daire 16'nın köpeği eve alarak rahatlıkla çözebileceği sorun.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. hayvan düşmanlarının çıldırttığı daire 16
-
2. tiktok çekerken çatıdan düşüp ölen kız
a4 kağıdı ile kapatsaydınız orospu çocukları
-
3. 20 ağustos 2021 bahçeşehir migros rezaleti
ücretsiz otoparkların genelinde araç içerisinde değerli eşya bırakılmamasına dair yazılar bulunur. ayrıca 3 saat migros otoparkında aracınızı bırakmak da ne bileyim nereden baksan beleşçilik kokuyor.
edit: bol bol yazım yanlışı yapmışım. uyku haliyle entry girmemek gerekiyor. -
4. şehit kızı gülay demir'in kılıçdaroğlu'na tweet'i
babasının kanı üzerinden geçinen ve onurunu, gururunu, haysiyetini paraya satan birinin anlamsız hezeyanı. babanı öldüreni arıyorsan uzakta arama, oslo'da bulabilirsin.
-
5. 21 ağustos 2021 gaziantep fk beşiktaş maçı
+1 farkla şampiyon olup şampiyonlar ligi'ne gittiği için transferde oyuncuların türkiye'deki ilk tercihi olan, hem şampiyonluk gelirini hem de psv'den küsküyü yeyip intertoto'ya düşmek üzere olan takımın parasını çatır çatır yiyecek takımın maçıdır.
+1 fark böyle işte, acı acı koyar. koydukça da böyle ağlatırlar adamı. -
6. yazarların fransızca seviyelerini gösteren cümle
pascal nouma
-
7. gs'ye rizespor üzerinden şantaj yapıldığı iddiası
doğru olması halinde, türk futbolunun içinde bulunduğu kokuşmuşluğun özeti niteliğindeki gelişme.
öncelikle oda tv'nin bu iddiayla ilgili geniş kapsamlı haberi için tık
meseleye gelince;
bilindiği üzere oğulcan çağlayan'ın transferi konusunda galatasaray ve çaykur rizespor arasında bir uzlaşmazlık var.
olay; rizespor'un, oğulcan çağlayan'ın rızası ve isteği olmaksızın tek taraflı olarak oğulcan'ın sözleşmesini uzatması ancak oğulcan'ın bu hukuksuz dayatmaya karşı gelerek sözleşmeyi reddetmesi ardından galatasaray'a transfer olması ile başlıyor.
konu rizespor tarafından tff'nin ilgili kurullarına taşınıyor.
avrupa insan hakları mahkemesinin 28 ocak 2020 tarihli kararında bağımsız ve tarafsız olmadığı vurgulanan tff kurullarından uyuşmazlık çözüm kurulu, bir skandala imza atarak oğulcan çağlayan'ı ve galatasaray'ı haksız buluyor.
galatasaray'ın toplam maliyeti yaklaşık 2 milyon euro olan bonservis bedeli, menajerlik ücreti, yetiştirme ücreti vb. pekçok kalemde ödeme yapması gerektiğini öne sürüyor.
ardından tff oğulcan çağlayan'a lisans çıkartmıyor.
bu arada mevcut karar galatasaray tarafından üst mahkemeye taşınıyor ancak tff kurulları devam eden yargı sürecini hiçe sayarak oğulcan çağlayan'ın oynamaması için her türlü çabayı sarf ediyor.
buraya kadar herşey normal.
tff kurullarının alışılagelmiş garabet kararlarından bir başkası deyip geçebilirsiniz.
ancak esas skandal bundan sonra başlıyor.
galatasaray spor kulübü, tff'nin ilgili kurullarının bariz bir biçimde en temel hukuk normlarını çiğnediğini, üstelik bunun kasıtlı ve maksatlı bir biçimde yapıldığı öne sürerek, 11 ağustos 2021 günü tff tahkim kurulunun 7 üyesi hakkında istanbul cumhuriyet başsavcılığı'na "görevi kötüye kullanma" suçu bakımından suç duyurusunda bulunuyor. galatasaray spor kulübü tff tahkim kurulu başkan ve üyeleri olarak görev yapan kişilerin görevi kötüye kullandığını, bu nedenle adı geçenlerin türk ceza kanununun 257. maddesi gereğince cezalandırılmasını talep ediyor.
söz konusu başvuru savcılık tarafından kabul ediliyor ve adli soruşturma başlıyor.
haber linki
galatasaray spor kulübü, tahkim kurulu ve istanbul cumhuriyet başsavcılığı nezdinde hukuk mücadelesini sürdürürken, diğer taraftan oğulcan meselesinin sulh içinde çözülmesi için çaykur rizespor yönetimiyle görüşmelere başlıyor.
galatasaray kulübü başkanı burak elmas'a göre, süreç belli bir noktaya geldikten sonra rizespor kulübü sürpriz bir biçimde galatasaray'a şu içerikteki maili atarak, uyuşmazlığın çözümü için kendileri tarafından hazırlanan protokolün en geç 19/08/2021 akşamı (dün) saat 17.00'a kadar imzalanmasını aksi halde sürecin tıkanacağını bildiriyor.
burak elmas'ın şu açıklamasına göre resmi protokolde son derece enteresan bir talep var.
rizespor uyuşmazlığın çözümü için galatasaray'ın tahkim kurulu üyeleri hakkındaki suç duyurusunu geri çekmesini bir gerek şart olarak öne sürüyor.
bu şartı öne süren çaykur rizespor.
yanlış okumadınız.
çaykur rizespor kulübü, yaklaşık 1,5 milyon euro'ya dayanan olası menfaatlerini ( bir anadolu kulübü için müthiş para) riske atarak, uzlaşmak için galatasaray spor kulübü ile tff tahkim kurulu arasındaki davanın geri çekmesini istiyor.
inanılır gibi değil.
herhalde bu talep türk futbolunda adalet arayan herkesi rahatsız eder ama en çok da rizespor taraftarını rahatsız eder.
"tff kurulları için kulübüm neden talepkâr oluyor?" derler herhalde
elbette galatasaray bu "tuhaf" protokolü reddediyor, masayı deviriyor ve tahkim kurulu üyeleri hakkında açtığı davayı asla geri çekmeyeceğini rizespor kulübüne bildiriyor.
bu bildirimden birkaç saat sonra pfdk, randers-galatasaray maçının oynanacağı saatlerde, marcao hakkında "sekiz maç men" cezasını galatasaray'a tebliğ ediyor.
"yine odatv’nin haberine göre" tff’den galatasaray’a 8 maç ceza verilen marcao ile ilgili “protokolü imzalayın cezası 3 maç olsun” mesajı gönderilmiş.
"iddia doğruysa" büyük utanç.
bütün bu gelişmelerden sonra cevap bekleyen birkaç soru var.
1- marcao'ya verilen bu çok yüksek cezanın bütün bu olaylarla bir bağlantısı var mıdır?
galatasaray'ın şikayetini geri çekmeyeceğini bildirmesi bu karat üzerinde etkili olmuş mudur?
2- rizespor kulübü, başka bir kulüple olan uyuşmazlığın çözümünü sağlamak yerine, niçin o kulübün tff kurulları ile olan davasını geri çekmesini istemektedir?
3- çaykur rizespor yönetiminin tff ve kurulları ile girift bir ilişkisi var mıdır?
4- tff kurulları, bu kurulların yapısının değişmesi ve daha hukuki bir zemine oturtulması için yapılan değişikliklerden rahatsız olmuş mudur?
eğer bir rahatsızlık söz konusuysa, tff kurulları bu değişikliğin öncülüğünü yapan galatasaray spor kulübünden intikam almak gibi bir planı var mıdır?
5- en önemlisi çaykur rizespor, tff kurullarının gayrı resmi avukatı ya da pazarlıkçısı mıdır?
edit: imla
edit2: elalemin futbolcusunu ayartma, sonra gelip ağlama diye saçmalayan gevşek arkadaşlara not.
konu, sözleşmeli bir oyuncuyu ayartma meselesi değildir. zira ortada sözleşme falan yoktur sözleşme karşılıklı olur, adi üstüne söz-leş-me.
tek taraflı olarak doldurulup imza edilen kağıt parçasına sözleşme denilemez.
kaldı ki meselenin özü bu değil, mesele rizespor'un uzlaşmak için tff kurullarının affını istemesi, bunu bir gerek şart olarak öne sürmesidir.
skandal budur.
ayrıca -iddia doğruysa- tff'nin bir başka olayı santaj unsuru olarak kullanarak galatasaray'dan şikayetini geri çekmesini istemesidir.
ayartma falan oraları geçeli çok oldu canım kardeşim. yıllar oldu orayı geçeli.
understand?
ya okumuyorsun güzel kardeşim ya da ilkokul öğrencisi seviyesinde bile değilsin, okuduğunu anlamıyorsun.
hangisi söyle bakalım??
edit 3: ılgaz çınar'ın konuyla ilgili tweeti
edit 4: rizespor tarafından galatasaray spor kulübüne dayatılan tuhaf protokol -
8. istanbul'da hastaneye randevu bulamama skandalı
evet biliyorsunuz akp sağolsun artık hastanelerde sıra beklemiyoruz!
yaparsa akp yapar. sağlık sistemimizi de öyle güzel yapmış ki!
mhrs randevu sistemine girip dahiliye gibi kolay ulaşılabilir olması gereken bir poliklinikten randevu almak istediğinizde an itibariyle tüm istanbul genelinde bulabileceğiniz sadece 1 randevu var.
o da 1 eylül 2021 tarihinde şile devlet hastanesinde.
sağlık sistemini bu hale getirmekte emeği geçen herkese sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
not: 2 aydır gastroenteroloji polikliniğindeki doktorumdan randevu bulmaya çalışırken beklemekten usanıp en azından dahiliyeye çıkayım bari dedim. durum bu.
edit: çok zeki bir arkadaş damlamış. 15-20 güne veriliyormuş randevular. hadi ya. söylemesen bilmiyorduk. onu da doğru bilmiyor ya neyse. burada gastroenteroloji gibi uzmanlık gerektiren bölümlerden bahsetmiyoruz. orada zaten 2 aydır alamıyorum. her gün saat 16'da ekran başında olmama rağmen. mhrs'e randevu olursa sms at günün her saati diye talimat vermeme rağmen randevu gelmiyor 2 aydır. onu geçtim ben. burada dahiliye diyorum bakın. her hastanede dahiliye polikliniğinde 10larca doktor var. ve şu anda istanbul'da randevu yok. aktroll değilseniz ve şu durumun ciddiyetini algılayamıyorsanız durum gerçekten vahim. güneş ışığı falan alın. vitamin değerleriniz düşmüş, beyin fonksiyonlarınız tam olarak görevlerini yerine getiremiyor olmalı.
edit:yarım aklıyla yurtdışı gördü diye millete akıl vermeye çalışanlar olduğunu görüyorum.
okuduğunuzu da mı anlayamıyorsunuz acaba? takipli hastayım. haziran'dan beri randevu bulamıyorum. aile hekimine gitmemin bir anlamı yok. hayatınızda hiç aile hekimi gördünüz mü bilmiyorum ama devlet hastanesine sevk etme yetkisi bile olmayan, vitamin değerlerinizi ölçecek basit bir tahlil dahi yazdırılmayan bir oluşum. gastroentorolojiye çıkamadığımdan dahiliyeye çıkıyorum. adam kalkmış sen niye yandala gidiyorsun aile hekimine git diye akıl veriyor yarım aklıyla bir isveç gördü diye.
avrupa'daki sistemin ne olduğu beni zerre ilgilendirmiyor. hayın kılışdar sgk'yı batırdıktan sonra hökümetimiz sgk'yı kötü yoldan kurtarıp hastane sıralarını bitirip sağlıkta devrim yaptı. o devrim(!) bugün, istanbul'da 50 devlet hastanesi içerisindeki dahiliye poliklinklerinde günde en az 7500 hastaya bakma kapasitesine sahip ve bana 15 gün sonrasına randevu veriyor. uzmanlık gerektiren yan dalda ise saat 16.00'da randevular açıldığında 5 dakika içerisinde bitiyor.
25 yıldır devlet hastaneleriyle haşır neşir olan biriyim. kronik rahatsızlığım nedeniyle özel sigorta kapsamı dışındayım. her türlü devlet hastanesi ortamına girdim. sıra da gördüm. kuyruk da gördüm. sözde sağlıkta devrimi de gördüm. (hükümetin sağlıkta devrim propagandası için sgk'ya özel hastanelerdeki muayene ücretlerinin büyük bir kısmını karşılattığı erken akp dönemi) ama şu anki rezilliği son 25 yıl içerisinde görmedim. özellikle son 5 yıldır her yıl daha kötüye giden bir merkezi randevu sistemi var. 2010'lu yılların başında dahiliye randevusu alacak olsam evime yürüme mesafesindeki hastaneden pazartesi mi alayım yoksa salı mı alayım diye düşünüyor olurdum. şu anda 10 gün sonrasına şile'ye bakıyorum!
meraklısı için edit: 21 ağustos 2021 saat 16.15 itibariyle 6 eylül 2021'e dahiliye randevusu aldım. 1990'lı yıllarda internetten randevuyu akıl edememiş ve bizi kuyruklara mahkum etmiş kılıçdar'dan sonra bizi kuyruklarda bekletmeyip dahiliye polikliniğine çıkmak için 15 gün evimizde hasta hasta bekleten akp'ye ne kadar teşekkür etsek az. isveç'te de 2 ayda randevu alındığını duyunca zaten bir iyilik geldi şimdiden. dahiliyeye bile 15 günden önce çıkamıyorsam gastroentorolojiye 6 aydan önce çıkmayı beklememeliyim zaten değil mi?
işin ironik yanı. gastro'ya da her elini salladığınızda randevu alamıyorsunuz. belirli bir süre için, takipli hasta olduğunuzdan yan daldan randevu alabilmeniz mümkün oluyor. yeşil alan adı verilen takipli hasta alanından çıktığınızda , uzmanlık gerektiren yan daldan randevu alabilmeniz için, önce ana dala yani dahiliyeye çıkmalısınız. ömür boyu süren bir hastalığınız olsa bile gitmeniz gereken doktordan randevu alabilmek için başka bir doktordan randevu almak zorundasınız.
hastaysanız sağlık sistemi kafkaesk bir dünyaya dönüşebiliyor.
şimdi bir düşünün kronik hastasınız. hastalandınız. 15 gün sonraya dahiliye randevusu alıp bekleyecek. dahiliye çıkacak ve doktordan gastroentorloji randevusu sistemini açmasını isteyeceksiniz. sonra evinize dönüp mhrs'e girip bulabilirseniz 15 gün sonrasına yani hastalandığınızdan tam 1 ay sonrasına gastroentorloji randevusu alacaksınız. sonra gastroentorloji doktorunuza görüneceksiniz. o sizden tahliller isteyecek. tahlil sonuçlarından biri geç çıkacak. kontrol randevusu süresi olan 15 günü geçirdiğiniz için yeniden randevu almanız gerekecek. 45.gün hala hastasınız. en erken randevuyu almayı başardınız. 15 gün sonrasına.yani 2 ay sonra doktora çıktığınızda artık tanı alabilme şansına sahipsiniz. 90'lardaki kuyrukta kaç gün bekleniyordu acaba?
__________________________________________________________________________________________________________
nihai edit: ülkede kendini akıllı sanan ahmakların ne kadar çok olduğunu öğrenmeme vesile olmuş skandaldır.
bazı akıllılar elinizi kolunuzu sallayarak uzmanlık gerektiren yan dal polikliniklerinden randevu alınabildiğini sanıp canı sıkılan hastaneye gidiyor diyerek sorunu görmezden geliyor.
bir akıllı şöyle demiş: ''ıyi alıştınız markete gider gibi doktora gitmeye.size müstahak.gastroenterolojiye gidenlerin yarısı "dun garpuz yidim garnim davul gibi dohtur bey çok acilim" demiyorsa bisey bilmiyorum'' (bkz: #127175930)
evet kardeş bir bok bilmiyorsun.
bazı akıllılar da özel sağlık sigortası diye bir şey var canım diyerek özel sağlık sigortalarının kronik hastalıkları kapsamadığını bile akıl edemeyecek şekilde ahmaklıklarını açık edip devletin primlerle, gss haraçlarıyla finanse ettiği bir sistemin işlevsizliğini görmezden geliyor.
özel sağlık sigortası diye bir şey var istanbul gibi bi yerde yaşayanlar için zorunlu gibi bir şey, paranız yoksa bekleyeceksiniz zaten (bkz: #127175493)
sonuç olarak akpli trollerin bile fazla ses çıkaramadığı bir durumla karşı karşıyayız. sağlık sisteminin bir uçurumun kenarında olduğuna dair işaretler veren bir durum. doktor istifalarının etkili olduğunu söyleyen yazarlar var. göçmenlerin etkisi olduğunu söyleyenler var. şehir hastanelerinin etkisi diyen var. kısacası bir sorun var. eğer 10 yıl önce 1 gün sonraya alabildiğimiz bir randevuyu bugün 15 günden önce alamıyorsak bu bir sorundur. umarım gündeme gelir ve çözümü için muhattapları adım atmak zorunda kalır. zira bu haliyle 90ların kuyrukları bile mhrs'e göre daha işlevsel durumda. -
9. 2023'te aya gidiyoruz
"haa eyvallah, doğru doğru. emrullah abi benim bir arkadaşım var, tencere imalatçısı, aynı yaştayız. lavuk burdan atlıyor uçağa tayland'a gidiyor; karıyı üzerine işetiyor, yıkanmadan geri geliyor."
-
10. 20 ağustos 2021 içişleri bakanlığı pcr genelgesi
daha önce de yazdım yine yazıyorum, sadece kendi hoşuna gidiyor diye, bu hükümetin koyduğu herhangi bir yasağı destekleyen iki yüzlüdür. konunun hastalıkla aşıyla alakası yok.
-
11. sinema tarihinin en iyi aşk filmi
(bkz: up) askin o duygusunu carl ve ellie muhtesem hissettirmisti mesela.
sonra (bkz: wall-e) de duygusal bir robotcugun askini anlatiyordu.
ve konudan bagimsiz ama (bkz: soul) ana tema bence askti filmde. sadece tek farki , bir kisiye degilde , hayata,muzige ve tutkulara duyulan askti.
evet ucude animasyon. animasyonda benim askim napiyim (bkz: swh) -
12. oğuzhan uğur
pinç fragmanı yüzünden adamı ırkçı ilan etmişler.
bu ülkede ne kadar arap hayranı varmış ya. ulan bu ülke benim. vergi veriyorum, çalışıyorum, fedakarlık yapıyorum. sonra işsiz eğitimsiz adam sınırdan elini kolunu sallayarak geçip benim rahatımı bozuyor, kardeşlerimi taciz ediyor, arkadaşlarımı öldürüyor ne yapacam bunları oturup izleyecek miyim?
videoda en ufak bir ırkçılık yok. asıl oturup sessiz kalmak hiçbir şey yapmamak türklere ırkçılık. -
13. ölünce yaratıcıya söylenecek ilk söz
annemi görebilir miyim?
-
14. oğuzhan uğur pinç yeni sezon fragmanı
paylaşımın altında yapılan yorum manidar olmuştur.
--- spoiler ---
mülteci sorunları peygamber efendimiz sallahu aleyhi ve sellemin sünnet sakalı ve sarığı ile alay edilerek mi anlatılır? fatih sultan mehmed’in sarık ve sakal ile aldığı topraklarda yapılana bak. hadsizler.
--- spoiler ---
olm bunlar her sakallıyı, her sarıklıyı hacı veya hoca zannederdi. şimdi biraz level atlamışlar fatih(!) zannediyorlar*
edit: gereksizin biri de yoruma tck maddesi yerleştirmiş. halkın bir kısmını ötekileştirme, kin ve nefrete teşvik etme flan yazmış. lan dün sınırlarımızdan kaçak giren afganlı ne ara halkımızdan biri oldu? bunu yazan kişi de avukatmış. söyleyeceklerim bu kadar. -
15. unutulup giden hazır giyim markaları
tiffany and tomatto. ilk aklıma gelen aynı zamanda ilk tanıştığım hazır giyim mağazası.
-
16. 1.55 kadınların çok güzel olduğu gerçeği
övmek için yaşayanlar
edit: karikatürün orjinali umut sarıkaya'ya aittir. şuradan görülebilir. içimdeki küçük cem yılmazı kontrol edemediğimden ötürü konuşma balonlarını değiştirdim. böyle bir karikatür yok maalesef ama olsaydı çuk otururmuş *. -
17. hudut namustur yazan gencin saldırıya uğraması
benim merak ettiğim bu gencin ev adresini kim nasıl bulmuştur. bu ev adresine ulaşmasına kim yardımcı olmuştur.
-
18. chp'liydim akp'li oldum diyen sel mağduru kadın
--- spoiler ---
sel felaketinden etkilenen nurten özçelik, "ben aileden chp'liyim. kimse kusura bakmasın ama bu saatten sonra ak partili olacağım. iki bakanımız her gün yanımızda" dedi.
--- kaynak ---
akp'li belediye tarafından yönetilen ilçede otur, dere yatağına imar versinler ve evin selde yıkılsın, sonra 20 yıl borçlandırarak sana yeni ev versinler, sonra da artık akp'liyim de. vallahi siz eğitilmezsiniz. -
19. 21 ağustos 2021 boğaziçi üni rektör atanması
bir rektörü neden cumhurbaşkanı atar hala anlamıyorum. yüksek öğretim siyaset üstü bir yerdir. acilen siyasetin buradan elini çekmesi gerekir.
mesela ahmet necdet sezer siyasetin rektör atamasına karışmaması için neredeyse bütün rektör atamalarında üniversitenin rektör seçimlerindeki oy oranlarına göre atamaları yapmış, akademiye saygı duymuştur. eğer meclis, cumhurbaşkanından bu yetkiyi alsaydı bu karara da imza atardı.
hayır bir de anlamıyorsunuz bu atama işinden, anlasanız içim yanmayacak. atadığın melih bulu denen adam, ergen kafalı adamın tekiydi. bu adam mı bilimsel ilerlemeye öncülük edecek? benim de takıldığım şeye bak, sanki ülkedeki bütün atamalar liyakatle gerçekleşiyor da bir tek leylek kaldı.
şu güzelim ülkenin nice kurumlarının içini liyakatsiz kadrolarla boşalttınız. yazıklar olsun size de, sizi seçenlere de.
platon'un şu sözleri aslında her şeyin özeti:
"demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin devleti idare edebileceği zannedilir.
demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. devam edilirse demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar." -
20. 10 yaşındaki araç yaşlı mıdır sorunsalı
yahu adamlar metal yorgunluğu falan yazmış 10 yaşındaki araç için, sanki boeing 747 uçuruyor da metal yorgunluğunu düşünüyor ahwhzhwhzhws.
-
21. 21 ağustos 2021 ankara mamak'ta dövülen kadın
adam kaçırma, hürriyetten mahrum bırakma, darp, cinsel saldırı, şantaj.
videoyu çeken de döven de bir kaç yıl yatar.
umarım ankara'daki ağır abi takılanlar daha öncesinde aynı videoyu bunlara çekerler. zira hapis falan az bu davranışa. -
22. sevdiğini 60 dk görmek için 8 saat yol giden insan
8 saat yol gidip sevdiğini göremeyen, hatta sevdiğini başkasının yanında gören insandan daha şanslıdır.
-
23. açık göbek olmayan giysi bulmanın imkansızlaşması
crop giymekten hoşlanmayan tüm kızların göbekli veya tesettürlü olduğunu zanneden ezik 31'cileri gösteren olay.
seri üretim gibi tek tip kıyafetle dolaşmak istememeyi o pc başında erimiş küçük beyninizin almaması normal. -
24. güçlü kadın denince akla gelen ilk kişi
ahu 40 yasinda. 18 yasindayken bir donum arsa karsiliginda nufuzlu bir koy agasina hediye edilmis. 65 yasinda burusuk tenli, karga suratli osman aganin 4. karisi olarak bulmus kendini.
kumalari felegin cemberinden gecmis kadinlar desek yanlis olmaz. en baslarda onlar nasildi bilmem ama acimasiz koy hayati onlari da merhametsiz bir seylere donusturuvermis. ahuyu ezmisler. cok ezmisler. osman aga ayri kotu davranmis kumalari ayri kotu davranmis.
ahu okumamis. elinden bir is gelmezmis. ne liseye gitmis ne universiteye. okumayi cok sevse de kiz cocugu okumazmis diye babasi okutmamış. halbuki ahu cok zeki bir cocukmus.
ahu'yu ne babasi sevdi ne annesi ne de kardesleri. yeni hayatinda ne kumalari sevdi ne kocasi osman sevdi. ahu hic sevilmedi ki. sevilmek nedir bilmedi.
ahu 25 yasina geldiginde yaslanmisti, yipranmisti cok yorulmaya baslamisti. gece herkes uyudugunda çerçiciden satin aldigi kitaplar okuyordu ama ahu daha fazla okumak istedi. okuyup bi seyler olmak istedi. ahu calisti cabaladi . disaridan liseyi bitirdi. universite sinavini kazandi. ahu o yasindan sonra tip fakultesini kazandi. artik kurtulucakti. osmandan da kumalarindan da kurtulacakti. lanet olasi gecmisine dair ne varsa geride birakacakti.
ahu kacti gitti. universite okurken bir yandan calisti. zeki kadindi ya ahu. ozel ders verdi. yazilar yazdi. para kazandi bir sekilde. ahu simdi psikiyatrist oldu. kendisi gibi kirilmis parcalanmis insanlara derman oluyor.
benim tanidigim en guclu kadin ahu idi. gecmise donup baktigimda ne kadar guclu bir kadinmisim diyebiliyorum. bu bir kendini begenmislik degil ancak cok seyler yasadim. hayat benden gencligimi de orta yaslarimi da caldi. bundan sonrasi benimdir artik. bundan sonra ahuyu kimse koy agasina satamayacak. kimse ahuyu ezemeyecek. -
25. dolar aslında 3 50 tl diyen reisçi genç
böylesine büyük bir embesili izlemeye 2 dk sabredebildiğim için kendimi tebrik ediyorum.
-
26. olgunluk belirtileri
herkesin her şeyi yapabileceğini farketmek. ve günün sonunda en değerli varlığın kendin olduğunu anlamak.. sen varsan hayat var. sen mutluysan çevren mutlu. o yüzden en üstüne titreyeceğin kişi kendin..
-
27. türk kürt ayrımının azalarak yok olması
en iyi asimilasyonu türkler uygular demiş üstteki yazar. 800 senelik imparatorluk dağıldıktan sonra zerre kadar asimile olmamış kırk tane balkan, orta doğu ve afrika ülkesi kuruldu.
buralarda türkçe konuşma oranı sıfıra yakındır ve zerre jeopolitik destek atmazlar.
afrika’nın yarısı kendini fransız zannediyor. frank kullanıp, fransız futbol alt yapılarına doluşuyorlar.
adamların tv standardı bile fransız kökenli secam.
azıcık mantık yahu.
edit
secam yerine ntsc yazmışım ama zaten konu o değil :-) -
28. cumartesi sabahı erken kalkmak için bir neden
-
29. karadenizli gibi düşünmek
eşim rizeli. ilişkimizin ilk zamanlarında birgün istanbul'dan ankara'ya otobandan giderken bolu'da tünele girmeden önce tabelalarda yazan "dolu ve boş tankerler kaynaşlı çıkışından çıkınız" yazısını bana okuduktan sonra döndü ve dedi ki, "yarısına kadar dolu tankerler o halde tünele girebiliyor değil mi?" dedi.
ilk defa bir karadenizli birisiyle birlikte olduğumu iliklerime kadar hissettiğimi anımsıyorum. ama bu daha başlangıçtı... -
30. daire 16 ibrahim kaya
toplum sözleşmesinden bihaber, anlayışsız, ortak yaşam alanlarında müstakil bir hayat standardı sürmek isteyen ve bunu başkalarına dayatan düşüncesiz, bencil, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanan herifin teki.
-
31. izmir insanını itici yapan sebep
"anadolu insanıni aşağılamaya çalışıp avrupa insanına hayran olmaları ve avrupa insanına benzemeye çalışmaları"
bence bunu siz de yapın, belki avrupa insanına benzersiniz biraz. ülkenin problemlerinin %50'si çözülür.
ayrıca bir insanın ne kadar boş bi hayatı olabilir de bir şehrin insanına kin güdüp bu için için kendisini yesin ve bir de bunun için gidip başlık açsın. düşün ne kadar boş bir hayatın olmalı. -
32. bilinçaltınız neye takıntılı testi
hayatta en çok takınlı olduğum şey şaka gibi yemek çıktı.
bilin bakalım hayatta en çok takınlı olduğum şey ne, evet yemek yemek. -
33. belcika'da evlerinde cikartilan turkler
gorunuse gore eksicilerin bir hayali gercek oluyor! belçika hükümeti, düşük bedelli sosyal konutlarda yasayan vatandaslarinin yurtdisinda kendi adlarına kayıtlı mal varligi olup olmadıgıni takip etme kararı aldi. mal varligi olması durumunda bu tahsis edilmiş ucuz kirali sosyal konutlardan cikartma ve 35,000 euroya kadar para cezası vermeyi kararlastirdi.
hadi taze taze citir link
al abi bu daha sicak link
bu su demek ki o evlerde oturan gurbetçiler turkiye'de adlarına mal edinemeyecek! -
34. biontech'in pazartesi tam ruhsat alacak olması
yeni bahane türkiye'ye gönderilenlerin bu aşı olduğuna ve iyi koşullarda saklandığına emin miyiz olacaktır. bahane göt gibidir.
-
35. memurların zam yoksa oy yok demesi
10 senedir memurum, çevremdeki çoğu insan muhalif. ya sözlü muhalefet yapıp sandıkta göstermiyorlar ya da memurların etkisi sanıldığından çok az.
-
36. 200 bin tl ile alınacak en iyi araba
kesinlikle ikinci el kullanılmış araba değildir. elalemin eşşeğe biner gibi kullanıp içinden geçtiği sonrasında tamiri bakımı zor geldiği için satışa çıkarıp başkasına kakalamaya çalıştığı arabalara bu kadar para vermeyin. eski sahibinin yaptırmadığı tüm tamir ve bakımlar sizin elinizde patlar bu mevzu tecrübeyle sabittir.
şu anda 200 bin tlye c segmenti sıfır km bir araba alınamıyor maalesef. ama en azından b veya b+ segment sıfır bir araba alınabilir. vag grubu ve premium markalar hariç neredeyse her markanın bu meblağa göre modeli var.
hiç kafanızı bulandırmayın sıfır arabanın içindeki o yepyeni yeni plastik ve koltuk döşeme kokusunu ciğerlerinize çekince başkalarının önerdiği pertten hallice ikinci el arabalar aklınızda bile kalmaz.
edit: düzeltme. -
37. naci inci
hocam siz de bir gece yarısı ansızın görevden alınacaksınız, haberiniz bile olmayacak... bence şimdiden istifa edin, en azından gururunuz kalır.
-
38. masterchef türkiye
yav arkadaş bu emre nasıl mülayim nasıl naif bir insan yahu. sevdim bu çocuğu.
şu zamanda şu yarışmada bir kere de çakal olmayan düzgün bir karakter öne çıktı valla çok sevindik.
inşallah yürür bu yarışmada. -
39. konfor alanının dışına çıkmak
konfor alanının dışına çıkan yerlerim ağrıdı. konfor alanında kalmamak için sürekli ayık olmaktan çok sıkıldım. ben konfor alanımı yaratıp, pofpof kabartıp üzerine kedi gibi kıvrılıyorum müsaadenizle. herkes bi bok söylüyor hayatın nasıl yaşanacağına dair -ben dahil- hepsi aslında aynaya konuşuyor, söylediklerimizi sadece kendimiz duymak istiyoruz. dolayısıyla konfor alanından çık diyenler de kendilerine, konfor alanından korkmayın diyenler de kendilerine konuşuyor. kendime konuşuyorum: konforlu bildiğin şeylerden ne zaman istersen o zaman vazgeç. konfor alanından çıkıcammmm çıktımmm diye diye yaptığın hamlelerin sonunda asla oleeey demedin, her zaman meeh dedin. anladım ki kendisini zorlayarak çıkamıyor insan şu boktan, aynı doğum zamanı gibi. vakti geliyor ve plop diye çıkıyor. vaktinden evvel suni sancılar vermeye gerek yok, vakitlice olanı kolay, vakti gelmemiş olan boşuna efor, arkadan sürekli pop up gibi "konfor alanından çık çık çık" diyen sesi dinlemeye gerek yok.
neyse bugün bunu diyorum da yarın muhtemelen "konfor alanı artık üzerimizden sıyırıp atmamız gereken deridir yoksa ölü deri kalırsa gelişimimiz noksan kalacaktır" minvalli savunurum. bugünlerde neye ihtiyacım varsa, o işte. herkes kendisine konuşuyor.
tn: bilinenden özgürleşme eylemi, zamanı gelmediyse boşa açılan musluk gibi çokça gereksiz enerji tüketir. -
40. 21 ağustos 2021 abdülkadir selvi'nin komik tweet'i
bir nevi kandırmaya çalıştık, o bizi kandırdı. twiti olmuş.
2013'e kadar yalıyordum, sonra onu bırakıp daha uzun olanına başladım, anlamı da çıkar. -
41. kruvasan ve kahve ile kahvaltı yapma elitistliği
belki elit olursunuz , ya da elit görünürsünüz ama aç kalırsınız.
kahveyle kruvasanla karın mı doyar lan. -
42. bir semtin fakir mi zengin mi olduğunu anlamak
çöp konteynerlarına bakıldığında kolayca anlaşılabilecek hede.
bir semtte çöp konteyneri varsa(!) açlık sınırına yaklaşılır. bu konteynerın içinde şimdiye kadar hiç ateş yakılmadıysa açlık sınırı geçilmiştir. konteynerda çöpler a101, bim yahut şok gibi market poşetlerine doldurup atılmış vaziyette ise yoksulluk sınırına doğru gelinir. yoksulluk sınırından yukarı doğru konteynerların kozmetiği iyileşmeye, market poşetleri yerini 'çöp torbalarına' bırakmaya başlar. konteynerlarda pek eskimemiş kıyafetler, eski mobilyalar, anlamsız dekorasyonlar, içki şişeleri, büyük kargo kartonları görüyorsak semtin hafiften zengin olduğuna dair şüphelerimiz artar. bazen de sezgisel davranıp ayrıntılara odaklanabiliriz. mesela fakir semtlerin çöplerinde pek prezervatif bulunmaz. semt zenginleştikçe prezervatif sayısında ve çeşidinde artış olasıdır. zengin semtlerindeki çöpün çeşitliliği çoktur çünkü zenginler aslında hiç ihtiyaç duymadıkları şeyleri alıp çöpe atmaya bayılırlar. örneğin zengin semtindeki bir çöp konteynerından sapasağlam bir laptop çantası bulunabilir. benim bulduğum ve şu an kullandığım laptop çantası gibi. -
43. kadınına prenses muamelesi yapan erkek
%99 ihtimalle
-ezik erkek olarak görülecektir. zira erkek dediğin maço olur. kadınlar aksini söyler ama maço ister.
-sıkıcı erkek olarak görülecektir. zira bu tip erkekler genelde sakin yaşamayı severler. atraksiyon çok onlara göre değildir.
-aldatılacak ya da terk edilecektir. zira kadınlar nedenini bilmesem de itilip kakılmaktan çok hoşlanırlar. (not: fiziksel değil!)
-kadın kendini prenses olarak hissedeceği için zamanla kendini daha iyilerine layık görecek ve adamı beğenmeyecektir.
-kadına eksikleri ya da yanlışları söylenmediği için kadın sürekli kendini mükemmel görüp ilişkide yönetici olmaya çalışacaktır.
%1 ihtimalle ise,
-kadın, bu kadar kadın hayatındaki erkeğe 'odun, öküz' derken, şikayet ederken böyle bir adamı bulduğu için kendini şanslı hissedecek, ona ne kadar değer verdiğini daha fazla göstermeye çalışacaktır. -
44. süleyman özışık'ın mesleği bırakması
havuz medyası büyük bir yalakasını kaybetmiştir.
-
45. pınar boykotçularının şimdi ne yaptığı sorunsalı
arkadaş böyle bir boykot görülmemiştir. geçen yurtdışından gelen teyzemin eşi pınar su almış, küçük teyzem görür görmez sen ne yaptın pınarı boykottayız dedi. büyük teyzem hatırladı, (biraz yaşlı ve dalgın biri) üzüldü, pişmanlık yaşadı ve eşine türkiye de olduğumuz sürece bir daha alma diyerek boykotu hatırlattı. bu dönemden ve neler olup bittiğinden bihaber torunlarımız bile cadı masalları ile hurafeler ile bu boykota devam edecek herhalde.
-
46. 20 ağustos 2021 akbank'ın pcr testi kararı
twitter'da falan bazı aşı karşıtı hukukçuların işçiye böyle bir dayatmanın, işçiyi bu sebeple işten çıkarmanın anayasaya vs. aykırı olduğuna dair yorumlarını görmekteyim.
bu sebeple işten çıkarılan bir işçi, işe iadesi için mahkemeye başvurduğunda mahkeme dosyayı bilirkişiye gönderir ve şunu sorar: aşı olmamak pandeminin mevcut koşullarında müşteriyi 'ya da diğer işçileri' hayati tehlikeye sokuyor mu? bilirkişi veya heyeti de kesinlikle hayati tehlikeye soktuğu yönünde rapor sunar. bu hususta bilirkişilik yapacak olan akademisyenler arasında aşı karşıtı bulunma olasılığı çok düşük. ayrıca bir rapor itiraz üzerine farklı bir heyete de gidebiliyor. dosya bilirkişiye gönderilmese bile, haberleri takip eden bir hakim, uzmanlığa başvurmadan aşı olmamanın diğer insanlar için hayati tehlike taşıdığını tespit edebilir.
bu durumda haklı sebep değil de geçerli sebep var sayılır ve işçinin tazminatı ödenmişse ve işe iade davası açılmışsa red kararı verir, tazminat ödenmemişse tazminatın ödenmesine karar verir.
benim görüşüm, bilimin geldiği nokta düşünüldüğünde, kişinin sadece kendisine değil birlikte çalıştığı kişilere ve faaliyet sırasında fiziksel olarak aynı ortamda bulunulan üçüncü kişilere (müşteri vs.) ölüm dahil çok ciddi zarar verme riski olan 'aşı olmama kararı' işten çıkarma bakımından geçerli sebep sayılır.
örneğin bir şantiyede vinç operatörünün kafasına göre iş sağlığı güvenliği önlemlerini hiçe sayması mümkün müdür? böyle bir durumda bu kişiyi geçerli sebeple işten çıkarmak mümkün değil midir? fizik bilimine aykırı şekilde insanların hayatını tehlikeye atan operatörle bire bir benzer şekilde, aşı olmayıp hastalığın hem daha hızlı yayılmasına, hem hastaneler dolacağı için acil ihtiyaç sahipleri dahil hastanelerin rutin dönemdeki hastalarına hizmet verememesine, hem de aynı ortamda çalışan işçilere hastalığın bulaşmasına sebep olan işçi de tıp bilimine aykırılıktan dolayı işten çıkarılabilir.
bir de şu var: aşı karşıtlarını hastalığın bulaştığı kişilerle ilgili karantina uygulamasına karşı çıkarken hiç görmedik. bu bir tutarsızlıktır. karantina da bilim insanlarının önerisi üzerine uygulanmaktadır. ancak kişi karantinada izole kalmak yerine toplum içine karışmayı tercih edebilir. örneğin grip olan kimse işe gittiği için işten atılmaz. ama burada ölümcül bir hastalık var. her gün bir uçak düşmüş kadar insanın öldüğü yerde, bu hastalık alelade bir hastalıkmış da devlet veya işveren aşı karşıtları ve işçiler aleyhine hareket ediyormuş gibi bir savunma geliştirmek aşı karşıtlığı kadar ağır bir saçmalıktır. -
47. kız arkadaşın iş yerindeki erkeklere sarılması
iş yerinde kimse kimseye sarılmamalı.
-
48. masayı toplayan garsona yardım etmek
garsonluk yaptığım zamanlarda yapılan nazik ve kibar eylem, burada hayatında garsonluk yapmamış sığ tipler öküz altında buzağı arıyor yok küçük düşürücü yok insanların işine karışmak kabalık filan. saatlerce ayakta durmuş bir insana birkaç saniye kazandırmak ne kadar değerli bilir misiniz? ama çok bilmiş filozoflar herşeyden bir haber olduğu gibi bu durumdan da bir haber. bu kadar dar görüşlü olmayın. çoğu zaman yaptığım eylem. eğer garson da arızalı bir tip değilse bu durumdan hoşnut olacaktır.
-
49. 20 ağustos 2021 nihat genç'in hedef göstermesi
gladyocu ney lan kurtlar vadisi senaryosu mu yazıyorsunuz?
akp yanaşması perinçekçilerin iyi parti'nin yükselen oylarını aşağı çekmek için yaptıkları bir hedef göstermedir. boşa kürek çekmektir. -
50. sibel can'ın göğsü açık şarkı söylemesi
1997 de olsa olaydı, heyecandı, ilgiydi, reklamdı.
yıl olmuş 2021, çok da şey değil yaani.