Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. alışveriş kuyruğunda yaşanan akılalmaz taciz olayı

    gel de medeniyetsizlere telefon numarasının kişisel verilerden biri olduğunu anlat. konu whatsapp değil anlat. telefonla taciz edebileceğini anlat. vasıfsız bir memur aracılığıyla telefondan adrese kadar elde edilebileceği, tacizin fiili duruma dönüşebileceğini anlat.

    bir insan görünmek, ulaşılmak, bilinmek istemiyorsa; istemiyordur. nokta. bitti.

    esprilerinizi ailenizdeki kadınlarla paylaşıp kahkaha atabilir, onların numaralarını umumi tuvaletlere yazabilirsiniz. diğer insanlara karışmayın yeter.

  • 2. mbaye diagne

    galatasaray scout ekibinin forvet için bütün dünyayı dolaşıp, 20 km. ötedeki kasımpaşa tesislerinde bulduğu top tepici.

  • 3. aşk hayatını bir futbolcuyla tarif etmek

    (bkz: francesco totti)

    daha nasıl anlatayım amk.

  • 4. duvarda duran kediyi felç eden yavşak

    dükkanının üzerindeki duvar kenarında kendi halinde duran kediyi habersizce deyneği ile vurarak yere düşüren ve felç eden 1 adet orospu çocuğu içeren video... yemin ediyorum şu sıralar şarjda ki pil gibi doluyorum bildiğin. bir gün bu tarz bir şiddet olayı bana denk gelicek ve bende film kopacak. döve döve komalık edeceğim o kişiyi! yetti lan artık! https://twitter.com/…luk/status/1090616105012482050

  • 5. bursa'da şiddete uğrayan çift

    habere göre önce kıza laf atmışlar, karşılık görünce de hunharca dövmüşler. sorsan delikanlı diye dolanıyorlardır bunlar. sevgilisinin üzerine kapanan kız bunlardan daha delikanlıdır benim gözümde.

    tanım: bursa’nın sözde delikanlı(!) çocuklarının saldırısına uğrayan çift.

  • 6. gemileri yakmadan önce söylenen son sözler

  • 7. çaylak onay listesi

    isterseniz 5000 entry girin, isterseniz anket başlıklarına entry girin, ister troll başlıklarına entry girin içinden çıkmanız 1 hafta da olabilir 15 gün de olabilir. (şimdilik rekor 6 gün)
    formata uygun entry giricem diye kasmanıza da gerek yoktur. "adafsfa" "sksksjjsjsjsjs" diye entry girenlerin de yazar olabildiğini gördük.
    (bkz: 8 mart 2018 caylak onay rezaleti) (bkz: 15 gunluk caylagin yazar olmasi)
    edit: yazar olanlardan biri forumda konuşur gibi yazmakta idi

  • 8. sözlükçülerin hayatını çalan bilgisayar oyunları

    (bkz: world of warcraft)

    ah be..

  • 9. galatasaray

    sırf 17 maçta 20 gol attı diye diagne’ye 12 milyon euro verilir mi? onun yerine 19 maçta 20 gol atan fenerbahçe’yi alırdık.

  • 10. tolgay ali arslan

    fenerbahçe 'ye gelmeden önce
    (bkz: #70880614)

    geldikten sonra
    (bkz: #86103408)

  • 11. kusma hissi uyandıran popüler kelimeler

    kelime değil ama cümle:
    şu bence şöyle diyosun.
    (bkz: kime göre neye göre)
    ananın amına göre amk.

  • 12. bir kadını kaybetmenin en kısa yolu

    kesin yolu anlatıyorum arkadaşlar dinleyin:

    kadın gibi davranın;

    # sızlanın,

    # şikayet edin,

    # ilgi bekleyin ve bunu ifade edin,

    # romantik olun,

    # kararsız olun,

    # sürekli fikrine ve onayına ihtiyacınız olsun

    ve ve ve onu hayatınızın merkezine koyun.

    sizden hamam böceğinden tiksindiği gibi tiksinmezse ; gelin beni sikin.

    bu kadar iddialıyım.

  • 13. akaryakıtta self servis döneminin başlaması

    mazotla birbirimizi ıslatma şakası yapabileceğimiz dönemin başlamasıdır.

  • 14. bin tl geliri neden söylediğim aşikar

    yardım kampanyasını ciddiye alacak saflıkta birinin insanların beyniyle ilgili endişelendiğini de öğrendiğimiz beyan. vergi kaçakçılığının da es geçilmesi için laf salatası yapılmış. arsızlık ve aptallık örneği bir açıklama.

  • 15. en güzel bira

    1987 yılında afyon queen konserinde içtiğim ve sonra daha bulamadığım 30 luk torku birasıydı.

  • 16. berkay şahin'in aylık gelirinin 1000tl olması

    geliri 300 bin lira olan vatandasimla 1000 tl olan vatandasim ayni gece kulubunde eglenebiliyor.

    iste bekledigimiz alim gucu, iste medeniyet .

    300 bin avro imis, 1.8 milyon milyar sen!

  • 17. 2019 yaz otel fiyatları

    her turizm başlığı altına "yunanistan'a gidin" diyenler geldi mi ?

    gelmiş. oysa ki ben diyecektim ilk...

    son altı yılın beşinde karadan, denizden yunanistan'a geçip makul bütçeyle mükemmel tatiller yaptık. örneğin şöyle bir yerde geceliği 400 tl'den (sırf konaklama-4 kişilik aile bedeli) kalmak, az bir paraya sabah yakalanmış kalamarla, balıkla beslenmek, sulandırılmamış birayla teras keyfi yapmak, kirlilikten yosun tutmamış havuzda veya en fazla üç-dört batı avrupalı turistle paylaşacağınız plajda yüzmek varken endüstriyel tesis mantığıyla yürütülen işletmelere servet saçmak anlamsız geliyor bana.

  • 18. ekşi itiraf

    babam emekli oldu geçen hafta. aslında çok daha önceden olması gerekiyordu ama eski zamanlarda hep sigortasız çalıştırdıkları için gün eksiği vardı. ağustos ayında bağkur borç yapılandırması yapmıştık, o sayede biraz daha hızlandı bu süreç. geçen hafta arayıp haber verdiğinde o kadar mutluydu ki, onun bu mutluluğu beni duygulandırdı. çok istemesine rağmen imkansızlıklar yüzünden eğitimine devam edememiş, cok küçük yaşta tek başına istanbul'a gidip çalışmaya başlamış, hiç görmeden görüşmeden abisinin onun için uygun gördüğü biriyle* evlenmiş, sonra yine çalışmış, hep çalışmış... bu hikayenin çok benzerini yaşayan binlerce kişi olduğunu da biliyorum ama bildiğim en büyük eğlencesi bulmaca çözmek olan babamı hiç bu kadar mutlu görmemiştim. allah başımızdan eksik etmesin.

  • 19. beş bin konutlu sitede yapılacak en iyi iş

    beş bin konut demek beş bin portföy demek emlakçılık yap giren çıkan çok olur o bölgede. bölgeyi iyi tanırsan güzel para kazanırsın.

  • 20. seks hayatını bir futbolcuyla tarif etmek

  • 21. serdar aziz

    fenerlilerin 5 gün sonra küfredeceği kazma denmiş de olum sadık taşpınar bizde nesta muamelesi görüyor siz ne küfüründen bahsediyorsunuz.

    siz hiç neutstaderi izlediniz mi *, o yüzden gayet iyi bir transfer. skertel&serdar iyi bir ikili. sadık da bunları yedekler. gayet iyi bir stoper kadrosu oluşmuş olur.

  • 22. sempati duyulan yabancı futbol kulüpleri

    ender gelişen atakları sebebiyle osasuna

    armasında ay yıldız bulunması sebebiyle porstmouth

    tribünlerinde tarihi bir olaya atıfta bulunmak için sürekli türk bayrağı açması sebebiyle deportivo

    ister şampiyonluğa oynasın, ister küme düşmemeye oynasın taraftarlarının tüm dünyaya “taraftarlık budur” örneği sergilemesi sebebiyle dortmund

  • 23. asansör parası haksızlığı

    haksızlık gibi gözükse de değildir. buradaki algı sıkıntısı insanların bencilliğinden kaynaklanmaktadır. ben bir fayda görmüyorum o zaman niye para veriyorum. be allahın malı o zaman görme engelli bireyler de aydınlatma parası ödemek istemez, bir başkası ben düzenli spor olarak asansör yerine merdiveni tercih ediyorum der, diğeri ben ekmeğimi kendim alıyorum kapıcıya para vermem der veya çatının yaptırılması da 3. katta oturan kişiyi bağlamaz vs vs. düşündükçe örnekler çoğaltılabilir, tabi düşündükçe...

  • 24. insana güncelleme gelse istenecek özellik

    istediğin anda mutlu olma özelliği.diğer tüm özellikleri yutar.

  • 25. ermeni soykırımı

    hukuken soykırım olarak değerlendirilemeyecek olan bir durumdur. sebeni için evrensel bir ceza hukuku ilkesi olarak (bkz: makable şamil olmamak).

    hukuken soykırım olarak nitelenememesi yanı sıra göz ardı edilemeyek bir gerçek daha mevcuttur. o da tehcir kararı almadan önce ve tehcir esnasında büyük acılar yaşandığıdır.

  • 26. konstantinos mitroglou

    nasıl ülkeye gelip işe yarayan ispanyol topçu yoksa ülkeye gelip de ( bir elin parmaklarını geçmez ) işe yaramayan yunan yok.

    garip bir şekilde sabah akşam yunan'a sövülen ülkede baya sevdiriyor keratalar kendilerini. e ka çekiyor, kültür-yemek benziyor, karımı özledim dese 1 saatte gidiyor.

    fener veya gs alırşa iş yapar bence, dediğim topçu.

  • 27. türk kadınlarının % 91'inin kendini güzel sanması

    "sanmasi" degil, "bulmasi" olarak duzeltilmesi gereken baslik. sacma sapan basliklara yazmamak gibi bir ilke edinmistim kendime ama, bu durum biraz farkli gorunuyor. buradan cinsiyetlere iliskin birkac soz soyleyebilecegimi fark ettim.

    simdi efenim, philips markasinin 11 ulkenin kadinlarindan topladigi verilere gore yapilmis bu calismada (philips global beauty index, 2017) kadinlara kendilerini guzel bulup bulmadiklari sorulmus (do you consider yourself beautiful? yes/no). soruya "evet" yanitini verenlerin oranlari, yuksekten dusuge dogru asagidaki gibidir.

    hindistan %96
    turkiye %91
    rusya %81
    cin %73
    abd %65
    guney kore %61
    almanya %53
    fransa %41
    polonya %40
    ingiltere %29
    japonya %26

    ben bu oranlari gorunce aklima ulkelerin toplumsal cinsiyet esitsizligi raporundaki (gender gap report) siralamalarina bakmak geldi daha sonra.

    hindistan %96 – 108. sirada
    turkiye %91 – 130. sirada
    rusya %81 – 75. sirada
    cin %73 – 103. sirada
    abd %65 – 51. sirada
    guney kore %61 – 115. sirada
    almanya %53 – 14. sirada
    fransa %41 – 12. sirada
    polonya %40 – 42. sirada
    ingiltere %29 – 15. sirada
    japonya %26 – 110. sirada

    siralamalar 2018 yilina ait rapordan (kaynak: the global gender gap report, 2018, sf. 10-11). siralama dustukce cinsiyet esitsizligi artiyor. acikcasi bekledigime oldukca yakin bir eslesme var. japonya bile, evet. japonya'dan alinan oranin "alcak gonulluluk" kulturuyle ilgili oldugunu dusunuyorum. ne zaman olumlu bir soz soyleseniz "yok efenim, teveccuhunuz" diye geri ceviriyorlar cunku. sade vatandasindan profesorune kadar durum boyle.

    sonra dedim ki neden basit bir korelasyon analizi yapmiyorum ben. zipcikti* oldugu icin once japonya'yi cikararak bir korelasyon analizi yaptim. "kendini guzel bulma" ile "cinsiyet esitsizligi" arasindaki korelasyon "0.82" olarak cikti. ardindan guney kore'yi de asiriya varan plastik cerrahi cerrahi uygulamalar gibi nedenlerden dolayi farkli dinamiklerin islemis oldugunu dusunerek analiz disi birakarak bir kez daha analiz yaptim. korelasyon bu sefer "0.90"a yukseldi. toplamda 149 ulke yer aliyor cinsiyet esitsizligi raporunda. philips tum ulkelerden veri toplamis olsaydi keske. ne guzel analiz yapardim ama simdilik bununla idare edelim.

    philips'in raporunda soyle bir tumceye rastladim:

    "only just over half of women in the uk consider looking attractive important (52%), whereas 83% of those in russia do" (sf. 8)

    yani diyor ki cekici gorunmek ingiliz kadinlarinin yalnizca %52'si icin onemli iken rus kadinlarinin %83'u icin onemliymis.

    basitce anlatmam gerekirse, buradan yapilabilecek yorum, cinsiyet esitsizliginin cok daha daha az oldugu ulkelerde kadinlardan "cekici gorunmeleri" yonundeki beklentinin ve dolayisiyla da bu konuda kadinlara yapilan baskinin azalmasi olabilir. yani kadinlardan sirf kadin olduklari icin suslu, bakimli, kilsiz, makyajli, ivirli zivirli vs olmalarina iliskin beklenti azaliyordur demek istiyorum.

    "e tum bunlarin kendini guzel bulmakla ne ilgisi var?" dediginizi duyar gibiyim. acikcasi ben bu durumu korumaci cinsiyetcilikle acikladim kendimce. bir cinsiyetin digerinden daha ustun oldugunu savunan cinsiyetcilik iki boyuta sahip. bunlar da dusmanca cinsiyetcilik ve korumaci cinsiyetcilik. dusmanca cinsiyetcilik, adindan da anlayabileceginiz uzere, bir cinsiyete iliskin acik olumsuz, hatta saldirgan kalipyargilar ve tutumlari ifade eden cinsiyetcilik. soz gelimi, "kadinlar calismamalidir. kadinin yeri evdir. es ve annelik yapmalidir. kadin yerini bilmelidir." dusmanca cinsiyetci bir tutumdur. koruma cinsiyetcilik ise, bir cinsiyeti "koruma" adi altinda daha diger cinsiyetten daha asagi bir konuma koyarak yapilan, "sevimli" ve "tatli" gorundugu halde cinsiyet esitsizliginin surmesine yol acan cinsiyetcilik denebilir. soz gelimi, "kadinlar narin canlilar olduklari icin calismamalidirlar. sefkatli olduklari icin cocuk bakmaya erkeklerden daha uygundurlar." ise korumaci cinsiyetcilik olarak nitelendirilebilir. okudugum calismalarda dusmanca cinsiyetciligin cok yaygin oldugu toplumlarda korumaci cinsiyetciligin de bir o kadar yaygin oldugunu ve her iki cinsiyet tarafindan da icsellestirildigini okudum; ama isin ilginc tarafi, pek cok ulkede dusmanca ve korumaci cinsiyetcilige iliskin yapilan calismalarin, kadinlarin dusmanca cinsiyetcilige karsi cikarlarken korumaci cinsiyetcilikten rahatsiz olmadiklarini gostermis olmasi. sanirim sozluk'teki erkek yazarlarin elestirdigi nokta da bu. benim gordugum kadariyla, bazi kadinlar cinsiyet esizligine karsi cikip kadin olmaktan oturu dezavantaj yasamak istemiyorlar ama, toplumumuzda kadin olmanin sagladigi "sozde" avantajlari birakmaya da yanasmiyorlar.

    demek istedigim, dis gorunusune bunca dikkat etmesi beklenen toplumlarda yetisen kadinlar, bunun karsiligi olarak bolca ilgi ve ovgu gordugu icin oranlar daha yuksek cikmis olabilir.

    kendime not: kendi tezine bu kadar ugrasmis olsaydin coktan bitirmistin. sana ne desem bilmiyorum tamarix. gercekten.

  • 28. cheesecake'i süper olan mekanlar rehberi

    (bkz: the cheesecake factory)

  • 29. laetitia casta

    bu kadına çirkin diyen taş olur.

    oldukça güzel bir fransız eski süper model. bunu heteroseksüel bir kadın olarak söylüyorum. bir kadının buna çirkin demesi kıskançlıktan başka hiçbir şey olamaz.

    güzelliği sorgulanan kadın şu an 40 yaşında ki şu yaşında bile hala güzel.

  • 30. istanbul'da yaşamak

    istanbul'da yaşamayı, öğrenciler anlatmasın cidden çok eğreti duruyor. amına koyim adam kadıköy'de 5 kişi bi dairede kalıyor, köpek bağlasan bokundan püsüründen eve girilmez kalıbımı basarım "istinbil çık gizil kimsi gilmisin" al babacım turşusunuz kur istanbul'un.

    bana istanbul'u çalışan, ailesi olan adam anlatsın arkadaşım. ben ailemle hafta sonu insan gibi kahvaltı yapabileceğim bi yere gidebiliyor muyum? parasını pulunu geçtim aracım yoksa kaç saatte gidebiliyorum? toplu taşıma dediğin şey metrobüse çoluk çocuk binmek ne kadar eziyetli bi şey biliyor musun sen? bırak onu da geçtim, işten çıktın eve gelmen minimum kaç saat alıyor? ulan mecidiyeköy'den mecidiyeköy'e 40 dakikada gitmek diye başlığı bile var daha ne olsun?

    ya hadi diyelim işin gücün yerinde, aracın var, ortalama bi semtte oturuyorsun hatta site olsun. e birader hiç mi dışarı çıkmayacaksın siteden? 10 bin lira da maaş alsın 20 bin lira da maaş alsan istanbul'un kaosuna girmek zo run da sın. çocuğun okula başlar, en yakın okula vermek istemezsin çünkü malum suriyeliler doluşmuştur hayddaaaa özel okula. bu ne demek artı maliyet. ondan sonra yazın dersin ya ailemi alıp bi piknik yapayım ya da bi tatile gideyim istanbul'a da yakın olsun hopp gidersin allah'ın ormanına para verip girmek zorunda kalırsın. neden? çünkü amına kodumunun şehrinden ipini koparan herkes gelmesin diye bi bedel koymuş adamlar.

    iyi peki diyorsun hafta sonu çoluğumu çocuğumu alayım bi sahil havası deniz alayım avm denen illete girmeyelim bu sefer trafiğe takılıyorsun. aracın yoksa zaten hepten sıçtın bebek arabasıyla falan hayatta binemiyorsun metrobüse.

    lavuk kocaeli'nden gelmiş kadıköy'e kaç kişi bi dairede kaldığı belli değil "istinbil çık gizil" hee güzel amına koyim. ben de göçebe hayatı yaşasam güzel evet. onu da geç biraz durumun iyi olsun "lan boğazda bi yemek yiyelim hem de boğaz havası alalım" desen her yer arap. ne yürüyebiliyorsun ne de dillerinden anlıyorsun. bağıra bağıra konuşmaları, verdikleri rahatsızlıkları falan saymıyorum hiç. yani paranla rezil oluyorsun kısaca.

    bunun dışında kadın olsan yine toplu taşımaya binmen ya da binip de ellenmeden, fordlanmadan inmen neredeyse imkansız. ya birisi sürtünür ya birisi istem dışı fordlar seni hiç olmadı pis pis bakar dizinin üstünde 2 cm elbise olsa bile. lan başına bi iş gelse kadın olarak polisi görsen bi de yatırıp polis tecavüz ediyor. daha nasıl anlatayım yani?

    turistik yerleri falan hiç saymıyorum. taksim mesela, saç ektiren araplarla doldu taştı. bi istiklal yapalım, oradan aşağı sallanalım desen kabataş'a varana kadar arapça'yı sökersin.

    hele bi yağmur yağsa, kar yağsa o zaman gör hepten ipin ucunun kaçtığı bi semt oluyor istanbul. al bak istanbul gör tam bir açık hava tımarhanesi. her gün evden çıkarken bir adet milli piyango bileti almış gibi çıkıyorsun. piyango sana vurursa öldün. vurmazsa ne ala eve sağ döndün.

    o yüzden daha toz pembe hayattan kara bulutlu hayata geçmemiş öğrenci kardeşlerimiz için istanbul tabi ki güzel. ekmek elden su gölden amına koyim. okula gitmesen de sınav haftası not bulur çalışır yine geçersin. doğalgaz, elektrik, internet, su, aracın varsa bandrolü, sigortası, ötv'si, çocuğun okuyorsa okul masrafı, ufaksa bebek masrafı, ailenin kendi standart gideri, ev sahibisiysen emlak vergisi, kendi işinse beyanname, gelir vergisi. bunların hepsini aldığın maaşla istanbul'da yapacaksın. senin aldığın üç kuruş burs üç kuruş kyk ancak bira-çerez-sigara masrafına yeter senin.

    "ımı ıstınbıl çık gizil. gilmiyin istinbil'ı. isgiri icritli çılışın vısıfsız iliminlirin istinbil sivdisini di çizdik mi hiç mi hiç sıkıntıy yik." hee yok canım yok. çok affedersin yarrak yok! tövbe ya.

    dip not: bekarım ve çoluk çocuğum yok.

  • 31. tek mekanda geçip sürükleyici olan filmler

    man from earth
    sunset limited

    bonus:behzat ç 78. bölüm.

  • 32. ığdır'da hdp kazanmasın diye aday çıkarmıyoruz

    akşener vecizesi.

    hemen ırkçı mırkçı diye damlamış teşkolar, kekolar, tırrekler. akpli bi kürt bld başkanı olsa da sıkıntı değil demek ki meral akşener için. zira kürt kelimesi de geçmiyor beyanında, hdpli diyor.
    sıkıntı sizde, kürt=hdp kafasında yaşıyorsunuz çünkü.

  • 33. şubat 2019 maaşlarının hesaplara yatması

    at yalanı sikeyim inananı.

    eh yeter be amına koyduklarım, bir bitmedi maaş goygoylarınız. anlamıyorum yani bunun neyi eğlenceli?

    nasıl bir mizah anlayışınız var? bu başlığı sürekli hortlatmazsanız götünüz şişiyor sanki.

  • 34. 28 ocak 2019'da beyaz saray'da gösterilen harita

    oğlum manyak mısınız?
    ne var lan bunda?

    edit: gayet normal bir durumdur. herhangi bir konu bazında dünya haritasının renklendirilmesi sözkonusudur.

    edit2: hatay muhabbetini yeni farkettim. o iş öyle paintle olmaz abd conoları.

  • 35. 175 cm boyunda kızıl saçlı beyaz tenli fit kadın

    saralım mı burada mı s*kersiniz?

  • 36. mühendis erkeklerin giyinmeyi becerememesi

    insanların hakkımda ne düşündüğü çok da sikimde olmadığı için umrumda olmayan olaydır. istersem çıplak gezerim.

  • 37. evrenin kaynak koduna erişince yapılacaklar

    pause: earth.exe

    open: c:\system components\solar system\earth\people (x86)\rte_2023_century-leader

    select all > copy

    open: c:\system components\solar system\earth\gods

    select all > delete > enter

    ctrl + v

    run: earth.exe > full screen > 1080p

    run: popcorn.exe

  • 38. dini inancını kaybetmeye başlamak

    önemli ek: bu giri uzun süredir tanıdığım, tanımaktan mutlu olduğum bir insana ait. iyi biridir, iyi bir öğretmendir. örneğin ben müslümanım, ancak birbirimizin inançları ile ilgilenmedik, çünkü inanç kişisel bir durum, arkadaşlıkları, ilişkileri etkileyecek bir durum değil, olmamalı. belki söyleyecek çok şey var, yine de gerekli olduğunu düşünmüyorum.
    girinin sahibi aylakligi oven kedi https*

    bilirsiniz, insanların mensup olduğu din, kaderin cilvesinden başka bir şey değildir. bu kader vesilesiyle ben de müslüman oldum. çünkü yaşadığım toplumun çoğunluğu müslüman'dı ve ailem dinlerine yürekten bağlı inançlı insanlardı. dedemin beni her cuma ve bayram namazları'nda camiiye götürmesi, oruç tutmaya küçük yaşlardan heveslendirmesi, anneannemin kuran'ı arapça okutma hevesleri haliyle benim de onların istediği gibi düşünen ve yaşayan bir insan olmamda son derece önemli adımlardı. artık katışıksız bir müslüman'dım. onlar hayırlı evlat yetiştirmeleriyle gurur duyabilirlerdi.

    oruçlarımı hiç aksatmadan 30'da 30 tutuyor, hastalansam ya da önemli sınavlarım olsa dahi geri adım atmıyordum. kafamda allah baba'yı canlandırıyordum. huzurluydum. iyi bir insan olmaya çalışıyordum. cennete gideceğimi düşlüyordum. benim görmediğim ölmüş babama her kıldığım namaz sonrası dualar ediyordum. allah'ın bana bahşettiğini düşündüğüm her şeye teşekkür ediyor, zor durumlara düştüğümde " beterin beteri var" diyerek şükrediyordum.

    kuran'ı okumaya çalışıyordum ara sıra, mealinden anlamaya çalışıyordum. güzel ayetler vardı elbette, içimizi ısıtan doğru yolda olduğumuzu hissettiren. ama tüm okuduklarım böyle miydi? değildi aslında. birçok emir ve yasakları belirten kısımlardan sonra, eğer bu emirleri yerine getirmezsek bizi cehennemde kor ateşlerin, büyük azapların beklediğinden bahsediliyordu. korkuyordum. elimi yakan soba ateşini düşlüyordum. ama sonra düşünüyordum ve biliyordum. bize söylenen neydi? islam, hoşgörü diniydi. ve ardından gelen onlarca hadis. en ünlüsü de peygamber efendi'mizin zamanındaki fahişe kadının susuz kalmış bir köpeğe su vermesinden dolayı cennete gitmeseydi. evet, belki de insanları doğru yola sevketmek için biraz olsun korkutmak gerekirdi. allah, her şeyin en doğrusunu bilirdi.

    ben bilemezdim elbette. yaradana ihtiyacım vardı. aciz kaldığımda, mutsuz olduğumda o zamanlar tek dayanak noktam allah'tı. ona iman ediyordum ve güzel günlerin gelmesi için dualar ediyordum. yanlış yaptığımda tövbeler ediyordum. biliyordum, allah bolca esirgeyendi, allah adaletliydi, allah merhametliydi.

    inanıyordum sanki adımın umut olması gibi ya da kendimi öyle motive ediyordum. belki de dinin hep güzel yanlarını görmüştüm. dedem ve anneannem ve elbette annem ne güzel insanlardı. onların inandığı bir dine inanmak, olmazsa olmazdı. her ayeti, her emiri anlamlandıramıyordum ve açıkca mantıksız gördüklerim de vardı ama biliyordum, insanların algılayamayacağı şeyler vardı.

    kuran'da ne güzel derdi. hiç mi yaşadığınız hayatı sorgulamazsınız? hiç mi allah'ın sizlere verdiği aklı kullanmazsınız? bazen çok hoşuma giderdi bu ayetler. müstesna olduğumu hissederdim. evet, derdim, ben aklımla , sorgulayarak doğru yolu buldum. son ve hak dini olan islam'a inanıyorum. mutluydum. aklımla bulamadığım sorulara da cevap vermiş gibi yapar, içimdeki şeytanın sesini bir güzel sustururdum.

    antik yunan'da ellerindeki var olan bilgiyle açıklayamadıkları tüm doğa olaylarını mucize olarak adlandırırlarmış. ben de öyleydim. allah beni çok severdi, ona dua edip, birine beddua ettiğimde hemen de oluverirdi. romantizmin doruklarında yaşıyordum. mucizevi olaylar yaşadığımı zannediyordum. allah'ın sevgili kuluydum, beni takip ettiğini düşünüyordum.

    kendimden çok emindim ama aslına bakarsanız bildiğin cahildim. cahil insan cesur olurdu, ben de aynen öyleydim. tüm olayları kendi işime gelen şekilde yorumlardım, sorsan "umutizm" diye yeni bir mezhep dahi kurardım.

    sonra yavaş yavaş hayatın gerçekleriyle, doğa kanunlarıyla yüzleştim . kitaplar girdi hayatıma. onlarca filozof, yüzlerce yazar tanıdım. farklı hayatlar gördüm. matematik okudum. vizyonum çok daha farklıydı artık. gerçeklerle acı da olsa yüz yüze gelmek üzereydim.

    acıydı gerçekler. ortaya çıktığında da insanın içini acıtırdı. kabullenmek zordu. ama bu kadar mükemmel yazarlar, filozoflar, bu kadar akıllı adamların söylediklerinde hiç mi gerçeklik payı yoktu? her şeyi biz mi anlayabiliyorduk bu hayatta? onlar, sadece kibirleri yüzünden mi şirk koşmaya yeltenmişlerdi? cevap veremiyordum. bazılarına göre müşriklerdi. ama kimsede göremediğim dürüstlükleri, insanlıkları o adamlarda görmüştüm ben. cehennemlik olmayı haketmiyorlardı.
    sırf müslümanlığa biat etmediler diye nasıl olur da cehenneme giderlerdi? albert einstein, bento spinoza, jean paul sartre bu kadar kötü adamlar mıydı? eleştirdikleri mistik hikayeler suç muydu? rasyonel ve bilimsel düşünmek hakları değil miydi? insanı sınırlamak doğru muydu? din yoksa sadece bir gereksinim miydi?

    cevap bulamadığım sorular ardı ardına çoğalıyordu. küçüklüğüm aklıma geliyordu. kabullenemiyordum. ben de mi yoldan çıkmıştım? tanrı beni terk mi etmişti? artık bir lanetli miydim? kalbim ağrıyordu. sanki her "allah bize böyle emretti, allah her şeyi bilir, o'nun bize değil, bizim o'na ihtiyacımız var" lafları yüreğimi dağlıyordu. tepki vermek geliyordu içimden. müthiş paradoksal bir durumla karşı karşıyaydım. dinde güzel gördüğüm şeyler de vardı ama bir o kadar da göremediğim. karar vermek zorundaydım. zor bir karardı.

    ya her şeyi kabullenerek ölümsüz olacaktım ya da reddetmem gerektiğini düşündüğüm şeyleri redderek azap çeken bir fani olacaktım.
    ben spinoza'nın yolunu seçtim. onun gibi cherem'e tabi tutulacaktım. çünkü, müslümanların tanrısı'nın yolundan gitmeyi seçmedim, onu yeterince inandırıcı bulmadım, ya da yeterince kanıt bulamadım. lakin şuna biat ettim. iyi bir insan olacaktım. dindarların bile kıskanacağı türden bir insan. okumaktı beni hayata bağlayan, bilgiydi. bir de sevmek her şeye rağmen sevebilmek insanları. sonrası?bilmiyorum. hayatın kendisine bırakıyorum sonrasını.

    önemli ek: bu giri uzun süredir tanıdığım, tanımaktan mutlu olduğum bir insana ait. iyi biridir, iyi bir öğretmendir. örneğin ben müslümanım, ancak birbirimizin inançları ile ilgilenmedik, çünkü inanç kişisel bir durum, arkadaşlıkları, ilişkileri etkileyecek bir durum değil, olmamalı. belki söyleyecek çok şey var, yine de gerekli olduğunu düşünmüyorum.
    girinin sahibi @aylakligi oven kedi

  • 39. hiç makyaj yapmayan kızlar

    makyaj malzemeleri cildi bozdugu icin tercih etmeyendir.

  • 40. şener özbayraklı

    arkadaşlar ismail kazığı için bir beşiktaşlı olarak siz değerli fenerli kardeşlerimden özür diliyorum ama lütfen ciddi bir şekilde yazın, bu adam iyi mi, iş görür mü?

    biriniz kurtulduk diyor diğeriniz çok pişman olacağız diyor. beşiktaş transferden vazgeçmesin diye yazdığınız kripto mesajlar mı bunlar, nedir?

    samimi cevap verirseniz ben de size tolgay’ı anlatırım

    edit:

    fenerli arkadaşlardan çok sayıda mesaj geldi, teşekkür ediyorum kendilerine.

    genel kanı şener'in iyi bir profesyonel olduğu yönünde. çalışkan, yedek kalmayı sorun etmeyen, mücadeleci, yapıştı mı bırakmayan.. lakin kolay çalım yiyen, top kontrolü ve ortaları kötü.. bazen sürpriz iyi şutlar çıkarıyormuş.

    tolgay - şener takası her iki tarafada hayırlı olsun bakalım..

  • 41. özel sektör 2019 maaş zam oranları

    yüzde sıfır olsaydı bile sevineceğim oran.işten çıkartıldım, iş arıyorum yeni bulacağım iş yerine eski maaşımdan yüzde 10 fazlasını söyleyerek kendimce zam yapıcam. (bkz: swh)

  • 42. türkiye'de yaşanan dinin özeti

    adliye koridorunda, fuhuş davasındaki sanıklar için kuran okuyan türbanlı sanık yakınları.

  • 43. albert camus'un okunuşu

    albert kamü şeklinde değildir. alber kamü’dür.

    fransızca’da sondaki sessizler ekseriyetle okunmaz.

    diğer olası ihtilaflara yönelik;

    jean-paul sartre: janpol sartr

    marion cotillard: maryon kotilyar(burada l belli belirsiz bir l’dir, çok sert okunmaz, çift y gibi)

    rousseau: ruso

    françois: fransua

    paris: pari

    truffaut: trüfo

    ek: telaffuzlardan marion hanımın adı için birkaç mesaj geldi. türkçe karakterler kullanarak tam telaffuzu mümkün değil arkadaşlar yabancı sözcüklerin. elimden gelenin en iyisini yapıp en azından türk aksanıyla telaffuz etmek için makul harfler kullanarak belli okunuşları örnek verdim. türkçe’deki sesler fransızca’da olmayabildiği üzere, tersi gibi türkçe’de olmayan sesler var.

    yanlışlık var diyorsanız eğer, fransızlarla gayet anlaşıyorum kendi telaffuzumla. fransız değilim ki muntazam konuşma iddiam olsun. hadi yatın artık amk saat 3 olmuş o öyle yazılmaz diye mesaj geliyor.

  • 44. huawei mate 20 pro'nun 8000 lira olması

    telefona servet döküp kendini sınıf atlamış zanneden kerizler iphone'a mahkum kalmasın diye hizmet sunmuş işte adamlar. keriz silkelemek neden apple tekelinde olsun ki? benim çinli kardeşlerim de silkelesin biraz, ne var yani?

  • 45. 29-30 ocak 2019 kamil koç rezaleti

    geçen hafta birisine internet üzerinden 5 tlye 32 gb microsd sattım. piyasa fiyatı 40 tl. bende çok var maksat işi görülsün. 1 hafta kullandı, teşekkür etti. arada çektiği fotoları attı filan. dün ise iade etmek istediğini söyledi ve parasını istedi. dedim hayırdır. kilitli diyor. kenarında tırnak var ona dokunmuşsundur tırnağı indir açılır dedim. "ben anlamam tırnak filan iade alacaksın dolandırıcı mısın?" dedi. delirtti. 5 tl için. "almıyorum" dedim. adam beni şikayet etmiş 14 gün iade hakkım var falan filan diye tüketici hakem heyeti olayına. kapı gibi yazı geldi. adamla mahkemelik olup hakim karşısına çıkacağız sanırım. bence bu daha büyük rezalet.

    eğer adam kazanırsa ve ben 5 tlyi 1 kuruşlar halinde götüne sokmazsam bunu daha büyük rezalet sayacağım. yemin olsun bak, 3. sayfa haberlerinde, tvlerde, son dakika şeylerinde filan "müşterisine öyle bir şey yaptı ki..." başlığıyla kolları ters kelepçelenmiş birini görürsen o benim.

  • 46. tolgay arslan şener özbayraklı takası

    bir kutuda tolgay, bir kutuda şener+2,5 milyon olsa ve bu iki kutudan sadece birini alabileceğim söylense, şener+2,5 milyonu seçer, şenere artvin'deki köyüne dönmesi için yol parası verir keyfime bakarım.

  • 47. apple türkiye'nin indirim kararı

    bizimkiler ek vergilerle onu absorbe eder merak edilmemesi gereken durum.

  • 48. pubg mobile

    oyunda herkes arap ve susmuyorlar. etrafındakiler de susmuyor, galiba onlar da arap

  • 49. yunus akgün

    önceliklike şunun gibi beyin ölümü gerçekleşmiş mal fenerlileri siklemeyin, bir kenara koyun;

    (bkz: yunus akgün/#86087710)

    (bkz: ali koç/#75517114)

    yunus 18 yaşında. ozan'la aynı jenarasyondan, aynı altyapıdan çıkma.

    şimdi bu çocuk 1. ligde 8. olan takıma karşı 18 yaşındayken 3 gol 1 asist yapıyor. ama biz bunu ölçü olarak almayalım. çünkü biz mal fenerliyiz ve embesil tinerciyiz.

    bu işler bu kadar kolaysa bana biri açıklasın;
    fenerbahçe nasıl 1. ligde 5. olan takıma as kadrosuyla iki maçta da yenildi?

    bu işler bu kadar kolaysa;
    başakşehir nasıl 1. lig üçüncüsünden yedek kadroyla 4 gol yedi.

    bu işler bu kadar kolaydı da fenerbahçe'de bir tane futbolcu yok muydu çıkıp şov yapacak. dünyanın parasını bayılıp kurduğu kadroyla. bi tane çöp yunus çıkaramadınız mı lan am bitleri?

    bu işler bu kadar kolaydı da yıllardır kadro derinliğiyle övülen, yedek kadrosuyla övülen başakşehir'den bir tane topçu çıkmadı mı? çıkıp şov yapsaydı. çok basit ya hani bu işler.

    değerlerinizi küçültmeyin, değerlerinizi küçülten insanlara müsaade etmeyin.

    bunların çok değil birkaç ay önce ozan hakkında yorumlarını hepiniz hala hatırlıyorsunuz. bunlarda utanma olmadığı için, suratlarına tükürülse yarabbi şükür diyeceği için bu kulüp 50 sene de ozanları yetiştirse gene de aynı beyinsizliği yapmaya devam edecekler.

    bu işler bu kadar kolaysa çıkıp söylesinler yıllardır neden alt lig takımlarına karşı etkili olabilen tek bir tane bile futbolcu üretip bu ülkeye hizmet edemediler? bu ülke futboluna yıllardır ne vermişler? ne üretmişler de utanmadan 18 yaşındaki bir çocuğu oturdukları yerden bokluyorlar? galatasaray altyapı ürünü sadık çiftpınar'a dilenmişken üstelik. bu ülkede galatasaray olmasa oynatacak stoper bulamıyorsun lan sen daha piç kurusu! kimsin de üç günde 18 yaşındaki çocuğu çöp ilan ediyorsun?

    önce kendi şikeci takımlarınızdan utanın. ondan sonra yüzünüz yerden kalkarsa bu ülkeye hizmet eden takımın yetiştirdiği çocukları boklarsınız gene.

  • 50. ekşi sözlükçüler delikanlıysa adlarını açıklar

    bu internet ortamında "kimsin lan sen" eşiğini atladıktan sonrasına bayılıyorum. bir gün adımı soyadımı açık adresimi telefonumu çat diye verip, "buyurun künyem" demeyi delicesine isterdim de, yemiyor. (gerçi biz vermesek de takıntılı olan stalklayarak, devlet baba da yetkili kişilerden bizzat konum isteyerek buluyor)

    yapanı tanıyorum, ondan böyle özeniyorum.
    yıllar evvel bir sinema forumunda yazıyorum. hala arkadaşlığımın devam ettiği, hayatımda çok özel yerleri olan insanlarla tanıştım orada, hatta sonrasında sinema kritikleri yazmam konusunda bana yol açtı orası ama bildiğin forum ortamı işte. yakın bir grup arkadaşla o zamanki iletişim ağımız msn üzerinden geyik de çeviriyoruz. forumdaki modlardan biri mi yoksa sitenin kurucusu mu hatırlamıyorum bir arkadaş var, kız arkadaşı da bizim ekipten. ama kız tam bir manyak, hala öyledir. bayılırım kendisine.

    konu kuzey avrupa sineması ve kavga çıktı. tatlışlığa bak, burdan nasıl kavga çıkardınız, teletubbies misiniz? tabi hemen msn'den değerlendirme yapılıyor, herkes online. kavga edenlerden biri bizim kız, diğerini tanımıyoruz. nasıl olduysa bir anda kimsin sen, adres ver, isim ver saçmalığı başladı. dedim ya kız manyak, 40 kilodur ama tekmeye kafa atar. görsen minnak bir kedi gibidir ama damarına bas pantere bağlar. bir anda adresi bıraktı oraya. hem de baya baya ailesiyle yaşadığı adresi. düşünsene akşam evde ailecek oturuyorsun, kapı çalıyor baban kapıyı açıyor biri gelmiş kızını dövecek çünkü sevdiği yönetmen hakkında kötü şeyler söylemiş. hayır ingmar bergman da değildi yönetmen, hatta lars von trier bile değil. şahsen bunlar dışındaki yönetmenler için dayak yemem (evet, bu da benim dayak yeme kriterim)

    biz tavşan gibi kalmışken erkek arkadaşı sildi hemen kızın yazdığı adresi hatta yetinmedi komple başlığı da sildi. herhalde karşıdaki tip de şok oldu ki ekran görüntüsünü alamadı. haliyle aksiyon olmadı ama yapacağım ben de bunu bir gün.
    sadece daire numarasını bir alt katımı verip, 85 yaşındaki lütfiye teyzenin iki ayrı çelikten yapılmış, sekiz kilitli, parmaklıklı kapısının açılmasını beklerken ziyan oluşunu, sorguya çekilişini izlemek için yapacağım. ekran karşısında dayılanmak kolay, yiyorsa gel lütfiye teyzeye bik bikle.*