Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. türkiye'nin ilk başörtülü başsavcısı

    islam'a uygun olmayan durum. kuran'da şahitliği erkeğin yarısı sayılan düşük insan olan kadın islam'a göre hakim savcı olamaz. bu gayri islami kararı kınıyorum.

  • 2. whatsapp

    çevrimiçi özelliğini kaldırarak medeniyet yolunda önemli bir adım atmıştır.

  • 3. fransız gitaristi şaşırtalım kampanyası

    bir üst entrydeki bedevi arkadaşı siklemeyip, gereken desteği verdim.

  • 4. sağcılarla solcular arasındaki en büyük fark

    sağcıların türkülerinde akışına öldükleri ırmaklara derelere hes yaparlar, o ırmaklar, dereler sermayeye peşkeş çekilmesin diye solcular ölürler...

  • 5. imamoğlu'nun adalarda protesto edilmesi

    protesto eden kişinin “ufak tefek sabıkası olanları da işe almıyorlar.” beyanıyla ekrem imamoğlu’nun ne kadar doğru bir iş yaptığını tescil ettiği eylem.

  • 6. survivor 2020 ünlüler-gönüllüler

    barış'ın, elif'in ya da yasin'in yaşadığı hayatı cemal can yaşasaydı; üstünü başını yırtarak, ağıt yakarak, ağlaya ağlaya anlatır, sonunda da bayılırdı.

  • 7. sezen aksu'nun azalarak bitmesi

    kendini azalarak bitirtmesi olarak değiştirilmesi gereken tespit.
    (bkz: 12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu)

    bunun sonucunda kendine ne hükümet kanadında, ne de muhalifler arasında yer bulabilmiştir.

    üstüne üstlük sezen aksu, ister kabul edin ister etmeyin, türk pop müziğinin mafyası olmuştur. istediğine şarkılarını verip meşhur etmiş, istediğini sırf kendi kişisel meseleleri yüzünden piyasadan silmiştir.

    azalarak falan değil, n'olur bi' anda bit sezen.

  • 8. 19 haziran 2020 istanbul yağmuru

    ekrem imamoğlu bereketiyle geldi. istanbul'un barajları doluyor. yeşil toplar üzgün. yeşil toplar mutsuz.

  • 9. f/p oranı en iyi telefon

    evet arkadaşlar 4 senelik iphone alıp 150 liraya ekranını değiştirip kullanalım ne gerek var yüksek çözünürlüklü tam ekranlara ve az enerji harcayan 7nm işlemcilere.

    edit 1: mesaj kutumu baya yeşillendiren olmuş arkadaşlar ben apple cihazlara laf söylemedim burda.iphone xs 11 alanlara her hangi bir lafım yok o tamamen tercih meselesi ben 0 telefonlar varken 4.yaşını bitirmiş 5.yaşına gelecek telefonun ikinci eli önerildiği için laf ettim iphone 6s yerine s7 edge önerilseydi de aynı lafı ederdim.arabadan anlayanlar şöyle düşünsün belli bir paranız var alacağınız arabaya uzun süre bineceksiniz bayiden 0km golf mü alırsınız yoksa 7-8 yaşında yanlamadığı cadde sokak kalmamış boyana boyana taklacı kuşa dönmüş 200 bin km üstü f30 kasa bmw mi alırsınız ?

  • 10. 19 haziran 2020 whatsapp son görülme sorunu

    son görülmesi kapalı olanları ilgilendirmeyen sorundur.

  • 11. jahrein

    oyun oynuyor kendisi. beyin yerine sünger barındıran bir kitle tarafından da izlenip finanse ediliyor. 3 lira 5 lira neyse işte. biz cep harçlığımızla atari salonuna oyun oynama giderdik, zamane çocukları paraları bunun gibi yayıncalara yedirip kendileri izlemeyi tercih ediyorlar.

  • 12. yormayan kadın

    erkekler tarafından dünyada bulunmadığı iddia edilen ama bulunduğu zaman ise sırtına bindikce binilen kadındır. halbuki bu dünyada vardırlar. sevdiği adam için bir çok şeyi göze alan, fedakarlık yapan, gerektiği zaman onun yanında güçlü bir şekilde duran, sevdiği adam düştüğü zaman onu kaldıran kadınlardır bunlar. gerekirse sevdiği adamın ayağına giden, parası olmadığı zaman cebindeki parayı paylaşan, onun güçlü olmasına gerek olmadığını bilen kadınlardır. fakat sonucunda her zaman için kolay kadın olurlar. ne olursa olsun benim yanımda olacak kadın denilip, hiçbir şekilde bu kadına özen gösterilmez. günün birinde bir başkası kendine tercih edilir, tercih edilen kadın ise kendinin tam tersi özelliklere sahiptir çoğu zaman için, üzüntüsünü bile öylesine kendi halinde ve öylesine güçlü bir şekilde yaşar ki yaptığı her şey asilce olur. sorumluluğu üstüne alacak kadar asildir "ben yaptım, ben yaşadım, kimse beni zorlamadı." diyecek kadar da ilişkisine sahip çıkan kadındır.

    günün birinde kıymeti bilinir mutlaka ama bu genelde çok geç gelen bir kıymettir. erkek bir kere böyle sevildiği için bunu yeniden bulacağını düşünür ama gerçek dünyanın pek öyle olmadığını zamanla anlar. kadının kaybettiği bir şey yoktur aslında. en büyük kaybı hayatına almayı seçtiği ve onu değersiz gören adam yaşamıştır aslında. çünkü günün birinde bu kadın yine sevecektir. dilerim günün birinde kendini yormayan o adama denk gelerek çok mutlu olur. mutlu olmayı en çok hak eden kadınlardan biridir.

  • 13. hamilelerdeki ben süper bir şey başardım bakışı

    yazarın anlatmak istediğini ben anladım.

    eli sürekli karnında gezen, oturup kalkarken aslında hiçbir sorunu olmamasına rağmen ah'layıp uh'layan, sürekli ilgi ve ihtimam bekleyen, sofada ayrı yemek isteyen, gülerken bile eliyle karnını tutup "ay güldürmeyin!" diye ciyaklayan kadınlar var etrafımda; bir dolu! ülkem kadını her şey gibi gayet sıradan bir olay olan hamileliğin de bokunu çıkarmayı biliyor. rutin şımarıklığına karnındaki çocuğu alet ediyor bizimkiler, dünyada bir tek kendileri hamileymiş gibi davranıyorlar; herkesin kendilerine hizmet etmesini ve ayrıcalıklı davranmasını istiyor, şımartılmayı bekliyorlar; kimse bana bu saçma ruh halini savunmasın gerçekten.

    edit: tıbbi zorunluluklardan ve ihtiyaçlardan değil, bariz şımarıklıktan bahsediyorum. etrafınızdaki hamile türk kadınlarını gözlemleyin, neyi kastettiğimi anlayacaksınız. bu kezbanlığı savunuyorsanız da edecek lafım yok; muhtemelen kendiniz de aynı kezbanlığı yaptığınızdandır.

    bir edit daha: "ay şunu çektim, ay bunu çektim... ay şöyle bir mucize doğurdum, ay böyle bir muhteşem duygu yaşadım, ay hayata bir insan getirdim..." ya bana ne kardeşim? çekiyorsan da kendine, kocana; doğuruyorsan da kendine, kocana... bana ne? bizi de getirdi birileri dünyaya, o kadar sıradan bir şey bu... bana karşı şımarma hakkı mı veriyor sana, kendin için çocuk doğururken çok çekmiş olman ya da sana göre mucize niteliği taşıyan bir canlı dünyaya getirmen? bana ne ya sahi? ben de dünyanın eziyetini çektim, okudum, avukat oldum; ya da ne bileyim geçenlerde hastalandım anamdan emdiğim süt burnumdan geldi; sana şımarma, tepeden bakma, tip atma hakkım var mı?

  • 14. babanla arkadaş olur muydun sorunsalı

    selam verirken 2 kere düşünürdüm o derece

  • 15. 19 haziran 2020 adalardaki araçlara ret kararı

    gayet planlı olduğuna inandığım red kararıdır.
    bugün ekrem imamoğlu' nun da katılımı ile araçlar kullanıma açılacaktı.
    ancak kaymakamlık aylarca ses çıkarmayıp, bugünü bulmuştur red kararı almak için.
    sandığı bekleyin, biz bekliyoruz.

    link

    edit/ekleme:
    bazı yazar arkadaşlar diyor ki, ortada anormal bir durum yok.
    arkadaşım bu ülkede bitmemiş barajı kullanıma açtılar. baraj, baraj.
    bitmemiş otoyolu törenlerle kullanıma açtılar.
    20 sene önce yapılmış üniversiteyi arka arkaya iki seçim dönemi tekrar tekrar açtılar.
    onlarda anormal durum yok, bunda var öyle mi?

  • 16. araç tercihinden kişilik tespiti

    mercedes:sonradan gorme

    bmw:erken sonradan gormus

    audi:egitimli sonradan gorme

    volvo:ben farkliyim havalarindaki sonradan gorme

    vw:pinti sonradan gorme

    jaguar:dogarken gormus

  • 17. cüneyt özdemir

    burada cüneyt özdemir'e verilen tepkiyi anlamayıp "adam gayet objektif, bozma kendini cüneyt" diye gazlayanlar ya trollük yapıyor ya da cüneyt özdemir'in sorununu anlamıyorlar. ben bir gazetecilik mezunu olarak ve onun çalıştığı doğan medya'da bir zamanlar çalışmış ve dinlere inanmadığım anlaşılınca için dincilerden mobbing yiyerek medyada çalışmayı bırakmış biri olarak onun neyi doğru ve neyi yanlış yaptığını kısaca açıklayayım.

    1- kendisine "gazeteciyim" demesi

    direkt olarak bizim bölümden mezun olmasa bile birand gibi bir duayenin yanında yetişmesi onu alaylı yapardı ve yeterli olurdu. benim takıldığım nokta, daha bugünkü yayınında bile "biz gazeteciler olarak loser deriz o tayfaya" dedi. hayır. gazeteci dediğin türkçeyi çok iyi kullanır. "loser" demez. plaza ağzı ile konuşabilir kendisi, hiç sorun yok. ama olayı gazeteciliğe mal etmesin. gazeteci adam türkçeye çok çok iyi hakimdir. burada yazdıklarında da bazı yazım yanlışları var ama olur öyle. herkes hata yapar.

    2- objektif habercilik yapmaya çalışması

    maalesef yapamıyor. gazeteci dediğin adam hiçbir şeyden korkmadan çat çat lafı geçiren kişi olmalıdır. ülkemizde cesur gazetecileri ana akım medyadan maalesef uzaklaştırdılar. aç kalacağını bilerek gerçekleri yansıtmaya çalışanlar susturuldu bir şekilde. ben bu devirde ailemi düşünüp sessiz kalanlardan olurdum, yalan yok. cesur değilim. ailem her şeyden önce gelir. böyle düşünceye sahip olan biri olarak cüneyt özdemir'i de bu konuda aşırı eleştirmeye hakkım yoktu aslında ama kendisi "objektifim objektifim" diye dolaşıyor. hayır, objektif değil.

    mesela dün hdp'den birini çıkardı yayına ve "pkk terör örgütü mü sizce" diye sordu. çok güzel de sordu. bir de adamı eleştirmiş biri "soykırım gören milletten birine bu sorulur mu" diye. işte böyle salakça savunursanız, cüneyt özdemir de golü atar. sorulur tabii amk. çok da iyi yaptı sormakla. herkese her soru sorulabilir. chp'li birisi yanlış yaparsa ağzına sıçsın onun yayında. itin götüne soksun. gazetecinin yapması gereken de bu zaten. sıkıştırmak ve gerçeği öğrenmek istemek, buna yönelik sorular sormak. ama zaten zurnanın zırt dediği yer de tam burası.

    ismail küçükkaya, binali yıldırım ve ekrem imamoğlu'nu yüz yüze getirdiğinde imamoğlu'na "feto ile bir bağınız oldu mu hiç" diye sormuştu. aynı soruyu binali'ye soramadı. reklam arasında gelen tepkiler yüzünden lütfederek binali'ye bu soruyu sordu. ilk başta sormaması korkaklıktı. başka bir açıklaması yok. aynı korkaklığa cüneyt özdemir de sahip. gücü yettiğini ısırmaya çalışıyor. mesela geçenlerde "50'sini indiririz aşağı" diyen türbanlı gacıya çok güzel yasladı* soruları. iyi sıkıştırdı. ama aynı performansı şu an akp'de faal olarak görev alan birine yapabilir mi? bu soruya cevap versin, ondan sonra objektifim desin.

    bize 5n1k'yı öğrettiler gazetecilik okurken. ve cüneyt özdemir de 5n1k diye program yapıyordu cnn türk'te. hamza yerlikaya olayında bile "yaau bu yöneticiler ne işe yarıyor?" sorusu o 5n içindeki en gerekli soruydu değil mi duayen ve objektif abimiz?

    3- suçlamalarda bulunması

    (#108999289) mesela burada kendisine karşı chpli belediyelerin sistematik olarak yüklendiğinden bahsediyor ve direkt olarak bir ekşi sözlük yazarını trol ilan ediyor. bunda bir sorun yok. beni de ilan edebilir isterse. ben kendimi bildikten sonra umrumda değil ne düşündüğü açıkçası.

    ama bir (tırnak içerisinde) gazeteci böyle bir suçlama yapıyorsa ve elinde de sosyal medya kanalı varsa, böyle bir olayı ucu açık bırakmaz değil mi? çağır hangi belediyeyi suçluyorsan, sor bakalım yüzüne karşı "beni karalamaları için ekşiden yazar mı tutuyorsunuz?" diye. muhtemelen kendini çok fazla ciddiye aldığını düşündükleri için bu soru karşısında cüneyt abimize güleceklerdir ama sonuçta bir suçlama yaptı ve bunun peşini bırakmamalı.

    4- yazarlara takışması

    bak cüneyt abiciğim, beni bu medyadan soğuttular. hem senin gibi tatlı su gazetecileri hem de medyayı parsalleyen yandaşlar sayesinde çok sevdiğim çocukluk hayalim olan mesleği toplasan 3-4 sene yapabildim. "simit sat onurlu yaşa" derlerdi ya hani, her ne kadar artık kendi işim olsa da, buna ek olarak boş zamanımda esnaf olan babama da yardımcı oluyorum. benim gibi bu şansa sahip olmayan milyonlarca kişinin sesi olabilirdin ama sen gelip burada nicklerimizin ardına saklanmış olan bizlere sataşıyorsun. "la oğlum bilmem ne" diye başlık açıyorsun. hakikaten bütün derdin bu mu? youtube kanalın var, gündem belirleyebilecek gücün var ama sen ekşi yazarlarıyla uğraşmaya vakit buluyorsun. tebrikler. güzel kafaymış. neyse, bitti maddelendirmem.

    kendisini severdim. doğan medya'da çalışıyorken hiç denk gelemedim kendisi ile ama gıpta ettiğim insanlardan biriydi. benim derdim asla benim görüşüm olan sol kesime "neden böyle sorular soruyorsun?" değil. akp'li biri için bunu yapamayacak olması ve bunu bilmesine rağmen "gazeteciyim", "objektifim" diye takılması benim derdim.

    çok örnek sunmaya gerek yok. şu videosuna bakmanız yeterli. başlık hamza yerlikaya. video 57 dakika 25 saniye. videoya girişte bartu mudur nedir onlar var, kuşum aydın bile girmiş olaya bi ara. derken 24. dakika 30. saniyeden asıl konu açılıyor ve 33. dakika 40 saniye ile, sadece bir konuk alarak ve o konuğa da tırt sorular sorularak 2-3 gündür gündemi meşgul eden konu "objektif gazeteci" cüneyt özdemir tarafından kapatılıyor. yani gündemi belirleyen konu hem senin başlığın olacak hem de 1 saatlik videoda buna 9 dakika yer vermişsin.

    bir önceki mesajımda kendisi ile alakalı "akp borazanı olmuşsun" demiştim. bunu mehmet metiner gibi radikal bir şekilde gerçekleştirmeye gerek yok. cüneyt özdemir gibi "hükümeti eleştirirken -mış gibi yapmak" ve burada kendini eleştiren yazarları "belediye'nin tuttuğu troller" olarak etiketleyerek de bir borazan olabilirsiniz.

    şimdi ben de belediye trollü oldum galiba di mi yutubır cüneyt abimiz? 20 dakikadır şu entryi yazıyorum. artık üç beş bir şey atar bana belediye. tşk.

    edit: yazım yanlışı*

  • 18. avrupa'nın en ucuz ülkesinin türkiye olması

    parayı avrupada kazanıyorsan doğru. aynı zamanda aynı birimde 7 kat fazla adamlar bizden. bu da 7 kat ucuz olduğumuz anlamına geliyor. olan da bize oluyor işte. dünyada tadılması gereken bir çok şeyden uzak, köle gibi çalışıp buna rağmen eksik ve sağlıksız yaşayıp ölüyoruz.

  • 19. the last of us part ii

    oyunun psn türkiye fiyatı oyunun çıkışıyla birlikte 500tl'ye çıkmış. deluxe edition ise 569tl olmuş. evet bunu konuşan yok 1 tane türk yayıncı-gamer bulamazsanız. dertleri sadece key erken geldi gelmedi. playstation türkiye sen iğrenç ve aşırı paragöz bir firmasın.

  • 20. ekşi itiraf

    bir kadin tum hayallerini gerceklestirince ne yapar?

    airbnb ile kiraladigim evin yuksek islemeli tavanlarina bakiyorum simdi ve her sey anlam kazaniyor. daha once bir entry'mde yazmistim 8 yasindayken sariyer'deki evlerin yuksek tavanlarina ne kadar buyuk bir hayranlikla baktigimi. aradan 24 sene gecmis ve simdi de londra'da kiraladigim evin gorkemli tavanlarina ayni cocuksu hayranlikla bakarken buluyorum kendimi. hic degismemisim gibi.

    oysa ki cok degistim. dort buyuk hayalim vardi benim: dunyayi gezmek, bir donem yurtdisinda yasamak, basarili bir kariyer ve iyilesmek. iyilesmek daha sonradan beliren bir hayalim oldu... yine yataktan cikamadigim bir gun, tum istedigim ulkeleri gezmis, kariyerimde beklemedigim kadar yukselmis ve londra'da son derece konforlu bir hayat yasiyor olmama ragmen mutlu olamadigimda, ne yaparsam yapayim icimdeki bosluktan ve intihar dusuncelerimden kurtulamadigimi anladigimda ve bu yuzden terapiye ve ayahuasca'ya gitme karari aldigimda beliren bir hayal.

    iyilesmek, kuskusuz ki hayallerim arasinda en cok zorlandigim hayalimdi. kendimi anlamak, daha cocukken kafama kazinmis olan ve bana zarar veren dusuncelerimden kurtulmak, kendime yaptigim sabotaji sonlandirmak ve ayahuasca ile tekrardan tanriya inanmaya baslamak; hepsi ayri ayri zor sureclerdi. ama terapistim gectigimiz nisan ayindaki son seansimizda "iyilesme konusunda oyle israrciydin ki 1.5 senede cok uzun bir yol geldin" dedi. "profesyonel fikrim sudur ki senin bence artik terapiye ihtiyacin yok. tabi ki hayattaki problemler bitmeyecek ama sen kendi meselelerini tespit etmeyi ve kendi kendini iyilestirmeyi ogrendin." ve boylece anladim ki ben, su hayattaki dort buyuk hayalimi de gerceklestirdim.

    bir kadin tum hayalleri gerceklesince ne yapar? bilmem, belki yeni hayaller kurar. belki de yatagina uzanmis tavanlara dogru bakarken der ki "allahim cok tesekkur ederim. ben cok sansli bir kadin oldum. arayisimi tamamladim, huzurumu buldum. bir donem bos bakarken gozlerim tavanlara simdi gozlerim doluyor cunku mutesekkirlikle doluyum. ben kendi hikayemin mutlu sonunu buldum. simdi baskalarinin hayallerine yardimci olmak ve onlarin hikayelerine katkida bulunmak icin yasamak istiyorum. bu nasil olacak henuz bilmiyorum ama yoluma guveniyorum..."

  • 21. hasta azarlamayan güleryüzlü doktor

    184'ü arayarak hepsine teşekkür yazısı gönderilmesini talep ettiğim doktorlardır. son 1 yılda gittiğim 10 doktorun 8 tanesine teşekkürlerimi ilettim. bu hekimlerin sekreterleride yazı ulaştığında beni aramışlardı. aynı şeyi bazı hemşireler içinde yaptım.

    en azından motivasyon olmuştur.

    bi dolu mail var böyle

  • 22. 4 kelimelik hikayeler

    ayakkabılarımı çıkarayım, sedye kirlenmesin.

  • 23. kitaplığından ödünç kitap vermeyen insan

    ben okuduktan sonra bırak ödünç vermeyi, hediye bile ederim. imzalı kitap, özel basım vs. olsa da bu durum geçerli. yeniden okumak istersem internette zibilyon site var, dışarıda da zibilyon kitapçı. olmadı verdiğim kişiden geri isterim.

    okurken bazı yerlerin altını çizmem, kenara köşeye notlar almam. üşeniyorum.

    vermek istemeyene de saygı duyarım ama bazıları hakikaten ipin ucunu kaçırıyor. nesnelere bu kadar anlam yüklemenin anlamsız olduğunu düşünüyorum.

  • 24. kimlik ve banka kartlarının birleştirilmesi

    yine her zamanki gibi milletten boş yere 30-40 lira para söğüşlenecektir. şu anki kimlikler çıkarken de çip mip diyordunuz, eskisinden bir farkını göremedik kaç yıldır.

  • 25. beni ragıp vurdu kurtuldum

    ölmemiş ve bu yüzden de kurtulamamış kadının öleceğini düşünerek yazdığı yazıdır.
    herif yakalanır, oğluna "anneni dövdüm git bir bak" dediği için cezası indirilir. duruşmada da takım elbise giyip pişmanım der, serbest bırakılır.
    bu olayda diğer erkek vahşetleri, tecavüzleri gibi unutulur gider.

  • 26. sağ iken küs olduğun birinin cenazesine gitmek

    güçlü karakterlerin yapabileceği iştir. herkesin psikolojisi kaldırmaz böyle hesaplaşmaları.

    atıp tutanlara da şunu hatırlatırım, insan değer verdiğine küser. umurumda olmayan birine ne küserim, ne de umursarım.

    bir diğer nokta da, o küslük periyodu haricinde, aralarında binlerce yaşanmışlık, kimseye nasip olmayacak dostluklar da söz konusu olabilir. insan öz kardeş ile bile küsebilir. normal işler bunlar.

  • 27. son 10 yılı üç kelime ile anlatmak

    sıkıntı. kaygı. mutsuzluk. son 10 yılda gerçekten mutlu hissettiğim gün sayısı bir elin parmaklarını geçmez. bazen hüngür hüngür ağlayasım geliyor. belki param olsa aşkıda bulurdum. başarmış insanları görünce dahada ümitsizliğe kapılıyorsun. adam 3 kelime demiş amına koyduk 3 paragraf yazı yazdık. mazur görün artık bu yıkığı.

  • 28. aöf'de ikinci üniversite okumak

    2 arkadaşım aöf'den aldıkları diplomayla 75 kpss puanıyla ülkenin en gözde kurumuna atandı.

    mesaj kutum patladı editi: arkadaşlar bölüm havacılık yönetimi

  • 29. aym'den demirtaş'a özgürlük kararı

    başka bir suçlamayla içeride kalmaya devam eder. sistem çok güzel işliyor türkiyede.

  • 30. ali babacan'ın 25 yaşında 30 ülke gezmesi

    30 ülke gezip akp ile ortak payda bulup hükümetin içinde yer aldıysa boşa gezmiş.

  • 31. sarma sigara için kanun teklifi

    başlıktaki entrylerin %90'u yanlış bilgilendirme.

    ülke olarak okumaya üşenme özelliğimiz var.

    '' yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlar ve ticari amaçla makaron veya yaprak sigara kâğıdını, içine kıyılmış tütün, parçalanmış tütün ya da tütün harici herhangi bir madde doldurulmuş olarak satanlara yönelik ''

    içene ceza falan yok arkadaşlar.belgesiz satana ve hazır halde satana ceza var. yani poşet halinde o 20 liklerden alamayacaksınız .bi makine ve makaronla kendiniz doldurabilirsiniz yada sarabilirsiniz.

  • 32. atatürk gibi erdoğan da yıllar sonra konuşulacak

    cok buyuk isler basardi, aziz turk milletine cok buyuk ders verdi, tabi ki de konusulacak.

    sutten agzimiz yandi artik sittin sene unutmayiz bunu.

  • 33. etil alkolden içki yapmak muhakkak engellenmeli

    laf arasında insan sağlığı demiş. tamam ikna oldum ben. kesin insan sağlığı mesele.

  • 34. teoman'ın tarkan kadar saygı görmemesinin sebebi

    akıl almaz bir densizliktir. asya hun devleti'nin kurucusu, ulu komutan mete-han'ın babası teoman yabgu varken ucuz bir roman kahramanının yüceltilmesi... akla sığmaz. türklüğe de ihanettir.

    not: asdkljdasjkladsk

  • 35. kadıköy belediyesi yüzünden boğularak ölen kediler

    ön edit: arkadaş az önce belediyeyi aramış ve (özellikle son 2.5 aydır yazılı olarak sürekli şikayette bulunmalarına rağmen) kaçak yapı hakkında encümenden en ufak karar dahi çıkmadığını, para cezası dahi kesilmediğini öğrenmiş.

    hayvansever bir arkadaşın ricası üzerine gündeme getirmek istediğim olay.

    “merhaba, kadıköy cemal süreya sokakta bulunan binamızın altındaki dükkan sahibi arka bahçemizde bulunan acil/afet çıkış kapımızın üstüne tonlarca beton döküp, üstünü pimapen, her yerini de cam ve demirle kapatarak 10 m2’lik bir alanı işyerine dahil etti ve 280 bin tl’ye aldığı dükkanı 600 bin tl’ye satışa çıkardı. yani bize ait içinde sığınağın da olduğu yangın, deprem vs afet çıkışımızı bir güzel gasp etti (böyle yerler bulup genişleterek satıyormuş). bu süre içerisinde iki defa yüz metre ötemizdeki çarşı zabıtaya haber verdim, geleceğiz deyip gelmediler. iki defa telefon ile aradım, gelmediler. aradan bir süre geçince bu kez daha agresif bir şekilde zabıta memuru m. özkılınç’ı binaya getirtebildim, o da dükkanda 5 dakika durduktan sonra benim olduğum kata çıkıp “ya bunu eskiden yapmışlar, biz bir şey yapamayız artık” deyip başından savmaya çalıştı ve “bakın orası yeni yapıldı” dememe kalmadan “hadi iyi günler” deyip gitti. o arada bir takım sıkıntılarım olduğu için bu olayla ilgilenemedim. belediyenin bu tavrının kaç kedinin canına mal olduğunu birazdan anlayacaksınız (afet/yangın/sığınak çıkış kapımızın tapudaki projesi https://ibb.co/zxfnnpl )

    karşı binamızın bahçe katındaki evin sahibi pandemiden dolayı birkaç haftadır yoktu, o arada açık unutulan pencereden içeriye hamile kedi girmiş ve odaya yavrulamış. neyse evin sahibi olan çocuk gelince yavruları bahçeye, anne kedinin olduğu yere çıkardı, yere süt vs koyduktan sonra da kapıyı kilitleyip gitti (yavruların nihayetinde annenin yanında olması lazım. anne alır diye düşündü herhalde). o gün de hava kötüydü ve çiseleyen yağmur aniden sağanağa döndü. saatler sonra sigara içmek için arka taraftaki, yani yüksek duvarlarla çevrili bina bahçelerinin olduğu cama çıktığımda kedilerin hala bahçede olduğunu gördüm. https://streamable.com/ebchkp o yavruların yağmurdan kaçmak için bir yerlere sığınmaya çalışmaları ama sığınacak yer bulamamaları... çok kötü bir manzaraydı. hemen sigaramı söndürüp bahçe katında oturan çocuğun ön sokağa bakan camını tıkladım, ziline bastım ama tek allah’ın kulu yoktu. bahçeye bizim binadan çıkış yok, çünkü dükkan sahibi bir parmağımızı bile bahçemize uzatacak yer bırakmamış! eve geldim, 1 saat sonra tekrar ön sokaktan çocuğun camına tıkladım, zil çaldım yok. 1 saat sonra tekrar gittim, tekrar gittim... o yavru kedilerin can havliyle saatlerce ve saatlerce bağırması... asla unutmayacağım asla... belediye bahçemizi açtırsaydı inip yavruları alabilirdim ama her yer kapalı olduğu için yardım edemedim... kedilerin acı sesleriyle uykusuz gecenin sabahında hemen itfaiyeyi aradım (itfaiyeyi getirmek için yalvardım desem yalan olmaz). ilgili memurlar geldiler https://streamable.com/gi4qkn (burada üstü pimapenle kapatılan afet çıkış kapımız/bahçemiz de görünüyor)

    https://streamable.com/80swo0 ama artık çok geçti. 4 yavrudan ikisi sığınmak için girdikleri küçük bir delikte boğulmuş (bir tanesi gözümüzün önünde can çekişe çekişe öldü), son kalan kediyi kurtardık ama o da birkaç saat sonra öldü.

    belediyede sırtının sağlam olduğunu ima eden dükkan sahibi ve sorumsuz belediye yüzünden ben de dahil kaç komşumun gözü önünde o kediler bağıra bağıra, can çekişe çekişe öldüler. karşı komşumuz olan 90 yaşındaki teyzenin “kediler ölüyor, biri yardım etsin” diye bağırmasını asla unutamam...

    şimdi sonuca dönersek... 6 mayıs’tan beri yaptığım onlarca yazılı şikayetim de maalesef işe yaramadı ve belediye afet çıkışımızı kapatan dükkana bırakın ceza vermeyi, şu an acil olarak satılmaya çalışılan dükkana kaçak yapı tutanağı bile asmadı. bunlara güvenmediğim için önceki gün çevre ve şehircilik bakanlığına durumu bildirdim. onlar da belediyeden bilgi istemişler ama koskoca bakanlığa ne adres, ne detay verilmemiş ve mail atarak tekrar adres bilgimizle beraber bunca sene belediyenin dükkanla ilgili direnme sebebinin araştırılmasını istedim. çok ilginç bir şekilde belediye dükkana dokunmuyor, dokunmuyor, dokunmuyor! (bakanlığa bilgi vermeyen belediye ertesi gün 02-06-2020 tarihinde 145/000001 sayı ile tutanak tutulduğunu söylüyor ama icraat yok. daha yıkım kararı çıkacak da, bu tebliğ edilecek de, ölme eşeğim ölme. afet çıkışımız kapalı diyorum, can güvenliğimiz tehlikede diyorum, bir kedinin ihtiyacı olsa inemiyoruz diyorum... afet çıkışımız olduğu için orayı bir haftada dükkan sahibinin başına yıkmaları lazım ama yapmıyorlar! belediye hiçbir şey yapmadığı geçen yılların üstüne bir de 2.5 aydır sürekli oyalayıp duruyor ve dükkan sahibi de işyerini satıp kaçmak için bir güzel zaman kazanıyor. uğraş ki uğraş yani!)

    yavru kediler konusunda bir suçum olmamasına rağmen çok vicdan azabı çekiyorum. keşke zamanında daha çok uğraşsaymışım diyorum. binamızda gencecik öğrenciler oturuyor. yarın öbür gün sokakta yangın vs olduğunda bu çocukların acil çıkıştan kaçacak yeri yok. bunu defalarca belediyeye söylememe rağmen gıdım gıdım ilerliyorlar. bir daha vicdan azabı çekmek istemiyorum. iki cümle yazmanız bile yarın bir gün daha büyük faciaların yaşanmasına engel olacak. herkese şimdiden teşekkür ederim.”

    kadıköy belediyesi twitter hesabı; https://mobile.twitter.com/…twcamp^serp|twgr^author

    şerdi dara odabaşı twitter hesabı; https://mobile.twitter.com/…twcamp^serp|twgr^author

  • 36. bekçilere bekar kadınları gözetleme yetkisi

    bu bekçilik olayı cidden tehlikeli yerlere gidiyor.

  • 37. chp-iyi-deva-gelecek hükümeti

    sağlık bakanı mehmet öz, aile bakanı canan kaftancıoğlu’ndan sonra dedim ki;

    kalede dida, defansta nesta-stam, cafu,maldini, orta saha gattuso, pirlo, seedorf, kaka, forvette shevchenko, inzaghi.

  • 38. 19 haziran 2020 ankaragücü başakşehir maçı

    spiker gökhan telkanar, mevsim yaz, tribünler boş. sanki doksanlı yıllardaki sezon öncesi ankara tsyd kupası maçı.

  • 39. ekşi sözlük yazarlarının sitcom anketi

    himym'ın başı çekmesiyle ekşideki kalitesizliği gösteren anket

  • 40. evlilik teklifi nasıl edilmeli sorunsalı

    bu tip organizasyonlar için arkadaşın ışıklı mışıklı şıkır şıkır bi teknesi var evlenme teklifi, doğum günü, yıldönümü vs çok güzel sikiyor geleni okkalı fiyatıyla isteyen olursa yönlendirebilirim sizi de siker

  • 41. türkiye'nin 2002-2013 arası aşırı zenginleşmesi

    abd'nin dolar basması sebebi ile değildir. abd tarihinde basmadığı doları son 1 yılda bastı.

    nüfusu fazla olan bir ülke, halkın çok yüksek oranlarda destek verdiği güçlü bir iktidar var. ve bu iktidar ab uyum yasaları çerçevesinde demokratikleşiyor, kurumlarını güçlendiriyor. fırsatı gören yabancı ülkeye yatırım yapıyor, turizm patlıyor, ülke her yönden kalkınıyor, zenginleşiyor fakat gelen para inşaata gömülüyor, az biraz parası olan herkes bina dikme yarışına giriyor o iktidar da ters yönde koşmaya başlıyor ve bugüne geliyoruz.

  • 42. brezilya'nın türk malı solunum cihazı kullanması

    sadece döviz değil, hiç bir inşaatın kazandırmayacağı prestiji de kazandırmıştır.

  • 43. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    ankara

    sohbet kadınlar yazabilirsiniz

  • 44. kişinin büyüdüğünü anladığı an

    sade sodanın tadını sevmeye başladığımda

  • 45. kusma hissi uyandıran popüler kelimeler

    dewamke

    söyleyenlerin ağzına asker postalıyla uçan tekme atma hissi uyandıran bir etkiye sahip. zaten kullananların amipten hallice hücre sayısına sahip olduğu da bir gerçek.

  • 46. kahveyi bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar

    filtre kahve için çok önemli olan detaylardır çünkü bu konuda belli bir bilince ulaştıktan sonra daha önce filtre kahveyi nasıl yanlış tükettiğinizi farkediyorsunuz. ben de bu yüzden bugüne kadar öğrendiklerimi derleyip kutsal bilgi kaynağında paylaşmak istedim.

    filtre kahvenin lezzetini belirleyen başlıca 3 unsur vardır:
    1) kahve çekirdeği
    2) kavrulma şekli
    3) öğütme ve demleme şekli

    1) kahve çekirdeği türleri

    bilinmesi gereken 3 ana türde kahve çekirdeği olduğudur. bunlar, arabica, robusta, liberica'dır. liberica, filipinlerde yetişen ve karşılaşmamızın çok zor olduğu, pek tercih edilmeyen bir türdür. hatta bu türün excelsa adından bir alt türü de vardır, o da yine aynen pek tercih edilmeyen, güneydoğu asya'ya has bir çekirdek türü.

    arabica çekirdekler, dünyadaki kahve üretiminin dörtte üçlük kısmını oluşturur. bu cinsin en belirgin özelliği, yetiştiği bölgenin meyve ve baharatlarının aromalarından etkilenmesi. dolayısıyla her bölgenin arabica kahvesinden farklı tadım notaları alabilirsiniz. dezavantajı ise hassas bir kahve çekirdeği olmasından dolayı bakımının maliyetli olması. piyasadaki pahalı kahvelerin çoğu, arabica türüdür. nedeni de bakım maliyetleri.

    robusta çekirdekler de dünyadaki kahve üretiminin yaklaşık dörtte birlik kısmını oluşturur. bu cinsin en belirgin özelliği ise, arabica'nın aksine dayanıklı olması ve çok bakım maliyetleri gerektirmemesi. baskın karakterli olduğu için arabica gibi baharat notaları alabileceğiniz bir tür değildir. granül kahveler bu yüzden robusta çekirdeklerle üretilir. içindeki kafein oranı da arabica'ya göre yüzde 50 daha fazladır.

    2) kahve çekirdeği kavrulma şekli

    genel olarak 3 tip olarak bilinen kavrum çeşitlerinin aslında daha farklı şekilleri de var. herkesin bildiği light, medium, dark çeşitlerinin de içinde olan 7 kavurma şekli şu şekilde:

    cinnamon (en hafif)
    light
    city/medium
    full city
    dark
    french
    italian (en ağır)

    kavurma süresi uzadıkça kahvenin yoğunluğu artarken, gövdesi (meyve notaları, baharat aromaları) azalır. ayrıca ne kadar fazla kavrulursa o kadar fazla yağ da açığa çıkar. kahveyi içerken yüzeyde beliren yağ tabakasından da anlayabilirsiniz kavrulma derecesini.

    3) kahve çekirdeği öğütme ve demleme şekli

    buradaki en önemli kriter, demleme süresidir. öğütülen kahve kaç dakikada demlenecek? bu sorunun cevabı önemli. demlenme ne kadar hızlı olacaksa öğütmenin de o kadar ince olması gerekiyor. öğütme şekilleri ve kullanıldığı yerler de aşağıdaki gibidir;

    extra fine: türk kahvesi tipi için olan öğütme şeklidir.
    fine: espresso, moka pot bununla yapılır. demleme süresi 20 sn ile 1 dk arasındadır.
    medium fine: hario v60 gibi aparatlarla su eklenerek demlenir. demleme süresi 1 - 2 dakikadır.
    medium: filtre kahve makinalarında demlenir. demleme süresi 2 - 3 dakikadır.
    medium coarse: chemexgibi aparatlarla su eklenerek demlenir. demleme süresi 3 - 4 dakikadır.
    coarse: french press içindir. demleme süresi 4-5 dakikadır.
    extra coarse: cold brew gibi çok uzun süreli demlemelerde ve cowboy coffee gibi 4-5 dakikalık demlemelerde kullanılır.

    herkes deneyerek kendi favori filtre kahvesini yaratabilir. benim kişisel tercihim, hario v60 ile arabica medium kavrulmuş çekirdeklerle demlenen kahvedir. yoğunluğu ve aroması dengeli, keyif veren bir kahve çıkıyor ortaya. afiyet olsun şimdiden. bunu yazacağım derken kahveyi soğuttum ama olsun, tekrar demlenir. *

  • 47. efe aydal

    atatürkçülüğü gençlerin anlayacağı, günlük hayattaki örnekleriyle anlattı atatürk'e hakaretten dava açtılar. bırak uyuşturucuyu, her gün sigara içenlere bile küfretti bugün de öğrendik ki uyuşturucuya özendirmekten dava açmışlar ahah

    adam uyuşturucu karşıtı belgesel çekip yayınladı aloo hiçbir yerden de yardım almayıp kendi imkanları ile hem de.

    kötüsünüz aq hem de çok kötü

  • 48. metalcilerin azalarak bitmesi

    1987'de ankara'da bir pasajda duymuş olduğum cümle. ne çokmuşuz, bitmedik bir türlü.

  • 49. odada sarı ışık sevenler derneği

    üyeleri, estetiğin son uğradığı limanın işçileridir.

  • 50. bilimi sorgulanamaz otorite kabul etmek

    kendi içine çelişki barındıran başlık. bilimin esası sorgulamaktır. sorgulamazsanız bilimsel olamazsınız. öyleyse sorgulanamaz kabul ettiğiniz anda bilimsel düşünmüyorsunuz o zaman bilimle işiniz yok demek.