Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. whatsapp

    insanların yapış yapışlıktan öldüğü uygulamalara bakıp: ''bana ne bana ne ben de yapçam'' moduyla hazırlanan son güncellemesini, kullanıcılarına sunmuş olan iletişim ağı.

    güncellemeyi gördükten sonra akıllara büyük duayen aleksandr puşkin'in şu cümlesi geliyor:

    ''çünkü onlar her kuşu sikmişti ve geriye bir tek leylek kalmıştı...''

  • 2. 24 şubat 2017 uefa avrupa ligi kura çekimi

    dün yıkılan osmanlı'nın yerine yunan'ı yenip cumhuriyet'i kuracağımız eşleşmeye sahne olmuştur.

    bir daha gel gel samsun'dan.

  • 3. kral denince akla gelen ilk isim

    (bkz: kemal sunal)

    seyit-kapıcılar kralı
    apti-çöpçüler kralı
    şaban-bekçiler kralı
    sait-gol kralı

  • 4. nihat doğan'ın müsteşara sen kimsin lan demesi

    'bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir'

    (bkz: konfüçyüs)

  • 5. sözlükçülerin nick'leriyle anlatmak istedikleri

    askerdeyim. yedek subay aday eğitimine başladık. ilk haftam.

    kafayı yediğini düşündüğüm, eski bordo bereli olduğu söylenen bi komutanımız var. bana 'şu kapıyı kapat asker' diye bi emir verdi. ben kapıyı kapatmaya koşarak giderken sivil kadın memur da kapıdan girmek üzere..
    askerlik yapanlar bilir üstünüz emir verdiyse sorgulamadan yaparsınız.
    kadının girmesine 3-4 adım kala kapıyı kilitledim amk. kadın da şaşırdı bana bakıyo napıyo bu salak diye.
    hızla geri döndüm, komutanın yanına koşup emri yerine getirdiğimi söyledim bağırarak nizami bir asker gibi. adam kafasını muhabbet kuşu gibi yana çevirip oğlum sen salak mısın diye sordu bana. 6-7 kere sordu sen salak mısın diye, her seferinde emredersiniz komutanım diyorum nizami olarak, o da soruyu tekrarlıyor doğal olarak.

    sonra 'git lan aç şu kapıyı süpersalak seni' dedi. düşündüm kişiliğime uygun. ekşide de herkes upper intermediate seviyesinde olduğundan ingilizcesini alıyım daha havalı olur dedim.

  • 6. hala lost'tan iyi dizi yapılamaması

    lost'un bölüm bölüm yayınlandığı o şaşalı yıllarda lost övmek modaydı. lost izlemeyenler itin götüne sokulurdu. lost'u günü gününe takip edebilecek kadar internet bilgisine ve geniş bant bağlantıya sahip olanlar ise bunun ekmeğini ortamlarda yerlerdi. hiç unutmuyorum lost'u emule ile indirirdik. emule kullanmayı bilmeyen bir yığın sığır vardı. şimdiki gibi online dizi izleme siteleri revaçta değildi (belki o zamanlarda da vardır bilmiyorum ama tercih edilmiyordu). lost'un her yeni bölümüne ulaşmak heyecan dolu bir bekleyişle mümkündü. bir de altyazı mevzusu var tabii. dizi çıkar çıkmaz hemen çevirip koyarlardı divxplanet'e, allah razı olsun.

    yani anlayacağınız lost, yayınlandığı dönemde ortamların vazgeçilmez mevzusuydu. lost'u kötüleyenler şimdiki gibi prim yapamazlardı, aksine dışlanırlardı. mal gözüyle bakılırdı bunlara.

    şimdiyse, dizi yayınlandıktan 10 küsur yıl sonra, işler tam tersine döndü. artık lost'u kötülemek prim yapıyor.

    ben bu diziyi baştan sona, yani 6 sezonunu birden, tam 4 kere izledim. her izleyişimde şaşırmaya devam ettim. gözden kaçan detaylar, unuttuğum kısımlar falan beni tekrar tekrar şaşırttı. bu etkiyi bugüne kadar başka hiçbir dizide yakalayamadım. beni bu kadar kitleyen ve her seferinde, her bölümünde şaşırtan başka bir dizi olmadı.

    yani sen oturduğun yerden sırf bugünün modası böyle diye, lost'u kötülemeye devam et kardeşim. belki ekmek çıkar, haklısın. prim kasmaya devam et.

    ama o günleri yaşadıysan, emule başında download hızını takip ettiysen, bi yandan da divxplanet'e altyazı düştü mü diye refresh butonuna abanıp durduysan, yeni bölüm çıkar çıkmaz hemen ertesi gün yakın arkadaşlarınla oturup kritik yaptıysan, lost için açılan teori-yorum sitelerini takip ettiysen ve çözmek için kafa patlattıysan, lost'u kötülemen her şeyden önce ayıp.

    tamam finalini beğenmesen bile bu dizi seni 6 sezon boyunca kitledi resmen. başka hangi dizide bu kadar kafa patlatabildin?

    senin çapın, bu efsaneyi gömmeye yetmez.

    lost, kendi türünün zirve noktasıdır.

    git primini başka başlıkta kas.

  • 7. 4 milyar fidan diktik inanmıyorsan say kardeşim

    bunu diyen başbakan gemi yüksek mühendisi.

    düşünsene amedo avogadro çıkıp "1 molde 6x10^23 tane atom var işte kardeşim inanmıyorsan say" diyor. cidden bilime akla zekaya bu kadar hakaretle nereye kadar devam edicez merakla bekliyorum.

    neyse biz hesabını yapalım da yine sonra falan filan olmasın.

    4.000.000.000 fidan 15 senede demek;
    266.666.666 fidan 1 senede
    730.593 fidan 1 günde dikmek demektir

    81 il var

    her ilde günde 9019 fidan dikilmesi lazım.

    12 saat mesai desen

    her ilde saatte 751 fidan eder.

    bir fidan dikmek nerden baksan 5 dakika sürer. saatte 12 fidan desen hadi 15 olsun.

    her ilde saatte 15 fidan dikecek 50 ekibin aynı anda 15 sene aralıksız günde 12 saat çalışması gerekiyor.

    aklına yatan varsa hayırlı olsun.

    ek: 2016 birim fiyatlarında bahçıvan ve fidan ustasının maliyeti 8,9 tl/saat. 4bn fidanı aritmetik olarak diktiklerini varsayalım.

    senede 266.666.666 fidan.
    saatte 15 fidandan
    17.777.777 saat lazım. x8,9tl
    197.777.777 tl sadece geçen sene devletin bu işle uğraşanlara ödemesi lazım. düz işçi bunlar. daha şefi memuru müdürü mazotu transportu yemeği kazma küreği eldiveni.... var.

    güzel para.

  • 8. almanya ile türkiye arasındaki en bariz fark

    iş ahlakı, hatta genel olarak ahlak.

    türkiye'de ahlaksizlik, şerefsizlik resmen prim yapıyor.

  • 9. ekşi itiraf

    sen yoğun bakımda nefes almaya çalışırken benim sana yardımcı olamamam bana çok koyuyor anne.

    söz, iyileş; geçemediğin candy crush bölümlerinin hepsini geçicem. kaçırdığın survivor bölümlerini de izletçem sana. eve yeşil cheetos da aldım.

  • 10. pegasus'un iş başvurularını paralı yapması

    ryan air ryan air diye kafa sikiyor amina koyduklarım insanın ağzini bozduruyorlar. ulan sikik, ryan air avrupa nin bir ucundan diğer ucuna 10 euro ya adam taşıyor senin fiyatların thy ile yarışıyor neredeyse.

    ya ucuz ol her şeye ok diyelim, ya pahalı ol ona göre binelim. arada derede kalıp, "ama ryan air de tuvaletlerde para alıyor" yarakligina girme.

  • 11. türkiye'de oynamış en iyi yabancı forvet

    (bkz: didier drogba)

  • 12. bol makyaj + dar kıyafetler + türban

    avcılar ve civarlarında bolca görebileceğiniz kombin.

  • 13. tapu güvencesinin kaldırılması

    son yasa taslağı ile oluşması mümkün olan fiili durumdur.

    yeni düzenlemeye göre 6306 sayılı yasa kapsamında afet riski altındaki alanlar, kentsel dönüşüm alanları, jeolojik açıdan sakıncalı bölgelerdeki gayrimenkuller sertifikalandırılarak menkul değere dönüştürülecek ve bu sertifikalar oluşturulacak imar borsasında alınıp satılabilecek.

    yasa taslağına göre kamu idareleri bir alan için imar planı veya plan tadilatı yaptığında oluşan değer artışının yüzde 40'ının kamuya aktarılması öngörülüyor. bu payın ödenmesi için yurttaşların tapusu ipotek altına alınacak.

    yani, 40 yıldır oturduğunuz evinizi önce bu kapsama alacaklar. ardından öde bakalım değeri arttı 400 bin diyecekler. ödeyemezseniz de evinizin yarısını başkalarına satıp devlete gelir kaydedecekler, sizin onayınızı almadan.

    ilgili haber

    mülkiyet hakkımız da elden gidiyor. ülkeye en harbisinden kapitalist bir komunizm geliyor. nasıl fantastik bir ülkeysek...

  • 14. nusret taklidi yapan savaş pilotu

    "tirk hilkinin virgiliri ili alinmiş milyin dilirlik mikini"

    (bkz: ota boka duyar kasmak)

    içinde bulunduğu stresi azaltmak isteyen bir askerimiz. onlar da insan. ayrıca kendisi eğlenceli bir kişiye benziyor. hepiniz sağ salim ana babanıza dönün inşallah.

  • 15. yurtdışındaki türklere kdv'siz konut satışı

    sözlük izin verseydi "yurtdışındaki türk vatandaşlarına kdv'siz konut satışı" olacaktı. sadece konut da değil tüm gayrimenkuller kdv'siz artık onlara.

    yeni yasayla 6 aydan fazla yurtdışında ikamet eden türk vatandaşlarına 0 kdv ile gayrimenkul alma hakkı geldi.
    http://www.businessht.com.tr/…utta-yeni-kdv-mujdesi

    yurtiçindeki türkler?
    onlar ödemeye devam.

    bir nevi türkiye'den siktir olup gitmeme vergisi.
    (bkz: #66480626)

  • 16. bir patlayınca kötü patlayan sakin insan

    genelde hayatta kaybeden olur, çünkü herşeye kolayca carlayan insanlar bir müddet sonra çevrelerindeki kişilerce de kanıksanır ve kendilerine kayda değer bir alınganlık gösterilmez, hem de sorunlarını içlerinde tutmayıp hemen dışa vurmuş olurlar. ancak siz sakin bir mizaca sahipseniz, içinize attıklarınız genelde bir öfke patlaması şeklinde dışa vurulacağı için, bu durumu sizden beklemeyen karşı tarafta büyük bir tesir yaratır.

  • 17. survivor 2017

    acun bu sene kadroyu güzel kurmuş.

    negatif reis serhat
    rabbim sedat
    yancı havuç
    ego ilhan
    komando volkan
    havacı anıl
    ağlak sabriye
    çirkef berna
    bir oyunda kendisine elektrik verilen erdi ve dünya tatlısı yarışmanın gönüllerde birincisi adem.

  • 18. 16 mart 2017 beşiktaş olympiakos maçı

    osmanlı dün sevr'i imzaladı. biz lozan'ı imzalatmaya gidiyoruz beyler.

    beşiktaş'ımızın tur atlayacağı maçtır.

  • 19. bol tereyağlı iskenderin üzerine künefe yiyen kız

    ben ve arkadaşlarım. obez degiliz:)
    salata kemiren yapmacık kadın kız övmeye devam, belki düşer:)))

  • 20. 24 şubat 2017 ekonomiye baharın erken gelmesi

  • 21. çırılçıplak kadınlar ve çocuklar havuz partisi

    bir dram içerir.

    zihnimi boşaltmak, sırt ağrılarımı dindirmek ve bir parça olsun huzur duyabilmek için afyon - sandıklı'daki kaplıca otellerinden birine gittim.
    sıcak çamur, medikal masaj falan derken cidden hayatımın en keyifli anlarını yaşadığımı sanıyordum; ta ki o kara güne kadar...
    dün, ''sıcak havuz'' diye tabir edilen ve ortak kullanıma açık yere gitmek gibi büyük bir hata yapana dek; ''hayat güzel, kuşlar uçuyor, insanlar ne iyi ne tatlı'' diye düşünüyordum.
    soyunma odasının havuza bağlandığı yere ayak bastığımda, kanımın çekilmesine; betimin benzimin atmasına sebep olan o iğrenç görüntü ile karşılaştım...
    tam olarak şöyleydi:
    havuzun merdiven kısmına toplaşmış çırılçıplak 6-7 kadın (yaşları 60 ve üzeri), havuzun etkisiyle memeleri su yüzüne çıkmış sallanıyor; bu arada havuz kenarında koşuşturup suya atlayan bir grup çocuk (içlerinde 4-5 yaşlarında erkek çocukları da var); kadınlar anadan üryan, sudan çıkar çıkmaz korkunç bir görüntü çocukları bekliyor.. bu sırada anaları olduğu her hallerinden anlaşılan başka bir gurup dedikodu yapıp, kikirdeşiyor..
    bizim de anneannemiz var koçlar, biz de kadınız. la kaç yaşındaysan yaşındasın; ben görmek zorunda mıyım senin memelerini, özel bölge kıllarını vs?
    26 yaşında bir kadın olarak beni böylesine etkileyen şey; ufacık çocukların hafızasında ileride nasıl bir etki bırakır sizce?
    sakın bana ''yaşlı sempatisi, şakşakçılığı'' yapmayın.
    belli bir yaşın üzerindesin diye dal -*aşak gezemezsin kardeşim. neden genital bölge akıntılarının en ufak bir engelle bile karşılaşmadan suya yayıldığını bileyim? bi mayo alamayacak kadar fakirsen, günlüğü bilmem kaç tl'lik otelde ne bok yemeye konaklıyorsun?
    rahatlık bu değil, bunun adı çok başka bir şey.
    hadi bana saygın yok, benden büyüklere yok; çocuklara neden yok?

    edit: havuza girmedim, odama koşup ağlamadım; otelin barına gidip donuk gözlerle etrafı seyrederken biraz içtim ve hayatı sorguladım.

  • 22. osmanlı'nın başarısız bir imparatorluk olması

    sev yada sevme 600 yıldan fazla hüküm sürmüş bir imparatorluğa başarsız demenin trollükten başka bir tanımı olmasa gerek.

  • 23. sovyet sosyalist cumhuriyetleri birliği

    umuttur.

    1- daha abd'de siyahiler aşşağılanır,otobüsde beyaz gördüğünde yerinden kalkarken, sscb'de ırkçılığa karşı posterler,moskova,bakü,kiev gibi sovyet şehirlerini süslüyordu.

    2- kapitalist ülkeler, işçinin beline kırbacı vururken sscb tarihte bir ilk olarak 8 saatlik çalışma düzenini getirdi(şu an sscb yok ve esnek çalışma nanesiyle bir güzel kırbaçlanıyorsun ey kapitalizm güzelleyicisi).

    3-sscb'de meslek ayırt etmeksizin herkesin 1 aylık izin hakkı vardı ve her işçi yılda bir kez gitmek istediği tatil beldesi için müdürüne talep iletebiliyordu.

    4- sscb'de hiçbir işçi meslek gruplarının izni olmadıkça işten çıkarılamıyordu.

    5- kapitalist dünyada kadınlar hala eşitlik için savaşırken, sovyet kadını uzaya çıkıyordu (bkz: valentina tereşkova)

    6-sscb'de yaşayan her vatandaşa 1950'lerden sonra ücretsiz daire verilmekteydi (genellikle 5 yıla kadar bekleme süresi vardı evet ama nihayetinde böyle bir şeyi dert etmek zorunda değildin).

    7- sscb'de her vatandaş evden işine ücretsiz ulaşım hakkına sahipti.

    8-sscb'de seçilen birini tekrar çağırma gibi bir uygulama vardı. yani birinin düşmesi için sonraki seçimlere kadar beklemek zorunda değildin. ayrıca listedeki milletvekillerini beğenmediğin zaman da "diğer" kısmına oy atıp adayları düşürebiliyordun.

    9-sscb'de doğan her çocuğa 3 yaşına kadar ücretsiz olarak süt veriliyordu.

    10- sscb dönemin her doğum yapan kadına üç yıl doğum izni veriliyordu. ilk yılında çalışma ücretini tam alan anne diğer yıllarda da sosyal yardımlardan yararlanabiliyordu.

    11-sscb vatandaşları dünyada ilk kez parasız olarak profesyonel sağlık hizmeti alan halktı. vatandaşlar istediği bir sağlık kuruluşuna sıra beklemeden ve ücret ödemeden gidip muayine olabiliyorlardı. bu sayede kapitalist ülkeleri de sosyal devlet nanesine zorladı (bugün her şey tersine dönüyor.sağlık ücretli hale geliyor )

    12-üniversiteye girip bitiren her öğrenciye devlet tarafından iş bulma garantisi veriliyordu (gelecek kaygısı yok).

    13-sovyet öğrencisi bir ilk olarak lise derecesine göre istediği üniversitede ücretsiz eğitim alabiliyordu (bugün durum ortada).

    eleştirin de bilerek eleştirin. bugün sahip olduğunuz bir çok hak sosyalizm korkusundan titreyen kapitalizmin verdiği tavizlerden ibarettir.

    ve bunlar tek tek elimizden geri alınıyor. çalışma saatleri, ücretsiz sağlık ve eğitim ,sendikalar vs. vs.

    sevinin!

    sovyetler artık yok!

    kapitalizm istediği gibi at koşturabilir!

  • 24. 24 şubat 2017 türkiye uzay ajansı kurulması kararı

  • 25. her şeyi açıklayan en kısa söz

    şu an hastanede, yakınımın yoğun bakımdan çıkmasını bekleyen biri olarak; ölümün olduğu yerde hiçbir şey ciddi olamaz.

  • 26. türbanlı kızların güzel bakımlı olması

  • 27. beşiktaş

    son 30 yıldır beşiktaş futbol kulübünde gördüğüm en iyi çevirmeni torbacıya benzetip (bkz: #66482437) komiklik yaptığını zanneden çapsız arkadaş o entry'yi silene kadar bu entry de burada kalsın. bu ülkede bilgi, liyakat, işini iyi yapmak ne zaman değer görecek acaba? sen köşe başı torbacılarından alış verişi biraz kes istersen kafan gitmiş. tanımam etmem, başlığına bile şimdi gittim baktım, trabzonsporda çalışmış daha önce halil yazicioglu çeviri yaparken not alıyor, eksik, fazla bir şey söylemiyor. cahillerin de anlayacağı şekilde anlatmak gerekirse futbolcu "very very good" derse halil de "çok çok iyi" şeklinde tercüme ediyor. burası başiktaş başlığı burada rakip de olsa beşiktaşlı da olsa işini iyi yapan insana saygısızlık yapılmayacak,

  • 28. narkozluyken erdoğan'ı sayıklayan kız

    yemin ediyorum ülkenin yarısını bir gecede cahil bıraktılar, bir gecede beynini alıp yerine ceviz yerleştirdiler.

  • 29. öğrenciliğin iş hayatından daha stresli olması

    universite son sinifta finallerin stresiyle geçici yuz felci gecirdim. iki hafta ilac kullanimiyla ancak iyilesebildim.

    is hayatina başlayınca is stresinden sigaraya basladim, alkolu arttirdim, uykusuzluk kroniklesti, depresyonlar atlattim.

    ikisinin stresini yaristirmak anlamsiz. ikisi de nefretlik.

  • 30. josef stalin

    tum dunyaya esitlik getirmek icin bikac milyoncuk insan olduren, tum rus halkini surunduren melek gibi lider. ama olur canim bunlar esitlik getirmek icinse. ne olmus yani insanlari calisma kamplarinda kolelestirmisse? herkes kolelestiriyordu o zaman, mesela bak hitler'e... lan dur bu olmadi.

    yani efendim esitlik yolunda muhalifler oldurululebilir, kamplara gonderilebilir, cezalandirilabilir. onu da herkes yapiyodu, bak mussolini'ye, bak franco'ya, bak hitler'e... ay yine olmadi.

    amac esitlikse fikir ve ifade hurriyeti tamamen yok edilebilir. kim yapmiyodu ki? bak mao'ya, bak hitler'e... yav hatlar hep karisiyor, o son ornegi silin aklinizdan.

    yav herkes emperyalistlik yapiyordu ama stalin zaten yapsa da hos karsilamamiz lazim cunku esitlik. simdi bakinca mesela hitler de polonya'yi paylasti churchille. yok lan o oyle degildi ama bu versiyon daha guzel.

  • 31. sözlükçülerin en iyi 10 dizi listesi

    (bkz: onedio sen misin)

  • 32. drogba'nın paylaştığı görenleri kör eden fotoğraf

    meclisin etrafini soyle bir turlasin nasil hizaya geliyorlar.

  • 33. k.kılıçdaroğlu'nun erbakan'ı anma gecesine gitmesi

    inönü, erbakan, demirel, ecevit, özal bu adamların hepsi mevcut politikacıları bine katlar.
    adam profesör en azından.

    erdal inönü de olsa giderdi.

  • 34. türkiye'nin uzay çağını matbaa keşfi gibi izlemesi

    yıl 2123
    haberler;
    dünyada kalan son on ülkeden lübnan da uzaya yerleşti.
    ülkemizle beraber sekiz ülke daha kaldı dünya da...
    birazdan öğrenci yurdunda tacize uğrayan çocuğun ailesi yayında..

  • 35. izlanda'daki ananaslı pizza tartışması

    "başkan bize ne yiyeceğimizi söyleyemez, özgürlüğümüze karışamaz"

    yok ya?

    bize;
    - kaç çocuk yapacağımızı,
    - ne içmemiz gerektiğini,
    - ölümün hangilerimizin fıtratında olduğunu,
    - paramızı nasıl kullanmamız gerektiğini,
    - birilerini kesmemiz veya ölmemiz için sokağa çıkıp çıkmayacağımızı,
    - çocuğumuzun ne tür bir nesil olarak yetişmesi gerektiğini

    söyleyen bir liderimiz var.

    siz; "pizzayı deniz ürünleri ile donatın afiyetle yiyin" diyen lidere dua edin, şükür namazı kılın.

  • 36. 7 yeni gezegeni 600 yıl önce osmanlının keşfetmesi

    yıldım yemin ederim yıldım
    bu ne ama artık ya
    bu haberi yapanın ağızlarına, yazan ellerine plastik tuvalet terliğiyle diil hamam takunyasıyla vurmak lazım
    sıkıldım bunaldım salak, ezik, yalan, yanlış, boş beleş, boktan haberlerinizden
    sizi haberci yerine koyanın aklına sokayım

  • 37. evet demek yüksek hızlı tren demektir

    treniniz batsın.
    bir arkadaşım sevdiği kızla nikah masasında evet demek için gün sayarken, kızı bunların evetle çalışan ilk hızlı trenine kurban vermişti.
    bekar evinde bir masanın üstüne sadece kızın resmi ve önünde iki yüzük vardı aylar sonra bile. gördüğüm andan beri yıllardır aklımdan çıkmaz.
    evetiniz batsın.

  • 38. ankara'daki bitmeyen metal müzik hastalığı

    (bkz: ne diyon lan degisik)

  • 39. claudio ranieri

    olon tokop otmoyorsonoz boro yorom yopmoyon denilerek hakkı yenilemeyecek , futbol tarihinin en büyük , en özel hikayelerinden birini yazmış teknik direktör. leicester'den kovulması futbol tarihine ayıp olarak geçecek.

    bırakın futbolu takip etmemeyi , spor hastası bir adamım. tenisinden, voleyboluna , nba'inden , euroleague'ine her sporu hem ekran başında, hem de statlarda , salonlarda izlerim. yani yapacağım yoruma takip etmeden konuşuyor , anlamıyor konuşuyor gibi ithamları kabul etmiyorum.

    ranieri böyle bir şeyi hak etmiyordu. başarısızlıktaki tek etken değildi kesinlikle. her şeyi geçtim , futbolun beşiğinde , arsenallerin , chelsealerin , manchester'ların , milyar dolarlık bütçelerin arasında seni eze eze şampiyon yapmış , bir sene önce alt ligten çıktıktan sonra böyle bir masalı gerçekleştirmiş adama böyle yapılmaz. illa kovacaksan gider sene sonu yolları ayırırsın.

    unutmayın , sporu güzel yapan başarılar , kupalar değil. tutkular , bağlılık , özel hikayeler. buffon , nedved juventus 2 yıl serie b'ye düştüğünde gitti mi ? kim bilir ne devasa teklifler almışlardı ? ya da michael jordan 40 derece ateşle keyfinden mi maça çıktı ? maç kazandıran şutu soktuktan sonra pippen tutuyordu yere düşmemesi için. içeriden bir örnek daha vereyim. ben fanatik fenerbahçeli olmama rağmen , metin oktayın malum hikayesinden etkilenirim. metin oktay'ı attığı gollerle , kupalarla hatırlayanları görürsünüz ama bir de bizi sevenleri üzmeyelim baba hikayesi vardır. yıllar sonra atkılarda o cümle yazar. anlatmak istediğim duygular önemli. leicester isterse 4 küme düşse bile geçen yılki şampiyonluk tarihe geçti artık ve bunu başaran mimara saygısızlık yapmak tamemen futbolun endüstriyelleşmesiyle ilgili. gönül isterdi spor tarihinin en özel hikayelerinden birini yazan bu adama böyle yapılmasın.

  • 40. metrobüs kullanan sözlük yazarları

    dibine kadar benimdir.

    haftanın 7 günü metrobüslerdeyim
    o duraktan bu durağa hovarda gibi gezerim
    yer kapmaya çalışırken önüme çıkmayın ezerim
    yer kapabilen insanları severim.

    #siirmetrobüste

    zirve olursa gelirim.

  • 41. yumurtalı pastırmalı tulum peynirli çemenli tost

    tosta güven düşmana korku veren dosttur.

  • 42. prezervatif takma diyen kız

    haftada 3 farklı karıya çakıyorum diye lafa başlayan, anlatan ağır ergendir ve yalnızdır.
    o rakamı 3'e bölsün karekökünü alsın sonra 1 çıkarsın gerçek sonuca ulaşsın.

    adet başlangıcının 12-13 gün sonra söylüyor ise. yarraklara yan basma riskiniz çok fazla.

  • 43. payitaht abdülhamid

    - ilk bira fabrikası (bomonti)
    - ilk rakı fabrikası (tekirdağ, umurca)
    - ilk şampanya fabrikası (alatini kardeşler)

    bunları da anlatacak mı merak ettiğim dizi .

  • 44. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    http://connected2.me/caglarozennnn gel .

  • 45. 9 mart 2017 olympiakos beşiktaş maçı

    fenerli bir arkadaşıma "olympiakos çıkmış bize ne olur maç" dedim.

    "dış atışlarına dikkat etmek lazım, pota altında da fena değiller" dedi.

    tanım: avantajlı bir skorla döneceğimiz maç.

  • 46. sözlükçülerin en eften püften başarıları

    küçükken balkonuma düşen kanadı kırık bir kuşu iyileştirmiştim. ilk gördüğümde soğuktan ölmek üzere olan ve kafasını bile oynatamayan kuşu iyileştirip zımba gibi yapmıştım. ellerimle besledim şerefsizi sonra kaçıp gitti.

  • 47. 20 yıl boyunca aynı arabaya binmek

    arabayı gerçekten araç statüsünde kullanan insanlardır. zira artık günümüzde araba tam anlamı bir statü sembolüne dönüştü. güzel insanlardır,bir subaru ile ben de aralarında yer almak isterdim ya da toyota hillux kamyonet de olabilir.

    bu arada yukarıdaki içten patlamalı motorların ve sürücülerin artık sonuna gelmek üzereyiz yorumuna yürekten katılıyorum,muhtemelen on yıl içinde arabalarda direksiyon bile olmayabilir.quadrocopter 'ler ile uçan araba dahi mümkün olmak üzere.

    biz evet veya hayır ile uğraşırken elemanlar bize yüzüncü turu bindirmek üzere.

  • 48. 23 şubat 2017 beşiktaş hapoel beer sheva maçı

    bir galatasaray'lı olarak beşiktaş'ı canıgönülden tebrik ediyorum. bu sene kura şansı da yaver giderse, bu takım yarı finali görecektir. yolları açık olsun, umarım bir sonraki eşleşmede iyi bir takım çekerler. ülkemizin puan ve puanlara ihtiyacı var iken, şu zor dönemlerde takım ayırt etmeden temsilcilerimize destek olmamız gerekiyor. artık avrupa'da bazı şeyleri yoluna koymalı, netleştirmeli ve alışkanlık haline getirmeliyiz. artık şampiyonlar liginde takımlarımız gruplardan çıkabilmeli; avrupa liginde çeyrek ve yarı finalleri görebilmeliyiz. bunlara alışmalıyız. sözü çok fazla uzatmadan, beşiktaş'lı taraftarlar turu geçmenin sevinci ile gülsün eğlensin; lakin pazartesi günü biraz canlarını sıkacağız.

  • 49. ali koç

    ali koç... koskoca koç grubunun varisi. karizma var, sosyal güç var, koskoca fenerbahçe taraftarı arkasında... ama kendisi ne yapıyor? aziz yıldırım gitsin de ben sorun çıkmadan, sessiz sedasız geleyim diye bekliyor. yahu, nerede görülmüş seve seve devrim yapıldığı? sen madem ki 19 yıldır kulübün yakasını bırakmayan aziz yıldırım'ın yarattığı kötü fenerbahçe'yi değiştireceksin, o zaman, hiç kimse kusura bakmasın ama, yumruğunu masaya vuracaksın! aman aziz yıldırım'ı karşıma almayayım diye beklersen eğer, sen gelsen de kurtulamaz ki fenerbahçe aziz pisliğinden.

    sen de korkarsan biz ne yapalım ali koç?

    biz seni 'istikrar sürsün, fenerbahçe büyüsün' diye istemiyoruz ki sen var olan sistemi arkana alasın. biz seni gel, bu kötü istikrarı boz, fenerbahçe'ye devrim yap diye istiyoruz. devrim yapmak için de ayağa kalkmak lazım, konuşmak lazım. ki sen daha hiç konuşmadan bu kadar taraftar toplanmış arkana.

  • 50. fırat kalkanı operasyonu

    ışid, bir çatışmada askeri gücünün önemli bir kısmını yitirdiğinde, yani kazanma şansı kalmadığında çekilir. artık gelenekseldir. bab'da da çekilmiş, yani yenilgiyi kabul etmiştir.

    kısaca tsk ve öso için tartışmaya mahal vermeyecek derecede "net" bir zafer.

    ışid neden son bireyine kadar savaşmadı?

    yenilgi kaçınılmaz olduğunda, zaten azalmış olan insan kaynağını daha da kaybetmek istemediği için. şu an pyd rakka'ya çok yaklaştı, kobani'den ciddi garezi var ve şehri savunmak için adam lazım olacak.

    peki el-bab'ı nasıl boşalttı?

    en son tsk ile görüşmeler yürütülüyordu. ışid şehri ağır silahları ile ve güvenli şekilde terketmek istedi. bizimkiler "sadece tüfekleriniz ile çıkabilirsiniz, araba, tank, top, vs yok" dedi. son durumda ne oldu bilmiyorum ama boşaltma hızlarına bakılırsa ağır silahları bırakmışlar.

    neden hepsini öldürmedik?

    en baştan beri amaç bu değildi. el-bab, bzaa, kubaşin ve tadif hiç bir zaman 360 derece kuşatılmadı. güney cepheleri açık bırakıldı. buradaki amaç geri çekilmelerini sağlamaktı.

    neden?

    gidecek yeri olan ve olmayan iki birliğin savaşma motivasyonları hiç bir zaman aynı olmamıştır. üstüne bu adamların her biri canlı bomba olma potansiyeli taşıyan tipler. kendisi ile birlikte bizden 15 kişi götürebilme potansiyeli demek bu.

    kısaca gitmelerine izin vermeseydik, son adamlarına kadar savaşacaklardı. bu da kaçınılmaz olarak daha fazla kayıp vermemiz, daha fazla sivil ölmesi ve şehrin daha fazla tahrip olması anlamına geliyor.

    el-bab'ın alınması ile işid bitmeyeceğine göre, ve bizim ana amacımız ışidi bitirmek yerine şehri alarak kürt koridorunu engelllemek olduğuna göre, anacına uygun davranmak gerekiyordu.

    ayrıca el-bab'dan rakka'ya giden her sağ ışid'li, daha fazla ölü pkk/pyd'li demek. (rakka'ya ilk etapta katılmayacağımız kesinleşti artık)

    peki ışid neden şehri tamamı ile boşalttı?

    aslında isteyerek değil. çok büyük kayıp verdiler. teyitli 1600 ölüleri var. yaralılarla kayıp 2500'ü bulur.

    toplam 25.000 askeri olduğu tahmin edilen bir örgütün 10'da birini, sadece 2 ay içinde yok etmişiz.

    bu kayıp küçük gibi görünebilir ancak ışid ile abd ve rusya gibi iki süper güç başta olmak üzere suriye ve ırak rejim güçleri, artı iran, ypg ve öso grupları kaç yıldır aynı anda mücadele ediyor ve buna rağmen doğru düzgün bir başarı elde edilebilmiş değildi. hatta palmira gibi bazı yen'i yerler de kaptırıldı.

    ancak tsk mevcudunun 3'te 1'ini kaybetmiş, ülke ekonomisi krizde ve siyasi irade dalalet içinde olmasına rağmen 2 ayda, minimum sivil kaybı ile, üstüne meskun mahalde, ayrıca öso gibi düzenli olmayan bir birlik ile sadece 67 şehit vererek, her biri intihar bombacısı 2500 ışid militanını etkisiz hale getirmiş, üstüne şehri mutlak şekilde ele geçirmiştir.

    bu büyük başarıdır. tartışılacak yanı da yoktur.

    ha eksiklerimiz olmadı mı?

    oldu. hem de çok oldu. ancak onun için "umarız gerekli dersler çıkartılmıştır" demekten başka bir şey elimizden gelmiyor.