Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. masterchef türkiye

    barbaros “ben bu kiza uyuz oldum haftaya bunu alip potaya atacam” diyerek kahkaha attirmistir.

  • 2. 108 km hızla 1228 lira trafik cezası yemek

    evreşe 'de insanlara kurulan tuzak neticesi vatandaştan yapılan soygun.

    şehirler arası yollar 100-200 nufuslu köylerin içinden geciyor, saçma sapan yerlerde tabelalar 30-50-70 hızlarına düşürülüyor. hangi birinde yavaslayacaksin?

    bir kaç defa tabela hızlarına uyarak gidelim dedik arkadaşlarla, eşimle falan. sonuç baya komik oluyor. bu hız tabelalarını 10 dakika uyabilecek sürücü yok dünyada.

    ayrıca 1228 lira ceza ne ya. adam öldürenlere daha az ceza veriliyor.

    edit :

    kuralların saçma olması ve cezaların yüksek olması eleştiriyi hakeden bir konudur ve ben de eleştiri hakkımı kullanıyorum.

    evreşe'de ki eds şehir dışında, malkara , lapseki , ezine 'deki edsler şehir dışındalar. tuzak olarak sadece para kazanmak için koyulmuşlar.

    300 olur 500 olur 1228 lira ceza olmaz. asgari ücretli birinin 15 günlük emeği elinden böyle bir sebepten alınmaz.

  • 3. 19 ağustos 2020 akdeniz'de petrol bulunması

    seçimin yaklaştığına işarettir.

  • 4. dominos'un yeni pizzasının adını sen koy

    50lirayapizzasatıyoruzalıyorkerizleros

  • 5. 19 ağustos 2020 bursa'da şoför döven amca

    hareket halindeki otobüsün sürücüsüne yumruk atacak kadar şuursuz bir herifin takdir edildiği başlıktır. allah akıl fikir versin ne diyeyim.

  • 6. tatile gitmek lüks mü ihtiyaç mı sorunsalı

    almanı hollandalısı ve dahi avrupalısı tatile gider.

    maillerinin otomatik cevabında altı hafta sonra döneceği ve bu süre zarfında alacağı maillerin otomatik silineceğini belirtir. yerime şu bakar, o bakar ya da şurayı arayın afedersiniz nah! der.

    türk izne çıkmadan ıkına sıkıla izin tarihini paylaşır; kimse orasına sallamaz. otomatik cevabında kabak gibin cep telefonu yazar, millet tatilde ki adamı arar işini halletmeye çalışır.

    avrupalı türkiyeye gelir x8 gelirini istediği gibi harcar para arttırır üstüne.

    bizim türk zaten dolar kazanmadığı için durumu içselleştirmiştir en ufak kazığa oturmak onun için yeterlidir, oturup kalkar.

    iki hafta sonra türk döner ve birikmiş işler ile tatile çıkmadan evvelkinden daha büyük moral bozukluğuyla eşek gibi çalışır.

    avrupalı altı hafta sonra geldiğinde yine sorumlu olduğu tek iş/proje ile kaldığı yerden fazla mesai yapmadan, itilip kakılmadan çalışmaya devam eder.

    velhasılı bu şartlar halinde aile, çocuk el verse tatil yapmamak en hayırlısıdır türk kişisi için.

    not: bu konu da fazla dolmuşum herhalde.

  • 7. 19 ağustos 2020 lyon bayern münih maçı

    arsenal şu herifi 5 milyona bıraktı. dünyanın en mal kulübü gerçekten.

  • 8. polislerin ibb afişlerini toplaması

    kadın can güvenliğim tehlikede dese, polis yok diye yanına bir tane polis vermezsin. afiş söktürmeye 50 tane polis yolluyorsun.

    katarlı kocalarınız çok bastırıyor herhalde çaldıklarınızdan geriye kanal istanbul'u yapacak para kaldıysa yapın şu kanalı hadi.

  • 9. üniversitede en çok sevilen ders

    lisansimi bogazici'nde sosyoloji okuyarak yapmistim ama o sure icinde en cok keyif aldigim ders tarih bolumunden secmeli olarak aldigim "history of nationalism in the balkans" dersiydi... i ve ii olarak iki bolume ayirmislar ve iki ayri donemde vermislerdi dersi...

    dersin keyifli tarafi balkanlardaki her ulkedeki milliyetcilik hareketlerini incelerken bizzat bu hareketleri baslatan yazarlarin ve dusunurlerin kendi yazdiklari makaleler uzerinden gidilmesiydi... hocamiz vangelis kechriotis de erik-jan zürcher gibi bir ismin yaninda egitim gormus, alaninda dopdolu bir adamdi... dersi secen benim disimda sadece 3-4 ogrenci olmasi da ayri bir avantajdi... boylece dersi cok daha interaktif bir sekilde isleyebiliyorduk... vangelis'in inanilmaz iyi ve sicakkanli bir adam olmasiysa apayri keyif katiyordu derslere... turkcesi de hic fena degildi... arada havadan sudan konusulacagi zaman hemen ingilizceden turkceye donerdi... o muhabbetleri de ayri keyifliydi...

    sunu rahatlikla soyleyebilirim, bogazici'nde okudugum sure zarfinda aldigim 46 ders ve gordugum herhalde 30 kusur farkli hoca icinde en keyiflisi bu derslerdi, en iyi hoca da (hem bilgisi hem insani kalitesi olarak) vangelis'ti...

    ben bu dersleri aldiktan bir sene sonra mezun oldum... yuksek lisans icinse alakasiz sayilabilecek bir yere, i.u. gazetecilige gittim... arada kutuphaneden yararlanmak icin bogazici'ne birkac kere ugradigim oldu o sure zarfinda, gittigim zamanlar genelde vangelis'in ofisinde olup olmadigina da baktim, eger ordaysa en azindan olympiakos sampiyonlar ligi'nde ne yapacak, euroleague'de ne edecek bi laflariz diye... ne yazik ki bir turlu denk gelemedim...

    daha sonra doktora'ya basladim bu kez g.s.u'de, medya ve iletisim calismalari uzerine... yeterliligi verip tez konusunu belirledikten sonra da goruslerini sormak icin kendisine uzunca bir mail atmistim... tez konum 19. yuzyil sonu ve 20. yuzyil baslarinda osmanli'da milli kimliklerin insasi acisindan futbolun ideolojik islevi ve osmanli turk ve azinlik basinlarinda futbol haberleri idi... (sonrasinda kaynaklara erisim ve yunanca ile ermenice tercume sorunundan oturu bunu cumhuyetin ilk yillarina cekip basligi degistirmem gerekti gerci, hala da bitmedi allahin cezasi, neyse) haliyle isin osmanli tarihi ve milliyetcilik kismiyla ilgili ilk fikir alisverisinde bulunmak istedigim kisi de vangelis'ti... ancak cevap gelmedi... bende iki adresi vardi, digerine de yazdim... yine cevap gelmedi...

    nerden bilebilirdim ki o donem o lanet hastaliga yakalandigini ve tedaviyle falan ugrasirken benim yazdiklarimi gormedigini... ben genel mesgullugune vermistim... cok da ustune gitmemistim zira o donem oncelikle osmanlica kursu aliyordum, o bitmeden zaten arsiv calismasina falan baslayamayacaktim... bittiginde bir ara bogazici'ne ugrayip yuz yuze konusacagimizi falan dusunmustum saf saf...

    aradan yaklasik bir bucuk sene gecti, benim kurs-murs geride kaldi, tam "vangelis'e de bi ugrayayim artik, adam beni tanimakta zorlanacak" falan diye icimden gecirirken bir gun internette soyle berbat bir haberle karsilastim... o an basimdan asagi nasil kaynar sular dokuldu anlatamam...

    cok buyuk bir hayat dersi sayilirdi bu: sevdigin, saydigin insanlari ihmal etmeyeceksin... cunku kimin bu dunyada ne kadar kalacagi belli degil maalesef...

    konu nereden nerelere geldi... neyse... baktim da onumuzdeki hafta vangelis'in vefatinin besinci sene-i devriyesi olacakmis... zaman cok acimasiz... bu vesileyle en azindan buradan kendisini anmis olayim... topragi bol olsun...

  • 10. instagram yüzünden soğunulan şeyler

    insanlardan, arkadaşlarımdan soğuyorum ya.

    gerçek hayatında alakası olmadığı bi şekilde başka bir kimlikle kullananlar var sosyal medyayı, deli ediyo beni bu sahtelik. dolayısıyla çoğu insandan ışık hızında soğuyorsunuz.

  • 11. türklerin garson kasiyer call center'ı azarlaması

    ben yabancı bir ülkede yaşamadığım ya da bir yabancıyla yakın arkadaşlık kurmadığım için öteki milletleri bilemeyeceğim. fakat korkarım, bu hastalık/görgüsüzlük, tıpkı bir pandemi gibi, dünyanın her yerinde hüküm sürüyor.

    ben hayatım boyunca hiçbir garsonu azarlamadım. yanlış yemek getirene bile "olsun, yerim" demiş biriyim. ta liseden beri hesabın minimum %10'unu da bahşiş olarak bırakırım.

    birkaç hafta önce nişantaşı'nda bir yere yemeğe gittik. ben teriyaki soslu et ile yanına bir iki şey daha söyledim. yemek aşırı tuzluydu. kaldı ki ben öyle tuz hassasiyeti olan biri de değilim. kendim de gayet tuzlu yaparım yemekleri. tabağına 80 lira verdiğim o yemeği, başkası olsa mutfağa geri yollardı. ama ben ses etmedim. yemek bitince orada çalışan genç bayan yemeği beğenip beğenmediğimi sordu, ben de "çok tuzluydu" dedim. sormasaydı asla söylemezdim. hesabı ödedim, bahşiş bıraktım, "kolay gelsin" deyip çıktım.

    geçen hafta karaköy'de bir italyan restoranına gittik. garson daha başında suratsızdı. yemeği yedik, hesabı istedim, 1 saat gelmedi. sonra bir daha sesimi yükseltmeden, nazikçe hatırlattım, hesap geldi, bahşiş de bırakarak kalktım.

    bunları normalde anlayışlı ve alttan alan biri olduğumu, "müşteri kaprisi" yapan biri olmadığımı anlatmak için yazdım. şimdi gelelim asıl mevzuya:

    dün havuzda garsondan soda istedim. hemen yanımda da bir grup kadın var. silikonlu göğüsler/dudaklar, tangayla güneşlenmeler, benim duyabileceğim şekilde bana laf atmalar v.s. sanırım ne iş yaptıklarını söylememe gerek yok. bizim salak garson da bunlarla kakara kikiri yapıyor. zaten en sevmediğim şey bir erkeğin önüne gelenle cıvık cıvık flörtleşmesidir. yandakilerin siparişler geliyor, ben bekliyorum. sonra hatırlattım çocuğa, tamam dedi, ama gene yok. bu arada yan tarafa habire servis taşıyor. en son benim siparişi başka bir garson yanlış kişiye götürünce benim kayış koptu.

    kasaya doğru gittim, ne söylediğimi tam hatırlamıyorum ama "alt tarafı çay getirip kahve götüreceksiniz, bunu da beceremiyorsanız ayağınıza bir taş bağlayıp kendizi şuradan denize atın," dediğimi hatırlıyorum. sesim de yükseldi haliyle. özür dilediler. sonra çocuk geldi siparişle birlikte özür diledi, siparişi geri yolladım.

    ezcümle, bence mesleği/eğitimi/geliri ne olursa olsun herkes bir diğerine yardımcı olmalı, herkes 8 yaşındaki çocuklara bile saygı göstermeli. çünkü o çocukların bile bir kalbi/gururu var.

    ama benim de var!

  • 12. doğan kabak

    ekşide tt olduğunu görüp ne olduğunu anlamaya çalışan ve videoyu izlemek için youtube kanalına giren arkadaşlar için söylüyorum.

    -arkadaşlar videoyu kaldırmış. ayrıca doğan bey istanbul izmir arası yapılan yeni otoyolun çok uygun olduğunu geçiş ücretlerinin düşük olduğunu ''elektrikli'' araç ile yapıyor. sonrasında hesap edip topluyor. ulaştırma bakanlığını övüyor. tepki görme sebebi budur.

  • 13. bilgisayar tamircisine güvenememek

    ülkede hangi teknik servise güveniliyor ki bilgisayar servisine güvenilsin.

    henüz lisede öğrenciyken büyük bir markanın teknik servisinde çıraklık yapmıştım. müşterilerin bilinçsizliği ayrı, servis çalışanlarının dalyaraklığı ayrı bir meseleydi. bu bozuldu diyerek sadece monitörü kapıp gelen müşteri de gördüm. iki dakikalık işi olan bilgisayarı ertesi gün teslim et ki kazıklandığını hissetmesin diyen patronla da çalıştım. o yaşta tiksinmiştim servis işlerinden. tek faydası gerçek anlamda elektroniğe dair bir şeyler öğrenmem oldu.

    eğer az biraz bu işlerden anlıyorsanız, bu yeteneğinizi de kimseye anlatmamanız lazım. zira o noktadan sonra eş dost konu komşu sizi ücretsiz bir servis elemanı olarak görmeye başlıyor. beş sene önce tamir ettiğiniz bilgisayarı, en son sen bakmıştın şimdi çalışmıyor diyerek arayan oluyor. gençliğim birilerinin bilgisayarını tamir etmekle geçti. hatta size karşılaştığım abuk mevzulardan kısa bir potpori yapayım da ağzınız açık kalsın.

    - sene 2002, komşumun bilgisayarı bozulmuş. altı üstü windows yüklenecek. cd takmak için cd romu açmaya yeltenince komşu üzerime doğru koşarak sakın yapma! dedi. lan dedim içinde porno cd mi var nedir? neden bu kadar heyecanlandın dedim. içinde koruyucu cd var dedi. meğer benden önce çağırdığı servis elemanı 50 dolara anakartın driver diskini satıp bunu sakın çıkarma, bunun koruyucu özelliği var demiş. diski çıkarmak için zor ikna ettim.

    - sene 2004, profesyonel firmaya para vermemek için benim gibi öğrencilerden teknik destek alan bir kaç şirkete servise gidiyordum. hepsine haftada bir uğrayıp bakım yapıyorum. içlerinden birisi gece yarısı arıyor beni. evladım acil ofise gelmen lazım mikrofon çalışmıyor, yurt dışında müşteriyle görüşmem lazım dedi. abi mikrofonu doğru sokete taktığından emin misin? gece gece ebesinin fizanından geleceğim. yeae olm ben salak mıyım dedi. taksiyle gittim. tahmin edebileceğiniz gibi altı üstü iki tane deliği birbirine karıştırmış. kol gibi taksi ücretini ekledim hesabına ama hiç bir zaman ödenmedi.

    - sene 1999, depremden bir hafta önceydi. bir adam kucağında monitörle kan ter içinde servise geldi ve iki ay önce bunu sizden aldım şimdi çalışmıyor dedi. 21 inch crt monitör o zaman büyük lüks. televizyon gibi sırtlamış gelmiş. abi kasa nerede diyorum. sizde yok mu? diyor. abi o regülatör değil, asıl donanım orada dedim. küfür ederek gitti onu da aldı geldi. içini bir açtım. satıştaki donanımla arasında dağlar var. meğer bunlar servise güvenilmez diye birisini çağırmışlar. herif hem parayı hem bütün donanımı almış gitmiş. gerçi serviste de çalınacaktı ama en azından ekstra para vermezdi.

    - sene 2005, mahalleden bir tanıdık dizüstü bilgisayarını getirdi bıraktı. bir bakar mısın klavye düzgün çalışmıyor dedi. üzerine bir şey dökülmüş. klavyesini değiştirip geri verdim. parçanın parası haricinde bir şey de almadım. bir kaç gün sonra sen bunun içinden parça çalmışsın diyerek çıkıştı bana. bunu bir tornavida ile mahalle kahvehanesine götürüp herkesin gözü önünde monitörüne kadar söktüm. çünkü buna akıl veren gerizekalılar orada ikamet ediyor. çocuk sadece parça parasına iş yaptı deyince inanmayıp parça çalmıştır diye gazlıyorlar. en ufak parçasına kadar söktükten sonra aletin faturasında yazılan özelliklerine göre tek tek gerizekalıya anlatır gibi gösterdim parçalarını. haa o zaman kusuruma bakma ben yanlış anlamışım dedi. al şimdi götüne sok bunları diyerek toplamadan bıraktım.

    - sene 2000, serviste bir eleman gelen bilgisayarlardan sürekli parça araklıyor. gidip patrona söylüyorum. biliyorum ne yaptıklarını, müşteri şikayet etmiyorsa siktir et, zaten üç kuruşa çalışıyorlar. bırak buradan çıkarsınlar harçlıklarını dedi. o gün bıraktım işi. tanıdığım müşterilere de bilgilendirme yaptım. bu şerefsiz namussuz patronumun afrika'da elmasım var çıkaramıyorum mailine inanıp afrika'ya gitmesi ve orada rehin alınıp hayvan gibi fidye ile serbest kalması üzerine bir hikayesi var. instant karmanın tillahını gördü pezevenk ama onu başka bir başlığa saklıyorum.

  • 14. kıskanılan meslekler

    dünyayı gezen ve bunu program yapıp para kazanan insanlar.

  • 15. 21 ağustos 2020 için bir müjde bırak

    hükümet istifa edecek

  • 16. en ağlak meslek grubu

    küçük farkla öğretmenlerdir.
    hatta kendi demelerine göre kutsal meslektir,
    doktorluk falan da kutsal meslek,
    askerlik, polislik zaten kutsal
    bir biz mühendisler oç'yuz, gerisi hep kutsal

  • 17. ekşi itiraf

    uyku sorunum var. ilaçlarım tam olarak işe yaramıyor. kardeşimin bir bitki çayı tarifi var, her akşam ondan içip mışıl mışıl uyuyorum.

    bir süre önce hastalandım, birkaç gün boyunca çayımı sevgilim yaptı. sonra fark etti ki çay yapma işi ufaktan üstüne kalıyor bi isyan eder gibi oldu. ben de hemen taktik geliştirip "ama aşkım, insanın sevgilisine çay yapması çok romantik bir şey değil mi" diye sordum. sonuç: haftalardır çayımı sevgilim yapıyor. pişman değilim.

  • 18. cuma günü bütün dünya türkiye'yi konuşacak

    sanırım peygamberliğini ilan edecek ve tüm dünya bizimle taşak geçecek.

  • 19. 18 ağustos 2020 dolandırılan sözlük yazarı

    letgo da bulunan ilan : https://www.letgo.com/…-bea5-487a-a736-5cea563bb922
    şahsın benimle iletişime geçtiği numara : 0 530 485 13 85
    fiyat konusunda neden düşük soruma verdigi cevap : https://vocaroo.com/c9h9n7oncxx

    üst edit: gelen mesajlar üzerine; engelli olduğumu belirtmemin asıl sebebi, beni dolandıran şahısa muhabbet esnasında engelli olduğumu belirtmeme rağmen, bile bile beni dolandırmış olması. kaldı ki bu konuyu açmamın asıl sebebi benim düştüğüm bu tufaya başkalarının düşmesini engellemek.

    birde en çok mesaj 3.000 liraya macbook olmayacağını bilemiyor olmam ile alakalı, fiyatın çok uygun olduğunu ve bunun nedenini sorduğumda kendisinin cihazı 4.000 lira gibi bir rakama aldığını, kullanılmış bir ürünü aldığı fiyatın üzerine satmaya vicdanının elvermediğini söylemesi üzerine benim mal gibi buna inanmış olmam.

    üst edit 2 : arkadaşlar iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim, ayrıca bilmenizi isterim ki ben bu başlığı bana yardım edin düşüncesi ile açmadım. başkaları da benim düştüğüm bu tufaya düşmesin diye açtım. yardım etme düşüncesinde olanlar var ise lütfen bana değil, lösev vb yerlere yardım yapın. ınternet üzerinden kimseye güvenilmemesi gerektiğini ben biraz acı şekilde öğrendim.

    üst edit 3 : yazar arkadaş summerof69 olayı kısaca özetlemiş burada : (bkz: #111776196)

    üst edit 4 : bazılarını anlamakta gerçekten zorlanıyorum. yok macbook u ne yapacaksın, yok dolandırana kızmıyorum, salaksın vs. vs. bakın ben bunu burada insanlar, okusun görsün böyle bir taktik ile dolandırıcılık yapıyorlar, benim düştüğüm tufaya insanlar düşmesin diye yazdığımı belirttim. adam gelmiş hala bana laf sokmaya çalışıyor. bana laf sokmaya çalışmanın bir anlamı yok, bana giren girmiş zaten. maksat başkaları düşmesin.

    üst edit 5 : bazı arkadaşlar, sitenin http(s) ile başlamasını gerektiğini söylemiş, adam bırak https i güvenlik sertifikası bile almış. görsel

    ----------------------------------------------------

    41 yaşında engelli bir birey olarak dolandırılmam hadisedir.

    tam olarak 3064 lira dolandırıldım. belki çok yüksek bir rakam değil farkındayım ama para kazanıyor olmanın bazılarımız için ne kadar zor olduğunu bilmenizi ve bu gibi dolaplara düşmemenizi istediğim için yazıyorum.

    her şey kendime 2. el de olsa bir macbook almak istemem ile başladı. sıfırı benim alım gücümün çok üstünde olsada uzun kullanım ömrü ve dayanıklı olması sebebi ile 2. el de olsa bir macbook alayım istedim ve letgo dur sahibindendir araştırmaya başladım.

    bir ilan buldum letgo'da macbook pro early 2015 kendimi zoralyarak da ola alabileceğim bir cihaz idi. fiyatı muadillerine göre uygun ve tertemiz bir cihaz. adreside bornova izmir görünüyor. tamam dedim. giderim yerinde görürüm anlaşır isek alırım diye düşündüm.

    yazdım elemana, aklıma gelen bir kaç soruyu sordum. telefon numarasını istedim.

    numarasını verdi ama, whatsapptan yazın müsait değilim dedi, numarasını aldım whatsapptan yazdım. bu arada arkadaşın whatsapp profil fotoğrafı polis kıyafetli bir genç. son fiyat ne olur, anlaşırsak akşam gelip bakayım satın alayım dedim.

    yarın izinliyim yarın gelin dedi. tamam dedim, sonra bornova metroya yakınmısınız diye sordum bornova derken? dedi. ilanda harita bornova görünüyor dedim. ben bolu'dayım dedi bu arkadaş, letgo'dan ekran görüntüsü alıp attım kendisine, tam da içime sinmiş cihaz, tam almak istediğim güzellikte bir cihaz izmir'e bir devreniz varsa yollayın onunla bakarız eğer bir problemi yok ise alırım dedim, ki demez olaydım

    herneyse, sahibinden get ile verebilirim dedi. bunun üzerine sahibindenin sistemine güvenerek tamam dedim, uygundur . yalnız ben kredi kartı kullanmıyorum nasıl yapacağız dedim.

    papara ile ödersin dedi. bu arada ben de hiç sahibinden get kullanmadım bu arada, bugüne kadar.

    herneyse bu arkadaş bana whatsapptan üzerinden cihazın fotoğraflarını videosunu vs gönderdi. o sırada ben de papara hesabı açtım kendime, tabi bunun için de bir süre uğraştım. bu arasa arkadaş ta bana yardımcı oluyor whatsapptan işte şöyle yap böyle yap diye. sen papara hesabına parayı aktarınca bende sahibindene get ilan açarım dedi.

    ben hesabımdan parayı papara hesabıma aktardım, hesaba yansıması 1 saat kadar sürüyormuş, onun anlatımına göre.
    bu arada eleman bana yazıyor whatsapptan geyik yapıyoruz. yok ben aslında öğretmenim de atanamadım polis oldum. kendi mesleğimi yapmak istiyorum. 3 yıldır polisim vs vs.
    şöyle iyi insanım böyle yardımcı oluyorum insanlara falan muhabbetleri.
    siz nerelisiniz ne iş yapıyosunuz derken baya sohbet muhabbet zaman geçti.

    baktım papara hesabına para geçmiş ( bu arada enparadan aradılar siz papara hesabına para aktarmışsınız bu sizmisiniz, papara bize soruyor diye arandım). herneyse siz bana get ilanını açınca haber verin halledelim dedim. o sırada balkonda oturdum elimde telefon bekliyorum.

    bu arkadaş bana bir linki attı. "sahibinden sana özel güvenli ilan yayınladım vs. vs." şeklinde bir cümlenin içinde bit.ly kısaltmalı bir link.

    telefondan hemen halledebilirsin. telefonuna bildirim geliyor kolay falan dedi. bende o anda dank etmedi işte nasıl kitlediye artık bu arkadaş beni. üstüne üstlük artık beklerken epeyce oldu saat.

    ürünün fotoğrafı sahibinden logosu vs. girdiğim site sahibindenin aynısı. neyse girdim papara ile ödemeyi yaptım. işlemi tamamladım.

    girdim papara ya kontrol amaçlı oda ne. 3064 lira sahibinden yerine didem okay diye birisine gitmiş. işte tam olarak o sıra bende ampul yandı.

    siteye bi baktım. ilan.sahibindenget .net

    dönüp elemana yazdım whatsappdan ama bir iki saçma sapan laf haricinde ne cevap var artık nede başka bir şey.

    parasında değilim diyeceğim ama, açıkçası parasındayım. zaten zar zor iş bulmuş ve gerçekten zor bir şekilde para kazanıyor iken dolandırılmak çok zoruma gitti umarım bunu okuyan hiç kimse aynı tufaya düşüp dolandırılmaz.

    edit : benimle birebir aynı şekilde dolandırılan başkaları da varmış.
    https://www.r10.net/…yim-basima-gelmez-demeyin.html
    umarım bunu okuyanlar benim düştüğüm bu tufaya düşmezler.

  • 20. yerli otomobilin motoru bosch'tan alınacak

    --- spoiler ---

    amerikayı yeniden mi keşfedelim?
    --- spoiler ---

    sorun şu sen abd'yi hiç keşfedemedin sevgili gerizekalı. bunların yaptığını yıllardır fiat, renault bursa'daki fabrikalarında gerçekleştiriyor zaten. çıkıp yeni bir şey üretiyormuş gibi ortalığı velveleye verirsen ve bunun yerli ve milli olduğunu iddia edersen elalem sana götüyle güler.

    edit: suç bizde ki togg'un türkiye'de satmayacağını ama küresel pazarda toyota, tesla, bmw gibi devlerle rekabet edebileceğini zanneden embesillere laf anlatmaya çalışıyoruz. tamam aga inşallah biz yanılırız. ama daha ortada fabrika bile yokken bu kadar gaza gelmeyin derim ben. sonra ümmet olarak dönüş hızına yetişemiyor semazenden hallice oluyorsunuz.

    aşağıda bir arkadaş demiş. bari motorunu biz yapsaydık diye. çok haklı. tasarım yabancı, motor yabancı, muhtemelen pil de yabancı olacak. diğer hammaddelere girmiyorum bile. e amına koyim bu arabanın adapazarı'nda üretilen corolla'dan ne farkı var? ne diyeyim inşallah biz yanılırız.

  • 21. 30 yaşında bekar kadın

    bu hayatı yaşayan kadındır ve kankitomdur.

    sizi korkutmak, üzmek ya da endişelendirmek gibi bir niyetim yok ama ne yazık ki kadınların derdi toplum tarağından kabul edilebilir bir vakitte koca bulmak değil artık. ağlamayın ama şimdi, kıyamam size ben.

    hemcinsleri öldürülürken, partner seçimleri yüzünden ölümleri meşrulaştırılmaya çalışırken derdi bu değildir.

  • 22. çin'in de covid-19 aşısını onaylaması

    "orospu çocukları dünyayı evlerine kitlediler bir de 144 dolara satıyorlar. sizin ben sıfatınızı sikeyim." dediğimdir.

  • 23. hamamböceklerinin mahvettiği adanalı aile

    kafa kesmeli bir meksika mafya hesaplaşması videosu koysan bakardım da belki ama o linke tıklayacak göt yok bende.

  • 24. 19 ağustos 2020 yenişafak'ın tüpraş haberi

    tüm hammaddesini dolarla alan bir kurumun, dolar almasının haberidir.

    ne yapacaktı adamlar? kaldı ki özel şirket değil mi kardeşim bu firma? ne alacağını sana mı soracak?

  • 25. 18 ağustos 2020 istanbul'a meteor düşmesi

    game thrones'un son sezonu gibi senaryo çok sıkıştı, her şey çok aceleye geliyor.

  • 26. bergüzar korel

    samimi şekilde üzüldüğü ve ağladığı gün gibi ortada olan kadın. iyi bir amaç için farkındalık oluşturmaya çalışıyor şurada da art niyet aramazsınız ya. art niyetli olsa bile varacağı sonuç güzel bir nokta. kendisinin yardımda bulunmamış olması mümkün mü sizce? yardımın kapsamını genişletmeye çalıştığını anlayamayacak kadar idrak sahibi değil misiniz? bu kadar kötü niyetli, ön yargılı, kinli olmayın ya. kıçıkırık ekşi hesabınızda bile bir destek kampanyasına entry girmeden önce 2384933 kere düşünüyosunuz. kadın türkiyenin önde gelen oyuncularından biri olarak 1.6 milyon takipçisine salya sümük ağlayarak bir şeyler anlatmaya çalışmış ki bugüne kadar işiyle gündemde kalmış bir kadın. biri de gelmiş diyor ki ağlarken çok çirkinsin. asıl çirkin olan üslubunuz, kalbiniz, sevgisizliğiniz.

  • 27. doktorların izinlerinin iptal edilmesi gerekliliği

    onu engellerseniz izne gidemeyenler istifa edecek.

    onu da engellerseniz istifa edemeyenler intihar edecek.

    adamlar tükendi bitti öldü siz hala milletin bekası

    edit: imla

  • 28. türkiye karadeniz'de enerji kaynağı keşfetti

    acaba cumhurbaşkanı "müjdeyi" vermeden önce kaç akp'li dolar bozdurup hisse senedi satın aldı? keşke öğrenebilsek.

  • 29. zayıf kadın güzeldir

    efsaneyi hatirlayalim:

    deveye demisler boynun neden egri, deve demis:

    "i'm tired of the society's unrealistic beauty standards"

    hadi dagilin simdi.

  • 30. reddedilen erkeğin selamı sabahı kesmesi

    napaydı ya? peşine düşüp "ya benimsin ya toprağın!" mı diyeydi?

    diye sorduran durumdur.

    manyaklaşmayın lan. kendi kendinize dert aramayın.

  • 31. konumu iyi 10 yıllık daire vs konumu kötü 0 daire

    konumu iyi 10 yıllık daire istanbul şartlarında 600-700 binden aşağı mümkün değil. konumu kötü sıfır daire ise 300 binden itibaren hemrn hemen her kötü konumlu yerde bulunur. sizce aradaki fark neden? betona para vermeyin arkadaşlar, hayatınızı geçirmek istediğiniz yere para verin. eşinizin, çoluğunuzun çocuğunuzun siz 2-3 günyokken de gözünüz arkada kalmadan kalabileceği yerlerden ev almaya çalışın. hoş istanbul'da hiç bir yerin garantisi yok ya yine de ihtimalleri düşürürsünüz en azından.

  • 32. sokakta bulduğu 110 bin lirayı iade eden adam

    fakir çalmasını beceremediği için fakirmiş bsg aq işiniz gücünüz pislik, düşünceleriniz kendiniz gibi kötü. adama keriz muamelesi yapan herkes düşüncesinde boğulsun.
    ağlayanın malı gülene hayır etmez
    adam gibi adamdır kendisi...

  • 33. wi-fi şifresini isteyen komşuyu savuşturma yolları

    ya ben bunu kapatmak istiyorum kapatamıyorum, devir diye bir şeyden bahsettiler internet kullanmak isteyen birine devredebilirsiniz dediler. sana devrediyim mi? form vardı bir yerlerde getiriyim mi?

  • 34. 19 ağustos 2020 berat albayrak'ın attığı tweet

    --- spoiler ---
    avrupa ve orta doğu'nun ilk yerli entegre güneş paneli fabrikası türkiye'de açılıyor.
    --- spoiler ---

    yalan değil, düpedüz kuyruklu yalan... avrupa'da bir sürü güneş paneli fabrikası var ve hatta bir tanesine de ben iş yapıyorum.

    hani ihracat yapmasam, elimde adamlara kestiğim fatura olmasa, neredeyse inanacağım bu yalanlara...

    avrupa'nın güneş paneli üretmediğini iddia edecek kadar kim beynini yıkadı senin berat?

  • 35. 19 ağustos 2020 honda civic rezaleti

    ya adam el sıkışıldı kapora verildi imzalar atıldı diyor. hala bik bik ötüyorsunuz yok dolar kuruymuş, oymuş buymuş. hayatınızda hiç mi ticaret yapmadınız anlamadım ki aq. kaporası verilen imzası atılan maldan cayılır mı amk? isterse iki gün sonra fiyatı milyon artsın hiçbir şey ifade etmez. rezalet gibi rezalet. aha haksız kazanç budur işte. ağlamayın.

    edit: birçok kişi sözleşmenin fiyat açısından yasal bir bağlayıcılığı olmadığı ve gelen zamların veyahut vergilerin de fiyatın üstüne ekleneceğinin sözleşmede yazdığına dair uyardı ve bilgilendirdi sağ olsun. kapora vesaire zaten hukuken bağlayıcılığı olan şeyler değiller ama ticaretin kendisine ters böyle şeyler. her şeyin bir onuru var. halen daha şark kurnazlığı olduğunu düşünüyorum bu yapılanın ama sözleşmede ve sözlü bu belirtildiyse yapacak pek de bir şey yok gibi.

  • 36. fatih tezcan'ın gıda zehirlenmesi yaşaması

    gıdanın zehirlendiği hadisedir. söz konusu tavuğa geçmiş olsun diyorum.

  • 37. sinan gümüş

    galatasaray aynı şeyi yapsa neden fenerin artıklarını topluyoruz diye isyan ederdim ama bunlar çatlayın patlayın diyor amk.

  • 38. sözlükçülerin nick'leriyle anlatmak istedikleri

    hayatta henüz hiçbir şeye dair ‘en ufak bir fikrimin olmadığını’, her zaman öğrenmeye ve deneyimlemeye devam etmem gerektiğini bana hatırlatması için alınmış bir sözlük nickidir.

  • 39. yatakta bana kant diye bağır diyen hegelci kız

    dirty talking seven kadınlara bayılırım. hayatı sınırlarında yaşamayı, farklı deneyimleri tatmayı ve yeni ufuklara yelken açmayı düstur edinmişimdir.

    odtü sosyoloji bölümünü bu yaz bitirmiş, limon memeli ve tahta popolu da olsa entelektüel birikimyle beni etkilemiş, narin, kemik gözlüklü, kıvırcık saçlı sempatik hatun ile geçen hafta sözlükte tanıştım.

    hatun sevimli, seksi değil. ama hegel konuşabiliyoruz, wittgenstein'ın zırvaları hakkında hem fikiriz, engels ile ilgili çatışmalarımız olsa da yapıcı bir bağlamda tutabiliyoruz.

    vegan mutfağına hakim olduğumu söyleyip, "sana vegan burger yapmamı ister misin evde, bol nohutlu" diye bir öneride bulundum. dün eve geldik, vegan menümüzü bitirdik, tuvaletlere gittik tabii o kadar lifli gıda boşaltımı hızlandırıyor. kız tam bir hegel hastası, ben de müdahale etmiyorum. henüz genç ve heyecanlı.

    bir centilmen olduğum için detayları vermeyeceğim ama gecenin sonunda onu o 45 kg ağırlığı ile kucağımda buldum, öpüşüyoruz. ayıp olmasın diye memelerini de okşuyorum ama sanki harun abinin memeleri gibi. hatta harun abinin daha büyük.

    yatağa geçişimizle hatunun gözleri belerdi, göz bebeği küçüldü ve:

    "saçlarımdan çek ve "kant" diye bağır bana" dedi. inanılmaz bir kan akışı ve heyecan eşliğinde ona defalarca "sen kantçısın" "sen aslında tam bir kant perversin" "hegel'in diyalektiği tam bir çöp ve bunu sen de biliyorsun seni küçük adi gizli kantçı" diye bağırdım.

    çığlıklar, multiple orgazmlar eşliğinde yatağa yığıldık. bir süre tavanı izledik sessizce.

    hegel ve kant büyük adamlar.

  • 40. alfa erkek olmanın sırrı

    taş devrinde yaşamak.

  • 41. insan olmasaydın ne olmak isterdin

    mutluluk. herkes beni arardı ama hiç kimse bulamazdı. isteyene değil, istediğime giderdim. kimsenin parası da gücü de yetmezdi beni almaya. öyle özgür, öyle başına buyruk...

  • 42. berat albayrak'tan diyanet'e 5 bin kadro

    vatandaşın sırtına yeni bir yük, yeni bir kambur, 5bin kişilik asalak ordusu. durmak yok, yola devam.

  • 43. şaka maka doların 1.12'ye kadar düşecek olması

    noktayı bir rakam sağ tarafa kaydırdığımızda önerme doğru olacaktır.

  • 44. ilk ezberlenen ingilizce şarkı

    scorpions- wind of change.
    bir arkadaşım tüm sözleri el yazısıyla yazılmış bir kağıt tutuşturdu elime. ( 80'li yılların sonlarıydı. ) tamamını ezberlemiştim. hala da unutmadım. çalarsa bir mekanda bağıra bağıra eşlik edebilirim.

  • 45. mülakatla sevgili alımında sorulabilecek sorular

    nefes alıyor musun?
    ne sıklıkla?

  • 46. internet explorer'in kapatılması

    internet explorer'ın sonradan haberi oalcağı için birkaç sene daha kullanırız.

  • 47. 19 ağustos 2020 ebru şallı'nın ilginç paylaşımı

    araya mı dikeceğiz?

  • 48. kolay gibi görünen ama çok zor olan şeyler

    namuslu, emek yemeden helal parayla ayakta durmak zor oluyor be.

  • 49. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    yakışıklı, yağız, bıçkın delikanlıların ve bahur güzellerin bir arada olduğu, can sıkıntısına iyi gelebilecek muhabbetlerin barındığı, çeşitli aktivitelerin yer aldığı çıtır sunucu. gelin dertleşelim. ^^

  • 50. ruhu şeytana satarken dikkat edilmesi gerekenler

    ömür boyu kral kalabilmenin garantisini almak ..

    aksi takdirde olur da kazara demokrasi tekrar gelirse, hem krallık gitmiş olur elden, hem de ruh ..