Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. yurtdışı çıkış harcı 100 dolar olsun

    http://www.alanyaadres.com/…kisi-yasanir-h5244.html

    belek beach resort otel yk başkanı yakup aydın'ın akıllara ziyan önerisi.

    neymis 100 dolar olursa vatandas yurtdisina cikmaz bu adamlarin otellerine gelirmis.
    cikis harcindan kazanilacak para da otellere destek amacli kullanilabilirmis.

    hep beraber arkadaslar. su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim.

    edit: linki ilk bulan ve sozluge koyan my jekyll doesnt hide adli yazara tesekkurler.

  • 2. masada erkek varken garsonla muhatap olan kadın

  • 3. 10 şubat 2016 abdullah gül bülent arınç görüşmesi

    dönüp dolaşıp rte'yi destekleme kararı çıkacaktır.

    edit: göt olmayı o kadar çok isterdim ki:(

  • 4. 10 şubat 2016 obama ile kasaba şerifleri buluşması

    başkan obama'nın şerifleri toplayıp nutuk verdiği toplantı olmaktadır an itibariyle.
    söylediğine göre şerifler artık kafasına göre ev basıp; "az iç ulan siktimin redneck'i" diyebileceklermiş.

    edit: an itibariyle şeriflerin purolarını topluyor, işte şimdi tütün lobisini rahatsız etti.

  • 5. 1453'ten sözlük başlıkları

  • 6. pkk yazısı görünce uçağı boşaltan pilot

    acınası bir durum değildir, gördüğü en ufak risk nedeniyle işini sağlama alan ve yolcularının can güvenliği için üzerine düşeni yapan pilottur. kendisini tebrik ederim.

  • 7. recep tayyip erdoğan'ın taklidini yapan adam

    tebrik ederiz güzel bir performans, hapishanedeki yeni arkadaşlarının da beğeneceğine eminim.

  • 8. evli çiftlerin itici davranışları

    aynı evde yaşamalarına rağmen facebooktan birbirlerinin duvarlarına ya da fotoğraf altlarına yorumlar yapıp sevgi gösterilerinde bulunmaları. hayır anlamıyorum siz evlisiniz aynı evde yaşamıyor musunuz abi. gidip yüzüne söylesene karının-kocanın. kime neyi ispat etmeye çalışıyosunuz.

    geçen denk geldim birine. kocası çiçek almış. bu da çiçeğin fotoğrafını çekip facebooktan kocasına teşekkür etmiş. altına da kocası sevgi sözcükleriyle dolu yorumlar yapmış. baya baya aynı evde yaşayıp facebook üstünden iletişim kuruyorlar. insan gerçekten hayret ediyor.

  • 9. çocuk kıyafetlerinin aşırı seksileştirilmiş olması

    avustralya'nın queensland kentinde yaşayan nikita friedman adlı kadının, 1 yaşındaki kızı için kıyafet alışverişi yaparken, aynı yaş ve bedendeki kız kıyafetlerinin, erkek kıyafetlerine oranla çok daha dar ve kısa üretildiğini farkederek facebook'a yüklediği resim üzerinden çıkan cinsiyet ayrımcılığı tartışması;

    bebeğinin çocuk bezini bile kapatamayan bu tip şortların üretilmesini, giderek cinselliği öne çıkararak küçük kız çocuklarını seks objelerine çevirmiş olan sapık yaklaşımları eleştiren anne, pek de haksız sayılmaz;

    6 yaş grubu için aşırı seksi hale getirilmiş bikiniler tasarlayan san larenzo bikini, babi-kini adlı başka bir firmanın 6 yaş grubu hatta yeni doğanlar için ürettiği özel tasarım bikiniler, abercrombie firmasının çocuklar için ürettiği destekli bikini üstleri, 8 yaş için üretilen düşük bel pantolonları ve 9 cm topuğa sahip ayakkabılar tartışılıyor. fransız jours apres junes firması, küçük kız çocukları için iç çamaşırları tasarlıyor.

    araştırmalar, küçük yaşlarda bunun gibi etkiler ile kişilik bozukluğu yaşayan çocukların, kendine güvensizlik, depresyon ve beslenme düzensizlikleri gibi sorunlar yaşadıklarını ortaya koyuyor. günümüzde kadın vucudunun tamamen seks objesi haline getirildiği bir toplumda bunun gibi sorunların yaşanmaya devam edeceği aşikar.

    edit: burada "seksi" kelimesinden kastedilen, çocuk bedeni değil, onlara reva görülen kıyafetlerdir. kapitalist düzenin kitlelere zerk ettiği en güçlü afyon olan cinselliğin, düzenin toplum mühendisliği görevini üstlenen gruplardan biri olan modacılar tarafından masum çocuk bedenini "göze hoş gelecek şekle sokma" çabasıdır burada eleştirilen. hangi anlayış, hangi ahlak, masum çocukların bedenine mikro-bikini yakıştırabilir. olayı pedofili seviyesine indirgeyip üzerinde hiç düşünmemek, küçük yaşlardan itibaren, verilen afyonun etkisine alınacak ve zihniyetleri hiç bir zaman aile kuramayacak kadar yozlaştırılacak olan bireyleri görmezden gelmenize yol açacaktır.

  • 10. 10 şubat 2016 hüseyin çelik röportajı

    iki yüzlüsünüz, ülkenin bu duruma gelmesinin en büyük sorumlusususunuz.

    mesela abdüllatif şener, seversin sevmezsin. adam içerideki pislikleri gördü, kalmadı orada. 13-14 yıl aklınız neredeydi hüseyin bey? parti sözcüsü olsaydiniz ne diyecektiniz? arınç'a laf çakacaktınız bence. yada arınç başbakan yardımcısı olsaydi ne olacaktı? hiç bir şey.

    o kadar komik görünüyorsunuz ki, ülkede insanlar ölürken dalga geçtiniz, ülkede insanlar yaka paça saçma sapan bir şekilde tutuklanırken göbeğinizi kaşıyarak güldünüz, ekonomi çok kötü denildiğinde köpüre köpüre küfür ettiniz, şimdi bu söylediklerinize ancak gülüyorum. biz bu boku 13 yıldır çekiyoruz. siz 6 ay dayanamadınız.

    bu şekilde manipüle edecekseniz, koltuk kapacaksanız, lütfen susun. lütfen. varsa bildiğiniz ettiğiniz anlatın da ülkeye yararınız olsun. ama yaptıklarınız halk tarafından vicdanlarda her zaman yargılanacaktır.

    edit: saydığı gibi ülkenin 5 sorunu vardır fakat 6. ana sorunu daha vardır ki oda eğitim sistemidir. eğitim sisteminin içine eden bakanlardan birisi olarak değinmemesi normal tabi, ama yine de hatırlatmakta fayda var.

  • 11. malatya'da pembe trambüs

    oldu olacak ambüs yapasalar dediğim büs. bu kadar mı delirdik lan kadınlar için ayrı otobüs falan. şimdi bu pembe tekerlekli kutuyu kaçıracak hanımefendinin sınavına yetişmesi için normal otobüse binmesiyle adının orospuya çıkması aynı anda olur. delirdik vallahi delirdik. erkekler için de mavi ibneler için de rangarenk bir otobüs yaptıralım böyle olacaksa.

  • 12. dünyada sadece türklerin makarnaya ketçap koyması

    başlık "tüm dünyada", içerik "ben amerika'dayken"...

    bazı insanların dünyası çok küçük.

  • 13. sait faik anasısikik

    (bkz: emer seyfettin)
    (bkz: taşağı)

  • 14. 2016 turizm krizi

    paris'te patlama olunca;
    yayin yasagi gelmediginden,
    basin sozculeri cikip sacmalamadigindan,
    halkin yarisi o patlatanlara destek vermediginden dolayi insanlar anlatma ihtiyaci duymuyor.
    mavi carsi patladiginda bu sekilde bir kutuplasma olmamisti mesela.
    bi siktirin gidin simdi. #58397522

    edit: #58407373
    -al işte bu zihniyette hangi sektör varsa batsın arkadaş. savunma argumanini kes.
    -turizmci turk tatilci sevmez cunku 16 saat calisip 1000 lira verdigi garson turist becerirken turk gelirse bunu yapamaz ve bu paraya calismaz demis. o zaman kendinize turizmci demeyeceksiniz. turizm otelcilik mezunlarinin gavatligini yapiyoruz diyeceksiniz.
    -turk sikayet ediyor yabanci etmiyor demis. türk 1 maaşını sana veriyor. senin hizmet alırken 30 gün carladığın şeye 5 gün tatil istiyor. belçika gibi buz insanların ülkesi bana kendimi kral hissettirdi sen kimsin lan memnuniyetimi tartıcan?
    -yabanci her olayin farkinda ama lanet okuyup susuyor. donunce elli yerde bu olaylari anlatarak diger insanlarin gelmesini engelliyor. siz bunu anlamiyorsunuz. altın yumurtlayan tavuğu rahibe yaptınız.
    -6 ay is yaptigi icin pahali olacakmis. 6 ay calisan garsona 5bin ver o zaman? biz mal miyiz 6 ay calisip 12 ay yasamayi akip edemedik? yunan, ispanyol, italyan sahilleri 12 ay mı güneş alıyor? eee?
    -kiralar yüksek o zaman pahalı satarıma gelince; tersten gidelim. iş olmazsa kiralar düşer ve normal piyasa fiyatlarından satış yaparsın. turist kazanır, sen aynı kalırsın, mal sahibi kaybeder. sana giren çıkan yok yani.
    her argumaninizi cevaplayacagim. simdilik musade garson pezevenkleri. (bkz: #58285142)

  • 15. beşiktaş

    çok abartıyoruz beyler öyle böyle abartmıyoruz.

    kaç senedir içindeki cevherin çıkmasını beklediğimiz gözbebeğimiz oğuzhan, 18 lig maçında 6 gol 5 asistlik istatistiği yakalamış ve takımda maestro görevi üstleniyor, abartmayalım amk!

    senelerdir almeida ve türevleri şeklinde ileri uç oyuncularına sahibiz. geçen sene ağzımıza bir parmak ba çalındı, o da kursağımızda kaldı derken mario gomez gibi komple bir forvet olmasının yanında mükemmel de bir karakteri olan bir adam izleme şansı buluyoruz. sadece ligde 15 gol atmış, gol krallığı yarışında ilk sırada olabilir ama yine de abartacak bi şey yok.

    son yıllarda hep sezonun büyük kısmını iyi top oynayarak geçirdik. zaman zaman bitirici olamadı, zaman zaman istiktarı yakalayamadı takım. bu sene maçların çoğunu domine eden ve seyri harikulade zevkli bir takımımız var. ama neyse amma abarttık ya.

    kulübün finansal durumunu toparlayan ve bir kuruşunu bile savunan bir başkanımız, oyuncudan maksimum verimi alan ve adaleti ve kişiliğiyle taraftarın içine sinen bir hocamız, yeniden inşası sona yaklaşan ve üç yıldır evsiz dolaşmamıza son verecek olan bir yuvamız var.

    abartmayın be oğlum.

  • 16. ırkçı yıldız tilbe'li reklam yayından kaldırılsın

    (bkz: az bilinen efsane duyarlar)

  • 17. mercedes 302 ile seyahat etmiş efsane nesil

    suyu siseden degil plastik bir torbamsi seyden icmis nesildir. pipeti vardi bu plastik seyin. oyle icilirdi su.

  • 18. internetten sevgili bulmak

    bir dürüm. internetten bulabildiğim tek şey bu.

  • 19. koskoca cumhurbaşkanı'na adam diye hitap etmek

  • 20. 10 şubat 2016 rusya'nın kürt soykırımı açıklaması

    türkiye'de kürtlere soykırım yapılıyor demek ne kadar ahlaksızca, ne kadar iki yüzlüce ve adice. hadi bunu başka ülke bize zarar vermek için yapıyor ama bunu "evet var" diye destekleyen haysiyetsizlere ne demeli?

    izmir'in göbeğinde tecavüzcü, uyuşturucu kaçakçısı ve binlerce insanın katili apo'nun posterlerini bile açıp gezebilecek şımarıklık ve buna katlanan bir halk var lan bu ülkede. ne soykırımı????

    apo'nun heykelini dikeceğiz diyerek güneydoğu'ya belediye araçları ile bomba döşüyorlar. meclise girip kürdistan diye haykırıyorlar. siz soykırım görmemişsiniz ulan sayın amına koduklarım. şunların hitler almanyasında yapıldığını bir hayal etsene.

    her yerde kürtler. yanımda sağımda solumda ailemizde. ne soykırımı ulan orospu çocukları? "sen kürtsün" deyip türkiye şehirlerinde kürt kökenli vatandaşlar sistematik olarak yok mu ediliyor? birisine "sen kürtsün" diyerek saldırsana bir bak bakalım nerenden kan alıyor bu devlet senin, devleti bırak halk tepeler seni.

    literatürü açıp bakmışsındır muhakkak sevgili kürtçü çomar, "genocide" yani soykırım nedir, muhakkak biliyorsundur, parametreleri belli, koşulları belli. o parametrelerin hiçbirisinin bu ülkede yerine getirilmediğini bile bile hangi onurla gelip " evet var " diyorsun.

    bir devletin güvenlik güçleri bir ırka ordu gücünü kullanıyor olacak ve o ülkede mesela trafikte tartışınca adam rahatlıkla arabadan inip "biz kürdüz, aşiretiz, senin ananı sikeriz"diyebilecek öyle mi?

    ahlaksız sefil dolandırıcılar. vicdansız, egolu, iğrenç mahluklar. yalancılar yalancılar yalancılar. bokunuzda boğulacaksınız böyle böyle.

  • 21. özel sektör 2016 zam oranları

    madem öyle, konuyla ilgili ilk rakamlar benden gelsin; %7.5

    arkadaşımın zama tepkisi: "okuyacağıma keşke orospu olsaydım!"

    sektör, meslek ve maaş detayları: #56424728

  • 22. aldatmayan erkek

    hamileyken ilişkiye girilmiyor zanneden malları gösteren başlık. yaş ortalaması git gide düşüyor canım sözlükte.

  • 23. yılmaz morgül

    bu adam benim 10 sene evvel askerlik yaptığım yerin ordan geçerdi arada sırada.

    her seferinde de istisnasız şekilde bize dönüp merhaba çocuuuuklaaaaaaaar derdi. güzel adamdır yılmaz morgül.

    o kulübe önünden kimler kimler geçti gitti bi dönüp bakmadı. bi süleyman seba bir de yılmaz morgül durup bizlere selam vermiştir her seferinde.

    o günden beridir severim kendisini. hal ve hareektleri komik biri o doğru. iyi insan olmasına engel değil. insanları iyi ve kötü olarak ayırın arkadaşlar. başka kritere gerek yok.

  • 24. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    gelin ufkunuzu acayim. #58382578 numarali entry debe'ye girmis. simdi millet butun hafta ampulleri yakarken ampul lobisine kufretmesin diye aciklama yapma zorunlulugu hissettim. planned obsolence bildiginiz komplo teorisidir. eger hic bozulmayan ampul yapmak teknik ve ekonomik acidan mumkun olsaydi, bir sirket o ampulu yapar ve dunyadaki her eve bir kereligine satardi. ortalama kisi basina bir ampulden hesaplarsaniz, bu sirket toplamda 7 milyar tane ampulu satar sonra da zaten o parayla baska islere dalar veya hic olmadi sahibi turkse, kepenk kapatir ve kazandigi parayla ev alip kiraya verirdi. boyle fantastik yossi cohen zirvalarina inanmayin.

    simdi kaynak vererek aciklayalim:

    http://conspiracy.wikia.com/…/light_bulb_conspiracy

    usenmedim turkce'ye cevirdim:

    klasik tipteki ampullerin uretiminde tungsten tel kullanilir. daha sicak bir tel elektrik harcamasi bakimindan daha verimlidir ama omru de daha kisa olur. sonsuza kadar yanan bir ampul yapmak cok kolaydir: daha uzun ve ince bir tel kullanin, bu tel cok fazla isinmayacak ve yanarken beyaz yerine kirmizimsi bir isik yayacaktir. normal bir ampulu siddeti ayarlanan bir elektrik dugmesine baglayip dugmenin siddetini en kisik ayara getirirseniz o ampul yine sonsuza kadar dayanacaktir. ama madalyonun bir de oteki yuzu var. standart 100 watt'lik bir ampulun fiyati 50 cent, omru 1500 saat ve bu 1500 saatte harcadigi toplam elektrik ise 18 dolardir (saatte 12 cent/kwh'tan hesap edersek). simdi sizin icad ettiginiz sonsuza dek yanacak ampul calisacagi ilk 1500 saat icinde diger standart ampulun 3 kati fazla elektrik harcayacaktir ki bu da ekstra bir 36 dolar masraf demek. bir sonraki 1500 saat icin yine bir ekstra 36 dolar daha harcayacaktir. bu da standard ve kisa omurlu ampule gore yillik 200 dolar daha fazla elektrik harcamak demek. yani 200 dolar yerine bir senede birkac tane kisa omurlu ampul kullanip atmak daha karli. aradaki bu 200 dolarlik fark ayrica elektrigi uretmek icin santralde harcanan komur veya dogal gazin masrafina da karsilik gelmis olur. yani siz senede 3-4 tane kullan-at tipinde standard ampul kullanirsaniz, hem cebinizden 200 - 2 = 198 dolar az cikmis olacak, hem daha aydinlik evde oturacaksiniz, hem de boku bokuna fosil yakit tuketmemis olacaksiniz.

  • 25. kürtçüler'in fransa halkının huzurunu kaçırması

    neden molotof, havai fişek ve taş kullanılmadığını anlamlandıramadığım gösteri.

    (bunlar fistan, etek ve maske ile birlikte türkiye'de default olarak kullanılan demokratik gösteri aygıtlarıdır)

    neden polislerin geldiği güzergahta yer altına bombalı düzenek hazırlanmadığını, bu demokratik hakkın roket, keleş ve keskin nişancı tüfekleriyle taçlandırılmadığını da anlayamadığım gösteri.

    sanırım benim anlayışsızlığım.

  • 26. celal şengör

    az evvel,

    "benim bir arkadaşım var geçen yemek yiyoruz, stephen hawking..." diye söze girdi. ben de kendime yoğurt koydum şimdi.

  • 27. kafası basmayan tiplerin pilot olup voleyi vurması

    enteresan bir durumdur..

    birisi; lisede her sene 6-7 dersten zayıfı olan ve her dönem sonunda velisinin okul müdürüne yalvarıp yakarmasıyla geçebilen; arkasından anadolu üniversitesinde adını bile ilk defa duyduğum bir bölümden mezun olan arkadaştır.

    bir diğeri, vakıf üniversitelerinin bir tanesinde turizm bölümünü 6 senede bitirmiş bir arkadaştır. öyle ki yıllarca araba kullanmayı bile beceremediğinden dalga konusu olan bir tiptir. devamlı olarak tekrarlanan diyalog şu şekildedir:

    biz: ahmet ders bitti olm, sen çıkmıyor musun?..

    ahmet (şuan pilot kendisi): yok abi ya, kütüphanede biraz işlerim var onu halledeyim..ya da fotokopiye gitmem gerekiyor beyler benim, siz çıkın..ya da trafik biraz hafiflesin de öyle çıkacağım abi ben..ya da hava güzel kampüste turlayacağım biraz, beklemeyin beni beyler..

    ahmet'in asıl sıkıntısı park yerinden arabasını çıkaramadığı için otoparkın boşalmasını beklemesidir. sabahları da en erken o gelir.. otopark da gerçekten rahat bir otoparktır ve acemilerin bile arabayı fırıldak gibi çevirebildiği bir alana sahiptir..

    ulan hadi ilk 3-5 ay olabilir de 2-3 yıl boyunca bir insan otoparktan çıkmayı beceremez mi..

    bu adamlar bastırdı parayı, pilotluk sertifikası aldı..şimdi ikisi de en bilindik hava yollarında pilot olarak çalışıyorlar..sosyal medyada satın aldıkları havuzlu saunalı rezidanslarının fotolarını, istanbul'un en pahalı mekanlarında yedikleri yemeklerin ve eğlendikleri ortamların fotolarını devamlı olarak paylaşıyorlar..

    o kadar oku et, her okulu dereceyle bitir, adam senden iki kat fazla kazansın.. adaletin bu mu dünya?..bu kadar maaş farkı niye, beyin cerrahı mı bunlar, fezaya uydu mu gönderiyorlar, kansere çare mi buluyorlar?..aslı astarı uçak kullanıyorlar..

    ayrıca, uçaklarda canınız kimlere emanet onu da bilin istedim.

    edit: kafası basmayan adam pilot olamazmış.. ha siktir ordan be rıfat abi..adam ilkokuldan beri koleje gitmiş, halen üniversitede taban puanı bile olmayan paralı turizm bölümünü kazanabiliyor.. onu da geçtim, 6 yaşından beri ingilizce eğitim aldığı halde vakıf üniversitesinin hazırlık sınıfında kalmayı başarabiliyor..anadoludaki herhangi bir eşeğin ortalama zekası bu örnekteki heriften daha yüksektir..

    edit 2: kıskançlıkmış.. hakedilmeyen bir durum var ve tabi ki eleştireceğim.. o zaman aynı mantıkla hiçbiriniz milletvekilleri, siyasiler vs. ile ilgili eleştiri içeren başlıklar açmayın..zira hepsi uğraşarak ve seçilerek geliyorlar, kazandıkları maaş ve hakları sonuna kadar hak ediyorlar.. örneğin cumhurbaşkanını eleştireceğine, kıskanacağına sen de aday ol o zaman..(eleştireceğine sen de git pilot ol o zaman gibi bir mantık doğruysa eğer)

    edit 3: pilot arkadaşından bilgi aldığını ve "mal beyanidir. pilot aliminda belli bolumlerden mezun olma sarti kosuluyor,oyle turizm falan mezunu olup pilot olamazsin...." diyen gerizekalı arkadaşa gelsin bu da:)

    (#58406909 @jamiroquai )

    (yönetim bilişim sistemleri, mücevherat mühendisliği, malzeme bilimi ve mühendisliği, hidrojeoloji mühendisliği, yönetim bilimleri programları, turizm işletmeciliği, orman mühendisliği, insan kaynakları yönetimi, pazarlama, su ürünleri mühendisliği, jeodezi ve fotogrametri mühendisliği gibi kazanması ve okuması birbirinden zor (!) bölümlerin mezunları pilot olabiliyor)

    kafası basmayan yapamazmış, çok zor eğitimden geçiyorlarmış..kıyamam ya..bu ülkede insanlar tapu kadastroda memur olmak için bile yıllarca eğitimden geçiyor..15 bin tl maaş alıyorlar, bir zahmet azıcık eğitimden de geçiversinler..

    edit 4: ileri derecede ingilizce gerektiyor diyen arkadaşlara gelsin bu da:

    toefl (ibt): 75 istiyor..

    (toefl'u bilmeyenler için söyleyim) yds karşılığı 62,5 puana denk geliyor ileri derece ingilizce şartının..:)

    toefl/yds denklik

    edit 5: pilot eğitmenliği yapan 2 arkadaştan gelen mesajlar:

    - ucak muhendısı, 8 yıl ucus okullarında hoca ve pılot olmak uzere birisi olarak altına imzamı atıyorum. valla 100lercesini bizzat tanıdım. bi sey ogretmeye bile calıstım. benden iyi kimse bilemez.

    diğer arkadaş,

    - hocam, vakıf üniversitesinde pilotaj bölümüne fizik laboratuvarı anlatmıştım. beş yıl sonra uçağa binmeyeyim diyordum her ders bitimi. yüzde yüz doğru tespit.

  • 28. pınar ketçap'ın heinz ketçap'a nal toplatması

    katılmadığım durum. heinz ketçap ürünlerini şeffaf ambalajda satmakta. bu uygulama gıdacılar için göt isteyen bir durumdur.

  • 29. halifelik olsaydı ortadoğu'da savaş olmazdı

    çok doğru bir söylem, tarih bunun ispatlarıyla dolu. mesela yeryüzüne gelmiş en büyük dört halifeden üçü, ömer, osman ve ali, bizzat müslümanlar tarafından katledilmişlerdir. onlar müslümanlar tarafından katledildi ama adı abdülcelalettin bilmem ne olan bir osmanlı halifesi bugün işbaşında olsaydı, müslümanlar arasındaki kardeşliği kesin tesis ederdi.

  • 30. cv'ye counter strike başarılarını yazmak

    counter-strike gibi büyük kitlelerin oynadığı bir bilgisayar oyununda başarılı olmak için sabır ve emek gerekir. aynı zamanda anlama gücünün ve reflekslerin güçlü olması, hızlı karar verme yeteneğinin iyi düzeyde olması gerekir. en önemlisi ise, yarışma sırasında kontrollü davranarak stres altında başarılı olabilmesidir. tüm bu olasılıklar düşünüldüğünde bence yazılmasında abes bir yön yoktur. bize gelen cv'lerde çok daha absürt durumlar söz konusu olabiliyor ama "aday bunu neden yazmış?" düşüncesiyle yaklaşıyoruz. eğer yazdığı oyun ve spor hakkında bilgimiz yoksa bilen birine soruyor ya da internetten araştırmalara girişiyoruz. iyi aday için ince eleyip sıkı dokumak gerekir.

    saygılarımla: insan kaynakları departmanı

  • 31. ak parti 2001 vs ak parti 2015

    biat vs biat olarak ozetlenebilecek kiyaslama. kimse akp'ye donek diyemez.

  • 32. sigara içme özgürlüğü diye bir özgürlük olamaz

    galiba konu yine bu adamın kim olduğu, hangi söylemsel aygıtlarla, stratejilerle ne inşa etmeye çalıştığı değil, sıradan bir felsefe münazara başlığı gibi ortadaki beyanın doğruluğu üzerinden kavranmaya çalışılmış.

    hatırlarsanız gayetle insan hakları ve özgürlükçülük çerçevesinde bir tartışma konusu olan kürtaj meselesini hiçbir illiyet ve alaka kuramama pahasına aynı günlerde gerçekleşen roboski katliamına benzeterek kamu hastanelerinde fiili durum yaratmıştı. daha önemlisi, muhalifler kürtaj ve bireysel özgürlükler üzerine akademik makaleler yazmakla meşgulken, sonrasında askeri mahkemede aklanacak olan katliam gündemden düşmüş, ve yine daha sonra alkol tartışmalarına kendini taşıyacak ve gezi direnişinde doruğa çıkacak olan milliyetçi muhafazakar populizmin kültürel kodları "kadın rahmi-ordu-devlet-muhafaza etmek" gibi imgelerle yoğunlaştırılmıştı. yine bir liberal haklar konusu olan kızlı-erkekli öğrenci evlerine müsaade etmeyiz derken millet'in namusunu halk'tan kurtaran bir süper kahramandı. ana muhalefet parti liderinin o tartışmada ne yanıt verdiğini hatırlıyor musunuz: "hayır efendim, zaten aynı evde oturmuyorlar". sorunun çözümünün, bu sorunu yaratıp gündeme getiren zihniyetin karşısında sivil özgürlükler alanının daha fazla genişletilmesinde değil, daha fazla öğrenci yurdu inşa etmekte yattığını bu vizyoner liderden öğrenmiştik.

    bunların kürtajla, alkolle, sigarayla alakası yok, hayatta sigara içmişliğim yok, ne yalan söyleyeyim, iyiden iyiye içim kararıyor artık. oğlum hiç mi akıllanmıyorsunuz? başlığa bakmakla yetinmeyip içeriği okuduysanız şu cümlelerde normal, tartışmaya değer ne buldunuz merak ediyorum. adamın aralara "vatan, millet" serpiştirilmiş "ingilizce am günü yağ"dan hallice önermelerini sayfalarca tartışmışınız. birisi de "adam haklı, tabii öyle olacak" deyip debe'ye girmiş, öyle öğrendim. sigarayı intihar etme özgürlüğüne benzetip yalnızca sigara içmeyenin özgürlüğü vardır diyor; intihar eden, etmeyenin özgürlüğünü mü kısıtlıyor? analoji bu, zeka bu, neyini tartıştın?

    sözlükte muhtelif başlıklarda senelerdir efendi gibi tartışılan oldukça basit bir "sigara-bireysel hak ve özgürlükler-kamusal alan.." lafzında dahi "terörist, milletim, bunlar, milletimi teröristlerden kurtarmak" gibi savaşgir, ekstremist söylemlerin devreye sokulması artık gri tartışma alanlarının, ölçünün, makuliyetin bütünüyle kaybedildiğini gösteriyor. artık ortada basit bir fikir uzlaşmazlığı, çeşitliği, çoğulluğu yok. dost-düşman pozisyonlarının asla sabitlenemediği, ölümle yaşam, cennetle cehennem arasında salınan bir savaş hali var. hareket eden, etmeyen her şeyle savaş. artık bu adamın partisinin seçmeni, siyasi takipçisi yok, milleti var. lideri yok, şefi var. seçimler yoluyla millet onu seçmiyor, o milletini seçiyor. bu yüzden diğerleri gibi bir siyasi parti olmasına rağmen siyasi rakipleri de yok. düşmanları var, teröristleri, ajanları var.

    misal mahalle baskısı, neyi açıklayıp açıklamadığı bir tarafa, sosyolojik esprisini weberci kültürel değerler ve mikro iktidar ilişkileri arasındaki ilişkiye vurgusundan alan bir kavram. merkezi iktidar ilişkilerinden doğrudan bağımsız olmamakla birlikte, mahalli ölçeğin ulusal yasa ve siyasaların işleyişinden göreli özerk kültürel dinamikleriyle maruf olan, yani "dışarıdan" yaratılan değil, tarihsel olarak oluşan ve fakat mahalli çoğunluğu oluşturan bireylerce tatbik edilerek yeniden üretilen bir iktidar pratiği. bizim zatı şahane yasal düzenlemeyle yetinmeyip bu yerel şiddeti dahi merkez'den inşa etmeye çalışıyor: "mahalle baskısı yaratılmalı". sigara konusunda bunu diyebilen, konu asker-polis-yargı sacayağının yetmeyeceği bir kolektif direnişe geldiğinde neler yapmaz, neye müsaade etmez?

    bak kıçıkırık bir sigara. nerede içilsin, kamusal alanda ne ölçüde kısıtlansın. konu buydu. nereye geldik: terörist, savaş, vatan, seferber edilmeye çağrılan yerel birlikler.

    ciddiye alıp tartışıyorsunuz, karşınızda sistem içinde rekabet eden siyasi bir parti yok. her şeyi kapsayan, açıklayan bir şey, hiçbir şey değildir. millet ve terörist kavramları demokratik tartışmanın tüm unsurlarını içerecek, vakumlayacak biçimde kullanılıyorsa politik içeriğini kaybeder. bu yüzden rekabet ettiğinizi sandığınız, esasında siyaset üretme vasfını yitirmiş, apolitizmin bataklığında çürümeye yüz tutmuş, biteviye yeni düşman ve olağanüstü haller yaratmadan kendi varlığını tanımlayamayacak bir oluşum. daha uyanmayan varsa söyleyelim; bu siyaset değil, savaştır.

    korkalım diye değil, vehametin ne olduğunu, nerede yaşadığımızı, ne yapacağımızı, ne yapamayacağımızı bilelim diye altını kalınca çizmeli bu savaş stratejilerin. geçen kaymakamlara mevzuatı boşverin, milletimin iradesi önemlidir dedi. ırkçı duyarlıkları söz konusu olduğunda sabit hiçbir durağı olmayan "millet/terörist" vagonlarına atlamaya teşne beyinsiz topluluğu hazır buldukça bu anti-siyaseti daha da sınırlara taşıyacak. yarın karnıbaharın faydaları, ıspanağın zararlarından rant bulacak olsa referans vereceği tek siyaset devletin bekası ve milletin devletiyle bölünmez bütünlüğü olacak. seçimlerle, referandumlarla iktidarın el değiştirebileceğini düşünüyorsak diye söylüyorum. şu garabet millet'in toplumla, halklarla, yurttaşla, bireyle savaşının sonu hiçbir taraf için hayırlı gözükmüyor. savaşın değirmenlerine su taşımaktan vazgeçin.

  • 33. seni seviyoruz uzun adam

    çomarların çok hoşuna giden yazı.

    peki millet ne yazacağını sana mı soracak beyin özürlü sikik çomar. ordu ve polis artık çoktan tayyip rejim'inin ordusu ve polisi olmuş durumdadır, ayrıca yargı da öyledir. bunu dünya'da senin gibi mallardan başka bilmeyen mi var? bu yazı sadece bunun göstergelerinden biridir.

    not: gerzek faşistlikten ölecek bir de millete faşist diyor. bak kürt düşmanı kafatasçı çomar, iftiracı pezevenk, şerefin varsa, biri hakkında bir şey iddia ederken bununla ilgili entry'leri de paylaşırsın, gerçi şerefin olsa ak it olmazdın. ben kürt değilim, pkk'lı değilim, sempatizanı da değilim, terörün her türlüsüne de karşıyım ama kürt kardeşlerime düşman da değilim, terör devlet eliyle oluyorsa en çok da ona karşıyım. şerefsiz olan da, it olan da, ahlaksız olan da sensin.

  • 34. yeni nesil evlilerin çocuklarını aşırı abartması

    etrafınızdaki evli çiftlerin çoğu orta halli insanların çocukları olarak büyüdü, anadolu liselerine girdi sonrasında da üniversitelere girdiler ve bundan 5 yıl önce de plazalarda çalışma hayatına atılarak dünyanın bu ortamdan ibaret olduğunu düşündüler. yıllarca sadece ders çalışmış, yarış atı gibi sınavlara hazırlanmış bu bireyler üniversite yıllarında dans kulübü hariç bir aktiviteye katılmamıştır. plaza ortamına kadar hep geri planda kalmış bu gençler evlendiklerinde bu yıllardır ikinci planda kalmanın, sporla sanatla uğraşmamanın, ezikliğini kendilerinin devamı olarak gördükleri çocuklarını ön plana çıkararak unutmaya çalışıyorlar. ufacık çocukları kendi içlerinde kalan branşları öğrenmeye zorluyorlar ve olmuyor.

    kendileri 9-6 çalışıp hafta sonları avm avm dolaştıklarından ötürü çocuğa da aktaracak bir şeyleri olmuyor. aktaracak bir şey olmayınca da saçma sapan şeyleri ön plana çıkarıp olağan üstü bir şey gibi anlatmaya başlıyorlar. bu insanlara tahammül edemediğim için iki genel bir örnek verip gölgelere geri döneceğim. evet bu isimlerin hepsi var.

    lindasu çok zeki, ipad'te bir oyunlar açıyor inanamazsın.
    arincançok zeki , hocası geçen hafta 10 a kadar saymayı öğretmiş.

  • 35. 10 şubat 2016'da 7 asker ve polisin şehit olması

    başbakan ahmet davutoğlu ve uzun adamın sağladıkları huzur, güven ve barış ortamının doğal sonucu, seçim öncesi zaten söz verdikleri buydu. teşekkürler ak parti seçmeni.

  • 36. ben haklarını bilen bir türkiye vatandaşıyım

    aslında türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım diyecektim ama karakter sınırı izin vermedi.

    öncelikle söylemeliyim ki hukuk konusunda konuşacak son kişi benim. yani konunun teknik boyutu benim üzerine ahkam kesebileceğim bir alan değil. o nedenle baştan bu yazı boyunca yapacağım hatalardan dolayı özür diliyorum.

    uzunca bir süredir vatandaşlık haklarıyla ilgili gelişmiş ülkelerin vatandaşlarının tutumlarını kurcalıyorum ve türkiyede eksik olan şeyi anlamaya çalışıyorum. hukuk teknik bir mesele ama hak o kadar teknik bir konu değil. sonuçta insan olarak bu dünyada bulunmaktan dolayı sahip olduğumuz haklar mevcut ve bunları bilmenin bir faydası olmalı değil mi?

    aslında bu konuya içgüdüsel bir merakım var ama ilk etapta beni araştırmaya iten şey kanada ve amerika vatandaşlarının polisi her gördüklerinde çatır çatır anayasa maddelerini saymaya başladığını fark etmem oldu. türkiyede yapılmasını hayal bile edemediğim şekilde polis çevirmesinde dahi "ben amerikan vatandaşıyım, hakkımda geçerli bir şuç şüphesi taşımıyorsanız yoluma devam edeceğim." diyebiliyor olmaları içimdeki adalet ve özgürlük arzusunu fena ateşledi.

    şimdi daha fazla detaya girmeden önce şu konuyu netleştirmek istiyorum. bu yazı bir amerikan hayranlığı ile yazılmadı. biliyorum ki amerikalılar ağır barzo ve dünyanın ebesine kendi çıkarları için atlıyorlar. lakin herifler henüz üçüncü sınıftaki çocuklara okullarda haklarını öğretmeye başlıyorlar, daha da önemlisi o haklar teoride ve kısmen pratikte varlar.

    amerikan vatandaşlarının temel özgürlüklerini tanımlayan anayasının on maddesini bilmeyen amerikalı yok gibi. o on maddenin içinde inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, haber yapma ve alma özgürlüğü,seyahat özgürlüğü, adil yargılanma gibi temel insan hakları koruma altına alınmış. elbette sadece vatandaşların bilmesinin yahut o maddelerin yasada yazıyor olmasının tek başına bir anlamı yok. o yasaların uygulayıcılarının yetkilerinin o yasalarla sınırlı olduğundan emin olmaları lazım. o sınırları aşarlarsa bir idealin yok olacağının farkında olmaları lazım.

    ben ilk etapta hayatın içinden çok fazla ulaşılabilir örneğe sahip olduğu için amerikan anayasası ile başladım incelemeye. youtube üzerinde polis ile vatandaş arasındaki dialogları dikkatle dinledim. dünya ticaret merkezi gökdelenlerinin yıkılmasından beri amerikan halkı polis devleti olma korkusuyla resmen her polis karşılaşmasını videoya kaydedip youtube üzerinen yayınlıyorlar. sırf anayasada tanımlanan özgürlükleri pratikte yerinde duruyor mu diye kontrol etmek için polisi sınayan sivil toplum örgütleri var. gidip polisin yanında açıkta silah taşıyor, polis çevirmesinde kimlik göstermiyor, sorulan sorulara cevap vermiyorlar. hatta bir grup boş zamanlarında polislerin peşine takılıp yasaları çiğneyip çiğnemediklerini kayıt altına alıyorlar.

    bu demek değil ki amerikada her şey yolunda. elbette adamlarda polis şiddeti almış başını gitmiş durumda. ancak mesele bir idealin halen işliyor olması. özellikle beyaz amerikalılar kök söktürüyorlar polise. şu an anayasaya aykırı olduklarına inandıkları için sınırın yüz mil içerisinde bulunan göçmen kontrol noktalarını trolleyen yüzlerce video var youtube üzerinde. herif incilden bir parça okuyup ben israil vatandaşıyım diyor mesela bir tanesinde. polisler adamın nereli olduğunu bulmak için 40 dakika dil döküyorlar ama sonuçta yolunuza devam edebilirsiniz demek zorunda kalıyorlar.

    bunu sağlayan şey yasanın gücü. 3. sınıf öğrencisine devlet başkanı hakkında istediğiniz gibi konuşabilir, onu rahatça eleştirebilirsiniz, ifade özgürlüğünüz sizin temel hakkınızdır diye öğretiyorlar derste. amerikan toprakları içinde özgürce seyahat edebilirsiniz diye öğretiyorlar. burada kast edilen şey sırtına çantayı takıp gezmek değil sadece. mesela polis seni durdurduğunda "gözaltında mıyım eğer öyleysem gerekçesini söyleyin" diye sorabiliyorsun. eğer geçerli bir gerekçe sunulmazsa "anayasada tanımlanan seyahat özgürlüğümü engellediğiniz için size dava açacağım bana adınızı ve tanımlayıcı kodunuzu söyleyin" diyebiliyorsun. belki bu haklar türkiye cumhuriyeti anayasında da vardır ancak mesele yazılı olması değil. ben kendimi bir polise bu cümleleri kurarken hayal edemiyorum. "ben vergisini ödeyen bir türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım ve sen halka hizmetle görevli bir memursun beni durdurmanızın geçerli bir sebebi yoksa yoluma devam edeceğim." diyebilecek delikanlı var mı polis çevirmesinde.

    bu yazının altına bir sürü örneğini koyacağım ingiltere kanada ve amerikada yaşananların. insanlar polisin burnuna kamerayı dayayıp sokakta yaşayan bir insana sorular sorduğu için postayı koyuyorlar. "sen halka hizmet etmekle görevli bir memur olarak nasıl sokakta yaşayan bir vatandaşı huzursuz edecek şekilde soru sorarsın diye geri bas ve buradan uzaklaş diyerek kovalıyorlar lan polisi.

    konu burada polis düşmanlığı falan değil, temel özgürlüklerin halkın yaşamına nasıl nüfuz ettiği. polis yasanın uygulanmasında görevli ve yasalar özgürlükleri korumak için var. eğer suç işlemeyen ve vergi veren bir vatandaş iseniz tüm devlet kurumları sizin özgürlüklerinizi ve huzurunuzu sağlamak için çalışıyor olmak zorunda.

    bu bir ayrıcalık değil hak. bunu tek tek tüm çocuklara doğru düzgün anlatmak, aşılamak lazım. tekraren söylüyorum ki bahsettiğim ülkeler kusursuz harika bir sistemle işlemiyor. hatta çok ciddi hak ihlalleri yaşanıyor buralarda ancak halkın hala anayasal haklarını savunma refleksi var. haklarını biliyor ve arkasında duruyorlar. bizde kaybolan, belki de hiç kazanılamayan bir duruş bu.

    farklı farklı ülkelerden binlerce örneği izledikçe gerçekten özgür olmadığımızı hissettim. çünkü adamlar bizim 50 fersah ilerimizde olmasına rağmen oldukları halden aşırı rahatsızlar. adam ehliyeti ve kimliği olmasına rağmen alkol muayenesinde bunları göstermemek için 40 dakika direniyor. bunu iş çıkartmak için değil haklarının yerinde durup durmadığını kontrol etmek için, toplumun iyiliği için yapıyor.

    tam olarak anlatabildiğimden emin değilim temeldeki duyguyu. gelişmiş ülkelerin vatandaşında şöyle bir algı var. suç işlemediysem, vergi de veriyorsam o zaman hiçbir otoritenin yetkisi ile durdurulamam, sorgulanmam, konuşmaya yahut konuşmamaya zorlanamam. geçerli bir suç şuphesi sunulmadan kimliğimi göstermek zorunda değilim, adımı söylemek zorunda değilim, resmi evrak sunulmadan üstümün aranmasına arazime girilmesine gözetlenmeme dinlenmeme herhangi bir şekilde bilgilerimin alınmasına izin vermiyorum. özgürüm ve bunu hissederek yaşayacağım.

    önleyici tedbir diye bir şeyin bu özgürlüklere karşı olduğu aşikar ve insanlar olayı bu aşamadan karşılayıp özgürlüklerini en ilerideki cepheden savunuyorlar. yoldan geçen arabaları rastgele durduramazsın çünkü bu şüphe olmadan seyahat özgürlüğüne aykırı bir davranış diyorlar. çevirmelerde durmakla ilgili anayasa mahkemesi kararı olduğu için durdum ve eğer gözaltında değilsem şimdi yoluma devam edeceğim diyerek savunuyorlar kendilerini ve örneklerini kolayca bulabileceğiniz gibi ehliyetlerini kimliklerini göstermedikleri halde polisler insanları iyi geceler dileyip yolculuyorlar. bu hep böyle olmuyor elbette ama bir kere bile oluyor olması benim için yeterli çünkü o ülkelerin vatandaşları bunu deneyebilecek kadar haklarına bağlılar.

    bizde neden böyle değil bunu uzun uzun düşünmek lazım bence.

    amerikadan örnekler; (diğer ülkereleri de üşenmezsem eklerim)

    göçmen kontrol noktası örnekleri
    yol çevirmesi (bu baya iyi bir örnek)
    göçmen kontrol noktası
    alkol çevirmesi
    alkol çevirmesi
    alkol çevirmesi
    polisi kanunlar konusunda eğiten bir amerikan vatandaşı
    kimliğini söylemek istemediği için söylemeyen bir amerikan vatandaşı
    aracı doğru şekilde işaretlenmediği için polise hesap soran amerikan vatandaşı
    açık silah taşıma hakkını test eden amerikan vatandaşı
    kimlik göstermeden ehliyet sunmadan takılan amerikan vatandaşı
    bir başka silah taşıma hakkı denemesi. sonunda polis özür dileyip yolluyor.

    ps:
    •bence sivillerin silah taşıması hakkı tartışmaya açık ancak bu yazının yazılma amacı hangi hakların mantıklı hangilerinin mantıksız olduğunu tartışmak değil.
    •başlıktaki cümlenin kulağa komik geldiğini biliyorum, zaten yazıyı yazarken buna da dikkat çekmek istedim. bu cümle komik olmamalı.

  • 37. poyraz karayel

    dizinin takipçileri bu hafta da demiş ki batıyonuz... dizi boktanlaştı... senaristler napıyonuz... bla bla...

    demek istediğim şu ki;

    pardon da

    amk nerenizden izlediniz lan bu diziyi 1.bölümden bugüne. ulan ilk günden beri poyrazın babanın yerine geçeceği belli. dizinin iki yıldır değişmeyen introsunda bile poyraz siyahlar içinde karanlık bir yüzle bir koltukta oturuyor.

    o adam bu hale nasıl gelecekti acaba ???!!!

    artık güldürmüyomuş da sinancık yokmuş da (ki ben de hastasıyımdır) devamlı üzgün karanlıkmış da. ulan dizi çözülme yoluna girdi. belki bu yıl belki seneye bitecek (ki bence bir türk dizisi en çok üç yıl devam etmeli) yani asıl dizi aslında şimdi başladı bunlar beklenen ve eminim senaristin de yazmayı iple çektiği karanlık sona doğru giden acılı hikaye gidişatı. siz bu diziyi sitcom neyin olarak izliyodunuz anlaşılan. adam deli bir karakter, ilk günden beri de gitgide daha da delirecek olan bir kafa sürecinde.

    e günaydııın kalk kız sabah oldu-oğlum git sen de yerine yat hadi gari.

    gerçekten hayretler içinde okuyorum yorumları. ben diyorum heralde başka bişi izledim bunca zaman ya da hepsi manyak bunların.

  • 38. türkiye'de artan kürt nefreti

    doğuda izole olan kürtlermiş de, bunun sorumlusu bizlermişiz. nasıl bir beyinsizliktir, nasıl bir ahmaklıktır ulan bu. istanbul, mersin, adana, izmir, antalya vs. batıdaki tüm şehirler resmen kürt işgali altında. ipini koparan buralara gelmiş, işini gücünü kurmuş keyif çatıyor, hiç hikaye okumayın. ben diyarbakıra, hakkariye gidemiyorum asıl, kendi ülkesinde asıl izole olan bir güruh varsa onlar türklerdir. hadi kastamonulu, rizeli birisi gitsin siirtte, hakkaride bir dükkan açsında satış yapsın görebilim. sabaha kadar yağma edip yakacaklarını çok iyi biliyoruz. mal gelmiş mal gideceksiniz de, herkesi kendiniz gibi sanmanız ironik. sen teröre karşı net tavır almayacaksın, evinin önüne hendek kazılırken, yerlere bomba döşenirken sus pus kalacaksın, gittiğin her yere entegrasyon sağlamak yerine mikro milliyetçilik yapıp kürt gettolar kuracaksın, gittiğin her yerde temel problemlerin asıl öznesi olcaksın, kriminal vakaların hemen hemen tamamında piyon ya da baş aktör olcaksın, sonra dönüp seni sevmemi bekliceksin. hiç kusura bakmayın kimse kimseyi sevmek zorunda değil. önce evinin önünü bir süpür, ben ne haltım, bu insanlar niye beni sevmiyor deyip öğren belki sonra uzlaşabiliriz. kendini hep tertemiz, hep haklı görüp sadece sağı solu suçlayıp, üstüne terörizmi legal gördüğün sürece sen benim için vatan haininden başka birşey değilsin.

  • 39. leonardo denilince akla ilk gelen kişi

    (bkz: leonardo da vinci)

  • 40. 35 yıl günde 3 paket sigara içip birden kesen adam

    şaka maka benim annemle babam yaptı bunu amk.

    babam günde 4 pakedi bitiriyordu. annem de 2'yi.
    ikisi de 15 senelik içici en azından. ben daha 5-6 yaşlarındayken.
    sigarayı kartonla alıyorlardı. sabah 1 karton sigara almış babam. akşam eve geldi açılmamış bir karton sigarayla.
    hanım dedi ben sigarayı bıraktım. annem sen bıraktıysan ben de bıraktım dedi. üzerinden 30 senemi ne geçti. o 1 karton sigara hala duruyor evde.

    öyle keyfe keder bıraktılar.
    bir arkadaşı babama o gün demiş ki, günde 1 kibritle götürüyosun işi. sanki babam çok sigara içtiğini bilmiyor amk. ama o laf kanına dokunmuş işte adamın. o anda bırakmaya karar vermiş. hiç niyeti yokken. hayat değiştiren cümle resmen.

    neyse annem ve babam hala hayatta ve sağlıklıysa o arkadaşına borçluyum babamın.
    saygılar günhan amca.

  • 41. kadınları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz

    milyonlarca müslümanın kız çocuklarına ismini verdiği nisa suresinde geçen "erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. çünkü allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. bir de erkekler kendi mallarından harcamaktadırlar. iyi kadınlar, itaatkârdırlar. allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (bunlar fayda vermezse) onları dövün." ayetine bakarak; erkeklerin kadınlardan üstün yaratıldığını, kadınların erkeklere itaat etmesi gerektiğini ve itaat etmezlerse kadınları dövmeleri gerektiğini bizzat allah'ın öğüdü olarak öğrenen müslümanlardan birinin; münferit değil kuran'a son derece uygun açıklaması.

    müslüman toplumlardaki kemikleşmiş ataerkil yapının, kadına şiddetin vs. nedenini çok da uzakta aramamak lazım yani elbette.

  • 42. harry potter and the cursed child

    (bkz: bitti demediniz mi lan)

  • 43. 146'dan internete giren efsanevi nesil

    - oğlum bi kapat onu teyzenleri arıycam.
    - mp3 indiriyorum, 4 hafta 3 gün 19 saat sonra arasan olmaz mı anne?

  • 44. türkiye'nin en çok güven duyduğu isimler

    ahmet kural mı? şahan gökbakar mı? beynini sikeyim türk halkı ya.

  • 45. 10 şubat 2016 akhisar belediye galatasaray maçı

    spikere ne kadar gerekiyorsa vereyim, umut'un bonservisini alıp, hollanda'ya gidip evlensin.

    çünkü aşık sanırım.

    umut'u kutlamak lazım dediği pozisyon, umut 10 maçtır ilk defa bomboşken hava topuna çıkıp kafa vurdu, sonra da topa koşup hatalı pas verdi.

    umut'u kutlamak lazım dediği pozisyon.

    sneijder gol kaçırıyor, "bunu umut kaçırsa homurdanmalar olmaz mı" diyor, ulan enayi, sneijder'in kredisi ile umut'un kredisi bir mi? al bak yine umut değil, sneijder kurtardı seni.

    diyor "kimseye yaranamadı umut", sanki amına koyayım, herif müthiş oynuyor falan da biz beğenmiyoruz, her şeyi yapıyor da yaranamıyor.

    enayi lan bu spiker.

  • 46. 10 şubat 2016 beşiktaş torku konyaspor maçı

    maç olimpiyat stödında, haftaiçi ve saat 21:15te.

    çin liginde oynayalım bence biz, hem ersan da orda, o da oynar...

  • 47. kıyafetlerin üçgen vücutlulara uymaması

  • 48. bernie sanders

    %60'a %38 önde gidiyor hillary'e karşı şu an. teşekkür konuşmasında "vur vur inlesin wall street dinlesin" dedi özetle.

    basın hala görmemezlikten gelmeye çalışıyor. malum;
    (bkz: öcü gibi korkuyorlar bernie sanders yoldaşımdan)

    new hampshire'dan önce böle genel anketler hillary ile aradaki farkı %2'ye indirdiği şeklindeydi. şimdi çok daha büyük bir ivme yakalaması olası.

  • 49. burçlara inanan insan

    kahvaltı yapmak için gittiğim cafede denk geldim bir tanesiyle, hemen yan masamda oturmuş kahvesini içiyor, önündeki dergileri karıştırıyordu.

    dergilerin fotoğraflarına baktı, gazetelerin magazin sayfalarını okudu, sıkıldı rujunu tazeledi, bunaldı selfie çekti.. ben de bu sırada kahvemi içip, gazetemi okuyorum.

    önünde duran bütün yazılı medyayı mundar ettikten sonra gözünü benim elimdeki gazetenin pazar ekine dikti.

    - pardon. x gazetesi mi o? sabahtan beri onu arıyorum. okuduktan sonra ben alabilir miyim? günlük burcuma bakmak istiyorum da.

    +burçlara inanan insanlar kaldı mı?

    - öyle demeyin. ben de inanmam normalde ama bu gazetenin burç yorumları çok başarılı. resmen beni yazıyorlar.

    pazar eğlencem ayağıma gelmişti, dayanamadım..

    + burcunu söylersen senin için okuyabilirim.

    - çok sevinirim, aslan burcuyum ben..

    --- spoiler ---
    günlük hayatta karşınıza çıkan en basit sorunları bile çözmekte zorlanıyorsunuz. bu kadar ayrıntılı yaşamaya çalışmaktan vazgeçip, rahatlamaya çalışın. mesleki ve maddi kaygılarınızdan biraz olsun uzaklaşıp, kısa bir tatile çıkmanız yıpranan sinirlerinize çok iyi gelecek..
    --- spoiler ---

    - ay resmen benim için yazmışlar ya, inanmıyorum..çok teşekkür ederim.

    + yanlış anladın. merak edip, kendi burcumu okudum ben, kusura bakma. şimdi seninkini okuyorum.

    --- spoiler ---
    hayatınızdaki yeniliklerden ötürü işinize odaklanmakta zorlanıyorsunuz. bu durum, iş yerinizde olumsuz tepkiler almanıza sebep olabilir. yazın bittiğini kabul edip, kendinizi işinize vermeniz, geleceğiniz açısından çok önemli.
    --- spoiler ---

    - ya yok artık yaa. bunları beni tanıyan biri yazıyor olmalı. resmen ben, ben, ben..

    + biliyorum bana kızıcaksın ama bu da aslan değildi. sana tüm bunların uydurma olduğunu göstermek için yengeç burcunu okudum, kusura bakma. gelişigüzel yazılmış, saçma şeyler bunlar. boğa burcunu da okusam, kendinden birşeyler bulacaksın, terazi burcu da resmen sen, sen, sen. inan bana, ama bunlara inanma.

    - ??!!?!

    + bak mesela balık burcunu okuyorum. bu da sana uyacak emin olabilirsin.

    --- spoiler ---
    hastalık hastası tavrınızdan vazgeçseniz iyi edersiniz. ilgi görmek için yaptığınız bazı hareketler, yakın çevreniz tarafından antipatik bulunabiliyor. beklediğiniz terfiyi almanız an meselesi. bu süreçte çevrenizle iyi geçinmenizde fayda var.
    --- spoiler ---

    - yoo ne alaka. benimle hiç ilgisi yok.

    + peki, yanıldım demek ki. gazeteyi alabilirsiniz, ben magazin ekini okumuyorum. kendi burcunuzu kendiniz okursunuz.

    - teşekkürler..

    aslan burcu
    --- spoiler ---
    hastalık hastası tavrınızdan vazgeçseniz iyi edersiniz. ilgi görmek için yaptığınız bazı hareketler, yakın çevreniz tarafından antipatik bulunabiliyor. beklediğiniz terfiyi almanız an meselesi. bu süreçte çevrenizle iyi geçinmenizde fayda var.
    --- spoiler ---

    - '' hesabı alabilir miyim? ''

  • 50. cizre

    devletçe katli vacip görülen onlarca insanın mezarı cizre, devletin kendi elleriyle kendi çocuklarını öldürdüğü yer. oysa silahlı, roketli, bombalı, mayınlı, hendekli kitlenin karşısında devlet büyüklerinin yapması gereken şey elleri havada bir şekilde gidip pkk'ya teslim olmaktı.

    aldığınız nefese ayrı, olmayan insanlığınıza ayrı sıçayım.