yarin ozur diler,
ertesi gun kerem'le fotograf paylasir,
sonra armayi open resim,
3 gun sonra da antreman fotografi takim olarak altina da not olarak;
"bizi bitiremeyeceksiniz"
yarın editi; özür diledi ;)))
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. marcos do nascimento teixeira
-
2. 16 ağustos 2021 marcao'nun kerem'e yumruk atması
arda abisi girseydi araya . olmadı soyunma odasında yanına gidip önüne silah koyup delikanlıysan adamsan al sık kafama kardes deseydi . bir el de havaya ateş etseydi . gerçi hastane ortamı gibi olmaz ama biraz içi soğurdu adam gibi adamın .
-
3. yalan habere 5 yıla kadar hapis getiren düzenleme
ne âlâ! işlerine gelmeyen haberleri "yalan haber" adı altında dava ederler. mahkemeler zaten dünden hazırdır mahkum etmeye.
o zaman "esenboğa havalimanını biz yaptık, bizden önce buzdolabı yoktu." vb. şeyleri de "yalan haber" yahut "vatandaşa yalan söyleme", "yalanlarla insanları kandırıp siyasi rant elde etme" gibi maddeler ekleyip dava edebilmeliyiz. aynı şey. -
4. yeşim salkım'ın paylaştığı covid aşısı içeriği
dinozor taşşağı içermeyen liste.
-
5. 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçı
volkan demirel ballı ayu ya
herif programa başladı
ilk günden tam onun uzmanlık alanı olan olaylar çıktı -
6. taksiciler battı mutlu musunuz
evet mutluyum.
nezaket ve vicdanın minimum olduğu her iş umarım batar. -
7. 17 ağustos 2021 selahattin demirtaş açıklamaları
ankara altındağ'da yaşananlar, mülteci karşıtlığının bir sonucuymuş.
gören de diyecek ki türkler saldırdı, onlar da misilleme olarak türk gencini öldürdü.
lan türk'ün evladını öldürmüşler, mülteci karşıtı olmayacağım da mülteci sever mi olacağım?
doğu türkistan'dakilere konu gelince ağzınızı açmayın, 3 maymunu oynayın habeş artıkları.
foncular, yandaşlar ve kendisine sosyalist diyen solcular; söz konusu mülteciler olunca aynı telden çalmaya başladılar.
ne güzel dünya be.
ülkemize gelen kimseyi geri gönderemeyizmiş.
ya sizin ılık götlü solculuğunuza sokayım. öyle bir gönderirim ki yol bile esas duruşa geçer.
hiçbir ırk, hiçbir zulüm, benim halkımın refahından daha kıymetli değildir.
her gün taciz, tecavüz, cinayet haberleri görmekten bıktık biz artık.
millet olmayı bilmeyenlerin akıbeti sekmez, şaşmaz. bu insanlar vatansız.
öyle bir ordu ki tek kurşun atmadan teslim oluyor. öyle bir millet ki direnmeyi aklından geçirmiyor.
karılarını kızlarını bırakıp kaçan adamların, benim ülkemde işi olamaz.
tüm siyasi partiler şunu anlayacak; bu ülkenin sahibi benim.
ve bu ülke benim evim. rızam olmadan kimseyi dayatarak evime sokamaz ve beni beraber yaşamaya mecbur bırakamazsınız.
eğer benim fikrimi önemsemiyorsan, benden vergi de almayacaksın arkadaş.
türkiye, dünyanın mülteci kampı değildir. türkiye, dünyanın jandarması da değil.
bana ırkçı diyebilirsiniz. sikimde olmayacağını bilmenizi isterim. -
8. 17 ağustos 2021 marcao açıklamaları
keremin giydiği şorta bakın allah için ayrıca o saatte orda ne işi varmış
-
9. kedi besleyen kişilerin hafiften deli olması
benim için doğru tespittir. şahsen ben deliyim.
kendime bile bu kadar öncelik vermiyorum. o kadar sorunum varken balıktı, kediydi düşünüyorum. bak mesela bir tane japon balığı için koskoca akvaryumu senelerdir çalıştırıyorum. hastalandı, gözüme uyku girmedi. ondan sonra kediler hastalanıyor, aç bile kalsam en kral mamasını alıp ilacını tedarik ediyorum. kendime sıra gelince de bir kutu ilaç pahalı geliyor...
bu hep başkalarını düşünmenin ve hep başkalarına öncelik vermenin bir sonucu... -
10. uçağın kanadına tutunup yere çakılan afgan
tutturmuslar bir caresizlik diye gidiyor. ulan ne caresizligi bunların yaninda kadın yok kadın. nerede bunlarin annesi, esi, kardesi? bu mu caresizlik? taliban kılıçtan mı gecirecek bunları? erkek lan bunlar. en fazla namaz kılıp dururlar. caresiz olanlar kadınlar kadınlar! bu primatlar da kadınlarını talibana bırakıp "refah" icin kaçanlar!
videolardan birinde ucaga oturanlarin arasinda el sallayan var?! adam el sallıyor kalanlara. biz gidiyoz diyo yani. ucagin yanında kosanlar da gülüyor onlarda da el sallayan var.
neyine acıyacaksın bunların? bu zeka seviyesinin hele neyine? türkiye'ye sözde savaştan kaçıp gelen itlerin daha ikinci gunu yaptigi sey turk kadinlarinin videolarını cekip tiktok'a atmak. oraya buraya bayrak dikmek.
başlarım sizin pempe götlü hümanizm safsatalarınıza. -
11. 5 yıl önce sıradan olup şimdi lüks olan şeyler
sıfır araba veya motor almak. genel olarak her şeyin sıfırını almak lüks oldu. gerçi ikinci el araba almakta lüks sayılır artık.
-
12. toparlanma dönemi bitti şahlanışa geçtik
sabah gazetesinin bugünkü manşetidir.
görsel
pandemi döneminde açılan işletmelerden bahsetmiş.
işsizliğin, fakirliğin boyutu umursanmamış.
koskoca devletin bir sel felaketi veya orman yangınları konusunda, hiçbir önlem almamasından da bahsedilmeş.
10 yıldır çalışan bir memur 2011'de işe girdiğinde ortalama 1600-1700 dolar maaş alıyordu. bugün bu maaş 500-600 dolara düşmüş durumda. 10 yıllık tecrübesi olduğu halde maaşı 1/3 oranında düşen koskoca bir türkiye toplumundan da bahsedilmemiş bu manşetin altında. ülkemizde çalışanların neredeyse yarısı asgari ücretle çalışıyor.
bu şahlanış değil olsa olsa çöküştür.
yolsuzluğun ayyuka çıktığı, ak partili olmayanların iş bulamadığı, devlet kadrolarının ve özellikle bürokratların, vali-kaymakam vb hemen hemen hepsinin ak partili olduğu gerçeği de şahlanış değildir. nepotizmdir. -
13. odtülü mühendise 5500 tl maaş teklif edilmesi
azdır, ayıptır.
ama bir kesim emekçiyi allah'ın kuryesi diyerek aşağılamak çok daha ayıptır. -
14. kerem aktürkoğlu
güzel kardeşim benim, o asil duruşun yeter. koyu bir beşiktaşlı olarak sonuna kadar destekçinim. seni azıcık bile küçültmez bu olay. aksine güzel duruşunu, efendiliğini herkese gösterdin. yolun apaçık olsun.
-
15. 17 ağustos 2021 öfkeli genç türkler gözaltısı
sayelerinde devlet, devlet olduğunu anımsamış.
hemen yumruğunu vurup 6 genci gözaltına alabilmeyi başarmış.
aynı gün daeş üyesinin serbest bırakılmasıysa pek önemli olmasa gerek. -
16. fatih terim
hala şu herifi savunanları gördükçe türkiye’nin neden bu halde olduğunu, akp gibi bir iktidarın neden varolduğunu net şekilde anlıyorsun.
-
17. boston dynamics
"abi korkutuyorsunuz artık"
atlas parkour
amerikan menşeli robot üreticisi firmadır. -
18. kim milyoner olmak ister'deki hadsiz eczacı sorusu
başıma bir şey gelmeyecekse herhangi bir hata görmediğim sorudur. gerçekleri duymaya tahammülünüz kalmamış duyar kasmaya koşmuşsunuz hemen.
pardon ama eczacı nasıl şifa dağıtıyor? burada metafor olarak şifa, ilaç anlamında kullanıldıysa tamam. çünkü yan komşu size ilaç verdiğinde de şifa dağıtmış olabilir. hastalığın tanısını koyan ilacı yazan kimse, benim gözümde şifa dağıtıcı odur. (bkz: doktor)
doktorların odasında bir eczanede bulunan tüm ilaçlardan olsaydı zaten eczacılık diye bir meslek olmazdı. ilacı yazdığı gibi anında verirdi. hayır anlamıyorum ilacı belirleyen doktor, dozunu günde kaç defa alacağını belirleyen de doktor ve bunu reçetesinde belirtiyor. soruda yazdığı gibi eczacının da tek yaptığı doktorun orderını kutuya geçirmek.
eğer tüm bunlar böyle olmasaydı, eczacılar gerçekten üzerine düşen sorumlulukları yerine getirseydi yani: ilacın yan etkileri, nasıl kullanılması gerektiği vb konularda hastalara bilgi verseydi (ki bunları da maalesef hasta ısrarla doktordan öğrenmeye çalışıyor çünkü eczacıya öyle bir güven gelişmemiş ülkemizde) o zaman bu soruya kızabilirdik.
neyse kabullenin geçin hadi abi esnafsınız işte
not: işini layıkıyla yapan tüm eczacıları tenzih ederim. teşekkürler -
19. 17 ağustos 2021 avrasya seçim anketi
bu sonuçlar erken seçimi unutun, normal seçim zamanına kadar da bir çok sıradışı duruma ve uygulamaya hazır olun anlamana gelmekte.
-
20. 35 yaşından sonra hala aşk arayan bekar kadın
35+ bir kadına, “beni kabul etmeyip de ne yapacak, düşürürüm ben bu yaşa gelmiş kadını,” diye yaklaşan ama reddedilen birinin hezeyanı. aksi takdirde sizinle alakası olmayan insanların size dokunmayan tercihlerini neden kendinize dert edesiniz, değil mi?
edizhun; arkadaşlar, ciddi soruyorum; geri zekalı mısınız? bi' insanı savunmak için onunla aynı özelliklerde olmak mı gerekiyor? afganistanlı/suriyeli de değilim; onlarla ilgili yazdım. tacize, tecavüze, kadın cinayetine de uğramadım; aleyna çakır'ı savundum...
yaşımdan size ne? 35+ değilsem bu densiz giriye cevap veremez miyim? gerçekten hastasınız, yahu, lami cimi yok; hastalıklısınız. -
21. taliban'ın verdiği mesajları olumlu karşılıyoruz
biz karşılamıyoruz.
-
22. 16 ağustos 2021 meral akşener'e saldırılması
100 lira para aldi 2 bin liralik burun ameliyatı masrafı çıktı enayiye.
-
23. 17 ağustos 1999
o zamanlar bir terzide çalışıyorum. az ötemizde de bir sucu dükkanı vardı. sucuda bir kız işe başladı günlerden birinde. sarı saçlı beyaz yüzlü bir kız.. aklımı başımdan aldı gitti. tanışmak istiyorum konuşmak istiyorum ama o zamanlar cep telefonu filan yok. durmadan günde 8-10 kez dükkana damacana su isteme bahanesiyle sucuyu arayıp duruyorum. bizim dükkan suyla doldu. bir rum göçmeni dükkan sahibi terzi bir de ben. adam söyleniyor.. "oğlum su isteyip durma nasıl içelim bu kadar suyu?" eski kartal marka bir arabası vardı. akşamları arabasına atıp gidiyor suları zaman zaman. ama her gün paylıyor beni su isteme diye. ne yapsın adamcağız "haftalıklarından keseceğim demeye" başladı. bir başka yol bulmalıydım. ne zaman sucu dükkanına gitsem illa gelen giden oluyor bir türlü konuşamıyorum.
avcılarda evin karşı sokağında çay bahçeleri vardı. depremde hepsi göçtü gitti. şimdi yerinde villalar var. çay bahçesinde zaman zaman müthiş matineler suareler olurdu. bir akşam müslüm baba gelecekti. nasıl izdiham var anlatamam. arkadaşlarla sıra satıyoruz bileti olmayanlara. saatlerdir kuyruktayız. aa bir baktım emel.. sucuda çalışan kız yanında annesiyle girdi içeri rahatça. meğer annesi gazinoda tuvaletçiymiş. o akşam dedim ki illa benim içeri girmem şart. sıra satmaktan kazandığım parayla gittim bilet aldım hem de karaborsa. akşam girdim içeri nasıl izdiham. baba coştukça coşuyor sahil yolunu inletiyor. böyle bir atmosfer olamaz.
hemen koştum tuvalet tarafına bir boşlukta. annesi kapıda bekliyor tabi emel nerede diye soramıyorum kadın eski jilet tayfadan iki dakikada çizerler beni. aaa kafamı bir çevirdim emel divan gibi bir şeyin üzerinde o sesin içinde kıvrılmış uyumuş. üçüncü sınıf türk filmlerindeki ajitasyon sahneleri gibi ama bu kez gerçek, tam orada karşımda.
yaşım 18-19 ama nasıl sarhoşum. bir şeyler yapmam gerek o gün oldu oldu yoksa daha ilan edemem aşkımı. gittim tuvalete girdim yalandan, çıkınca da emel'in annesi kolonya tuttu bana dedim "ben kendim dökeyim". şişeyi düşürdüm yere bilmeden elimden kaymış gibi. hoop şişe yerde ama şansa bak tam kırılmadı. kenarından akıtıyor ama. tüh onu da beceremedik derken kadın bir sinir aldı şişeyi yerden içeriye gitti. tamam dedim oğlum dal içeri ilan et aşkını zaten dayak yesem de acımaz o an.
gittim içeri uyandırdım. şaşırdı. dedim gün bugün ya allah. bir döküldüm sorma. emel tek bir şey bile demedi. baba nasıl coşuyor dışarda anlatamam inliyor her taraf. sahil yolu öyle atmosfer görmedi. orada olan varsa hatırlar. evlerin balkonları, çatılar, ağaç tepeleri sanki üzüm asması gibi her yerden insan taşıyor.
emel konuşmadı öyle bekledi. baktım kısa süre bende ona öylece. çıktım gittim sonra annesi gelmeden. koridorda ilerleyip gazino bahçesine yaklaştıkça ses nasıl artıyor anlatamam. nasıl sabaha vardık ne ara uyandım bilmiyorum. sahilde çimenler üzerinde uyandım. aylardan mayıstı. üşümedim çok. arkadaşlarımın her biri ayrı yerde sızmış ama arkadaşlar iyidir.
hafta başı dükkana gittim. siparişleri paketliyorum ama bir yandan da kafam karmakarışık su istesem ayrı dert istemesem ayrı dert. aaa bir baktım emel geldi dükkana elinde sarı bir etek. bana baktı ama ne bakmak.. yok yok bakmadı beni tornavidayla oydu sanki. eteği gazinodan bir kadın vermiş "bana göre yapılır mı" dedi. "usta yok ölçü almak lazım" dedim. "sen alsan olmaz mı" dedi.
cumartesi gecesinden bahsetmiyor hiç. acaba rüya mı gördüm? içkiliyim diye kafamda mı kurdum? bel ölçüsü alıyorum mezurayla ama yalan yanlış. ilk kez böyle yakınımda. kokusunu içine çektim. mezurayı tuttu. durdurdu beni ve aniden sımsıkı sarıldı. boynunun kokusu hala aklımda. hiç unutmadım o günü o anı.
ilk aşkımdı o benim. beraber yürüyorduk, beraber öğlen yemeği yiyorduk, beraber pastanede tatlı yiyorduk. izin günümüzde beraber kadıköy'e, beyoğlu'na gidiyorduk. mutluyduk lan. koca dünyada iki genç aşık vardı bir kenarda ama mutluyduk.
günler günleri kovaladı koca bir yaz ne güzel geçiyordu anlamıyordum bile. sana muhabbet kuşu almıştım ilk buluşmamızda onu verecektim. sabah işe gideceğim diye saat gece 12'yi geçerken yattım o akşam. birkaç saat sonra müthiş bir gürültüyle uyandık. duvarlar çökmüş kapıyı bulamaz haldeydik. zor bela evden çıktık. yüzüm gözüm şiş, kollarım da ezilmeler var. üzerime annemin duvara dikine dizdiği halılar devrildi zor kalkıp çıktım altından. nihayet dışardaydım. sanki 5-10 dakika sonra her şeş geçecek gibi hissediyordum. sokakta yürüdükçe yıkılan binaları gördükçe aklım başımdan gitti.
ailem panik halinde bir yere gitmeme müsaade etmiyor ama dinlemedim.. alt sokağa vardım bir fırsat.. belki emel'i görürüm diye. sucunun olduğu bina yıkılmış sanki biri almış başka yere taşımış gibi bina temeline doğru çökmüş. evlerine doğru ilerledim. az daha yürüdüm. binanın ucu gözüktü ama gözükmemeliydi oysa. bu bina daha geride bakımsız küçük bir binaydı. öne doğru yatmıştı bina.. devrilmişti sokağın ortasına doğru. emel oradaydı ya da gazinoda uyumuştu belki de. ölmemiştir dimi? gazinoda geç saatlere kalınca orada uyuyordu bazen. sabaha annesine temizliğe yardım edip sucuya geçiyordu çalışmaya. emekçi kızdı emel.. şimdi pek yok öylesi. gazinonun olduğu yere indim. denizin suyu kaplamış sahili. masalar sandalyeler yüzüyor kıyılarda. taşmış her yer, çamur, yosun balçık... sanki batmış gazino gölün içinde kalmış gibi.
o gün göremedim emel'i. kimseye bir diyemedim, soramadım. bakındım bulamadım. bir daha hiç göremedim. enkaz çalışmaları yapıldı ama emel yoktu. annesi de yoktu. herkese ulaştılar ama birkaç kişinin akıbetini hiç öğrenemedik. bunlardan biri de emel'di.
annesini gazinocular borçlandırmış fırsat bu fırsat kaçtılar diyenler oldu. aslen göçmenlerdi arayan soran yoktu sahipsiz kaldılar kimse ilgilenmedi üstlerine yeni bina yapılmıştır diyenler oldu. nasıl da kolay dediler bunları.. bir daha emel'i hiç göremedim. o kadar göremedim ki bazı geceler acaba hiç böyle biri yoktu da ben mi kafamda kurdum diye düşündüğüm zamanlar bile oldu. onla gittiğimiz her yere onsuz da gittim. insanların yüzlerine bakmaya başladım belki denk geliriz diye. hafızasını kaybetti bir gün gelir diye düşündüm bazen de.. gelmedi, dönmedi. sonraları ölmüşler dediler ama kesin bilgi bulamadım. can pazarı vardı etrafta. bizim sokakta herkes komşuydu, hatta bazıları akrabaydı ama kimse kimseyi tanımıyor gibiydi. herkes kendi canının derdine düşmüştü.
emel'i bir daha hiç görmedim, akıbetini öğrenemedim. ama biliyorum emel öldü. ölmese gelirdi. kesinlikle gelirdi, yine sarılır birbirimizin yaralarını sarardık sahil kenarında..
kaç sene geçti be emel baksana. acaba nasıl olurdu senle geleceğimiz? sık sık anıyorum seni. eski mahalledekiler önce öldü dediler, birkaç sene sonra "enkazdan da çıkmadılar kesin kaçtı bunlar" dediler, ben hep öldü bildim seni çünkü bilirim, yaşıyor olsan gelirdin. ama yaşıyorsun, iyisin ve gelmedin diyelim.. yine de bir şey değişmez ki, seviyordum seni. gelsen de gelmesen de seviyordum.
her neredeysen ne haldeysen bil ki seni hiç unutmadım. -
24. dünyanın en güzel isimli grubu
yurtseven kardeşler
edit: çıtır kızlar -
25. yıllar sonra akp dönemine verilecek ad
tayyiban dönemi olması son olaylardan sonra neredeyse kesinlesmistir.
talibanla celismeyen bir islam anlayışı vs iban devleti. -
26. 17 ağustos 2021 fenerbahçe'nin attığı tweet
fenerbahçe avrupa'dan elenir elenmez göndermeli paylaşım yapan zavallıların anladıkları dilden yapılmış paylaşım. tuttukları takım bu paylaşımları yaparken orgazm olan dallamalar şimdi boşuna kudurmasın.
-
27. anne ile yapılan en keyifli aktiviteler
baştan sona tüm entryleri okudum. sanki hepsini annemle yapmışım gibi hayaller kurdum..annenizin kıymetini bilin.
-
28. türk kızının suratının genellikle asık olması
bir haftadır refakatçi olarak hastanede kalıyorum. nezaketen gülümseyip teşekkür ettiğim 10 çalışandan 8'i bir süre sonra asılmaya başladı. ulan benim yüzüm neden gülsün bu insanlara? "güldü verecek" çünkü!
edit: asılan doktor olsa türk kızı şikayet etmezmiş. eziklik sendromundan muzdarip olanlar bunlar.
al ediyorum. -
29. 16 ağustos 2021 joe biden açıklamaları
adam sonuna kadar haklı. kısaca "kendi ülkesi için savaşmak istemeyen insanlar için biz niye savaşalım" diyor.
-
30. uçağın kanadından video çekmek
soğuk, alçak basınç, hızla beraber havanın oluşturacağı sürtünmeyi düşünmeden yolculuk sevenler deneyimleyebilir. hani arabada 180km/h hızda elini çıkardığınızda oluşan basıncı düşünün onun en az beş katını bütün vücut alanınızda düşünün, zincirle bağlasalar tutunamazsınız. holywood filmlerini izleyerek fizik kurallarını unutanların videosudur
-
31. marcao'nun alacağı ceza
2 hafta kahvaltılarda yememe ve 1905 avro para cezası alacaktır.
-
32. tuzlalı kız beylikdüzülü erkek ilişkisi
istanbuldaki metro ağının büyümesi için her gün dua ederler, mitinglere katılırlar.
-
33. sezen kaplan'ın evinin önünde öldürülmesi
bir insanın şöyle fotoğrafı varsa o insan gariplerdendir. bu duruşta çok rahatsız edici bir hal var. yüzü gülmeden ölen biri bu. onun için bir cennet olmasını isterdim. kalanlar için de adalet. ikisinin de varlığı çok şüpheli.
-
34. a haber'in taliban sözcüsünü yayına alması
afganistan türk birligi komutani sehit kurmay albah faruk sungur'a az saygınız olsun. şehit olunca, açıklama yapıp kaza oldu diyen bu çöl köpeğini bir de yayına çıkartmışlar.
entry etkileşim aldığı için editliyorum:
ferhunde
şu kadına iyi bakın iyi, mesele taliban degil afganistan yıllardır bu bataklığın içinde. değil gazetecilik herhangi bir diplomatik bağımız dahi olmamalı. oradaki cehalet canavar yetiştiriyor malesef
muska bidattır dedigi icin, taşlandı, sopayla bütün kemikleri kırıldı. ölüsünü çatıdan attilar yetmedi arabayla üzerinden geçtiler. vücudunda bir gram kan kalmamıştı. yetmedi benzin döküp yaktılar. görüntüleri izleyip hayatına o gün normal devam edebilen nasıl insanım der?
hala afgan alalım diyen varsa insanlığını sorgulasın
(bkz: ferhunde melikzade)
malesef katiller, tecavüzcüler artık aramızda.
ama allah a yemin olsun ki bu hikaye böyle bitmeyecek. -
35. volkan demirel
nedense her cümlesini amk ile bitirecekmiş gibi geliyor bana.
-
36. aşırı huzurlu olmak isteyenlere tavsiyeler
sana bir şey söyleyim mi? kimse seni umursamıyor. hani insanların gözüne girmek için çırpınıyorsun ya da güzel bir izlenim vermek için şekilden şekle giriyorsun ya. bak valla umurlarında bile değilsin. o ınstagramdaki kasınıtı hallerin, en güzeli en iyisini göstermeye çalıştığın ve 128393 tane çekildiğin pozları millet 0.3 sn bakıp geçiyor. salın abi ya. 3 5 güne öleceğiz.
ayyh rezil oldum, insanlar hakkımda ne düşünür diye kurduğun siktiriboktan takıntılarını emin ol şu an kimse hatırlamıyor bile.
son olarak ailen dışında seni gerçekten seven, değer veren kişi çok az. bunu sakın unutma ve beklentiye girme. -
37. cübbeli ahmet'in ebrar karakurt tweet'leri
(bkz: iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır)
tanım:insanların özel hayatları konusunda konuşmayı çok seven birinin attığı tweet serisi.
halbuki kendi maceralarından örneklerle çeşitlendirebilirdi mevzuyu. -
38. 17 ağustos 2021 f.altaylı'nın a.kadir selvi yazısı
üst edit: amk hala alo fatih muhabbeti yapanlar var. lan fatih altaylı değil o. neden birazcık araştırıp öğrenmiyorsunuz.
abdülkadir selvi, ahmet hakan, cem küçük, hilal kaplan gibilerinin yazılarını hiç okumuyorum. neler yazdıklarını tahmin edebiliyorum.
fatih altaylı gibi gazeteciler lazım bu ülkeye.
işte o yazı:
“ dünya’da rsf yani “sınır tanımayan gazeteciler” adında bir örgüt var.
türkiye’de ise “yalakalıkta sınır tanımayan gazeteciler” diye bir grup.
örgüt haline gelemiyorlar çünkü kendi içlerinde bir çekişme var.
“en yalaka benim” çekişmesi.
ben prensip olarak bunlara bulaşmıyorum.
kimi nasıl destekleyecekleri kendi bilecekleri iş, beni ilgilendirmiyor.
ama insan bazen dayanamıyor.
son dönemde bu gazeteci grubunun sınıf başkanlığı için ciddi uğraş veren biri var.
selvi boylu al yazmalı biri.
gerçi adından başka bir yerinde bir selvi’lik yok, boyu hayli kısa ama gerçekten boyundan büyük bir yalakalık potansiyeline sahip.
kendi yalakalığında boğulsa hiçbir şey demeyeceğim ama son olarak haddini aşıp, zaten küçük olan boyundan büyük laflar etmeye başladı.
göç ve diğer meseleleri gündeme taşımamızın nedeni “erdoğan türkiye’yi yönetemiyor algısı oluşturmak”mış.
bak selvi.
gazetecilerin eleştirileri senin kafan dışında hiçbir yerde böyle bir algı oluşturmaz.
gazeteci eleştirir, yanlışa işaret eder.
bazen haklı olarak, bazen hatalı bir biçimde.
bu da bir yöneticiyi asla zayıf göstermez.
tam aksine yöneticileri zayıf gösterenler karşısına oturduğunuz lidere elinize tutuşturulan kağıttan soru sorarak, o liderin önceden hazırlanmamış sorulara yanıt veremeyeceği hissini oluşturanlar.
liderin vermesi gereken cevabı soruyu sorarken baştan vererek liderin yanıt vermesine gerek bırakmayanlar.
liderin karşısında ezilip büzülerek liderin yalakalardan hoşlandığı izlenimini uyandıranlardır.
yani sen ve senin gibilerdir.
emin ol ki, güçlü liderler aslında kendileri ile çatır çatır tartışanlara saygı duyar.
sizin gibilere değil.
sana ve senin gibilere tavsiyem iktidarlara muhalif olmanız değil elbette ama kişilikli bir duruş sergileyip, bazı önerilerde bulunabilirsiniz.
bakın bizim önerilerimiz ciddiye alınıyor mesela afganistan’a evlatlarımızın yollanılmasından vazgeçilebiliyor ya da ne bileyim aşıdaki yanlış uygulamalardan dönülebiliyor.
sizin de keşke iktidar tarafından ciddiye alınacak önerileriniz olsa.
çünkü hiçbir iktidar yalakalık ile doğru yolu bulamıyor.
bulsa bulsa yalakalar yolunu buluyor.”
https://m.haberturk.com/…bulmayin-yolu-gosterin-amp -
39. kanada'nın 20 bin mülteci alacağını duyurması
biz günde 20 bin alıyoruz eyy kanada, mülteci almayı sizden öğrenecek değiliz.
-
40. aydın denizli karayolunda namaza duran deli
alttaki bir yorum güldürmüştür.
“erdoğan kabul etsin kardeşim “
ahahhahssh -
41. sokak ortasında tekbirle kafasına sıkılan kadın
işte atatürk türkiye’si sayesinde şu ana kadar olmamayı becerdiğimiz şey.
-
42. ebrar karakurt
sikik yobazların milli takım forması giyip giymeyeceğine karar veremeyeceği kişi.
o formayı emeğiyle giyiyor. alın teri ile, çalışması ilex
beğenmeyen yobaz yallah siktir git afgan milli forması giy amk. -
43. hudut namustur
hudut namus değil midir ki gözaltina alınıyorlar?
-
44. marcao gönderilmezse galatasaray'ı bırakıyorum
marcao'nun yaptığına kulp bulmaya çalışmak, bir izahı olduğunu düşünmek saçmalık, bunu anlayamıyor musunuz gerçekten?
yaptığı şeyin hiç bir izahı olamaz! nokta.
yaptığı şey barbarlık. milyonlarca insanın önünde uygulanan fiziksel şiddet. hem de o an izleyen belki binlerce çocuğa örnek olması gereken bir sporcu iken bunu yapması, en kötü ihtimalle mesleğine saygısızlık. spor bu değil, sporcu bu değil. çok daha fazlası.
dün maç sonrası tek bir saniye kaybetmeden galatasaray'ın başkanı çıkıp "süresiz kadro dışı bıraktık, satış listesine koyduk, gerekirse de tazminatını verip yollarız" demesi gerekiyordu. ama kendisinin sadece bir kukla olduğu, koskoca galatasaray'ın da terim denilen adamın oyuncağına dönüştüğü tescillendi.
marcao affedilirse benden de bu kadar. 38 yaşındayım, 32 senedir bilinçli ve koyu bir taraftarım. çok seviyorum; canım ciğerim benim galatasaray. sevgim baki, ölmez. imkansız. ama terim denilen pislik adama ne yazık ki daha fazla katlanamayacağım. kulübe 5 kuruş kazandırmam. koskoca marka tek bir adamın oyuncağı olamaz, olmamalı.
nasıl ki türkiye'yi tek kişinin yönetmesinden ve o kişiden nefret ediyorsam; galatasaray da benim için aynı pozisyona gelmiş durumda.
her şey yanlış, her şey hatalı. çok ama çok kırgınım.
bu mesele ise bardağı taşıran son damla oldu.
edit: omurgasız terimtaparlar yani futbolun çomarları toplanmış bile başlığa. size bu galatasaray ile mutluluklar. ama her şey daha da kötüye gittiğinde gelip ağlamak yok. -
45. chp'li meclis üyesinin başörtülü hekime hakareti
yahu zaten chp'lisin, sürekli partin aleyhinde haber yapmak için yırtınan bir medya var, en azından koz vermeyecek kadar aklının çalışması gerek. söylenen söz büyük bir denyoluğun yanında gerçekten de hakaret bu arada, o noktaya gelebilmek için yıllarını vermiş, filyasyon ekibinde 1,5 yıldır canını dişine takarak çalışan insana böyle bir laf edemezsin.
akp'den kurtulamıyorsak, tayyip erdoğan'a tanrı-kral muamelesi yapanlar kadar böyle denyolar da etkili. yapılacak iş mi bu? -
46. taliban militanlarının çarpışan oto keyfi
akla karl popper'in hoşgörü paradoksu'nu getiren video.
hoşgörüsüzlüğe hoşgörüyle yaklaşmak, iki gün sonra temel haklarınızın elinizden alınmasıyla ve hoşgörü sözcüğünün h harfinin bunlar tarafından g.tünüze sokulmasıyla sonlanır.
bu primatlara ne hoşgörü ne de sempati beslenmeli. "ay yazık be" denmemeli. "çocukluklarını yaşayamamışlar ya" denmemeli. dünyanın baş belası bunlar. bunların suyuna ayrı, taşına toprağına ayrı s.çayım.
kafası çalışanların bir gün iktidarı tekrar ele alması dileğiyle. -
47. içimi en rahat bira
türkiye'de satılmayan antin kuntin bira isimleri yazan sözde entellerin götüne efes tombul şişe sokmak istediğim başlık.
-
48. bülent ecevit'in en büyük siyasi hatası
fetö ve akp'yi oluşturacak genç milli görüşçülere karşı fazla ılımlı davranması.
o mağduriyet kastıkları 28 şubat sonrası, gerçekten bu tiplerin kafasını 1000 yıl kaldıramayacakları gibi ezseydi, gerçekten mağdur etseydi, ülkece daha rahattık.
20 yıldır bütün olanlara rağmende halkımız ve fondaşların etkisindeki cihangir solcusu gençler halen şunu öğrenemedi; hoşgörüsüz ideolojilere gösterilen hoşgörü, hoşgörü değildir. -
49. 17 ağustos 2021 mak araştırma seçim anketi
acı bir sonuç barındıran anket. 2002'de %34'le tek başına iktidara gelen akp'nin hala %34 olması. ülkede yaşanmadık skandal bırakmadılar ama aslında hiç oy kaybetmemişler diyebiliriz.
(bkz: vatandaşı olmasan aslında eğlenceli ülke) -
50. ağustos 2021 ishal ve kusma salgını
olması zor bir ihtimal arkadaşlar. birer ikişer gün arayla ailedeki sekiz kişi bu şekilde hastalandı. bağışıklığı çok güçlü olan ben, küçük yeğen, yaşlı baba.. hiç fark etmedi hepimizi vurdu. hastaneye gittiğimde yatan 7 kişiden 5'i bu dertten muzdaripti. ciddi anlamda bir salgın var.
konum: istanbul