yo ben istiyorum abi, bıktım mevcut dinden biraz da bunu deneyeceğim.
var mı itirazı olan, bugüne kadar "yok abi biz sadece yeni yılı kutluyoruz" bik, bik ötüp durduk al sana yeni fikrim;
bıktım...
bıktım başka din denemek istiyorum, bu sene hristiyanlığı deneyeceğim, en çok mensubu olan, en huzurlu 20 ülke sıralamasına baktığımda halkın en yüksek oranda bağlı olduğu dini...
var mı itirazınız?
bu sene en dipteki ülkelerin genelde inandığı yıllardır bağlı olduğumuz öğretilerden uzaklaşıyorum, ne diyebilirsiniz? her zamanki gibi baskı mı kuracaksınız? zorla ezdiğiniz azınlıklara "islam hoşgörü dinidir" diyecek ardından bir yandan da onları dışlayacak, işe güce almayacak, kaka öcü ilan edecek ve bunu yutmasını mı bekleyeceksiniz?
dinden soğuyan nesil tv'de içki içilen, dansöz oynatılan dönemde yoktu. iyi kötü en azından inanıyorduk, kültürel de olsa... ne zaman ki öcü ilan edildi her şey sorgulayıp çekip gittik.
şimdi noeli bekliyorum, büyükçe hindi alacağım ve isanın gelişini kutlayacağım, var mı itirazı olan?
yüce jesus amk, var mı? itirazın mı var sayın hoşgörü dini mensubu? bıktık be! yeter! bugüne kadar biten bir yılı anıyor yeni bir sayfa açmanın heycanını yaşıyorduk bundan sonra hristiyanlığı kutlayacağım var mı?
siz de fetö darbesi olmadan önce fetöcülerin ilan ettiği kutlu doğumu kutlamaya falan devam edin, samimi olun. adamlar darbeci çıkınca, muhammed'in haftasını yok ettiniz, ahah.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. yılbaşı adı altında hristiyanlaşmak istemiyoruz
-
2. ben arda türkmen sorularınızı bekliyorum
pharmaton'u gerçekten kullandınız mı?
-
3. kokusu hoş olan iş yerleri
fırındır abi. taze ekmek, poğaça kokusu bi çıkarın şu fuları.
-
4. ölünce çok üzülünen dizi karakterleri
hank bunlardan biridir. (bkz: breaking bad)
-
5. çıplak fotoğraf göndermek
sıklıkla gönderen birilerine denk geldiğim aktivite.
not: erkeğim ve lezbiyenim.
edit : teşekkürler kızlar.. memeye doydum bu akşam. bi lokma daha yersem çıkarıcam artık. memelerinize sağlık. sağ olun. -
6. sevgiliyle aynı evde yaşamak
namus bekçisi yazarlar üzerime hücum etmeyecekse şayet gayet mantıklı bulduğum çiftlerdir. aynı evde yaşamak için evlenmek şart mı amk ülkesinde ? seviyorlarsa, anlaşıyorlarsa bu eylemi gerçekleştirmek için ruhsat almalarına lüzum yoktur.
-
7. 6000 yılından geldiğini iddia eden kadın
6000 yıl ileriye git ama dönüşte bitki getir.
yunanistana giden bile en azından uzo alıp getiriyor vizyonsuz karı. -
8. 31 ekim 2018 kdv ve ötv indirimi
2 sene önce %45 olan ötv yi %60'a çek, sonra %15 indirim yaptım de alkış bekle, sikerler öyle işi.
edit: indirim de 2 aylıkmış. (bkz: resmen fazia.) -
9. 29 ekim 2018 pisa eğitim danışmanlık rezaleti
bu başlık, @paokara isimli çaylağın ricasıyla ve onun adına açılmıştır.
özet:
italya'da lisans eğitimi almaya karar verdim. bana yardımcı olsun diye pisa yurtdışı eğitim danışmanlık şirketi ile anlaştım. anlaşmamız da burs başvurusu yapılması da vardı. gerekli belgeleri teslim ettim, işlemleri, tercümeleri yaptım. bana da burs başvurumun yapıldığı söylendi. eğitim hakkı kazanmak için, eylül ayında sınava girdim ve kazandım. bundan sonra ki süreci konuşmak için ofisine gittiğimde ise karamsar konuştu. bundan şüphelenerek üstüne gittiğim de ise mesajlarıma cevap vermedi, telefonlarımı açmadı. en son 29 ekim günü ofisine çağırdı ve gitmeme 2 gün kala burs başvurumu yapmadığını söyledi. ben bu sürede vize almış, uçak biletimi ayırtmış, türkiyede okuduğum okulumu dondurmuş ve kaldığım yurttan ayrılmıştım. bu duruma karşı çıktığım da ise mağduriyetimi gidermedi. bu konuda ekşi sözlükten yardım bekliyorum.
okumak isteyenler için detay:
merhabalar, ben geçen sene italya'da lisans eğitimi almaya karar verdim. bunun için de danışmanlık şirketi araştırmaya başladım. bulduklarım ile görüşmeye gittim ve içime en çok sinen pisa yurtdışı eğitim ile anlaşma yaptım. anlaşmanın içinde burs başvurumun yapılması da vardı. aradan bir yıl geçti, ben danışmanlık ücretini her ay yediğimden içtiğimden keserek şirkete geciktirmeden ödedim. şirketin bana dediği her şeye uydum. istediği belgeleri getirdim, istediği işlemleri yaptım. bunların için de en önemlisi burs başvurusuydu. takdir edersiniz ki euro kuru hayli yükseldi,maddi durumu iyi olmayan bir öğrenci için burs almadan avrupada okumak bir hayalden öteye geçemez. burs konusunu 100lerce kez konuştuk kendisiyle, bursun çıkması ihtimalinin çok yüksek olduğunu, aile yıllık gelirinin çok düşük olduğunu söyledi yüzlerce defa. burs başvurusunu da yapacağını hem sözle taahhüt etti hem de sözleşmede yazdı. ben de mart ayından itibaren burs için istediği belgeleri bir bir teslim ettim. eylül ayının başlarında burs başvurumun yapıldığı söylendi. 13 eylül de ımat adlı sınava girdim ve italya'da tıp okuma hakkı elde ettim. bundan sonra ki süreci konuşmak için ofisine gittiğim de ise çok karamsar konuştu ve önce ki konuşmaların aksine bursun çıkmasının çok düşük olduğunu ve her şeye hazırlıklı olmam gerektiğini söyledi. 1 senedir her seferinde şansımın yüksek olmasın söylemesinin aksine gitmeme 15 gün kala böyle konuşması beni şüphelendirdi ve burs için daha detaylı bir araştırma yapmam gerektiğini anladım. araştırmam sonucu burs başvurusu sonucu bir belge ve kullanıcı adı, şifre verildiğini öğrendim. kendisine bunu sorduğum da böyle bir şey olmadığını söyledi. ben kendisine olduğunu kanıtlayan şeyler gösterdim "ben bir araştırayım o zaman" dedi. 2-3 gün sonra tekrar mesaj yoluyla ulaşmaya çalıştığım da ise cevap vermedi, telefonlara çıkmadı. ofisine gittiğim de ise çalışıyoruz hala dedi. bu sırada ben vizemi almış, uçak biletimi ayırtmış ve türkiyede okuduğum okulda kaydımı dondurmuştum aynı zamanda kaldığım yurttan da ayrılmıştım. kendisi ısrarla sorularıma uzun süre cevap vermedi ve en sonunda 29 ekim de ofisine çağırdı. burs başvurusunu yapmadığını, bunun için çok üzgün olduğunu ama elinden birşey gelmediğini bana söyledi. bunu söylerken yanında avukat vardı. avukat ise yargı yoluna başvurulsa bile bir sonuç alamayacağını ve konuyu kapatmamız gerektiğini söyledi. ben karşı çıktığımda ise ona ödediğim hizmet bedeli olan 5 bin türk lirasını geri vermeyi teklif etti. ben başvurduğum takdir de çıkması çok yüksek ihtimal olduğu hem kendisi hem de fazla sayıda işin erbabından dinlediğim bursun karşılanmasını istediğimi söyledim. o bunu reddetti ve konuyu kapatmak istedi. bir sene boyunca bu işle uğraştım, sayısız belge işi yaptık beraber, sınava hazırlanmak için saatlerimi verdim, tonla stres çektim. okuduğum okulumu dondurup en az 1 dönem kaybettin , yurdumdan ayrıldım. maddi olarak harcadığım sınav ücretini, uçak biletini, tercüme bedelini vs saymıyorum bile. ve bana burs başvurusunun yapılmadığı, kendi başımın çaresine bakmam gerektiği gitmeme 2 gün kala söylendi. eğer o bursu alamaz isem maalesef italya'ya gidemeyeceğim ve uğruna bu kadar çabaladığım hayallerim bir adamın işgüzarlığı sebebiyle yok olacak. bu konuda bana yardım etmesi için ekşi sözlükten yardım istiyorum.
firma adı= pisa yurtdışı eğitim danışmanlık /pisa educazione
firma sahibi =süleyman tuncil /kazım tuncil
https://www.instagram.com/pisaedu/
https://pisaedu.com/
https://g.co/kgs/rgupul
ilgili sözleşme: https://eksiup.com/def19ca4d150 -
10. jeneriği atlanmadan izlenen diziler
kesinlikle şahsiyet'tir.
-
11. nato'nun sembol yüzü seçilen norveçli subay
"norveç'te benim babam da subay olur. ortadoğuda iki günde pokemona çevirirler bu şeker oğlanı." diye yazmis biri 660 fav almis. yazan tabi ortadogulu olunca.
oglum adamlar bin yillardan beri gelen viking ekolunun devami dunya tarihine mogollarla beraber adini barbarlikta bir numaraya kazimis milletin evlatlari modern zamanda ise barbarlik formalarini emekliye asmis yerine silah top tufek satarak daha akilli ve sinsi islere yelken acmis. simdi bu adamlardan satin aldigi silahla iki havaya sikip allahuakbar diye bagiran vitaminsiz dasak oglani ortadogulu mu bu adamlari pokemona cevirecek. gorduk iste iki ucak ile hepsi komur oldu. bi milyon sonra da petrol olarak geri donerler dunyaya. -
12. shiftdelete'in tasarladığı harika sweatshirtler
katalog çekimi tasarımdan daha fazla zaman harcatmıştır.
-
13. öğretmenlere yüksek lisans zorunluluğu getirilmesi
ama rektör olmak icin birsey gerekmiyor.
-
14. 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı
bence fasıl konseptli sahanın ortasına rakı sofrası kurup muhabbet edelim, dertleşelim. eskileri yâd ederken gelecek hakkında planlar yapalım. isteyen futbolcular kendi aralarında güreşsinler. geldiğimiz noktada birkaç puanın lafı mı olur?
-
15. kamuda yerli araç zorunluluğu
şiddetle karşı çıkılması gereken zorunluluktur.
ne yani? şimdi tarım ilçe müdürü, bilmem ne bakanlığı çok stratejik işler daire başkanı, müşteşar yardımcısının danışmanın özel kalem müdürü bürokratlarım audilere, passatlara, mercedeslere binemeyecek mi? bunların çocukları özel okullardan, karıları kuaförlerden çıktıktan sonra dandik yerli arabalara mı binecek? kesinlikle kabul edilemez. -
16. fransızın istanbul metrosunu ve şehri kıskanması
gelişmişlik, kapasite bakımından avrupalılar iyi tabi ama paris metrosundaki ağır sidik kokusu istanbul metrosunda yok.
-
17. yazarların bugün aldıkları kararlar
genelde pek insan içine çıkmayı sevmeyen bir yapım var. sözlükte takılmak, kitap okumak, belgesel izlemek, müzik dinlemek, dünyadaki güzel yerleri araştırmak, blog okumak vs. yani kendi kendime takılmak beni huzurlu yapmaya yetiyor. şöyle hafızamı yokladığımda görüyorum ki en huzurlu zamanlarım dış çevre faktörlerini takmayıp kendi kendime takıldığım zamanlarmış.
son 1 senede, yoğun olarak 3-4 aydır dışarıda takılmaya, insanlarla kaynaşmaya başladım. güzel çevrelere girdim, iyi insanlar tanıdım yalan yok. beni buna iten sebep ise staj bulmaya çalışırken yaşadığım network eksikliği ve yakınlarımla yollarımın ayrılmaya başlamasıyla hissettiğim yalnızlık hissiydi. evet, insanlarla kaynaştım ve çok eğlendiğim zamanlar da oldu fakat huzurumu kaybettim. yani şöyle ki insanlar sürekli bir problem yaratma, birilerini itham etme, her şeye yorum yapma, meşguliyet oluşturma, ikiyüzlülük ve yalancılık gibi kötü huylara sahip olma eğilimindeler. yastığa kafamı koyduğumda düşünceler peşimi bırakmıyor ya da çok mutlu bir anımda aldığım bir mesaj bütün günümü berbat etmeye yetiyor. ayrıca insanların elle tutulur bir konuda muhabbet etmek yerine popüler kültürle ilgili muhabbet etmeyi tercih ettiklerini gördüm. maalesef bu tür muhabbetlerin bir fayda sağlamadığına inanıyorum ve benim için insanların muhabbet etme amaçları birbirlerine fayda sağlama, görüş bildirme, tartışma üzerine olmalı. yani bir şeyler katabilmeli.
sonuç olarak ne kadar zorlarsam zorlayayım sosyal bir insan olmadığımı anladım. hamurumda yok. üstelik zorladıkça kendime zarar verdiğimi gördüm. bu yüzden bundan sonra kendime daha fazla zaman ayırmaya karar verdim. -
18. dinden sonra vatan sevgisini de kaybetmek
"okumuş" kalabalık arasında hızla yayıldığı söylenebilir..
öncelikle;
dünyada bedeli olmayan hiçbir şey görmedim.. muhtemelen değersiz hayatım akıp giderken aval aval etrafıma baktığım için ben yakalayamamışımdır diyeceğim ama rahmetli newton amcamın hareket yasaları da diyor ki: her etki eşit bir tepki bulur karşısında.. hiçbir eylem veya eylemsizlik hali bedava değil.. büyük veya küçük her durumun bir bedeli var.. sevgi de bu durumda bir istisna değil.. sevgi bedava değil..
bunu cebe attık mı..? attık..
peki..
güzeller güzeli asya'nın iç sesi "sevgi neydi" diye sorduğunda cevabı da biliyordu aslında.. temelde bu bir soru değil bilakis mecburi bir kabullenişti.. asyacığım "emek" falan dedi ama sevgi dediğin varsa vardır, yoksa yoktur.. ve aslında bizim ahu gözlü asya emek vereni de sevmedi hakikatte.. ona mecbur kaldı.. sevginin herhangi bir türüne (karı-koca sevgisi, yeğen sevgisi, torun sevgisi, evlat sevgisi, meslek sevgisi, vatan sevgisi, din sevgisi...vs) samimiyetle sahip olan, yani gönülden seven kimseler arkasına "acaba mı?" diye bakmazlar.. tereddüt etmezler.. asya tereddütlüydü.. ayakları cemşit'e doğru ama geri geri gidiyordu.. gittiği yeri sevmiyordu.. sadece ona mecburdu.. asya zekiydi.. emniyetli limanları, onları sevmese de görüp tanıyacak kadar zekiydi.. ilyas çok matah bir herif olduğundan söylemiyorum bunları.. konumuz asya'nın (sizlerin) gönlündeki duygunun adını doğru koymak.. dışarı değil içimize bakabilmeyi ve kendimize karşı dürüst olabilmeyi sağlamak..
sizler de zekisiniz.. ama kusura bakmayın, asya kadar olamıyorsunuz.. çünkü asya dümeni güvenli bir limana kırarken bile sevdiğini düşünüyordu.. muhtemelen ömrü boyunca kocasına her sarıldığında aklına öyle veya böyle ilyas gelecekti.. o, fiilde cesaret edemese de gönlünde sevgisine sadıktı.. fakat siz önceden sevdiğiniz bir şeyi sevmemeye başlamaktan bahsediyorsunuz.. özür dilerim ama; samimi değilsiniz kendinize karşı..
insanın herhangi birini veya bir şeyi sevmeyi/sevmemeyi seçebildiğini mi düşünüyorsunuz cidden..? bilinçli tercihle sevgi yeşertilebileceğini mi zannediyorsunuz..?
durumunuzun iki makul izahı var:
1- siz her türden meyillerinizi "tercih" sanıyorsunuz..
2- asya gibi seçtiğiniz mantıklı nesne ve kişileri sevdiğinize inandırıyorsunuz kendinizi..
uyandırayım; ikisi de birbirinden tehlikeli..
bakın, bunca laf ettim ama içinde ne vatan, ne bayrak, ne din geçiyor.. çünkü mesele bunlar değil zaten.. problem çok daha derinlerinizde saklı.. onu çözmeden bu ayrıntılara girmeyin ki ileride pişman olmayasınız..
bunca lafı eden kim ki? diye soracak olursanız zihninizde hemen basit bir resim oluşturayım.. birkaç saat önce, sabahın karanlık ve ayazı içinden geçen ağzı yüzü sarılı bir bisikletli tip vardı.. bu banka soyguncusu kılıklı eleman, hemen her sabah aynı saatlerde yanından geçtiği deniz kuvvetlerine ait nakliye gemisi palamar çözerken başını o yöne çevirip nizami bir selam çakıyor.. çünkü geminin kıç gönderinde nazlı nazlı salınan o dehşetli kızıllığa hayran..
bu tuhaf adam neyi sevdiğini, neden sevdiğini size mantıklı olarak izah edemez.. eğer siz, sevdiğiniz herhangi bir şeye ait mantıklı sebeplerle gelirseniz ona, kuvvetle muhtemel halinize şaşıracak ama belli etmemeye çalışacaktır.. -
19. cumhurbaşkanına itaat etmek farzdır
bizi kandıran bizden değildir diyerek cevap vermek istediğim önermedir.
benim gözümde tayyip ve efradı zalimdir. zalime karşı gelmek de imanın gereğidir.
bir cemaatciye böyle cevap verilir. -
20. ekşi itiraf
bana hep ‘baban mi ben mi’ diye soruyordu öyle şakasına (aslında böyle sormasının komik bir hikayesi var).
ben de hiç bir zaman cevap vermemiştim bu sorusuna, soruyu yaratan anı komik olduğu için gülüp geçmiştik hep.
sonra günlerden bir gün ayrıldık, veda etmek için buluştuğumuz günün son sarılmasında ‘hep sorduğun sorunun cevabını vericem,
-ben seni babamdan bile çok seviyorum’ dedim.
peki babamdan bile çok sevdiğim adam ne yaptı? ‘yapamayacağım’ deyip gitti.
peki babam ne yaptı? ayrıldığımızı anlatırken benimle beraber telefonda ağladı.
edit:imla -
21. mesafeler aşka engel midir
başlığı görünce suratımda bir gülüş belirdi, hani böyle konu üzerinde görüp geçirilmiş eskimiş bir hüzün eşliğinde. benim savunduğum şey her şeye rağmen engel değil cevabı. insan isteyince engeller aşılır, dünyanın öbür ucunda bile yanında hissedersin, ama aksi söz konusu ise aynı yastıkta bile aranızda dağlar denizler vardır..
-
22. satrancın en stratejik taşı
her oyunun stratejik olarak kendine özel taşı vardır. hatta oyunun her periyodu için ayrı özel bir taş vardır.
açılışta bu taş genellikle fil veya piyondur. defans ve atak olarak.
orta oyunda ise at mekanizmaya girer. piyonların arkasından dolanır. vezir bu kısımda yerleşik oyundan dolayı taş koruyucu veya boş kare bekleyicisidir.
kapanışta ise kale, piyon, vezir ortaya çıkar hatta şah bile burada iş yapar. -
23. sevgili aranıyor duyuruları
bazılarının sevgili yerine sanırım eskort aradığı başlık adam baya mal varlığını yazmış kendi de dahil. ilginç.
-
24. ersun yanal
1 sene öncesinde 10 puan fark yemiş takımı adam gibi bir takviye olmadan (aziz- aykut ikilisi tarafından alınan holmen, alper kadlec ve emenike. sadece emenike ersun hoca geldikten sonra alındı diye hatırlıyorum) nisanda şampiyon yapmıştır. hala da gelip konuşuyorlar. ve öne sürdükleri gerekçeler de ne kadar geri zekalı olduklarına kanıt niteliğinde.
-gökhan, caner, mehmet topal kariyerlerinin en iyi futbolunu o sezon oynadı. (belki gökhanın 2007-2008 performansı ile kıyaslanır ama aradan 6 sene geçmişti),
- sol bek diye muhtemelen aykut kocamanın muhteşem scouting başarısı ile 5 milyon euroya kadlec alınmışken, oyunu beklerden kurmayı istediği için kariyeri boyunca sol açık oynamış caneri beke çekerek türkiyenin belki gelmiş geçmiş en iyi sol bek performansını almıştır. ki sezonun en iyi oyuncusu açık ara canerdi ve carlos döneminde bile yılın en iyi oyuncusunun bekten çıktığı olmamıştı.
-emenike karaktersizinden verim alabilmiş tek hocadır. ki kendisini sevmeyen ve gittikten sonra kutlama yapan terbiyesiz emenike onu da hatırlatmak lazım.
iyi hoca oyuncusundan verim alan hocadır arkadaş. sene başından beri ersun hoca takımın başında olsa belki hiç beklenmedik bir adamı beklenmedik bir pozisyonda oynatacak, slimaniden ayewden yüksek performans alacaktı. şu an kadro kötü cocu ne yapsın diyen andavallar da o zaman kesin şöyle derdi "slimani gibi ayew gibi insan azmanları var adamın elinde adamlar atıyor kim olsa başarılı olur" -
25. ingilizce olmayan en iyi 100 film
"dünyası sineması'nın en iyi 100 filmi" değil, "ingilizce olmayan en iyi 100 film" listesidir..
-
26. icralık borçları olanlara tavsiyeler
ödeyin.
ve hukuk bilmeyen geri zekalıları dinlemeyin.
maaş hesabına bloke'yi avukat koymaz, icra dairesi koyar. icra memurunu şikayet ederseniz "iş yoğunluğu ile sehven, hata yaptım" der, siz de babayı alırsınız.
işyerine gönderilen maaş haciz ilamı diye bir şey yoktur, onun adı maaş haczidir ve 4/1 değil, 1/4'ünü haczederler maaşın. matematik bilmeyenin borcu olması çok normal tabii ki.
avukatlar maaş, banka hesapları, taşınmazlar, hisse senetleri aklınıza gelecek bütün mal varlığınızı sorgulayabilirler, ikamet adresinize hacze gelebilirler. buna rağmen borcunuzu ödemeyebilirsiniz.
yarın bir gün araba almak için bir kredi almak istersiniz ama sürpriiiiiz, bankacılık puanınız düşük çıkar.
ya da, avukat sizin bu kadar kötü niyetli olduğunuzu çözdü diyelim. hani parası olmamak başka, borcu ödememek ile övünmek başka ya, sizin kaynananıza, kayınbabanıza, baldızınıza haciz ihbarnamesi gönderebilir. "bunun bize borcu var, senin de buna varsa ödeme, bize öde" diye. bunu yaparsa kötü olur, söversiniz değil mi? sizi gidi zeka küpleri sizi. -
27. bisikletçi fobileri
yola paralel uzanan mazgal
yanından geçilen arabanın aniden kapısının açılması
hızla giderken bira şişesi kırıklarına denk gelmek ve kaçamamak -
28. müslüm (film)
bu kadar enteli ve barzoyu en son askerde aynı ortam görmüştüm.*
filmin gösterildiği salon o derece birbirlerinden farklı insanlarla doluydu. -
29. tübitak'ın lazer silahı denemesi
uzun zamandır devm eden elektromanyetik silah projesinde gelinen yer açısından önemlidir. proje başladığından beri birkaç kobinin ve aselsan desteği ile tübitak önderliğinde hayli yol alındı. 1.5km'den sorunsuz imha çok iyi.
birde gençler bilmediğiniz veya bilginiz olmayan bir konuda yazmak ve entry girmek zorunda değilsiniz. evladım siz neden böylesiniz ya. lan gidin hükümetin eleştirilecek onca şeyi var gelip adamların en başarılı olduğu milli savunma alanındaki konularda aklınızca esprili geyikli laf sokma çabasına giriyorsunuz ki... -
30. the walking dead'e türkçe çeviri önerileri
(bkz: yürüyedur çocuk)
-
31. istanbul havalimanı'na 33 mescit yapılacak olması
bu memleketteki en büyük problem, muhalefetin doğru konuda muhalefet yapamaması. bu havaalanında konuşulacak bir sürü şey varken, 33 tane mescit konuşulması cidden saçmalık.
33 tane mescidin var olması, 1.3 milyon metrekareye sahip bir ana terminal binası için gayet normaldir. mescit denilen alan da çok şatafatlı, üzerine aşırı derecede özenilecek bir şey değil, zemininde halı olan 33 tane odadan fazlası değil.
thy'nin; sabiha gökçen'i almak istemesinin, limak ve kolin'in 3.havalimanındaki hisselerinin %20'sini 200 milyon euro'ya almaya çalışmasını falan konuşmak daha iyi emin olun. -
32. markaların aslında olması gereken mottosu
ttnet: motto yükleniyor...
-
33. budapeşte denince akla gelenler
-
34. deizmin köylü kurnazlığı olması
taştan yapının etrafında 7 tur atıp günahlarını sildiren tayfaya dert olan kişilerdir.
-
35. lord of the rings'in abartılmış bir balon olması
başlığı açan arkadaş (bkz: harun tekin) 2 gün içinde 3 defa enes batur entry'si girmiş. kültür ve beğeni seviyesini varın siz hesap edin.
hikayesi, kurgusu, karakterleriyle efsane bir roman ve filmdir. -
36. sevan nişanyan
bu aksam ataturk'e aktrollerden daha asagilikca saldirdigi tivitleri silmis olan vasat kacak muteahhit. neyse ki ettigi hakareti birisi caps olarak almis, bu adama prim verenler belki biraz utanir diye buraya birakayim ettigi hakareti.
su yaptigi hakareti 3 iq sahibi ak çomarlar bile yapmaz lan. nasil bir lagimsin sen.
muhtemelen artik bir daha ulkeye donemeyeceksin. sirince'de sikindirik egonu tatmin etmek icin yaptigin anit mezar'a gomulemeyeceksin. buyuk ihtimalle yunanistan'da bir yere gomulursun. ben de yunanistan'a ucak bileti alir, adalari ve atina'yi bir guzel gezer, kilo kilo karidesi kalamari mideye indirdikten sonra mezarina gelir ustune sicarim. amina kodumun kacak muteahhiti seni.
edit: linki duzelttim -
37. bedelli askerlik
21 gün askerlik yapmış gelmiş birisi olarak, ben yandım fakat başkası yanmasın diyerek 21 gününün iptal edilmesini dilediğim uygulamadır.
ayrıca ücretsiz izin denilen bir ucube var. bu dönemde ücretli izin yapamadık, maaş alamıyoruz.
şimdi aşağıda insanlar ne zor durumda askerlik yaparken vs diye saçmalayanlar olacak. kimse kıskançlığından laf salatası yapmasın, sana denk gelmedi bana geldi ben bedelli yaptım sen de uzun dönem yaptın. ayrıca fakir-zengin yok, benim koğuşumda inşaat işçisi de vardı. 15bin tl'yi bir araya getiremeyen adam bir zahmet siktirsin askere gitsin. hiç hümanist olamayacağım. bir yanda 12 ay, bir yanda 15 bin tl. ben 21 gün yapmamak için bir 15bin daha verirdim. fakir - zengin edebiyatı yapan adam kıskançlığından çatlıyordur.
devlet çıkarmış bu yasayı bana yararlanmak düşer. itirazı olana mahkeme yolu açık burada ötmeyin. gidin çok sevdiğiniz vatanı mahkemeye verin, aihm'e verin. -
38. en son gerçekten mutlu hissedilen an
az önce 5 km kostuktan sonra yedigim 2 parça et sonrası. bütün gün birşey yememiş bünyeme ilaç gibi geldi.
çocuğum olmuş gibi sevindim lan. -
39. türkiye'nin iyi kırmızı şarapları
fiyatının çok önemli olduğu sıralamalardır.
şu an f/p olarak alınabilecek en güzide kırmızı şaraplara 40-80 der isek eğer;
üst limitten almak isterseniz
80 tl ile kayra vintage zinfandel ( urla'da üretilen üzümler kullanılıyor, iyi bir kaliforniya muadili)
60 tl ile yanık ülke miratus oak blend ( uzun bitişli güzel bir kupaj )
55 tl ile tabii ki buzbağ rezerv öküzgözü - boğazkere ( güzel ülkemizin güzel üzümleri ve 24 ay fransız meşenin güzel kokusu )
45 tl barbare ambiance ( aslında en son 39 tl idi fiyatı fakat minimum 45 olmuştur, güzel bir kupaj, dengeli ama rahiyası kuvvetli değil )
40 tl ile terra boğazkere alt limitim güzel bir şarap tahminim meşe yongada beklediği yönünde ama hiç emin değilim
eğer 80 liranın üstüne çıkıyorsanız barbare prestige, barbare elegance, urla vourla tabii ki, urla tempus, chateau kalpak bbk ( muazzam bir şarap).. daha soran olursa şarap çok bu segmentte de.
eğer ben ucuzcuyum diyorsanız, burada da bir kaç şarap var. en ucuzundan bir sevilen agora, melen'in kupaj serisi, pamukkale trio serisi, pamukkale anfora serisi, buzbağ monosepaj serisi ( öküzgözü fena değil ), -
40. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
dertçi geldi dertçi. dertler alır mandal veririm, burnunuzu-parmaklarınızı sıkıştırırsınız nostalji olur.
-
41. fakirlerin çirkin olması
zenginlik, para güç demektir, seçme hakkı demektir.
(ekleme: ben demiyorum, doğa öyle diyor. doğa hümanist değildir, işine bakar. )
seçen kişi kendinden daha güzeli seçip üreyeceğinden kendinden sonraki nesiller güzelleşecektir.
aynı şekilde fakirin üremek istediğinde istisnalar hariç kendinden sonraki nesillerin çirkinleşeceği gerçeğinden yola çıkarak zaman içinde fakirlerin yine istisnalar hariç çirkin, zenginlerin güzel olması bir doğa kanunudur.
burada bahsedilen zenginlik/fakirlik durumunun fiziksel özellikleri etkileyebilmesi için ailenin en azından 4 5 nesil boyunca ekonomik durumunu koruması öngörülür.
işte size doganın yarattığı en çirkin homosapienslerden turgut özal'ın torunu efe özal ve ailesi;
link
turgut beyin genleri efe'nin bedeninde kendisini hissettiriyor olsa da seçim hakkı sayesinde çocuğu kendisini ortalamanın üzerine atmıştır. başarılı bir hayat sürerse kendisinden sonraki nesilde turgut beyden eser kalmayacaktır. -
42. yök'ün kadrolarda dil ve sınav şartını kaldırması
yökdil denilen garabet sınavı bile yapamıyor mu lan torpilli adamlarınız.
gerçekten ayıp lan. -
43. uzun boylu erkek
birazdan 190 olmanın faydasını görmedim ehehe diye gevelemeye gelirler.
-
44. ak 47 kullanmayı bilmeyen erkek
öşex sikmekten de bihaberdir.
-
45. kardeşlerin birbirlerine hitap şekilleri
abilere de kardeslere de duz ismiyle. ailemizde hepsi oyle, kucuk buyuk farketmrksizin ismiyle hitap edilir.
-
46. ufak tefek cinayetler
bir dizi düşünün ki oyuncu senaryoyu beğenmeyip diziden ayrılmak istiyor. başrol oyuncusu aslıhan(merve) ameliyatı bahane edip (yoğun bakımda bile oynayabilecek bir oyuncu bence kendisi) 3 bölümdür yer almıyor. başka bir oyuncu mert(serhan) ben yeni evlendim az rol yazın bana diyebiliyor. ben bundan şunu çıkarırım dizide bütçe sorunu var. ya ücretlerini az alıyorlar ya da 1 saat yerine yarım saat oyna ücret yarı yarıya düşsün dendi ana oyunculara. sonradan gelen oyuncular kesinlikle oya ve merve kadar ücret almıyordur. son bölümlerde çocuk oyuncuların rolünün artmasını da buna bağlıyorum. güzel başladı ama mantıksız devam ediyor. absürt komediye dönüşmeden biter umarım. gidişat o yönde. ha bak korku filmi de olabilir. zira arzuya zombilik yakışır. hele peloya. taytay da kalan hepsini üstüne limon sıkıp yer kebap niyetine. kız meriç düşün bak sen bunu. ihtişamlı evlere, pahalı oyunculara verdiğin paranın çeyreğine mal edersin. seni köftehor kaptın şükela senaryoyu.
-
47. türkiye'de vasiyetname yazma kültürünün olmaması
okuma-yazmadan ziyade bizde hiç kimsenin öleceğine inanmamasından ötürüdür. 70 yaşında adama "vasiyet yaz" desen, sopayla kovalar "beni gömmek mi istiyorsun sen?" diye.
-
48. kanada'da görülen ufo
-
49. kadınları tahrik etmenin püf noktaları
-
50. türkiye'nin dünyaya ihraç edebileceği şeyler
mustafa kemal kitabında anlatılmış. atatürk nazillide sümerbankı kurmaları için ruslarla anlaşır. adamlara her şey dahil tesis kurdurur. tek kuruş para vermez. ödemeler narenciye ile yapılır. amerikan başkanına sandıklarla sigara gönderilir. yerli tütünden. 20'ye yakın pamuk çeşidi üretilir cumhuriyetin ilk yıllarında. macera aramaya gerek yok. atatürk 1938'e kadar ne yapmışsa oradan yola çıkılır yapılır. bu ülke toprağının kıymetini bildiği an dünyanın en zengin ülkesi olur. incir sende, fındık sende, narenciye sende, dünyayı beslemeye yetecek kadar ova sende (konya, harran) hububat sende. evet petrolün, doğalgazın yok ama allah sana da toprak vermiş. hem de en verimlilerinden. sen de kullanacak kafa yoksa yapacak bir şey yok.