öğretmen düşmanları gelmeden yazayım
öğretmen olmak için
4 yıl eğitim fakültesi
staj
gk-gy sınavı
eğitim bilimleri sınavı
öabt sınavı
mülakat (darbe ve ohalin hediyesi)
aday stajyerlik sınavı
yani asil bir öğretmen olmak için tabiri caizse kıçınızı yırtmanız gerekiyor
yayınlanan yönetmelikte de 4 yılda bir öğretmenlere sınav + veli ve öğrenciler ayrıca ilgili müfettiş veya komisyonlar da kısaca alayı öğretmeni değerlendirecek bu ülkede profesör olmak için bile bu kadar engel yok gerçekten tebrikler size eğitim sisteminin içine ettiniz faturayı öğretmenlere kesmekle kafayı yediniz
dipnot : öğretmen mutlaka kendini geliştirmeli ve çağa ayak uydurmalı ilerlemeci eğitim felsefesini ve pedagojik yeterliliğini her zaman geliştirmeye açık tutmalı hiç bir şekilde bunlara karşı değilim özellikle yatan öğretmenlere şarttır! ama bunlardan önce yukarda saydığım dünya kadar sınav ve eğitim sistemi düzeltilmeli ki en son sıra bize gelsin öyle değil mi !
düzeltme : bazılarının gerçekten durumdan haberi yok ya da okuduğunu idrak edemiyor, bakın eleştiriyorsanız adam gibi eleştirin özelden saçma sapan mesajlar atıp insanın sinir katsayısınız yükseltmeyin burada dikkat çekmek istediğim nokta profesör olmanın öğretmen olmaktan daha kolay olduğu bir zamandan bahsediyorum bu kadar çileye ne gerek var ? mülakatı savunanlar var ben mülakata karşı değilim ama türkiye 4.sü arkadaşım mülakattan dolayı elendi (güya mülakat fetö/pkk vs elemek için getirilmiş başbakanın söylemi) ama meb bakanı da hayır yeterliliği ölçmek için getirdik diyor burda bile çelişkiler tutarsızlıklar varken mülakat sisteminin (torpil) sağlıkı işleyebilmesi ne kadar doğru, siz bilmezsiniz ama size söyleyeyim geçen sene gelen mülakat sisteminde mülakatı yapan komisyon içinde fetöcüler çıktı hadi bakalım terör örgütlerini eleyeceksin ama komisyonun fetöcü çıkacak, bana burda masal anlatmayın bir şeyleri anlamanızı beklemiyorum gerçekten bu durumu anlayacak olanlar bu yoldan geçenler olacaktır. ne 4 yılda bir yapılacak olan sınava, ne mülakata, ne de değerlendirmeye karşı değilim öğretmen kendini her daim geliştirmeli ve değişime açık olmalı yukarda da bunu dile getirdim benim bunlardan korkum yok ama kusura bakmayın bu kadar meşakate de gerek yok.
düzeltme ii : üniversitede zaten 3 dönem staj alıyorsun mülakatın nesini savunacağım ? danışman hocam ve bölüm başkanım işin ehli olan insanlar yeterliliğim konusunda bana olur raporu veriyorsa 3 dakikada yapılan mülakat ne kadar adil ve hakkaniyetli olabilir ki güldürmeyin adamı
düzeltme iii : yönetmelikte ayrıca diğer fakültelerdeki öğrencilerin de öğretmen olabileceği yazılıyor henüz okumadımbu doğruysa buyrun o zaman kına yakın herkes öğretmen olsun su ürünleri okuyan da öğretmen olsun, işletme okuyan da öğretmen olsun bu ülkede zaten herkes öğretmen herkes bir şeyler biliyor ama eğitim fakültesi diploması olan adam bi öğretmen olamadı.
düzeltme iv : bu ülkenin eğitim sisteminden de haberiniz yok öğrenci 9 zayıfla sınıfı geçiyor sırf veliler öğretmenlere kötü bir söz kötü bir değerlendirme yapmasın diye değerli öğretmenlerimiz de maalesef kapıda kalırım ya da yerim değişir korkusuyla öğrencilere şişirme notlar veriyor eee sonra eğitim sistemimiz süper ? öğretmen hani özerkti ? teogda 17 bin birinci var aman ne iyi sınavın güvenirlik, geçerlik, kapsamı nerde ? bir şeyleri biliyorsanız izah edin tartışalım üstün körü yüzeysel dışardan gördüğünüz gibi saldırmayın. yarısından çoğu takdir ve teşekkür veren bir eğitim sisteminde aleyna tilki tanınırken türkiye bayrağının sembolünü bilmeyen tanımayan gençlerle dolu!
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. öğretmenler 4 yılda bir sınav olacak
-
2. 11 haziran 2017 fenerbahçe beşiktaş sj maçı
tinerci algoritması:
1- (maç öncesi)biz bu maçı siklemiyoruz taam mı
2- (maç başlar, bjk öne geçer) futboldan sonra burda da feneri sikicez, babanız beşiktaş
3- (maç kafa kafaya gelir) aslan gibi mücadele ediyoruz, helal olsun cocuklar
4- (fener öne geçer) ülkerspor öne geçti, adamların bütçesi çok, aziz parayı basıyor
5- (fener farkı açar) parayı basıp takım kuruyorlar, bütçe meselesi, iyi bile dayandık, boşuna para harcıyorlar
6- (maç biter fener koyar) biz bu maçı siklemiyoruz taam mı? basketbol ne lan önemli olan futbol, su topunda da bizi yenersiniz siz heheh hadi onla övünün, bütçe bütçe bütçe,yiyorsa futbolda gelin len mq
dipnot: futbolda şampiyonluk sayısı: fenerbahçe: 19 bjk: 13+2 -
3. 11 haziran 2017 kosova türkiye maçı
melih gümüşbıçak'ın şimdiden ne kadar üzgün olduğunu tahmin edebildiğim maç. sonuçta arda arda arda arda arda arda demekten mahrum bu akşam.
-
4. sınava geç kalıyorsun sonra devlete kızıyorsun
bu sartlarda haklidir. benim alakam yok sinavla ama bana bile bellettiler 9:45 zimbirtisini. dassak gecer gibi inatla gec gelmek nedir. ben niye en siktirboktan vizeme bile gec kalmamisken bu eleman unv sinavina gec kalabiliyor? kaliyorsa da yapacak bir sey yok. bunun devlet yalakaligi ile alakasi yok. gotun yerse is hayatinda kritik bir toplantina gec kal. bu bir hayat disiplinidir. madem zaman konusunda sikintilisin telefonuna 5 ayri alarm kurup iki saat once geleydin guzel kardesim. gecmis olsun.
fav editi: sinav ondayken de gec kalmis ogrenci haberlerini izledik yillardir. kimligini unutan mi dersin, cebinde telefonla girmeye calisan mi dersin. mesele 09:45 meselesi degil. sinav aksam 8de olsun ona da gec kalan cikar. -
5. 5 bin tl maaş alıp lcw'den giyinen erkek
yok mu şu sözlükte şöyle tekstilden anlayan, ne bileyim mühendisliğini okumuş biri mesela?
neyse. baba mesleğim konfeksiyonculuk olduğu için dilimin döndüğünce ben anlatayım bari.
şimdi git lcw den 20 liralık bir tshirt al. sonra git çok kaliteli markadan 100 liralık bir tişört al. bunlar aynı tip ürünler olsun. basic tip. dikkat edilecek husus ise, etiketlerindeki kumaş türünün aynı olması...%bilmemkaç cotton falan yazıyo ya onu diyorum.
hah işte o iki tshirt ten biri (lcw olanı) en kalitesiz kumaş ve iplikten imal edilmiş olsun. diğeri de (100 lira bayıldığın) en kaliteli işçiliğe, kumaşa ve ipliğe sahip olsun.
en kalitesiz olanı 0,5 usd, en kaliteli olanı 2,5 usd ye imal ediliyor çinde. işçilik ve kargo dahil!!! ülkeye giriş fiyatı bu. nereden mi biliyorum? babam bu fiyatlarla rekabet edemeyeceği için kapattı atölyesini... sonra bu fiyatlardan "no brand" tshirtler getirtip üstüne baskı yaparak sattı pazarlarda...
"yok artık" mı diyorsun? sor google amcaya polo tshirtlerde kullanılan supreme penye kumaşın en kalitelisinin bir topu kaç lira ve kaç tshirt çıkıyor bu toptan diye...
lcw en kalitesiz ürünü üretiyor olabilir, ucuza satıp bir de sürümden kazanıyor da olabilir. 25 tl en kaliteli tshirt için bile makul bir kazanç getirir. lakin bir tshirte 100 lira bayılmanın herhangi bir izahı yok. gümüş iplikle dikilse bile o para etmez. götünüze giren kazıktan aldığınız zevk, kalite algısı yaratıyor zihninizde. hepsi bu.
5 bin de kazansam 10 bin de kazansam bir tshirt alacağımda verdiğim paranın karşılığını alıp alamayacağımı düşünürüm markasından önce.
evet 100 liralık tshirt yamulmuyor. tabi canım carbon fiber ya hani...
matka takıntısı olmayan, parasını kullanmayı bilen, kimsenin ne düşüneceğini sallamayan adamdır.
edit: o pahalı markaların kalıpları, kesimleri de güzelmiş. kalıp dediğiniz coca cola'nın sırrı gibi bişey mi? en beceriksiz terzi kalfasına götür o marka tshirt ü çıkartsın sana aynı kalıbı. -
6. insanı yavaş yavaş öldüren şeyler
geç kalmışlık hissi.
-
7. türkiye'de sanatın gelişmeme nedenleri
sina akyol, kısmi karşı-devrim modeli hakkında şöyle yazar kısa türkiye tarihi'nde:
"bütünsel kalkınma yerine maddi kalkınma modeli benimsenmiştir. yani, yol-baraj-fabrika-telefon-bilgisayar, petrol zengini kimi arap ülkelerinde olduğu gibi, önceliklidir. eğitim-bilim-sanat ikinci düzeleme itilmiştir. ntekim kısmi karşı-devrimin tipik devlet adamları mühendistir. bugün türkiye iktisadi bakımdan hayi gelişmiş, toplumsal ve kültürel bakımdan hayli geri olma dengezisliğini göstermektedir. sekiz yıllık zorunlu ilköğretim ancak ordunun zoruyla 28 şubat 1997'de gelebilmiştir."
şimdi buna şunları da ekleyelim, osmanlı imparatorluğu duraklama ve gerileme sürecindeyken sanatta zirveye çıkmıştı. türk şiirinin zirvesi şeyh galib 18. yüzyılda yaşadı, türk müziğinin zirvesi ıtrî 17. yüzyılda yaşadı.
yani bu işler ne yol-köprüyle ne fetih politikasıyla oluyor. orada başka bir damar var. sanata kıymet verilmesi. -
8. 4 yaşındaki çocuğuna bira ve sigara içiren anne
neden herkes çocuk sahibi olmamalı sorusunun en güzel cevabı bu videodur.
bu kişi annelik yapamaz, çocuk anneden alınmalı.
edit: bunun çomarlıkla falan bir alakası yok. o yaştaki çocuğa zorla din eğitimi vermek ne kadar yanlışsa bu da bir o kadar yanlıştır. -
9. sevgi ile aşk arasındaki fark
sevgi ısıtır; aşk yakar.
-
10. 11 haziran 2017 rafael nadal stan wawrinka maçı
rafael nadal'ın üfleyerek aldığı maçtır. wawrinka hiçbir şey yapamadı. 10. grandslami çok rahat kazandı nadal. nostalji tutkusundan farkında değiliz ama bizim nesil başarılı sporcu izleme konusunda efsanevi bir nesil. messi, ronaldo, kobe, lebron, federer, nadal... ileride bir gün bugünlere bakıp neler vardı bunlar sporcu mu diyebiliriz.
-
11. ekşi sözlük dışarı çıkmalık arkadaş veritabanı
burası biraz şey gibi olmuş
(bkz: bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız)
(bunca insan kadıköydeyse neden bunca insan sözlükte kendisine kadıköy'de dışarı çıkmalık taban oluşturuyor)
(müsadenizle ben size yine alakasız bir başlıkta alakasız bir şey anlatacağım)
dışarı çıkın dostlar. gidin oturun bi' kafede, bi' bira için. bi' kahve için. sokak kedilerine bakın, insanlara bakın. insanların yüzündeki telaşa bakın. kendinizle vakit geçirin. birine muhtaç değilsiniz, kendinizle vakit geçirmek yalnızlık değildir. yanında biri yokken de sen o oturacağın kafedeki içeceğin içeceği hakediyorsun. sürekli tek tabanca takılma elbet ama dışarı çıkmak için de yanında birinin olması koşulunu gözetme. bir kere dene, daha mutlu olacaksın.
edit: imla -
12. lys 2017
çıkınca berbat geçti dedim. annem içeride ağlıyor şu an. babam salak, gerizekalı, kıymet bilmez diye giydiriyor bana. annem "fen lisesi öğrencisi bu yaa!" diye iyice kahroluyor.
gülücükler eşliğinde sınava uğurlanan ben,"zekisin sen yaparsın" denen ben, şimdi gerizekalı,hayırsızım.
en son liseye geçiş sınavında da yapmışlardı bunu.koca sınavda sadece bir yanlış yapmıştım.yaz boyunca neden full çekemedin diye azarlamışlardı.
öldüm sanki. ölsem anca bu kadar ağlar bir insan. hayatım bitti, bir daha yüzüm gülmeyecek sanki.
teog sonucu gelince intihar eden çocuğu şimdi iyi anlıyorum. çocuklarınıza böyle yapmayın. -
13. bedelli askerlik
89 sporluyum.
2011 bedellisi muhabbeti başladığında şu anki 94-95 liler gibi biz de umutlanıyorduk. hani biliyorduk vurmayacağını ama işte umutlanıyorduk. ki sonuç beklediğimiz gibi oldu.
2014 döneminde ise bugünkü 91lilerin konumundaydık. vurmak zorunda diyorduk ama tam sınırdayız, vurmazsa tabiri caizse siki tuttuk diye düşünüyorduk. ve bu işin sonucunda o siki tuttuk da. 88liler kadar olmasa da bize de yıkımı çok büyük oldu bu işin.
şu son haberlerden sonra herhalde gelecek artık.
bu kez göbeğimi kaşıya kaşıya, ossura ossura süreci takip ediyorum.
geliyor gönlümün efendisi, biraz da bizim yüzümüz gülsün. -
14. motosiklet sürme isteği uyandıran şarkılar
7 sayfa olmuş hala yazılmamış.
https://www.youtube.com/watch?v=oa1v7ci28hi
kısa versiyon için: https://www.youtube.com/watch?v=0szbjpbvrzo
(bkz: the road to hell)
(bkz: chris rea) -
15. ösym'nin müfredatta olmayan konudan soru sorması
haklı isyandır.
ösym üniversite sınavlarında öğrencinin lise bilgilerini yorumlamalarını ister.
öğrencinin eğitim hayatı boyunca görmediği bir konu hakkında soru sormak saçmalıktır. "araştırsaydı" demek daha büyük bit saçmalıktır. her derste son 15 yılda müfredattan çıkan onlarca bilgi varken hangi biri araştırılacak yorumlanacak.
edit: gün içinde sorular için itiraz edilecek ve ilgili sorular iptal edilecektir. -
16. ekşi itiraf
keman çalmak için kendini paralayan bir oğlum var. henüz altı yaşında. yaşadığım yerdeki belediye dokuz yaş altına keman dersi vermiyor. çocuk konservatuarina yaşı tutmadigindan basvuramiyoruz. çok istekli, keman kutusunu açıp kemanı öpüp yerine koyuyor. keman videolari açıp calanlari taklit ediyor. sonra bakıp " anneee ne güzel çalıyorlar ben de öyle çalıcam" diyor. hem seviniyorum hem henüz ders alamadığı için üzülüyorum.
özel dersler çok pahalı. beni kat kat aşar o mevzu.
sabah dokuz yaşında uyanmak istiyormuş.
ulan lidyalilar nerden icat ettiniz şu parayı? -
17. türk halkını tehdit eden kürt milliyetçisi
'' ışid gibi constantin'e saldırdılar, allahu ekber allahu ekber, hepsini öldürdüler, şehri aldılar. terörizmdir bu başka bir şey değildir. ''
ulan orospu evladı sormazlar mı bebek katili kim, masum insanları bomba ile öldürenler kim, daha geçen gün aybüke öğretmeni şehit eden kim?
sizin ben kanınızı sikeyim diyeceğim de kansızsınız. ecdadını siktiklerim -
18. en yakışıklı hayvan
büyük bir takımın kalesini korumaktadır.
-
19. 1.55 boya sahip kızlardaki özgüven kaynağı
orta okuldayken çok hoşlandığım birinin sonradan gittiği fen lisesinde çıkmaya başladığı kızın boyu 1,55 vardı yoktu. üniversiteye başladığımda şöyle bir tanıştım hatunla. inanılmaz bir özgüveni vardı. cep fıstığı gibi bir şeydi. sonrasında evlendiler. adamın başından bir sürü şey geçti. büyük varlıktan bir dolu boğuşmayla geçen bir hayata evrildi. internetten takip ettiğim kadarıyla kadın hep kocasının yanında durdu.
demem o ki, bazılarındaki özgüvenin fiziksel görünümle alakası yoktur. insanın karakterinden, zekâsından, sevgisinden gelen özgüvendir. boyuyla alakası yoktur.
edit: asiri zeki arkadaslar pek cok varsayimda bulunup, özelden mesaj atmis. bir kisminin ciddi doktora gitmesi gerektigini düsünüyorum.
bilgi olsun diye ekleyeyim ki, millet laf yetistirmeye kasmasin. kimseyi stalklamiyorum (ayni sehrin insaniyiz ve babalarimiz arkadasti, o sebeple basina gelenlerden haberdar oldum, zaten karsilastikca sohbet de ediyoruz). zaten facebook'u hemen hic kullanmiyorum (yalnizca facebook üzerinden baglantim olan insanlar var ve mesaj alip verebilmek icin acik tuttugum bir hesabim var), instagram, twitter gibi platformlarda kullanicim yok, takip de etmiyorum. -
20. katar'da 500gr dost yoğurdun 17tl'ye satılması
bolgedeki sut urunleri imalatinin cogunlugu suudi arabistandaki fabrikalardan karsilaniyor, suudiler ambargoyu yapistirinca qatarda sut ve sut urunleri bulunmamaya basladi, turkiye;den ucakla yogurt gondermenin maliyetiyle suudi arabistandan tirla gondermenin maliyeti bir degil tabii ki , turkiyede 5 tl qatarda 17 tl o yuzden yani ama tabi bunu anlamak icin beyin lazim en basta...
-
21. caner taslaman
cemaati müslümin bir şey soracağım, bu adamın son ateist bükücü olduğunu ve bilimsel delillerle bizi çıldırttığını söylüyorsunuz ya, sizce biz gerçekten de bu adamın haklı olduğunu görüp, sırf inadımızdan 72 hurili grup sekslerden (göğüsleri yeni tomurcuklanmis diyor ama ben dolgun tercih ederim ayarlarlar herhalde), köşklerden vazgeçip sonsuza kadar götümüze kızgın kazık yemeyi göze mi alıyoruz?
ya da ikinci seçenek bu adam bizi bükmüyor, sadece görüşlerini saçma manipülatif ve salakça buluyoruz? sizce hangisi lan adam gibi?
edit: maalesef az önce laf anlatmaya çalıştığım kesimin laf anlamayacak kadar salak olduğunu fark ettim. kendisi halihazırda allah'tan daha etkili, sözleri kuran'daki yazılardan ya da hadislerden daha önemli görülüyor. yüzyıllardır olan çevirilerin tefsirlerin hadislerin heeeeeepsiii yalanmış taslaman doğruymuş. -
22. ateist bükerken dikkat edilecek hususlar
ve asla islam ile yönetilen ülkelerin içler acısı durumda olduğu gerçeğini tartışmayın, kıvrakça sıyrılmaya bakın. diye devam edecek nasihatler
-
23. küçük bilge acı içerisinde ölmek üzere
edit3: yazar olmayan hayvan dostları telefon numarasından bize ulaşabilirler.
barınaktan sahiplendiğimiz küçük bilge kanser çıktı. vajina tümörü varmış ve şu anda vajinası tamamen dışarı çıkmış durumda. yoğun kanaması var. altını saat başı bezlemek zorunda kalıyoruz. çok acil ameliyat olması gerekiyor ancak parayı toparlayamadığımız için operasyonu yaptıramıyoruz. duyarlı ve imkanı olan kişilerin ufak da olsa bir yardımları dokunursa kızımızın hayatı kurtulacak. yardım etmeyi düşünenlere kliniğin adını, bilgilerini ve hesap numarasını özelden verebiliriz. bölgenin fotoğrafını da özelden paylaşabiliriz çok kötü durumda olduğu için buraya koyamıyoruz. bir canın kurtulmasında sizin de payınız olsun.
edirne'de ikamet eden öğrencileriz ameliyat masrafı için yeterli miktarımız yok. duyarlı hayvansever kişilerden, dostlardan destek bekliyoruz. minik patili yavrumuz gözümüzün önünde eriyor...
ameliyat, tahliller ve daha sonraki tedavi aşaması için takriben 2000 tl civarı bir ücret karşımıza çıkmış durumda.
telefon numarası: 05389306620
edit: hesap bilgileri:
hesap no: 5167400038941043
iban: tr 86 0013 4000 0128 4555 4000 01
denizbank
alıcı ismi: nazlı özerdal
fotoğraflar:
https://i.hizliresim.com/6xqgx7.jpg
https://i.hizliresim.com/y3m9ey.jpg
https://i.hizliresim.com/zbgq36.jpg
https://i.hizliresim.com/wq4rq2.jpg
edit2: ameliyat sonrası makbuzlar dahil sizler tarafından istenecek her türlü bilgi paylaşımı başlığın ilk entry'sinde güncellenecektir.
edit4: kıymetli dostlarım köpeğimiz için yarın akşama doğru hesabımıza yatan meblağ hakkında bilgilendirme editinde bulunacağım. hafta sonu olduğu için şu an hesapta hiçbir hareketlilik yok. -
24. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden
sivgilinin hizirlidigi mihtisim kihvilti vi bilkindi yizi birlikti mirhibi dimik.
-
25. edebiyatta en başarılı millet
nazımda farslar, nesirde ruslar.
-
26. 1 liran var mı yolda kaldım da
binbir türlüsüne rasladığım dilenci tipi.
aksaray'dan metro ile otogara giderken, aynı vagona düştüğümüz, elinde zamanın son moda iphone'u ile gayet tikican gözüken bir kız elinde ki poşet ile dikkatimi çekmişti. hatta göz göze gelmiştik. derken ikimiz de esenler otogarında indik, ben istanbul seyahata bilet almaya gittim, arka tarafa çıktım sigara içerken, bu kız köşede zemin katta kalan tuvalete doğru gitti. 5 dakka sonra üstü başı yırtık pırtık maskesi bi kadın geldi elinde bi kutuyla, dilenci. şöyle dikkatli baktım, gözlerine bi baktım, o kız o kız. vay anasını millet ne işler yapıyormuş deyip ağzım açık kaldı. -
27. tecil muaf bedelli hariç
askerliği iş bitirme, amirlere saygı olarak görüyormuş da insanlara çok şey kattığını düşünüyormuş yarrama bak. o zaman kadınların hiçbiri askerlik yapmadığı için amirlere saygıyı falan öğrenemediğinden dolayı işe alınmaması lazım. bir yandan apaçık cinsiyetçilik de içeren bir açıklama bu. umarım iş hayatında daha fazla barınamaz bu şerefsiz adam.
-
28. survivor 2017
bu sene tam anlamıyla bir "berna keklikler ile delirmeceler" izliyoruz. sürekli röportajlarda onu izliyoruz, oyunlardan önce ve sonra sürekli ona söz veriliyor, ada hayatında sürekli kendisi göz önünde, güzellik yarışmasında nasıl birinci olduğunu falan anlatıp duruyor çünkü ucuz ve basit hayatındaki tek başarı bu. yazık.
acun, bu programı yıllardır izliyorum. artık bir değişikliğe gitmenin vakti geldi ne dersin? sabriye ve berna gibi tamamen içi boş bir yarışmacılıkla yalnızca sürekli kutsallaştırılan "halk takdiri", "halk iradesi", "halk desteği" vb. saçmalıklarla oyunda kalabilen iki yarışmacı var. berna ve sabriye. ben ve eminim ki benimle birlikte bir kamyon insan bu işten artık sıkılmıştır.
performansın adada kalmaya hiçbir etkisinin olmadığını bu yıl sabriye ve berna çok iyi gösterdi. sabriye olayına girmeyeceğim fakat berna görece güzelliğiyle, şovmenliği, mimikleri tripleri ses tonu vb. görselliğe ve hitabete dayalı "triplerle" ve önceden popüler olduğu yarışmadan bakiyye olan destekçi kitlesiyle bir bok yemeden bugüne değin geldi.
yarışmanın başında kendisini çok takdir ediyordum. gayrı sporcu bir kimlikle buraya kadar gelmiş oldukça da başarılı olmuştu. hem hız ve güç parkurlarında hem de bulmacalarda gayet iyiydi. sonra ya bu kadar mücadele etmenin gereksiz olduğunu düşündü ya da gücü gerçekten bitti, işi tamamen şovmenliğe vurmaya başladı. acun da sanıyorum ki izlenme kaygısıyla sürekli onu göz önünde tutuyor. yemin ediyorum sıkıldım artık bu gurbetçi kızının güzelliği ve şımarık tavırlarıyla ön plana çıkartılmasından.
e o zaman karizmasına, tavırlarına, oyunculuğuna ve zekâsına güvenen herhangi bir şahıs demek ki bu soyut kavramlarla son 5-6-7 kişiye kadar kalabilir? bakınız berna keklikler adlı çoktan gitmesi gereken yarışmacı. ama neden gitmedi, sürekli dilden düşürülmeyen ve kutsallaştırılan "halk desteği", "halk takdiri", "halk iradesi", "halkımızın oyları"... e birader o zaman sen seçmece 20 kadar yarışmacıyı bir eve doldur onların ev ortamındaki hayatları üzerinden oy almalarını sağla. güneşte sıcakta adada ne koşturup aç bırakıyorsun insanları.
sabriye örneğini de ele alalım, "doğal", "tatlı", "sevimli", "çok delikanlı kız", "hakkı yeniyor", "adem ile çok sevimliler" gibi saçmalıklarla bugüne kadar tutuldu. allah'ı var her türlü oyunda atışları mükemmel de bu mudur yani?
pınar gitti bu yarışmadan, kendisinden hiç hoşlanmamış olsam da tuğçe gitti, volkan gitti anıl gitti. bu insanlar kaldı.
bence seyirci daha fazla aptal yerine konmadan bu sistemde mantıkî bir değişikliğe gidilmesi şart. acun ve âvâneleri beni sallar mı? hiç sanmıyorum. sağlıcakla. -
29. 30 yaşında işi evi arabası olmayan bekar erkek
benim bu erkek. 30'a ramak kaldı evim yok işim yok araba hak getire.
intihar mi ediyoruz yoksa siz öldürüyor musunuz? -
30. 09.45 ösym kazığı
biz zamanında en azından bir gün önceden gider sınava gireceğimiz okulu bir görürdük. sınıfa çıkar, sıraya bakardık. çocuklar şimdi sınavın kaçta olduğunu bile bilmiyor.
-
31. gelmiş geçmiş en güzel metal albümü kapakları
-
32. bir ilkokulun öğretmen maaş listesi
#68751514
walla, pek tarzım değildir linç etmek; sözlükte o kadar öğretmen varken bana da düşmez hani! ancak;
bu göt kırığı "okulları kapatalım evde eğitim verelim, öğremenler işsiz kalsın bla bla" diyor! sen, götü boklu veledini evde zapt edebileceksen bence de kapansın.
amq medrese maymunu... zaten derdiniz imamınınız bu! okullar kapansın, medreselerde çoluk çocuğu elleyelim derdindesiniz!
bu gerizekalının çocuğunu eğitmek için dirsek çürütecek öğretmene de acıdım.
şu zavallılık örneğine bakın; bu ülke niye bu halde ibret alın. -
33. ilber ortaylı'nın çomara bağlaması
adam avrupa birliği ülkelerinin ortak paydasının sadece coğrafi konum olduğunu söyledi. fransa ile ilgili konu kendisinin değil, adını verdiği ama benim unuttuğum bir italyan arkadaşın söylediği bir şey. aynı arkadaş akdeniz ülkeleri arasında bir birlik kurulmasının daha faydalı olduğunu söylemiş.
kulaklara bir baktırın isterseniz. yeri değişmiş olabilir. -
34. pkk elebaşlarının kız kavgası
70ine merdiven dayamış dağ maymunlarının kuzey suriye ganimetleri 17lik kızları haremine alma kavgası.
sübyancı köpekler ya http://www.milliyet.com.tr/…in-kiz--gundem-2466428/
bu da şahitlerden önceki tecavüzler;
http://www.hurriyet.com.tr/…avuz-hikayeleri-3886942
(bkz: kürt kızlarını özgürleştiriyorum)
sözlükteki dişi hdpkk militanlarını da kandil'e davet ediyorum, kırbacınızı, jartiyerinizi alın gidin. buruşmuş kırrolar sizi bekler. öyle sözlükte kuru kuruya ahkam kesmek olmaz erkekler de kızkardeşlerini göndersin. önderliğin tercihi bilhassa 17 yaş altı. -
35. matematikçiler dinlerin yok olacağını öngörüyor
bunu bilmek için matematikçi olmaya gerek yok. apodeictic bir durum zaten. eskinin dinleri şu anda mitoloji olarak anılıyor. şu andaki dinlerin de bir süre sonra mitlere karışacağını düşünürsek yeni dinlerin ortaya çıkması ve inanan insanların olması gerekir. fakat dinlerin önceleri nasıl yayıldıklarını biliyoruz ve şu anki insanoğlu medeniyeti yeni dinlerin yayılmasına müsade etmez. dinler dinler diye bahsettiğim şeyin bir çeşit insan uydurması şeyler olduğunu söylememe gerek yok. insanoğlu tarihte hiç olmadığı kadar gelişti. tip 0 medeniyet olarak bahsedilen medeniyetimiz tip 1'e geçiş aşamasında. yani insanoğlu son 300-400 yılda adeta bir sıçrayış yaşadı. şu anda uzay çağına giriyoruz. bu gelişmeler üssel olarak arttıkça karşısında batıllar tutunamazlar.
edip: imla. -
36. türkler arapların anadolu'daki uzantısıdır
bugun turk diye bildigimiz millet cogunlukla turkce konusan, asimile olmus romalilar, ermeniler ve diger kadim anadolu haklaridir. geri kalani yogunlukla horasanli veya kafkasyalidir. arap genleri yuzde bes civarindadir
bu milletin en buyuk ozelligi ise butun atalarindan yuz cevirip, onlara hergun kufur ederek turkluk idealine ulasmalaridir. -
37. ıssız adam'daki ada'nın haksız olduğu gerçeği
bu filmi bir kaç defa izledim ve her defasında bu kanaate vardım.
kimse kusura bakmasın dost acı söyler, bu filmde ada türk kezbanizmin geldiği son noktayı temsil ediyor.
daha filmin başında kitapçıda, adamın sana yürüdüğü belli, peşinden geliyor sana birşeyler diyor, sen ne yapıyorsun ada? adama kinayeli ayar vererek daha ilk yeşil ışığı yakıyorsun. üstüne adam sana aradığın kitabı hediye ediyor alıyorsun, adam senin dükkanına kadar geliyor gık demiyorsun.
sonuçta adamın olayı belli, tam bir görev adamı tuttuğuna saplıyor, pancar motoru gibi çalışıyor, hollanda'dan ithal holştayn boğası gibi herif, bi nevi hilti gibi bir görevi var bu hayatta.
kaldı ki ada sen bunu tespit ediyorsun, adamın boşandım çocuğum var yalanını buluyorsun, erkeklerin hatun avlamak için buna benzer acitasyonlar yaptığını yüzüne vuruyorsun,
"yemezler!" diye adama rest çekiyorsun, adam da "yemiş gibi duruyorsun" diyerek kontrayı çakıyor sana.
sen napıyorsun ada, adamsa notunu hayvansa otunu vereceğine aynı gece adamı arayarak özür diliyorsun. o zaman sonuçlarına katlanacan aga.
hadi diyelim bunlar hayatın olağan akışına uygun, adam seni punduna getirdi, sen de kalbini kaptırdın. ulan ilk gece yemeğinde hemen sevişmenin ne lüzumu var.
hadi diyelim bu da normal olağan şeyler, adamın annesini karşılamaya niye gidiyorsun. daha bir ay olmuş üstüne annesiyle düğüne gidiyorsun.
klasik evlenecek kadın girdileri yapmaya hemen başlıyorsun. karşındaki adamın nasıl tehlikeli olduğunu bilerek bütün ofsaytlara düşüyorsun.
sonrada "ada ben ayrılmak istiyorum" finalinde, triplere girip, şok oluyorsun.
kusura bakma da ne olacağını bekliyordun e be kezban?
filmin son sahnesinde ada hala bi umut adama sarılıyor, peki bizim görev adamı ne yapıyor, çok duygulansa da karakterinden zerre ödün vermiyor ve çekip gidiyor.
adamı bu görev bilincinden dolayı kutluyorum. -
38. derin web'te bulunan mosh pit videosu
(bkz: gerçek metal bu değil)
-
39. keşke açık giyinmeseydi şehit sevabı kazanırdı
müminlik tam da budur. babaannem bir eve başı açık bir kadın girdiği zaman o eve meleklerin girmediğini söylerdi, buna inanırdı. bunu evimize giren başı açık misafir, akrabamız, aile dostumuz kadınların yüzüne de söylerdi; yaşlılığına verip gülerlerdi. ama sünni islam buna inanır, kadın bunu uydurmuyordu. inancı böyle söylüyordu. babaannem 26 sene önce öldü ama düşünceleri iktidarda. rahmetli bugünleri göremedi.
-
40. 11 haziran 2017 söğütlüçeşme metrobüs kazası
öncelikle geçmiş olsun diyelim masumlara.
(bkz: açlık kan şekeri) nedir bilmeyenlerin oruçla ne alaka yaa diye dövündüğünü de gösteren kazadır.
(bkz: alkollü araç kullanmak) sebebiyle kaza yapana da alkolün ne alakası var, alkolsüz de kaza yapılabilir ki diyor musunuz?
şoförün algılarının oruç yüzünden zayıflayabileceği gerçeğini görmezden gelebiliyorsanız belli ki siz de oruçsunuz, beyinize şeker gitmiyor.
oruç bir adamın istanbul sıcağında o kadar yolcunun sorumluluğunu alması sorumsuzluktur, alkollü araç kullanmaya benzer. aksini iddia edenin biyoloji bilgisi sıfırdır.
not ekleyelim: tabi ki kazanın sebebi oruç olmayabilir. ancak alkollü bir şoförün yapacağı bir kazanın sebebi de alkol olmayabilir. alkolsüz veya oruçsuz kişiler de kaza yapar. burada önemli olan oruçla ne alakası olabilir ki? gerzekliğini yapmamaktır. -
41. aybüke yalçın
nerede lan bu barış isteyen dallamalar ? hepinizin belasını sikeyim. beş para etmeyen, sıçan gibi yaşayan, iki yüzlü şerefsizsizsiniz hepiniz.
ayrıca terör bitecek diye referanduma gidip siyasi rejimi değiştiren siyasal islamcılara da sormak istiyorum, memurunu koruyamazken mi bitecek lan bu terör. -
42. microsoft'a maykrosoft diyenler
burger king'te whopper menüyü 'vapır' diye telaffuz eder.
-
43. istanbul metrosundaki tacizcinin ifşa edilmesi
darısı nice ifşalara diye oh olsun çektiğim ifşadır.
tam olarak aynısını yaşadım ve sesimi çıkaramadım.
çareyi dolmuştan inmekte buldum.
tepki bile gösteremedim çünkü konduramadım.
ama yaşattığı iğrenç hissi kelimelerle anlatmam mümkün değil.
susmamak lazım işte.
biz sussak da, o an kitlensek de başkaları susmasın.
görüntüleri görünce bile midem kalktı.
dava mı açıyolar ne bok açıyolarsa açsınlar yüzü dahil her yeri ifşa olsun pislik torbalarının. -
44. gal gadot
hoş ile enfes kadın arasında bir yerlerdedir.
cebimdeki son parayla, kendisine kestane alabilirdim. -
45. türkiye komünist partisi
bu erkan baş sevenler derneği'nin "satırladık, bir kişinin elini kopardık. bir tkpli boynundan ağır yaralandı bir diğer tkp'liyi de kolundan ağır yaraladık ama bir sor niye" eşiği inanılmaz. lan satır bu satır. satır faşistin elinde olur. nokta
-
46. rafael nadal
federer ve nadal güzel adamlar. uzun yıllardır takip ediyorum, raket kırdıklarını, ikili polemiğe girdiklerini görmedim.
sporcunun ahlaklısı adamlar. bizdeki mallar gibi değiller. hayat düzenleri var. şımarıklık yapmıyorlar da.
en büyük tartışması yersiz ve gereksiz. ikisi de güzel, ahlaklı sporcu. -
47. bursa anadolu kız lisesi'nde neler oluyor
akp'nin eğitim politikası;
-bizim palazlandırdığımız feto'nun darbe yapmaya kalkışması olan 15 temmuz'u yaşa ve yaşat. panolara tank resmi koy.
-chp'li öğretmenleri tespit et ve sindir.
- akp'li olan düşük kalibreli öğretmenleri olabildiğince ataturkcu egilimi olan liselere yerlestir ve propaganda yap.
- sorgulamayan ama yaptığı işte iyi olan bireyler yetiştirmeye çalış (teorik olarak imkansız).
- hayalindeki efendi, dindar, baş kaldırmayan, mütevazi gençler yetiştirmeyi hedefle. bunu yaparken akp propagandası yapmayı unutma.
- yenilik ve farklılıklara müsade etme.
- propaganda yap.
- tekrar propaganda yap.
not: eğitim sistemi gerçekten kotü. liseye giden kardeşimin dersleri benim lisede gördüğüm derslerden cok daha kolay ona rağmen öğretemiyorlar. yalnız şöyle bir şey var. somut eğitim araç gereçlerini iyi tedarik ediyorlar. kitaplar, derslikler, okullar gayet iyi koşullarda. kaynak yaratıyorlar. şartlar gayet elverişli. zaten egitimle ilgili basarilardan bahsederken tablet mablet verdik diyorlar. materyalle bu iş olmaz. almanya'da hâlâ kara tahta tebeşir kullanılıyor. -
48. türkler ve türkiye avrupalı değildir
ülkedeki kültür endüstrisinin ekmek yediği tek saha, ürettiği yegane şey işbu şablonlardır; hatta gel zaman git zaman, mesaisinin cüz'i bir bölümünü değil, tamamını şablon fetişizmine gömebilir bu münevver sanayimiz, çünkü üretebildiği pek başka şey yoktur. yeri gelir "batının ilmi", "doğunun maneviyatı" şablonunu tekrar eder, alkış alır. yeri gelir kendini birden asyalı görür, dinleyicileri fenafillaha erdirir (çin medeniyeti de aguşunu açmış beklemektedir ya hani?); karşıda düşman ve homojen bir "batı" tasavvur etmesi bir yana, yekpare bir "biz" de bulunmadığını anlayamaz. böylesi mutlak yorumları nasıl yapabildiği, her bir cüzünden alamet-i farika fışkıran, birbirine benzemeyen birimlerin örgütlenmesi olan o muazzam kompleksiteyi nasıl olur da tek bir şablona oturttuğu üzerine düşünmez, çünkü alışılmış paketlerin pazarı büyüktür, ucuz duygusallık da hamurumuzdur. şablonculuk cevherinin özü, pek öyle farklılıklar içermez, farklılık ihtilaftır zira; kültür kitabımızın yaprakları battal gazi film dekoru gibi olmalıdır illa ki.
annales okulunun halen akdeniz tezi kabul gören büyük tarihçisi henri pirenne, eserinde* örneğin güney fransa'da bile demografik açıdan anlamlı sayıda ortadoğulunun bulunduğunu, ortadoğu ile avrupa'nın birbiri içine geçmiş olduğunu yazar (kaldı ki tüm metni de din ayrımları haricinde keskin bir ayrımın bulunmadığı, kültür kaynaklarının coğrafyanın tamamına dağılmış halde bulunduğu üzerine dayalıdır.) daha erken dönemde roma'nın suriyeli generalleri, imparatoru bulunuyor. bu öyle bir dönem ki karl jaspers'a* göre günümüz medeniyetinin, algısının, kültür dünyasının bütün temellerinin icat edildiği çağ; buna axial age der jaspers, m.ö. 800-200 arasında günümüz dünyasının tüm kültür temelleri icat edilmiştir aslında. şimdi bile konuştuğumuzda dahi farkında olmadan axial age göndermeleriyle konuşuruz, kültürümüz o çorbadan çıkmadır. bu dönemde ise "avrupa" yoktur (sözcük olarak da yoktur), daha yeni icatlarımız olan "ortadoğu" ise hiç bulunmaz. illa ki benzemezlik arayacak isek, aslında kafa olarak günümüzde ortadoğu, avrupa, kuzey afrika olarak toplayıp çıkardığımız coğrafya ile hindistan ve çin arasında (coğrafyanın da etkisiyle) büyük farklar bulunur (hatta bu farklardan bazıları için (bkz: #66941015)
bu ayrım ve şablonların kabareye döndüğü bazı noktalar da var hatta. bizim pek sevdiğimiz 'yerliciliği', başka kamera açılarıyla yapanı var; örneğin grafton elliot smith, 1930'lu yıllarda tüm medeniyeti batının kurduğunu söyleyen biriydi ve en büyük argümanı da mısır medeniyetiydi. tarıma, sanat eserlerine, hikaye ve mitlere bakınca her yerde mısır medeniyeti'nin izlerini görüyordu ve batının doğuya olan üstünlüğü olarak kabul ediyordu bunu (buna göre çin her ne almışsa batıdan çalmıştır, "batı" ise özünde mısır, "ortadoğu" oluyor, şaşırabilirsiniz.) hatta elliot smith'e göre hepimiz kültür kaynağı olarak mısırlıyız aslında, yani batılıyız! (mısır medeniyetini abartarak çin medeniyetini gömen bu tezlerin artık kabul görmediğini ayrıca yazmama gerek yok sanırım.) 1930'lu yılların başka açıdan şablonculuğunu yansıtan bu örneği verme sebebim, şablon kullanıldığında bile bulunduğumuz coğrafyanın hiç de batıdan kopamadığı.
islamın ortaya çıkışıyla beraber kendimizi avrupa'dan* topyekün farklı, nev-i şahsına münhasır görmenin siyasi ideolojiler açısından pratik faydası çok fazla var elbette (tüm tartışmanın başladığı ve bittiği yer de burası aslında.) ancak şablona sokulmak gerektiğinde bile kaçınılmaz olarak o nefret ettiğiniz, tiksindiğiniz batıya ucundan kıyısından dahil olabilirsiniz. bunu daha açıklayıcı bir modelle ifade edenler de var, örneğin ian morris, eserinde* milattan önce birinci yüzyılda roma'yı batının merkezi kabul ederken, m.s. 800'lü yıllarda ise batının merkezini islam dünyası olarak kabul eder; kısaca güney avrupa, 800'lü yıllarda islamın doğuşu ve büyük bir imparatorluğun tezâhür edişiyle birlikte batının merkezi olmaktan periferiye, yani merkezin dışındaki çevreye düşmüştür. bu coğrafyada şehirleşme, ticaret, kültür nerede deviniyor ise "batı"nın merkezi orası olmaya başlar, ama bu kalıcı değildir, merkez ve çevre değişen şeylerdir. ancak buna göre de islam dünyası batıya düşüyor, "doğu" ise hint ve çin medeniyetleri. ezcümle, şablonculuk sektöründen de siyasi ideolojilere hayır gelmeyebilir.
peki neden bu kadar bayılıyoruz karmaşıklığı temsil etmesi mümkün olmayan, başlangıç güdülenmesi olarak da yanlış olan bu şablonlara?. çünkü nefret, şablona sokunca çoğalan bir şey. nefreti, "biz başkayız" böbürlenmesini siyasi gündemler-ideolojiler uğruna dolaşıma sokmak için de pek çok şeyi atlamak, sadece seçtiklerini göstermek*, yeri gelince tribünlere oynamak, duygulardan güç almak gerekiyor. çünkü keskin bir şablonda kendini konumlandırmak için illa ki diğerlerinden kendi şablonunu ayrıştırması, başkalarını insanlıkdışı olmakla etiketlemesi* gerekiyor. bunun için ise kendisini övecek, bütün diğerlerini ise küçümseyecek moleküler boyutta sebepler arayıp bulmaktan imtina etmemesi gerek; bunu yaparak bir bakıma ford model t'yi baz alarak günümüz otomobil endüstrisini aşağılar gibidir. zaman-mekan sıkışmasının olduğu, yani bir mekandan başkasına verili zamanda artık hudutsuz ölçüde hızlı gidebildiğimiz ve coğrafyanın etkisinin azaldığı bir çağda, bunca iletişim aracına rağmen şablonculuğunu bir asır evvelindeki formatla devam ettirmek belki de bu geleneğin kaderi. -
49. ramazanda şans oyunları yasaklansın
zorla mı oynatıyorlar, isteyen oynar, istemeyen oynamaz. neyi yasaklıyorsunuz?
-
50. uğur meleke'nin mükemmel arda turan yorumu
abi haksızlık etmeyin. acun'un şarkı vs. bilimum programlarına onun kadar katılan oldu mu? barcelona kulübünde oynarken, barcelona'dan çok istanbul'da kebapçı, lokanta açılışlarında zaman geçiren oldu mu? kendi ifadesiyle günde 1500 kişiyle mesajlaşıyorum derken, onun kadar mesajlaşan oldu mu? üstüne yürümediği mahalle kızı kalmayıp, iyi imaj çizmek için umreye gidiyorum diyen oldu mu?