Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. evde bira yapımına vergi getirilmeli

    normal şartlarda açıklama "içkideki vergi yükü insanları başka alternatiflere yönlendiriyor. evde bira yapımı hijyen açısından sıkıntılar doğurabilir ve halk sağlığını etkileme riski yüksektir. bu nedenle devletten ricamız vergi yükünü hafifletmeleri, bu sayede evde bira yapımı da cazibesini yitirecektir" şeklinde olmalıydı.

    ama burası türkiye, "benden alıyorsun onlardan da al çünkü satışlarım azalıyor" demiş. ülkenin görece elit kesimi bile bu kafa yapısındaysa vah bize vahlar bize.

  • 2. 1 şubat 2018 adnan oktar'ın diyanet açıklaması

    31 ocak 2018 diyanet'in adnan oktar açıklaması üzerine adnan oktar'ın verdiği cevaptır. tam olarak "kerhanelerden, kumarhanelerden, içki fabrikalardan alınan paralarla, vergilerle maaşlarınız ödeniyor. bir kere bunlar hakkında açıklama yaptınız mı, bunlara sesinizi çıkarttınız mı? gıkın çıkmıyor hoca efendi" demiştir.

    ekşi sözlükte de çok fazla geyiği yapılan bir konuya parmak basmış adnan oktar. diyanet işleri başkanı erbaş'ın bu topa girip cevap vereceğini hiç sanmıyorum.

    kaynak

    edit: video için

  • 3. melek yargıcı'nın akıllara zarar videosu

  • 4. sertab erener'in eurovision birinciliği politiktir

    mfö değil mazhar alanson beyanıdır. mfö denince hep bir ağızdan senkron bir şekilde bu cümleyi mi söylediler acaba diye sordum içimden.

  • 5. 1 şubat 2018 atiker konyaspor galatasaray maçı

    türkiye’deki en kebap işin galatasaray’da yedek kaleci olmak olduğunu tekrar gördüğümüz maç. ulan ne adamlar ne paralar kaldırdı be şu işten.

    allah korusun muslera’nın başına bi iş gelse sezonun geri kalanında yerine geçecek adam eray mı? tabi ki değil. e o zaman neden carrasso oynamaz ki şu maçta? eray’dan bi bok olmayacağı yıllardır ortada. hala maç oynatıp gelişmesini mi bekliyoruz anlamıyorum ki.

  • 6. tez yazamamak

    doktoradan yeni mezun olmuş biri olarak tecrübelerim şu şekilde;

    y.lisans yaparken literatürü yalayıp yuttuktan sonra deneysel çalışma öncesi tezde bulunacak ana başlıkları alt alta yazarak danışmanıma gitmiştim. önüne listeyi koydum hangi başlık altında hangi konudan bahsedeceğimi anlattım, ikna olmuştu. deneysel çalışmalar devam ederken arayı soğutmadan yazmaya başladım. deneysel çalışma bitip de elime sonuçları aldığımda tezde son iki başlık kalmıştır; sonuçların değerlendirilmesi ve sonuç ve öneriler kısmı. onu da tamamladıktan sornra temiz bir jüri savunması ile bitirmiştim.

    doktora ise çok sıkıntılı geçti. 1,5 senede ders ve yeterliliği verdim ancak danışmanım ile çalışma konusu hakkında anlaşmazlığa düştük. kendi uzmanlık alanı olmayan bir konuda çalışmamı istiyordu. tez önerisi yaptık ancak içime sinmeyen şeyler vardı ve nitekim bu şartlar altında çalışamayacağımı anladım. çünkü bu yola tek başıma çıkmak istemiyordum. tez önerisinden sonra yani doktorada 2. yılım itibariyle koca 1,5 sene boyunca hiç bir şey yapamadım. motivasyonum yerlerdeydi. alkol problemim başladı, neredeyse ayık gezmiyordum. sonra bir şekilde arkadaşlarım sayesinde toparladım, psikolojim daha iyiydi ve ayık gezince doktorayı bitirmeye karar verdim. sağlam bir 2 aylık çalışma ile kendime bir konu belirledim ve hocanın yanına gittim. 1,5 sene boyunca defalarca arayıp çağırmıştı ve gitmemiştim. konuyu söyledim, bu konu da uzmanlık alanı değildi, neyi nasıl ve neden yapacağımızı anlattım. tavırlı bir şekilde nasıl yaparsan yap dedi. bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oldu. bu konuşmadan sonra hummalı bir çalışma ile 3 tez izleme yaptık ve savunma kararı verildi. geçtiğimiz hafta da savunmada oy birliği ile doktorayı bitirdim. dekan beyin cübbe giydirmesi ile kişisel tatmin seviyem zirvedeydi. (bkz: orgazmdan daha zevkli anlar) bu süreçte yine kendime yazılacak konu başlıklarını belirledim. literatürü yabancı kaynaklardan araştırırken alanımla ilgili bir çok tez okudum ve neyi nereye yazacağımı bu şekilde belirledim. deneysel çalışma devam ederken sürekli yazdım, tez izleme komitesinde de 6 ayda bir hazırlık yapmanız lazım zaten, o bilgileri de derleyip düzenleyince tez ortaya çıktı.

    bu süreçte şunu öğrendim ki, kesinlikle çok fazla yayın ve tez okumalısınız, alana hakimiyet şart. bir diğer ve bence en önemlisi ise araya zaman sokmayacaksınız. tezi yazmaya başladığınız andan itibaren hayatla ilişiğinizi kesip bitene kadar başından kalkmayacaksınız. çünkü araya bir gün dahi girse dün ne yazmışım, ondan önceki gün ne yazmışım derken toparlayamıyorsunuz. son olarak da mükemmel tez diye bir şey yoktur. tezinizi her okuduğunuzda mutlaka hata ve eksik göreceksiniz. tezi yazın, bir arkadaşınıza okutun ve jüriye dağıtın.

    bu yolda emek sarf eden herkese başarılar.

  • 7. cumhuriyetin uykusunda ölen liseli fatma rezilliği

    politik kısmını bir kenara bırakarak tamamen habercilik açısından bakmaya çalışıyorum ve müthiş bir fiyasko görüyorum, ben cumhuriyetin ana sayfasında gezerken bu haberi gördüm ve "uykusunda ölen kız niye haber olmuş acaba?" diye düşünsem de habere tıklamadan geçtim.

    kızın roket saldırısı yüzünden öldüğünü ise sözlükte öğreniyorum. başlığın salaklığı bence şu şekilde çok rahat anlaşılabilir: bir insanın evine roket isabet edip onu öldürüyorsa orada önemli olan nokta, yani haberi haber yapan nokta, uyuyor olması, liseli olması veya yemek yiyor olması değildir, evine bir roketin girip onu öldürmesidir. dolayısıyla bu kız uykusunda ölen bir kız değil evinde roketle vurularak öldürülen bir kızdır. uyuyor olması gibi, haberin çok daha önemsiz bir ayrıntısını bu haberin başlığı yapmak bence salak gazetecilik örneği olamayacak kadar bariz hata. belli ki birilerinin roketler atıp siviller öldürüyor olmasını pek de göze batırmamaya çalışan birileri var orada. bunun aksini iddia edebilmek için büyük politik at gözlükleri olması lazım bence insanın.

    edit: ilk hali "uykusunda ölen liseli fatma son yolcuğuna uğurlandı" olan başlık, başına "afrinden atılan roketle" ibaresi eklenerek güncellenmiş.

  • 8. 1 şubat 2018 çukurambar patlaması

    bu tür başlıklarda 'bilmem nereden de duyulan patlama' diye entry'ler girmeseniz de olayın asıl nedenini açıklayan entry'ler arada kaynamasa keşke! ne oldu acaba diye yüreğimiz hopluyor şurada zaten. bir de bilgi içerikli entry bulana kadar dokuz doğuruyoruz!

  • 9. 3 günlük egemen bebek için kan ihtiyacı

    edit: arkadaşlar konunun üstlerde yer alması için siz değerli yazarlarımıza bolca mesaj atıyorum. bu nedenle banlanmam ve ya şikayet edilmem söz konusu olabilir. rahatsız ettiğim yazarlar lütfen özürlerimi kabul etsinler.

    söz konusu 3 günlük açık kalp ameliyatı olacak ve hayati tehlikesi olan bir melek olunca bırakın sözlükten atılmayı iyileşmesi için ömrümden zaman bile verebilirim kabul etseler.
    --------------------------------------------------

    dünyaya 3 gün önce gözlerini açan egemen bebeğin açık kalp ameliyatı olabilmesi için 0 rh- ve b rh- kana acil olarak ihtiyaç duyulmaktadır.

    kanın bulunması hayati önem taşımaktadır.

    kan verebilecek kişiler,

    acıbadem mehmet aydınlar üniversitesi atakent hastanesi kan merkezi'ne (halkalı merkez mah. turgut özal bulvarı no:16 34303 -1.kat) istanbul

    başvurarak bugün ve yarın kan örneği, 3 şubat 2018 cumartesi gününden itibaren de kan verebilirler.

    --- önemli ---

    kan verecek kişilerin son 3 gün içerisinde alkol, sigara ve herhangi bir ilaç kullanmammış olması gerkmektedir.

    son 1 yıl içerisinde anestezi almamış olması (diş tedavisi dahil) ve 1 yıl içerisinde dövme yaptırmamış olması gerekmektedir.

    --- önemli ---

    ayrıntılı bilgi ve iletişim için:

    hakan hilmi kapucu 0542 251 92 32
    servet cankurt 05442356852

  • 10. çamaşır kurutma makinesi

    sözlükte de amma övülmüş. iyi hoş tabii de kesinlikle bir bulaşık makinesi değil.

    bulaşıkları kendi kendine toplayan bir şey icat edilene kadar en iyi icat bulaşık makinesidir. aksini iddia eden de fetöcüdür. evlenecek olsam eve kocadan bile önce bir tane bulaşık makinesi alırım. ev deyince bile aklıma direkt bulaşık makinesi geliyor. çamaşır çitiler, tokaçlar,* kurusun diye elli kere asar ve toplarım ama bulaşık deyince sinir oluyorum çünkü. depresyondayken bulaşık çıkmasın diye aylarca plastik tabak, çatal vb. kullanmış bir insanım. hadi bakalım eyyorlamam bu gadar.*

  • 11. 1 şubat 2018 üsküdar halk otobüsü kazası

    eleştirdiğim yönleri olsada kayseride bu ulaşım sisteminde çok güzel değişiklikler yapıldı ve çok temiz bir sistem oluşturuldu. havuz sistemi. araç aldığı yolcu değil havuzda biriken paradan kilometre hesabıyla para kazanıyor. eğer ki toplu ulaşım sistemleri havuza dönüştürülürse aracın boş gitmesi dolu gitmesi gibi bir şey olmayacak yolcu kapma ihtiyacı doğmayacak. çünkü sistem kendini tek havuzda beslediği için elbet birisi alacak ve para kazanılacak. bu magandalığın çözümü bence budur.
    edit: yazar arkadaşlar istanbulda da havuz sistemi olduğunu söyledir. bu ihtimalde elendiğine göre aklımq sadece denetimsizlik geliyor.

  • 12. bitcoin

    #73904341

    şimdi de amerikan dolarıyla yapılanların listesini verelim ;

    1. silah
    2. kiralık katil
    3. terörist gruplara destek
    4. kaçırılıp köle olarak satılan insanlar
    5. her çeşit uyuşturucu
    6. porno
    7. çocuk pornosu
    8. bebek pornosu
    9. canlı yayın işkence yapılan chat odalarını izlemek
    10. muhtemelen aklımıza gelmeyecek çeşitli pislikler

    japon yeniyle yapılanlar,

    1. silah
    2. kiralık katil
    3. terörist gruplara destek
    4. kaçırılıp köle olarak satılan insanlar
    5. her çeşit uyuşturucu
    6. porno
    7. çocuk pornosu
    8. bebek pornosu
    9. canlı yayın işkence yapılan chat odalarını izlemek
    10. muhtemelen aklımıza gelmeyecek çeşitli pislikler

    meksika pezosuyla yapılanlar,

    1. silah
    2. kiralık katil
    3. terörist gruplara destek
    4. kaçırılıp köle olarak satılan insanlar
    5. her çeşit uyuşturucu
    6. porno
    7. çocuk pornosu
    8. bebek pornosu
    9. canlı yayın işkence yapılan chat odalarını izlemek
    10. muhtemelen aklımıza gelmeyecek çeşitli pislikler

  • 13. ekşi itiraf

    kendime bile itiraf etmediğim şeyi az önce aldığım bir haberle kabullendim.

    kısa zaman öncesine dek çocuğum olmamasını "seçtiğimi" sanıyordum. böyle bir isteğim olmadığını sanıyordum. ama ben çocuğum olsun istiyormuşum.

    çalıştığım odada an itibariyle iki hamile var. biri az önce öğrendi.

    bir kadın olarak dürtüsel şekilde bir süredir bu isteği duyuyordum.
    bu, zaman içerisinde kadının içine yerleşen bir şey sanırım. dürtüsel bir şey, belki gelişimsel, evrimsel.
    bilmiyorum ama bir yaştan sonra böyle bir hissiyatı oluyor kadın cinsinin. ben de doğurmalıydım hissine kapılıyor.
    ama ben bunu kabullenmiyordum. herkes anne olmak zorunda değil, ben olmamayı seçtim diyordum. kendim istemedim diyordum.

    bu böyle değilmiş. şartlar elvermediği için anne olmamışım ben. olmak istiyormuşum da olamamışım.

    şimdi bu gerçekten biyolojik mi, sosyolojik mi bilmiyorum. yani, gerçekten bu duygu kadının içine dürtüsel olarak mı yerleşiyor yoksa toplum mu bize bunu kodluyor da belli bir yaştan sonra anne olmamız gerektiğini düşünüyor da olmayınca mutsuz oluyoruz?

    kıskandım ben bu kadınları. kötü niyetli değilim. neden onlar hamile, neden onları çocukları oluyor da benim olmuyor değil.
    neden benim de olmuyor hissi bu.

    bir de mesela bir saattir çocuk hissinin bambaşka bir şey olduğunu, dünyada hiçbir şeye benzemediğini, her kadının bunu mutlaka(!) deneyimlemesi gerektiğini konuşuyorlar.
    ben çok üzülüyorum, farkında değiller.
    olmak zorunda da değiller, anneler ve anne adayları hayatlarını anne olamayacak olanlara göre yaşamak zorunda değil tabi ki. ama yine de insan üzülüyor.

    evet ben de anne olmak isterdim. gebelik nasıl bir his mesela? bir canlının içinde büyüdüğünü hissetmek. sonra hayatın boyunca o içindeki canlının gelişimini ve koca bir insana dönüştüğünü gözlemlemek.

    birini kıskandığını itiraf etmek zordur. ama bunu hissettim. kötü düşünceli bir insan değilim. çocuğu olsun isteyen ve bunu gerçekten layığıyla yerine getirebilecek insanların da hepsinin bunu deneyimlemesini temenni ederim.

    ama sanırım ben hayatım boyunca keşke benim de evladım olsaydı diyeceğim.

  • 14. fethiye'de küçük kızların zenginlere pazarlanması

    biz bu yaşa iyi gelmişiz diyen yazar olmuş.
    biz bu yaşa kolay gelmedik. tanıdığım tüm erkek ve kadınların en az yarısı çocukluklarında ciddi düzeyde taciz görmüş durumda.
    erkekler bunu seslendiremiyorlar. kadınların en azından bir kısmı aralarında konuşabiliyorlar. ama bu ülkede taciz edilmeden büyüyen insan sayısı zannedildiğinden çok daha az.
    psikologların rakamlarına göre taciz edenlerin %66'sı çocukların tanıdığı, büyük ihtimalle evden ya da komşulardan biri.
    arkasında dev bir ikiyüzlülük var bu tacizlerin.
    çocukken kız erkek oynamaya izin vermez muhafazakar anlayış,
    gençken kızlı erkekli sohbet, muhabbete çemkirir,
    azcık hayatı tanıyınca hemen evlenmeni ister, tabi uygun gördüğü kişiyle,
    evliliğin yolunda gitmez, seni zorla orda tutmaya çalışır,
    isyan edersin, adını çıkarır,
    etmezsin, ezilirsin,
    orta yaşı geçersin, eş ölür, gurbete gider, tüm dokunma ihtiyacını bastırmanı ister. gelinlikle - damatlıkla girdiğin evden kefenle çıkmana izin verir sadece,
    yaşlanırsın, azdın mı der, çocuk bakmanı, paranı vermeni, tarlada işçinin başında durmanı ister, hayat arkadaşı aramana izin vermez.

    sonra bu kadar sapık nerden türedi?

  • 15. bir ay alkol tüketmiyoruz

    edit: konuya biraz açıklık getirelim.
    *şubat ayında alkol almıyoruz. #alkolsüzşubat
    *sloganımız da 'birayla değil bir ayla çözeceğiz!' **
    *hali hazırda evinizde olan alkolleri içmek serbest. free shop serbest. kendi yaptığınız alkoller serbest.
    *evet alkolü bırakmak zor iş. kendinize evinde alkol bulunan veya kendi birasını, şarabını, rakısını kendisi yapan arkadaşlar edinmenizi tavsiye ederim.
    *ayda 300 lira bira vergisi vermişim arkadaşlar. verirken öyle gelmiyor bir biradan ne olacak gibi geliyor ama bir ay içtiklerinizi siz de hesaplasanız verdiğiniz vergiye içiniz acır.

    konu sadece efesle ilgili değil. her biraya hayvan gibi vergi ödüyoruz. bir ay alkol kullanmasak veya en aza indirsek büyük ölçüde bunları zarara uğratırız. biraz kalburüstü bir mekanda 15 liradan aşağı bira içemiyoruz. üç bira içmek 45 liraya mal oluyor. tekelden alsan da verdiğin paranın yarısı vergi. bu vergiler belimizi büktü. üçüncüyü içsem mi diye düşünmek istemiyorum artık. ağustosta sadece biraya 600 lira vermişim. birayla eve çıkardık o paraya. rakı falan zaten az içiyoruz. 70lik rakıda yanlış hatırlamıyorsam 59 lira vergi ödüyoruz. sinirlerim bozuldu.

    ezcümle, siz varsanız ben kendi adıma bir ay alkol almamaya varım. pınar boykotu başarılı bir boykottu. ben gittiğim üç mekanda pınar suyu değiştirdiklerini gördüm. tabi onda alternatif vardı bunda nasıl bir alternatif olur bilemiyorum. ama alkole artık bu kadar para vermek istemiyorum.

    zirve düzenleyip kendi biramızı yapar iceriz gerekirse.

  • 16. öztürk yılmaz

    ak parti'ye vuranı sözlükte itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

    bu sözlük uludağ sözlük gibi bir yer haline gelmiş.

    ak parti burayı da ele geçirmiş. yazık.

  • 17. 1 şubat 2018 kanserin ilacının bulunması

    bu linkte de görülebileceği üzere gerçekleştiği söylenen inanılmaz olaydır.

    habere göre stanford üniversitesi'nde ronald levy tarafından yapılan çalışmalar sonucu 90 farenin 90'nında bir çok kanser tipi elimine edilmiş.

    saygılarımla

    yrd. doç. dr amcanız avni mutlu

    edit 1 : bakıyorum ki sözlük bu güzel haberin içeriğini bile okumak yerine espri kasan ''hee tamam'' diyen liselilerle dolmuş. utanıyorum. eserinle gurur duy başak.

  • 18. aykut kocaman

    temel bir gün yanlışlıkla otobanda ters yola girer. bakar ki herkes üstüne üstüne gelmekte. o sırada da radyoda bir aracın otobanda ters yöne girdiği anonsu geçilir. temel de şöyle der ; "ne bir aracı, bunların hepsi ters yöne gidiyor."

    burası aykut kocaman başlığıydı değil mi?

    pardon...

  • 19. afrin'de cihatçıların göğsünü kestiği kadın

    kim kimin tarafindan kesilmis bilemem. ama az biraz vicdan varsa da 'o bu su' denilmez. bu goruntu gercek ve inandiginiz dininizi sikeyim.

  • 20. türk kızının uzman olduğu konular

    küçük barzolar yetiştirmek, şüphesiz ki gökten zembille inmiyorlar. hanimiş benim paşam, aslan oğlum benim.

  • 21. 1 şubat 2018 şeriatın gelmesi

    şeriat falan hikaye de, şarkıda 'allah baba' ibaresi geçti diye 1 milyon lira ceza kesmişler. sanırım allah'a ödenecek bu para, yoksa müslüman bir tv denetleme kurulu allah'ın adını kullanıp sağdan soldan haraç mı kesiyor? memleket bu kadar mı kötü durumda?

    edit: garipbasci uyardi, para birimi dolardi, turk lirasi olarak degistirildi. gerci ne fark eder, soygun soygundur (:

  • 22. 6 yıllık ilişkinin tus için bitmesi

    unutmak zor denmiş lakin öyle bir unutulur ki, unutmak yeniden anlam kazanır...

    hem de nasıl unutulur, öyle böyle unutulmaz. olayın başrolü bile şaşırır nasıl unuttuğuna. bir unutmak ki, saç tellerine kadar, parmak uçlarına kadar...

    sıcak sıcak, fırından yeni çıkmış gibi bir unutmak. mis kokan, papatya gibi bir unutmak. adamakıllı unutmak. sorulduğunda afallayıp "kim?" diye sorabilecek kadar unutmak. spordan sonra duş alıp başını yastığa koyarken uykuya dalmak gibi unutmak.

    sapına kadar unutmak ulan!

    unutacaksın, hem de ne unutacaksın.

    hem ne demiş şair*, "en fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı". bizse 21. yy'dayız ve bu sadece bir terk ediliş...

    rahat ol.

  • 23. chivas regal

    içine haşlanmış patates ve bir miktar soğumuş menemen koyulduğunda inanılmaz lezzetli olmaktadır. ancak market yumurtası değil, köy yumurtasıdır doğasına uygun olanı.

  • 24. moral bozuk olunca kaçılan yer

    uyuyalım insan uyudu mu her şeyi unutur.
    şeker portakalı

  • 25. istanbulluların istanbul dışında hayat yok sanması

    asıl hayat istanbul dışındadır artık.

    hala aktivite filan diyenler var kafalara gel.

    hangi aktivite? hani şu gidiş geliş 5 saati trafiğe verdiğin aktivite mi?

  • 26. kerhanelerden gelen vergiyle maaşınız ödeniyor

    dinsizin hakkından imansız gelir sözü hiç bu kadar şeraite oturmamıştı.

  • 27. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    dertleri aile bile anlamıyorken, buradaki tanımadık şahıslar mı anlayacak, kaldı ki tedavisi olmayan şeylere nasıl derman olacaklar diyerek yeni bir önermeyle yerle bir ettiğim saçma salak veritabanı.

  • 28. artistik buz pateni yapan türbanlı sporcu

    hala "bize giren çıkan ne" diyen dallamalar var.

    1- saç örtmek açık bir islami emir değildir. mealler eğilip bükülerek kelimelerin anlamı kaydırılarak itelenen bir yahudi ananesidir.

    2- siyasal islamcıların türban dayatması bir özgürlük talebi değil bir "norm" yerleştirme çabasıdır. yani amaç isteyenin değil herkesin türban takmak "zorunda" olduğu bir toplum yapısıdır.

    3- kuran-ı kerim'de "türban" yada "tesettür" sözcükleri kelime olarak dahi geçmez. yani yoktur...

    hala bize giren çıkan ne diye saçmalayan bi yoklasın kendini. çok genişlediyse gireni çıkanı farketmiyor olabilir.

  • 29. tuncay özilhan

    tipik bir burjuva, tipik bir sömürücü asalak, tipik bir patron temsilcisi. bira satışları yüzde 5,7 düştü diye hemen besleyip büyüttükleri siyasi iktidardan olaya el atmasını isteyecek kadar da utanmaz.

    boşuna demiyoruz; kapitalizmle, kapitalistlerle, patronlarla, asalak sınıfla uzlaşılmaz. boşuna demiyoruz; daha ılımlı, insancıl kapitalizm diye bir şey yoktur. boşuna demiyoruz; bunlar engereklerdir, çıyanlardır. boşuna demiyoruz; kavga!

  • 30. türkiye'de istanbul dışında hayat olmaması

    hayatın sahte tavırlar, alışveriş merkezleri, trafik ve anksiyete gibi şeylerden oluşmasından kaynaklanır.

  • 31. terk eden kadının yenisini bulmadan terk etmemesi

    hayatımdan uzun yıllar eksik olmamış kadın modelidir...

    1- böyle kadınlar genel itibari ile hayatında birisi yokken mutlu görünürler... malumunuz reklam ne kadar düzgün olursa hedef kitlenin ilgisi o derece çekilecektir.

    2- bir ilişki yaşarkende sürekli talep eden taraf olurlar... bu talep illa maddi değildir... ilgi , sürekli ego’nun okşanması, sürprizler... kısaca hayatınız onun etrafında dönmelidir. yaptığınız şeylerden mutlu olmuş gibi gözükse de asla tatmin olmaz bir maymun iştahı vardır. onun için hep daha fazlası vardır...

    3- sosyal medyada aktif bir kadınsa yeni avları için ilişkisi varken çok ince melankoli modelinde paylaşımlara başlar... ki o malum soru sorulsun ? merhaba cnm ? uzun zaman oldu nasılsın ? canın mı sıkkın ? eğer bu soru hanım kızımızın beklentilerine hitap eden bir birey ise sanal yürüyüşler başlayacaktır.

    4- genelde hayatınızdaki bu çıkarcı tatminsiz yaratık son zamanlarında iyice bıkkın ve mutsuz mu olmaya başladı ? sürekli eleştiri vs modunda mı ? evet sebebi sensin tatlı çocuk... çünkü artık varlığın yeni hedefler için tehdit oluşturuyor... senin varlığın amacını tamamladı...

    5- burada kızımız çeşitli yollar izleyebilir. öncelikle “ya artık eskisi gibi değiliz bu ilişki de artık değişiklikler var” konsepti ile sorunları size yıkmayı deneyebilir... bunun dışında “hayatım sorun sen değilsin benim...” konsepti sorunu kendine çekip hızlı soğutma modeli denenebilir... unutmayın erkek birey ne kadar kibar ve alttan alan bir birey olursa kadın ayrılmak için o kadar çirkinleşecek ve hayvanlaşacaktır. ( bana oldu ordan biliyorum.)

    6- normal soğutma evresi işe yaramaz ise artık ahlaksızlaşma modu ön plana çıkar... ilişki hataları artık açık açık yüze vurulmaya başlanır. baktı adam halen dayanıyor... altın vuruş onurunuza dokunan nankörlük konseptinde sarf edilecek 2-3 cümle ondan tamamen nefret etmenize yetecektir.

    7- bu tarz kadınlar için tamamen kalbiniz rahat olsun. asla mutlu olamazlar. çünkü tatmin bilmez halleri ve sürekli yeni istekler onları belli bir yaştan sonra ya yalnız ya da tamamen alakasız bir birey ile başbaşa kalmasına sebep olacaktır. doğal seleksiyonuz seviyorum. daha beter olsunlar.

    8- bu kadınları hayatınızda fark ettiğiniz anda çıkartın... çünkü bunlarla geçirilen zaman kayıptır ve yazıktır. kibarlığınız , nezaketiniz, anlayışlı davranışlarına bu birey asla layık olamayacaktır... ve mümkünse ayrılırken ne olduğunu bildiğinizi ona belirterek yapın ki tekrardan size yaklaşmaya cesaret edemesin... bırakın kendi pisliğinde boğulsunlar...

    9- kalpleri güzel, nazik ve kibar beyefendi veya hanımefendilere asla lafım yoktur ve onlara bir ömür boyu hayalleri ötesi mutluluklar dilerim.

    10- bu maddeleri okuyup uyuz olan şark kurnazı hanımlara gelince... evet nasıl bir pislik olduğunuzu gayet iyi biliyorum ve sizin canınızı sıktığım için çok mutluyum. kokunuz 1km den farkediliyor... kendi lağım çukurunuzda tez elden boğulmanız dileklerimle...

    not: genel bir yanlış anlaşılma farkettim. bakınız efendim kızın son model arabasının olması veya lüks yaşaması kızı mutlu etmez. kızın mutsuzluğunun temel sebebi kendi çevrelerinde sevgilisinden veya eşinden daha zengin veya gösteriş budalası alfa kadın veya erkek olmasıdır. kızımızın son model iphone x cep telefonu olabilir. ancak sevgilisinin arkadaşı mehmet kendi eşine doğum gününde yaklaşık 30 bin euro fiyatı bulan zümrüt kaplamalı timsah derisi vertu signature cep telefonu almışsa bizim yaratık otomatik mutsuz olacaktır. başka bir örnek verirsem hanım kızımızın eşi sense 50 yelkenli sahibi iken hemen karşısısına demirli lagoon 620 katamaran var ise bu yine hanım kızımızı kıskançlıktan çıldırtacak sebeptir. kızımızın mutsuzluk sebebi kendilerine yakın bireylerin daha fazlasına sahip olma durumu ile doğru orantılıdır. bu davranış türü cinsiyet farketmeksizin erkekleri de kapsayabilir. dolayısıyla sadece fırıldak kadın mı ? tabi ki hayır... ama bu başlığın konusu kadındır... erkek konulu başlık açın oraya da yazayım 3-5 bişi...

  • 32. dodo'nun fenerbahçe maçında kullandığı penaltı

    ciddi ciddi şike olduğunu zannedenleri görmeye sebep penaltıdır.

    kimsenin iplemediği bir kupada, eleyeceği neredeyse garanti bir takımın oyuncusunu satın aldığını iddia ediyorsunuz.

    fanatiklik böyle bir şey.

    hani demek ligin sonuna denk gelse, fb'nin şampiyonluk iddiası olsa, ortalığı yıkacaktınız. bazen komik şeyler de olur hayatta. bu da onlardan birisiydi.

    not: gs since 86.

  • 33. cumhuriyet (gazete)

    siviller ölmesin diye pkklı teröristlere kol kanat açanlar, pkk'nın attığı roket yüzünden hayatını kaybeden kızcağız için "uykusunda öldü" manşeti atarak adeta dalga geçiyorlar. ölen bu ülkenin insanıysa zerre kadar değeri yok, ölen pkklıysa siviller ölmesin.
    allah belanızı versin. bu gazeteyi ne hale getirdiniz.
    attila ilhan, uğur mumcu, ilhan selçuk sizin yüzünüze tükürürdü.

  • 34. 31 ocak 2018 diyanet'in adnan oktar açıklaması

    birkaç yıl önce adnan oktar hakkında, sözlükte diyanet işleri başkanının bu söylediğine çok yakın birkaç cümle kurmuş olduğum için, hakkımda 3 dava açılmış ve 117 gün hapis cezası almıştım.

    hey gidi günler hey...

  • 35. yazarların favori film soundtrack'leri

    predator
    alan silvestri

  • 36. en güzel kitap adları

  • 37. eray işcan

    en hatalını çıkışını 1991 yılında yapmıştır.

  • 38. barış manço'nun öldüğü gün yapılanlar

    dedemin evinde kalmıştık o gece. salonda yeryatağında uyuyordum. dedem her zamanki gibi sabah çayını içerken trt 1'i açmıştı. gözümü açtığımda kırmızı fon üzeri beyaz yazıyla son dakika altyazısı geçmekteydi. yüzümü yıkayıp döndüğümde altyazıyı okudum. inanamadım. bir daha okudum. dedeme baktım. "dede barış manço mu ölmüş?" dedim. "evet ölmüş" dedi. dedeme sarılarak ağlamaya başladım. o yıl dedemi de barış abimin yanına uğurladım.

  • 39. türkiye'nin yüzde 53'ü hiç kitap okumuyor

    türkiye'de sadece kitap okunmadığını düşündüren başlık. hayır hiçbir şey okunmuyor. ne gazete, ne makale, ne de dergi. hatta toplu taşıma araçları veistasyonlarındaki kuralların, yönlendirmelerin olduğu tabelalar, alınan ilaçların içindeki prospektürler, herkesin hak ve sorumluluklarının yazdığı anayasa kitabı hiçbiri okunmuyor.

    türkiye'de sadece kitap değil, yazılan hiçbir şey okunmuyor.

  • 40. cep telefonu rehberinde kayıtlı fantastik isimler

    taksici dayının telefonu çalar, arayan
    haysiyetsiz şerefsiz 1'dir.

    (bkz: adana'da sıradan bir gün)

  • 41. bulaşık makinesi teknolojisinin hiç gelişmemesi

    hiç birbirimiz kandırmayalım, hepiniz o makineye bulaşıkları dizerken, tabakları silip, suya tutup bardakları vs çalkalayıp tertemiz yapıp öyle koyuyosunuz. sonra makineden gelişim bekliyosunuz. bu kadar şımartılan ikinci bir beyaz eşya var mı acaba bir evde ? buzdolabına bişey koyarken dur azcık balkonda bekleteyim soğusun buzdolabına iş çıkmasın diyo musun? çamaşır makinesine gömleğini atarken dur şunu elde yıkayım kahve lekesini çıkarayım sonra atarım diyo musun? blender ın iş yükünü alıyo musun ?
    dua et götü göbeği salıp mutfağın ortasına kurulmuyo !

  • 42. akp'nin iktidarı kaybettiği günkü türkiye

    "gog ile birlikte 200 milyon kişilik bir orduya komuta edecek olan tomargah büyük ihtimalle akp olabilir."

    sesli güldüm.

    ulan hırsızdan, arsızdan, vatan haini namussuzdan tomargah mı olur? olsa olsa çomargahtır o.

  • 43. barış manço

  • 44. chp önünde kendini yakmak isteyen heykeltraş

    klasik ve rutin chp refleksi ile tiyatro olduğu öne sürülmüş ama bu eylem geliyorum demiş resmen.

    12 eylül 2015
    http://www.gazetemizmir.com/…7-milyon-nerede/11273/ linkinden;
    " projeye başlamadan önce kendisine iller bankası'ndan kredi çekileceği sözünün verildiğini ancak öyle olmadığını söyleyen heykeltıraş çiçen, "kavga dövüşten sonra projeyi yapmam için yalvardılar. öyle kabul ettirdiler. işe başladığımın 3. ayında bir başkan yardımcısı 'proje için ayrılan parayı çoktan bitirdiler' dedi. karşılıklı taahhütlerimiz vardı. sözler tutulmadı. zemin etüdü, altyapı onlara aitti. 60 gün zemin etüdü yapmadılar. kendim yaptırmak zorunda kaldım. sonradan bana yüz binlerce lira gecikme cezası kestiler" diye konuştu. eski belediye başkanı sıtkı kürüm'ün kendisinden sözleşmeyi iptal etme tehdidiyle 1.5 milyon lira borç aldığı iddiasına ilişkin de konuşan çiçen, "beni sıtkı kürüm ile bu olaydan 1.5 sene önce torbalı'da şantiyede çalışırken bedri serter tanıştırmıştı. 500 bin liralık ilk taksidi almaya oğlunun arabasıyla bedri serter geldi. sonradan diğer iki taksidi de kürüm'e makamında teslim ettik. kürüm parayı aldıktan sonra bana şantiyedeyken 'sen o parayı unut' dedi. sıkıntıdan 2 kez kalp krizi geçirdim. kürüm, 'bu paranın tamamını meclis üyelerine ve encümene dağıttım. bir kuruşu boğazımdan geçmedi. bunun üzerine su içeceksin' dedi. nasreddin hoca kafasını takamamamın sebebi budur" açıklamasını yaptı."

    21 mayıs 2016
    http://www.medyagundem.com/…-rusvet-rezaleti-cikti/ linkinden;
    "chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu’na antalya havalimanında “benim hayatımı mahvettiniz” diye tepki gösteren heykeltraş ragıp çiçen, izmir’in karabağlar belediyesine 1,5 milyon lira rüşvet verdiğini öne sürdü.

    çiçen, ofisinde düzenlediği basın toplantısında, karabağlar ilçesinde 250 hektarlık alanda sanatsal yapılar ve tematik oyun alanları yapmak için 3 sene önce sözleşme imzaladığını söyledi.

    zamanın belediye başkanı sıtkı kürüm’ün “iller bankasında kredimiz sadece 14 milyon lira. şu anda böyle bir projeyi yapma imkanımız yok. bunun bir bölümünü şimdi gösterelim. söz veriyorum 2014’ün 1 ocak tarihinde ek bir ihale ile gerisini halledeceğiz.” şeklinde söz vermesi üzerine 25 milyon lira bedelli iş için 11,5 milyon liraya sözleşmeyi imzaladığını öne süren çiçen, belediye başkan yardımcısının kendisinden ‘başkan senden 1,5 milyon lira borç istiyor’ diyerek rüşvet talep ettiğini savundu.

    çiçen, “(vermeyeceğim) demem üzerine yapımına başlanan rekreasyon alanı projesinin iptalinin söz konusu olacağını ve yatırdığım paranın yanacağını söylediler. mecburen üç taksit halinde 1,5 milyon liralık rüşvet verdim.” iddiasında bulundu"

    6 aralık 2016
    https://www.haberler.com/…et-davasi-9033338-haberi/ linkinden;
    "açılan kamu davasının görülmesine antalya 23'üncü asliye ceza mahkemesi'nde başlandı. davanın ilk duruşmasında 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan tutuksuz sanık ragıp çiçen hazır bulundu. kılıçdaroğlu'nun avukatı ise mazeret bildirdiği için duruşmaya gelmedi.

    mahkemede verdiği ifadesinde suçlamaları kabul etmeyen ragıp çiçen, 'ben kemal kılıçdaroğlu'nun baştan sona sahte ve kurmaca bir insan olduğunu düşünüyorum. hakaretse, bunu da ekleyin. sahte ve kurmaca bir insan olduğunu da ispat edebilirim. buna ilişkin delillerimi de sunacağım" dedi. söydedikleri ve yazdıklarının arkasında olduğunu belirten çiçen, eleştiri hakkını kullandığını söyledi. kendisine ceza verilmesi halinde bununla ilgili hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını da istemediğini söyleyen çiçen, 'çünkü ben suç işlemedim" dedi.

    kılıçdaroğlu'nu canlı yayına davet etti
    mahkemeye 7 sayfalık savunma dilekçesi ile 13 mart 2015 tarihli kemal kılıçdaroğlu'na noterden gönderdiği ihtarnamenin bir suretini de veren çiçen, yaşadığı mağduriyet nedeniyle herşeyini kaybettiğini iddia etti.

    12 mayıs 2017
    http://www.hurriyet.com.tr/…-bin-lira-ceza-40455580 linkinden;
    "chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu'na geçen yıl mayıs ayında antalya havalimanı'nda hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan heykeltıraş ragıp çiçen, 12 bin lira adli para cezasına mahkum edildi."

    3 ocak 2018
    http://www.star.com.tr/…igine-geldim-haber-1293319/ linkinden;
    "heykeltıraş ragıp çiçen: kılıçdaroğlu yüzünden atölyem battı, intiharın eşiğine geldim
    antalya’da yaşayan heykeltıraş, chp lideri kemal kılıçdaroğlu yüzünden 250 kişinin çalıştığı atölyesinin battığını, bütün mal varlığını kaybettiğini ve intiharın eşiğine geldiğini ileri sürdü."

    ve final 1 şubat 2018
    http://www.cumhuriyet.com.tr/…_yakmaya_calisti.html linkinden;
    "chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu tarafından dolandırıldığını iddia eden heykeltıraş ragıp çiçen, partinin genel merkezi önünde kendini yakmaya çalıştı."

    evet lan tiyatro!

  • 45. 30 yaş üstü erkeklerin mastürbasyon erbabı olması

    (bkz: seni sikerim çocuk)

  • 46. gümrük limitinin 30 euro'dan 22 euro'ya çekilmesi

    şu yurt dışından alışveriş işinin hikayesini yaz deseler yazdıklarımdan ortaya kalın bir roman çıkar. sene 2004 olması lazım, internet üzerinden alışveriş yapmaya çoktan başlamışım ama yaş küçük olduğundan yurt dışı alışverişe cesaret edemiyoruz. sonralarında ben parfüm, ayakkabı, kemer hastası olduğum için internetten farklı siteler bulmaya başladım. bu ilk bulduğum da dönemin vazgeçilmezi strawberrynet olması lazım. cesaret edip oradan sipariş verdim. o dönemler duty free'de bile atıyorum 200 lira olan parfümü belki 100 liraya alabiliyordunuz, bir de kargo ücretsizdi. daha sonralarında işin içinde kozmetik ve parfüm olduğundan burayı baya kadın da keşfedince bizimkiler gitti bir süre sonra siteyi komple yalan etti. sırf ülke sınırlarındaki fahiş fiyat çeken kozmetik mağazaları kazansın diye. adamlar türkiye'ye ürün göndermemeye başladılar.

    neyse dedim, o dönemde internetten ayakkabı almaya devam ediyorum ben. paypal falan serbest, herkes rahat rahat takılıyor. e-bay'den burada 3 katı para ödeyeceğim loaferları falan getiriyorum renk renk. gümrük vs. hiç sorun yaşamıyorum, önceden aklıma takılan tüm sorunları çözmüşüm. millet o zamanlar cayır cayır elektronik ürün alıyor tabi; parça parça bilgisayar toplayanlar, canı sıkıldıkça elektronik alan yığınla. amazon zaten tüm gümrük sıkıntılarını bizzat kendi çözüyor. neyse ilerleyen yıllarda türk insanı geç de olsa amazon ve black friday gibi kavramları öğrenmeye başladı, baya geniş kitleye hitap etmeye başladı. daha geçen sene black friday zamanı 30 saat uyumayıp bilgisayar bileşeni topladığımı hatırlıyorum. en son hatırladığım rakam olan 150 € limit, 75 €'ya düşürüldü. dediğim gibi önceden millet işlemci bile alabiliyordu limitler saçmalamadan önce. daha sonra 75 olunca millet yine ram vs. iyi kötü bir şeyler almaya devam etti.

    baktı ki millet hala almaya devam ediyor onu da 30 € gibi komik bir rakama düşürdüler. şuan 30 € karşılığında kulaklık, mouse ve mouse pad haricinde alabileceğin neredeyse hiçbir şey yok. bu donanımhaber'de çıkan referans olayı sonrası zaten ilgiler azalmışken bir de bu olay çıkınca millet komple işten soğudu. insanların o parça parça toplayıp fotoğraflarını çekip sevindiği makinalar bildiğin tarih oldu. bunlar yetmiyormuş gibi, devlet burada vergisinden geçirdiği e-sigara ve parçaları, likitleri gibi ürünleri gümrükten içeri sokmamaya başladı. türkiye'ye tüm siteler sorun yaşamamak için ürün gönderimini kapattı. niye çünkü beyfendiler normal sigara satıp ondan vergi alacaklar.

    şimdi de zaten bir şey alınılmayan, 30 € olan limiti 22 €'ya çekmişler. zerre umrumda değil, yazıldığı gibi fiyat kafa kafaya gelse bile gidin yurt dışından alın ama bu ortamın oluşmasına neden olan tiplere para kazandırmayın. adam 100 € olan kulaklığı burada 1500 liraya satmaya çalışıyor ve bunlar da onun arkasında duruyor. yemin ederim küfretmemek için zor tutuyorum kendimi. cidden bu ülkede yaşanmaz; herifler ne varsa içine ettiler, halkın faydalanabileceği ne varsa ortadan kaldırdılar. ulan ben 15 sene önce 150 liraya prada aldığımı hatırlıyorum. 22 € nedir, o zamanın parasının bile yarısı anca ediyor. tl zaten pul olmuş, adamlar artık alenen dalga geçiyor.

  • 47. cenk tosun

    kendine tukurmesi ile guldurmustur.*

    https://mobile.twitter.com/…818576005238789/video/1

  • 48. sol haber'in tcdd'yi eleştiri haberi

    nasıl bir haber lan bu. ne güzel işte çok talep olunca ikinci treni koymuşlar karaborsa olmasın diye. solculukla ilgisi olmayan saçma haberdir.