Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 13 temmuz 2017 östersunds fk galatasaray maçı

    galatasaraylılar üzülmesin hemen fifa'yı açıp intikamınızı alıcam. tek sorun rakip takım oyunda yok. köy paketini indiriyorum şuan

  • 2. istanbul valiliği makam odası dekorasyonu

    (bkz: bedevi çadırı)

  • 3. 12 temmuz 2017 booking.com rezaleti

    ilk defa otel rezervasyonu yapanları göstermiş bir rezaletimsi. otel giriş saatlerini yazmış, sen o saate aykırı davranırsan otel napsın kardeş? 24 saat açık olan oteller de var. kaldı ki booking.com'un olayla uzaktan yakından alakası yok. yine de adamlar kibar olup bi soralım demişler. neyi soracak? booking'e sormaksızın otel ile anahtarı nasıl alabileceğine dair bir uzlaşmaya gitmek daha akıllıca olurdu. rezalet puanım 2.

  • 4. hiçbir gelin robot değildir

    "hiçbir gelin robot değildir" oscar wilde

  • 5. türktelekom'un 350 mb için 3800tl geçirmesi

    turk telekomun kesinlikle hakli olmadigi gecirme. bu fatura btk'nın 10/08/2016 tarihli ve 2016/dk-thd/363 sayılı kararına aykırıdır.
    mevzuati bilmeden turk telekom hakli diyenlere inanilmamasi gerekmekte.

    btk'nin bir sure once getirdigi kurala gore; yurtdisinda iken fatura bedeli 250 tl'ye ulastiginda, operator bu durumu aboneye bildirmek ve en onemlisi de abonenin veri kullanimini otomatik olarak durdurmak zorundadir. veri kullanimi ancak abonenin sesli onayi sonrasi tekrar acilabilir.

    bir arkadasimin basina yine turk telekom ile birebir ayni durum gelmisti. turk telekom benzer bir fatura cikardi kendisine. ancak bu btk mevzuati sayesinde sadece 250 tl odedi.

    edit: btk'nın ilgili kararını buldum. türk telekom kesinlikle haksız ve usulsüz bir fatura çıkarmıştır.

    öncelikle ilgili linkler:
    [https://tuketici.btk.gov.tr/…liskin-usul-ve-esaslar https://tuketici.btk.gov.tr/…liskin-usul-ve-esaslar]

    [https://www.btk.gov.tr/…sinir taslak_10_08_2016.pdf https://www.btk.gov.tr/…sinir taslak_10_08_2016.pdf]

    karar tarihi: 10.08.2016
    karar no:2016/dk-thd/363

    --- spoiler ---

    uluslararası veri dolaşım hizmetleri kapsamındaki ücretler toplamı 250 tl’ye (veya abonenin seçtiği alternatif değere) ulaştığında, aboneye tekrar bilgi verilerek hizmetin durdurulması, yapılacak bilgilendirmede hizmetin nasıl tekrar açılacağı hususuna yer verilmesi,
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    uluslararası veri dolaşım hizmetleri

    madde 7 - (1) uluslararası veri dolaşım hizmetine ilişkin, paket aşımı ve/veya paket
    dışı veri kullanım ücretleri toplamının vergiler dâhil;

    a) 100 tl’ye ulaşması halinde; aboneler ulaşılan değer bilgisi ve aksi yönde talepleri
    olmaması halinde ücretin 250 tl’ye veya işletmeciler tarafından 250 tl’nin altı ve üstü olacak
    şekilde sunulacak alternatif değerlerden abonenin tercih ettiği değere ulaşması durumunda
    veri hizmetinin durdurulacağı hakkında bilgilendirilir.

    b) 250 tl’ye veya işletmecilerin alternatif olarak sunduğu değerlerden abonenin tercih
    ettiği değere ulaşması halinde, bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan
    bilgilendirmeyi müteakip veri hizmetinin devam etmesini talep etmeyen abonelerin veri hizmeti
    durdurulur ve aboneler ulaşılan değer bilgisi, veri hizmetinin durdurulduğu ve durdurulan
    hizmetin başlatılması için yapılması gereken işlemler hakkında bilgilendirilir.
    --- spoiler ---

  • 6. 15 temmuz bizim yeni çanakkalemizdir

    çanakkale'de kendi askerinin kellesini kesmeyi bırak, düşman askerine bile saygı vardı. ülkenin yarısının zikine takmadığı hatta inanmadığı bir olaydan bahsediyoruz. siz öyle dediniz diye öyle olmayacak mk.

  • 7. ekpe udoh

    bence;

    mevzubahis para değildir.

    mevzubahis nba de değildir.

    mevzubahis adamın ülkesine dönmesidir arkadaşlar,

    aynı dili konuştuğu insanlarla bir arada olabilmesidir,

    izin zamanında kankalarıyla takılıp mangal yapabilmesidir,

    christmas zamanı maçtan çıkıp kendi ülkesinde sevdikleriyle beraber olmanın huzurunu yaşayabilmesidir,

    dostlarıyla oturup super bowl seyredebilmesidir,

    dört temmuzda patlayan havai fişekleri seyredebilmesidir.

    vs vs...

    her şey para veya mevki değil, iç huzur daha önemli.

    güle güle ekpe, yaşadığımız büyük sevince ortak olduğun için teşekkür ederiz.

    umarım her şey senin için de, bizim için de güzel olur.

    eyyorlamam bu kadar.

  • 8. para mutluluk getirir mi

    yine sozlukte okumustum yaniliyorsam duzeltebilirim.
    unlu bir yahudi sozu der ki;
    "para mutluluk saglamaz ancak spor arabanin icinde aglamanin tadi farklidir."

  • 9. ekşi itiraf

    20.000 - 30.000 sene önce yaşayan insanları düşünüp ''bu da gelir, bu da geçer'' diyorum. kimseye kalmıyor dünya. istemem de zaten.

  • 10. asla iyileşmeyecek çocukluk yaraları

    1 liram olmadığı için sınıfça gidilen pikniğe katılamamıştım ben, hem de tek ben kaldım koca sınıfta. dünyanın en eğlenceli pikniğiydi benim gidemediğim o piknik. hayatımda hiçbir piknikten tat alamadım bu yüzden. bazen arkadaşlarla mangal yaparız kırda, bayırda ya da dere kenarında, yanına da rakı açarız. ben sık sık uzaklara dalarım istemsizce. arkadaşlar "ne oldu, yine daldın" dediklerinde ise derinden bir "hiçççç" der ve eklerim; "şarkı dokandı."

    kimse bilmez içimdeki bu piknik yarasını. bak yine şarkı dokandı.

  • 11. recep tayip erdoğan'ın kendisine fakir demesi

  • 12. 12 temmuz 2017 kadıköy thales yemekte kıl rezaleti

    "dışarıda yemek yiyorsan kıldan etkilenmeyeceksin arkadaşım" diye bir şey gördüm aralarda. otel sahibiymiş bu.
    bunu diyen "kendi evinde kalmıyorsan, pis çarşafa razı olacaksın", " kendi tuvaletinde sıçmıyorsan, yeri gelince tıkalı klozete sıçacaksın" da der.
    sırf senin oteline denk gelmemek için, çeşmeye gitmem ben be.

  • 13. igor tudor

    sneijder için takımı yönetiyor falan yazmışlar da, ya lütfen yönetsin allah aşkına yönetsin, en kötü tarık çamdal falan yönetsin, bu nedir ya?

  • 14. şaka maka atatürk'ün unutulmaya yüz tutması

    kimse heveslenmesin ölmedik daha.

    biz ve bizim yetiştirdiklerimiz öldükten sonra belki.

  • 15. 13 temmuz 2017 ali avcı'nın gözaltına alınması

    kötü film çekmekten 20 sene yatar.

  • 16. bir kere yemeyle bağımlılık yapan şeyler

    bu başlığın gidişatı hiç hoşuma gitmiyor.

  • 17. insanı evinden soğutan şeyler

    evin bir gecekondu olması, evin etrafından it kopuk eksik olmaması. evin sanayiden hallice bir sokakta bulunması. düşüncesiz ve dedikoducu komşular. evin yalnizca sabaha karşı 2 - 6 arası sessiz olması. evde üç ay boyunca sürekli ve kesintisiz olarak misafir olması.

    şaka maka ne kadar berbat bir hayat yaşıyor muşum :)

  • 18. motorcuların kaldırım kullanım hakkı

    destek vereceklere şimdiden "hadi lan ordan"

    merhaba ben de istanbulda motosiklet kullanıyorum. kaldırımı kullanmıyorum. hayat memat meselelerinde sıkışık trafikte kontrollü bir şekilde araçların arasından geciyorum. geçemezsem de herkes gibi bekliyorum.
    neden bekliyorum? kural ve hak kavramlarını küçük yaşta öğrendim.

  • 19. rte'nin 15 temmuz anmasında ağlaması

    (bkz: timsah gözyaşları)

  • 20. türkiye eurovision'a geri dönüyor

    gmt+2'ye geri dönmediğimiz sürece hala ortadoğudayız.

  • 21. sadece türkiye'de ünlü olan yabancı sanatçılar

    (bkz: inna)
    (bkz: alexandra stan)

    tabi bu ikisinin bide arap pazari vardir, inna calmaz oglum hicbiryerde baska rezilliktir...

  • 22. girişi mükemmel parçalar

    wind of the change - scorpions

  • 23. metin hara'dan 12 maddelik açıklama

    bilmiyorum da, bana bazı şeyler çok saçma geliyor.

    adama bu açıklamayı yaptıranlar utansın bence.

    ister adriana lima ile birliktedir,

    ister çocukluk aşkı necla ile,

    iki gönül bir olmuşsa.

    size ne amk.

    hava alanında öpüşmüşler diye duyduk demişsiniz.

    size ne amk.

    o tipe o kadın olur mu ? demişsiniz.

    size ne amk.

    ağaç ektim demişsin, mapusda fakir fukara gözettim demişsin.

    eyvallah ama bize ne amk.

  • 24. turkcell'in 15 temmuz kampanyası

    acaba şu ana kadar milli bayramlarda bir şeyler hediye ettiler mi hiç?

  • 25. kalbi kırılmış bir kadının yapabilecekleri

    askerlik şubesinde tecil yaptırırken tanık olduğum olay.

    kadının biri askerlik şubesi başkanının odasına geldi, nişanlısını asker kaçağı diye ihbar etti.

  • 26. 90'lı yılların sıkıcı olduğu gerçeği

    36 yıllık hayatımın en güzel dönemiymiş 90 lı yıllar. bilmiyordum.

  • 27. galatasaray

    şu takımı arap milyarder yada asyalı para babalarından biri alsın ve artık kapısının önünden türk bir yönetici gecirmesinler lütfen. yıllardır aptal aptal adamlar yönetime doluşup takımın içine siciyorlar yeter artık.

  • 28. ambulansa yol vermeyip arabadan inen nobran

    bu tipleri biliyorum, adam kendi pislik karakterini herkese yansıtığı için kendi kafasında ambulanslar boşken bile sirenle geziyor ve kendisinin bu ayrıcalıktan istifade edememesinden çok rahatsız oluyor.

    bu tiplere göre her şey komplo ve herkes çok uyanık, o tek namuslu kişi ama hakkı gasp ediliyor. kendi kafasında başarısız biri olmasının sebebi bu ve ara sıra böyle "hakkını arama" girişimleri oluyor.

    ambulansa yol vermeyen, hastanede doktor döven, göçmenden nefret eden kişiler bunlar çünkü kendi kafasında o trafikte beklerken ambulans şöförü keyfine göre geziyor, onun hasta oğlu sıra beklerken doktor başkasına bakıyor, o asgari ücrete çalışırken suriyeli sığınmacılar bedavaya maaş alıyor.

  • 29. khouma babacar

    transferi için ahmet bulut'un floransa'ya gittiği striker. bu da demek oluyor ki babacar beşiktaş'ta. beğenirsiniz beğenmezsiniz de ortalama falan değildir bu adam. 4-5 yıl önce avrupa'nın en geleceği parlak 3-4 santraforundan biriydi. rakipleri teker teker silinirken babacar, fiorentina'da hep oynadı, hiç seviyeyi düşürmedi.

    tomas necid bursa'ya(yermek için demiyorum) kadar düştü, vaclav kadlec kendisinden beklenen o büyük sıçrayışı asla gerçekleştiremedi almanya'ya da gitti ama olmadı çek cumhuriyeti'nde hâlâ. yaya sanogo olmadı. arsenal transfer etti ama bendtner'e, giroud'a bile büyük şanslar tanımış adamın gözüne giremedi üstelik fransızdı ama olmadı. serbest bırakıldı bu yaz toulouse ile anlaşmış. orda da martin braithwaite, ola toivonen, andy delort ve corentin jean'den sonra 5. santrafor olacaktır. bojan ve balotelli'nin hali ortada. luc castaignos ve connor wickham da patates oldular. wellington silva, lucas piazon, sergio araujo, ante vukusic, borja baston(yeni guiza kariyer olarak aynı) ve daha niceleri tutunamayıp genç yaşta ıskartaya çıktılar. bir tek lukaku o dönemden patladı o kadar. cedric bakambu da o kadar olmasa da kaybolmadı. başka sayılabilecek isim yok.

    ancak babacar kaybolmadı ve şımarık da davranmadı. çalıştı, kiralanınca maksimum performansı gösterdi ve yer etti kadroda. size italya ligi gazoz ligi gibi geliyor olabilir ama dünya'da premier lig ve ligue 1 de dahil en sert futbolun oynandığı ligtir italya. dünya'nın en iyi stoperleri nerden çıkar? tabi ki italya'dan. bu ekol yıllardır da sürer. gol atmak zordur, genç yaşta parlayan strikerlar olduğu gibi bazıları da 30'undan sonra iş yapmaya başlar antonio di natalie ve dario hübner gibi. mesela bu sezon andrea belotti'nin performansı epey sürpriz ve sansasyonel oldu. immobile'nin torino zamanlarındaki etkiden daha büyüğünü yarattı. kimse beklemiyordu ama oldu. bunun sebebi ne peki? son 3 sezonda hasbel kader oynamış adamın(kendisi babacar ile aynı yaşta) bu sezon ortalığı dağıtmasındaki en büyük etken süreklilikti. önceki zamanlarda belotti yedekti. oyuna sonradan dahil edilirdi. bu sezon as oyuncu oldu ve kendini ispat etti. babacar'ın da kendini ispatlamaya ihtiyacı var ve bu fiorentina'nın yedek santraforu olarak başarabileceği bir şey değil maalesef.

    kaldı ki fiorentina mohamed salah'ın ve juan cuadrado'nun(yedek de joaquin vardı) oynadığı dönem dışında iyi bir hücum hattına sahip olduğu da pek görülmüş şey değil. rakiplerinin kadro kalitesi ve hücum yaratıcılığı olarak epey gerideler. kaliteli orta sahaları ve kanatları pek yok. bir federico bernardeschi ve borja valero ile olmaz o iş. mario gomez de bu yüzden yapamadı orada sakatlıkları da bir etkendi ama genel olarak kendisini besleyecek adam yoktu. kadronun gerisi de mezarlık gibi. federico chiesa ve ianis hagi gibi iki efsanenin genç oğulları da takım kadrosu içinde. genç bir takım ama rakiplerinin hücum olarak epey bir gerisindeler. babacar'ın şansı da rotasyon olsun diye alınan nikola kalinic'in absürt performansından ötürü azaldı. şimdi diyebilirsiniz ki "ulan kalinic gösterdi kendini bu niye gösteremedi?" diye. kalinic 88'li. babacar 93'lü. kalinic şampiyonlar ligi'nde, premier lig'te oynamış bir adam. 6 yıllık tecrübe ile önüne geçti. bu durum bile babacar'ın banko oynatılması durumunun altını çiziyor.

    aboubakar gelmeden önce de "yav o iş yapar mı? o kim ki? bitmiş" ıvır zıvır deniyordu. ilk 6 ay da itin götüne sokuldu. sonrası malum. bu eleman müthiş takım oyunu oynuyor. talisca falan bu yıl sakatlanmazsa geçen sezondan daha fazla gol atar. quaresma, caner, adriano gibi müthiş ortacılar varken marcelo ve talisca ile hava toplarında gol aradık aboubakar efendi o cüsseye rağmen hava toplarında fare gibiydi. bu eleman yazar hava toplarını. aboubakar gibi spectacular goller atamaz ama boş kaleye ve karşı karşıya da kaçırmaz. üç beş kişi yazmış, baktım "leblebici değil" demiş. birader sizin futbol anlayışınızı sikeyim çok afedersiniz. leblebici diye bir striker türü yok amına koyim. poacher ise dediğiniz şey o başka. gören de hep böyle inzaghileri, crespoları oynattık zanneder. ulan 3 yıl önce hugo almeida'ydı bu takımın santraforu el insaf. gignac gelirse eyvallah o dediğiniz tarzda bir adam ama alınamazsa da buna burun kıvırmayın sonra başlığı altına gelip "boynuma dolaaaaa" diye çok yazarsınız.

    son olarak da henüz bu sezon hiç daha adı geçmeden kendisinin transfer edilmesinin mantıklı olacağını söylemiştim.(#69141376) işin bu raddeye gelmesi beni çok sevindirdi. epey bir kanat oyuncusu ve stoperle de ilgili entry girdim. umarım onlardan biri de denk gelir.*

  • 30. google'ın herkesi adım adım izlemesi

    google da alıyor, cep telefonu operatörünüz de alıyor (buna devletin erişimi %100 açık). konum izni verdiğiniz her uygulama bu veriyi alabilir, saklayabilir.

  • 31. geç yatanların iq'su daha yüksek

    gec yatanlarin degil, beyni izin vermediginden dolayi gec uyuyanlarin zeki oldugu durumdur. beyin yorgun dusmeden uyuyamiyorsa noron hizlari yuksek demekmis. bu durum da sizin beyninizi hizli kullandiginizi, haliyle de diger insanlara oranla saniyede daha fazla sey dusundugunuzu gosterir. daha zeki oluyorsunuz yani kisaca.

  • 32. medical park hastanesi'nin hacamat paylaşımı

    deve sidiği seansları ne zaman acaba? hicri takvimime bakmadım da.

  • 33. uyanış filmi fragmanı

    filmdeki generale dikkatli bakın. tipik bir kemalist general resmedilmiş. sert ve disiplinli. kaşları atatürk'ün kaşları gibi kalkık. tsk'daki kemalist general profili aşağı yukarı böyledir. normalde o generalin gözlüklü, mülayim tipli ama aynı zamanda da her boku yiyebilecek ve türlü piclikler yapacak bir sıfata sahip olması lazımdı. çünkü ortalama bir fetöcü böyle bir sıfata sahiptir. 15 temmuz sonrasında tutuklanan birçok fetöcü asker böyle bir sıfata sahipti. ancak bu yapılmamıştı. neden peki? çünkü amaç kemalistlere ve atatürkçülere giydirmek, ucu dışarda olan cia projesi bir cemaate değil.

  • 34. deniz seki'nin iskoçyadan lady unvanı satın alması

    madame coco.

  • 35. 13 temmuz 2017 vezüv yanardağı patlaması

    (bkz: yetiş ya hades, yetiş ya zeus)

  • 36. maicon pereira roque

    bu kütüğü gs'ye kim kitlediyse helal olsun bakanlık falan versinler. adamın beli dönene kadar mevsim değişiyor lan.

  • 37. üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler

    bir okul “gelecek için bizi seçin,” cart curt gibi reklamlar yapıyorsa kesinlikle o okul seçilmemelidir. bir okul kendisini hatırlatmak için reklam yapmak zorunda kalıyorsa kalitesi sorgulanmalıdır.

  • 38. nedim şener'in kılıçdaroğlu'na verdiği güzel ayar

    (bkz: recep tayyip erdoğan'ın satın aldığı kişiler listesi)

  • 39. 15 temmuz'a isim önerileri

  • 40. zam yapmak yerine ürünü küçültme prensibi

    1 kg çay 900 grama, 5 lt yağ 4,5 ltye, 45 gram çikolata 40 grama, ağaçlar fidana fidanlar ağaca, aşçı bahcıvana bahcıvan aşçıya, sonra hepsi vatandaşa..

  • 41. clio vs polo vs corsa vs fiesta vs yaris vs 208

    (bkz: bu ibiza size ne etti)

  • 42. mesaj atanı ifşa eden kız

    bu ifşa edinlenler arasında hiç yakışıklı, manken gibi boylu poslu adam gördünüz mü? ben görmedim. erkek dediğin çirkinse abaza, yakışıklıysa çapkın oluyor.
    yahu kızlar: size mesaj atıp red yiyince küfür eden, tehdit eden, rahatsız edici resim göndereni söyleyin bizzat ben kuluncunu kırayım.
    ama sırf adam çirkin diye meraba tanışabilir miyiz? yazmasını da çok görmeyin amına koyduğumun yerinde. ayrıca çok iyi biliyorum ki hoşunuza da gidiyor o gelen mesajlar. adamların tipiyle dalga geçiyorsunuz, egoları böyle püfpüf şişiriyorsunuz sonra piçin biri duygularınızla oynayınca enkaz oluyorsunuz.
    tacizden şikayet edip ifşa suçunu işliyorsun. azıcık insan olun.

  • 43. spor salonuna giden kızın asıl amacı

    başlığı açanla karşılaşmamak.

  • 44. oğuzhan özyakup

    oğuzhan muhtemelen tüm dünya'ya yayılmış arsenal scout ekibi ağının radarına takılan bir oyuncuydu, alkmaar alt yapısında oynarken potansiyelli olarak görülmüş ki arsenal'e transfer olmuş. arsenal'de oynadığı süre içerisinde arsenal'de hiç forma giyememiş sadece 1-2 kere lig kupası maçlarında oynamış. onun dışında sürekli olarak arsenal'in alt yaş takımlarında ve rezerve takımlarında oynayıp daha sonrasında beşiktaş'a transfer oldu. yani hiçbir zaman o beklentilere cevap verememiş, hatta kıpırdama bile gösterememiş ki önemsiz bir maç kadrosuna bile dahil edilmemiş veya sonradan oyuna girmemiş.

    oğuzhan beşiktaş'a gelirken 20 yaşındaydı, cengiz'in şuanda roma'ya transfer olduğu yaşla aynı. beşiktaş'a gelirken bırakın herhangi bir büyük kulübü, kendisiyle ilgilenen başka bir kulüp bile yoktu belki, şimdi hatırlayamadım tam. çünkü arsenal'de geçirdiği o 4 sene içerisinde üst seviyeye çıkamamış, sadece potansiyelli bir oyuncu olarak kalmıştı. beşiktaş'a geldi yaşı ilerledi, yaşıyla birlikte tecrübe kazandı, iyi bir takım oyuncusu oldu. yeri geldi çok kötü oynadı küfredenler oldu yeri geldi aldığı alt yapı eğitimini kanıtlarcasına iyi oynayıp maç kazandırdı. şuanda 25 yaşında, ne 18 yaşındaki bir oyuncu gibi hızlı gelişim gösterebilir ne de bu saatten sonra futbol dünyasında marka haline gelebilir.

    cengiz dediğimiz çocuk 20 yaşında, daha geçen sezondan bu çocuğun yazın iyi bir kulübe gideceğine kesin gözüyle bakılıyordu. milyonlarca futbolcu arasında "wonderkid" olarak gösterilen nadir oyunculardan. avrupa'nın önemli kulüpleri sezonun bitmesiyle kendisinin peşine takıldı ve roma'ya transfer oldu. roma'nın bu yaşta as takımda oynatmayı düşüneceği kadar yetenekli. zaten roma'nın şuanki sportif direktörü olan monchi'yi biraz tanıyorsanız ki bu kadar saçma konuşan adamların tanımasını beklemem, bu adamın yeteneklerine inanmadığı oyuncuya bu paraları verdirttiğini göremezsiniz. ha bu çocuk olur olmaz ki bana göre olacak, bu tür transferlerin maliyeti en düşük bu rakamlardan başlıyor hele bir de transferinde rekabet ortamı oluşmuşsa daha uçuyor. yani gelecekte beklenilen noktaya gelemese bile bak şu kadar para verilmişti diye savunabilinecek bir durum değil bu, bunlar risk transferleri. büyük kulüplerin hepsi neredeyse her yaz bu tarz transferler yapıyor.

    o yüzden cengiz'in 13 ettiği ortamda oğuzhan diye başlayan bir cümle görürseniz, yazının geri kalanını hiç okumayın, gerek yok zaman kaybı çünkü. yazının devamı yazıyı yazan kişinin futbol cahilliği katsayısını okudukça arttıracak nitelikte olacaktır. adam bugün avrupa piyasasında sayısız alternatifini bulabileceğiniz, hayatının hiçbir döneminde wonderkid seviyesinin yanından bile geçememiş ama yaşı ilerledikçe bir şekilde iyi bir futbolcu olmuş bir oyuncu ile koskoca dünya transfer piyasasında sayıları kendi bölgelerinde belki bir elin parmağını geçmeyecek bir oyuncuyu kıyaslıyor ve onun daha fazla edebileceğini iddia ediyor. bak aralarında 5 yaş olma konusuna hiç girmiyorum.

    bu futbol cahillerinin tezi de 19-20 yaşındaki çocuğun avrupa'da herhangi bir maça çıkmış olmaması ki gerizekalı onu da yanlış biliyor, bu adam shakhtar'a karşı bile ilk 11 oynadı. zaten şampiyonlar ligi'nde en kötü sadece grup aşamasında oynamış olsa bile fiyatı 40 milyon euro civarından başlardı. önümüzde mbappe örneği var, 100 milyon euro'nun üzerinde rakamlar telaffuz ediliyor kendisi için. şampiyonlar lig yarı finalinde oynadı. 3-5 maça çıksa bile bu maçlar böyle oyuncular için çok büyük referanstır, zaten bu seviyede ve organizasyonlarda yer almış çok yetenekli oyuncuların ne kadara satıldığını her yaz döneminde görüyorsunuz. direk fiyat katlıyor yani.

    bir de epl'de homegrown statüsündeyiş de o avantajı varmış. lan premier league takımlarına git de ki oğuzhan'ı 10 milyon euro'ya satma kararı aldık. kaç tane takım teklif yapar bi bak bakalım, ilgilenen çıkmaz belki. son olarak şey var bir de, cengiz 3000 kişiye oynayan takımda oynuyormuş en çok buna güldüm. ya nasıl gerizekalısınız gerçekten futbolu izleyebilmeniz bile başarı o zekayla. kendi takımınız dışında dış dünyayla hiçbir alakanız yok. mbappe dediğiniz adam monaco'da ortalama 10000 kişiye bile oynayamıyor sezonda, monaco stadı olan louis'nun kapasitesi 18000 civarında zaten yarısı bile dolmuyor. bence de cengiz, mbappe falan kim ya çakılı beşiktaş tribünü önünde kaç bin taraftara oynayan, oynadığı her şampiyonlar ligi maçı sonrasında tüm avrupa basınının methiyeler düzdüğü oğuzhan en az 50 milyon euro, çok büyük futbolcu olacak abisi.

    artık futbol başlıklarından da milleti engellemek lazım sanırım. troll falan engelliyoruz, adamın troll olduğu belli beklenti yok da bu adam cahil, konuştukça dibe batıyor ve söylediklerinin doğruluğuna da kendini inandırıyor ama konu hakkında bilgisi sıfır bile değil. üzerine bir de milletle dalga geçtiğini zannediyor kendi çapında. tam aklı yok fikri var durumu.

  • 45. araplar osmanlı'ya ihanet etti yalanı

    eğer ülke sınırın cetvelle çizilmiş gibiyse bilin ki orada ingilizler vardır. şu anki arap coğrafyasına bakıyorum ve arapların nasıl bir göteleklikle bize ihanet ettiğini net görüyorum. bunlara yollanan 25 peygamber bile baş edememişken hala arap yalakalığı nedir arkadaş?

    emir faysal'ın 11 ağustos 1919 günlü mektubu: "bütün müslümanların gözleri ingiltere'ye dikilmiştir. türk-müslüman imparatorluğu'nun yıkılmasında asıl kuvvet olan araplar, şimdi ödüllerinin ne olacağını bilmek istiyorlar." (erol ulubelen, ingiliz gizli belgelerinde türkiye, s.118)

    mekke emiri hüseyin, 11 mart 1917'de bağdat'ı ele geçiren general mod'a, "bağdat'ı turanilerden(türklerden) kurtardığı için allah'a şükrettiğini, ingilizlerin başarılarına duacı olduğunu" bildirecektir. (fahri belen, 20. yüzyılda osmanlı devleti, s.303-304)

    lawrens'in altınla satın aldığı, derleyip toparladığı araplar, bütün yarımadada osmanlı askerlerini ve teşkilât-ı mahsusa ajanlarını tek tek avlarlar. bu toplu katliamlar, zaman zaman lawrens'de bile tiksinti duygusuna yol açar. (tuncay özkan: bir gizli servisin tarihi, 1997:44-45)

    kitaplarda, belgelerde, gözlemlerden en çok yemen'de yitirdiğimiz türk asker sayısını aradım. farklı rakamlar çıktı ortaya. üzerinde birleşilen rakam 300 bin! bir ansiklopedideki not ise kaybın büyüklüğünü anlatmak için rakamı gereksiz kılıyordu: tarih, yemende ölen türklerin sayısını bilmiyor, öğrenmekten de ürküyor! (mustafa balbay, türkler mezarlığı yemen, istanbul, 2005)

    filistin bayrağı, ilk olarak şerif hüseyin tarafından 1916'daki osmanlı devleti'ne karşı yapılan arap ayaklanmasının sembolü olarak tasarlandı. kaynak: wikipedia

    hicaz-yemen cephesi

    arap ayaklanması

    medine müdafaası

    türk askerine mehmetçik adı, medine müdafasında verilmiştir.

    (bkz: arabistanlı lawrence)

    (bkz: mısır'da 15 bin mehmetçiğin kör edilmesi)

  • 46. birlikte çalışılmak istenen dizi karakterleri

    (bkz: samim saka)

    ninjalık geleceğin mesleği ne de olsa.

  • 47. cengiz ünder

    a spor'daki yorumcunun dediğine göre altınordu önce kendisini üç büyüklere önermiş. 1 milyon euro istemiş. üç büyükler randevu bile vermemişler. daha sonra abdullah avcı ile görüşülmüş, abdullah avcı kabul etmiş. şimdi ise 1 milyon euro'ya almadıkları oyuncuyu 13 milyona roma aldı.

    vizyonsuzluk bizim ülkemize hakim olan en sağlam kavramlardan biri.

    yasin öztekin'i, serdar özkan'ı, volkan şen'i, aydın yılmaz'ı vs parlatıp böyle çocukları görememek. ne diyelim.

  • 48. dursun özbek

    selam başkan,

    az önce sizinkiler arayıp forma almak isteyip istemediğimi sordular. senin hala bu klübün başkanı sıfatı ile o koltukta oturduğunu teyit ettikten sonra değil forma toplu iğne bile almayacağını belirttim. bil istedim...

    tanım: galatasaray tarihinin en başarısız en yüzsüz en keko en tırt başkanı.

  • 49. 58 tl'lik tektaş yüzükle evlenme teklif eden erkek

    kimse de dememiş ki niye tek taş alıyorsun. bence sorun fiyatında değil, “ben de herkesin yaptığını yapıp sana gerçek tek taş almak isterdim ama param az olduğu için herkesin aldığının imitasyonunu” aldım demekte. alma!
    bir şeyin, hem de böyle yüzeysel, sektörü itibariyle binlerce insanın ölmesine sebep olan, kömürden farkı parlaması olan bir şeyi “orjinalini alamasam da” alt metniyle alma. zaten hiç alma. bu saçma aynılığı besleme. orjinallik her zaman paradan değerlidir. kişiye özel olan her şey zamanla o kişinin mirası olacak kadar özelleşir, değerlenir. diğeri her yerde satılıyor, parası olan alıyor. üstelik iyi bir yatırım aracı da değil, satsan para etmiyor.

    zamanında türkiye’nin en önemli takı tasarımcılarından birinin koleksiyonunu inceleyip, onunla sohbet etme fırsatım oldu. evet çok değerli madenler kullanıyordu ama hiçbir takı diğerinin aynı değildi. hepsi unique. çünkü sevdiğin kişi de öyle ve sana özel.
    hediye almayı da vermeyi de seven biri olarak, eğer benim için önemli birine bir hediye alacaksam önce o kişinin neyi sevdiğini bilirim ve ona göre, ona özel bir şey yapar, yaptırır veya alırım. hatta hediyeyi verme şeklini bile bir senaryoya oturtur, yıllar sonra hatırlayacağı bir anıya çeviririm. bazen bu hediyeden de akılda kalıcı olur hatta. inanın bunların parayla ilgisi yok, sadece değer vermek ve düşünmekle ilgili.

    acının da sevginin de sağlığın da maddi olarak karşılığını veremezsiniz. örneğin şu soruyu yanıtlayabilir misiniz? diyelim ki sağlıklı bir bireysiniz, gözlerinize bir değer biçip onları bana satar mısınız, görme duyunuzun maddi bir karşılığı var mı?

  • 50. feministlerin düğün geleneğine ses çıkarmaması

    kadınlar hakkında ufacık bir espri yapsanız götünüzün dibinde belirip kafa siken bir kısım kadının, kadınları aşağılayan en bariz ve yaygın gelenek olan gelinlik giymek ve düğün yapmak konusu hakkında tek kelime etmemesidir.

    feminizm akımının, kadın hakları savunucu örgütlenmelerin, kadınların mallaştırıldığı, prensesleştirilerek erkeğin malı yapıldığı bir gelenek olan düğün ve gelinlik kavramlarına hiçbir şekilde karşı olmayışına dikkatinizi çekmek isterim.

    öyle bir kadın düşünün ki, abla sağda solda kadın hakları diye götünü yırtıyor ama söz konusu beyaz gelinlik giyip bir prensle evlenmek ve bunu duyurmak için peri masalı gibi düğün yapmak olunca, içi eriyor, kendisi için de aynı gelinliği, aynı düğünü, aynı masalı hayal ediyor.

    bence kadın hakları, şizofren kadınların yönetimine bırakılmayacak kadar önemli bir konu. bu meseleyi kadınlara bırakırsak, kadınlar asla sağlıklarına kavuşamayacaklar, binlerce yıl boyunca daha, ruh hastası pirensesler olarak yaşamaya devam edecekler. doğuracakları çocuklar da kendileri gibi ruh hastası olacak, dolayısıyla insanlık bu hastalıktan hiçbir zaman kurtulamayacak.

    kadınları kendilerinden kurtarıp tedavi etmek istiyorsak, kadınların susturulmasını sağlamamız ve hepsini pirenseslikten kurtarmamız gerekiyor.

    kulağa hiç de etik gelmiyor biliyorum ama şöyle düşünün... zombi olmuş bir arkadaşınız var. elinizde de zombi serumu var. serumu buna bi verseniz, zombilikten kurtulacak ama arkadaş götünü yırtıyor, kendini paralıyor, yok ben illa seni yicem, senin götünü başını ısırıcam, çekil önümden ben zombiyim, zombilik çok güzel , ben insanları yiyerek yaşamak istiyorum diye anıra anıra amını götünü yırtıyor... arkadaşınızı zapturapt altına alıp, iyileşmesi için onun kolunu bacağınız, ağzını burnunu bağlamaz mısınız?

    bence bir nesil kadını da zapturapt altına alıp pasifize etmeyi başarabilirsek, sonraki nesil kadınlar ve insanlar pirenseslik sendormundan ve bu gelinlik giyme, düğün yapma, kraliçe olma şizofrenisnden tamamen kurtulur. dünya kurtulur, fezaya, nebulalara, galaksilere giden yolumuz açılır. insanoğlu evrim merdiveninde yirmi otuz basamak birden zıplar.

    fakat ne yazık ki ben yaş itibarıyla bu savaşı verecek dönemi geçtim. hiçbir kadının dırdırını, çiğ sesini çekemem. bir kadın benim karşıma geçip konuşmaya başladı mı, tabi canım, evet, çok haklısın, çok süpersin, harikasın, çok doğru söylüyorsun, kesinlikle haklısn diyip başımdan savuyorum.

    ama gençler olarak bu savaşı vermek artık sizin göreviniz ve ödeviniz. insanoğlu medeniyetine bu görevi borçlusunuz. size yolu gösterdim. bundan sonrası sizin bileceğiniz iş. ya nesiller boyunca, kendiniz ve torunzlarınızla beraber maymunun götünde solucan gibi yaşayıp, çevrenizdeki bu şizofrenlere katlanacaksınız, ya da insanoğlunu bu zombi virüsünden kurtaracaksınız.