Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 20 temmuz 2022 dinamo kiev fenerbahçe maçı

    jorge jesus benficanin basindayken,rakibinin covidden dolayi 9 kisiyle sahaya cikmak zorunda kaldigi bir macta 45 dakikada 7 gol attirmisti.

    tavuk sersemken sikilir.basarilar fenerbahcem

  • 2. bagaja yatırılan bebeğin feci sonu

    piknik tüpü mü lan bu , kamp sandalyesi mi ? çocugu bagaja nasıl koyarsınız aq. sizin olmayan beyin hücrelerinizi sikeyim ben.

  • 3. 17 yaşındaki suriyeli'ye ırkçılık yapılması

    ırkcilik falan goremedim. bence siz, turklere surileri zorla dayatmak sureti ile irkcilik yapiyorsunuz ama biktik artik.

    edit: dilencilik yapmiyormus calisiyormus. ee opelim de dassagini alnimiza degdirelim o zaman. siktir git suriyede calis aq bebesi.

    edit2: irkcilik algisi olusturmaya calisan medyanin sahibi bir suriyeli, ayni zamanda kezzapla saldiriya ugrayan turk cocugu haberi uzerinden de algi calismasi yapmislardi.

    10larmedya'nin sahibi

  • 4. 20 temmuz 2022 tamamen evsiz kalma rezaleti

    üst edit: sürecin başında bize kimse kura çekiminden falan bahsetmedi. sözleşmeler, senetler imzalandı, evlerin yapımına başlandı, evlerin inşaatı yarılandıktan sonra kimin hangi daireyi alacağı kura usulüyle belirlenecek denildi. ama kura sonucu bazıları açıkta kalacak denilmemişti hala. tam tersi, herkese yetecek şekilde yerinde konut üretilecek denildi. ta ki 1. proje bölgesinin kura çekimine kadar. o zaman duyduk ki bazı daire sahiplerine boş kura çıkmış ve elenmiş. ev falan da verilmemiş. bir kısmı hala öyle beklemede. bizim ev 3. proje bölgesindeydi. çok geniş bir alanı kapsadığı için bizim bölge en sona kaldı. temmuz ayına kadar inşaat devam etti. bence bilerek süreci uzattılar. yoksa folkart'ın inşaatı bile o kadar uzun sürmemişti. kuralardan sonra ortalığın karışacağı belliydi. ama hep oyaladılar insanları. bir şekilde halledeceğiz, kimseyi mağdur etmeyeceğiz diyip durdular en son güne kadar. en sonunda da zaten eleneceği önceden belli olan kişilerin isimlerini sanki kurada çıkmış gibi açıklayıp tekmeyi bastılar. kura çekimi falan hepsi düzmece. entry'i ilk yazdığımda bu kadar açık yazmadım durumu. ama saçma sapan şeyler yazanlar oluyor. gerçekten bıktım, o yüzden açıkça yazıyorum. niye bu zamana kadar bekledin diyenlere de söyleyebileceğim tek şey, bu entry'i dün bile yazamazdım. çünkü kura sonucu belli olmadığı için haklıyken haksız duruma düşebilirdim. ama artık tam manasıyla haksızlığa uğramış bulunuyorum. bunun bir adım ötesi, evin kapısına gelip beni tutuklamaları ya da çekip vurmaları. devletin en temel görevi, vatandaşının can ve mal güvenliği korumaktır. mal güvenliğimiz zaten yok, can güvenliğimden de şüpheliyim bu saatten sonra.

    30 ekim 2020 izmir depreminde ağır hasar gören evim 10 gün içinde devlet tarafından içindeki bütün eşyalarla birlikte yıktırıldı. sonrasında, bizim hiçbir inisiyatif kullanmamıza izin verilmereyek evimizin arsa payına ve kat irtifakına devlet tarafından el konularak hazineye aktarıldı. e-devlet'te görünen tapu bilgilerinin hepsi bir anda uçtu gitti. elimizde kala kala tapu kağıdı kaldı sadece. devlet bizim yerimize ev yaptırıp bize verecekmiş(!)

    depremin üzerinden 20 aydan fazla bir süre geçti, ama hala evi teslim alabilmiş değiliz. biraz önce world türk tv diye bir kanalda çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından gerçekleştirilen kura çekimi yapıldı ve önce boş çıkacak daire sahipleri seçildi. boş çıkan kuralar içinde daire sahibi olan annemin ismi de okundu. yani kısacası devlet bizi 20 ay boyunca bekletti, oyaladı. sonra da kura usulüyle elendiniz, size ev yok dedi.

    bu nasıl iştir ya? sen bana sormadan benim evimi yıkıyorsun, sonra bana sormadan kafana göre yapıyorsun ve yine kendi kafana göre beni kurayla elediğini söyleyip beni evsiz bırakıyorsun. elimizden aldıkları evin arsa değeri şu an milyonlarla ölçülemiyor. bayraklı'da gökdelenlerin en yoğun olduğu yerde.

    depremden beri çektirmedikleri eziyet kalmadı. o arsalara çökmek için ellerinden geleni artlarına koymadılar. ve en sonunda ne yapıp edip evimizi tamamen elimizden almış oldular. depremde evsiz kalmış insanlara böyle bir haksızlığı nasıl reva görebiliyorlar?! nerede adalet?!

    lütfen, ne yapabiliriz? bir akıl veren olursa, çok ama çok sevinirim ve müteşekkir kalırım. en azından bu başlığa destek olursanız ve sesimizi duyurabilirsek gerçekten çok büyük bir yardımda bulunmuş olursunuz.

    edit: sorumluluk sahibi olan yetkili kurum olarak çevre ve şehircilik bakanlığı yazıya eklenmiştir.

    edit2: arkadaşlar, tabii ki de söz konusu ev tapulu bir mülk. koskoca site içinde bir ev. sitedeki bütün evler tapulu. izmir depreminde yıkılıp da devlet tarafından tekrar yaptırılan evlerin hepsi tapulu.

    bu arada, bir yanlışlık olabilir diyenler olmuş. maalesef, herhangi bir yanlışlık yok. deprem sonrası çevre ve şehircilik bakanlığı 7 ayrı bölgede inşaata başladı. en sona bizim evin de içinde bulunduğu 3. bölge kaldı. düşünün yani, depremin üzerinden ne kadar zaman geçti, 3. bölgedeki evler hala teslim edilmedi. diğer bölgelerde de benzer sorunlar olduğunu duyduk. diğer bölgelerin kuralarında boş çıkan ev sahipleri hala evsiz durumdalar. o yüzden kura sonucunu öğrenir öğrenmez buraya yazdım, belki bir işe yarar, bir faydası olur diye.

    sözün özü, koskoca türkiye cumhuriyeti devleti depremzedelerin tapulu mülklerini gasp etmiş oldu. çevre ve şehircilik bakanlığı da bu rezalete sürecin en başından itibaren aracılık yapmış oldu.

    edit3: kura çekiminin yapıldığı kanal için de şunu söyleyebilirim. uyduda frekansı defalarca aratmamıza rağmen bulamadık. internet üzerinden izlemeye çalıştık. o yayın da 5 saniyede bir dondu. sonra da hata verdi. en son twitter'daki bir yayın linkinden girdik. orada da şansımıza tam yayını açtık, 2 dk sonra elenenler arasında bizim adımız da okundu. trt'nin bir ton kanalı dururken uyduda doğru düzgün yayını olmayan, kolaylıkla bulunamayan, internet yayını da sürekli hata veren bir kanal üzerinden kura çekimlerinin yayınlanması da bize hiç iyi niyetli gelmiyor. zira bu rezaleti trt'nin herhangi bir kanalında yayınlasalar, muhtemelen kısa süre içinde tepki göreceği ve kamuoyu oluşacağı için böyle bir yolu tercih ettiklerini düşünüyorum.

    edit4: kurası boş çıkanlara dağın başındaki rezerv alanda yapılan evleri itelemeye çalışacaklar. ama biz daha en başında rezerv alanı reddettik. bize sordular, evi yerinden mi istiyorsunuz, yoksa rezerv alandan mı diye. biz de tabii ki yerinden istiyoruz dedik. bu isteğimizi belirtir kağıt imzaladık. evlerin ücretleriyle ilgili, kaç para ödeyeceğimizi bile bilmeden, boş kağıda imza attık. devlet tefeci gibi bize boş senet imzalattı! ve bize evimizin yerinde yapılacağı vaat edildi, hatta söz verildi.

    bizim evin bulunduğu yerin arsa değeri ile dağ başındaki rezerv alanın arsa değeri arasında uçurumlar var, dünyalar kadar fark var. ayrıca, dağın başında kim nasıl oturacak?! biz en başta dedik, bırakın biz kendi evimizi kendimiz yapalım diye. ama izin vermediler! önce arsa paylarına çöktüler, tapudaki kayıtları hazineye aktardılar. şimdi de eve komple çöktüler! lütfen bana rezerv alandan ev vereceklermiş işte ne diye laf ediyorsun demeyin. isterlerse rezerv alandan 10 tane ev versinler, ben 15-16 yıl boyunca hayatımın yarısını geçirdiğim evimin olduğu yerde ev istiyorum.

    gavurovic nickli yazar arkadaş sağ olsun #140235745 nolu entry'sinde bizim evle rezerv alanın olduğu bir fotoğraf paylaşmış, kendisine çok teşekkür ederim. şu fotoğraf bile iki bölge arasındaki farkı çok net bir şekilde gösteriyor. bizim evin olduğu bölge şu an izmir'deki arsa payı en değerli bölgelerden biri. gayet merkezi ve düz ayak, her türlü sosyal olanağa sahip bir yer. rezerv alan ise dağın başında, kuş uçmaz kervan geçmez, hiçbir sosyal alanı olmayan, doğru düzgün yolu bile olmayan, aşırı dik yokuşa sahip, her yere uzak bir bölge. devlet gerçekten depremde evini kaybetmiş insanlara bunu mu layık görüyor. biz geçmişte sahip olduğumuzdan daha iyisini istemiyoruz, ama daha kötüsünü istemiyoruz! bu kadarına hakkımız yok mu?!

    başka bir arkadaş da belirtmiş, yapılan evler de matah değil. önceki evlerin yarısı kadar. hem kat sayısından hem metrekaresinden çaldılar evlerin. 7-8 kat yerine 5 kat yaptılar. 115-140 metrekare yerine 60-70 metrekarelik kullanışsız evler yaptılar. sırf biz istemeyelim, hakkımızdan feragat edelim, başka yere gidelim diye. yine de yerinden ev isteyince de kura çektik, sizi eledik dediler.

    evrak falan isteyenler olmuş, elimizde doğru düzgün evrak falan yok. imzalanan evrakların çoğu bakanlıkta. anneme ait olan tapunun fotoğrafını ya da tapu kaydını da buraya koyamam maalesef. bu kadar uzun uzun yalandan entry yazacak halim yok. zaten durumu az çok bilenler ve haberdar olanlar, tüm bu olanların kulağa çok saçma ve imkansız geldiğini, ama maalesef ki gerçek olduğunu biliyor.

    edit5: arkadaşlar, ayrıca şunu da belirtmeliyim, biz en başından beri hak sahibiydik. depremden sonra, çevre ve şehircilik bakanlığı hak sahipliğiyle ilgili bir çalışma yaptı. şöyle ki, depremde evi yıkılıp da bayraklı'nın başka bir yerinde sağlam başka bir evi olanlara, yerinden daire verilmeyeceği, rezerv alandan verileceğini söylediler. ya da deprem alanında birden fazla konuta sahip olanlara da sadece konutlardan birinin yerinden verileceği, diğer konutların rezervden verileceği söylendi. konut sahipliklerini tespit edip kim yerinden alacak, kim alamayacak liste liste açıkladılar. bizim bayraklı'da sadece bir tane evimiz olduğu için ve o da depremde yıkıldığı için bize yerinden konut sahibi olabilmemizi sağlayacak hak sahipliği çıktı. bu durum, çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından ilan edilen listelerde mevcut. yani en başından beri hak sahibiydik, yerinden ev verilecek diye bu kadar zaman bekledik. çevre ve şehircilik bakanı murat kurum izmir'e geldi ve bize "kimse mağdur olmayacak, bayraklı'da sağlam başka evi olmayan herkes aynı yerden konut sahibi olacak" dedi. aynı bakan hala görevde. daha neler neler dediler. sözde, depremden sonra bir yıl bile geçmeden evleri teslim edeceklerdi. ama neredeyse iki yıl dolacak olmasına rağmen, evleri bize hala teslim etmediler. üstüne bir de mülkiyet hakkımızı göz göre göre gasp ettiler.

    annemle babamın 30-40 yıllık bütün emekleriyle, çabalarıyla, birikimleriyle aldıkları ev elimizden uçtu gitti. biz evi satın aldığımızda 2004 senesiydi ve 52 bin türk lirasına almıştık. o zamanlar o bölge şimdiki kadar değerli değildi. gökdelenler falan yoktu. o bölgeye gökdelenler yapıldıkça hem arsa değerleri hem de ev fiyatları uçtukça uçtu. depremden önce de çok canım sıkılıyordu oturduğumuz bölgenin bu kadar kontrolsüz bir şekilde değerlenmesine. mantıklı değil çünkü. şu an bizim evin olduğu yerdeki ev fiyatları 5 milyon türk lirasından başlıyor. biz bu kadar parayı bulup da oradan ev falan alamayız bir daha. mümkün değil! para zaten değer kaybetti. yıkılan evde kalan eşyaların yerine bile yenilerini tam olarak alamadık. her şey eksik kaldı. bari evi verirler en azından dedik. ama onun üzerine de bir bardak soğuk su içeceğiz gibi görünüyor.

    edit6: hala rezerv bölgeden ev verilecekse ortada sorun yok yazanlar var. arkadaşlar, bizim ev folkart'a 500 metre mesafede! arsa değerini buyrun siz tayin edin. bir de lütfen internetten rezerv bölge olarak gösterilen izmir şehir hastanesi'nin yakınındaki araziye bakın. dağın başı ya! allaşkına ben neden depremde evim yıkıldı diye dağın başında oturmak zorundayım?! 2004 yılında 2 kat fazla para verdik manavkuyu'dan düz ayak yerde ev almak için. niye aynı yerde yeterli sayıda konut yapılmıyor? neden depremde ölüm tehlikesi atlatan insanlara 20 aydır eziyet ediliyor? neden bu durumu birileri hala normal karşılayabiliyor? ve benim de bu rezaleti normal karşılamam bekleniyor.

    yıkılan ev benim yuvamdı. ben 15 yaşındayken, daha lise öğrencisiyken taşındık. hayatımın yarısı, en net hatırladığım zamanları o evde geçti. ben evimi, odamı gerçekten seviyordum ya. o evdeki odama her girdiğimde kendimi gerçekten güvende hissediyordum. o oda benim sığınağımdı, bütün düzenimdi. benim depremden beri doğru düzgün bir odam yok, doğru düzgün bir düzenim yok, doğru düzgün bir çalışma alanım yok. aylardır evler teslim edilsin de yeniden düzenimi kurabileyim diye bekliyorum. lütfen bu durumun normal karşılanması gerektiğini söyleyenler biraz elinizi vicdanıza koyun, biraz empati yapın.

    edit7: arkadaşlar evin tapusu, yapı kullanma izin belgesi, imarı, dask'ı yani kısacası yasal her türlü belgesi vardı. sadece bizim evin değil, izmir depreminde yıkılan evlerin hepsinin tapusu da imarı da vardı. bunu niye bu kadar ısrarla soruyorsunuz anlamadım. yıkılan evimizde kanuna aykırı hiçbir durum yoktu.

    bizim ev 115 metrekare olduğu için dask bize 115 bin türk lirası ödeme yaptı. o para da hiçbir halta yaramadı. evin geri ödemesi başlayınca kullanırız diye bankada duruyordu. ama o para çoktan pul oldu zaten. 2020'nin kasım-aralık ayından beri türk lirası ne kadar değer kaybetti hepimiz yaşayarak görüyoruz.

    en baştan çevre ve şehircilik bakanlığı evlerin tekrar yapımını bize bıraksaydı, o zaman tüm şartlarımızı zorlar, bir şekilde o 115 binin üzerine biraz daha para ekler, evi tekrar yaptırabilirdik. zira o dönem inşaat maliyetleri şu anki kadar yüksek değildi. daire başına 200-250 bin türk lirası ödeyince maliyet çıkıyordu sanırım. ama şu an müteahhitler 1 milyon türk lirası istiyorlarmış inşaat masrafı için.

    ama bakanlık bize herhangi bir seçme hakkı tanımadı! illa biz yapacağız bu evleri dediler. ben, annem, babam çok karşı çıktık, kendimiz yaptırmak istiyoruz diye. ama sesimizi kimseye duyuramadık. bizim bina 3. proje alanının tam ortasında kaldığı için açık açık, gayet pişkin bir şekilde sizin seçme hakkınız yok, oraya sadece biz ev yapabiliriz dediler. bizzat çevre ve şehircilik bakanı dedi bunu!

    o evlerin yerine hiçbir şey yapılmasaydı, tek bir çivi bile çakılmasaydı, şu anki durumdan daha iyiydi zaten. yapılan evler beş para etmez! o kadar kullanışsız ki anlatamam. bir evin metrekaresi küçük olabilir ama gene de kullanışlı olur. ama bu evler öyle değil. başka bir deyişle, bu evler içinde insan yaşasın diye yapılmamış. yani insanın gerçekten görmeden inanası gelmiyordur. ama durum gerçekten bu! ve bizden o kullanışsız evleri bile esirgiyorlar! ev benim üstüme kayıtlı değil. anneme ait. tapu benim üzerime olsa ne kadar şikayet edilecek yer varsa gider 50 kere itiraz ederdim.

    annem buraya bu olanları yazmamı bile istemedi. kadın korkuyor çünkü kendi başına ya da benim başıma bir iş gelirse diye. bugüne kadar onun hatrına sabrettim. ama kura boş çıkınca artık bardak taştı, kaybedecek bir şeyim de kalmadı. hiçbir şey de umrumda değil! evimi gözümün önünde yıktıklarında ben zaten öldüm. bütün geçmişim, hatıralarım öldü. bu yeni yapılan evler sadece ufak bir teselli olacaktı, onu da çok gördüler.

    dokuz eylül üniversitesi'nde işletme doktora öğrencisiyim. haziran ayında 2. tez izlemeye girdim. ama size tüm samimiyetimle söylüyorum, bu ev işi çözülmezse, 3. tez izlemeye asla girmeyeceğim. sikmişim doktorasını da akademisini de! her şeyden vazgeçmiş durumdayım. yaşamaktan soğuttular bizi! hem benim hem ailemin hayatını söndürdüler!

    depremden sonraki ilk iki hafta boyunca ne türlü kötü muamelelere maruz kaldığımızı çoğu insan bilmiyor. polisinden zabıtasına, bakanından kaymakamına, valisine kadar sorumlu ne kadar yetkili varsa hepsi dalga geçer gibi muamele etti depremzedelere! resmen acımızla alay ettiler! gelin deprem bölgesindeki insanlara sorun, hepsi aynı şeyi söyler. ya gerçekten sinirlerim o kadar yıprandı ki artık burada içimi döküyorum. yoksa derdim kendimi acındırmak falan değil. olan bu arkadaşlar. başka bir yerde deprem olsa gene olacak olan da bu anladığım kadarıyla.

  • 5. 2022 kira zamları

    ev sahipleri haklıdır bu zamları yapmakta.kiracılar da haklıdır bu zamlara isyan etmekte.kiracı-ev sahibi arası tartışmalar kör dövüşüdür.ekonomi normalleşmeden bu konunun düzelmesi mümkün değildir.ev sahipleri %80 zamma rağmen mağdur konumdadırlar.kiracılar ise asla bu kiraları ödeme gücüne sahip değildirler.

    not:20 yıldır hem ev sahibi hem kiracı biri olarak yazıyorum.

  • 6. 20 temmuz 2022 türknet zammı

    memlekette övdüğümüz bir şeyin de boku çıkmayagörsün.

    daha haziran'da 100 liradan 140 liraya çıkarılan fiyat ağustos'ta 170 e çıkarılıyor.

    bye bye türknet.

    iyi bilirdik..

    edit: tamam arkadaşlar anladım. diğer iss'ler daha pahalıymış. kafamı sikeyim.

  • 7. yks 2022 obp rezaleti

    3/6'nın, 1/2'ye eşit olduğunu bilmeyen bir komşu çocuğunun lise diploma puanı 96. neden? çünkü özel bir liseden mezun oldu. sözde eğitimciler, en mal müşterilerini bile böyle memnun bırakıyor.

    yök, meb... artık hangisinin alanıysa acilen bir çözüm üretmeli. evet, sınavda herşey belli oluyor ama bu tür mal insanların okul puanı olarak 56-57'yi beleşe alması dokunuyor valla bana. adamlar adını bile yazmayı bilmediği türkçe sınavından 100 alıyorlar. biz ise sırf resim çizemedik veya flüt calamadik diye 10 alırdık. düşünün bu tür yetenek gerektiren derslerde bile egolu hocaların kurbanı olduk. sonra neden devlet lisesinde okuyanların diploma puanı düşük...

    ek olarak, 62 diploma puanı da çok az be hocam.*

  • 8. en çok hoşa giden doğa olayı

    (bkz: kuzey ışıkları)
    umarım bir gün yerinde görmek nasip olur.

  • 9. şehirlerarası yolda kırmızı ışık şovu yapan ilçe

    alkışlarla 1. sırada alanya bölgesi,
    hemen arkasından kıl payı farkla nazilli
    ve 3. olarak kürsüye çıkmaya hak kazanan akhisar.

    tekrar kuvvetli bir alkış alalım.

    tanım: kötü planlanmış ilçedir.

    edit: çevre yolu nedeniyle akhisar'ı listeden çıkarmam yönünde mesajlar geliyor.

  • 10. anakin skywalker'ın karanlık tarafa geçme nedeni

    yolumun üstünde bir tuzak kurdun,
    bir de diyorsun ki: yürü iznim var.
    cihanda kudretin her şeye hakim,
    beni yürüten sen,
    adım günahkar ..

    ömer hayyam

  • 11. brad pitt'in film galasında etek giymesi

    bence yakışmış, seçtiği model feminen değil ve tarzına uygun. üstelik yazın etek giymek inanılmaz rahat. zaten etek ve elbisenin neden sadece kadın giysisi olarak kaldığını hep merak etmişimdir, bence erkekler büyük bi konfor fırsatını kaçırıyor.

  • 12. selefiler türkiye'de iç savaş hazırlığı yapıyor

    selefilik bizim insanımızın inanç yapısına katiyen uymaz, bu işleri bilenler bu gerçeğin çok iyi farkında. peki bu selefiler kimlerden taraftar toplayacak dersiniz, tabii mültecilerden. mülteciler bu tarz extiremist düşüncelere çok uzak değiller bunu biliyoruz. özelikle camilerde arapça vaaz verilmesinin önüne geçilmesi gerekir. bu arapça vaaz meselesinde güzel bir kılıf bulmuşlar, mülteciler türkçe anlamıyormuş, e biz de arapça bilmediğimizden adam ne anlatıyor bilmiyoruz bile. özellikle sultangazi'deki bazı camilerde selefi kişilerin ki bunların içerisinde kuveytli ve filistinli bazı kişiler var, yaptıkları vaazlarda bu tarz kışkırtma, tekfircilik yaptıklarını söylüyorlar. tabii bunu açıktan yapmıyorlar, zaten hedef benim kalbim temiz ya gibi bir din anlayışına sahip standart türk vatandaşı değil, direkt arapça bilen kişiler. diyanet işleri başkanlığı bu konuda çok dikkatli olması gerekir.

  • 13. elin oğlu diplomaya değil yaptığın pilava bakar

    elin oğlunun neye baktığı önemli değil, günün sonunda sen elin oğlunun eline bakma.

  • 14. kedi besleyenlerin evinde yemek yememek

    ya bu aşırı uçlarda yer alma merakınızı anlamıyorum…

    birileri diyor ki “kedi olan evde yemek yemem, şöyle bok gibi, böyle kirli bilmem ne”

    diğeri de diyor ki “e gelmezse gelmesin kedi daha önemli”

    neden hem yakınlarımıza hem de evdeki çocuğumuza aynı anda değer veremiyorsunuz? neden hem kedi besleyip hem temizliğine özen göstermiyorsunuz?

    benim kedi temizliği için günlük, haftalık, aylık düzenli temizliklerim var. kedi tüyünden rahatsız olan da gayet rahat geliyor, kedim de gayet mutlu ben de mutluyum.

    bunu bir deneyin bence, tembellik iyi değil.

  • 15. 20 temmuz 2022 vavacars rezaleti

    tamda vavacars üzerinden araç bakarken hoş olmadı.

    ayrıca dacia beş yüz görünce okumamışcılar. anladık 15 yıllık bmw alırdı o paraya. bi siz akıllısınız.

  • 16. sözlük muhaliflerinin beğendiği rte hizmetleri

    (bkz: türklerin islamdan çıkması)

  • 17. tadıldığına pişman eden şeyler

    bu vanlıların balık turşusu gibi bi yiyecekleri var kışlık. inci kefalinden yapılıyor ve balığın içi temizlenmiyor. allahım evlerden ırak

  • 18. erkeğin matkap almaya karar verdiği an

    aslinda erkeksilikle birlikte hüzün barındırır.

    çok yönlü ele alınabilir. yapi işlerini öğrenme konusunda level atlama sayilabilecegi gibi bir vazgeçiştir ayni zamanda. başka şeylere adanmislik başlamıştır. idare etsin yeter, kaç kere kullanacağım lüzumu yok derken kendine ait bir matkap satın almak orayı burayı delme arzusuyla evde/bahçede yeni meşgaleler başlatır. sosyalleşmek, görmek/kendini göstermek, gezmek, çiftleşmek, arkadaş ortamlarinda faydasız meselelere laf kalabalıgi şeylere kafa yormak yerine bir nevi sürüden kopuş, kendine dönüştür.

    matkap alan herkes yukaridakileri bırakır anlamı çıkmasın. kimilerine göre kankaliktan abilikten emmilige geçmek de olabilir. ama şu nettir, matkap almak bir erkeğin bazı şeylere küsmüşlüğüdür, vazgeçmişliğidir. çokça da doymuşluğudur.

  • 19. anın fotoğrafı

    arkadaşlar anın fotoğrafı, yani elektrikli scooter'a ters binen kedi veya güzel manzara fotosu falan koyun diye var. hadi tamam okuduğunuz şiire, izlediğiniz diziye de tamam diyorum da kadın olduğunuzu belli eden fotoğraf niye koyup koyup duruyorsunuz? oje, ayakkabı, bacak, alakasız bir fotoğrafta tamamiyle şans eseri çıkmış bakımlı ojeli el * bunun sorumlusu siz değilsiniz ama, kadın gördüğünde hemen mesaja boğan biz sözlük erkekleriyiz. ben de elimi koyduğumda 17 mesaj alacak olsam ben de koyarım yalan yok, ilgi görmek beğenilmek arzulanmak ne güzel şeyler bunlar.n

  • 20. 300 bininci olup istediği bölüme giremeyen kız

    koronanın ortalarında o yıl sınava girecek bi kızla sokak röportajı yapmışlardı. kız bu sene çok kötü şartlar altındayız sınavda bence herkese 50 puan eklenmeli demişti. aklıma o geldi.

  • 21. yazarların cips tercihleri

    tabi ki de (bkz: tarhana cipsi)

    şaka lan şaka ben hayatımda bu kadar kötü bir abur cubur görmedim. sağlıklıymış hamileler için öneriliyormuş falan. bunu yersen karnındaki bebek bile küfreder sana o derece.

  • 22. yatırım için ev alanlar gelecek sene ağlayacak

    evet ama daha fazla almadığı için ağlayacak.

    ülkede yeni ev üretimi durdu. burayı iyi okuyun. ''dar gelirliyi ev sahibi yapmak'' için kurulan tokinin fikirtepede 2025 teslimi projesinde 1+1 60 mt brüt dairesi topraktan satış fiyatı 3 milyon lira.
    pendikte 1+1 ev 1.7 milyon.
    3 ay önce sancaktepede 1+1 kiralık 7000 liraydı...
    geçen ay ata 2 sitesinde 7.5 milyon civarında gezen 25 yıllık villalar 10 milyonu aştı.

    neden inecek ev fiyatları? çok mu ev yapılıyor? demir fiyatları mı düştü? hazır beton rezervi * mi bulduk? ulan neden insin ev fiyatları???

    ayrıca daha bekleyin. iklim krizi nedeniyle sahra altı afrikadan göç olacak. 10 seneye 100 milyon adam bekliyorum. akp veya altılı masadan birilerinin başkanlığında da dünya ile uyum sağlıyoruz ayağına mevlana hesabı yapacaklar bunu...

    türkiye 2023 seçimlerinde mantıklı bir karar vermezse, mülteci politikaları karşıtı bir politika izlemezse mahvolduk.

    yani aklınıza ne geliyor bilmiyorum bu adamları alalım diye baskı yapanlar o günden daha düşmanlar bize... ne geçti elimize? davidson haziranda vizesiz avrupa diyordu? o görüşmede metni okuyan kişi daha yeni açıklama yaptı öyle bir şey hiç bir zaman masada olmadı diye...

    koca bir milletin nasibi bir kaç kişinin yolsuzlukları yüzünden eriyor. kimseye sözümüz geçmiyor eminim değil abd yunanistan veya iran, ermenistanın bile elinde bizimkilerle alakalı bir şeyler vardır. bunlardan kurtulmak zorundayız.

  • 23. 19 temmuz 2022 doktorumla yaşadığım yakınlaşma

    1 dakikamı ayırıp bunu okuduğum için kendimden nefret ettim şu an.

    olmamış 1/10.

  • 24. bir kadının hiç makyaj yapmaması halinde olacaklar

    makyaj malzemelerine vereceği para cebinde kalır.
    birçok şey olur da amca olmaz ama.
    makyaj yapmayınca kimse erkeğe dönüşmüyor, amca olur diyenler neye dayanarak söylüyor?
    makyaj yapanlara saygım var, beceri istiyor gerçekten ama keşke herkes makyaj yapmak zorundaymış gibi bir algı oluşmasa.

  • 25. evlilik teklifinde kaç karatlık pırlanta alınır

    evlilik teklifinde pirlanta alinmasi gelenegi, 2000lere kadar dunyadaki pirlanta supply’inin 90%ini elinde bulunduran de beers’in, talepi artirmak amaciyla yaptigi onemli pazarlama kampanyasi sonucudur.

    aslinda cok da degerli bir tas olmayan, nadir bile olmayan pirlantayi, duygusal bir olaya baglayip, 1930’larda evlilik teklifini “1 maas” fiyat endeksine baglamis, 1980lerdeki “a diamond is forever” kampanyalarinda ise bunu “2 maas”a cikartmistir.

    bir urunun en ust fiyatini belirlemenin yolu, urunu alacak kisinin “willingness to pay” noktasini belirlemektir. dolayisiyla “evlilikte kac karat” sorusunun yanlis bir soru oldugunu farkeden de beers, bunu satin alan kimsenin maasina baglayacak sekilde dahi bir endeks kurmus.

    harvard business school’da bile case study’dir de beersin basarisi.

    tldr: almasaniz da olur :-) alacaksaniz bari 1 yillik maasla falan alin da havaniz olsun.

  • 26. 1800 lira ile yapılacak en risksiz yatırım

    taksime çık, bir peruk al 1800'e. günde 1000 tl indirirsin.

  • 27. dünyanın en yakışıklı otomobili

    ferrari f355

  • 28. yazarları her izlediklerinde güldüren video

    yıllardır gün içinde de kullandığım o eşsiz cümlenin mimarı.

    (bkz: ölçmedim ki amına koyayım)

    bayrak reis

  • 29. 20 temmuz 2022 d. kiev fenerbahçe maçı tahminleri

    fenerin bu maçı alması şart yoksa bütün bu hava rüzgar tersine etki yapar.

  • 30. iç sıkıntısını yenmenin yolları

    yürüyüş yapmak.

  • 31. burçlar savaşından galip çıkacak tek burç

    başak, başaklar ingiltere gibidir bir şekilde ayakta kalmayı bilirler. her ihtimale karşı geliştirdikleri abcdef….. planları vardır.

  • 32. yazarların tc kimlik numaraları

    esası 9 basamaktır, eklenen son iki basamak kontrol amaçlıdır.

    sonu çift rakamdır.

    ilk rakamı 1-9 arasıdır sıfır olmaz.

    10. basamak:
    1., 3., 5., 7., 9. basamakların rakamlarının toplamının 7 katından 2., 4., 6., 8. basamakların rakamlarının toplamı çıkarıldığında(ya da 9 katı toplandığında) elde edilen sonucun birler basamağındaki sayıdır.

    11. basamak:
    1., 3., 5., 7., 9. basamaktaki rakamlarının toplamının 8 katının sonucunun birler basamağındaki sayıdır.

    edit: aileye yeni fert geldiğinde onun tc nosu ailenin son ferdinin tc nosunun ilk 9 hanesine 29999 eklenerek elde edilir. 10. 11. basamak formül ile bulunup ilave edilir.

  • 33. 19 temmuz 2022 yanlışlıkla emlakçıyla mantar yemek

    ak troller gidince sözlüğün gerçek kalitesi ortaya çıkmaya başladı valla bak. uzun zamandır böyle gülmemiştim. *

    hikayenin kısa özeti: bugün yediğin mantarlar, yarın seni highlarlar. *

  • 34. ege üniversitesi mezuniyet töreni köpek saldırısı

    türk milletinin tarihinin kısa bir özetidir bu başıboş köpek sorunu. beyaz tenliler zeka seviyesi olarak bizden çok daha üstün olduğu için (ortalama olarak) kendilerine tehdit olarak gördükleri türleri yok etmekte uzmandırlar. biz ise “vicdan” denilen saçma bir içgüdü yüzünden ne düşmana ne hayvana ne insana kıyamayız… sonra ver gelsin “mülteci sorunu”, “başıboş köpek sorunu”, “kürt sorunu”, vb. … mesala bir ingiliz bir fransız böyle saçma işlerle uğraşmaz, çözer geçer. ama biz gibi aptal toplumlarda bu ciddi bir milli güvenlik sorunu olana kadar önemsenmez. orta doğuda bir insan canı değersizdir… avrupada ise milyonlarca böcek/hayvan vb. insan güvenliği için basitçe katledilebilir.

    kısacası zeka farkı.

  • 35. zafer partisi'nin anketlerde %7'yi görmesi

    oy oranından bağımsız görünen şu ki;

    zafer partisi göçmen karşıtı siyasetiyle halktan çok ciddi bir destek görmekte.

  • 36. fenerbahçe 2022 formalarında 5 yıldız olmaması

    sebebi 5 yıldızın olmaması, 3 yıldızın da aşağılık kompleksinden kullanılmaması

  • 37. çoraplarını sol sağ ayırt etmeden giyen insan

    çorabı bile sag sol diye ayırırsaniz bu toplum ne olacak.
    nerde kaldi birlestirici guc, barış dili

  • 38. 19 temmuz 2022 teke tek canlı yayını

    cübbeli;

    alevi- sünni üzerinden bölmeyi denediler olmadı, türk- kürt üzerinden denediler olmadı şimdi din üzerinden deniyorlar. din işi başka şeye benzemez ! bunlar kafir öldürmen gerekir diyorlar, bu işin şakası yok.

  • 39. aile hekimi olmak için tıp mı okumak lazım

    yok şart değil. zaten o kaldırılmıştı.

    bi de 4 yıl kesintisiz sabah kuşağı kadın programı seyretmiş olduğunu ispat eden hanımlar pilot bölge bolu'ya aile hekimi olarak atanıyor. sıkıntı yok.

  • 40. 20 temmuz 2022 erdoğan ve imamoğlu'nun tokalaşması

    2023 seçimi sonrası cumhurbaşkanlığı devir teslim provası.

  • 41. tarih bilen erkeğin dayanılmaz çekiciliği

    debeye giren entrye gulerken ictigim kahve ustume dokuldu. bir erkegin tarih bilgisinin hayranlik uyandirabilmesi icin, dogru zamanda ve dogru yerde bilgilerini sohbete ekleyebilecek kadar zeki ve eglenceli de olmasi gerekir. bir gonderme, bir ornek, basit bir cumle yeterlidir. kulturlu ve zeki erkeklerin agzi iyi laf yaptigi icin de etkilenmemek zor olur, farkinda olmadan aga takilmis baliga cevirir. fakat "dayanilmaz cekici" olmasi icin "fiziksel cekim" sart. "zaten sapyoseksuel olanlara hitap ediyorum, size degil" diyorsaniz en buyuk rakibinizin google olacagi iliskilerinizde basarilar.

  • 42. nevşehir'deki restoranın adisyonu

    ciğer ve sarma yemeğe gittiğim restoranda yanlışlıkla şarap şişesini kırınca gelen hesaptır

  • 43. 19 temmuz 2022 togg'un seri üretime başlaması

    yine yeniden yanlış açılmış başlık.

    daha önce dile getirilmiş olsa da, tekrarlayalım, togg diye bir şey hiçbir zaman seri üretime geçmeyecek ve hiçbir zaman satılmayacak. öyle bir araç yok. tamamı hükümetin reklam projesi olan fason bir iddia bu.

    bunu anlamak için ise ne mühendis, ne cfo, ne de yatırımcı olmaya gerek yok. birkaç basit sebebi göz önüne alarak bunun nasıl boş bir hayal olduğunu görebilirsiniz.

    öncelikle, araç sektörü yüz yılı aşkın süredir var olan, çok doygunluğa ulaşmış, kar marjı çok düşük bir sektör. bunun önemli sebeplerinden biri bir araç tasarlamanın bir çok mühendislik alanından oluşması, ve bunun doğal olarak bir çok ayrı firma ve ülkeyle anlaşmalar yoluyla elde edilmesi. bir firmanın aynı zamanda hem medya ekranını, hem ses sistemini, hem plastik kalitesini, hem motor hacmini hesaplaması mümkün değil. bu yüzden arada bir çok firma ve ara elemanlar var, bu kar marjını çok düşürüyor. çünkü her ara basamakta başka bir firmayı kar ettirmek durumundasınız.

    "togg" projesinde durum farklı değil. "milli" olarak imal edemediğimiz her şeyi yurtdışından alıyoruz. ki bu neredeyse her şey zaten. üstüne, diğer firmaların arasındaki uzun süreli anlaşmalara ve güvene sahip değiliz, dolayısıyla karlılığımız daha da düşük. hazır satın alırken dahi dezavantajdayız, ve daha pahalıya satın alıyoruz.

    her şeyi sıfırdan öğreniyoruz, en başından başlıyoruz, geç kalıyoruz.

    "e ama, bir yerden başlamak lazım, böyle böyle bu işler", hayır değil. bunların hiçbirine gerek yok. amerika'yı tekrar keşfetmeye çalışıyoruz. zaten var olan yüz yıllık prensipleri gereksiz bir iş yükü altına girerek, semantik ve teknik kalıplara uydurmaya çalıştığımız için (milli ve yerli olmak gibi) bilerek isteyerek yanlış yapıyoruz.

    asıl önemli olan noktalardan biri ise araç piyasasının tamamen kullanıcının araca dair imajının ve markanın yarattığı güven ile şekil alması. togg, hayali bir evrende mükemmel bir araç olabilir. ancak kullanıcı her zaman bildiği, güvendiği markayı seçer. çünkü bu basit bir yatırım değil, müşterinin kendisinin ve ailesinin hayatını emanet edeceği, uzun yıllar kullanmayı hedeflediği bir satın alım. tamamen aynı özelliklere sahip bir togg ve hyundai suv arasında herkes her zaman hyundai'yi seçecektir. yüz yılldan fazla bu işi yapan marka devlerinin olduğu korkunç sıkışık bir pazarda öyle kolayca yer edinemezsiniz.

    "hayır geç kalmadık, elektrikli araçlar devri yeni başlıyor". hayır, başlamıyor. evet geç kaldın. ev pazarı yukarıda saydığım nedenlerin hepsinin aynen geçerli olduğu, yeni bir araçla piyasaya girmenin çok, çok daha zor olduğu bir sektör. detaylı hikayeler öğrenmek isteyenler, bu işe kollarını sıvayıp elleri boş dönen firmalara bakabilir.

    (bkz: jaguar e-type)
    (bkz: faraday future)
    (bkz: fisker karma)
    (bkz: dyson ev)
    (bkz: nio)
    (bkz: chevy volt)
    (bkz: rivian) (hala ümit kesilmemiş olsa da stock'ları %75 düştü)
    (bkz: honda clarity ev)

    işte bu piyasada, jaguar'ın, chevy'nin, honda'nın geri çekildiği, startupların patır patır döküldüğü sektörde, biz türkler, en güven vermeyen araç tipini üretmeye ve güven vererek satmaya çalışacağız. (consumer reports : ınsights for more reliable electric vehicles

    bakın arkadaşlar, "sanki alabilecek miyiz" argümanını geçtim. yukarıdakilerin hepsini geçtim. sadece tek bir faktör var. bütün inanılabilirliğini yok edecek tek bir sebep. o da şu ki, bu yatırım karlı ve gerçekçi olsaydı, biri bu yatırımı yapardı. türkiyede 27 dolar milyarderi var. togg'un şu ana kadar olan yatırımı sadece 3,5 milyar tl. yani, türkiyede bu paranın en az 6 katına sahip hiçbir yatırımcı, bunu aklının ucundan geçirmemiş. 27'de sıfır.

    "türkiye araba üretmesin mi kardeşim, siz ne istiyorsunuz" üretsin, üretsin güzel kardeşim. ama amerika'yı tekrar keşfetmeye çalışmasın.

    önce sağlıklı ve stabil bir ekonomi sunsun. yatırımcıyı çeksin. karlılık güveni versin. daha sonra madem milli araba yapmak istiyor, bu firmalara ortak olsun veya satın alsın. daha önce yaptık bunu. hepinizin bildiği, her günümüzün parçası tofaş, %37,8 hisseyle koç holdinge ait. bu fabrikada opel üretiyoruz. doblo üretiyoruz. egea üretiyoruz. alfa romeo üretiyoruz. 1968'den beri işleyen bir sistem var. tecrübeli mühendisler var. iddia edilen hiçbir şey yeni değil.

    üzücü olan, bu firmalara ve fabrikalara ekonomiyi yönetemediğimiz için zarar veriyoruz. 50 yıl önce yaptığımız şeyi yeni bir şeymiş gibi, daha anlamsız ve yanlış bir zihniyetle tekrar halkın önüne koymanın hiçbir anlamı yok.

    edit:
    anonim suser iletti, "27 milyarderden bir tanesi, tek başına bir işe girişti hocam. habaş honda fabrikasını aldılar ama. onun prroje de epey sessiz ilerliyor."

    @deathstarinmemeucu iletti, "dün aynı konuyu tartıştık. ancak size katılmadığım nokta pazarın doygunluğa ulaşmış olmaması. bahsettiğiniz firmalardan bazıları tüketicinin elektrikli araçlar ile ilk defa duyduğu girişimler, togg'da bunlara rakip olabilir. bmw'nin, vw'nin, toyota'nın vesaire henüz piyasaya hakim modeli yok. tüketici alışkanlıkları henüz şekillenmiş bir piyasa değil. zamanında lg, samsung, sony, apple varken alınmaz diye düşünülebilecek huawei ve xiaomi şu an pazarda önemli konuma geldi."

    aslında katıldığım bir nokta, benzin ve dizel motorlu araç piyasasının hala doygun olduğunu düşünmemle birlikte ev sektörü bence de doygunluğa ulaşmış değil.

    togg bunlara rakip olabilir mi, tecrübe emek liyakat ve zamanla belki, ama uzak bir ihtimal olarak görüyorum, umarım yanılıyorumdur. kestirmek zor, ama takip edeceğiz.

  • 44. cahil insanların en çok düşman olduğu şeyler

    (bkz: kadın)

    kadının varlığına katlanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına, düşünmesine de karşıdır. *

    cehaletin tek korkusu kadındır. çünkü; kadın öğrenirse, çocuklarına da öğretir. *

  • 45. meksika sınırından abd'ye girmeye çalışan türkler

    5 seneye kalmaz düzenini tutturup araba ile iki story atınca, şimdi acıyarak bakanlar bir davetiye filan ayarlasan da biz de gelsek diyecektir.
    edit : #140246610 sahibi, sanırım babasi almanyaya konsolos olarak gitti.

  • 46. ırak'ta turizm tesisinin bombalandığı iddiası

    turizm tesisi ve ırak'da yazımından sonrasını okumadım kesin yaşanmıştır fıratnews veya twitter'da.

  • 47. ispanya başbakanı'nın yangın yerindeki pozu

  • 48. latife hanım'ın atatürk'ü üzmesi

    mustafa kemal atatürk'ün, salih bozok'a yazdığı telgrafta bahsettiği durum.

    koskoca atatürk'e, şu satırları yazdıran aşk, sana bana neler yapmaz. hay gözün kör olsun gönül işleri. inşallah fake'tir.

    --- spoiler ---

    salih,
    izmir güzel de, latife'yi düşündükçe de izmir'e gidesim gelmiyor. çok üzdü beni çok. zaten ben kadınları tanımadığımı anam hep söylerdi. doğru tanımamışım ben. bir tek halkıma aşık oldum.

    --- spoiler ---
    görsel

    i hear you paşam :(

  • 49. yeni cumhurbaşkanından beklentiler

    1) recep tayyip erdoğan olmaması.
    2) recep tayyip erdoğan gibi olmaması.

  • 50. verilen borcu geri isteme yöntemleri

    geri alamadığınızda sizi etkilemeyecek miktarda borç verin.
    ve sadece geri ödemediğinde helali hoş olsun diyebileceğiniz kişilere borç verin.