kimse de demiyor ki 5236 sayılı kabahatler kanununun 32. maddesi ne diyor?
bakalım:
***
emre aykırı davranış madde 32 - (1) yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye yüz türk lirası idarî para cezası verilir. bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir. (2) bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir. (3) 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı türk ceza kanununun 526 ncı maddesine diğer kanunlarda yapılan yollamalar, bu maddeye yapılmış sayılır.
***
yani? yanisi kanunda belirlenmiş bir suç olması gerekli.
ama ne açıklıyorlar? bir suç olmasa da biz bunu bir suç saydık...
işte böyle yasaları , yönetmelilklere uyumlu bir acayip kafayız...
***
ha bunun turizme zararı olmaz. çünkü bunu sadece türk vatandaşına uygularlar... ne de olsa türkiye'de, türkler ikinci sınıf varlıktır
türkiye'de her zaman her şey türk vatandaşlarının aleyhine uygulanır... kimse de bakmaz yasalarda ne yazıyor diye...
***
size başka bir örnek:
dünyanın en geri ülkesinin en boktan vatandaşı olabilirsiniz. antalya'da bir erkek olarak istediğiniz otelde rezervasyon yaptırır, paranızla istediğiniz gibi tatil yapabilirsiniz...
ama bir türk erkeği iseniz , hatta üniversitede hoca, saygın bir bilim insanı olsanız bile, sizi sadece türk ve erkek olduğunuz için otele almazlar.
hatta oğlunuzla bile almazlar...
neden mi? kutsal ve en değerli varlık olan türk kadınları otellerin şikayet dilekçelerinde otelde tek başına erkek vardı çok rahatsız olduk yazar, doğulu'nun doğulusu öküz kafa otel sahipleri de işte birileri rahatsız olmuş diye kendilerince yasalara ve anayasaya aykırı bir uygulamaya gider.
kimsenin de gıkı çıkmaz, hatta buradaki gibi bir kısım öküz de onaylar bile bunları.. (bir de batıda da böyle diye üzerlerinde oturdukları yerden uyduran dallamalar var onlar da ayrı hikaye)...
oysa ne diyor anayasa? hiç kimse ırk, cinsiyet, dini görüş sebebiyle ayrımcılığa tabi tutulamaz.
hiç kimse yasada suç olarak tanımlanmamış bir eylemden ötürü cezalandırılamaz...
ama yasalara, anayasalara kim bakar? ben rahatsız oldum. erkekler rahatsız ediyor, modaya gittim çok tedirgin oldum... bak bak bak.
suç olmasa da, ya suç işleyebilirler diye herkesi içeri atalım. bak hiç suç kalmaz ortada. ne dan dun kafa...
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. antalya'da sokakta içki içmenin yasaklanması
-
2. saniyede 300.000km giden mermisiz top
saniye değidir o senedir. saniye olsa 300 km olmaz onun menzili, kaçar uzaya yakalayamayız, sonra topumuzu geri vermezler.
-
3. okan bayülgen'in nusret gökçe'ye attığı tweet
(bkz: nusret üzerinden prim yapmaya çalismak)
kusura bakma okan sen geçerliligini yillar önce yitirdin. -
4. amerika'da borç takıp ayrılmak
inşallah çıkar burdan, oraya giremez. buraya da dönemez. ortada ayazda kalmış bekçi siki gibi kalır. bi de savunmuyorlar mı "ziminindi bi cihillik itmiş". insanın kürekle vurası geliyor. bunun gibi yavşaklar yüzünden dünyada bizi adam yerine koyan yok. be amk insan evladı. hiç mi anan baban, yol gösterenin olmadı. ülke kötüye gidiyormuş da ondan amerikaya geri dönecek miş. senin gibiler yüzünden kötüye gidiyor ülke.
edit: adam entryi silmekle kalmamış, tası tarağı da toplayıp gitmiş. bi arkadaşım falan demiş ama, kendisi değilse ben de ne olayım lan. -
5. 28 nisan 2017 anadolu efes olympiakos maçı
türk takımı olan efes pilsen'in renkleri olan mavi-beyazın yunan bayrağı'nın renkleri olması, yunan takımı olan olimpiyakos'un renkleri olan kırmızı-beyazın türk bayrağı'nın renkleri olması sebebiyle ilginç bir tesadüf oluşturmuş maçtır.
sırf bu yüzden bile salon yolunda yarısı efes yarısı olimpiyakoslu dikilmiş hatıra atkısı satanlardan bi tane alınabilir. -
6. atatürk'ün pek de sevilmediği gerçeği
-
7. şaka maka türkiye'nin yükseliş dönemine geçmesi
"pirzolanın kilosu olmuş 80 lira, böyle yükselişin içine tükürem" dedirtendir.
-
8. çamaşır asan cam silen ütü yapan evi süpüren erkek
hafta sonu planımı başlığa çevirmişsiniz...
tanım: eli ayağı tuttuğu, bu işler için zaman ayırabildiği sürece yapması gereken erkektir. -
9. d-smart
film paketini beğenmeyenlere dava açan firmaymış.
zorla mı beğendireceksiniz, hayırdır?
digitürk aboneliğim bitince d-smart alayım diyordum, bu olayın yaşanması iyi oldu. dünyanın en iyi paketlerini en uygun fiyata verseniz de size şu saatten sonra tek kuruş çıkmaz benden. -
10. sözlük yazarlarının uyudukları en ilginç yer
üniversite zamanlarında bir kız arkadaşımla amsterdam'a gitmiştik. bazı zevklerimiz farklıdır. bir günü ayrı geçirelim herkes kendi istediği yere gitsin dedik. cep telefonlarımızı da yurtdışına açmamıştık ki kimse bize ulaşamasın, biz istersek onları arayabilelim diye.
bisiklet kiralamaya gittik, orada anlaştık. akşam karar verdiğimiz saatte orda buluşacaktık. sonra ayrıldık, o günü harika geçirdiğimi hatırlıyorum ama çok yorulmuştum. söylediğimiz saatte ben bisikletçideydim ama tabi ki arkadaşım geç kalmıştı.
öyle sap gibi kalınca çalışanlardan biri bana arkada bir bahçe olduğunu orada bekleyebileceğim söyledi. bahçede dediği de 3 m2 bir yer. küçük bir bank var ve onun dışında kalan her yerde saksılar dolusu yeşillik. ne kadar da çiçek seven bir adammış ama hiçbiri de çiçek açmamış varsa yoksa yeşillik diye düşündüm.
öyle düşünürken uyumuşum. rüyamda fear and loathing in las vegas filmindeki sahnelere benzer şeyler gördüm.
bir ara tekrar eden bazı sesler duydum ve uyandım. karşımda 4 japon bana gülerek fotoğrafımı çekiyordu. saksılardan birine sarılmış, ağzımın kenarından salya akıtarak o güne kadar uyuduğum en güzel uykuyu uyumuştum. sağolsun japon gençler de bu anı ölümsüzleştirmek istemişler.
saksıda yetişen marijuanayı da ilk kez orda görmüş oldum. açıklamalar ve kahve için japonlara teşekkür ederim. -
11. yılmaz özdil'in 28 nisan 2017 tarihli yazısı
herkesin aklından geçeni yazdığı bugünkü yazısıdır.
uzatmadan yazıyı paylaşıyorum.
--- alıntı ---
bu fotoğraftaki mutluluk nutuk’ta yazıyor.
2009 yerel seçimini akp kazandı, guguk kuşu kaybetti. “bizim başarısızlığımız olarak yorumlanmamalı, oylarımızı arttırdık, bizim açımızdan çok güzel bir gelişme” dedi. ecevit kasketi taktı.
*
2010 referandumunu akp kazandı, guguk kuşu seçmen kağıdı çıkarmayı unuttu, oy kullanamadı, “ben istanbul'da kayıtlı olduğumu sanıyordum, talihsizlik oldu, her şeye rağmen çok olumlu sonuç aldık, iyiye işarettir, akp çöküyor, iktidara koşuyoruz” dedi. che guevara beresi taktı.
*
2011 genel seçimini akp kazandı, guguk kuşu kaybetti. “yüzde 30'un altında alırsam çeker giderim” demişti, yüzde 26 aldı, “yeni oydaşlar kazandık, 12 eylül'den bu yana en başarılı dönemimizdeyiz, bir sonraki seçimde iktidarız” dedi. kasketle bere dolaba kaldırıldı, gandi kemal posteri asıldı.
*
2014 yerel seçimini akp kazandı, guguk kuşu kaybetti. “çıkan sonucu başarısızlık olarak görmüyorum, bir çizgimiz var, sevindirici, kararlılıkla yukarıya gidiyor” dedi.
*
2014 cumhurbaşkanlığı seçimini akp kazandı, guguk kuşu kaybetti. “bu seçimin galibi erdoğan değildir, sayın ekmeleddin ihsanoğlu'dur, siyaset dünyamız çok önemli bir aktör kazandı, gelecek açısından ciddiye alınması gereken bir aktördür, bugün seçim olsa yine sayın ekmeleddin ihsanoğlu'nu aday gösterirdim, kurultaya gitmemizi gerektiren bir sebep görmüyorum” dedi. ecevit'in kasketi, che'nin beresi, gandi filan mazide kaldı, “ben dersimli kemalim” dedi.
*
haziran 2015 genel seçimini akp kazandı, guguk kuşu kaybetti. “oylarımız düşerse istifa ederim” demişti, oyları düştü, zafer konuşması yaptı, “baskıcı dönemi sona erdirdik, bizim açımızdan sorun yok, memnunum, istifamı gerektirecek bir sonuç değil” dedi.
*
kasım 2015 genel seçimini akp kazandı, guguk kuşu kaybetti. “durumumuz olumlu, güzel bir seçim geçirdik” dedi. “istifa edecek misiniz?” diye sordular, “chp'yi diğer partilerle karıştırmayın” dedi. bir hafta sonra röportaj verdi, “oy oranımızın netleşmesinden sonra istifam konuşuldu, açıkçası istifa etmeyi aklımdan bile geçirmedim, yenilendik, iktidara yürüyoruz” dedi.
*
2017 referandumunu akp kazandı, guguk kuşu kaybetti. “bugünden itibaren yeni strateji kuracağız, yarın seçim olacakmış gibi hazırlanmaya başlıyoruz, herkes görecek, güzel şeyler olacak” dedi.
*
kendi seçmenini bu kadar gerizekalı yerine koyan bir başka parti var mı? yok.
*
chp milletvekilleri…
il başkanları…
kurultay delegeleri…
ağlamaktan gözüne kan oturan eşlerinizin, çocuklarınızın, torunlarınızın yüzüne bakın, sonra da dönüp, bu fotoğrafa bakın.
*
guguk kuşunun bu fotoğraftaki mutluluğu, nutuk'ta, gençliğe hitabe'de açıkça yazıyor.
bir anlık gaflet değildir.
sekiz seçimlik dalalettir.
*
cumhuriyet'e karşı suç işleniyor.
fani bir koltuk uğruna sessiz kalmak, hıyanettir.
--- alıntı --- -
12. yaşar holding'in anıtkabir fotoğrafı
adamlar hala boykot kararının atatürkçü olmamaları ya da evet dedikleri için alındığını zannediyorlar. boykot, kendilerinin hayır diyenlerin görüşüne saygı göstermemesi ve açıkça tehdit etmesi yüzünden başladı. o yüzden isterlerse atatürk bayrağı sallasınlar faydası yok.
-
13. stres çarkı
milli stres çarkımız olan tesbihimizi bize unutturmak isteyen dış mihrakların milletimize oynadığı oyundur.
niyet bellidir.
haydi meydanlara! -
14. d-smart'ın yazarlar hakkında işlem başlatması
son dakika: malum kullanıcı uçurulmuş. olayın d smart ile bir bağlantısı yok. son dakika
teoman'ın da dediği gibi: parti bitmiş, herkes gitmiş, dava düşmüş, konu kapanmış.
önemli edit: söz konusu d smart kullanıcısı için kurumsal bir hesap olmayabilir diyenler oldu. eğer değilse yüzyılın trollemesi olur. sözlükteki yetkililer bu konuya açıklama getirebilir diye düşünüyorum.
hukuki edit: mesaj olarak gönderilen 4721 sayılı türk ticaret kanunu'nun 24. ve 25. maddelerine ek olarak 556 sayılı khk'nin 9. ve 61. maddelerin karşılığı pek yokmuş. en azından bu konu ile ilgili değildir.
gençler sakin editi: d smart ile görüşüldü. ekşi sözlükte kurumsal bir hesap sahibi olmadığını söylediler.
***
caps editi: başka bir arkadaşa da mesaj atılmış. kendisi capsi paylaşmış. #67774044
d smart kullanıcı adlı bir ticari sözlük hesabı tarafından mesaj olarak bildirilen işlemdir.
4721 sayılı türk ticaret kanunu'nun 24. ve 25. maddelerine ek olarak 556 sayılı khk'nin 9. ve 61. maddeleri ile tarafıma yasal işlem başlatmışlar.
öncelikle bu başlığı d-smart'ın hakkımda yasal işlem başlatması olarak açacaktım ki aslında durumun o kadar öznel olmadığına karar verip bu şekilde açmak istedim. ayrıca çoğul eki kullandım ki bu mesajı sadece bana atmadıklarına eminim.
zira bu olay sadece beni değil yazarları ve hatta ekşi sözlük yönetimini ilgilendiren bir durum.
yazarları neden ilgilendiriyor: yapılan sıradan bir eleştiride bile yazarlara yaptırım ile korkutmak isteniliyor.
ekşi sözlük yönetimini neden ilgilendiriyor: ticari sözlük hesaplarından, sözlük kullanıcılarına mesaj atarak baskı altında tutmak istiyorlar. bu da düşünce ve eleştiri özgürlüğünü baltalıyor.
gelelim bu olaya sebep olan entry'ye;
--- spoiler ---
film paketi çok vasat.
surekli kofti filmler.
--- spoiler ---
vasat: ortalama, kötünün iyisi.
kofti: içi boş.
#67629672
yani gerçekten küfür edip ticari itibarlarını yaralasaydım bu başlığı hiç açmaz, hakkımı sadece yasal işlemler sırasında savunurdum. ancak durum sadece basit bir eleştiri.
bana atılan mesajı paylaşmak sözlük formatına aykırı mıdır bilmiyorum ama "şu entry nedeni ile falanca yasa gereği hakkınızda işlem başlatılmıştır deniyor özetle.
peki ne yapılmak isteniyor?
bence basit. baskı altında tutmak istiyorlar. entry sildiriyorlar, korkutuyorlar, eleştiri yapılsın istemiyorlar. yapılırken de iki kere düşünün istiyorlar.
ben bu işin takipçisi olacağım ve umarım siz de destek olursunuz. çünkü bu sadece tarafıma yapılmış bir şey olduğunu düşünmüyorum.
tüketici olarak artık bu yaşanan kurumsal hoyratlığa son vermek lazım diye düşünüyorum.
sosyal mecrada bu olayı elimden geldiğince duyurmaya çalışacağım.
sizden ricam siz de en azından paylaşın. -
15. erkeklerin eş seçimindeki en önemli kriter
cinsel seçilim hayvanlarda nasıl işliyorsa, bir hayvan türü olan insanlar içinde aynı şekilde işler.
doğanın kanunları istisna ızrgalamaz, --eş seçimi erkekler tarafından değil, dişiler tarafından yapılır.
cidden dişinizi sizin seçtiğinizimi düşünüyorsunuz, dişi gelecek nesillere aktarmak adına sağlıklı güçlü, yada bunları satın alabilecek kadar zengin erkeği seçer.
işin güzel tarafı, - erkekler seçimi kendilerinin yaptığını sanırlar.
dişi, işte burdur! dediği anda bir erkeğin kaderi çizilmiş olur.
farkına vardığınızda çoktan evlenmiş olursunuz.
ekleme: arkadaşalar erkeğim ben lütfen sakin olun. adam mesajla resmen evlilik teklifi etti lan. halen erkeklerin eş seçimi kriterlerinden bahseden var. -
16. sözlükçülerin en iyi 10 dizi listesi
1-carnivale
2-black mirror
3-breaking bad
4-fringe
5-sons of anarchy
6-the tudors
7-vikings
8-lost
9-rome
10-true detective1.sezon -
17. pilavı kaşıkla yiyen tuhaf insan
normal insandır.
kaşık, yiyecekleri topluca almaya ve ağza götürmeye yarayan bir araçtır.
çatal, yiyecekleri sivri uçlarını batırmak vasıtasıyla kaldırıp ağza götürmeye yarayan bir araçtır.
pilava çatal batıramazsınız, bu durumda kaşık kullanmak daha mantıklıdır. kimse bana çatala kaşık taklidi yaptırmayı açıklayamaz, bu çok aptalca.
yemek yerken bari şekilci olmayalım, mantıklı olalım.
edit: kaşığın içinde ağızdan çıkmış pilav kalıyor diye bir şey gördüm. gördüğüm en aptalca şey. kaşıktan bile yemek yemeyi beceremiyorsan zaten elinle ye. yıllardır kaşıkla pilav yerim böyle bir şey görmedim. ayrıca türk pilavı kaşıkla yenir, saçmasapan ithal görgü kurallarınıza dahil değildir. -
18. atatürk iyi bir asker kötü bir siyasetçiydi
ya aktroll filan ama yorum yapamadan duramayacağım başlık.
böyle oturup kafa patlatmaya çalışıyorum, neden, ülkemizdeki insanlar, atatürk'e bu kadar düşman?
o dönem, götü boklu ülkeler dahi, osmanlı'ya savaş ilan etmişti. fiilen asker göndermeseler de maksat tarafımız belli olsun hesabı.
bir ülke düşünün, karşınızda sizin topraklarınızda fiilen bulunan 4-5 ülke var ve en az 10-15 tane de size karşı savaş bildirgesi yayınlamış ülkeler var. bu 4-5 ülke kendi askerleriyle topraklarınızda cirit atmakla kalmıyor, çok değer verdiğiniz halkınızı katledip, bu ülkedeki azınlıkları da yanlarına çekerek isyan çıkartıyorlardı.
bak aktroll kardeşim, entry başına aldığın 50-100 lira neyse artık gerekirse biz cebimizden verelim de şu eziyet çekerek ölmüş insanlarımızın arkasından utanmazca konuşma.
heh gelelim konuya, şuan günümüzün siyasetinde, hani sürekli "eey avrupa, sen bizi istemiyon, sen bize düşmaaaaaaağn" diye yırtınıp duruyorsunuz ya, he bu avrupa fiili olarak düşmanın değil henüz. klavye başında atıp tutmak o kadar kolay ki. bak konu bölündü yine, devam edelim. allah hiç bir zaman böyle bir durumu yaşatmasın ancak, hiç bir siyasi liderimiz yukarıda anlattığım durumla karşı karşıya kalırsa, emin olun bu zor durumla başa çıkamaz. şuan 80 milyonluk ülkede de sağolun, o özgüveni bırakmadınız kimsede.
atatürk, en basit anlatımıyla, yukarıdaki zor durumlara rağmen, düşmanları temizledi, halkı kurtardı, gelişmesi için katkı sağladı. şimdi sen böyle ampır ampır konuşuyorsun ya, inan bana kardeşim, değmez. benim inancım olan islam'da, ahirette bedelini çok sağlam ödersin bunlar için bile. ama, sizin yarattığınız islam'da sanırım her şey serbest. maksat, güçlü olan kazansın herhalde. -
19. türkiye'deki elektronik mühendisliği kandırmacası
herhalde yuzyilin troll'lugudur.
simdi universite giris sinav sonuclarina bakiyoruz, birinciler, ikinciler, ilk yuzler, ilk binler bunlarin buyuk bir kismi elektrik elektronik muhendisligi yaziyorlar. dusun, 1.5 - 2 milyon kisi sinava girmis bu adamlar bu insanlar arasinda ilk 100'e girmisler ve elektronik tercih ediyorlar.
- dersler desen dersler zor, okulda en cok calisan grup genelde bunlar oluyor.
- bolum desen kiz yok, siniflara/lablara bir giriyorsun iceride sosis partisi, havada tasak kokusu bulutu olusmus. goz gozu gormuyor.
- mezun oluyorsun. gidebilecegin en afaki yer aselsan. bazilarinin kafasi sonradan basiyor da son seneler bilgisayara agirlik vermeye basliyorlar, bilgisayar muhendisi olarak yollarina devam ediyorlar.
yanlis anlasilmasin hicbir elektronikciyi kucumsemiyorum. aksine ulkenin en piril piril adamlari, nerden ciktigi belirsiz bir furyaya kapilip elektronik yazip duruyorlar.
zamanin birinde birileri elektronik yazip baraji yukselttigi icin, gereksiz yere en zeki adamlara challenge cikarmis oluyorlar.
elektronik okuyup cok oyle ahim sahim bir sey olmuyorsun ama elektronige girebilmis olmak bir seviye bir toplumsal sinif belirtisi oluyor.
bazi sirketler yapar bunu, boktan boktan urunleri astronomik fiyatlarla satisa sunarlar. cogu insan bilir boktan oldugunu ama birisi onu alirsa o adamin boktan bir seye bile bu kadar para verdigini gorup adami zengin sanarsin.
gelmeyin bu oyuna artik. simdi asagida bazilariniz turlu turlu espri yapacaksiniz ama size tunelin oteki ucundan bir suru ornek gormus biri olarak yaziyorum.
gidin adam gibi hem rahat rahat okuyacaginiz hem daha fazla para kazanacaginiz bolumler yazin. illa ki muhendis olacagim diyorsaniz bilgisayar muhendisligi falan yazin.
e hic mi elektronik muhendisi olmasin? olsun tabi, ama ilk yuzun 60'i elektronik de yazmasin, 10 kisi belki.
bir de bunun genetik muhendisligi kismi var hic girmiyorum bile. -
20. türklerin arapları çok sevmesinin nedeni
türk olmadığım sonucunu çıkarmama neden olur.
sözde bu arapların en gelişmiş modern ülkesi(şehri)dubai de, yanında kocası yok diye ölüme yol açabilecek derecede hasta olan eşimi hastaneye almadılar, ben bilet bulup da gidene kadar 2 gün otelde can çekişti.
şeriatla yönetilen her ülkenin üzerine beton döküp üzerine çocuk parkı ve umumi hela yapılması gerekir.
öyle seviyorum kendilerini. -
21. istiklal caddesi
10 yıldan beridir, akp'li belediye ve yöneticiler tarafından bilinçli bir şekilde bitirilmiş caddedir. aslında çok değerlidir. o binalar falan, binaları geçtim lokasyon olarak falan çok değerlidir bu cadde. yani satsan çok iyi para getirir. ama oradaki binaları sahiplerinden falan değerli haliyle almaya kalksan çok pahalı. devlete yükü fazla olur. e bir de, halk arasında bu kadar cazibesi yüksek iken, şimdi kalkıp ona buna, araplara falan satarsan, tepki çeker. e önce ne yapmak lazımdı, buraya gelen şu halkın ayağını bir kesmek gerekir. bu haliyle de çok güzel, cezbedici. böyle ağaçlar, arnavut kaldırımları, barok mimari, o işlemeli eşsiz tarihi binalar falan. bu haliyle ne ele geçirebiliriz ne de millete açıklama yapabiliriz. o zaman sök ağaçları kaldırımları sök sök sök. kaldır sokaklardaki masa sandalyeleri. inşa et beton yığını avmleri, kapat caddeyle özdeşleşmiş dükkanları, koy yerlerine dönerci, kebapçı, lokumcu, nargilecileri. caddenin zeminini bok gibi taşlarla kapla, sonra sök onları, bu sefer başka çeşit bok gibi taşlarla kapla. onları da adam gibi döşeme, basılan her bir taş langır langır yerinden oynasın. o da olmadı caddenin bazı yerlerine düz beton dök, yama yap. iyice bok gibi gözüksün. e ne kaldı geriye, bu tramvay. kaldır onu da. bu suriyeli dilencilere de sakın dokunmayın. ohh, arap turistler de istila ettiler zaten caddeyi. bir de üstüne terör saldırısı oldu mu? ohh mis mis, bu da işin ikramiyesi. batılı turistler ve yerli ziyaretçilerin ayakları da kesildiğine göre artık, fiyatları bir hayli ucuzlayan meskenleri değerinin çok altında satın alıp, misli fiyatlarına araplara satabiliriz.
al sana akp türkiyesi'nin istiklal caddesi tarihi. -
22. 192 ülkenin abd rusya ve ingiltere'ye saldırması
dunyada sadece 3 ülke kalmasıyla sonuçlanır.
-
23. mehmet demirkol
şöyle bir yazı yazmış emre'ye cevaben. özellikle şu kısımlar dikkat çekici:
"yanılmadım. şimdi bu eleştiri yüzünden beni tehdit ediyor: ‘mehmet demirkol çıkmış benim hakkımda konuşuyor. allah’ın da bir adaleti var. bir gün onunla hesaplacacağız. allah huzurunda da olsa bu olacak.’
işte tam da bundan bahsediyordum! bu kibirden, bu mafya ağzından."
"tribünlerde açtırdığınız pankarttaki 3. sınıf tehdit edebiyatında ipuçları var bu hesaplaşma uyarısının.
‘demir kolay erir bizde’ vay vay vay.
sonra ne olacak? beş kişi saldırıp sonra da özüre mi geleceksiniz?"
"daha önce beni işimden etmek isteyen, bunda belli oranda başarılı olan senden daha az kibirli abilerin oldu. ama ulaştıkları büyük güç ve kibrin kölesi oldular. bugün ülkeye giremiyorlar. kibir kaybettirir bunu bil." -
24. gezi'ye rakip 2 milyon metrekarelik şehir parkı
(bkz: esencılıs)
-
25. fikret orman
fiko başkan kusura bakma da biz o şampiyonluğu çatır çatır kutlarız,sen gelmeyebilirsin.
-
26. ekşi itiraf
çalıştığım kurumda birisi vardı, adam 15 temmuzdan beri şu da fetöcüymüş bu da fetöcüymüş diyerek ileri geri konuşuyordu. hatta ihbarda bulunduğunu da duymuştum birinden.
bu abi haftaiçi gözaltına alınmış hem de bylocktan ve kripto eleman olmaktan..
şoktayım. fetöcüler böyle böyle kendini gizliyor demek!! -
27. şampiyonluk ramazana denk gelirse kutlama yapmam
(bkz: tiner oruç bozar mı?)
-
28. sakal bırakan erkeğin asıl amacı
yüzünü saklamaktır. şöyle bir felsefe var..
"yakışıklı değilseniz sakal bırakın, hiç değilse yüzünüz görünmez" -
29. ismailağa cemaati'nin birbirine girmesi
hepsi bir yana işin bence dramatik boyutu dışişleri bakanlığı'nın devreye girmesi. tamam akp yıllardır burayı kendine benzetmeye çalışıyor ama bakanlıkta hâlâ yüzü batıya dönük diplomatlar var. adam 3 dil biliyor, iki üniversite mezunu, doktora yapmış, belki kitaplar yazmış ama şimdi işi gücü bırakıp mekke'de birbirine giren paçoz kitlenin derdine düşecek, ülke imajını kurtarmak için..
isveçli meslektaşları başka ülkede sinema festivali için lobi yapsın, sempozyumlar organize etsin, bizimkiler cübbelilerin sokak kavgasını ayırıyor.
allah bu diplomatlara sabır versin. -
30. taksim'deki tramvayın kaldırılması
taksim aslında ülkenin geldiği durumu çok iyi özetler durumda.
ülkede siyasi iklim her zaman taksim üzerinden rahatça okunabilir.
topçu kışlası vs gezi parkı aslında çok şey anlatıyordu. kislanin ve parkın temsil ettiği değerler çok netti.
keza düzenleme hususu da çok şey anlatıyor. istiklal caddesi en büyük restorasyonu habitat döneminde görmüştü. önceki sosyal demokrat belediyenin projelerinden biri olan tramvay 90 yılı gibi tekrar devreye girmiş. metro yapımı sürerken istiklal caddesi ve taksim tekrar pera konseptinde tasarlanmıştı. 94'de iktidara gelen rte bu konsepti sürdürmeyi seçti.
ali müfit gurtuna da aynı konsept üzerinden devam etti.
çünkü milli görüş çizgisi istediği egemenliği eline alamamıştı halka şirin gözükmek adına böyle devam edildi.
2002 akp iktidarı ile beraber taksim konusunda tartışmalar ivme kazandı. refah dönemi gibi cami iddiası değil şehir planciligi adı altında dayatmalar başladı.
önce gudubet cin mali taşlar döşendi. sonra bunlar çinli olmaz denilip yerlisi döşendi. taksime gelen insanlar bir şekilde taksimden uzak tutulmaya çalışılıyordu. simdi yandım allah diye bağıran esnaf o zamanlar buna ses çıkarmiyor. belediye çalışıyor esnaf teşekkür ediyor modunda takılıyordu.
sonra akm " bakıma " alındı. buradaki bazı insanlara göre o da altı üstü bir bina ama işte binalar, meydanlar hatta tramvaylar bazen çok şey ifade eder. nitekim akm kaderine terk edilirken. tarihi hanlar, pasajlar bir bir peşkeş çekildi. beyoğlu'ndan pera söküldü dubaizasyona uğramış bir enkaz kaldı.
tramvay belki orda kalan peraya dair son şeydi o da " bakıma " alındı.
champ elysees gibi olacak denilen tarla başı uydu kent gibi bir şeye donusurken. istiklal caddesi de buna uygun olarak dekore ediliyor.
tramvay "konsepte" uymadığı için kaderine terk edildi tıpkı akm gibi. filistinizm iliklerine kadar işlemiş bir toplum için altı üstü bir tramvay. fakat aslında daha fazlası.
mükemmel bir icraat. -
31. 28 nisan 2017 tsk'nın kara harekatı başlatması
-
32. bir kadını aralıksız iki saat dinlemek
anadolu lisesi ingilizcesiyle alt yazısız yabancı film izlemek gibidir.
anlıyormuş gibi yapar ancak %20'lik kısmını anlarsınız. -
33. çin konsolosluğu'ndan türkiye'ye kısıtlama
çin konsolosluğu'ndan yapılan duyuruya istinaden; pasaport veriliş yerinin aşağıdaki illerden biri olması halinde ilgili pasaport için vize işlemi yapmayacağını bildirmesi durumudur.
dış siyasetteki önemli hamleler ile ülkemizi şaha kaldıranlara selam olsun.
- urfa
- gaziantep
- adana
- kayseri
- mardin
- hatay
- şırnak
- hakkari
- kilis
(bkz: yeni türkiye'ye hoşgeldiniz) -
34. gandalf vs dumbledore
"gandalf teknik olarak yarı tanrı da olsa götü boklu orklardan kaçan birisi.
kimse kusura bakmasın ama bir numarasını göremedik kendisinin.
siz hiç eteklerini tuta tuta ağaca tırmanıp kozalak atan bir dumbledore gördünüz mü?"
hiç bir şey bilmeden yorum yapan insanlar çok muhteşem yauuvv.
gandalf'ın orklara, insanlara kısaca büyü yapamayanlara büyü yapması yasaktır efem.
demek ki ahkam kesmek için üçleme ve hobbit dışında bişeler okunmalı sadece film seyrederek olmuyor bu işler.
acaba dumbledore'a büyü yapamayanlara büyü yapması yasaklansa orta dünya'da ne yapabilirdi ? arkadaşlar bunuda cevaplarsa çok mutlu mesut olacağım. -
35. picasso'nun eciş bücüş tipsiz resimler yapması
uzatmadan; di mi abi? diyerek kesip atıyorum.
-
36. #pınarürünleriboykot
ekonomik boykotu sürdürebilmemin yegane sebebi olan hareket.
ben tembel biriyim. diğer marketlere göre pahalı da olsa gidip bunların sütünü alıyordum mesela 750ml için 4.15 tl verip. 1 lt. migrosta daha uygun olduğu halde, zor geliyordu oraya gitmek. pehlivanoğlunun bize komşu şubesinin pınar organik süt kısmını tek başıma bitiriyordum yani. olmadığı zaman hatırlatıyordum. dün markete indim yine. her yer indirim etiketi. çoğu pınar! dönem dönem hep olur indirim ama bu kadar yoğun görmemiştim hiç.
sonuç? o utanmaz adamın densiz çıkışı olmasaydı, "aha indirim var!" diyerek, sepeti doldurabilirdim fakat indirim etiketlerini gören elf gözlerim, çoğunun pınar ürünlerine ait olduklarını farkedince ork görmüşe döndü. inanmazsınız, adeta ters mıknatıslanma yaptı. paramın çoğu cebimde kaldı. sağ olasın selim yaşar.
metin uca, selim yaşar'ın yan masada rakı içtiğini yazmış. aman diyeyim. angara duymasın selim aga. batırırlar seni. -
37. müjdat gezen'in kundakçıyı çaya davet etmesi
insanlıktır.
-
38. sevgilisini eşli dans kursuna yollayan erkek
sevdiceğini başka bir erkeğin kollarında,
şöyle (bkz: kizomba)
şöyle (bkz: tango)
şöyle (bkz: bachata)
şöyle (bkz: salsa)
görmekten rahatsız olmayan erkektir. takdir edilesi, saygı duyulası bir genişliğe sahip. ne de olsa başka erkekler onun sevgilisine dokunabilir ama sevgilisi esasında onundur.
(bkz: hahahahahaha)
sanırım ben de geri kafalı falanım. olsun.
hımmm bi de özgüveni düşük oluyorum sanırım. dediğim gibi, olsun.
ama bir de siz düşünün: belki gavatsınızdır. belki de alagavatsınız.
(bkz: bilemiyorum altan bilemiyorum)
sonuç olarak bir kadın dans kursuna gidebilir ama bu kadın benim sevgilim olamaz. talep ederse ayrılırız, olur biter. yoksa siz şans eseri bir kadınla olmayı başardınız da ne yaparsa yapsın kabul edebiliyorsunuz? böyle şeylerden konuşursak beni terk eder ben de yalnız kalırım, "partnersiz" kalırım derdine mi düşüyorsunuz? başkasının sevgilinize dokunmasından rahatsız olmayabilirsiniz, belki de rahatsız olduğunuz halde ifade edemeyecek kadar eziksiniz.
edit: dans isimleri linklerin önüne eklendi.
edit 2:özel olarak bana laf soktuğunu sanan embesile cevaben: kizomba ve salsa kurslarına gittim. embesil herif, anca iç geçirirsin falan yazmış. ya sabır. o videoları da örnek olsun, özellikle bu danslarda erkek ve kadın ne derece yakınlaşıyor, örnek olsun diye ekledim zaten. zaten millet de söyleyeceğini söylemiş de sen de istersen karını gönder bir kursa. tercih senin. ama kizomba'da öyle yakınlaşmak zorunda mesela gönderdiğin ve eşim dediğin kadın. sen bilirsin. zaten gitmişsin o kurslara ben ne anlatıyorum... en iyisi gönder ben de izleyip iç geçiririm. iç geçireyim. bi sakıncası yok sevgili benim olmadığı sürece. -
39. erkek dediğin iri olcak diyen kız
iri olacaaakk, diri olacaaakk, kocaman siki olacaakk.
-
40. nükleer santrali laylonla kaplamak
ya aptal aptal konuşmayın naylon nasıl tutacak yırtılır gider. en azından bi muşambayla kapatmak lazım. biraz bilimsel olun yeter ya.
-
41. bilimin şeytana hizmet etmesi
doğruysa, islâm medeniyeti en parlak dönemini şeytan sayesine yaşamıştır.
https://tr.m.wikipedia.org/…_İslam_dünyasında_bilim
(bkz: beytü'l-hikme)
bu tür safsatalara inanıp bilime düşman olmayın gençler. yol göstericiniz bilim değilse batarsınız. -
42. survivor 2017
bir tane manyak çıkarmıslar ekstra programına metin adında eskiden var mısın yok musun yarışmasında ve survivor'da vardı. üçgen yapıcam diye lisedeki ahmet mehmet gibi kadın cinsel organı yapiyor aklınca. sen akıllısın biz salağız?
hadi lan oradan allah'ın manyağı. kafayı cidden yemiş lan bu. bizi bile geçmiş amk.
edit: anaaa iyice deli gibi etti kendini. harbi manyak çıktı lan. adam resmen ilhan'ı yalamaya sema'yı yüceltmeye adem'i küçümsemeye gelmiş. program sunucuları bile rahatsız oldu erken kapayabilirler yayını.
adem kadar başına taş düşsün dallama. -
43. mutlaka izlenmesi gereken bilim kurgu dizileri
the x-files
1993-2002 yılları arasında 9 sezon oynamış, 2016'da 10. sezonu ile ekranlara geri dönmüştür. dizide ajan fox mulder ve dana scully, fbı'ın x-files (gizli dosyalar) departmanına atanmış iki ajandır, bu departman çözülemeyen, tuhaf ve paranormal olaylarla ilişkisi bulunan dosyaları araştırmaktadır. ajan fox mulder paranormal olaylara ve uzaylı komplolarına her daim inanırken, ajan dana scully ise bilimi rehber alır ve bu olaylara her zaman kuşkuyla yaklaşır. the x-files fight the future(1998) ve the x files i want to believe(2008) isimli 2 adet filmi de çekilmiştir.
battlestar galactica
ilk kez 1978 yılında çekilen dizi sadece 1 sezon devam etmiş ve iptal edilmiştir. daha sonra 1980 yılında galactica adıyla yeniden çekilmek istenmiş ama sadece 11 bölüm oynayıp yayından kaldırılmıştır. 2003 yılında 2 bölümlük mini seri ile ekranlara geri dönmüştür. mini serinin ardından da 4 sezon sürecek bir seri ile devam etmiştir.
1.sezon 2004-2005 - 13 bölüm
2.sezon 2005-2006 - 20 bölüm
3.sezon 2006-2007 - 20 bölüm
4.sezon 2008-2009 - 20 bölüm
bir çok tv ve sinema filmi ile de desteklenmiş, büyük bir hayran kitlesi edinmiş, mutlaka izlenmesi gereken bir dizidir. (bkz: battlestar galactica seyir rehberi)
fringe
2008-2013 arası toplam 5 sezon sürmüştür. bilim kurgu, korku, gerilim ve drama türündeki dizinin yapımında, lost, the x-files, altered states ve the twilight zone gibi dizilerinden ilham alınmıştır. dizide fringe, dünya üzerinde açıklanamayan sıradışı olayları inceleyen ve açıklığa kavuşturmaya çalışan, fbı'a bağlı bir departmandır.
black mirror
modern toplumun ve bu toplum içindeki bireyin sorunlarını, yeni teknolojilerin getirdiklerini ve mevcut dünya düzenindeki siyaset, medya, sanat ilişkilerini yer yer hiciv ile yer yer de bilim kurgu ögelerine başvurarak yorumlayan bu muhteşem dizi günümüzde hala deva etmektedir. şimdiye kadar 3 sezon ve 1 adet özel bölüm olmak üzere yanlızca 13 bölüm yayınlanmıştır.
1.sezon (2011) - 3 bölüm
2.sezon (2013) - 3 bölüm
2014- yıl başı özel bölümü
3.sezon (2016) - 6 bölüm
dizinin kazandığı başarı sonrasında ünlü bilim kurgu yazarı stephen king'in övgülerine mazhar olmuştur. ünlü oyuncu robert downey jr. ise "the entire history of you" adlı bölümü film olarak çekmeyi düşündüğünü açıklamıştır.
koukaku kidoutai stand alone complex
ghost in the shell mangasının production i g şirketi tarafından üretilmiş olan animasyon televizyon serisidir. animasyon sevenlerin mutlaka izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
1. sezon - ghost in the shell: stand alone complex (2002) - 26 bölüm
2. sezon - ghost in the shell: stand alone complex 2nd gıg (2004) - 26 bölüm
film ve dizilerinin izleme sırası için (bkz: #55609542)
star trek
dizinin çoğu bölümü istisnalar dışında, farklı ellerden çıkan senaryolardan oluşmaktadır ve farklı yönetmenler tarafından çekilmiştir, bu da tekdüzeliği önlemiş her bölüme ayrı bir bakış açısı katmıştır. turist ömer uzay yolunda (1973) filmine ilham kaynağı olmuştur. kronolojik olarak 6 seri halinde ekrana gelmiştir:
- star trek the original series (1966-1969)
- star trek the animated series (1973-1974)
- star trek the next generation (1987-1994)
- star trek deep space nine (1993-1999)
- star trek voyager (1995-2001)
- star trek enterprise (2001-2005)
doctor who
1963–1989 yılları arasında 26 sezon çekilmiştir. 2005 yılında yeniden çekilmeye başlanmıştır ve günümüzde hala devam etmektedir. dizi; doktor olarak bilinen, zamanda yolculuk yapan insansı dünya dışı yaratık olan zaman lordu'nun maceralarını anlatmaktadır. yapımda toplam 12 adet doktor rol almıştır bunlar; william hartnell, patrick troughton, jon pertwee, tom baker, peter davison, colin baker, sylvester mccoy, paul mcgann, christopher eccleston, david tennant, matt smith, peter capaldi'dir.
terminator the sarah connor chronicles
sinema tarihinine yön veren film serilerinden biri olan terminator hayranlarının, teminator 2 ile terminator 3 arasındaki zamanda geçen bu diziyi kesinlikle izlemesi gerekiyor diye düşünüyorum. yanlızca 2 sezon 31 bölüm oynadıktan sonra iptal edilmiştir. iptal edilen diziler arasında beni çok üzenlerden birisi olmuştur. her ne kadar kısa sürse de terninator evrenine farklı bir bakış açısı getirmiştir. siz de benim gibi ara ara tüm terminator filmlerini sırayla izleyip hasret gideriyorsanız ve eğer diziyi izlemediyseniz, bir şans verin, pişman olmayacaksınız.
edit: gelen tepkiler üzerine açıklama ihtiyacı hissettim; person of interest'i izlemediğim için yazmadım, ilk fırsatta bu muhteşem diziyi izleyeceğim, o zaman burayı bir kere daha editlerim. -
44. çocuklarının adı fethullah ve gülen olan vali
fetocu oldugundan suphelenmisler galiba. ne alakaysa anlamadim.
-
45. 28 nisan 2017 uefa'nın galatasaray kararı
gs'nin gaza gelip önümüzdeki sene futbolcularına 200 milyon euro maaş vermesiyle sonuçlanacaktır. galatasaray dibi gördüğü zaman ertesinde daha da dibe batmasıyla bilinir.
-
46. vatanım sensin
şerefli bir mağlubiyetin ardından merhaba. şu anda şeker misali eriyip yapışmış olduğum koltuktan bildiriyorum, birazdan kazımak üzere spatulayla gelecekler. bu ne güzel bölümdü yahu?
--- spoiler ---
demet evgar: sen ne şahane kara fatma olmuşsun böyle! çakmak çakmak gözlerine kurban! dizi ekibine bu şanlı kahramanımızı senaryoya dahil ettikleri için kocaman bir alkış! bu vatan sadece yiğitlerin değil, hatun kısmının da kahramanlıkları ile kazanıldı. genç nesillere kadınların her davaya en az erkekler kadar başarı ve tutkuyla hizmet edebileceğini bir defa daha hatırlattığınız için her birinize çok teşekkürler...
azize bu bölümde aniden bir zeka patlaması yaşadı. geçen bölüm stavro'dan elektriği yemiş olsa aha o yüzden diyecektim, ama şu anda zekasındaki bu ani yükselişi yalnızca tevfik'in lokumlarına bağlayabiliyorum (b vitamini şart :)) karisik kuruyemisin antep fistigina selam olsun) rıza bey kurtuluşu adına azize'ye çok şey borçlu. ayrıca azize ilk defa "içerde" olmanın zevkini/azabını tadacak ve zavallı cevo'nun halinden bir nebze de olsa anlayacak diye umuyoruz artık... bu arada miralayın da suyu yavaş yavaş ısınıyoooorr... her cepheden foyaları ortaya çıkmaya başladı. oh bee, asın bayrakları, asınnn!
cevdetciğim ise yine akıllıca hamlelerle rıza beyi kurtardı, üst rütbeli yunan komutanları toplantısında vasiliciğime çok mantıklı nedenler sunarak türk halkı arasında çıkan kardeş kavgasını engelletmeye çalıştı. ancak vasili nedense bu defa yemedi. cevdet'e olan sonsuz güveni buraya kadarmış... vasilicim, hep o stavro kötü etkiliyo seni. bakma sen ona, ee çocuk, kaka çocuk o.
veronika, ah veronika, seni ilkokula geri gönderip "okuduğumuzu anladık mı?" derslerine sokacağım. leon'un mektubunu sen kendin okudun, çocuk açık açık ihanet ettim diyor, hala vasili'den duymadan olayı kavrayamıyorsun. ayrıca hala "benim oğlan bi türk kızına sevdalı ama yıldız değilmiş, acaba kimmm?" diye düşünüyorsun. bir say bakalım oğlun kaç türk kızı tanıyor :)) ama hastanedeki sahnede çok iyi oynadın, emeğine sağlık. hilal bile kıyamadı da sana malumat (evet malumat :)) verdi oğlun iyi diye.
hüseyin avni danyal çok babacan bir rıza bey olmuş. faytondaki genç askerle muhabbetleri yürekleri dağladı. bence o da "içerde"ki karakterlerden biri. mustafa kemal'in itimat ettiği bir insan hain değildir. muhtemelen kaçarken yakalanmış, mecburen ağız değiştirmiştir. meclisi mebusan'da hayır oyu vericem dediğine bakmayın, bariz bir evet'çi kendisi (günümüz şartlarına hayır'ı evet evet'i hayır olarak uyarlıyoruz).
yıldız??? yatacak yerin yok yıldız. bu kadar bedduayı sanırım skyler white ya da piç joeffrey bile almadı. stavro'yla evlen ve yunanistan'a yerleş yıldız, bizden uzak stavro'ya yakın ol yıldız, nolursun bak.
ve sevgili minnoşlarım hilal'le leon: sizinle ilgili en güzide entry'leri yazmak üzere sözü filler dunyanin en masum hayvanlaridir hemşireme bırakıyorum. sadece şunu söyleyeceğim, mağlup olmadan önceki muhteşem sahnenize bittim, öldüm, vefad ettim. o ne tatlış muhabbetlerdi, o ne samimi, ne masum bir aşktı! çıtayı öyle bir yükselttiniz ki, bir daha herhangi bir türk dizisindeki gençlerin aşkından aynı randımanı alabileceğimi zannetmiyorum. "beni bekler misin?" "ya sen? seneler sürse bile geri döner misin izmir'e?" "ben mektup yazamam ama andreas akis yazabilir" "gökyüzünde hilal çıktığında ona bakıp seni düşünüyor olacağımı bil..." ya allahım bunlar nedir, nedir yaa?? siz ne şekersiniz yahu?? leon'un "sen de gel, birlikte gidelim" diyip onun elini öpmesi, hilal'in leon'un önüne siper olup memo'ya "seviyorum onu!" diye haykırması... yani resmen 20 küsür bölümdür bizi kanser eden bütün yanlış anlaşılmalar, kendini geri çekmeler, kırgınlıklar, hepsi bir hamlede çözüldü ve biz gerçekten harika bir aşkı izledik. oh beee!!! gidip iki rekat şükür namazı mı kılsam ne yapsam, hele şükür be! şöyle iki gram mutlu olsun bebelerimiz be yaw... şimdiyse leon büyük bir müşkülle karşı karşıya (evet müşkül :))), o ipten nasıl kurtulacak bakalım... bu konuda sevgili zeka küpü arkadaşım cay posedinin hazin sonu 2'nin şahane bir teorisi var, onu kendisi dillendirir. ancak nasıl olursa olsun, ben leonida'mızın bir şekilde paçayı kurtarıp izmir'de kalmaya devam edeceğini ümit ediyorum, hadi bakalım. ayrıca boran, lütfen birazcık yemek ye tatlım, bütün kıyafetler üstünden düşüyor :((
--- spoiler ---
şimdilik benden bu kadar. bize bu keyifli seyri yaşattıkları için tüm ekibe tekrar teşekkürler. -
47. liseden görüştüğü hiç arkadaşı kalmayan insan
yine şerefsiz biz olduk amk. nasıl iş la bu.
-
48. koskoca makine mühendisinin amerika'ya gidememesi
(bkz: al abi bi snickers ye)
-
49. haline şükret diyen psikiyatrist
ilginç bir psikiyatrist. okuduğu okulun hakkını verir, dosta güven düşmana korku salar. incelenesi.
-
50. seçim barajı'nın %5'e düşürülmesi
referandumda evet çıktıktan sonra hiç bir anlamı olmayan gelişme. türkiye'de artık siyasi parti dönemi bitti. barajı isterlerse sıfırlasınlar, hangi partinin ne kadar oy aldığının bir önemi kalmadı.