Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. hayvana tecavüz edene bir şans daha verelim

    islamcı tayfanın en büyük problemi kimi ve neyi sikebiliriz olup bu sorunu çözmek için hukuku ortadan kaldırmak ve kimi ve neyi sikebileceklerine toplumu ikna edebilmek için atılmış adımlardan birisi.
    bir devlet düşünün tüm gündemi seks üzerinden dönüyor.
    açlık hakkında konuşan yok, cehalet hakkında konuşan yok. tüm dert kimi ve neyi sikebiliriz.
    kaptanın seyir defteri:yıl 2016 ülke hukuku askıya almış evlilik dışı ilişkiyi yasaklayıp çocuk ve hayvan tecavüzüne meşrulaştırmaya çalışıyor.

  • 2. gece yarısı ağlayarak soğuk bulgur pilavı yemek

    hayatın sillesini yemiş olan; ezilmiş, hor görülmüş, dışlanmış, reddedilmiş fakir bireylerin, intihar edemeyecek kadar korkak biri oldukları için, gecenin bir yarısı gözlerinden yaşlar süzülürken içlerindeki isyanın dışa vurması ile yaptıkları hüzün ve keder dolu eylemdir. alınan her kaşık bu kahpe hayata fırlatılan bir isyan mızrağı niteliğindedir.

  • 3. 20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçı

    muhabir: kadıköy'de çok zor bir 90 dakika bizi bekliyor diyebilir misin?

    sabri: kadıköy'de çok zor bir 90 dakika bizi bekliyor.

  • 4. şangay 5'lisi bizi rahatlatır

    tam olarak "varsa yoksa ab’ demeyin, şanhgay 5'lisi bizi rahatlatır" olan erdoğan açıklaması, 15 temmuz'dan sonra türkiye'nin bir eksen kayması yaşayacağı belliydi. başkanlık tartışmaları da bundan bağımsız değil zira şanghay 5'lisinde demokrasi adına bir şey yok. rahatlama meselesi erdoğan ve akp'nin rahatlaması şeklinde olacak.

    edit: ab terör destekçisi diyenler görüyorum. haklılık payları olmakla birlikte gözden kaçırdıkları bir nokta da var: şanghay 5'lisinin başını çeken çin ve rusya pkk'yı terör örgütü olarak tanımaz. ayrıca pyd sadece brüksel'de büro açmadı; moskova'da da bürosu var. bu da akp dönemi türkiye dış politikasının başarısızlığının göstergelerinden biridir.

  • 5. gsli futbolcuların önünde 6 yapan fbli çocuk

    istiklal marşı esnasında nasıl durması gerektiğini bilmemektedir.

  • 6. cinemaximum

    adamlar tekel oldular ske ske bunlara gidiyoruz diyenler sayesinde ülke bu halde.
    gitme amk sanki oksijen sanki su.

  • 7. sözlük yazarı tarafından dolandırılmak

    kardeşim lafını bu kadar kullanan birini gördün mü kaçacaksın abicim.

  • 8. şangay 5'lisine alınmazsak olabilecekler

    bize hiçbir şey olmaz. şangay 5'lisi zaten batmakta olur, ahlaken çökmüş olur, bize ders verecek konumda olmaz, önce kendilerine bakmaları gerekir vs. bize nolcak lan.

  • 9. volkan demirel

    20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçında neden oynamadi anlamadim.

  • 10. robin van persie

    allahın izniye bugün döşemecilik işine başlayacak olan über hollandalıdır. kendisine yeni işinde başarılar diliyoruz.

  • 11. tv'de görünce ani kanal değişimine sebep kişiler

    (bkz: rte)

  • 12. ali koç'un gs'ye her sene koyarlar tezahüratı

    "koyarlar" kısmına katılmamış. utandı heralde :))
    çocuklar gibi zıplıyor adam. kızını öpüyor falan. en kısa sürede başkanımız olur umarım.

  • 13. recep tayyip erdoğan'ın kültürel birikim seviyesi

    havaryu, vanmünüt white sea düzeyinde ingilizce;

    osmanlı torunuyuz düzeyinde tarih;

    prompterdan konuşabilecek düzeyde dil bilgisi;

    en iyi biz biliriz düzeyinde araştırma ve öğrenme;

    sen kimsin yaa düzeyinde istişare;

    kandırıldık düzeyinde sorgulama yetisi;

    başçoban düzeyinde devlet yönetme kabiliyeti;

    ile büyük bir kültürel birikim ve donanıma sahip seviyedir, reisimizin seviyesi.

  • 14. fenerium'un çıkardığı hello kitty tişörtü

  • 15. kpss ortaöğretim 2016'da sorulan apartman sorusu

    çok kolay bir soru olmasına rağmen sosyal medya'da çok zor olduğu iddia edilmektedir.

    http://hizliresim.com/bkq3vg

    afedersiniz ama bu soruyu çözemeyen devlet memuru olmasın zaten. sonra ne dediğinizi anlamayıp suratınıza bön bön bakan memurlarla muhatap olmak zorunda kalıyoruz.

  • 16. nusr-et tuvaleti

    camı da dar, yüksekte ve küçüktür. kaçmak için müsait değildir.

  • 17. beymen'de 3300 tl'ye satılan kitap

    arkadaşlar yeni bir din denemiş galiba. bu da onların kutsal kitabı.

  • 18. demba ba

    hahaha.

    futbolun böyle güzel olduğunu görün lan işte. adam arkadaşı sow'un maçını izliyor, fenerbahçe tv röportaj yapma nezaketini gösteriyor, demba ba tebrik edip bir de tatlı bir laf sokuyor, fenerbahçeli atıf gülüyor, spikerler gülüyor.

    hoş bir şey futbol böyle olunca. futbola bunlar lazım. birbirine küfür eden, boğazını sıkıp, çükünü gösteren yobaz yaratıklar değil.

    bir beşiktaşlı olarak oldukça hoşuma giden ve gecemi neşelendiren futbolcu. seviyoruz seni reis.

  • 19. 20 kasım 2016 hulusi akar'ın öso yorumu

    "öso'dakiler ılımlı muhalif, ülkelerini kaybetmemek için çalışan namuslu insanlar" şeklinde olan hulusi akar yorumu.

    tsk'nın geldiği içler acısı durumun en net göstergesi. laik bir ülkenin ordusunun başındaki isim, 'cihatçılar' için 'ılımlı muhalif' diyorsa varın gerisini siz düşünün.

    edit: daha fenası 'öso içinde el kaide ve el nusra yok' demiş.

    nasıl yok yahu? el nusra'nın el kaide'nin suriye kolu olduğundan bile bihaber ayrıca.

    edit 2: laik fransa'nın da öso'yu desteklediği yönünde mesajlar alıyorum. laik bir ülkenin kendi çıkarları için, cihatçıları desteklemesi emperyalist politikalar açısından tutarlı. tutarsız olan 'öso'nun masumlaştırılmasıdır. fransa nerede türkiye nerede ayrıca. fransa emperyalist bir ülke, türkiye ise ancak emperyalist özentisi bir ülke... hem de etnik ve mezhepsel yapısı kırılgan.

  • 20. 20 kasım 2016 100. yıl evleri rezaleti

    amacı çok güzel ama içindeki binbir işgüzarlığın döndüğü facebook grubu.

    1- ilke şahin ve alican develioğlu tarafından verilen sözde ücretsiz 219-119-120 dersleri.

    kendileri bu dersleri ücretsiz olarak vereceklerini söylemişlerdi. bir defa online olarak verildi. sonra da hiç verilmedi. özel ders ilanı olduğu açıkça belli olan bir olaydı. odtülü bile olsalar grup üyeleri bu yalana kandı. kazanan saati 200 tl'den özel ders veren ilke şahin oldu.

    2- ntp isimli müzik grubu

    ilke şahin beyfendi bu grubu "100. yıl evleri resmi müzik grubu" olarak sıfatlandırdı. lan neyin resmisi be adam ? devlet kuruluşu mu grup ? pek çok insan kendi sayfasının reklamını yapamazken arkadaşlar gayet güzel bir reklam yapıp üzerinde partilerinin reklamını yaptı. ( ha bu arada grup leş bana sorarsanız.)

    3- çaktırmadan verilen mekan viralleri

    komple teorisi değildir kesinlikle. nasıl işliyor: birisi "hocam çankaya'da şöyle bir mekan var nasıl sizce ?" diye bir post açıyor. ardından seçilmiş kişilerimiz şöyle güzel, böyle güzel diye yorum yapıyorlar.
    ya da hocamızın teki "hocamlar esat tarafında rakı içmelik yer neresi var?" diyor. belirli kişilerimiz hemen şurası var, aa evet ben de duydum orayı gibi yorumlar yazıyor.

    4-bedava dağıtılan ama aslında adminlere para verilerek reklamı yapılan bilet promosyonları

    "hocam if'te şöyle bir konser var. sağolsunlar bizi de davet ettiler. buyrun yorum yazan ilk 10 kişiye bilet bizden hediye." diye yazılır ve adminlerin cebine para girer.

    5-sürücü kursu virali rezilliği

    ilke şahin'in admin olmadığı zamanda ise arkadaşlar bir sürücü kursu ile anlaşmışlar. sanki insanlar oraya gitmek zorunda gibi bir hissiyat yaratıp bunu grupta yaymışlardı.

    6-diğer grupların paylaşımına "reklam" diyerek izin vermemek

    batıkent-odtü araç paylaşım grubunun gönderilerine izin vermemiş arkadaşlar reklam diyerek. ulan içinde "para" geçmiyor bu araç paylaşım grubunun, sen ne reklamından bahsediyorsun ? reklam nedir, ne değildir lütfen (bkz: tdk sözlük)

    evet. şimdi anıl payan isimli diğer admin diyor ki: "ozan cumhur (kurucu) gruptan para kazanmaya çalışıyordu. biz de o yüzden ayrıldık." peki siz ne yapıyordunuz sevgili hocam ?

  • 21. 20 sene sonra bu ülkede milyonlarca rok olacak

  • 22. spor salonuna taytla gelen türbanlı kadınlar

    içinizde hala caps vermeyen hayvanlar var

  • 23. fatih terim

    hayır da, kendisi gelse yardımcıları hasan şaş ve ümit davala olacak. bunların şimdi ki ekipten tek fazlası, ümit davalanın rap kariyeri.

  • 24. g.saray'ın kadıköy'de kazanamamasının nedeni

    şimdi okuyacaklarınız, bir galatasaraylı'nın gözünden 16 yıllık kazanamama öyküsüdür.

    hazırsanız başlıyoruz.

    * * *

    (bkz: 6 mayıs 2001 fenerbahçe galatasaray maçı)

    kadıköy'de galatasaray'a karşı yenilmezlik serisinin başladığı maçtır. mircea lucescu'nun "köpekler istedi diye atlar ölmez" açıklaması yüzünden oldukça gergin bir atmosferde başlamıştır. karşılaşma öncesi fenerbahçeliler tarafından rakip takım koltuklarına bırakılan gübre ve yumurta organizasyonu ile hatırlanır. sahaya atılan idrar torbaları yüzünden sidikli derbi olarak litaretüre geçmiştir. emre belözoğlu'nun galatasaray formasıyla çıktığı son derbi mücadelesidir. sarı-lacivertlilerin 2-1 üstünlüğü ile sona ermiştir. sezon sonu şampiyon fenerbahçe, lucescu'nun atları ise pastırma olmuştur!

    * * *

    (bkz: 16 şubat 2002 fenerbahçe galatasaray maçı)

    galatasaray'ın bir adet yavşak yüzünden 7 kişi tamamladığı maçtır. buna rağmen 1-0 gibi gayet makul bir skorla kadıköy'deki en tatlış mağlubiyetini almıştır. sezon sonu şampiyon olarak 3. yıldızı ezeli rakibinden önce takmıştır. gel gör ki kendisini şampiyon yapan, dünyanın en efektif hocasını göndererek bir çuval inciri berbat etmiştir. bir sonraki kadıköy derbisinde başına gelecek iş vardır!

    * * *

    (bkz: 6 kasım 2002 fenerbahçe galatasaray maçı)

    hafızamdan sonsuza dek silmek istediğim kabus gecem. arkadaşım berk'le birlikte kahvehane'de izlemiştik. altıncı golden sonra kendisine dönüp "hadi siktir olup gidelim burdan" dediğimi dün gibi hatırlıyorum. bir şeyi daha itiraf edeyim. mübalağa ettiğimi düşünebilirsiniz, inanın doğruyu söylüyorum. koşarak çıktık kahvehaneden! hem de arkamıza bile bakmadan. 100-150 metre hiçbir şey söylemeden sadece koştuk, koştuk ve koştuk... kafayı dağıtmak için iskeleye indik. bilmem kaç derece soğukta gecenin bir yarısı boxer'la denize girdik. sonra eve geçtik, sabaha kadar playstation 1'de winning eleven oynadık. yine de üstümüzden atamadık yaşadığımız şoku. o hafta bitene dek okula gitmedik. amına kodumun fenerbahçesi'nin varlık sebebidir bu maç. sırf bu galibiyet için kurulmuş ibneler.

    * * *

    (bkz: 29 şubat 2004 fenerbahçe galatasaray maçı)

    rambo okan'ın izleyebilmek için bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'nden kaçtığı derbidir. fenerbahçe'nin 2-1 üstünlüğü ile sona ermiştir. tribünlerde açılan pankartlarda çok sayıda imla hatası mevcuttur. dahi anlamına gelen de'yi doğru yazamayan taraftarlar dışarı atılmıştır. şaka bir yana, harıl harıl "yeni hagi" arayan galatasaray adına bok gibi geçen derbidir. iş bu sezon da 50 maç yenilgi yüzü görmeyen beşiktaş'a bir takım oyunlar oynanmış ve şampiyonluk el değiştirmiştir.

    * * *

    (bkz: 22 mayıs 2005 fenerbahçe galatasaray maçı)

    fenerbahçe'nin eze eze yenerek şampiyonluğa ulaştığı maçtır. karşılaşmanın tek golünü marcio nobre kaydetmiştir. maçın ardından kurulan platformda fenerbahçeli oyuncular gelmiş geçmiş en güzel şampiyonluk kutlamasını yaşarlar. üzerinde pierre van hooijdonk ve nicolas anelka'nın gezindiği oldukça taşaklı bir platformdur bu.

    * * *

    (bkz: 22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçı)

    fenerbahçe'nin zinciri kopmuş pitbull gibi saldırdığı, galatasaray kalesini saddam'ın sarayı gibi bombalığı, derbi galibiyetlerini seriye bağladığı, çılgın golcü luciano'nun coştukça coşturduğu, 4-0'lık net bir skorla evire çevire patakladığı, tuncay şanlı'nın meşhur "hindi baba hindi" nidalarıyla şampiyonluk turu attığı.... neyse uzatmayalım. 2 hafta sonra saat 20:45'de kafasını aldığı derbidir efendim. (gülücük)

    * * *

    (bkz: 3 aralık 2006 fenerbahçe galatasaray maçı)

    gelelim zurnanın zırt dediği maçaaaaaaaaa. 100 yıllık ezeli rekabetin en iğrenç, en tiksinç görüntülerine sahne olan, futbol dışında her türlü pisliğin döndüğü, kelimelerle ifade edilemeyecek bir maçtır efendim. yani söze nereden başlasam bilemiyorum. atılan maddeler yüzünden koskoca galatasaray teknik direktörü maçı kanlar içinde izlemiştir. öyle rezilliklerin yaşandığı bir maçtır ki bu, intikamı çok acı olur. galatasaray taraftarı yaşananları unutamamıştır. ali sami yen'de oynanan ilk derbide 10 misliyle karşılık vererek; "o iş öyle öyle olmaz, böyle olur o.. çocukları!" diyerek holiganizme çağ atlatırlar.

    * * *

    (bkz: 8 aralık 2007 fenerbahçe galatasaray maçı)

    fenerbahçe'nin ligde 31 puana yükselmesini sağlayan maçtır. nitekim sezon sonuna dek 31 çeke çeke gittiler. ammavelakin cevat güler önderliğinde 6'da 6 yaparak mutlu sona ulaşan sarı-kırmızılılar oldu. haa bu arada unutmadan! renksizlerin göt oluş anını birkez daha hatırlayalım. sahi ne diyordu ezikler? "zalad gelsin sizi kurtarsın" hahaha :))

    * * *

    (bkz: 9 kasım 2008 fenerbahçe galatasaray maçı)

    aslında bu maç çok farklı olabilirdi. ilk golü lincoln atmıştı, hemen ardından bir tane de serbest vuruştan salladı ama geçersiz sayıldı. sonra selçuk şahin saçma sapan bir vuruş yaptı, emre aşık kendi kalesine attı derken film koptu gitti. galatasaray sahaya iğrenç ötesi turuncu renk bir forma ile çıkarak buz mavisi umbro'ya rahmet okutmuştur.

    * * *

    (bkz: 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçı)

    hakemin kafasının daha maç başlamadan yarıldığı, fenerbahçe sahasının 200 sene kapanacağı yerde 2 maç ile paçayı yırttığı bir kadıköy klasiğidir. ekşi sözlük'te ortalığı birbirine katan ilk derbi olma özelliğini taşır. 3-1 bitmiştir. son düdüğün ardından şükrü saraçoğlu bayram yerine dönmüştür ve insanı kıskandıran çok özel görüntüler ortaya çıkmıştır. ciguli'den "çalgıcı karısı binnaz" şarkısını 50 bin kişi aynı anda söylemiştir. nilüfer'in "bir masum mor menekşe ağlıyor mu ne?" parçası yine ilk kez bu maçta çalınmıştır. ligin son haftasında ise bursaspor-beşiktaş maçı 2-2 bitince şampiyon fenerbahçe olmuştuıdasfasdfsfsofls.

    * * *

    (bkz: 24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçı)

    ikinci gheorghe hagi döneminde oynanmıştır. galatasaray maça oldukça rahat çıkmış, hayatının topunu oynamış ve fenerbahçe'yi skip atmıştır. galatasaraylı oyuncular ve taraftarlar maç sonu kaçan galibiyete çok üzülmüştür. (0-0) iş bu sezon şampiyonluğa koşan trabzonspor'a karşı bir takım oyunlar oynanmış, ekinler ekilmiş, buğdaylar başak vermiş, tarlalar sürülmüş ve şampiyonluk el değiştirmiştir. (sonrasını biliyorsunuz)

    * * *

    (bkz: 17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)

    galatasaray'ın ilk 15 dakikada 2 gol yiyip, geri kalan 75 dakika boyunca tek kale oynadığı, deyim yerindeyse ortalığın amına koyduğu ve fenerbahçe'nin götü zor kurtardığı maçtır. milan baros'un 90+3'de direkte patlayan dokunuşu ile hatırlanır. 2-2 sona ermiştir. galatasaray ligi en yakın rakibinin 9 puan önünde tamamlamasına rağmen sezon bir türlü bitememiştir. futbol federasyonu galatasaray'ın 9 puanının yarısını siler ve "süper final" adını verdiği 6 haftalık sikko bir turnuva düzenler. fenerbahçe şampiyon olana dek oyunlar sürecektir. lakin ki öyle değildir.

    * * *

    (bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)

    veee züpper final! maçın oynanacağı tarihten günler önce galatasaray başkanı ünal aysal'ın; "beyler yapmayın, köpekbalığını başımıza sarmayın" ikazına rağmen, başta aziz yıldırım olmak üzere, yıldırım demirören ve yayıncı kuruluş, olası bir fenerbahçe galibiyetinden emin olduğu için ünal aysal'ı dinlemeyip kupayı stada getirirler. 90 dakika sona erdiğinde fenerbahçe şampiyon olacak, cümle alemin gözüne soka soka kupasını kaldıracak, 3 temmuz'dan itibaren kendisini yok etmeye çabalayan "küresel güçlere" nispet yapacaktır! (yarramı yapacaktır)

    bir rivayete göre o gece bağzı kimseler, laff-a-lympics'de sürekli hile yapan "gerçek kötüler" misali, dut ağacından yapılma istekayı avrad-ı mahil bölgelerinde hissederler. galatasaray'ın kupayı statta almaması için her türlü faşizm uygulaması ve pislik denenir. fışkiyeler açılır, ışıklar kapatılır, koridorlar yıkanır, kapılar kilitlenir, internet kesilir vs.. oysa kendileri şampiyon olsalar idi, kurulacak alevli malevli platformda marşlar, konfetiler eşliğinde alacaklardı kupayı. yıldırım demirören'de "eki eki" sırıtarak poz verecekti dünyaya. lakin evdeki hesap cim bom'a uymaz. zira galatasaray'ın olduğu her yerde daima umut vardır. aslında o geceye dair en güzel sözü, son düdüğün ardından sıcağı sıcağına konuşan johan elmander söylemiştir; "we fucking played great the whole season."

    yani diyor ki adam; "biz daha iyi sikinceye kadar en iyisi bu."

    * * *

    (bkz: 12 mayıs 2013 fenerbahçe galatasaray maçı)

    galatasaray'ın ligi ve avrupa'yı toza dumana buladığı bir sezonda, hiçbir sike derman olmayacak bir adet 3 puan kaybettiği maçtır. canları sağolsundur. aslında bu maça dair konuşulması gereken başka şeyler var. fenerbahçe camiası geçen zaman içinde insanlığa dair herhangi bir evrimsel gelişme göstermediğini bir kez daha ispat eder. volkan'ın sabri'ye saldırması, emre'nin sürekli parmak sallayarak küfretmesi, webo'yu yerden kaldırmak için elini uzatan melo'yu itip kakması, meireles'in şortunun altından galatasaraylı oyunculara sikini göstermesi, fenerbahçe taraftarı'nın eboue'ye muz fırlatması. türk futbolunun yüz karası derbilerinden bir başkasıdır. son düdüğün ardından galatasaraylı oyuncular sahanın ortasında kenetlenip şampiyonluğu kutlarlar. ayrıca fenerbahçe tarihinin yüzü akı olan alex de souza'nın harcandığı sezon yine bu sezondur. (seni seviyoruz alex)

    * * *

    (bkz: 10 kasım 2013 fenerbahçe galatasaray maçı)

    lig tv'nin "ibne galatasaray" tezahuratını sansürlemeyip "her yer taksim her yer direniş" sloganını sansürlediği maçtır. standart bir fb-gs karşılaşması olmuştur. iki takımdan biraz daha istekli olan fenerbahçe haklı bir galibiyet almıştır. ligi galatasaray'ın 9 puan önünde bitirip şampiyon olurlar. lakin teknik direktörleri antremanları orospulara göre ayarladığı için kovulur. şampiyonluk kutlamaları sırasında da pavalı köpekler gibi azarlanırlar.

    * * *

    (bkz: 8 mart 2015 fenerbahçe galatasaray maçı)

    fenerbahçe'nin 1-0 kazandığı maçtır. sezon bitiminde galatasaray 3 kupa birden toplayarak 4. yıldızı armasının üzerine kondurur. yıl boyunca "kek kalıbı" esprisi kasan, başta mahmut uslu olmak üzere tüm "gerçek kötüler" vezirin orta parmağını yer. (gacırt)

    * * * *

    (bkz: 25 ekim 2015 fenerbahçe galatasaray maçı)

    1-1 bitmiştir. fenerbahçe'nin golü net ofsayttır. galatasaray'ın 2 net penaltısı verilmemiştir.

    "başkanı dost değiliz der, orta sahası çifte atar, stoperi diz atar, kalecisini söylemeye lüzum yok, top toplayıcısı sahaya bilerek top atar, hakemi penaltıyı çalmaz, yan hakemi ofsaytı es geçer. ondan sonra 'on yodo yoldor kozonomyorsonoz'

    tabi kazanamayız amk."

    * * *

    edit;

    (bkz: 20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçı)

    http://i.hizliresim.com/r6dy4m.jpg

  • 25. milletvekillerinin bizim de çocuğumuz var demesi

    ak parti milletvekillerinin cinsel istismar tartışmalarına http://odatv.com/…ar-allah-muhafaza-1911161200.html bizim de çocuğumuz var] diyerek katılması.

    canla başla önergelerini savunmaya devam ediyorlar. hem de kendi çocuklarını da tartışmaların içine çekerek! allah seviyenizin de müstahakkını versin.

  • 26. 3 aralık 2016 fenerbahçe beşiktaş maçı

  • 27. atatürk'ün entelektüel seviyesi

    tarifi mumkun degildir. ayni zamanda halkinin entelektuel seviyesine katki saglamak icin de vazgecmedigi bir huyu vardi ataturk'un. cok bilinmeyen birkac sey anlatmak istiyorum bu konuyla ilgili.

    ataturk, buldugu her firsatta vatandasa soru sorardi. bilemezler ise "bunu mutlaka arastirip ogren" deyip bir de arastirma ruhunu beslerdi insanlarin. manav, berber, vekil ve aile bireyi diye ayirt etmeden herkese yapardi bunu.

    hatta bir gun dis hekimine gittiginde, o siralar okudugu bir sosyoloji kitabindan birkac soru soruyor. hekim, sorularin yanitina hemen cevap verecek durumda olamadigi icin mahcup oluyor. ataturk de o mahcubiyetten hemen kurtulmasi icin isi biraz sakaya da vurarak "biliyorum siz kendi mesleginizde en buyuk basariyi zaten gosteriyorsunuz layigi ile yaparak. fakat bunun yanisira baska meselelere de ilgi duyup okumanizi tesvik etmek istedim ve bu kadar aykiri konulari bilhassa sectim" diyor.

    bir sonraki randevularinda dis hekimi sorulan sorularin hepsini yanitlamis, uzerine bir de kafasina takilan birkac soru bile sormustu ataturk'e. ataturk hem gurur duymus, hem de mutlu olmustu. hekim icin hemen "bunlara da ilgi duyacaginiza eminim" diyerek bazi kitaplar hazirlatip hediye ediyor orada.

    mesela ataturk'un en sevdigi seylerden biri, bogazda tekne ile turlamakti ve bu tur esnasinda degismeyen bir rutini vardi. o an orada her kim varsa toplanip bir kitap yahut herhangi bir guncel konu uzerine konusulur, istişare edilirdi. gezi bittiginde herkesin bir sey ogrenmis olmasini saglardi

    ataturk her ankara'da bulundugunda, o'na resmi isler disinda yapilacak aksam yemegi ve davetler gibi seyler icin masaya kimlerin cagrilacagini sorarlardi. bu kisiler hep ulkenin aydin insanlari olarak belirlenir ve konusulacak konulari bizzat yazdirip "bugun bu kitaplar, su meseleler uzerine konusalim" seklinde talimat verirdi.

    bir gun ankara musiki muallim mektebi'nde "yurt bilgisi ve tarih" dersi icin hazirlanan mufredati yeterli bulmamis, almanca ve fransizca bazi kitap isimleri vererek bu kitaplardan ceviriler yaraparak mufredatin genisletilmesini istemis. o da yetmemis, kendisi mufredat icin sayfalar dolusu seyler yazarak teslim etmistir.

    velhasil arkadaslar, saymakla bitmez bunlar. ataturk'u yeteri kadar tanimiyor olmamiza ragmen boyle bir yeri var heybemizde. dusunun ki bunlar gibi yuzlercesini yasayip yasatmis. biz de hayran hayran kaliyoruz sadece.

    zamaninin cok cok otesinde, ucsuz bucaksiz, deniz derya bir insandi.

  • 28. wesley sneijder

    galatasaray formasıyla deplasmandaki en son golünü 302 gün önce, tt arena'daki en son golünü ise 546 gün önce atan overrated futbolcu. işin ilginç yanı hala bu adamdan umutlu olanlar var. herifin adam geçmesi yok, top sürmesi yok, ikili mücadelelerde sürekli yerde, hızlı oynamak adına yaptığı zilyon tane pas hatası da cabası. şutlarını çıkar hollanda'nın serkan balcı'sı bu adam. tip olarak da benziyor hani. ofansif orta saha olarak oynamasına rağmen maç başına asist ortalamasında bitik selçuk'un bile gerisinde kalmış. övecek bir şeyini bulamayan fanboyları geçen sene adamın kullandığı taç atışını falan övüyordu. adam hala fener'e attığı 2 golün ekmeğini yiyor. geldiğinden beri sürekli sola çekiyor. daha 10 numara pozisyonunda oynayabildiğini göremedik. sol kanat mı ofansif orta saha mı belli değil. o kadar teknik adam geldi gitti, sneijder'in sola yapışmasına çare bulunamadı. ayağında top tutamayan 10 numara mı olur? top süremeyen 10 numara mı olur? yaptığı asistlerin çoğu korner ve serbest vuruşlardan ortalar. şöyle araya ince gördüğü asist sayısı o kadar az ki bu adamın bu kadar şişirilmesine anlam veremiyor insan. sahada ne verdiğine bakmadan, ismine, etiketine göre yorumlar yapılıyor artık. marka takıntısından başka bir şey değil bu. hele sneijder'i alex ile kıyaslayanlar yok mu futbol cehaletinde ulaşılabilecek son nokta resmen. daha ötesi yok. sneijder, alex'in kramponunun bağcığı etmez. alex'teki virtüözlüğün, teknik becerinin, klaslığın, topa hakimiyetin yarısı sneijder'de yok. bir galatasaraylı olarak, bir futbolsever olarak alex'i sahada seyretmek büyük zevkti. en formsuz zamanında bile bir şekilde sahaya ağırlığını koyardı. sneijder açık ara galatasaray'a gelmiş en overrated isim. bu kadar topla ilişkisi kısıtlı, vasat bir 10 numara izlemedim. 10 numara deyince insanın aklına hagi, alex, delgado, sergen, arda, lincoln gibi adamlar geliyor. bu adamlardaki teknik becerinin, göze hoş gelen futbolun % kaçı sneijder'de var? sahada yılda 4-5m euro'yu hak edecek neler yapıyor çok merak ediyorum. hollanda futbolunun hali ortada. hollanda milli takımının hali ortada. sneijder de bu bitik futbol ekolünün son temsilcisi. izlerken futbol adına gram zevk vermeyen vasat bir futbolcu. ötesi değil.

  • 29. sonsuz cehennemin adil olmaması

    sonlu bir cehennem durumunda, iman etmenin hiçbir anlamı kalmazdı, diyerek savunulmuş ancak evet eğer müslümansan durum zaten tarif edildiği gibi sonlu bir cehennem hayatı.

    yani evet, cezamı çekerim sonra hoop cennete girerim. çünkü ben müslümanım. istediğim kadar iğrenç bir hayat yaşayım, eğer iman ettiysem eninde sonunda cennete giriyorum. karıncayı bile incitmeyen ateistin de canı cehenneme. kimin umrunda.

  • 30. macbook pro

    ileride klavyeyi de kaldırarak büyük bir devrim gerçekleştirecektir. üstüne 599 $ + kdv'ye external klavye satarak devrimin kralını yapacaktır.

  • 31. serdar aziz

    takıma futbolcu alırken en azından x futbolcunun genci diye alırsın, bunlar semih kaya'nın yaşlısını almış. vizyonunuzu sikeyim.

  • 32. lise mezunu memur almak

  • 33. çok güzel bir kadın olmak

    herkes sizi sikmek istedigi icin zordur herhal...

  • 34. arrival

    sahalarda görmek istediğimiz türden bir bilimkurgu (blog | medium | email - maillist)

    uzayda geçmemesine, 15 dakikalık kesintisiz aksiyon sekansları sunmamasına, uçurumdan düşenleri warp içinde giden gemilere ışınlamamasına “rağmen”, bilimkurguyu neden sevdiğimi bana 120 dakikada gösteren bir hikayeydi arrival. (star trek sana söylüyorum, star trek beyond sen anla).

    yüzeyde basit bir soruyla başlıyor: “bize tamamen yabancı bir şeyle nasıl iletişim kurabiliriz?”

    o kadar yabancı ki, iletişim kurmak istemeyebilir veya iletişim kavramından bile bihaber olabilir. yahut askeriyenin “dost mu düşman mı” sınıflandırması yapabilmek için gerekli olan “amacınız ne?” sorusunu anlamayabilir.

    zira sırf içgüdüye dayalı, “amaç” kavramı lugatında olmayan bir canlı, neden yıldızlarası seyahat edemesin? biz hep insan-merkezli düşündüğümüz için, sahip olduğumuz şeyleri (iletişim, amaç, farkındalık, vb) o seviyede bir gelişmenin önkoşulu olarak görüyoruz.

    (aslında bu varsayımı bana ilk sorgulatan, nick bostrom’un paperclip maximizer hikayesi olmuştu. ingilizceniz yoksa şu yeni google translate’i bir test sürüşüne çıkarın bakalım. ya da biraz bozulmuş ve basitleştirilmiş ama türkçeleştirilmiş bir versiyonu sayfanın aşağılarındaki "yz bilinci mavi kutu" başlığında.

    neyse, bu hikayenin önemi şu: bir yapay zeka sürekli kendini geliştirebilir ama bu evrim onu amacını sorgulamaya zorlamayabilir. daha “bebekken” (v 0.1) kendisine insan tarafından bir amaç verilmiş ama aradan 100 versiyon geçse de bu amacı üstünde düşünmeyecek, onun farkında bile olmayacak. dolayısıyla bizi ziyarete gelen “uzaylı” da, hiçbir kötü niyeti olmamasına rağmen, kendi yaratıcılarını öldürmüş ve şimdi de bizim gezegenimizi bir ataç fabrikasına dönüştürmeye gelmiş olabilir).

    ***

    hiç iletişim kurulamayan bir uzaylı hikayesi de gayet ilginç olabilirdi aslında (insanlar üzerindeki etkisine yoğunlaşarak) ve arrival neredeyse o şekilde başlıyor. konuşarak iletişim kuramamanın yarattığı huzursuzluğu, abd sağında etkin olan “talk radio” figürünü kullanarak anlatıyor film. fakat hikayenin asıl çıktığı kapı sapir-whorf hipotezi. (bu kadar karizmatik hipotez ismi olamaz, bence sırf ismi yüzünden bunu “teori” veya “kanun” rütbesine çıkarmak lazım).

    bu hipotez, konuştuğumuz dilin beyin tarafından kullanılan bir araç olmasının ötesine geçip, bizzat beyni şekillendirmesi hakkında. dahası, değişik diller beyni değişik biçimlerde şekillendiriyor. aslında, teknik olarak bu hipotez kesin doğru, zira hemen her yaptığımız şey beyni şekillendiriyor (belli nöron patikaları güçleniyor, alternatifleri çürüyor). ama pratikte, hipotezin iddiası bu şekillendirmenin karakterimize ve dünya görüşümüze etki edecek kadar büyük olması üzerine.

    çok genel bir seviyede bir örnek: insanlar ikinci dillerini konuşurlarken (çiftdille yetişmişlerden bashetmiyorum, epey sonradan başka bir dil öğrenmiş olanlardan bahsediyorum), bu onlara çok doğal gelmediği için beyinlerinin mantık ve planlama tarafını daha fazla kullanıyorlar. fakat sapir-whorf hipotezi bu etkinin de bir adım ötesine geçiyor ve diyor ki, “ikinci dil konuşurken yaşanılan farklılık, anadiline de etki ediyor ve bu etki tek boyutlu değil, kullandığın dilin özelliklerine bağlı”.

    distopyaları seviyorsanız, bu fikir size yabancı gelmeyecektir. orwell, dilin kullanımı konusunda çok hassastı ve 1984'teki ingsoc’un (yeni ingiliz sosyalizmi) temelinde, dilin, eleştirel düşünceyi imkansız kılacak bir şekilde yeniden tasarlanması yatıyordu. ayn rand da komünizmi -ve daha genel olarak kollektivizmi- eleştirmek için “ben” kelimesinin olmadığı bir dil hayal etmişti.

    ***

    bu fikirlerin büyük bir prodüksiyona konu olması bile yeterince heyecan verici ama arrival daha da iyisini yapıyor ve bunu zaman algımıza bağlıyor: konuştuğumuz dilin, sadece karakterimizi değil, zaman kadar temel bir algı çerçevesini değiştirmesi fikri, benim için ideal bilimkurgu harcı. hem “yeterince” bilimsel (mesela çince’de zaman yukardan aşağıya doğru akıyormuş, dolayısıyla bizim gibi solda sağa akan bir ok gibi düşünmüyor insanlar) hem de oldukça yaratıcı (spoiler olmasın diye ayrıntısını vermiyorum ama şu kadarını söyleyeyim, katil uşak değil onun gençliğiymiş).

    fakat her iyi bilimkurguda olduğu gibi, burada da hikaye, heyecan verici ve yaratıcı bir fikirden ibaret değil. fikrin kendisi, öykücülük tekniğini ilerletmek ve daha derindeki hikayeyi anlatmak için kullanılmış (bunun memento’yu ve tabii ki interstellar’ı hatırlatması kaçınılmaz).

    zira “uzaylıyla iletişim” bilimkurgusunun altında iki katman daha var: ilki, “birbirimizle iletişim” hakkında. burası sosyal mesaj kısmı ve biraz aceleye geldiğinden bence filmin zayıf noktası. fakat onun da altında, asıl vurucu kısım olan kişisel bir hikaye bulunuyor. burada işlenen kader, seçim, kayıp gibi temalarla, seyirci olarak karakterlere bağlanıyoruz ve en sonda, filmin diğer katmanlarıyla organik bir ilişki kuruluyor. sanırım bu yüzden, film bittiğinde çoğunluk hemen kalkıp gitmek yerine koltuklarında kalıp fısır fısır konuşmaya başlamıştı (ya da “iki film birden gecesi” vardı da ben bilmiyordum)

    arrival, değişik açılardan ınterstellar, gravity ve contact’ın bir karışımı bir film. ve her iyi kokteyl gibi, parçalarına kıyasla daha lezzetli.

  • 35. bir filistin vardı ne oldu ona

    akp için kullanışlılığını yitirmiştir. tıpkı; halep gibi, bayırbucak türkmenleri gibi...

  • 36. bjklı futbolcuların derbiyi sallamıyoruz pozu

    derbiyi galatasaraylı futbolcular sallamamış, beşiktaşlı futbolcular niye sallasın.

    not:talişkaspor

  • 37. pizzagate

    hala alt-right, trump diye sayiklayan sığırlar var. bernie'ciler, sistem karşıtı anarşistler, solcular, siyasetle alakası olmayanlar da katıldı artık.

    çocuklara dünyayı yönetenler arasında yeralan sapkın bir güruhun tecavüz etmesinden, binlerce çocuğun savaş ve afet bölgelerinden, fakirlikten kırılan ülkelerden kaçırılıp sapkın ve manyak moruk sürüsüne pazarlanmasından rahatsız olan herkes destek veriyor. reddit grubunda kesinlikle siyasete izin vermiyorlar, hatta trump da bu pisliğe bulaştı mı diye araştıran gönüllüler var.

    mesele artık sağcı meselesi olmaktan çıktı. çocuklara, bebeklere tecavüz eden pisliklerin sırf para ve güç sahibi diye kanunlardan muaf olmasını, elit pedofillerin ceza almadan ortalıkta dolanıp sabi sübyana tecavüze devam etmesini sindiremeyen vicdan sahibi herkesin meselesi haline geldi.

    sadece amerika'yla sınırlı değil bu pislik, bazı avrupa ülkeleri ve çin liderlerinin de bulaştığı global bir çocuk pazarlama çetesi olduğu konuşuluyor.

  • 38. jan olde riekerink

  • 39. cay kahve asuman

    islamcı, ahlaksız ve hırsız. ne kadar da anlamlı oldu öyle değil mi.
    bir yandan türlü yalanlarla insanların parasını çalarken, diğer yandan izzet erdiş analizleri yazıp, ibda-c güzellemeleri yapıyor, camiden hocadan, kıldığı namazdan bahsediyor yavşak yavşak. bunların hepsi böyle.

  • 40. yeni zelanda depreminin sebebi eşcinsellerdir

    dinci her yerde dinci...

    --- spoiler ---

    yeni zelanda’da bir papaz christchurch kentinde yaşanan 7.5 büyüklüğünde depremden eşcinselleri sorumlu tuttu.

    kaosgl sitesinin haberine göre, kader kilisesi papazı brian tamaki, pazar günü yaptığı vaazı sırasında dünyanın “bazı insan günahlarına ceza verdiğini” söyledi. “eğer önümüzdeki yıl doğal afetler devam ederse, nedenini biliyorsunuz.

    christchurch'da büyük çaplı depremler daha önce de oldu. 2011’de 185 kişiyi öldüren depremi hatırlayabilirsiniz.” diyen papaz tamaki, depremin eşcinselliğe izin verilmesi nedeniyle verilen bir “ceza” olduğunu ileri sürerek şöyle devam etti: “orada kiliseler hayal edemeyeceğiniz bir cesaretle her türlü faaliyete izin verdiler. cezalarını da buldular. kiliseler kilise gibi değildi. eşcinselliğe izin verdiler, eşcinsel papazlar kiliseye aktif şekilde dahil oldular.”
    --- spoiler ---

    http://odatv.com/…ebi-escinseller-2011161200_m.html

  • 41. emlak balonu

    aile dostumuz olan bir müteahhit var, müteahhit dediysem öyle ufak tefek değil, şu her gün televizyonda reklamlarını gördüğünüz büyük firmalardan birinin ortağı...

    geçen bayramda evine ziyarete gittik adamın, boğaz sırtlarında bir villada oturuyor. ben evin içinde "ulan buranın aylık doğalgaz faturası kaç para tutar kimbilir, bu eve gündelikçi çağırsan herhalde en az 500 lira ister" falan diye düşünüyorum, napalım ruhumuz fakir...

    neyse adama "abi sen bu evi kaça aldın?" demiş bulundum, adam güldü. "ben boğazda güzel bir ev hatta mümkünse şöyle leb-i derya bir yalı arıyordum, birkaç emlakçı ile konuşmaya gittim, bir baktım o yalılar falan 20-25 milyon dolarlardan başlıyor, şu anda oturduğum eve bile sahibi 4.5 milyon euro istiyor ama ben 7.000 dolar kira ile oturuyorum. eve 55-60 senelik kirasını istiyorlar. o para verilir mi? 2 sene burda otururum, ondan sonra da çok güzel boğaz gören bir rezidans yaptırıyoruz, kartal yuvası gibi bir terası var, oraya geçeceğim. bu ne böyle fiyatlar balon olmuş, şişmiş" dedi.

    abi o balonu şişiren sizsiniz, diyemedim...

    evet emlak balonu yok, hı hıı...

  • 42. 19 kasım 2016 superonline rezaleti

    kesin cozum btk. btk deyince sarimsak görmüş vampir gibi oluyorlar.
    yaşadığım bir sorunda cozum bulmuyorlardi. esim "cumhurbaskanligina sikayet edecegim" dedi. https://basvuru.tccb.gov.tr/forms/pgdefault.aspx adresinden sikayette bulunulabiliyor. superonline cumhurbaskanini bile iplemedi. ama btk ye sikayet ettim ertesi gun superonline, turk telekom, sular idaresi ne kadar ilgili kurum varsa kapima geldi sorunu cozmeye.
    btk de otesini birak sevgili arkadasim.

  • 43. josef de souza dias

    adamın çok sağlam paslar atası tuttu, onlar da volkan şen'e denk geldi. yapacak bir şey yok...

  • 44. günde 10 makale yazıp aylık 2500 lira kazanmak

    günde 10 makale yazılacak, kaliteli kaynak kullanılacak. her gün özgün argümanlar savunulacak, e bir günde -bunu bir günlüğüne yapabilmek için bile- 10 farklı konuda kaliteli makale yazabilmek için yeterli bilgi sahibi olunacak. işveren nasa mı diye düşündürür insanı.
    tanım: beyin bedava. *

  • 45. 6 yıl boyunca her gün tecavüze uğradım

    11 yasinda evlendirilmis bir cocuk gelin olan nurcihan'in soyledikleri. cesaretini toplayip bu konu hakkinda konusmus, bu yasa cikmasin, benim cektiklerimi kimse cekmemis demis.
    adam hem tecavuzcu, hem siddet uyguluyor, hem pedofil. kizin alti aylik bebeklerinin bile olmesine yol acmis.

    ulke bu durumda, siz hala rizadan, asktan bahsediyorsunuz. samimiyetinize inansak naif diyip gececegiz ama naif degil, alcaksiniz. umrunuzda degil bir kizin tecavuze ugramasi, imam nikahi var ve aile onaylamissa sizin icin tecavuz olamaz zaten, sizin normal cinsel iliski alginiz bu cunku. kadinin rizasi diye bir sey yok sizin icin evlilik ve aile var sadece aklinizda.

    alintiliyorum:
    “sesimi herkes duysun... sakın hiçbir çocuğu tecavüz edenle evlendirmesinler. benim yaşadıklarımı allah başkasına yaşatmasın. tecavüz eden bir insandan koca olur mu? baba olur mu? adam hırsızlık, gasp ve çocuğuna cinsel istismardan cezaevine girmişti bir hafta önce salıverdiler. bakın benim iki çocuğum var. ilk çocuğumu da şiddet yüzünden 6 aylıkken kaybettim. kızım şimdi 15’ine giriyor. cezaevinden çıkar çıkmaz kızımı aramış cinsel istismara girecek laflar etmiş. korkudan çocuğumu okula gönderemiyorum. boşandım da ne oldu yaşıyor muyum? hayır! o mezara girmeden bana huzur yok. bu adam bana bir hayat borçlu. yalvarıyorum bizim yaşadığımız herkese örnek olsun ve böyle bir yasa çıkmasın!”

    kaynak:
    -http://www.haberturk.com/…lanin-drami-yurek-dagladi
    -http://www.haberturk.com/…nurcihan-bu-yasa-cikmasin
    - http://t24.com.tr/…-her-gun-tecavuze-ugradim,371784
    -http://www.diken.com.tr/…e-boyle-bir-yasa-cikmasin/

  • 46. şirinler gerçek olsa olacaklar

    şirine'yi yakalayıp tecavüz etmeye çalışanlar olurdu.

  • 47. 2016 ekonomik krizi

    ekonomi çok iyi olduğu için bugün yapılan ortaöğretim kpss'ye 2 milyon kişinin girmesi beklenirken 3,5 milyon kişi giriyor.

  • 48. koç tıp'ı bitirip zorunlu hizmetle şırnak'a gitmek

  • 49. kulaklık kablosunu kıyafetin içinden geçirmek

    karşıdan bakan insanların sikinde olmayan olay.

  • 50. içkisiz sigarasız kumarsız zinasız yaşayan insan

    rüşvet almıyor ve kul hakkı yemiyorsa cennetliktir.