oo ekşici kardeşlerin arabalarının kokladığı başlık olmuş.
siz de aşağıdaki özelliklere sahip olursanız, ideal bir fularlı olma yolunda ilk adımı atmış olabilirsiniz:
-1.90 boy üzerinde olmak
-öss'de ilk 1000'e girmek
-yds'ye öylesine girip 95 almak
-10k üzerinde maaş almak
-45 dakikanın altında sevişmemek
-20 cm alete sahip olmak
-2.0 motor arabayla şehir içi 4-5 litre yakmak
Ekşi Sözlük Debe Listesi
Hepsini aç
-
1. ekşi sözlük yakıt tüketimi veritabanı
-
2. kemalistlerin striptiz yaptırdıkları çocuklar
(bkz: engelle)
(bkz: başlıklarını engelle)
şu görüntüyü striptiz olarak yorumluyorsan ciddi sorunların var demektir. hele ki videodaki çocuklara rağmen böyle bir düşünceye kapılıyorsan pedofiliyi de ekle o listeye. şu görüntüyü ensarcıların çocuklara tecavüzü ile bir tutman konusu en büyük ahmaklık zaten. tecavüz hele ki kendini savunamayak çocuklara tecavüz etmek filini çok basit bir şey olarak yorumluyorsun.
şahsen ben bu videoyu izlediğimde, bunu kadının modernleşmesi olarak yorumladım . kaldı ki videonun devamı yok, devamında kızlar soyunmaya devam etse tamam ulan bunlar işi abartmış insanlar tepki göstermekte haklı diyeceğim ama o da yok. sadece kadının köylü kıyafetlerinden veya ev kadını kimliğinden kurtulup, modernleşmesini ve şehirleşmesini konu alan bir koreografi olarak yorumluyorum bu haliyle. başlığı açan da doğru kişiyi takip ediyor, fatih tezcan ile aynı zihniyette çünkü.
edit: yavşağın biri hemen zaman kaybetmeden mesaj yollamış. "küçücük çocuk üzerinden nasıl kadın imgesi oluşturulur. pedofili misin?" diye sormuş. bu soruyu soran boktan zihniyetin aklı, "kadın" dendiğinde doğrudan uçkuruna gittiğinden, kadın varlığını birey olarak değil sadece cinsel bir meta olarak kabul ettiğinden böyle boktan çıkarımlar yapmalarına şaşırmıyorum artık. keşke yok olsalar ama olmuyorlar işte.
edit 2: aşağıda bir arkadaş müziğin hakan peker'in köylü güzeli şarkısına ait olduğunu yazmış. belki de bu minikler sadece o klibi canlandırıyor ama sizin boktan zihinlerinize sadece bu birkaç saniyelik sahneyi alıp sonra da adına striptiz deme fikri geliyor. insanın(!) fikri neyse zikri de o olur misali sizin de entryleriniz, twitleriniz, çıkarımlarınız zihinlerinizdeki pislikleri yansıtıyor.
edit 3: şu entry'yi yazdım diye aldığım birçok destek mesajının yanında onlarca küfürlü mesaj da aldım. niye? fikrim onların fikirlerine(!), düşüncelerine(!) ters düşüyor diye. onlara göre benim düşüncem ahlaksızlık, küçücük çocukların bu tarz eylemler sergilemesi ahlaksızlık. ama bu namussuz, karaktersiz, şerefsizler kendi anlayışlarına göre ahlak dersini, en ağır küfürler ile, elalemin annesi, karısı, bacısı ile ilgili en hastalıklı fanteziler ile vermeye çalışıyorlar. ne kadar çırpınırsanız çırpının biz sizin ciğerinizi biliyoruz. namussuzsunuz, haysiyetsizsiniz, şerefsizsiniz, sapıksınız, ahlaksızsınız, karaktersizsiniz. sizin hastalıklı beyinlerinizin içindeki en iğrenç düşüncelerinizi biliyoruz. küçücük çocuklardan tahrik olduğunuzu biliyoruz, milletin namusunda gözünüz olduğunu biliyoruz, hatta daha da vahimi kendi öz evlatlarınıza şehvetle baktığınızı biliyoruz. bu yüzden takıntıdığınız o ahlak timsali tavırlar boşuna. kanınızın beş kuruş etmediğini çok iyi biliyoruz. -
3. 1 dakikanın 1 saat gibi geldiği anlar
(bkz: plank)
-
4. 27 kasım 2019 albayrak'ın kyk borcu açıklaması
(bkz: hazine ve tabi lan manyak mısın bakanlığı)
söyledim tekrar söylüyorum, 31 yaşındayım, ödeyemediğim dönem oldu, en son yapılandırdım ve 2 ayda bir 350 lira para ödüyorum. koca adamım, çoluğum çocuğum var ama zerre üzülmüyorum. çünkü o parayı verirken bana sordular ben de tamam dedim. toplum olarak kabul ettiğimiz dertlerden sıyrılmayı çok seviyoruz. az sorumluluk sahibi olun. millet ne vergiler kaçırıyor biz neden ödüyoruz diyen var. hayatımda duyduğum en kaypak savunma
edit: bu entry'den dolayı "hem cahilsin, hem de sesin çok çıkıyor" mesajını da aldım ya, ekşi sözlük tam olmuş. -
5. ibrahim kalın'a gülenci geçmişinin hatırlatılması
cumhurbaşkanlığı sözcüsü ibrahim kalın'ın, körber vakfı tarafından düzenlenen berlin dış politika forumu kapsamında yer aldığı programda gerçekleşen olaydır.
gazeteci tim sebastian'ın hdp ile ilgili sorusuna yanıt veren kalın görevden alınan hdp’li belediye başkanlarının pkk ile çalıştıklarını ve cezalandırılacaklarını belirtti. bunun üzerine sebastian ise yanıt olarak ibrahim kalın’ın, fetö’nün yayın organı zaman gazetesinin ingilizce yayınında (today’s zaman) çalıştığını hatırlatarak “siz de cezalandırılabilirsiniz. eskiden gülenci gazete için çalışıyordunuz” dedi.
beklemediği bu yanıt karşısında karşılık vermekte zorlanan kalın, fetö için çalışmadığını, onlar için yazdığını ve bunun farklı bir konu olduğunu söyledi.
hatırlayalım, ibrahim kalın, fetö operasyonlarından önce, fetö'nün today's zaman gazetesinde yazarlık yapıyordu. kalın, abd'de iken de gülen'i georgetown üniversitesi’nin 2009 yılında hazırladığı “en etkili 500 müslüman” listesine 13. sıradan sokan kişiydi. şu anda ise bank asya'nın önünden geçen vatandaşları içeri attıran sistemin önemli bir figürü.
link
video linki -
6. keriz gibi kyk borcunu ödeyen üniversite mezunu
bok silinir. devletin bir kuruşa ihtiyacı var şuan. cumhurbaşkanı beni yolda görse "atsana 50 lira ejder meyveli smoothie parası" diyecek kıvama gelmiş, siz hayallerle mastürbasyon yapıyorsunuz.
-
7. 28 kasım 2019 beşiktaş slovan bratislava maçı
beşiktaş sıfır çekecek diye bekleyen ergenler yatsın uyusun artık.
beşiktaş bu gece, galatasaray'ın son 12 avrupa kupası maçında aldığı kadar puan aldı. -
8. oğlunun adını ares koyan aile
mitolojide en nefret edilen, kavgacı pislik, antipatik tanrı değil mi ares? direkt deyyus koysalardı.
edit: imla -
9. türk gencinin ömrünü mahveden üç şey
işsizlik
gelecek kaygısı
umutsuzluk -
10. ail babacan'ı iktidara taşıyoruz kampanyası
(bkz: inanma seni sikecek)
badem bıyığı yok diye inanacak değiliz. -
11. 27 kasım 2019 instagram'dan alışveriş rezaleti
bir kafaya fazlaca dinsel öğeler ve tabirler nakşedilmişse, o kafadan fazla bir şey beklememek gerek.
10 tl kargo parası için karşıdaki insanın çocuklarının ölmesini dilemek nasıl bir müslümanlık(!)?
karşıdaki kişiye söz hakkı tanımayıp nefes almadan tüm bildiği bedduaları sayan bir adet mahlukat barındıran rezalet. -
12. dini hükümleri yerleştireceğiz
ahahahahahahaha, hırsızlığı da bitirecen mi?
-
13. pro evolution soccer 2013
entry beğenmek için bastığım yukarı bakan üçgenimsi butonla bile kaleciyle karşı karşıya kaldığım oyundur.
-
14. the irishman
martin scorsese, gerçek hayatta kahramanların nasıl yaşadığını anlatmış. marvel dünyasıyla giriştiği kavgada o da kendi dünyasının kahramanlarını dökmüş ortaya. biliyorsunuz kendisi kısa bir süre önce marvel filmleriyle ilgili olumsuz görüşlerini ifade etmişti. hemen ardından kopan fırtına sonrası ise düşüncelerini yazıya dökme ihtiyacı duydu. iron man filmini baz alırsak 2008 yılından beri kahramanlık filmleri satan bir şirkete üstadın bunca yıl sonra durup dururken laf çakmasının bir sebebi vardı elbet. nedeni tamamen kişiseldi. uzun yıllardır çekmeyi hayal ettiği filmine bir türlü istediği bütçeyi bulamıyordu. sinema salonlarını işgal eden marvel filmlerinin yanında kendi filmine yer yoktu artık. yaklaşık 160 milyon dolar gibi devasa bir maliyete haliyle kimse girmek istememişti. marvel filmleriyle bire on kazanmak varken ne diye hakiki bir sinema filmine para gömeceklerdi ki.
neyse ki scorsese, netflix gibi başka bir küresel şirketle anlaştı. bu arada, bu denli yüksek bütçe istenmesinin sebebi de filmde rol alacak de niro, al pacino ve joe pesci gibi oyuncuların canlandırdıkları karakterlerin gençlik hallerine başka bir oyuncuyu oynatmadan cgi teknolojisi kullanılarak gidebilmekti. peki ortaya çıkan sonuç bunca hırgüre değmiş miydi? tartışılır. ben değmediğinden yanayım. filmin başından sonuna kadar oyuncuların gençlik hallerindeki tuhaflık bariz şekilde hissediliyor. en basitinden hal ve hareketlerinden karakterlerin genç olmadığı anlaşılıyor. konuşmalarından hareketlerindeki yavaşlığa ve hantallığa kadar oyuncuların yaşları saklanamamış. sonuçta 79 yaşındaki al pacino'dan kırk yaşındaki bir adamı canlandırmasını beklemek bilime aykırı. tabi işin bu tarafı filmin nazarlığı sadece. karşımızda, sinemanın özüne inen, gerçek karakterleriyle hayatın acımasızlığını bir kez daha yüzümüze çarpan gerçek bir sinema eseri var.
-spoiler-
marvella ilgili kaleme aldığı yazıda scorsese şöyle bir cümle kuruyor: "sinema -estetik, duygusal ve ruhani- keşifle ilgiliydi. karakterlerle ilgiliydi; insanların karmaşıklığı ve birbirine karşıt ve bazen çelişkili doğaları, birbirlerinin canını yakma ve birbirlerini sevme ve birdenbire kendileriyle yüz yüze gelme biçimleriyle..."
gerçekten de onun filmlerinde karakterler bizden biridir. güvenilmezdirler. goodfellas filminde olduğu gibi sizi gün gelir satabilirler. sürekli birbirleriyle ve özellikle de kendileriyle çatışırlar. bir martin scorsese filmindeyseniz filmin başında kurduğunuz dostluklar ölene kadar devam etmez. asla filme başladığınız gibi kalamazsınız. the departed, casino, gangs of new york, the aviator, the wolf of wall street, raging bull filmleri hep bu tip gelgitli karakterlerle doludur. karakterin yolculuğunun en güzel örneğini değeri pek bilinmeyen bir önceki silence filminde bize göstermişti aslında.
the irishman filminde de üç ana karakter üzerinden izleriz insanlığın trajedisini. tetikçi frank, mafya babası russell ve sendika başkanı hoffa arasında geçen uzun bir zaman dilimini izleriz. ellilerde bir şoför olarak hikayeye giren frank, altmış ve yetmişlerse acımasız bir tetikçiye dönüşecek; fakat doksanların ortasına doğru tek başına kalmış, ailesi tarafından terk edilmiş, kapısını kapatmaya korkan bir hale evrilecektir. mafya, devlet ve sendika üçgeni arasında basit bir tetikçidir o. patronu russell ondan ne isterse yapan, gözünü kırpmadan adam öldüren ve bu uğurda yıllarca arkadaşlığını ve sevgisini kazandığı hoffa'yı arkasını döndüğü ilk an öldürmekten gocunmayan bir insandır. insandır diyorum çünkü son on yıldır beyaz perdeyi işgal eden süper kahraman filmleri yüzünden bu kavramı unutmaya başlamıştık.
çünkü gerçek hayatta kahramanlar yoktur. insanlar özünde korkaktır ve korkutarak ona istediğin her şeyi yaptırabilirsin. gözlerinden ışın çıkaracak kadar güçlü bir varlığın yapacağı en son şey sizi kurtarmak olurdu bunu unutmayın.
-spoiler-
neyse ki sinema daha ölmedi de gerçekleri suratımıza çarpacak filmleri halen izleyebiliyoruz. -
15. neden sevgilin yok
anıtkabir’deki ismet inönü'nün mozalesi gibiyim. kimse fark etmiyor beni...
-
16. akp çocukları
yarın burası karışacak vaziyet alın.
(bkz: kalyon ajans)
oha diyorum oha. hayatımda böyle s.kiş pardon söğüş görmedim. sedat peker paramiliter bir miktar genç yetiştirip bir reklam ajansının içine bunları koyuyor uganda cumhuriyeti de bu vasıfsızların altına; jip, yat ve kat çekiyor. bu instacı gençler de devletin ne kadar etkinliği varsa bunların organizasyonunu üstleniyor. ne ala memleket biz de burda ay sonunu getirmeye çalışıyoruz. -
17. ekşi itiraf
toplumda pek konuşulamayan erkek kısırlığı yani azospermi denen erkek infertilitesi rahatsızlığına sahibim. istatiksel olarak yüz erkekten sadece birinde görünen bir rahatsızlık.
bu durumumla ilgili daha önce varikosel ameliyatı oldum ve 6 ay sonuç almayı bekledim, ancak sonuç alamadım ve canlı hücre çıkışı olmadı. bu defa da micro tese denen operasyon geçirdim, netice olarak da canlı hücre yani sperm bulundu ve -198 derece freeze denen bir işlemle donduruldu. o günü çok iyi hatırlıyorum çok mutluydum.
ancak, şunu da çok iyi biliyorum belki de hiçbir zaman baba olamayacağım, durumumu ilk duyduğumda haftalarca ağlamış ve duvarları yumruklamıştım.
ancak, zamanla şunu farkettim hayatımı sahip olamadığım şeylerin üzüntüsü ile geçirmek yerine , yaşamdan tat almayı çıkararak geçireceğime kendi kendime söz verdim.
hayatı kendinize ve sevdiklerinize eziyet etmeden geçirmenizi tavsiye ediyorum.
edit: 18 yaşınızdan sonra er kişisi spermiogram yani sperm testi 6 ayda bir vermesinde fayda olabilir, kadınlar ise amh denen bir hormon testi ile ilgili yumurta rezerv durumu ile ilgili fikir sahibi olabilirler. -
18. sakal bırakan erkeğin asıl amacı
çirkin yüzümü örtüp daha çirkin oluyorum.
-
19. ceren damar duruşmasının gizli yapılması talebi
2 ocak 2019 tarihinde çankaya üniversitesi hukuk fakültesi araştırma görevlisi ceren damar'ı öldüren hasan ismail hikmet'in avukatı olan vahit bıçak'ın 29 kasımda görülecek duruşması için son dakkika talebi. gerekçesi de adil yargılanma hakkının ihlal edilmesiymiş (!)
eğer talep kabul edilirse, duruşmanın kamuoyununa kapalı kapılar ardında gerçekleştirileceğini unutmayalım.
kamuoyunun takipçisi olduğu ve sembolik bir isim haline gelmiş bir isim olan" ceren damar" cinayeti duruşmasının kamuoyuna açık olması adil yargılanma hakkının ihlali değil; aksine - hukuk devletinin vazgeçilmez ögesi olan- yargılamanın aleniyeti ilkesinin zorunluluğudur.
ilgili talep:
https://twitter.com/…hos/status/1198947220881584129
http://www.hurriyet.com.tr/…talebine-tepki-41384889 -
20. 28 kasım 2019 ts'nin maça yedek kadroyla çıkması
geçen sene ayni şeyi basaksehir’de yapmıştır, çıkıp delikanlı gibi ülkeyi temsil etmeyecekseniz siktirin gidin, yerinize gidecek anadolu kulupleri canla başla sizden daha iyi mucadele eder.
-
21. müslümanların isa'yı sevmemesi
peygamberlere iman etmeyenin müslüman olamayacağını bilmeyen cillop beyanı.
(bkz: yav he he) -
22. 28 kasım 2019 ibb su zammının reddedilmesi
16 yıl boyunca tüm zamları onaylayan insanların bunu yapması da ayrı bir ironi olmuş. (bkz: kabul edenler, etmeyenler, kabul edilmiştir)
-
23. bir mekanın kazıkçı olduğunu gösteren detaylar
1 kişilik masaya, hem de su ister misiniz diye sormadan 1.5 litrelik su açmak. yiyeceğiniz kazığın öncüsüdür. şaşmaz.
(bkz: karafaki) -
24. türkiye'de iyi eğitim alıp da yurtdışında yaşamak
şöyle diyelim
devlet okuluna gittim okey ama ailem dünya para saçarak dershanelere gönderdi
devlet kitap dağıttı ama kofti içeriğinden dolayı test kitaplarına ve daha iyi kaynaklara kendi ailemin parasıyla ulaştım aidat paraları tebeşir paraları kalem paraları ödedik beden eğitimi derslerinde hiç görmediğimiz yeni top paraları ödedik kendi cebimizden
devlet sınav yaptı sınavın parasını kendi ailemin parası ile ödedim ama eşek gibi çalıştım optik kodladım ve rakiplerimin hata yapmasını bekledim
devletin üniversitesini kazandım ama ailemin parası ile harç ödedim burs kredi almadım ailemin parası ile kitaplarımı aldım fotokopi maket gibi şeylere ben kendi paramı verdim ödevlerim için kendi ailemin aldığı bilgisayara crackli yazılımlar yükledim
devletin üniversitesinden mezun oldum ama şantiyedeki usta benden tecrübeli olduğunu iddia ediyor ve mesleğimi dışarıda piyasada öğreniyorum
devlet beni üniversitesinde eğitti ama yaptığım mesleğime gereken itibarı gösteren yok inşaat mühendisi için 2000-2500 tl maaş öneriyorlar ama patronun şoförü alıyor 5000 tl
aldığım maaşla aldığım ekmek vergi benzin dünyanın en pahalı benzini ithal edilen mallar dolar üzerinden geliyor ve 6 kat fazla ödüyorum
eee güzel kardeşim şartlar bu iken daha burada kalmamın bana ne kattığını söyler misin devlet bana yer göstermek dışında ne yapmış ki ben “eeeaahh hadi be sende” dediğim zaman vatan haini oluyorum -
25. ay ben yumurta bile kıramam diyen kadın
burada erkek yazarların atıp tuttuklarına bakmayın. bunu diyen kadın çok değerli görülecek, baş üstünde tutulacaktır. güçlü ve her şeyden anlayan kadınlardan daha çok sevilip, daha fazla sahip çıkılacaktır. erkek psikolojisi. zayıfı korur, güçlüye kayıtsızdır.
tanrı sorumluluk almaktan kaçınan, rahatına düşkün ve bunu diliyle de başarılı bir şekilde kamufle eden kadın yeteneğinden versin her şeyi bilip her işe yetişen biz kadınlara, ne diyeyim. -
26. beyin göçü diye gidenlerin çoğu terörist
böyle taksit taksit yaftalamak yerine topluca bir basın toplantısı düzenleyip; "bak biz hariç herkes fetöcü tamam mı" deseler de herkes muradına erse.
-
27. kanal istanbul
ileride torunlarınız "dede türkiye neden battı?" diye sorarsanız kanal istanbul ve istanbul havalimanı yüzünden dersiniz..
edit: @masumiyetkarinesi diye sözlükte bir trol var..
daha önce bir kaç yerde bu kişinin fatih tezcan olabileceğini okumuştum
6-7 entry aşağıda şunları yazmış
--- spoiler ---
ülkeyi lozan ile peşkeş çekenlerin torunları elbette sığ düsünüp bok atacak. ama kansızlar şunu sormuyor biz boğazdan geçen kaç gemiden ücret alıyoruz. boğazın düştüğü tehlikleli hale değinmiyorum bile.
--- spoiler ---
montrö boğazlar sözleşmesini bilmeden sallamak kolay tabi..
geçen gemilerden tek kuruş para alamıyorsun..
istemedikleri sürece kılavuz kaptan veremiyorsun..
evet bu doğru..
ama burada klasik istihbaratçı numarası çekiyor
doğrunun yanına yanlışı koyarak yanlışı da doğru gibi göstermeye çalışıyor
farz edelim kanal istanbul'u yapıp bitirdin..
hangi uluslararası anlaşmaya dayanarak gemileri oradan geçmeye zorlayacaksın
hem bedavaya boğaz'dan geçmek varken kim binlerce dolar verip en geniş yeri istanbul boğazı'nın en dar yeri kadar olan uyduruk bir kanaldan geçer..
gemilerin boğaz'dan geçişini en fazla 2-3 gün geciktirebilirsin..
bu durum karşısında başta rusya olmak üzere karadeniz'de kıyısı olan ülkelerin sessiz kalacağını mı zannediyorsun
ne yapar ne eder o gemiler tekrar boğaz'ı kullanır..
sen de müteaahhite yaptırdığın ve gemi geçiş garantisi verdiği kanala her yıl milyonlarca dolar ödersin..
tıpkı şimdi yavuz sultan selim ve osmangazi köprülerinde olduğu gibi.. -
28. günde 2.5 litre kola içmek
-
29. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
istanbul’da belçika usulü güzel sosları olan külahta patates yapan mekan biliyor musunuz?
ps: erkekler de cevaplayabilir. peki neden bu başlığa yazdım? çünkü millet bu başlıkta geziyor bilmiyor muyum. -
30. sevgilinin 44 kg olması
evlenince 74 olacaktır
-
31. bir kadının en güzel bölgesi
yazan olmamış hayret. neyse benn de yazmıyayım bari.
-
32. senden harika baba olur diyen kız
senden harika baba olur dediğim adam 975.denemesinde hâlâ bebeğin mamasını yanlış hazırlıyor. o yüzden fazla da şey yapmayın bence
-
33. iskender evrenesoğlu
bana kalırsa peygamberdende öteydi rahmetli.
peygambere bile kutsal kitap ancak melek aracılığı ile geliyorken kendisi canlı yayında namazım kabul oldu mu diye soran çocuğu direk allah'tan 'hınk' diye gelen bildirimle cevaplıyordu. -
34. imamoğluna oy vermeyeceğim çünkü
(bkz: akp çocukları)
-
35. akp dönemini anlatan filme isim önerileri
er doğan'ı kurtarmak olmalı.
ne zaman zora düşse muhalefet tarafından kurtarılması konu edilmelidir. -
36. kalyon ajans
devletin neredeyse tüm kurumlarının organizasyon işlerini alan rakipsiz firma kalyon ajans ve sahipleri olan 25 yaşlarındaki gençlerin inanılmaz yaşam öyküleri...
iyi seyirler türkiye...
(bkz: akp çocukları) -
37. aliexpress'teki 5 tl'lik ürüne 14 tl'lik vergi
birileride memleketten döviz cikmamasi için iyi uygulama denmiş, ulan malak türkiyedeki yoksulluk sınırının 7.080 iken 80 milyon nufuslu hane halkının yüzde 80 yoksulluk sinirinin altinda yasiyor. kaynak
emeğin vergilendirmesi birak %35 i %50 ye cikacak kurumlar vergisi ise sadece şuanlık %22 ve indirlmek isteniyor. kaynak ne dövizinden bahsediyorsun sen. döviz cikartanlar halkbanktan 3.50 kurdan dolar alanlardır.
bu kafayla milyon defa sikseler bir kere oh demezsiniz. -
38. beykoz'da 4 gündür ağaçta mahsur kalan kedi
başlıkta yazılanlardan anladım ki orta okul öğrencilerinin mizahına aşina değilim.
ibb’nin bu iş için birimi var. belediye aranırsa kedi kurtarılacaktır. -
39. kaft'ın ekşi sözlük yazarına atar yapması
konuyu bilmiyorum ama,
tişörtlerin kesimi bok gibi, 2 adet almıştım çok pişmanım. başlıkta kaft görünce dayanamadım
edit:adet -
40. tc kimlik numarasını 3+2+2+2+2 şeklinde ezberlemek
3+3+2+3 şeklinde ezberledim. yalnız bir yerde birisi tc'mi okurken farklı kombinasyonda okursa 4-5 saniyelik bir panik yaşıyorum.kafamda canlandırdıktan sonra geçiyor.
-
41. hepsiburada.com
geçen hafta başıydı.bankamdan arandım ama bende kayıtlı çağrı merkezinin numarası değildi. arayan kişi kredi kartım kullanılarak yüksek rakamlı işlem yapıldığını bilgim olup olmadığımı sordu. numara bende kayıtlı olmadığı için ben kendimi bankamı arayayım dedim kapattım. takiben kendi bankamın çağrı merkezini aradım ve bu kişiyi anlattım. telefonda o kişinin aradığı numaranın bankalarına ait olduğunu gerçekten kartım kopyalanmak suretiyle(muhtemel mail order) hepsiburada.com sitesinden 4000 liralık işlem yapıldığını ifade etti o dakika kartın kapatılmasını sağladım. daha sonra hepsiburada.com u aradım. çağrı merkezi o kadar ilginç ki bekleyenler arasında 25. sıradasınız dedi. kapattım. 2 saat sonra tekrar aradım gene 21 sıra gibiydi. böyle aramaya devam ettim gece 24 e kadar arandığına göre saat ilerledikçe sıra düşer diye düşündüm. nitekim 22 gibi aradım 8.sıradaydım. aa baktım 3/4dakika sonra bağlandım demek sıra hızlı ilerliyordu. çağrı merkezindeki hanıma durumu anlattım. dedi ki kaydınızı alıyoruz size geri dönüş yapacağız.
2 gün sonra bankamdan hepsi.burada.com tarafından hesabıma tüm paranın yatırıldığını öğrendim. tekrar hepsi.burada.com u aradım. dedim ki parayı yatırdınız ancak benim kartımla işlem yapan şahsın ismi soyadı ve size verdiği adresi verir misiniz? kendisi sistemde herkesin görevinin farklı olduğunu kendisinin bu bilgilere ulaşamayacağını ifade etti. ben bu işin dolandırıcılık suçu olduğunu ve kişinin başka kişileri de dolandıracağını ayrıca dolandırıcılık suçunun ağır cezada yargılandığını bildiğim için ertesi sabah savcılığa suç duyurusunda bulundum. -
42. öğrencilerden iban istiyoruz kampanyası
https://tr.pdfdrive.com/
işte o efsane arşiv (esasen bu entrye ilgi gösterenler bu linki istiyordu, bekleyim demiştim. buyrun sevgili dostlar)
1 - boyut cok fazla, tamamını indirmeyi denemeyin boş yere. seçerek indirin, örneğin almanya link 1 gb üzeri tek başına
2 - ben sadece linki paylaştım burada. kim yüklemiştir bilmem, kitap sitesinde abi paylaşmıştı bunu. o yüklemiş midir o nerden bulmuştur bilmiyorum. uzun süredir link aktif olduguna göre kitaplar telif süreleri dolmuş ve dünyaya mal olmuş klasikler sanırım.
3 - hepinize saygım var , yukarıdaki entrylere bakmadım. kim ne isterse ister, ben laf sokma amaçlı paylaşmadım bunu. ilgi görünce ben de dedim linki paylaşayım -
43. jartiyerin türk kadınına yakışmadığı gerçeği
beyler ben saldırıyorum.
-
44. nihat genç'in haluk bilginer'e saygı duymam demesi
"türkiye'den siktir olup gitmek" başlığında köşe kapmaca oynayan beyinsiz ekşici ergenler, nihat genç'i eleştiriyor işe bak*. zamanında fetö organizasyonunun güzellemesini yapan filmlerde fethullah gülen'i canlandıran adamı övüp, bu ülkenin yetiştirdiği ender atatürkçü gazetecilerinden birine "sen kimsin?" sorusunu sorma hadsizliğini gösteriyor pembe götüyle.
gerizekalı beyaz türk, atatürkçülüğü kadıköy'de, beşiktaş'ta bira içip, netflix'te "friends" izlemek sandığı için, "nihat genç kim aq hihihiih" diye aklınca espiri yapması gayet normal. nihat genç, darbe girişimi sonrası olağanüstü hal döneminde siz fıldır fıldır yurtdışına kapak atmaya çalışıp, fareler gibi kaçacak delik ararken şu konuşmayı yapmış bir adamdır;
tayyip'in rejiminde hadi çıkın da ötün! -
45. ali babacan'ın alacağı oy oranı
ali babacan'ın 2 saat süren yayınını başından sonuna pürdikkat izledim..
ilk anda bir şey yazmak istemedim.
aradan zaman geçmesini bekledim ki sakin kafayla yazayım diye düşündüm..
sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim..
hayatında ak parti'ye oy vermeyen biri olarak ali babacan'ın duruşunu, konuşmasını, anlatış tarzını sevdim..
bana samimi geldi..
geçmişteki günahları konusunda da samimiydi..
gerçeklerden bağını koparmamış "özde siyasal islamcı" birini ekranda görmek iyi geldi..
"oyunu verir misin?" dersen cevapım tabi ki "hayır"
ama benim gibi uçta olan birini bile etkileyen birisi emin olun ak parti tabanında derin kırılmaya yol açar..
ben biraz bunun nedenlerini ve niçinlerini yazmak istiyorum
2 saatlik yayından aklında ne kaldı?
ya da sana göre en flaş cümlesi ne derseniz;
cevabım net
"türkiye'nin karanlık bir tünele girdiğini gördük, bu adımı atmasaydık ileride çocuklarımızın yüzüne bakamazdık"
size bu cümle belki sıradan gelebilir..
ama benim gibi siyasete az biraz meraklı ve ak parti ile erdoğan'ı yakından takip ediyorsanız bu cümlenin aslında ne kadar ağır bir cümle olduğunu fark edeceksiniz..
işte aslında bana bu satırları yazdıran da babacan'ın kurduğu bu cümle
bu sözün anlamını kavrayabilmek ve doğru anlatabilmek için ben biraz geçmişe;
2001 yılına dönmek istiyorum..
ak parti'nin kurulduğu ilk yıllara
o zaman az biraz siyaset bilen herkes erdoğan ve ak parti'nin gizli ajandasının farkındaydı..
bunun önüne geçmek için de bazı adımlar attılar..
ama erdoğan ve o dönem yanında olan "dava arkadaşlarım" dediği gül ve babacan başta yakın adamları hiçbir gizli ajandalarının olmadığı konusunda hemfikirdi..
önlerini kesmek için atılan adımları da demokratik siyasete müdahale olarak sundular kamuoyuna..
hatta o dönemin bazı cumhuriyet elitleri "ülkede kurumlar var" diyerek ismini vermeden askeri tarif ediyor;
erdoğan ve ekibinin kafasındaki planı uygulayamayacağını iddia ediyordu
17 yılın sonunda geldiğimiz nokta net;
erdoğan kafasındaki tüm adımları teker teker attı.
polis-adliye operasyonlarıyla tehdit ederek, korkutarak bütün kurumların içini boşalttı
bir şekillde kendine bağımlı yaptı.
bugün "tek adam" adını verdiğimiz kendisi ve yakın çevresi dışında hiç kimseye bir faydası olmayan rejim inşa edildi..
yani sözün özü 2001'de "şunlar şunlar olacak" diyen kişilerin bütün öngörüleri ortaya çıktı..
reel politik sonuçta neden-sonuç ilişkisi...
bazı şeylerin yaşanacağını bilmek için siyaset doktorası yapmaya gerek yok..
gelelim bugüne
gül ve babacan başta o dönem birlikte yola çıkanlar geç de olsa kullanılıp bir kenara atıldıklarının farkına vardı..
yarattıkları canavarın birgün kendilerini yiyeceğini hesap edemediler
farkına vardıkları gün "tünelin ucunun karanlık bir yere çıktığını" anladılar..
partileşme adımını attılar...
peki bundan sonra ne olacak?
bu hareket tek başına iktidar olmak için kurulmuyor..
zaten mevcut konjonktürde rte de dahil hiç kimsenin tek başına iktidar olma şansı yok..
ittifak kurmak zorundalar..
peki kimle ittifak kuaracaklar?
herkes siyaseti cumhur-millet ittifakı olarak 2 kutuplu düşünüyor..
bu işin en çok ekmeğini yiyen de erdoğan-bahçeli ikilisi..
ama artık o ekmeği yemeleri zor..
büyük ihtimal sağ kanatta yeni bir ittifak kurulacak..
ak parti-mhp blokunun karşısında yeni bir blok..
iyi parti-saadet partisi-demokrat parti-babacan-davutoğlu
bir chp'li ya da hdp'linin babacan ya da davutoğlu'na oy vermesini imkansız görüyorum..
ama iyi partili ya da saadet partili birisinin babacan'a ya da davutoğlu'na oy vermesi daha olası
yani iyi parti ya da saadet de tabanlarını korumak istiyorlarsa yeni kurulan bu partilerle ittifaka mecbur..
ellerindekini kaybetmek istemiyorlarsa
peki babacan ak parti tabanından oy alır mı?
bu soruya da cevap verip etry'mi sonlandıracağım..
cevabım "evet"
çünkü muhafazakar ailelerin çocukları dışarıda iyi okullarda okudu;
çoğu 2-3 yabancı dil biliyor..
hepsi şimdi aile şirketlerinin yönetimindeler;
yakın zamanda da başına geçmeye hazırlanıyor..
dışarıyla da herkesten daha çok entegreler..
yani abd'de avrupa'da ne olup bittiğini yakından takip ediyorlar..
şimdi yazacaklarım size saçma gelebilir ama onların önceliği türban ya da daha iyi bir muhafazakar yaşam değil..
onların önceliği finansal açıdan mevcudu korumak ve de büyütmek..
yani yönetimine geçtikleri aile şirketlerini daha iyi bir konuma getirmek..
bunun erdoğan'ın ve damadının bile inanmadığı politikalarla olmasını imkansız görüyorlar..
babacan gibi ekonomiyi bilen ve daha temiz biriyle yola devam etmek daha akılcı geliyor
o yüzden de babacan'ın şansının yüksek olduğunu düşünüyorum..
tek sorun erdoğan'ın öngörüleyemeyen ve de kestirilemeyen pragmatik bir siyasetçi olması..
gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığı önlemek için sözcüsü ve genelkurmay başkanını helikopterle gönderen erdoğan'dan her adım beklenebilir..
erdoğan o adımları atar mı?
ya da kendi geçtiği yollardan babacan'ın geçmesine yardımcı olacak mı?
bunları da hep beraber yaşayarak göreceğiz.. -
46. mahkemenin kezzap atmaya basit yaralama demesi
bu mahkemeden beraat çıkarsa, bu saatten sonra suratına kezzap atılan bütün kadınların, hatta insanların vebali o kararı veren hakimin üstünde olacaktır.
adalet sadece lafta kalmış bu ülkede. çok acı. -
47. dua lipa'nın tinerci tipli sevgilisi
hangisi dua lipa hangisi tinerci diye 30 saniye baktığım görseldir. dua lipa dediği sanki bana charlize theron.
-
48. 30 yaş üstü bekar beyaz tenli caz dinleyen kadın
beyaz tenli cazı kim sevmez dedirten başlık.
-
49. iki türkün çocuklarına yabancı isim koyması
düşünüldüğünden çok daha yaygın bir durumdur. genellikle de arapça isim koyarlar.