657. kırkpınar yağlı güreşleri viralidir.
edit müzik: - streamable
edit 2 üstteki ak troll tosunumuza gelsin:
başlık açılır açılmaz "(bkz: buralar değerlenir)" yazmıştın ne oldu da siyasete bağladın? favoriler eksik mi geldi kuzum?
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. sinem gedik ve intizar'ın sevişme görüntüsü
-
2. şule çet cinayeti
filmler toplumlarin aynasidir. zengin piçi oktay'lar gotten uydurulmadi. her sey o kadar acik ki...
-
3. bedellide yaş 25 ücret 15 bin tl
asgari ücret 1604 lira diyor. 12 ayda çarparsan 19.236 lira yapıyor diyor. asgari ücretle çalışanın bile bedelli giderse cebinde 4 bin lira para kalacak diyor. böyle olursa yine fakirin çocuğu askere gider diyor.
sonra çıkıyor diyor ki bu yüzden bedel en az 50 bin lira olmalı.
senin ben beynini sikeyim. -
4. yazarların whatsapp durum yazıları
-
5. 13 temmuz 2018 novak cokoviç rafael nadal maçı
rafael nadal'ın terden tişörtünün sırılsıklam olduğu; novak cokoviç'inse zerre kadar terlemediği maç.
olm novak cokoviç nasıl terlemiyorsun olm zen böyle bir tempoda?
bi de cokoviç servisi kullanırken topu 33 kere yere vuruyor ya, bence o arada sübhanallah sübhanalllah... elhamdülilalh elhamdülilalh ...allahu ekber allahu ekber diye tespihat yapıyor. başka açıklaması olamaz. -
6. otobüste mini etekli kız varsa şoför kaza yapar
bu zihniyetin ta aq ben. herhangi bir ülkede olsa bu yavşaklığı yapan ceza alıp, hapse atılırdı.
siktirin gidin arabistan’a.
edit: bir yavşak, siz de yallah fransa’ya diye mesaj attı. beyninini sikeyim diye buradan cevap veriyorum kendisine. sen gideceksin arabistan’a, burası fransa değil dünyanın en güzel memleketi olacak. -
7. m. ceceli'nin eşiyle intizar'ın ilişki yaşaması
allahım bu cecelist rümeysalara çektirdiğin çile nedir.
-
8. bedelli askerlik
2011’de 30 bin olan şeyin 2014’te 18 bin olmasından hiç bahsetmeyip 2018’de daha yüksek olması gerektiğini savunan götoşlar da geldiğine göre parti başlasın.
-
9. öğretmenler 3 ay tatilde başka kurumda çalışsın
o neden benden fazla kazanıyor, o neden benden fazla tatil yapıyor diye sormayı bırakıp, ben neden çok çalışıyorum, ben neden az kazanıyorum diye sormaya başladığımız zaman işler yoluna girmeye başlayacak. muhtemelen de bu hiçbir zaman olmayacak.
-
10. kadınlar olarak evlenmiyoruz kampanyası
yav kadınlar siz başka kadınların ayakkabısını, eteğini bile kıskanan insanlarsınız. kankalarınız patır patır evleniyorken ve sizde de bu kıskançlık varken, hiç evlenesiniz yoksa bile evlenirsiniz. şurada biz bizeyiz, kandırmayalım birbirimizi.
-
11. trump'ın ingiltere kraliçesini takmaması
trump'ın sallamaz tavırlarına aşırı tavım ya. herif 1 senede tüm politikayı, uluslararası ilişkileri nezaketi falan sikti attı. troll bir başkan olmak istesem yapacağım tüm hareketleri herif doğalıyla yapıyor. akşam eve gidince karısına çay demletip beyaz atletiyle haberleri izlerken, "ehe ehe tipe bak nasıl mal gibi kaldı ben bekletince" diye sevinip arada merkelin götüne falan bakmıyorsa ne olayım.
-
12. eski thy çalışanından şok açıklamalar
aga o ilk adami isten attıran müşterinin adi ne ya. orospu kari egonu sikeyim senin.
ondan sonra bu torpilli kari icin kendi calisanini aninda satan thy'nin anasını sikeyim
sonra da müdürlerinin anasını sikiyim.
zaten ben her fırsatta, bak her fırsatta thy'yi yerin dibine sokuyorum. superbowl'a reklam koymuşlar abi ayni odada 15 tane amerikaliya sakin binmeyim dedim, rezalet dedim ve ohhhhhh iyiki de demisim. bundan sonra da devam.
strateji çok basit, bunlar bu tarz olaylar bosa gidecek sanıyor. hepimiz dünyayı geziyoruz, bir turistle tanisiyoruz, yurtdisinda yaşıyoruz. direk diyeceksin thy rezalet, çok kotu, sakin binme falan. dise dis kana kan elimizden ne gelirse yapacağız orospu cocuklari sizi. -
13. ülke batsa mutlu olacak muhalif kesim
peki ülkeyi batıran kesimden ne haber?
ülkeyi batıracaklarını bildikleri halden yoldan dönmeyenlerden ne haber? -
14. türk hatunlarının çoğunun hobisinin olmaması
türk insanı olarak genellenebilir. sebebi de imkansızlık.
yurtdışında yaşamaya başladığım gün beni yıkan en büyük olay budur. şirketteki herkesin ikişer üçer hobisi vardı, benim elimde sadece bisiklet vardı. binicilik, piyano, triatlet, dj, karate ne ararsanız her çeşit hobiden iki üç tane edinmiş genç bireyler.hatta hobinin ötesine geçmiş, çoğu bunlardan yirmili yaşlarında, üniversite döneminde, kısaca profesyonel hayata atılmadan para dahi kazanmıştı.
tam olarak o gün yani daha ilk gün, çocuklarımı türkiye'de yetiştirmemeye karar verdiğim gündür. -
15. ticaret bakanlığı'nın yeni logosu
adeta sembolizm patlaması yaşatan logodur. bu kadar çok sembolizm ögesini en son mother filminde görmüştüm.
emeği geçenlerin al.hahahha
neyse en azından türkiye cumhuriyeti ve türk bayrağı duruyor yerinde. -
16. uzun süre seyretmeyince özlenen filmler
(bkz: harry potter)
özleyince baştan sona bir seriyi izleyesi geliyor insanın. -
17. şekersiz sütsüz kahve içmek
her kahve ile mümkün olmayandır. mesela kahve zift gibidir (bkz: finlandiya), sütsüz o kahve gitmez, içemem. ama daha kaliteli olur, hafif olur, o zaman da süt koyarak o güzel tadı bozarsınız.
şeker ayrı bir mevzu, alışkanlık meselesi.
sonuç olarak şov değildir, karakter meselesi değildir, olsa olsa damak zevkidir. -
18. sözlük yazarlarının benzetildikleri ünlüler
küçük ibo
-
19. atatürk'ten nefret etme nedenleri
“ben olmazsam ülke batar” anlayışını destekleyen aklıevvelerin,
“ benim naciz vücudum elbet, bir gün toprak olacaktır ama cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır” anlayışını benimseyen alçakgönüllü insandan nefret etmelerinden tiksiniyorum. -
20. 13 temmuz 2018 fitch'in kredi notunu düşürmesi
allahım öleceğim.
he canım he . not düşürülmesini önceden öğrendiği için tepki verdi yabancı yatırımcı ve çıktı yoksa damat ekonominin başına geçti niye neden tepki gelsin allasen burası zaten ortadoğu da küçük bi emirlik. hem malum demokrasi (!) lerde adettendir damat'ların ekonominin başına getirilmesi.
şu not indirimine şaşıran kimse çıkmamıştır bu ülkede ak sevdalılar dahil. onlar da biliyor şu an yürünen tünelin ucunun nereye çıktığını. -
21. ekşi itiraf
sevdiğim kızın sevgilisi bana abi dedi.
-
22. erkeklerin erkekleri sinir eden özellikleri
yeminederim en nefret ettiğim özelliği kadını ulaşılamaz sanması ve kadına tapması.
kadın için yaptıklarını görünce gülesim gelirdi önceden artık sinirim bozuluyor.
amına kodumun gevşekleri -
23. sigaraya 21 yaş ve 500 metre yasağı getirilmesi
sigara kullanmama rağmen desteklediğim uygulama. fakat uygulanabilirliği yok denecek kadar az çünkü ülkemizde denetim olgusu maalesef tesis edilmiş değil.
değişen pek bir şey olacağını düşünmüyorum el altından satışa devam.
edit: bu tarz durumlar için yeşilayın çok güzel bir uygulaması var ismi yeşil dedektör.
kanunlara aykırı sigara içilen alanı gps'den tespit ederek şikayet oluşturuyorsunuz ve hızlı bir şekilde görevliler mahale intikal ediyor. kullanımını yaygınlaştırmalıyız.
@sokak capkini degilim'e teşekkürler -
24. asla batmayacağına inanılan şirketler
iş bankası bunların başındadır.
kredi ödemem aksadı, önce çağrı merkezi aradı.
baktılar sallamıyorum, krediyi kullandığım şubeden aradılar.
"yav he he öderiz" çektim,
şubenin 2. müdürü aradı lan, kişisel cep telefonundan.
sanırım 2 gün içerisinde ödemezsem şube müdürü, 1 hafta sonra bölge müdürü arayacak.
alacağının bu derece peşinde olan şirket batmaz aga... -
25. hakkari'ye gelin giden isviçreli kız
hakkari'ye erasmus'la gelen isveçli kızın kankası olabilir.
http://m.hurriyet.com.tr/…-hakkariye-gelin-40896701
bunlarda da aşırı refah kafa yapıyor, bünye heyecan arıyor artık. -
26. rusya iran ve çin'le lira ile ticaret yapacağız
normal vatandaşın anlamadığı durum şudur;
amerikan doları modern dünyada sadece bir para birimi değildir. ortak bir ölçü birimidir. metre gibi kilogram gibi, bar gibi bir ölçü birimidir. ülke borcunuz, alacağınız, sermayeniz, arabanızın değeri, maaş düzeyiniz amerikan doları ile ölçülür ve karşılaştırılır.
dolayısıyla çin’den diyelim ki rüzgar türbini alacaksınız. çin malı 20 kw bir rüzgar türbini 35.000 usd’dir. =>>
artık lira ile işlem yapmak istiyorsunuz. 35.000 usd x 4,86 = 170.100 türk lirası eder. bundan bir tane aldınız.
iki hafta sonra bir tane daha almak istiyorsunuz. kur da değişti bir usd 5,10 tl oldu.
35.000 usd x 5,10 = 178.500 türk lirası. yani yerel parayı kullanmak döviz bulamıyorsanız tek çaredir ama hiçbir sorununuzu çözmez. hayatınıza kaldığınız yerden devam edersiniz. bu arada bu yerli para işini ekonomi teorisinde sadece “satılacak yüksek değerli mal” sahibi ülkeler yapabilirler. çin teknoloji ve yeraltı kaynakları satacak. rusya petrol ve gaz satacak. siz ne satacaksınız? -
27. deli gibi mtv izlenen dönem
özlenen dönem.
jackass'deki ekibin yaptıkları manyak şakalardan sonra birbirlerine sarılmalarını,
viva la bam'da bam'ın amcası vito'yu kızdırması ve vito'nun delirişini
piskopat bir abi tarafından sunulan ve cuma akşamları tırsa tırsa izlediğim şaka programı room 401'i
cribs izleyip o yaşamlara özenmeyi
punk'd izleyip deli gibi gülmeyi
wasabi yedirtmeli ilginç şakalar yapılan adını hatırlayamadığım garip programı
ve yine adını hatırlayamadığım karanlık bir odada yapılan izdivaç programını
hatta ingilizce dublajlı süngerbob'u bile çok özledim sözlük.
keşke o günler geri gelse. -
28. kadınların uzun boylu erkek takıntısı
özgüveni düşük kadınların, kendilerini güvende hissetme ihtiyaçlarından doğan takıntı.
kendini güvende hissetme olayını da hiç anlamadım ya, sanırsın ormanda yaşıyoruz da yırtıcı hayvanlar filan saldırıyor. -
29. korn slipknot linkin park limp bizkit'li yıllar
kabloluda mtv reklamlarının ibranice olduğu yıllara denk gelir.
hepimizin götünden düşen bol pantolonlarla, ayağımızda superstar, 50 tane piercing ve saçlar spike gezdiği yıllardır.
walkmanin yerini kısa süreliğine discmanin aldığı, köşe başlarında uyuşturucu misali kopya cd satanların fink attığı, kalem pile paranın dayanmadığı yıllardır.
ergenliktir, özlenendir.
dönemin en klişesi olarak ne demişti ruhu şad olsun bir büyüğümüz;
but in the end it doesn't even matter -
30. ılık modası yüzünden düzgün pantolon bulamamak
adidas'ın eşofmanlarında da görülebilen durum. çıldırmak üzereyim üstü şalvar altı tayt tüm modellerin. nike filan komple tayt. düz kesim normal bi eşofman bulamadım da en sonunda lescon'dan almak zorunda kaldım. 3 tane alıp stok yaptım nolur nolmaz bi daha bulamam belki diye
-_- -
31. karşı cinste çekici gelen özellikler
jest ve mimikler, güzel bir ses tonu ve gülüş, "yani, şey, ıı" gibi boş kelimeleri kullanmadan cümle kurabilmesi, narsizm boyutuna ulaşmamış özgüven, merhamet.
-
32. cengiz semercioğlu
haberin bir yerinde;'' bu iddiaların doğruluğunu öğrenmek için, her ikisinin de peşine adam taktık.'' diyor. hukukçu arkadaşlara soruyorum, bu suç itirafı değil mi? adam, bu memleketin zaptiyesi mi? bu nasıl cüret?
-
33. 13 temmuz 2018 insider trading serbestisi kararı
"bizi eleştiriyolar demek ki doğru yoldayız" diyen embesillerin çoğunluk olması sebebiyle ülke her geçen gün biraz daha boka batıyor.
-
34. aleyna tilki'nin shakira konserini küçümsemesi
sevgili aleyna,
sen shakira'yı tanıyorsun peki o seni tanıyor mu?
(bkz: yalova kaymakamı)
kim takar yalova kaymakamını -
35. sözlük yazarlarının en sevdiği çizgi filmler
402 no'lu sınıf
life with louie
spider man
çılgın korsan jack
andy'nin nesi var
bobby'nin dünyası
tutenstein
neden neden ailesi
x men
sen ne güzel kanaldın fox kids. -
36. zeki insanların daha az seks yapması
"an intellectual is a person who has discovered something more interesting than sex" aldous huxley
-
37. barbara palvin'in aşırı minimalist sevgilisi
türk kızları yapınca paraya gitti. barbara yapınca aşırı minimalist gurur duyulası.....
siz çok şeysiniz sanki. -
38. kaz dağları akaleos kamp alanında taciz skandalı
“ seküler hayat tarzı için sıradan bir hikaye.“ imiş aktrole bak sen. imam hatip yurtlarında, kuran kurslarında tecavüze, tacize uğrayan çocuklar, bu çirkinlikleri yapan imamlar da mı sekülerdi cibilliyetsiz.
-
39. erkeklerin kısa boylu kız takıntısı
1.92'lik sevgilim vardı yüzünü hiç görmemiştim atatürk gibiydi benim için yanlış bence
-
40. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
ya buraya yazanları anlamakta acayip güçlük çekiyorum. ulan benim derdim zaten bana yetiyor, sikerim sizin ızdırabınızı. bi de sizinkini dinleyip kederlenecem öyle mi?
(bkz: sie) -
41. eve alınan 18 kiloluk karpuzun kabak çıkması
soru sanki "götüne sok" dememiz için sorulmuş gibi.
-
42. 550 puanla girdim daha nasıl akıllı olayım
ters troll musun anlamadım kardeş.
resmen ''odtü'lü çocuğun efsane kapağı'' dercesine yazmışsın.
senin yevmiyeyi keserler, haberin olsun. -
43. 30 yaşından sonra hayatın bittiği gerçeği
otuz yaş insan ömründe bir kırılma noktası. kendini daha iyi anladığın, değerlendirdiğin, onca yıl ektiklerini toplamaya başladığın yaş.
sap gibi yaşadınsa sen bilirsin.
çevremde gördüğüm otuzunda hayatını değiştiren yolunu, yoldaşını değiştiren bir sürü insan. cesur olanlar tabi. olamayanlar düzenlerini yıkamayanlar ve debelenenler. ha mutlu olanlar da var. katlayarak gidiyor onlar.
kendimce iyi ki otuz oldum ve üçüncü yılımı doldurmaya hazırlanıyorum. iyi ki değiştirdim yolumu, yoldaşımı. bu hayata değişmeye, değiştirmeye, dönüşmeye, dönüştürmeye gelmişim. dostlarımla yürüyorum, ailemle yaşıyorum. her günüm tek, yeniden başlıyorum değişmeye. çünkü "her şey yeni bir iş ve oluşta."
her şey biter. bir şey bitmez. -
44. çağatay aksu
kartal gibi asil nickli hayvan evladına göre böyle canilerin varlığı kadınların çalışmaması gerektiğinin göstergesiymiş. bak hele sivri zekaya bak. erkekler de erkekleri öldürüyor her gün her yerde, erkekler de çalışmasın o zaman? he solucan beyinli?
sorun kadının çalışması mı, yoksa erkeklerin siklerine söz geçirememeleri mi? daha iyi bir toplum için kadını kısıtlamak yerine tüm erkekleri hadım edelim, ne dersin?
sorun kadının sosyal hayatta aktif olması mı, yoksa erkeklerin cinayet işlemeye yatkın birer potansiyel cani olması mı? daha huzurlu bir ülke için erkek çocuğuna oyuncak tabanca alan tüm ebeveynleri hapse tıkalım mı, uygun mudur sizce de sayın hayvan evladı?
bu toplumda kadın cinayetleri, tecavüzler bir gün sona erecekse bu ancak laik/seküler bir iktidarla ve kadının toplumda daha görünür hale gelmesiyle mümkündür. başka türlü değil. baskılanması gereken hedef kadın değil erkektir. -
45. felsefenin en güzel yanı
“felsefe, ıssız bir dağ yoludur. yukarılara çıktıkça daha da ıssızlaşır. kısa sürede altındaki dünya görülmeye başlar. bataklıklar, kumsallar kaybolur. yırtıcı sesler artık sana ulaşmaz. saf ve serin dağ havasında güneşi görürsün.
oysa herkes aşağıda gecenin karanlığı ile kuşatılmıştır.” -
46. polat yağcı'nın intizar'ı kovması
bunu yapan kişinin, aynı zamanda kariyerinde gay icon imajıyla önemli bir mesafe kat etmiş hande yener'den medet umması da ayrı komedi.
-
47. 15 temmuz 2018 boğaziçi köprüsü'nün kapatılması
temsili olarak asker kafası mı keseceklermiş!?
tanım: akpli eylemi. -
48. özel jet alırken dikkat edilmesi gereken hususlar
goygoyunuz ve boş beleş esprileriniz bittiyse uzmanı geldi kenara çekilin.
başlık saçmalama amacıyla açılmış olsa da bilgi almak isteyen birkaç kişi mutlaka vardır. onlar okusun yeter.
özel jet almak istediğinizde bunun için ilk şartınız "benim buna gerçekten ihtiyacım var mı?" sorusunun yanıtının kesinlikle evet olmasıdır. eğer orta ölçekli bir kobi veya orta ölçekli aile gelirine sahipseniz ve işlerinizi görmek için tarifeli uçuşlar size yetiyorsa, çok fazla zaman problemi çekmiyorsanız özel jet size ekstra maddi külfetten başka bir şey getirmez.
detaya inmeden önce 1 özel jetin minimum masrafını anlatalım. şöyle:
a. personel 2 pilot (kaptan+fo), 1 servis görevlisi, 1 teknisyen:
türk vatandaşları arasında kaptan uçağa göre ortalama 10-20k tl alır. fo ise 10-15k bandında bulunabilir. ama spesifik bir model alırsanız veya "benim konuştuğumu anlamasın, yabancı olsun" derseniz kaptan ve fo için 10-15k euro bandından maaş vermelisiniz. daha aza gelen olursa kısa sürede kaçacaktır bunu unutmayın.
servis görevlisi hanımlar aylık ortalama 4-6k tl civarı maaş alır. ingilizce bilme seviyesine göre maaşı biraz artabilir.
1 teknisyen şarttır çünkü uçak uçuştan önce ve sonra nerdeyse günlük ilgi alaka isteyen bir makinedir. eğer "teknisyenim uçağı çektirsin, ittirsin, ben gelmeden önce şöyle sağına soluna baksın, ilgiensin, başıboş bırakmasın aleti" derseniz 6-10k tl civarına birini bulabilirsiniz. ama bu durumda en ufak bakımlarda bile (mesela line seviyesi şeylerde) bakım şirketlerine iyi para ödersiniz. o nedenle en azından line bakım yapabilen ve o uçağın tipine sahip bir teknisyen bulmalısınız ki ufak tefek bakımları teknisyeniniz yapsın. bu durumda teknisyen maaşı 15k tl'den az olmaz, ayıp olur.
ayrıca bu ekibe araç vereceksiniz, gittiğiniz yerde otel ayarlayacaksınız filan. bunları yapmanız lazım çünkü adama gecenin bir yarısı "hadi gel norveç'e gidiyoruz" deme hakkına sahip olmanız için aranızı iyi tutmanız lazım, yoksa bir anda bırakır giderler. özel havacılık personel, özlük hakları konusunda hassastır, biraz nazlarını çekmelisiniz.
b. işletme ve bakım hizmeti:
türk sivil havacılık kuralları gereği tc-... tescili ile uçan her hava aracının bir işletici şirket altında bulunması zorunludur. bu şirketler sizin adınıza bakımları takip eder, uçağın sivil havacılık işlemlerini izler, arka planda yapılması gereken tüm kağıt kürek işlerini halleder. eğer çok paranız varsa siz bir işletme şirketi kurup kendi uçağınızı işletirsiniz ama bu iş bürokratik anlamda kabustur ve size ekstra personel masrafı (1 işletme müdürü, 1 planlama mühendis, 1 kalite müdürü en az) çıkarır. o nedenle eğer çok büyük bir holdinginiz yoksa gidip paşa paşa aylık 3-5k dolara bir şirket altına girmeniz en mantıklısı hareket olacaktır. (meraklısına not, kalite müdürü form-4 denen bir belge alır shgm'den. bu belgeyi alan adam 10k liradan aşağısına müdürlük yapmaz. keza işletme müdürü de bir o kadar alır. mühendise 3-5k ateşlemeniz yeterlidir.)
bakım için mutlaka bir bakım merkezi ile anlaşmanız lazım. yoksa işiniz yaş. bakım işi için 2 temel seçeneğiniz var.
- tipi işlenmiş lisanslı bir teknisyen alır ve o adama line seviyesi bakımları ve ufak tefek arızaları yaptırırsınız, büyük bakımlar için de türkiye'de büyük bakım yapılma yetkileri olan olan cessna, embraer, bombardier gibi uçakları tercih ederseniz ülkemizde iyi kötü birşeyler yaptırırsınız. ama daha büyük bakımlar için mutlaka yurtdışına çıkmanız lazım çünkü ülkemizde maalesef o işlere giren bakım merkezi henüz yok.
- teknisyeninizin tipi yoksa o zaman tamamen bakım merkezine bağlı kalacaksınız demektir. bu durumda en ufak bir bakım için (mesela kabin el feneri bakımı) bakım merkezine güzel para verirsiniz. iş büyürse ne bileyim arıza vs. olursa ve ülkemizde çözülmezse dışarıdan adam gelir. o zaman fatura kabardıkça kabarır.
ayrıca bakım merkezi uçağınızın uçuştan önce çekilmesi, uçuştan sonra hangara alınması (hangar kirasını ayrı hesaplanız lazım), uçağın genel temizliği ve korunması gibi şeylerle de ilgilenir. uçağa uçuştan önce ikram malzemelerinin konulması, su, sıcak su, çay vs. ikmalini nereden alacağınız bulmalı ve o şirketle anlaşmalısınız. ikram malzemelerinin ve personel eşyalarının konulması vb. şeyler için uçağı parkettiğiniz bakım merkezi hangarında bir oda kiralamanız lazım. bu gibi detaylar ufaktır ama yoklukları büyük sıkıntı çıkartır benden söylemesi.
bunun dışında uçağın teknik yayınlarına abone olacaksınız, pilot ve teknisyenleri yeri geldiğinde yurtdışına kursa göndereceksiniz, uçağın dhmi hizmetlerinden faydalanması için masraflarınız olacak, yıllık bazı sivil havacılık işlemleri giderleri var, vergisi var falan filan. ha bir de uçak alacaksanız mutlaka bir bakım takip programına (uçak için ayrı, motorlar için ayrı) girmeniz lazım.
evet çok basit anlattım ama giriş seviyesi masraflar bunlar.
evet cüzdanı hazırladınız ve uçağı alacaksınız.
---sıfır uçak alımı---
hop hop hop... bir dakika. öyle galeriye gidip araba alır gibi almıyoruz uçağı.
herşeyden önce ülkemizde bakımları yapılabilen bir model alacağız. yoksa en ufak bakımda yurtdışına çıkarsanız veya oradan teknisyen getirtirseniz 2-3 senede uçağın parası kadar parayı bakıma kaptırırsınız. peki ne yapıyoruz? şu listeye bakıp ülkemizdeki onaylı bakım merkezlerini ve uçak tiplerini inceliyor ve ona göre uçak alıyoruz.
beğendiğiniz uçak oldu ama adı listede yok. o zaman o uçağa en yakın tipte hangisi varsa onun olduğu bakım merkezine gidiyor ve pazarlığa başlıyorsunuz. eğer adamları ikna edebilirseniz sizin uçağınız için bakım yetkisi alırlar ve siz de oraya bakımları yaptırırsınız. bu durumda bakım merkezi gireceği masrafı doğal olarak size fatura edecektir çünkü tek uçak için yatırım yapmak bakım merkezi patronlarının sevmediği bir durumdur ve patronlar en az 3-4 yıllık bakım anlaşmaları yapmadan o yetki işine girişmezler. olayın çok detaylı bürokratik işlemleri var, eğitim, tool, yeek parça vs. konularında sivil havacılık kuralları var uyulması gereken. bunlar masraf demek.
uçağı beğendiniz ama şuna dikkat edin; menzili, bakım aralıkları ve sizin ihtiyaç duyma dereceniz en optimal aralıkta buluşmalı. aylık 100 saatiniz havada geçiyorsa o zaman every 25 hrs periyodik bakımı olan bir jet sizi delirtir çünkü uçak nerdeyse ayda 4 defa bakıma girecektir. keza uzun vadeli düşünürsek 2-3 bin saatte büyük bakıma girecekse, komponent yani üzerinde taşıdığı kendine özel teçhizatların kısa bakım aralıkları varsa o uçağı almıyoruz.
bunun yanında yedek parçası pahalıysa, dünya genelinde toptancısı azsa, avrupa'da özellikle yakın ülkelerde bakım merkezi yoksa o uçağı tercih etmeyin.
üreticilere bakarsanız:
gulfstream: mercedes/bmw/audi/ferrari ayarında üst segmente hitap eder.
bombardier, cessna, hawker beechcraft, embraer, dassault: volkwagen, opel, renault, peugeot gibi orta üst, orta ve daha alt segmente hitap eder.
bir de boeing, airbus vardır pazarda. bunlar işin suyunu çıkarmayı sevenlere özel jetler üretir. yalnız bunları ferrari, lamborghini gibi görmeyin, bence ingiliz butik spor araba üreticileri gibi ayrı bir yerleri vardır.
ferrari seviyesine özel jet alacaksanız gulfstream 550, 650 gibi seçeneklere bakmalısınız, işimi görsün taksi gibi git gel yapayım derseniz cessna ideal bir tercihtir. fiyat/performans anlamında cessna çok idealdir bence. fiat tipinde bir marka, memnun olmayanı görmedim ben. embraer de işçiliği iyi ve dayanıklı bir markadır ama bence iç dizayna biraz çalışmalılar. beechcraft uçakları tam bir workhorse'tur, dayanıklıdırlar. bombardier ve dassault fena değildir ama nedense bana tekdüze geliyorlar, çok benziyorlar bence birbirlerine.
teknik destek anlamında gulfstream, cessna ve beechcraft çok iyidir. özellikle gulf'çüler çok süper adamlar. açın telefon 10 saat muhabbet edin "ya yeter da aç kitabı bak" filan demezler anlatırlar. teknik dökümantasyon anlamında da gulf çok başarılıdır.
bir de sıfır uçak alırken şirketler bazen çakallık yapıyor ve 3-5 yıllık yedek malzemeleri de size satmaya çalışıyor. bu opsiyonel bir durumdur, gidip sakın almayın onları. sonra elinizde yığınla malzeme kalır kullanamazsınız.
ayrıca sıfır uçak alırken size halısı ne olsun, koltukları neyle kaplayalım, musluklar krom mu olsun altın kaplama mı olsun filan diye sorarlar. gulf'e giderseniz örneğin fabrikada dior, dolce&gabbana, prada vb. şirketlerin tasarım büroları vardır ve uağı doğrudan bunların tasarımı ürünlerle donatabilirsiniz. ama sakın gibi çok nadir olan malzemeleri seçmeyin. mesela dişi uruguay dağ devesi derisinden koltuk alırsanız ve o koltuğa vişne suyu dökerseniz bir daha değiştirmek için dünyada 35 tane olan develerden binin doğal yollarla ölmesini filan beklersiniz. gerek yok delirmeye. adam gibi bolca bulunabilen renkleri ve malzemeleri seçin iç dizaynda. ayrıca uçakta günlük kullanım için kesme kristal bardak, altın kaplama yemek takımları filan satmaya çalışıyorlar. gerek yok onlara eğer holdinginiz yoksa. neticede iniyor, kalkıyor bu alet zangır zangır titriyor o bardaklar. kırılırsa içiniz gider. genel prensip şu olmalı, gereksiz lüks gereksiz masraftır.
---ikinci el uçak alımı---
1. kural: kesinlikle afrika'dan, güney amerika'dan ve uzakdoğu'nun bazı bölgelerinden uçak almıyoruz.
2. kural: 1 kuralı kesinlikle ihlal etmiyoruz.
bunun dışında gövde ve motor saatleri uçmuş gitmiş olan, teknik dökümanları eksik, sicilleri düzgün tutulmamış uçağı almıyoruz.
bir uçağı incelemek için pintilik yapmıyor ve adam gibi bir eksper tutup (mümkünse lisanlı bir teknisyen veya sağlam iş yapan bir teknik personel) tüm bakım kayıtlarını inceletiyoruz.
genel kural şudur; piyasa değeri altında satılan uçakların yüksek ihtimalle motor overhaul zamanı ve büyük gövde bakım zamanı yaklaşmıştır. 3 milyon dolara uçak alıp 1 sene sonra motorları overhaula gönderip motor başına 500k dolar vermek var bu işin ucunda. ayrıca uçağın çok fazla el değiştirmemiş olduğundan, geçmişinde ambulans vb. spesifik görevlerde kullanılıp kullanılmadığına bakmanız lazım. mesela ambulans olanların iniş kalkışı ve cycle dediğimiz başlatılma saatleri fazladır (her cycle motor çalıştırma değildir, mesela ambulans görevinde hastayı beklerken yerde beklerken pilot cycle yapar ve apu çalıştırır. çünkü adam kokpitte gebermiştir sıcaktan ve klima açmak ister). bu şu demektir, o iniş takımlarını ve ilk startı veren apu'yu vaktinden daha önce overhaula göndermeniz gerekir (gidiyor 500k dolareeeeessss!!!!)
avrupa ve arap ülkelerinin uçakları iyi durumdadır. arapların uçakları iyi çünkü tüm personel yabancı olduğundan bakım atlamıyorlar. avrupalılarda klasik düzen ve tertip hastalıkları olduğundan uçaklara çok iyi bakıyor.
ve burada bazı komedyenlerin yazdığı gibi almak istediğimiz uçakla en az 1 defa uçuyoruz. kapıdan sığıyor muyuz, çoluk çocuk binersek adım atacak yer var mı? halısı güzel mi? inişi kalkışı nasıl, kabin gürültülü mü, basık mı ferah mı? gibi kişisel şeylere bakıyoruz. bir de gidip aptal saptal renklere boyalı olanları almayın, sonra boyatmak için memlekette deli gibi yer aramak zorunda kalınıyor büyük sıkıntı.
genel olarak işler böyle. uçak işi masraflıdır. 5 milyon dolar bayılıp sonradan 3-5 doların veya uçak için çalışan gariban pilotun, teknisyenin, mühendisin maaşının hesabını yapmayın. özel jet işi masraftır, arada masrafı çıksın diye kiralamaya gidiyor bazı uyanıklar ama o zaman uçağı kiralayan adam berbat ediyor uçağı veya kiralama işinde aracı olan broker çakallık yapıyor uçak sahibine borç takıyor daha fazla sinir oluyorsunuz. o nedenle pintilik yapmayacaksanız uçak alın, yoksa gerek yok. -
49. 2018 ekonomik krizi
hala tam anlamıyla gelmediği sanılan kriz. aslında kriz hayvan gibi var evet ama medya bunu dillendiremiyor. özgür basın kalmadı. sürekli zam haberleri geliyor, enflasyon %15'lere çıkmış. türk lirası hemen hemen her gün değer kaybediyor. dövizle alınan dış borç ülkeyi çıkmaza sokuyor.
asıl soru şu: ne zaman kemer sıkma politikasına geçeceğiz?
çünkü türkiye cumhuriyeti veya herhangi bir ülke batmaz. en fazla venezuela gibi olur. yalnız bu durumun olmaması için hükümet asla kriz var demeyecektir ve kemer sıkma politikası uygulamayacaktır. uygulamaması zaten sorunlu olan geleceğimizi daha sorunlu hale getirecektir. örneğin bugün kemer sıkma politikasına başlansa 4-5 sene içerisinde düzelebilecek bir ekonomimiz var. lakin dillendirilmediği sürece 10-15 senede düzelmeyecek bir yıkıma gidiyoruz.
tahminim; recep tayyip erdoğan iktidarı süresinde kemer sıkma politikası uygulanmayacaktır. recep tayyip erdoğan'ın olası vefat veya siyasetten çekilme durumunda (temenni falan değil ecel olarak bakıyorum) akp yine iktidarda kalıp ekonomiyi düzeltemeyecek ve sol parti gelip kemer sıkma politikası uygulayacaktır. böyle olunca da 5 sene iktidarda kalıp yine ekonomiyi sağ partilere hazırlayıp elleriyle teslim edecektir. tarih tekerrürden ibaret. -
50. adnan menderes'in hataları
türkiye'nin cahilleştirilmesinin önünü açan (bkz: köy enstitülerinin kapatılması) büyük projeyi başlatan, idam edildi diye halkın gözünde kahramanlaştırılan kişinin hatalarıdır. bu konuda kendisinden bayrağı özal almış, ve sonra malum kişi... gelin şimdi menderes'in en büyük hatalarına değinelim:
1. marshall planı ve abd’nin ideallerine yardımcı olma: 1950’de iktidara gelen menderes, inönü hükümetlerinin yatırımlar ve zor günler için biriktirdiği hazinenin kapılarını sonuna kadar açtırıp söz verdiği yatırımlara girişti. tarım makineleşti, ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, sigorta ve bankacılık ilerledi. hazinenin parası ve devletin geliri vaatlere yetmediği için bu kez, atatürk'ün 1923 izmir iktisat kongresinde söylediği "vasiyetim şudur ki, dış borç almayınız, üretip satınız. bir ülke ne zaman başka ülkelere yardım ve kredi için avuç açmıyorsa tam bağımsızdır. ekonomik bağımsızlık yoksa gerçek bağımsızlık olmaz. biz osmanlının borcunu ödeyeceğiz ama asla borç almayacağız. benden sonraki devlet yöneticileri de almasınlar” vasiyetini çiğneyip abd’ye parasal yardım için başvurdu. türkiye abd’nin ortadoğu planları için önemliydi. ancak yardım karşılığı istekleri vardı. "rusya'ya komşusunuz. kalkınırsanız rusya size saldırır." diye bizi nato'ya üye yaptı. en güçlü devletlerin silahla alamadığı türkiye'yi böylece para gücü ile aldılar. kore’ye asker göndermemiz istendi, gönderdik. nato‘ya yaranmak uğruna, hiçbir sorunumuz bulunmayan kore'ye gönderilen bu vatan evlatları abd için öldüklerinden, şehit dahi sayılmadı. parasal yardım yaptılar, ama idealleri bitmedi. türkiye, zengin yeraltı kaynakları ile iştah kabartan bir ülkeydi. köy enstitüleri denen bir kıpırtıyla “çağdaş uygarlıklar seviyesinin” elde edileceğini anladılar. köyler kalkınıyor, imeceler yaygınlaşıyordu. abd gibi sömürücü ülkeler, karşılıksız mali yardımlarla, ücretsiz eğitim yatırımları ile ve çok uzun vadeli borç vermelerle yoksul ülkemizi etkilemeye başladı. abd’nin ısrarlı şartlarına karşı duramayan menderes, ünlü marshall yardımını kabul edip kültürümüzün ve ulusal politikamızın sonunu hazırladı.
2. chp ve inönü’yü halkın gözünden düşürme ve chp’yi engelleme eylemleri: 14 aralık 1953’te çıkarılan yasa ile chp mallarına el konur. köylere dek gidilip inönü ve chp genel sekreteri kasım gülek kötülenir. “yakında ananızı bacınızı gâvurlara teslim edecekler, gülek, abd’de okudu, o bir kabuklu dinsiz gâvurdur” diye namussuzlukla, dinsizlikle ve komünistlikle suçlanır.
30 nisan 1959
inönü, kurtuluş savaşı'nda karargâh olarak kullandığı uşak'taki evi ziyaret etmek isteyince uşak valisince engellenmek istenir. valinin bu yasadışı buyruğunu kabul etmeyen emniyet müdürü ve jandarma komutanı aynı gün görevden alınır. ertesi gün tren istasyonuna giden inönü'nün arabası durdurulur. yürümekte olan inönü atılan taşlarla başından yaralanır, izmir'e başından kanlar akarak ulaşır. izmir'de planlanan chp toplantısı engellenir ve demokrat izmir gazetesi basılır.
4 mayıs 1959
istanbul'da inönü'nün arabasının önü kesilir. hem de trafik müdürü tarafından. aynı anda önceden hazır bekletilen birçok hapçı ve serseri bir anda arabanın çevresini sarar. amaç inönü'yü linç etmektir. bir binbaşı olaya müdahale etmesi ile linç girişimi son anda engellenir.
14 mart 1960
inönü kayseri'ye giderken yolu yine kesilir. feci şekilde hırpalanır. olayın gazetelere yansıması iktidar tarafından yasaklanır. basın, muhalefet partisine ait haberleri yazamaz olur. * yazmaya yeltenen birçok gazeteci içeri atılır. gazeteler, gece kalıp değiştiremeyeceği için, yasaklara karşı sütunları kazıyıp beyaz sütunla çıkarak iktidarı protesto ederler. tüm bunlara karşın, dp iktidarı 12 nisan 1960 günü bir bildiri yayınlar. bildiride chp'yi “silahlı ve organize olmuş bir ayaklanma yapmaya hazırlanmakla” suçlar. aynı bildiri bazı gazetelerin olayları çarpıtıp yalan haber yazarak chp'yi desteklediğini bildirmektedir. oysa ne chp'nin bir şeyleri sakladığı vardır, ne de chp'nin bir ayaklanma başlatmaya niyeti.
3. halkın temiz din duygularını kötüye kullanma: menderes, 27 kasım 1954‘te meclis kürsüsünden milletvekillerine “sizler anayasayı değiştirip, hilafeti bile getirebilirsiniz " sözünü edebilmiştir: “türk milleti müslüman’dır, müslüman kalacaktır. islamiyet'in bütün icabeti vatandaşlarımız tarafından tam bir serbestlik içerisinde icra olunacaktır.” sanki milletin dini ibadetlerine engel olanlar vardı.
4. yalan vaatler: milletin kültür seviyesini çok iyi değerlendiren adnan menderes, %15 i okuryazar olan türk halkına çok güzel ve duymak istedikleri şeyleri söylüyordu. "türkiye'yi küçük amerika yapacağız" diyordu. hiç kimse de çıkıp "peki bunları hangi paralarla yapacaksınız?" demiyordu.
5. 1958'de abd askerlerinin türkiye'de üs kurmalarına izin verilmesi: türkiye'nin 6 bölgesine nato kisvesi altında amerikan üsleri yerleştirilir. ülkemiz göz göre hem de tek silah atmadan fiilen işgal edilir, askeri ve ekonomik bağımsızlığımız böylece sona erer. abd’nin sözde üs kurma amacı, o zamanki adı ile baş düşmanı sscb’ni radarlarla gözetleyip dinlemek ve gelişen türkiye'ye rusların saldırısını önlemekti! ankara, izmir, erzurum, adana, diyarbakır, malatya üsleri yanında sinop'a bile üs ve radar kurulur. bu üsler halen faal olarak durmakta ve aklına estiği ülkeyi de vurmaktadır.
6. tl’nin değerinin süratle düşmesi: ve bu durum bu güne kadar süregelir. menderes büyük ve affedilmez tavizi sonunda marshall yardımı adı altında yardım alarak vaat ettiği bölgelere yatırımlar yapar. yardımlar, vaat ettiği yatırım ve hizmetlerin yüzde birini bile karşılayamaz. ama olan olmuştur. menderes hükümeti bu hatasını anladığında artık çok geçtir. abd yerleşmişti bir kere ülkemize. kayseri uçak fabrikası kapatılır, değeri 2 dolar olan paramız devalüe edilir, kırıkkale silah fabrikası nato’ya göre düzenlenir. ilaç üretimimize son verilir, çeşit çeşit mallar ithal edilir, enflasyon başlar vs, vs.
7. millet partisi'ne oy verdiği için kırşehir'in ilçe yapılması: 1954 seçimlerinde millet partisi’ne oy verdiği için kırşehir, dp tarafından çıkarılan bir kanunla ilçe yapılır, nevşehir’e bağlanır. "kırşehir faciası diyorlar. eğer memlekette ilçe kalmak bir facia ise ülkemizde halen 500 ilçe vardır. onlar da bu hale göre facia içindedirler." sözleri menderes’in laf ebeliğine güzel bir örnek oluşturur. kırşehir üç yıl ilçe olarak kalır. haziran 1957’de kırşehir yeniden il yapılır. ancak kırşehir’in yeniden il olma tasarısı görüşülürken bölükbaşı, bazı ilçelerin kırşehir’de kalması gerektiğini vurgular. isteği kabul edilmeyince başta celal bayar olmak üzere meclise ve meclis başkanına ağır sözler söyler. bunun üzerine dokunulmazlığı kaldırılır, tutuklanıp cezaevine girer. seçimlerde hâlâ hapistedir. milletvekili seçildiği halde menderes, serbest bırakılmaması için elinden geleni yapar. dp’nin "demek bize oy vermezsiniz" hışmına chp’ye oy veren malatya da uğrar. ilçeye dönüştürülmez, ancak malatya ve adıyaman diye ikiye bölünür. 1960 devriminden sonra, yassıada mahkemesi’nde celal bayar, a. menderes ve dp’nin önde gelen yöneticileri kırşehir’in ilçe yapılması davasından yargılanıp mahkûm olurlar. menderes, mahkemede ilçe yapılması kararını “fahiş hata” olarak nitelendirir ve pişmanlığını ifade eder.
kaynak 1
kaynak 2