Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 24 haziran 2019 teb kiralık kasa rezaleti

    çok yakın bir abimin başından geçenleri aynen alıp rica üzerine paylaşıyorum .

    “22.06.2018 tarihinde teb diyarbakır şubesindeki hesaplarımdan 30 yıllık birikimimi nakit olarak çekip aynı gün kiralık kasa sözleşmesi yaparak kiraladığım kasaya bu meblağı koydum . arkadaşlar bilindiği üzere kiralık kasalar ancak bir adet bankada bir adet müşteride bulunan iki anahtarla(altını çizerek belirtiyorum) aynı anda denenmesi sonucu açılan kasalardır.

    bu bir yıllık süreç içerisinde dört defa kiraladığım kasaya uğrayıp birikimim üzerine eklemelerde bulundum . kiralık kasa sözleşmesinin sona erdiği 22.06.2019 tarihi hafta sonuna denk geldiği için takip eden ilk işgünü olan 24.06.2019 tarihinde kasada bulunan bütün birikimimi çekip tekrar hesaplarıma aktarmak amacıyla eşimle beraber teb diyarbakır şubesine geldik. her gelişimde olduğu gibi bir banka personeliyle kasayı açmak amacıyla kiralık kasanın bulunduğu bölüme girdik. ancak her zaman ilk denemede açılan kasa personelle beraber 4 denememiz sonucunda açılmadı. bunun üzerine içerden başka bir personel kasanın açılması amacıyla bulunan bölüme geldi ve o personelle ikinci denememizde kasa açıldı. kasanın açılmasıyla birlikte içinin tamamen boş olduğunu fark ettim ve büyük bir şok geçirdim. bunun üzerine derhal 155’i arayıp polise durumu ihbar ettim. bu esnada banka personelleri zaten olayın şoku içerisinde olan ben ve eşimle hiçbir şekilde ilgilenmeyip gayet sorumsuzca bir tavır takındılar. hatta birkaç gün sonra şube müdürü ile görüşmeye gittiğimizde olayla alakalı olarak “biz kasanın içindeki parayı nerden bilelim” beyanında bulunarak sanki hiçbir sorumlulukları yokmuşçasına lakayt bir tavırla bizi başından savmaya çalıştı . olay yerine gelen polis ekiplerince kasa üzerinde inceleme yapılarak tutanak tutuldu ve olaylara şahit olan ben ve iki personelin ifadeleri alındı.

    polisler tarafından yapılan inceleme sonucunda kasanın üzerinde boya aşınmaları ve kilitte zorlama tespit edilmiştir. aynı zamanda bu birimden sorumlu yetkili personelin kiralık kasa sözleşmesinin bitim tarihi olan 22.06.2019 tarihinde yıllık izne ayrılmış olduğu anlaşılmıştır. kimseyi suç isnadı altında bırakmamakla birlikte altını çizerek belirtmek gerekir ki böyle bir eylemin herhangi bir banka personeli olayın içinde olmadan gerçekleşmesi olanaksızdır. yine altını çizerek ifade etmem gerekir ki olay günü alınan ifadelerinde benimle aynı doğrultuda ifade veren iki banka personeli olaydan iki gün sonra karakola giderek ek ifade talebinde bulunup tamamen birbiriyle uyumlu olarak , asılsız ifadelerle yalan beyanda bulunarak olayların seyrini değiştirmeye çalışmışlardır. verilen bu ek ifadelerin tamamen banka yetkililerinin emriyle verildiğini , kiralık kasa bölümünde kamera kaydının bulunmaması durumunun da fırsat bilinerek hareket edildiğini düşünmekteyim .

    olayın hemen ertesi günü teb teftiş kurulu başkanlığı ve teb takip inceleme soruşturma departmanlığına olayın özetini içeren , mağduriyetimizin giderilmesi talepli şikayet maili attık . buna rağmen tarafımıza bu gönderdiğimiz maille ilgili hiçbir dönüş yapılmadı . yine aynı gün teb teftiş soruşturma kurulundan yetkililere telefonla ulaşarak mağduriyetimi anlattım ancak kendileri olayın içeriğiyle ilgilenmekten ziyade telefon numarasına nasıl ulaştığımızı daha büyük bir sorun addederek ve mağduriyetimizi küçümseyerek hiçbir tatmin edici diyalog veya çözüm yolu sunmadan şikayet hattına yönlendirdiler.

    olaydan sonraki 3. gün teb’e zararımın giderilmesi talepli bir adet ihtarname çektim . bir sonraki gün teb genel müdürüne de mail atarak durumu bildirmeme rağmen tüm bu girişimlerimin hepsi sonuçsuz bırakıldı .

    internet sitesinde misyonları hakkında “teb hizmet mükemmeliyetine ve müşterilerine kendini adamış, tüm paydaşlarına aynı şeffaflık ile yaklaşan...” yazan teb, sürecin başından itibaren açıkladığı bu misyon ve vizyona tamamen aykırı olarak olaydan tam bir ay geçmiş olmasına rağmen yaşadığımız bu ağır trajediyi adeta ben ve aileme reva görmüş, bütün girişimlerimi sonuçsuz bırakmış ve tarafıma bir çözüm önerisi sunmamıştır.

    bünyesinde bulundurduğu kiralık kasaları koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan banka bu yükümlülüğü ihlal etmiş , tarafımıza ve kamuya karşı hukuki ve cezai sorumluluğu doğmuştur. tekrar ediyoruz ki yaşanan bu ağır mağduriyet ile ilgili olarak her türlü hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanmaktayız . 30 yıllık emeğim bu olayla birlikte hiç edilmiştir. arkadaşlar bu başlığı açma sebebim ben ve ailemin yaşadığı bu büyük mağduriyetin hiç kimsenin böyle bir şey yaşamaması adına türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından olan ekşi sözlük’te sesimizi duyurmak , kurumsal adı altında müşteri gizliliği , memnuniyeti gibi yükümlülüklerin nasıl sorumsuzca ihlal edildiğini sizlere bildirmektir.

    okuyan ve derdime ortak olan, ilgilenen herkese teşekkür ederim.”

    edit: paranın neden hesaptan çekilip kiralık kasaya konulduğu sorulmuş.
    cevaben : " biriktirdiğimiz para ile ev bakıyorduk. geçen yıl gerçekleşen döviz kurlarındaki dalgalanmalar nedeniyle bankaların döviz işlemlerinde sıkıntı yaşadığını görmemiz üzerine bu parayı düzgün bir ev bulduğumuz zaman hesapta bulunan paranın o an bankada bulunmama binaen parayı hazırda bekletmedik istedik, paramızı bu şekilde güvende tuttuğumuzu zannediyorduk."

  • 2. izmit'te açılan ırkçı pastane

    askere bedava demiş.
    geçen aylarda bir suriyeli gördüm markette. ilçe belediyenin kendilerine dağıttığı ve her ay para yükledikleri kartta paranın hâlâ yüklenmediğini görünce belediye başkanına ana avrat sövdü. ben de helal olsun biraz daha söv dedim adama.

    pastahanecinin yaptığı şey, askere bedava poğaça verebilmek için suriyeliyi dolayısıyla belediyeleri vergiye bağlamaktır.

    abd'de siyahîlere yapılanlarla ne alakası var lan bunun?

    bu adalettir.

    türkler de savaştan kaçıp almanya'ya sığınıp buna rağmen hâlâ orada çocuk sahibi olup dururlarsa o zaman kıyaslarız bu ikisini de.

    oturmuş evinde ılık gòtüyle liberalizm kasıyor adamlar.

  • 3. yazarların hayatlarını devam ettirme motivasyonu

    hayat iniş çıkışlardan ibarettir inancı.şimdi iniyorum elbet çıkacağım zaman da gelecektir.

  • 4. soylu'nun saat satan afrikalılara dair açıklaması

    türkiye cumhuriyeti devleti'nin içişleri bakanının kafayı kimseye zararı olmayan, sadece ekmeğinin peşinde koşan insanlara taktığını gösteren yersiz açıklama. suriyeliler diyoruz suriyeliler, problem onlar.

  • 5. hdp'li ailenin çocuğuna faşizm uygulayan öğretmen

    çocuk 5 yaşında, ailesi hdp'li de olabilir, chp'li de, mhp'li de.
    öğretmenin duyarlılıkları olması gerekir.
    5 yaşında bir çocuğu, amaçlarını uğruna kullanarak üstüne bunu afişe edemezsiniz.
    bunu meşrulaştıramazsınız.
    12 eylül döneminin zoraki gençliğe hitabeyi ingilizce ve almanca ezberletmesi gibidir.
    5 yaşında bir çocuğu kendi trollüğünüzün ana malzemesi yapamazsınız.
    bu işin en basit tanımı çocuk istismarıdır.
    aptal bir troll öğretmenin milliyetçi takipçi edinmek için bir çocuğu kullanmasıdır ama içinde patlamıştır.

    yarın bir başkası da ailesinin ateist olduğunu düşündüğü 5 yaşında bir çocuğa sure ezberletip ortaya çıkarsa şaşırmayın.

    buradan da milliyetçilik üreterek bu kadını savunmayın.
    yaptığı yanlıştır.
    bunu afişe etmesi ise ayrı bir şerefsizliktir.

  • 6. 21 haziran 2019 sunexpress rezaleti

    sunexpress hava yolu şirketinin yüzlerce yolcuyu aynı anda rezil ettiği, başından sonuna kriz yönetimi konusunda başarılı hiçbir şeyin yapılmadığı, yüzlerce insanın aptal yerine konulduğu rezalet.

    21 haziran 2019 tarihinde planlanan xq772 kodlu esenboğa - amsterdam uçuşunun hareket saati 16.15 idi. 150'nin üzerindeki yolcusuyla ilgili uçuş kapısına tüm yolcular yönlendirildi. buraya kadar her şey olağan seyrinde ilerlemekteydi. uçuş için tam boarding başladığı anda, alana amsterdam uçuşu yolcusu olmayan yüze yakın insan girdi ve bir anda yer hizmetleri yetkilileri amsterdam yolcuları için uçuş kapısının değiştiğini söylediler. yanlış hatırlamıyorsam alt katta yer alan 405 nolu kapı olduğunu ilettiler. biz amsterdam uçağı yolcuları olarak ilgili kapıya ilerledik. ilgili kapıda adeta in cin top oynamaktaydı ve bu sırada saatler 16:00'yı göstermekteydi. ne bir uçak, ne de bizi uçağa taşıyacak vasıta, ne bir yer hizmetleri yetkilisi, ne de bizim olduğumuz kattaki diğer kapılarda herhangi bir uçuşun yolcuları bulunmaktaydı. bir anda ekrana baktığımızda amsterdam uçağının 2 saat rötar yaptığını gördük. bilenler bilir, 2 saatlik direkt rötar verilmesi çok normal bir durum değildir. 2 saat bir havayolu firmasının tek seferde verebileceği maksimum rötar süresidir. bu sırada yolculardan birisi, bizim uçağımızın aslında yukarı kattaki uçak olduğunu söyledi. bunu kendi valizinin o uçaktan indirildiğini görerek öğrenmiş. çok geçmeden ilk yönlendirildiğimiz kapıya bir grup yolcu ile beraber hareket ettik. gerçekten de bizlere ait valizler uçaktan indiriliyor ve uçağa son anda boarding alanına gelen yolcuların valizleri yerleştiriliyordu. aklı selim bir kaç arkadaşla birlikte sunexpress'in esenboğa yetkililerini bulmaya çalıştık. bu sırada sonradan yönlendirildiğimiz kapıya gelen yer hizmetleri yetkilileri kendilerinin sunexpress çalışanı olmadıklarını, konuyu tam bilmediklerini, esenboğa'da sunexpress'in sadece bir yetkilisi olduğunu, onun da nerede olduğunu bilmediklerini söylediler. bu arada ileride bir noktada yer alan uçağın bizim uçağımız olduğunu; fakat bir arıza nedeni ile uçuşa hazır olmadığını, rötar süresi sonunda hareket edeceğini ilettiler. biz aklı selim arkadaşlarımızla birlikte sunexpress'in esenboğa havaalanı yetkilisi beyefendiyi uğraşlarımız sonucu bulabildik. kendilerine bize samimi olmalarını söyledik ve burada olan bitenin ne olduğunu sorduk.

    kendileri bize şu yanıtı ilettiler: "dün planlanan münih uçağı yolcuları yaklaşık 18 saatlik bir rötar yaşadılar, gerilen sinirleri nedeniyle sizin uçağınızı münih yolcularına teslim etmek durumunda kaldık."

    biz, sinirlerimize hakim olmaya çalışarak beyefendiye münih yolcuları adına üzgün olduğumuzu, eğer uçağımızın 2 saat sonra kalkışı mümkünse onların daha fazla beklememesi gerektiğine katıldığımızı, bizim için 2 saatlik bir sürenin sorun olmayacağını, bunu tüm yolculara izah edebileceğimizi söyledik. fakat bu uçak 2 saat sonra kalkmaz da, biz de burada belirtilen saatler kadar rötar yersek, bu durumun sunexpress'in yanına kar kalmayacağını söyledik, ve bizlerin aklıyla dalga geçmemelerini rica ettik. beyefendi de aynı şeyleri bir daha yaşamak ister miyiz, uçağın parçası bekleniyordu geldi, parçası takıldı, sadece kalibrasyonu kaldı. o da bu süre zarfında hallolacaktır dedi. kendilerine teşekkür ettik ve beklemeye başladık. 2 saat geçtikten sonra yine ne bir yer hizmetleri yetkilisi, ne bir sunexpress yetkilisi ne de bir ilave rötar uyarısı gördük. neler olduğunu ve olacağını tahmin edebiliyorduk fakat inanmak istemiyorduk.

    bu çaresizliğin üzerine sunexpress müşteri hizmetlerini arayarak durumu öğrenmeye çalıştığımızda, müşteri hizmetleri bizlere şuan uçakta olduğumuzu ve uçağımızın amsterdama gittiğini söyledi. kendilerini tüm yolcularla birlikte burada olduğumuzu bizim uçağımızı münih yolcularının aldığını, bizim ses çıkarmamamız için ise havaalanının aslında hiç çalışmayan katına alındığımızı ilettik. kendileri böyle bir şeyin mümkün olmayacağını bizim aslında uçakta olduğumuzu iddaa etmeye devam edince, buradan sonuç alamayacağımızın üzülerek farkına vardık. müşteri hizmetleri yetkilisi ise en son, bu tür kriz yönetimlerinin merkezden değil, ilgili havaalanı yönetiminden yapıldığını söylediler. maalesef yüzlerce yolcunun aradığı sorunun cevabı tek bir kişideydi ve kişi de hiçbir yerde görünmüyordu. işin ilginç yanı kişiden ziyade sunexpress'in türkiye'nin başkenti ankara'nın uluslararası havaalanında sadece tek bir personelinin oluşuydu.

    yaklaşık üç saatlik beklemenin ardından uçak ha oldu ha olacak derken aslında çizilmiş bir senaryonun içinde olduğumuzu maalesef bilmiyorduk. uçağın etrafında çalışan kişiler azalınca sanırım, uçağın işi bitti insanlar dağılıyor diye seviniyorduk. ve biz bunu yaparken oradaki kişilerde aslında uçağın kalkamayacağını, zaten ilgili parçanın amerikan daha yola çıkmadığını biliyorlardı ama bizim yanımızda böyle bi uçağa gidip gelerek psikolojik olarak bizi rahatlatmak, ya da aklımızla dalga geçmek istiyorlardı .

    bu üç saatlik sürenin ardından, bizlere sandviç ve içecekler dağıtılmaya başlandı. artık herkes ümidini yitirmişti. yolcular birbiriyle kaynaştıkça farklı hikayeler çıkıyordu. hamile yolcular, kundaktaki bebekler, evcil hayvanlar, doğum günü için bir günlüğüne sevgilisini görmeye gidenler, iş için bir günlüğüne seyahat edenler, avukatlar, farklı ülkelerden insanların katıldığı toplantısına yetişemeyeceğinin farkına varan benim gibi kişiler adeta insanlarla konuştukça herkesin ne kadar da zor durumda kaldığını anlamak çok zor değildi. yiyecek içecek ikramları sonunda apar topar bizleri otele götüreceklerini valizlerimizin havaalanında kalabileceğini söyledi yer hizmetleri yetkilileri. bu sırada benim gibi ankara'da yaşayan, hatta otoparkta aracı olan yolcular uçağın ne zaman kalkacağını söylemeleri halinde evlerimize gidebileceğimizi, otelde kalmak istemediğimizi söyledik. fakat yer hizmetleri yetkilileri uçağın her an kalkabileceğini, evimizden yetişemememiz, gece hareket esnasında arandığımızda uyanamamamız gibi sorunların olması halinde uçuşu kaçırabileceğimizi söyleyerek bizleri otele doğru yönlendirdiler. tekrardan gümrükten çıkış yaptığımız anda bize eşlik eden hanımefendiyi biranda kaybettik. havaalanından çıktık ve hiçbir yetkili ortada yoktu. tanıyabildiğimiz kadar yolcuyu aklı selim yolcularla biraraya toplamaya çalışırken, havaalanından valiziyle çıkan aynı uçaktaki yolcuları gördük. yolculara valizleri neden aldıklarını sorunca ise hanımefendinin tekrar içeri girip valizlerinizi alın, biz mesuliyet kabul etmeyecekmişiz dediklerini ilettiler. aklımızda sadece dalga geçiliyordu ve tekrardan güvenlik kontrollerinden geçerek binemediğimiz uçağın valizlerinin gelmesini bekledik. valizlerimizi alıp otele geçtiğimizde resepsiyonda bizlere havayolu şirketinden haber gelince odamızı aranarak uyandırılacağımız iletildi. tek iletişim kanalımız müşteri hizmetleri idi. onlarda konuya asla vakıf değildi. sosyal mecralardan durumumuzu dile getirdikten sonra uçuşun tek mağdurlarının bizler olmadığını öğrendik. ankara - amsterdam uçuşu sonrası aynı uçak amsterdam - izmir uçuşu yapacakmış. bizim ankara'da beklediğimiz gibi, amsterdam'da da yüzlerce insan münih yolcularının uçağının bozulması sonucu amsterdam uçağının kendilerine tahsis edilmesinden kaynaklı mağdurmuş. oradaki mağdur yolcularla diyalog kurarak uçuşumuz hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştık.

    biz müşteri hizmetlerini aradığımızda amsterdam - ankara uçağının 07:00'de gerçekleşeceğini ilettiler. amsterdamki yolculara izmir uçuşu için havaalanında kalkış saatini sorduğumuzda 13:00 olduğunu ilettiler. tekrardan müşteri hizmetlerini aradım. bizim uçağımız 07:00 ise amsterdam - izmir uçağının 10:00'da, amsterdam izmir uçuşu 13:00'da ise bizim uçuşumuzun 10:00'da olması gerektiğini ilettim. kendileri bu bilgilerin kesin olduğunu, bizim bu işleri bilemeyeceğimizi ilettiler. sabah ilgili saate alarmı kurup uyandığımda resepsiyonu arayarak bizleri ne zaman otelden alacaklarını sordum ve resepsiyon kendilerine bilgi verilmediğini iletti. müşteri hizmetlerini arayıp sorduğumda ise uçuşumuzun 10:00'a rötar yaptığını ilettiler. aslında gece yatmadan bunun böyle olacağı belliydi ama sunexpress aklımızla dalga geçmeye devam etti. tam bu sırada amsterdam - izmir yolcusu dostumuz kendi uçuş saatlerinin 16:00 şeklinde göründüğünü söyledi. bu durumda bizim uçuşumuzda yine 13:00 olmuştu ama sunexpress yine bize son dakika haber verecekti. hatta haber vermeyecek biz kendilerinden zorla öğrenecektik. yapılanlar akıl alır gibi değildi. böyle bir durum yaşanacağını bilsek belki, seyahatimizi iptal ederdik ya da evimize gidip uyuyabilirdik. ne gözümüze uyku girdi ne de dinlenebildik. sadece ama sadece sesimizin çıkmayacağı hiçbir yetkili olmadığı bir alana 150'yi aşkın insan olarak koyun gibi dizildik.

    yolculardan aklı selim 3 kişi havaalanının yolunu tuttuk. kendi imkanlarımızla havaalanına ulaştık ve dhmi nöbetçi müdürü, havaalanı valiliği gibi yerlere konuyu intikal ettirdik. neredeyse kimsenin konudan haberi bulunmuyordu. bizim ulaşamadığımız tüm yetkililere ulaştılar. mağduriyetimizi bildiklerini, bu konuda en büyük mağdurun sunexpress olduğunu, hem uçuşumuzu yapmak zorunda kaldıklarını hem de bizlere ilgili dış hatlar uçuşu, mesafe ve km göz önünde tutularak 400'er euro kişi başı tazminat ödeneceğini ilettiler. amsterdam'da kalamadığı gece için otellerine konaklama ücreti ödeyenler, dönüş uçak bileti yananlar ve yaşadıklarımız düşünülünce 400 euro gerçekten çok komik bir teselliydi.

    bir süre sonra sunexpress esenboğa yetkilisi, o gün gerçekleşecek münih uçağını iptal edeceklerini, onları yine aşağı kağıya son dakika yönlendireceklerini, bizlerin ise münih uçağı ile amsterdam'a gideceğimizi söyledi. oteldeki insanlar havaalanına getirildi. herkes birer birer tembihlendi. aman ha münih yolcuları duymasın. 21 haziran 16:15'te planlanan uçağımız, 22 haziran cumartesi günü 16:50'de hareket edebildi ve münih yolcuları da bizim gibi aptal yerine konarak aynı kadere maruz kaldı.

    oysa ki biz havaalanına gitmeden uçuşumuzu iptal edebilirler, ücretlerimizi iade edebilirlerdi. kapasitelerinin kaldıramayacağı uçuşları düzenlemeyebilirlerdi. ama bunların hiçbirini yapmadılar. aklımızla dalga geçtiler. cumartesi gece 21:50'de amsterdama gidip, pazar sabah 07:00'de dönüş uçuşu olan yolcular, hastalar, yaşlılar, bebekler, evcil hayvanlar hiç düşünülmedi.

    uçuştan önce 50'ye yakın yolcu ile whatsapp grubu oluşturduk ve yasal haklarımızı birlikte arayalım dedik. memleketlerimize sağ salim döndükten sonra kendi sitelerinde de yazan yolcu haklarımızı belirterek tazminatlarımızı talep ettik. fakat tazminat başvurularımıza 15 güç içerisinde dönülmesi gerekirken yetkililer ankara - amsterdam yolcularına dönüş sağlamadılar. benim gibi her koldan saldıran yolculara ise, uçuşumuzun türkiye kalkışlı olduğu gerekçesi ile tazminat hakkımızın bulunmadığı konusunda yaklaşık 1 ay sonra dönüş yaptılar. aynı uçuşun devamındaki amsterdam - izmir yolcularına ise 400 euro nakit ya da 500 euro değerinde uçak bileti teklifinde bulundular.

    15 gün içerisinde bize dönüş yapmadınız dediğimizde ise, döndük ama maillerimiz spam'e düşmüş olabilir dediler. bize dönüş yaptığınızı ispatlar mısınız dediğimizde, isterseniz şikayetçi olabilirsiniz, ispatlayabileceğimiz herhangi bir şey yok dediler.

    açıkçası tazminat meblağdan ziyade artık, gurur, onur, namus meselesi haline geldi ve bu olanlardan habersiz biçimde yüzlerce kişi bu hava yolu firmasını hala tercih etmekte. umarım bizim yaşadıklarımızı sizler yaşamazsınız. umarım amatörce yönetilen bu hava yolu firmasının tuzağına sizler de düşmezsiniz.

    edit: yazım hatası (dikkatinizi çeken yazım hataları için yeşillendirebilirsiniz.)

    edit2: aklı selim insanların, artık ne aklı, ne insanlığı kaldı. birer birer yok olup gittiler maalesef. (bkz: pembekedi) (#93022106)

    edit3: bu kadar uzun yazı sonunda bu kadar destek alacağımızı tahmin edememiştim. öncelikle vakit ayıran, derdimize ortak olan tüm yazarlara teşekkür ederim.

    edit4: bu konuyu bu kadar geç gündeme getirme sebebim ifşa olmaktan korkmamdı. çünkü çevremdeki herkes konuyu biliyordu ve şuan sözlük nickimi birçoğu öğrenmiş oldu. sunexpress sınırlarını o kadar zorladı ki, bana başka seçenek bırakmadı. tekrardan tüm yazarlara destekleri için teşekkür ederim.

    edit5: aklı selim sıfatını özellikle dikkat çekmesi adına bu kadar çok dile getirdim. biz hakkımızı medeni biçimde aramak istedik. haklı iken haksız duruma düşmeyelim, burada çalışanları da zor durumda bırakmayalım dedik. fakat maalesef ülkemizde bu şekilde hareket etmek fayda sağlamıyormuş, acı biçimde öğrenmiş olduk.

    edit6: mesaj kutum o kadar doldu ki. hepinize sonsuz tekrar tekrar teşekkürler. gelişmelerden ekşi sözlük'ü an be an bilgilendireceğim. iyi ki varsın sözlük!

    edit7: @faggot a düzeltmesi için teşekkürler. havaalanı valiliği değil, havalimani mülki idare amirliği imiş.

    edit8: iki saat rötarın sorun olmayacağını söyledik derken kabullendik anlamında söyledim. yani bize bir tercih şansı sunulmamıştı zaten en başında. yoksa diğer yolcular adına hareket etme durumumuz tabi ki olamaz. bize gelip de izninizle bu uçağı münih’e gönderebilir miyiz diyen zaten olmadı ki.

  • 7. türkiye'de fındık fiyatını ferrero'nun belirlemesi

    ön edit: ferrero kim ak diyenlere = nutella

    niye tatava yapıyorsun diyenlerede şunu söylüyorum birileri cebine 300-400bin dolar atacak diye ülkenin yıllık fındık ihracatı 10 milyar dolardan 3-4 milyar dolarlara iniyor. mevcut altın ihracatı bile bu rakamların neredeyse yarısı seviyesinde. boşuna altınordu demiyorlar fındık cennetine.

    100 milyar dolara dayanan küresel çikolata pazarının en büyük oyunucusu olan ve ülkemizde önceki adıyla oltan gıda olarak hizmet veren dünyanın en büyük fındık kırma tesisinin 2014 yılından beri sahibi olan ferrero'nun karadenizli çiftçinin emeğine devletin yerine kendilerinin değer biçmesi olayıdır.

    bundan 4-5 sene öncesine kadar ordu, giresun ve düzce borsaları çiftçinin teri soğmadan hasat dönemi sürerken fındık fiyatını tatmin etsin etmesin açıklardı.

    ancak olay artık oltan gıdanın yeni adıyla ferrero fındık ithalat ihracat ve ticaret a.ş.'nin ordu, giresun ve düzce gibi temel fındık üretiminin olduğu benzeri il ve ilçelerdeki tüccarlara kota ve taban fiyat vermesiyle ilerliyor. özet geçmek gerekirse hemen hemen her tüccar artık oltan gıdanın bir bayisi niteliğinde, fındık fiyatı tüccarlara iletiliyor örneğin 1-7 eylül tarihlerinde 13.5 tl üzerinden alım yapabilirsiniz diye tüccarlarda dönem olarak belirtilen fiyatlardan alım yapıyor ve sonrasında bu fiyat üzerinden komisyonlarını + banka kredisi faizlerini alıyorlar.

    oltan gıdanın 2019 yılı için açıklaması beklenilen fındık fiyatı 12 tl = 2,10 dolar

    ferrero'nun oltan gıdayı satın almadan önceki son hasat dönemi fındık fiyatı 24 tl = dönem kuruna göre 9,23 dolar

    1 ton kabuklu fındık için 2019 yılı hasat maliyeti (1 ton fındığın hasat edildiği dönüm baz alınmıştır ve *net rakamlar değildir.)

    tırpan için işçi maliyeti = 1800 tl
    gübre = 1200 tl
    ışgın alma = 450 tl
    yerli amele ücreti = 6 gün*10 işçi = 7200 tl
    aile ve amelinin haftalık ihtiyaçları ( elektirik, su, yemek) = 3000 tl
    patoz ücreti = 1 saat 220 tl
    fındığın harmana taşınması = 200 tl

    toplam 14.070 tl
    - yıllık devlet desteği 180 tl

    13.890 tl

    10 ton fındığı olan biri durduk yere 18.900 tl zarara giriyor.

  • 8. bir erkeğin ortalama boşalma süresi

    boşanma diye okudum 3 yıl sürdü

  • 9. haluk bilginer'in hiç efsane bir rolde oynamaması

    aramızda hala ihsan yıldırım'ı bilmeyen hayvanlar var.

  • 10. otobüste ayaktaki kıza yer vermeyen erkek modeli

    otobüste ayaktaki yaşlılara yer vermeyen kızların hakkında pek de konuşmaması gereken erkek modelidir.

    15 yaşından beridir toplu taşıma kullanırım, kızların çok büyük bir kesimi araçlarda yaşlılara yer vermez. hatta 30 yaş üstü kadınların neredeyse tamamı yer vermez. ya 40 yaşında adam kalkar yer verir, ya da varsa anlayışlı bir kız.

    şahsen; hamile, engelli ya da +60 değilse kadınlara yer vermem, eşitlik ilkesi gereği. hele de yaşıtım kızlara.

    edit: imla.

  • 11. bir fotoğraf yüzünden 2 yıl ceza almak

    londra'lı genç bir ingiliz kızı, havanın iyice karardığı bir saatte, yolunu kısaltmak için regent park'tan geçerek evine gitmek istiyor.
    genç kız, gece elektriklerin az aydınlattığı karanlık yolda yürürken, magandanın biri çirkin lâflar atıyor, kızı korkutuyor.
    dehşete düşen genç kız çığlıklar atarak kaçmaya başlayınca, etrafta bulunan ve kızın sesini duyan ingiliz gençler koşup saldırganı yakalıyorlar.
    adam yargılanıyor. ingiliz hâkim ona “7 yıl ve 7 gün hapis cezası” veriyor.
    hâkime soruyorlar:
    “adam kıza elini bile sürmemiş, sadece korkutmuş. bu 7 yıl, 7 günlük ceza çok ağır değil mi?”
    ingiliz hâkimin cevabı :
    “kızı korkutmanın cezası sadece 7 gündür. 7 yıllık ilâve ceza ise ingiliz kızlarının gece parkta dolaşma ve parktan geçme özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır!”

    kisinin hak ve ozgurlugune yapilan tecavuzdur. az biledir. emsal teskil etmelidir. kimse kimsenin fotografini, hele ki edep yerlerini, ce ke mez.

  • 12. pitbull'un yasaklanması

    bakın bu hayvanı besleyen kişiler toplum için tehlike oluşturuyor.

    zaten yasak ama bu hayvanlar her yerde
    15-16 yaşındaki veletler gezdiriyor.
    akıllarınca mahalle kabadayılığı yapıp, cesaret gösterisinde bulunuyorlar

    görüldüğü yerde vurularak öldürülmesi, sahibine de kallavi bir ceza verilmesi gereken vahşi köpek cinsi

    yemin ediyorum bu hayvanı tasmalı bile görsem yolumu değiştiriyorum.
    çünkü en az sahipleri kadar tehlikeliler

    kolluk kuvvetleri acımadan öldürmeli bu köpekleri
    aksi halde bir gün size yada başkasına saldıracak

    sövsenizde, kabul etmeseniz de, hayvan hakları deseniz de bu gerçeği değiştiremezsiniz

  • 13. ismet özel

    "türk diye bir ırk yoktur. türkçeyi arapça bilen müderrisler bize öğrettiler."

    şunu diyen adam isterse dünyanın en iyi şairi olsun. kırk paralık değeri yoktur.

  • 14. erkekler olarak tayt giymek istiyoruz

    (bkz: boyun devrilsin herif)

  • 15. menzil şeyhinin hastane gezmesi

    kpss atamaları da bu şerefsizlerden geçiyor. aralarında tanıdığınız yoksa 92 alan puanıyla açıkta kalabilirsiniz. yeni fetö, hatta fetöden beter bunlar. demedi demeyin.

  • 16. eski olmasına rağmen hala oynanan oyunlar

    (bkz: age of empires 2)

  • 17. 23 temmuz 2019 iş bankası rezaleti

    aklıma facebook mevlüt grupları geldi, yazarın arkadaşları iftar çadırına gider gibi yola çıkmışlar.

  • 18. kız arkadaşın çadırlı festivale gitmesi

    bırakın gitsin bi bok olmaz dediğim durum.
    çadırlı festin çadırlı fest olduğu dönemlerde bi arkadaşla envai çeşit çadırlı festivale katıldık, belki bize de ucundan kıyısından bir şeyler şey olur diye. sandığınız gibi her çadırda seks alemi yok. hatta sevgilisiyle gelenler dışında hemen hemen hiç rastlamadım diyebilirim.
    o kadar festival yaşadık sadece 1 kere, 2 adet taş, 'cigaranız var mı' diye sordu, öğrencilik dönemi olduğundan, biraz da salak olduğumuzdan monte carlo isimli sigaradan uzattık, kovdular bizi. meğerse haroin falan soruyolarmış. o zaman öğrendiydik ot şeyine cigara denildiğini de. ne kadar salakmışız..
    sonuç olarak gitsin eğlensin, dans, müzik dışında birşey yok. çok da şey yapmamak lazım.

  • 19. kanser hastasına yardım kampanyası

    düzenli trombosit bağışçısı olmak yapabileceğiniz en iyi yardımdır. sigara kullanan insanlar için de ayrıca arınma yöntemidir, çünkü trombosit oranının çoğalması damar tıkanıklığına neden olan şey ve bir diğer avantaj rutin olarak normalde para verip yaptıracağınız testleri yaptırıyorsunuz. o insanların aileleriyle tanışmak sizler için eşsiz deneyim oluyor, bağlarınızı gözden geçiriyorsunuz.

  • 20. kötü günlerde kişiye güç veren sözler

    "rabbin seni terk etmedi, ve sana darılmadı da."

  • 21. izlemesi en zevkli spor dalı

    - erkekler senkronize atlama.

    eskiden babamla dalga geçerdim, bir iki kadın bacağı görmek için saatlerce kadınlar artistik patinaj seyrederdi.
    yaşlandıkça ona benzemeye başladım. ama uzansam sanki kaslara dokunacak gibiyim.

  • 22. 25 temmuz 2019 ppk toplantı kararı

    ağlamak istiyorum 3 sayfa geldim hala “pkk toplantısı diye okudum eki eki” diyen birini göremeyeceğim diye sevinirken hırtonun biri hemen yapıştırmış entry.

    neyse faiz indirimi kesin gözüyle bakılıyor buraya kadar okeyiz, piyasada dünden beri fiyatlamaya başladı, beklenti 500 puan üzerinde, reis’in gönlü zengindir 600-700 olur mu olur, dolar ilk etapta yükselsede akşama doğru ateşi söndürülür.

  • 23. dünyanın en kısa iq testi

    zeki insani degil, gerizekali insani ayirt etmek icin kullanilan test.

  • 24. edirne vs sakarya

    bir sakaryalı olarak tabii ki edirne dediğim versus.

  • 25. dizel araç satıp benzinli araç almak

    dizelin avantajı bir enjektör ya da pompa arızasına bakar.

  • 26. topuklu ayakkabıyla kuzunun gözünü oyan kadın

    3. edit: arkadaşlar başlığı gündeme soktuğunuz için teşekkür ederim. sizden ricam 10 saniyenizi ayırarak cimer üzerinden olayı ihbar (şikayet değil, ihbar)etmeniz ve olayı duyurabildiğiniz kadar duyurmanızdır. bu vesileyle bu caniliği yapan şerefsizler en azından rahat edemez, korku ve panik hali içine girerler. cimer üzerinden şikayet dilekçesi yazarken ağdalı cümleler kullanmanıza da gerek yok. "bu vahşeti gerçekleştirenler hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını istiyorum" yazsanız bile kafidir.

    2. edit: gelen uyarılar üzerine zavallıcığın kuzu değil köpek olduğunu öğrendim. yöneticilerden başlığın düzeltilmesini rica ediyorum.

    edit: başlığı açmamdaki sebep bu piçlerin duyulması ve bir umut birilerinin bunları bulabilecek olmasıdır.

    instagram'da "yeşilova salda canları" adlı hayvansever bir sayfada gördüğüm videodur.

    video her ne kadar sansürlü olsa da insanın içini çeken, anında yaşam enerjisini sıfırlayan bir video ve bu yüzden izlemenizi tavsiye etmiyorum. ben 10 saniye bile izleyemedim ve bunu çeken orospu çocukları türk.

    yorumlardan birinden anladığım kadarıyla bu bir fetiş türü ve profesyonel video çekimi eşliğinde gerçekleştiriliyor.

    dernek, failleri bulana 50.000 tl ödül vereceğini belirtiyor.
    `:https://www.instagram.com/…h6/?igshid=1y2ca80jma3dw`

  • 27. evlendikten 30 gün sonra ücretsiz boşanma hakkı

    kerizi evlenme aşamasına getirebilen kişi 30 gün daha sabredemez mi sanki amk?

    saçma bir teklif.

  • 28. tekerlekten sonra yapılmış en büyük icat

    ötv’nin kdv’si

  • 29. ekşi itiraf

    bazen sözlük'te dolaşırken bazı kişilerin dertlerini döktükleri, zor durumlarını ya da acılarını anlattıkları entry'lere denk geliyorum. o entry'ler olumsuz anılar içeriyorsa hatırlatıp deşmemek için oylamıyorum ama bazen favoriliyorum, sonrasında da o yazarın profilini yan sekmede açıp entry'lerine bakıyorum; şimdi mutlu mu? nihayet rahata kavuşmuş mu? acılar unutulmuş mu?

    sonra görüyorum, başımıza ne acılar gelirse gelsin, bir gün o acıyı mutlaka unutuyoruz, sıkıntılarımız yaşarken bize çok zor ve çok ağır geliyor ama geçtikten sonra bambaşka bir insan oluyoruz, etrafına mutluluk saçan... işte yaşıyoruz, hayat devam ediyor, bir şekilde hayata devam ediyoruz...

    bu baktıklarımın çoğunda sonuç böyle oluyor, onlar adına seviniyorum, o an sıkıntılı bir anımsa umutlanıyorum. çünkü ne kadar üzüntü yaşayıp sonrasında atlatıp o üzüntüleri unutursak unutalım, tekrar bizi sıkıntıya sokan bir şey olduğunda sanki hiçbir sıkıntının üstesinden gelememişiz gibi hissederiz, asla kendi hayatımıza şöyle bir adım geri çekilip uzaktan bakamayız ama bizzat gözümün önünde insanların önceki ve sonraki halleri en berrak şekilde kendi kelimeleriyle durduğu zaman, bu bana ümit veriyor, güç veriyor.

    bazense bu, sözlük'e gönlünü açanlar, bir süre sonra sözlük'ü bırakmış oluyor, o zaman da onları düşünüyorum; acaba acısını unutabildi mi? acaba kendini toparlayabildi mi? yeni bir başlangıç yapabildi mi? üzüntülü günlerine anlamlı bir tebessümle bakmayı başarabildi mi? yoksa hala o günlerin içinde mi?

  • 30. norm ender

    mekanın sahibidir.

    öyle bir diss atmış ki, ezhel ve ben fero cevap verememiş ve abilerini çağırmış twitterdan norm enderi tehdit ettiriyorlar.

    killa hakan, cash flow gibi dinozorlar bildiğin norm endere bu bebelere diss attığı için ana bacı saydırıyorlar. arkadaşım siz nasıl rapçisiniz, rapin ağır abisi diye gezip diss atan adama 'lokasyon at' diye teke teke çağırıyorsunuz. söyleyecek lafınız varsa yapın bir şarkı dinleyelim.

    norm endere gelince, sen büyük adammışsın. helal olsun.

  • 31. türk hatunlarının çoğunun hobisinin olmaması

    maç izleme ve rakı içmeyi hobi sanan türk erkekleri için hiç de şaşırtıcı olmayan önermedir.

  • 32. seni hiçbir zaman bırakmayacağım

    benim koleksiyonum var bu cümleye kuranlardan. ama hiçbirisinin adını hatırlamıyorum...

  • 33. erkeğin aylık geliri ne kadar olmalı

    dikkatimi çeken şey bütün kadınların erkeği aileyi ve kadını geçindirecek kişi olarak görmesi ve soru sorulduğu anda kendi yaşam standardını erkeğe indirgeyerek cevap vermesiydi.

    ekşi ve twitter gibi sosyal mecraları saymazsak toplumda kadın erkek eşitliği ve kadının bir meta olmaması falan hiç kimsenin umrunda değil. hepsi safsata. ataerkil düşünceye aynen devam.

    tutarlar açısından analiz ettiğimde ise 3-5 binlerde hadi bilemedin 7-8 binlerde geziniyor kadınlar. demek ki bir erkekte bunu makul bulabiliyorlar. kaldı ki hayat ciddi pahalılaştı, iki sene önce sorsan 5 bin diyen olmazdı.

    bu kadınların zihniyetini veri alarak konuşuyorum; ticaret yapan ve 20-30 binler hatta 50 binler kazanan bir adam bu kadınlara neler yapmaz? böyle bir erkek karşısında tamamen sus pus olurlar resmen köle olurlar. evlenilmek için dua ederler. sonra o adam dövse de sövse de kimsenin gıkı çıkmaz. aldatma ise sadece basit bir çapkınlık olarak kalır.

    eyy bilumum sosyal medya, nişantaşı ve cihangir entelleri daha gidecek çok yolunuz var çok. siz bir avuç bunlar koca bir toplum. kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı ve erkeğin gelirine ve doğasına tabi bir varlık. hadi konuşun.

  • 34. radamel falcao garcia

    monaco'nun hazırlık kampına katılmadı diye haber yapıyorlar. copa america'dan döndüğü için 31 temmuz'a kadar izinli adam. bizim spor medyası tam dayaklık.

  • 35. manisa'da bebek arabalarına toplu taşıma yasağı

    senin ben zihniyetini s.keyim. çocuğu olmayan şeyin yorumu ortada. kucağında bebek,sırtında çantası ile birlikte dışarı çıkınca anlarsın diyeceğim ama yine anlamayacağın ortada. bu tarz sığ düşünce yerine bebek arabaları için otobusün içinde bazı noktalar belirlenir. bebek arabası ile de rahatlıkla binilebilir. olasılıklara bakarsak aynı anda 10tane bebek arabalı insan binmeyeceği için rahat olur.o zaman tekerlekli sandalye kullanan kişilerde binmesin. ne de olsa 2 3 kişilik yer kaplıyorlar. seni amuha goduğum deyip kafana daş atmak lazım.

    edit: link sonradan gelmiş. kural uygulanmıyor da olsa o şeye karşı düşüncelerim aynı.

    edit2: @benjamingezer çaylağının dahice yorumu (fakir olma git araba al)ndan dolayı kendisini tebrik ederim. benim hiç aklıma gelmemişti.çok teşekkürler. seni çaylak yapan sistemin kökü kurusun.

  • 36. rus kadınlarının olumsuz özellikleri

    önemli: fotoğraflarda gördüğünüz, çok güzel olduğunu düşündüğünüz, moskova, st. petersburg gibi büyük şehir kadınları, ve büyük şehirlere ara sıra da olsa ziyaret eden ya da ülkemize gelen kadınlar için geçerlidir. bu bölgeler dışında; özellikle rusya'nın doğusunda ya da köylerinde yer alan; sabahtan akşama kadar werewolflarla, kar kaplanlarıyla, ayılarla dövüşen; -40 -60 derece gibi havalarda dışarıda köpek sürüsü ile kızak çektiren; her şeyi doğadan edinip, yaşam savaşını sonuna kadar tek başına veren kadınlar için geçerli değildir. zaten onların yanında erkeğim demeyin mümkünse.

    - aldatırsanız, sizi 1 haftada aldatacağı insan sayısı ile yeni bir hükümet kurabilirsiniz.
    - aldatmazsanız ve büyük şehirde büyüme rus kadını ise, aynı hükümeti siz aldatmazsanız bile kurdurabilirler.
    - kariyer ve parası olan erkekleri öncelikli seçerler.
    - fiziksel olarak düzgün ve atletik erkeklere, kendi ten rengine yakın erkeklere öncelik verirler.
    - yukarıdaki önceliklerin hiçbirine uymayan hindistan prensi, arap emiri gibi şeyler görünce, tüm kriterlerini bir anda değiştirip, anında evliliğe bile olur derler. sonra yine hükümet kurmak zorunda kalırlar.
    - büyük şehirde büyüme olanlar, tam profesyonel yalan söylerler.
    - kavga ya da tartışma sırasında hiç beklemediğiniz tüm zayıf yönlerinizi bulup, sizi içsel parçalayıp kendi kabuğunuza çekilmeye zorlarlar. çekilmezseniz ağlar ya da bağırırlar. bazen ikisini birden yapıp, aynı anda başka bir konuya geçiş de yapabilirler. bu durumda sarılmanız gerekiyor.
    - çoklu görev yürütemez, oldukça yalın düşünürler.
    - 2 planı aynı anda düşünemez, bir zaman dilimi için birden fazla düşünceyle mücadele edemezler.
    - mantıkları beyin öldüren cinstendir. mantık üzerine çok fazla zorlamayın ortamı.
    - iş kurmak ve iş yapmak ile ilgili oldukça kötülerdir. çünkü sürekli olarak "erkekler" iş konusunda başarılı olur, iş erkeğin işidir kültürüne maruz bırakılmışlardır.
    - duygusal açıdan tam bir doğal depresyonel kişilikleri vardır. bir anda tüm dünya ölmüş moduna girebilirler.
    - çok fazla ince detaylara, çok ciddi vakitler ayırırlar. bir ben, sivilce, selülit onlar için ölümdür. tüm yolları dener, tüm parayı bu konuda harcarlar. ve kesinlikle kusursuz olmak için savaşırlar.
    - sex yapmadığınızda kavga ederler. olur olmadık zamanda sizi zorlarlar. bir holding binasında tuvalete sıkıştırabilirler. eğer buna rağmen kaçtıysanız, toplantı sırasında bir anda sex yapmadığınız konusunu açabilirler. oysa ki sabah yapmışsınızdır. ya da 20 saattir yoldasınızdır, ve en azından bir duş alabileyim derdindesinizdir. duş almanızı umursamaz, olayın ivedilikle gerçekleşmesine odaklanırlar.

    bu liste uzar gider.
    çok fazla kötü yanları varmış gibi dursa da, iyi yanları tüm bu kötü yanları telafi eder. ancak herkese göre değildirler ve herkese doğru bir eş olamazlar.

    #edıt
    istek gelince, biraz daha devam edeyim dedim;

    - instagram üzerinden sürekli kadınları takip edip, kendileri ile kıyaslar ve daha iyisi olmaya çalışırlar.
    - kadınları arasındaki yarış, bu dünyadaki gerçek rekabetin yaşandığı ender ortamlardandır.
    - instagram erkeklerinden gelen mesajları özenle okur, hoşuna giden erkeklere kesinlikle cevap verirler. sizle olduğunu bir anda unutabilirler.
    - erkeklerden ilgi görmekten asla sıkılmazlar. tüm gün tatlı söz yazın, kraliçe olsa sizi seçer.
    - sürekli aşağılanıyormuş ya da sizi hayal kırılığına uğratıyormuş gibi tepki verirler. takiben duygusal kriz gelir. 100 milyon kere de olsa "hayır hayal kırıklığına uğratmıyorsun beni" demeniz gerekir.
    - doğum günlerinde çiçek alan erkeklerden doğrudan ayrılırlar. çünkü tüm kız arkadaşlarına pahalı ve değerli hediye aldıklarını göstermek isterler. en pahalı olan hediyenin kendisine verilmesi onlar için çok önemlidir. ve unutmadan, doğum gününü unutmanız ölümle sonuçlanabilir.
    - sexi çok doğal karşılarlar, günlük hayatta hemen her yerdedir. ilgi çekici birini görürse, zaman mekan dinlemez, hiç affetmezler.
    - sex yapmak için herhangi birinin evine gitmeye ihtiyaç duymazlar. ev, araba, park, ağaçlık, tuvalet, hiçbir şey bulamazsa public, doğrudan sexe odaklanabilirler, bir anda tüm dünyayı görmezden gelirler.
    - dedesi sandığınız biri, sex partneri çıkabilir. maddi durumları iyi değilse, kendisine para ya da güzel bir daire vereceğini düşündüğü 60 yaşında adamlarla birlikte olabilirler. bu adamların çoğu, onları aşağılayarak duygularını kullanır, ve zoraki değil ama duygusal baskı ile kızları ellerinde tutabilirler. bu durumu anlamaları en az 1 yıl sürebilir, haberiniz olursa katil olabilirsiniz.
    - lamborghini ile yanaşan biri, eşinizi dahi alıp götürebilir. ancak sizle, aldatmaya tövbe etmiş biri ise, gerçekten reddedebilir.
    - grup sex ve farklı deneyimlere çok aşırı açıklar. hatta bazı durumlarda tek başına sizle sex yapmak istemeyebilirler. bu durumu da söylemekten çekinebilirler.
    - ülkenin neredeyse tamamı içine kapanıktır. bu nedenle "utangaç" ya da "dışa dönük" erkekler tarafından kolay kandırılabilirler. utangaç erkeklere sex için saldırabilirler, özellikler utandıkları sırada.
    - kayak yapmayı çok severler, bu da size yılda en az 1-2 defa istisnasız kayak yapma zorunluluğu getirir
    - deniz ve okyanus kavramını çok severler ve her yaz kesinlikle yüzmek isterler. bu da size en tercih ettikleri konumlardan birine mecburi gitme zorunluluğu doğurur. ve en az 2-3 ay yüzmeniz gerekir. konumlar; endonezya, tayland, ispanya, türkiye başta olmak üzere, güzel okyanus ya da denizin olduğu yerler.
    - alkol aldıklarında nerede uyandıklarını umursamazlar. biri zoraki sexe de zorlamış olabilir, "insanlık hali" gibi bir tepki ile geçiştirir, yıllarca dramını gece uykusunda yaşarlar.
    - haftada en az 1, ideali 2-3 dışarı çıkmak isterler
    - istisnasız spor salonuna gider, etkileşime girerler. bu etkileşimin size girmemesi için sizin de spor salonuna gitmeniz gerekir.
    - spor salonu dışında koşu, parkta yürüyüş, bisiklet severler. ellerinden gelse her gün yaparlar. sevmiyorsanız, sevseniz iyi edersiniz.
    - et şiş olayını biraz travmatik boyutta severler. biz 2 şiş, 1 ekmek alırız, onlar 5 şiş yapar, ekmeksiz yiyebildiğince yerler.
    - tatsız, tuzsuz, yağsız yedikleri çok olur. spor yapmaları yeterli değilse, güzel olmak için sadece su bile içebilirler.
    - mücevherat ve spor araba çok severler, sevdikleri almanız gerektiği anlamını taşır
    - koleksiyon olmadığını düşündükleri ayakkabı ve kıyafet ordusundan yeni bir daire tutmanız gerekebilir.
    - evinizin olması yeterli değildir, güzel bir arabanız da olması gerekir. toplu taşımaya binmek zorunda kalmak istemezler.
    - arkadaşlarla buluşmayı ve dedikodu yapmayı çok severler. dedikodunun geneli sex ve erkeklerle ilgilidir. başka hiçbir şey dikkatlerini kolay kolay çekmez.
    - politikayı sevmezler
    - iş adamı gibi sizle oturup, instagram elinde masadan kalkarlar
    - sessizliği sevmezler, birileri konuşsun isterler. siz sessiz olursanız, hiç hoşlarına gitmez. türk erkeklerinde bazen sessiz olma ihtiyacı vardır, bu ihtiyacı unutun.
    - çok kısa giyindiğini fark etmez, oturur kalkarken her tarafını gösterebilirler. bu durumda kötü hissetmez, aksine "seksi olduklarına" odaklanırlar.
    - 16-22 yaş arasında sex öğreneceğine inandıkları için çok yaşlı insanları tercih ederler. ve bu insanlar genelde 55 üstüdür. bu yüzden geçmişlerini falan sormayın. zaten yalan bir hikaye duyarsınız.

    ve evet, tüm bunlara rağmen, iyi yanları onları eşsiz yapacak kadar çok fazla. tabi bu iyi yanları anlamak için de 2 bacak arasında namus aramamak; erkekliği yapabilmek ve sizden öncesine değil, sonrasına bakabilmek gerekiyor.

    @mitralioz
    ukrayna'da 440 civarında kız arkadaşım, 30 çalışanım, 2000 üzerinde arkadaşım/tanıdığım var. 2008 yılında kurdum ukrayna'daki ilk şirketimi. tonla yatırımım var ülkede. ukrayna'nın kyiv merkezi ile, köyü arasındaki farkı bile sen "slav" olarak genelleyemezsin. ukrayna'dan rusya analizi rüyalarında dahi yapamazsın. ne birbirlerine benzerler, ne andırırlar, ne de doğru düzgün ortak yönleri vardır. kadınların kafa yapıları tüm sovyet ülkelerinde birbirlerinden ayrıdır. kaldı ki, ben bile rusya konuşurken moskova ve st. petersburg'un 100 km çapını baz alabilirim. sibirya kadını ile rus kadını aynı şey değildir. ruslar bile rusyanın doğusundaki insanlara "onlar rus" demezler. birçoğuna kafkas derler. asyalı gördüklerine çurka derler. türklere turka derler. belarus kadını bambaşkadır. finlandiya hepten ayrı bir lezzet. "slavları bilirim" ben diyemiyorken, sen ne atıyorsun millete olur olmadık? ukrayna batılaşma, kibarlaşma, kendini güzel gösterme, bolca makyaj yapma, sabahtan akşama kadar yalan söyleme, araplardan ve türkiye'nin doğusundan gelen insanlardan kurtulma derdinde. rusya? rusya seni zerre kadar umursamaz. yüzüne bakmaz. çünkü sen burda yalnız istenmeyen değil, dikkate dahi alınmayansın. ukrayna'da köyde kız bulmanla, rusya'da köyde kız bulman aynı değildir. rusya'nın köyündeki kıza para göstermen gerekir. ukrayna'nın köyündeki kıza kendini göster. paran olsa dahi anlamaz zaten.

    sana kalkmışım cahilliğini onar diye bilgi veriyorum. "arkadaş bizde evli iken komşusundan çocuk peydahlayan uç örneklerden birisine rastlamış olabilir orasını bilemem" diyorsun. evli çift, çok iyi arkadaşlar, çocukları var, birbirlerine sahip çıkıp koruyorlar. open relatıonshıp yapıyorlar. isteyen istediği ile yatıyor. çünkü biri bdsm istiyor, biri cuckold. bilmiyorsun değil mi? bu işte ukrayna. kadın mecburen başkasına yöneliyor. ukrayna'da bdsm yapabilmek için 3 saatlik kiralanan oteller var, kyiv'de, cherry twins. neden var diye sordun mu? ya da closer, club. hadi siktir git eşin soksun seni içeri sokabiliyorsa. daha girişinde altına sıçmazsan adımı değiştiririm ben. öyle meydanda gördüğün striptiz yapılan turist tuzağı mekanlara benzemez. rave underground, denesene sen şansını? geç bunu, kyiv'in bile sağı ve solu birbirinden tamamen ayrıdır. solu (haritada bize göre sağ) tamamen dingin, ve insanların çoğunun x kişiden olan bebekleri ile geçinmeye çalıştığı kısım, sağı öğrencilerin ve genç neslin daha yoğun tercih ettiği kısım. kadınların 35-40%'ı çocuklu ve eşli. bunların 1% i senle bilgi olarak paylaşıyor bunu. çünkü çocuğu annesine verip, geçinmeye çalışan büyük çoğunluk var. sen kaçıyla birlikte oldun da benim istatistiğime bok atıyorsun?

    kalkmışsın 2 karış boyunda köpeği de bilmem ne. yahu köpeği olan tip sana vermedi diye mi orospu oldu? ayrıca kim bu iki karış köpeği olan tip? goldenlardan bahsetmiyorsun umarım. bana daha çok televizyon, internet etkisindeymişsin gibi geliyor. peydahlamak ne, dengesiz. ukrayna'da en zor alabileceğin kadın profilinden bahsediyorsun. değil çocuk yapmayı, karşısında 3 kelime konuşamazsın. ne yapcaksın kandırmak için mario'da akşam yemeği mi ıslarmayacaksın? ucuz uçak bileti bakmaya benzemez bu. 3b cafe de daha arkadaşça mı takılacaksın? podil'de gece içmesi mi yapacaksın? london cafe de kek mi ısmarlayacaksın? en fazla yapacağın silpo'dan 32'li tuvalet kağıdı alıp, rüyasını kurup elde edemediğin kadınları düşünüp tuvalet kağıdı ile dertleşmek. senden daha fazlası çıkmaz.

    zengin adamlara fordlayan tipler. dur tahmin ediyim, bu zengin adamlar evli ve türk olup, ukrayna'da eşinden gizli diğer ukraynalılara 1000 uah önerenler değil mi? khreschatyk'in göbeğinde bir cumartesi gecesi 1'de, sırf şort giyiyor diye, "1000 hryvnia, sex" diyen tipler değil mi? çünkü profil sana çok uyuyor!

    benim günlük hayatım rusça, moskova'da yaşıyorum. kız arkadaşım rus. hayatımın son 10 yılında türk kız arkadaşım hiç olmadı. son 8 yılda türkiye'de kaldığım süre ayla hesaplanır, yılla değil. sen kalkmışsın bana rusya anlatıyorsun. siktir git pezevenk. sen hiçbir slav kültürüne ait değilsin. fikrin dahi yok.

    @genel
    bu kadınların nesi güzel demişler genelde, eğer şunlar size uyuyor ise evlenebilirsiniz;
    - tüm hataları ile kabul edebileceğiniz, sizden öğrenmesini sorun etmeyeceğiniz bir kadın
    - her şeyde sizi destekleyecek, size inanacak, daima yanınızda olacak bir kadın
    - sizden daima ve düzenli olarak para kazanmanızı bekleyecek ve para konusunda yarın çocukla ya da çocuksuz mağdur kalma korkusu yaşamak istemeyecek bir kadın
    - daima sosyal olmak isteyecek, ve eve kapatmak düşüncesinde olmayacağınız bir kadın
    - daima kendi güzelliğini kusursuzlaştırmaya çalışırken, sizin de güzelleşmenizi ve daha iyi, sağlıklı olmanızı isteyecek ve baskı kurmayacak bir kadın
    - çok fazla duygu yüklü ve çok fazla sahiplenen bir kadın
    - eğer sizden değer görürse, tüm yanlışlarına derhal ve hızla son verebilecek bir kadın

    bu liste de uzar gider. finalde, eğer gerçek bir kadını kaldırabilecek gibiyseniz, rus kadınlarını seçersiniz. ben evde turşu kurcam diyorsanız, rusyanın doğusuna ya da ukrayna köylerine gitmelisiniz.

  • 37. dayının amcadan çok sevilmesi

    yanlış tespit.

    amcam olmadığı halde amcamı dayılarımdan çok seviyorum.

  • 38. 6 biraya 70 lira vermek

    türkiye’de insanların hayat tarzlarına yapılan baskının etiketlere yansımasıdır bu. seksenden bu yana giderek palazlanan ve son on yıldır tepemize çıkan siyasal islam, öcünü, gençlerin sentetik bataklığına düşmesine neden olarak, yaşlıların metil alkol zehirlenmelerine göz yumarak, böyle alıyor. şu an efes ürünlerinin, yeni rakı’nın mevcut kura rağmen bile yurtdışında çok daha ucuz olmasının, 10 liralık biranın 5 lirasını vergiye 5 lirasını alkole vermenin, hiçbir mantıklı açıklaması yok.

    bu standart bir vergilendirme politikası değildir. bunun adı içki içme vergisidir. bu ülkede içki içmek istiyorsan bu parayı paşa paşa ödeyeceksin demektir.

    işin acı olan kısmıysa, halkın tüm sitemine, şikayetine rağmen kendilerini temsil etmeleri için seçtikleri partilerin gıkını bile çıkarmamasıdır. çanakkale’den izmir’den edirne’den yığınla oy alan adamlar, aman muhafazakar seçmene kötü görünmeyelim kaygısıyla bu baskıyı görmezden geliyorlar. bunun en son örneği belediyede içki satışı konusunda saçmalayan ekrem imamoğlu’ydu mesela. sanki anasına küfür etmişler gibi agresif bir tepki verdi. havuz konusunda da içki konusunda da.

    yeni türkiye’de artık sol, sağdır. sağ ise daha da sağdır. bu mesele içki içip içmemek meselesi falan da değildir. bu mesele ülkenin bir kısmının diğer kısmın hayat tarzına, yaşam şekline olan haksız müdahalesidir. buna siyasi kaygılarla ses etmeyen, meydanlarda hakkımızı savunmayan o seküler siyasetçiler de en hafif tabir ile korkaktır!

    kapak çıt dese gözlerim dolsa

  • 39. en itici hitap biçimleri

  • 40. pkk'nın türk diplomatı katlediş videosu

    konsolosun hemen yanındaki masada oturan ve konsolosumuzu başından kurşunlayan piç mazlum dağ.

    bu annesini, sülalesini, kanını, damarını siktiğimin piçi, hdp milletvekili dersim dağ'ın kardeşi.

    bunu herkes bilsin, öğrensin. dünyada böyle bir ülke, devlet, politika, siyaset herhalde yoktur. abisi konsolos katlediyor, bacısı vekil.. ve buna herkes sessiz amk.

  • 41. ülkemize gelse konserine 1000tl verilecek sanatçı

    --- spoiler ---

    radiohead

    --- spoiler ---

  • 42. hamile kediyi pitbulla parçalatmak

    neden? neden yahu, neden? nasıl bir zevk alıyorsunuz şu dili dişi olmayan hayvanlara eziyet etmekten? neden hâlâ bu ülkede, "bundan daha kötüsü olamaz" dedikçe, daha beterini görüyoruz? hayalinde canlandır deseler, vallahi ben bu sahneyi hayal bile edemezdim. söz konusu vahşete twitter'da denk geldim. yavrucağızın kaçmaya çalışması, çırpınması içime oturdu be. anne üstelik o kedi. allah'ım, akıl alır gibi değil. biz bu kadar vahşi insanla nasıl aynı havayı soluyoruz? nasıl delirmeden yaşıyoruz? nasıl biz böyle zıvanadan çıkmış yaratıkların kafasını gözünü patlatmak için bir araya gelip organize olamıyoruz? off, sorular sorular...

  • 43. iranlı sanatçının illüstrasyon paylaşımları

    iranlılara arap diyen über insanlar mı dersin, benim ailem böyle değildi, biz halılarımızı yıkamaz, sobaya su damlatmazdık çünkü kemalistti benim ailem diyenleri mi dersin. tanım: ekşi sözlükte artık daha az zaman geçirmeniz gerektiğini gösteren süper bilgi dolu yorumların olduğu başlık, yersen kutsal bilgi kaynağı.

  • 44. türklerdeki ev alma manyaklığı

    bu manyakligin en ileri safhasini seneler once bir turk arkadas ve esinde, abd'de gordum.

    ikisi de ortalama islerde calisan akli basinda, sakin insanlardi. 7 odali bir ev aldilar. 7 oda abi dile kolay. 30 yil taksitle. aylik odeme tutari bu ikisinin toplam maasinin yarisindan fazla idi, ki onaylanmak icin yaptiklari katakullilerden film olur. ilk birkac ay sonrasi cimrilikten oleceklerdi. odalar bombos, bir depo hissi hakimdi eve, her an mal gelecek gibiydi. 1 odayi birine verin faturalarin parasi cikar diye akil verdim, turlu sebeplerle cok buyuk karsi ciktilar. elalemin bizim ozel alanimizda ne isi var dediler. hayhay dedim haklisiniz. 7 odali ozel alana sokayim diyemedim.

    derken olduramadilar, turkiye'den gelmis bir ogrenciye odalardan birini kiraya verdiler. tabi para tatli geldi. zaten para hep tatli gelir. derken ikinci odayi baska bir amerikaliya verdiler, ucuncu odayi verdiler, 4. odayi airbnb yaptilar falan bildigin otel gibi bir sey oldu.
    1 yil dolmadan salon ve bunlarin yatak odalari haric tum odalar kiralikti. evin onunde 8-9 tane falan araba oluyordu geceleri, komsular sokakta yer kalmiyor posta kutularinin onu kapaniyor diye sikayet ediyordu. haftada bir konteynirla cop cikiyordu lan evden. otel gibi.

    bu 6 oda kiralikken gelen kiralarin toplami aylik mortgage odemesinin 2 katiydi. ceplerine ciddi bir para kaliyordu yani. birkac sene gecmeden bir ev daha aldilar ve ayni sekilde tamamini parca parca kiraya verdiler. hatta garaji bir elektrikciye depo gibi ayri kiraya verdiler. bahceyi de kiraya verin insanlar karavan parketsin dedim guldum ve ciddiye alip arastirdilar oluru var mi diye. o noktada artik ben modulden koptum ve uzayda salinmaya basladim, o kadarini kaldiramazdim. oh boy!

    o gunlerden bu yana 4 sene gecti, tam guncel takip edemedim ama suan 3. ya da 4. evlerinde oturuyorlar. konaklama isletmeciligi konusunda fahri doktora alabilecek durumdalar. boyle bir manyakliktir. cumartesi geceleri kari koca butun aksam zillow'a bakarlardi, butun aksam. butun aksam yahu. ulan bi film, dizi bisey acin da insan oldugumuzu hatirlayalim ibneler! bu neymis arkadas. bunlarin manyak oldugunu anlayinca selami sabahi kesmistim, iyi ki de oyle yapmisim.

  • 45. 35 bin liraya alınabilecek en iyi araba

    biz toplum olarak neden bu kadar cıvığız?
    yazar bir fikir edinmek istemiş, soru sormuş.
    bir sürü mal, mallığını ispatlamak istercesine coşmuş
    yok kaporaya yetmez diyenler, lüks araba linki verenler, envayi çeşit boş karakter

    bir insanın ederini öğrenmek isterseniz ne zaman ciddi ne zaman cıvık olduğuna bakın. ciddi soruya cıvık cevap veren insandan hayır gelmez.

  • 46. birini tanımanın en iyi yolu

    size nasıl geldiğine değil, sizden nasıl gittiğine bakın

  • 47. f. gülen'in artıklarını enes kanter'e yollaması

    videoda gördüğümüz kadarıyla terörist başı dipçik gibi. 20 yıl daha gebermez bu.

  • 48. geceye behzat ç'den bir replik bırak

    “kendine zarar vermiş bir insana niye diye sorulmaz. zaten birilerine anlatabilseydi, zarar vermezdi kendine.”

  • 49. mehmet hakan atilla

    abd tarafından suçlu bulunup hüküm giyen birisini mahkumiyet sonrası ülkesine iade edilir ve bu eski mahkumu devlet adamlarının en önemlilerinden biri hava limanında hazır kıta bekler ve hiç bir ünvanı olmayan birisi imamoğlu’na izni verilmeyen vip den içeriye girer. işinize ne nasıl gelirse size göre o doğru değilmi. 1 ay önce koca koca profesörler vip muhabbeti yapıyordu bu ülkede.

  • 50. booking'deki korkunç hostel

    özellikler

    .manzara
    .bahçe manzarası
    .parke altında silah ve eroin paketleri
    .bahçede gömülü cesetler