küçüğüm epey, mandallarla filan oynarken bir gün radyodan bir şarkı doluyor evin içine. bir şarkı dinleyip duygulanmak denen şeyi ilk defa mi yaşıyorum nedir bilmiyorum, ama çok garip hissettiğimi hatırlıyorum, böyle bir şeylere üzülüyorum ama neye belli değil, neye duygulandığımı anlamıyorum, hatta duygulanmak denen şeyin kendisini bile anlamaya uzağım daha, çok da duygulanacak bir yaşta değilim henüz sanki, hani sadece canımız yandığı veya bir isteğimiz yerine getirilmedigi veya biri bize kızdığı zaman ağladığımız yaşlar. ortada böyle bir sebep yokken durduk yere ağlayasım var işte ilk defa, ama annem görürse niye olduğunu açıklayamayacam diye utanıyorum sanki biraz, tutmaya çalışıyorum kendimi. "hüzün" diye bir kavram henüz tam olarak yok sözlüğümde, yaşadığım şeyin adını da koyamıyorum bu yüzden. böyle saçma sapan vakitsiz bir burukluk, elimde mandallarla kalakalmışlık. arka planda devam ediyor şarkı, konuşamıyorum, konuşamıyorum, konuşamıyorum diyor adam...
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. ilhan irem
-
2. büyük kemal kılıçdaroğlu protestosu
arkadaşlar iyi misiniz siz ya? belediye seçimlerinde nasıl da bi rüzgarı arkamıza almıştık. belediye seçimini ikinci kez kazanınca imamoğlu kesin bir sonraki cumhurbaşkanı diyorduk, mansur yavaş'ın cumhurbaşkanı olmasını istiyorduk. burada kaç kez gündem oldu ekrem mi mansur mu aday olsun diye, herkes kendi desteklediği adayın öne çıkan özelliklerini sıralardı. hanginiz istedi ya gelsin kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olsun diye.
çok tuhaf bir suskunluk içerisindesiniz, anlayamıyorum. akp hayatımızı mahvetti ve şu anda acınacak haldeyiz ama şimdiye kadar hiç cumhurbaşkanlığına aday olmamış, başkalarını aday göstermiş olan adamın şu anda bizim bu acizliğimizden faydalanıp çok güçlü iki adayı ezip kendini aday yapmaya çalışmasını nasıl kabulleniyorsunuz?
ben akp'nin gitmesini istiyorum, bu yüzden de karşısındaki adaya oyumu mecburen basacağım. ben buna mecburum. ama muhalefet riskli bir aday çıkarmaya mecbur mu ya? bana "sike sike oy vereceksin" diyecek ama kendisi koltuk sevdasına kazanma ihtimali en düşük kişi iken aday olmaya çalışacak. bu ne saçmalık ya.
bir iki ay öncesine kadar kimse kılıçdaroğlu'nun adaylığını ciddiye almıyordu ya, sözlükte bile ciddiye alan olmuyordu. partiden birisi "adayımız kılıçdaroğlu'dur" diyordu, sözlükte herkes "asıl adayı yıpratmamak için açıklamıyor" diye yorumluyordu. mastermind gibi stratejiler kurduğunu zannettiğiniz adamın baya baya koltuk sevdasından kendisini aday yaptığını anlayınca neden sessiz kalıyorsunuz buna?
tanım: sessiz kalmak istemeyen birisinin çağrısı. -
3. fiziksel görünüm olarak hangi mesleğe en uygunsun
erkek yazarların kendilerini (bkz: brazzers'taki kel adam)
kadın yazarların kendilerini (bkz: hostes)
olarak göstermeye çalışacağı başlıktır. buyurunuz izleyiniz. -
4. cemre demirel
adamın biri akli dengesi yerinde değil, içmiş içmiş canlı yayında sikini sallamış. buradaki salaklar da adam haklı kılıçdaroğlu aday olmasın diyor. bu adamı referans alıyorlar ahahsh.
beyler. süzme gerizekalısınız ya. -
5. ukrayna askerine yapılan feci işkence
insan denen canlının ne kadar korkunç olduğunun bir başka kanıtı. doğada hiçbir hayvan hiçbir hayvana böyle muamele etmez. en vahşi hayvanlar bile bunu yapmaz.
bu savaşta her iki taraf tarafından işlenen tüm savaş suçları keyfi sebeplerle ukrayna'yı işgal edip savaşı başlatan eli kanlı faşist diktatör putin'e ve onu savunanlara yazar. -
6. memurların sakal bırakmasının resmileşmesi
soktuğumun salağı avrupa abd ile kıyaslıyor. lan sen afganistansin aloooo. sende küpe veya tarkan sakali olmayacak. ske ske ske dinci sakalı olacak. o sakala göre işlem ilerleyecek. terfi olacak. baskı ve mobbing olacak.
her boku biliyorsunuz amk ergenleri sizi. asker miymis memurlar. -
7. istanbul'da baba oğulu silahla kovalayan maganda
senin tipini, yürüyüşünü, saç şeklini skim. bu tipler hep aynı, fabrika çıkışlı gibi. ülke gotham city'den beter oldu.
-
8. üstad kadir mısıroğlu
atesi bol olsun. mezarinda kemikleri götüne girsin.
bagdat kafe midir ne sikimdir bir türbanli yobaz var. nerede sikko haci hoca varsa götünü yalayan bir alamanci cahil. sadece provakatörlük yapiyor ve eksi sözlük yonetimi aktrollere teslim olmus.
hepiniz 2023 te döneceksiniz dönme orospu cocuklari. -
9. jahrein'in 17 yaşındaki çocuğa bodyshaming yapması
40 yaşındaki adamın 17 yaşındaki çocuğa "memeleri büyüttür" demesi pedofilidir, bodyshaming değil.
-
10. bahçeşehir koleji 5505 tl'ye öğretmen çalıştırıyor
ülkenin en çok kazanan kolejinin öğretmenine verdiği maaş yerine harfe takılmış, utanmamış üşenmemiş bir paragraf ayar yazısı yaşmış. troll zannettim ama dümdüz vicdansız biriymiş. vallahi siz ıslah olmazsınız. eğitilmezsiniz.
-
11. halinize şükredin avrupa bildiğiniz avrupa değil
doğru diyor. avrupa bildiğiniz avrupa değil. siz ne hayal ediyorsanız 10 katı daha güzelini hayal edin. öyle bir avrupa
-
12. at eti lokantası için isim önerileri
kişneyen kardeşler et lokantası
-
13. 2 kızını yerden yere vuran anne
bu ülkede herkes gücünün yettiğine saldırır. erkek kadına, kadın çocuğa, çocuk hayvana... bu böyle gider. bu ülkenin erkekleri ortadoğulu da diğerleri iskandinav filan mı sanıyorsunuz? hepimiz aynıyız.
-
14. audi vs bmw vs mercedes
mercedes olan yerde sorunsal mı olur dedirten başlık.
-
15. 29 temmuz 2022 ali erbaş'ın kamuoyuna çağrısı
londra’dan ev aldığını duyduğum diyanet işleri başkanının çağrısıdır.
ek:(bkz: ali erbaş benim diyanet işleri başkanım değil) -
16. ay şenay bu 1500 lira
otomobilin zerrece kabahatinin olmadığı kazadır. arkadan gelip vurmuşsun, daha neyini konuşuyorsun?
-
17. dünyada kaç kişi soyadını taşıyor
saçma sapan bir site. sayılar da muhtemelen atmasyon.
-
18. çocukken çok isteyip de aldırılamayan oyuncaklar
her erkek en az bir kez akülü araba istemiştir.
-
19. 24 suç kaydı bulunan adamın sevgilisini öldürmesi
edit: mesaj kutuma üşüşen dişiler! düşük profilli sevgililerinize trip atar üslupta mesaj atmazsanız makbule geçer. düzgünce fikrinizi belirtirseniz cevap yazabilirim belki.
kadınları tavlamak için yazıyorsunuz ya hani iyi eğitim + iyi iş + iyi maaş vb bir dahakine şunu deneyin
3 gasp + 6 torbacılık + 2 adam yaralama tüm kızlar düşecektir (tüm demeyelim aklı başında, kendine değer veren, akıllı birçok kadın da var haksızlık olmasın) -
20. 28 temmuz 2022 ilhan irem'in vefatı
daha en başındayken göte göt demiş güzel insan. ışıklar içinde uyusun!
görsel -
21. 3 buçuk ayda yks'de türkiye 1671.'si olmak
2010 kpss kopya skandalını ortaya çıkaran biri olarak söylüyorum bu ülkede kopya çekilmediğine, ösym sonuçlarının değiştirilmediğine inanan saftır.
2010 yılını anlatayım size, ilk tc'ler bana facebook gruplarımda rizeli bir kadının yazdığı özel mesajla geldi. nimet çubukçunun şubat atamasında sadece 10 bin okul öncesi alma kararından sonra herkes susunca örgütlenme eksikliği olduğunu fark ettim ve facebook grubu kurarak örgütlenme ve hakkımızı alma amacıyla ilk paylaşımlara başladım. o zaman gruplar 50 bin sınırına sahipti, iki 50 bin bir tane de 20 binlik grup vardı elimde. yani toplam 120 binlik kpss mağduru vardı elimde, burada o gruplarda olanlar vardır o grubun admini şahsım oluyor :) neler yapmıştım? öncelikle türkiye'deki tüm gazeteci, köşe yazarı, tv gazete yöneticileri, milletvekilleri de dahil toplam 1600 küsür mail topladım ve kendi yazdığım metni gruplardaki arkadaşlara mail olarak attırdım. çoğu gazete haber yapmaya başlamıştı. murat bardakçı köşe yazısında bizden bahsediyor, artık mail atmayın diye yalvarıyordu çünkü günde en az 4 bin mail atılıyordu, bir nevi spam saldırı modunu açmıştık. mecliste dahi bizden ilk defa o zamanlar bahsedilmeye başlanmıştı çünkü bu mücadele ilkti. giderek daha da sertleşmeye, nimet çubukçu'nun görevini kötüye kullandığı üzerine metinler yazmaya başladım. mail dışında ücretsiz faks gönderme yöntemini de gruba anlattım, artık faks da çekmeye başlamıştık. öyle ki meb basın açıklaması yaparak, fakslardan dolayı çalışamaz hale geldiklerini, bazı internet siteleri (bana ait siteyi kastediyor) hakkında asılsız iddialardan dolayı soruşturma açacaklarını söylüyordu.
tabi ki korkmadım, bakanın haksız bir karar alarak yüzbinlerce kişinin planına, hayatına müdahale ettiği, yaptım oldu gibi bir yönetim sergilediği ortadaydı. haklıydım ve bakan da bunun farkındaydı. ben korkuyorsam o da korkmalıydı ki korktuğunu anlayınca daha fazla üzerine gitmeye başladım. metni hukukçu bir arkadaşla daha da sert bir şekilde baştan yazdım. sendika başkanlarını da maillere, fakslara dahil ettim. hatta özelden bana tüm milletvekillerinin (tayyip erdoğan dahil) sendika başkan ve yardımcılarının kişisel telefon numaralarının olduğu bir dosya geldi. 120 bin kişi içinden ilginç fikirler, dosyalar gelmeye başlamıştı biraz korksam da yılmadım. gruptan sadece sendika başkanlarının telefonlarını paylaşmaya başladım. herkes arasın, derdini anlatsın, baskı oluştursun derken sonuç olarak kpss'den bir gün önce, evet sınavdan bir gün önce nimet çubukçu atama yapmak zorunda kaldı. atama tarihinde bir ilk gerçekleşti, başarmıştık.
1600 mailin içinde kendi mailim de vardı, bu mailler yıllarca kullanıldı. polisler, sağlıkçılar herkes kullandı bu mailleri. hatta ihbar adı altında da ilginç mailler geliyordu. toplu maillerin içinde kendi mailim de olduğu için bana da geliyordu özetle...
böyle bir ortamda kpss'den bir gün önce atanmış olsak da gruplar hala aktifti. atanamayan arkadaşlar için hala mücadele veriyordum. 2010 kpss bitmiş herkes sonuçları heyecanla bekliyordu. sonuçlar açıklandı, kimsenin kpss sonucuyla ilgili bir itirazı yoktu, kim nereden bilecekti kopya çeken en az 2500 kişi olduğunu. (benim tahminim) herkes puanlarını değerlendiriyordu gruplarda.
derken özelden bir mesaj geldi bana. rize'den bir kadın, bir arkadaşının sınavdan bir ay önce çalışmaya başladığını, eşinin de aynı şekilde olduğunu, eşinin dershanede öğretmen olduğunu (malum fetö dershanesi) ve eğitim bilimlerinde full çektiklerini, gy-gk'dan da sadece 3 yanlışları olduğunu, puanlarının da 97 olduğundan bahsediyordu. tabi ben aşırı derecede heyecanlanmıştım. arkadaşlarının tc'sine ulaşıp ulaşamayacağını sordum. akşam misafirliğe gideceklerini söyledi, orada almayı deneyeceğini söyledi. heyecanla bekledim. saat 22 gibi arkadaşının tc'sini gönderdi. v.ş adlı şahıs bu zamana kadar full çekilememiş eğitim bilimleri sınavında 120 sorudan 120 doğru cevap yapmış, gy-gk'dan sadece üç yanlış (onlar da güncel soruları) yapmış ve türkiye genelinde 600 küsürüncü (tam sayıyı hatırlayamıyorum) olmuştu. önümdeki ekrana bir süre bakakaldım. her şey full ama sıralama 600, burada bildiğiniz büyük çaplı bir kopya olayı vardı ya hasır altı edecektim ya da doğru bildiğim şeyi yapacaktım. bu olayı 120 bin kişilik grupta açığa çıkarırsam çok büyük bir yankı yapacağını zaten biliyordum. henüz yeni atanmış, aday memurdum ve işimden, mesleğimden olma ihtimalim çok yüksekti. ancak facebook'da anonim bir hesabım vardı, ayrıca facebook'un o zamanlar devlet ile bilgi paylaşımı da yoktu. böyle bir gündem, örgütlenme ilkti zaten. korkarak ekran görüntüsünü, kişi bilgisini gizleyerek grupta sonucun ekran görüntüsünü paylaştım. dakikalar içinde yüzlerce yorum, özelden onlarca mesaj gelmeye başladı. çoğu ekran görüntüsü paylaştığım kişinin tc'sini istiyordu. bu arada rizedeki tcyi gönderen kadın panik oldu, ona güvence vererek tc'yi de paylaştım. grupta kargaşa o derece üst seviyedeydi ki, paylaştığım postun altında dava açmalar, küfürler havada uçuşuyordu. tc'nin olduğu postu 5 dk sonrs kaldırdım, korkmuştum.
bu arada sürekli mesajlar gelmeye devam ediyordu. bir kişi tc yi ona da göndermemi, eşiyle istanbul'da yaşadığını, bir tane küçük çocuklarının olduğunu, ücretli öğretmen olduklarını, yıllardır kpss'ye çalıştıklarını, kpss sonucu açıklandığında bunalıma girdiğini ve o gecenin sabahı intihar etmek için pencereye çıktığını son anda vazgeçtiğinden bahsetti. bu konuyu gündeme taşımam için yalvarıyordu. (buralarda ola ki okursa umarım atanmış ve güzel bir hayatın vardır kardeşim) müthiş sinirlenmiştim, gözlerim dolmuştu. gözümü kararttım, tc'yi tekrar paylaştım. yarım saat kadar durdu, bu arada ilginç bir şey oldu. özelden birkaç farklı kişi başka tc'ler göndermeye başladı. resmen birbirlerini ispiyonlamaya başladı fetöcüler. işte böyle şerefsiz bir oluşumdu bu. tc'leri ve ekran görüntülerini benim gruptan sildim, herkesi memurlar.net'de açtığım başlığa çağırdım. elimde tam 8 tc vardı, hepsini açık bir şekilde forumda paylaştım. orada da başka tc'ler gelmeye başladı, toplam 23 tc elde ettik. ispiyonlama devam ediyordu ancak artık iş bizden çıktı, memurlar net başlığı silmişti fakat 120 bin kişilik grup tc'leri elde etmişti. tc'ler 1600 adresli maillerle tüm medya ve milletvekillerine gönderilmeye başlanmıştı bile. sonrası artık gündeme bomba gibi düştü, tüm ulusal kanallarda haber olmuştu.
dönemin ösym başkanı, çok saygı değer şahıs! kopya olmadığını iddia etti, aklımızla dalga geçer gibi. v.ş haberlere dahi çıktı kendi emeğiyle kazandığını söylüyor, iftira atan kişilere dava açacağından bahsediyordu,eşiyle boy boy fotoğraflarıyla birlikte.karşı algı başlamıştı bile. neyse ki tepkiler çığ gibi büyüdü. ancak yaşanan süreçte sadece eğitim bilimleri iptal edildi. sadece eğitim bilimlerinde kopya çekildiği açıklandı ancak gy-gk da da kopya çekildiği ayan beyan ortadaydı. ortada çok büyük şerefsizlik vardı!
eğitim bilimleri sınavı sanırım bir ay sonra tekrar yapılmıştı, tc'si elimizde olan şerefsizlerin bir çoğu sınava girmedi. gy-gk'dan zaten full çekmişlerdi, en kötü memurluğu garantilemişlerdi. bazı salaklar da eğitim bilimlerine tekrar girdi, bir önceki sınavdan full çeken ya da bir yanlış yapanlar 40 yanlış, 50 yanlış yaptılar hepsinin sonucunu gözlerimizle gördük. isimleri her şeyi elimizdeydi, bu fetö artıkları gy gk dan full çektikleri için atandılar. bunların peşlerini bırakmadık, en azından atandıkları okulların gruplarına hırsız olduklarını yazdık, sınav sonuçlarını paylaştık. o haberlere çıkan, bize dava açacağını söyleyen v. ş. bile sınava girmişti yüzsüz pezevenk. eşiyle birlikte 40 tan fazla yanlış yapmışlardı. ama tepki göstersek de olay kapandı. yüzsüzce atandıkları okullarda çalıştılar. bunlar sadece 23 kişi değildi arkadaşlar, en az 2500-3000 kişi bu sınavdan kopya çekti. aklını kullanıp şu soruyu da yanlış yapayım ne olur ne olmaz diyen, eğitim bilimlerinde 1-2 yanlış yapan kişilerin sıralaması 1300'lerdeydi. kopyanın boyutunu hayal edin.
ösym başkanı sonraki sınavlarda tabi ki sonuçları şifreli yayınlamaya başladı. kopya kesinlikle çekildi, çekilmeye devam etti. kimse beni sonraki sınavların temiz olduğunu ikna edemez. kopya her zaman bu ülkede çekilir arkadaşlar. ülkede kontrol mekanizması yok. seçtiğimiz milletvekilleri ki onları siz seçmiyorsunuz parti liderleri seçiyor, işte sırf bu yüzden milletvekillerini siz seçmediğiniz için milletvekilleri bir dahaki seçimde seçilebilmek için halka değil parti başkanına çalışıyor. partiye zarar verecek usulsüzlükleri asla gündeme getirmiyor. çoğu da gücü elde edip servetine servet katıyor. böyle ahlaksız bir sistemde kıçı kırık bir sınavın sorularına bir milletvekilinin ulaşamayacağını düşünmek saflık olur.
fetö ortaya çıktıktan sonra, bu öğretmenlerin, memurların hemen hepsi hapsi boyladı. bu şerefsizler, hırsızlar, kul hakkı yiyen adiler ektiklerini biçtiler. devletin her organına bu tür hırsızlık, kul hakkıyla yerleştiler ancak adalet geç de olsa yerini buldu bir nevi. ancak tüm bunlara rağmen hala sistemi elinde bulunduranların adil bir yarışta çocuğunu, akrabasını yarıştıracağını düşünen aptaldır! çünkü burası cumhuriyet ülkesi değil hamhamriyet ülkesidir.
edit: çok fazla özelden mesaj geldi, aynı dönemde gruplardan bir çok arkadaş mesaj attı. toplu cevap vermek istedim, yetişmem imkansız. hepinizin teşekkürlerini kabul ediyorum :) hepinizi kucaklıyorum, öpüyorum. asıl ben teşekkür ederim arkadaşlar, o dönemde fetönün ne kadar çirkin bir yapılanma olduğunu ve devletin içine nasıl nüfuz ettiklerini sizlerin sayesinde resmen ilk kez, birlikte ispatladık. yaptığımız şey anlayanlar için çok önemliydi. 2016 yılına kadar tam 6 yıl boyunca anlamadılar. halbuki sistemi nasıl ele geçirdiklerini ilk biz gözler önüne sermiştik. mevcut iktidarın bu süreçte nasıl davrandığını biliyoruz, 2016'ya kadar ne istedilerse vermişlerdi. kimin hakkını kime vermişlerdi? şeffaf, adil ve kontrol mekanizması güçlü, yönetenlerin ahlaklı ve halka biat edecekleri bir sistem için oyunuzu kullanırken lütfen oy vereceğiniz partiyi iyi seçin. ve partilerin seçtiği milletvekillerini seçtiğinizi de unutmayın, milletvekillerini seçmediğimiz bir sistem içerisindeyiz. biz bu sistemi hak etmiyoruz. buradan bu gazla mevcut sistemi tasfiye etmek için gruplaşalım mı? sistemi hak ettiğimiz gibi değiştirelim! şaka şaka :) anında indirirler, oy kullanarak yapacağız bunu başka yolu yok. swh -
22. hindistan'da düzenlenen vücut geliştirme yarışması
ülkede nasıl bir tersoluk varsa azıcık adele yapanları dereceye sokuyorlar.
aydemir akbaş'ı göndersek 3. olur amk. -
23. cennette erkeklere 12500 kadın verilecek olması
neden 12500 12500 e gelince seni ne durdurdu acaba
-
24. anksiyeteye iyi gelen şeyler
melisa cayiyla anksiyetesi gecenler o anksiyete bu anksiyete degil haberiniz olsun.
-
25. dövülen kadın görünce doğru hareket tarzı
askerim. bayram izniyle tugay bölgemde ailemle birkaç gün özlem gideriyorum. gelibolu'da öğretmenevinde kalıyoruz. sabah kahvaltımızı etmişiz, annemle sahilde yürüyoruz.
ayının biri sesini yükselttiği sevgilisine tokat attı. kız yere kapaklandı. anlık, düşünmeden elemana koştum. itiştik. kız yerden kalktı ve beni iteklemeye başladı...
sonra düşündüm:
askerim. dövsem, ağzıma sıçacaklar. dayak yesem ağzıma sıçacaklar. her koşulda: ağzıma sıçacaklar.
şiddete maruz kalan kadının kurtarıcısı mı oldum? hayır. aksine küfür kıyamet uzaklaştırıldım.
benim acı tecrübemdir. bundan sonra müdahale ederken 40 kere düşünürüm. etmem demiyorum, diyemiyorum, can söz konusu ise yerimde duramam biliyorum. gelmeyeceğini bile bile polisi ararım.
üzgünüm. şiddet gören kadınlar ne yazık ki bu durumu kabullenmiş oluyorlar.
kurtarılmak istemeyen birini nasıl kurtarabilirim. ayrıca ben kimim? süper kahraman mı? -
26. 29 temmuz 2022 suriye'den iç savaş görüntüleri
helal olsun esad'a. ne kadar boş beleş insan varsa bize iteledi ülkeleri temizlendi resmen. dünya liderleri yarışması yapılsın bu adam açık ara farkla birinci olur. ülkeye çağ atlatma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
sonuncu kim olur söylememe gerek var mı? ulan hayatımızı ülkenin geleceğini mahvettiniz be vicdansızlar. -
27. en sahtekar meslek grubu
görsel
anlatmaya hiç gerek yok, görüyorsunuz -
28. rakının yanında olması gereken 3 meze
arnavut ciğeri
karpuz (mevsimi değilse çiğ köfte)
peynir -
29. düğünde damada özel dans şov yapan gelin
nereden bakarsanız bakın.
bir düğünde,
dans ayağına gelini birileri iç çamaşırı teşhir edilecek şekilde kavrayıp topaç gibi çeviriyorsa,
ve damat sadece seyretmekle yetiniyorsa,
sittin sene o damat arkadaşa hiç bir mecliste iyi konuşmazlar.
bu ülkenin hangi kesiminden olursa olsun fark etmez. -
30. yalamak isteyen kamil koç muavini
yalamak istemeyen olarak açılmalıydı. yalamak isteseydi "yalamayayım mı" derdi. yalamak istemediği için yalayayım mı demiş. pff türkçe lütfen.
-
31. yazılımcılığın kopyala yapıştırdan ibaret olması
gençler bu işler bu kadar basitse neden açız diye ağlıyorsunuz. hemen kopyala yapıştır yaparsın 20k maaş cepte. gerçi sözlük yazarları en düşük 25k maaş alıyordu dimi.
-
32. ben ayrılmak istiyorum diyen sevgiliye cevaplar
yıllar önce bir ilişkimde cevap olarak sadece bakmıştım.
tunalı'daydı iş yeri. haftada bir kaç kez, onun öğle arasında onu görmeye giderdim. maksat beraber vakit geçirmek. bir gün yine gitmeyi planlarken beni aradı ve cılız bir ses tonuyla canım öğlen yanıma gel dedi. canım?? aşkım bir anda canım olunca anladım bir terslik olduğunu. atladım motora kuğulupark'a gittim o da geldi ama yemek yemek istemiyordu. bi kahve içelim yeter deyince dedim ayrılık geliyor hadi bakalım*
oturduk kahveleri söyledik ve bakıyorum ona ne zaman anlatacak diye. o ise başka şeylerden bahsediyor gereksiz bir ürkeklikle. tuğçe ne oldu anlat dedim, yüzü asıldı. bir sorun mu var diyorum kafasını önüne eğiyor. baktım böyle olmayacak, ayrılmak mı istiyorsun dedim ve dememle başını kaldırıp bana bakması, gözlerinin dolması bir oldu ve o sihirli sözcük çıktı ağızdan "gökhan ayrılmak istiyorum".
hiçbir şey demedim. baktım öylece. 1.5 yıldır süren ve ortada ciddi sayılacak bir sorun yokken ne diyebilirdim ki? hem de güzel geçen bir akşamın sabahında.
baktım yüzüne sadece. neden sustun dedi, baktım. bir şey söyle dedi, baktım. kabul ediyor musun dedi, baktım... en son ben gidiyorum o zaman dedi yine baktım ve güldüm. kalktı ve gitti. arkasından hesabı ödeyip hızlıca peşine takıldım. iş yerine girene kadar yolun başından izledim. baktım öylece. ve o son görüş, son bakıştı.
bazen susmak en güzel cevaptır ve gitmek isteyene engel olmaya çalışmak ahmaklıktır. -
33. iki şeyhin buluşma anı
arkada höy höy diye kafa sallayanların motivasyonunu bir türlü anlayamıyorum. ne yapıyoruz biz amk diyen biri yok mu içlerinde hiç?
-
34. en çirkin kadın kıyafeti
çarşaf, burka
-
35. çaldığı motosiklet ile kaza yapıp ölen hırsız
yabancı uyruklu, norveçli veya isviçre'li olmalı...
-
36. bitaksi üzerinden gelen ehliyetsiz sürücü ve kaza
29.03.2022 günü gerçekleşen ağır trafik kazası geçirmemiz ve tek gözümün tamamen kör olması ile sonuçlanan olaydır.
izinli olduğum bir gündü. çalıştığım şirketten acil ab rh + kan aranıyor mesajı geldi. pandemi dönemi henüz bitmediği için kan pek bulunamıyor diye hastaneye gittim. hastaneden çıkışta bitaksi üzerinden taksi çağırdım. yolculuk yaparken telefonla uğraşıyordum. ağır bir kaza geçirmişiz. o kadar hızlı çarpmış ki araçlar birbirine olayı hiç hatırlamıyorum. sadece tamamen karanlıkta olduğumu ve birinin bana yakınımın telefonunu sorduğunu hatırlıyorum. güç bir şekilde numarayı verdim ve gözümü hastanede açtım.
doktorlar kurtarmak için çok çaba sarfetmiş. çoğu kan değerim çok uçuk değerlerde seyretmiş. ama kalktığımda tek gözüm hiç görmüyordu. burnum kırık ve yamulmuş, kaşlarım ve yüzümün yarısı yarık, sırtımda çatlak kemik, diş kırıkları gibi sıkıntılarım vardı. alnımın ortasında burnumun hemen üstündeki kafatası alanındaki kırıklar kafatasımda da delik açmış. burnumdan beyindeki sular akmaya başladı. maddiyattan dolayı iki kez devlet hastanesinde ameliyat oldum ama başarılı olmadı. 3. ameliyatı sağdan soldan borç alarak özelde oldum. ama gözümün içindeki optik sinir hasar aldığı için tedavisi yok.
gelen sürücü 17 yaşında ehliyeti olmayan biriymiş. olay bittikten sonra bitaksiye yaşadığım sıkıntılı süreçlerin verdiği sıkıntı ile kaza geçirdiğimi bitaksi için de hukuki yollara başvuracağımı söyledim. beni arayıp o gün muhammet diye bir sürücüyü çağrı yaptıktan sonra iptal ettiğimi olayın onlarla alakası olmayabileceğini ima ettiler ki ben o gün bindiğim taksi dışında kimseyi çağırmadım. eğer iddiaları gerçekse bana dava açmalarını tavsiye ediyorum. zaten hukuki yolllara başvuracağımı, hukuki bir sonuç olursa orada ilgileneceklerini söylediler.
olayı daha sonra sosyal medyada paylaştım tekrar arayıp kibarca konuştular. üzerlerine düşeni yapacaklarını söylediler. ben de sosyal medyada paylaştığım yazıları sildim. olayı aramızda halledebileceğimizi söyledim. polis raporlarını istediler. daha sonra ne bir ilgilenen var ne bir arayan soran.
tekrar bitaksi gönderilerinin altına yorum yazdım. biri aradı ve geçmiş olsun dileklerini iletti. biz aracıyız zaten eğer mahkeme bize ceza verirse öderiz deyip konuyu kapattılar.
benimle ilgilenmeleri için olayı sağda solda geniş kitlelere duyurmama gerek yok aslında. ölümden dönmüş bir insana siz o gün başka birini iptal etmişsiniz diyerek olayı kapatma çabası da vicdandan uzak bir tutum.
gözümün tedavi şansı yok ve aylarca hastanede kalmak durumunda kaldım. kazaya karışan sürücüler de ilgilenmedi. aylarca çalışamadım ve sgk maaşımı sigorta sürem tutmadığı için yatırmadı. zengin bir aile de değiliz. devlet hastanesinde bu ameliyatı 7 kere olanlar var. ailem de çok sıkıntı çektiği için tanıdıklardan para toplayarak özel hastanede tedavi oldum. hayatımın geri kalanında kariyerim de engel durumlarından dolayı etkilenecek ve hayal ettiğim konumlara ulaşamayacağım.
yabancı ülkelerde de ciddi bir pazar sahibi olan. getir adlı uygulamanın sahibi olan bu şirket belki milyonlarca lira kar ediyor.
ülkemiz sermayesine katkı olsun amacıyla kullandığımız uygulama hayal kırıklığı ile sonuçlandı. yabancı firmalar müşteri ile çok daha fazla ilgileniyor. ne diyelim milyonlarca lira olan karları çok daha fazla artar umarım. belki o zaman ilgilenirler mağdur olan insanlarla. her şey sermaye için maalesef.
haber linki: https://www.haberler.com/…4-yarali-14829662-haberi/
edit: geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkür ederim. hangi sürücü hatalı cidden bilmiyorum ama kimse kendini 17 yaşında, sürüş eğitimi olmayan taksi kullanma belgesi olmayan birine emanet etmek istemez. çoğu insan, kurallara uygun bir şoför olsa kaza bu kadar ciddi düzeye gelmez ve durumu bir şekilde kurtarırdı diyor. ben pek anlamıyorum bu meselelerden. zaten benle ilgilenseler ve gerçekdışı beyanlarla olayı kapatmak istemeseler bunları buraya yazmazdım.
son olarak arkada otursanız bile kemeri mutlaka takın. düşük ihtimal olsa bile o ihtimal başınıza geldiğinde hayatınızı kurtarır. sert çarpma durumunda kafanızı çok şiddetli biçimde sağa sola vurabilirsiniz. pek tavsiye verecek yaşta değilim ama kimse sıkıntı yaşasın istemem. -
37. ilhan irem'in tek şarkılık sanatçı olması
bazı insanlar burada kendilerine küfrettirmekten neden hoşlanıyorlar, anlayamıyorum.
her konuda da trollük yapılır mı arkadaş?
seversiniz, sevmezsiniz, bir döneme damga vurmuş, tarz sahibi bir sanatçı ölmüş, adamın daha bedeni soğumadan, saçma sapan bir başlık. yahu seveni var, bileni var, hayranı var... tepki göreceğini, küfür yiyeceğini bilmiyor musun? -
38. arkadaşından 22.5 lirasını isteyen eleman
kimi adama yüzlerce liralık yemek, içecek, taksi vb. ısmalarsın feda olsun, kimine de bi su ısmalarsan bile içine oturur. çünkü bazı insanlar vardır, yanındaki arkadasını sömürme üzerine gelmişlerdir dünyaya. hesap ödenecek olur bunlar elini cebine atmaz, taksiye binilecek olur sana kitler. bu bir iki derken bir aşamadan sonra iyice batmaya başlar. bu elemanınki de muhtemelen böyle. kitlemiş taksiyi, sonra bide unuttum ayağına yatıyor. olay burda 20 lira mı aq? çocuğa bunu istetmeden yollayacaksın parasını. bide utanmadan twit atıp şov yapıyor..
-
39. soylu'nun uyuşturucunun kökünü kurutacağız demesi
sen kaçtan veriyon hacı?
edit: arkadaşlar alınıyorum şu an. hadi görüşürüz.
ek: alındım. -
40. büyük istanbul depremini kimsenin konuşmaması
yazar arkadaşı destekliyorum ama bazı iyimser varsayımlarına katılmıyorum. on binlerce değil ilk 1 dakikada sadece istanbul da %0.5 kayıp olsa, 100bin kayıp yapar. sonraki yaralıları saymıyorum bile.
kendimizi kandırmayalım binlerce kurtulma yapılacak bir iş yapılmayacak.
her zaman söylüyorum yine söyleyeceğim, istanbul depremi cumhuriyet tarihini geçtim dünya tarihini sarsacak kadar üzücü olaylara gebe.
bir karşılaştırma yaparsak, 2004 te endonezya da sadece tsunamiden 200bin kişi boğularak can verdi. bizde burdan ah vah tüh yaptık geçtik. 3 gün sonra unutuldu. istanbul hem ülke hem de dünya sanayisinde ki tedarik zincirlerinden biri olduğu için bir kere tüm avrupayı sarsacak bir üretim durgunluğu olacaktır. bu ister traş bıçağı olsun, ister ülker çikolatalı gofret olsun. kendi ve etrafı ile 25-30 milyonluk bir üretim bölgesinden bahsediyorum.
ayrıca bundan önceki tüm depremlerde istanbul gibi bir mega şehirden çok kısa süre içinde yüzbinlerce insanı yaşam malzemeleri (ki en önemlileri çocuk bezi, çocuk maması, kadın pedi, ilaç, içme suyu, pil, ısıtıcı ve battaniye ) toplanabilmiştir. 20 milyonluk şehre bu kadar ihtiyacı ülkenin neresinden toplayacaksınız?
daha 2 yıl önceki izmir depreminde tüm türkiyedeki arama kurtarma ekipleri 2 binaya 1 haftaya yakın müdahale etti. istanbul da aynı müdahale için en az 100 bin profesyonel ekip ve ekipmana ihtiyacınız var.
sonrasında oluşacak salgın hastalıklar, yağma, tecavüz ve insanlık dışı şeylerden bahsetmiyorum bile.
aşağıdaki görseli açın, kendinize bir nokta belirleyip 1 dakika bakın ve sessizce düşünün sizi oradan nasıl kim çıkaracak.
görsel
yazacak konuşacak çok ama çok şey var. daha ekonomik buhran, kıtlık, ohal, sonrasındaki konut sıkıntısı, mülteci tehdidi ve göç den bahsetmedim bile. allah tüm türkiye nin yardımcısı olsun. -
41. fenerbahçe için everton'ı reddettim
"çünkü flamengo çöplerini everton'a iteleyemezdim." diye devam etmesi gereken açıklama.
-
42. dünyanın en güzel alkollü içkisinin bira olması
hayatınızda adını duymadığınız alkollü kokteyllerden tutun adı glen ile başlayan isli viskilere kadar, spirit denilen kokteyl katkılarından tutun egzotik alkollü içkilere kadar neredeyse içmediği bir şey kalmayan bir abiniz olarak diyorum ki, biranın ferahlığı hiç bir alkollü içki de yok.
belki single malt viski, yok yok, biranın verdiği huzur hiç birinde yok.
yazılı tarihin başlangıcından yani sümerlerden bu yana üretilen bir içki bira unutmayın. ( göbeklitepe mevcut tarihi m.ö 11 yy'a kadar götürdü, yanlış bilmiyorsam oradaki çizimlerde de bira var )
merak edenler için tarihi şafağında göbeklitepe'de bira üretimi - arkeofili
butik biralarda mesela cennete ulaşmanız mümkün.
o sebeple ben bira diyorum, sen de var mısın ekşici alkolik kardeşim ?
edit : çok kalbim kırıldı, bira bu kadar örselenmemeli ! -
43. anın fotoğrafı
sahile havlumu serdim, dalga sesleri eşliğinde biramı yudumluyordum ki bir misafir geldi (tabi ben devamı geleceğinden habersizim).
kaplumbağa
havluya biraz uzandım, bir hareketlilik var ki o da ne, ikinci misafir havlumu benle paylaşıyor! görsel
burası akdeniz kıyısı ve işlek bir sahil, caretta caretta üreme alanları ise daha iyi korunmalı ve mutlaka bizlere bilgi verilmeli. onlar için “misafir” diye bahsediyorum bu entry'de, ancak misafir olan ben olabilirim. umarım bizlere rağmen uzun ve güzel ömürleri olur… -
44. askerlikte wifi'ye nasıl bağlanılacak sorunsalı
edit: (bkz: #79490926)
girdiğim tanımın neredeyse aynısı daha önce girilmiş, intihal oranım %150. ben benimkini sildim çünkü gerçekten inanılmaz benziyor. kahkaha mesajları geldiği için en azından oraya yönlendireyim. gidin ona gülün, onu beğenin. -
45. bir kadına verilmemesi gereken şey
(bkz: strapon)
-
46. yüzde 65 ile seçimi alırım
-
47. hayatı stressiz ve huzurlu yaşamak için gerekenler
finansal özgürlük (en azından temel ihtiyaçları karşılayacak seviyede)
barınacak bir ev/oda (yalnız kalabileceğiniz, doğanın zor şartlarından korunabileceğiniz bir yer)
ısıtma/soğutma (olduğunuz yerin mevsim şartlarına göre)
az insan (yada hiç insan, tercihe bağlı)
kendi kendine yetebilmek (bir miktar gıda üretebilmek mesela, yada ufak tefek ilk yardım bilmek vs)
doğa (şehirden, kalabalıktan uzak olmak) -
48. emirhan ilkhan
mehmet demirkol’un uyarıları bir bir gerçek oluyor. bu döviz kuruyla hiçbir genci tutamayız 3-5’e kaparlar demişti.
-
49. dolar 20 lira olursa olacaklar
dolar 25 lira olursa olacaklar başlığına geçilecektir
-
50. 29 temmuz 2022 sueno deluxe otel rezaleti
20 yaşına geldiğinde aşırı asosyal, osuruktan nem kapan, en ufak bir top tepiklemede dahi ateşleri çıkan, en ufak bir stres bozukluğunda psikolojisini fena dağıtacak bir çocuğun ebeveyninin sözde rezaleti.
yılın tüm zamanı kapalı alanda olup tatilini de kapalı alanda geçirme inadıyla ne tarihi eser gezebilmiş, ne tatilde yeni bir şeyler öğrenebilmiş, ne de başka bir etkinliğe katılıp serüven-tecrübe yaşamış. bu insanların toplumsal bir yara olduğunu düşünüyorum. girişken olmayan, pısırık, sürekli hava durumunu endişe edecek ve hayatının her yanını stres altında ve anksiyete içerisinde geçirecek yavrucağız.