Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. beşiktaş'a karşı başlatılan sistematik savaş

    daha sezon başlamadan bir klasik başlamıştır.

    (bkz: beşiktaşlı ağlaklığı)

  • 2. roberto soldado

    adam geçtiğimiz yılın 7 ayını sakat geçirdi. hani terraneo söylemediyse ben haber vereyim. sonradan bilmiyorduk diyorlar.

  • 3. yazarların doğum tarihinde yaşanmış önemli olaylar

    bugün doğum günümdü(8 ağustos).
    dünya kediler günüymüş. kutlu olsun.

  • 4. ösys 2017 yerleştirme sonuçları

    boğaziçi elektrik&elektronik mühendisliği bölümünü kazandığımı bana haykırmıştır az önce.

    şaka lan şaka. 12 yıl oldu ben üniversiteden mezun olalı. burası benim hayalimdi. her yıl bu başlığa girerim bunu. deliyim ben.

  • 5. arda turan

    reddit'te atletico'ya transfer haberindeki yorumlara bir bakin

    barca, atletico ve liverpool taraftarlari dahil herkes transferi yaptiktan sonra disiplin ve hirsini kaybettiginden, erdogana olan desteginden dolayi desteklemediklerinden bahsediyor.

    o ilk gittiginde yaninda olan arkadaslarindan hic biri yok, takimda yalniz birakilmis. futbol tarihine gecebilecekken 1 sene sonra istenmeyen adam ilan ediliyorsan donup de bir bak kendine artik. o cevreyle zor.

  • 6. reis denilince akla gelen kişi

    walter reis

  • 7. türk kızını yabancı kızdan ayıran özellikler

    ikisi de hamur olarak aynıdır. içinde bulundukları toplumların onları yoğuruş şekilleri farklıdır.

    karşılaştırma yapılan yabancı kadınlar; erkek egemen olmayan bir evde ve toplumda büyütülmüş ve özgüven sahibi bireylerdir. küçük yaşından beri istediği her şey olabileceği, kendi kararlarını kendinin vermesi gerektiği ve sorumluluk bilinci empoze edilmiştir. muhtemelen cinselliğin tabu olmadığı bir ortamda büyümüş, hem kendi cinsiyetinde bireylerle, hem de karşı cinsiyetten bireylerle sağlıklı ilişkiler kurmuştur. kim bilir, belki de hemcinslerinden hoşlanıyordur ve sevdiği kadınla beraber mutlu bir hayat sürer.

    karşılaştırılan türk kadını ise; aşırı derecede erkek egemen bir evde ve toplumda büyütülmüş; ve özgüvenli değil korumacı ve rekabetçi yetiştirilmiştir. küçük yaştan beri babasının istediği şeyleri yapabileceği, büyüdüğünde de abisinin, sonrasında da kocasının istediği şeyleri yapabileceği empoze edilmiştir. kendi başına bir birey değildir; zira hep birinin kızı, birinin kız kardeşi ya da birinin eşi, annesi falandır. cinselliğin tabu olduğu bir ortamda büyüdüğü için evlenene kadar herhangi sağlıklı bir ilişkiyi bırak, cinselliğin tabu olmasının verdiği suçlulukla evlendikten sonra da sağlıklı bir cinsel hayatı olmaz. bu döngüden çıkması da çok zordur; çünkü hem aynı ataerkil ortamda yetişmiş diğer kadınlar tarafından hem de erkekler tarafından sürekli eleştirilir.

    aynı bu başlıkta olduğu gibi.

  • 8. 9 ağustos 2017 kanzuk'un amerika'ya taşınması

    özet geçiyorum: amerika'ya taşınıyorum ama türkiye'ye düzenli ve sürekli geleceğim, hiçbir yeri terk etmiyorum. daha yapacak çok işimiz var.

    2015'ten beri ekşi sözlük'ün ceo'su, en basit haliyle söylemek gerekirse biricik yöneticisi olarak görev yapmaktayım. bunda hiçbir değişiklik yok. yöneticilik görevim devam etmekte. sözlük öyle bir şey ki, mesleki olarak bu işi hakkını vererek yapmaktan başka hayalim yok desem yeridir. sözlük sonsuz imkan ve fırsatlar barındıran harika bir ortam. mesela yıllardır hayalim olan ekşi şeyler sözlük okuyan kitleye ilaveten sözlük'ten bir dolu sebepten uzak duran bambaşka kitlelere entrylerinizin erişmesine aracılık etti. bir dolu eksiği var ama hayatım boyunca en keyif alarak yaptığım iş oldu.

    geç oldu belki ama çok sevilen, çok indirilen, çok kullanılan bir mobil uygulamamız oldu. tabii ki eksikleri var ama sürekli güncelleyeceğiz.

    benim için sözlük'e benim nasıl baktığımı gösteren en belirgin iki şey ise şunlar idi: 1. başta pek beğenilmeyen tasarım değişikliği. 2. başlıklarını engelle özelliği.

    sözlük, kaliteli içeriği öne çıkardığımız, içerik görüntülemede kişiselleştirmeye daha fazla imkan veren, tasarımı ve fonksiyonları sürekli iyileştirilecek ve bence en önemlisi moderasyonun kolektif ve (çoğunlukla) otomatik olacağı bir yer olacak.

    bahsettiklerimin her biri epey iş, bu kadar büyük ve dinamik bi yapıda hayata geçirmesi kolay olmayacak ama yapacağız.

    işin güzel yanı, bahsettiklerim mekan bağımsız yapılabilen şeyler. bu sayede amerika'da yaşarken hem sedat'la biraz daha iyi etkileşimde, hem de türkiye'deki değerli ekiplerimle yakın iletişim halinde olabileceğim.

    bu esnada da uzun süredir aklımızda olan uluslararası projemize de daha fazla odaklanabileceğiz.

    düzenli ve sürekli türkiye'ye geleceğim. o yüzden türkiye'yi terk etmek hoş bir tabir değil, hiçbir yeri terketmiyorum. en kıymetli hazinemiz, belki de millet olarak yoğurttan sonra icat ettiğimiz en özgün değerimiz, son dönemin moda tabirleriyle anlatmak gerekirse gerçek yerli, gerçek milli, türkiye'nin eseri ekşi sözlük var oldukça türkiye'de olmamak gibi bir düşüncem olamaz.

    seviyorum <3

    magazin/gıybet köşesi: fazla kilolarımdan dolayı ekonomi koltuklarına sığamadığım zamandan kalma alışkanlık, her zaman business class uçuyorum. ki benim yaşım ve konumumda olan biri için gayet normal. atatürk havalimanı'nda yurtdışı gidiş bölümünde business class'a özel, direkt cip'ye girişi olan özel pasaport kontrol bölümü var, -sırf bunun için değer- fotoğrafın çekildiği yer o bölüm. kırmızılı kız çok yakın arkadaşımın nişanlısı olur, bozuşmayalım. ayrıca 41 kg verdim, hala dürüm esprisi yapan kifayetsiz vizyonsuzlar için 25 kg daha vereceğim. uçakta internet var, bu entry uçakta girilmiştir.

    kuş ölür, uçuşa odaklanın.

  • 9. facebook'taki beyin yakan dini hikaye

    --- spoiler ---

    kız, ahmaklaşmış adamın üzerine gitmeye başlamıştı.

    --- spoiler ---

    sadece virgülün yerini değiştirerek hikayeye doğru anlamı verdim.

  • 10. kuzey kore ateş ve öfkeyi hissedecek

    game of thrones hayranı bir kişinin kurabileceği cümle. kendisinin targaryen soyundan geldiğini de iddia ederse onu usulca kendi haline bırakarak yavaş yavaş ortamdan uzaklaşın.

  • 11. amerikalıların türkiye'de hristiyanlığı yayması

    normal, sıradan bir olaydır.

    müslümanlar da tebliğ yapıyor. problem ne?

  • 12. nuray mert

    cumhuriyet tarafından kovulması ile dibi gören liberal.

    islamcıların liberalizm ile beslenmemesi gerektiğini anlayamayacak kadar aciz bir politik duruşa sıkışmış durumda. orta yolculuktan kalemi aşındı artık.

  • 13. kürtlerin göç ettiği şehirlerin iflah olmaması

    göç ve zorla göç ettirme, kentleşme, gettolaşma, milliyetçilik, ekonomik konumu kaybetme olgularını irdelemeden, sosyolojik tespit yapmaya devam edenler, 'benim de kürt arkadaşlarım var' deyip 'ırkçılık yapmak istemiyorum' diye başlayan cümlelerini sıçmaya devam ediyorlar. geçen aylarda suriyeliler üzerinden estirilen linç kampanyaları iktidar eliyle nasıl bıçak gibi kesildiyse, türkçü-ulusalcı kesimler kendilerine düşman yaratmak için eski hesapları yeniden kurcalamaya başladılar. suriyeliler üzerinden akp'ye vurmayı başaramayan bu kesimler, modernlik, çağdaşlık, kentlilik, yasaya uyan vatandaşlık üzerinden yeniden kendilerini tarif ediyorlar. ki bunlar arapça tabelaların artışı üzerinden, arap turistin varlığını körfez ülkeleri ile girilen ilişkiler üzerinden sorgulamak yerine, yersiz ve saçma tepkilerini ortalık yerde göstermeye, 'kendi yurdunda parya' olmanın sancısını çekmeye devam ettikçe bu tür gaza gelme, kuzenim görmüş, komşum söylemiş, arkadaşımın başına gelmiş örnekleriyle kendilerini ihya etmeye devam edecekler.

    bir diğer örnek manisa-selendi'de yaşanan romanlara yönelik linç (bkz: 5 ocak 2010 selendi'deki linç girişimi) üzerinden daha farklı bir uygulamasını gördüğümüz bu ırkçı yaklaşımın alıcısı, akp karşıtlığından ve ekonomik-siyasi pozisyonlarını kaybetmelerinden ötürü hayli fazla olmaktadır. türkmenleri zorla yerleşik hayata geçirmeye çalışan, heterodoks islam-alevi inancını sunni egemenliğine almaya çalışan, etrak-ı biidrak bir milletten modern, imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kütle yaratmak isteyen bu toprakların egemenleri, yüzyıllardır bu kütleyi nasıl da evirip çevirip hallaç pamuğu gibi atttığının sırrı da burada yatar.

    (bkz: sanki hiç leğende yıkanmamış gibi mocha içmek) başlığının ironik bir biçimde açığa çıkardığı soylu olmama hali, türklerin osmanlı saraylarında birer kul bile olamamasının acısı, yıkılmış bir imparatorluktan ufala ufala misak-ı milli sınırlarına mahkum olmanın verdiği küçüklük duygusu, "türk'e boyun eğmenin, türk'ün boyun eğdirmesinin şan şeref dolu yıllarının çok uzaklarda kalması", yitip giden iktidar, ülkenin en büyük ve kalabalık şehirlerinin karşıtının elinde yıllardır talan edilmesi, ekonomik-siyasal pozisyonlarında yaşanan düşüş, kalabalık olmanın histerik gururu ve daha birsürü şey. haklısınız gencolar. ben de olsam bu kaybedişler içinde, suçluyu ekonomik-siyasal ilişkilerde değil, aşağıda alıntılayacağım sebeblerden kaynaklı, yan yana olmak zorunda kaldığınız diğer milletlerden insanlara bok atarak kendimi tatmin ederim.

    "neoliberal dönemdeki hızlı göçün ikinci sebebi, 1990’lı yıllarda kürtlerin zorunlu göçe tabi tutulmasıydı. güneydoğu’da uygulanan olağanüstü hal döneminde, kürtlerin yaşadığı bölgelerde üç binden fazla köyü boşaltıp yakıldı, kürdistan işçi partisi’ne (pkk) verilen ve giderek artan desteğin önünü kesmek için de zorunlu göç politikası uygulamaya başlandı. milyonlarca kürt köylüsü, önce bölgelerindeki şehirlere ancak daha sonra da ülkenin batı kesimlerine göçe zorlandı (yükseker ve kurban 2009; ayata ve yükseker 2005). konda araştırma enstitüsü tarafından yakın bir geçmişte yapılan ankete göre, 1990’lı yıllarda ülke nüfusunun yüzde 4,8’ine, kürt nüfusun ise yüzde 23’üne karşılık gelecek büyüklükte bir zorunlu göç yaşandı. türkiye’nin o dönemdeki nüfusu dikkate alındığında, bu oranlar yaklaşık 2,3 milyon kişinin zorunlu göçe tabi tutulduğu anlamına gelmektedir (konda 2011, hesaplama yazar tarafından yapılmıştır). kürtlere karşı uygulanan bu zorunlu göç, 1980’den bu yana dünyada görülen zorunlu göç uygulamalarının en büyüklerinden biri olup, benzer örneklerini nijerya, somali, sudan, zimbabwe ve kolombiya’da görmek mümkündür.

    kürtlerin zorunlu göçe tabi tutulması, kürt isyancılığına karşı alınmış bir askerî önlem olmakla birlikte, izleyen on yıllık dönemde meydana gelecek toplumsal, siyasi ve ekonomik süreçlerde istenmemiş sonuçlara yol açtı. öncelikle, zorunlu göç türkiye’nin sınıf yapısını ve işçi sınıfının etnik bileşimini kökten değiştirmiştir. ikinci olarak, söz konusu zorunlu göç, kürt hareketini kentlileştirmiş ve, ironiye bakın ki, 3 milyon kürdün yaşadığı tahmin edilen istanbul, kürt göçmenlerin tabiriyle “dünyadaki en büyük kürt şehri” haline gelmiştir. üçüncüsü, zorunlu göç, toplam kürt göçünün hızını ve kapsamını dönüştürmüş, önceki göç dalgalarından nitel ve nicel olarak farklılaşmasına yol açmıştır (keyder ve yenal 2011).

    türkiye’deki büyük şehirlere yeni gelenler kendi topraklarından siyasi ve askerî-güvenlik önlemleri nedeniyle çıkartılmış olup, önceki nesil göçmenlerin aksine, bu şehirlerin sunduğu sosyal ve ekonomik fırsatlara kapılıp gelmiş değillerdi. kürtler en dezavantajlı kesimdi, çünkü zorunlu göç onları mülksüz bıraktı. köylerini, evlerini, ekilebilir topraklarını geride bırakmaya zorlandılar; kentlerin ekonomik ve mekânsal çeperleri kabul edilebilecek yerlerde son derece olumsuz koşullarda hayatta kalabilmek için akrabalık ve hemşerilik ilişkilerine güvenmek durumundalardı (ayata ve yükseker 2005). üstelik söz konusu zorunlu göç kayıt içi kalıcı işlerin son derece sınırlı sayıda yaratılabildiği bir neoliberal ekonomik ortamda gerçekleşti. ucuz işgücü kaynağı oluşturan, mesleki vasıfları bulunmayan ve bulabildikleri her işte çalışmaya hazır olan bu yerlerinden edilmiş kürtler, istanbul gibi şehirlerdeki kayıt dışı işgücü pazarının önemli bir bölümünü oluşturmuşlardı."

    yukarıdaki alıntılar, erdem yörük'ün "neoliberal hegemonya ve tabana dayalı siyaset: islamcı hareket ve kürt hareketi" isimli makalesinden.

    şimdi, kürtlerin neden büyük şehirlerde bu kadar çok yoğun bir nüfusa sahip olduğunu, istanbul'un en büyük kürt şehri olduğunu anlattık. ama ırkçı ve kinci zırvalamaların, zorla göç olgusu üzerinden devletlerine halel getirmeyeceklerini hepimiz biliyoruz. o yüzden bu kısım aklı başında insanlar için yazıldı.

    cenk saraçoğlu, 'tanıyarak dışlama' isimli çalışmasında ayrıntılı değinmiş. kentin çeperlerinde yaşayıp, ekonomik hayata dahil olan kürtlerin, çevreyi, günlük yaşamı, moderniteyi nasıl da hiçe sayarak yaşamlarını idame ettirtiklerini, birer güvenlik sorunu olarak kent soylularını ürküttüklerini, modern dünyaya rezil ettiklerini, bunları da sırf kürt oldukları için yaptıklarını söylemeleri, işte ırkçılığın, faşizmin dik alası olan nokta budur. afrika'da, hindistan'da, amerika'da, almanya nazi döneminde yaşananlardan ne farkı var? nazilerden, ku klux klan'lardan, amerikan yerli halkının asimile-katliamından, apartheid rejiminden, hindu radikallerinden ve onların uygulamalarından ne farkı var?

    türk olmayı, modern, nazik, bilinçli, çevreye duyarlı, az çocuklu, kadına saygılı, vergi vermeyi kutsallaştırmış, yasalarla uyumlu olmayı default olarak genlerinize yazıldığını iddia ediyorsunuz. selanik, kafkas, rodos göçmeni olmayı övünülecek bir nişan gibi taşırken, yozgat'a, bayburt'a, rize'ye, ankara'ya ve daha bir çok 'türk' kentine bok atıp, çomar gibi bir kavramı bizlerle tanıştıran sizlersiniz.

    sizin asıl derdiniz, götümüzde ayı bağırırken, tepemizde balyozlar patlarken, iktidara ve onun yeni devletine karşı çıkacak cesareti ve programı ve örgütü bulamamak ama gücününüz yettiğine diklenmek ve bunu en rezil en ırkçı bir biçimde yaparak halen varlığınızın dayandığı kültürel-siyasal geleneği yeşertmeye çalışmaktır. bu gelenek çok kan döktü, niyetiniz bu kanı dökmeye devam etmek.

  • 14. game of thrones

    bronn karakterini de yerden yere vuranları anlamıyorum. oysa o dizideki en controversial karakterlerden biri.
    nasıl ki melisandre giderek daha iyicil bir karakter haline geliyor ve geçmişteki korkunç hatalarının laneti ile yanıp tutuşuyorsa, nasıl sandor clegane (the hound) benzer bir kaderi paylaşıyorsa, bronn da pisliğin içinde yetişmiş bir anti hero... kötülük yapıyor ama aslında içinde iyilik var. fırsatçı bir pislik olmaya çalışıyor ama tersine mayasında şövalyelik ruhu var.

    drama, çatışmadan doğar. bu çatışma karakterler arasında olabileceği gibi belli bir karakterin iç çatışması da olabilir.
    got zaten karakterlerindeki bu karmaşıklık yüzünden got değil mi?

  • 15. ekşi itiraf

    sırf kendinden bahsetmek için arayan insanlarımın farkındayım. haberiniz olsun, yavaş yavaş hepinizden kurtulacağım. konuşma başlatıcı olarak "nasılsın" deyip; sonra durmaksızın kendinizden bahsetmenizden bıktım. siktirip gidin rica ediyorum.
    özel hayatınızı, iş sorunlarınızı, ruhsal boşluklarınızı hiç merak etmiyorum. böyle dinleye dinleye kanser oldum ben 29 yaşımda. hanginiz benimle o ameliyatlara girdiniz? hanginiz güneşin doğacağına bile emin olamadığım gecelerdeki kalp çarpıntımı bilebilirsiniz? hiçbiriniz. çünkü sizi hiç ilgilendirmez! çünkü ben kendi işimi kendim halledebilirim! çünkü paylaşmak bana bir şey katmaz! çünkü çok inandığım; 'kasaba minnet edeceğime keser sikimi yerim' diye bir laf var! zaten sizin için önemli olan, kusmak. kendiniz için arıyorsunuz beni. bir kere de "bir şey anlatmak için değil, senin için aradım" diyebilin isterdim ama kendinizi o kadar önemsiyorsunuz ki...
    dilerim (eğer varsa) allah sizi gördüğünüzden hiç ayırmasın. şımarıklığınızdan da, kendinizi bu denli özne sanmanızdan da gına geldi. ben ömrüm boyunca evime gelip çektim acımı. kimseye bulaştırmadan, kimseyi kendimle birlikte çekiştirmeden... gösterdiğim bu saygıyı göremediğim kimseyle aynı havayı solumam artık.
    hafiflemek istiyorum. sizin, benim hayatımda bu denli yer kaplamaya hakkınız yok. yeter artık! bitti.

  • 16. evli erkeklerle ilişkiye giren kadınlar

    fiilen bitmiş resmen devam eden bir evlilik düşünün
    kadın çekmiş gitmiş evini ayırmış ama anlaşmalı boşanmaya yanaşmıyor
    adam bu arada başkasına aşık olmuş ama aşık olduğu kadının kırmızı çizgileri var;olmaz diyor henüz evlisin
    adam gidiyor eşine durumu anlatıyor, bak zaten bittik ben başkasına aşığım gel yolumuza gidelim
    hop ertesi gün kadın evine geri dönüyor kocasının aşık olduğu kadını arıyor yuvamız yıktın o... biz çok mutluyduk çekil aramızdan vs vs
    aşık olunan kadın zaten ben senin eşinle birlikte değilim yuvanın kıymetini bil deyip konuyu kapatıyor
    ama eş olan kadın yaygaralar koparıyor sanki evi terkeden kendi değilmiş gibi mağdur durumuna geçiyor fedakar ve cefakar eş oluyor toplumun gözünde
    diğer kadın işine gücüne bakıyor...
    tam üç yıl sonra tam yaralarini sarmisken adam çıkıp geliyor bitti diyor, bosandim
    mutlu son mu ? değil tabi çünkü kadın evli adamla birlikte olan kadın
    tanim:her aşkın hikayesi farklı olduğu için belli bir şablona oturtup taşa tutulmaması gereken kadındır
    ve ilk taşı günahsız olan atsın

  • 17. giuliano victor de paula

    hakkındaki en önemli detay curitiba doğumlu olmasıdır. daha fazla analize, detaya falan gerek yok.

    git ara bul getir, saçlarını yol getir.

  • 18. türkiye olarak tartışmamız gereken en önemli konu

    baska bir entaride de yazmistim.
    1- kimi sikebiliriz
    2- orucu ne bozar

    bu iki konuyu hallettikten sonra bekle bizi mars biz geliyoruz.

    edit: tosun pasanin dedesi'nin önerisi ile, neyi sikebiliriz daha doğru olacak.

  • 19. adriana lima'nın evde eski sevgilisiyle buluşması

    metin hara'nın yeni kitabının adının belli olduğunu gösterir.

    (bkz: altın boynuz)

  • 20. onemliuyarilar

    beyler durun ben bu işi başından beri bilen bir insan olarak masaya yumruğumu vuruyorum.

    birincisi bu arkadaş zannettiğiniz gibi kendi kendine kampanya falan başlatmadı. yazarların hayallerini gerçekleştiriyoruz başlığında herkes kendi hayalini yazıyordu. bu arkadaş da "annem hasta, evini yeniletip son zamanlarında mutlu şekilde evinde yaşaması şu anlık en büyük hayalim" diye bir entry yazdı. bazı sulugözlü yazarlar da dayanamayıp önemliuyarılar'a yardım ediyoruz başlığı açıp kampanya başlattı. adamın burada ne dolandırıcılığı kalmış, ne jet fadıllığı. adamın tek günahı bir hayal başlığı altına hayalini girmesi. ha derseniz ki "e ulan kampanya başlattıkları zaman çıkıp diyemez miydi benim zaten gelirim var gerek yok" diye açıklama yapmaya. diyebilirdi ama demek istememiş demek ki. uzatmayın pezevenkler.

  • 21. siyah sütyen

    sevgili dişiler, lütfen bunu düz, beyaz, dar tişörtün içine giymeyin. iki gram aklım var o da kayıyor, rica ediyorum.

    edit : resmen halkın sözcüsü olmuşum.

  • 22. evliliğe özendiren şeyler

    şengül hablemitoğlu insanların eşlerini seçme şeklini altı kuramla açıklıyor. insanların evliliğe yaklaşımını, aslında nelere özenip de evlenme kararı aldığını bu kuramlar üzerinden okuyabiliriz.
    *ideal eş kuramı: kişi kendi kafasında kurduğu ideal eş kavramını oturttuğu insanı kendine eş seçiyor. hatta birinin bu özelliklere sahip olduğunu düşünüyorsa aşık olmasına bile gerek yok.
    *yakınlık kuramı: kişi eşini yakın çevresinden seçme meyilinde oluyor. bu aile çevresi olur, komşusu olur, iş arkadaşı olur. güvenli bölgesinin içinde olan birini daha yakın görüyor ve onu tercih ediyor.
    *değerlerin benzeşmesi kuramı: kişi diyor ki benim inandığım değerlere o da inanıyor veya tam tersi ben inanmıyorum o da inanmıyor. öyleyse aradığım insan bu.
    *homogami/benzerlerin çiftleşmesi kuramı: kişi kendisiyle aynı sosyal, kültürel, ekonomik seviyedeki insanı seçiyor.
    * tamamlayıcı gereksinim kuramı: kişi kendisinde olmayan ve idealize ettiği özelliklere sahip insanı tercih ediyor.
    *bağdaşma kuramı: kişi yaşama bakış açısı, geleceğe dair hayalleri kendisiyle örtüşen insanı tercih ediyor.

    ancak şöyle de bir durum var ki bu seçimlerin hepsinin bir süresi var. 7 ile 10 yıl arasında ilişki ömrünü dolduruyor. (hoppp bitti gittik mantıklı seçimler, aşklar, tutkular.)
    peki ama neden?
    günümüz insanlarının aşık olduğu kişiden vazgeçmesi mümkün. çünkü evlilikler yani tercihlerimiz günlük hayatla sınanıyor. akış içinde kendi görev ve sorumluluklarımızı karşımızdakine bırakma eğiliminde oluyoruz. sıkıldım, bitiremedim, yapamadım sen yap, sen devam et!*
    bir süre sonra da evlilikler "boş kabuk" evliliklere dönüyor. almanya'da bu konuyla ilgili bir tasarı gündeme gelmiş ve denmiş ki ilk 7 yıldan sonra çiftlere nikah tazelemesi yapılsın. evliliğinde ciddi sorun görünmeyen çiftlerin bir kısmı bunu yapmak istememiş.

    seçimlerimiz, kriterlerimiz, idealize ettiğimiz kavramlarımız maalesef bizi evlilikte mutlu edecek sonuca ulaştırmıyor her zaman. şu da ilginç ki evlilik kararı çok hızlı alınırken ayrılık kararı çok zor alınıyor. hatta bu kararı alamıyor insanlar ve o "boş kabuk" evlilik içinde yaşamaya devam ediyor. (uzun süren evlilikler böyle açıklanıyor)
    bu evliliklerde herkes kendi hayatını yaşıyor, sadece aynı ortamda bulunma veya mümkün olduğunca bulunmama ile sürüp gidiyor. yani ayrılma kararı alamayanlar mevcut duruma ayak uydurup, konfor şartlarına sırtını dayıyor.

    şimdi bu bilgiler ışığında mutlu bir evlilik içinde olan veya evlilik kararı almış olan her insan "ya bi git, onlar ayrıldı diye biz de mi ayrılacağız" der. ki bence de mantıklı bunu demesi.
    bunlar uzun süren araştırmalar sonucu çıkarılmış istatistikler. elbette siz bunun dışında kalabilirsiniz. siz farklısınızdır, siz özelsinizdir, siz teksinizdir. olur elbet, neden olmasın.

    kendi adıma elle tutulmayan, gözle görülmeyen şeylerin mantıklı, bilimsel açıklamalarına ihtiyaç duyduğum için bir süredir "nasıl karar alıyoruz, karar alma süreçlerinde bizi yönlendiren şeyler, beynimizde neler oluyor, yapay zeka ne zaman gelip beni bu ızdıraptan kurtaracak, insan ilişkilerinde beynimizde çakan nöronların yeri" gibi şeyleri okuyorum. şunu söyleyebilirim ki ben ortalamanın, hedef kitlenin, yapılmış tüm araştırmalarda çıkan sonucun, tuzaklara düşenin, tüm istatistiklerin en büyük yüzdesinin ta kendisiyim. o nedenle size ters geliyorsam kusura bakmayın.
    ayrıca her şeye rağmen, sonsuz aşka inanan ve bunu yaşayan insanlar var. biliyorum, görüyorum, tanıyorum.
    onlara denk gelmeniz dileğiyle...

  • 23. yaralı kuşun üstüne boşalan ergen

    kıyamet alameti falan değildir apaçık orospu çocukluğudur. orospu çocuğu seni.

  • 24. anderson talisca

    kalirsa guzel olur
    giderse besiktasa saglam para gelir

    fener bu denklemlerin hepsinde basini alir, fazla tatava yapmayin buralarda.

  • 25. robin van persie roberto soldado ikilisi

    (bkz: fenerbahçe ampute futbol takımı)

  • 26. gary medel

    puyo ve cannavaro ile futbolculuğu karşılaştırılmıyor. kısa boylu olmanın iyi bir stoper olmaya engel olmayacağı, ortada puyol ve cannavaro gibi örnekler olduğu söyleniyor.

    garip değil okuduğunu anlamayan mal.

  • 27. en yakındaki kitabın 56. sayfasının 5. cümlesi

    "-havuç diye fısıldadı piglet."
    bir zamanlar winnie the pooh.
    çocuk var evde, napalim.*

  • 28. ilhan şeşen'in duvar dibine işemesi

    "kapında sırılsıklam" derken bunu kastettiğini hiç düşünememiştim.

    zatten ellerinde de çiçekler yokmuş...

  • 29. liseli kızların arkadaşlarına uyguladığı şiddet

    eskiden kanım donardı şimdi sadece tiksiniyorum, kameraya çeken, kıza vuran 3 kız ve en son çıkarak kıza tekme atan küçük erkek çocuğu, bunlarla eşit olmayalım biz, bunları yetiştiren ailelerle aynı ortamı solumayalım.
    şimdi o kızları tanıyanlar onlara mesajla " nbr kanka, ünlü olun" yazıyordur. bunların ailesi, arkadaş çevresinin çapı ne olabilir.
    bu primitif tipler yaşamasın, ne faydası olabilir bana, size

    aileleri ile beraber terbiyeden yoksun, öğrenmeye isteksiz, gelişmeye açık olmayan, sadece tüketim odaklı yaşayan, insan suretinde asalakların eylemi.

  • 30. 24 temmuz 2017 denizli'deki motosiklet kazası

    bahse konu kaza denizli'de askeri yol olarak adlandirilan mevkide olmustur. bu yolun giris ve cikislarinda envayi çesit kameralar ile donatilmis iki kavsak bulunmaktadir. kaza saati belli oldugundan dolayi insanin aklina ilk olarak o dakikada orada olabilecegi muhtemel araclarin plakalarinin tespit edilip, arac sahiplerinin ifadelerine basvurulmasi gelir. ancak ne yazik ki bu iki büyük kavsaktaki kameraların tamaminin bozuk oldugu duyulur. bunca zaman icinde bu kaza ile ilgili tanik bulunamayinca, denizli genelinde bir dedikodu yayilmistir. kazaya sebep olan arac bir kodamana aittir ve kamera kayitlarina ulasilmasini engellemistir. tabii bunlar halkin caresizlikten dolayi uydurmasi da olabilir. en dogru aciklama emniyetten yapilmali ve dedikodularin önüne gecilmelidir.

  • 31. onemliuyarilar'a yardım ediyoruz

    salağın biri gelmiş eft görüntülerinden öğrendiği adımla dalga geçiyor özelden. çocuk musunuz? valla kusura bakmayın da işin içinde hasta yatağı ihtiyacı olduğu için yardım ettim. bunu özellikle belirttim. böyle bi şeye yardım ettiğim için kendimi enayi gibi hissetmiyorum. hastanelerde çok yattım çok şey gördüm. kendim de evimde o hasta yatağından kullanıyorum. aha keriz, aha enayi diyecek olan varsa iban no atsın, onlara da göndereyim engelli maaşımdan üç beş.

  • 32. rihanna'nın karnaval fotoğrafının orijinali

    rihanna'ya kilo alma fikrini kim verdi bilmiyorum ama rihanna'ya verilebilecek en kötü fikir herhalde budur.

    filiz gibi hatun tomruğa dönüşmüş.

  • 33. herkesin su içtiği zincirli bardaktan su içmek

    bazı zekiler kulpun olduğu taraftan içerler o suyu. tek zeki siz değilsiniz haberiniz olsun.

    edit : o kadar fav gelmiş kendim neresinden içtiğimi açıklayayım => kulpun tam karşısı. sağ veya solundan normal adamlar, kulpun olduğu taraftan kendini zeki sanan adamlar içiyordu çünkü. *

  • 34. iktisat profesörlerinin çok zengin olmaması

  • 35. volkswagen golf

    buraya bir entry koyayım da tartışma çıksın, millet birbirine sövsün.

  • 36. otuzluk abilerden genç sözlük erkeklerine öğütler

    çok yol yürümüş, görmüş geçirmiş bir abiniz olarak fazla kafa ütülemeyeceğim gençler. sadece şu detay çok işinize yarayacak:

    birlikte bir gelecek kurmayı planladığınız sevgiliniz eğer size "ben bir kere evleniyorum!!!" ile başlayan cümleler kuruyorsa, yakın gemileri, yıkın köprüleri ve arkanıza bakmadan gidin.

    gerekirse ömür boyu yalnız kalın ama bu kafadaki bir kadınla evlenmeyin.

    uygulayın. çok dua edersiniz bana sonra. hadi bakiim gazanız mübarek olsun.

  • 37. 8 ağustos 2017 real madrid manchester united maçı

    saka maka real madrid'in kupa finallerinde son kaybettigi takim hala galatasaraydir.

  • 38. türkiye'deki en güzel belediye binası

    tarihi binaları daha çok sevdiğimden ötürü benim nazarımda edirne belediye binasıdır.

  • 39. bylock şüphesiyle gözaltına alınan pazarcı teyze

    yazıyı sonuna kadar okuyunuz.

    --- spoiler ---
    bylock şüphesiyle herkes göz altına alınabilir. neden?
    adamlar bylock sunucularına bağlanan ip adreslerine bakıp, kim ne zaman bağlanmış bunun takibini yaparak göz altına alıyor şüphelileri.
    dinamik ip, ip havuzu gibi deyimlerden bi haber olan bir gerzeğin ağzından çıkmıştır kesin bu öneri.

    yani şöyle. bir ip adresi var sallıyorum: 156.300.45.67
    şimdi bu ip adresi bizim ip adresimiz olsun. bylock sunucusunun adresi de: 202.55.67.500 olsun.
    bizim ip adresimiz dinamik, bylock sunusunun ip adresi statiktir (sunucular statik ip kullanır, değişmesin diye). yani bizimki de statik olabilir ama olmadığını varsayıyorum.

    şimdi sen bu 156.300.45.67 numaralı ip adresinden gidip 202.55.67.500 numaralı ip adresine bağlandın. anında bu ip adresini mimlerler.

    fakat burada ince değil, adeta kalın kalın bir şey var. bu ip adresini yarın birgün başkası da alabilir.
    yani sen sabah uyanırsın, ip adresin artık 156.300.45.67 olabilir.
    sonra suçsuz olan ahmet, mehmet, veli 156.300.45.67 numaralı, daha önce bylock sunucusuna bağlanmış olan ip adresini alabilir.

    emniyet de tam olarak bunu yapıyor. bilimden, teknikten uzak bir toplum ve devlet olduğumuz için normal tabii...

    edit: "isp'ler hangi ip'yi kime veriyor biliyor" diye cahil olduğunuzu ta buradan belli eden mesajlar atmayın arkadaşlar. biz de biliyoruz kime ne ip verildi kaydı tutuluyor. yok tutulmasaydı zaten. adamlar bunu dikkate almıyor ki. sorun bu zaten(!)
    bak gene editliyorum: olm okumuyor musunuz editi? hala isp diye mesaj atıyorsunuz. yav herkes salak, siz akıllı. sektörün içindeyiz konuşuyoruz bilip bilmeden gelip tereciye tere satıyorsunuz bir de ya.

    öbür edit: ip adreslerini verirken 254 üzerine çıkmamın sebebi, gerçek ip adresine tekabül eder de götümüze girmesin diye. a.b.c.d yapmamamın sebebi ise orijinalliğini yitirir ve okumak sıkar diye, takibi de zorlaşır diye.

    son edit:
    şimdi burada birkaç noktaya açıklama getirmek istiyorum. gerçekten artık bazı arkadaşlar okumuyor bundan eminim.
    end-to-end encrypted bir mesajın oradaki şifresini çözmek, sunucuya kimin hangi ip adresinden bağlandığını çözmek anlamına gelmez, konuşmaları okuyabileceğin anlamına gelir. ki mernis'den milyonlarca kişinin tc kimlik numarasını çaldırıp db'de bunları şifresiz tutan devletin, end-to-end encrypted şifrelenmiş bir yazışmayı çözecek bir organı yoktur. dünyada da sayılıdır bu organlar.
    bir diğer iddia da mit'in sunucuları hacklediği yönündeki iddia, ki dayanak olarak hürriyet daily news gösteriliyor. kesin doğrudur hurriyetdailynews ise.
    hadi diyelim mit aws'de(?) bulunan sunucuları hackleasdjahdjkhd... diyemedim bile.

    bahsedilen örgüt cia destekli bir örgüt bilmeyen kaldı mı? cia. cia diyorum cia. yetmesi gerekiyor bu açıklamanın. wikileaks'e bak da adamlar bu bilgi güvenliği konusunda neler yapmış aklını alır.
    ip adresleri kayıt altına alınır isp'ler tarafından. alınmak zorundadır. hatta bu kayıtları belirli periyotlarla btk'nın sunucularına dahi aktarırlar. btk girer sunucudan kendisi çeker alır (telekomdaki görüşmelerin kim kimi aradı kayıtları böyledir).
    ki çoğu zaman, isp'ler ve sth'lar bu bilgileri sunamazlar bu yüzden sürekli ceza öderler. vodafone, turkcell, türk telekom gibi firmaları "aa bana vermedin hadi kapına kepenk!!" diye kapatmak ön tarafta malzeme isteyen bir iştir. öyle yedirmezler.
    bilgilerin aktarımı sırasında da sıkıntılar çıkar. problemler çıkar. gitmez, servis bozulur, silinir, üzerine yazar, yazmaz vb. bir sürü şey olur bu kayıtlar toplanırken. bundan dolayı bu alanda kanıta ulaşmak öyle sanıldığı kadar "select * from user_ip_addrs" dediğinde gelmez yani bu kayıtlar hemen.

    hayatında bu sektöre adım bile atmamış, hello world'den bile ileriye gidememiş adamlar gelip burada ahkam kesiyor öyle değil böyle diye. herkes çok biliyor, herkes çok uyanık.
    --- spoiler ---

  • 40. çocuğa yurtdışında kullanışlı isim koymak

    (bkz: adam)

    adam diye yazılır, edım diye okunur.

    hem kimse ona adamlık öğretmeye kalkmaz, adamın dibidir zira.

  • 41. bilgisayar oyununda manzara seyretmek

    2015 haziran başı yıllık izinler girilmiş, ağustos başındaki küçükkuyu tatili beklenmektedir.
    gta oynarken araç ile haritada yüksek bir noktada görev tamamlanmaktadır. bilen bilir, çanakkale tarafından gelirken küçükkuyu'yaw birkaç km kala bir varyant vardır ya hani şu tüm küçükkuyu'nun ayaklarınızın altında olduğu. ha işte gta'daki manzara da muazzam şekilde bunu hatırlatır bana.
    sonra da arabayı sağa çekip dolaptan bir bira kapıp müzik eşliğinde bu manzara izlenir ve izin tarihi gelsin diye dua edilir.

    tanım: gta'da yaptığım eylem.

  • 42. 21 ağustos 2017 wikipedia yasağının kalkması

    dns var, vpn var, zenmate var, 0wikipedia'dan girebiliyom ben ya diyen piç kurularının götünü keserseniz gerçekleşebilecek eylem, aksi takdirde hava cıva.

  • 43. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    hep aynı şeyleri yazmaktan bıktım. işin aslı şu, çok yalnızım. bu yalnızlık değişik bi yalnızlık. kalabalıklar içindeki bi yalnızlık. kendimi kimseye anlatamadığım için her gün içiyorum ve bu durumdan bıktım. yazın lütfen..

    not: yalancılar kesinlikle gelmesin..

    http://ribony.com/cmkcmk

    http://connected2.me/cmkcm

  • 44. ankara'nın en yaşanılası yeri

    "amerikan tipi büyük evler ve sokaklarda aile hayatı yaşamak isteyenler için (bkz: sincan) " yazmış biri.

    ahahaha teksas'ı düşünerek yazdı sanırım.

  • 45. 9 ağustos 2017 yeni gümrük düzenlemesi

    bir kilo çikolatadan fazla almak yasakmış. içinde tonlarca altın olan uçağıyla ülkenin içini boşaltan reza zarraf da dahil mi bu düzenlemeye?

  • 46. prensip gereği tesettürlü bayanları istemeyen otel

    baksen hele: 'islami otelde politik bir sebepten değil, dini bir sebepten dolayı açık gezinmek yasaktır'. oysa tesettürü yasaklamak dini değil, politiktir.

    gel de bu sıçmığa cevap ver!!! onun penceresinden saçma yasak. ulan ben de bikinili hanım yanında çadır giyen hanımla aynı havuzda yüzmek istememem. ola ki xyz dinine göre günah olduğu için istemiyorum!1!!. var mı ötesi?

    sen kendine göre isteyince olmalı, ben kendime göre isteyince politik. yesinler senin mağduriyetini.

    islami otelde din kuralı olacak ama serbest otelde koyulan kurallara göre değil !1!! bi sigigit lan.

  • 47. aleyna tilkiyi kemalizmin ortaya çıkardığı gerçeği

    bug buldum demi sivrizeka seni. aynı kemalizm en bariz örneği ile aziz sancar'ı ve nicelerini da ortaya çıkardı onu da de hele? şu tekvando'da birinci olan örtülü kız o nu da kemalizme yazıyorum aga yalnız. hadi eyw.

  • 48. türk çiftlerin birbirine sürekli aşkım demesi

    - baba sana bilmece sorayim mi?
    - sor bakalim.
    - çinliler bu parmagi neden hic kullanmazlar?
    - hmm çubukla yedikleri için mi?
    - hayir akillim. o benim parmagim da ondan. (gulusmeler)

    ıtalyan ciftler birbirine neden "aşkım" demezler? türkçe bilmezler de ondan.

    çiftler canlari ne isterse onu desin birbirine. aşkım, aşkito, aşkarıkello, aşkıtello.. yarasın. tek arzum, kadınların birbirine aşkım dememesi. ıslak çorap kokusu gibi. midem kalkıyor.