insanlar, aileler birer birer kıyıyor canlarına. umut yok, ışık yok, yaşama sevinci kalmamış kimsenin. çok zor bir dönemdeyiz gerçekten.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 15 kasım 2019 biri çocuk üç kişinin ölü bulunması
-
2. karaköy'de başörtülülere saldıran hayvan
(#97825450) bu memlekette senin gibi orosbu çocukları oldukça hiçbirşey düzelmeyecek
ulan hani özgürlükçuydük ?
hani hümanisttik?
hani kadını koruyorduk?
hani kadına uzanan eller kırılacaktı?
şu videoyu savunan herkesin mk..
ek: başlığı açan elemanın son cümlesini de aynı şekilde kınıyorum. bu memleket üzerinde yaşayan emeği geçmiş , vatansever herkesindir. -
3. 15 kasım 2019 karısını öldürmeye çalışan adam
üst edit: bahsettiğim olayda savcı işlemi yaptı ancak dediğim gibi sadece bir ay koruma verdi. kurduğu cümle işini yaptıktan sonradır. ancak yapılan iş ne derece doğru o tartışılır işte.
edit 2: 1 ay koruma kararı verdiği talepte, koca daha önce pompalı tüfekle kendini vurmuş ancak kurtulmuştur. intihara meyilli bir kişilik olmakla birlikte psikolojik olarak sorunlu bir insan ve raporu da mevcut. mani dönemlerinde saldırgan kişiliğe bürünebiliyor. ne yapacağı belli olmayan birisi ve o dönemlerde de müvekkilime çeşitli tehditlerde bulunuyordu. bir savcı, olası zararları engellemekle mükelleftir ve tüm açıklama ve delillerimize hatta kocanın kullandığı ilaçlara kadar ki içersinde kırmızı reçete de bulunmakta, buna rağmen 1 ay koruma verdi. soranlar için daha detaylı anlatabilirim. özeti budur.
üst edit son : bir arkadaş mesaj atmış polislere öğüt mü veriyorsun diye. karşımda muhatap olarak polis yok, duygusal şekilde tepkimi dile getirdim. öğüt muhatapa verilir. bir nevi haksız bir fiile tepki olarak duygusal bir açıklamadır. saygılar...
ıq edit ekleme: artık mesaj atmayı kesin de okuduğunuzu anlayın lütfen. duygusal tepki verdiğim için gerekli editi geçtim. anlamak yerine mesaj atmayın. net bir şekilde hata ettiğimi yazdım. tabi ki de kolluk gücünün görev tanımı ne ise onu icra edecektir.
üstte tutulması gereken başlıktır.
görüntüleri izlerken kanım dondu. bir çok kez mahkemeye ve yahut savcılığa eşinden şiddet gördüğü gerekçesi ve delilleri ile birlikte yaptığım başvuruda savcılık en çok 1 ay mahkeme ise en çok 2 ay koruma kararı verdi.
savcının bir talebimden sonra bana kurduğu cümle ise şu; böyle şeylerle gelmeyin bizi uğraştırıyorsunuz bir sürü işimiz var avukat bey. bir şey olmaz. kadın babasının yanına gitsin işte.
hal ve yargı böyle iken kadınlar daha çok acı çeker...
bu küfür etmeye bile değmeyecek adamın ise bir an evvel yakalanmasını temenni ediyorum. hatta keşke yakalayan polisler bir güzel eskitse tadından yenmez ama nerdeee.
bir hukukçu olarak hukuka olan güvenim uzun zamandır azaldı, kusura bakmayın... -
4. yazarların bugünkü kahvaltı menüsü
ekmek, şarap, sen ve ben.
hayırlı forumlar.
_______________________________________________________________
vw tiguan 2012 s&s dsg
amd ryzen 5 2600x - asrock b450-ıtx/ac - asus strix gtx 1080 - corsair vengeance rgb 16gb 3200mhz - samsung 970 evo plus 500gb ssd/seagate 6tb hdd - fractal design nano s - corsair rm 750x 80 gold - dell u2715h - logitech z4 2 1 - logitech ılluminated k800 wireless - logitech mx master 2s wireless -
5. şiirlerin sorduğu en zor sorular
hafız! sence çocuklar
çiçeklerin koynunda uyumalıydı değil mi!
ece ayhan
(bkz: yaşamak bir can sıkıntısı mıdır ömür hanım)
şükrü erbaş -
6. vatandaş ölümlerinden hükümeti sorumlu tutmak
fıratın kenarındaki kuzu masalını anlatmayı kesin o zaman.
ben yandaşlarımı fonlarım gerisi sikimde olmaz deyin mesela.
kısacası iki rekat delikanlı olun. -
7. siyanür yasaklansın
ya siyanür yasaklanınca fare zehiriyle intihar eder, denize atlar. denizi mi yasaklayacaksınız o zaman da? diktikleri, ceplerine indirdikleri milyarlarla yapılan o yüksek binalardan atlayamaz mı insanlar? binaları mı yasaklayacaksınız o zaman?
-
8. bisikleti çalınmış ekşi sözlük yazarları
mosso'm çalındı benim. ama bu ilçeye uyuşturucuyu getirenlerden razı olsun. çalan müptezel başka bir müptezel karıya satıyor, o da oğluna veriyor. o salak da iki hafta sonra lastiği patlayınca, benim tamircime getiriyor.
"e nerden bildin ki müptezel olduklarını, salak olduklarını?" diyorsunuz biliyorum. üzerinde 48 punto harflerle adım soyadım ve kan grubum yazıyor, onu silmeye bile tenezzül etmemişler.
edit: çok soran oldu "sonra ne oldu" diye. gizli saklı bişey yok, yazayım:
gerizekalı kadına dedim ki "bak ben bu bisikleti burdan alayım gideyim, olay kapansın". o da dedi ki, "alamazsın, ben o bisiklete 300 lira para verdim".
"e kime verdiysen parayı onu al getir, git ondan al parayı". yok nuh diyor peygam ber demiyor. bisikletin faturası maturası herşeyi var, çalındığını bildirmişim polise. "bak, polisi çağırırsam, çocuğun yanacak, siciline geçecek çocuğun". ne dedi biliyor musun?
"bana ne çocuğun sicilinden, 300 lira verdim ben, paramın derdindeyim".
benim insaniyetliğim oraya kadardı, geldi polis, aldılar çocuğu ağlata ağlata, getirdiler anasını, satan elemanı aradılar, ben aldım bisikletimi çıktım emniyetten. sonradan duydum ki, 300 lira değil, uyuşturucu karşılığı vermiş bi de eleman bisikleti. ordan da çıktı mevzu. iş iyice dallandı budaklandı yani. -
9. dayak yiyen öğretmenin canına kıyması
merkepin eline mühür verirsen böyle olur. tc'nin her yerine merkeplerin eline mühür verdiler.
-
10. osmanlının dünyaca ünlü generali olmaması
barbaros hayrettin paşa
entry tutmus, burdan iyi insan olma cabasinda olan herkese selam ederim :+ gaia sksn szi swh -
11. age of empires 4
clash of clans ve türevi oyunların mobilde sıkça gördüğümüz 30 saniye bekletmeli reklamlarına benzeyen bir gameplay reveali yayınlanan oyun.
-
12. lisans + master + doktora sonrası işsiz kalmak
kendisinin değil ülkenin ayıbı olan durum.
o bok attığınız doktora programlarını bitirmek göt ister.
ülkemiz için hangi bölümü hangi dereceyle bitirdiğinizin hiçbir önemi yoktur, önemli olan kimi tanıdığınızdır.
oturup makale yazmak yerine, sağda solda siyasi partilerin etkinliklerine katılarak çok kolay aşılabilecek sorun.
edit: imla -
13. devran döndüğünde yapılacak belgesele konu bırak
çok fazla kokuşmuşluk olsa da ilk sırayı bu olay almalıdır.
(bkz: rabia naz vatan cinayeti) -
14. bir kediye verilebilecek en güzel isim
(bkz: zebercet) hayır anayurt oteli ile alakası yok çok güzel yeşil gözleri olduğu için
-
15. bana ne lan vermem kargonu
1
salı sipariş etmişsin
perşembe gelir sanmışsın
sen firmaya kanmışsın
bana ne lan vermem kargonu.
2
istanbuldan ankara tutsun 500 kilometre
2 güne gelir ama kim uğraşır senin paketle
kalsın şubede, dursun, sen çok ses etme
küfür de etsen, şikâyet de...
bana ne lan, vermem kargonu!
3
kış geldi çattı, yenilersin gardrobu
hazır kara cumayken, satın al onu bunu
8 gün bekle, bana mi sordun alırken onu
bana ne lan vermem kargonu.
4
televizyonu, laptopu kaldırır fırlatırım
evine gelmem ama, kapına yapıştırırım
önemliymiş, acilmis, geçeceksin sen onu
bana ne lan vermem kargonu
benden bu kadar. -
16. işsiz sayısı 4 milyon 650 bine çıktı
a haber: işsizlik önümüzdeki aya göre %3 düştü.
-
17. masterchef türkiye
mustafa’nın elendiği bölümün sonundaki fragmana, haftalardır yere göğe sığdıramadığı hatta uğurlarında herkese düşman olduğu ‘can dostlarının’ şen şakrak şarkılar söyleyerek yemek yaptığı kısmı koymayı kim akıl ettiyse tebrikler. hayat böyledir arkadaşlar, herkes kendini kurtarır olan size olur mesajı daha güzel verilemezdi. *
-
18. linkedin'de garsondan bilgi bekleyen yazar
conflict resolution şu bizim bildiğimiz arabuluculuk değil mi ya?
lan her şeyin ingilizcesi havalı olurken mühendisliğin ingilizcesi niye "motorcu"ya tekabül ediyor, çok üzülüyorum. -
19. para biriktirmek isteyenlere tavsiyeler
bu konuda en işe yarar çözüm yüksek maaşlı bir işte çalışmaktır. denedim gördüm tavsiye ederim.
-
20. ssd vs hdd
hdd at arabasıysa atın bir ayağı da topaldır. o kadar fark var.
-
21. sarhoşken yapılan mantıklı hareketler
bir keresinde sarhoşken evin önüne park ettiğim aracı ertesi gün ayık kafayla çıkartamamıştım.
-
22. fatiha yerine korna ile anılan tek kişisin
yüz kızartıcı suç derken?
rüşvet, torpil, adam kayırma, yalan, görevi kötüye kullanma* allah'tan bunların hiçbiri akp cenahında yok. -
23. fatih terim vs şenol güneş
şenol güneş daha fazlasını yapamadığı için mahcup olur. fatih terim başarısız olduğu yerde bile lak lak bahane üretir.
-
24. 15 kasım 2019 ermenistan yunanistan maçı
(bkz: affedersin maç)
-
25. 14 kasım 2019 izlanda milli marşının ıslıklanması
çomarlıktır.
nerede yüz sene önce düşman bayrağını yerden kaldıran ülkenin kurucusu, nerede bu davarlar. -
26. boksör mü yoksa tekvandocu mu sorunsalı
simitçi kahveci gazozcu
-
27. boşanmasını erik dalı ile kutlayan kadın
kadın bildiğin tuğba hanım'ın kına gecesi organizasyonu gibi boşanma sonrası organizasyon yapmış neyin empatisini kuracağız. akıl sağlığının, psikolojisinin tamamen çöktüğü ihtimalini ayrık tutarak söylüyorum ki bu kadının yaptığı tamamen şovdur. burada empati diye duyar kasmanın manası yok.
tuğba gibi evlenenler böyle boşanıyor sanırım. yakında organizatörler bu işe de el atarlar.
edit: hatun atanamamış şeyma subaşı çıktı ya la. “kimbilirneyaşadıcılar” duyarcılar silin silin.
gelen bilgi editi: kadını tanıyan bir çaylak arkadaş mesaj attı. kendisinin mesajını(izni dahilinde)aynen kopyalayarak buraya bırakıyorum. ve ilk yazdığımda akıl sağlığı veya psikolojisi iyi değil belki o yüzden böyle olmuştur şerhimi de geri çekiyorum. bunlar yüzünden gitgide kadın düşmanı oluyoruz amk.
“merhaba.kadını yakından tanıyorum. adamın evini arabasını ayrılık kararı aldıkları aldıkları ilk ay sattı. yani 3 yıl önce. haberde çantamla kapıya koydular demiş, çok güldüm. adamın güneş gözlüğünden tutunda, bekarlık zamanlarından kalma barkovizyon cihazını bile götürdü. fena gold digger, ajitasyoncu vampir gibi bir hatundur. adamın hayatına tecavüz etti, bana dayak attı diye rapor aldı mahkemede dayak attı dediği saatte adamın orada olmadığı ortaya çıktı telefon kayıtlarından. usta işi bir reklam ürünü bu. söylediklerim resmi ve kayıtlı şeylerdir.
erkek tarafının susmasının sebebi bu çirkefe bulaşmak istememeleri ve süreçten utanmalarıdır.
bilgin olsun, entryine ekleyebilirsin.
teşekkürler” -
28. mersin büyükşehir belediyesi yeni logo rezaleti
mersinli kardeşlerim kusura bakmayın ama eski logunuzda da pek bir numara yokmuş açıkçası.
-
29. türkiye'de yaşasa ak parti'li olacak ünlüler
(bkz: kanye west)
-
30. 2 litre suyla 70 kilometre gidiyor
ya şu ülkeye teknokrasi gelsin ne olur ya. bütün televizyonlarda kamu spotu diye termodinamik kuralları öğretilsin.
temelde termodinamik "kazanamazsın, berabere kalamazsın ve oyundan kaçamazsın" der. yani ufacık aklınla neler yapıyorsun ey yurdum insanı der. sen elektroliz yapacak kadar elektriği elektrik motoruna göndereceğine elektrolizle uğraşıyorsun, o hidrojenle gidip yanma gerçekleştiriyorsun ki al sana yine entropi. 10 lirann vardı en başında, kaldı 3-4 liran. anlaşılır olmuştur belki.
ha birgün çıkıp soğuk füzyon yaparsınız, taşağınızı ağzımda gezdiririm. -
31. 30 yaşında olup 19 yaşında gösteren insan
arkadaşımdır, hatta bir gün ufak bir trafik kazası yaptık, iki genç geldi bizim panik halimizi görünce "ya sen şimdi babandan arabayı kaçırdın diye mi korktun bu kadar?" diyor, "arkadaşım arabayı kendi parasıyla aldı" dedim,
- nasıl ya ahhsjskksksk. :d -
32. kadıköy vs alsancak
20 yıl alsancak’ta 25 yıl da beşiktaş’ta yaşamış ve halen yaşayan, görmüş geçirmiş bir suser olarak diyorum ki alsancak’ın karaca sineması ve çevresi bile sadece kadıköy’ün değil tüm istanbul’un içinden geçer. istanbul tamamen bitik.
-
33. ekşi itiraf
mutsuz bir annenin çocukları hiç mutlu olamazmış.
bana bunu öğrettin anne, mutlu olamıyorum. -
34. prag denince akla gelenler
- 9 aylık erasmus maceram.
- museum’un orada arka sokaklarda en iyi oranı veren arap hintli karışımı insanların yönettiği change office.
- 250 koruna’ya muhteşem bir döner yapan istanbul kebap.
- mustek tramvay durağındaki büfelerde satılan tavuklu, sosisli sandviçler.
- meydanda gezen sürekli mariuahana satmaya çalışan zenciler
- billa market.
- üniversitenin yurdundaki pre-partyler.
- üniversitenin barında 2.5 liraya içilen biralar.
- üniverstenin diskosunda yaşanan eğlenceli anılar.
- üniversitenin güzellik yarışması ve buna dayalı festival. böyle bir şey yok anlatamam. miss agro yazın.
- sarhoş sarhoş çektiğimiz videolar. tramway’da metro’da, otobüste yaptığımız şaklabanlıklar.
- metro istasyonlarında yediğimiz öğrenci işi dilim pizzalar.
- çek kızları (ilk akla geleni ortaya yazmışım.)
- tridelnik.
- svickova.
- urquell pilsner, kozel
- 4 köprüyü birden izleyerek içilen biralar..
- pizza einstein
- cuma gecesi retro club
- cumartesi nebe
- köprüdeki heykellerin altın kısımlarına dokununca tekrar gideceğimize inanmak ve 2015’de 20 günlük tekrar prag seyahati yapmak.
- astronomik saat kulesindeki figürlerden birinin osmanlı olduğunu anladığım an.
- ilk absinthe denememizde yurdun odasını neredeyse yakıyor olmamız.
- mustek durağının oradaki hot pepper.
- doğum günümde kırmızı beyaz konsept yapmam. kızların yüzüne ay yıldız çizmeleri beni ağlatmıştı resmen.
-sokağa kustuğum için polisten ceza yemem.
- otobüse biletsiz bindiğimiz için ceza yememiz.
- bir derste pratik olarak bira üretim tesisine gitmemiz ve sarhoş olana kadar ücretsiz bira içmemiz
- alınan 6 dersin 3’ünden kalmak.
- 5 katlı disco. karlovy lazne
- sparta prag şampiyonluğu
- white sensation partisi
- eksi 17 derecede kulakların donması.
- 14 şubat anti-valentine day partisi unutulmazlarım olarak listeye girmiştir yoruldum. evet karaciğeri çekya’da bıraktım. -
35. a milli takımın başarılı olma sebebi
(bkz: şenol güneş) takım kötü gitseydi kendisinden bileceğimiz için iyi gittiğinde de hakkını teslim edelim.
-
36. lights out (albüm)
sizin müzik zevkinizin içine edeyim, bu ne lan keçi tahtaya sıçıyor gibi takır takır, üstüne de autotune... woaaawww müthüş gerçekteaan.
-
37. 14 kasım 2019 lise öğrencilerine mevlid skandalı
nedense bu işler hep pilavla başlıyor.. milletin yumuşak karnı pilav anlaşılan.
ver pilavı, al adamı.. -
38. e-bebek'in bencil anne reklamı
uzun zamandır bu kadar boktan bir şey izlememiştim. faşist ve paternalist düzenlerin güncel simülasyonu olsa, kuvvetle muhtemel hitler o komik bıyığıyla değil ama dudak altındaki mikro sakalı ve yağlı furkan saçıyla bu reklamı çekerdi.
reklamda yok yok. öncelikle adı, “annelik bir mucizedir”. arkadaş sıkılmadınız mı tartışmaları 150 sene önce bitmesi gereken şeyleri inatla kutsamaktan? annelik kutsal değil biyolojiktir. hatta kusura bakmayın ama kutsallığa annelikten çok çocukluk yakın durmaktadır. annelik kutsallama çabaları; genç kadınların ivedilikle aile çatısı altına alınıp toplumu bir taraftan “ahlaksızlıktan” korumayı ve çocuk üreterek tüccarların, siyasetçilerin ve rahiplerin tekerinin dönmesini sağlar. anneliğin kutsallaştırılması, erkeklerin uydurduğu ve kadınların da yediği bir tahakkümdür.
ha bu dediklerim anneliği boklama mı? asla. annelik eminim ki çok güzeldir ama kutsal değildir. kutsiyet atıfları, en başta kadınların üzerinde bir baskıdır. evlilik ve annelik, kadınlar için başarı kıstası ve toplumsal rütbelerdir. kutsallık “bahşedilen”, annelik ise “seçilen” bir konumdur. ve anneliğin kutsal değil biyolojik bir şey olduğunu ve çok ama çok tatlı ve bir o kadar zor bir seçim olduğunu kabul eden anneler, gözlemlerime göre daha sağlıklı çocuk yetiştirmekteler. tüm bu işkembe-i kübradan salladığınız kutsallık atıflarınızda anne olamayan kadınları ya da çocuklarını kaybetmiş kadınları nasıl üzdüğünüzü de hatırlatırım.
neyse. reklamda bir anne var. kutsal. kutsal çünkü çocuk doğurmuş. döl tutmuş ve 9 ay karnında bu çocuğu büyütebilmiş yani anladınız mı köpekler? sevmeye gelen bir teyzeyi mute’a alıyor. reklamın tek haklı kısmı. sonra karşıdan karşıya geçerken bir arabayı tek hareketiyle eziyor. hani yaya geçidi üzerinde mi ya da kaldırıma mı park etmiş diye baktım, hayır sadece önünde duruyor. ana olma hakkı, ona elalemin arabasını ezme hakkı veriyor. çünkü bebek arabasının önüne çıkmış. korkunç bir psikoloji. devamında karşıdan gelen iki erkeği “yok ediyor”. bakın o tiksindiğim bebek arabası terörü bu kadar güzel özetlenemezdi. bebek arabası şimdiye kadar üzerinize üzerinize sürülme, tepenize çıkma, ayağınıza çarpma, bodoslama dalma hakkı verirken artık bir de yok etme hakkı veriyor. heriflerin tek suçu arabayla aynı. çocuklu kadının önünden yerlere kadar eğilip çekilmiyorlar. sonuç: artık yoklar. devamında, kadın kırmızı ışıkta beklemek yerine yolu kaldırıyor. toplumsal düzende yaşamanın kuralları anamıza işlemiyor. gerekirse o düzen bozuluyor ama o bebiş 30 saniyelik kırmızı ışıkta bekletilmiyor. acaba eymen talhamız bu ana altında toplumsallaşmayı 36 yaşından önce öğrenebilir mi? neyse, en patetik kısım: karşıdan çocuksuz, bakımlı, güçlü imgeli ve çocuklarla pek haşır neşir olmadığı algısı(çünkü bebeğe agucuk gugucuk yapmıyor. görevimiz halbuki) oluşturulmuş bir kadın geliyor. anne tek hareketiyle saçlarını kabartıp kadını çirkinleştiriyor. kutsal anamız, ana olamamış değersiz kadına fiziksel zarar veriyor ve kadın sadece ellerini havaya kaldırarak adeta teslim oluyor. bu iğrenç bir eziklik duygusu yalnız. çeken, yazan, onay veren ivedilikle doktora gitsin.
kısaca deriye basılmış yağlı tulum peyniriyle ıslak halı kokan iğrenç bir reklamdır. bir kişinin de “aga biz napıyoruz” dememesi çok tatlı. -
39. tuğba hanım'ın kına gecesi
videoda vergilerimi görebiliyorum.
-
40. kızların sözlüğü erkek düşürmek için kullanması
kolay düşerim yeşili yak yeter
tanım: olgun erkek dalından çabuk düşer -
41. beyaz yakalının en çok sevdiği yerler
ne alıp veremediğiniz var arkadaş beyaz yakalılarla. adama sorsan istermiydi ki modern kölelik denen bu işi. demek ki mecburiyetten yapıyor. neden asgari ücretli diye bir başlık yok ? ne farkı var bir beyaz yakalıyla ? beyaz yakalı dediğinde üniversite mezunu kendini nispeten geliştirmiş dünyayı az çok tanıyan asgari ücretlinin rütbelisidir. ama hepsi aynı kümenin elemanlarıdır.
not:beyaz yakalı değilim -
42. kasım ayında mini etek giyen kız
benimdir.
külotlu çorap + çizme/bot ile kombinlendiğinde çok güzel duruyor, o yüzden giyiyorum. içten yanmalı motor olduğumdan ya da götüme güvendiğimden değil yani.
edit: içten yanmalı motor olmakta ya da götüne güvenmekte bir problem olduğundan değil. o yüzden giyenler de giysinler. size hesap mı vereceğiz yahu?
edit2: motormuşum, öyle diyorlar. olur. yaşasın motorluk. -
43. jelko obradoviç'in küfür etmesi
ali koç tarafından "kabadayı" bir hareket olarak görülüp "siciline" işlenecek davranıştır.
-
44. evlenmek için sıfır kilometre kız bakıp bulamamak
kadına “binek” gözüyle bakan hanzoların çüklerini kesip ellerine vermek istiyorum. ne biçim bir dünya ne biçim bir ülke bu? twitter ve ekşi’ye korkudan giremiyorum son yıllarda. yine girmez olaydım. cinlerim tepeme cıkıyor her seferinde sayıp sövüp çıkıyorum. bunu diyeni yetiştiren de bir kadın ya, çok üzücü yaa. o kadar üzülüyorum ki. bu kadar beyinsiz, bu kadar vizyonsuz nasıl olabiliyorsunuz böyle bir çağda? nasıl yani nasıl?
-
45. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
bu kadar malla nasıl ugrasiyorsunuz? (bkz: sozum meclisten disari)
-
46. kitaplıktaki en kıymetli kitap
(bkz: the silmarillion)
-
47. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
bu gece bütün veritabanları aktif gözüküyor.birinden düşer beklentisi artmış.
-
48. gece 3'te sifon çeken üst komşu
adam ne yapacak senin isteğine göre mi sıçacak, götü terbiyeli herkesin bir sıçma saati vardır ve metabolizma ona ayarlıdır. komşunun sıçmasından bile rahatsız oluyorsan apartmanda yaşamayacaksın. zaten apartman yaşantısı sikko bir yaşantıdır.
edit: duyar esnafının biri gelmiş, neymiş efendim türkiye'de insanların %75'i aapartmanda yaşıyormuş da niye apartmanı kötülüyormuşuz. apartmanın medenilik sayılması köylülere has bir durumdur. zamanında köylü etiketini silmek isteyenler ilk iş müstakil evini bırakıp apartmana taşınmış hep ve dikey mimari hayatımıza girmiş. benim de ömrümün %90'ı apartmanda geçti. 30 katlı binada da oturdum, 4 katlıda da. şu an apartmana verdiğim kiranın yarısı ile müstakilde oturuyorum. şehre uzak olması dert değil. en azından sıçmadan rahatsız olan obsesif ana kuzusu meriçlerden kurtuldum. huzur arayan ve yaşamı hissetmek isteyen ne yapıp edip müstakile taşınmalı, bulunduğu şehirde mümkün değilse mümkün olan şehre taşınmalı. ben öyle yaptım. çalışmak isteyene her yerde bir çıkış kapısı var. ha yok ben sıçmadan rahatsız olan meriçlerle birlikte aynı binada yaşamaktan, metrobüste götüme dayatmaktan, sabah akşam 2'şer saaten günde 4 saati yani ömrümün altıda birini yolda harcamaktan hoşlanıyorum, büyükşehirde kendini bir şey zanneden bir eziğim diyorsan durum farklı tabi. kimse fakirlik edebiyatı yapmasın. ilinizde ilçenizde kendinizi ezik hissettiğiniz için istanbul'a gelip kendini bir halt zanneden fakir robotlar oluyorsunuz.
not: 42 yaşındayım kafa kağıdımda doğum yeri istanbul yazıyor, direkt istanbul, ilçesi falan değil. annemin de, dayılarımın da, teyzelerimin de, halalarımın da... buna rağmen sokayım istanbul'a... -
49. ankara'nın en güzel yeri
(bkz: çinçin) gezilip görülmeli, mümkünse gece gidin, hıdırlıktepe’den ankara’nın güzelliğin seyre dalın.
-
50. evli olmasına rağmen ütü ve temizlik yapan erkek
merhaba!
bu erkek benim. evet, benim.
memleketten uzaktayız ya, diyanet işleri’nin kamu spotunu daha yeni izledik: eşine kek ve çay getiren kadın. telefona bakma eşine bak! demiş an itibariyle o elinden hiç bırakmadığı akıllı mı akıllı telefonu ile tik-tok aleminde kaybolmuş olan kocaya, diyanet.
böyle bir evlilik ister miydim?
bu evlilik değil ki; kölelik düzeni. kadının aşağılandığı, ikinci sınıf bir seks kölesine ve sigortasız ev emekçisine indirgendiği renksiz ve boktan bir yaşam. ömür boyu taciz, sömürü ve tecavüz. evlilik diye dayattıkları bu.
evet; kendi ütümü yapıyorum. gidip çayımı kendim dolduruyorum. eşime de “canım, sana da çay dökeyim mi?” diye soruyorum. hatta, kendi ellerimle yaptığım keki ikram ediyorum an itibariyle bir şeyler izleyen veya okumakta olan sarışın boncuğuma. o da mutfağa gidince, kendisi için bir şeyler alırsa bana getiriyor. getirmese de olur... temizlik olayını, hayatımıza ilişkin ortak konuları birlikte hallediyoruz.
kuralımız son derece basit: kirli bırakmaz, ortalığı düzenli tutarsan daha az iş çıkar. biz de öyle yapıyoruz. kimi zaman da iyice dağıtıyoruz. her yer her yerde oluyor. iki tembel tavşan hiçbir şeyi iplemiyor; ama, sonradan kıçımıza motor takılmış gibi her yeri temizleyip toparlıyoruz.
ben tertipli bir arkadaşınızım. ütüsüz dışarı çıkmam. her gün iki kez çamaşırımı değiştiririm. her şeyim temiz olmalı. çoraplarım ve donum (don ne lan? boxer) bile ütülü olmalı. eşimden beklemem. ben hallederim. eşim rica ederse onunkileri de ütülerim. ya da, o bir şeyleri ütülüyorsa bana sorar var mı ütülenecek bir şeyin? diye.
yani, yaşam kolektiftir. evlilik de... ütü yapın, bulaşıkları yıkayın, ev temizlenirken siz de işin ucundan tutun. eşiniz çalışırken ayaklarınızı uzatmayın. penisiniz var diye özel değilsiniz; evde hep birlikte çalışılır, hep birlikte dinlenilip eğlenilir. ha, o an çalışıyorsunuzdur veya eşiniz başka bir iş ile meşguldür, tamam; bunu dengelersiniz. ama, tembelliğin ve kadının emeğini sömürmenin herhangi bir mazereti yok.
not; boncuğumu çok seviyorum. uyuyor yanımda. havana’da kaldığımız ev çok minnak. ben de onu rahatsız etmemeye çalışıyorum. canım benim... kıyamam ben ona yaw...