Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. google'ı ilk icat eden sultan abdülhamit han'dır

    google earth'ün fikir babası da piri reis'tir.

  • 2. erkeklerin bekarete takma sebepleri

    toplum öğretisinin oluşturduğu super-ego'dur.

    teşbihte hata olmaz da bu kadar da olmaz. sen de sikilmiş dondurmadan çıktın güzel insan.

  • 3. cengiz ünder

    kendisi kadar övgüyü de roma sportif direktörü monchi haketmektedir. golden sonra belki görenler olmuştur, tribünde el sharawy ve totti seviniyordu, arkalarında gururla sevinen kel sakallı adamsa monchi idi.

    düşünün, kendini liginizin seviyesinden çok daha düşük bir ligin orta sınıf bir takımında henüz 20 yaşında bir çocuk buluyorsunuz. bu çocuk 1 sene önce o düşük seviyeli ülkede bile 2.ligde oynuyor. muhtemelen çocuğu tanıyan dünya üzerinde 1 roma taraftarı bile yok. bu çocuğu 15 milyon euro gibi gayet yüksek bir paraya aldırıyorsunuz ve bu çocuk bugün bütün roma'nın sevgilisi oluyor.

    bu transferi türkiye'ye şöyle uyarlayabilirim. fenerbahçe'nin sportif direktörü bulgaristan liginin litex takımından 20 yaşındaki bir futbolcuyu 7 milyon euro'ya transfer ettirmek istiyor. bak düşüncesi bile komik oldu. aldırmayız yani. bu fikri ortaya koyan adamı cümlesini bitirmeden kovarlar. düşünün cengiz transferindeki scouting başarısını.

  • 4. ıslıkla pkk marşı çalan kişinin gözaltına alınması

    gözaltına alınılmasaydı eğer türk polisini böyle trolledik gibi bir başlıkla paylaşılacak video idi. şimdi mağduruz ayağına paylaşılmış videodur.
    bu teroristlere yağmurlu günde 1 bardak su bile verilmez çünkü bunlar o bardağa sıçar.
    yedikleri kaba sıçmayı sever bunlar.

  • 5. thy'nin dönüş bileti kurnazlığı

    kötü bir durum ama çözümü olan bir durum ( bu olay için değil, belki başkalarına faydası olur diye yazıyorum) diyelim ki istanbul'dan izmire uçacaksınız fakat bileti aldığınız tarihten öncesine gitmeniz gerekti izmir'e dönüşü de uçakla yapmanız gerekiyor, thy yi aramazsanız dönüş biletiniz yanar maalesef fakat arayıp durumu izah edip biletleri ayırmak istiyorum derseniz birbirinden bağımsız biletleriniz olur. yani dönüş biletiniz yanmaz artık.

    yazarın başına gelen olay içinse çözüm önerim yok malesef, geçmiş olsun.

  • 6. fransız escort sitesindeki aşık olduğum kız

    gecelik 1500 euroymuş. kim kimi sikecek anlamadım.

  • 7. ekşi itiraf

    neredeyse bebek denebilecek bir yaşta babamı kaybetmem ve ne dayımın ne de dedemin o boşluğu kapatması/kapatabilmesi nedeniyle hep kadınların arasında büyüdüm desem yeridir.

    lise 2 ve sonrasında hep yabancı dil bölümü okuduğum için sınıfımın % 95’i falan hep kızlardan oluşuyordu.

    iş yerlerimde de biri hariç hep kadın patronlarım, kadın iş arkadaşlarım oldu. şimdi de 15 kadına 2 erkeğiz, ki diğer erkek arkadaş... neyse.

    abi cidden yeter. bu kadar östrojen yemin ediyorum kimyamı bozdu artık. yakında “erkek istiyom erkeeeekk!” diye sokaklarda ağlaya ağlaya koşarken falan tutuklanacağım diye korkuyorum.

  • 8. tombi'nin sınıfına geri dönmesi

    bir insan bir hayvanla aynı ortamda bulunmak istemiyorsa neden o hayvana düşman sayılıyor, bunu anlamadım bir türlü.

    çocuğunun sınıfını değiştirsin falan denebilir, başka çözüm de bulunabilir ama farklı olan niçin hemen ötekileştiriliyor? nerede kaldı tercihlere saygı?

    yoksa sizler de güce kavuşmayı bekleyen, bugünün mazlumları, yarının zalimleri misiniz?

  • 9. fransızlar ben sızlamam

  • 10. marmara ereğlisi yeni belediye binası

    öyle bir bina ki aynı anda her tarafında ayrı konseptli bir dönem dizisi çekilebiliyor. misal bi tarafında türk mimarisi içerikli yerli dizi, diğer tarafında antik yunan’da geçen bir savaş hikayesi, beriki tarafında amerika’da yaşanmış acıklı bir köle hikayesi, tepesinde de abd başkanının olaya müdahale ettiği kasırgalı bir felaket filmi... caesar’ı bu binadan çıkarken öldür senaryo gereği sırıtmaz, aynı şekilde wakanda’dan kenya’dan nairobi’den getirttiğin siyahilerin çıplak etini kırbaçlarken arkada bu bina görünsün yine sırıtmaz. çok amaçlı bir film platosu olmuş. tebrik ederim.

  • 11. cüneyt çakır

    fenerliler 10 sayfa fener düşmanı diye bahsedecekler, beşiktaşlılara göre zaten tüm dünya beşiktaş düşmanı, arada gsliler de sövecek gs düşmanı diye. derbi bitene kadar kafa sikecek gerizekalı fanatikler. sonra adam gidecek barcelona chelsea gibi sayılı maçlardan birini yönetecek siz kendinizi sikerken.

    dışarıdan bir kendinize baksanız keşke. çocuklar bile daha olgun duruyor. her takım bu adamı düşman bellemiş. derbiye kadar fb düşmanı bjk dostu, bjk düşmanı fb dostu diye sayfalarca tartışacaksınız. keşke ben de bu kadar boş bir hayat yaşayabilsem.

    kendisine kolay gelsin. ne yaparsa yapsın eleştirileceği bir işi yapmak cidden sabır ister.

    edit: ben bunu yazarken biri damlamış bile hemen. hiç şaşmaz. fenerliyim bu arada.

  • 12. sedyeye çıkıp hastaya kalp masajı yapan doktor

    eli öpülesi doktordur.

    "bursa’da kalbinin altından bıçak yarasıyla hastaneye gelen kişiyi, acil tıp uzmanı dr. hüseyin yenice ameliyathaneye gidene kadar sedyenin üzerinde kalp masajı yaparak hayatta tuttu. doktorun insan hayatı için gösterdiği bu çaba ise saniye saniye kameralara yansıdı. "

    http://www.hurriyet.com.tr/…hatirlamiyorum-40749911

    edit: doktoru tanıyan yazarları görmemizi sağlayan başlık.
    (bkz: #74406136)
    (bkz: #74406300)

    edit 2: hastanın son durumu iyiymiş.

  • 13. yurt dışında yaşamanın bir albenisi olmaması

    yurtdışının neresi olduğuna bağlı değişir. ben endonezya'ya gittim. türkiye bana cennet geldi. ama amerika,avustralya,isviçre gibi ülkelere gidince bizimkisi yaşamak değil lan biz sadece hayatta kalıyoruz hayatı bunlar yaşıyor dedim.
    türkiyede çok para kazanırsınız ama bu hayat kalitesini artırmaz sadece daha fazla mal edinmenize yol açar. amerika örneğinden ilerleyelim. mesela eyalete göre değişir ama teksasta 200-300.000 dolara müstakil bahceli baya iyi bir ev alabilirsiniz götünüz düşer lan böyle ev olur mu demeyin. hatta bu rakam uzerinden sıkı pazarlıklarla 230.000-250.000 arasına bile çekilebilir fiyatlar.
    bir tanıdık 320.000 dolarlık evi 270.000e almıştı.
    teksas malikane. karı koca ayda toplam 5000dolar kazandığını düşün 4-5 yıllık maaşına alabiliyor. istanbulda sikko 70m2 dairelere 500-600.000tl istiyorlar. karı koca 6000tl kazansanız toplamda hesabını yap 10 seneden aşağı alamazsın. ya da araba alacağını düşün. adam porsche panemera 2012 modelini 30.000dolara aylık 300-500 dolar taksitle alıyor hemde kasmadan. porsche yani 3000 dolar kazanan adamın 10 aylık maaşı. sen 10 aylık maaşınla anca yıllık vergisini bok püsürü ödersin. sen türkiyede aynı aracı 300-400.000 tl ye alırsın . şimdi senin ömür boyu edinemeyeceğin şeyleri adamlar genel ihtiyaç olarak edinebiliyor. en kaliteli kıyafetleri senin waikiki seviyene satın alıyor. senin 50 lira verdiğin kıymayı 10 birim paraya alıyor. senin 5.500 birim paraya aldığın iphone x'i 1000 birime alıyor, sen 200 liraya 1 depo benzin alırken adam 25-40 birim paraya deposunu dolduruyor. senden çok kazanıp senden daha kaliteli yaşayıp senden daha ucuza sahip oluyor herşeye.
    daha albenisi ne olsun devlet her ay karı mı göndersin eve?

  • 14. dokunulamayan bir ürünün 120 milyar $ etmesi

    120 milyar dolarada dokunamadığımız için bizim açımızdan fark eden bir şey yok.

  • 15. youtube'daki uygunsuz çocuk görüntüleri

    video'ların bitanesine baktım. izlenme sayısı da 1 milyonu aşkın.

    ya bizde bi anormallik var ya da dünya gitgide boka sarıyor..

    edit: sanırım başlıktaki yorumların çoğu haklı. birincisi bu videolardan tahrik olanlar bildiğiniz sapkın, ruh hastası insanlardır. yani küçücük çocuktan tahrik olanların bence psikolog yardımı alması lazım. ikincisi ne amaçla bu video’lar çekip konuyor? evet hiçbir sakıncası olmayan bir video ancak bahsettiğim o değil. neden insanlar tüm özel hayatlarını ifşa etmeye başladılar? ve buna çocuklar da dahil olmaya başladılar. yediğimiz, içtiğimiz, evimiz sınırları içinde yaptığımız her şeyi insanlarla paylaşmaya başladık.

    yok ben eminim. dünya kesinlikle boka sarıyor..

  • 16. düğünde topal oyunu ile kendinden geçen teyze

    eğlenmesini bilen teyze'dir. eğlenmeyi bilen insandan zarar gelmez.eleştirmeye gerek yok.

  • 17. 22 şubat 2018 hollanda'nın soykırımı kabul etmesi

    ermeni soykırımı'nın ankara tarafından tanınması türkiye'yi yok etmez. 1914'te ermeni sayısı 1.2 milyon, rum sayısı 1.7 milyon; bugün ermeni sayısı 40 bin bile değil. neden koptu gitti bu adamlar? çünkü devlet terörüne maruz kaldılar, mülkleri gasp edildi, sürüldüler, öldürüldüler. bugün anadolu birkaç milyon rum ve ermeni'ye sahip olsaydı hem ekonomik hem sosyal olarak batı avrupa standartlarında olurduk; maalesef şu anda yozgatistan'a döndük zira silme türk-sünni bir toplum yaratıldı "modern" cumhuriyet tarafından.

    "ermeni diasporası" diye lanetle anılan grup anadolu'ludur, bu topraklardan çıkmadırlar. ermenistan'ı falan ermeni halkının temsilcisi olarak sallamazlar. soykırımı kabul et, içtenlikle özür dile, diasporayı ülkesine geri çağır. bu topraklardan çıkan tüm büyük ileri sıçramaların arkasında halkların ortak işbirliği yatar, kofti ulus devlet anadolu'ya kan ve terörden başka ne getirdi?

  • 18. osmanlı ocakları başkanının aracını park şekli

    (bkz: ankara sığırı)

  • 19. youtube'daki çocuk oyunculu absürt video

    1 adresinden izlenebilecek tuhaf video. yetişkin olan bir bireyi bile yer yer tedirgin edebilen bu video youtube’da çok masum görülebilecek pepe gibi videoların ardından önerilen video olarak gelmekte ve milyonlarca kez izlenmişliği var.
    02:55’ten sonra ağlayan bir bebekle özdeşleştirilen balonun iğneyle patlatılması, 02:20’den itibaren palyaçonun bir anda arkada belirerek çocuğun saçına dokunuşu...

    ben şahsen çocuğumun bu masum görünen videoyu izlemesinden rahatsızlık duydum.
    videoyu izlerseniz siz de anlayacaksınız.

    aynı kişiler tarafından çekilen bir diğer video
    2
    04:50’den itibaren çocuğun o gerçekçi bağırışları, plastik de olsa bebeğin kolunun koptuğunu söylemesi falan çok gerçekçi.

    aile iyi niyetli olabilir ama erişkin bir insanı dahi rahatsız edebilen videolar çocukta nasıl bir etki bırakır düşünmek gerek. milyonlarca kullanıcıya hitap eden sosyal medyada bu içeriğe pedofillerin de ulaşabildiği düşünülünce durum çok daha korkutucu bir hal alıyor. ve biz elimiz kolumuz bağlı öylece oturuyoruz. yazık.

    edit: linkler düzeltildi.

    edit: ekşisözlüğün yoğun ilgisi ile karşılaşması ile şaşırdığım videodur. ama tabi saatlerdir fransız escort sitesinde aşık olunan kız entrysinin önüne geçememesiyle bir hayalkırıklığıdır da aynı zamanda.

    lütfen elinizden geldiğince yukarıda tutun ki gündem oluşsun. bana ne demeyin. aptal ebeveynler izletmesin çocuğuna demekle vicdanınızı temizleyemezsiniz. sen gündem oluşturmazsan o videoları o çocuklar izlemeye devam edecek ve bu içeriği normal olarak algılayacaklar. lütfen bimer, cimer, ihbarweb fark etmeksizin bir şekilde temas kurup kaldırtalım şu rezil içeriği.

    ayrıca (bkz: elsagate)
    ve
    iki ay önce hürriyet gazetesi yazarı emre kızılkaya tarafından kaleme alınmış bir yazı. ibretlik.

  • 20. 06 rgn 02

    bence her arabada ön/arka yol kamerası şart koşulmalı, kamerasız ve kayıt yapamayan araç muayeneden geçememeli ve yol kamerası görüntü kayıtları polise verildiğinde delil teşkil edip, araç sürücüsü belli olamayacağı için plaka sahibine adeta polise yakalanmışçasına ceza yollanmalı.

    trafik terörünün önüne geçilmesinin en önemli yolu bu.

    ben hükümet olsam böyle yapardım.

    1- hem hayvan gibi ceza keser ve kazanç kapısı açmış olurum.
    2- hem mecburi tuttuğum kamera sektörüne can gelir, kendi yeğenlerime kamera şirketi kurar ve kazanmalarını sağlarım,
    3- hem memlekette biraz da olsa huzur veya delile dayalı güven baş gösterir.
    4- hem de dünya'da bir ilk girişime imza atmış olur, parmakla gösterilirim.
    5- hem de sırf bu anlar için değil, trafikle alakası olmayan ülkedeki bilumum farklı adli vakanın çözümünde milyonlarca kamera kaydına anında ulaşma şansı elde edip ülkedeki suç oranına ve suçluyu yakalama oranına çok büyük ölçüde müspet müdahelede bulunup tarihe geçerdim.

    6- ha ülkenin 4 bir yanında 7/24 her şeyin milyonlarca kamera tarafından kaydedilmesi devlet'in işine gelmeyebilir. onu bilemem. beni aşar. ama hukuk devletiysek, barıştan, adaletten yanaysak. bu tarz bir hamle bütün bir ülke'nin yaşayış şeklini değiştirebilir.

    şunu bimer'e mi cimer'e mi egm'ye mi kime yazmak gerekiyorsa yazabiliriz.

  • 21. bedelli askerlik

    vatanını en çok seven bedelli askerlik yapandır.

    not : askerdeyim, gelmeyin.

  • 22. gelini görünce gözyaşına boğulan damat

    ulan ne çektim bee!
    anamdan emdiğim süt burnumdan geldi
    gelinliğiydi, takısıydı, düğünüydü,ev döşemesi,
    evi, balayısı...iflahım kesildi...of be sonunda ...
    diyordur.
    onun için ağlıyordur.

  • 23. temel karamollaoğlu

    ''bu yaşa kadar bu adam neredeydi, nasıl da keşfedilemedi diye düşündüğüm akıllı ve iyi niyetli olduğunu düşündüğüm siyasetçi.'' demiş bir kişi hakkında.

    hakikaten pes lan. bu yaşa kadar bu adamın nerelerde olduğunu, neler yaptığını, kim olduğunu bilmeyen cehaletine mi sinirleneyim, iyi niyetli olduğunu düşünen aptallığına mı öfkeleneyim bilemedim.

    sivas katliamı baş sorumlusu eski sivas belediye başkanı, şimdinin saadet partisi genel başkanı.

  • 24. mühürsüz oyların geçerli sayılması

    https://www.amerikaninsesi.com/…ilacak/4264641.html

    evet bundan sonra tüm seçimlerde mühürsüz oylar geçerli sayılacak.
    bu ne demek biliyor musunuz?
    bundan sonra tüm seçimler göstermelik yapılacak demek.
    iktidara çöreklenen güruh ölene kadar koltuklarından kalkmayacak demek.

    türkiye cumhuriyeti bitti.

  • 25. 2018 ekonomik krizi

    artik yok diyebilmek icin zeytin dali operasyonuna bile siginilan, kabak gibi ortada olan kriz.

    bu kadar kuculmeyin ulan.

  • 26. 25 şubat 2018 beşiktaş fenerbahçe maçı

    hakemi baskı altına alıp kendilerine kıyak geçmesi için beşiktaşlıların twitter'da fener'in umudu cüneyt diye gündem oluşturmaya başladığı maç. beşiktaşlılar o kadar korkaksınız o kadar ağlaksınız ki böyle algılar peşindesiniz. bu cüneyt kadar bize zarar vermiş hakem yoktur belki de. siz de biliyorsunuz da amacınız böyle algı oluşturup maçta size kıyak geçmesini sağlamak. ulan bu adam daha taptazedir sow'un röveşatasını vermedi. allah'ın ezikleri bu şekilde algıdan kazanç sağlamaya çalışacak kadar acizsiniz. maçta yenmeniz yenilmeniz ayrı konu ama bu bildiğin büyük piçlik aşırı kötü niyet. sinsi emzikçiler sizi. işte bu yüzden asla büyük olamayacaksınız ağlak tinerciler.

  • 27. mezuniyet + iş bulma + evlilik + çocuk

    ilk iki level iyi kötü bir şekilde geçiliyor da üçüncü level çok büyük bir stres kaynağı. en azından benim için öyle. modern görücü usullerini falan görünce ciddi ciddi bulantılar geliyor bana. mecazi değil gerçek, psikosomatik bulantılar. bu şekilde mutlu olan çok fazla kişi olabilir. onlara herhangi bir laf etmiyorum. bu tamamen şahsi bir konu. bir şekilde bu stil, kötü bir hayatın ön koşulu olarak kodlanmış kafamda. hangi konuda öleyim daha iyi dersiniz diye bir soru soran olsa cevap olarak bunu verirdim.

    kuzenim daha yeni modern görücü usulü yoluyla nişanlandı. yani söz hakkın var ama hızlı olacaksın. normalde hız da sıkıntı olmaz benim için, ben zaten birinden ya en başta hoşlanırım ya da hiç hoşlanmam. ama işin içinde başkasının hadi hadi itelemesi olunca sinir oluyorum. "bir ay konuştular işte, hadi ne uzatıyorsunuz. laf çıkar." demeler, boş düğün salonuna göre düğün tarihi belirlemeler falan derken iki aydır yeminle içim bayıldı. yalnız bunların bana şöyle bir faydası oldu: bu sırayla giden proje bir hayatı yaşayabilecek bir insan olmadığıma karar verdim. çünkü bu hayat planının kendisi beni hiçbir şekilde heyecanlandırmıyor. özenmiyorum yani, özensem özendiğim şeyi ne yapar eder yaparım. isteklerime ket vuracak kadar iradeli biri değilim. bu işlerin bu kadar da proje olduğunu daha yeni yeni anlayabiliyorum. mesela beni eş olarak hedefleyen kitle belli: özel sektör okumuşları. atanmış birkaç arkadaşım var onları hedefleyenler de ya denk ya üst düzey devlet memurları. ben bunu bizzat yaşıyorum ya. bizzat böyle bir şeyin içindeyim. anlaşmak yok, beğenmek yok, konuşmak-iletişim kurmak yok. ne var? işler falan var sadece işte. memur memurla tayin yapar, iyi olur. memur kadın özelde çalışanları istemez, o yüzden kalan özeldekiler özeldekilere kalıyor falan. hemşire bir arkadaşım var, doktorların ve meslektaşlarının çoğunun antidepresan kullandığından, hayatlarında rutinleri dışında bir sıkıntı olmamasına rağmen eve gitmek istemediklerinden falan bahsediyor sürekli. sorun da tamamen bu zaten. bence hayatlarında, belli zorunlu rollerden başka hiçbir şey yok. herhangi gerçek bir paylaşım veya sevgi yok. yaptıkları her şeyi bir görev gibi yapmış bu insanlar. zamanı gelmiş diye evlenmiş, zamanı gelmiş diye çocuğunu yapmış falan filan. şansa bala bazıları aynı kafada çıkıyor da anlaşıyorlar. peki ya ortak paydada buluşamayanlar ne olacak? ben anlamıyorum, bu insanların duyguları yok mu veya varsa da nereye saklıyorlar? ya da ne hissettiklerini anlayacak kadar kafaları basmıyor mu? hiç mi aşık olmadılar mesela? rahat etmek rahat yaşamak için götlerini kaldırıp çalışmak yerine neden sürekli bir hesap içerisindeler? birkaç aydır oturdum ciddi ciddi bunu düşünüyorum.

    annesi babası "okudun da ne oldu? hadi artık evlen." diye baskı yapan "öylesine evlenmek istemiyorum. birini sevmeden, onunla iyi anlaşmadan evlenmek istemiyorum. ya hemen evlenir de anlaşamazsam ve paylaşacak hiçbir şey bulamazsam?" diye dert yanan çok fazla arkadaşım var benim. hani şu sözlükteki otuzluk teyze klanından. kimseyi beğenmemekten, herkesi reddetmekten falan değil. sadece normal insani paylaşım aradıkları için bu durumdalar. karşı cinsten hayat garantisi değil de daha farklı incelikler bekledikleri ve sırf bu yüzden sürekli hayal kırıklığı yaşadıkları için. ve onlar da bu şekilde düşünüyorlar. proje hayattaki rolleri oynayacak kadar düşük farkındalıklı değiliz demek istiyorlar aslında. ama toplum, böyle düşünen insanları dışlıyor. her kanaldan ''sen eksiksin.'' mesajı veriyor sürekli. halbuki eksik olan bunların tamamını seçerek değil de bir görev gibi yapanlar. bu kadar insanın bu şekilde proje yaşadığını düşündükçe aklımı kaybedecek gibi oluyorum. benim kafam hiçbir şekilde bunu almıyor gerçekten.

    bazıları da diyor ki ''40'tan sonra yalnızlık çok zor, evlen diyen teyzelerin lafına gelirsiniz.'' en kötü yalnızlık bile istemediğin tiyatroyu oynamaktan ve kendini bunu istediğine inandırmaktan daha onurludur. velhasıl üçüncü level'de kendini iyi dinlemek, baskı veya anlık hezeyanlar sebebiyle ''evleniyorum'' kezbanlığı yapmamak ve şöyle bir durup düşünmek lazım: tamam evleniyorum ama görev bilinciyle mi yoksa cidden biriyle bir hayatı paylaşmak için mi? zira bazı hataların dönüşü çok zor ve de sancılı olabilir.

  • 28. mükemmel erkeği bulma yolları

    mukemmel erkegi aramayin mukemmel bir kadin olun.
    mukemmel erkek gelir sizi bulur.

  • 29. soyagac.im

    acilin 10 yillik yazilimciyim, durumu acikliyorum.

    sistemi kontrol ettim, hic bir sekilde bir sunucuya veri gondermiyor. olay tamamen tarayicinizin ekraninda gerceklesiyor javascript ile. yani sen istesen bile, bilgilerini siteyi yapanlara gondermen mumkun degil kisaca.

    ben sana inanmiyorum, nasil gorecegim yollamadigini mi diyorsun? o zaman sunu yapacaksin. o siteyi acacak, f12 tusuyla consolu acip oradan network kismina gececek, o kisma gectikten sonra oraya herhangi bir pdf yada resim dosyasi atacak, sonra network kisminda yeni bir iletisim olup olmadigina bakacaksin.

    ha ben bunlarla ugrasamam mi diyorsun? daha kolayi var.

    siteyi ac. internetini kes (wifi kapat, etherneti cek, modemi parcala, driverlari sistemden sil. nasil dilersen.) internetin yokken pdf dosyasini siteye at.

    sonra internete geri baglanmadan once siteyi kapat.

    adamlar kaynak kodlarini bile oraya koymus erisebil ve kodu gorebil diye, iki uc tane sarlatan gelip burada "bolgoloromozo coloyor" diye agliyor. ucuz ucuz espri kasiyor.

    niye mi sinirlendim? babamin oglu mu? degil.

    ulan bundan 2 yil once eksi sozluk entry silme zamaninda bi program yayinlamistim kaynak kodlariyla birlikte, 3 tane gotveren "bobrek.avi" yazdi diye millet kullanmamisti, 10 gun ugrasmistim programi bitirmek icin. sizin gibi bi sikten anlamayip her boka, her ise laf atan ibnelerden nefret ediyorum.

    ayrica niye yapmis o zaman boyle bisey? he? he niye ucretsiz he? diye aglayacaklar icin, siteye 5 saniye bakinca okul101 isimli bir projeleri oldugunu gordum, belli ki bunu populer hale getirip, ana projeye backlink falan saglayacaklar en olasi ihtimalle.

    siteyi yapan ekibe selamlar, bi sik bilmedne elestirenlere de kafam girsin. kalitesiz yeni turkiye ogeleri sizi.

  • 30. 22 şubat 2018 volkan konak'a silahlı saldırı

    9 saat önce aşağıdaki paylaşımı yaptı;

    https://www.instagram.com/…n-by=volkankonakofficial

    gece saldırıya uğradı. yapanın tuttuğu parti de, yaptıranların da kim olduğu baştan belli.

    atatürkçü güzel insandır volkan konak, memleketini sizin gibi çomarlardan daha çok sever. büyük geçmiş olsun.

  • 31. eski sevgiliden olabilecekler

    başkasına koca

  • 32. chp'li yöneticinin çocuk istismarı

    adam anında ihraç edilmiş, işlem başlatılmış. olay bizzat diğer partililer tarafından ortaya çıkartılmış, kimse korumamış. malum parti ve malum vakıflarda olanın aksine..

  • 33. türklerin mars'a göndereceği ilk nesne

    15 temmuz sehitler maddesi

  • 34. idama karşı olmak

    sadece balyoz ve ergenekon davalarin bakarak neden karsi olundugu anlasilabilir. yargi bagimsiz olmadigi surece idam, hadim vs cezalar gelmemeli.

  • 35. sözlük yazarları evlenmelik erkek veritabanı

    hiçbir özelliğim yok. şimdiden hayırlı uğurlu olsun, ikimize de mutluluklar dilerim.

  • 36. hiç kimsenin işini düzgün yapmaması

    bu ülke insanıyla ilgili en büyük problemimdir.

    bu konuda o kadar dertliyim ki, satırlar dolusu yazabilirim. ben tasarım yapıyorum. yeni bir ürün ortaya koyuyorum veya varolan ürünü farklılaştırıyorum. işin tasarım safhası ve prototip(ki aslında en sancılı süreç budur) bittikten sonra benim esas çilem başlıyor. aslında işin en kolay bölümü olması gerekirken!.. bu arada üretim yapacak kişiler için en ince ayrıntıya kadar ayarlıyorum. her şey milimi milimine belli oluyor. karşımdakinin düşünmesi gereken hiç bir şey yok. bakmayı biliyorsa teknik resme bakıp, yoksa bana sorup gerekli detay bilgileri alacak, malzemesine kadar seçilmiş oluyor. kendinde işçilik kalitesinden başka hiç bir sorumluluk ta yok. siz şimdi diyeceksiniz ki "e senin işin de kolaymış be kardeşim, her şey hazır!" yok işte öyle değil. o "her şey hazır" şeyi yaptıramıyorum ben biliyor musunuz?

    açıkçası "bu ülke" ile başlayan cümleleri sevmiyorum. başka ülke insanıyla kıyaslama yapmak gibi oluyor. ama elime öyle kaliteli yabancı menşeli ürünler geçiyor ki, hayran oluyorum. "adamlar yapıyor" diyorum. o zaman evet "bu ülke" diyorum ben de mecbur! "bu ülke" insanında bir gariplik var kardeşim! hem de çok büyük bir bölümünde maalesef! buna tembellik mi dersiniz, aptallık mı, uyanıklık mı bilemem. belki de hepsinden biraz biraz...

    yazılanları okudum. "az para" dan bahsetmişler. ben bunu da çok denedim. karşımdakine (genelde fason iş verdiğim küçüklü büyüklü firmalar) yeterli kalitede yaptığında gayet tatmin edici ücretler de teklif ettim. meselenin para olmadığını net olarak söyleyebilirim. bu resmen karşıdakinin bahanesi. mesela küçük bir yerde, hatta tek kişilik bir işyerine bir iş veriyorsunuz. diyorsunuz ki "şu kalitede olursa şu kadar veririm". karşıdaki yine o işi baştan savma yapıyor, berbat ediyor. kısa sürede çok para kazanmanın hesabını yapıyor. siz mesela iki haftalık iş veriyorsunuz, ona göre de dolgun ücret. o aynı işi bir haftada hızlı bitirip, iki kat kazanmış olma peşine düşüyor. böylelikle işin de anasını ağlatıyor!

    bu konuda o kadar şikayetçiyim ki, diyorum ya satırlar satırlar dolusu örnek verebilirim. işini iyi yapmaya çalışan gerçekten çok az kişi var. nadiren rastlayabilirsiniz. ben mesela onlara rastlarsam kesinlikle alışverişimi onlarla yapıyorum. gönüllerini hoş tutuyorum. herkese tavsiye ediyorum. onlar ayakta kalabilsin istiyorum ama o kadar azlar ki! yetmiyor. kaliteli iş yapmaya yetmiyor. beklenen kaliteye ulaşmaya yetmiyor.

    bu ülkeden doğru düzgün marka çıkmama sebebi de bu. belki bir girişimci işin başında bir şeyler yapmaya çalışıyordur ama istediği ekibi kuracak piyasada potansiyel olmadıktan sonra elinden ne gelebilir ki?

    en alttan en üste kadar bu durumun bir çok sebebi var. kişilerin de niyeti düzgün değil. sistem de buna elveriyor. sözleşmeyle iş yapıyorum mesela, sözleşmeye de uygun hareket etmiyor. mahkemeye vereceğimi söylüyorum, umursamıyor. veriyorum, yine umursamıyor(yakın zamanda birini mahkemeye verdim mesela. tebligatları hiç iplemedi bile. muhtemelen mahkeme sürecinin uzayacağını, o süreçte kanuni boşluklardan yararlanıp işin içinden sıyrılma ihtimalini hesaplıyor).

    arada işini düzgün yapanlardan ben çok azının bir yerlere gelebildiğini gördüm. çoğu piyasanın bu bozukluğundan dolayı arada kaybolup gitmiş. küsmüş. üretkenliği baltalanmış. ülke o insanları kaybetmiş. kıymetini bilmemiş. potansiyeli olan insanlara, bir şeyler yapmaya çalışanlara zaten enayi gözüyle bakılıyor resmen. kalite için uğraşanlara "sen deli misin" deniyor.

    ben aslında sırf bu yüzden ülkenin geleceğini hiç iyi görmüyorum. üzgünüm ama bizden bir bok olmayacak arkadaşlar. kendimize boş gazlar verip günümüzü geçiriyoruz. üretken değiliz. çalışkan değiliz. kalite anlayışımız sıfır! kimse elini taşın altına koymak istemiyor. insanlar tam üretip ülkeye bir şeyler kazandıracağı yaşta tembelliği seçiyor. düşünmekten, üretmekten, kendini geliştirmekten kaçıyor. tamamına yakınının hedefi memur olup "devlete kapağı atmak". sanıyorum belirsiz bir yerden geleceğini düşünüyorlar böyle maaşların. yatacaklar, tembellik yapacaklar, üretmeyecekler ama ay sonunda bankamatiğe gidip parayı çekecekler. kusura bakma benim salak arkadaşım ama üretim olmazsa hiç bir şey olmaz. kalite olmazsa ayakta kalmak mümkün olmaz. özetle, şimdiye kadar benim gördüğüm şekliyle, ayakta kalacak yeteneğe sahip değiliz. içimizdeki değerler de haklı olarak bu yapı içerisinde kalmamayı tercih ediyor.

    sabah kalkıp yine bir uyanığın hatalarıyla uğraşacağım. gün boyu uğraştım. yarın yine... tarif ettiğim, bire bir örneğini de verdiğim ürünü yanlış yapmış. düzeltmesi en az iki üç gün sürer ve sonuçta tadilatlı ürün geçer elime. malzeme de bana ait. yani tamamen bana zarar. sebebi de, kendinin yarım saatte yapacağı işin ölçüyle ilgili bir bölümünü çırağına vermiş. o salak ta hep hatalı ölçüm yapmış. bu da farketmeyip o şekilde kullanmış parçaları ve bütün bunların stresiyle ben uğraşıyorum!

    ajandamda yeni bir çok proje beni bekliyor. demiyorum ki "çok güzel, çok iyi, çok doğru". şunu biliyorum; benim elimden bu geliyor ve ben sonuna kadar bunun için çabalıyorum ama hayat böyle kalitesizlikler içerisinde debelenerek geçiyor maalesef! boşa geçen zamana üzülüyorum.

  • 37. windows 10

    kimi bilgisayarda kaymak gibi çalışırken bazılarında disk hatası olan ama her ne hikmetse argümanı "ssd al, yoksa ağlama" olan kişiler tarafından hatası savunulan işletim sistemi. ilk olarak kimse hatalı olarak piyasaya sürülmüş bir işletim sistemi yüzünden kapasite düşürmek ya da binlerce lira harcamak zorunda değil. ssd iyi bir teknoloji ama hdd de halihazırda kullanılan ve ciddi bir sektörü olan bir teknoloji. hayır, sanki millet "disket okumuyor" diye ağlıyor. hard disk kararsız çalışıyor, kafa sürekli hareket ediyor. 1 haftada 1 yılda yapacağı kadar salınım yapan kafa kısa süre sonra atıyor. microsoft forumları bunun "sorun" olduğunu kabul eden uzmanlarla dolu.

    bilgisayar kullanmadığınız bir iş yapıyor olabilirsiniz ama ben gün boyu bilgisayar karşısındayım. devlet kurumunda "ya bu hdd %100 disk hatası veriyor" dersem ağzıma yüzüme hdd ile vururlar. geriye sizin alıp takmanız kalır ama bu işin 2 mantıksız tarafı var. birinci demirbaşı değiştirmiş olursunuz. ikincisi benim gibi bilgisayar laboratuvarı olan bir kurumda çalışıyorsanız hangisini siz karşılayacaksınız? öyle ya da böyle bu işletim sistemi problemlidir kardeşim. internette zibille bu hatayı çözdüğünü söyleyen adam var ama hepsi geçici çözümler.

  • 38. taksicilerin uber şöforüne saldırması

    90 usd yaklaşık 340 lira ediyor, ufak bir arama ile istanbul'da 4 lira ile açılış yapıldığını ve kilometre başına 2.5 lira yazdıklarını öğrendim. bu da demek oluyor ki taksici 136 kilometrelik bir yol için nijeryalı kızlardan ücret talep etmiş. bir harita açıp deneye deneye silivri'den gebze'ye bir yol çizdim, 133 kilometre ettiğini gördüm.

    bu kızların istanbul içinde havalimanından nereye gitmek istediklerini ve taksiciden "ücreti 90 dolar olur" sözünü işittiklerini çok merak ediyorum.

  • 39. iyi üniversitelerde okuyan terör yandaşları

    güneydoğu'da 1990'larda yapılan hemen hemen tüm sınavlarda kopya çekilmiştir. sılho'nun girdiği sınav iyi araştırılsın.

  • 40. sözlük yazarlarının son gittikleri tiyatro oyunu

    komik-i şehir naşit bey - şehir tiyatroları

  • 41. tsk'nın boğazına kadar siyasete bulaşması

    alevi şehidin cenazesi cemevinde diye katılmayan ordu mensuplarının olduğu bir yapının geleceği tehlike altındadır.

    ülkenin bir bölümünü yok sayarsanız bunun bedeli er ya da geç olur.
    tarih öyle söylüyor.

  • 42. orgazmdan daha zevkli anlar

    baba ile aynı anda kahkaha atmaktır.

    ailecek muhabbet ederken spontane gelişen espriye aynı anda kahkaha atmak mükemmel bir duygu. iyi ki varsın baba!

  • 43. 1.çocuk ile 2.çocuk arasındaki olması gereken süre

    “aralarında 8 yaş olsun da ilki para kazanıp ikincisine baksın” diyen ve kendi zevkinin cefasını ilk çocuğuna çektirmeye kalkan malları dinlemeden verilmesi gereken karardır. bırakın da o ilk çocuk ebeveynlik sorumluluğunu kendi çocuğuyla tatsın. maddi manevi kendinize güvenmiyorsanız enik gibi üremeyin. hiçbir çocuk sikinizin keyfi yüzünden kısıtlı maddi durumla ve ablaya abiye itelenerek büyümek zorunda değil.

  • 44. survivor 2018 all-star

  • 45. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    herkese selamlar;

    sohbet etmek isterseniz, ister 5 dakika, ister 5 saat, isterseniz 5 gün sohbet edebiliriz. söz veriyorum söylemek istemediğiniz hiç bir şeyi sormayacağım!

    http://ribony.com/fusafi

    güzel geceler.

  • 46. cengiz ünder'e böyle devam çocuk diyen tip

    ya şimdi “ ben yaşça ondan büyüğüm o yüzden çocuk diyorum “ goygoyunu rica ediyorum bir kenara bırakalım.

    hayır bir değil iki değil , 80 kişi papağan gibi altalta “ aferim çıcık , biyli divim it çıçıkk , şunu bunu yapma zozuk , böyle böyle yap çocok “ ulan adam zaten profesyonel futbolcu, as roma gibi bir takımda oynuyor ulan gebeş, zaten yaşı kaç olursa olsun futbolla alakalı ne yapıp ne yapmaması gerektiğini eminim senden iyi biliyordur amk, herif sanki bana totti , sanki bana zidane da gelmiş burdan cengiz ünder’e akıl veriyo lafta, ulan madem sen çok biliyodun sen yapaydın da sen gideydin romalara oynayaydın kerkenez. halısahaya çağırsak 10 dakika sonra elin belinde gezinicen, yok cengiz şöyle yap aman cengo böyle yap, ya bi siktirgit allahaşkına.

  • 47. business class ve economy class arasındaki fark

    business class'da bileti sirket aliyordur, economy class'da kendin aliyorsundur.

    cok zenginler istisnadir. ibnelik yapip kaideyi bozmasinlar.

  • 48. chp ip sp dsp dyp gp dp tkp ldp btp kp ap ittifakı

    (bkz: parti hard)

  • 49. bayern ile galatasaray karşılaşsa olabilecekler

    skor ne olurdu bilemem ama (bkz: bayern ile beşiktaş karşılaşsa olabilecekler) gibi bir başlık açmayacaklarına eminim.

  • 50. donald trump'ın öğretmenleri silahlandırması

    "silahla okul basan öğrenci, öğretmeni tarafından vuruldu. öğretmeni vuran veli ise okul müdürü tarafından kurşuna dizildi."

    "amerikan hükümeti silah satışlarından elde edilen vergilerin kutsal olduğunu açıkladı."

    (bkz: gelecekten haber veren entry)