Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. çaylak onay listesi

    nickimi sikeyim şu nickle yazar oldum allah kahretsin ya. nevra senin amına koyayım.

    bir liste.

    imla.

  • 2. 2017 eurovision şarkı yarışması

    hungary şarkıcısının antep dondurmacısı gibi çıktığı yarışma.

  • 3. 13 mayıs 2017 başakşehir gençlerbirliği maçı

    şimdi benim anlamadığım -yeterli tiner kafasına ulaşamamış olmamdan ötürü sanırım- olay şu; bu başakşehir denen takım ligin büyüklerinden olan gs'ye 4 tane, bjk'ye 3 tane atabiliyor ve bunda sorun yok ama kendi sahasında gençlerbirliği gibi herhangi bir takımı yendiği zaman sorun var çünkü ümit özat maç öncesi rerörerö...

    ya siz gerçekten gerizekalısınız ya..

  • 4. gitar denince akla gelen ilk isim

    (bkz: yavuz çetin)
    (bkz: david gilmour)

    bu ikisi geliyor benim aklıma. gitar çalmayı saniyede 10 notaya basmaktan çok yaşattığı duygu üzerinden değerlendiriyorum. pek tabii daha iyileri vardır ama benim aklıma ilk gelen bu iki üstattır.

  • 5. bir ülkenin gelişmiş olduğunu belirten detaylar

    kaldirimda karşinizdan bi insan gelirken elinize telefon alin, o kişiyle carpiscak sekilde dumduz ayı gibi yuruyun.

    eger karsidaki kisi omzunu cekip
    sorunsuz sekilde geciyorsa guzel bi ulkedesiniz.

    omuzlar birbirine degiyor, çarpişiyorsaniz ortadogu coplugundesiniz.

    şu testten simdiye kadar gecemeyen tek bi ülke gordum. gezdikce guncelleyecegim.

  • 6. tayt giyen yolcuya küfür eden iett şoförü

    edit: uzun oldu, farkındayım ama kafamda toparlayamıyorum hiçbirşeyi, anlamlandıramıyorum da. olayın özeti ne zaman kalkacağını sorduğum şöförün gözlerini taytıma dikerek şu kılığa bak tövbe est. diyip kafasını çevirmesi bunu bir kaç kez tekrarlaması, ardından nasıl bu şekilde davranabilirsiniz dediğimde, olayın üstüne gittiğimde ne mal olduğun belli sus git işine diyerek hakaret etmeye devam etmesi ve araçtan inmem.

    edit 2:hikaye diyenlerle empati yapmaya çalışıyorum ama olmuyor. isteyenlere şikayet dilekçemi gönderebilirim kişisel bilgiler dışında. plakayı ekledim. kabataş mevzusu yazanlar olmuş, umarım yaşamazsınız yaşadığımı. ayrıca bu olayın politik bi yanı olduğunu düşünmüyorum, hiç bir görüşe mal edilemez bu olanlar. politik olan bu olanlar karşısında dayanışma göstermek yerine parti ismi telaffuz etmek.

    edit 3: şov yapma, giymeseymişsin, ne olmuş hakaret ettiyse diye mesaj atanlar var. nasıl bu kadar kötü oldunuz anlayamıyorum, sonuna kadar gitmek istememde ne kadar haklı olduğumu görüyorum sayenizde.

    --------------------

    dün 3.30-3.40 arasında üsküdar merkezde 34 dp 2211 plakalı iett'ye ait otobüsün şöförüne kibar ve gülümseyen bir şekilde merhaba ne zaman kalkacaksınız diye sordum. ( bu olayda hiçbir detay belirtmeme gerek yok, çünkü yapılanların bir bahanesi ve açıklaması asla olamaz ama olayın boyutunun anlaşılması için diğer detayları da vermek istiyorum ifademde de verdiğim gibi. tanıdığım tanımadığım herkese birşey sormadan önce merhaba diyip gülümseyen, otobüsten inerken teşekkür ederim kolay gelsin diyen bi insanım, şöförle aramda geçen hiçbir şey kişisel bir tavrın sonucu değil)

    soru sormamla birlikte gözlerini taytıma dikip duyabileceğim bir şekilde tövbe estağfurullah şu kılığa bak dedi elini sallayarak kafasını çevirdi. o kadar şaşırdım ki yanına gidip bir daha sordum, acaba dakika sormama mı sinirlendi diye. aynı şekilde suratıma hiçbir şekilde bakmadan sadece gözlerini taytıma dikip tövbe estağfurullah demeye devam etti. ( bu arada açıklamam çok saçma biliyorum, şort da olabilirdi üstümde çıplak da olabilirdim bir önemi yok ama 1.60 boyunda bir insanım altımda spor taytı ve neredeyse dizime kadar inen kapşonlu var)

    beyfendi napıyorsunuz nasıl bu şekilde davranabilirsiniz diye sesimi bile yükseltemeden sordum, o kadar şaşırdım ki olay süresince sinirlenemedim bağıramadım. sus işine bak diyerek cevap verdi yine gözleri sadece taytımda ve aşağılan bakışlarla elini sallamaya devam ederek. bu arada otobüste yaşlı bir amca dışında kimseden tepki yok. inanamıyorum nasıl bu şekilde davranabiliyorsunuz nasıl bu kadar kötü olabilirsiniz dedim, bi yandan ağlıyorum ve titriyorum. bakış ve el hareketlerini değiştirmeden sus git senin ne mal olduğun belli git hadi dedi. fiziksel bir müdahale yok ama o bakışlar hiç değişmedi, bir kere bile suratıma bakmadı sadece taytıma bakıp tövbe tövbe demeye ve hatırlamadım başka şeylerle hakaret etmeye devam etti. ben o arada yolculara bakıp bir tepki bekliyorum arkadan bir adam gelip işimiz gücümüz var kardeşim git şikayet edersin diyerek inmem konusunda üsteledi, indim otobüsten ama yürüyemedim bile durdum ağladım sadece bi süre.

    nasıl gittiğimi bilmiyorum ama bir şekilde karakola gittim, ifade verecek duruma gelmem 45 dakika sürdü. polislerin hepsi çok ilgili ve çok yardımcıydı, zaten bu şekilde ilgilenmeseler aynı tavrı görsem toparlayamazdım heralde.

    şikayetimi yaptıktan sonra üsküdar iett merkezine gittim.görevli kişiyle şöförü teşhis ettik. baya uzun konuştuktan sonra şikayetinizi almayın ama gelip sizden özür dilesin ben şimdi konuşurum dedi yetkili. ben de tamam dedim, çünkü hayatımda böyle bi kötülük böyle bi insanla karşılaşmadım aklımdaki tek şey kendimi bi kenara bırakıp adamla konuşmak, yaptığının nasıl bir şey olduğunu anlamasını, utanmasını, pişman olmasını sağlamaktı. telefonda epey uzun konuştuktan sonra şöförün kendini savunduğunu, sakallı olduğu için ona iftira attığımı söylediğini öğrendim. karakolda bir polis nasıl biri diye sorunca adamı tarif ederken aklıma gelen tek şey serseri tipli oluşuydu, sakalını görmemişim bile. bunları duyduktan sonra olayın şokunu attım üstünden ve hiçbir şekilde özür istemediğimi olayı sonuna kadar takip edeceğimi, ulaşabildiğim her yere şikayet edeceğimi söyledim.

    ev arkadaşım avukat, dün yeni bir dilekçe yazdık birlikte ama ben bir türlü tatmin olamıyorum, yapılanı anlatamıyorum çünkü. olaydaki en önemli suç unsuru senin ne mal olduğun belli cümlesi ve nefret söylemleri gibi duruyor ama değil. büyükşehir belediyesinin vereceği 500 bilet cezası da umrumda değil, mahkemeden ne çıkar emin değilim ama bu adam cezasını ve dersini alana kadar devam etmek istiyorum. olayın öncesinde başka bir konu nedeniyle tartışma olsaydı ve devamında bunlar gelişseydi yine şikayet ederdim ama adamın içindeki çirkinliği ifade etmesi için itici bi güç olmuş olurdu, hala yaşadıklarımı olayı anlayamıyorum. resmen ben o otobüse binemedim, hakarete uğradım, koca bi otobüs insan susmaya devam ettikçe hayatımda hiç utanmadığım kadar utandım. olayın üstünden 24 saat geçti yazarken hala ellerim titriyor.

    umarım karşılıksız kalmaz, umarım kimsenin başına gelmez. bunu sadece kendim için değil aynı şekilde davranacağı diğer kadınlar için de istiyorum. daha da iğrenç olan bu cüreti küçük olduğumu düşündüğü için bulmuş olması. 17-18 yaşında bir genç kızın bu adamla karşılaştığını böyle bir küfüre, hakarete maruz kaldığını hayal ettikçe daha da sinirleniyorum, kim bilir kaç kişiye bunu yaptı diye düşünüyorum dünden beri. farklı yollar ve başvurabileceğim farklı kurumlar hakkında bilgilendirebilecek yazar arkadaşlara şimdiden çok teşekkür ederim.

  • 7. survivor 2017

    gönüllülerin alması gereken ödülü alamadığı yarışma.

    ama kardeşim bu gerizekalılar da boş boş sağa sola "atış göremiyorlar ehihi" diye sallayacağına biraz kafayı kullansınlar artık. "adem'e nasıl kaybederiz" diye diye survivor şampiyonu yapacaklar adamı. swh

    bak bak. geleceği mahvolmuşmuş. ulan benim geçmişim sikildi o zaman. kia'ya bir hindistan cevizi atmak kadar yaklaşmayı bırak hayatımda hindistan cevizi görmedim ben.

  • 8. 13 mayıs 2017 marmaris'te otobüs devrilmesi

    anneler günü öncesi, onlarca anneyi ve anne kuzusunu aramızdan alan acı olay.

    ne yazık ki ülkemizin ulaşım yükünün neredeyse tamamı karayollarının üzerinde, yoğunluğu bakımından zaten kontrol edilmesi mümkün olmayan bir ulaşım sorunudur karayolları.

    bilir kişi olarak ilk bakışta, stop lambaları ve bagaj kısmından anladığım kadarıyla araç isuzu marka turkuaz model, 40 kişilik yolcu kapasitesine göre visigo ınterurban paketi.

    araç bu: https://i.ytimg.com/…/8ow6a6pttk0/maxresdefault.jpg
    yol bu: https://pbs.twimg.com/…ia/c_tepxpw0aevs7p.jpg:large

    yardımcı fren sistemi olarak bu araçlarda retarder bulunur, bu bilgiyi bir kenarda bulundurun mutlaka.

    üzülerek söylemek istiyorum ki bu araç bu yolun aracı değil, deneyimsiz bir kaptan retarder ve ayak frenine rağmen bir anlık dalgınlıkla hafiften hızlı girerse virajı kaçırır ve bu kazada olduğu gibi üst yoldan alt yola düşer. evet bu kazada bankete devrilme veya düz anlamıyla uçurumdan düşme değil, üst yolun virajını kaçıran araç alt yola düşmüş. yani öyle uçurum deyince ilk aklımıza geldiği gibi kayalıklardan yuvarlanma değil, muhtemelen üst yoldan düz şekilde dik bayırdan hafif hızlı şekilde ilerleyerek, kaza resimlerinde görünen duvardan bankete burun üstü düşmüş ve yan yatmış.

    zaten resimlerde aracın ön kısmının tamamen metal yığını olduğu görünmekte, bu olayı daha acı hale getirense halkımızın "otobüslerde emniyet kemeri takılmaz" düşüncesi ile hareket edip, kesinlikle emniyet kemeri takmamasıdır. resimlere dikkatli bakarsanız aracın ön kısmı hariç arka koltukları sağlam durmaktadır, araç dik bayırdan aşağı ilerlerken emniyet kemeri takılı olmayan yolcular aracın ön kısmına doğru yuvarlanmış ve otobüsün burun üstü düşmesinden ötürü can kayıpları artmıştır.

    peki araç neden bu yolun aracı değildir?
    bu tür kısa ve orta menzil araçlar genellikle koltuk sayıları nedeni ile tur şirketleri tarafından son yıllarda tercih edilir oldular, aslında turizm taşımacılığı yapan şirketler için pek tercih edilmezler ama ne yazık ki daha çok para kazanmak isteyen tur acenteleri 45 kişi yolcu kapasitesine sahip daha konforlu ve güvenli olan uzun yol otobüslerini tercih etmezler. bu midibüsler ile otobüsler arasında hepsi hepsi 5-8 koltuk farkı vardır ama günlük kira bedelleri olarak yarı yarıya fiyat farkı oluşur, çünkü otobüslerin belli bir ücreti ve buna karşılık sağladıkları konfor ve güvenlik vardır.

    sektörde yarım otobüs diye tabir ettiğimiz midibüslerle tur filan olmaz, o turun sonunda insanlar belden aşağılarını hissetmez ve iç organlarının yerlerinin değiştiğini anlarlar. sırf daha ucuza geldiği ve acentenin kar marjı yüksek olsun diye kullanılırlar.

    tabi ki tek işi booking.com'u kapattırmak olan tursab gibi varlığı sorgulanması gereken kuruluşlar bu tür teknik konulara girmezler, çünkü işlerine gelmez. varsa yoksa o narin, minnoş acenteler incinmesin ve seçim zamanı yine aynı başkanı seçsinler.

    konuyu uzun tuttum, biliyorum okumazsınız ama umarım devletin büyüklerinden biri bu yazıyı okur ve kaza hakkında kapsamlı bir rapor hazırlatıp gereken dersleri çıkarır ve kara yolları ile turizm taşımacılığında köklü değişiklikler yapıp tursab'ı kapattırır.

    inanın bu araç yerine normal otobüs olaydı ve insanlarımız o emniyet kemerlerini taksalardı, bu kadar can kaybı söz konusu dahi olmazdı.

  • 9. antalya'da balkonda yaşayan yaşlı çift

    aileye ulaşabilen bir user bana ulaşabilirse aylık 500 lira gibi düzenli bir destek sağlayabilirim.

    edit: aileye ulaşabilen, bir telefon numarası vs iletebilen biri olursa çok sevinirim

  • 10. hayal edilen ölüm şekli

    (bkz: kalp krizi)

    tık yoksun ne güzel lan.

    gidip ekmeğime margarin falan süreyim.

  • 11. ak parti fetö'ye asla destek vermemiştir

    (bkz: ahahahahhahaah)

    kusura bakmayın formatı şey ettim ama.

  • 12. ankara'da pazarcıların öldürdüğü kedi ailesi

    olay ankara'ya bağlı polatlı ilçesinde gerçekleşmiş. pazarcılar, tezgahın altına doğum yapan anneyi ve yavrularını demir çubukla ezerek öldürmüş. aşağıdaki linkte pazarcıların ezerek öldüremediği için kliniğe kaldırılan, fakat klinikte hayatını kaybeden yavrunun fotoğrafı ve olayın ayrıntıları var. rahatsız olacaksanız açmayın. bunu buraya koymamın nedeni, şurada kediden rahatsız olduk, burada köpek yemeğimden istedi, şuraya kuş sıçtı vs diye şikayetçi olarak beslediğiniz zihniyetin nelere yol açtığını görmeniz. bundan sonra şikayetlerinizi yazılı olarak yapın ve çıktısını alıp götünüze sokun.

    https://www.instagram.com/p/bt_8f4klrg5/

  • 13. 8 kilo altından tank yapan kahramanmaraşlı kuyumcu

    sanatçı bakış açısıyla bakmak gerekirse ortada yoğun bir emek var ve görsel açıdan da oldukça başarılı. emeği geçenleri tebrik etmeli..

    kılışdar artık istifa etmeli.

  • 14. ölen kişiden geriye kalan en hüzün verici nesne

    (bkz: hırka)

    elinde mezurayla neşeli bir şekilde gözleri ışıldayarak yanıma geldi, etrafımı ölçüp biçmeye başladı. "sana hırka örcem, üşüyünce giyersin" dedi.

    ergendim. "yav ne gerek var, aynısını x liraya satiyorlar mağazada, alır giyerim. uğraşma" dedim. ölçmesini bitirdi ama neşesi kaçmış, ışıltısı sönmüştü. boynu büküktü giderken. aptaldım. umursamadım.

    hırkayi bitirdi, okul açılacaktı "gitmeden gel, hem son kez seni göreyim hem de hırkanı vereyim, eskişehir soğuk olur" dedi. sorumsuzdum. "alt tarafı hırka, sonra alırım" dedim, sokaklarda sürttüm, ictim, bindim trene eskişehire gittim, onu görmeye gitmedim. "son kez göreyim" demişti "seni son kez göreyim." insanoğlu kelimeleri istediği gibi algılamakta çok başarılıymış.

    bir ay geçmeden haberi geldi. hastaymiş, kimseye söylememiş. hastaneye kaldırılınca haberi olmuş bizimkilerin ama son bir kaç saatine yetişebilmişler ancak. gözlerinin önünde ölmüş.

    bindim trene, cenazeye koştum, kavrayamıyordum olanları. eş, dost, koşturmaca, mevlüt, hoca falan derken bitti. bir daha gormemecesine gömdük toprağa. eve döndük.

    ablam geldi yanıma elinde bir poşetle, migros poseti bildigin. uzattı bana " bunu aldırdı bana evinden, sana örmüş. 'eskişehir soğuk olur, belki giyer' diyip durdu. düzgün paket yapamamış diye strese girmişti kadıncağız." dedi ağlayarak.

    çıkardım hırkayı poşetten. koydum yatağımın üstüne. ömrünün son günlerini ben üşümeyeyim diye hırka örerek geçirmişti. o gün ona "aynısını satıyorlar" diyen dilimi koparmak istedim. beni son kez görmek isteyen kadına, iki şişe köpek öldüreni yeğlemiştim. canım çıksaydı keşke.

    bir insanin bu kadar aglayabilecegini hic tahmin etmezdim.

    ozur dilerim anneanne. bil ki hiç bir şey ve hiç kimse senin hırkan kadar ısıtamadı beni.

  • 15. vücut geliştirme yapanların kafalarının basmaması

    yds 100
    ales 100
    kol 100
    boy 100
    ...
    (bkz: dur lan böyle değildi)

  • 16. macbook pro'nun 13000 tl olması

    aslında sadece 3600 dolar

  • 17. ekşi itiraf

    25 yıl içerisinde sadece 3 kadınla first date olayını yaşadım. ilk görüşme işte. arkadaşlık anlamında değil, randevu manasında. bu durumu matematiğe vurduğumuz zaman, benim hayatımdaki böyle özel görüşme durumlarının 8.33 * yılda bir kez yaşanılan bir olay olduğunu görebiliyoruz. böyle diyince döngüsel olarak gerçekleşen, yörüngesinin bir noktasında dünyaya görünen sonra da uzay boşluğuna geri dönen bir astronomi cisminden bahseder gibi olduk. neyse.

    ilkinde üniversite birinci sınıftayım işte, bizim orada çok güzel insanın içini ferahlatan bir park var. içecek bir şeyler alıp, oturup konuşuruz diye düşündüm. bir gram tecrübe yok zaten, daha önce bir kızın elini bile tutmamışım. her şey doğaçlama gelişecek belli. bir süre konuşuruz, kız iyi hoş birisiydi de ne bileyim bir tuhaflık vardı. o sırada parkta birbiriyle eğlenen çok sevimli sokak köpekleri vardı, eskişehir'in köpekleri çok tatlıdır zaten. ben de hayvanlara karşı çok tutkuluyum. o sırada aklıma bir fikir geldi. yakınlardaki büyük bir markete gittim. bir sürü köpek maması aldım, bir de orada markette çok güzel bir saksı çiçeği satılıyordu. ondan aldım, böyle beyaz sevimli bir çiçekti. kıza veririm derim, romeo'yum ya ben. neyse, sonra parka geri döndük. köpekler mamalarını yerken o dünya sakini kız bir anda patladı "ya sen çok iyi birisin, hem de çok iyisin, melek gibi bir adamsın ama olmuyor yani tamam mı sen çok iyisin?" gibi bir şey dedi. ben etrafımdaki 4 tane köpek ile şok olmuş bir şekilde kıza bakıyorum. "pekala, nasıl istersen." dedim. kız gitti. mamalar bitmek bilmedi, köpekler hala yiyor. o sırada bir insanın iyi olmasının, ilişkiye başlanmaması için bir sebep olarak öne sürülmemesinin ne kadar absürt bir şey olduğunu düşünüyorum.

    bir yıl geçti. başka bir kız ile yakınlaştım. görüşeceğiz, tarih ayarladık ve plan falan yaptık. kız bir önceki gün okulda derse giderken ayağını sakatladı. kış olması dolayısıyla yerler çok kaygandı zaten. hastaneye tek gitmesin kendisini yalnız hisseder diye yanında beraber gittim, sonra yaptıkları işlemlerden sonra evine götürdüm falan. ilk görüşme, ilk görüşmeden önce gerçekleşti yani. "ertesi gün görüşemeyecek miyiz şimdi?" dedim. "bana gelirsin." dedi. tamam dedim. gitmeden önce yemek hazırlamak için makarna malzemesi, makarna için köri sos, çikolata, şarap falan aldım. malım çünkü ben, hayatın filmlerdeki gibi olduğunu zannediyorum. bir de kitap aldım, fazla hareket edemediği için sadece televizyon izlerken sıkılmasın diye. ben kitap okumayı çok severdim de, onun pek böyle bir alışkanlığı yoktu bu yüzden epey görselli bir kitap seçmeye çalıştım. canlıların milyonlarca yıl içerisindeki değişimiyle ilgili bir şeydi. görselleri çok sevimli bir kitaptı. sevindi falan. neyse geceyarısına yaklaştı zaman, "beraber uyumak ister misin?" diye sordum. "ben yapabileceğimizi düşünmüştüm, ama seni öyle düşünemiyorum. özür dilerim." dedi. peki dedim. eşek kadar adam ağlamaklı oldum, çaktırmıyorum tabi karizma bozulmasın diye. neyse. "umarım yakında iyileşirsin, bir ihtiyacın olursa söyle lütfen. hoşçakal." o sırada tramvay da yoktu, son saati kaçırmışım. eve kadar yürüdüm. keşke telefonun şarjı bitmemiş olsaydı, spotify'dan müzik dinlerdim en azından eve dönerken. o kız 2 sene boyunca döngüsel olarak bana mesaj attı, bunların hepsi de vize-final sınavı notları içindi. bir ihtiyacın olursa söyle lütfen dememi çok yanlış anladı sanırım. neyse, verdim tabi elbette notlarımı. düşük not almasın.

    üçüncüsü hakkında konuşmak istemiyorum. hayatta bazı şeyler vardır, bir daha asla açığa çıkmaması gerekir. nükleer enerji üreten reaktörlerin atıklarını bir afrika ülkesine satıp yerin 7 kat altına gömmesi gibi. sadece tek bir şey söyleyeceğim, bu sefer gerçekten anladım: ben çekici bir erkek değilim. bunun karakterlerle, parayla, özgüvenle falan alakası yok. arzulanabilir bir adam değilim yani.

    moral of this story: kadınlar melek değildir. erkekler de melek değildir. kimse melek değil lan, saçmalamayın. keşke çocukluk planıma sadık kalsaydım, ben büyüyünce dinozor olmak istiyordum.

    bir şöyle ilişkimiz olamadı be hayatta: https://www.youtube.com/watch?v=qzmmb8dtwgs eğer hayatı anlamlı kılan en önemli şey sevgi ise, ben boşuna yaşadım. boşuna yaşıyorum. boşuna öleceğim.

  • 18. 13 mayıs 2017 jöh pöh çatışması

    bir ülke düşünün ki iki güvenlik biriminin birbirinden haberi yok.

  • 19. kilo vermenin bilinen en kısa yolu

    diyet ve egzersiz. bu işte kestirme yol yok; yavaş yavaş sürünerek ilerlenecek tek bir yol var.

  • 20. tesbih dar gömlek bilek üstü dar pantolon modası

    (bkz: vurduruyordur)

    zamanında bunu yapanlara gay diyenler, şimdi kendileri yapıyor.

    bazen öyle bir leş görüntüye sahip oluyorlar ki ''amuğa goyam senin'' diyerek sesli sesli gülüyorum.
    yarrak gibi oluyorsunuz yapmayın.

  • 21. dolar 1 tl olsa olacaklar

    benzine gece yarısından itibaren geçerli olacak şekilde 10 kuruş indirim gelmesi.

  • 22. 4 bin kitap okudum hayatım değişmedi

    bir oturuşta 2 ekmek yiyorum ama kilo almıyorum..

  • 23. mustafa kemal atatürk

    bazen tereddüte düşerim acaba yeterince kavrayamadım mı onu diye. sonra içimi iki şey rahatlatır.

    1. "eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin." sözü. ne zaman o olsa ne yapardı acaba diye merak etsem cevap basit: aklın gösterdiğini yapardı.

    2. eskiden harp okulu öğrencisiydim fetöcü subaylar tarafından okuldan ayrılmak zorunda bırakıldım. beni atanlar şu anda hapiste. ne zaman aklıma gelse demek ki mustafa kemal'in askeri olduğumu alenen göstermişim ki adamlar beni atma ihtiyacı duymuş derim, içim gururla dolar.

  • 24. türkçe dilbilgisi takıntısı olan ruh hastaları

    kendilerinden bir şey öğrenirseniz özellikle iş başvurularınızda ve iş hayatınızda kendinizi 1 adım öne çıkarırsınız.

  • 25. ot çekerken dinlenecek şarkılar

    çaylaklar piyasaya giriş yapınca sol frame'de görülen başlıklar güldürmektedir an itibari ile.

    hiç sekmez;
    fink ployd - high hopes

  • 26. cumartesi sabahı erken kalkmak için bir neden

    iş amk, ,iş.

  • 27. 13 mayıs 2017 ekşi sözlük kadıköy zirvesi

    bir sürü keçi sakallı, at kuyruklu freelance çalışan, aslında çok iyi bir fikri olan bilgisayar programcısı oğlanın ve gotik kızın katılacağı zirve. duyduğuma göre tutsky yanchek zirvenin en cool yazarı olacakmış.

    aslında bu tarz zirvelere katılıp şirketin internet sitesini bedavaya getirmek lazım.

  • 28. 13 mayıs 2017 fenerbahçe antalyaspor maçı

    yazıp durmayın lan başlığa, biri maç skorunu yazsın en sonunda yeter

  • 29. burak yılmaz

    eğer gerçekten beşiktaş'la anlaştıysa taraftarlar ilk başta tepki gösterecek, golleri atmaya başlayınca da ''adam mücadele ediyor, formanın hakkını veriyor'' diyerek zamanla kabullenilecektir. nereden mi biliyorum? (bkz: caner erkin'in beşiktaş'a transferi), (bkz: emre belözoğlu'nun fenerbahçe'ye transferi). tüm dünyada ortalama futbol taraftarı böyledir. lümpen ve öfkeli...

  • 30. adana birleşik devletleri

    doğal düsmani güneştir.

  • 31. renault symbol'ün 73550 lira olması

    daha 2014'te 30 bin lira olan aracın son fiyatı.

    avruba gısganıyor.

  • 32. abd vatandaşlığını reddetmek

  • 33. sevilen şiirin en vurucu cümlesi

    "bir kemiğin ardından, saatlerce yol giden itler bile gülecek kimsesizliğimize."

  • 34. motorcuya saldıran teyze

    sağdan gelen range'e bakacam, yol vermeyecem, ondan önce geçecem derken teyzeyi ezen, bir de üste çıkan motorcunun hak ettiğini verememiş teyze. azıcık yavaşlayıp etrafın durumunu adam gibi algıladıktan sonra hareket etsen yatırıp sikiyorlar değil mi, sorsan yol hakkı benim, range sıkıştırdı, teyze de yola atladı, telefonla konuşuyordu, önüne arkasına bakmıyordu gak guk öter durur. robot musun ulan sen, trafikte azıcık insiyatif alacaksın, empati yapacaksın. yol benim yürürüm mantığı nedir, milletin canından değerli mi senin sikik yol alma hakkın? bana göre vidyoda açıkça görüldüğü gibi motorcu trafiğe hakim değil, kağıt üzerinde, teoride ve kendi kafasında haklı çıkar belki ama pratikte kesinlikle haksız. hem de kafasındaki dandik kamerayla çekim yapıp nete atmalık olay ve batacak yer arıyor. akşama kadar biri beni sıkıştırsa da kaydı nete koysam, olay çıkartsam diye geziyor bunlar artık. üç kuruşluk sikik kameralarıyla her boku çekip yaygara yapan mallar sizi! yolda normal bir şekilde yürüyen yaşlı başlı kadına gidip koymuş bir de utanmadan destek bekliyor olacak ki vidyosunu nete upload etmiş teyze beni haksız yere dövdü diye. ulan yavşak, gittiğin yer meskun mahal, mahalle arası, tem veya e-5 değil. yok kadın telefonla konuşuyormuş da gene kendileri haksız çıkmış da bilmem ne... siker misin sabaha mı saklarsın bu yawşakları!

  • 35. kütahya tavşanlı ölümlü trafik kazası rezaleti

    bir devleti mafyadan ayıran şey sadece hukuktur...

  • 36. yazarların bugünkü mutluluk sebebi

    bir kitabevinde çalışıyorum izmir'de part-time olarak.
    bir saat önce birisi 8, diğeri 10 yaşında; birisi kız diğeri oğlan 2 kardeş, el ele tutuşarak dükkana gelip aret vartanyan'ın "insanız ayıbı yok" kitabını istediler. ücret için kasaya gittiklerinde ufak olan kız, çantasından bozuklukları çıkararak uzattı. merak ettim sordum, kime alıyorsunuz bunu diye. ufak olan kız abisine nazaran biraz daha atak olduğu için cevap verdi yine; "anneler günü için anneme hediye alıyoruz" diye. "siz okuyor musunuz peki kitap?" dedim, "evet okuyoruz" dediler.o kadar mutlu oldum ki sözlük. ne güzel yetiştirmişler, helal olsun ailesine dedim.
    1 saattir de aklıma geldikçe tebessüm ediyorum.
    eyyorlamam bu kadar.

  • 37. 13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması

    somalıların seçimlerde sert bir şekilde tepki verdiği olay.

    1 kasım 2015: %49,5 akp
    referandum: 53,1 evet

    resmen tokat gibi.

  • 38. bebeklikten sonra süt içen tek memeli türü olmamız

    (bkz: kedi hariç de lan)

  • 39. vatan bilgisayarda bal satılması

    eski kız arkadaşımın çalıştığı yer olması dolayısı ile bende biraz heyecan yapmış bir entry oldu bu. ulan unutmaya çalıştıkça karşıma çıkıyor her yerde. barışık olsak şunu yollar biraz eğlenirdim kendisiyle.

    edit: şu entry'i yazarken "beğenilsin'' diye bi beklentim yoktu. ne çok özlem çeken varmış be arkadaş eskilere.

    ayrıca çok tahmin edilebilir bi entry bu. tanıdık biri okusa anlar ben olduğumu ahahaha.

  • 40. iphone şarj kablosu

    öncelikle kablolarınızı korumak için şu ürünü alabilirsiniz.

    lightning kablolar için konuşuyorum, mfi sertifikalı alırsanız bu aksesuarla şarj etme desteklenmiyor hatası almazsınız. banggood, aliexpress gibi yurtdışı sitelerden edinebilirsiniz. şu markaların şarj kablolarını tercih ederseniz sorunsuzca uzun yıllar kullanırsınız:

    (bkz: aukey)
    (bkz: blitzwolf)
    (bkz: baseus)
    (bkz: ugreen)
    (bkz: nillkin)
    (bkz: rock)
    (bkz: xiaomi zmi)

    şarj aleti olarak da şu markalar tavsiye ediliyor: blitzwolf, ugreen, choetech , aukey, tronsmart, xiaomi, rock, nıllkın, orico

    tabiki kaliteli ve iş gören daha bir çok marka vardır. eğer mfi sertifikası yoksa ürün görsellerinde genellikle 8pin olmaz ve silerler. mesela şu veya şu kabloları alırsanız büyük ihtimal sorun yaşarsınız ve telefonunuza zarar verme ihtimaliniz yüksek.

    ayrıca yukarıdaki saydığım markaların aliexpresste resmi dükkanları mevcut, oradan alırsanız daha güvenilir olur.

    mfi sertifikasına sahip şirketler, (gerçi marka ve şirket isimleri farklı olabiliyor)
    https://mfi.apple.com/… manufacturing licensees.pdf

  • 41. beşiktaş

    bi' takım arkadaşlar "sonunu getiremiyor" demiş kendisine. ben hafta hafta fikstürüne ulaşabildiğim, şampiyonluk iddiası bulunan* tüm sezonların son 4 haftalarını inceledim. bakalım neler olmuş;

    1989-1990 sezonu : son 4 haftaya fenerbahçe'nin 2 puan önünde girmiş beşiktaş. son 4 maçta 10 puan alıp, 5 puan farkla şampiyon olmuş.

    1990-1991 sezonu : son 4 haftaya galatasaray'ın 1 puan önünde girmiş beşiktaş. son 4 maçta 10 puan alıp, 5 puan farkla şampiyon olmuş.

    1991-1992 sezonu : son 4 haftaya fenerbahçe'nin 4 puan önünde girmiş beşiktaş. son 4 maçta 10 puan alıp 5 puan farkla namağlup şampiyon olmuş.

    1992-1993 sezonu : son 4 haftaya galatasaray'ın 2 puan gerisinde girmiş beşiktaş. son 4 haftada 10 puan alıp rakibiyle puanını eşitlemiş. galatasaray'ın 8-0 kazandığı skandal bir ankaragücü maçı sayesinde averajla galatasaray şampiyon olmuş.

    1993-1994 sezonu : liderle fark 13 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    1994-1995 sezonu : son 4 haftaya trabzonspor'un 5 puan önünde girmiş beşiktaş. son 4 haftada 8 puan toplayıp en yakın rakibine 3 puan farkla şampiyon olmuş.

    1995-1996 sezonu : liderle fark 7 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    1996-1997 sezonu : liderle fark 8 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    1997-1998 sezonu : liderle fark 19 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    1998-1999 sezonu : liderle fark 5 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    1999-2000 sezonu : liderle fark 6 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2000-2001 sezonu : liderle fark 10 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2001-2002 sezonu : liderle fark 8 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2002-2003 sezonu : son 4 haftaya galatasaray'ın 3 puan önünde lider girmiş beşiktaş. son 4 haftada 12 puan alarak en yakın rakibine 8 puan fark atarak şampiyon olmuş.

    2003-2004 sezonu : liderle fark 5 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2004-2005 sezonu : liderle fark 13 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2005-2006 sezonu : liderle fark 26 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2006-2007 sezonu : son 4 haftaya liderin 2 puan gerisinde girmiş beşiktaş. son 4 haftada sadece 3 puan alarak, rakibinin 9 puan gerisinde ikinci olmuş.

    2007-2008 sezonu : liderle fark 6 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2008-2009 sezonu : son 4 haftaya liderin 1 puan gerisinde girmiş beşiktaş. son 4 haftada 12 puan alarak, en yakın rakibine 5 puan farkla şampiyon olmuş.

    2009-2010 sezonu : liderle fark 8 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2010-2011 sezonu : liderle fark 26 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2011-2012 sezonu : liderle fark 19 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2012-2013 sezonu : liderle fark 14 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2013-2014 sezonu : liderle fark 7 puan. şampiyonluk yarışında yok.

    2014-2015 sezonu : son 4 haftaya liderin iki puan gerisinde üçüncü sırada girmiş beşiktaş. son 4 haftada sadece 4 puan toplayıp üçüncü olmuş.

    2015-2016 sezonu : son 4 haftaya fenerbahçe'nin 3 puan önünde girmiş beşiktaş. son 4 haftada 9 puan alıp, en yakın rakibine 5 puan farkla şampiyon olmuş.

    özetle; beşiktaş ayrıntılı puan durumuna ulaşabildiğim son 26 senede, 10 kere şampiyonluk şansını son 4 haftaya taşımış. bunlarda son 4 haftaya lider girdiği hiçbir sezonda şampiyonluğu kaybetmemiş. yarışta bulunduğu 10 sezonun 7'sinde şampiyon olmuş, 3'ünü kaybetmiş. beşiktaş son 4 haftada, şampiyonluk yarışındaki rakipleriyle olan puan farkını 7 sezonda artırmış. beşiktaş, öndeyken hiç şampiyonluk vermezken, 1 defa geriden gelip şampiyon olmuş.

    beşiktaş'ı loser olarak nitelendiren arkadaşın tuttuğu takım fenerbahçe. beşiktaş 26 yıllık süreçte, son 4 haftasına lider girdiği hiçbir sezon şampiyonluğu bırakmazken, fenerbahçe'nin son 10 yılda iki defa son haftasına lider girdiği sezonu kaybetmiş olması da kaderin bir cilvesi heralde.

    edit : hedef alınan entry jet hızıyla gitmiş. elimde caps'i var ama afişe etmeyeceğim. dersini almak da bir hüner, aferin sana.

  • 42. çeliği 10 kat sertleştiren türk bilim insanı

  • 43. bir kadına kırmadan küçük memeli olduğunu söylemek

    kadın siz küçük memeliyseniz neden kırılsın ki. virgül önemli.

  • 44. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    2 aydır yalnız yaşıyorum. istanbul tuzada'dayım. eşinden ayrılmış biri olarak dertleşmeye ve devamına ihtiyacım var. saat 8 e kadar vaktim var.

    çok geç kalmayın. bekliyorum.

  • 45. türkiye'nin %99'unun cahil ve sığ olması

    %1 kim lan?

    750.000 kulturlu insan oldugunu iddia ediyoruz.

    bence toplasan 100.000 cikmaz.

  • 46. şu anda çalan şarkı

  • 47. 13 mayıs 2017 global siber saldırı

    ben küçükken (1996 falan) televizyonda ana haber bülteninde böyle haberler olurdu. "aman dikkat! virüs geliyor. bilgisayarlarınızı açmayın!" diye. yalan yok, eğilirdim kasaya doğru, power tuşuna basıp hemen uzaklaşırdım 1-2 metre. belki patlar diye. öyle diyorlardı. hey gidi günler be.

  • 48. türkiye ingiltere ittifakı

    ingiltere, çok affedersiniz
    (bkz: sikmeyeceği eşeğe ot vermez)

  • 49. 2017-18 sezonu fenerbahçe ideal ilk 11'i

    yedekler arasinda messi de olsa tadindan yenmez.

    hayaller dani alves gercekler hasan ali/ismail.