Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. yılmaz özdil'in 2500 liralık özel basım kitabı

    tabi ki mustafa kemal isimli kitabidir.
    saat 9 u 5 gece satisa cikarilacaktir.
    1881 tane basilmistir.
    bu her yonuyle bir istismardir. yilmaz ozdil ataturkcu falan degildir. bambaska bir seydir.
    kaynak : kırmızı kedi yayınevi

    edit: sanane diyenler olmus, orospu cocugu diyenler olmus, troll diyenler olmus, neye ve neden karsi oldugumu anlatmak istedim.
    oncelikle dogru soyluyorsunuz serbest piyasadir, isteyen istedigi seyden istedigi kadar para kazanabilir ama unutmamalisiniz ki mustafa kemal atatürk de kimsenin tekelinde degildir, ifade ozgurlugunu savunuyorsaniz benim de yazarin tutumunu elestirme hakkim vardir.
    neye karsiyim? gazi mustafa kemal ataturk'un bu sekilde metalastirilmasina, bir ürün haline getirilmesine, nesnelestirilmesine karsiyim. somurebildigi kadar somuren bu yazara kesinlikle karsiyim. sizler yazarin birbirinden farki olmayan 6 tane atatürk kitabini, icinde "mustafa kemal ataturk ve temizlik" gibi kitaplar olan cocuklar icin cikardigi seriyi almakta ozgursunuz, ben de elestirmekte ozgurum. ben bunu zararli buluyorum, anlamaktan uzaklastirdigini dusunuyorum. bu konuda yanildigimi dusunuyorsaniz bu eksende tartisabiliriz.

  • 2. 20 ocak 2019 trabzonspor başakşehir maçı

    maç öncesi teknik adamları dinledim.

    abdullah avcı nelere çalıştıklarını, nelere dkkat edeceklerini, neleri yaparsa başarılı olacaklarını tek tek anlattı.

    ünal karaman: allahımız var, inandık, kazanacağız.

  • 3. mutlu bir evlilik için ilk şart

    ailelerden uzak yaşamaktır.

  • 4. taksiden indirdiği kadına tecavüz eden polis

    şaşırtmayan polis.
    (bkz: türk polisi)

    her hafta en az bir işkence, hırsızlık, taciz, tecavüz haberi oluyor artık polislerin.

    emniyetin durumu içler acısı. nereden nereye...
    işsizlik oranını düşük göstermek adına herkesi polis, bekçi yaptılar. devletin kasasından da maaş bağladılar.
    nerde ipsiz sapsız keş varsa polis oldu. benim kuzenim de mesela. evlatlık olan. her bir pislik var. okulda son derece başarısızdı, en sonunda polis oldu. cemaat işlerine girdi, sanırım süleymancı. buna kapalı bir kız vermişler, evlendi. çocuk yaptı. şimdi intihar etmeye çalışıyor tabancasıyla.
    durumları bu işte.

    karı kız telefonu almak için kimlik soran orospu evlatları mı dersin, her bir b*k bunlarda. şanlı emniyet kurumunun içini boşalttılar, leke sürdüler.

  • 5. dik duran arap ruhunu satmış 50 türk'e bedeldir

    (bkz: yallah arabistana) seviyorsanız suud olun bence.

    sözlükteki aktrollün,medyatik ve her devrin adamı olan meslektaşını buraya taşıması olayı.

    ekleme: yine aktrolleri dürtüklemişim.bana fetö ağzı falan yazmayın ağır söverim,kimse haysiyetini sizin gibi 3 kuruşa satmaz.şu hayatta eş dost kıyağı diye bedavaya saçımı bile kestirmedim lan ,senelerce cemaat dalkavukluğu yapmış tipler kalkıp bana fetöcü demesin.daha sıçtığınız menzil bokunu yalayacaksınız ,bakalım onlar nasıl ''kandıracak''

  • 6. duygusal bağ kurulan gıda maddeleri

    peynir

  • 7. yapay zekanın tıp doktorluğunu yok edecek olması

    bunun türkiye'de olabilirliğini savunan arkadaşlar, her vatandaşın semptomlarını net olarak ifade edebildiğini falan sanıyor herhalde. sedyeye sırt üstü uzanın dediğimde yüz üstü yatan insan oranını buraya yazsam kavga çıkartırsınız. bir dakikada tanı koyan makineymiş, önündeki kuyruk beceriksizler yüzünden ziraat atm'sini aratmazsa ben de bir şey bilmiyorum.

  • 8. taş gibi kültürsüz kız vs çirkin kültürlü kız

    burada salak salak yorum yapıp kadınları değersizleştirmeye çalışan erkeklerin yakısıklılık ve kültür seviyelerini merak ediyorum.

  • 9. sevgili bulamama sebepleri

    kız bulmak peşinde koşmak için çok tembelim

  • 10. 2030'da kenevirden 100 milyar $ kazanacağız

    adamlar haberi yapmadan tüketmeye başlamışlar.

  • 11. 2019 ilaç krizi

    annemin sürekli olarak kullandığı üç raporlu ilacını 30 eczane gezdim bulamadım ilaçta euro kuru 2.69 olduğu için firmalar üretmiyor veya ithal etmiyormuş. bu durumu cimer den yazdığımda bana gelen yanıt "ilaç piyasada bulunmamaktadır" bunu biliyorum çözün bu durumu diye yazdım.

  • 12. sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar

  • 13. istanbul başakşehir futbol kulübü

    iktidarın yandaş takımıdır. halkın vergileriyle bütçe yapıp yine bu halkın takımlarını yenmektedir.

    bu takım özelleştirildi mi, yoksa belediye takımı mı? özelleştirildiyse belediyeye ne kadar ödendi. kimler çalışıp maaş alıyor bu kulüpten?

    şimdi de başlamışlar cengiz'i sattık diyorlar. cengiz'i altınordu'dan kimin parasıyla aldın?
    clichy, arda, adebayor, robinho bunların ücretini sen ligden kazandığın 3 kuruşla mı veriyorsun? seyircin bile yok, stad gelirin yok? kimi kandırıyorsunuz?

  • 14. odtü rektörlüğünün evrim konferansını engellemesi

    bu sene 13.sü yapılacak olan aykut kence evrim konferansı elle tutulur herhangi bir gerekçe gösterilmeden odtü rektörü verşan kök tarafından engellenmeye çalışılmaktadır. bu konu hakkında kamuoyu oluşturmak adına bu başlığı açma gerekliliği duydum.

    kamuoyuna çağrı:

    "odtü biyoloji ve genetik topluluğu ve evrim ağacı ortak çalışması olarak 12 yıldır çok büyük bir katılımla türkiye'de önemli bir yeri olan aykut kence evrim konferansı'nı düzenliyoruz. her sene ülkenin durumundan kaynaklı birçok zorluk çekerek düzenlediğimiz konferans bu sene yeni bir engelleme ile karşılaştı. daha önce attığı bir mail ile yerel seçimlere kadar okul içerisinde yapılacak etkinliklerin denetleneceğini belirten odtü rektörlüğü, ocak ayından itibaren odtü kültür ve kongre merkezi'nde tadilat ve yeniden yapılandırma gibi gerekçelerle salonların kullanılamayacağını, mart ayının sonuna kadar burada gerçekleşecek bütün etkinliklerin iptal edildiğini söyledi. verilen tepkiler sonucunda okulda başka bir yerin etkinlik için uygun olabileceği söylendi fakat alternatif olarak gösterilen hiçbir yerin 1250 kişilik bir katılımla gerçekleşecek etkinliğimizi karşılayacak teknik ve fiziki durumda olmaması sonucunda etkinliğimizi gerçekleştirebilmek için okul dışında uygun yer arayışına giriştik. odtü rektörlüğü etkinliği açıkça iptal etmek istediğini söyleyemeyeceğinden dolayı bu tarz abes ve gerçekliği olmayan öneriler sundu.

    dün orta doğu teknik üniversitesi'nin facebook hesabından odtü kkm'de gençlik ve spor bakanı'nın da bulunduğu bir fotoğraf yayınlandı. görünen o ki kkm yalnızca hükümet ve rektörlüğün yanında duran etkinlikler için uygunken bizim gibi diğer öğrenci topluluklarının da etkinlikleri için özellikle mart ayının sonuna kadar uygun değildir.

    2018 yılının ocak ayında kkm'yi kullanmak üzere ayırtmış, ekim ayında ise gerekli bürokratik işlemleri başlatmış olmamıza rağmen etkinliğimize haftalar kala salonu kullanmamızın uygun olmadığını kendi çabalarımız sonucunda öğrendik. organizasyon ekibi olarak, 2018'in nisan ayından beri bu seneki konferansın gerçekleşebilmesi için çalışıyoruz. topluluğumuzun en büyük amaçlarından biri ise bilimin yayılması, insanların bilime yönelik sansürlere rağmen bilime ulaşmasını kolaylaştırmayı sağlamaktır. aykut kence evrim konferansının düzenlenme amacı ise ülkemizdeki özellikle evrime karşı yapılan sansürlerin bilime aykırı olduğunu bilimsel bir yolla anlatmaktır. bundan dolayı bu gibi öngörülemeyecek durumlar da olsa biz, yer fark etmeksizin amacımıza ulaşmayı istemekteyiz. ekip olarak etkinliği gerçekleştirmek için alternatif yerleri değerlendiriyor ve konferansımızı her şartta gerçekleştireceğimizi sizlere bildiriyoruz.

    her zaman reklamını öğrenci toplulukları ile yapan odtü’nün bugünkü tavrı gerçekte topluluklara karşı aldığı tutumu göstermektedir. bir öğrenci topluluğu olarak elimizden gelen tüm çaba ile konferansımızı her türlü engelleme girişimlerine rağmen okul dışında olsa bile yapacağız. tüm kamuoyunu da bu süreçte yanımızda durmaya; bilime, evrime yapılmaya çalışılan her türlü sansüre karşı birlikte hareket etmeye çağırıyoruz!"

    imza kampanyası :
    odtü rektörlüğü evrimi susturamaz!

    konuyu açıklayan evrim ağacı videosu:
    odtü rektörlüğü evrimi neden susturamaz?

    gazete haberi :
    hükümete salon veren odtü, evim konferansına bahane üretti

    edit:
    aramanın gücüne tam anlamıyla inanmamışım sanırım. bu konu daha önce sözlüğe taşınmış. başlığı açan arkadaşı bilgilendirdim.
    (bkz: aykut kence evrim konferasinin engellenmesi)

    edit 1 :
    yazım hatası: engelemesi değil engellenmesi olacak. düzeltilirse sevinirim. yazım yanlışından dolayı özür dilerim. entrynikuyumu adlı yazara teşekkür ederim fark ettiği için.

  • 15. 2023'e kadar tüm içecek ambalajlarına depozito

    son derece güzel bir uygulama, yiyeceğinden giyeceğine her şeye uygulansa keşke. belki davarların yere çöp atması bir nebze de olsa engellenir.

  • 16. ekşi itiraf

    gelin size bir hikaye anlatayım beraber mutlu olalım.

    bir zamanlar depresyondaydım.major depresyon ama bildiğin baya kötüyüm ve intihara aşırı meyilli birisiyim.herseyden uzaklaşıcaz diye zihinsel engellilerin yanında gönüllü çalışmaya başladım.ilk gün inanılmaz bir korku var tabi, ne yapıcaklarıni kestiremiyorum.hepsi gülümsüyo sarılıyo filan,bende ürkek ceylan gibi sürekli sagıma soluma bakıyorum ani biseyler yaparlar ,vururlar falan diye.bilmiyorum hic çünkü,pek bir fikrim de yok o zaman.neyse gel zaman git zaman baya alıştım ben bunlara.hayatımda kimseden görmediğim sevgiyi bunlarda gördüm abi , ilk zamanlar henüz bunun farkına varamamıştım.bir yere gidicek olmamdan ötürü bir hafta ayrı kalıcaktık.neyse vedalaştım gittim.bir hafta sonra döndügümde bi baktım gepsi kapının önünde beni görünce koşa koşa üzerime gelip sarıldılar filan.donup kalmış,yutkunmuş ve resmen ağlamamak için kendimi zor tutmuştum.
    birinin sizi sevmesi,özlemesi , size sarılmasının ne kadar muhteşem duygular olduğunu öğrendim ve bana bunları öğreten engellilerdi.sadece bununla da kalmadılar.zamanla beni depresondan çekip aldılar ve hayata döndürdüler.bu da böyle güzel anımdır.detayları oldukça fazla ve emin olun yazsam kitap olur.sadete gelicek olsursak , engellileri sevin zira sevilmeye ihtiyaçları var ve emin olun karşılığını misli ile alırsınız.saygılar.

  • 17. 12 yaşındaki üvey kardeşine tecavüz eden adam

    ön edit: başlık adam yerine izmirli diye açılmıştı, bu entry ona göre yazıldı.

    başlığı izmirli diye açmak da olması gerekendi tabii. çünkü tecavüzden çok tecavüzcünün nereli olduğunu konuşmayı seversiniz siz. tecavüz gibi bir konu üzerinden iğrenç politik muhabbetlerinizi yapmakta hiçbir sakınca görmezsiniz. kötüsünüz!

    edit: anlamayanlar olmuş. yazdıklarım diğer şehirler için de geçerli. yazdığımdan başka anlam çıkarabiliyorsanız o sizin ettiğiniz küfürlerdeki gibi olduğunuzdan. okuduğunuzu anlamaya çalışın, cidden o kadar zor değil.

    edit 2: bitmiyor mesajlar. arkadaşım, konya da olsa aynı, izmir de. diyorum ki bırakın bunları, tecavüzü konuşun. sebeplerini konuşun, önlemek için ne yapılmalı onu konuşun. ama konu buyken şehir kavgası yapmayın. tek derdiniz salak politikanız, kadının sorunu umrunuzda değil. işte bundan kötüsünüz!

    edit3: şehir kavganızdan gına geldi. son kez yazıyorum, belki basar kafanız. yandaşınız, muhalefetiniz, şehriniz umrumda değil! politikayı bırakın diyorum, tecavüze bakın!

  • 18. vatandaşlık verilse yaşanılacak ülke

    vatandaşlık verilse de yaşanmayacak 10 civarı ülke var bizim dışımızda. bunları çıkardığımızda geriye kalanlar...

  • 19. 28-30 ocak'ta erkek yazarları mesaja boğuyoruz

    (bkz: cinsel açlığın afrikası olarak türkiye)

    şu sikimsonik başlık entry girilme hızı bakımından sözlükte ilk üçe oynar muhtemelen. vallahi gündemin en üstünde durmasına dayanamadım yazdım. karı kız düşüreceğim diye kendinizi düşürüyorsunuz haberiniz yok amk.

  • 20. canan karatay'ın bu kadar eleştirilmesinin sebebi

    çok uzağa gitmeye gerek yok, ekşi sözlük'ün yaptığı soru-cevap videosunda "sayesinde çok kilo verdim" minvalinde bir yorum için tam olarak "işte bu kanıttır. bunun için bilimsel çalışma yapmaya gerek yoktur." demiştir. bu cümlesinin üzerine halen eleştirilmesini ben de saçma buluyorum. ciddiye almayı tamamen bırakmak gerekirken ciddiye alınıp eleştiriliyor, ilginç.

    öncelikle "karatay hocamın dediklerini yaptım çok kilo verdim" ifadesi bilimsel kanıt değil anektoda dayalı kanıttır (anectodal evidence) ve bilimsel konular için kullanılması oldukça tehlikelidir. "benim kaynım günde üç paket sigara içiyor ve hiç kanser olmadı, sigaranın kanser yaptığı doğru değil" iddiasında bulunabilirsiniz. kaynınızın çok sigara içmesine rağmen sağlıklı bir hayat sürdüğü doğru da olabilir. yine de buradan hareketle sigaranın zararı yok kabul edemeyiz. bu konu üzerine araştırma yapmaya gerek yok diyemeyiz. bilimsel kanıtlar böyle elde edilmez. çok sayıda katılımcıyla, çok fazla tekrarla, çok fazla çalışma yapılıp sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirildikten sonra çıkarımlara ulaşılır.

    eğer bir doktor, bir bilim insanı ya da bilimin kapsamına giren alanlarda çeşitli iddialara sahip bir insan "bilimsel çalışma yapmaya gerek yoktur" gibi bir cümle kuruyorsa kendisini ve söylemlerini bilim değil eğlence kategorisinde takip edin. hayatınızı ve sağlığınızı etkileyecek kararları bu söylemler üzerinden almamaya özen gösterin.

  • 21. çaylaklara mesajı kapatmak

    beni takip eden kitle ve benim okuduğum yazarlar bellidir. ekseriyetimiz eğitimcidir. kendi kendimize takılırız. bu zamana kadar da bırakın kötü mesajı, seviyesiz bir üsluba denk gelmişliğim yoktur. fakat çaylaklara mesaj hakkı verildiği gün mesaj kutuma "hehe karmanı sikiim o ney hacı" diye bir mesaj gelmişti. beni bir gülme tuttu.* adamın daha entrysi yok. her kimse artık sövmek için hesap açmış. denk gelene sallıyor. yani çaylak bile değil, bildiğin fake hesap. o gün kapattım mesajı çaylaklara. çünkü bu fasilite, suistimale çok meyilli. yalnızca çaylaklara değil, yolda yürüyen adama da getirilmiş bu hak. örneğin sıradan birisi senin kullanıcı adını öğrenmişse, sözlüğe anında kaydolup isimsiz olarak sana sövmeye başlayabilir. bu kadar saçma bir uygulama olabilir mi? yani mesele, yazar-çaylak ayrımı değil. yazarların çoğundan daha kaliteli yazan çaylaklar tanıyorum, sırası gelmiyor bir türlü ne yapsın. mesele, bu uygulamanın yarattığı başıboşluk. canı isteyen beş dakikada hesap açıp bana istediğini yazabilecek ve olası bir terbiyesizlikte bunun hesabını vermeden çekip gidecek. çünkü adam zaten yok. ohh ne güzel. iş bu sebepten uygulamayı da doğru bulmuyorum, mesajların herkese açılmasını da.

  • 22. michael jackson'ın las vegas'ta yaptığı alışveriş

    adam bir mekana baskın yapan komiser gibi davranmış: "bunu bunu bunu bunu alın hepsini".

    aynısını freddie mercury de yaparmış. gerçi tv'lerden ünlü olarak bildiğimiz çoğu insan böyle alışveriş yapıyor.

  • 23. camilere daha fazla cemaat çekmenin yolları

    yalnız arkadaş söze %90 ı müslüman olan ülkem diye başlamış. benim ailem on sene evvel %100 dindarlık seviyesinde müslümanken şimdi bu oran %60 lara düşmüştür. kalan %40 net olarak deist ve ateistlerden oluşuyor. çok sürmez oranlar kafa kafaya gelir. maaşşallah biraz daha baskı ve takiyye ile yönetirseniz müslümanlar olarak azınlıkta kalacaksınız.

  • 24. kadıköy'ün en yaşanılası yeri

    tabiki moda’dır.

    ayrıca fikirtepe’nin değişen bir çehresi yoktur; eskiden* insanlardan dolayı yaşanmıyordu, şimdi ise inşaatlardan dolayı yaşanmıyor. sonuç olarak hala yaşanmayan bir semttir fikirtepe.

  • 25. ekşici kadınların birden çok erkekle flörtleşmesi

    ekşici erkeklerin birden çok kadınla flörtleşmesi gibi bir durum.

  • 26. bir kadından soğuma sebepleri

    tc kimlik no’sunun asal sayı ile bitmesi.

    direkt soğuyorum.

  • 27. erdoğan'a borcunuz var ödeyeceksiniz

    don't feed. dontfiid. ya allah rızası için dont fiiid yaa. ya bu eksisozluk nasıl bir yer. beslemeyin oğlum şu başlıkları. siz besledikçe devam ediyorlar, işe yaramış gibi oluyorlar. bu kadar saf olma ey ekşi sözlük. la dilimizde tüy bitti şunlara maaş aldırmayın diye. hâlâ oltaya gelip cevap yetiştirmeye çalışıyorsunuz. silin gözünüzü seveyim silin yav. etmeyin yav. bıktırdınız yeminle. entry silin diye mesaj atmaktan parmaklarım ağrıdı valla. gerekirse bana mesaj atıp cevap yazın. hatta bana özel mesaj yoluyla sövebilirsiniz rahatlamak için. ama nolur yazmayın noooolur.

  • 28. bir erkeğe en çok yakışan burç

    evet gene başlamış.

    (bkz: ananın amı burcu)

  • 29. kadın orgazmı

    kadinin orgazmi icin konusmaya üsenen mallar sonra "türk kizi odun gibi yatiyor" diye aglasiyorlar. kadin sanki 3 lü salto istemis amk konus iste.

    edit: (bkz: #76946342) bu da amme hizmeti.

  • 30. 19 eylül 2017 feray şahin cinayeti

    sizin anlattığınız kadarıyla isnat edilen iddialara binaen, bir çok noktadan benim de algılayamadığım hususlar mevcut, yani bilmişlik yapmak anlamında değil ama kafamda çelişki içeren kısımlar şunlar!
    - zimmetinde olan bir silahı, özel harekât polisi dahil hiç bir kolluk kuvveti belinden ayıramayacağını, ulu orta koyamayacağını, emniyet kilidini kapalı tutması gerektiğini bilir.
    - kabzesi ve tetik hakimiyeti bende diyorsa sanık, kızın tek elle yapabileceği sağ veya sola doğru namlunun yer değiştirmesi olurdu zira tutacak- itecek tek bir alan kalıyor o da sürgü kısmı! bu da ateş eden değil, kaçınmak isteyen bir refleksin işaretidir.
    - ben mesleğim gereği birkaç defa otopsiye girmek durumunda kaldım. tipki bu vakıa gibi silahla adam öldürmeye bağlı otopsiye girmiştim. savcı katibine maktulün üzerindeki mermi giriş-çıkış yerlerini söylerken şunu demişti! '' mermi giriş yerinde 2*2 cm yanık izi, çıkış noktası 3*3 skar mevcuttur.'' sebebini yanimdaki yardimci görevliye sorduğumda merminin sıcaklığı sebebiyle giriş yerini yaktığını, çıkış noktasında ise artan hasara bağlı deri çeperinde büyüme olacağını belirtmişlerdi.
    - diğer bir husus ise '' % 90 ayakta duruyordu demek için '' maktulün olay yerinde koltuk dışında her yerde, -örneğin ayakta olmuş olsa duvara- kan izi bulunması kâfi iken, ki muhtemel bir boğuşmaya bağlı tırnak izi de deliller arasında mevcutken, muhtemelen maktule silahı yanında vaziyetle tehditvari bir talepte bulunmuş, kabul edilmeyince silahı doğrultması ile elinden almaya çalışırken tırnakları arasında izi kalmış olabilir, elini yıkaması ve hastanede adli rapor alınmaması mevcut delilin karartılması anlamına gelir ki, burda da işin taksirden ziyade bilinçli bir kişinin bilinçli bir eylemi olduğuna, adli rapor alınamamak suretiyle başka kişilerin de delil karartma işine dahil olduğu sonucuna götürür bizi!
    - öte yandan savcılık maktulün yakın yada uzak farketmeksizin silahla tehdit ve kasıtlı ölümle sonuçlanan bu cinayetin, iyi hal ve bilinçli taksirle öldürülmesine hükmetmesi kamu vicdanını da yaralamaktadir. sanığın önce silahla uzaktan silahı göstererek silahla korkutma amacı ardindan maktulün korkması ile bir anlık reflekse binaen elinden almaya çalışması ile ateş alması olası sonucun niteliğinde değişiklik icra ettirir mi? nitekim ortada yiten bir can söz konusu! ''sonucu tahmin edebiliyordum fakat öldürme kastım yoktu demek'' öldürme fiiline karşı taksirin değil, soğukkanlılığın, planlamanın ve tasarlamanın işareti değil midir?
    - olayın tek el vurulmayla sonuçlanması ve sanığın 112'yi araması da önemli hadislerden! nitekim göğüs bölgesine ve kafatasına alınan kurşunun hayati risk ile sonuçlanma oranı yüksektir. amacı öldürmek değil ama korkutmak olan bir kişinin hayati olmayan uzuvlara vurduğu aşikardır. örneğin polisten kaçan bir şüphelinin bacaktan vurulması gibi! 112'nin aranması hususunda ise ozel harekat polisleri eğitimleri kapsamında
    ilk yardım eğitimi almaktadırlar. hts kayirlarinda babasını olaydan 10 dakika sonra aradığı beyan edilmiş. siz yanlışlıkla vurmuş olsanız, ilk yardım eğitimi almış birisi olarak önceliğiniz babanızı mi aramak olur? yoksa hayat kurtarıcı nitelikte olan ilk müdahale mi?
    - sanığın olay günü evin kapısını kilitlemesinde, nasıl bir iştir ki adli rapor ve alkol muayenesi yapılmamasında, çelişkili beyan vermesinde kasıt aramayan mahkeme, sanığın suçunu taksirli suça indirgeyebiliyor anlamış değilim!
    mahkeme adli rapor alınmadığı zaman olay yeri inceleme memurlara soruşturma kararı verebilir.ayrica babasını aradığını beyan ettiniz, mahkeme ses kayıtlarını talep etti mi? dinlendiyse içeriği neydi? bu sorular da cevaba muhtaç!

    allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı dilerim.

  • 31. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    buyurun

  • 32. yılmaz özdil'in atatürk istismarcısı olması

    herif mustafa kemal isimli kitabindan 1881 tane ozel basim yaptiriyormus. sabah 9 u 5 gece satisa cikiyormus. fiyati da 2500 liraymis. bunun adi istismardan baska birsey degil. mide bulandirici. yaziklar olsun. bu herife prim veren, kitabini alan kendine ataturkcuyum diyen herkese de yaziklar olsun.
    kaynak: kırmızi kedi yayınevi

  • 33. bir erkeği kırmadan ona çirkin olduğunu söylemek

  • 34. yılmaz özdil

    keriz silkeleyecidir.

    bu adam var ya, kemal kılıçdaroğlu'ndan, devlet bahçeli'den daha büyük akp ajanıdır yemin ediyorum. sözcü gazetesi ve halk tv, bu salağı örnek alarak a-haber seviyesine geldi. öyle bir durum oluştu ki, adamlar kalkıp siz de halk tv izliyorsunuz diyebiliyorlar. bu adam her seçim öncesi televizyonlara çıkıp, biiiz izmirlilerrrr kadınlarımızı severizzz, balkonumuzda rakı içerizzz, balık yaparızzz diye atıp tutup tayyip erdoğan'dan daha büyük ayrıştırıcılık yapmıştır. bakın bundan 10 sene evvelki bir seçimde ak partiyi destekleyeceğini açıklasa, adamlar iktidar olamazdı anasını satayım.

    kendisine, kazandığı ''helal'' paralar ile mutluluklar diliyorum. buraya gelip de, bu kitabın gelirleri bağışlanacak diye savunmaya çalışacak çaresiz bizim kesimin çomarına da allah kolaylık versin diyorum. zira kolay değil, hangi fikre sahip olursan ol, çomar olmak.

  • 35. dönerci babanın dansöz kızını öldürmesi

    "sade mi kesmiş pilavlı mı? bir mi kesmiş bir buçuk mu" diye espri yapmaya çalışan müptezeller içeren başlık. senin ben vicdanına tüküreyim.

  • 36. ilkokul birinci sınıftan akılda kalanlar

    ilk gun deli gibi agladigimi, bu nedenle annemin disarida nobet tuttugunu; ucuncu ya da dorduncu gunden sonra artik alistigimi ve annemin benimle okula gelmedigini; ikinci haftanin sonunda mudur ve beraberindeki birkac ogretmenin mudur odasinda bana bazi sorular sorduklarini ve benim hepsini bildigimi, daha sonra okula annem ve babamin geldigini ve bana sinif atladigimi ve pazartesiden itibaren ikinci sinifa devam edecegimi soylediklerini; ayni gunun aksaminda ise o an ikinci sinifta olan ve artik beraber okuyacagimiz, mahalleden arkadaslarim ilhan ve mustafa ile birlikte eve kadar sevincten cilgincasina bagirarak kostugumuzu hatirliyorum.

  • 37. ilk yiyişte aşık olunan şeyler

    kesinlikle cicicebe.

    öncelikle 27 yaşında, sakallı makallı, kazulet bir herifim. aşağıda yazacağım sarı bıyık cahit tiplemesivari yazıyı, ancak mrhamamotu nickimin arkasına saklanarak dile getirebiliyorum.

    eti'nin çıkardığı, içinde muhtemen uyuşturucu etken maddesi olan bir "morfin" türü bu.
    bu lanet şey ile tanışıklığımız tahmini olarak 2018 yılının haziran ayına denk gelmekteydi. bir gün markette eve mutfak alışverişi yaparken rafta bana "agudu agudu" diyerek sırıtan, kutunun üzerindeki o küçük veledi gördüm. "senelerdir görüyorum, deneyeyim lan bi" dedim. hikaye işte böyle başladı..eve geldim, paketi açtım, bir tane ağzıma attım. o esnada kahve suyu koydum, odaya gittim, üstümü değiştirdim, kahveyi yaptım, cicibebe bisküvilerini tabağa koydum. hani herkesin hayatında dönüm noktası olan bir gün vardır ya, işte benim için o gün bugündü.

    6 ay boyunca sade filtre kahveyle günde 250 gram yedim bundan ben. her yeni paketi açtığımda kahveme bandırmak için yanıkları arardı gözlerim, bulduğumda da taso ütmüş velet gibi sevinirdim. antreman yapardım, ardına yemek yerdim, sonra vücudum şeker değil "cicibebe" çekerdi. ileride evleneceğim kadına evlilik teklifi ederken, "benimle bir ömür boyu cicibebe yer misin?" demeyi bile düşündüm. bundan dolayı evlenirken malum kriterlerin başında hatun kişisinin cicibebe sevip sevmemesi yer alacak galiba.
    düşünsenize; birbirinizin gözlerinin içine baka baka sabahlara kadar cicibebe yiyorsunuz. ne kadar romantik değil mi? hangi kadın istemez bunu? ya da çocuklarınız olmuş, 2 velet 2 ebeveyn oturmuş aile boyu cicibebe yiyorsunuz. tabağınızdakileri bitiriyorsunuz, çoluğunuzun çocuğunuzun rızkına göz dikiyorsunuz, onların tabağına"aa yukarıda örümcek mi varmış?" diyerek dadanıyorsunuz, salak yavrumlarım da hemen kanıyorlar. bir an gözümde, ibrahim tatlıses'in meşhur oğluna flüt alamayan ama rakı içen adam tiplemesi canlandı. evet, yeri gelir flüt bile aldırmaz; cicibebe iliğinizi kemiğinizi sömürür, o kiloluk paketi size aldırır. cicibebe bunların hepsini yaptırır a suserlar.

    tez yazıyorum, canım sıkılıyor, fakültede hocayla mı kavga ettim? patlatıyorum bir paket cicibebe.

    o kadar bağımlı oldum ki, tanıdıklarımdan biri, cicibebe paketinin üzerindeki bebe resmi yerine benim resmimi koymuştu paintle. aslında yakışmıştı, yeni reklam yüzü ben olabilirdim,o kadar mail attık, uğraştık ama yapmadılar.

    en son aralıkta yedim, sonra paket almayacağım dedim ve bıraktım, diyiş o diyiş, o gündür bugündür kullanmıyorum. hatta geçen hafta hastanede kan değerlerime baktırdım, temiz çıktım. bunu kutlamak için çıkışta kendime bir bira ısmarladım.

    her cicibebe bağımlısının bildiği birşey var, onu da eklemeden gitmeyeyim: cicibebe bırakılmaz, cicibebe'ye ara verilir.

    edit: eklemeler yapıldı, anlatım bozuklukları giderildi, kiloluk cicibebe almak için markete gidildi.

    edit 2: bu ürünün gerçek yüzünü gösterdiğim için cicibebe lobisine mensup birkaç suser tarafından tehdit edildim. ayrıca devlete vatandaşlık bağıyla bağlı, algısını vergisini veren, bilinçli birçok suserdan da destek mesaj aldım. iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. devletin acilen cicibebe ile ilgili bir kamu spotu hazırlaması lazım.

  • 38. yalnızlık

    bilinçli olarak tercih edilmesi durumunda insanı mental olarak güçlendiren olay. spor salonuna gidip ağırlık çalışmak nasıl kaslarınızı büyütüyorsa, yalnızlık da insanı olgunlaştırıp güçlendiriyor.

    sırf yalnız kalmamak için zoraki ilişkiler (hem arkadaşlık, hem de "aşk" ilişkileri) ile kendilerini oyalayanların hiçbir zaman tam olarak olgunlaşıp oturmuş bir karaktere sahip olabileceklerini düşünmüyorum.

  • 39. bir dakikalık olayı beş dakikada anlatan insan

    benimdir o. kafam dağılıyor, toparlayamıyorum ki.

  • 40. 20 ocak 2019 federer tsitsipas maçı

    bir nevi 2 temmuz 2001 pete sampras roger federer maçı

  • 41. tarımın çökme noktasına gelmesi

    çiftçi çocuğu olarak anlatıyorum, yaklaşın hele...

    neden ülkede tarım çöktü?

    1. öncelikle, tarım arazilerinin imara açılması, önemli faktörlerden biridir. kat karşılığı daire almak cazip gelmektedir.

    2. mazot fiyatlarına girmiyorum bile...

    3. sulama problemleri hat safhada. doğal su kaynakları azaldı, kuyu açarak su çıkarmak oldukça maliyetli ve yer altı su kaynakları sınırlı.

    4. tüketilen yeşil alanlar beraberinde kuraklığı getirdi. madde 3’e geri dön.

    5. ürün birim fiyatı dipte, çiftçiye verilen pancar ve hububat birim fiyatları yıllar içinde eriyip gitti.

    6. işçilik çok arttı. iç anadolu’da urfalı ve konyalı mevsimlik işçi bulmak daha zorlaştı. maliyet yükü arttı. madde 5’e geri dön.

    7. yanlış politikalarla verilen çiftçiye destek paraları, ekmeden biçmeden, devletten para alma kurnazlığını doğurdu.

    8. zirai ekipmanların fiyatları fahiş bir şekilde arttı (traktör, römork, vs vs.)

    9. kaliteli tohumda halen dışarıya bağımlı olmak ve dolayısıyla pahalıya almak (israil tohumu)

    10. şeker pancarı gibi devlet kontrolünde üretimi olan mahsüllere getirilen kota uygulama problemleri çiftçiyi bezdirdi. taahhüt edilen tonajın altında ürün alırsan ceza kesiliyor, taahhütünden fazla ürün aldığında, fazla olan ürüne sıfıra yakın sembolik bir fiyat ödeniyor (deli dumrul hesabı)

    11. üretilen mahsülün pazara gelene kadar, emek hırsızı hal mafyalarınca, aracılarla fiyatının şişirilmesi ile hem tüketici hem çiftçi canından bezdi.

    12. şeker fabrikalarının özelleştirme adı altında devri ile iyi kötü işleyen sisteme iyice çomak sokuldu, nakliye ve teslimat problemleri yaşandı, ürün tarladan zamanında kaldırılamadı, tarlalar bir sonraki sene için hazırlanamadı, işçiler kış geldi diye kaçtı. kar yağdı sürüm ve ekim yapılamadı. çiftçi, hem bu yılın ürününden hem de diğer yolun ürününden oldu.

    13. faturaya taahhütlü telefon alıp, paketini açmadan daha düşük fiyata satan, nakit paraya sıkışan insanları bilirsiniz... ekonomik darboğaza giren çiftçi de kredi ile aldığı sıfır traktörü, kontak çevirmeden düşük fiyattan galeriye sattı. hal böyle olunca, traktör satışları patladı, e tabi yandaş medyada, tarımın şahlanışı traktör satışından belli diye haber yapıldı.

    14. köylere götürülmeyen, sağlık, eğitim, belediyecilik ve sosyal hizmetlerden dolayı insanlar şehre göç etmek zorunda kaldı.

    15. son olarak, ikinci, üçüncü nesiller eğitim aldıkça topraktan uzaklaştı, arsa vasıflı olanlara inşaat yapıldı, diğer tarlalar atıl olarak bekletildi.

    aklıma geldikçe editlerim...

  • 42. erken bitirilmek zorunda bırakılmış efsane diziler

    show tv de sınıf vardı bi zamanlar rıza kocaoğlu ezgi mola vs oynardı banliyolardaki okullarda standartlaşmıs öğrenci profilini islerdi 10 bolum falan sürdü sonra kalktı o zaman üzülmüştüm üniversitede boşta kaldığımda izlemiştim cidden iyi diziymiş

  • 43. türkiye'nin en büyük eksiği

    hoşgörü saygı ve kalitedir.

  • 44. bakir olmayan bir erkeğin bakire kız isteme hakkı

    olmayan haktır. oldu amk önünüze gelenle yatın ondan sonra bakire kız arayın.

    he gerçi bu tipler genelde bekaretini kaybetmemek için defalarca anal ve oral ilişkiye girmiş kadınlarla evlenip mutlu mesut yaşıyorlar orası da ayrı.

  • 45. fazıl say

    bitim kadar sevmediğim bir kişi konserine gitmiş. bazıları da konseri yapmayıp, mehter marşı çalıp goygoy yapsa imiş demişler. sanatın amacı insanları bir araya getirmektir. fazıl say da yakışanı yapıp ortalığı siyaset alanına çevirmemiş. adam ne götünün kılıyım moduna girmiş ne de bir saygısızlık yapmış. kısaca tanım, kimle nerede ne zaman tartışılması gerektiğini çok iyi bilen bir sanatçıdır.

  • 46. 1.85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek

    yine tinder'a çevirmişler burayı amk lavukları.

    hepsi bir ağızdan kara murat gibi benim, benim deyip durmuş.

    bir insan kendisine nasıl yakışıklı der hiç anlamadım, bu yaştan sonra da anlamam mümkün değil.

    bence orospu çocuğudur.(tanım)

  • 47. belhanda'nın pinto'ya tükürmesi

  • 48. çiğ köfteci ali usta

    şu adama zerre suç bulamıyorum. sen anormallik yapan herkesi meşhur edip önünde sıraya girer alkışlarsan o dürümü bi tarafına bile sokar sokak ortasında.
    birisi tosta 1 kilo margarin koyar efsane olur, diğeri pulbiber boca edermeşhur olur, diğeri kokoreci şişiyle götürür, başkası tuzluyarak yedirip bonfileye şaplak atar biz de elimizde iphone zibilyon plus ile kameraya alır abi çok iyi yea diye onlarca hikaye atarız.
    sonra da herkes niye böyle diye ağlarız

  • 49. deep turkish web

    sanılanın aksine gayet dolu tiplerdir. mesela ölü salih, gerçek hayatta yüzyüzeyken konuşuruz ile çalan profesyonel bir müzisyendir. kısır hamide'yi oynayan kardeş david bowie tişörtü ile gezmekte, selahattin özdemir abi ise "bakalım fl studio bu acıya dayanabilecek mi" şeklinde bir replik sarfetmektedir. fl studio'nun ne olduğunu buradaki müzisyen arkadaşların bile bir kısmı bilmez mesela.
    entel feridun ile dalga geçebiliyorlar, çünkü gerçekten entelektüel olanları ayırt edebiliyorlar. siz size ucu değdiği için sallayın durun.

  • 50. kazanamazsak başörtülüler sokakta yürüyemez

    çok zorlama, çok afaki korkutma taktikleri bunlar.

    başörtüsü sorunu çözüldü artık. halkın böyle bir sorunu hiç olmadı zaten.

    edit: halkın sorunu yoktu derken anlaşılmıyor sanırım. halk arasında türban karşıtlığı yok denecek kadar azdı. türban eylemlerine destek verenlere baktığınızda türbanlılardan çok lgbti dernekleri ve üyelerini, liberalleri, başı açık kadınları görürsünüz. halk bu konuda 'bana ne başkasının giydiğinden' deme erdemini göstermiştir.