Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. haluk levent'in kadınlara tavsiyesi

    adam hakli. ''kadinlara degil erkeklere neden tavsiyede bulunmuyorsun'' diyenler olmus haluk levent'e twitter'da. adamlar anlamiyor iste, oldurmeye devam ediyor, katil olmayi goze almis bir psikopata tavsiye versen ne olur? haluk levent de hic olmazsa kadinlarimiza bir tavsiyede bulunayim demis. bunu bile anlamaktan aciz insanlarin baslarina gelebilecek kotulukten kendilerini korumalarini beklemek aptalliktir.

    (bkz: #110485793)

  • 2. cemal metin avcı

    kendi kızı varmış. insan bir an düşünmez mi. anlamak mümkün değil. profilinde de gazi'nin fotoğrafı var. sana kaldı atatürk aşağılık köpek.

  • 3. şişe açmak için kullanılan en garip nesne

    çok çeşidi gördüm ve kullanarak açtım. halen daha dişiyle açanları görünce şaşırırım ve içim bi kötü olur.

    not: meşrubat ticareti yapıyorum

  • 4. ensonhaber'de pınar gültekin yorumları

    mottoları "ilk başta orospu çocukluğu, en son haber" olan haber sitesinin kendine uygun kitlesinin yorumları.

  • 5. evli erkeklerle ilişkiye giren kadınlar

    pınar gültekin’in ölü bulunması ardından bu başlığa entry girilmesine masumane bakmamak lazım. seks işçiliği yapan bir kadın da öldürülemez, evli biriyle ilişkisi olan kadın da, evinde televizyon izleyen kadın da. şu cümleyi kurduran zihniyetiniz batsın.

  • 6. 184 tl olan asgari ücreti 2324 tl'ye biz çıkardık

    "çalışan kesiminin %7'si asgari ücretliyken, şu an %30'unun asgari ücretli olmasını sağladık, onu da bulamayan 3 milyon haneye de her ay fakir fukara fonundan para pompalıyoruz. herkesi bu yoksulluk bataklığına sürükleyip, etrafımızdaki 50-60 bin insanı milyarder yaptık, vergi de vermiyorlar hepsini sizden alıyoruz çok şükür"

    diye devam etmesi gereken açıklama.

  • 7. 8 tane f35 uçağımızın abd hava kuvvetlerine devri

    abd hava kuvvetlerine 8 adet f-35 almışız. dünya lideri olmak böyle bir şey.

    kıskanın lan bizi!

  • 8. yunan hava kuvvetlerinin 20 adet f-35 uçağı alması

    ege ve doğu akdenizi yunanistan domine edecek demek ki.
    akp rejimi de parasını ödediği uçakların arkasından bakar artık.
    rezaletin daniskası.
    bu ihanete sebep olanlar yargılanmadan kimse türkiyeye hukuk devleti falan demesin.

  • 9. kadın cinayetlerini önlemenin yolu

    kısa vadeli çözümler için ibretlik cezalar verilmelidir.
    uzun vadeli çözümler için ise toplum çocukluktan itibaren bilinçlendirilmeli ve eğitilmelidir. güzel bir toplum mühendisligi yapılmalıdır. tabi bu ikincisi biraz ütopya

  • 10. kişinin kendisini en özgür hissettiği an

    atatürk havalimanı dış hatlar pasaport kontrolünden geçilen an. ne güzeldi..

  • 11. #eyluldeuniversiteleracilsin

    evde psikolojimiz bozuldu çok sıkıldık üniversiteleri açın hüüüüü:(((
    ha? kronik hasta öğrenciler mi? ha? yaşlı ailesi ile yaşayan öğrenciler mi?
    banane yaa canım sıkıldı psikolojim bozuldu üniversiteleri açın hüü :(((
    kampüs kafelerinde boş boş oturmayı özledim hüü:((
    o kadar bencil bir insanım ki boş boş oturma lüksüm binlerce insanın hayatından daha önemli

  • 12. cemal metin avcı chp'li çıktı

    akp'li çıksaydı sözlükte, çıkmayınca ahaber çukurunda değer bulan tipte haber.

  • 13. başkanlık sistemi en doğrusudur demiyoruz

    "daha fazla oy alabilecegimiz sistemleri arastiriyoruz" demenin farkli hali. ama hangi sistem gelirse gelsin gidecekler.

  • 14. 21 temmuz 2020 türkiye yunanistan gerginliği

    navtex, denizcilere emniyet ve denizde çalışma yapılan sahalar hakkında bilgi veren haberleşme cihaz sistemidir. ülkelerin deniz kuvvetleri, denizlerde yapacağı eğitim ve tatbikatların bilgisini önceden bu yolla duyurarak, bu sahalara girilmemesi konusunda uyarılarda bulunuyor.

    böylece araştırmaya üşenenler için navtex'in tanımını da yaptık.

  • 15. nil karaibrahimgil'i itici yapan nedenler

    yarrak gibi adam'ın canlı örneği olması

  • 16. lisedeki istismarı ortaya çıkaran zeynep öğretmen

    sürekli gündemde kalması gereken başlık. bütün gazeteler haber yapana kadar, yetkililer bir adım atana kadar gerekirse haftalarca kalması gerekir. bu ne boktan bir olaydır böyle? sürekli girip bir şeyler yazmak istiyorum buraya ama ne yazayım bilmiyorum. ülkede böyle iğrenç olayların artması tesadüf değildir. ağır yaptırımlar olmadıkça bunlar artacaktır.

  • 17. 21 temmuz 2020 demet akalın tweeti

    kadın cinayetleri o kadar normalleşti ki ölü bedeni saklama yöntemleri garipseniyor.

    edit: demet akalın'ı eleştirmek yersiz. çoğalan şey sıradanlaşır. kadın cinayetleri de fazlalaştıkça sıradanlaşıyor ve cinayetin ardından akılda kalan ve dikkat çeken çoğunlukla öldürülme şekli veya cesedin yok edilme biçimi oluyor. (dolayısıyla demet akalın'ın böyle düşünmesi doğal. sadece yazması gereksiz olmuş )

    oysa 21. yüzyılda işlenen bir cinayetten aklımızda kalanın, 1. yüzyılda yaşayanlardan farkı olmayan insanların hala bu toplumda yaşamasının tuhaflığı olmalıdır.

    problem ;"ya benimsin ya kara toprağın" anlayışıdır.

    problem ; aşk gibi yaşam dolu bir duygunun , ölüm kadar karanlık bir durumla aynı cümle içinde kullanılmasıdır.

    problem ; namusu kadın ile özdeşleştiren zihniyettedir.

    problem ; kadınların ve çocukların , devletin merhametli kudretini tam olarak arkalarında hissedememesidir.

    problem; daha doğarken erkek çocuğu nispeten değerli gören ailelerdedir.

  • 18. sokak jargonundaki müthiş aforizmalar

    cingene gacilarin mahalle kavgasindan:

    - abe kocam siksin seni orospu

    - siksin siksin de am gorsun

  • 19. 319.780 tl'ye organizasyon düzenlemek

    birazdan karşı tarafın yedirdiği paraları anlatacak ad hominem tayfa gelecektir. bizim gibi iki tarafı eleştirenler, kendi grubu içinde al gülüm ver gülüm yapan bu insanlar tarafından bertaraf ediliyor maalesef. olmaz olsun böyle siyaset.

    edit. al işte, bunu yazarken, adam saray demiş.

  • 20. otoparka geri geri park eden insan

    manevradan dolayı, ileri geri yapmaktan araç fazla yakıyor yazmış adam. bu kadar ince düşünmeyin hocam ya. hayat kısa, bu kadar takmamak lazım. nasıl kolayınıza geliyorsa öyle park ediniz.

  • 21. plajda kumun içinde özel masa hazırlatan çift

    şarap bardağında şarap görünümlü vişne suyu içerek süslümanlıklarına yeni bir boyut getirmişler. hristiyanlıkta ekmek ve şarap varsa bizde de pasta ve vişne suyu var.

  • 22. başakşehir'i satabiliriz

    (bkz: serdar bey'e opsiyonludur)

  • 23. ankara'nın en çok sevilen yanı

    istanbul'a, izmir'e dönenleri izlemek.

    tatava yapacaksanız gelmeyin zaten.

  • 24. güzel görünüşlü az yakan hızlı seri ve ucuz araba

    migrosun alışveriş arabaları tam dediğin gibi seri, atik, az yakıyor, şeklide fena değil

  • 25. mars'ın 4k çözünürlükteki görüntüsü

    adamlar marstan saniyede 2mb data aktarımı yapıyor. bizim upload hızımız da saniyede 0.4mb. teşekkürler türkiye.

  • 26. yazarların 2020'de kurban bağışı yapacağı kurumlar

    (bkz: istanbul büyükşehir belediyesi)

    bağışımın gerçekten ihtiyacı olana gideceğimden şüphem yok. diğerleri gerçekten bir şey kesiyor mu ondan bile emin değildim yıllardır.

    başka katılmak isteyen olursa diye link.

  • 27. ekşi itiraf

    bugünkü gibi gündemler beni çok tetikliyor. çünkü yanlış zamanda, yanlış yerde yanlış bir insana hoşuna gitmeyecek bir yanıt vermemin canımdan olmakla sonuçlanabileceğini biliyorum.

    ne hukuk var bizi koruyacak, ne toplumun umrunda, ne siyasilerin. kendimi yalnız hissediyorum. son aylar hayatımın en güvende hissettiğim ayları oldu, hiç evden çıkmadığım için.

    istanbul sözleşmesi’ne saldırıyorlar, sosyal medyaya saldırıyorlar. kadın cinayetlerine, şiddete karşı elimizde zaten bunlar var bir tek. bunları da elimizden alıp canımızı bir erkek panayırının ortasına atacaklarını, bizi sokaklardan yavaş yavaş sileceklerini düşünüp korkuyorum açıkçası.

    bu yüzden hiç evden çıkmadığım günler hissettiğim güven duygusu beni utandırıyor. güvende hissetmek için ille eve, kapalı bir alana sığınmak zorunda olarak yaşamak istemiyorum.

  • 28. gratis'ten 5 dakikada çıkan kız

    kasa sırası sinirini bozmuş olabilir.

  • 29. amazon.com.tr'nin şikayetvar'a cevap verme oranı

    şikayet var kim ? resmi kurum mu? markaları zorunlu bırakarak bağlamaya çalışan platform. amazon siklemeyerek iyi ediyor. kendilerine ulaşırsanız sorununuz çözülür. daha fazlası için tüketici hakem heyeti var.

  • 30. puro ile özdeşleşen ünlü

    albay john smith.

    (bkz: a takımı)

  • 31. 20 temmuz 2020 göktaşı düşmesi

    ılk görüntü paylaşan ben değilim bu arada. daha net bulursam ekleyeceğim.

  • 32. turkcell hatlarımızı iptal ediyoruz kampanyası

    soysuz pezevenkler. arıyor, 79 liralık kampanyamız artık bulunmadığından tarifenizi 109 liraya yükseltiyoruz diyor. başka sözleşmeleri seçeneğim yokmuş.
    hadi bakalım, 25 senelik hattı kapatıyor muyum kapat mıyor muyum.

    edit: 2 dk sonra bir telefon daha geliyor. 79.90 dan devam edebilirsiniz amaaa, platinum paketten çıkartılıyorsunuz.

    arkadaşlar, sizin sözleşmelerinize göre ; belirli bir kişi sayısı altına düşmediği sürece size başlattığı tarifeden devam ettirmek zorunda. ama bunlar orospu çocuğı olduğu için, hattınızı aramaya kapatırlar, aranmaya kapatırlar. uğraşabildikleri kadar uğraşır sizi illallah ettiririrler. bu yüzden sonuna kadar desteklediğim kampanya.

  • 33. ilk buluşmayı tek hareket ile mahvet

    arka cepten 5 liralık kuponu çıkartıp bak tek maçtan yattı almanya ligine güvenme demek

  • 34. yazarların ekşi sözlük'te en sevmediği tip

    soru sorup cevabını aldığında teşekkür bile etmeyenler.
    sanki siri'ye soruyor medeniyetsiz piç.

  • 35. iyi kalpli aşırı duygusal sessiz efendi erkek

    bu erkek benim. türkiye'de yaşıyorsanız sizin için zor bir durum olacaktır.

    1) ilişkilerimde ilk zamanlarda beni çok seven karşı cins bir süre sonra benim herhangi bir olumsuz hareketimi görmemesine rağmen benden soğuyor ve terk ediyor

    2) girdiğim ortamlarda sırf bu özelliklerim yüzünden beni ezik bir insan olarak görüyorlar. 'enseye vur ekmeğini al' gözüyle bakıyorlar.

    3) uzman olduğum konularda benim danışmanlığıma ihtiyaçları varken sırf beni ezik olarak gördükleri için bana en son danışıyorlar. benim vereceğim öneriler yerinde öneriler olsa bile gidip diğerlerinden aldığı önerileri uyguluyorlar

    4) herhangi bir olaya sert tepki gösterdiğimde benden beklemediklerini ve çok şaşırdıklarını söylerler ama benim de insan olduğumu unuturlar.

    bir sürü durum sayabilirim. eminim benim yaşadıklarımı yaşayan erkeklerin sayısı azımsanmayacak kadar değildir.

    artık ben de dayanamayacak noktaya geldim ve bu özelliklerimi değiştirmeye başlama yoluna girmek üzereyim. sabrım da bir yere kadar.

  • 36. göksel gümüşdağ'ın imparatora giydirmesi

    fatih terim’in rte’yle yaşıt olduğunu unutmuş gibi. ucu reise de dokunmuş biraz.

  • 37. masterchef türkiye

    artiste bak o suyu bilerek mi attın diyor.

    girmişsin adamın dibine, artist artist konuşuyorsun. adamın yerinde olsam az öteye git yapraam derdim.

  • 38. pınar gültekin'in katilinin ifadesi

    erkekliğime hakaret etti diyecektir. savcılık ilk ifadesini tehdit altında aldığını söyleyecektir. mahkemede takım elbise giyecektir. hakim bey diyerek mahkemeye saygı gösterecektir. pişman olduğunu söyleyecektir. yakana kadar kendimde değildim alkol ve uyuşturucu almıştık diyecektir. pişmanım diyecektir. pişmanım diyecektir.
    sonucunda ne olacağını düşünüyorsunuz bilmem ama ülkede adalet sistemi ise buna yanıt olarak önce ağırlaştırılmış müebbet diyecek sonra bu 24 yıla tekabül edecek iyi hal(!) indirimi dedikleri indirimle 8 yıl yatarı vardır. ilk yıl yatar ve yattığı günler hesaplanır. tahminimce 4 yıla kalmaz kaldığı yerden aramıza katılır.
    çünkü pişmanım diyecektir

  • 39. gelinlerini 8 yıl boyunca istismar eden kayınpeder

    kayınpederin ifadesinden:

    “eşim (vefat eden ilk eşinden bahsediyor) hastaydı. benimle ilişkiye gireceği zaman yanıma gelirdi. karanlıkta yattığım için bir gece yatağıma girenle ilişki yaşadım. eşimin olmadığını anlayınca, kim olduğunu sorunca, kendisinin a.l. (gelini) olduğunu söyledi. bu ilişki onun zoruyla üç-dört defa olmuştur. diğer gelinime bu ilişkiyi söyleyince, ‘beni bu işlere katma baba’ dedi. eşim öldükten sonra evden gideceğimi söyleyince, a.l. çocuğun benden olduğunu söyledi. ben yaptığım hatayı düzeltmeye çalıştım ancak elime yüzüme bulaştırdım. gelinim a.l’nin zorlamasıyla oldu.“

    götümle bile gülemedim şu ifadeye. avukatının hayal gücüne sıçayım.

    bir de ailem var, cezamı dışarıda çekmek istiyorum demiş. ulan ailene tecavüz ediyorsun diye dava edilmişsin zaten şerefsiz. 54 yıla şaşırdım yalan yok. yeterince zengin değil ya da tanıdığı yokmuş demek ki.

  • 40. müşteri memnuniyetinin sıfır olduğu şirketler

    tüm internet servis sağlayıcıları.

    tüm mobil operatörler.

    tüm bankalar.

    hepsi kan emici köpekler bunların.

  • 41. trabzon sahillerinin içler acısı durumu

    görüntüler trabzon'un çarşıbaşı ilçesinden. her fırsatta ırmağının akışına ölürüm diyen mhp belediyesinin yönettiği ilçede sahil rezil halde. denizden intikam alınıyor sanki. her yer aylardır çöp, pislik... ya bu denize düşmanlığınız neden arkadaş? bir de turist gelsin diye yalvarıyorsunuz, turist gelse nereyi göstereceksiniz? bu çöp yığınlarını mı?!

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    ha bir de şu var. ilçenin mhp'li belediye başkanı mümin nuhoğlu birkaç gün önce tiski toplantısında chp'lilerle tartışıyor. sonunda da “bizim hedefimiz allah’ın adaletini yaymak. bizim hedefimiz kur’an-ı kerim” deyip salonu terk ediyor. kaynak allah'ın işine karışmayı bırakın da, allah'ın yarattığı şeylere sahip çıkmayı öğrenin önce sayın başkan. trabzon sahillerini getirdiğiniz durum ortada...

  • 42. 150 metrekarelik dubleks ev yaptırmanın maliyeti

    ortada proje olmadan hesaplamanın imkansız olduğu maliyettir. arazi eğimi, kullanılacak yapı tekniği, taşıyıcı sistem, malzemeler, doğrama kalitesi gibi konuları bilmeden ancak çok geniş bir fiyat aralığı verilebilir. ama hangi koşulda olursa olsun müteahhit ile değil mimarla muhatap olmanızı tavsiye ederim. mimara vereceğiniz proje bedeli, size inşaat tamamlanana kadarki süreç içerisinde fazlasıyla geri dönecektir. mimar her zaman müşterinin tarafıdır, müteahhit ise karşı taraftadır. mimarı bir inşaat yaparken avukatınız olarak düşünebilirsiniz. aslında bunları açıklamak bile saçma ama ülkemizde ne yazık ki hala böyle bir algı oluşmadı. yapıyı mimar tasarlar, tüm malzemelerinden taşıyıcısına mühendislerden destek alarak karar verir. bu doğrultuda müteahhite yapıyı yaptırır. müteahhitin görevi yapıyı mimarın hazırladığı projeye bire bir uygun olarak, hiçbir ekleme çıkarma veya mimarın onayı olmayan karar değişikliği yapmadan uygulamaktır sadece. müteahhit, genelde kullandığı malzemenin maliyeti + kendi karını alır. maliyet + kar çalışmak her zaman daha şeffaf ve iyi sonuçlar doğurur. tabi başka sözleşme yöntemleri de vardır bunlar ileriki konular. ama şu kesin ki, siz ortada tasarım yokken müteahhite giderseniz, müteahhit de sizi önce mimara yönlendirmezse, o işte en iyi niyetli müteahhitle bile yola çıksanız, mimarla yola çıkmaya göre toplamda mutlaka zarar edersiniz.

    not: türkiyede boş araziden anahtar teslimine ve hatta sonrasına kadar süreci kapsayan pek çok konut yapısı ve farklı projede çalıştıktan sonra yurt dışına taşınmış, 6 yıl tecrübeli mimarım. sorular için yeşillendirebilirsiniz. türkiyede mimar ve daha önce çalıştığım bölgelerden müteahhit önerebilirim, herhangi bir maddi beklentim veya çıkarım yok.

    edit: bir arkadaşın sorduğu sorular üzerine, bir örnek üzerinden ona açıkladığım süreci, herkesin faydalanması için buraya da ekilyorum.
    ilk olarak müşteri mimara gelir, ilk önce 6 hafta konsept proje çalışılır. bu sürenin bir ortasında bir de sonunda müşteriye iş gösterilir. daha sonra yorumlarla müşteri tatmin olana kadar bu süreç devam eder 10 haftaya kadar çıktığı olur.
    sonra bu konsept proje ile yaklaşık bir bütçe aralığı hesaplanabilir. ama hala kesin fiyat için doğru proje bu değildir. bu konsept üzerine bir 6 hafta da uygulama projesi çizilir. uygulama projesi ile birlikte inşaat mühendisi taşıyıcı hesaplarını statik projeyi yapar, elektrik mekanik projeler çizilir, tüm malzemeler sistemler her şeye bu süreçte karar verilmiş olur, tabi ki müşteri ile birlikte
    sonra iş müteahhit bulmaya gelir. burada mimar müteahhit önerebilir, mimarın iyi anlaştığı müteahhitle çalışmak avantajlıdır, mimarın dilinden anlar, kullandığı detaylara alışkındır. ama mimar sadece tavsiyede bulunur, sözleşme müşteri ile müteahhit arasında olacaktır. ve birim fiyat bazında ne kadar demir gider ne kadar beton gider her şey bellidir uygulama projeleri üzerinden. yani siz birim fiyatları göreceğiniz için her müteahhiti kıyaslayabilirsiniz birbiriyle. müteahhit size bir de kar payını söyler. atıyorum %20. yani sizin maliyetleriniz belli, sonradan atıyorum pencere değiştirmek istediniz maliyeti birim fiyatı belli. müteahhitin kazanacağı para belli, tamamen şeffaf olur.
    müteahhiti kendiniz ister mimarın önerdiği, ister sizin bulduğunuz birini seçersiniz. mimarın ve mühendislerin çizdiği tüm projeleri tüm müteahhitler uygulayabilmelidir. ne detayı olursa olsun. ama bunu nasıl yapacağını yine mimar gerektiğinde müteahhite öğretir. ondan sonra onların arasındaki savaş başlar yani kısaca. iyi mimar ve müteahhit, ilk konsept projede çizdiği şeyi sonunda gerçekleştirebilendir.
    son basamak, şantiye süreci boyunca mimara kontrolörlük yetkisi verilir, şantiyeyi ziyaret başına 3-5 bin lira bi para öder müşteri, mimar şantiyeyi denetler. tüm süreç mimarın kontrolünde yürümüş olur. böylece en doğru yapı elde edilir. siz de kazıklanmadığınıza emin olursunuz her şeyin maliyetini bildiğiniz için.
    anahtar teslim işlerde en büyük çakallık şöyle olur. örneğin gider bir seramik firmasından birim fiyat alır müteahhit, siz sanarsınız ki o paraya yapıyor. ama seramik firması sizden parayı aldıktan sonra bir kısmını müteahhite verir. işi almaları karşılığı müteahhitlerle firmalar böyle işbirlikleri yaparlar. işte dürüst mimar ve mühendis bu ekstra farkı da size yansıtır sizden indirim yapar, dürüst olmayan yapmaz bunu saklar. asla bilemezsiniz

  • 43. pınar gültekin

    tıpkı,

    münevver karabulut
    özgecan aslan
    cansel buse
    helin palandöken
    değer deniz
    ceren damar
    şule çet
    emine bulut

    ve ismini yazamadığım diğer kadınlarımız gibi öldürüldü.

    pınar’ı ve yukarıda ismi olan/olmayan kadınları netflix‘teki eşcinsel içerikler değil, ülke insanının ahlaki olarak çürümüş olması öldürdü. bu soruna çözüm üretmesi gereken kişi/kişiler ise bu çürümeyi izlemekle yetiniyor, sebep netflix’miş gibi düşmanlık güdüyorlar. bu düşmanlığın sebebinin katarlı soydaşlarınıza sattığınız digitürk’ün zarar etmesi olduğunu biliyoruz. 18 yıllık iktidarınız boyunca kadın cinayetlerini engellemek adına ne yaptınız ki netflix saçmalığına inanalım.

    sizin ahlakınız, çıkarlarınızın başladığı yere kadar. pınar'ı öldüren de sizin o yerlere göklere sığdırmadığınız ahlakınız. kahrolun!

    edit: pınar öldürüldü, yakıldı ve üzerine çimento dökülerek bu varilin içine gömüldü. katili ise cemal metin avcı isimli evli ve bir kız çocuk “baba”sı. söyleyeceklerim bu kadar.

  • 44. rolex saatlerin pahalı olmasının nedeni

    saatlerden anlayan bir sözlük yazarı olarak bu başlık altında konuyu uzun olarak yazmak istedim. konuyu web ortamında aratırsanız bu kadar detaylı anlatımı bulamazsınız. entry ve nick uyumumdan anlayabilirsiniz.

    öncelikle, rolex saat firmasının üretime ilk başladığı yıllarda, bu firmadan, diğer saat üreticileri ile hemen hemen aynı fiyatlarla kol saati temin edinilebiliyordu. ancak globalleşme ile birlikte yeni tip üretim anlayışları ortaya çıktı. uzak doğu da artık rolex’in ana vatanındaki gibi saat üretebiliyordu. hemen hemen aynı kaliteye çok daha ucuza satılan uzak doğu malı saatler tüketicilerin ilgi odağı olmuştu. isviçre’deki diğer saat üreticileri bu durum karşısında birleşerek sabit maliyetleri azalttılar ve uzak doğu ile yarışabilecek saat türlerini ortaya çıkardılar. rolex şirketi ise maliyetleri azaltıp bu sisteme dahil olmaktansa daha farklı bir yola gitti. çok daha kaliteli, maliyetli ve dolayısıyla bir o kadar da pahalı saat üretimine odaklandı. rolex’in ayrım noktası da burada başladı.

    otomatik saat üretiminin büyük bölümü talaşlı imalat ile ilgilidir. yani masif çelik ya da diğer metalleri işleyerek, keserek istenen tasarımın ortaya çıkarılmasından ibarettir. bu işlem bilgisayar kontrollü makineler ile olur. yani kısaca cnc makinelerdir. cnc makineleri; işleme, eksenli işlemeler, erezyon, dalma, eksenli torna vb makineleri olarak bilinir. bu makineler ortalama bir araba parasıyla servet değerine kadar uzanan fiyatlara sahiptir. ne kadar alanda kesim yaptıkları, hassasiyet ölçüleri, eksen bilgileri, dayanım ve servis olanaklarına göre fiyatlar değişebilir. makineler için kullanılan işleme takımları ya da teller de çok önemlidir. bunların haricinde soğutma suları, takım tutucu aynalar, üretim programları da kaliteyi belirleyici role sahiptir. dünya çapında alanında en iyisi olduğunuzu iddia ediyorsanız, üretim için gerekli bu donanım ve yazılımların da en iyisine sahip olmanız gerekir. yani anlayacağınız orta sınıf bir araba değerindeki makineler ile de rolex’i yapabilirsiniz aynı şekilde lüks bir yat değerindeki makineler ile de üretimi yapabilirsiniz. bu programlarla aynı parçayı 15 dakikada üretebileceğiniz gibi kaliteyi arttırmak amaçlı 12 saatte de üretebilirsiniz. yüzey aşındırılırken bir seferde 1mm çelik kesildiği gibi 0,05mm çelik de kesilebilir. 5000 devir hızında da çalışabilir 50.000 devir hızında da çalışabilir. 5 liralık işlemle takımı ile de kesilebilir 150 euro değerindeki takım ile de kesilebilir. aralarında 20 katı fark olan soğutma suyu da kullanılabilir. soğutma suyu yılda iki kez de değişebilir günde bir kez de değişebilir. rulmanlar, elektronik kartlar vb her şey için geçerlidir. hatta pc için üretim programları da çok önemlidir. bazı yazılımlar üretim programlarındaki hataları bulur, onarır, yapay zeka ile aksaklıkları tespit eder, kendisi resen düzelttiği gibi öneri olarak operatöre sunar. en iyiyim diyorsan en iyi sonuca odaklanmak gereklidir. aradaki farkı ben anlıyorum, bir kez anladığın zaman iyi yapılmamış olanı insanın gözüne çöp gibi görünmeye başlıyor. aradaki fark; dayanım, tam fonksiyonel çalışma ve yüzey kalitesi ile anlaşılabilir. ancak bunlar sizin için hiç önemli de olmayabilir.

    polisaj (yüzey işlemleri) çalışmalarına geçersek daha belirgin farklar ortaya çıkar. polisajı genel olarak pamuk bir diske sürülmüş cila ile çelik yüzeyin aşındırılarak parlatılması olarak biliniyor. ancak bu işin en kolay tarafıdır. çünkü bez zımpara diskleri, parlatılmaya çalışılan malzemenin geometrik yapısını tanımaz. rastgele temas ettiği tüm yüzeyden belli belirsiz metal parçacıklarını aşındırarak kopartır. sonuç olarak parlak ama ışığı iyi yansıtmayan, geometrisi kısmen bozulmuş bir parça ortaya çıkar. bu bozulmayı anlayabilmek için bozulmadan parlatılmış aynı parça ile bire bir mukayese yapmak gerekir. eğer bir göz zevkine sahipseniz daha önceki bozuk parça artık gözünüze çöp gibi gelmeye başlar. ne yazık ki artık saat dünyasındaki gördüğünüz çoğu ürün size bozuk/üretim hatası gibi gelmeye başlayacaktır. çünkü hemen hemen hepsi ucuz ve basit olan konvansiyonel polisaj yöntemini kullanırlar. üreticiler önce malzemeyi tasarlarlar, daha sonra ise nasıl polisajının yapılıp parlatılacağını düşünürler. rolex gibi firmalar ise parlaması ya da yüzey işlemi görmesi gereken tüm parçaları bu işlemlerin sonradan nasıl yapılabileceğini göre tasarlarlar. parçalar konvansiyonel polisaj yöntemi ile parlatılmazlar. her paça için ayrıca tasarlanmış aparat ya da makinelerce zımpara/kumlama/taşlama ya da bez cilalı disklere temas ettirilirler. bu sayede mükemmel bir yüzey görünümü elde edildiği gibi tasarlanmış geometrik yüzeyin (pah/radyus/iç alanlar vb.) de korunması sağlanır. müşteri için kusursuz bir ürün ortaya çıkarılmış olur. konvansiyonel polisaj yöntemi ile saatte 100 parça yüzey işleminden geçebilirken özel (grand seiko zaratsu gibi) polisaj yöntemleri ile 8 saatte yalnızca bir parça ortaya çıkarılabilir. üstelik daha yüksek işçilik masrafı, pahalı sarf malzemesi ve iyi ar ge edilmiş aparat/makinelerle bu işlem yapılır.

    çelik kaliteleri de çok büyük öneme sahiptir. birkaç ana başlık altında toplansa da binlerce farklı çelik tipi vardır. her bir çelik tipinin hangi formda (kütük, lama, yuvarlak, kare vb.) üretildiği de çok önemlidir. ayrıca hangi fabrikada hangi standarda üretildiği bilinmelidir. rolex firması aisi 904l (süper östenitik paslanmaz çelik) tipi çelikten saatlerini üretiyor. bilinen en kaliteli çelik sınıflarından biridir. şunu diyebilirsiniz, bir altından ne kadar pahalı olabilir ki fiyatını arttırsın. evet bu tip bir çeliği buldunuz diyelim. kilosunu 10 euro gibi fiyattan satın alabilirsiniz. ama asıl mesele bu değildir. bu çeliği kusursuz kalitede üretebilmek için gerekli çalışmalar maliyeti yükseltecektir. çünkü çelik çok sert ve işlemesi çok zordur. saat fabrikası çelik blokları arasında olabilecek muhtemel kalite farkını ortadan kaldırabilmek için bu çeliği ham olarak kendi bünyesinde yapmaktadır. çünkü çelik içinde oluşan farklılıklar ya da standart değişiklikleri üretimi tamamen baltalayabilmektedir. ısıl işlem süreçleri tamamen ar-ge ile ilgilidir. bu konuya hiç girmiyorum. müşteri için çizilemeye çok daha dayanıklı ve daha parlak saat kasası avantajı sağlayacaktır.

    üretimde kullanılan aparat ve bant sistemlerini açıklayalım. ürünün en iyi kalitede üretilmesi için makine ve fabrika alt yapısında bu sistemlerin bulunması gerekli. bu sistemlerin bazıları çözüm olarak sunulduğu gibi ar-ge sonucu oluşmuş gizli makineler olarak da tanımlayabiliriz. fabrika turlarında bu aparatları her hangi bir şekilde göremezsiniz. kamera ile hiçbir şekilde kayıt altına alınamazlar. örneğin saat mekanizması içindeki temel plakanın işlenmesi aşamasında kullanılmak üzere, işlenen metalin ısıdan bükülmesi önlemek, makineden çapak olmadan çıkarılabilmesi gibi durumlar için özel olarak tasarlanmış aparatlar vardır. bunlar satılmaz, tamamen bir işe yönelik olarak üreticinin planladığı mekanizmalardır. bu mekanizmalar ürünün kusursuzluğunu sağlamaya yöneliktir. yalnızca saat için değil tüm üretim aşamalarında zekice planlanmış aparatlar (sanayi ağzı ile fiksür) vardır.

    marka değeri çok önemlidir. marka hava atmaktan ziyade bir nevi garantinin adıdır. rolex dünyada bilinen en sorunsuz saatlerden biridir. bu garanti ve imajın da bir maliyeti vardır. pire için yorganı yakmaz iseniz bu marka algısını sağlayamazsınız. ayrıca pahalı saat takan insanların hava atmak için taktığı söylenir. bu tamamen yanlıştır. genelde erkeklerin düşkün olduğu saat takıntısı tamamen erkeğin kendi iç dünyası içindir. örneğin benim için insanoğlunun günümüz itibari ile gelmiş olduğu en son teknolojinin, disiplinin, öz verinin, malzeme kalitesinin, zarafetin ve tabi ki emeğin kolumda olmasının verdiği bir hazdır. kimi insan için de yalnızca saati gösteren bir alettir. bu konuda erkekler pek anlaşamazlar. ama saat seven erkeklerin daha belirgin özellikleri vardır. sadece saat sevmezler, dolma kalem, geneneksel masif çelik tıraş bıçağı, takım elbise, bisiklet ve otomobil de ilgi alanları içindedir.

    kalite kontrol ve montaj süreçleri de maliyeti belirler. en iyi kaliteyi üretmek için artık bu alanlara kozmetik bir isim bile verilmiş. saat stüdyoları deniyor. sırf isminden bile nasıl bir ortam olduğu anlaşılabilir. bilmeyenler için ameliyathane gibi yerler olduğunu söylemek yeterli olur.

    işçilik kaliteleri her şeyden önce geliyor. ama bu durumu sona sakladım. bu süreçleri yönetebilmek tabi ki insanın verimli ve kaliteli çalışmasından geçiyor. en iyi işçilik kalitesi hedefleniyorsa en iyi de işçi gereklidir. en iyi işçiler de ucuza çalışmazlar. bir işçinin yaptığı bir hata belki on yıl sonra ortaya çıkacak, bu riski aza indirmek çok maliyetli bir iştir. öz veri ve yüksek standartlara uygun çalışma için devamlılık arz eden bir sistem gereklidir. bu durum insan kaynaklarının en iyi yönetimi sonucunda oluşacaktır. hepimiz bir şekilde mal veya hizmet üretimi içinde bulunduğumuz için bunun ne demek olduğunu zaten çok iyi biliyoruz. benim için ise bir fabrika gençken aldığı işçisini mühendisini kendi bünyesinde emekli edebiliyorsa yüksek kalitede işçiliğin olduğu ortadadır demektir. rolex için bu son kısım hakkında emin değilim. ama çalışanların çok uzun süreli devamlılık esasına göre istihdam edildiğini şirket yöneticileri söylüyorlar.

    yazdıklarım alıntı değildir. yerli ve yabancı her hangi bir web sitesi ya da video platformunda bulamazsınız.

    bu yazı da belirtilen birçok şey diğer pahalı lüks saat firmaları için de geçerlidir. ancak toplumda en bilineni rolex olduğu için özellikle yazmak istedim.

    ayrıca, yalnızca saatler için değil, hayatımız akışı içinde kullandığımız çoğu ürün için yukarıdaki anlatımlar geçerlidir. bir şeyin reklamını yapmaktan ziyade, tüketici olarak neyi ne kadara neden satın alıyoruz kısmını irdelemektir. rolex marka saatim de yoktur.

    edit: imla, on parmak

  • 45. yusuf kaplan'ın gençler dine sırt çeviriyor isyanı

    yahu taş çatlasın en fazla on yıl daha yaşayacak bir avuç kahvehane dayisinin ülke geleceği konusundaki bu ısrarını anlamiyorum gerçekten. şikayet ettikleri ülke bizzat bu tiplerin seçtikleri ve bu tiplerin yönetimlerinin eseri değil mi? öteki dünyayı bu kadar dilinden düşürmeyip bu dünya için bu kadar kavgaya durmaları bile soğutmaya yetiyor farkında değiller.

  • 46. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    olay, dertleşmeden ziyade yine hatun ayıklama başlığına dönmüş.

  • 47. kadın cinayetlerinde yanlış tercih saçmalığı

    bakın sevgili kadın arkadaşlar...lütfen sakin olun;

    bu yanlış tercihlerle ilgili uyarılmanız katilin savunulduğu ve sizin suçlandığınız anlamına gelmiyor. kimse sen öldürülmeyi hak ettin demiyor. kimse katile iyi yapmış da demiyor; herkes diyor ki;

    - bak bu x türdeki kişiler tehlikeli olabilir, allah korusun başına kötü şeyler gelebilir. dikkatli ol...

    şimdi buna karşılık;

    - ne yani katili mi savunuyorsun??? katili eleştirsene!! demeniz sizin okuduğunuzu anlamak istemeyip ezbere tepki gösterdiğinizi gösterir.

    katili nasıl eleştirelim? katillere seslenip;

    - katiller! öldürmek kötü bir davranıştır. bırakın bunu, mu diyelim?

    kötülere laf anlatamazsınız... bunun yerine biz iyilere seslenmeyi tercih ediyoruz ve masum kadınlarımızı uyarıyoruz ve diyoruz ki hayatınıza alacağınız kişiye dikkat edin. "masaya yumruğunu vursun, sert olsun, beni kıskansın..." diyerek hayatınıza kimseyi almayın.

    edit: gerçekten akıl alacak gibi değil..."öldürenlere laf söylemiyorsunuz" diyenler var. özgecan olayını örnek gösterip "alın bakın demek ki yanlış tercih diye bir şey yokmuş" diyen var. ben artık laf anlatmayı bırakıyorum...

  • 48. pınar gültekin'in abisinin açıklamaları

    "kız kardeşim burada üniversite okurken kendisiyle arkadaş olmak isteyen kişi kendisini bekar olarak tanıtıyor. sonra kız kardeşim kendisinin evli olduğunu öğrenince bir daha aramamasını söylüyor. adam bunu duyunca kız kardeşimi yaka paça vurarak, darbederek arabasına bindirerek, ormanlık alana götürüyor.''kaynak

    pınar gültekin'in evli bir erkekle beraber olması başlığı altında ne var kardeşim biz olanı söylüyoruz diyenler utanır mı bilmem. bu açıklamayı yapmak zorunda bırakılan abi bir gün kendileri olursa belki ancak o zaman.

  • 49. kurşun yağmurundan sağ çıkan husi

    video suudilerin ne kadar beceriksiz olduğunu gösteriyor aslında. topraklarında çıkan petrol olmasa hala bokunu yiyen bi topluluktu bunlar.