Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. cumhurbaşkanlığı'nın 15 temmuz afişi

    ingilizler boğaz'dan girip hatay'dan çıksa, işgal ettikten sonra asacakları poster bu olurdu.

  • 2. üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler

    en başta dikkat edin, tercihinizi kaydırmayın. bizim okula bölüm birincisi olarak giren arkadaşımız aslında odtü inşaat isterken mimar sinan mimarlıkta 7 sene süründü, hepimizden sonra mezun oldu. sonra da istanbul'u terk edip, evlenip 3 çocuk yaptı, hiç çalışmadı. kız resmen tiksiniyordu okuldan da meslekten de.

    son yıllarda beraber çalışacağım kişilerle iş görüşmesi ve stajyer seçimi yapmış biri olarak neye dikkat edildiğini söyleyeyim. ilk kez çalışmaya başlayacaklarda kesinlikle üniversiteye bakılıyor. hatta bu liseye kadar indi. iyi lise olsun isteniyor. yabancı dili zaten söylemiyorum zaten liseye bakılmasının sebebi ikinci bir yabancı dili iyi bilmesi açısından oluyor genelde.
    prestijli bir üniversiteye girdiniz diyelim sakın kendinize uygun olmayan bölümü seçmeyin. bakın ilk paragrafta yazdım. domestic bir ev hanımı veya ana babasının finanse ettiği bir kayıp adam olmayın sonra.

    bugün yaptığım işi severek ve zorlanmadan yapıyorsam okuduğum okulda mutlu olduğum içindir. severek ve isteyerek okudum. sevmeden yaptığınız her şey sonunda boka batar. düşünsenize sevmeden biriyle evlendiniz, bir ömür çekeceksiniz, kabus gibi. hadi evlilikten kurtulursun da meslek değiştirmek çok zor.
    ne istediğinize karar vermek için de o mesleğe sahip kişilerle mutlaka görüşün, çalışma yerlerini görün, şartlarını öğrenin. bu sizi ya özendirir ya da vazgeçirir ki ikisi de geleceğiniz için süper haberdir.

    bir de mesleği seçerken "acaba mezun olunca kaç para kazanırım" ilk önceliğiniz olmasın. illa bişey kazanırsınız, işinizde iyi olursanız en çok kazanan olursunuz. isteyerek yapmak başarıyı getirir. önce istediğinizden emin olun. 3-5 sene de aza kanaat edin.

    size bol şans beybiler, bizi 30 luk teyze diye beğenmiyorsunuz ama biz sizden daha şanslı bir dönemde okuduk, iş sahibi olduk. sizin dönem çok vahşi maalesef.
    her şey gönlünüzce olsun.

  • 3. marcelo antonio guedes filho

    luis rhodolfo, gremio'dan geldiğinde herkes "klasik iş yapmayacak latin stoper" demişti. sonra ersan'la ikiliyi kurunca yine ronaldo - zago yakıştırması yapıldı. devre arasında komple bu ikiliyi kaybedince* öldük bittik sandık. hannover 96'yla ligden düşmek üzere olan marcelo guedes geldiği zaman da kimse rhodolfo'dan iyi olacağını tahmin etmiyodu. ama oldu.

    geçtiğimiz sezon kiralanan ersan adem gülüm yedeklere bile giremedi, sakatlıktan dönen luis rhodolfo çok az forma alıp sezon sonunda satıldı. çoğu taraftar da satılmasına şaşırdı. diyeceğim, yeri dolmaz gibi geliyor bize ama dolacaktır.

    çünkü 2 milyon €'ya alınan bir defans oyuncusunu 9 milyon €'ya satmayacak olan kulüp yok. bu teklif geldiyse gider. gelen 9 milyon €'yu beşiktaş'ın planlaması belli. öncelikle 2 senedir kiralık idare edilen santrafora bonservisli oyuncu alınacak. ardından sol stoper'e bonservisli bir oyuncu daha alınacak. son olarak forvet oynayabilecek bir kanat oyuncusu kiralanacak. para kalırsa satın alınması da muhtemeldir.

    takımın tüm gediklerini kapatacak tek bir satış. bu yapılmak zorunda ffp için.

  • 4. ohal'i grev tehdidine müdahale için kullanıyoruz

    akp genel başkanı recep tayyip erdoğan'ın sözü.

    (bkz: bir tehdit olarak grev)
    (bkz: burjuva siyaseti)
    (bkz: elitlerin partisi olarak akp)

  • 5. 7 temmuz 2017 urla lavida butik otel rezaleti

    rezalet filan değil, okumayın boşuna. dünyanın kendileri etrafında döndüklerini sanan dingillerin hezeyanı. keşke sizin gibiler üremese.
    bunların mutfağı da kesin pembedir. mobilyalrı da beyaz.
    buraya bunu yazarken harcadığın vakti, iki kitap, gazete, dergi okumaya harcasaydın keşke.

  • 6. araplar osmanlı'ya ihanet etti yalanı

    "sina cephesinde filistin'in ihaneti öyle küçümsenecek bir şey değildir ayrıca. 160 bin süvari ile katıldılar ingiliz ordusuna. lojistik sağladılar. sina cephesinin kaybedilmesi; bize kutsal toprakları da kaybettirdi. filistin 'in ihaneti yüzünden hem kutsal toprakları hem de petrol kaynaklarını kaybettik. "

    (bkz: filistin'den tiksinmek/@spiritus sanctus)

    ps. ingiliz kaynaklarında "1916 - great arab revolt" diye geçer. (bkz: great arab revolt)
    öyle sikko 2 fotoyla olmaz o işler.

    http://historynet.com/…/mhq/1009/arab_revolt_lg.jpg
    https://c1.staticflickr.com/…99564_5249042b14_b.jpg
    http://gb.fotolibra.com/…irregulars-during-ww1.jpeg
    http://static.gulfnews.com/…x_460346/3426579685.jpg

    geçen sene araplar 100.yılını kutlamıştır; https://www.facebook.com/…657295826/?type=3&theater

    ps/ek: isyan ile ihanet arasında fark varmış. (bkz: göt olunduktan sonra kurulan cümleler) islam halifesine karşı isyan edip ingilizlerle osmanlıya karşı savaşmak ihanet değilmiş. bonzai kafası galiba?

    ek üzeri ek: dandik dündük gerçek tarih blog spot kom falan gibi götten uydurma değil gerçek kaynaklar için tıklayınız;

    "from june 1916 to october 1918, war raged through the arab territories of the disintegrating ottoman empire."

    https://nzhistory.govt.nz/…toman-empire/arab-revolt
    https://www.economist.com/…/06/economist-explains-3
    http://www.jordan1914-18archaeology.org/
    http://www.historynet.com/…the-1916-arab-revolt.htm
    http://lostislamichistory.com/…lt-of-world-war-one/
    http://dfat.gov.au/…-exhibition-speaker-series.aspx
    http://arabrevolt.jo/en
    https://www.military-history.org/…t-arab-revolt.htm

  • 7. apartman önüne kediler için su ve mama koyan erkek

    benim. 7 yıllık evliyim. çok yalnızım, bildiğin gibi değil!!

  • 8. ekşi sözlük kitap seslendiriyor kampanyası

    hello görme engelli is in the house.
    1. iyi niyet her zaman yeterli değil.
    2. istanbul getem veya izmir türgök veya izmir karşıyaka belediyesi görme engelliler kütüphanesine başvurun ve onlarla koordineli çalışın. böylece zaten ses kaydı olan kitapları tekrar okumamış da olursunuz hem.
    3. kişisel olarak yaparım ben derseniz, gürültülü ortamda kötü, aksayan bir okuma yapacaksanız hiç yapmamanız daha faydalı. kitabı okurken 3 saatte bitirebilecekken sesli okuduğunuzda o kitap 10 saatte bitmez. kötü bir okumaya 10 saat katlanmak gerçekten can sıkıcı olmakta.
    4. ses kayıtları kaliteli olmalı. telefon ile filan yapmayın (ısrarla kendiniz yapacaksanız ki yapmayın)
    5. kitap ne kadar kısa olursa olsun tek parçalık kayıt yapmayın. bu kullanışlı olmaz. parça parça mp3ler en güzeli. ama bunu da ses kaydını 5'e bölerek yapmayın. bölümlerin belirteçleri olmalı.
    6. kendi kafanızdan kayıt yapıp yutupa filan yüklerseniz muhtemelen teliften dolayı silinir. yapmayın. ilgili kütüphanelere başvurun. onların telifle ilgili ayrıcalıkları var.

    not: yazacaklarım ilgi çeksin diye görme engelliyim dedim ama ben kindle'de en büyük font ile okuyabiliyorum engel oranım %64 ancak kör değilim. bu yüzden bu sesli kitaplara neyse ki çok başvurmak zorunda kalmıyorum. ancak emin olun görme engelliler için bu çok çok güzel bir çaba. bu teknolojinin olmadığı yılları düşünüyorum. annem 16-17 yaşında iken yani 1962-63'de izmir'de bir avukata okuyuculuk yaprmış bir süre. şimdi ise sadece jaws tüm okul hayatını sürdürebilen insanlar var. yine jaws ile hukuk okumuş ve avukat olan arkadaşım var. bu yüzden bu kampanya bir hayat değil çok hayat kurtarıyor. (ki sesli kütüphanelerde ders kitapları da var.)
    insanların apartmanlarında bile engelli istemediği bir ülkede yaşadığımızı unutmayın. apartmanında bile engelli istemeyen insanları utandırın.

  • 9. ofiste kulaklık takıp çalışan tip

    hepinizden nefret ediyordur.

  • 10. uyanış filmi fragmanı

    (bkz: ali avcı present)

    kekonun daha tekil-çoğul kullanımından haberi yok galiba. çomar işte aq, bu kadar oluyor.

  • 11. kalbi kırılmış bir kadının yapabilecekleri

    benim yapabildiklerim; günlerce ölürcesine ağlamak, stalk, uyuyamamak, stalk, çok yemek, stalk, hiç yememek, stalk, panik atağa hoşgeldin demek, stalk, eve kapanmak, stalk, aşk acısı içeren neredeyse bütün şarkıları dinlemek, stalk, candy crush, stalk, sigarayı üçer beşer içmek ve sonunda astım olmaktı. aklıma gelenler bunlar, kafam yerinde değilken daha bir ton şey yapmış ya da yapamamış olabilirim.
    kendime gelme evrem 3-4 ay sürmüştü. ondan sonra da bir süre sadece olanları unutmaya ve bir şekilde yaşamaya çalışmakla geçti. yani öyle intikam alacak, pişman edecek, oyunlar yapacak halim kalmamıştı. yataktan zor kalkıyordum ben be.

    kalbi kırıldıktan sonra "adamı yaşadığına pişman edecek" gücü kendinde bulan kadına da helal olsun derim ne diyeyim. benim yerime de yap abla.

  • 12. lys 2017

    geçtiğimiz akşam saat 21 sularında açıklanmış ösym sınavıdır.
    vaktiniz varsa yaşadığım hayat darbesini anlatmak istiyorum. baştan söyleyeyim peçeteleri ve şukuları hazırlayın. yemin ederim başıma gelenleri anlatacağım sizlere. okursanız kendi faydanıza.
    (bkz: 11 temmuz lys şehitleri)

    ben bunun ygs 2016 lys 2016 sına girmiştim.

    ygs denemelerinde 20k yapıyordum. herkes umutlu bende kendime güveniyorum. kullandığım iki ilaç var. biri 8 sendir kullandığım dikkat eksikliği ilacım (bkz: concerta) ve sınav günü içmeyi unuttuğum tansiyon ilacım (bkz: dideral) .

    içmeyi unuttuğum için sınavda heyecan yaptım. tansiyonum yükseldi. concertanın da yan etkisi çarpıntıdır. doğal olarak combo etkisi oldu. sınav boyu kalp krizi geçirip ölmeyi düşündüm. sonuç 180k geldi. sınavın açıklandığı gün saçma bir şekilde saçlarımı boyattım kendime gelmek için her türlü saçmalığı yaptım. en çok ben çalıştım diye tüm sınıfı dağıttım. herkes kendi sonucundan çok bana üzülüyordu.

    ümidimi yitirmedim zaten başarılı bir öğrenci olduğuma inandığım için düzenli çalışmaya devam ettim okuldan 3 de çıkıyordum 5 de derse oturup 2 saat mola dahil 10 da çalışmayı bırakıyordum. gece insanı değildim. uykuyu severdim. sınav stresini bastırmanın en güzel yanı iyi bir uykudur.

    her neyse bu süreçte başıma bir tecavüz girişimi oldu. sokakta giderken deli biri üstüme atladı. korkudan ne yapacağımı şaşırdım ağlamak ve polisler gelene kadar bayılmak dışında başka bir
    çarem yoktu. 1 ay öyle böyle yinede çalıştım. düşünmemeye çalıştım. başarmak zorundaydım. 180k yı bir şekilde çekmeliydim. hedefim 30 bindi. tasarımcı olmak istiyordum.

    lys 2016 günü mat sınavına gittiğimde şok oldum. okulum kentsel dönüşüm arazisindeydi etrafta yüzlerce inşaat (bkz: esenler) , neyse dedim. sınıfa girdim. camlardan hava yerine toz giriyor. allahın belası bir kadın gözetmen* "ay çocuklar napcak yaaaa" diyerek baştan icime nifak tohumlarını ekti. umursmadım. koç burcu erkeğiyim ben dedim benden önemli hiç bir şey olamaz diyerek kendimi geçiştirirken sınav başladı. dershane denemelerinde 40 net mat yapıyordum. 21. soruda bir rüzgar geldi. yüzüm toz oldu. hamile gözetmen dizlerini dövmeye başladı. "ay cocukların sınavı gitti gitti cocukların sınavı vah vah" o an gözgöze geldik. ağladığımı farketti. sustu. göz yaşlarım optik forma değsin diye uğraşıyorum. allahım sınavım iptal olsun. bende kader diye bir şey yok. dedim. geometriyi 17-18 net yapan ben 10 soru yapıp çıktım.

    sonuç geldi 120k. matematikten 23 net yapmışım. çözdüğüm 21 soru ve sondaki iki integral sorusu. geometri 10 net. daha fazlası yapabilirdim. ama yapamadım.

    istediğim okula yerleşemedim. ailemin parası yok. babam ev kredisi ödüyor. ihtiyac bursu alırım diyerek %75 burslu bir okulda (bkz: bilgi üniversitesi) herkesin 2 yıllık sandığı endüstri ürünleri tasarımı bölümünü tek tercih yaptım. çünkü ben 4 sene boyunca o bölümü istedim. okul farketmez dedim. part time çalışıp 1.taksitlerimi ödeyerek hazırlığı bitirdim.

    ancak işten ocak ayında kovuldum. azıcık birikmişimle ödemeye devam ettim. babam da yardım etti. bu süreçte gün oldu telefonum üsgeçitten düştü ama yılmadım.

    neden mi

    çünkü inanmaya devam ettim. elinizden geleni yapmak başkadır ama elinden geldiğini yaptığına inanmak zordur. ben inanıyorum. yaptım.

    (bkz: elinden geldiğini yapmaya inanmak)

  • 13. erdoğan hakkında yakalama kararı çıkarılması

    %25 almış ana muhalefet partisi liderine "sokağa çıkamazsın" diye tehdit eden bir cumhurbaşkanını sahiplenmemizi dileyen varsa bir alnıma baksın "salak" mı yazıyor görsün. ne hayır derim ne de evet. kılımı kıpırdatmam.

  • 14. 4 yıl üniversite okuyup asgari ücretle çalışmak

    10 sene sonra 6 yıl tip okuyup asgari ücretle çalışmak şeklinde guncellenecek mevzu.mevcut eğitim politikasınin bu şekilde devam etmesi halinde bu gün öğretmenlerin durumuna yarın doktorlar düşecek gibi duruyor.

    yeni türkiyede okumuş adamın değeri yok. beton döken adamın değeri var.

  • 15. ingilizce bilen erdoğan evli ve 4 çocuk babasıdır

    ingilizce duyuyor ama anlamıyor

  • 16. ekşi itiraf

    uzun süredir stalkladığım kızla tanıştım.. haliyle dibim düştü.. eğer sevgili olursak metin hara 2 olacağım.

  • 17. dünyanın 217.000.000.000.000 dolar borçta olması

    peki kime borçlu olması. uzaylılara mı? tanrıya mı? jüpitere mi?

    hadi atayizler açıklayın bunu.

  • 18. böceksiz bir dünyanın daha güzel olacağı gerçeği

    akıllara şu hikaye'yi getiren girdi

    şöyle;

    bir adam bir gün otururken bok böceğini görmüş boktan bir top yapmış yuvarlayarak giderken ve şöyle demiş "hey allahım her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da şu bok böceğini ne diye yarattın?"

    günler geçmiş, gel zaman git zaman bu adam bir gün amansız bir hastalığa yakalanmış.. doktorlar, hacılar, hocalar bir türlü derman bulamamış çaresine. kıvranıyormuşda ama acısından hastalığın. derken bir gün bir bilge bu hastaya demişki "senin hastalığının çaresi var". "nedir" demiş bizim hasta.. "40 tane bok böceğini yersen iyileşirsin demiş bilge. adam düşünmüş "ulan yenir mi o ya" demiş. ama hastalık gittikçe ağırlaşmış ve bir gün gözünü karartıp yemiş ağrılara dayanamayarak. sonunda da iyileşmiş.

    ilerleyen zamanlar bir gemi yolculuğuna çıkmış bu kişi ve yolculuk sırasında bir fırtına patlak vermiş. koşuşturanlar, ağlaşanlar, filikalara binmeye çalışanlar.. ama bizim adam oturmuş güverteye, sigarasını yakmış tellendiriyor. adamın birisi bunu görmüş "sen napıyorsun burda ya, batıyoruz ölecez! hiç mi korkmuyorsun? ne bu rahatlık?" demiş. bizim adam da "valla bir kere allahın işine karıştım 40 tane bok böceği yedim, ben karışmam, öleceksek ölürüz" demiş.

  • 19. beğendiği her erkekle yatan kadın

    burada kadının kötülenmesindeki en büyük sebep, kadının isterse beğendiği her erkekle büyük ihtimal yatabilecekken, erkeğin beğendiği çoğu kadınla istese bile yatamayacak olmasıdır. zalım hayat kanunları.

  • 20. dine hakaret eden yazarların uçurulması gerektiği

    asıl bir dine inananların uçurulması gerekirken sıçmığın birisin ortaya attığı istek.

    senin o peygamber diye tabir ettiğin yalancı soysuz benim tanrımı yanlış tanıtıyor suç olmuyor ben bunu diyorum diye suçlu mu oluyorum.

    amk şizofrenleri tanrıyla konuştuğunu iddia edip tanrımı karalamaktan başka ne yaptılarda onlara hakaret etmeyelim.

    dinlere inanmak tanrıya hakarettir.

  • 21. duyulunca keyif kaçıran samimiyetsiz sözler

    "somurtma", "neşelen biraz" gibi laflar.

    ulan dalyarak, öyle mi söylenir o. belli ki insanın aklında bir şeyler var. "neşelen biraz" nedir amk. ha tamam o zaman yea deyip götümden 50 cm'lim konfeti çıkarmamı mı bekliyorsun?

    insanların modu düşükse salak salak "heeoooee canlan biraz" diye zorlamayın. valla bir gün cebimden behlül maskesi çıkartıp takacağım bunu duyduğumda o olacak.

  • 22. arabalı vapurun iskeleye çarpması

    karizmatik bir çarpmadır. sonrasında vuku bulanlar tahmini olarak kaptanın feribotun rampasını indirip toz duman arasında gözünde güneş gözlüğü, kafasında şapkası ile karaya çıkıp halkı selamlaması şeklindedir.

  • 23. rte ve erbakan dışındakiler fetöyle iyi geçindiler

  • 24. beşiktaş

    bu ffp sade bizemi isliyor amina koyayim dedirten klüp.
    taraftar muhasebeci oldu sayesinde yeter ulan.

  • 25. 15 temmuz'da neredeydiniz

    28 şubat'ta neredeydiniz diye sormaktan sıkılanların yeni sorusu.

    soruya cevap da vereyim; darbeci subayların orduya yerleşmesini sağlayanlara küfür ediyordum.

  • 26. 58 tl'lik tektaş yüzükle evlenme teklif eden erkek

    komiklisi başıma gelmişti.

    gebe kaldım ben. ilk gebeliğim. adam da fuck buddy gibi bisey. hani duygular da var ama, öyle asssla evlenilecek bi profil değil o anki vizyonumla.

    nasi sebepsiz, ziril ziril ağlıyorum kürtaj gününü beklerken... hormonlar tavanlarda.

    tuttu bu 2 gün sonra bi anda bi yüzük çıkarıp diz çöktü. "ikinizi de cok istiyorum, evlen benle"

    bana bi gülme geldi. yüzük de boyle kararik mararik gumus gorunumlu, taşlı masli eski bi yüzük. herhalde eski bi manitadan kaldı diye düşündüm. disardan alinmadigi belli. ne kabi var ne biseyi...
    ama zerrrrrece onemsemedim. hayatımın en ciddi kararını vermek uzereyim zira o anda. yüzük muzuk umrum degildir zaten. o an extradan umrum değil..

    sonra düşündüm düşündüm. çocuğa kiyamayacagima kani oldum. kabul ettim, doguracam. (doğdu. kız. 5 yasında su an)

    motor kullanıyorum ben. bigun motor eldivenini çıkardım, gözüm yüzüğe takıldı.
    "aa bi tasi düşmüş galiba" dedim.

    baktı bu "aaa tuh" dedi. normalde hiiiic umrunda olmaz meta. bi tomar parasını kaybetsem "aşkım tasaklarin sağolsun" der. öyle de kalender adamdır.

    bunun uzulmesine şaşırdım. dedim "niye ki? altı ustu gümüş değil mi?"

    suratinda direkt sok. "yoo? platin ve elmaslar. 100 yıllık aile yadigarı. babannem anneme takmıştı, ben sana taktim"

    allam ben ayri şok. ben dumur. o kadar aklıma gelmiycek biseydi ki, o kadar olur..
    ikimiz de yüzüne far vurmuş tavsan gibi bakakaldik birbirimize şaşkınlıkla...

    58 liralık sanılan yüzüğün, maddi ve manevi olarak ölçülemeyecek kadar kıymetli çıkması da var yani. bunlar hep kismet filan.

  • 27. doktorların hakimlerden fazla kazanmasının mantığı

    bu konuya farklı bir açıdan da bakmak lazım. hakim yanlış karar verip sanık tarafından tazminat davası açıldığında yanlış kararın cezasını devlet ödüyor. peki doktor yanlış tedavi ettiği ve tazminat davası açıldığında neden kendi cebinden ödüyor? birisi bana bu adaletsizliği açıklayabilir mi?

  • 28. 15 temmuz hakkında cevabı olmayan sorular

    madem bu fetoculer bylock kullaniyor, neden darbe gunu whatsapp kullandilar?

  • 29. volkswagen'i satın alıp almanya'yı bitireceğiz

    facebook'ta malum güruhun halet-i ruhiyesini görmek için girdiğim bir sayfada karşılaştığım haber başlığı.

    bana bu durumu birisi anlatsın. bunları ve içlerindeki fırtınaları daha yakından görmek ve değerlendirmek isterim. çünkü inanamıyorum. aklın ve zekanın pik noktasını temsil eden yaratıcı gücün dokunuşu evrende böyle sonuçlar doğurmamalı. toplumları cehaleti pazarlamak geriye götürür. her insan aynı akla sahiptir, fark ise onu kullanmak ile kullanmamak arasında ortaya çıkar. bakın bu biraz da arz talep meselesi. insanlar arasındaki arz talep dengesinde belirleyici olan unsur ise taleptir, arz edenler ise talep edenlerin zaaflarını istismar ederek, taleplere uygun söylemler geliştirerek bu psikolojik davranışlara göre pzisyon alırlar, yani aldananların olduğu bir yerde aldatanların olması, aldatanların istediği bir durum olmayıp aldananların sebep olduğu bir sonuçtur.

    ilgili haberin görselini şuradan görebilirsiniz.

    haberle alakalı yüzlerce yorumdan derlediklerim ise aşağıdadır.

    şurdan
    şurdan
    şurdan
    ve sıkı durun

  • 30. şanlıurfaspor'un tff'ye şike başvurusu

    ses kayıtlarından anladığım kadarıyla, çok bilmeyenler için bilgi de vererek özetliyorum. (ben de çok bilmiyorum alt lig olaylarını, puan durumuna bakıp konuşuyorum.)

    tff 1. lig'de 30. hafta sonunda puan durumu:

    13. manisa 33
    14. samsun 32
    15. şanlıurfa 30
    [16.] büyükşehir gaziantep (kısaca bşga diyelim) 29
    [17.] bandırma 28
    [18.] mersin 25

    ses kayıtlarında bşga kulüp müdürü nizamettin sertkal, gaziantepsporlu (dikkat, bşga değil) elyasa süme ve manisalı gökhan sazdağı ve ismail haktan var. 33. hafta oynanacak manisa-şanlıurfa maçı için manisasporlu oyunculara verilecek teşvik priminin görüşmesi yapılıyor. toplantının ses kaydı 4 videoya bölünmüş öyle yüklenmiş youtube'a.

    işin manisa tarafını gökhan sazdağı organize ediyor. şuna şu kadar verelim, onla bunla konuşurum vs... ismail haktan "ben normal oyunumu oynayacağım." diyor, olaya çok dâhil olmamaya çalışıyor. (muhtemelen ses kaydını da o alıyor zâten.)

    gökhan sazdağı "ben buraya geldim 4 ayda 30 milyar (bin) para aldım." diyerek maddî sıkıntıdan dem vuruyor. (1. video) sanırım bayağı paraya sıkışık veya paragöz olan gökhan parayı peşin istiyor. onun üzerine konuşuyorlar biraz. gökhan "ben bu işi daha önce hatay'da yaptım." diyor. (2. video) elyasa da "ben de bunu daha önce yaşadım." diyor (3. video)

    nizamettin sertkal, olaydan kulübün diğer yöneticilerinin de haberdar olduğunu belli eden sözler söylüyor bu arada. "tamam ben başkana söyleyeceğim bunu." (3. video), "başkan bunun (transfer konusu) sözünü verdi." (4. video), "bu takım seneye (yâni bu sezon ligde kalmayı başarırsa) yüzde yüz şampiyon olacak. (...) başkan büyük hırs yaptı." (4. video) başkan dediği de bu arada aynı zamanda gaziantep belediyesi başkan vekili olan osman toprak.

    sonuç olarak 33. hafta maçında manisa, şanlıurfa'yı 2-0 yeniyor. fakat son haftaya girerken bşga, urfa'yı altına alsa da aynı puanda olduğu bandırma'nın gerisinde 16. sırada bulunuyor. son hafta ise bandırma deplasmanda samsun'la berabere kalıp bşga içeride giresun'u yenince bşga ligde kalıyor. acaba samsun ve giresun'la da temas kuruldu mu?

    bu arada 2. videoda faruk çelik'in (bakan, şanlıurfa milletvekili) devreye girdiği, akif çağatay kılıç'ın (bakan, samsun milletvekili) da devreye girdiği, maçların tarihinin değiştirildiği vs. söyleniyor.

    bir de, 2. videoda nizamettin sertkal'ın söylediğine göre, 31. haftadaki elazığ-bşga maçı için şanlıurfa, elazığ'a 1 milyon (para birimi söylenmiyor) ödeme sözü vermiş, yâni teşvik primi. konuşma devam ediyor, nizamettin sertkal kendisinin de elazığ'a gidip maçı kendilerine vermeleri için para götürdüğünü itiraf ediyor. ama elazığsporlu yöneticinin "urfa bize 2 milyon verecek." dediğini aktarıyor.

    o maç 0-0 berabere bitmiş.

    benim yakaladığım unsurlar bunlar. görülüyor ki futbol hâlâ pislik içinde. irili ufaklı parçalarıyla siyaset hâlâ futbolun üzerinde at oynatıp dalavereler çeviriyor.

    3 temmuz'un külliyen fetö'ye havâle edilip pisliğin halının altına süpürüldüğü bir ortamda bunların olması doğal. alt liglerde şike ve teşvik priminin vaka-i âdiyeden olduğuna yönelik görüşün de belgelerle doğrulandığını görüyoruz.

    ne olacak, "ne şikesi kardeşim, memleket elden gidiyor, 15 temmuzcuların işi bu!!!" derler...

    bakalım spor basını bu olaya ne kadar ilgi gösterecek? yine kulaklarının üzerine yatarlar muhtemelen. süpür gitsin halının altına.

    türk futbolunu çavuşesku romanyasına benzeten lucescu'yu bir kez daha anıyoruz.

    ek bilgiler:

    - gaziantepspor kaptanı elyasa süme bu sezon sonunda takımdan ayrıldı. gaziantepspor resmî siteden açıklama yaparak elyasa süme'nin gaziantep'in süper lig'den düşürülmesi için kullanıldığını iddia etti. şu an twitter hesabında da şanlıurfa'nın tff 1. lig'den düşüşüne neden olan bu ses kayıtlarını paylaşıyorlar. aynı kentin takımı olan gaziantepspor'un neden bşga'nın "fayda" elde ettiği bu olay için bu kadar çırpındığını anlayamadım. şu ortamda bunu (kendi kaptanları olayın içinde olduğu için) ahlâk ve ilkeden kaynaklanan bir tavır olarak yorumlayamayız herhâlde. bir çıkarları vardır muhtemelen. açıklamada da "verilen destek sözleri tutulmadı." filân diyerek sanki siyasîleri işâret ediyorlar. "bizi batırıp gaziantep'in takımı olarak bizim yerimize belediyenin takımını (bşga) çıkarmaya çalışıyorlar." diyorlar sanırım. hem açıklamalarda da "şehrin yıldızı" vurgusu çok var.

    - bşga diye kısalttığım büyükşehir gaziantepspor'da geçen ay yapılan seçimde gaziantep sanayi odası başkanı adil konukoğlu tek aday olarak başkanlığa seçildi. kulübün adını değiştirip gazişehir gaziantep futbol kulübü yaptı. renklerini ve logosunu da değiştirdi. aksın paralar, işler tıkırında. seneye de inşaellah süper lig, ooh.

    özetin özetinin özeti: benim anladığım kadarıyla akp'li gaziantep belediyesi'nin gaziantepspor yerine belediye takımını ikâme etme projesi.

    önemli not: buradakilerin tamamı hayâl ürünüdür. adı geçenlerin gerçek kişi ve kurumlarla bir ilgisi yoktur. ekşi sözlük mizah yapılan, hikâye yazılan, şiir okunan, kurgusal metinlerin bol paylaşıldığı bir sitedir. bu da onlardan biridir.

  • 31. 15 temmuz afişindeki askerin amerikalı olması

    google'da "crying soldier" diye arama yaptığınızda çıkan 4. görseldeki askerin kullanılması olayı.

    "ingilizce arama yapmak kimsenin aklına gelmez, eki eki..." diye düşündüler herhalde.

  • 32. yazarların 15 temmuz konulu şiirleri

    erdoğan yoktu
    düşman çoktu
    erdoğan geldi
    yol yabdı

  • 33. irlandalı boksörden dayak yiyenlere 3.5 yıl hapis

    ülkede senede bir güzel şeyler de oluyor dedirten haberdir.

  • 34. çipura vs levrek

    1. havuz degil onlar denizin icindeki kafesler
    2. 30lu yaslarda birinin deniz baligi ciftlik baligi arasindaki farki anlamasi icin 600 700 g ustu deniz baliginin tadina aşina olmasi gerek. oyle oldugunuzu da pek sanmiyorum. hepiniz mi ege cocugusunuz.
    3. balik etini hormonlu tavuk etine benzetmeyin balik her turlu insan sagligina yararli bir besin. tartismaya kapali bir konu. bidi bidi yapmayin. insanlara hormonlu vs gibi 3 gram bilginizle akil vermeyin. insanlar balik yesin.
    4. eger cipura veya levrek arasinda kaldiysaniz bir mekanda cipura tercih edin. daha tazedir.
    5. cipura 250 300 g alti bir seye benzemez. baktik bi tık buyuk levrek var levrek tercih ediyoruz.
    6. kisisel görüş: ikisi de cok da lezzetli baliklar degil. ama 2 3 kg olabilmis olanlarini bulsam nefessiz yerim. *

  • 35. sosyalizm bu kadar iyiyse neden herkes ona karşı

    bir gün zengin olma hayali.

  • 36. sözlükteki kahve bağımlıları

    "kahvaltının mutlulukla bir ilgisi var." cümlesini "kahvenin mutlulukla bir ilgisi var." olarak değiştirmiş bulunmaktayım. kahve öğütücüsü , french press, hario v60 ve kahve çekirdekleri ile beraber mutlu mesut yaşamaktayım.

    not: bu entry ev yapımı soğuk kahve eşliğinde yazılmıştır.

  • 37. caddebostan sahilinde yaşanan çingene saldırısı

    yakın çevremden bir arkadaşımın başına gelen olaydır.onun ağzından olanları yazıyorum.
    " dün akşam 4 kız caddebostan sahilinde, sahilin beton kısmında sırtımız çimene dönük şekilde oturuyorduk. 10 dk içinde arkamızda biten yaşları 13-16 arasında değişen , fiziksel olgunlukları nerede ise tamamlanmış 2 çingene kız , darbuka çalarak arkamızda şarkı söylemeye başladılar. gitmelerini istediğimiz için tepki vermedik. aynı şekilde çingene kızların para talebine de tepki vermedik. ardından küfretmeye başlayan çingene kızlara ,doğru konuşmalarını söyledik. tartışma da tam bu noktada başladı. .
    kızlardan yaşça ve fiziksel olarak diğerine göre daha küçük olan önce doğru konuş diyen bana el ile vurmaya daha sonra saçımı çekmeye başladı. ayaklarımızı deniz tarafına sarkıttığımız için olaya tam direnç gösteremedik. kızlardan saçımı kurtarmak için ayaklanmaya çalıştım. aynı anda birinin başıma vurmasını ve tırmalamasını durdurmak için elimde bulunan bira şişesininin içini kızlara doğru uzaklaştırmak amaçlı döktüm. döktüm dediğime bakmayın şişe nerede ise boştu. korkum daha fazla itmeleri ve denize düşmekti. çingene kızlardan büyük olan şişeyi elimden aldı ve olduğumuz yere doğru vurdu. dizime yakın bi yerde şişe kırıldı ve ne olduğunu anlamadan dizlerimden kan akmaya başladı.bu olan bitene çevreden herhangi bir tepki o ana kadar yoktu. çevrenin duyarsızlığı ve seyirci kalması her zaman ki gibi kimseyi şaşırtmadı sanırım. son dklarda gelen bir kişi çingene kızları uzaklaştırdı. kırılan cam 2 diz kapağımda da kesiklere yol açmış.
    olayın devamı uzun uğraşlar sonrası polise ulaşılması, polisin olay yerine 1 saat sonra gelişi, bu süre zarfında kızların 2 defa olay yerinde sözlü tacizlerle tekrar geçişi şeklinde gelişti. polisin gelmesine birkaç dakika kala 3. kez gelen çingene kızlar bu sefer özür dilemeye, panik atakları olduğu için öyle davrandık demeye başladılar. korkmuştuk. fazlasını yapabilirlerdi. daha fazla olayın saldırı boyutuna geçmemesi için sesimizi çıkarmadık ve polislerin gelişini bekledik. polislerin gelmesiyle 2 kız polisler tarafından durduruldu ama tabi ki yakalanıp götürülmesi gerekirken orada bekletilmeye başlandı. 2 çingene kızın büyükannesi yalvarmaya başladı. yapılması gereken polisin bu durumda direk 2 kişiyi alıp çoçuk birimine götürmesi ve ifade alması iken, olayı saatlerce sürüncemede bıraktılar. hakkımızı savunmak ve gereğinin yapılması için bir yandan polis ile anlaşmaya , mağduriyetimizi anlatmaya çalışıyorduk ,bir yandan da 1 saattir durmayan diz kanaması ile uğraşıyorduk. bizim haklı serzenişlerimize dayanamayarak polis bizi göztepe eğitim hastanesine götürdü. acilde yaklaşık bir saat süren beklemeler sonrası yalandan bir pansuman ve darp raporu ile karakola götürüldük. ifadelerimiz alındı. orada kızlardan birinin 2008 doğumlu olduğunu ve cezai ehliyetinin henüz olmadığını öğrendik. polislerin yanımıza geldiklerinde iki kızı da şikayet etmemize rağmen büyük saldırgan zaten ortada yoktu. olay komple küçük saldırganın başına kalmıştı. burada polislerin ne gibi bir ihmali var ise o çocuklar yarın, sonraki gün tekrar o civarda bu sefer de başka kişileri sözle ya da fiziksel olarak taciz ediyor olacak. polislerin bu çocuklar için -çocuk diyorum çünkü belli ki geç yazdırmaları sonucu küçük olan 9 yaşında gösteriliyor- yapabilecekleri hiç birşey yokmuş. çocuk şube , çocuk mahkemeleri , ceza evleri neden var bu durumda bilemiyorum. her zaman ki gibi hem ülkede yaşıyor olmaktan, hem bu eksiklikler ülkesinde başımıza yarın ne geliyor olacağını bilemediğinizden ve bizi koruyacak hiç bir kurumun olmuyor olmasından artık çok sıkıldım. ülke her kurumu ve bireyi ile resmen deney alanı. herkese bu ülkede başarılar diliyorum."

  • 38. inşaatta basılan suriyeli sevgilileri dövmek

    bu kendi yapamadığı için hasetle saldıran ayının ruh ikizlerinin ekşisözlük'te yazar olduğunu gösteriyor... mülteci sorununda yapılan onlarca hata şöyle bir kenarda dursun, asıl dert şu, bu insanlar o kadar ezik ki, ancak kendilerinden güçsüzünü gördüler mi ona ses çıkarırlar.

    akp, mülteci kamplarını cihatçıların adam kaynağı olsunlar diye bu örgütlere teslim etti. bunları ab karşısında koz olarak kullandı, patronlar için ucuz iş gücü türedi... hepsi doğru ama bu doğrular, bu ezik ayıların, güçleri sadece suriyelilere yeten, türlü çarpıklıkların hesabını hükümete sormak gibi daha toto isteyen eylemlerden kaçınıp ancak böyle tenhada kıstırabildiği suriyelilere efelenebilen ezikler olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    bu ezikler, sakarya'daki vahşetten akıllanmamış olacak ki hala "burada ürüyorlar, senin evin yok, inşaatta niye ürüyorsun" gibi akıllara ziyan tespitler de yapıyor ha bu arada.

    lan ezik, senin "burada ürüyorlar bizim askerimiz orada onlar için şehit oluyor" teorinde ne aşırı saçma biliyor musun? bu insanlar senin askerlerini çağırmadı ve o askerler orada bu insanlar için ölmüyor, öldürmüyor. bu iş reco'nun suriye'ye müdahale meselesi. madem askerini gerçekten düşünüyorsun. yürü bakalım ankara'ya, öyle sosyal medyada ezik ezik yorum yapmakla olmaz o işler.

  • 39. cengiz ünder

    13 milyon euro karşılığında italya'nın köklü takımlarından as roma'ya transfer olmuş futbolcu. hiçbir akılda soru işareti yok, bu çocuk bu işi başarıyla halleder, avrupa'nın sayılı oyuncularından biri olur. demişti dersiniz.

    türkiye'de fiziksel olarak futbolcu yetişiyor ama mental anlamda neredeyse hiçbir yetişkin oyuncu olması gereken seviyede değil. cengiz'in yaşı daha çok genç, pek eksiği görünmüyor ama varsa da kapatır. yolun açık olsun cengiz kardeşim, öz kardeşim gibi gurur duydum. şu anda türkiye sınırları içinde forma giyip de bu işi senden çok hak eden yok. ayağına taş değmesin.

  • 40. 5 bin tl

    1.214 euro'dur. bazı avrupa ülkelerinin asgari ücretinden biraz az.

  • 41. kadınların kıllı erkek sevmesi

    bir kurt adam olarak götümle güldüğüm önerme.

    avuç içleri, göz bebekleri, ayak tabanları... bir de yarramın başı hariç her yerimden kıl fışkırıyor. bu güne kadar ne bir tebrik ne de iyi ki kıllıoldun mesajı almadım.

  • 42. sıradışı ve pratik çarpma yöntemleri

    la ben de sandım ki ileri sürüş teknikleri gibi bişey, hani baktınız çarpacaksınız. şöyle şöyle yapın diyecek.

    okumayın lan.

  • 43. hukuk tercih edeceklere tavsiyeler

    burhan kuzu'nun hukuk profesörü olduğunu hatırlayarak tercih yapınız.

  • 44. ohal uzak olmayan gelecekte kalkacak

    (bkz: at yalanı sikeyim inananı)

    yasama, yürütme ve yargının; yürütme, yürütme ve yürütmeye evrildiği, kanun hükmünde kararnameler ile yönetilen ileri demokrasinin harika bir örneği olan ülkemizde, ancak ve ancak çomarların inanacığı türden bir açıklama olmuştur.

  • 45. 12 temmuz 2017 fenerbahçe sporting lizbon maçı

    bu sene kaleci yerine karpuzcu oynatıyoruz herhalde. elalem yaşı ilerledikçe tecrübe kazanır, bizimki yazı karpuzcu kamyonunun kasasında geçirmiş.

  • 46. dışkılayan teröristin ellerini yıkamadan vurulması

    adamlara sıçarken bile rahat vermiyoruz.

  • 47. düşün ki o bunu okuyor

    zam yap piç.

  • 48. july ve june'u karıştırmak

    vertical limit filminden hatırlayabilirsiniz...

    yok o başka bir şeydi galiba...

  • 49. kadınlardaki erkeklere makyaj yapma isteği

    (bkz: youtuber)

    bu arada bülbül çükü nedir yahu. istemsizce gülüyorum şu anda. hahhhahahahhahahah.