caner senin vergi oranın yüzde 50 olur inşallah.
edit: yüzde 60-70 olsun kodumun çocuğu. nefretimsin.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 24 ekim 2019 beşiktaş braga maçı
-
2. kırk yıl olmasa aramam denen gıdalar
(bkz: bamya)
hikayesi eskiye dayanir. 23 sene onceydi, butun arkadaslarimin atarisi vardi, ben de istedim. annem bamya yapmisti yemedigim halde hic sevmezdim goruntusu bile midemi kaldirirdi. ye bamyayi alacagim atariyi dedi. tabagin yarisini yedikten sonra gidip kusmustum. o gun bugundur yemem hic de aramadim.
bana aciyan annem atariyi aldi.
esit: tamam mideymis vurmayin öldüm -
3. diyanet'in 2020 yılı bütçesinin 11.5 milyar olması
sanırım islamiyet yerine farklı bir din arayışı için ar-ge bütçesi olarak ayırdılar.araplarin son kez bizi arkamızdan vurmasindan ötürü elzemdi zaten.
-
4. diyarbakır'da öğretmeni döven hanzolar
cehalet bir kanserdir. gelişmemiş her toplumda yaygındır ve yayılmaya da devam edecektir. çocuklarına çeki düzen vereceklerine, öğretmeni dövmek bu güruh için en ideal yöntemdir. neden? çünkü soslu fıstık kadar beyinleri yok.
-
5. dersi dans ederek sabote eden ergen
bu çocuğa nasihat versen de bir işe yaramayacak. o yüzden boşver hocam. elalemin, laftan sözden anlamaz, şımarık çocukları için mesleğine laf söylettiğine değmez. anlat dersini, al maaşını ekdersini bak keyfine.
madem devlet herkes diploma sahibi olacak, herkes üniversite mezunu olacak diye diretiyor. ver diplomasını, yolla gitsin. üniversiteden sonra pizzacida işe başlayınca da her akşam sipariş ver inadına, gelsin kapına üç beş lira bahşiş verecek mi diye yalvaran gözlerle baksın sana.
geleceği pek parlak görünmeyen bir arizona kertenkelesinin, ders esnasında yaptığı bir acayip hareketleri içeren videodur. -
6. şahan gökbakar skeçlerinden akılda kalanlar
ulan bunlar harbiden kaliteliydi ya. şahan gökbakar nasıl bir recep ivediğe evrildi aklım almıyor açıkcası. hee bunlarda da recep ivedik misali durumlar oluyodu ama daha düzgün kurgulanmış ve daha az sayıdaydı.
-
7. madem ekonomi kötü neden iphone stokları tükeniyor
öncelikle şu soruların cevapları verilmeli; kaç adet iphone 11 satılmış ve ülkede kaç insan yaşıyor?bunların cevabını öğrendiğinizde aslında iphone 11 satışlarının hiçbir bokun göstergesi ol(a)mayacağını da anlamış olursunuz.
milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşıyor, herifçioğlunun kriz yoktur göstergesine bak; iphone 11 satışları. hahahahha -
8. olgun kadın vs çıtır kız
olgun kadının tek yetisi seks mi aq ya? olgun kadınlara yapilan bi saygisizlik bu. bu sözlük erkekleri de ayrı bir abaza. sadece yüzde 5'i falan genel geçer mevzulardan bahsetmiş.
ben günlük hayatımda 30 yasindaki adamin 40 yasindaki kadini tercih ettigini hic gormedim, ama 20 yasindaki kızı tercih ettiğini gördüm.
.
gerçekten 25 yaşında olup da 40 yaşında kadınla uzun birliktelik yaşayan erkek sayısı 3 falandır. olgun kadın iyidir; naz yapmaz, hemen verir, sikerim, sonra basima da bela olmaz ,ceketimi alir cikarim kafasindasiniz galiba. -
9. 24 ekim 2019 otellere konaklama vergisi gelmesi
boyum kısa sevgili devlet. bacaklarımı omzuna atamıyorum. ama idare et lütfen.
-
10. öğretmenlere dayak yetkisi verilsin
hicbir öğrenci dayağı haketmiyor. bu öğrenci de böyle bir hareket yaptı diye hemen saldırmak çok yanlış. belki pırlanta gibi çocuktur ama o gün şımaracağı tutmuştur.
ancak genele vurmak gerekirse herkes eğitimi, ögrenimi de haketmiyor. türk eğitim sisteminin önündeki gerçek sorun, herkesi akademik olarak aynı kalıplara sokmaya çalışmamızdır.
almanya örneğinde olduğu gibi bazı çocukların zeka seviyelerinin düşük olduğunu, bazı çocukların okul müfredatında verilen hicbir şeye yatkın olmadığını, bazılarının davranış bozukluğuna sahip olduğunu kabul etmeli ve ona göre davranmalıyız. herkesi matematikle, fizikle, yabanci dille, edebiyatla yoğurup, sınamamalıyız.
kanalizasyonda, asfaltta, fabrikada ağır noktalarda, beden gücü isteyen işlerde çalışması gerekiyorken lise veya yükseköğrenim seviyesinde okuyan yüzbinler var an itibariyle. bizim sorunumuz son 20 yıldır asla yetişmiş eleman eksikliği olmadı ki! halihazırda yüzbinlerce işsiz mimar, mühendis, öğretmen, teknisyen vs. var ülkede.
dolayısıyla artık okulda bulunmak bile istemeyen ve bulundukları her saniye devlete, istekli öğrencilere ve idealist öğretmenlere zulüm olan öğrencileri doğru işlere kanalize etme zamanıdır.
bazı alınganlık yapan, yanlış anlayan kar taneleri için edit:
bakın sokakta gördüğünüz apaçi, barzo, katil, ırkçı, terörist, uyuşturucu satıcısı ve sapıklar da birkaç yıl önce okulda sizin çocuklarınızla aynı sıradalardı. diğer öğrencilere ve okulda görevli herkese zorluk çıkarıyorlardı.
hadi onlar uç örnekler diyelim, kabul. peki ya şu 12 yıl bedava okuyup, üniversiteye giriş türkçe sınavında bile 40 soruda 0 çeken, hatta eksiye düşenlere ne demeli? sizce de bu kisilerle bosa ugrasmamis mi bu devlet 12 yil? sizce de bu kişiler ortaokuldan sonra bir meslek edindirme kursuna katilip, bir an once is hayatina atilsalar herkes icin daha iyi olmaz mıydı?
özetle;
herkes 12 yıl bedava öğrenimi haketmiyor. en iyi ihtimalle ortaokuldan sonrası eğitimde asla zorunlu olmamalı. söylemek istediğim buydu.
not: öğretmenspor -
11. orkid'in uncover the shame reklamı
(bkz: #96914069)
hangi evrende veya avrupa ülkesinde yaşadıgınızı bilmiyorum ama türkiyede pedler yıllarca gazete kagıdına sarılarak verildi, hala bu ülkenin bazı yerlerinde bu şekilde satılmaya devam ediliyor. ama yıllar sonra filan siyah poşet yeterli gelmeye başladı bazı bakkal amcalara. kız arkadaşlarım orkid almaya utanırdı biz çocukken, ben pek utanmazdım o yüzden ben alırdım herkesin pedini. bakkal amcalar haşır huşur sarardı o pedleri gazetelere.
*normal bir şey kanamak, hatta yıllardır kanıyorum ben aaaa ne kadar ayıp yaa. kadıköy'de mi büyüdün sen bakiim? yoo gayet de bi güneydogu ilinde büyüdüm, sadece utanmadan ped istemenin hep normal oldugunu düşündüm. normal di mi yani? peki o zaman neden gazeteye sardılar yıllarca bu pedleri? vala bilmiyorum işte neden sardılar. peki bunu hiç görmemiş ve hunharca hatta salakça eleştirene ne denir? ben salak ve embesil derim. kalanlar da bilmedikleri bok hakkında atıp tutarak aptal kontenjanına girerler gayet de*
- peki sen küçücük bir kız çocuguyken etkilenmedin mi bu tavırdan?
+ ben etkilenmedim sanırım ama çogu kız arkadaşım etkilenmiş olacak ki (dogdugumuz andan itibaren kanamak bize kötü bir şey olarak ögretilmiş çünkü) onlar pedlerini hep bana aldırdılar. ben de grubun asi kızı olarak anıldım hep. ne asi ama ya; ped alan kız! :)
sikik önyargılarınızı alıp gidin bence. bu ülkede kadınlar her dönem sıkıntı yaşadı, hala yaşıyorlar da. öldürülen kadınların başlıkları altında aptal vicdanlarınızın seslerini dublajlamaktan gerçek vicdanınıza söz vermeye zaman kalmıyor bence. bilmediginiz konular hakkında atıp tutmaktan vazgeçerseniz bence gelişmekte olan ülkeler seviyesine bi tık da olsa yaklaşabiliriz. ama etrafta bu kadar bilgisiz söz sahibi olunca biz hiçbir şekilde gelişemiyoruz kendi içimizde.
not: reklam kapitalist vs bilmem ne. umrumda degil. fikir gerçek ama, hala bu şekilde pedini alan kızlar var bu ülkede de bu dünya üzerinde de.
kaldı ki yozgat veya diyarbakır pek bir şey degişmiyor, bizler bunu yaşadık küçücük kızlarken henüz. senin duymamış olmaman bu boktan gerçegi degiştirmiyor ve senin mal anlayışını gerçek kılmıyor. -
12. tereyağının en çok yakıştığı yemek
kızarmış ekmeğin üzerinde durduğu gibi hiç bir yemekte duramaz.
o ekmek bir de soba üzerine kızaracak ki sorma gitsin. -
13. imamoğlu'na oy verenlerin pişman olması
imamoğlu'na oy verenlerin pişman olma sebebi cengizem ve hilal kpalan gibilerinin kara propaganda yapması ve pelikan paralel yapının allahın her günü imamoğlu'nu terörist gibi gösteren haber yapması.
fakat imamoğlu vaatlerini de gerçekleştiriyor. adam belediye başkanlığı için seçildi fakat bu videoda yapılan eleştirilerin çoğu siyasi bir propaganda. devlet yönetmek için seçilmedi.
imamoğlu fakir çocuklara süt dağıtacağım dedi. dağıtmaya başladı. tarikatlara parayı kesicem dedi kesti. çocuklara kreş dedi. inşaatlara başladı. öğrencilere indirim dedi. yaptı. suya indirim dedi yaptı. adam vaatlerini gerçekleştiriyor. ama paralel örgüt pelikan üyesi cengizem'i mutlu edemiyor.
imamoğlu'nun seçilmesinin en güzel yanı şehir panolarında tarikat ilanları görmemek oldu. allah razı olsun bizi dinci örgütlerin ilanlarıdnan kurtardığı için. cengizem gitsin tayyipe tapınma seansları yapsın. -
14. aileden gizli yapılan en büyük şey
(bkz: seks)
kimse gidip anasına babasına ben seviştim demiyordur diye düşünüyorum. -
15. fanta'yı kim içiyor sorunsalı
çok güzel bir örnek. toplumun çoğu bu yazar gibi işte.kendi dünyasından genelleme yapıyor.sonra buna ilahi kanun gibi inanıyor. onu başka dünyalar olduğunu anlatmak imkansız hale geliyor.bu kültür haline gelmiş bir kangren. allah yardımcımız olsun.
-
16. iran'da milyoner olmak mı norveç'te asgari maaş mı
iranda milyoner olmak.
her yerde olduğu gibi iranda da milyonerler sizin sandığınız hayatı yaşamıyordur merak etmeyin! -
17. ekşi itiraf
iki haftadır tepemden aşağı dev çamaşır kazanlarıyla iş yığılıyor, düşen şlap şlup her tarafıma bulaşıyor. stres 3500 oldu işten eve tam olarak posaya dönmüş halde geliyorum. üstüne taşınmalık ev bakıyordum aşırı coşkulu bi emlakçıya denk gelmişim herif her gün min 4 defa arıyor, açmayınca whatsaptan yağdırıyor. üstüne linkedin'den bi yer beni bulup cv istemişti, nedir ne diildir umursamadan göndermiştim. o iş ciddiye bindi her gün bi mail de onlar atıyor şimdi şu testi yap, şimdi şu talent bilmem ne siksok, şimdi şunu gönder... ortadan cart diye sekize yırtılmama ramak kaldı. dün 6 saat nefes almadan çalıştıktan sonra eööh ölcem mi lan yeter patron çıldırdı kapattık bana ne be diye günün ilk sigarasını içmeye çıktım dışarı. bi nefes çekmeden le big boss'un sekreteri aradı. 15 dakika içinde beni görmek istiyormuş. aha dedim sıçtık kim bilir ne... beni pek çağırmaz çünkü. sonra eneee dedim, lan bu beni tebrik etçek. geçenlerde yaptığım bi şey için herkes wouv falan demişti. onu daha yeni duyduysa belki elimi sıkacak. belki de sana hediye vericez diycek kim bilir?? eski iş yerimde cıngıllı bi şey bulup yapınca elektronik hediyo ediyorlardı ipad, mcbook, hala kullandığım televizyon bile orada yaptığım bi tasarımın hediyesi. bunlar da hiç değilse bi tablet verseler iyi olur tablet lazım bana. belki de nakit prim verirler. ne kadar verirler ki... ama kesin bi şey verecekler artık yani yoksa niye şahsen çağırsın diye diye bi gazla gittim odasına. girer girmez elimi sıktı ve o beklediğim konudan konuşmaya başladı. ama nasıl övüyor. konuşmasına bakılırsa ben az bile farkındaymışım olayın, inanılmaz bi şey o yaptığın bizi sektörde nasıl bi yere getirecek sen biliyor musun diyor, kimsenin cesaret edip alamadığı milyon dolarlık işleri alabiliriz o geliştirme sayesinde komple yeni bi kulvar açtın önümüzde diyor. o konuştukça benim gözbebeklerimdeki prim balyası kalınlaştıkça kalınlaşıyor, 10 bin, 50 bin derken en son 100.000 liralara vurdu da kiralık neymiş evi direkt satın aldım, çekeceğim kredinin ödeyeceğim aylık faizini bile hesaplayıp hesabı kenara koydum döndüm o hala övüyor. yırttık abicim yırttık diyerek zevkten dört köşe dinliyordum ki "peki ben bugün seni buraya niye çağırdım!!" demesiyle kağıttan evim ağır çekimde plilili plilili masanın üstüne inip dümdüz oldu. o da yıkıntılarının üzerine hevesle bilgisayarını koyup siksok bi rapor açtı. ne benimle ne departmanımla ilgisi yok, birileri hazırlamış bu da formatını beğenmemiş, şurada fontlar düzeltilmeliymiş, burada satır araları bilmem neymiş ve "bi kadın eli değmesi" gerekliymiş. bak hayatımda en salak yerine konduğum, en göt olduğum anları düşünüyorum, bu ilk 5'e çok temiz girer. prime mrime daha gelmeden, sen kendi ağzınla profesyonel alanımda kendi işimi yaparak çok hümküçümçüm bi şey başardığımı söylüyorsun bi dakka önce, sen söylüyorsun bunu, sonra yine kadın = döküman evrak yarak kürek kağıt işleri algısına atıf yaparak uğraştığın işleri bırak al bu sekreterya işi yap diyorsun. bilhassa o "kadın eli değmesi" muhabbetini yapmasaydı da, ne bileyim işte düzgün rapor hazırlıyorsun vırt zırttan yağlasaydı eğer bu kadar uyuz olmazdım. salağım çünkü hee iyi rapor hazırlıyomuşum demek diye bana verdi napsın adam düzgün olsun istemiş falan der geçerdim. kadın eline sıçayım. şeytan diyo bütün raporun fontunu comic sans yap en azından için soğusun. çok pis sinirliyim. bugün de it gibi koşturuyo olmam lazım ama hiiç... çıktım entry yazıyorum. o kadın elimle yazıyorum hem de al. şu öbür şirket iş teklif etse keşke de o kadın ellerimle bi de istifa dilekçesi yazıp imzalasam. prim mrim diyorum ben de saf saf piiii... güzel göt oldum yalnız kabul etmek lazım.
-
18. sobalı evde yaşamış sözlük yazarı
hayatımın sadece iki yılı sobasız bir evde geçti.bunun dışında hep sobalı bir evde yaşadım, hala yaşıyorum.hala o alevlerin tavandaki dansını izleyerek ve hayal kurarak uykuya dalmayı çok seviyorum.
-
19. yazarların otobiyografilerine vereceği isim
sıkılmışlık.
edit: ı harfini gerekli harfle degiştireceğinize inanıyorum.
edit2: başlık başa kalmış. -
20. z kuşağındaki aptallıkta ısrar motivasyonu
z’lerle sürekli içli dışlı olan biri olarak tespitlere katıldığım başlıktır.
bugün z lerin yine dersindeyim. dersin 30. dakikası kapı açıldı,eleman sallana sallana sırasına yürümeye başladı. ilk başta zil çaldı sandım. kurs olduğu için zilden sonra çok sallamıyorum gireni çıkanı.
baktım daha zile var. verdim veriştirdim kovdum elemanı sınıftan.
ders bitti kapıda bekliyor çocuk. heralde hocam kusura bakmayın falan diyecek diye içimden geçiriyorum. hiç tık yok öyle mal gibi bekliyor.
bu çocuk öyle aykırı bir tip de degil. standart düzgün çocuk diyebileceğimiz tiplerden. ama ya düşünemiyorlar ya düşünmek istemiyorlar. bir üşengeçlik çökmüş üstlerine her şey zor geliyor. tanıdığım 10 adamdan 7’si böyle. -
21. ekşi sözlük'ün şaka maka 30'luk amca kaynaması
valla keşke yazarların yaşlarını görebiliyor olsak; 30 yaş altının yazdıklarını okuyup boşa zaman kaybı yaşıyoruz.
-
22. faizsiz peşinatsız ev firmaları saadet zinciri
üst edit: he tamam saadet zinciri değil, ponzi sistemi değil, önümüzdeki günlerde bunlar patladığında "ya biz altın günü olarak biliyorduk" dersiniz.
--------------------------
son yıllarda birtakım şirketler ortaya çıktılar.
faizsiz, peşinatsız, kira öder gibi ev sahibi yapıyorlar(!) insanları.
hepsi de son derece müslüman ve ihlaslı firmalar.
bu firmalar her geçen gün mantar gibi çoğalıyorlar. öyle ki bu sistemlerin genel konut satışları içindeki payı yüzde 3 civarında şu an.
sistem tam bir saadet zinciri gibi işliyor.
esasen bu firmaların sistemlerine verdikleri ad şu;
"tasarrufa dayalı faizsiz sistem"
faizsiz ev-araba vaad eden şirketin sistemine üye oluyorsunuz, katılım payı yatırıyor ve aylık ödemeler yapıyorsunuz.
diyelim ki ayda 2000 lira ödüyorsunuz daire sahibi olmak için. sistemde bir havuz var, sizin gibi üye olan herkes o havuza para yatırıyor, havuzda diyelim ki aylık 10 milyon lira toplandı, o 10 milyon lira karşılığında örneğin 35 tane daire alınıyor ve 35 aile daire sahibi oluyor.
fakat o 10 milyon liranın havuzda toplanması için 5000 kişinin para yatırması gerekiyor.
yani, 5000 kişi içinden 35 kişi daire sahibi olurken, geri kalan 4965 kişi bir sonraki ay sıranın kendisine gelmesini bekliyor. tabi bir sonraki ay sisteme yeni girişler de oluyor ve böylece sisteme para yatırıp sıra bekleyenlerin sayısı yükseliyor...
bu arada o 35 kişi kurayla belirleniyor.
ama 35 aile daire sahibi oldu diye ödemeyi bırakmıyorlar, aylık ödemeleri evin bedeli tamamlanana kadar devam ediyor.
bu sistem ile ev ve araba sahibi olan binlerce kişi var.
zaten firmaların en önemli vurucu unsuru da ev ve araba sahibi yaptıkları üyeleri.
eyvallah.
binlerce kişi ev ve araba sahibi olmuş olabilir, ama sistemin işleyişi tam bir saadet zinciri.
yeni üye gelmezse, yeni üyeler sisteme dahil olmazsa, sistemde olan ve ev ve arabasını alamayan, beklemede olan üyeler ne olacak?
bu durumda sistem patlayacak.
güya maliye ve bddk bu sistem için 2019 yılı başında harekete geçmişti, ama şirketler hala büyüyor ve her yerde şubeler açmaya devam ediyor.
yani bu sistem için hala bir yasal düzenleme yapılmadı.
şimdi soruyorum, sisteme yeni üyeler dahil olmadığında eski üyelerin durumu ne olacak? yatırdıkları paralar ne olacak?
yeni çiftlik bank'lar, kombassan'lar geliyor...
bakınız aracı şirketler yüzde 7 komisyon alıyorlar.
yani bu şirketlerin ana sözleşmeleri komisyon üzerine. sisteme yeni üyeler gimediği takdirde, "sisteme yeni üye kaydı olmadığı için sistem donduruldu" diyerek şirketler tereyağından kıl çeker gibi bu işten sıyrılırlar.
olan sisteme para yatırıp yeni üye gelmesini bekleyen onbinlerce kişiye olur.
bu saadet zinciri sistemlerinin tamamı böyledir, yeni üyeye dayalıdır yani...
ben uyarımı yapayım, yine de vatandaşımız kurnaz ya, her şeyin en iyisini bizim kurnaz vatandaşımız(!) bilir.
------------------------
------------------------
edit: bakıyorum da başlık altında bazı hesaplar bu sistemi savunmaya geçmişler hemen. profillerine baktım, hepsi entry sayısı az hesaplar. aktrolleri, reklam trollerini canhıraş bir şekilde başlık altına topladığımıza göre birilerinin ayağına basmışız, yani doğru yoldayız.
--------------------
-------------------
edit-2 bakınız paralı troller aynı cümle kalıbıyla karşımızda.
hepsinin ortak savunması; "saadet zinciriyle alakası olmayan sistemlerdir. altın gününe benzemektedir."
şimdi başlık altında bu şekilde tornadan çıkmış gibi yazan trollere bakalım. hepsi de bu firmalardan birinin sözlükteki paralı kalemleri.
nick: insan gibi dus alan fare, entry sayısı: 38.
girdiği entry: (bkz: #96946059)
ekran görüntüsü: https://i.postimg.cc/wz4tkmdc/sem.jpg
nick: nanobrain, entry sayısı: 156.
girdiği entry: (bkz: #96945958)
ekran görüntüsü: https://i.postimg.cc/hscxvhxd/sem.jpg
bu arkadaşımız bugün sadece bu başlığa entry girmiş.
nick: etlibutlu., entry sayısı: 77.
girdiği entry: (bkz: #96948154)
ekran görüntüsü: https://i.postimg.cc/l4b8hbby/sem.jpg
ne tesadüf bu arkadaşımız da bugün sadece bu başlığa entry girmiş.
nick: amkdsbv, entry sayısı: 42
girdiği entry; (bkz: #96948545)
ekran görüntüsü: https://i.postimg.cc/fy4cblnl/sem.jpg
tesadüf bu ya, 18 gündür tek entry girmeyen bu arkadaşımız da başlığı görür görmez gelip entry girmiş.
---------------------------
---------------------------
edit-3: firma isimlerini sildim, zira daha pek çok firma var bu şekilde hepsini yazamadığımıza göre yazdıklarımı da sildim.
firmalar patladığında görüşürüz. -
23. masterchef türkiye
acun medya şunu anlamıyor. seyircinin boya posa, tipe, dedikoduya, kavgaya prim verdiği zamanlar bitti. buyrun bakın "mucize doktor" un aldığı reytinge. iki kişiden biri seyrediyor. çünkü iyilik var, temizlik var, güzel karakter var. seyirci güzel insan, güzel karakter seyretmek istiyor artık.
ve bu akşam masterchefin en güzel insanını ve bence en sevilen yarışmacısını elediniz. batuhan giderken bile güzel gülümseyerek, arkadaşlarını teskin ederek gitti, o da beni kahretti. suratını asmadı, trip atmadı, negatif enerji yaymadı. asil bir yarışmacıyı kaybettiniz.
bu arada şeflere yapılan yorumları okuyorum. sanırım bir daha dünyaya gelmeliler eski saygınlıklarını kazanmak için.
faruk batuhan, gerçekten çok güzel bir karaktersin. asilsin, iyisin... umarım her şeyin en güzeli seni bulur. çok sevildin bunu bil. -
24. abdullah avcı
kadro kötüymüş. siktirin gidin. bratislava'nın stoperi, orta sahası kim desem netten bakmadan söyleyemezsiniz amk. 4-2 yenildi bu takım bratislava'ya. kadro kötüymüş. he amk he.
-
25. maaşını kocasına vermeyen kadın
maaş kartını kocasına vermiş bir kardeşim vardı. 1, 5 yaşındaki kızı bir pazar akşamı hastalandı. beraber özel hastaneye götürdük. bir sürü test, serum yapıldı. zatürre başlangıcı teşhisi konuldu. çıkışta eczaneye gittik. o esnalarda çalışmıyordum, benim üstümde para olmasa ne hastanede ne eczanede işimizi yapabilecektik.
eve dönünce maaş kartın nerede diye sordum. kocasına vermiş. bak gece 12' de sarhoş gelip koltukta sızacak, ne yediniz, ne içtiniz, başınıza ne geldi sormayacak. kız bu gece ölmüş olsa ve sen söylemesen bilmeyecek dedim. dediğim gibi de oldu.
sabah olanları anlatıp maaş kartını geri isteyince adam e o zaman boşanalım demiş. boşanma sürecini ben tetiklemiş oldum böylece.
ama ne süreç. tehdit, ruhsatsız silah, yeşil pasaport korkusu, uzaklaştırma kararları, koruma memurları. sabahlara kadar ayakta beklerdim gece bir şey olmasın, kardeşim ve iki çocuğu zarar görmesin diye. can güvenliği nedeniyle hakim ve savcı lojmanlarına yerleştirdi bizi rektör. iki evden birinde ya polis ya özel harekatçı vardı. kapılarda güvenlik nedeniyle numara ve isim yazmazdı. en son yakınına gelemediği eve, akli muvazenesi ve cezai ehliyeti olmayan birini birini yolladı. kapıyı açtım, burun buruna geldik. ne işin var burada dedim. beni trombosit bağışçısı olduğum ve kurtaramadığımız çocuğun mezarına götürmeye geldiğini, kimsenin çok fazla vakti olmadığını söyledi.
bir sürü olay, polis, koruma, dava, fiziki delil istemi, yalancı şahitler... sonunda herkes aklandı, çekildi köşesine. adam vekil kültür müdürü kardeşim akademik bu arada. hala görüşme günlerinde çocuklara ben ve ailem hakkında propaganda yapıyor, hakaret ediyor.
maaşınızı, maaş kartınızı kimseye vermeyin kadınlar. melek olsun, kanadı olmayacak yerinden çıksın, havada ters v şeklinde uçsun; hiçbir kıymeti yok. para kazanıyorsanız, paranız sizin olsun. o evlilik bundan zayıflayacaksa, bırakın inceldiği yerden kopsun. sonunda kimse sizi düşünmeyecek. şansınız varsa, sadece benim örneğimde olduğu gibi sizden 14 yaş küçük kardeşiniz sizi kurtarmaya, güvende tutmaya çalışacak. tssb, güvensizlik, hukuka inançsızlık yaşayacak.
sadece iyi niyet görürseniz iyi niyetli olun. sadece fedakarlık görürseniz özveride bulunun. sizi koruyan kollayan kendinden önce düşünen biri yoksa; kendinizi koruyun.
zayıf temelmiş... tuzlayayım da kokmasın. -
26. letgo ölücüleri
-
27. mesai saatleri 10.00'da başlamalı
olm şaka maka neden örgütlenmiyoruz bu konuda? neden amk mesaisi 6'da bitiyor? neden 4'te bitmiyor neden vakit ayıramıyoruz kendimize? neden akşam yemek yiyip televizyona zombi gibi bakarak yatma vaktimizi bekliyoruz?
-
28. türk futbolunun en fiyasko 3 transferi
bir çok isim belirtilmiş ancak fiyasko konusun da kevin grosskreutz önüne kim geçebilir.
-
29. 24 ekim 2019 surinam ile vizelerin kalkması
aklıma surinam asıllı hollandalı topçuları getirmiştir.
(bkz: clarence seedorf)
biz de denesek mi acaba surinam asıllı futbolcu -
30. öğretmenlerin başarısız öğrencileri umursamaması
babam, insanların burs vermek için fakir ama derslerinde başarılı öğrenci seçmesine hep karşı çıkardı. başarılı öğrencinin zaten hayatta bir şekilde başarılı olacağını düşünür yine de bir yerlere varacağını düşünürdü. bana da hep mantıklı gelmiştir.
hem fakir, hem de derslerinde başarısız veya tembel görülen bir öğrenci belki evindeki şiddetten dolayı kendini derse veremiyor, belki ev işlerine koşması gerekiyor, belki ders çalışması gereken zamanda ailesi tarlada çalıştırıyor. sürekli oyun oynayan kendini derslerine vermeyen öğrencinin oyun oynaması, belki de hayatındaki sıkıntılardan kaçmanın bir sonucudur?
şuan bizler en ufak bir sıkıntıyla karşılaştığımızda uğraştığımız konuyla ilgili odağımızı kaybediyoruz. sevgilimizden ayrıldığımız için o dönem notlarımız düşüyor. sabah metrobüste biriyle tartıştık diye bütün gün işte hiçbir şey yapamıyoruz.
tüm bunlardan daha kötü durumda olan ve bu sıkıntıları sürekli çeken insanlar var. bugün devletin verdiği kuş kadar kredi veya bursla geçinmeye çalışan bir üniversite öğrencisinden, o psikolojiyle yüksek notlar elde etmesini beklemenin büyük bir gaddarlık olacağını düşünüyorum.
o yüzden belki eğitimde fırsat eşitliğinin önemini iyice kavramamız gerekiyor. bu bursla veya yardımla çözülecek bir şey değil. sistem olarak bu eşitlik ortamının yaratılması lazım. yoksa belki ne yetenekler bu saçma zorluklar yüzünden heba olup gidiyor. -
31. burkina faso denince akla gelenler
stv'de yayınlanan ayna programı
-
32. öldükten sonra unutulmak
hemen unutulmuyorsunuz. yine bir süre akıllarda kalınıyor. e-devletten soy ağacı kaydınızı indirdiğinizde babanızın babasının adını ilk kez orada gördüğünüz babasını falan hatırlıyor musunuz? heh işte en son hatırlanma kırıntısı da oralarda bir yerde bitiyor. çocuk yapmayanları geçelim. çocuğunun çocuğunun çocuğu olduğunda sistemden siliniyorsun. mezarını bile ziyaret edecek kimse kalmıyor. ve hatta bu ziyaretsizce geçen yıllardan sonra makul süre sonunda muhtemelen o mezarında bile rahat edemeyeceksin. çünkü bu dünyada, yaşayan insanlar için, arazi kıymetli bir şeydir. 150 yıl önce üç kuruş verip aldın diye dünyadaki 2 metrekare alanda bin sene yatırmazlar adamı.
-
33. bira bardağında rakıyı fondip yapan kız
bunu "rakı içmek" sanan dangalaklarla rakı makı içilmez.
-
34. kolonya kültürünün sona ermesi
ben de sona erdi sanıyordum ancak geçen gün hastaneden çıkınca hemen yanındaki eczaneden reçetedeki ilaçları alayım diye girdiğimde eczacı amcanın ben girer girmez kolonya uzatması, benim ardımdan giren tüm müşterilere bunu yapması, istemeyenlere de "emin misiniz bakın hastaneden çıktınız" demesi, kolonya dökmekten ilacımı 7 dakikada verebilmesi üzerine sona ermediğini anladım.
-
35. bir daha da gitmem denilen şehirler
büyük konuşmayın demeye geldim. van'da uzun dönem askerlik yapan bir arkadaşım bir daha sikseler gitmem oraya dediğinin ertesi yılı mecburi hizmet için yeniden gitmek zorunda kaldı ve mecburi hizmeti bittiği gibi kamudan istifa etti, vanlı bir kadınla evlendi. hala van'da yaşıyor.
-
36. 24 ekim 2019 enes kanter'in açıklamaları
fetönün vatan haini olduğunun en güzel delili.
eline kağıdı vermiş, bebek öldürüyor türkler dedirtiyor.
ulan geberttiğimiz ypgli teröristler bile bu iftirayı atmadı.
her kimin bu fetöye katre kadar faydası dokundu ise; bu milletin başına bela etti ise anasını avradını sikeyim.
bu fetöcü orospu çocuğu kim ki açıklamaları için sözlükte başlık açılıyor? -
37. 24 ekim 2019 ppk toplantısı
bu son faiz indirimiyle birlikte 3 ppk toplantısında faiz 10 puan düşmüş oldu. faiz 20 küsürlerdeyken dolar 5,80'di şuanda 5,77.
sanıyorum ülkece yeni bir iktisat sistemi kurduk ya da çok pis bir şeyler dönüyor. -
38. türkiye'de internetin ilk yılları
windows xp'li yıllar degildir.
internete dial-up ile bağlandığınız, 146 denen nanenin nice ocaklara incir ağacı diktiği, arkadasinizla online bisey oynamak icin sirayla birbirinizi aramaniz gereken, oyuna girmeden once ise evde "telefonu acmayinnn" diye bagirdiginiz, tek bir tane mp3 indirmek için 1 gün beklediğiniz, film indirmenin ise fanteziden ibaret olduğu, mirc'te canlı maç anlatan kanalları takip ettiğiniz, herkesin sikindirik bir web sayfası yapıp kendisini tanıttığı yıllardır. -
39. nude atan yazarlar veritabanı
yeter la erkek olarak erkeklikten utanırdınız beni. çok abazansanız açın pornonuzu izleyin. ha illa türk istiyorsanız milyon tane ifşa sitesi var . kutsal bilgi kaynağı burası flört sitesi değil. önceden ekşi sözlük için fularlı tipler denilirken şimdi abazan tipler denilecek sayenizde vallahi helal.
-
40. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
canimin istedigi birkacini cevaplayacagim sorular. amme hizmeti olarak dusunun.
soru: bir erkekte en gıcık olduğun şey ne?
cevap: cok konusmasi, bos konusmasi, kendini ovmesi.
burda bitirdim.
ciddi ciddi cevap verebilecegim sorular olacagini dusunmustum. scroll”luyorum, hepsi birbirinden bok sorularin.
vazgectim. -
41. evlilikte seksin bitme sebebi
birisi on yıldır evli diğeri beş yıldır sevgilisiyle aynı evi paylaşan iki kadın arkadaşım -kafalarında benimle ilgili nasıl bir persona yarattılarsa artık- "bizi dışarı çıkaracak ve çok eğlendireceksin" diye bir ültimatom verdiler. “iyi o zaman kadıköy’e gelin” dedim. avrupa yakasında yaşayan arkadaşlarımın beni ne kader sevdiğini böyle test ederim. cumartesi kadıköy’e geçmesi gerekecek insanların gözlerini belerterek “neaaa karşıya mı geçeceğiz” demesine sinirle karışık hep gülmüşümdür. ben her gün geçiyorum eşşoğları.
bizimkiler buluşma için nasıl bir heveslendilerse erkenden gelmişler, hatta beni aramadan birer içki içmişler sonra da gelip beni evden almanın çok mantıklı olduğuna karar vermişler. henüz buluşma vaktine zaman var diye evde bornoz, çorap, terlik kombinimle dolanıyordum. misafir beklemediğim için sunumsuz yakalandım ve o şekilde açtım kapıyı. ikisi birden ayaklarıma bakıp, çorabın üzerine giydiğim ev terliği için "ahahhahaa bak bunun adı seks hayatım yok terliği" diyerek nefessiz kalmalı güldüler. hani küçük çocuklar ayıp bir kelimeyi öğrenince onu söyleyip söyleyip güler ya, işte aynen öylelerdi.
bu tür konuların mahremiyetine özen gösterilmesi gerektiğini düşündüğüm için yakın arkadaşlarım dahil kimsenin seks hayatını sormam, bana sorulmasını da sevmem. konuşulacak tek kişi partnerindir. ve eğer bir sorun varsa gideceğin uzmandır elbette.
bizim kızların bu konuyu kaşıyan esprileri artınca gayriihtiyari "benimle ilgili çıkarımınıza yorum yapmıyorum ama anlıyorum ki sizinki çok iyi. en son ne zaman ihtirasla seviştiniz ablalarım" diye tamamen geyik bir soru sordum. kahkahalar fade out şeklinde kesildi.
başarısız bir evlilik yaşamış biri olarak arkadaşlarıma evlilik hakkında ahkâm kesecek değilim ama bahsedilen rakamlarla (dikkat ederseniz sayı demedim) bir evliliği nasıl bu kadar mutlu devam ettirdiklerini de merak ettim. çünkü bence kisinin de ilişkisi gayet iyiydi, mutlulardı. ama evlilik içinde kendilerini mutlu ettiğini söyledikleri şeylerin hepsini yakın bir kız arkadaşınızla da yaparsınız. hatta bence daha çok eğlenirsiniz.
eşleriyle dışarıdaki hallerini gözümün önüne getirdiğimde birbirlerine dokunarak sevmek konusunda cimri olmadıklarını hatırlayabiliyordum. belli ki o kadarmış. türk romantik komedisi gibi, öpüşüyorsun ve sonra sonsuza kadar mutlu yaşıyorsun. şaka bir yana, ilişkilerinin içinden tensellik yavaş yavaş silinmişti. aslında bundan memnun olmadıkları görülebiliyordu. ama herkes konuşmayı karşı tarafın başlatmasını beklemiş ve sonuçta bu konu özelinde sorunlarını susarak çözmeye çalışan insanlara dönüşmüşlerdi.
her ikisinin erkek tarafını da iyi tanırım ve severim, nadir görülen tiplerdir. hayatlarına yön vermeyi başarmış, dürüst, akıllı, eşlerine saygılı, evdeki sorumlulukları paylaşan erkekler... elbette saçma sapan huyları da var, kimse mükemmel değildir. ama iyi adamlardır işte.
bu konuda inisiyatif alamamalarına şaşırmakla birlikte onları anladım da. her hamlenin kadını zorlamak gibi algılanacağını düşünmüşlerdir. her şey konuşulmaz bazı şeyleri eyleme dökmek gerekir ve eğer karşı taraf iki kere dur dediyse üçüncüye çekinmişlerdir. uzman değilim, başta dediğim gibi bu konuları konuşmayı bile sevmem ama eminim gidip adamlara sorsam ikisi de bu durumdan şikayetçidir. e kadınlar da öyle. dışarıdan bakınca çözüm çok basitken insanların böyle mıymıy yaşaması sinirimi bozuyor.
iki insanın birbiriyle ilişkisinin temelini iletişim oluşturur. evlilikteki iletişimlerden biri de sekstir. bir sorun olduğunda bunu konuşmaktan veya farklı şekillerde ifade etmekten çekinmemek gerekiyor. isteklerini, arzularını, fantezilerini anlatabileceğin biri var karşında. anlatmaktan da dinlemekten de vazgeçmemeli insan. zaten her tür ilişki doğru iletişim kurulamadığı için bitiyor. konuşarak birçok şeyi sevişerek hemen her şeyi çözer insan. * -
42. sanat toplum için midir sanat sanat için midir
arkadaşlar soru iki seçenek arasında, buraya gelip romantiklik yapcam diye götünüz başınız ayrı oynamasın.
-
43. çok güzel ama korkunç derecede üzücü eserler
johhny cash'in hurt isimli şarkısıdır.
-
44. chp bu ülkenin en büyük iç güvenlik problemidir
(bkz: chp siksin alayınızı)
-
45. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
duru görüş arayanlar veritabanı. belki bir sürü kadın sizin gibi muhteşem erkeklerle birlikte olmak istiyordur da duru görüş ne bilmedikleri için mahrum kalıyorlardır:(
kızılötesi görüşü olanlar da bana yazabilir.
ek : hala gülüyorum lan duru görüş hahahasktr. -
46. cumhuriyet bayramında 15 temmuz kutlaması yapmak
sadece ankara değil, istanbul’da da durum bu.
yazı geldi buna benzer.
eski fetöcülerin bu hallerine öğrenciler de gülüyor artık.
edit: emri veren ankara il millî eğitim müdürü
bunların alayı fethullah’ı yalamış adamlar. -
47. rakı masasında olmaması gerekenler
rakı şöyle içilir yanında böyle meze yenir masada şöyle konuşulur diyen insanlar. amk içkisi zaten pahalı bir de sizin gargaranızı dinlemeyelim rahat rahat içelim şunu.
-
48. 23 ekim 2019 kadıköy'de eren bülbül protestosu
greta ve ereni karşı karşıya getirmek için kafayı yemiş olmak lazım.
allah şifa versin. -
49. 24 ekim 2019 a haber spikerine canlı yayında taciz
a haber sunucusu kadının o saatte fransa'da ne işi varmış?
hayal mahsulü bir iddiadır. -
50. hagi vs belhanda