Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. okuduğun üniversiteyi söylemeden anlat

    öğrenci otoparkında iki ferrarinin çarpıştığı okul.

    erken edit: vurmayın bursluyum.

  • 2. ekşi sözlük'te kadınlara yürümeyen erkek

    sevgilisi şifresini biliyordur.

  • 3. 27 mart 2017 rte show tv habertürk ortak yayını

    recep tayyip erdoğan'ın bu haftaki konuğu veysi ateş'tir.

  • 4. bilim adamlarının 1927 yılında çektirdiği fotoğraf

    ekip sağlam tamam. kiminiz arka plan fotoğrafı yapmış, kiminiz duvara asmış, kiminiz bakın çoğu erkek, erkekler müthiş demiş, kiminiz türk değiller tabi ki, batılı bir başka oluyor demiş, kiminiz de dine laf etmiş.

    tüm bu "eleştirel" tutumun ardından; ödevlerde intihal, sınavlarda kopya, çalışırken kaytarma, konuşurken sallama, yalan, dolan, adam kayırma, itlik, kopukluk yapmaya da devam ediyorsunuz.

    sözümün özü; bi siktirin gidin, siz kimsiniz ki bu adamların adlarını ağzınıza alıyorsunuz? mezarlarında 40 takla attırmayın adamlara. bir de üstüne saçma sapan tespitler falan. sie.

  • 5. akbank

    umarım personelsiz bir tabelanın işe yaramayacağını anlamıştır üst yönetimi. hatta personelsiz kendilerinin de bir işe yaramadığını anlamaları ümdiyile diyelim.

  • 6. bana hayır demem için bir sebep söyleyin

    sana salak mısın diye soracaklar.

  • 7. cep telefonu rehberinde kayıtlı fantastik isimler

    "açma!" diye kayitli biri var bende. ne zaman kaydettim bilmiyorum kim olduguna ilişkin bir bilgim de yok. arada ariyor açmıyorum.

    hafızam yok ama kendime güvenim tam. kesin sorun çikacak açarsam.

  • 8. survivor 2017

    serhat akın adlı arkadaşın inatla diskalifiye edilmediği sözde yarışma.

    adam geldi 2 hafta oyunlara çıktı o gün bugün yok. neyin zorlaması bu? hala gelecekmiş de 10 gün daha oynamayacakmış.

    iyi amk yata yata bitirsin yarışmayı. fenerli torpili resmen.

  • 9. 27 mart 2017 gençlik ve spor bakanlığı rezaleti

    konunun ciddiyetinden ötürü ayrı bir başlık açma gereği duydum. aslında rezalet bugün gerçekleşen bir rezalet değil.

    bildiğiniz üzere bir buçuk sene önce atandığım köy okulunda öğrencilerime satranç öğrettim. öğretmeye de devam ediyorum. seviyelerini ilerletmek için çok yoğun mesai harcıyorum. çocuklarla birçok turnuvaya katıldık. kıvanç haznedaroğlu sponsorluğunda türkiye şampiyonasına bile katıldık. federasyon başkanının özel davetlisi olarak yemeğe katıldık. gazeteye, haberlere çıktık. iki senede çocukların hayata bakış açıları değişti. halen de üzerine koyarak devam ediyorlar. bazı soruları benden önce çözüyorlar.

    okul sporları adı altında düzenlenen ve okulların il dışı müsabaka masraflarının gençlik ve spor bakanlığı tarafından karşılandığı (karşılanacağı söylendiği) turnuvalardan birine katılmaya hak kazandık. şanlıurfada yapılan il müsabakalarında küçükler kategorisinde il birincisi olduk. şanlıurfada en iyi satranç oynayan öğrenci topluluğu 250 nüfuslu köyden çıktı. o çocuklar bu fotoğraf karesi için günlerini verdi. akşamları okula geldiler beraber çalıştık.

    şimdi şanlıurfa birincisi olarak nevşehirde düzenlenecek bölge turnuvasına katılacağız. katılmanız gerekiyor yani. masraflarımızın 2016-2017 mali yılı il spor faaliyetleri gider bütçesinden karşılanması adına elimde bir onay belgesi var. yani biz bu parayı alacağız. olayın rezalet boyutuna ulaştığı an da tam burada başlıyor. turnuva perşembe günü başlıyor ve halen ödeneği alabilmiş değiliz. il gençlik ve spor müdürlüğü para yok diyor. iki üç ay içerisinde ödenecek diyor! e biz nasıl gideceğiz büyükşehirinizi nasıl temsil edeceğiz diyorum, hocam gidemiyorsanız söyleyin ödenek için yazdığımız dilekçeyi geri çekelim diyorlar. ya diyorum nasıl gideceğiz nasıl? para vermeniz gerekiyor diyorum aldığım cevap beni çileden çıkarıyor. referandum olduğu için ödeneklerde sıkıntı var. ne alakası var lan şimdi okul sporları ile referandumun. bu paralar nereye gidiyor?

    bu çocukların gözünün içi gülüyor. bana sabah geldiler bavullara ne koyacağız diye soruyorlar. gidemiyoruz diyemiyorum. ne desem gg olacak. içimde fırtınalar kopuyor.

    ben bu işle bu kadar ilgiliyken bırakma noktasına geldim. kim uğraşır lan bu rezilliklerle. sonra ağlayın durun hata nerede diye.

    edit: yanlış anlaşılma olmasın paranın üzerine yatma gibi bir durum yok o para bize gelicek ama ne zaman belli değil. ve bu kendi imkanlarımızla turnuvaya gidebilirsek gerçekleşecek.

    edit2: destekleriniz için sonsuz teşekkürler. bu çocukların ilk satranç takımları, ilk kitapları hatta satranç saatleri bile sizlerden geldi. benden çok payınız var bu çocukların başarısında. ama olay şu an yardımlık bir olay değil. 3-4 bin lira ayarlanır gidilir zor bir şey değil ama ben bunun için uğraşmak zorunda mıyım? bu iş bu şekilde mi yürür? inanın şu an gitmememiz daha iyi olacak. belki sesimiz duyulur bu işlemeyen sistem düzelir. bakanlık turnuvasına bakanlık destek veremiyorsa bir sorun var demektir.

  • 10. ali ağaoğlu'nun bbc röportajı

    vehbi koç'un rahmi koç'a verdiği ayarı aklıma getirmiş rezilliktir: bir gün bir garson vehbi koç'a "efendim, rahmi bey, sizden daha fazla bahşiş veriyor" der. vehbi koç da, "onun babası vehbi koç ama benim babam bakkaldı" diye cevabı yapıştırır.

    varlıklı olmakla görgüsüz olmak arasındaki fark tam olarak budur.

  • 11. gelmiş geçmiş en beyin yakan film

    (bkz: memento)

  • 12. bild gazetesinin atatürk'lü manşeti

    yanlış bilgi,

    kesinlikle de taraflı.

    zira, rahmetli yaşasaydı, çoktan analarını ...

    neyse ya

  • 13. kocasından fazla maaş alan kadın

    burada adı geçen koca benim. eşim benden fazla maaş alıyor ve 5 yıldır gül gibi geçinip gidiyoruz. neden? çünkü benim de bir maaşım var. tek başıma olsam yine hayatımı idame ettirebilirim. kimseye muhtaç değilim. eşim bunun bilincinde.

    evliliği bir sidik yarışına çevirirseniz çekilmez olur. birbirinizi olduğunuz gibi kabul ederseniz çok güzel bir şeydir evlilik. acıları ve mutlulukları paylaşırsanız yıllar sonra dönüp baktığınızda geçmişinizi gülümseyerek hatırlarsınız.

    siz siz olun, eşinizi sevin ve sevginizi göstermekten çekinmeyin. bu, çocuklarınıza da vereceğiniz en büyük hediyedir.

  • 14. fetö'nün ele geçirdiği sisteme destek vermek

    her yerde uyarılar yapılmasına rağmen, fetö'nün her yere sızmasına izin verenlere daha da fazla yetki mi vermek istiyorsunuz?

    evet demeyi düşünenlerin dikkatinden kaçan gerçek.

    ayrıca (bkz: engelle geç)

  • 15. fesih yetkisi nerde var gösterin yalan söyleme be

    akp’nin referandum kitapçığındaki 18. bölümde yer alan “cumhurbaşkanı veya meclis birbirlerini fesh edebilirler mi” başlığı altında şu ifadeler yer alır:

    “fesih yetkisi, yeni sistemde seçimlerin karşılıklı olarak yenilenmesi yoluyla gerçekleşebilecektir. tbmm 3/5 çoğunlukla, cumhurbaşkanı da dilediği zaman bu yetkiyi tek başına kullanabilir.”

  • 16. fesih yetkisi varsa istifa ederim

  • 17. ekşi itiraf

    onunla biz 4 aylık iken evimize giden sokakta karşılaştık. o kadar güzeldi, o kadar tatlıydı ki dayanamadım birazcık sevdim.
    peşime takıldı sonra tabii ki apartman kapısına gelince kıyamadım. aldım eve mama verdim, su verdim güzelce doyurdum karnını sonra tekrar saldım prensesi.
    ertesi gün yine geldi. dünyanın en güzel yavrusuydu o. aldık bir kaç gün daha baktık ona evin girişindeki küçük holde yaşadı.
    paramız yoktu. ikinci bir kedi bir sürü aşı demekti, yemek ve kum parası ikiye çıkacaktı.
    zavallı prensesimi tekrar sokağa bıraktım. çok küçük değildi ölmezdi sonuçta.
    aynı günün akşamı evden çıkarken dairemin kapısında gördüm onu. beni bekliyordu.
    camda değildi, apartmanın önünde değildi, prensesim beni seçmişti. aldım onu eve bir daha da asla bırakmayacaktım.
    veterinere götürüp ilk aşısını yaptırdım.
    iç ve dış parazitini.
    zaten tertemizdi ama bütün patileri beyaz olduğu için birazcık grileşen tüyleri de 1 hafta içinde bembeyaz kesti.
    dünyanın en güzel meleğiydi o. beni öyle çok severdi ki. bütün gün benimle oynar, geceleri gelir yanımda uyurdu.
    ben de onu çok severdim.
    yeni aldığım ve inanılmaz heves ederek aldığım çantamı 1 hafta takamadan tırnaklaya tırnaklaya perişan etmişti. çok üzülmüştüm ben ama ona hiç kızmadım. vurmadım ona, bağırmadım, içimden nereden aldım seni başıma dahi demedim.
    meleğimi öyle çok seviyordum.
    o kadar sağlıklıydı ki koşuyor, zıp zıp zıplıyor, sürekli bi yerlerde yuvarlanıyordu.
    bilen bilir profesyonel kedi mamaları çok pahalıdır.
    benim tatlı meleğim o kadar iştahlıydı ki her zaman diğer yetişkin kedimden daha fazla yer, kana kana su içerdi. çenelerinden damlardı bebeğimin sular tüyleri ıslak ıslak elime gelirdi severken.
    annemle konuşur birbirimize yakınırdık. bu prenses geldi geleli ne mama dayananıyor, ne kum derdik. meleğimi severken f sınıfı mısın sen azıcık az ye diye söylenirdik tatlı tatlı.
    nasıl bir aptalmışım?
    keşke yine öyle yemek yese, su içse de ben her gün kum değiştirsem, keşke kendi yiyeceğimden kıssam da ona haftada bir mama alsam.
    zavallıcığım benim bir deri bir kemik kaldı.
    ne yiyebiliyor, ne su içebiliyor. belki bu da benim cezamdır?
    benim gözüme battı 3.5 kilo hayvanın yediği içtiği. şimdi izlemek zorundayım. açlıktan susuzluktan bitap düşüşünü, zayıflamasını, tuvalete gitsin diye bekledikçe o kumun yanından bile geçmemesini izlemek zorundayım. prensesim aç biliyorum ben. karnı çok aç ama yiyemiyor, koşmak istiyor ama nefes alamıyor. evdeki diğer kediyle her sabah birbirlerini kovalar evin içinde deli gibi koşarlardı. yine onunla koşmak istiyor. kendini birazcık iyi hissettiği an 10 saniye için koşmaya çalışıyor ama koşamıyor ki kuzum.
    benim güzel kediciğim. sen bir kere bile beni ne ısırdın ne de tırmaladın. öyle melek kalplisin ki seni gördüğümden beri sana dua ediyorum ben. "allah seni sakınsın" diye dua eder gibi kedi mi sevilir? demek ki hissetmişim kuzum. içinde melek ruhu olduğunu zaten biliyorduk. annem sana hep demiyor muydu "bu kedinin içine yanlışlıkla melek ruhu koymuşlar, melek olarak yaratılacakmış son anda kedi olmuş." diye?
    kedi cenneti vardır değil mi? orada koşup oynadığın, canının hiç yanmadığı, her zaman en güzel hindi fümeleri yediğin bir yer olmalı. sen daha azına layık değilsin ki. ben sana ömür boyu bakacaktım. en az 15 yıl birlikte olacağız sanıyordum. eğer bilseydim ki 1 yaşını bile göremeden, asla tam olarak büyüyemeden bizi bırakıp gideceğini sana hiç karışmazdım. istediğin bütün fümeleri, salamları, sucukları, yaş mamaları verirdim ben. o kadar az fotoğrafın ve videon var ki.
    ben hep çok zamanımız olacağını düşünmüştüm melek ruhlu kuzum. keşke daha çok çekseydim anneciğim öyle pişmanım ki.
    içimden düşünür hep dertlenirdim. kısırlaştırmak gerekecek yaşını doldurunca bir sürü para tutacak diye sıkılırdım.
    şimdi sırf neyin olduğunu bileyim, azıcık iyi hissedebil diye en az iki katı para harcadım. ah be güzelim keşke bir çaresi olsa da bir şekilde gitmene mani olsam.
    seni çok sevdim. asla unutmayacağım. sözlük internette durdukça birileri de seni okuyacak. 3 renkli dişi bir kedi birinin hayatına 4 aylığına dahil olduğunu ve birbirimizi çok sevdiğimizi bilecek.
    sen dünyanın en güzel pamuğusun.
    seni asla unutmayacağım anneciğim.
    kısa ömründe beni babamdan bile daha çok sevdin. mümkün olsa senin yerine onun açlıkla, ateşle, nefes alamayarak ölmesini dilerdim.
    sen böyle korkunç bir kaderi hak etmedin melek ruhlu pisicik.

  • 18. 27 mart 2017 türkiye moldova hazırlık maçı

    arda turan'ın kasığındaki problem sebebiyle forma giyemeyeceği maç. sonraki arda turan da 70 seneye anca gelecek, kimi oynatacağız bilemiyorum.

  • 19. norveç'in inşa edeceği gemi tüneli

    norveç'in yap işlet devlet modeliyle devlet kasasından bir kuruş çıkartmadan yapmak yerine enayi gibi para ödemeye hazırlandığı proce ://
    lütfen friendly fire'a dikkat edelim

  • 20. seksten zevkli aşktan güzel sevgiden değerli şey

    uyku*

  • 21. yabancı kuralını kaldırırız

    --- spoiler ---

    cumhurbaşkanı'nın söylediklerine katıldığını söyleyen tff başkanı yıldırım demirören...
    --- spoiler ---

    kimse "ya arkadaş yabancı kuralıyla cumhurbaşkanının ne alakası var?" diyemiyor ya hatta ne demesi artık kimsenin aklına bile gelmiyor ya işte bu ne biliyor musunuz?

    çaresizlik.

  • 22. hala cm0102 simcity3 red alert2 oynayan tip

    benim bu, ne yapayım yaşlandım artık. son nesil i7 işlemcili canavar bir kasa topladım can sıkıntısından, gta 5 falan oynadım, en sonunda gene bu üçüne düştüm.

  • 23. türkiye'nin dünyada birinci sırada olduğu konu

    ısvicreli bakana sormuslar:

    -sizde deniz yok ama deniz bakanligi var.

    o da demis ki:

    -sizde de adalet yok ama adalet bakanligi var.

    adaletsizlikte bir numara olmasa da zirveyi zorladigimiz kesin.

  • 24. 9 yakınını belediyede müdür yapan belediye başkanı

    “başkanlık sistemi için pilot bölge seçilen düzce'de uygulama sorunsuz bir şekilde ilerliyor”

    notuyla yarmış haberdir

  • 25. dünya uzay boşluğundaysa niye aşağıya düşmüyor

    öncelikle tebrik ediyorum, güzel bir soru.
    yazar arkadaşların cevap vermek yerine yaratıcı laf sokma çabaları gösteriyorki cevabı pek bilen yok ve bildiğini sananların açıklamalarıda türkiyedeki eğitim sistemini özetliyor.

    şimdi gelelim cevaba,biraz yaklaşın.

    kütlenin uzayı büktüğünü muhmetemelen duymuşsunuzdur.nasıl büker, nereye büker, hayaledemiyor olmanızın sebebi sadece duymuş olmanızdan.
    önce kütlenin uzay zamanı nasıl büktüğünü basit bir deneyle görelim.

    buradaki, çember üzerine gerilmiş branda uzayı, yani boşluğu temsil ediyor.uzayda kütlesi büyük olan cismin,küçük olanı nasılda kendine çektiğini görüyorsunuz.

    sonsuz evrende bir kum tanesi kadar küçük kalan güneş sistemimiz bu çemberdeki branda olsun.
    güneşi merkeze koyduğumuzda, dünyayı kendine araba farına yapışan bir sinek gibi yapıştıracaktır.
    güneşin yoğunluğu dünyanın yoğunluğunun 1/4 ’ü kadar olmasına rağmen,ağırlığı dünyamızın 333.000 katı kadar. güneşin büyüklüğü düşünülünce uzayda sinek tabiri, devede kulak kalır.

    peki neden güneşe doğru düşmüyoruz, işte güzel bir soru daha.
    kendi etrafında dönen cisimler bir momentum üretir.şahane bir merkez kaç kuvveti.
    hayal edebilmek için önce
    buraya bakalım
    kütlenin dönmesi sonucu oluşan merkez kaç kuvveti,yerçekimine nasılda meydan okuyor görüyorsunuz.

    dünyanın kendi etrafında dönmesi, merkezden kaçmak isteyen bu kuvveti oluşturuyor. ama nekadar kaçmak isterse istesin uzayı büken güneşin kütlesi, dünyamızı kendine doğru çekiyor. bu 3 kuvvetin etkisinde kalan minik dünyamız, sonsuza kadar sürmeyecek olan bir kısır döngü içinde. güneşin etrafında dönüyor.

    peki bu üçüncü kuvvet nedir?
    işte bu kuvvet sorumuzun cevabı.
    uzayda 3 aşağı 5 yukarının pek lafı olmadığından en basit tabirle. tüm evrendeki kütlesi olan cisimler gibi, dünyada evrenle aynı yönde düşüyor. işte üçüncü kuvvet bu düşme kuvvetinin ta kendisi.

    güneş tarafından çekilen,çekilme sonucu kendi etrafında dönerek oluşturduğu merkez kaç ile güneşten kaçmak isteyen ve aynı zamanda düşüş halinde olan dünyamız bu kısır döngü sayesinde,boşluk diye tabir edilen uzayda bize göre duruyor.

    aslında tüm evren düşüyor, düşmeyen hiç bir cisim olmadığından referans olarak kullanabileceğimiz bir başlınğıç noktasıda elimizde bulunmuyor. tüm yanılğı bizimle beraber düşen her cismin sabit durduğunu düşünmemizden doğuyor.

    aynı gemide yolculuk eden tesadüfleriz.dönüşüyor ve yaşam virüsünü evrene yaymaya devam ediyoruz.
    rica ederim.

  • 26. sinirlendiğinde çok kırıcı olabilen insan

    maalesef benim bu. sinirlendiğimde kimseyi gözüm görmüyor ne dediğim kime dediğim umurumda değil tabii bunu haklıysam yapıyorum ve pişmanlık duymuyorum haksızsam fevri ve gereksiz yere yaptıysam özrümü diler susar otururum o ayrı.

  • 27. memleketinin adını söylemeden anlat

    ""en büyük yavşağının"" kim olduguna dair yazilar yazdiran, fikirler belirttiren.

  • 28. tramvay makinisti ile tartışan motorcu

    ilgi manyağı süzme bir ergen tarafından yapılan eylem. 250 cc motora binip kaskına da aksiyon kamerası taktın mı yolların padişahı oluyorsun. bu ergenler trafik kurallarından bihaber olmakla beraber kendi yaptıkları hataları hep araba sürücülerinin üzerine atmayı alışkanlık etmişler. böyle tiplere prim vermemek lazım. illa motovlog izleyeceğim diyorsan git royal jordan izle ya da amerika'da yaşan türk kardeşimiz tek tabanca izle. bu adamların içerikleri son derece sağlam. bu mallar benim gibi scooter kullanıcılarına da atarlanıyorlar.

    (bkz: motovlogger terörü)

  • 29. volkswagen golf

    hemen hemen aynı donanımlarda kuzeni seat leon'dan en az 20 bin tl pahalı olan araç...

    seat leon'un en boşu, vw golf comfortline modeli ile highline modeli arasında bir donanım paketine sahip...

    motor aynı, şanzıman aynı, aktarma organları aynı, elektriksel malzemeler aynı, güvenlik donanımları da hemen hemen aynı, kullandığı mqb platformu da aynı (a3 ve skoda octavia da kullanıyor bu platformu)...

    iç malzeme kalitesi seat leon'dan tabi ki bir tık daha iyi ama seat leon içine oturduğumda koltukları okşayıp, ön konsolu dişleyip, direksiyona dil atmadığım için çok da sorun etmiyorum...

  • 30. galatasaray

    yukarıda bir geri zekalı var, demiş ki "50'li 60'lı, 70'li yıllarda var mısınız?". tarih bilmeyenlere tarih dersi serimize yeni bir halka ekleyerek cevap verelim buna: evet varız!

    öncelikle süper lig lig tarihi 1959 yılında başlıyor, yani 50'li yıllar dediği şey aslında sadece bir yıl. ama elimizi korkak alıştırmayalım, öncesindeki istanbul profesyonel ligini de sayalım ve bakalım ortaya nasıl bir tablo çıkacak.

    istanbul profesyonel ligi 1951 yılı itibariyle başlayan bir lig ve takımlara göre şampiyonluk sayıları da şu şekilde: galatasaray 3 (1955, 1956, 1958), fenerbahçe 3 (1953, 1957, 1959) ve beşiktaş 2 (1952, 1954). hadi buna 50'li yılları tam olarak kapsasın diye istanbul futbol ligi'nin 1950-51 sezonunu da katalım, ki şampiyon olan takım o sene beşiktaş. beşiktaş'ın da şampiyonluk sayısı böylece 3'e çıkıyor.

    1959-60 sezonuyla beraber de milli lig adıyla, bugünkü türkiye süper ligi kuruluyor. lig bu isimle 5 sezon oynanıyor. şampiyonluk sayıları takımlar göre galatasaray 2 (1962 ve 1963), fenerbahçe 2 (1959 [1959 yılında profesyonel lig şampiyonluğu da var ancak bu aslında iki farklı ligin iki farklı şampiyonluğu, tescil tarihleri bu şekilde göründüğü için böyle yazmak durumundayım] ve 1961) ve beşiktaş 1 (1960).

    daha sonrasında ligin adı 1. lig' dönüştürülüyor. konumuz olan 1960 ve 1970'li yıllara bakarsak eğer şampiyonluk sayıları şu şekilde: galatasaray 4 (1969, 1971, 1972 ve 1973), fenerbahçe 7 (1964, 1965, 1968, 1970, 1974, 1975 ve 1978), beşiktaş 2 (1966 ve 1967) ve trabzonspor 3 (1976, 1977 ve 1979).

    şimdi ne demişti bu geri zekalı yazar? "50'li 60'lı, 70'li yıllarda var mısınız?". rakamlarla bakalım isterseniz galatasaray var mıymış yok muymuş?

    50'li yıllar: 3 şampiyonluk
    60'lı yıllar: 3 şampiyonluk
    70'li yıllar: 3 şampiyonluk

    rakamlar diyor ki bu 30 yılı kapsayan dönemde galatasaray her 3 yılda bir şampiyon olmuş aşağı yukarı. yani sorduğu sorunun cevabı, kesin bir şekilde "evet" oluyor. rakamlar böyle diyor...

    sonrasında da demiş ki "memlekete girişiniz cemaat - darbe - mafya üçgeni içinde mi? evet (80 sonrası)". işte açık açık "ben geri zekalıyım" demenin en temiz yöntemi. halbuki galatasaray'ın meşhur 14 yıl şampiyon olamadığı dönem tam da bahsettiği 80'li yıllar (70'li yılların sonundan itibaren 80'li yılların sonlarına kadar).

    sonrasındaki savları ise komiklik derecesinde gerçekten. "devlet - mafya" diye girip "siyasal islam projesi"'ne bağlanmış. iyi de hangisi sayın geri zekalı? "devlet - mafya" mı "siyasal islam" mı? bu kafa karışıklığınız ne olacak gerçekten bilemiyoruz biz galatasaraylılar olarak. aynısını fransız vs. diyerek de yapıyorsunuz. bu kıvraklık dansözlerde yok net bir şekilde de aynı entry içinde iki faklı klik üzerinden ilerlemekle bir çığır açmış bu sevgili mal değneği.

    hele hele "devleti olmasa yok olursunuz" güzellemesi var ki dadından yenmez. taa 2014 yılında yazdığım bir entry var ki (bkz: #45595951) açıkça devleti arkasına alan kulübü ortaya koyuyor zaten. daha başka bir söze gerek bile yok.

    tanım; geri zekalı turnusolü olan takımım...

    ekleme: aparkatların maradonası hatırlattı, biz de ekleyelim. 1962-63 senesinde bir de şampiyon kulüpler kupası çeyrek finali var galatasarayımın milan'a karşı. tabi bu tip başarılar bizim için sıradan olduğundan unutmuşum yazmayı...

  • 31. quentin tarantino

    2 tane oscar'ı vardır.

    aynştayn editi: ben de senaryo oscar'ını kastetmiştim zaten. çevir kazı yanmasın, oldu mu?

  • 32. et yemekle tecavüz etmek arasında bir fark yok

    pirzolanın kilosu 60 lira
    harbi bu fiyatı verince sikilmis gibi hissediyorum kendimi

  • 33. 27 mart 2017 cas'ın trabzonspor'u reddetmesi

    http://www.sporx.com/…abzonspora-ret-sxhbq615487sxq

    haftalardır, "cas fenerbahçe'yi düşürecek" şekilde ıslak hayallerle yaşayanlara "hadi ense traş koçum" dedirten karar.

  • 34. 16 nisan 2017 referandum sonucu tahminleri

    %57 hayır % 43 evetçıkacak seçimdir. peki nasıl?

    devlet bahçeli miting veriyor. mitinge katılanların %90'ı ak partili insanlar. %10'u da ülkücü harekete zarar gelmesin diye gidenlerle evet verenler. meral akşener ise hiç bir devlet desteği olmadan aynı sayıda miting çıkartıyor. ki sinan oğan, yusuf halaçoğlu, ümit özdağ, koray aydın'ı saymıyorum. yani anlayacağınız milliyetçi hareket %90 üstü hayır verecek. sosyal medya mhp sayfalarına bakarsanız anlarsınız. tepki büyük.

    ak parti seçmeninden büyük kopmalar var. her gün bir videoya şahit oluyoruz. her gittiğimiz yerde insanlar "benim bir arkadaşım var ak partili bu seçimde boykot/hayır yapacakmış" diyorlar. etrafımda 15'den fazla ak partili insanın oyu hayırda. birazda boykot var. hala ak partili olup hayır verecekler de var.

    ak partinin dış politikası ülkede evet oyunu arttırsa da avrupada ki türkler rahatsız. ak partinin yaptıkları yüzünden baskı görüyorlar ve bundan rahatsızlar. avrupada hayır oyu yükselecek ve seçimin ertesi günü büyük bir konu olacak. (at fava bekle)

    kararsız kesim çok fazlaydı hiç olmadığı kadar. bu kesimin büyük kısmını hayır vereceğini söylemekten korkan insanlar oluşturuyor. ak partinin son dönem politikaları ve suriyelilere fazla destek çıkılması fakir halkı hayır oylarına yönlendiriyor. devasa esenyurt röportajına bakarsanız ak partinin kalesinde hayır oylarının başa baş olduğunu göreceksiniz.

    cumhurbaşkanımızı takip ederseniz "saadet, büyük birlik, milliyetçi hareket ve chp seçemeninden oy istiyor". bu bile hayırın önde olduğunun habercisidir.

    hayır oyu at, boykotçuları ikna et, kararsızları ikna et, sandıkları koru.
    ülkemizi bu yanlıştan döndüreceğiz. 10 yıl sonra ak partililer bile iyi ki hayır dedik diyecekler.

  • 35. futbolcu eşinin veterineri darp etmesi

    evde baykus beslemek ne ya?bu varos futbolcu karilari parayi nereye harcayacaklarini sasirmislar. paran da olsa varos geldin varos gideceksin.

  • 36. arkadaşlar atatürk'ün dedesinin adını bilen varmı

  • 37. yazarların kırmızı çizgileri

    kimse isinden olmasin diye cignenen kurallari genelde gormezden geliyorum. yapma canim kardesim, etme guzel kardesim diye gecistiriyorum. devamsizlik yuzunden basinin derde girmesi gereken cok kisi var ama yine de sesimi cikarmiyorum. simdilik de bu tutum ise yaradi.

    bana bagli calisanlarimdan biri cinsiyet degistirme surecinde. cok iyi biri. eger gider de baska birisi, bu konu ile hakkinda kotu bir sey soyler, yapar veya onu rencide, taciz edici bir davranista bulunursa aninda kapinin onune koyucam. zaten cok zor bir donemden geciyor, bir de baskalarinin agiz kokusunu cekmesine gerek yok. tahammul edebilecegim bir suru konu var. irkci, seksist, ayrimci tutumlar bunlardan degil.

  • 38. recep tayyip erdoğan

    insanların suçsuz yere gözaltı ve hapislerde çürümesinin bir numaralı müsebbibi kişi. kendisi türkiye cumhuriyeti tarihinin gelmiş geçmiş en zalim kişisi olarak anılacak. aldığı ahlarla öteki tarafa giderken kim bilir hangi şekillere girecek.

    en başta ben hakkımı helal etmeyeceğim kendisine. iki elim yakasında olacak. yok öyle insanların özgürlüklerini hiç uğruna ellerinden almak! çatır çatır hesap vereceksin!

  • 39. erkeklerin sevgili olmak istediği kızda aradıkları

    çok eğlendim ya. tüm bay birey suserler başlamışlar dürüst olsun, trip yapmasın, kezbanlık yapmasın, zeki olsun, vs. vs. diye..

    (bkz: he canım he gülüm)

    konuşturmayın olm beni.
    ya da konuşturun iyi geliyor.

    yavrum ben trip yapmadım, kezbanlık yapmadım, benden çok daha az para kazanan, 22 sene okuyup aldığım ünvanı rüyasında bile göremeyecek kariyersiz bir adamı hiç ezmedim, ezmeye çalışanın ağzının payını herkesten önce ben verdim, maddi olarak hep yanında oldum, manevi olarak müsaade ettiği sürece hep destek olmaya çalıştım, hiç yalan söylemedim, işi ve hayatı konusunda tüm kararlarına saygı duydum, stratejilere girmedim hiç, saçmasapan oyunlarla yormadım, iletişime özen gösterdim, ne varsa konuşarak çözeriz dedim, çok yoğunum dedi anlayış gösterdim, kendi başımın çaresine baktım, kendisinden hiç medet ummadım, hiçbir sorumluluk yüklemedim, yapabiliriz dedim, benimle eş değer zekasını sevdim, ten uyumumuzu sevdim, ailesini sevdim, her şeyden önce kendisini insan gibi sevdim. n'oldu biliyor musunuz? "aşığım seviyorum ölüyorum sensiz" diyen adam tarafından ağız büze büze "duygularım yetersiz benim" cümlesini duyarak tam 1 ay önce terkedildiiiimm *

    abiler, kardeşler, romalılar!! çoğafedersiniz de size siken yaranıyor ama. hiç burda ağlaşmayın şöyle olsun böyle olsun diye. öyle olunca da genlerinizde yatan avcı içgüdüleriniz köreliyor, sıkılıyorsunuz, size trip de lazım, kezbanlık da, anlayışsızlık da. boşuna miyavlamayın burda. zaten aldatıldıktan sonra piçleşen barney stinson gibiyim valla terlikle vuracağım ağzınıza. pisler be!!

    imza: 30 yaş, 160 cm boy, 50 kilo, adriana lima ile kibariye karışımı bir sözlük teyzesi

  • 40. kızların sevgili olmak istediği erkekte aradıkları

    kasli olsun diyen tipler ilgimi cekti. bahse girerim bunlarin cogu spor bile yapmiyor. bugune kadar konustugum turk kadinlarinin bircogu sporla ilgili değillerdi. genellikle "ben 3 ay yaptim ama biraktim" lafini duyuyoruz. spora gidenler de spor bilincinden oturu degil, kilo vermeye gidiyor zaten.

    bi de, kadinlarin sahip olamadigini erkekten istemesi cok komik. arabasi olacakmis da hanfendiyi gezdirecekmis. madem oyle kendin kazan, al arabani? aksama kadar kendi ayaklari uzerinden duran kadinlara dair guzellemeler okuyoruz. bu ne celiski?

    lafa gelince esitlik falan filan isterler, erkegin rolunu elestirirler. ama ataerkil toplumun erkege yukledigi gorevler uzerinden nemalanmayi da unutmazlar.

  • 41. isimsizler

    zamanında fetöye laf sokan behzat ç kapatıldığından beri televizyon kanallarına güvenmiyorum. önemli olan fetö tüm devletin içindeyken onu eleştirmekti. şimdi fetö ezilirken eleştirmek kolaydır.

    önemli olan iktidar partisi ve pkk masaya otururken pkk'yı eleştirmekti. diziyi izlemiyorum şu fetöyü en başından beri tehlikeli bulan, pkk'yı en başından beri sevmeyen bir insan bana dizinin nasıl olduğunu mesaj atarsa sevinirim.

    peşin not: tabak güzel ama çekin .......... koyayım.

  • 42. % 10 seçim barajı değişebilir

  • 43. 16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu

    ben söz konusu referandumu asla recep tayyip erdoğan'a endeksli düşünmedim. bu yeni sistemde başkan ben olsam bile benim için hayırlı bir durum değil bu. ama diyelim ki evet çıktı, ve diyelim ki akp'lilerin inandığı gibi iki dönem hatta anayasanın imkân verdiği ölçüde üç dönem tayyip erdoğan başkan oldu. bana biri mantıklı bir veri sunabilir mi bir tane evet diyecek arkadaş, biz nasıl millet olacağız? nasıl bir, nasıl bütün olacağız?

    türkiye cumhuriyetinde herhangi bir vatandaş diyebilir mi ki, bu adam 2003'ten beri görev yaptığı her konumda tüm toplumu kucaklayan, birleştirici bir polika izlemiştir diye. kendisine oy vermeyeni, başka inanca, başka türlü bir yaşam tarzına sahip olana oturduğu koltukların gerektirdiği şekilde adil ve eşit davrandığını iddia edebilecek bir allahın kulu var mı?

    kısaca meramım şudur ki hepimiz biliyoruz ki bu anayasa bir tarafın öteki tarafı yok etme hırsına zemin hazırlar yani evet çıkarsa hiç kimse bundan böyle bir milletten bahsedemez.

    adaleti, tarafsız devleti, birleştirici anlayışı kendi ellerinizle tarihe gömmeyin, lütfen!

  • 44. söylemeden anlat saçmalığı

    sinir bozan ve en kısa zamanda bitmesi gereken saçmalık. şu ortamda yazmaktan çok okumaktır gayem. en yobaz insanların bile ne kendilerini ne de başlıklarını engellemiştim şu zamana kadar. artık yetti!
    (bkz: engelle)
    (bkz: başlıklarını engelle)

  • 45. beşiktaş ile rekabet keyif vermiyor

    fantezilerde bile 1-2 puan farkiyla besiktas lider :)

    ---------------
    (bkz: 23 nisan'da çocukları sevindiriyoruz kampanyası)

  • 46. suriyelilere 25 milyar dolar harcadık

    üzülmeme yol açan olay.

    şöyle ki bu para ülkemiz vatandaşlarına dağıtılsa;

    --- spoiler ---

    25 milyar dolar x 3,60 (dolar kuru) =90 milyar tl

    90 milyar tl / 79 milyon (türkiye nüfusu) =1139 lira.

    4 kişilik bir aileye 4556 lira para dağıtılabilirmiş.
    --- spoiler ---

  • 47. bütün iyi erkeklerin kapılmış olması

    sizin abiniz, babanız yok mu onlara o gözle baksalar ne hissedersiniz.

  • 48. statik elektrik çarpmasından korkmak

    arabaların kapısını dirseğimle kapatırım, aspiratörün tuşuna havlu kullanarak basıyorum. yahu musluktan akan su bile çarpar mı insanı? çarpıyor, vallahi de billahi de çarpıyor! elimi neye atsam çatır çutur canımı acıtıyor. evimdeki hiçbir metal eşyaya dokunamaz oldum. elimde havluyla geziyorum. evimde elektrik kaçağı var sanırım zira bu elektrik sadece benden çıkıyorsa beni çok rahat şarj cihazı olarak kullanabilirsiniz. allahını seven üstüme toprak atsın.

  • 49. 27 mart 2017 yargıtay'ın fenerbahçe kararı

    aziz yıldırım'ın olağanüstü genel kurur kararı alarak artık ali koç'un önünü açması gereken gelişmedir.

    24 ağustos 2016 - aziz yıldırım: "yargıtay kararı sonrası başkanlığı bırakacağım. kimseyi işaret etmem ben padişah değilim. burası fenerbahçe cumhuriyeti.

    29 ekim 2016 - aziz yıldırım: "yargıtay kararı sonrası bırakacağımı söyledim, verdiğim sözleri tuttum. yargıtay kararı her an gelebilir."

    29 ekim 2016 - aziz yıldırım: "yargıtay kararının 2018 mayıs ayından önce olumlu neticelenmesi halinde olağanüstü genel kurul'a gidilecektir."

  • 50. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    dertleşecek insandan çok evli ablaların duygusal mastürbasyonu için kullandıkları zımbırtı bu.

    kocasında bulamadığı mutluluğu connected'da tanımadığı biriyle sohbet ederek bulmaya çalışıyor garip. sorsan aldatmıyor. yaptığı tek şey "vakit öldürmek". sizin ben duygusal mastürbasyon ihtiyacınızı sikeyim ya. bari yediğin boku kabul et. moron.