yazarlara maaş yatmasının geyik olduğunu sanan safları ortaya çıkarmıştır. bir de diyor ki hostingcileri akıllı sanardım.. sabah sabah iyi güldüm..
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. yazarlara maaş yattığını sanan r10 üyeleri
-
2. anıtkabir yıkılsın yerine park yapılsın
o.ç. sensin park da götüne girsin dediğim açıklamadır.
-
3. beraberiyetin ingilizcesi
(bkz: togetherity)
-
4. tem'i kapatıp drift yapan düğün konvoyu
o sırada birilerinin ana-babası ambulansla hastaneye yetişmeye çalışırken can çekişti, birileri eşini doğuma yetiştirmeye çalışırken trafiğe saplandı vs. vs.
200 tl ödeyip çıkmışlar bugün. hani paran varsa bir şey olmaz sana bu ülkede diyeceğim de, 200 tl lan. zorbalık bu kadar ucuz olmamalı. -
5. ligtv'nin maç özetlerine tekel skandalı
bu topraklarda bjk-gs-fb vs. gollerini izleyerek avunan yaşlı insanlar var. dokunmatik ekran, 4.5g, wifi bilmeyen insanlar bunlar. aç köpek tff-digitürk-ligtv işbirliği, önce pasolig çıkarttı şimdi de maç özetlerini tekeline aldı. maçlar oynanıyor, bitiyor, babalarımız dedelerimiz seyredemiyor. 75 yaşında adamlar stada mı gitsin, kahvelerde mi sürünsün maç seyretmek için, yoksa o yaşta akıllı telefon alıp, ligtv mi indirsin cihazına. kaldı ki wifi olmadan maç yayını izlenemiyor, o zaman bir de eve adsl alsın! herkesi bıktırdılar, soğuttular. digitürk'ü de iptal ediyorum yakında. 75 yaşındaki babamın avuntusunu elinden aldılar ya, allah bunların tez zamanda belasını verir, hepsi iflas eder de, sürüm sürüm sürünürler inşallah.
-
6. mastürbasyona türkçe isim önerileri
(bkz: özçekim)
-
7. 26 eylül 2016 clinton trump münazarası
ulan amina koduklarim ne demek bize ne, ne demek 'bize etkisi ne olacak'.
burada fenerbahce - asagi poturge macina binlerce entry giriliyor. gs - fb maci oldugunda sozlukte yer yerinden oynuyor her saniyesi icin 2500 ayri baslik aciliyor. sahadaki 20 kusur milyonerin ne yaptiginin, kime pas verdiginin asil sana etkisi ne olacak, onu dusunsene man kafali?
survivor'in sana etkisi ne amina kodugum?
valla yok boyle bir kafa abi. -
8. 27 eylül 2016 elon musk mars programı açıklamaları
vay be neler dedi neler.
yalnız harbiden neler dedi lan anlamıyom olum ben ingilççe falan birisi açıklasın sevabına. -
9. 1 gb'ın gerçek hayatta 1 tona tekabül etmesi
bir tona değil, tam olarak 1.024 kilograma tekabül eder.
...
nostalji edit: dosçu dedeler bilir, zamanında yükler çok daha hafifti. bir gün geldi, tek seferde 640 kilo çekebilen conventional memory yetmedi, xms ve ems çıktı; sonra film koptu gitti.
ağlamıyorum, gözüme joystick kaçtı. -
10. bir hatun daha getir üçlü yaparız diyen kadın
bir erkek daha getir üçlü yaparız diyen kadının yanında bir hiçtir.
ne o, işine mi gelmez yoksa? -
11. 27 eylül 2016 cemaatin darbe tehdidi
ikinci bir darbe tehdidi varmış algısı yaratıp ohal kapsamında kanun hükmünde kararnameler vasıtasıyla ezemedikleri tüm muhalif unsurları ve tabii ki aydın insanları (sendikalar ve özellikle kesk) derdest edebilmek çekilen ayak oyunundan ibaret durumdur. fetö filan hikaye asıl hedef ülkenin cumhuriyet öncesine dönmemesi için ayak direyen çağdaş insanlar. ama şu da unutulmamalı 12 eylül faşizmi bile anayasa yapıp %92 evet oyuna karşı çağdaşlığın sesini susturamamıştır.
-
12. sadece askerde karşılaşılan olaylar
2004 yılında, gelibolu merkeze 25 km uzaktaki birliğimizden yaklaşık 25-30 tane ikinci dünya savaşından kalma reo kamyonu, ilçe merkezindeki bakım merkezi komutanlığı'na götüreceğiz. onlar da perte ayıracaklar, jilet yapacaklar, çarpışan araba oynayacaklar artık canları ne isterse.
küçük bir sorun var ki araçların büyük kısmı yıllardır hurda garajında çürümüş halde, hiç çalışmamış ve bakımsız. çoğunun frenleri tutmuyor, lastikleri patlamış, koltukları ve camları yok. üstüne üstlük bir çalıştırabilirsek af edersiniz ama hayvan gibi de benzin yiyecekler.
tabi ki, bu hurda araçların gider hale gelebilmesi için 5-6 asker ile bölük asteğmeni olarak ben görevlendiriliyorum. görev yazısına göre aşağı yukarı 1 ay kadar süre var. askerde olmasam discovery channel'ın araba modifiye programlarındaki tipler gibi "dostum lanet olsun, bu kadar sürede yetişmesi imkansız, bu çılgınlık" diyeceğim, elimdeki üstüpüyü fırlatıp trip atacağım ama, biliyorsunuz, askerlikte mantık yok. bir de bölük komutanım şahane bir adam, bir şey diyemiyorum.
neyse gece gündüz çalışıp araçların birçoğunu toparlıyoruz, çalıştırabildiklerimizi taburun arkasına sıralayıp numaralandırıyoruz. bazı araçların içine kedi köpek yavrulamış, kuşlar yerleşik hayata geçmiş, onlar için bölükte yuva yapıyor bazı askerler, dört koldan çalışma var, şafak çabuk atıyor keyifler yerinde.
teslim günü geliyor ve 1 tanesi hariç tüm araçları iyi kötü kullanılabilir hale getiriyoruz. kalan son aracın ise frenleri tutmuyor, şoför koltuğunda itibaren egzozu yok, alttan ateşler saçıyor ama dahası koltuğu yok. asker, frensiz aracı, metal tellerle kamyona bağladığımız bir tabureye oturarak sürecek, ve aşağı bakınca hem yol hem de egzozdan çıkan alevler görünecek. araç komutanı benim ve elimdeki 20 lt'lik damacana ile egzozu soğutup olası bir durumda, işte fren tutmama, yangın falan, nasıl yapacaksam müdahale edeceğim.
bütün araçlar taburun kapısının önünde sıraya giriyor ve 25 km'lik saros körfezi manzaralı yolculuğumuza başlıyoruz. hurda kamyon konvoyunun en arkasında biz varız, bizim arkamızda ise sadece tabur komutanının jipi ile gelen bir acil durum bakım ekibi var. gelibolu'nun girişine kadar sadece 1 kere bolayır civarında yoldan çıkıp geri girerek kazasız geliyoruz, ben arada damacanadan egzoza su döküyorum, duman oluyor ortalık falan baya aksiyonlar olaylar. yoldan çıktığımız yerde, kurusun diye ay çiçeği çekirdeği sermişler, birkaç avuç alıyoruz, film izler gibi gidiyoruz.
sağ olsunlar, gelibolu'nun girişinden bakım komutanlığına kadar yollar kapatılmış ama büyük kısmı yokuş aşağı olan bir yolu inmemiz gerekiyor. yokuşun başında önümüzdeki freni tutan kamyonun tamponuna çarparak yapışıyoruz ve bütün caddeyi arada refüje de sürte sürte iniyoruz.
zar zor güç bela da olsa kazasız bir şekilde vardığımız bakım komutanlığının nizamiyesinden de teğet geçerek giriyoruz. şoför askerim, park etmiş reo'lardan birini beğeniyor, "komutanım şuna çarpıp duralım mı?" diyor, kırmıyorum çocuğu, zaten başka türlü duramayacağız, çocuğun şafağı da kalmamış, son isteğini yapıyorum.
çarpmanın etkisiyle bizim arabanın kapıları da açılmıyor artık. olmayan ön camdan çıkıp akrobatik bir şekilde ön kaputtan yere atlıyorum ve tabur komutanına selam veriyorum. tabur komutanı tebrik ediyor, korhan üsteğmenimle kucaklaşıyoruz. guruluyuz, olmaz denileni başarmışız, içimiz rahat artık. üstümü çırpıyorum. ve bir sonraki macera için yemekhaneye doğru giderken ufukta kayboluyorum. -
13. jan olde riekerink
yakin cevresine "fenerbahce'yi rakip olarak gormuyorum" dedigi iddia edilmis.
kiclarini yirtti bu serefsiz spor basini bu adami taraftarin gozunde kucultmek icin. olmadi, beceremediler. taraftar sevdi, umutlandi, 2 senedir yanlis ustune yanlis yapan yonetim bile dogru isler yapmaya basladi, bilet fiyatlarini ucuzlatti, taraftar tekrar stada gelmeye basladi...
terim'in adini kullandilar son care, o da tutmadi. taraftar teknik direktorune basin uzerinden yapilan bu yipratma niyetli haberlere tepki koydu, bu haliyle takima da yansidi. gecen sene helva gibi dagilan takim, bu sene birakti kisisel mucadeleleri, takim olmaya basladi.
oyle ki rakip takim taraftari bile takdir etti olculu soylemlerini riekerink'in.
iste simdi taktik degistirdi kiralik klavyeler. baktilar galatasaray taraftari inatla bu adami koruyor, rakip takim taraftari kendisine cephe alsin, o kadar da sempatik gorunmesin diye kustah laflar ettiriyorlar masa basindan.
lan rakibiyle kartal pozu veren adam, "yeeaa o takim bizim rakibimiz degil" diyecek he mi?
isin kotusu bunu yiyecek mal da cok etrafta. -
14. beraberiyet
pişkiniyetle beraber iyi gider.
-
15. çocuğum darbeci olsa kendi ellerimle keserdim
ortaçağda sıradan bir gün.
-
16. doktor egosu vs pilot egosu
istanbul'da pembe metrobüs falan diyorlardı sadece kadınlara yönelik. şimdi de ona karşılık ankara'da doktor ve pilotlara özel ego mu kullanılacak? ulan bu melih gökçek ne değişik adam ya.
-
17. anıtkabir'de tırnak kesen adam
son günlerde çıkan algı operasyonu amaçlı haberlerden bir örnek daha.
burada verilmeye çalışılan mesaj, anıtkabir sanki ibadet alanıymış ve kapısında tırnak kesmek günahmış gibi bir kesimin bilinç altına mesaj gönderiliyor. çakal çocuğu bunlar. ülkeyi bin yerden deneyip bölemediler, şimdi laik, kemalist ve karşıtları gibi bir bölünme yaratmaya çalışıyorlar. son zamanlarda sosyal medyada çıkan ve bu yönde çalışmaların parçası olduğu belli olan çakma hesaplardan yapılan faaliyetlere ülkenin büyük gazeteleri de çanak tutuyor. -
18. windows live messenger
elini yere vurarak hunharca gülen tek dişi eksik gri smiley... daha fazla konuşamayacağım..:(
-
19. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
okulda hocanin verdigi kitap listesi icin internette fiyat karsilastirmasi yaparken neden olmasin deyip isimi kolaylastiracak bir site yaptim, sonra da elini yuzunu duzeltip yayinladim. ufkunuzu direkt arttirmasa da cebinize katkida bulunacaktir:
http://www.kitapfil.com/ -
20. 50 entry başına 1 tl verilsin
(bkz: 1 tl para mı lan it)
-
21. ali ağaoğlu'nun kendinden 39 yaş küçük sevgilisi
yaş farkından ziyade başka biriyle evli olması daha büyük problemdir.
-
22. enes ünal'ın beşiktaş'a transferi
(bkz: kulislerde tiner kullanımı)
-
23. balık al yanına da büyük rakı açarız diyen kadın
hep bu kadınları dileyip zeytine kurdele bağlayan kadınlarla evleniyorsunuz.
hayır hayır kezban değilim. -
24. galatasaraylıların anlamsız riekerink sevdası
yalnız bu şekilde olmaz. riekerink bey diyeceksiniz.
-
25. sanki ölmemiş gibi hissettiren insanlar
(bkz: shaggy)
-
26. avukatlık mesleğinin insana kattıkları
4 yılın sonunda geldiğim noktayı kendi adıma söyleyeyim;
*artık pek kimseye güvenmiyorum.
*her şeyden şüphe ediyorum.
*korkuyorum. kendi adıma olandan çok kardeşim, annem, babam, sevgilim, arkadaşlarım vd. adına korkuyorum. 16-17 yaşlarında 2-3 çocuk silah çekip 20 yaşındaki bir genci sokak ortasında kurşun yağmuruna tutuyorsa, 12-14 yaş aralığındaki erkek çocuklar, oyun arkadaşları tarafından apartman girişinde tecavüze uğruyorsa, en ufak bir laf veya sözlü münakaşa üzerine ölümden dönebiliyorsa insan, gel de korkma kardeşim. kimde bıçak var, kimde silah var, kim arkanı döndüğünde sana yapıştıracak... o bilinmezliği biliyor olmak korkutuyor.
*evden çıkarken kapının önüne dağınık şekilde eski ayakkabılar koyuyorum. (hırsız ssç'lerden öğrendim)
*hukuka inanmıyorum. kanunlar saçma geliyor. yargı bence bitmiş durumda. hatta adalet duygum neredeyse sıfırlandı! hukukun olmadığı bir toplumun herkes için daha iyi olabileceğini bile düşündüm bir ara.
*avukatların yüzde 90'ının salak (evet, bildiğin salak) olduğunu düşünüyorum.
*saçta beyaz sayısı yüzde 100 arttı, dökülme kim bilir ne derecede.
*sağ ayak kas yırtılması, menisküs bilmem ne, sol ona yakın. birkaç seneye kalmaz yürüyemez duruma gelirim. gözler desen pert gibi duruyor. doktora gitsem bel fıtığından, kolesterole, strese bağlı daha bilmem kaç tane hastalığa yakalandığımı söyler. oysa daha 30 olmadım ben.
*hani gazetelerde haber yaparlar ya günde 5-6 saatten fazla telefonla konuşmak tehlikeli, vs. diye. sonra okurken dersin ya, ulan zaten kim o kadar konuşuyor telefonla. hah işte o benim galiba.
*okul bittikten sonra 20 kilodan fazla almışım. sportif değildim zaten de gittikçe şişiyorum sanırım.
*artık ofiste içki de içmeye başladım. çok sürmez birkaç seneye bir kliniğe yatarım diye umuyorum. belki o zaman kafayı dinlerim.
*avukat olarak ölmek istemiyorum. şu an geleceğimle ilgili tek beklentim sadece bu.
özetle, maddi veya manevi getirisinden ya da mevcut halimden yana değil de daha çok benim kendi beklentimle ilgili sanırım. -
27. baranba
süper bir huyu var, yazının başına fon müziği linki koyuyor. bu sayede denk geldiğimizde aha bu baranba diyerek okumadan atlayabiliyoruz.
-
28. beş dayreden kira alan adam
hastalanınca maynayneye gider.
-
29. vodafone arena
416. blok (yani maraton üst tribün) 11.sıra 42 numarada bulunan kel arkadaşım. sana bir çift sözüm var. ha bunu yüzüne söylediğim halde anlamamakta ısrar ediyorsun. senin o dümdüz olan beyin kıvrımına 'saygılı ol' kavramını nasıl yerleştiririz bilmiyorum. seninle birlikte bu barzoluğu yapan herkese bir çift sözüm var aslında. çok sinirliyim. başlıyorum. hazır mısınız?
son 2 maçtır görüyorum seni. koltuğun üzerine çıkmaman için 2 seferdir uyarıyorum. birincisinde indin teşekkür ederim. maç boyu dönüp dönüp tip bakışlarınla beni korkutmaya çalıştığının da farkındayım. ama yemedim. ikinci uyarımda 'sen de çık koltuğa ' dedin. 'koltuklar dünyanın parası kıymayın. bu stadyum için çok bekledik' dedim. dönüp olay çıkaracaktın sanırım ama o ara gol yedik.
doğu üst tribünlerinin açısı o kadar dik ki aşağı uçmayalım diye yetkililerimiz demir bile koymuşlar önümüze. sen koltuğun üzerine çıkıp bir ayağını da demire koyunca dünya daha güzel bir yer olmuyor canım kardeşim. şenol hoca 'ulan bak adam inandı ta tepelere çıktı ben bi talisca'yı oyuna süreyim' demiyor. arkandaki ben, senin koca kafanı kalenin orada görüyorum. bu hareketinin kendine bir faydası olmadığı gibi koca stadyumda tek zararı bana. maç seyir zevkimin içine ediyor o koca kafan. gs maçında fabricio yerine senin koca kafan vardı kalede mesela. c90 görüş açım sayende c48-c38 oluyor. ha maç boyu cayır cayır içtiğin sigaranı 2.devre küçük yeğenimle beraber geldiğim maçlarda da içte gör bak ben o sigarayla senin hayal gücünü nasıl zorluyorum.
şu koltukların üzerine çıkmayın sayın seyirciler/taraftarlar/fanatikler/holiganlar/her ne zıkkımsanızlar!!! sana git matematik olimpiyatları sorusunu çöz demiyorum ya da varoluş sancılarından kurtulmanın yollarını soran da yok! basit ya. bak basit valla billa. bak anlamayanlar için heceliyorum.
şu kol-tuk-lar-ın ü-ze-ri-ne çık-ma-yın! -
30. kurt adamlar ile vampirler arası husumetin sebebi
bella'dir.
isin icinde kadin varsa korkun zaten. hatta dolayli cagrisim ile aklima geldi. yunan mitolojisi'nde afrodit'in nasil guzellik tanricasi oldugunu anlatayim.
bir gun ida dagi'nda eglence duzenleniyor, butun tanrilar davet ediliyor fakat fesatlik tanrisi eris'i cagirmiyorlar. eris de "siz misiniz beni cagirmayan, durun sizi birbirbirinize dusureyim de gorun" diyor ve davet esnasinda yukaridan altin bir elma atiyor, uzerinde "en guzele" yazan.
bunu goren hera, afrodit ve athena, elmayi almaya calisiyor. ucu de en guzelin kendisi oldugunu soyluyor ama anlasamiyorlar bir turlu. zeus'un yanina gidiyorlar. zeus da diyor ki "simdi burada hanginizi soylesem digerinize haksizlik olacak. bu yuzden dunyanin en yakisikli adami olan paris'e gidip sorun ve elmayi kimin alacagina o karar versin."
dunyaya gidip paris'u buluyorlar ve ucu de kendisini secmesi icin vaatler sunuyor.
hera diyor ki: "eger beni secersen sana ölümsüzlük veririm."
athena diyor ki: "eger beni secersen isminin dunyada hic unutulmamasini saglarim, inanilmaz savaslar kazandiririm."
afrodit diyor ki: "eger beni secersen dunyanin en guzel kadini ile dunyanin en buyuk askini yasaririm sana."
bizim paris de afrodit'in vaadini kabul ediyor tabii ve sparta krali'nin karisi olan guzeller guzeli helen'i istiyor afrodit'ten. o helen'i kacirmasina yardim ederek sozunu tutuyor.
ardindan da, bildiginiz gibi truva savasi cikiyor zaten. -
31. 3 kişinin dna'sına sahip olarak doğan bebek
kibariye'nin yeteneğini, azra akın'ın sesini, sergen'in güzelliğini alırsa ne olacak o çocuk?
diye buyurdu einstein. -
32. yiğit özgür'ün çok paylaşılmayan karikatürü
bir çok insanın üzerine alınmamasından ve gerçeği görmek istememesinden kaynaklı paylaşılmayan ve üzerinde çok durulmayan karikatürdür.
ama genel bir gerçeği barındırır. evrimsel bir gerçektir bu aynı zamanda...
kariktürdür ama acıtan bir karikatür. güldürmez. -
33. tüm bireysel borçların 72 ay yapılandırılabilmesi
doğum için çekilen 5bin tl 'lik kredinin taksidi çocuk okula başlayınca bitecektir.
-
34. 27 eylül 2016 aydın depremi
ben normalde yazarken harf hatası yapıyorum, adamlar sallanırken yazıyorlar ama bir tanesinde bile harf, imla hatası yok. tebrikler.
(bkz: geçmiş olsun) -
35. beşiktaş
sikindirik sebeplerden tutanların sikindirik sebeplerden bırakacağı takım. ulan en az 10 milyon taraftarı olan takımın siyasi görüşü mü olur mk
-
36. ekşi sözlük seks yapacak insan veri tabanı
bu ikiyüzlülüğe bir son veriyorum. herkesin derdi belli. genellikle erkekler çoğunlukla sokacak delik arıyor.
kadınlar daha naif. en azından bir parça duygusallık istiyorlar.
yok 'dertleşecek veri tabanı', yok 'sohbet edecek naif taban' derken iyice kendilerini kaybetti insanlar.
açık açık konuşun lan, yok "dert dinliyorum", yok "canı sıkılan kadınların hikayeleri beni cezbeder" gibi fukaralıklarla uğraşmayın. açık açık "am istiyorum" deyin. iki harf ya. "am". insan bi kere ölür ya, bi kere. "am" isteyeceksiniz, kabul etmezlerse yolunuza bakacaksınız. kendinizi bu kadar küçük düşürmeyin ya.
ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı saçmalığını hepiniz biliyorsunuz. ben bir v for vendetta olarak ortaya çıktım ve sizi cesur olmaya çağırıyorum. -
37. 27 eylül 2016 üsküdar'da bulunan silahlar
(bkz: biz bu filmi görmüştük)
sahi. lav silahı da varmıymış. yoksa bu serinin ikinci filmi dir. -
38. 50 bin lirayla yapılabilecekler
(bkz: götüne sok)
-
39. umut sarıkaya vs ersin karabulut
umut sarıkaya öyle şeyler çizer ki ulan bu adam bizim evde mi büyüdü veya bunla aynı evde ev arkadaşlığı mı yaptık diye düşünürsun. gözlem yeteneğinden dolayı açık ara umut sarıkaya' nın galip geldiği versus.
-
40. sözlük'ten düşürülen kızın güzel çıkma ihtimali
sözlükten düşürülen erkeğin büyük penisli çıkma ihtimali kadardır.
#liselibamyalılar sizi.
not: erkeğim. -
41. kim jong-un
okudugu şiir arif nihat asyalıya aittir.
-
42. mehmet ali yalçındağ
kifayetsiz muhteris. açığını tayyib'e gammazlik yaparak kapatıyor. tayyib'e "baskomutanim" demis, tayyib sevinmiş onunla gurur duyuyor bu sürüngen. aydın doğan'in yerinde olsam bogdururum bu kımıl zararlisini. ınsanlığa zarar bu tip fonksiyosuz omurgasizlar. sedat ergin'in, vuslat doğan'in, muharrem ince'nin ve bu böceği gregor samsa sayıp ilişki kurmuş herkesin kime dayı dediklerine dikkat etmesi gerek. bu adama köprüden geçmek için bile dayı denilmez. bu tiplere adam bile denilmez de tanım bulamadım. fakir adamın, aç adamın hırsızlık, gammazlik, adam satma işi yapmasını anlarım, ekmek parası, doğal secilim. trilyonlara hükmeden bir aileye mensupsun, gammazciliga ne ihtiyacın var senin, alçak herif, bir kuruşluk adamlığı olmayan kopik, iki taraflı oynayan fakültatif bakteri. zengin adamın bu capsizligina çok sinirleniyorum yahu.
nuray mert omurgasizi için söylenecek laf bulamıyorum. -
43. 3573 sayılı zeytinciliğin ıslahı hakkında kanun
20inci maddesinin değiştirilerek zeytinliklerin ve etrafının imara açılması için yapılan düzenleme 7inci (yedinci) defa tbmm'ne getiriliyor.
bilim sanayi ve teknoloji bakanlığı yapmış öneriyi. herhalde beton ile zeytin ve zeytinyağını ikame eden bir keşif yaptılar. hiç de haber vermiyorsunuz keratalar.
işte bilim bu! -
44. emlak balonu
emlak balonu nedir biliyor musunuz?
geçen gün oturup düşündük acaba dedik ev alabilecek miyiz diye. hesap kitap yaptık, yavaştan ev bakmaya başladım.
bir tane ilan gördüm, yerini de söyleyeyim hatta istanbul şirinevlerde metroya yürüyerek yirmi dakika mesafede. kötü bir semt yani bilen bilir. ev de çok yeni durmuyor. piyasa araştırması yapıyorum sadece nerede ne görürsem bakıyorum bilgi ediniyorum.
neyse aradım adamın eşi oradaymış gel eve bakalım dedi. girdik eve, banyoda duşakabin yok, mutfalta mutfak dolabı yok. yerler zaten fayans parke değil. bir de kat kaloriferi. salonda soba duruyor. ev en az yirmi yıllık. 2+1 leş bir ev. gözünüzde canlandırın yani. kadına dedim ki ablacım bu evin bayağı bakıma ihtiyacı var, dolap yok bilmem ne yok. tabi dedi, herkes kendi zevkine göre yaptırır evi dedi. işte tabi herkes kendi zevkine göre yaptırır evi cümlesini söylerkenki özgüven var ya hani, ben ev sahibiyim özgüveni, ev bu kardeşim işine gelirse özgüveni, ben aslında şark kurnazının cahilin önde gideniyim ama benim evim var özgüveni, işte o özgüvenin sebebi bu emlak balonu. ve o özgüven emlak balonu.
kiralık veya satılık ne kadar ev sahibi gördüysem istisnasız hiç biri mi adam çıkmaz. hep bana mı denk geliyor arkadaş hepsi mi eşşek olur. bıktım yeminle, bu insanlarla anlaşmaya çalışmaktan aynı dili konuşmak zorunda olmaktan bıktım.
şuan oturduğumuz evin sahibi beyfendi de iki yıldır evi yaptırcam diye bizi oyalıyor bakalım. çıkamıyoruz da evler ebesininki kadar pahalı. nolacak böyle bilmiyorum. köyde kentte üç beş tarlası olan sattı istanbulda müteahhit oldu, kendi işinin terimlerini öğrenemeyim iki kira debosot dedi ama biz yıllarımızı eğitime verdik istediğimiz semti bırak istemediğimiz semtlerde bile istediğimiz evlerde oturamadık. ev ulan ev. içimize sinen eve bile oturamıyoruz. ben böyle ülkenin de emlağının da balonunun da amasını avradını. -
45. façalı erkek karizmatikliği
façayı karizmatik bulan kadın böyle birşeydir.
-
46. back to the future serisi'nden akılda kalanlar
yaraktır. hani martin'in, babasının yarağını anasına sokma macerası.
bu ne amk yok şunda akılda kalanlar yok bunda akılda kalanlar. alzaymır mıyız amk? hatırlıyoruz işte hepsini. -
47. ülkelere göre ingilizce seviyeleri
türkiye: anlıyor ama konuşamıyor.
-
48. mastürbasyon olmasaydı
(bkz: formatı zikerdik)
-
49. kolombiya hükümeti - farc barış görüşmeleri
başıma bir şey gelmeyecekse darısı gani gani başımıza diyeceğim harika gelişme. nereye kadar savaş? kaç senedir pkk ile savaşıyoruz? kaç canımız gitti? kaç asker öldü? kaç anne ağladı? kaç çocuk öldü? kaç çocuk üzüldü? kocaman bir çok... savaşın hiçbir zaman kazananı olmaz, savaşın kaybedeni her zaman halktır. olan her zaman için bize olacaktır. kolombiya devlet başkanının da demiş olduğu gibi: "savaşın bedeli her zaman barıştan daha büyük"
şunu umutlandırmıştır bunu umutlandırmıştırı geçin lütfen, kim barış istemez ki? -
50. 27 eylül 2016 borussia dortmund real madrid maçı
maçı açar açmaz dortmund'un gol attığı maç. yıllardır bunu yaşayıp buraya yazmak istiyordum. artık başardım. zirvede bırakıyorum dostlar.