2013'te new york'ta 5.caddedeki apple store'dan iphone 5s satın almıştım. gün boyu bir sürü fotoğraf çektim. akşam olup da otele döndüğümde çektiğim fotoğraflara bakarken her yeni fotoğrafı görüntülediğimde ekranda incecik kırmızı bir çizginin belirip kaybolduğunu fark ettim.
bu çizgi loş bir ortamda çok dikkatli bakınca gözüküyordu.
oldukça canım sıkılarak ertesi sabah yine mağazanın yolunu tuttum.
bir sonraki gün dönüş uçağım var ve telefonun arızalı olduğunu kabul edip tamir edeceklerine olan inancım sıfır.
mağazadan girdim, frank adlı bir müşteri temsilcisi beni karşıladı.
durumu dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. oldukça gergin ve endişeli görünmüş olmalıyım ki çocuk beni sakinleştirdi. ''şimdi telefonunuzdaki sorunu bulmaya çalışacağım dedi ve gitti''.
frank müdürüne gidecek, durumu anlatacak, müdürü inceleme formu oluşturun diyecek, formu doldurup bana imzalatacaklar, sonra da bir hafta on gün sonra telefonunuz tamir edildi, gelin alın diyecekler ama ben ertesi gün dönüyorum nasıl olacak bu işler diye düşünürken frank geldi,
öncelikle böyle bir alışveriş deneyimi yaşadığım için çok üzgün olduğunu belirtti. sorunu zor da olsa tespit ettiğini ve ilk yazılım güncellemesiyle muhtemelen problemin giderileceğini ancak yine de riske atmamak için ürünü yenisiyle değiştireceklerini tane tane anlattı.
benim telefonumu kutusu ve fişiyle birlikte lastikleyip bana yeni sıfır kapalı kutu iphone verdi. çektiğin bir sürü fotoğraf vardır, onları da yeni makineye aktarayım deyince gerçekten frank'ın elini saygıyla sıktım.
bunu neden bu başlıkta anlattım. adamların yarattığı bir müşteri memnuniyeti düzeyi var. türkiye'de yaşandığında genpa'nın kollarında ordan oraya heder olurken adamlar sorunu 15 dakikada en alt kadrodaki elemanlarıyla çözüp size 5 yıl sonra bile saygıyla hatırlayacağınız bir anı bırakıyor.
amazon'un türkiye'ye gelmesi harika bir haber. ama buradaki apple ile oradaki apple arasındaki fark neyse aynısı amazon türkiye için de korkarım geçerli olacak. çünkü gelen markanın bizi yukarı yükseltmesi gerekirken biz markayı aşağı çekiyoruz.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. amazon.com.tr
-
2. 18 eylül 2018 galatasaray lokomotif moskova maçı
kıskandım mı, valla allahına kadar !
şampiyonlar ligi mi, daha kaç sene kim bilir..!
sahadaki on birini, tribündeki seyircisini kutluyorum.
not: alexspor ! -
3. 19 eylül 2018 hepsiburada.com rezaleti
arkadaşlar öncelikle belirteyim, amazon.com.tr'nin açıldığı gün bu başlığı açmam tamamen tesadüftür.
özet: hepsiburada.com'un piyasadan daha ucuza arızalı ve bozuk apple ürünlerini satması ve yetkili servis raporuna rağmen iade kabul etmemesi.
olay şöyle gelişti:
hayatımda ilk defa bir son model telefonum olsun istedim. (hiçbirşeyi beğenmeme timinin bu konudaki eleştirilerini sonra kabul edebilirim) o da doların uçtuğu bu günlere denk geldi, ama gözümü kararttım. 7.9.2018'de hepsiburada.com üzerinden bir adet iphone x aldım. apple store'dan daha uygun fiyata satmalarından biraz kıllandım ama yine de aldım.
ürün bir gün sonra elime ulaştı. ve paketi açar açmaz şu manzara ile karşılaştım :
buyrun telefon: foto
hayırlısı dedim, belki açılınca düzelir. ama düzelmedi. hemen hepsiburada müşteri hizmetlerini aradım. 45 dakika kadar hatta bekledim. sonunda konuştuğum kişi bana bu hatanın ''kullanıcı kaynaklı olmadığı''na dair bir rapor almam gerektiğini söyledi. apple yetkili servisine gittim, bir günümü orada heba ederek (randevu alamadan gittim panikle) bu raporu aynen iletildiği şekilde aldım.
buyrun rapor: apple foto
raporu almış olmanın haklı gururu ile telefonu hepsiburada'ya belirttikleri kargo kodu ile hem telefonu hem raporu gönderdim. ayrıca internetten kolay iade işlemi başlattım ve raporu buraya upload ettim.
11 eylülde kargoyu teslim aldılar. buyrun teslim aldıklarına dair link: kargo foto
sonrasında standart bekleme süresi 7-10 gün dedikleri için beklemeye koyuldum.
kargoyu teslim aldıktan tam bir hafta sonra bana servis raporu yok diyerek bir mail attılar ( cevaplanamaz bir email adresi kullanarak). buyrun o email : mail foto
bunun üzerine hemen müşteri hizmetlerini aradım saatlerce süren işkencelerden sonra ben ürünün raporunu hem yükledim hem kargo ile gönderdim dememe rağmen bana sistemlerinde raporun görünmediğini ilettiler. ancak ısrarlarıma dayanamayarak yen bir iade kaydı açtılar. bu da anında red oldu ve ürün tarafıma geri gönderildi.
bu iki kaydın ekran görüntüsü : iade kayıtları foto
az önce müşteri hizmetlerini tekrar aradım ve neye istinaden red kararı alındığını sordum. ilk konuştuğum kişi bana raporda imei numarası yok, başka telefon olabilir, nereden bilelim dedi. ben de raporda seri numarası var, imei olmak zorunda değil. o zaman geri adım atarak başka birine aktardı. bu kişi ise raporda ''bu telefonun değişimi ya da iadesi uygundur'' yazmadığı için kendilerinin birşey yapamayacağını söyledi.
sonuç olarak arkadaşlarım, arızalı telefonum bana geri geldi. kullanıcı hatası olmayan bir arıza yazan resmi servis raporumla ortada kaldım.
hem duyurmam adına desteğinizi, hem de bundan sonrası için bana yön gösterecek önerilerinizi bekliyorum.
edit 1: arkadaşlar az önce hepsiburada genel müdürlüğünden bir telefon aldım. günlerdir her türlü yolu denerken yüzüme kapanan kapıların, telefonda boşa geçen saatlerin ardından, sayenizde sorunu çözmeye niyetlendiler. yarın konunun netleşeceği söylendi. gerekli güncellemeleri yapacağım. -
4. kriz falan yok hepsi manipülasyon
kriz de var kral da çıplak amk.
-
5. televizyona çıkmış sözlük yazarları
1-2 hafta önce kim milyoner olmak ister'de aranmayan telefon jokeri olarak televizyon kariyerime başladım. umarım şöhret beni bozmaz.
-
6. 250 bin dolara türk vatandaşı olmak
yarı fiyatına veririm benimkini ilgilenen yeşillendirsin
-
7. öğrenciye 12 yılda ingilizce öğretemeyen sistem
12 yılda öğrenciye ayrı yazılması gereken -de/
-da yı bile öğretemeyen sistemin ingilizceyi de öğretememesi durumudur. -
8. fatih terim'in taktik bilgisinin zayıf olması
adam avrupa'da almanı yenmiş, ingilizi yenmiş, rusu yenmiş, fransızı yenmiş, dönmüş lige ezeli rakibinin *içinde tur atmış, diğerini sahaya dökmüş, defalarca kez şampiyonluk yaşamış, kupalar kazanmış, yenmiş, ezmiş, perişan etmiş ama taktik bilgisi zayıf öyle mi?
ha yani siz ezik değilsiniz ama terim'in taktik bilgisi zayıf yani. -
9. yerli üretim logosu
şunun suyu mu çıktıydı ben anlamadım. bin yıldır vardı zaten bunun bir logosu?
-
10. galatasaraylıların galibiyet olayını uzatmaması
şampiyonlar liginde yıllanmanın verdiği bir olgunluktan olsa gerek dün akşamki şampiyonlar ligi galibiyetini pek uzatmaması olayıdır. diğer türk takımlarımız 10 yılda bir katılınca 1 hafta tarih yazdık ülkeyi biz sırtlıyoruz vs vs diye ortalığı yakıp yıkıyordu ama galatasaray taraftarı olayı bitirdi ve diğer maçlara odaklandı bile. kutluyorum kendilerini. diğer takımlarımızı da bu noktayı kendilerine örnek almalarını davet ediyorum.
-
11. 1296 üründe haksız fiyat artışı tespit edilmesi
24 ocak kararları ile ülkemiz serbest piyasa ekonomisine geçmiştir. unutmadan belirtmek lazım kararlar 1980 yılına ait, ön planda demirel, beyin takımında ise özal var. serbest piyasa ekonomisinde alan ile satan arasındaki kurallara devlet kesinlikle müdahil olmaz. ürünlerin fiyatları piyasa koşulları içerisinde oluşur. yani ben bir kaşığı 5tl'ye maledip 500 bin tl'ye satabilirim. alan olur veya olmaz buna kimse karışamaz.
bir başka söylenmesi gereken ise serbest piyasa ekonomisinde stokçuluk kesinlikle suç değildir. kişi bir ürünü stoklayarak bir yatırım gerçekleştirir ve istediği zaman istediği fiyattan satışa çıkarabilir. burada soğuk hava deposu olan birini düşünelim. elma yılda 2 ay toplanan bir meyvedir. eğer stokçular olmasa o iki ayda elma fiyatı inanılmaz düşerdi ama stokçu elmaları satın alıp yıl boyunca stoktan piyasaya sürerek kar etmeye çalışır. böylece üretici de mağdur olmamış olur.
şimdi gelelim asıl meseleye, fiyat yükselten adamların peşine kolluk kuvvetlerini koşturursan ne olur? sermaye ve para dünyadaki en ürkek şeydir. tavşan gibidir rahatsızlığa gelemez ve kaçar. sermaye ve para seni terkederse 1994 gibi 2001 gibi ve yine bu yıl ağustos ayında yaşadığımız gibi sorunlar yaşanır. yani sermaye serbest piyasa kurallarının işlemediği yerde durmaz. devletimiz sermayeyi kaçıracak aksiyonları bir bir uygularken vatandaş bile serbest piyasa kavramından bihaber. yazık.
not: devlet serbest piyasa ekonomisinde sadece tekelleşmeye karşı mücadele verir. -
12. fox kids çizgifilmlerini arşivden çıkarma talebi
+1'imle desteklediğim taleptir. el altından versinler, atalım harddiskte dursun yani nedir olay 15 sene önceki kaliteli dublajlar devlet sırrı gibi saklanıyor?
kene, örümcek adam ve x-men serilerinin orjinal dilleri ayni tadı vermiyor.
(bkz: kaşık) -
13. erdoğan rejimi'nin türkiye'ye kaybettirdiği şeyler
– thy- lojmanları
– trakya cam ve anadolu cam
– kthy hisseleri
– tofaş hisseleri
– çelbor
– taksan
– oymapınar barajı
– antalya limanı
– gerkonsan
– ditaş
– tümosan
– ortadoğu teknopark a.ş.
– sakarya traktör işletmesi
– hektaş a.ş.
– büyük ankara oteli
– büyük tarabya oteli
– kızılay emek işhanı
– kuşadası tatil köyü
– istanbul hilton oteli
– çelik palas oteli
– erciyes sosyal tesisleri,
– ataköy otelcilik a.ş.
– ataköy marina
– kuşadası tatil köyü
– yeditepe beynelmilel
– otelcilik hiseleri
– oyak inşaat hisseleri
– meybuz a.ş.
– arçelik hisseleri
– aspilsan askeri pil san.
– tki'ye ait 79528 ve 73021no.lu maden ruhsatları
– cam ve çimento sanayi
– soda sanayi ve metal
– bumas
– eryağ
– istanbul imar ltd. şti.
– sütaş hisseleri
– tercan işletmesi makineleri
gübre sanayi işletmeleri
– gemlik, samsun, istanbul ve kütahya fabrikaları, istanbul satın alma müdürlüğü binası, şanlıurfa, tekirdağ ve fatsa depoları
tekel işletmeleri
– alkollü içk. sanayi
– adana, tokat, bitlis, malatya, samsun-ballıca sigara fabrikaları, ambalaj fabrikası müdürlüğü
– ankara başmüdürlük binası (ikiz kuleler)
– bodrum tesisleri ve taşınmazları
– gemlik suni iplik müessesesi taşınmazları
– inegöl kibrit fabrikası
– istanbul tütün mamulleri
– kastamonu jüt ipliği fabrikası makine ve teçhizatı
– teka
– sigara san. işletmesi'ne ait puro marka ve varlıklar
– izmir yaprak tütün işletmesi makine – teçhizatı
tuz işletmeleri
– çamaltı, tuzluca tuzlası, yavşan tuzlası, kağızman tuzlası,kaldırım tuzlası, kayacık tuzlası, kristal tuz rafine, sekili tuzlası
sümer holding
– adıyaman, bakırköy, diyarbakır, malatya, sarıkamış
ve tümosan işletmesi
– sarıkamış ayakkabı işletmesi
– çanakkale sentetik deri işletmesi
– akdeniz işletmesinin makine ve teçhizatları
– merinos işlet. makine ve teçhizatları
şeker fabrikaları
– adapazarı şeker fabrikası
– amasya şeker fabrikası
– et ve balık üretim a.ş.
– mersin soğuk hava depoları
– 11 mağaza, 23 büro
santraller
– akyazı, anamur, bayburt, berdan, besni, bozkır , bozüyük bozyazı, bünyan, büyükkızoğlu, cerrah, çağ, çamardı, çemişgezek, değirmendere, derinçay, dere, dereköy, derme, durucasu, engil, erciş, erkenek, ermenek, esendal, finike, girlevik, göksu, hendek, hoşap, ivriz, karaçay, karaköy, kayadibi, kayaköy, kernek, kısık ve kiti, kovada ı, kovada ıı, koyulhisar, kuzuculu, malazgirt, otluca, pınarbaşı, sızır, silifke, sönmez, suuçtu, telek, uludere, visera (ışıklar) ile zeyne akarsu santralleri.
– hamitabat elek. üretim
– çatalağzı termik santrali
– kangal termik santrali
– kemerköy termik santrali
– kemerköy liman sahası
– orhaneli termik santrali
– seyitömer termik santrali
– soma termik santrali
– tunçbilek termik santrali
– yatağan termik santrali
– yeniköy termik santrali
elektrik dağıtım şirketleri
– elektrik üretim a.ş. (eüaş)
– akdeniz elektrik dağıtım
– aras elektrik dağıtım
– başkent elektrik dağıtım
– boğaziçi elektrik dağıtım
– çamlıbel elektrik dağıtım
– çoruh elektrik dağıtım
– dicle elektrik dağıtım
– fırat elektrik dağıtım
– gediz elektrik dağıtım
– istanbul anadolu yakası
– elektrik dağıtım
– meram elektrik dağıtım
– osmangazi elektrik dağıtım
– sakarya elektrik dağıtım
– toroslar elektrik dağıtım
– trakya elektrik dağıtım
– uludağ elektrik dağıtım
– vangölü elektrik dağıtım
– yeşilırmak elektrik dağıtım
bankalar
– iş bankası hisseleri
– halk bankası hisseleri
eti holding
– mazıdağ fosfat, divriği demir madeni, alümina madeni
– bursa linyitleri işletmesi, eti bakır, eti elektro metalurji, eti gümüş, eti krom, çayeli bakır işletmeleri, karadeniz bakır işletmesi, samsun işletmesi, murgul işletmesi, giresun'da 2 maden ruhsatı murgul hidroelektrik santrali samsun'daki taşınmazlar
ve 1 maden ruhsatı.
tersane, liman ve gemiler
– taşucu tersane alanı afyon, aksu, balıkesir, kastamonu akkuş, çaycuma ve karacasu işletmeleri
– ankara alım satım müdürlüğü binası, ardanuç işletmesi varlıkları, yibitaş torba işletmesi, iskenderun limanı, derince limanı, taşucu limanı, iskenderun isdemir limanı, ereğli erdemir limanı
tdi işletmeleri
– türkiye denizcilik işletmesi'ne (tdi) ait 9 gemi, çeşme limanı, trabzon limanı, deniz nakliyatı t.a.ş. 3 tanker, dikili limanı, fenerbahçe-kalamış yat limanı, kuşadası limanı, ankara feribotu, samsun feribotu, karadeniz gemisi
– nakliyat inşaat turizm ihracat pazarlama a.ş., salıpazarı liman sahası, turan emeksiz yolcu gemisi,yakıt ıı gemisi
kapatılan işletmeler
– ssk eczaneleri (tasfiye edildi)
köy hizmetleri (tasfiye edildi)
reytek
kamunun elinde kalan şirketler
posta ve telgraf teşkilatı a.ş. (ptt)
türkiye radyo televizyon kurumu (trt)
türksat uydu haberleşme kablo tv ve işletme a.ş.
istanbul olimpiyat oyunları hazırlık ve düzenleme kurulu
türkiye kömür işletmeleri kurumu (tki)
tki ege linyitleri işletmesi
tki garp linyitleri işletmesi
ttk amasra taşkömürü işletmesi
ttk armutçuk işletmesi
ttk kozlu işletmesi
ttk üzülmez işletmesi
ttk karadon işletmesi
türkiye elektrik iletim a.ş. (teiaş)
t. elektrik dağıtım a.ş. (tedaş)
elektrik üretim a.ş. (eüaş)
türkiye elektrik ticaret ve taahhüt a.ş. (tetaş)
yeniköy-yatağan elektrik üretim ve tic. a.ş.
kemerköy elektrik üretim ve tic. a.ş.
soma elektrik üretim ve ticaret. a.ş.
t. elektromekanik sanayi genel müdürlüğü (temsan)
ankara doğal elektrik üretim ve ticaret a.ş. (adüaş)
t.c. devlet demiryolları (tcdd)
türkiye vagon sanayi a.ş. (tüvasaş)
türkiye lokomotif ve motor sanayii a.ş. (tülomsaş)
türkiye demiryolu makineleri sanayii a.ş. (tüdemsaş)
t. elektrik dağıtım a.ş. (tedaş)
türkiye denizcilik işletmeleri a.ş. (tdi)
devlet hava meydanları işletmesi (dhmi)
kıyı emniyeti genel müdürlüğü (kegm)
türkiye petrolleri a.o. (tpao)
boru hatları ile petrol taşıma a.ş. (botaş)
türkiye petrolleri petrol dağıtım a.ş. (tppd)
tübitak marmara teknokent a.ş.
toplu konut idaresi (toki)
vakıf inşaat restorasyon ve ticaret a.ş.
çay işletmeleri (çay-kur)
toprak mahsulleri ofisi (tmo)
atatürk orman çiftliği (aoç)
tta gayrimenkul a.ş.
doğusan boru sanayi ve ticaret a.ş.
tarım işletmeleri (tigem)
et ve süt kurumu (esk)
milli piyango
devlet malzeme ofisi (dmo)
t.c. ziraat bankası a.ş.
ziraat yatırım menkul değerler a.ş.
ziraat portföy yönetimi a.ş.
ziraat finansal kiralama a.ş.
ziraat sigorta a.ş.
ziraat hayat ve emeklilik a.ş.
ziraat teknoloji a.ş.
ziraat katılım bankası a.ş.53.
türkiye halk bankası a.ş.
halk sigorta a.ş.
halk hayat ve emeklilik a.ş.
halk gayrimenkul yatırım ortaklığı a.ş.
halk yatırım menkul değerler
halk finansal kiralama a.ş.
halk portföy yönetimi a.ş.
halk faktoring a.ş.
bileşim alternatif dağıtım kanalları ve ödeme sistemleri a.ş.
türkiye ihracat kredi bankası
iller bankası a.ş. (ilbank)
türkiye kalkınma bankası a.ş.
tasfiye halinde kalkınma yatırım menkul değerler a.ş.
arıcak turizm ve ticaret a.ş.
türkiye emlak bankası a.ş.
eti maden işletmeleri
makine ve kimya endüstrisi kurumu (mke)
t.h. karadeniz bakır işletmeleri a.ş.
sümer holding a.ş.
– devletin ortak olduğu ya da hisselerinin bir kısmını elinde tuttuuğu kurumları da gösteriyor. -
14. 15 temmuz gecesinden akılda kalanlar
damat berat'ın bıyık altı sırıtışı.
-
15. instagram burs salgını
noter huzurunda yapılmayan çekilişlerin alayı yalandır. resmi kurum ve kuruluşların haricindekiler reklamdan ibarettir.
edit : gerekli linkler eklenmiştir
siber suçlarla mücadele link
cimer link -
16. sevişmek istenen ünlüler
(bkz: hangi birini sayayım)
-
17. dizideki adıyla bilinen oyuncular
(bkz: memati baş)
-
18. ay'dan nasıl geri dönüldü
"kendilerini bozmadan, efendice" şeklinde cevap verilebilecek soru.
ekleme: başlığın ilk hali ay'dan geri nasıl dönüldü şeklinde idi. entry de başlığa göre daha uygundu ya da resmen saçmalıyorum şu an. -
19. anıtkabir'i masraf olarak görmek
orospu çocuğuyum demenin farklı bir yolunu bulmuşlar.
cami ve mezarlıklarların da getirisi yok başgan?! -
20. viski vs rakı
rakıya bardakta iken su katılır, içilebilir bir bok olsun diye..
viskiye kadehte iken 1 damla su katılır, içindeki fenoller ve aromalar uçuşsun, burunda ve damakta neşeyle dans etsin diye..
rakı yudumundan sonra yoğurtlu, etli, ezmeli, süzmeli, kavunlu, peynirli bir sürü şey yenir ki tadı bir an evvel sktirolsun gitsin..
viskiden sonra ise nefes bile alınmaz ki damakta, gırtlakta, midede yer etsin.. -
21. 2018 2019 şampiyonlar ligi şampiyonu galatasaray
galatasaray umarım gruptan çıkar ve liverpool ile eşleşip, beşiktaş'ın intikamını alır. üstüne bir de bayern munich ile karşılaşırsa tadından yenmez. sonuçta bunlar lokomotiv moskova ayarında takımlar. gelene geçene 3!
-
22. younes belhanda
gerizekalıların “ çok oyo oynodo” dediği maçta 7.2 km koşmuş ve 0 ikili mücadele kazanmıştır. yazıyla “sıfır”.
-
23. ruh hastaları buluşuyor zirvesi
zirve ayağına bizi toplayıp zehirleyecekler veya yakarak öldürecekler. kesin bilgi. yayalım.
-
24. ilk kez sevgilisini aldatacaklara tavsiyeler
sevgilinize de söyleyin bence bu durumu o da aldatsın siz de izleyin. nasıl olsa aldatmayı düşünecek kadar insanlıktan çıkmışsınız sevgilinizin de sizi aldatması pek koymamalı.
-
25. ankara'nın en çok sevilen yanı
ekşi şeylerde ''kendini ilk bakışta hiç belli etmeyen karakterli şehir ankara'yı sevme nedenleri'' isimli başlığı görünce iki satır yazmadan edemeyeceğim.
bu şehrin ana sevilme nedeni kesinlikle deniz kenarında olmaması, havanın insanı yavşaklaştıran sıcağından uzak olması. akdeniz ege bölgesinde sıcağın getirdiği cana yakın ve samimi görüntü ( ki görüntü diyoruz. gerçek demiyoruz) ankarada görünmez. ankarada insanlar zor ısınır, dizel motor gibi. zor ısınır, zor kabullenir, başlangıçta uzak ve soğuktur. ama ısındıktan sonra çok uzun yol yaparsınız. yavşak bir ağzı yoktur. kanki, pampa falan bu şehirde pek telafuz edilmez. gardaş derler genelde. bunu demek için acele etmez zamana yayarlar. kazık atma konusunda hemen icraat yapmaz, gereken durumlarda ağır ve acısı zor çıkacak kazıklar atarlar. denizden uzak olmanın nedeniyle kuru hava ruhlara tamamen yansımıştır. götü başı zor oynar ankara insanının. bu ortamda yaşadıkça bir süre sonra kendinizi bu güruha ait hisseder, sıkıldığınız zamanlarda istanbul, izmir, antalya gibi şehirlere kaçamaklar yaparsınız. ama şu gerçektir, ankarada bu kuru havaya kuru ruha alışan adam kesinlikle şehrine geri dönecektir. renksiz, düz, karmaşadan uzak bir dünya. ağır kanlı ve yavaş hareket edildiğine dair sallamalar mevcuttur. oysa ankaralı hızlı hareket eder. soğukta üşümek yerine sıcak ortamına hızla hareket eder. muhabbetler sokakta değil, genellikle ev içinde arkadaş ortamlarında olur. aslına bakacak olursanız büyük şehir görüntüsü içinde küçük bir şehire ait yaşamlar vardır. bu şehir hard rock cafe'yi bünyesine sindirememiş, twenty veya faces gibi oldukça hareketli underground mekanları harcamıştır. insanını anlamaya çalışmak, kadınları anlamaya çalışmak gibi anlamsızdır. istanbul gibi bipolar, izmir gibi histerik, bir şehir değildir. obsesiftir. bağımlı kişiliktir. bu şehir kendine ait olmayanı lanetler, kendinden olan zaten ankara ile uğraşmayı çoktan bırakmıştır. -
26. papa alioune ndiaye
bu adamın cezası yerine 6 ay askerlik yapmak istiyorum nereye başvurucam?
-
27. atatürk'ün alkollüyken yaptığı konuşma kaydı
"asıl yükseliş, iktisat sahasında yükseliş olacaktır.bu istikâmetteki muvaffakiyeti türk milleti anladığı zamandır ki en büyük zafer tecelli edecektir."
- anlayamadı. -
28. garry mendes rodrigues
(bkz: yılan yap kendini)
-
29. bir kadını kırmadan ona çirkin olduğunu söylemek
bir kadına neden çirkin olduğunu söylüyoruz onu anlayamadım. fikrimiz sorulmuş mu?
-
30. eren derdiyok
eren ne alaka amk derken attıı herif. hiç bu kadar çabuk göt olmamıştım...
-
31. sıcacık ve yeni kaynatılmış köy sütü
ulan başlığı görünce o kadar mutlu oldum ki anlatamam. halam köyde yaşardı.köyde inekler genelde (eğer bizimki gibi verimi bol bir coğrafya ise) 2 kere sağılır biri sabah sığıra çıkmadan yani çoban götürmeden diğeri direk akşam dağdan gelince.
biz köye tatile halamın yanına gidince böyle akşamları halam sağardı inekleri biz de yardım ederdik sonra o saf sütü kaynatırdı o arada biz eniştemle bahçeyi sulardık biraz meyve sebze fındık falan toplardım derken hava kararır 9 olurdu saat. ki 10 zaten köylüler için yatma zamanı tam 9 buçuk gibi halam kaynamış sütü getirirdi içine şekeri abanırdım balkonda karanlık buz gibi hava boyuna bir börtü böcek sesi kurt uluması köpek havlaması hamile inek sesi derken o buz gibi karanlıkta ablama sarılıp sıcacık köy sütünü içerdim. içerken bir yandan eniştemle halam "hadi yatın artık yarın erken kalkıp ekin biçecez" derdi biz de ablamla osuruk yarışı yapardık. e o kadar köy sütünden ve doğal yeşil sarımsak +madımak = osuruk. ne güzel keyifli günlerdi.
halamı 2 ay önce kaybettik, birinci derece akrabalardan ilk kaybettiğim insandı, kendi ellerimle yumuşak bedenini kefenden tutup koydum mezara çünkü kendi çocukları kötü durumdaydı en metanetli olan ben bıraktım onu toprağa.eniştem de yaşlandı çoğu şeyi hatırlamıyor , ablamın kızı aşkım yeğenim hergün beni arıyor dayı napıyon diye ben de finlandiya'da barda allaaan vikingiyle bira içip rock dinliyorum bunu yazarken. hayat çok garip la. -
32. kocanız evde yoksa girmeyeyim diyen erkek komşu
biz bunlara düşünceli adamlar diyoruz. seni sikeceğinden ya da canına kast edeceğinden değil, ola ki bir ağzı gevşek görür sonra sağda solda olmadık laflar eder diye öyle demiştir.
ama günümüz dünyasında (bkz: siken yaranır) -
33. amazon türkiye vs hepsiburada
-
34. sözlük yazarlarının saat markaları
1697 entry'sini de okuyacağım mükemmel başlık.
aşırı merak ediyordum ya iyi ki böyle bir başlık var oley be oley. -
35. nba'de tüm zamanların en iyi ilk beşi
magic johnson
michael jordan
lebron james
tim duncan
shaq o'neal -
36. mutlu olmak için gerekenler
beklentiyi azaltmaktır. anadan, babadan, eşten, dosttan, insandan, hayattan ve her şeyden beklentiyi azaltmak. kendini tanımak ve mutluluğu kendi içinde bulmaya çalışmak.
bunları yapabildiğinde mutlu olmaman için bir sebep yok. -
37. ufak tefek cinayetler
merve, fuck kerim, marry serhan, kill edip oynamis alenen
-
38. ahmet şık'ın türkiye'yi karalaması
ahmet şık, verdiği röportajda yalan yanlış beyanda bulunsa bunun adı karalama olabilirdi. söyledikleri bunlar;
"benim için türkiye gibi temel özgürlüklerin ayaklar altına alındığı, demokrasinin her geçen gün zedelendiği, adalet sisteminin çöktüğü, hukukun üstünlüğüne olan inancın yok olduğu, basın özgürlüğünün olmadığı... her şeyin gözü kör bir biat kültürüyle işlendiği tek adam tarafından yönetilen bir ülkeye verilmesi; bir dikta rejiminin uluslararası alanda onaylanması anlamına geliyor"
dolayısı ile gerekçe olarak öne sürdüğü konuların hepsi gerçekte olan şeyler. ha diyorsanız bizim bildiğimizi almanlar bilmesin, orası ayrı. aksi halde yanlış açılan başlık. -
39. yuto nagatomo
futbolunu falan geçtim ben yüzüne bakıyorsun pırıl pırıl. tek çirkef hareket yok. aynı zamanda kitap yazarı entel bir adam. şu endüstriyel dünyada futbolcuların kazandığı paralara karşıyım ancak böyle insanların aldığı her kuruşa helal olsun. tek bir olumsuz yatırımı yoktur bu adamın. iyi ki varsın japon. seviyorum seni.
tanım : ciddi anlamda son samuray -
40. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
“kadınların seks yapmadan yaşayabileceği doğru mu?”
hayır, değil. erkekler gibi, kadınlar da seks yapmazlarsa ölürler. buna tıpta “sekssizliğe bağlı akut pankreas yetmezliği” diyoruz ancak altta yatan mekanizma hala çözülememiş durumda. bazı kaynaklarda birkaç gen suçlanmakta, bazıları ise otoimmün olduğunu düşünmekte. seks yapmayan kadınların bir kısmında steroid tedavisinin ölümü engellediği ve bu hastalığın hashimoto ile birlikteliği sık görüldüğü için otoimmünite akla daha yatkın geliyor ancak kesin bilgi değil. -
41. seni seviyorum'a verilebilecek en acı cevap
ben de seni seviyorum kanka.
-
42. ekşi itiraf
eskiden cok sabirli ve gucluydum. tam 6 yil kanserle savastim. bazen yendim, bazen berabere kaldim. loseminin en kotu turune ölmemeyi bir sekilde basardim.
ama son 2 aydir gucumun tukenme noktasina geldigini hissediyorum. komplikasyonlar agir geliyor, bogusamiyorum.
sanirim artik bu bedenden kurtulmak istiyorum. ölümü sonsuz bir tatil olarak gormeye basladim. biletimin kesilecegi gunu iple cekiyorum... -
43. berber ücretlerine yapılan dolar zammı
dükkan camına astıkları brad pitt posterlerini yurtdışından alıyor olabilirler ..mantıklı ..
edit: arkadaş 50 liraya saç sakal traşı olur mu demeyip o adam da evine ekmek götürüyor diye eleştirenlerle dolmuş mesaj kutum..
svish diyorum sadece.. -
44. yere yatarak arabasıyla fotoğraf çektiren türbanlı
falling star pozu verenler o pozdan sonra öyle gömülüyor ki asıl falling pozdan sonra başlıyor.
(bkz: düşene bir tekme de sen vur psikolojisi) -
45. 2018 ekonomik krizi
geçen yıl almanya'da en çok satan 3 araba modeli vw golf, mercedes c ve vw passat,
fransa'da reno clio, pejo 208 ve pejo 3008,
italya'da fiat panda, lancia ypsilon, fiat tipo ve fiat 500,
isveçin en çok satan 2 modeli volvo cx60 ve volvo v90,
ispanya'da seat leon ve seat ibiza,
romanya'da, evet iyi tahmin ettiniz dacia.
devam edelim;
dünyanın en büyük otomobil pazarının olduğu, her yıl en çok araç satılan ülke çin'de en çok satılan üç model trumpchi, baojun ve geely;
ikinci büyük pazar a.b,d'de chevrolet ve ford;
üçüncü sıradaki japonya'da toyota prius, nissan note, toyota aqua ve toyota chr; şunu da ekleyelim ki japon vatanseverliğinin ne olduğunu duymayan kardeşimiz kalmasın; 'geçen yıl japonya'da en çok satılan 30 modelin 30'u da japon üretimi!'
insanların sokaklarda alanen sıçtığı, 'kanalizasyon sistemi bile yok' deyip daşşak geçtiğimiz hindistanda bile en çok satan 4 modelin 4'ü de hint malı maruti...
2017'de 'dünyada' en çok satan 3 model ise japon toyota corolla, amerikan ford f ve alman volkswagen golf; sonra fransızlar geliyor.
dünyada en çok araba satan ülkelerden japonya, a.b,d, almanya ve fransa'da makam aracı sayısı 10.000'in altında.
peki dünya otomotiv sektörü lideri ülkelerde durum buyken bizde durum ne?
bizde makam aracı sayısı tam 125.000.
dünyada en çok mülteci barındıran, en çok insani yardım yapan, en çok antibiyotik kullanan ve kişi başı en çok çay içen ülke olduğumuz gibi bu konuda da dünyada açık ara birinciyiz!
(finlandiya cumhurbaşkanı sauli niinistö'nün türkiyeyi son ziyaretine thy'nin tarifeli uçağıyla geldiğini duyduğumuzda çevremde çok kişi takdir etmekten çok adamla 'ezik' diye dalga geçmişti. finlandiya'nın kişi başı milli geliri veya eğitim sistemi şudur, budur diye başınızı ağrıtmayacağım. ek bilgi isteyen bizzat atatürk'ün isteğiyle türkçeye çevrilip zamanında müfredata konulan şu kitabı okuyabilir veya en azından sağdaki yeşili tıklayıp ekşi sözlükten bilgi sahibi olabilir. (bkz: beyaz zambaklar ülkesinde)
dünya lideri ülke türkiyemizde ne yazık ki hala otomobil üretemiyoruz.
üretemediğimiz gibi elalemin yaptığı otomobil markaları yüzünden birbirimize hakaret ediyor ve hatta boyun damarlarımuzı şişire şişire ana avrat küfrediyoruz. ekşi sözlükte bile entryler arasında biraz dolaşın, 'tok kapı golfçüler, mazdacılar, alfacılar, volvocular, japoncular, amerikancılar' filan diye gruplaşan kardeşlerin birbirlerini avanaklıkla, aptallıkla, enayilikle, kerizlikle, mallıkla, hıyarlıkla, dalyaraklıkla suçladığını ve sırf kendi bindiği arabaya binmiyor diye ağıza gelmeyecek hakaretler, küfürler ettiğini göreceksiniz.
aynı durum samsung ve ayfon telefon kullananlar arasında da oluyor ki, heryıl milyonlarcasını milyarlarca dolara ithal ettiğimiz bu iki markayı da tıpkı uğruna dövüşüp hırlaştığımız otomobiller gibi maalesef biz üretmiyoruz.
ne olduğu hakkında hiçbir fikrimizin olmadığı yurtdışından ithal siyasi ideolojiler yüzünden yıllarca birbirimizi yediğimiz gibi, yurtdışından ithal araba ve telefon markaları yüzünden fanatikleşip birbirimizi yemeye devam ediyoruz.
(herkes aynı tip arabaya binip, aynı tip telefon kullansa ve dahi aynı renklerden hoşlanıp, aynı müzik türünü dinlese robotlardan ne farkımız kalacak, o başka bir konu başlığı)
istanbul veya ankara'da organize sanayi bölgelerine giderseniz 10-15 yaşında hurda halinde almanyadan getirilen matbaa-etiketleme-ambalaj makinelerinin burada tamir edilip türkiye'nin 81 vilayetine satıldığını göreceksiniz.
dış ticaret şirketlerini dolaşırsanız içten yanmalı pistonlu motoru filan geçtim plastik, levha, plaka, dişli, boru, fan, davlumbaz, vida ve hatta iğne, evet bildiğimiz iğneyi bile avrupa'dan, çin'den ithal ettiğimize şahit olacaksınız.
zarar ettiği iddiasıyla 2005'de seka kapatıldığı için ülkede kağıt bile üretemez haldeyiz.
keza, 2 sene önce afyon ve kütahya'da hayvanların yiyeceği samanın bile ithal edildiğine bizzat şahit oldum.
dün ülkenin en büyük süpermarket ağlarından birine gittim. ülkemizin en çok satan kuruyemiş markasının ürünlerinden birine el uzattım. eriğin üstünde sırbistan yazıyordu.
tezgahta satılan çay sri lanka, pirinç ve ceviz a.b.d'den gelmiş.
sebze, meyve reyonunda satılan elma şili'den, muz ekvatordan, sarımsak çin'den, bezelye rusya'dan, karpuz ve soğan iran'dan, havuç avustralya'dan;
balık reyonundaki somon norveç'ten.
alkol reyonunda adını ilk kez duyduğum alman, belçikalı bira markalar vardı.
abarttığımı düşünen en yakın süpermarkete gitsin ve dediğim ürünlere baksın.
ülkenin en garip gureba, en fakir fukara kesimi de en okumuş, en aydın entellektüel birikimi yüksek kesimi de mütemadiyen herşeyin en iyisini istiyor.
ülke olarak el arabasını bile üretemezken, herkes dünyanın en çok satan b ve c segment araba modellerine burun kıvırıp premium araçlara binmek istiyor.
ayfonun, samsungun en pahalı modelleriyle fotoğraf çekip, en güzel manzaralı otellerde kalıp, en güzel yemekleri yemek istiyor.
ayağına spor ayakkabının, götüne kotun en pahalısını, en kalitelisini giymek istiyor.
peki elimizde ne var?
ankastre mutfağını götüne sokacağımız, 10 yıl krediyle aldığımız 180 derece beton manzaralı bilmemkaçıncı kattaki yarım milyonluk apartman daireleri,
gecekonduların önünde 5 yıl krediyle alınmış kendi kendine park edebilen yeni kasa alman arabaları,
anasının babasının boğazından arttırıp kıt kanaat okuttuğu talebelerin elinde 48 ay krediyle alınmış yüz tanıyan, parmak iziyle açılan bilmem kaç bin liralık telefonlar, tabletler...
çalışmadan üretmeden, alnı bile terlemeden kredi çekip bitkoine, dövize parayı gömüp zengin olma sevdalısı, emlaktan voliyi vurma aşkıyla yanıp tutuşan ben, sen, o, biz, siz, hepimiz...
zengin olunca da en büyük hayalimiz ülkeyi kalkındırmak filan değil ha... bizim üretmediğimiz en pahalı arabalardan birine binip, gene bizim üretmediğimiz telefonla, tabletle instagrama fotoğraf/video yüklemek, gavur ellerini gezmek.
ne kadar sağda solda 'heryere beton diktiler' filan desek de paranın bi kısmını o da havuzlu, güvenlikli bir betona gömeceğiz tabi...
burada yazan bazı suser'ların siyasetçileri suçlayarak kendisini ve halkı konunun dışında tuttuğunu esefle görüyorum,
siyasetçi dediğimiz kişiler halkın, milletin, seçmenin ta kendisidir değerli kardeşlerim.
bir milletin çoğunluğunu oluşturan güruhun yansımasını sosyal ve siyasal anlamda siyasetçilerin bizzat kendisinde görürüz.
bir ülkede siyasetçi eğer son model makam aracına biniyorsa, bilin ki siyasi görüşü farketmeksizin seçmenin çoğunluğu oraya geldiğinde aynı araca ve hatta daha iyisine bineceğin içindir.
siyasetçi kendi gibi düşünmeyenleri adam yerine koymayıp dalga geçiyorsa, bilin ki seçmenin çoğu o makama geldiğinde kendine zıt görüşlüleri adam yerine koymayıp dalga geçeceği içindir.
istisnasız bütün ülkelerde seçmen kendisine en çok benzettiği, yerinde olmak istediği, kendisiyle özdeşleştirebildiği tip adaylara oy verir.
herhangi bir ülkenin tepesindeki siyasetçilerinin yaşayış tarzına ve hitabetine bakarak o ülkede çoğunluğun fikrini, zikrini, eğitim durumunu, hayata bakışını ve dahi hayallerini öğrenebilirsiniz.
seçmen siyasetçiler istediği için öyle davranmaz, bilakis seçmen öyle istediği için siyasetçiler böyle davranır.
dolayısıyla bir veya birkaç kişiyi suçlayarak gelişen olaylar karşısında çıkarım yapmak pek de mantıklı değildir.
benim aklım erdiğinden beri babamdan duyduğum bir laf vardır;
'... peki sen bunu hak ettin mi?'
yıllarca babama hak, hukuk diye bir şey kalmadığını, hakkın da hukukun da seneler önce ortadan kalktığını söyledim. çalışma hayatında hak, hukuk diye bir şey olmadığını çünkü hayatı boyunca çalışan milyonlarca işçinin, emekçinin hayatında bir kere olsun yüzünün gülmediğini anlattım. hak etmek diye bişey olsa burnu sürtülen çalışanların eninde sonunda feraha, refaha kavuşacağını; ancak ve ancak teknoloji sayesinde ileride insanların çalışmadan, yorulmadan beyler gibi sultanlar gibi yaşayacağını iddia ettim.
o ise bana hep mağrur mağrur gülümseyip aynı kelamı etti;
'peki sen bunu hak ettin mi, ben bunu hak ettim mi, insanoğlu bunu hak etti mi?'
'biz başımıza gelen bütün bu olanları hak ettik mi, etmedik mi, yoksa daha bile fazlasını mı hakettik?'
bilmiyorum.
'bu gelen ekomomik kriz veya adı her neyse ne kadar sürer?'
onu da bilmiyorum.
ama bir şey biliyorum;
yetkililer eğer çok acil önlemler almaz ise, önümüzdeki yıl çok zor geçecek.
nedir bu önlemler derseniz, daha önce de yazdım;
iç ve dış siyasette duygusal ve hayalci değil akılcı ve pragmatik davranmak,
beton değil üretim ekonomisine yönelmek,
kalifiye olmayan eğitimsiz, kimliksiz (gerçekten çoğunun suriye kimliği bile yok) suriyeli göçmenleri bir an önce güvenlikle ülkelerine geri döndürmek,
ülkesinden ümidini yitirmiş gençlere karşı hoşgörülü olup genç girişimcilere teşvik vermek,
turizm ve tekstil başta üretim teşvikleri ile vergi indirimi sağlamak,
çocuklarımıza 2018 yılına uygun bir eğitim verip, daha fazla teknik ve fen lisesi açmak
ve en önemlisi yandaşçılığı acilen bırakıp liyakat sahiplerini göreve getirmek!
bunlar ilk aklıma gelenler.
15-20 sene içerisinde dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilecek bir genç nüfus potansiyelimiz ve coğrafik konumumuz var. bunu mutlaka değerlendirmeliyiz.
aksi takdirde seksenlerde ve doksanlardaki gibi yıllık % 60-70 faiz ve enflasyona geri döner,
2018 gibi 2019-2020-2021 krizleri başlığı altında 'körler sağırlar birbirini ağırlar' tarzı yazıp okumaya;
elalemin evladı haftalık çalışma saatlerini 20 saate düşürüp, nano teknolojiyi tartışıp 4. endüstri devrimini gerçekleştirirken biz hiçbir sike derman olmayan boş tartışmalarla birbirimizi yemeye devam ederiz. -
46. 99 bin liralık notebook
hb'nin çakma yorum taktiğini gözler önüne seren üründür kendisi.
neymiş?
- hızlı kargo için teşekkürler
- ürün iki gün önce elime ulaştı...
sieeee amk. 99 bine laptop alsam kargoya verir miyim lan? tüm sülaleyi yola çıkarır gelin konvoyu yaparım dükkanın önüne. yastıklara yorganlara sarar getiririm. -
47. yılan hikayesi'nden akılda kalanlar
yılan hikayesinde ben ve ailem için unutulmazı polis balosu.
hatırlarsanız ilk bölümde bir polis balosu lafı çıktı ortaya 30 bölümmü geçti 40 bölümmü geçti ne her bölümde bahsi geçen balo bir türlü gerçekleşmedi.
o günden sonra aile olarak bir türlü gerçekleşmeyen şeyler için hep "bu işte polis balosu işine döndü" tabiri kullanırız -
48. emre akbaba
penaltıyı almıştır.
usta oyuncular önünü kesen kalecinin üstünden atlamayarak, takılıp düşer ve penaltı alırlar. kimisi de aynı taktikle faul alır. bunun hakemi aldatmakla ilgisi yoktur.
burak yılmaz'ın, zamanında da arif erdem'in temassız yere atmalarıyla karıştırmamak gerekir. -
49. kocam bana bakmak zorunda
kendisini evcil hayvan zanneden kadın beyanı. hayatı boyunca elle tutulur hiçbir başarısı olmayan; cebine parasını babasının koyduğunu, altındaki donu bile annesinin yıkadığını düşündüğüm insanlardır bunlar. parazit gibi çoğalır, sosyal medyada zehirli düşüncelerini serbestçe etrafa saçar, whatsapp gıybet gruplarında diğer kızları ağlarına düşürür, kadın programlarında gördükleri kıyafet ve ev eşyaları için ruhlarını satarlar.
evlenilmemesi gereken, azalarak değil birden tükenmeleri gereken insanlardır. ama malesef bizim abaza erkeklerimiz bunların kıçlarını kaldırıyor ve kendilerini nimetten saymalarına neden oluyorlar.
edit: bazı fikir fukaraları diyor ki; her kadına böyle yaftalamalarda bulunamazsınız. oğlum siz aptal mısınız? başlık zaten “kocam bana bakmak zorunda” şeklinde ve biz de bunu diyen kadınlardan bahsetmiyor muyuz? senin bahsettiğin her kadın nerede acaba? -
50. bu saatte online olan yazarın amacı
amerika kıtasındayım çünkü amk