haftasonu 4 bira içtim söylemesi ayıp.. bir çılgınlık yapıp bir bira da arkadaşıma ısmarladım..
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. en son yapılan keyfi harcama
-
2. uçakta yanınızda alkol içene müdahale edeceksiniz
bir zamanlar bu ülkede trende bile içki içilebilirdi. biranın koladan ucuz olduğu zamanlar. sonra kaldırıldı. ulaştırma bakanı binali'ydi. geçici bir durum diye açıklama yaptı. milleti böyle alıştırdılar sonra da hepten kaldırdılar. o sıralarda boğaziçi'nin efsane profesörü "türkiye'nin islamileştiği kaygıları yersiz" diye röportaj veriyordu :) hani şu cumhuriyet gazetesi'nin "tehlikenin farkında mısınız" diye çıktığı zamanlar... dalga konusu olmuştu. "şeriat geliyormuş abii, iran oluyormuşuz kanka ahajshaja"
sonra bahar şenlikleri kaldırıldı. kızlı erkekli pikniği polis dağıttı. kızlı erkekli lise gezisine soruşturma açıldı. kızlı erkekli evlere baskın düzenlendi, çocuğun biri sevgilisinin evinde basılmıştı da polisten kaçarken camdan atlayıp öldü. konser alanının ortasına mescit dikildi. gece 10'dan sonra içki almak yasaklandı. gece 12'den sonra müzikli eğlenceler yasaklandı. 90'ların dizilerindeki içki sahneleri kesildi. kapalı kadınlar için dikilen eteklerin boyu uzatıldı. başörtüsü orta öğretimde serbest hale geldi. devlet başkanı ekonomiyi din kuralları ile yönettiğini ilan etti.
bu saydıklarım arasında iran'da yasak olmayanlar var... ne oldu dalga geçen basiretsizler? memlekete şeriat gelmemiş mi? bak bugün iran'dan beter durumdasın. zırva mı bu saydıklarım?
bugün akademi dediğiniz yer bu çapsızların örgütlendiği mekandır. akademi dev bir 'nagehan üretim merkezi'dir. seri olarak yeni nagehanlar yetişiyor. görsel
bu başlıkta bile trende yine indirirsin de uçakta indiremezsin, sorumsuz bir öneri diyen var. ciddiye almış meczubu da önerisini yersiz buluyor. nagehan üretim merkezi de türkiye dindarlaşmıyor diye üfürüyor. bütün bunlara şöyle8 milyon kişi daha ekleyin. ve bunu savunan 'nagehan üretim merkezi' var
biz birilerine foncu derken, liboş derken boşa konuşmuyoruz. dev bir bütçe var arkalarında. memleketi bitirmeye yemin etmiş dev bir kadro.
bugün fahiş kira ödemenizin, et yiyememenizin sebebi ekonomi değil. laiklik kalmamış memlekette. tarikatlar bakan çıkarıyor. doktorları var, hakim savcıları var, bürokrasideler. generalleri var. amiral yetiştirmişler... laiklik olmadığı için ekonomiyi din kurallarıyla yönetiyorum diyebiliyor. o yüzden memleketin sorunu ekonomi değil. memleketin sorunu laiklik. memleketin sorunu ekonomi değil. memleketin sorunu suriyeliler başta olmak üzere bilumum yabancı. laikliğin kökünü kazıyacak olan onlar çünkü. -
3. istanbul'da yolda yürürken öldürülen genç
o anne bir ömür nasıl yaşayacak lan bu acıyla, bu ıstırapla?
bu ülkeyi bu hâle getirenleri destekleyenler, sizin amacınız ne ya?
içinizde bir gram vatan, millet sevgisi yok mu? hâlâ görmüyor musunuz?
şimdi o çocuk silahlı olsa, çekip o teröristi vursa suçlu olacaktı bir de.
tüm bu yaşananlar planlı. türk'e bu topraklarda huzur yok. bunu yaşata yaşata kabul ettirmeye çalışıyorlar. -
4. zafer partisi
20 senedir oylar bölünmesin diye cehapeye bastık. ne oldu? bi sikim olmadı. birileri bedava milletvekili maaşı aldı. yeter artık, oylar bölünürse bölünsün. bölünmezse amına koyayım. gavura vurur gibi vuracam mührü.
-
5. tl en düşük durumda daha ineceği bir yer yok
dosta korku düşmana güven veren açıklamalar.
bravo ameke -
6. bankadan 16 milyar lira vurgun yapmak
adamlar 16 milyar tl vurgun yapmış “ önce cep telefonu ve araba aldılar” yazıyor. önce ingiltere'den bir şato, daha sonra miami'den deniz manzaralı bir ev aldılar” yazması lazım.
dolandırıcımız bile vizyonsuz amk. -
7. doların tekrar 8 tl olması için gereken şey
erdoğan'ın gitmesi.
-
8. geceye bir kurtlar vadisi repliği bırak
kılıç
“ tombalacı saat 16’da istinye yat limanında orkide isimli yatla kıbrıs’a hareket edecek. karahanlı sadakatini takdir ediyor.”
bu repliği verirken dik dik bakan yüzü, dudağının yarısının hafif yukarıya doğru hareketiyle bile (gülümseme) soğukluğunu ve sertliğini kaybetmedi. -
9. suriyeli mültecilerin suç oranı bizimkinin yarısı
geçen sene ibb'de yüzlerce terörist çalıştığını iddia eden ama bir senedir kimseyi gözaltına alıp suçunu kanıtlamayan birinin beyanı.
-
10. taksiye binmek için yalvaran yaşlı kadın
yakın mesafeye müşteri almayacaklarsa açılış ücretini kaldrısınlar. açılış ücreti zaten yakın mesafeler için var. meslekten men edilmesi gerekir. gelişmiş ülkelerde böyle hareketlerde ya meslekten men ederler yada hapis cezası alır.
-
11. istanbul'da ev kiraları
bre oç'ları her sikinizi dolara fiksleyecekseniz dolar alsaydınız o zaman. bilmem kaç yıl önce bu kadar dolar ediyordu şimdi bu kadar dolar ediyormuş. şu cümleleri kuran insan su katılmamız şark kurnazıdır. siktir git dolar al niye ev aldın o zaman.
-
12. pkk sloganı atan gruba tek başına dalan türk
ağzından biji apo hewal kelimesi çıkaranı sınır dışı etmeyen hükümetin, siyasetçilerin öncelikle tasfiye edilmesi gerekir. meclisteki halkın seçmediği milletvekilimsiler kendilerine dokunulunca fetöyü nasıl temizledilerse, halka dokunanı da temizlemeliler. ancak alayını halk değil parti liderleri seçtiği için halk umurlarında değil. yani buraya okkalı bir küfür gelmesi lazım. oy kullananlara da... bu ülkedeki siyaset çağ dışı hal almaya başladı. siyasi gücün varsa istediğin gibi at koşturabilirsin. ülkenin bekası vs hikaye, cebe giren şahane. örneğin birkaç gün önce furkan bilmem neciler siyasi bir yapıya ait olmadıkları için hunharca linç edildi ama aynı gün izmir kordonda biji apo sloganları atan nevruz kılıklılara hiçbir müdahale olmadı. çünkü siyaset bu ülkede namussuzlaşmaya da başladı. siyasetçiye her şey mübah!
almanya'da, alman öldüren bir terör örgütü lehine slogan attığınızı düşünün, almanlar bizim gibi salak değil, anında sepetler. önce tabi iyi bir ders verirler. çünkü alman siyasetinin önceliği halktır, siyasetçiler değil. biz gerçekten uyutulmuş, cahil bir milletiz. saf saf seçmediği milletvekilleri için oy kullanmaya devam edecek kadar da aptalız. -
13. askerlikte ilk gece
5 sene üniversite sefilliği, 2 sene şantiyelerde rezillik üstüne, askeriye bana gayet ekmek elden su gölden gelmişti.
-
14. güçlü kadın denince akla gelen ilk kişi
şu başlıkta kendini anlatan insanlar var, şunu yaptım, bunu başardım bla bla bla... yusuf atılgan aylak adam'da bay c'ye şöyle dedirtmiştir; "insanlar yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. olmak istedikleri, olamadıkları kişiyi anlatırlar."
yani zengin adamlarla evlenip sonra boşanınca alınan yüklü nafakalarla sınırlı bir arkadaş çevresi ve bir de her kadınla aynı fikirde olan ilkkanlar tarafından onaylanan lokal zafer hikayelerinin büyüsüne kapılıp da burada bunları evrensel başarı hikayeleri gibi sunmak falan bana baya komik geliyor. dünya artık çok küçüldü, herkes birbirini tanıyor vs. bilmesek inanacağiz belki ama biliyoruz işte.
edit: her kadın aynı değil denmiş ki ben entyde bir genelleme göremiyorum. ben boşanıp, sağlam nafaka aldığını bildiğim insanların benim, kendim vs. diye yazmasına sitem ettim ki bu da çok açıkça anlaşılıyor yazdıklarımdan. ama bunun ötesinde kadın düşmanısın yazanlar da oldu özel mesajla. daha önce de germaine greer'ın tecavüz konusundaki sözlerini paylaştım diye bana tecavüzü savunduğum söylenmişti. hatta sen bu konuda konuşamazsın falan diyenler olmuştu. elbette germaine greer değil de sosyal adalet savunucularının konuşmaya hakkı vardır tecavüz hakkında. tabii germaine greer'ın bir edebiyat profesörü olmasını, 17 yaşında tecavüze uğramasını ve 2. dalga feminizmin en önemli isimlerinden biri olmasını yok saymak da gerekir sanırım. -
15. yağ kuyruğundaki halk ile dalga geçen genç
hakedene hakettiği gibi davranmış ne var bunda? o kuyruktakilerin hemen hemen hepsi daha önce akpye oy vermiştir. hatta bu pazar seçim olsa diye anket yapılsa yine yüzde 90 akp birinci parti çıkar.
iyi yapmış. -
16. ırk üstünlüğünün gerçek olma ihtimali
üstün ırk diyor ki: iki kişilik yemeği tek kişi yediğimde yemeyenden çok daha güçlü olabiliyorum. yemek yemeyen ekmek derdindeyken benim ekmeğim garanti olduğundan daha üstün şeylerle uğraşabiliyorum.
-
17. tutunamayanlar'ı bitiremeyenler
çok iyi başlık*
tutunamadık.. -
18. kırmızı ete yüzde 48 zam gelmesi
bu zamdan birkaç gün önce (geçtiğimiz cuma) maltepe'de bir kasaptaydım.. piyasaya göre nispeten uygun ve eti de fena değil diye gittiydim ama bırak koyun etini, üç haneli rakamlardan aşağı dandirik dana eti bile bulamadım.. dükkanın yan tarafı sakatatçı olduğu için mecbur oraya döndüm ki bir de ne göreyim: koç billurunun kilosu 18 lira..!!!
kendisini çok sevdiğim ve uzun zamandır almadığım için (e fiyat da ete kıyasla saçma sapan bir şekilde ucuz) hemen yumuldum tabii.. yine fiyatı nispeten uygun diye biraz da koç yürek aldım ve muzaffer bir komutan edasıyla: bir elimde yürek, bir elimde billur çıktım kasaptan..
tabii o an bunun bir işaret olabileceğini tahmin edememişim..* -
19. ev ile iş yeri arasındaki mesafe
yeter evden çalışıyorsunuz anladık.
tanım 1 km 10 dakika da yürüyerek iş yerine gidiyorum. arabayla 5 dk. -
20. akp'nin açtığı fakülteleri kapatacağız
yanıltıcı başlık. kemal kılıçdaroğlu'nun açıklaması boğaziçi üniversitesi'nde son bir sene içinde rektör tartışmaları sonrası yönetimi tam anlamıyla ele geçirebilmek amacıyla açılan fakültelere yönelik. hatta kılıçdaroğlu "boğaziçi üniversitesi gerçek anlamda boğaziçi üniversitesi olacak" diye vurguluyor bu durumu. dolayısıyla başlık "boğaziçi üniversitesi'nde açılan yeni fakülteleri kapatacağız" şeklinde değiştirilmelidir. başlık mevcut haliyle sanki tüm türkiye'de son yirmi yıldır açılmış fakültelerin kapatılacağı anlamını taşıyor ki, bu tamamen yapılan açıklamaya ve haliyle de gerçeğe aykırı.
edit: başlık altına yazanları tebrik ediyorum gerçekten. sırf başlığa bakıp aslında kılıçdaroğlu'nun demediği ifadeler üzerinden yazıp durmuşlar ve yazmaya da devam ediyorlar. fikirlerinizi yazmadan önce acaba gerçekten böyle bir şey demiş mi, demişse neden demiş diye birazcık araştırsanız keşke. hayretler içinde okuyorum yazılanları. bakalım ne kadar daha devam edecek? demek ki gerçeği yansıtmayan manipülatif başlıkların bile sözlükte tutma şansı hayli yüksek. -
21. köprüden geçmem diyorsanız buyurun denize atlayın
e sen de kankan gibi suriyelilerin burada kalmasını istiyorsan al evinde besle o zaman.
değişik bir insansın gerçekten. zamanında rte'nin arkasından demediğini bırakmadın, şimdi neler diyorsun. nasıl insanlarsınız hiç mi yüzünüz kızarmıyor diyeceğim ama sonuç ortada. döne döne fırıldak oldunuz, mevlana sizin kadar dönmemiştir. -
22. adana'nın avrupa'nın en güzel şehri seçilmesi
haberin içeriğine bakılırsa, adana'da yapılmış bir oylama sonucu ortaya çıkmış seçilmedir.
--- spoiler ---
1 mart 2022 tarihinden beri yaptığımız ankete aralarında londra, paris, istanbul ve belgrad gibi şehirlerinde olduğu ankete adana ilimiz 3420 oyla avrupa’nın en güzel şehri seçildi.
tüm adanalılara destekleri için teşekkür ederiz.
--- spoiler ---
-gurban, dünyanın en güzel şehri neresidir? adana mı? londra mı? paris mi?
-adana'dır gurban.
-allahına gurban senin. yaz oğlum adana'ya bir oy daha. -
23. suriyeli üniversite öğrencilerine 4200 tl hibe
(bkz: akp döneminde hibe edilmiştir)
evet, türk gençleri üniversiteye girebilmek için senelerce uğraşıyorlar, bir üniversiteye girdiklerinde de karşılarına barınma, beslenme, geçinme, faturalar gibi bir sürü sorun çıkıyor.
ama türk üniversitelerine sınavsız giren suriyelilerin hiç böyle sorunları yok.
onlara 4200 tl hibe desteği veriliyor.
bizim evlatlarımıza faizli öğrenim kredisi veren devlet, suriyeli vatansızlara hibe veriyor.
tabi biliyorum, elbet bunu da savunacak fonlanmış şerefsizler çıkacaktır bu mecrada...
edit: "parayı biz vermiyoruz, ab veriyor, bm fonları veriyor" şeklinde savunuyor foncular bu rezaleti.
madem parayı onlar veriyor, o halde alsınlar suriyeli öğrencileri kendi üniversitelerinde okutsunlar. neden bizim üniversitelerimizde okuyorlar, sınavsız giriyorlar?
suriyeli öğrenciye burs verenler o halde türk öğrencilere de burs versinler.
edit-2: ulan hala "parayı ab veriyor" diye bu durumu savunan aktroller ve foncular var ve üşenmeden de yazıyorlar.
arkadaş nato kafa nato mermersiniz biz biliyoruz. anlayın diye tekrar yazıyorum.
bir yanda ab'nin verdiği parayı alıp cebe atan ve rahat rahat yaşayan suriyeli öğrenciler, diğer yanda ayın 25 günü aç gezen, geçinemeyen, ısınamayan, faturalarını ödeyemeyen bizim çocuklarımız.
hani nerede fırsat eşitliği?
bu suriyeliler istedikleri üniversitede geçim sıkıntısı yaşamadan rahat rahat okuyorlar, bizim çocuklarımız üniversite kazanacağım diye perişan oluyor, üniversiteyi kazandıktan sonra daha da perişan oluyorlar.
suriyeliler, benim ülkemde, benim vergilerimle yapılan üniversitelerde benim çocuklarımdan daha rahat bir öğrencilik hayatı süremez...gerizekalı beyinsizler, anlıyor musunuz? -
24. valerien ismael
fener 3’lü oynayan hocayla başarısız oldu diye 3’lünün boş bir iş olduğu söylenmiş. kardeş, bak bir fenerli olarak söylüyorum: bırak benchmark olmayı, fener yektir allah dese putperest olmak gerekir. biz gerçeklikten o kadar uzağız. siz niye bizi kerteriz olarak alıyorsunuz?
-
25. türk halkının cahil kalma nedeni
ben okul, iş, okuma veya araştırma olarak görmüyorum. kesinlikle daha ciddi bir durum var. insanlar bir şekilde sahip olduğu cahillikle övünüyor. bu nasıl olabilir bilmiyorum insan cahilliğiyle nasıl övünebilir gerçekten çok tuhaf, hiç bir şey bilmeden her şeyi bilmek cahilliğin ötesinde bir durum ve biz böyleyiz.
-
26. kadıköy'de bakıcı dehşeti
şu kadarını söyleyeyim, ben olsam görüntüleri izledikten sonra, bakıcıyı önce duvardan duvara vurarak döverdim. sonra da gidip şikayetçi olurdum.
-
27. dişlerin arasına sıkışmasıyla ünlü besinler
bunun kralı ettir. lakin günümüzde bu sorun ortadan kalkmıştır.
artık diş arasına eften püften şeyler sıkışmaktadır. -
28. survivor 2022 all-star
survivor ekstra masasında tarkan ihsan az önce "best of'a niye atakan ve bora çıktı?" diye sorguladı ve stüdyoda ki diğer üç yorumcu da "hayır adem ve bora çıktı" diye onu düzeltmedi.
bu insanlar hiç izlemedikleri bir yarışmayı yorumlayıp, üstüne para kazanıyorlar ve yaptıkları yorumlarla kitleleri yönlendirip yarışmacıların kaderiyle oynuyorlar. -
29. 22 mart 2022 iranlı kadının daireye saldırması
üst edit: çok sayıda destek mesajı, benim için endişelenen insanların mesajları, konuyu haber yapanlar, öneriler, benzer durumda kalan insanların durumuyla ilgili mesajlar aldım. herkese çok teşekkür ederim bunun için... ev sahibi konuyla yakından ilgilendi, ve benim haklı olduğumu kendisine gerekli uyarının yapılacağını belirtmişti sabah... sanıyorum onun konuşması etkili oldu ve normalde akşam 7-8 gibi başlayan kaos şu anda yerini sakinliğe bırakmış durumda
üst edit 2: benim için endişelenenlere tekrar tekrar teşekkür ediyorum. "uğraşma" sonuç alamazsın" diyenler de çok olmuş yine benim can sağlığımı düşünerek. haklı olabilirler. ancak bu olayda ben hem hukuki, hem insani hem de etik olarak yüzde yüz haklı olduğum için, tacizci ve rahatsız edici tavır son bulana kadar "mücadele" edeceğim... ve sanırım sonuç alıyorum...
üst edit 3: apartman şişli harbiye'de
türkiye'deki "ortadoğulu" sorununu şahsen tecrübe etmemi sağlayan olaydır.
saldırı1
saldırı2saldırı3
olayı kısaca anlatmaya çalışayım:
istanbul şişli'deki dairemde, 22 mart sabaha karşı saat 1.'de evin içinde yoğun bir duman ve yüksek gürültülerle uyandım. dumanın alt kattan geldiğini, mangal yaptıklarını fark ettim. gürültüler de aynı yerden, türlü böğürtüler-haykırmalar şeklinde geliyor.
uyumak istediğim için gidip uyarmayı düşündüm ancak saat nedeniyle bundan vazgeçip polisi aradım.
yaklaşık yarım saat sonra bir bekçi gelip şahsın zilini çaldı. ben de konuşmaları dinlemek için kapıyı açtım.- alt katta kapı açılınca daha fazla duman ve gürültüyü apartmana yayıldı- ancak buna rağmen mangal yapmadığını ve gürültü de çıkarmadığını evinde misafir olduğu için normal şekilde konuştuklarını söyledi. bekçinin "dumanı ben de alıyorum ve bu saatte yüksek sesle konuşamazsınız" demesi üzerine de "tencerede yemek yaptık" dedi...
bekçi, kadına "ben sizi uyarmakla görevliyim bu yasak" deyince kadın iyice gemi azıya aldı ve sesini daha da yükselterek vergi verdiğini, oturma izni olduğunu söyledi; benim sorunlu olduğumu da bağıra bağıra söyledi. bekçiye benden şikayetçi olduğunu söyledi "hadi birlikte onun kapısına gidelim" dedi. bekçi de "böyle bir şey yapamazsınız bir şikayetiniz varsa karakola gidin" dedi.
bütün konuşmaların sonunda bekçi tekrar "ben sizi uyarmakla görevliyim" diyerek gitti. bekçinin gitmesiyle birlikte kadın hışımla üst kata, yanında bir erkekle kapıma geldi ve bana hakaretler yağdırmaya başlaması bir oldu.
beni rezil edeceğini, benim alçak olduğumu ve kendisinin bana göstereceğini arada sürekli olarak "sen kimsin" diye bağırarak tekrarladı. üzerime yürüdü ancak yanındaki erkek (ve daha sonra gelen iki kişi) onu tutup uzaklaştırdı.
bağırmalarından apartmandaki başka insanlara da uyandı.
ben de hakaretlerinin ve üzerime yürümesinin bir kısmını çektim. ve tekrar polisi arayıp olayı anlattım. onlar da ilgileneceklerini söylediler. (olayı takip edeceğim)
sonuç olarak önce gürültü ve ızgara dumanına sonra da hakaretlere ve üzerime saldıran bir kadına maruz kaldım.
bu kadını tanımadığım için tehditlerinin ne anlama geldiğini, bana zarar verip vermeyeceğini bilemiyorum tabii...
sadece kendi adıma değil ülkem adına da endişeleniyorum.
rahatsız ettiği için özür dileyeceğine "neden polisi aradın" diye üzerinize saldıran bir anlayışın şehirlerimizde yayılması maalesef bu tip olayları sıradan hale getiriyor, getirecek.
edit:imla -
30. tek gecelik ilişki teklifini reddeden erkek
bazı erkeklerin libidosu sadece sevdiği bir kadın olduğu zaman yükselir. her erkek amsalak değildir sonuç olarak.
amsalak değilse reddetmesi gayet normaldir. -
31. tekrar üniversite sınavına girilse yazılacak bölüm
siz okuyun sanayi yolları beni bekler
-
32. veli ile öğretmenin okuldaki kavgası
öğretmen beklemediği için ilk yumruğu yemiş ama daha sonrasında cahil köpeğe hakettiği dersi vermiş. ellerine sağlık hocam.
-
33. 22 mart 2022 ukrayna'nın açıkladığı savaş raporu
doğru olması muhtemeldir -ki rusya kaynaklı bazı sitelerde 10 bin civarı rus askerinin öldüğünü belirtiyor. ukrayna'nın bu konuda şeffaf bilgi verdiğini düşünüyorum.
https://twitter.com/…919/status/1505983093718540291
düzenleme: rus sempatizanları yine basmış burayı. 24 saatte kiev'de olacaklardı, 1 ay oldu ama hala kiev'e varamadılar. (bkz: tamam lan ağlamayın) -
34. instagram neden kullanılır
benim nedenim aşağıdaki gibidir.
orta okuldan beri kadın ortamım olmadı. evet evet yanlış duymadınız, arkadaş olarak dahi olmadı. şimdi ise sanayide çalışıyorum akşama kadar gördüğüm kadın sayısı 2 yazı ile iki. o da yemekhanede çalışan abla, diğeri daha bir ay önce gelen mühendis hanım ki o benim kulvarın üstünde.
öyle ahım şahım bir tipim yok 1,62 boyum var. olur da 6 milyarda bir ihtimal gönlümüzün sultanı görür bizi beğenirse ulaşması kolay olsun diye kullanıyoruz işte.
yoksa başım bağlı olsa siksen durmam bu amk mecrasında. samimiyetsizlik,sahtelik, ikiyüzlülük, gösteriş ne arasan var bu cehennemde. -
35. cenk eren'in araplara kiraladığı evin hali
kirasını beraber mi yedik de ev bu hale gelince tasası bize düşsün. haber değeri yoktur.
-
36. uçakta alkole müdahale edildiğinde yapılacaklar
sen deveyle git kardeşim, uçakta ne işin var diyebilirsiniz.
-
37. nevşehir'de sokaklara köpek salınması
bu sokak köpekleri probleminin olmadığını savunanlar ve çözüm bulunmasını engelleyen tipler ya mama rantçısı yada zoofili.
-
38. en sevilen çiçek türü
gül deseniz ölürsünüz di mi? hadi itiraf edin hepiniz biliyorsunuz gülün güzel olduğunu abuk abuk çiçek isimleri yazıyorsunuz.
-
39. how i met your mother'dan akılda kalanlar
marshall'in fantezi kurarken once lilly'nin oldugunu, uzun yillar onun yasini tuttugunu hayal edip vicdanini rahatlattiktan sonra fanteziye gecmesi:))
-
40. 35 yaşında evlenmeyi bekleyen kadın
bu riskli yaş vs zırvası evrensel bir geçerliliği varmış gibi yutturuluyor da değil öyle. kırkta da kırkbeş yaşta olup da doğuran çok.
-
41. dünyanın en samimiyetsiz ortamı
porno film başlangıcındaki yalandan kadın erkek diyalogları, 5 dakika sonra sanki delicesine honduras yapılmayacak gibi boş konuşmalar.
-
42. 21 mart 2022 tarihi eser kaçakçılığı operasyonu
aydın arkeoloji müzesi müdürü abdülbari yıldız ve aralarında bazı müze çalışanlarının da olduğu 34 kişinin tarihi eser kaçakçılığı nedeniyle gözaltına alınması.
aydın'nın dışındaki diğer iller de; ankara, amasya, aksaray, karaman, kayseri, mersin, muğla, samsun, yalova ve zonguldak'tır.
bir insan kendi ülkesine ait değerleri başka ülkelere neden satar? yani nasıl oluyor da bu topraklar böylesine verimli hainler üretiyor ve biz sürekli ihanet biçiyoruz.
hadi diyelim zamanında şanlı ecdadımız topraklarını kevgire dönüştüren girişimci kostümlü hırsızlara, "taş toprak sizin para bulursanız bizim" demiş ve o zamanlarda da tarihi eserlerin toplumların ortak hafızası, kültürel bağlamda da muazzam bir zenginlik olduğu noktasında yeterli bilinç düzeyine ulaşamamıştık.
peki ya şimdi? bir arpa boyu dahi gelişemedik. hatta bilakis, daha açgözlü ve yağmacı olduk.
müze yetkilileri kaçakçılık yapar, bir başka birime ait araçta uyuşturucu bulunur, bir diğeri kilolarca patlayıcılarla yakalanır vs. vs. şeklinde ardı arkası bir türlü gelmiyor.
yaşadığımız bu cinnet şeklini şark kurnazlığı, örgütlü cehalet ve hızla yozlaşan arkaik bir mantığın sonucu olarak açıklayabilir miyiz? yoksa tarih bilinci eksikliği, sanat okuryazarlığı edinemememiz veya bu ülkeye karşı bir çeşit aidiyetsizlik olarak mı görmeliyiz bilemiyorum. bildiğim şey ise; toplumsal şuurları olmayan kişilerin ihanet ettiğidir. çünkü bu ülkedeki her şey ve tüm kurumlar emanet edildikleri bu belleksiz zatlar tarafından büyük bir iştahla ve bitmek bilmeyen bir düşmanlıkla sürekli ihanete uğrayıp duruyor. hem de tamamı ile yok edilircesine.
ondan sonra da yok knidos aslanı, yok agora kapısı, yok bergama diyerek sızlanıp duruyoruz.
kaynak;https://www.cumhuriyet.com.tr/…ltina-alindi-1918058 -
43. hoşlanılan erkeğin dindar olması sorunsalı
bu kadar anlaşamıcak durumdayken nasıl sevgili oldunuz acaba? dedirten bi durum tabi.
-
44. bir kız bir erkekle ilgili olmayan türkçe şarkı
yavuz çetin - yaşamak istemem.
cem karaca -yiyin efendiler -
45. alparslan kuytul
terör sempatizanı cihatçı. kuran'dan ayetler gösterip kadınları dövün diyor. yarın da kafanızın kesilmesi için ayet örnekleri verecek. selefi cihatçıdır kendisi, taliban ve islamcı terör sevdalısıdır.
-
46. geceye z kuşağının bilmediği bir bilgi bırak
bedevî arabistan kırmalarından önce trt'de rock market programı vardı. black metal gibi extreme türler bile izleyiciyle buluşabiliyordu. norveçli black metal grubu emperor'un londra konserinden şu parça yayınlanmıştı:
emperor - i am the black wizards
yine trt rock market'de gösterildiğini hatırladığım diğer bir parça abd'li savatage grubunun ''edge of thornes'' klibiydi.
savatage - edge of thorns
son olarak günümüzde baş belası olan taksicilerden örnek vereyim. 2000'lerin başında taksilerde gece ve gündüz tarifesi vardı. gece 24'ten sonra daha pahalı tarifeyle gidebiliyordunuz. öğrenci olarak taksicilere rica ettiğinizde gündüz tarifesi açtırıp daha ucuza evinize gidebiliyordunuz. taksim'de bunu kabul etmeyen taksici yoktu. şimdi arap değilseniz hiçbir şekilde taksilerine almıyorlar. -
47. faizi yükseltselerdi ekonomi daha iyi olurdu
başlık sahibi suserin bilmediği bir şey var; düşürdükleri faiz senin benim kredi aldığımız, mevduat hesabına para yatırdığımız, ev kredisi aldığımız faiz değil. düşürdükleri faiz, bankalar arası gösterge faizi. yani bizle ilgisi yok. sadece "bak faizi düşürdüm" diyebilmek için düşürdükleri faizdir.
eğer öyle olmasa, kredi faizleri de düşerdi. ama gösterge faizi düşse de kredi faizleri artıyor.
gösterge faizinin düşmesi, sadece bankalara yarar. halkla ilgili değildir.
aslında muhalefet bunu millet anlayana kadar ısrarla anlatmalı.
edit: tabi bankalar faiz düştü diye halkın bankaya yatırdığı paranın faizini düşürüp olayı kaymaklı ekmek kadayıfına çevirmeyi biliyorlar. -
48. anın fotoğrafı
gud mornink
görsel -
49. 22 mart 2022 sivas et ve süt kurumu'ndaki kuyruk
o kuyrukta seçim yapın ortalama yüzde 70 akp çıkar.
-
50. geceye hukuki bir bilgi bırak
çok söylenen ama anlamı az bilinen bir söz olarak “müddei iddiasını ispatla mükelleftir” ya da daha günümüz diliyle “iddia sahibi, iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür”. başlık altında bu kural bin kere yazılmış, ama kimse de “müddei kim peki?” diye açıklamamış. maalesef kulaktan dolma şekilde “beni suçlayacaksan elinde belgen olcak karrdeşiiim” şeklinde düşünüyor, müddeiyi daima “sizi şikayet eden şahıs” olarak hayal ediyorsunuz ama bu hem oldukça yanlış hem de çarpıtmalı bir durum. o iş tam öyle olmuyor, zira iddia sahibi her zaman düşündüğünüz gibi sizi şikayet eden “şahıs” değil, ceza davalarında o ispat bulmakla mükellef olan “müddei” aslında kapı gibi savcılıktır.
neden anlamı az bilinen dedim? işte bu yüzden. çünkü bunu ezbere söyleyen çoğu kişi, müddeiyi sadece “iddia sahibi şahıs” olarak algılar. oysa hırsızlık, hakaret, cinsel taciz, istismar gibi bir suç isnadının olduğu yerde, görülen dava bir ceza davasıdır. dolayısıyla savcılık iddia makamı olarak davayı açandır ve mahkemenin bir parçasıdır. fakat bu prensibi derinliğine vakıf olmadan savuran kişiler, ispat yükü şahsen şikayetçiye aitmiş gibi telaffuz ederler bu cümleyi. öyle ki, sanki hırsızlık, taciz, hakaret vs.den şikayetçi olduğunuzda iddianızı kanıtlamakla yükümlü olan sadece sizmişsiniz gibi “hani kanıtın, hani belgen?” diye size sorarlar, yani iddia makamı sanki şikayetçi olan kişinin şahsıymış gibi çarpıtma yaparlar.
oysa tüm ceza davaları bir kamu davasıdır ve doğal olarak iddia makamı şahsen siz değilsinizdir, savcıdır. bahsi geçen ceza davasının konusu ister şikayete bağlı suç (örneğin cinsel taciz) ister savcının resen soruşturma başlatacağı bir suç (örneğin kasten öldürme) olsun, iddianameyi savcı hazırlar (bakın yine “iddia”) ve kovuşturmaya yer görüldüğü takdirde davayı da o açar, dava sürecinde de iddia makamı olarak yer alır. haliyle, lehte/aleyhte kanıt bulmakla mükellef olan iddia sahibi, bizzat savcılıktır.
şimdi, bu noktada tabii ki siz birey olarak bir kanıtınız varsa, davayı kazanma ihtimalinizi artırmak için mahkemeye sunacaksınızdır. sonuçta davayı spor olsun diye değil, kazanmak için açıyorsunuz. ama bunları sunmak sizin asli göreviniz değil, her türlü kanıtı toplama işi yine öncelikli olarak savcının işidir. örnek verelim: bilhassa yüz yüze işlenen (yani telefonla, maille, mesajla vs. değil) cinsel taciz ve cinsel istismar (ikisi farklı suçlardır) suçlarında şikayet sahibinin elinde kanıt olması zordur. ancak eğer suç, güvenlik kamerası kaydı vs. bulunan bir ortamda gerçekleştiyse, yapılması beklenen savcının bu görüntüleri ilgili yerden (örneğin iett) talep etmesi, duruma göre de kovuşturmayı başlatmasıdır. (zaten siz gidip “melebaa, biz bi güvenlik kamerası görüntüsü alacaktık da” diyemezsiniz, yani şahsen diyebilirsiniz de hukuken hükmü yoktur.) “5271 sayılı ceza muhakemesi kanunu'nun 160. maddesinin ikinci fıkrasına göre; soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılama yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”
bu yüzden, açılmış bir ceza davanızla ilgili “iddian varsa hadi ispatla” diyen birini görürseniz “o benim işim değil, savcıya konuş kardeşim” diyebilirsiniz. alın size bilgi.
*aklıma gelmişken ekleyeyim, iş davalarında da ispat yükü dava edilende, yani işverendedir. keza sözleşmeden doğan bir borç ilişkisinde de, kişi eğer borcunu vaktinde ifa edemediyse kusursuzluğunu ispat etmek zorundadır, yani ispat yükü yine yer değiştirir. ve hayır, bu durumlar masumiyet karinesini ihlal etmez. ne oldu, ezbere bildiğiniz cümleler aslında pek de düşündüğünüz anlamlara gelmiyormuş değil mi?
- - -
haaa, geldik zurnanın zırt dediği yere. şimdi doğal olarak, daha göz önünde oldukları için genellikle hakimlere yükleniyoruz adalet eksikliği konusunda ve bence savcıların eksikliği gözden kaçıyor. oysa birçok haklı talepte bile, talebi yeterince incelemediği için özensizliğiyle ya da “amaaan başımıza iş çıkarma” anlayışıyla veya daha kötüsü, kendi hayata bakışı, ideolojisi, siyasi tutumu yüzünden gelen talepleri “kovuşturmaya yer yoktur” deyip yüzgeri eden, bu şekilde de şahısların adalet arayışının önünü tıkayan yahut resen soruşturma başlatması gerektiği halde parmağını kıpırdatmayan savcılar ülkenin her köşebaşını tutmuş durumda. keza bir şekilde dava açılsa bile, bu kez de iddia makamı olarak yeterli özeni göstermeyen (veya kasıtlı olarak özensiz davranan) savcılar yüzünden yine adaletin tecelli etmesi engelleniyor. tam da bu yüzden, bence savcının iddia makamı olarak adaletin gerçekleşmesindeki rolünün altını tekrar tekrar çizmek gerek, yani hakimler kadar savcıları da eleştirmek gerek.