldu. dikkat etmemiz gereken nokta, ön libero günümüzdeki kanının aksine, savunmadan bir oyuncunun ileri taşınması ile takımın hücum yönünü artırmaya yönelik bir hamle idi.

    - 98 dünya kupasında ise fransa 3 -evet yanlış duymadınız- 3 ön liberolu (karembeu, petit, deschamps) 4-3-1-2 ile bu yeni sistemi bir adım öne götürüyor ve finalde de dungalı 4-2-3-1 oynayan brezilyayı 3-0 la domine ederek yeni trendi belirliyordu. bu yeni sistem bir kaç yıl sonra fatih terim tarafından türkiyeye taşınarak, okan, emre, suatlı 4-3-1-2 ile avrupayı şoka uğratacaktı. (evet, fatih terim güncel futbol teorisini sandığınızdan daha iyi takip ediyor, ankaragücü teknik direktörüyken 4'lü savunmayı türkiye'ye getiren isim olmuştur. şu an bile güncel trendleri yakalama isteğinin izlerini görmek mümkün, ilerde anlatacağım.)

    -2002 los galacticos kadrosu. figo, zidane, raul, solari gibi hücumcu yıldızları orta sahasına toplayan read madridin, istediği başarıları elde edememesi üzerine, makalelenin bu kadronun savunma açığını toparlaması amacıyla defansif vazifelerle ilk 11'e monte edilmesi. evvelinde oyun kurucu ve dinamik ortasaha vazifeleri olan ön liberoların, tamamen defansif odaklı kullanılması ve anchorman/çapa/6 numara denilen pozisyonun keşfi.

    -2006 dünya kupası. artık dünya futbolunda yeni trend olan 6 numaranın, bu turnuvada italya tarafından çift ön libero sistemi içinde kullanılması. bu pozisyondaki oyuncu (gattuso) yanında genelde hücuma destek verebilen başka bir ön libero ile (pirlo) değerlendirilmiş, böylece 8 numara/segundo volante dediğimiz mevki oluşmuştur. rakibe göre zaman zaman çift 6 numara ile de oynanan bu defansif sistemle italya toplamda sadece 2 gol yiyerek şampiyon olmuştur.

    -mourinhonun altın çağı. çift ön liberolu bu yeni sistemin en önemli temsilcisi olan mourinho, portodaki 4-3-1-2 günlerinden sonra, chelsea'de, italyanın çift ön liberolu sistemini daha da ileriye götürdü. 2 tane 6 numaranın (essien ve obi mikel) önüne bir tane defansif vazifeli forvet arkası (lampard) ekleyerek, takımını dönemin devleri arasına yükseltmeyi başardı. aynı sistemi 2013'te ayrılana kadar real madrid'te de kullandı(khedira - alonso - modric). öyle ki bu orta saha dizilimini bozmamak adına klasik bir 10 numara olan mesut özili sağ kanatta değerlendiriyordu. diğer kanattaki ronaldo ile birlikte takımın yaratıcılık sorumluluğu tamamen kanatlara ve forvete terkediliyor, orta saha topu ileri taşımak ve tempo yapmak dışında hücum aksiyonlarında kullanılmıyordu. bu sistemi barçanın tiki-taka futboluyla başa çıkmanın yegane yolu olarak görüyordu. gerçekten de o kadar etkiliydi ki bu sistem, tüm dünya tarafından üst seviye takımlara karşı oynamanın en standart yolu olarak benimsendi.

    - alex'li fenerbahçe ve anadolu takımlarının yükselişi. 2002'deki lorant kadrosunda los galacticosa benzer şekilde 10 numara enflasyonu yaşayan fenerbahçe (ortega, revivo, rapaiç, yusuf şimşek, ceyhun eriş) büyük bir hezimet yaşayarak ligi 6. sırada bitirir. bir sonraki yıl kadrosunu kurarken kendi makalelesini bulur, marco aurelio. böylece 2004'te alexi de transfer ettiğinde daha dengeli bir orta saha kuracak ve ön libero trendini yakalayacaktır. alex sanılanın aksine, sadece oyun kurma aksiyonuyla görevli klasik 10 numaradan (mesela maradona) farklı, daha fazla skor üreten, ceza sahası çevresinde oynayan 10,5 numara (mustafa denizliye selam*) hüviyetinde olduğundan, önünde pivot santrafor (anelka/kejman yerine mert nobre/semih şentürk) ve defansif yükünü taşıması için arkasında çift ön libero (aurelio-selçuk) ile oynamayı seven bir oyuncuydu. böylece 2004-2012 arasında türkiye'de trend belirleyici faktör alex ve fenerbahçe oldu dersek abartmış olmayız. bu süre zarfında sürekli aynı sistemle oynayan bir fenerbahçe, ve bir karşı-strateji üretmeye çalışan diğer takımları izledik. bu 8 yılda fenerbahçe sürekli şampiyonluk mücadelesi içinde kalmayı başarırken, anadolu takımları da büyük takımlara karşı nasıl oynanması gerektiğini test etmek için yeterli fırsatı buldu. ve neticede türk tipi bir mourinho sistemi, 4'lü savunma/2 adet 6 numara/koşan 10 numara/fizik gücü yüksek santrafor/topu hızlı ileri taşıyabilen kanatlar şeklinde anadolu takımlarınca benimsendi. topu rakibe teslim eden bu sistemde, 3'lü orta saha rakibin iki orta saha oyuncusunu, santrafor da rakibin stoperlerini fizik mücadelesi ve derin koşularla yoruyor, kanattan hızlı hücumlarla da gol aranıyordu. zaman zaman başarılı sonuçlar elde edildi fakat asıl başarısını alex ve 3 temmuz sonrası dönemde, büyüklerin düşüşüyle elde etti diyebiliriz. günümüzde de geçerli olan bu sistem, 4 büyükler ve başakşehir dışında tüm anadolu takımları tarafından hala uygulanıyor. öyle ki anadolu futbolu trend belirleyici faktör olmayı büyüklerin elinden almayı başardı diyebiliriz. artık büyükler bu futbola adapte olma veya bir antisini bulma uğraşı içerisinde. bu karşı-sistemlere örnek olarak başakşehir ve aykut kocaman fenerbahçesine ayrı parantez açacağız, şimdi avrupa futbolundaki metagamee geri dönelim.

    -2009, mourinhoya cevaplar. bizim büyüklerimiz anadolu futbolunu çözmeye çalışadursun, avrupa devleri için defter çoktan kapanmış durumda. 2010-2013 arası inanılmaz çekişmeli geçen el-classicoların tadı hala damağımızda. bunun en önemli sebebi, guardiola- mourinho arasında geçen taktik savaşları hiç şüphesiz. eto'o'nun 2009'daki ayrılışından sonra 3 yıl boyunca, pek çoklarına garip gelecek şekilde, messi merkez santrafor olarak denendi. arkasında yatan neden ise guardiolanın mourinho etkisiyle tabiri caizse kale önüne otobüs çeken takımlara karşı bir çözüm üretmek istemesi idi. kısmen başarılı da oldu; klasik olarak kapanan takımlara karşı fizik gücü yüksek uzun santraforlar oynatılırken, guardiola messi ile false nine olarak literatüre geçen pozisyonu deniyordu. bu yeni sistemde messi kasik forvetlerin aksine topla buluşmak için çok daha gerilere geliyor, onu markajla sorumlu stoperleri de kendisiyla birlikte orta sahaya kadar sürüklüyordu. böylece rakibin defans hattında oluşan boşluklara da kanat forvetler sızmaya çalışıyordu. barça "suarez"in gelişine kadar bu sistemle başarılı oldu diyebiliriz. bizde de dünya kupası elemelerinde 2016'da izlanda ile yaptığımız ve 2-0 yenildiğimiz maçta fatih terim, emre moru tek santrfor olarak sahaya sürecek ve benzer bir sistemi deneyecekti fakat basın tarafından başarısız bir deneme, hatta skandal olarak nitelendirilecekti.

    -juventusun 2011 sezonu, pirlo'nun yeniden keşfi. küme düştüğü 2006 sezonundan beri başarısız sonuçlar alan ve şampiyonluğa hasret kalan juventus, 2011 sezonuna şampiyonluk parolasıyla iddialı bir kadroyla girmişti. bu kadroya milanda sözleşmesi sona eren pirlo eklendiğinde, yaş başı geçmiş bir oyuncunun yıldızlar topluluğunda yeri yok şeklinde eleştirilmişti fakat devrimsel fikirlerin adamı antonio conte, 31 yaşındaki pirloyu yeni bir görevle baştan yaratacak ve sonraki yıllarda ligi domine edecek juventus hegemonyasını başlatacaktı. ligimizde de büyük takımlar arasında moda olan çift ön liberolu sistemler skor odaklı ve uzun vadede başarı getiren sistemlerdi fakat önemli bir sıkıntıları vardı. başa baş ve daha iyi takımlara karşı her zaman iyi sonuç veriyorlardı ama nasıl oynaması gerektiğini bilen ve kapanan küçük takımlara karşı defans-hücum bağlantısında teklediği de çok oluyordu. özellikle fenerbahçeliler çok iyi hatırlayacaktır, vitor pereira ve dick advocaat dönemlerinde şu klasik manzara ile sık sık karşılaşılırdı: mehmet topal defanstan topu alır, hücum başlatmak ister ama topu atabileceği müsait hiç bir arkadaşı yoktur, sağa döner bulamaz, sola döner bulamaz, hepsi en az iki oyuncu ile tutulmuştur, o da en sonunda ellerini veryansınla iki yana açar ve tirübünlerdeki ıslık sesi eşliğinde geriye oynardı... bu sıkıntı fenerbahçeye özgü değildi, avrupanın devleri de benzer şeyler yaşıyordu ve çözüm arayışı içindeydiler. iyi bir 8 numara bulunduğu takdirde 6/8/10 dizilimi tercih edilirdi fakat, hem defansif vazifelerini aksatmayacak, hem de oyun kurma beceresi yüksek ve modern tempolu oyuna uyum sağlayacak kadar fiziksel kalitesi olan birini bulmak her zaman mümkün olmuyordu. bknz: 2010 emresi. dolayısıyla sistemde bir değişikliğe ihtiyaç vardı ve o devrim regista şeklinde pirlo ile gerçekleşti. bu yeni sistemde pirlo orta sahanın en gerisinde ve defansın önünde konumlanıyor fakat 6 numaranın aksine defansif beklentiler olmadan, sadece topu ileri aktarma ve geriden oyun kurma vazifeleri ile görevlendiriliyordu. zaten yaşından dolayı 6 numara kadar fizik kalite gösteremezdi, bu yüzden önündeki iki oyuncuda da rol değişikliğine gidildi. vidal ve marchisio ile mücadeleci, defansif katkıları üst düzey ve hücumdaki tek görevleri toplu veya topsuz olarak regista ve hücum hattı arasında koşmak olan yeni bir rol tanımlandı; carrilero/shuttler veya türkçe dinamo diyebiliriz. fm 2019'tan da aşina olduğumuz tabirler. başlangıçta yaşlı pirloya yer açmak için üretilen bu sistem beklenenden daha verimli oldu, çift ön liberonun sıkıntılarından müzdarip diğer büyük takımlar (özellikle ingilizler) arasında da yayıldı. bugün chelseade jorginho/kante/kovacic, manchester cityde ilkay/silva/silva, liverpoolda henderson/wijnaldum/keita şeklinde küçük değişiklerle farklı varyasyonlarını gördüğümüz bu sistem, eplin son yıllarda la liga ve bundesliga karşısındaki yükselişinin de en büyük sebebi. bu yeni roller hakkında daha ayrıntılı bilgi için bknz: #51078664 @keane

    -2015 emrenin başakşehire transferi ve yeni trendin ülkemizdeki yansımaları. başakşehire 2015'te 35 yaşında transfer olduğunda emrenin de pirlo benzeri bir dönüşüm yaşayacağını kimse tahmin etmiyordu, fakat güncel trendleri takip eden diğer bir antrenörümüz abdullah avcı onu regista olarak görevlendirmekten çekinmedi. yaşından kaynaklı oluşabilecek defansif zaaflarını kapatan mahmut tekdemir ve mossoro ile kısmen de olsa bu 1 regista/2 carrilerolu sistem denendi ve emre 35 yaşında adeta yeniden küllerinden doğduğu bir 3 yıl yaşadı. geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında mahmutun stopere kaydırılması ve defansif yükün tamamen emrenin üstüne binmesiyle, sistem tahrip olana kadar da başarıyla uygulandığını söyleyebiliriz. onun dışında zaman zaman diğer takımlarımızda küçük denemeler yapıldı, fatih terimin 2011-2013 arası selçuk inanı savunmanın önündeki tek adam yapma denemeleri gibi. fakat gerek kadro yapılanması, gerek taraftar baskısı altında başakşehirdeki gibi bir değişim yaşanamadı maalesef.

    -ve çok tartışılan aykut kocaman fenerbahçesi. topal/emre/alexle ideal bir 6/8/10 sistemi oynattığı 2010-2012 arası dönemi bir kenara bırakırsak, asıl eleştirildiği döneme, alex ve emre sonrası döneme odaklanalım. hem 2012 sezonunda hem de ikinci gelişi olan 2017 sezonunda, içinde bulunduğu olağanüstü şartları değişim için bir fırsat gördüğünü söyleyebiliriz. yükselen anadolu futboluna bir çare üretmek ve metagamee uygun bir futbol anlayışı geliştirmek maksadıyla, taraftarın pek de alışık olmadığı bir fenerbahçe izletti. kapanan ve hızlı hücumlarla rakibini alt eden anadolu futbolu öyle bir seviyeye gelmişti ki, artık topa sahip olma istatistiği yüksek olan takımın kesin yenilgisiyle sonuçlanan maçlar izliyorduk. küçük takımlar bilerek topu teslim eder ve fırsat kollar olmuştu. soğukkanlı savunmalara karşı çaresizce hücum yapan ve gol arayan büyükler, ani hücumlarla hazırlıksız yakalanıyor ve bu takımlara yakıştıramadığımız savunma hataları ile goller yiyorlardı. kocaman da buna çare olarak oyunun ilk bölümlerinde topu dolaştıran, minimum riskle rakibe kontra şansı vermeyen, 65 sonrasında da değişiklerle baskıyı artıran sabırlı bir anlayışı uygun görmüştü. fakat ne taraftarda ne de yönetimde o sabır yoktu ve hafızalarda acı bir tat bırakarak ayrıldı. genel anlayışı değiştirme üzerine olan fikirlerini, roller ve diziliş üzerinden de desteklese, uygun transferlerle avrupa'daki bahsettiğimiz trendlere ayak uydursa, belki de başarılı olabilirdi.

    -ligimizdeki güncel durum. anadolu takımları git gide çift ön liberolu sistemlerini oturtup, üstüne kanatlarda ve forvette kalite de ekleyerek gelişmelerini sürdürüyorlar. büyükler ise fırsatları ıskalamaya ve 6/8/10 modeli üzerine ısrarda devam ediyorlar. hala en büyük sıkıntıları topu defanstan hücum hattına taşımak. beşiktaşın iki şampiyonluğunda bu görev quaresmanın bireysel yetenekleri üzerinden sağlanırken, galatasarayın şampiyonluklarında da forvet ve kanatların dönemlik performans yükseltmeleri ile sağlandı. iki takımın da kadrosunda orta sahalar beklenen hücum aksiyonlarını sağlamaktan uzaktı. fenerbahçe ise malum, yukarıda anlattık. ellerindeki fırsatları bile değerlendirmekten uzakta, salih uçanı regista veya eljif elması carrilero olarak düşünmeyi ve bu değişimi yaşamayı göze alamıyorlar. bu rollerin mucidi italyanlar ise fırsatları kaçırmıyor ve tereddütsüz transfer ediyorlar bu isimleri. onların görüp de bizim göremediğimiz şey bu. yoksa eljif doğru değerlendirildiğinde bırakın 18 milyonu, potansiyeliyle çok daha fazla eder. umarım gelişimini sürdürür ve kendisini elit bir carrilero olarak premier ligte de izleriz.

    büyüklerin yeni sezondaki yapılanmalarında da değişiklik yok gibi görünüyor. taraftarlar arasında en popüler rol hala 10 numara. kulüpler de buna uygun transferler yapıyor. tekrar aynı sıkıntıları yaşayacaklarına ve işler bir sistem yerine bireysel yetenekler üzerinden gol arayacaklarına şüphem yok. çünkü anadolu futboluna hala bir çare geliştirebilmiş değiller, dolayısıyla büyükler arasında bol bol hayal kırıklığı, anadolu takımları arasında da sürpriz performansıyla sivrilen ekipler göreceğiz tekrardan.

    eljifin rolünü anlatacağım diye başladığım yazı nereden nereye geldi. kafamdaki haliyle kısa tutar diye düşünüyordum, yazdıkça uzadı, kusura bakmayın. bu haline daha çok "defansif ortasaha rollerinin evrimi" gibi bir başlık koymak uygun düşecek.

    edit: ilginiz ve temennileriniz teşekkür ederim. çok soru geldiği için yazıyorum, spor yazarlığı yapmıyorum. mühendis olduğum için işin analitik boyutu ilgimi çekiyordu, biriktirdiklerimi yazdım. bundan başka futbol konusunda yazacak bilgim ve kültürüm olduğunu da düşünmüyorum. 94 ve 98 kupalarını bilinçli olarak takip edecek yaşta değildim, o kupaların analizi aslında kemal belgine aittir diyebilirim. her ne kadar sevmeyeni çok olsa da, kendisinin analitik ve taktik bilgisine saygım büyüktür. ondan başka, hıncal uluç ve ömer üründülü de takip ederim. bu isimlerin sözlük çevresinde pek sevilmediklerinin farkındayım ama tarihten, tecrübeden ve birikimden yararlanmak adına bazen büyüklerimizin kusurlarına tahammül etmeyi bilmeliyiz değil mi *

  • 29. 22 temmuz 2019 istanbul valiliği açıklaması

    kayitli olduklari ulkeye donseler demeden ettirmeyen.

  • 30. maden suyu şişesi patlaması

    yazar sürekli çıplaklık vurgusu yaparak ne yapmak nereye varmak istemektedir.

  • 31. superman uçarken kolunu neden uzatıyor sorunsalı

    superman karakterinin ilk ortaya çıktığı 1930’larda superman uçmuyor ancak uzun mesafeler zıplayabiliyordu. superman ortaya ilk çıktığında 3 temel gücü vardı. güç, hızlılık ve sıçrama. superman’in uçabilmesi gerektiği fikri ilk olarak 1940’larda ortaya çıkmış ve ilk olarak metamorfoz çizgi roman serisinde uykusunda bilinçsiz bir şekilde yatağında yükseldiği ancak uyanınca düştüğü görülmüştür. vortex ve covenant adlı serilerde uçabilmesinin alt yapısı hazırlanmıştır.

    superman pek çok çizgi romanda özellikle uçma hızını zorlaması gerektiği durumlarda kolları yanlarda resmedilmiştir. bir ya da iki elini kullanma durumu ise kahramanın bir süper güç olarak zıplama gücünü kullandığında ileriye doğru atılmada bir denge faktörü olarak kullanılmış sonrasında ise bu hareket gerekmese de superman için bir sembol hareket olarak belirlenmiş ve bu haliyle bırakılmıştır.

  • 32. ekşici kadınların ekseriyetle çirkin olması

    sözlük dışında tanıdığım oldukça yakışıklı ve güzel sözlük insanları var, kesinlikle yanlış önerme. ama onların buradan kimseyi düşürmeye ihtiyacı yok işte. nasıl ki yakışıklı erkekler burada kadın avına düşmüyorsa, güzel kadınlar da erkek avına düşmüyor. kısacası sözlükte kadın avına çıktıysanız, yine kendiniz gibileri buluyorsunuz. *

  • 33. nihat genç

    özelden yazan müritlerine göre nihat genç ve müritleri hariç tüm muhalifler pkk'lıdır. bir tek onlar, 40 bin veryansın tv izleyicisi vatansever, geri kalan herkes pkk'lı. ama cumhur ittifakı pkk'lı değil. muhalifler hep pkk'lı.

  • 34. bir sms'e iki kontörün gittiği dönemler

    grckten ck kotu zmnlardi. allh bdaha o gnleri yasatmsn.

  • 35. hoşlandığı erkeğe açılan türk kızı olmaması

    yanlış başlıktır.

    doğrusu hoşlandığı erkeğe açılan güzel kadın olmaması şeklindedir.

  • 36. internette her şey mevcut iken netflix alan tip

    konfor seviyordur. netflix bir servistir (hizmet). lokantaya benzer. verdiğin para daha çok hizmet içindir.

    torrent bulmakla, inmesini beklemekle, virüs taraması yapmakla, altyazı senkronizasyonunu sağlamakla uğraştın. izlemeye de başladın ama bir türlü sarmadı. o kadar uğraş çöp oldu. zar zor damsız girdiğin mekan boş çıktığında yaşadığın hayal kırıklığını düşün. netflixci öyle değil işte. baktı mekan boş, hemen başka bir mekana geçiyor.

  • 37. türk erkeklerinin bisiklete binmeme nedeni

    bu ülkede bisiklete binmek cesaret ister. aklınız varsa da binmeyin. halen mahkemeyle uğraşıyorum. ilgili entrym

    edit: sevgili yazar arkadaşlarım ve çaylak arkadaşlarım, geçmiş olsun dilekleriniz için teşekkür ediyorum. kısa bir şey eklemek istiyorum, bisiklet medeni insanların kullanabilecekleri bir araçtır. ülkemiz sınırları içerisinde adaleti ve hukuku saymazsak. bisiklete bindiğinizde aldığınız sorumluluk sizindir. bisiklet yoluna kurulan mangala çarpıp düşen arkadaşım. bir kamyon sopa yedi. neymiş etlerini ziyan ettiği için. bakın bu da başkası, bisiklet yolunda yürüyen maganda, kız arkadaşım bisiklet zili çaldı diye tacize uğruyor. bisiklet yoluna park eden aracın şöförünü uyarıyorsun, arabadan haydar ile iniyor. bunlar benim yaşadıklarım. canınızı seviyorsanız, sevdikleriniz varsa, araba alın üstüne de bisikletinizi yerleştirin, gidin kimsenin olmadığı yerde rahat rahat sürün.

  • 38. sözlükçülerin izledikleri en kötü film

    (bkz: sharknado)

    aşırı yaratıcı isminden de anlaşılacağı üzere (shark + tornado) senaryosu gökyüzünden yağmur gibi yağıp insanlara saldıran köpek balıkları üzerine kurulu bir film.

    izlerken nefesinizi tutuyorsunuz. böyle bi filmin çekildiği bir dünyada yaşamak istemiyorsunuz zira.

  • 39. 100 km'de 5 litre akaryakıt yakan araç

    çekicinin üzerinde giderken bunu başaran modeller biliyorum

  • 40. sagopa kajmer şarkılarında geçen mükemmel sözler

    onlar anlatsan da anlamazlar...
    bir anlam da yüklemezler...
    çıldırdığını düşünürler...
    o büyük düşünürler!

  • 41. canan kaftancıoğlu

    aynen öyle kardeşim hem kürtçü, hem ermenici, hem rumcu yahudici alevici ne ararsan ne kadar azınlık aklına geliyorsa hepsinin sesi olacak kadın.

    chp'nin de içinde olduğu sözcü - yılmaz özdil faşizminden, "ben atatürk'ü seviyorum o yüzden bu da benim aydın olduğum anlamına gelir, ne düşünürsem haklıyımdır kesin" kafasından artık uzaklaşabilmeli chp, o yüzden tam da aranan kan kendisidir.

    memlekette senden nefret mi etsinler istiyorsun?
    azınlıklardan nefret etmediğini belli et yeter.
    maalesef böyle bir ortamda kafanıza cetvelle vura vura insan edecek sizi kaftancıoğlu.

    yüzleşmekten korktuğunuz bazı laflar edilmeye başlandı ya, derdiniz o.

  • 42. ronaldinho gaucho

    prime dönemi çok kısa süren oyuncu. ancak o hali günümüz piyasasında olsa 450-500 milyon euro vereni çıkardı eminim.

  • 43. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    bir bitmedi sorularınız.hayır cevaplayan da yok ne bu inatla soru sorma isteği.açıkça söylemek gerekirse sorular sorulara cevap verme gereği bile duymadım. gülüp geçiyoruz bilin istedim.

  • 44. mesleklere özgü yalanlar

    - güney cephe
    emlakçılara göre bu cephe 240 derece filan olmalı. bütün evler güney cephe, çok azı doğu ve batı. kuzey diye bi şey yok, olamaz.

  • 45. yüksek lisanslı kadını lise mezunuyla aldatmak

    doktora yapanla aldatsa sorun yoktu.

  • 46. sözlükçülerin şu an ihtiyacı olan şey

    11 tane berabere bitecek maç.

  • 47. 25 temmuz 2019 suriyelilerin miting yapması

    denizde ölmek türkiye'de yaşamaktan daha iyi diyen vatan kaçkınlarının bedava yaşama fırsatını kaçırmama çabası.

    bu orta doğu farelerinde nasıl bir kültür var, anlamak mümkün değil.

    hem iğrenç kültürlerinden vazgeçmiyorlar, hem kendilerini başkalarına baktırıyorlar hem de kendi kültürlerini yayma derdindeler.

    ulan dünyaya bir gram yararınız yok.

  • 48. bilkent vs itü vs koç vs boğaziçi vs odtü

    (boğaziçi = odtü) > (bilkent = koç) > itü

    cenabı hak öyle kusursuz bi düzen yaratmıştır ki kategori içinde şehir seçebilmenize olanak verir.

  • 49. 22 temmuz 2019 ümit özdağ'ın kaftancıoğlu tweet'i

    ümit hoca'nın da canan kaftancıoğlu'nu eleştirdiği tivit olmuştur. bu kadın hakkında eleştirilerin ne kadar doğru olduğunu ortaya koymuştur.
    ''kaftancıoğlu erbil'de şehit edilen diplomatlarımız için üzüntülerini bildirdi mi bilmiyorum ama ben paris'te terörist şeflerinin infaz edilmesini çok doğru buldum.her terör şefi ensesinde türk devletinin namlusunu hissetmeli.terörü terörize etmeliyiz.''link

  • 50. geneleve gitmiş kişi

    doksanlı yıllarda gerçekleştirdiğim hededir.
    mehtap kandemir vardı öküz dergisinde yazan, gençliğin de verdiği merakla kalktım gittim yanına. hem de zürafa sokak denen yere. gittim buldum, üzerine sıra bekledim, parasını verdim, yukarı çıktım, 15-20 dakika kadar saçma salak 3-5 bir şeyler konuştuk. sonra 3-5 bir şey de ona verip vedalaşıp ayrılmıştım. bırak cinsel ilişkiye girmeyi sarılmadım bile, sadece görüp konuşmak istemiştim. gerçi o dergide yazanlardan kanat güner ve hırsız olan elemanı da bulup 3-5 laflayasım vardı ya onlara gözüm yemedi. *
    hiç öyle yeşilçam filmlerindeki gibi bir tip değildi. dahası bir sonraki yazısında da benden bahsetmişti. "merak edip muhabbete gelmiş temiz yüzlü çocuk" gibi bir şeyler yazmıştı hakkımda, bir de konuşmalarımızdan bir parçayı. o yazıyı da hala saklarım.

    her parlayan altın değildir
    her gezgin yitirmemiştir yolunu