(bkz: bu sefer güldürdü)
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 1 ocak 2016 salih memecan'ın kovulması
-
2. 1 ocak 2016 ttnet adil kullanım kotası rezaleti
ttnet'in yaptığı ve bugüne dek dikkatimi çekmemiş, sabah sabah kotamın halini görünce fark ettiğim rezalet.
ttnet'in sözümona sınırsız, ama aslında 75gb kotalı internetini kullanıyorum. kotamı doldurup hızımı 3mbps'ye indirdiklerinde de internette doğru düzgün hiçbir şey yapmak mümkün olmuyor. google bile zar zor açılır hale geliyor, web siteleri yüklenmiyor vs... sırf bu yüzden ne doğru düzgün hd film/dizi stream edebiliyor, ne oyun indirip oynayabiliyor, ne gönül rahatlığıyla müzik dinleyebiliyorum. çünkü biliyorum, maazallah birazcık eğlence amaçlı bir şey yapmaya kalksam, internet kotası bir anda doluyor ve ayın geri kalanında işkence çekiyorum. parasını ödediğim ve hakkım olan bir servisten yararlanamıyorum. işte bundan kaçınabilmek için bütün bir ay oruç tutar gibi interneti kullanabiliyorum. her şey kısıtlı, her şey gıdım gıdım. her an bir arkadaşa bakıp çıkar gibiyim. bir şeyler indireceksem ayın son gününü bekliyor ve bütün bir ay listesini çıkarıp indiremediğim ne varsa son gün indiriyorum.
dün de her zamanki gibi yaptım ve gün içinde gerek playstation'dan oyun, gerek bilgisayardan dizi vs.'yi indirmeye koyuldum. liste dediğim de öyle padişah fermanı filan değil yani. koca gün iki tane oyun indirebildi alet. zaten işlemlerimi de geceyarısı olduğunda durdurdum ki sakata gelmeyeyim.
peki bu "saygıdeğer" firma ne yapmış dersiniz? ne yapmış söyleyeyim: dün sabahtan akşama dek yaptığım indirmelerin tümünü bu ayın kotasına dahil etmiş. sabah şeytan dürtüp de kontrol etme ihtiyacı hissedince gördüm tabloyu ve başımdan aşağı kaynar sular döküldü. sebep? sebep tam olarak eşeğin sikinden dolayı. yani ben ttnet'in kota ekranında sayfanın altına minicik harflerle bulmaca gibi yazdığı açıklamadan öyle anladım. şöyle diyor kendileri:
--- spoiler ---
"ayın son günü saat 12:00 den sonra başlatılan ve 12 saatten uzun süren bağlantıların kota kullanım miktarı gelecek ayın kota kullanım miktarına dahil edilir."
--- spoiler ---
evet. sebep bu. 12 saatten uzun bağlantı yapmışım. sadece bu. ayın başka hiçbir günü işletilmeyen bu götten uydurma kuralı neden koydukları da çok açık. benim gibi bütün bir ay sabredip ayın son gününü bekleyen müşterileri avlamak. biliyorum, benim gibi yapan çok insan var. fakat kaçınız böyle bir kuralın varlığından haberdardı? ve bu düpedüz tüketiciyi aldatmak değil de ne? daha ayın ilk gününden hayvan gibi para ödediğim sözde sınırsız internetimin kotasının büyük bölümünü doldurmuş biçimde oturuyorum şu an. zaten dünyanın en pahalı internetine verdikleri sik gibi hizmeti de vermemek için ne yollar uydurmuşlar ya. allah belanı versin ttnet.
edit: destek olup olayı btk ve tüketici hakem heyetine taşımamı tavsiye eden yazarlara teşekkürler. bu konuyu ileri götürmeyi planladığımı ve önemli bir gelişme olursa paylaşacağımı bildirmek istiyorum. 75gb'yi ya da 3mbps hızı yetersiz bulduğum için beni suçlayan arkadaşlar sanırım bütün gün akrepnalan.com'da takılıp evde akıllı telefon vs. de kullanmıyor. zira ikinci bir cihaz birazcık parazit yapsa işlemleriniz yavaşlamaya başlıyor. bu kadar matah bir hız olsa zaten sanıyorum bu seviyeye düşürülüp cezalandırılmazdık. kaldı ki bulunduğum bölgede internet servisinin bir hayli rezil ve dalgalanmalı olduğunu da eklemeliyim. o mahkum ettiği 3mbps'yi veremediği anlar bile oluyor. bazı arkadaşlar da bağlantıyı zamanında kesmediğim için ttnet'i haklı bulmuş. gün hesabı yaptığım yetmiyormuş gibi çakallığa maruz kalmamak için bir de saat takip ederek gece yarısından önce modemi hemen kapatıp bağlantıyı kesmek zorunda olmak bana çok ilkel ve gülünç geldi açıkçası. benzetmemi mazur görün lütfen ama daha mantıklı yolları varken sevişirken doğum kontrol yöntemi olarak boşalmadan hemen önce penisi hızla dışarı çekmek gibi bir şey bu. benim durumumda daha mantıklısı da bana sorarsanız ttnet'in doğru düzgün kota kaydı tutması olurdu. adil kullanım kotasının tamamen saçma ve haksız olduğu noktasına hiç değinmiyorum bile. bana 70 küsur tl'ye internet satan onlar. o hizmetten ne zaman yararlandığımın hesabını da düzgün yapsınlar bir zahmet.
edit 2: mesaj yoluyla donanımhaber forumlarından bir üyenin bu konuya 2013 yılından beri dikkat çekmeye çalıştığı bildirildi. üyenin açtığı başlık şurada. ben de birçok yazardan gelen tavsiyeler sonucunda bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu'na şikayetimi maille bildirdim ve ttnet, yahut başka bir internet sağlayıcı tarafından aynı şekilde mağdur edilen tüketicileri aynı işlemi yapmaya davet ediyorum. https://sikayet.btk.gov.tr adresine girerek 1 dakikalık basit bir üye kaydı ile siz de bireysel şikayetinizi oluşturabilirsiniz. sonunda elimize ne geçer bilemiyorum ama bugün anladığım kadarıyla büyük çoğunluğumuz durumdan değil şikayetçi, haberdar bile değilmiş. -
3. yüksekova'da askerin elektrik direklerini yıkması
kurtlerin kacak elektrik hakkina yapilmis bir saldiridir.
-
4. kemal kılıçdaroğlu
hasan karakaya isimli mahlûkun ölümü üzerine akit gazetesi'ni arayıp başsağlığı dilemiş. ne zaman centilmen olması gerektiğini ne zaman savaşması gerektiğini bilmiyor. savaşçı değil, savaşması gerektiğinin bile farkında değil. hâlbuki karşı taraf bütün gücüyle savaşıyor. ve yavaş yavaş tüm mevzileri ele geçiriyor.
centilmenlik kazananlara yakışır. atatürk çanakkale savaşı'nda kazandığı için orada savaşan anzaklara "siz artık bu topraklarda rahat uyuyun, artık bizdensiniz" demiştir. yunanlıları izmir'den denize döktüğü için ayakları altına serilen yunan bayrağının kaldırılması emrini vermiştir. böyle hareketler muzaffer liderlere yakışır.
sen 9 seçimdir ezile ezile yeniliyorsan, karşındaki adamlar hitler olmaya özeniyor ve buna yaklaşmış ise, orası centilmen olmanın yeri değildir. orası savaş makamıdır ve sen de elindeki tüm imkânlarla savaşırsın.
akp'nin zulmü beni hiç kızdırmıyor, adamların doğası bu. ama bahçeli ve bu kılıçdaroğlu'nun bu pısırıklıkları ferasetsizlikleri bu ezikliklerinin hiç bir açıklaması yok.
bu ülke bir felakete gidiyor, sadece solcular ülkücüler değil, farkında olmasalar da akp'lisi de bu felakete uğrayacak.
bunun en büyük sorumlularından birisi bu adamdır.
not: "ne yapsaydı, ölenin arkasından sövse miydi?" deniliyor. birşey yapmak zorunda değildi, sessiz kalabilirdi. kimse chp liderini akit yazarı öldüğünde taziye belirtmedi diye kınamaz herhalde. özellikle de zulüm 1938'de son buldu diyen adamların arkasından.
7. cumhurbaşkanı kenan evren öldüğünde arkasından taziye yayınladınız mı? hayır. o halde neden pas fotomaç gazetesinin dörtte biri kadar tiraja sahip akit'in başındaki adam ölünce taziye gereği hissediliyor? -
5. tinder'dan hatun düşürme taktikleri
-
6. türkü söylerken kazaya denk gelen dayı
"buzlu ve sisli bi yolda o hızla neden gidilir?" sorgulanması gereken asıl şey bu iken adamın küfürlerine takılmışlar. şaka gibi memleket.
-
7. kadınların iflah olmaz satılık bedenler olması
şimdi burada yazarın ve "adam haklı beyler" diye gezenlerin derdi aslında kadınların parayla ilgilenmesi ya da yakışıklı erkeklerle ilgilenmesi falan değil. asıl derdin ne olduğu 3 cümleden fazla konuştuklarında verdikleri örneklerden anlaşılıyor. şikayet edilen ve başlıkta satılık beden olmakla ilişkilendirilen durumlar şu şekilde:
- yazar erkeğin hoşlandığı kadının erkeği tipsiz olduğu için beğenmemesi,
- instagram, snapchat, vs. gibi ortamlarda yazar erkeğin ilgi görmemesi,
- instagram, snapchat, vs. gibi ortamlarda yakışıklı bir erkek fotoğrafı ile bulunulduğunda kızların ilgi göstermesi,
- yakışıklı erkek fotoğrafı olduğunda kızların eski sevişmelerine dair anlattığı hikayeler (para karşılığında yaptıklarına dair bir belirti yok),
- kadınların özellikle evlenecekleri zaman zengin erkeklerden yana seçim yapması,
- yakışıklı ve/veya zengin olmayan erkeğin sevişememesi.
şimdi şikayetleri sıraladık. bu şikayetlerin temeli ne? evet, bildiniz. yazan erkeklerin istedikleri kadınla sevişememesi. bir yazar harika özetlemiş şu cümleyle:
"bugün tipsiz ol, ama dünyanın en ahlaklı erkeği ol, sana bir tane kız dönüp bakmaz kendini güzel sanan klasmandan. bakmayacak da. sen de çirkin olduğun için, çirkin birine fit olacaksın. bu böyle."
eveeeeet. derdimiz neymiş? çok ahlaklı ama çirkin erkeğimizin çirkin bir kadın ile denk düşmesindeki inanılmaz adaletsizlik. burada çirkin olan kadının ahlakı ile ilgili bir bilgi yok çünkü o sorun değil, kadın zaten çirkinmiş.
şimdi bu sinirden ağzı köpürmüş erkeklerin durumu ne? yakışıklı değiller ve/veya zengin değiller. ama aslında tanısan çok iyi, çok efendi çocuklar (kendi söylemleri). kadınlardan beklentileri ne? yakışıklılığın ya da zenginliğin bir beğeni kriteri olmaması. neden? çünkü bu yazarlar bu kriterleri sağlamıyor ama onlar da en güzel kadınları "hak ediyor". tipsiz ama çok efendi erkekler olmalarına rağmen, sadece çirkin kadınlarla beraber olabilecek olmaları çok adaletsiz. en güzellerini hak ediyorlardı oysa. burada haksızlık var, demek ki bu kadınlar tam orospu. instagramda da yapılan aşırı bilimsel teste göre kadınlar yakışıklı erkeklerle yatmak istiyorlar, orospulara bak. para bile istememiş, ilgilenince hemen fotoğraf falan göndermiş orospular.
durumun özeti şu: dünya adil bir yer değil, bunu görmek için kadın erkek ilişkilerinden önce açlıktan ölen çocuklara bakmak yeterli. o nedenle tipiniz, varlık durumunuz, zeka seviyeniz, sağlık durumunuz bu hayatta elde edebilecekleriniz ile doğrudan ilişkili. bunun kadını ya da erkeği yok. sinirlendiren durum da tam olarak bununla ilgili: güzel kadınların tipsiz erkeklerle ek bir sebep olmadığında birlikte olmaması. erkekler ek sebep kısmını para olarak özetlese de, bu sebepler kişiden kişiye değişiyor. karizmatik bir duruş olabilir, kadına olan davranışı kadının beklediği gibi olabilir, etkileyici bir zekası olabilir, komik olabilir, vs. aynı şey yakışıklı erkeğin görece çirkin kadınla olan beraberliğinde de geçerlidir. kadının erkeğe karşı tutumu, hayat görüşü, ahlakı, iyi bir anne adayı olması gibi özellikler erkeği kadına çeker. ağzı köpüklü yazarlar ise istiyor ki onun beğendiği, sevdiği kadın onu istediği gibi kabul etsin. tipsiz olsa da, parasız olsa da istediği kadınlarla beraber olabilsin, yalnız kalmasın. çünkü bunlar efendi erkekler.
ha bu arada bu kendilerini çok efendi, çok harika olarak tanımlayan erkeklerin, hayır cevabını aldıkları anda hemen kadınların aslında ne kadar orospu, ne kadar iflah olmaz olduklarından bahsedecek, ağızlarından köpük saçacak karakterde olmaları efendiliklerinden bir şey kaybettirmiyor tabii.
neyse burada çalın, oynayın kendiniz. hayatta elde edemedikleriniz için kendinize bakmadan insanları suçlayın. kendi kokuşmuş kafanıza bakmadan, başkalarına iki yüzlü, çıkarcı, orospu demeye devam edin. toplanıp birbirinizi pohpohlayın. kolay gelsin. -
8. uzun süre sipariş alınmayınca mekanı terk etmek
ilkel atalarımızdan kalan çağdışı bir davranış.onun yerine medeni bireyler gibi noterden ihtar çekmemiz gerekiyor.
-
9. kemoterapi gerçekleri
hemen yukarıda bir mal değneği var, ciddiye almayınız. gerçek istatistikler şöyle:
1. her sene 20.000 kişi kanser olup 15.000'i ilk yılda ölmüyor sayın cahil ve bok atıcı. kanser olan kişi sayısı yılda 100.000. daha ilk cümlende yalan söylediğin ve araştırmadan salladığın belli
2. sayın bok atıcı ve cahil, bak bakayım şu sunumun 36. sayfasına. ne diyor? her on senede bir kanserden sağkalım oranları düzenli olarak artıyor. yani, kanser tedavi edilebilir bir hastalık ve başarı oranımız hızla yükseliyor. tamam mı salak herif? : http://www.turkcancer.org/…ve-davranis-mart2014.pdf
3. çocuk onkolojisinde kemoterapinin başarı oranı % 85'lerde. oku duyarsız ve cahil herif: http://www.medikalakademi.com.tr/…mi-mehmet-kantar/
niye ben bu adama gerizekalı, duyarsız ve cahil diyorum? çünkü:
1. duyarsız, çünkü bir sürü kanser hastasının okuduğu bir başlığa geip desteksiz ve dayanaksız şeyler yazabiliyor. ailesinde kanser hastası olup da bu gerizekalıya inanabilecek kadar zor durumda olan o kadar insan var ki. herkese acil şifalar dilerim, hasta yakınlarına da dayanma gücü. merak etmeyin, modern tıp bu gerizekalıların iddia ettiği kadar başarısız vs değil, inanın ve mücadele edin
2. cahil, çünkü taaaaa binlerce yıldır insan evrimiyle beraber gelişen bir hastalıklar kümesi hakkında (kanser) şöyle bir cümle kurabiliyor: "siz ve sizin gibi sivrisinek kafalilar doktor olsaydi bu kanser illetine bu kadar yildir coktan cozum bulunmustu." allah bilir, okudğu iki facebook postuyla gelmiş buraya doktorlara bok atıyor. cahil çomar seni, yıkıl!
3. gerizekalı, e çünkü gerizekalı.
hiç bundan sonra güzellikle söz anlatmak yok, adam olan şu yukarıdaki bir sürü doğru bilgi dolu şeyi okuyunca zaten akıllanır. hala buraya gelip desteksiz bok atanlar gerizekalıdır
bu tür yalanlara karşı tıklayınız : yalansavar http://yalansavar.org/ -
10. sözlük yazarları ğ'yi nasıl yazıyor
(bkz: siktin formatı eyledin viran)
abi burası gittikçe foruma dönüyor ve kimsenin de sikinde değil cidden.
ayrıca yapacağın ğ'yi sikeyim kardeş.
aynı fotoğrafta yaptığın ş'yi de ayrıca sikeyim. -
11. hasan karakaya'nın son anları
reis'in yine yeni yeniden dini kullanarak ölümden de yırttığı hikaye. hadi bu halk koyun, azrail'de hiç mi akıl yok.
-
12. türk hava yolları
hizmet kalitesindeki eksiklikleri eleştireni anlarım, siyasi eleştirileri de bir noktaya kadar anlarım ama hava şartlarından rötarları da firmaya bağlamak nasıl bir mallık? adamın uçağı 5 saattir kalkmamış sövüyor, iyi de tgs senin biletlemeni rezervasyonunu check inini yapmış, boardingi yapmış, yüklemeyi catering i yapmış, kabin ekibi, pilotlar hazır, uçak hazır, havaalanı uçağa slot vermiyorsa, sıradan dolayı, hava şartlarından thy ne yapsın? karşıdaki hava şartlarından, ya da herhangi bir sebepten uçağın gelişinde gecikme varsa thy ne yapsın? sanki emiratesi, onuru, air france'ı gürül gürül uçuyor da bir thy kalmış alanda. adam yılda 2 kez uçuyor, birinde gecikmeye denk gelmiş cahil cahil yazıyor burada dava edeceğim vs diye. o uçak birilerinin ihmalinden 5 dakika gecikmeye girse adamın ağzına sıçarlar zaten, bu işte herkes uçağı yetiştirmek için saniyesi saniyesine koşturur. ama yer hizmetlerinin ukala tavırları, yanlış bilgilendirmeleri sonuna kadar eleştirilebilir eyvallah
-
13. steam
"torrent dururken netflixe her ay 9 dolar bayılmak enayilik" diyen amerikalı ölücülerin kuzenleri buraya da geliyor.
ölücülüğe veya ahlaksızlığa ekonomik kılıflar bulsak bile, bunlar elmayla armutu karşılaştırdıklarını farketmiyorlar.
netflixin verdiği hizmet, sadece torrentten de bulacağın filmleri izlemek değil. her yerden/cihazdan izleyebilmek, anında başlayabilmek, dosya yönetimiyle uğraşmamak, virüslü veya bozuk filmleri endişe etmemek, ultra-kişiselleştirilmiş tavsiyeler almak, vs. torrentin avantajıysa, popüler programların yeni bölümlerini yüksek kalitede izleyebilmek. netflixe üye olup, nokta atışlar için arada sırada torrent kullanmak mantıklı.
steamin verdiği hizmetse, görece netflixten bile daha iyi. netflixin tüm avantajlarına sahip ve bu avantajlar oyun alanında daha da önemli (virüs daha büyük sorun, bozuk kurulum daha büyük külfet). netflixin hiç bir dezavantajına sahip değil (oyunlar çıktıkları anda buradalar, kalite farkı yok). ek olarak beğenmediğini iade imkanı, otomatik yama, dlc ve mod kolaylığı, save dosyalarının ve oyun profillerinin silinme tehlikesi olmadan cloudda durması, achievements, vs. tabii çoğu kişi için en mühimi de multiplayer oynayabilmek.
yani bırak elmayla armutu, bunlar çürük elmayla charlize theronun yaladığı taze armutu karşılaştırıp "çürük elma bedavayken, o armutu niye (y)alasın ki?" diyorlar. garip bir örnek oldu, peki şu nasıl: charlize theron'u yalamak dururken virüslü şişme bebek sipariş etmek?
(kadınlar, bu analojiler bir gün elbette size de uygun hale gelecek, işte o gün muasır medeniyetler seviyesine çıkmış olacağız) -
14. escort kadınla kondomsuz ilişkiye girmek
türkiye'de çok sıradan bir davranış olduğunu sanıyorum. zamanında a takımı varken bir gizli kamerayla e-5 kenarından bazı görüntüler vermişlerdi. kadın "ama bende aids var" dediğinde "atın ölümü arpadan olsun" diyen şoförü hala unutmam.
düşün yani.
edit: a takımı değil, reha muhtar diye uyarı geldi. valla yıllar oldu karıştırmış olabilirim. ha diyelim ali kırca oldu; o da olumlu.
edit2: "kesin bilgi, uğur dündar" diyen de oldu. yıldo çıkacak en sonunda. (uğur dündar olduğuna yönelik mesajlar arttı)
edit3: bahisler kapandı.*
"yıllar önce uğur dündar’ın arena ekibiyle “aids” hastası olduğunu söyleyen bir hayat kadını karşısındaki türk erkeğinin duruşunu tespit etmeye karar verir. arena programının en "çekici" muhabiri “hayat kadını” kılığına girerek otoyol kenarında müşteri beklemeye başlar. gizli kamera ve mikrofonlardan her şey kaydedilmektedir. muhabir “tarifeyi” soran erkeklere "aids"li olduğunu söyleyip, oldukça iyi miktarda para istemektedir. sonuç: teklifte bulunan erkeklerin %90’ı onun “aids”li olduğunu bilmelerine rağmen umursamayarak ilişkiye girmek istemiştir. işte bu kişilerin aids"li olduğunu söyleyen hayat kadınına verdiği cevaplardan bazıları (kelimesi kelimesine) “atın ölümü arpadan olsun!”, “başka aids”li kadınlarla da yattım bi şey olmadı!”, “senin için göze alırım!” “bir çaresini bulurum, benim babam doktor!”, “bir şey olmaz ben de aids’liyim!”, “ölüm allah”ın emri. az ilerde kaza yapıp ölmeyeceğimi kim garanti edebilir ki!”, “olsun be senin için göze alırım!”, “hiç problem değil, okunduk daha önce!”, “atınn ölümü arpadan olsun!”, “bana bir şey olmaz ablacım!”"
http://blog.milliyet.com.tr/…un/blog/?blogno=439012 -
15. 31 aralık 2015 galatasaray'a kesilen vergi cezası
ceza kısmını bir kenara koyalım, kaçırılan 90 milyon tl vergi aslı var. 30 m euro etsin ki 2010 yılında 40 milyon euro falan ederdi.
şimdi bu paraları vergi kaçırmayan diğer takımlar tıpış tıpış öderken galatasaray gitti sneijder'i, drogba'yı, muslera'yı, melo'yu, chedjou'yu falan aldı, 4 senede 3 şampiyonluk aldı. bu vergileri zamanında ödeselerdi anılan futbolcuları değil bu seneki gibi bilal'i cem'i falan alacaklardı. şimdi bunlar gelip başka takımları şike yapmakla suçlayıp itham ediyorlar. vergi ödemeyip transfer yapıp haksız rekabet yaratmak şike değil mi peki? -
16. burger king'in king boy kola israfı
-
17. hdp'ye oy verenler şimdi neler düşünüyorlar
keşke vermeseydik akp 390 milletvekili çıkarsaydı da ananızın amını tersten görseydiniz. o zaman sorardınız hdp'ye oy verenler şimdi ne düşünüyo diye. böyle düşünüyorum şahsen.
-
18. hasan karakaya
sözlükteki çoğu kişi, karakaya'nın sadece 2000'lerin sonlarına doğru canlı hedeflere dartla atış yapmaktan farkı olmayan yazılarından haberdâr gördüğüm kadarıyla. ama yüksek erdemden dolayı değil, iktidarın başka olması sebebiyle 90'ların sonları ve 2000'lerin başlarında hasan karakaya'nın bir de "muhalif dönemi" mevcuttu. islami kesimde sabahları dükkanlar açıldıktan sonra "karakaya'nın son yazısını okudun mu? yine döktürmüş" yollu muhabbetler çevrilirdi. peki karakaya'nın en çok sevdiği konu neydi o zamanlar? tabii ki iktidardakilerin lüks sevdasıydı. hatta lüksü, iktidarın gösteriş merakını eleştirirken sanki karşınızda bir romalı tacitus ihtişamı var zannederdiniz.
kemal derviş'in yanındakilerle beraber 120 tl kadar tutan bir beş yıldızlı otel kahvaltısını uzun uzun yazdığını hatırlıyorum. yazılarının yarısı tırnak işaretlerinden ibaret olan karakaya, o vakitler "halkın parasını çarçur eden politikacılara" pek kızgındı, ölçüyü açan en küçük bir harcama, karakaya tarafından o köşesinde yer alan logosundaki gibi matkapla cezalandırılırdı. yolsuzluk, lüks, devlet hazinesinin beyhude yere harcanması haberlerini işittiği dakikada hababam sınıfı'ndaki çalışkan ahmet gibi dellenen bir hasan karakaya düşünün...
"hayvan gibi sevişmek isteyenler" diye cinsellik konusunda yazan köşe yazarlarına saldırmalar, "pornocu" gibi nâif küfürler, karakaya'nın sevdiği betimlemelerdi. ama bir fark olarak bunları iktidar seçkinlerine yönelttiği de olurdu o muhalif döneminde. ağzının bozukluğundan herkes çekerdi, ama temelde zenginlik, gösteriş ve lüks en yaygın kritik temalarıydı. aksaray'ın inşası, 17 aralık, gezi eylemleri, roboski vs gibi olaylar, güdümü kendi kesimi elinde olmayan bir iktidar döneminde olmuş olsaydı inanın kahraman gazeteci imgesine bürünmeye çalışacaktı. diyarbakır cezaevi'ni bu kadar çok yazmış olan birinin, islami iktidar dönemindeki roboski anıldığında ancak küfretmesi, öyle sucuk zarı kadar ince olan bir detay değil, muhafazakar kesimde barınmakta olan ciddi bir karakter sorununun göstergesi. kemalist devlete vurmak için sadece etkili birer mühimmat olarak görülüyordu yoksulluk, kürt sorunu, devlet baskısı vb konular. bunu birçok islamcı az çok farketti ama umursamadı. o eleştirilen ceberrut devlete bu kadar kısa sürede benzeyebilmeleri de biraz bundan.
aslında doğrudan konumuz değil ama beni en çok rahatsız eden, islamcılığın hasan karakaya gibi şahsiyetlerle birlikte içine fena battığı vasatlık çukuru. kimi zaman islamcılık içerisinde de değerlendirilen ahmet ağaoğlu'nun 1910'lar civarı yazdığı ünlü eseri üç medeniyet'teki aşağıdaki bölümünü, hasan karakaya ne zaman anılsa yeniden hatırlıyorum. günümüzde islamcıların manevî ve fikrî mesailerinin %90'ını nereye gömdüklerini anlama açısından manidardır:
"bizde birçokları, ahlâkı sırf cinsi münasebete inhisar ettirerek, bizim güya batı çevrelerinden daha ahlâklı olduğumuzu iddia ediyorlar. bu fikir katiyen yanlış ve yanlış olduğu kadar da zararlıdır. çünkü önce şurasını bilmeliyiz ki, ahlâkı yalnız cinsi münasebetlerle sınırlanmış sayanlar, insanı yalnız kuşağına kadar tasavvur edenlerdir. fakat kuşaktan yıkarı bir kalp ve bir de ruh vardır. işte bu kalp ve ruha ait olan ahlâk sahalarının hepsinde biz pek aşağı bir durumdayız." (ağaoğlu, ahmet, 2013, üç medeniyet, doğu kitabevi, istanbul, s:47) -
19. hacamat'ın odtü kapağı
çizgiler ve renklendirme ilk dönemlerine kıyasla fena değil. bu hızla gelişmeye devam ederlerse önümüzdeki 20 yıl içinde bir patatesi kendilerine abone edebilecek derinliğe ulaşacaklarını düşünüyorum.
tüm hacamat çizerlerine bitki alemine mizah yapma ileri görüşlülüğünü gösterdikleri için teşekkürlerimi sunarım. karikatürden zekayı çıkarmak ilk başta fark edilmesi zor bir deha içeriyor.
bir eksiği dolduruyorsunuz.
helal olsun.
ps.
salih memecan kovulmuş. bu fırsatı kaçırmayın.
adam sizin alanda pro -
20. viyana filarmoni orkestrası
12:00'dan itibaren yeni yıl konseri trt hd ve trt haber'den canlı olarak yayınlanacak olan orkestra.
yılda iki kez işe yarıyor trt. 31 aralık berlin filarmoni yıla veda konseri ve 1 ocak viyana filarmoni orkestrası yeni yıl konseri. bunları saymazsak olmasa da olurdu ama teşekkürler tabi.
edit: trt haber - trt hd
edit: sana teşekkür eden kafama edeyim. -
21. sherlock
beyler bu akşamın değerini bilelim. çünkü bu akşam yayınlanacak bölümden sonra 4.sezonun ilk bölümüne kadar olan sürede yazarlarımız yaşlanacak, bazıları çoluk çocuğa karışacak.
tanım: güneş tutulmasından güneş tutulmasına yeni bölümü yayınlanan dizi. -
22. işte benim stilim 2016
(bkz: işte benim estetiğim 2016)
-
23. 2015 xhamster istatistikleri
almanyanın birinciliğinde zenmate'in ve türkiye'nin payı unutulmamalıdır.
-
24. 56 saat aralıksız parti yapmak
(bkz: redbull ve dürümle parti yapmak)
fsdkjh. -
25. vega'ya gereken önemin verilmemesi
bence harika bir tarzı olan, kaç yıl geçmesine rağmen keyifle dinlediğim vokallere sahip bir grubun başına gelenler. sanırım dağıldılar veya onun gibi bir şey oldu, yoksa müzikleri hakkaten güzel.
-
26. erkekler neye aşık olur
yanında kendini en iyi hissettiği kadına. adamın ne hissetmek istediğine bağlı aslında. özgüven mi, daha erkeksi hissetmek mi, anaçlık mı? bunun için eksikliğini yaşadığı şeyi bulmanız gerek önce. sonra o eksikliği belirli dozlarda kapamak ve unutmadan arada dozu azaltmak.
-
27. hasan karakaya'nın şehitliğe defnedilmesi
(bkz: yalarken şehit düşmek)
-
28. hitler almanyası'nda da başkanlık sistemi vardı
anayasası'nda demokratik hukuk devleti yazan ülkenin cumhurbaşkanı tarafından söylenen sözdür. insanlığa karşı suç işlemiş olan, soykırımcı, diktatör hitler'in yönetim biçimi türkiye cumhuriyeti için emsal gösterilmiştir.
türkiye'de "diktatör erdoğan" söyleminden ötürü soruşturmaya ve kovuşturmaya tabi tutulan tüm vatandaşlara ve yargıya cevabı erdoğan vermiştir.
yeri gelmişken belirtmekte ve hatırlatmakta fayda var; bu ülkede "sivil anayasa" yapılıp, "darbe anayasası" mülga edilmek isteniyor. bu zihniyetle yapılacak anayasa sivil falan olmaz ve peşinen belli ki darbe anayasası'nı aratan bir anayasa olur. -
29. yabancı dizi izleyen özenti kültür yoksunları
(bkz: arka sokaklar vs the wire)
(bkz: akasya durağı vs six feet under)
(bkz: parmaklıklar ardında vs oz) -
30. ankara soğuğu
engellenenler listesine yenilerini ekleyen soğuktur.
gerizekalıya anlatmak gibi gerekirse;
evet sibirya'dan, alaska'dan ve ismini bilmediğim kutup noktalarına yakın yerleşkelerinden daha soğuk değildir. kimsenin böyle bir iddiası da yok zaten. sadece karasal iklim nedeniyle türkiye şartlarında kabul edilebilir gözüken havalarda dahi dayanılmaz ayazı insanı titretir.
bu nedenle muhtemelen karasal iklimin belirgin yaşandığı diğer türkiye illeri ile de arasında ciddi bir fark yoktur. buraya gelip "ama sivas ayazı görmeyenler, afyon soğuğunu hissetmeyenler, erzurum'da nefes almamışlar" gibi konuşmak da gerçekten gülünçtür. çünkü aşağı yukarı aynı enlem-boylam derecesine sahip yerleşim yerlerinin özel bir durumları olmadığı sürece aynı iklim şartlarını yaşayacağı coğrafyanın en temel konularından biridir. sadece ankara'da daha fazla sözlük kullanıcısı olduğu için bu durum sözlüğe böyle yansımaktadır.
ve gelelim en büyük beyinsizlere; "istanbul'un nemli soğuğunun yanında bilmem ne olan soğukmuş." bak meteorolojinin sitesinden alıntılıyorum. an itibariyle hava durumu;
ankara -6 derece, %66 nem
istanbul -2 derece %49 nem
http://www.mgm.gov.tr/…ndurum/turkiye.aspx?g=h&h=sh
evet nem çok etkiliyor, evet istanbul her şeyin enlerini barındırıyor. yazın en sıcağı da orda, kışın en soğuğu da orda. sen yaşıyorsun diye dünya bir tek orda dönüyor. -
31. türkiye futbol ligine tekrar play-off gelmesi
-
32. vodafone arena
1453 kartallar adli, kulube zarar verme amaciyla taraftar grubu kurduranlara verilmemesi gereken stadyum. siz gidin konya'da, trabzon'da, tt arena'da isliklayin olenleri ya da diger ulkelerin milli marslarini. saygisizliginizi stadimiza sokmayin.
-
33. voleybolcu kızların küçük memeli olması
file yapmamak içindir...
edit: blok yaparken ya da smaç vururken fileye dokunursanız bu faul olur ve sayı karşı tarafa verilir...
buna file yapmak denir... -
34. android'in en büyük sorunu
ios adında, güçlü bir rakibinin gerizekalı kullanıcıları olması.
-
35. ekşi izdivaç
elde patlayacak veri tabanı..
restler havada uçuşuyor er meydanı oldu amk.. erkek erkeğe evlilik henüz memlekette kabul görmüyor.. evlerinize dağılın beyler.. -
36. karısı kızıyla rakı içen insan
olacağım kişidir..
bunun ne mezhep genişliği ile, ne de saygı ile alakası var..
yok..
ben içen bir insanım kardeş, eşim de öyle..
elbette alkolün zararlı bir şey olduğunu, çok fazla içmenin hem kendi sağlığını hem de saygınlığını bozacağını anlatacağım..
ama ben içerken -eğer o da isterse- vermemek olmaz..
benden gizli mi içsin orada burada?
bu sefer aramızdaki bağ sırlara, saklı kapaklı şeylere doğru gider ve bozulur..
ve ben bunu istemiyorum..
kayınpederim, kayınvalidem ve balıdızlarımla gayet oturup kıçı başı dağıtmadan içebiliyoruz, kimse kimseye atlamıyor..
herkes ağzı ile içiyor..
ben böyle gördüm, bunu devam ettireceğim..
kimse bunun üzerinden istismar kasmaya kalkmasın..
ekleme: trakyalıyım ben evet, bizde böyledir..
yaz olunca saros'a kayinpederin yazlığına gideriz, ona viski ve rakı götürürüm ben..
yıllık iznin de yarısını orada yerim..
baldızlar, kayinvalide ve kayinpederle güneş batarken ufak ufak muhabbetle başlarız içmeye..
arada bir iki saatlik molalar verir, çıkar bir tur atar sonra yine devam ederiz..
kimse anıracak kıvama gelmez, kimsenin gözü kimsenin namusuna gelmez çünkü aileyizdir biz..
baldızlarım bana "enişte" değil "abi" der..
kayınlar ise biriyle tanıştırırken "damat" değil "oğlum" der..
o kadar içten der ki karşıdaki insan "ben senin oğlun olduğunu bilmiyordum" der..
hep beraber uyuruz, hep beraber uyanırız..
yaklaşık 6 yıldır böyle bu.. -
37. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
bir hakime "seni sikerim." vb. türevlerde küfür ederseniz 18 ile 20 yıl hapis cezası alıyorsunuz fakat küfür etmek yerine bizzat fiile dökseniz olayı 2 yıl yatıp çıkıyorsunuz.
-
38. gonca vuslateri
''hiçbir türk erkeğinden çocuk yapmayı düşünmüyorum.'' deyip dün gizlice bir türk ile evlenen abla.
gündemi pek takip edemediğim için böyle bir şey söylediğini atlamışım. kezban faşizmi de bu kadar oluyormuş demek ki.* (bkz: bir rahatsızlık olarak faşizm) -
39. cizre'de kontrolden çıkan tankın evleri yıkması
görüntülerde okulun içine bomba atan tank görmüş adam var lan aramızda.
vay babayın kemiğine. -
40. aras bulut iynemli
isterse şarkıyı havaya atıp yere düşmeden üçlü salto atarak sikertsin.
olay bu zaten kardeşler, fazla evde oturmaktan oksijen bitmiş olmasın? camı açsanız bi 5 dakka, içerisi havalansa?
adam oraya eğlenmeye çıkmış ve deli gibi eğlendi ve izleyenleri de moda soktu, eğlendirdi. bence de en iyilerden biriydi.
televizyonculuk açısından bakarsak, olması gerekeni fazlasıyla yaptı. acun gibi instant rating ölçüm makinesi bir daha tekrarlatır mı kötü olsa?
müzikal açıdan bakarsak: abi sen bu olaya müzikal açıdan bakıp yok prozodi yok ses kaydı yok mimik bilmemne diyorsan eğlence anlayışını bir sorgula. bir de dün kim çıktıysa oldukça komik, bozuk, ama bir o kadar eğlenceliydi... program sana zul olmuştur be saatlerce. uyusaydın bari be adam. -
41. ekşi itiraf
mümkün olsaydı eğer, cinsiyetçi başlık açan ve altına destek girileri yazan yazarların tamamını idama gönderirdim.
(bkz: kadınların iflah olmaz satılık bedenler olması)
tüm yaşamımı, "acaba bu etek çok mu kısa? laf atarlar mı giyersem? yok yok, en iyisi başka şey giymek.", "kırmızı ruj sürsem göze çok mu batarım? dönüp bakarlarsa n'olacak? neyse, zaten makyaj sevmiyorum ki.", "şu sokaktan geçerken kulaklıkları çıkarayım. arkadan biri yaklaşırsa duyar tabana kuvvet kaçarım." ya da "ya şuradaki koltuk boş; ama iki erkeğin arasında. gidip otursam sıkıştırırlar mı? neyse, kapının yanında beklersem ilk ben inerim hem, boş versene." gibi cümleleri kendime yineleyerek geçirdim. 27 yaşındayım.
orospuluk nedir? orospuluk bence cinsiyetçi bir zihniyetin diğerini yaftalaması, "dürüstlük", "idealizm" ya da "çalışkanlık" gibi erdemler yerine "seks"i namus ve ahlak olarak kabul etmesidir.
insan bedeninin değerli olduğunu düşünüyorum; ama beden kutsal değildir. bedene tapılmaz. beden kişinin özel mülkiyetidir ve kullanımı yalnızca kendisine aittir.
siz, erkekler! size sesleniyorum. 27 yaşındayım ve bedenimin gerçekten bana ait olduğu zamanlar çok kısıtlı. sizin bakmanızdan, hatta bana rızam dışında sahip olmaya kalkışmanızdan ölesiye korktuğum için gizlemek zorunda kaldım; çünkü çıplak tenimi ne kadar çok gösterirsem o kadar orospuyum sizin gözünüzde.
bedenim bana hiç ait olmadı.
ilk kez bir erkeğin elini tuttuğumda kalbim öyle hızlı çarpıyordu ki sesini duyabilirdim; ama bir ses bana şöyle diyordu: "bir erkeğin elini tuttun. kirlendin mi?"
bunu bana yapan sizden nefret ediyorum. bedenimde bir açık bulduğunuz anda bakmanızdan ve beni "orospu işte! açıyorsa orospudur!" demenizden ölesiye tiksiniyorum.
hayır, benim bedenim değil bu. hiç olmadı.
bana yaptıklarınız için sizi hiçbir zaman bağışlamayacağım. -
42. evde kalmış 25 yaşlarında sözlük kızları
evde kalmaya devam etmelerini tavsiye ettiğim kızlardır. dışarısı soğuk ve tehlikeli.
-
43. big brother türkiye
--- spoiler ---
gamyoncu hüseyin'in bekarlık günlerinde arkadaş grubuyla gittiği marmariste zıpkınla avladığı orfoz hikayesi sabah sabah yarmıştır.
güzel bir koyda bizim hüso arkadaşlarını rızıklandırmak için dalıyor ve hayatında gördüğü en büyük orfozla karşılaşıyor, dev balık kaçmak yerine bizim hüso'nun üzerine dümen kırıyor, hüso da bir metreden iki kaşının arasından vuruyor orfozu :) sonra güç bela sudan çıkıp arkadaşlarına sesleniyor "ben böyle delikanlı balık görmedim" diye. neyse orfozu karaya çıkarıyor ki bölgenin delikanlılarından birkaçı yüzmek için koya geliyorlar; bir hüso'ya bir dev orfoza bakıyorlar " ne yaptın abi sen??? bu orfoz ve bunun ikizi bölgedeki dalış okullarının gözbebeğidir, dalgıçlar yumurtayla, kalamarla beslerler bu balıkları; dalış okullarından kimse gelmeden gidin buradan " derler. hüso balığı bagaja attığı gibi uzar. akşamına ızgara tabii balık. olan yumurta yemeyi beklerken zıpkın yiyen orfoza olur.
bu arada: #20407810
--- spoiler --- -
44. maarri
daha hesabını ilk kapattığı zamandan beri "dönsün, yazsın, daha çok yazsın, paylaşsın, meydanı 3-5 yavşağa bırakmasın" diye düşünüyordum, hesabını kapatıp giden pek çok arkadaşım hakkında düşündüğüm gibi.
ama şimdi görüyorum ki bunlara ne insanlık öğretilir, ne de bunlar iyiden, güzelden anlarlar. mal lan bunlar, mal değneğinin önde gidenleri. adam kitabe gibi entryler girmiş, her birisinde bu tosuncukların yanaklarını tokatlaya tokatlaya kızartmış, bunlar hala "kaçak elektrik öşek foşik foşik hihihihi biz foşiğiz kaçtı gitti zehehehe" diye böğürüp aptal aptal etrafa sırıtmakla, popi yapmaya çalışmakla meşguller.
bırak abicim boşver, yazma. eğer akademideysen enerjini oraya ver. dergi çıkartıyorsan en güzelini çıkar, insanlar okusun. politik örgütlenme yapıyorsan en güzelini yap, farklı mücadele yöntemlerini tartış, tartıştır.
uğrama buralara. bu dangozlara sövüp durmaktan boğazım kurudu resmen, bari sen yorma kendini. arada öfkelenirsen 1-2 ağız payı vermeye gel eğer istersen, bir çayımızı içersin. gerisini salla gitsin. -
45. sözlükçülerin en nefret ettiği insan modeli
(bkz: sürekli kendini öven insan)
-
46. küfürün samimiyet zannedilmesi
-
47. shameless
-
48. hayat felsefesi yapılabilecek en güzel söz
''hayatta daima gerçekleri savun. takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun.”
che guevara -
49. kadıköy'e ipa içmeye gelen maltepeli
kısaca şöyledir. hocam ben kadıköyde hip bir mekanda barmenlik yapıyordum. kadıköy lan burası bahşişten döneriz köşeyi dedim. ama bu çulsuz maltepeliler metrodan inip bira içmeye geldiler ama bahşiş bırakmadı ibneler. ben bi de bunlara güvenip 2500 tl kira veriyorum. bi süre sonra paralar suyunu çekti tabi. ben de mecburen beylikduzune taşındım. şimdi kayinconun birahanesinde efese şu katıp servis ediyorum.
-
50. milli piyango 2016 yılbaşı çekilişi sonuçları
oğlum cayır cayır hile hurda dönüyor diye bağırıyorlar hala bu paralar kime çıkıyor yazanlar var. ülke bu kadar yancı dolmuşken o parayı sana bana yedirirler mi? 3-5 koklatıyorlar sadece inandırıcılık kaybolmasın diye ona denk gelirsen ne ala. çekilişin yapıldığı mekana bak zaten hile hurda döndüğü apaçık ortada. resmen bir duvara dayamışlar makineleri, basık dar iğrenç bir mekan. sürekli ortada heyecanlı heyecanlı birileri geziyor falan tam bir akp'li bilmemne belediyesi ebru kursu gibi.