Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 13 eylül 2017 fc porto beşiktaş maçı

    beşiktaş'ın henüz istediği oyunu sergileyemediğini dikkate alırsak deplasmanda kazanmasını pek mümkün görmediğim maç.

    porto'nun ligdeki ilk 5 maçına baktığımızda kalibreleri oranında piston futbol oynuyorlar. belli bir hücum organizasyonları olmasa da öndeki oyuncular çok hareketli, sürekli yer değiştirip bir şekilde pozisyon buluyorlar, rakip defanslar başı kesik tavuk gibi koşturmaktan başka bir şey yapamıyor, akıllı bir savunma yöntemi geliştiremiyor. bu 5 hafta içinde porto'nun oyun karakterini en iyi yansıtan birkaç pozisyon:

    1) link - (alternatif) dinamik hücumcular savunmayı ambale ediyor

    2) link - (alternatif) yine dinamizm; sağ bek fırlıyor

    3) link - (alternatif) rakibin oyun kurucusuna anında pres

    4) link - (alternatif) inatla hücum

    5) link - (alternatif) özellikle son pası veren sağ beke dikkat

    sağ açıkta jesus corona başta olmak üzere zaman zaman brahimi, otavio ve hernani gibi oyuncular oynadı, kim oynarsa oynasın farketmeden sağ kanadı çok etkili kullanıyorlar, bunda en büyük pay sağ bek ricardo pereira'nın, adam zıpkın gibi, hücuma katkısı çok fazla.

    forvette marega ve aboubakar çifte hayvanoğluhayvanlar. şunu önden belirteyim; aboubakar iyi ki cezalı, yoksa beşiktaş tarihi hezimete bile uğrayabilirdi. öyle formda ve istekli ki maç içinde sayısız pozisyona giriyor, 5 maçta 5 golü var, neredeyse tüm hücum aksiyonları onun üzerinden yürüyor. birkaç ay önce olympiakos maçındaki kırmızısına küfrederken şimdi şükretmek lazım. ama bu demek değil ki forvet zayıf kalacak. moussa marega anlık konsantrasyon kaybında affetmeyen bir santrfor, aboubakar kadar dinamik ve defansı yoran bir oyuncu olmasa da ivmesi yüksek, güçlü fiziği var ve beklenmedik anlarda çok sert vuruşlarla tehdit yaratıyor. aboubakar'ın yokluğunda muhtemelen (çift forveti bozmazsa yani) oynayacak olan tiquinho soares düşük kalibre olsa da fizikli ve mücadeleci, rakip savunmayı zorlayan biri.

    4-1-3-2 oynuyor porto, 3'lünün arkasındaki danilo luis helio pereira monaco'daki fabinhogillerden, gerçek bir modern defansif orta saha, atiba'yı çiğ çiğ yer. zaten savunmaya yardım etmeyen oğuzhan-talisca ikilisi yüzünden atiba 10 numaradaki oliver'ı mi savunayım danilo'yla mı boğuşayım derken heba olur. kısacası adamlar iki kişiyle beşiktaş'ın üçlü göbeğine üstünlük kurar. şu iki entry'de beşiktaş'ın bu sezon geriye dönmeyen oyuncuları yüzünden çektiği sıkıntılardan bahsetmiştim: (bkz: #70048152) ve (bkz: #70323279). beşiktaş'ın sol bek kadar göbekten delinme ihtimali de yüksek yani.

    bu bilgiler ışığında savunma adına diyebiliriz ki;

    1) pepe'ye çok iş düşecek, iyi yönetmesi lazım defansı. porto maça illa ki baskılı başlayacak, ilk 15 dakikada gol yiyip maçı erkenden bitirmek hiç güzel olmaz, o yüzden beşiktaş savunmasının özellikle maçın başlarında hata lüksü yok.

    2) sol bekte caner'in oynaması durumunda beşiktaş'a şimdiden geçmiş olsun diyorum çünkü caner'in -babel tüm maç defansa yardım etse bile- porto'nun sağ kanadıyla başa çıkması imkansız. arkasında bıraktığı boşluklara son oynanan karabük maçından iki örnek; biri gole mal olacaktı: link - (alternatif), diğeri de kırmızı karta mal oldu: link - (alternatif) rakibi geniş alanda tosiç'le bire bir bırakmak demek ya gol pozisyonu ya da kart demektir, bu yüzden şenol pepe'yi sol stopere çekip mitroviç'i sağ stoper denemeli. her ne kadar bu sezonun en efektif ikilisi caner-babel'i bozmayacağını düşünsem de, caner yerine ayağı yere daha sağlam basan adriano oynamalı.

    3) brahimi gününde olursa sağ bekte oynayacak oyuncu zaten savunmadan başka bir şeyle uğraşamaz, hücumu düşünecek hali kalmaz. o yüzden mücadele gücü daha yüksek olan medel oynamalı diye düşünüyorum, konsantrasyonunu korursa brahimi'yi sindirir.

    4) orta göbekte atiba-oğuzhan-talisca iskeletinin bozulmayacağını varsayarsak, geri dörtlünün konsantrasyonunu sağlaması yetmez, ekstradan oğuzhan'ın bayağı kıçını kaldırması gerekecek, yoksa beşiktaş orta sahası helvaya döner.

    peki porto'nun zayıf karnı yok mu? elbette var: sağ tarafları. sağ bekini ileri çıkartan porto'nun sağ açığı da savunmaya fazla destek vermiyor. zaten sağ stoperde oynayan felipe augusto de almeida monteiro de iyi bir 'yönetici' değil, 5 maçta da sağ bek (3 maç ricardo, 1 maç maxi pereira, 1 maç da layun) ile arasında kopukluklar oldu, en bariz örnekler:

    1) link - (alternatif) sağ beke yardıma gelen yok rakiple geniş alanda bire bir kalmış, babel bu tip pozisyonlarda etkili olur.

    2) link - (alternatif) pozisyon boyunca sağ kanatları bomboş, rakip oyuncu uzaktan vurmak yerine sola verse tehlike.

    3) link - (alternatif) sağ kanatları yine boş, sağ açık yardıma gelmemiş.

    4) link - alternatif felipe - sağ bek arası yine otoban

    5) link - (alternatif) sağ bek meydanda yok, cenk/negredo/babel böyle bir pozisyon yakalarsa affetmez.

    6) link - (alternatif) felipe ve sağ bek layun uyuyor.

    bir başka zayıf karınları da orta sahanın savunması. göbekte danilo-oliver ikilisi hücumda kanatlarla birlikte iyi bir dörtlü oluşturup beşiktaş'a üstünlük kurar demiştim, ama savunmada iş genelde danilo'ya kalıyor (stoper felipe'nin sağ tarafı iyi yönetememesi biraz da bundan, danilo'yu yalnız bırakmamak için merkeze çok odaklanıyor), ligdeki 5 maçta rakiplerin en çok yapabildiği şey uzaktan şut atmak oldu, ama öyle çaresizce değil, rahat rahat şut çektiler:

    1) link - (alternatif)

    2) link - (alternatif)

    göbekteki bu boşlukta talisca-babel-quaresma'nın bireysel becerilerini sergilemek için hatrı sayılır alan bulacağını düşünüyorum, ama bu üçlüden en az ikisinin gününde olup maçtan kopmadan oynaması lazım. quaresma ve talisca bu konuda sabıkalı adamlar oldukları için şüpheliyim.

    bu bilgiler ışığında hücum adına maçı lehine çevirme ihtimali olan hamleler;

    1) babel'i geniş alanda sağ bekleriyle karşı karşıya bırakmak lazım. aynı bölgede cenk/negredo/talisca'yı ani koşularla sağ stoper-sağ bek arasına sızdırıp topla buluşturmak lazım. beşiktaş'ın yapmadığı şey değil: link - (alternatif)

    2) beşiktaş uzaktan şut imkanını bol bol bulacaktır, doğru yerde doğru tercihler yaparlarsa talisca ve babel'in iyi iş çıkaracaklarını düşünüyorum.

    3) telles sürekli ileri fırlayıp rakip kanadı delen bir sol bek değil, daha çok uzaktan orta açıyor, şenol deplasmandayım diye lens'i oynatırsa hata eder çünkü telles arkasında geniş alan bırakmayacak fazla, dar alanda lens'ten daha etkili olan quaresma telles'i daha çok zorlar.

    4) forvette sezon başından beri canını dişine takarak oynayan ama teknik kalitesi düşük cenk mi, yoksa henüz takıma oturmamış, maç formuna ulaşmamış ama kaliteli ayak negredo mu? ben olsam cenk'in maç boyu yoracağı defansa karşı sonradan oyuna girip daha rahat pozisyon bulabilecek bir negredo derdim.

    toparlarsak; beşiktaş'ın çıkması gerektiğini düşündüğüm 11:

    -------------------fabri------------------
    medel - mitroviç - pepe - adriano
    ----------------atiba---------------------
    ----------------------oğuzhan----------
    quaresma-----------------------babel
    -----------------talisca------------------
    -----------------------cenk--------------

    porto'nun -her ne kadar hücum oynasalar da- ligdeki 5 maçta henüz gol yemediğini de belirtelim. ama şimdiye kadar oynadıkları rakiplerin -braga hariç- beşiktaş'ın kalitesine yaklaşacak düzeyde olmadığını da belirtelim.

  • 2. iphone x

    sahip oldugum iphone 6s telefonumu t-mobile'a goturup $300 indirim ile $699'a alacagim telefondur.

    part-time grafiker olarak calisiyorum amerika'da, $699 benim icin yaklasik 32 saatlik maas demek. turkiye'de ayni isi yapsaydim 4 ay yemeyip icmeden alabilirdim. onun yerine refah seviyesi yuksek bir ulkede calisip bu telefonu 1 hafta calisip alabiliyorum.

    dolar dip yapti nerdesiniz kamalistler tayfasi iste bunu anlamaz. ekonomisi kotu olan ulkeler dusunsun artik 6 aylik asgari maaslarini yatirirken telefona. coh eyi devam.

  • 3. halının üstünde mastürbasyon yapan elektrikçi

    neden haberde saldırıya uğrayan mağdurenin fotoğrafının bulunduğunu anlayamadığım rezalet.

    o adi, şerefsizin fotoğrafını sansürsüz yayımla ki sokaklarda elini kolunu sallayarak gezemesin.

  • 4. fatih altaylı'nın abd tr'ye müdahale edecek demesi

    siktir diyenlerdeki boş özgüvene hayranım.

    ulan adamın askerini sokmasına bile gerek yok. istediği ortamı adım adım oluşturup sana öyle bir ambargo koyar ki, götünü toparlaman en az 50 yılını alır. petrolün yok, doğalgazın yok, hayvancılığın bitmiş, tarımın bitmiş, kendi kendine yetebildiğin günler çok eskilerde kalmış, ordun yapısal olarak hallaç pamuğu gibi atılmış, liyakat sistemi komple çökmüş, en az 5 milyon yarı insan-yarı vahşiyi ülkene kontrolsüzce almışsın(aç kaldıklarında insan yer lan bunlar.) daha hala bikbikbik hamaset.

    böyle bir ambargonun küçük bir örneğini yiyen, doğalgazı olan, senden onlarca kat daha kuvvetli rusya bile zar zor toparlanıyor. sen kimsin ki siktir diyebiliyorsun??

  • 5. sevişilen en ilginç yer

    kanyon avm. bi ayakkabı aldım oracıkta sikiverdiler

  • 6. kırmızı ışıkta 2 kez geçenin ehliyeti alınacak

  • 7. heykelimin yapılmasına çok çok üzüldüm

    bunlar bizim değerlerimize terstir. ben ne heykelimin dikilmesini istiyorum, ne masklar yapılmasını istiyorum, ne bu tür görseller yapılmasını istiyorum diye devam eden rte açıklaması.

    şahsen reise ilk defa hak verdim. benim de böyle heykelimi yapsalar ben de çok çok üzülürdüm.

    neden böyle bir heykelim yok diye..

  • 8. plajda bira içen iki kadın doktora ceza kesilmesi

    bunlar daha iyi günler. o birayı torbacıdan aldığımız günler de gelecek.

  • 9. apple'ın 5495 tl'ye iphone x satması

    5495 tl'nin 2 bin lirası devletin gaspı olduğundan normal olandır.

    ne kadar güzel iş valla, hiçbir şey üretmeden başkasının ürettiği bir teknolojiden kasana oluk oluk para aksın.

    (bkz: devlet olmak çok mu güzel lan)

  • 10. sibel kekilli'nin türkiye'yi engellemesi

    bunu nasıl yapıyoruz acaba bilen var mı? bir ülkeyi komple nasıl engelliyoruz?

  • 11. erkeklerdeki popo merakı

    yuze bakinca, gulumseyince, selam verince, vs. 'ne bakiyosun gerizekali?' minvalinde cevaplarla karsilasan turk erkegi, cozumu gote bakmakta bulmustur, merak degil dogal seleksiyondur. cunku gotler cevap vermez.

  • 12. ciddi ciddi içerde ezel behzat ç. izlemiş insan

    behzat ç izleyerek dahil olduğum liste. ve iddia da ediyorum, türkiye'deki en kaliteli dizilerden biridir. bi kere dizi gece kondularda ve hyundai accentlerde geçiyo amk. sikko sikko 18lik çocuk holding'e babasıyla kavga etmeye gitmiyo. replikler desen ayrı bir şahane, oyunculuk desen muazzam...

  • 13. ekşi itiraf

    karımla annem her görüşmelerinde tartışıp kavga ediyorlar huzurum felan kalmadı ciddi mutsuzum lan kimseye laf anlatamıyorum. annemin haksız olduğu taraflar yok değil ama asıl karımın içinde bitmek bilmeyen bir agresiflik ve mutsuzluk var. sürekli kavga çıkarıp nefret kusuyor tartışmayı bilmiyor evlendiğimizden beri benimle bir savaş halinde, çıkardığı her kavgada adeta ağzına ne gelirse söyleyip kırmak dökmek için elinden geleni yapıyor ve her kavga ayrılalım demesiyle son buluyor ve ben sırf beni bu şekilde umutsuz bir mutsuzluğa mahkum etmemesi için onu elimden geldiğince mutlu etmeye çalışıyorum her istediğini yapıyorum kendimden iyice feragat ettim ama nafile. böyle bir durumun içine kendimi nasıl soktum lan

    9 aylık bir kızım olduğundan ayrılmak benim için çok zor anne babası ayrı büyüsün istemiyorum hele annesiyle tek başına büyüsün hiç istemiyorum malum ayrılırsam büyük ihtimalle mahkeme annesinde kalması yönünde karar verecek. ama onun hiçbirşey umrunda değil çocuğuda alıp annesinin parasını yiyerek kimseyle uğraşmama derdinde. benimleyken ben çocuğuma bakmak istiyorum sen çalışıp bize bakmakla yükümlüsün diyen insan annemin evinde çalışırım kendi paramı kazanırım annem çocuğa bakar diyor.

    evlenmeden önce tabiki böyle değildi ya da ben çok kördüm bilemiyorum tek bildiğim gerçekten sabırlı bir insanmışım. ne yaptıysam olmadı sanırım bu evlilik ayrılıkla son bulacak ama benim bu kadar çabama savaşıma rağmen kızımı benden ayırırsa nefretimi nasıl dizginliycem bilmiyorum. içim parçalanıyor lan kızımdan nasıl ayrılıcam olm ben

  • 14. cumhuriyet'in bu kadınlara tecavüz edilmez haberi

    çomarların klasik bir şekilde olayı çarpıttığı haber. haberin başlığı bile "myanmarlı albaydan, arakanlılara tecavüz iddiasına tüyler ürperten savunma: kim bu kadınlara tecavüz etmek ister?"

    "myanmarlı bir albayın bu suçlamalar karşısında yaptığı savunma ise tüyleri daha da ürpertti. albay "şu kadınlara bakın, kim onlara tecavüz etmek ister?" dedi."

    açacağınız başlığın, gireceğiniz entry'nin ortasına sıçayım.

  • 15. alperenler olarak kerkük'e gitmeye hazırız

    benim bir amcaoğlu vardı, bir üniversitenin reisi, bu türkmendağı muhabbetleri zamanı günlerce milleti gaza getirdi hadi gidiyoruz vb falan coştukça coştu

    sonuç olarak evli barklı adam ablasına yalvar yakar kredi çektirdi ve bedelli askerlik yaptı

  • 16. 2017 fındık taban fiyatı

    hükümet düşmanı fındıkçı lobisinin köpürtmeye çalıştığı şey.
    neyse ki halkımız bu münafıkların oyununa gelmiyor da, huzurumuz bozulmuyor.
    hayır hükümetimiz için bu sene bedelsiz veriyorum fındıkları desen ölür müsün?
    15 temmuzda insanlar canlarını vermedi mi bu ülke için?
    sen gelmiş iki tane götü boklu fındığın hesabını yapıyorsun.

    reis, biz halk olarak hep senin yanındayız, sakın yüz verme bu vitaminsiz lobicilere.
    sen artık bir yerde devlet sayılırsın, allahın yer yüzündeki gölgesisin, ellerindeki fındığı bedelsiz kamulaştırsan kim ne diyebilir? başta giresun ve rize olmak üzere tüm karadeniz halkı senin yanında ve arkanda, bunu bilerek bu hükümet ve demokrasi düşmanı fındık lobisinin beline beline vur sopayı, ellerin dert görmesin.

  • 17. dünyanın en güzel yemeği

    istanbul'a dönüşüdür...

  • 18. tengricilik

    bazı gerizekalılar orta çağ fikirlerini halen yaymakta sıkıntı görmüyor. yok türklük islamiyete bağladır yok ona bağlıdır yok buna bağladır.

    ulan gerizekalı hıyarlar, türk ırkına mensup olupta anadan doğma müslüman, hıristiyan, musevi, şamanizm vb. inanç gruplarına dahil olabilir.

    türk devletlerini kuran islam değildir. devleti kuran inançlar asla değildir. devleti iki şey kurar.

    1) merkezi silahlı güç.
    2) devlete hizmet etmeyi görev bilmiş belli bir toplum kesimi.

    hıyara bak, sanki islamiyetten önce türkler devlet kuramamış. öyle diyorki geride kalmış onlarca türk devleti yokmuş gibi yapıyor. kurulan tüm türk devletlerinin merkezinde askeri güç vardı. inançla alakası bile yoktu. hatta türklerde dincilik yoktu. dinci kafasına asla sahip olmadılar. osmanlı'nın son zamanında tut bu güne kadar it gibi üremiş bu dinci itler. aslen yüksek miktarda arap yaşam tarzını ve düşüncesinin peşine takılmış arap sevicilerdir.

    ağzına islam ve türklük alan tüm hıyarlar bilin ki aşırı miktarda arap sevicidir. türklük kavramını, islam hegemonyası altına alıp, türklükten uzak, arapperest bir yönelime geçmektir.

  • 19. polise bar pavyon diskonun yasaklanması

    (bkz: behzat ç'ye pavyon şoku)

  • 20. range rover'ım var emniyet kemeri takmam gereksiz

    kadının instagram sayfasında biraz dolaştım da klasik "ülkede tacizciler, tecavüzcüler varken bana taktılaarğğ" ağlaklığını sergilemiş tabii ki.

    bide kemer takmayan çok insan varmış, neden onu konuşuyorlarmış.

    bu salak savunmaları görene kadar bu başlığa yazmayı düşünmemiştim. ama cidden uyuz oldum. yani bu insanlar ya gerçekten salak ya da konuyu saptırmayı çok iyi biliyorlar.

    olay senin kemer takmaman değil ya, evet takmayan birsürü insan var. olay: senin görgüsüz bir şekilde arabandan bahsederek kemer takmamayı savunman! anladın mı bak?
    kemer takmamayı savunman!!! bununla övünmen.

    hala paylaşımının altında "meyve veren ağaç taşlanır", "kıskanılıyorsun" falan diyen var. dünyanın en dangalak sosyal medya kullanıcıları bizde aq. he herkes herkesi kıskanıyor.

    başka duygu yok. birinin öküzlüğünü eleştirmek için önşart kıskançlık

  • 21. ateizmin kendi kendini çürüttüğü gerçeği

    bu 25 senelik mevzuya bir sürü cevap verilmiş zaten. keşke "düşünenmüslüman" sitesi yerine düşünenveokuyanmüslüman.com'a da baksaydınız.

    ama 25 sene bizi kesmez, şöyle biraz geçmişe gidiyorum ve 400 sene öncesinden feyizli bir abiyi görüyorum: rene descartes.

    bu adam niye meşhur? özellikle düşünüyorum öyleyse varım sözü niye meşhur?

    "duyularına ve aklına güvenemeyen biri, tam olarak nelerden emin olabilir" sorusuna cevap olduğundan. descartes, bir nevi kavanozdaki beyin deneyi yapmış, ve eğer kendisi böyle bir beyinden ibaretse, sadece varolduğundan emin olabileceğini bulmuş.

    yani yukardaki gibi işin içine evrimi karıştırmaya gerek yok. yukarda evrimin oynadığı rolü (akla kusur karıştırmak), descartes'ın yazılarında çok güçlü bir şeytan oynar.

    bunlar gizli saklı şeyler değil ki. descartes, batı medeniyetinin üzerinde yükseldiği isimlerden biri. ateist olsun olmasın herkes zaten descartes okumuş oluyor eğitiminin bir parçası olarak. ve belirsizlikle yaşamayı öğreniyor. o parametreler içinde de, işe yarayan teoriler ortaya atıp, hayatını geliştiriyor.

    evrim hikayesi işe yarıyor, elimizle tutup kullanabildiğimiz somut yararları var ve bunun için "kesinlik" içermesine gerek yok. senin hikayeninse yaptığı şey bir kimlik yaratmak, ve onun üstünden insanları organize edebilmek (siyaseten, askeri, sosyal). hikayen ne kadar "kesinlik" içerirse, görevini o kadar iyi yapacak. o yüzden de başka insanların kesinlik iddiasında bulunmadan yaşayabileceklerini tahayyül edemiyorsun, yeldeğirmenlerine saldırıyorsun

    yoksa evrimi geç, atom modeli de mutlak gerçeği yansıtmıyor. elektron adında ufacık bilyelerin, bir merkez etrafında döndüğünü mü sanıyoruz gerçekten? yok öyle bir şey. işe yarayan bir model o sadece.

    bunları millet asırlardır konuşuyor zaten. 400 senelik bir argümanın, 25 senelik evrim versiyonunu, yeni bir "evrim teorisi çöktü, ateistler panikte" olarak sunmak, sadece bu medeniyeti besleyen pınarlardan ne kadar kopuk olunduğunu gösteriyor.

    ***

    descartes bu şüphe noktasından başlayıp, tanrı'yı da kanıtlamaya çalışır. (bkz: ontological argument):

    "bu dandik aklımla, tanrı gibi sonsuz ve kusursuz bir şeyi düşünebiliyorum. varolma özelliği olmasaydı, tanrı kavramı eksik ve kusurlu olurdu. ben kusursuzunu düşünebiliyorsam tanrı varolmak zorundadır ve bu düşünceleri içime koyarak beni yaratmıştır. yoksa ben hayatta bunları akıl edemezdim"

    tabii aynı mantığı, mükemmel unicornlar, kusursuz daireler için de kurabiliriz. hepsi gerçek olmalı. zaten descartes'a o zamanlar bile bir sürü itiraz geliyor, diğer hristiyanlardan.

    işin açıkçası, descartes bu tanrı inancının da o iblisin işi olabileceğini biliyordu, ona karşı savunma hazırlamaya çalıştı ama beceremedi (benim fikrim değil sadece, genel kanı).

    bizim örneğimizdeki karşılığı: imanın ve kalp gözün de, kusurlu aklının bir yan etkisi olabilir. "ben aklımı es geçip direkt damardan bağlanıyorum gerçeğe" hissiyatının ta kendisi, aklın kusurlarının bir ürünü olabilir mesela.

    ama burada daha komik bir hali de var: bizi tanrı yaratmış olsa da aklımız kusurlu. o kısım sabit. iradene bağlı olmayan bir sürü kusur ve limit var. şimdi belki tanrı 1 bizi böyle yarattı ama biz bu iç kusurlarımız sonucu, yalan yanlış bir iman hissiyle dolduk ve tanrı 2'ye inandık.

    bunları bir köşeden izleyen tanrı 1 de hayıflanıyor: "yahu ben bunları niye kusurlu bir akılla yarattım ki baştan? hadi illa kusurlu olacak, peki niye bu kadar kusurlu? test edeceğim programa 500 tane bug koymuşum, sonra yanlış sonuç çıkınca da disketi yakıyorum" (biraz eski bir tanrı bu, 90'lardan)

  • 22. 12 eylül 2017 barcelona juventus maçı

    gününde bir messi'nin juventus'tan daha güçlü olduğunu gördüğümüz maç.

  • 23. yazarların en iyi beş dizi listesi

    (bkz: breaking bad)
    (bkz: house of cards)
    (bkz: black mirror)
    (bkz: friends)
    (bkz: coupling)

  • 24. lionel messi

    bugün hiçbir şey yapmasaydı bile, hatta bundan sonra hiçbir şey yapmayıp futbolu bıraksa bile gelmiş geçmiş en iyi 2-3 futbolcudan biri olarak kalacak, muhtemelen de en iyisi olacaktır. bugünkü (bkz: 12 eylül 2017 barcelona juventus maçı) yaptığı şaşırtmadı ancak gerek de yoktu. ne gerek vardı ki?

    birçok futbolcuda öne çıkan özellikleri tek bir bünyede toplamış:
    - çeviklik, esneklikle birleşmiş dripling kabiliyeti (ronaldinho),
    - bitiricilik (r9),
    - pas kabiliyeti ve oyun görüşü (zidane),
    - oyun kurucu olabilmesi -uzun topla dahi- (pirlo ),
    - iyi bir frikikçi (beckham, pirlo),
    - istikrar (buna denk bir istikrar göstergesi futbolda bir c.ronaldo var; ya da roger federer mi desek?)

    bunların hiçbirinde saydığım isimlerden aşağı kalır yanı yok. forvet olduğundan fark edilmiyor pek, ancak pas özelliği inanılmaz. uzun, kısa vs. fark etmez. muazzam. bu nedenle en iyisi. futbol efsanesi çoğu isim bu konuyu tartışmıyor bile; fikir birliği var, çokluğu değil.

    yeter ya hu. her seferinde götü bezli bebelere neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlatmaktan bıktık. tartışacak bir şey yok.

    dünyadaki her oyuncunun kendini göstermesi için iyi takım arkadaşlarına ihtiyacı vardır. bu herkes için geçerli, hiçbir oyuncu takım arkadaşları iyi olmazsa asla tam potansiyele ulaşamaz. ronaldo'yu, messi'yi alan takımlar neden yanlarına milyonluk bir sürü adam alıyorlar, geri zekalı mı bunlar? ancak messi'nin takım arkadaşları kötüyken bile oyun kurup takımı canlandırması özelliği karşılaştırıldığı futbolcularda yok, yarısı bile yok.
    (bazen 2014 dünya kupasında olduğu gibi orta sahaya gelip oyun kurmak zorunda kalıyor, mesela aynısını pirlo yapsa "pirlo çok iyi oynadı ama olmadı" denecekti, ancak messi'den goller atması da beklendiği için "kupa aldırmadı" denebiliyor zaman zaman, fark bu. kıstasa bak, "kupa aldırmıyor", aslında adamdan bunu bekleyerek büyüklüğünü tescil ettiriyorsunuz, aynısını başka hiçbir futbolcuya söyleyemezsiniz, bu bir futbolcunun sorumluluğu değil, hiçbir zaman da olmadı, bu takım işidir.) takım meselesinde; barcelona son zamanlarda transfer hataları yaptığından messi eski haline göre daha başarısız olmak zorunda kaldı.

    messi'nin takımı iyi olduğu zamanlarda da ceza sahası içinde beleşçi gibi bekleyip takım arkadaşlarının ekmeğini yemiyordu, ya da şampiyonlar ligi finalinde maç 3 olmuşken 4'ü atıp istatistik kasmıyordu. ronaldo'lu real madrid'e şampiyonlar ligi yarı finalinde deplasmanda orta sahadan alıp götürüp gol atıyordu (son aldığı pas orta yuvarlaktaydı), bayern'e yarı finalde kazanılması gereken maçta ikisi de jeneriklik tamamen kendi çabasından gol atıyordu, şampiyonlar ligi finallerinde manchester united'a (hani premier lig takımı) goller atıyordu vs. buradan say say uzaya yol olur.

    eğer tartışıyorsan, ya futbolu bilmiyorsun (bu kötü bir şey değil, ama bilmiyorsan konuşmamalısın), ya da fanatiksin (bu hayatın her alanında kötü bir özellik, tavsiye edilmez).

  • 25. face id

    benim yüzümün şeklini nsa'e verse adamlar gülmekten altlarına sıçar lan, sonra da acırlar ve ziraat bankası'ndaki hesabıma 1 milyon dolar yatırırlar. alıyorum.

  • 26. ingilizceyle ilgili hatırlanan ilk şey

    tabii ki ilkokuldaki ingilizce öğretmenim...

    kendisine aşıktım bir miktar, fakir bir öğrenci olduğum için kışlık kazak filan hediye etmişti bana bir keresinde. ben de bunu fakirim diye değil de, "demek ki o da bana aşık" şeklinde yorumlamıştım. bu durum ingilizce dersinde sınıfın en iyisi yapmıştı beni. her sınavda 100 almıştım...

  • 27. dibe vurmuş insanlara tavsiyeler

    dibe vurduktan sonra gidilebilcek tek yön yukarısı gibi tavsiyelere inanmayın. yukarı ve aşağı yönlerden hariç sağa ve sola yönler de mevcut malumunuz ki o duruma da sürünmek diyoruz zaten.

    hatta yeterince güzel (!) sürünürseniz yeni dipler de keşfedebilirsiniz.

  • 28. söz ile nişan arasındaki fark

    (bkz: hayırlı forumlar)
    (bkz: mutlumusun sedet)

    tanım: kızlar soruyorla, ekşi sözlüğü karıştıran bir yazarın hezeyanı...

    başlığın düzeltilmeden önceki hali: (bkz: söz ile nişan arasında ne fark var)

  • 29. bitcoin

    ulan adam mübalağasız "ya burda kalır ya düşer" diyor. ytd değil diyor bir de. e değil zaten amk, görüyoruz. verdiği boşluk da yazı-tura atılırken paranın dik gelme olasılığı kadar. yani para atılırken ben "yazı veya tura gelir" dersem, ve dik gelmezse, waaaoowww filan diyecek galiba.

    yatırım tavsiyesidir arkadaşlar. dik gelmez para bence. hmmfs.

  • 30. cenk tosun

    malum golu iker casillas'a atmıştır.

    dikkatinize.

  • 31. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    ne zaman sol framede görsem samimiyetsizlikten başımı döndüren başlıktır.

  • 32. kadın cinayetlerinin engellenememesi

    kadın cinayeti ayrı bir konudur, adı kadın cinayetidir çünkü burada katilin temel motivasyonu karşındaki insanın kadın olmasından kaynaklanır.

    buna alınacak önlem cezai uygulamalar da değildir. cezai uygulamalar zaten var. alınacak önlem en başta devlet ağzının bu konuda değişmesi ve daha sonra büyük bir eğitim projesidir.

    kadın cinayetleri bu gibi nedenlerle apayrı bir mevzudur.

    yoksa adamın biri banka soygununda kadın veznedarı öldürünce onun adı kadın cinayeti olmuyor.

  • 33. meral akşener'in partisinin yüzde 14 oy alması

    (bkz: meclis mi kaldı amk)

  • 34. rektörken liseye müdür olmak

    linke bakmaya üşenenlere özet geçiyorum ;

    rektörlüğü avrasya üniversitesiymiş eskiden (orası neresi lan ?!?!?!)

    müdür olacağı lise de (caps lock acik) üsküdar tenzile erdoğan imam hatip lisesi .

    attan inip eşşeğe de binmemiş sanki hep eşekteymiş bence.

  • 35. rakı masasında olmaması gerekenler

    "rakı içen kadın" klişelerini yaşamaya çalışan, saçını savurup bardağıyla seksi poz vermeye çalışan kadın.
    doğru düzgün için şunu klişe team, baydınız.

  • 36. dinozor yalanı

    buna inanmayan buna (bkz: ay'ın yarılması) inandı. tabi buna da : (bkz: kabataş yalanı)

    anladınız siz onu!

  • 37. murat başoğlu ve yeğenine hapis için dava açılması

    dava sonucuna göre ülkenin yarısı hapse girebilir ayık olun

  • 38. altınordu u16 oyuncusunun umut veren röportajı

    https://twitter.com/…rian/status/906582001595101184

    altınordu'da oynayan barışcan ışık altunbaş adlı 2001 doğumlu 16 yaşındaki genç futbolcunun dinleyeni mutlu eden röportajıdır. röportajda genç arkadaşımız antrenmanlarda beyinlerini kullanmayı öğrendiklerinden, antrenmanın ayrıntılarda gizli olduğundan, avrupalı oyunculardan tek farklarının bu olduğundan, özveri ile çalıştıklarından, türkiye'de futbolun top odaklı oynandığından, avrupa'da ise alan odaklı oynandığından, sahayı 16 farklı alana böldüklerinden, bu çalışmalara ayak uydurdukları zaman avrupa'da ses getireceklerinden bahsediyor.

    röportajda bugüne kadar hep adam olarak bilindiğinden, adamlığından kimsenin şüphe etmemesi gerektiğinden ve kimseden adamlık öğrenecek olmamasından bahsetmemiş.

  • 39. türkiye arjantin'i işgal etsin

    buenos aires benim.
    birim...
    ilk ben dedim..

  • 40. tip hariç kadınları aşık ettirebilecek şeyler

    para, para, para diye zırıldamak değil kesinlikle.

    tip hariç bir insanı aşık ettirebilecek en güçlü şeyler aşağıda. (sadece kadın için değil, erkek için de öyle)

    (bkz: dopamin)
    (bkz: oksitosin)
    (bkz: epinefrin)

    bunlar öyle şeyler ki; insan aşık olduğunda bunları salgılıyor ya da salgıladığında aşık oluyor.

    ilgili başlıklarda neyin ne işe yaradığı var ama kısaca özetleyecek olursak işin sırrı bir insanı "mutlu etmek, heyecanlandırmak".

    etrafınızda parayla mutlu olan ve heyecanlanan insanlar varsa ya da siz onlardan biriyseniz elbette cevabınız para olacaktır. bunda bir sıkıntı yok.

    öte yandan, sizi mutlu eden ve heyecanlandıran para dışında şeyler varsa ve siz birilerine para olmadan bunları hissettirebiliyorsanız ve "katlanılabilecek" bir tipiniz varsa merak etmeyin biri için dünyanın en "yakışıklısı/güzeli" olma şansınız oldukça yüksek.

    yok eğer para olmadan hissedemiyor, hissettiremiyorsanız veya tipiniz "katlanılamayacak" kadar kötüyse çok yazık size.

    çok güzel şeyler kaçırıyorsunuz, haberiniz olsun.

  • 41. asker cenazelerinde artık segah tekbiri çalınacak

    o madalyonun birkaç yüzü var. işin içinden çıkmak o kadar da kolay değil.

    öncelikle şehadet nedir?

    a- kelime anlamıyla bir ülkü uğruna canını feda etmek. (bkz: martyrdom)
    b- islam sünni anlayışıyla allah yolunda can vermek (mesela bazı ilk müslümanlar, sümeyye - yasir vs)
    c- daha geniş anlamda islam'ı yaymak için savaşarak ölmek (bir ucu bedir - uhud diğer ucu cihad kültürü)

    türk silahlı kuvvetleri açısından şehitlerimiz bu grupların hangisine giriyor dersiniz?

    evet türk askeri kültüründe akıncılık uzun süre kullanımda kalmış bir ekoldür. düşmanın komşunun toprağına müslüman olmadığı müddetçe akın yap, yaşarsan devam. ölürsen düşman genelde "gavur" olduğundan işin ucunda şehadet var. kitapta cennetin açıkça müjdelendiği şehit kavramı buradan geliyor.

    akıncılığı bırakıp düzenli batı modeli orduya geçtiğimiz 1820'lerden 1918'e kadar osmanlı ordusunda şehitlik teoride yine yalnız ve yalnız din orjinli gibi görünüyor. vatan uğruna ölmenin de yüceltildiği özellikle 1870 sonrasında epey örnek var ancak şehadet cennete gidilen peygambere orada komşu olunan falan bir kavram. padişah başta olduğu müddetçe şehadetteki islam vurgusu kesinlikle değişmemiştir. buna rağmen osmanlının da hasır altı ettiği bazı konular da yok değil. mesela birinci dünya savaşı tüm cepheler toplamında 215 tabip subay şehit olmuştur. bunların 82'si ise gayrımüslimdir. osmanlı buna rağmen bu subaylara şehit demekten ve yakınlarına şehit hakları sağlamaktan imtina etmemişti. yani son zamanlarında ulus bilincinin de ufaktan konuya duhülü yok değil. böyle bir husus mesela yeniçeri ocağı varken mümkün değildi. zaman geçip gayrımüslümler eşit haklara sahip olunca bu iş biraz değişti. hatta şehit olmak için düşmanla (halifenin düşmanıyla) savaşırken ölme gerekliliği de bir miktar silindi. mesela ertuğrul faciası şehitleri ölürken bir düşmana karşı savaşmıyor da olsalar osmanlı için yine de şehittiler.

    türkiye cumhuriyeti ise asker kökenli bir kuruluma sahip olduğundan 700 yıllık ümmet kökenli bir devleti traşlayıp ulus devlete döndürürken bu daha sonra başlarına çok ekşiyecek küçük ama önemli hususu kodifiye etmiyorlar. bir yerde de edemiyorlar. şehit kavramı ordunun en büyük değerlerinden biri olagelmiş. canını kah halife hazretleri kah vatanı için feda etmiş yüz binlerce genci var ordunun. kimisi cumhuriyetin kuruluşundan sadece beş yıl önce toprağa verilmiş. tsk "bundan sonra şehadet vatan uğruna can veren kimsedir" dese o güne kadar vatan için değil de akıncılıkta cihatta veya ne bileyim viyana önlerinde şehit olmuş yüz binleri artık kendinden saymıyor olacak. onun yerine şehadet vatan ve din uğrundadır dese ee hangi din bu? türk devletinin tanımlanmış bir dini yoktur. türkiye cumhuriyeti laiktir. her dine ve bunların her mensubuna eşit uzaklıktadır. içinde falanca dinin ülkede yüzde şu kadar inananı var diye o dine yakınlık veya uzaklık gösteremez. şehadet kavramı da buna dolayısıyla aykırı olamaz. olmaması lazımdır. onu hiç diyemez.

    bu sürüncemede kalınca sanırım hiçbir şey dememeyi seçtiler. çok yanlış bir karardı ve işte bugün buradayız. az önce sünni islam anlayışındaki şehitlik ile bir ülkü (mesela vatan) uğruna şehitlik arasındaki ayrımın bilincinde olmayan yüzlerce yorum okudum. "vatan için şehitlik olmaz, şüheda arapçadan geliyor islama aittir" diyen bile var. şahitlik - şehitlik - şüheda - aş şahadu kelimelerinin semitik köküne gidersek proto yahudilere de ait çıkabilir çok üzülürsünüz o yüzden hiç gitmeyin bence o taraflara.

    o yüzden artık çok geç de kalınmış olsa bu şehitlik işinin adının bir kere konulması lazım. pkk'ya karşı operasyonda ölenler, trafik kazasında askeri aracı şarampole yuvarlanıp ölenler, izinde ayağı kayıp düşüp ölenler, eğitim birliğinde kaza sonucu ölenler bizim anlayışımıza göre şehittir. çünkü bu insanlar kendi hayatlarını daha yüce bir başka ülkü uğrunda kah savaşırken kah hizmet ederken kaybetmişlerdir. onların bu fedakarlığını hatırlamak ve onurlandırmak bizim için bir ödevdir. onlar ve onlar gibi onbinler yüzbinler ve fedakarlıkları olmasa bu ülkenin neler kayıp edeceğini kimse hesap edemez.

    islam inancında ise bu yukarıdaki örnekler fıkıha göre cennette muhammede komşu olamayacaktır. ölümlerinde islama göre şehadetin gerekleri yerine gelmiş değildir. hatta bu örneklerde neme lazım müslüman olmayanlar bile bulunabilmektedir. ama kimsenin gtü şehit ailesine gidip islama göre sizin oğlan şehit değil çok da sevinmeyin demeyi yemeyeceği için islam uleması bu konuda hep sessizdir. bu ülkenin seküler milliyetçi en üst değerlerinin islamın değerleriyle aynı ismi kullanmasına hiç ses çıkarmazlar. kafayı çevirip başka yöne bakarlar. statüko diyanetin işine yarar. bir de hiç yoktan seküler milliyetçi bir kliğin dinden muaf şehitleri olmasını çekemezler.

    bu bağlamda zaten birbirine girmiş bir şehadet terminolojisi varken chopin cenaze marşıyla ıtri efendi'nin segah tekbirinin karşı karşıya gelmesi bile yüz yıllık bir ihmalden kaynaklanıyor. ıtri efendinin eseri direkt olarak sünni islami bir çağrışım yapıyor ve dolayısıyla şehit törenlerinde onu çalarak şehidin sanki bir cihat şehidiymiş gibi uğurlanması garabetini izliyoruz. acemi birliğinde zehirlenerek ölen ve bu vatanın bir şehidi olan çocuğun segah tekbirle ne alakası var ki? chopin'in eseri ise gayet seküler, dinden imandan bağımsız, acıya ve hüzne odaklanmaya çalışan dünya kültürünün güzide bir eseri. bu topraklara ait olmasa da şehidin islam sancağı altında cihat için değil de vatanı için şehit olması yüzünden gayet iyi bir seçimdi. tüm dünya ordularında çalınması artık içtihat olmuş bu parça yerine yok illa chopin polonyalı diye beğenmiyorsanız, bir türk bestekarın onun yerine tören adımına ve olayın hüznüne uygun bir türk parça bestelemesi çok mu zordu? bu ülkede konservatuar mı yok?

    ama dert o değil tabii. asıl dert ordunun daha da islamlaştırılması. cumhuriyet için canını veren kubilay'ın cihad için ölen kesime çaktırmadan ilave edilmesi. sanki hiç bir şey olmamış türk milleti uyanmamış gibi ışıkları iyice kapamak. ulus devlet hiç olamamış yobaz sürülerin gelecek seçimdeki oylarına bir göz daha kırpmak. peki madem o geri dönüşü olmayan yola giriyorsunuz bari hazır orduyu islamlaştırmışken şehit kimdir neye denir onu da bi yazıverin de yüreği islamdan ziyade vatan için çarpan bizler de ne için ölüyoruz onu bir bilelim artık yav.

  • 42. kyk yurtlarında 25 gb aylık akk devreye girmesi

    siz burada tuzu kuru olup atıp tutanlara bakmayın. allah'ın dağına yurt açıp öğrencilere hiç bir sosyal imkan sağlamıyorlar. 20 yaşını aşmış adamlara gece yurtta kalmamak için izin imzalatıyorlar. akşam 23'ten sonra yurtlara sokmuyorlar, dışarı çıkarmıyorlar. yurt hayatının nöbet hariç askerlikten hiç bir farkı yok. internetten film izlemeyi, oyun oynamayı "lüks" görüyorsanız bence zaten malsınız.

    yurt ilim bilim yuvası mı olum adamın evi ulan evi. yurt yatakta taşaklarını serdiğin, arkadaşlarla geyik muhabbeti yapıp, dişlerini fırçaladığın yer. içeride herkesin kalem, cetvel, laboratuvar önlüğü ile mi dolaştığını sanıyorsunuz anlamıyorum anasını satayım.

    vizyonsuz, mantıksız ve talihsiz bir uygulamadır.

    ekleme: yıllar önce bir avrupa ülkesinde kaldığım yurtta 1gbit sınırsız internetim vardı. varın gerisini siz düşünün.

  • 43. superman'in itiş gücünün kaynağı

    süperman'in her bişeyi faul . genelde fizikle arası iyi olanlar batman'i sever zaten.

  • 44. cristiano ronaldo

    messi'nin barnabeu'da formasını gösterdiği, insan değil oğluuum diye ilan ettikleri gün şunu yazmıştım: (bkz: #67687228)

    dediğim de oldu. messi evinde oturup ronaldo'nun önce la liga'yı, sonra şampiyonlar ligi'ni, sonra uefa süper kupasını ardından da bizzat dibinde ispanya süper kupasını kaldırışını izledi.

    messi'nin sistem oyuncusu olduğu gerçeği maalesef uydurma değil. kendisi dünyanın en iyi 2 oyuncusundan biri ama maalesef sistem arıyor. xavi ve iniesta gittiğinden beri aynı olmadığı aşikar. tam tersi ronaldo mesut ve di maria gitmesine rağmen çok daha iyi oldu. bunu kanıtlamak için şöyle bir görsel koymak istiyorum: tık

    higuen; real'de ronaldo ve juventus'da dybala ile çatır çatır oynadı, oynuyor ama nedense arjantin milli takımının en suçlusu. hep kaçırdığı için messi kupa kazanmıyor-muş.

    angel di maria; real'de çılgın attı. sonra gitti psg'de de aynı oyunu oynadı. gelin görün ki arjantin'de bir türlü messi ile başarılı olamadı.

    kun aguero; city'de taş gibi top oynuyor ama nedense arjantin'de bir türlü başarılı olamıyor, messi ile anlaşamıyor.

    ronaldo ise manchester united'da, real madrid'de, portekiz milli takımında yanında kim olursa olsun oynadı ve kupa kaldırdı. messi insan değil yeee dediğiniz zamanda ronaldo münih, atletico madrid ve juventus'a 10 tane gol atmakla meşgüldü. aynı ronaldo sadece 5 dakika oyuna girerek barça'ya da çakmasını bildi.

    messi'nin ise sanırım geçen seneye kadar ingiltere topraklarında ingiliz takımlarına golü yoktu. siz düşünün.

    ama ronaldo hiç estetik değil yeee. ya kardeşim, bana ne estetikten? futbolu futbol yapan estetik değil goldür. güzelleştiren estetiktir. messi estetik evet, ronaldo estetik idi, artık değil. fakat ronaldo şekil yapmayı bırakıp işine odaklanmayı tercih etti. sonuç: 1.5 sene içerisinde kupa üstüne kupa. "estetik savunması" yapan adam da beşiktaşlı he. mario gomez gibi bir adam geldi geçti senin takımında. estetik miydi? sıfır. adamın bir tane şekil golü yoktu. atar işine bakardı.

    istediğiniz kadar tatava yapın. şuanda, dünyada, aktif olarak oynayan en iyi oyuncu cristiano ronaldo'dur. yanında kim olursa olsun aynı oyunu oynayan ve çılgınlar gibi gol atıp takımına, takımlarına kupalar kazandıran biri.

    tabii daha sene başı, konuşmak için çok erken ama %51 ihtimal messi bu sene de evinde ronaldo'nun kupalar kaldırdığını izleyecek. üzgünüm, gerçekler bunlar.

    ekleme: şimdi şunu belirteyim, ben objektif bir adamım. spor mevzusu için küfür etmeyi de tercih etmem. varsa da söyleyin siler, özür dilerim. bundan birkaç ay önce messi ve ronaldo karşılaştırması yapıp cristiano ronaldo vs lionel messi başlığına koymuştum: (bkz: #67876255)

    orada ronaldo'nun kupalarına +4 ekleyeceksiniz sadece... aşağıda bir arkadaş "bu zekayla iyi gelmişin" demiş de daha yazdığımı okumamış. sağolsun. o öyle yazınca inat ettim messi'nin 116 şampiyonlar ligi maçına baktım. messi, ingiltere takımlarına karşı 26 maça çıkmış ve toplamda 18 gol atmış. fakat gelin görün ki bunların yarısı ezik arsenal'e. chelsea ve liverpool'a tek bir golü dahi yok. 2013'e kadar ingiltere deplasmanlarında tek bir gol dahi atamamış. 12 ingiltere deplasmanında 3 golü var: 1 city, 2 arsenal. 2013'te the guardian yazmıştı messi ingiltere'ye gitse ne olur diye ordan aklımda kalmış.

    ekleme 2: bir de milli takım ile aldığı kupaya çok salakça bir eleştiri yapmışınız. adam o maça kadar tüm maçlarda oynamış ve takımın gruptan çıkmasını sağlayan maçı tek başına almış. ama tüm maçlarda oynayan adam finalde oynamadı diye mi kupayı kaldırmamış oluyor? böyle salakça bir şey olabilir mi? 3 gol atmış turnuvada, daha ne istiyorsunuz?

  • 45. iphone 8

    iphone x'i beğenmeyen insanlar zaten iphone 7 alırlar çünkü fiyatı düşecek. sadece kablosuz şarj özelliği için kimse 8'e para vermez.

  • 46. rabbin seni terk etmedi

    allah'a şahsi dilek cini muamelesi yapıp beklediği olmayınca trip atan garip bir psikolojinin sonucunda ergen ruhluların kendince dalga geçtiği ayet.

    bir sıkıntı yaşayınca rabbine sığınanı allah'ın o an şıp diye problemini çözecek bir deus ex machina durumu gerçek dünyada yoktur. allah kendisine sığınanın o problemi göğüsleyebilmesi için yanında yer alır, kendisine sığınanın göğsünü ferahlatır. bu problem sonucunda dağılıp insanlıktan çıkmasını engeller.

    eğer bu problem çözülecek gibi değilse bunu sağlam bir şekilde göğüsleyebilmeyi sağlar.

    zira peygamberlerden kendi kavimleri tarafından acımasızca öldürülenlerde olmuş . din ile ilgili anlayamadığınız şey bu dünyada işlerinizin rast gitmesinden ziyade ruhununuzu ne ölçüde olgunlaştırdığınızdır. gerisi arkaplan olaylardan ibaret.

  • 47. qarabağ'ın bile beşiktaş'ın rekorunu kıramaması

  • 48. 18 yaşında kız 36 yaşında erkek birlikteliği

    36 yaşındaki adam 18 yaşındaki biriyle kafa olarak anlaşıp konuşabiliyorsa o adama yazık zaten.

    ben bile bir üniversite öğrencisi olarak 18 yaşındaki liseli ergenlerle çok sağlıklı diyalog kuramıyorum. bu adam eğer 18 yaşındaki bir bireyle dünyaya aynı yerden bakabiliyorsa son 18 yılını boşa yaşamış demektir. ha bahsettiğiniz şey tek gecelik bir şeyse de 18 yaşındaki bir bireyle 36 yaşındaki biri arasında gerçekleşen türünün adı kullan-at oluyor zaten. asla birliktelik değil onun adı.

    edit: yazmayı unutmuşum bu birlikteliği asla normal ve sağlıklı bulmamakla beraber gelip burada gayet normal 18 yaşını geçmiş reşit rerererörörö yapan adamlara da şunu sormak istiyorum: 18 yaşında bir kız çocuğunuz olduğunu ve 36 yaşındaki bir adamla olmak istediğini düşünün. içiniz rahat olur muydu?

  • 49. efsanevi breaking bad replikleri

    "iyi seyirler yo!"

    taşkano

  • 50. kitapçıda hissedilen kitap çok ömür az anksiyetesi

    suphesiz secmeyi bilmemektir. kucuklugunuzden beri kitap okumuyorsaniz boyle bir endise yasamaniz gayet normaldir. oysa gercek bir kitap kurdu hangi turu ve hangi yazarlari arayacagini bilir ve kitapciya girdiginde o bolume/bolumlere yonelir. her cicekten bal almaya calisip da o kitap bollugunda kaybolanlar ise kitaptan anlamayan, kitap kulturu gelismemis tiplerdir.