Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 24 ağustos 2019 medipol başakşehir fenerbahçe maçı

    kurallardan bihaber yazarları göstermiş maç. yardımcı tereddüt ederse kaldırmıyor pozisyon bitene kadar. gol olursa vardan bakılıyor öncesinde ofsayt var mı diye. ulan var çıkalı 12 ay oldu hala şu mekaniği anlayamadınız amk.

  • 2. yeni neslin irite eden söz kalıpları

    "buna düşmeyen de ne bileyim."

  • 3. 24 ağustos 2019 ahmet davutoğlu itirafı

    10) nickimin altindaki "hiristiyan fetöcü" lafina cok guldum. ıslamci zekasini ve kapasitesini kendi gozlerinizle gormek, butun bu konuyu daha iyi anlamaniza yardimci olacaktir saniyorum. lutfen kendi gozunuzle "hiristiyan fetöcü" lafini ve ardindan yazilanlari okuyup, siyasal islamci ceteyi, bu basligi ve dahi islam'in kendisini ve ne tur insanlar yetistirme kapasitesi oldugunu gorun. ve tum girileri oyle okuyun. bu konuyla ilgili son yazim ve ozel mesajlara da cevap veremeyecegim artik.

    9) bahceli'ye demis, yersek. bunu aciklayan da akpli bir milletvekili. bunlardaki omurga balik kilcigindan ince. mhp'ye terorle mucadele etmeyi teklif etmis, mhp'nin ne yetkisi varsa mhp kabul etmemis. ustune de "ben senle koalisyon kurmam" demis ve bu da terorle mucadeleyi sekteye ugratmis ama teror saldirilari da akp yeniden kazaninca birden durmus. allah'in mucizesi iste. aciklama yaptikca daha cok batiyorlar. yine de tevil aciklamasi icin link.

    8) siyasal islamci oldugunuz icin (kendinizi ulkucu, ataturkcu vb. olarak tanimlasaniz da) kisitli bir idrak kapasiteniz oldugunu -pisa testi sonuclarini da referans alarak- biliyorum. yine de baglantiyi kuramayanlar icin yazayim. dun
    cumhurbaşkanı erdoğan, "`hafıza kayıtlarımızın içinde olanları da vakti geldiğinde milletimizle paylaşacağımızı şimdiden burada söylüyorum. bu kayıtların içerisinde çok şeyler var. kim kimdir bunları milletimizin bilmesi lazım.`" dedi. bundan sonra da davutoglu bu aciklamayi yapti. kendisini teror konusunda yalniz birakanin, bu teroru engellemeye kadir birileri oldugunu anlamamak icin akapeli olmak gerekir. o yuzden bosuna "algi bu algi" demeyin. ıq puani 70+ olan herkes icerik ve baglami dogru algilayabilir. video linki de asagida zaten. adam acikca "ba diyorsunuz ama ben terorle mucadele ederken siz beni yalniz biraktiniz" diyor. yine bu baglamda "bunu anlatirsam insan icine cikamazsiniz" diyor. neyse daha cok bagirip, hakaret edip, tehdit savurun. bu bana yalnizca yaptigimin ne kadar dogru oldugunu gosteriyor. ayrica tibben mental reterdasyon muzdaribi oldugunuz halde karsi arguman uretirken "salak, aptal, fetocu, terorik" falan demeniz gulunc. siz neyin ne oldugunu da, sonun baslangicinda oldugumuzu da bizden iyi biliyorsunuz. sizin acinizdan kotu olmali. korkmakta ve hala herkesin gozu onunde olan bir konusmayi bile tevil etmeye calismakta haklisiniz. basarilar.

    6) altinci eklemeyi basa koyuyorum. bir kullanici davutoglu'nun twitter hesabinda konusmanin tamaminin oldugunu, 32. ve 40. dakikalar arasinda baska bir konuda konusurken kullandigi kelimelerin kesilip bicildigini soylemis. ben henuz bakmadim. yine de cevap hakki icin bu eklemeyi basa koyuyorum.konusmanin tamami. 31. dakikadan sonraymis. beni bimerle cimerle korkutamazsiniz bosa yazmayin. birincisi cimerinizin gucu buraya yetmez ikincisi yalanci cikmak, ismini lekelemek hapis yatmaktan daha kotudur. ben siyasal islamci olmadigim icin hapisten degil bundan korkarim. bu yuzden bu eklemeyi basa aldim. orman yanarken sondurme ucaklarini bile yerde bekleten bir çete oldugunuz icin fikirlerim asagidaki linkin sahihliginden bagimsiz. ya sapik ideolojiniz ya da ülke. ben ülkeyi seciyorum.

    mutlu olacaksaniz ;burhan kuzu'ya da 600 vatandasin, kolluk personelinin kaniyla "milletimiz kaosu secti" ben yazdirdim. bunu da ben soyledim :

    (bkz: 400 vekil verin ve bu iş huzur içinde çözülsün)

    7) evet videoyu izledim. diyor ki "ben terorle mucadele ettim ama birileri etmedi. bu kasten teror olaylarini engellemeye calismayanlari aciklarsam insan icine cikamazlar". kim bu ahmet davutoglu terorle mucadele ederken, terorle mucadele etmeyenler ? chp mi hdp mi ? kim ? yani algı falan degil. ozur dilememi gerektirecek bir durum yok. keske olsaydi diye dusundum ama sonra pisa testlerinde okudugunu anlamada sonuncu olacak sekilde yetistirildiginizi hatirladim ve yanilmadigimi gordum. simdi bimer, cimer, amerikan baskani dahil herkesi devreye sokun ki gorelim kim bu "terorle mucadele isini" insan icine cikamayacak kadar savsaklayanlar.

    ---------------- asıl giri---------------------

    itiraf

    cok cooook uzun yazilir. hicbir sey yazmak istemiyorum ama asagidakileri yazmazsam bu gece ve onumuzdeki gecelerde uyuyamam.

    bunlar; islam dinini kullanarak, ulkenin basina musallat edilmis, ulkeyi yikmak memuriyeti karsiliginda servet sahibi edilmis bir suc orgutudur.

    turkiye cumhuriyeti devleti ve dahi insanlik, bunlarin hepsi yargilanip gerekli cezaya carptirilmadan ve bu ulkede "siyasal islam" denen pislik sokak sokak, hane hane kazinmadan tam anlamiyla kurtulmayacaktir.

    artik secim kazanmak icin ulkenin basina teror musallat eden bir kanunsuzluğu gectim, basbakani da oldugu bu donemi acikca itiraf eden utanmazlik ev ev silinmek zorundadir. bunlar, bucak baskanina kadar tutuklanmalidir.

    bunlara oy verenler, ikinci dunya savasindan sonra toplama kamplarina "yaratimina ortak olduklari eserleri" zorla izletilmek uzere sokulan alman halki gibi, bu pisligi gelecek kusaklara aktaracak "siyasal islam ve demokrasi" muzelerine zorla sokulmalidir. bir daha siyaset isine "allah" sokmaya curet eden olursa olabilecek en agir sekilde cezalandirilmalidir.

    kufur etmeden bu pervasizlik ve curete karsi isyanimi anlatmanin baska bir yolunu bulamiyorum ve giriyi sonlandiriyorum.

    turkiye cumhuriyeti yurttasi yasiyor musun ?

    ----------asıl giri----------

    ekleme listesi :

    1) hala engel listemde bulunmayan bir iki siyasal islamci lale gordum. bana hakaret etmisler. burada konu ben degilim, bunun disinda hakaretlerinize cevap verecek degilim. basligimin altina yazan diger arkadaslariniz gibi siz de oraya kusabilirsiniz. karsilik olarak bir sey yazmiyorum bile. benim icin boceksiniz, otesi degil. en babaniz gider mahkemeyle tehdit eder, edin.

    2) bir birey olarak benim hicbir onemim olmadigi, hatta yalnizca internette gordugum bir linki paylasarak yayimina katki sundugum bir haber icin kredi kasacak degilim. bu baglamda bunlara bu sekilde cevap verdigim ve asil konuyu sulandirdigim icin ozur dilerim. "bunu paylastigin icin vatan hainisin" diyen yazan bile var. toplu bir cevap vermek istedim.

    3) (bkz: a for axi) isimli kullanicinin bahsedilen donemle ilgili kronolojik bir derlemesi icin (bkz: #56033348)

    4) ayni konuda cok mesaj aldim. "bold medya fetocudur" diyor aktroller. siz diyorsaniz kesin fetöcüdür cünkü kardessiniz. güven şağban gibi subaylari emekli edip, bir terör hükümlüsünün kardeşini "bakan" digerini de "buyukelci" yapacak kadar da muhabbetiniz devam ediyor (amcasi dayisi parasi olmayan cemaatciler ya da sempatizanlari haric tabi. onlara muebbet). ve evet fetö de siyasal islamin bir baska koludur. bu sebeple iki tarafa da birbirlerine ettikleri hakaretler ve suclamar konusunda sonuna kadar katiliyorum. bence buradan yurumeyin. "allahsiz kitapsiz solcu sicmigi" bana daha uygun. yine de isterseniz seyyid kutup oldugumu bile iddia edebilirsiniz tabi.

    5 ) "ya yanlis anlamissak" diye soran da cok oldu. buna soyle cevap verdim :

    "olabilir ama ben; bir sey ordek gibi yuruyup, ordek gibi suya dalip, ordek gibi ses cikartip, ordek gibi uctugunda o seyin ordek oldugunu dusunuyorum.

    videoyu yapan bold medya, yani cemaat yani bir baska siyasal islamci oldugu icin o sey bir ordek degil rahmetli ninem cikarsa da sasirmam ama."

  • 4. geceye acı ama gerçek bir cümle bırak

    ya anne babalarımız bizim acımızı görecek ya da biz onların acısını göreceğiz.

  • 5. samsun'daki eski ortakların kavgası

    2 taraftan birinde silah olsa bugun ortaklarin kavgasinda kan dokuldu 2 olu haberi izliyor olacaktik. seyir zevki yuksek bir mucadele olmus.

    bir de adamlar dayak gurmesi olmuslar adeta vedat milor gibi. sen bu dayagi bir de bizim eski ortagin dukkaninda yiyeceksin diyip arabaya atlayip gidip tertemiz dayaklarini yemisler.

    edit: ilk bayilan arabada silah ariyor sanmistim ilk izledigimde. sonra 80 kere daha izleyince silah degil islak mendil aramis oldugunu farkettim. yemegin ustune elini agzini siliyor resmen.

  • 6. diyanetin kadınlar emanetimizdir demesi

    ösym’nin ‘emeğiniz emanetimizdir’ demesi kadar samimiyetsiz.

  • 7. emine bulut

    bir kadın, boğazı kesilerek çocuğunun gözü önünde öldürüldü. bugüne kadar işlenen diğer kadın cinayetlerinden bir farkı vardı belki de. olayın kamera görüntüleri, bütün ülkede bir travma yarattı. boğazı kesilmiş kanlar içindeyken "ölmek istemiyorum" diye çığlık atması ve çocuğunun "anne ne olur ölme" demesi, belki bugüne dek bu görüntülerden itinayla uzaklaşan, bu vahşete karşı akıl sağlığını korumak için kafasını kuma gömen insanlar bile "yeter" dedi. ben de bir iki kelam etmek istiyorum bu konu hakkında.

    kendimle ilgili özel bir şeyi bu konu için paylaşacağım. rahmetli annemi 10 yaşında kaybettim. rahmetli annem eceliyle öldü, yere düştüğünde yanındaydım, yalnızdım, kollarımdaydı, onu hastahaneye götürdüm, hastahanede bekledim, hemşirelerin bana bakıp ağladığını hatırlıyorum. upuzun bir gün, korkunç bir gece. ailemiz ayrıldığı için o gece asla kafamdan çıkmadı. fakat bugün bu haberin akabininde aklıma, seneler sonra ağabeyimin günlüğünü bulup tekrar tekrar yazılan "allahım ne olur annem ölmesin" satırları aklıma geldi.

    biz annemizi eceliyle kaybettik, ama o acıyı ben şahsen seneler sonra bile atlatamadım. emine bulut'un kızının "anne ne olur ölme" sözü, içime saplandı, tüm gün işe konsantre olamadım. bir çocuk böyle bir şeyle test edilmemeli, bir çocuk böyle bir yükü taşımamalı. babası, annesinin boğazını kesiyor, ve babası hapse girecek, annesi mezara, kız ortada. daha fazla ne denebilir bilmiyorum, daha ne olması lazım insanların "yeter" demesi için bilemiyorum. sadece yeter demek yetiyor mu, hayır. bir tartışmanın başlaması ümidiyle bu yazıyı yazıyorum.

    yazının başında, kendi yaşadığım olayı paylaştım. bunu, emine bulut'un kızının nasıl bir acıyla karşı karşıya olduğunu anlayabilmeniz için yazıyorum. dahası, yaşadığım bu olayın dışında, taç spor'da basket oynadığım dönemde, küçükyalı çocuk esirgeme kurumu'nda idmanlarımızı yapardık ve orada öksüz ve yetim çocukları görürdük. onların nasıl içli, nasıl sevgiye aç ama bir yandan da, "büyümüş de küçülmüş" denebilecek bir halde olduklarını paylaşmak istiyorum. bir çocuk ne kadar güçlü bir şekilde sarılabilir, ne kadar hassas bir şekilde onu görmezden geldiğinizde size kinlenebilir, orada görüyorsunuz. anlıyorsunuz ki hepimiz, herkes, bu insanlara karşı sorumluyuz. sevgili insanlar, vicdanımız varsa, öksüz ve yetimlere, emine bulut'un kızına ve emine bulut'un kendisine sorumluyuz, bu sorumluluk duygusudur vicdanımıznı yarasının tetikleyeceği ve ancak sorumluluklarımızı yerine getirirsek, vicdanen rahat uyuyabiliriz. haliyle artık, türkiye'de kadın cinayetlerinin ve şiddetin çözümüne odaklanmalıyız.

    tekrar edeyim. ne açıdan bakarsanız bakın, kadın cinayetleri artık türkiye'nin beka sorunudur, iç güvenlik sorunudur. eğer ailenizin içinde bu kadar korkunç bir kaos yaşıyorsanız, ayakta kalamazsınız. neden iç güvenlik sorunudur, neden beka sorunudur anlatayım;

    1. bugün yaşamını büyük bir travmayla sürdürecek emine bulut'un kızı. o kız, bu toplumun, yani senin benim hepimizin geleceğidir. bu devletin insan kaynağıdır, bu ülkenin insan kaynağıdır. sen ülkende bir insanın güvenliğini sağlayamadığın için iki insanı, yani anneyi ve çocuğu kaybettin. kendi kanımızı, kendi çocuğumuzu koruyamadık, yani geleceğimizi.

    2. bu olayla beraber ülkemizdeki kadınlar travmatize oldu. kadınlar neye güvensin ? şu görüntüleri izledikten sonra, iki defa düşünmez mi bir kadın aile kurmak, ilişki kurmak için. sen bu kadar travmatize olmuş bir kadından nasıl toplumu yaşatmasını, sevgiyi yaşatmasını bekleyebilirsin tetikte olmadan.

    3. bu olayla beraber ülkemizdeki tüm çocuklar (onlar da twitter kullanıyor), "anne ne olur ölme" cümlesini öğrendi. travmatize oldular. çocuklardan bir şeyler saklayamazsınız artık, hele ki zamane çocuklarından. haliyle onlar, bir babanın vahşetle annenin boğazını kesmesi kavramıyla tanıştılar. bununla nasıl başa çıkacaklar? şiddeti mi içselleştirecekler? yoksa bundan korkup saklanacaklar mı? nasıl onların bu olaydan etkilenmemesini bekleyebilirsiniz?

    çözüm için bir şeyler yazmak istiyorum, elimden gelebilecek olan budur. birkaç kişinin fikrini değiştirebilirsem hatta sadece bir kişinin fikrini değiştirebilirsem bu yazı bir şeye yaramış olur. o sebeple fikirlerimi paylaşacağım;

    1- idam cezasının faydası olabilir mi?

    olaya farklı açılardan bakacağım. öncelikle şu "idam gelsin" diyen insanların verdiği tepkilerin neden olduğunu anlasam da, bunun hiçbir şeyi çözmeyeceğini baştan söyleyeyim. katilin olaydan ötürü pişman olmadığına dair açıklamalarını okudum bugün. kan dondurucu bunlar. ben, bir insana bunu yapabilme potansiyeline gelmiş birini idam cezasının bu eylemden onu caydırabileceğine inanmıyorum.

    amerikada birçok eyalette idam cezası var, avrupada idam cezası yok. avrupada, amerikada işlenen toplu katliamları ve şiddet olaylarını görmüyoruz. idam cezası bir şeyleri çözmüyor, tecavüze mani olmuyor, katliamı durdurmuyor, bir şeyleri çözmüyor. sadece bir çeşit görsel şov olarak adaletin yerini bulduğuna dair insanların gönüllerine bir parça su serpiyor geçici olarak. halbuki ömür boyu hapis cezası, idamdan çok daha ağır bir ceza, dahası idam başka siyasi tartışmaları tetikleyeceği için konudan sapmaya sebep olacaktır.

    fakat en önemli mesele, idamın toplumsal bir çözüm getirmemesidir. bugün "idam gelsin" diye bağıranlar, çözüme dair hiçbir şey söylemiyor ve neden kadınlara karşı bu kadar büyük bir şiddetin oluştuğuna dair hiçbir çözüm getirmiyor.

    2- türkiye'de kadın erkek ilişkileri, kadının toplumdaki yeri

    kabul edelim artık. yaşam şeklimiz bir şekilde insanların sağlıklı ilişkiler kurmasını sağlamıyor. sağlıklı ilişkliler kurulmuyor, sevgi olsa, bir insan böyle bir katliamı yapamaz, kendi çocuğunun annesini çocuğunun gözü önünde öldürmez. bu katliamın yarattığı travmayı bir kenara atarsak bu katliam ilk kadın cinayeti de değil. defalarca kadın cinayetlerine tanık olduk, kabul edelim, görmezden geldik, haberlerde görünce, kendi akıl sağlığımızı korumak için kanalı değiştirdik. hatayı da burada yaptık belki de, ben böyle yaptım, belki çoğumuz böyle yaptık, "aman şu habere bak kanalı değiştir" dedik, kah evimizde çocuğumuz ya da yeğenimiz olduğu için, kah yaşlımız olduğu için, kah tadımız bozulmasın diye. fakat gitgide arttı kadın cinayetleri, en sonunda gözümüzün içine girecek kadar sıklaştı. haliyle artık "kanalı değiştir" diyemeyiz, bunu diyecek noktada değiliz.

    bu olayı üç eksende değerlendirmek lazım. öncelikle ülkemizde, kadın meselesinden bağımsız bir şiddet var. yani şiddetin yönü, kadına, erkeğe, her yere karşı. bu şiddeti besleyen bir yabancılaşma içindeyiz. insana, insanlığımıza yabancılaştık. bunları kabul etmek zorundayız ki bunların varlığını kabullenip çözmeye koyulalım.

    ikincisi de kadına karşı bir nefret var bu ülkede. kadını benimseyemiyoruz arkadaşlar, kadının toplumda erkekle aynı yerde olmasını sindiremiyoruz. şort giyen bir kadın görünce, "yollu herhalde" diyenler az değil bu toplumda, şaka yoluyla olsa da şu sözlükte kullanılan dil, belki benim de gençliğimde kullandığım dil, bunu besliyor, ve bu işe yaramıyor, bu şekilde yaşayamıyoruz, bu bize güzel bir gelecek getirmiyor. bunları kabul edip, hatayı kabul edip yola koyulmazsak, bu sorunu görmezden gelip "asacaksın böylelerini taksim'de" demekten ileriye gidemeyeceğiz. kadının, ailemizin annesi, toplumun direği olduğunu anlayabiliyoruz, ama o kadının bağımsız olmadan bunu sağlıklı bir şekilde yapamayacağını sindiremiyoruz.

    üçüncüsü, erkek ve kadının arasındaki ilişki ve toplumsal beklentiler, erkekte de kadında da korkunç bir baskı yaratıyor. erkeğin, kadının koruyucusu, kollayıcısı, hakimi, sahibi rolünde olması, kadının yapacağı hatanın erkeğe yüklenmesi anlamına geliyor. herhangi bir namus cinayetinde kadın aldatıyor diyelim, adam bunu "erkekliğimi yitirdim" düşüncesiyle yorumluyor, ve kadını öldürüyor. haliyle rahatlıkla kültürün, kadın cinayetlerine etkin olduğunu bu basit örnekten söyleyebiliriz. "evine ekmek getirecek kadar adam olamadın" diyen bir kadına karşı "adamlığım paramla" diyerek bunu gurur meselesi yapan bir koca arasındaki tartışma, kanlı bitiyor. cinayetlerin hiçbirisini doğrulamıyorum, fakat cinayetlerin kültürel bir besleyicisi olduğu açık. haliyle türkiye'de erkek ve kadının toplumsal cinsiyeti, kadın cinayetlerinin önemli sebeplerinden biridir.

    3- ne yapmalı ?

    her şeyden önce, her yerde bunlar tartışılmaya başlanmalı. politika kadar önemli bir mesele bu. kadın ve erkeğin toplumsal rollerine dair bir tartışma başlamadığı sürece, kadın cinayetleri önlenemez. aynı tartışma, eril şiddetin topluma verdiği zararı da içermelidir. bunlar birbirinden bağımsız değil. varoluşunu başkasına bağlayan bir erkeklik, toplumsal beklentiler söz konusu olduğunda erkeğin ve kadının üzerine aldığı yük, günümüz dünyasında taşınacak gibi değil. bu problemler çözümlendiği zaman, daha özgür, daha rahatlamış, daha sakin bir toplum olacağız. aksine bunları çözemediğimiz her gün, bu haberler devam edecek.

    medyaya iş düşüyor, politika konuşulduğu kadar bu haber konuşulmalı çünkü en nihayetinde kadınlar, ve çocuklar bundan acı çekiyor. toplumumuzun göz göre göre çökmesini izleyemeyiz artık, vicdanımız varsa, bugünden sonra emine bulut'un ve kızının feryadına karşı sorumlu hissederek, eğitimde ve sokakta insanların bilinçlenmesi için çaba sarfetmeliyiz. aksi takdirde sokaklar, annesi mezarda, babası hapiste çocuklarla dolacak, bunun yarattığı toplumsal yıkımın ağırlığını haketmiyoruz hiçbirimiz.

  • 8. komik dükkan isimleri

    ankara’da görmüştüm o zamanlar kameralı telefon olayı yoktu fotosunu çekemedim ama asla unutmadım

    home made logi

    bi yarım saat düşündüm kapısında durup. ev yapımı logi ne ola ki diye. sonra dükkanda mantı satıldığını görünce aydınlandım. mantık logic sondaki harfi atınca mantı olur.

    edit: bu da yeni aklıma geldi geçen gün izmirden ankara’ya giderken yolda görmüştüm zavallı kurufasülyeci

  • 9. kadın cinayetlerini önlemenin yolu

    #94330169 oksimoron dolu bu entry'ideki gibi çözümler değildir. hem sürekli okuyun ve çalışın demis yazar, hem okuyup da beyaz yaka olmuş plaza çalışanına laf çakmış. niye cunku plaza çalışanları hizmetçileri olan, yalılarda yaşayan kontesler galiba yazarın zihniyetine göre. ne yapsın üniversite mezunu kadın paşam? bulaşıkçı mi olsun? plaza çalışanlarının da, (koç, eczacibasi gibi kurumsal firmalar dışında) herhalde en az %60'i 3-5 bin lira alıyordur. elbette haftalık çalışma süresi, yıllık izin hakkı, ücretsiz kreş imkanı, tazminat odeme, emeklilik, örgütlenme, doğum izni gibi konularda bu çalışanlar, ab beyaz yakalilari ile kıyaslayınca leş gibi haklara sahip ama yazarimizin gözüne avrupa'ya bir kere tatile gitmek istemesi batmış. ab'li bebeler liseye giderken daha sirt çantasını takip dünyayı geziyor ama kocaman, çalışan insanların senede bir kere avrupa'ya tatile gitmesi sucmus.

    belli bir grup emekçi kadını hedef gösterek kadına şiddet sorununu çözemez, tam aksine bu sorunun artmasına neden olursunuz. ayrıca kadın her sektörde, cok agir kas kuvveti getekmedigi surece çakışabilir. artan sanayilesme sonunda arrtik kas gucune ihtiyaç kalmadi ama kadinlari agir calisma sartlarinin olduğu sektorlerde istemeyen yine erkekler. #76952936 su cok kıyametli entry'i de badim vardevela, ingiltere'de maden iscisi olan kadinlarin eve kapatilma surecini anlatiyor.

    öyle çalışın demekle olmuyor bu işler. önce bu hükümetin kadını eve kapanmaya zorlayan politikalarını eleştireceksin. yoksa mevcut calisma koşullarından dolayi kadinlarda 25-34: yas aradi kadin grubunun buyuk cogunlugu piyasadan çekiliyor. çocuk ve kariyer ikileminde kadınların epey bir kısmi ağır calisma sartlarindan dolayı piyasadan çekiliyor. sen haftalık çalışma süresin kisaltmadan, anne ve babaya ücretli doğum izni vermeden, işyerine ücretsiz kreş açmadan, kadın istihdamı oranını %27'lerden, %50'ye çekemezsin. yoksa tüm feministler kadınların eğitilmesi ve istihdam olmalarının zorunlu olduğunu savunuyor.

    ıkinci olarak kadınlar oy kullanma, eğitim ve çalışma hakkı gibi en temel konulardaki hakkını, sokaklarda örgütlenip çeşitli gösteriler yaparak, (sufrejat hareketi) gibi ve yine medyada kendi dergilerini gazetelerini vs, çıkararak aldılar. çünkü kamuoyu oluşturma ve halkı bilinçlendirmenin yolu belli. bu nedenle ne sokak protestoları önemsizdir, ne de tweet atmak. geleneksel medyanın yerini sosyal medya aldığına göre, elbette insanlar kamuoyu oluşturmak ve insanlara belli bir bilinç aşılamak için o mecraları kullanacak. sokaklarda protesto düzenlemek, grev yapmak ise hala çok etkili ve yeri dolduralamayacak eylemler. tabii ben barışçıl gösterilerden yanayım tamamen. kilicdaroglu'nun adalet yürüyüşü bu hak arama biçimine güzel bir örnektir. sokaklarda ve medyada o feministler hakkını aramasa, kimse onlara o hakkı tanımazdı.

    atatürk de gökten gelen vahiyle tanımadı elbette kadın haklarını. model aldigi seküler, modern devletler de kadin hakları konusundaki ilerlemeyi bildiği için tanıdı bu hakları. fransa hariç ab ülkeleri, rusya, avustralya, abd ve yeni zelanda bizden önce tanımıştır seçme seçilme hakkını. yeni zelanda 1897, diğer ülkelerin büyük çoğunluğu 1..dünya savaşı ertesinde tanımıştır bu hakkı.

    sadece eğitimli olmak ya da çalışmak kadına bakışı değiştirmemektedir ama. kadın cinayetlerini engellemeye ve azaltmaya dönük önlemleri aşağıya sıralayacağım.

    1. eğitim elbette çok önemli ama ilkokuldan itibaren toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi ve kadın erkeğe dair geleneksel rollerin yıkımı çok önemli. eğitimin niceliği değil, niteliği cok onemli yanı. nicelik önemli olsaydı, hasan bilgili gibi alaninda dunya capinda iyi olan bir prof. calisani olan veteriner hekime tecavüz etmez, geçen yine eşinden ayrılmak isteyen avukat kadın, dr. eşi tarafından öldürülmezdi.

    kadın erkek her bireyi hem ekonomik anlamda, hem de kendi bakımını sağlaması konusunda kendine yeten yurttaşlar olarak yetiştirmemiz çok mühim.

    bizim hayat bilgisi kitapları kadını mutfak önluguyle hizmet eden, babayı ise eve para getiren, bu nedenle de evde bacaklarını uzatıp, tv izlemesi gereken kişi olarak sundu. bu eğitimi alan kişinin sahip olduğu kadına bakış açısı, köy muhtarından hallice oluyor tabii doğal olarak. o yüzden eğitimin niceliği değil, niteliği önemli.

    2. öncelikle yargı ve kolluk kuvvetleri ile çocuk ve aile içi şiddetle ilgili birimlerde çalışan kamu personeli olmak üzere, insanla ilgili her işte çalışan kamu ve özel sektör çalışanlarının toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda eğitimi şart. hem de öyle hızlandırılmış iki haftalık hizmetiçi eğitimler şeklinde değil, en az 3 ay süren hizmetiçi eğitim ve sonunda somut örnekler üzerinden ciddi bir sınavın yapıldığı bir eğitim olmalı bu.

    tabii gerekli denetimler ile bu eğitimin işe yarana durumu kontrol edilmeli.

    3. cinsellik, insan anatomisi ve ilk yardım dersleri zorunlu olmalı ve özellikle ilk yardım derslerinde her öğrenci, uygulamalı olarak her tür müdahaleyi öğrenmeli.

    cinsellik dersi kadın cinselliğinin tabu olmaktan çıkarılması, kadının erkeğe ait bir mülk olarak görülmesinin engellenmesi ve cinsel hastalıkların yayılmasının engellenmesi için çok önemli. gerekirse veliler de temel bilgileri almalı. biz de varsa yoksa savas tarihlerini, dağ-nehir ısimlerini, nerede ne maden ciktigini ezberlet. bu bilgiler sadece uzmanlik alanı olan kişileri ilgilendirirken, saydığım alanlar her insanın bilmesi gereken çok zorunlu disiplinler.

    yaşama gudusunden sonra en temel güdümüz üreme güdüsü ve bunu yok saymak, hali altına süpürmek çok çeşitli sorunlara yol açıyor.
    bosanan kadın, bedenini kendi mülkü olarak gören ve onu hem yatakta, hem de ev işleri, yemek yapmak gibi alanlarda erkeklerin kadınları olarak kabul etmesine yol açıyor.

    4. yukarıda belirttiğim ve sadece kullanım değeri olan hizmetler aslında çok değerli. kadının ev ici emeğinin ucretsiz olmasi ve sadece kullanım değerinin olması pek çok sıkıntının kaynağı. bakmayın siz buradaki cahillerin 'nafaka ödememek ',için kadınların öldürüldüğü zırvalarına. şu an bizim ucretsiz yani vergilerimizle hizmet alabilecegimiz duzgun yaşlı, engelli, yatalak hastalar ile alhzeheimer gibi bakımı son derece zor hastalara bakacak merkezlerimiz yok. yaşlı, engelli, hasta ve çocuk bakımı tamamen kadının sırtına yüklenmiş durumda. ailede kadin çalıştığı zaman bile bu hizmetleri ya daha az egitimli ya da göçmen, özellikle turki cumhuriyetlerden gelmiş kadınlara yıkıyoruz.

    kıyamet işte burada kopuyor. adam nafakayı düşünmüyor ki. o güne kadar yemeğini önüne koyan, çamaşırını yıkayan, utusunu yapan ve tüm bunların üstüne bir de seviştiği bir kadın olmuş. birden bire bu hizmetleri dışarıdan yani kamusal alandan karşılamak istediği zaman bu hizmetlerin çok pahalı, aslında değişim degeri olan hizmetler olduğunu görüyor erkek. zaten bosanan erkeklerin büyük çoğunluğu anne ya da kiz kardeş gibi aileden birilerinin bakımına sığınıyor. özellikle çocuğun velayetini aldıysa ya da çocuğuyla sık görüşen sorumlu bir babaysa. bakın evladıyla görüşen sorumluluk sahibi bir babaysa dedim, çünkü çok nadir böyle baba. hah o sorumluluk sahibi babalar asla bir kadın desteği olmadan çocuğa bakamıyor, hem yemek, hem temizlik, hem de çocuk bakımını birarada yapmak erkekler için imkansız üçlü. bu üçünü bir kadın desteği olmadan beceren erkek varsa, çok tebriklerimi sunuyorum. ben bugüne kadar tek bir ornegini bile tsnimadim zira.

    5. cezaların arttırılması, şiddet uygulayan erkeklerin elektronik pranga ile takip edilmesi. hapishanede mahkumların yine toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilicllendirilmesi. şiddet mağduru kadınların mutlaka guvenliligi sağlanana kadar düzgün bir merkezde desteklenmesi. bizdeki sığınma evlerin asla düzgün destek ve kadına güvenlik sağlamıyor. mağdurların adres bilgilerinin gizlenmesi çok önemli iken buna hiç dikkat edilmedi. ayrıca bu merkezlerde muhakkak kadına bir vasif kazandırılmalı ve kadın bunun sonunda istihdam edilmelidir. kadın istihdamı oranını ab ya da hic değile oecd ülkelerle ortalamasına çıkarmak son derece elzem. bunun için de daha önce yukarıda,soyledigim haftalik çalışma suresinin kisaltilmasi ve isyerlerinin ücretsiz kreş desteği çok önemli .

    6. çocuk istismarın onay veren, kadının eğitimi ve çalışma hayatıma katılımını engelleyen çocuk gelin uygulamasına ivedi olarak son verilmeli. kızını evlendiren aileye ve çocukla evlenen erkeğe ağır yaptırım uygulanmalıdır. özellikle bu uygulamanın yayılmasını sağlayan imamların nikah kıyma yetkisi acil olarak elinden alınmalıdır.

    saydığım tüm bu önlemler, asla erteleme olmadan, bugünden itibaren uygulansa, 10 yıl sonra bile çok asama kaydedilir. unutmayın kadın ya da çocukların huzur ve güvenlik içinde yaşayamadığı bir ülke erkekler için de cehennemdir. emine bulut'un, yıllardır tecavüze uğrayıp, zanlıyı şikayeti sonucunda gerekli desteği alamadığı için intihar eden emre ile birlikte sembol dava olması ve bu konuda artık politika değişikliklerini sağlamaları dileğiyle. huzur, adalet ve hukuk hepimize lazım.

  • 10. evrimin kanıtlanması halinde dinlerin durumu

    “evrimin kanıtlanması” diye yeni bir gelişme yaşanmayacağı için değerlendirme dışında olan bir durum. evrim lehine zaten onlarca kanıt ortaya kondu, evrim yanlış mıdır doğru mudur şeklinde bir tartışma kalmadı artık bilim çevresinde. akıllı olan ilahiyatçılar, dinlerini bu gelişmeye adapte etti(edebildikleri kadar) bağnazlarsa hala ayak diretiyorlar; ama onlar bakımından değişen bir şey yok. koşulsuz şartsız ve kanıtsız bir inancın peşine takılmış gidiyorlar, bizi de peşlerine takmaya çalışıyorlar maalesef.

  • 11. ricardo quaresma

    ayağının dışı
    canınızın içi
    siktir ol git artık
    aq.mun piçi

    tanım: solo test isimli oyunda 8 veya 9 piyon bırakanların sevgilisi.

  • 12. araç kullanırken gelen uykuyu kaçırma yöntemleri

    güvenli bir yere park edip biraz dinlenmek, el yüz yıkamak, kahve içmek...

  • 13. batılıların %75'i gerçek babasını bilmiyor

    hoca çok shameless izlemiş amk

  • 14. düz dünya derneği'nin 100 bin tl vaadetmesi

    kimse de demiyor ki sen düz dünya fotografı getir , biz sana 100 bin tl verelim.

  • 15. doktorların hastanede yer tarif etmemesi

    tıp fakültesindeki stajyerlik ve internlük hayatım hep birilerine yer tarif etmekle geçti. bu bana özgü bir durum değildi tabi, gocunmadım da bu durumdan zaten. hatta hastayı gideceği yere kadar götürmüşlüğüm de vardır. insanlara yardımcı olmak güzel şey. o yüzden seviyorum bu mesleği. ancak, okur yazarlığın yoktur ya da yönünü şaşırmışsındır; anlarım ama böyle bir problemin yoksa ve karşında aradığın bölümün nerede olduğunun tabelasına kadar varsa sorma bir zahmet. oku kardeşim. bak, gör, benimse o tabelayı. adım başı yolunu kesip orayı burayı soran insanlar biraz okları takip etmeyi öğrenirse bu olay daha az sorun hale gelir.

  • 16. doğum yapan eşini hastanede bıçaklayan yaratık

    katile mikrofon uzatalım diyor ya. "benden boşanmak istiyordu, ya benimsin ya toprağın dedim, bıçakladım." bunu diyecek büyük ihtimalle andaval. mikrofon uzatmak değil de, senin gibilere ve şu katillere mikrofon sokmak lazım. ya şu artıkları biri listelesin de engelleyelim yeter be

  • 17. e. bulut'u görüntüleyen kişinin gözaltına alınması

    -kişinin olayı geç fark etmesi ve ehemmiyetini kadın ona döndükten sonra anlamasi ilk basta kavgayi cekmeye baslamis olmasi
    - arter kesiklerinin yaklasik 15 saniyede vucuttaki kanin yuzde 30 unu disari pompalayabilmesi bu da zaten bayginlik icin ortalama gereken miktardir. sonuc olarak o an o saniye kosup kesige cok sert turnike yapilmalidir bu da 19 yasinda olayin sokunda bir insan icin imkansiz gibi bir seydir.
    - hastayi o panikle yere yatirmasi gerekir her yerinden kan fiskiriyor herkes kaciyor bicakli adam hala uzaklasmamis ama gencimiz superman gibi kadini yere yatirip o haykirislar arasinda turnike yapip kesige ve altkismina baski yapacak. siz gercekten komiksiniz.
    - hicbir turk ceza kanunu maddesiyle yargilayamazsiniz normalde 98 ve 278 le yargilarsiniz ama o maddeler de bu cocugun durumu icin yeterli degildir boyle anlik olaylar icin gecerli degildir.
    - soylenen madde zaten komik ne alakasi var gizlilikle olay daha yasanmakta tam bir gerizekali yaklasimi
    - avukati olsam hem cikartir hem de saglam tazminat kazandiririm. devlete dava acarak ama infial yaratti ya suclu lazim simdi. siz kendinizi dava edin bence bu cocugu degil.
    -8 ayda 222 tane cinayet oluyor sesleri yok bu video cikmasa ne olacakti. azicik silkinsinler de kendilerine gelsinler.

  • 18. prezervatife alternatif isim

    (bkz: kuşa kabin)

    iş bu entry 2012 yılında @ozanozc tarafından kullanılmış . (bkz: #27325386)

    ben hep sondakileri okuduğum için şey oldu .emeğe saygı :)

  • 19. hdp binası önünde bekleyen anneye linç girişimi

    aynı evden giden 3. çocuk olmasına rağmen hala ısrarla bir takım orospu çocuklarının anneyi suçladığı linç girişimi.

    ulan ne kadar iki yüzlü ne kadar yavşaksınız. teröristler için edebi, süslü cümleler kurup burada evladını o soysuzlara kaptırmamak için mücadele eden ve dağ eşekleri tarafından linç edilecek anneye tiyatro yapıyor diyorsunuz.

    allah belanızı versin.

  • 20. nesine.com'da oynanan 400 bin tl'lik kupon

    güzel bir reklam çalışması. benzer çalışma yemek sepeti için uygulanabilinir.

    yemek sepetinden söylenen 100 bin liralık hamburger.

  • 21. ekşi itiraf

    bugün emine bulut'la geçti. beni çok gerilere götürerek.
    o olsa, benim olmayacağım bir büyüğüm varmış.
    annem ona gebeyken babam onu döverek merdivenlerden yuvarlayınca, düşmüş... (hep erkekmiş gibi gelir kalbime düşününce... ve bende ondan bir parca olduğunu hissederim hep, biraz delice olsa da...)

    annem (nasıl bir akla hizmetti bilmiyorum ama) hemen bikac aya gebe kalmış tekrar... bu kez bana...

    daha doğamadan tanışmışım ben de baba dayagiyla. hatta annem 8 aylık gebeyken bi gün babam onu döve döve yere yatırıp karnının (benim) üzerime oturmuş ve boğazına bıçak dayamış...

    çok deliydi. çok erkek(!)ti. o kadar erkekti ki, evin diktatörü olarak bize lütfettiği şiddeti ve baskıyı, bir kutsal emanet gibi minnetle kabul etmemizi beklerdi... ne şanslıydık ki; kullarıydık, tebaasıydık onun...

    o bıçakları iyi tanırız biz

    erken çocukluk dönemlerime dair "annemi öldürecek" korkusu hatırlıyorum, babam annemi tekme tokat döverken. kulaklarımı kapatıp, kafamı bacaklarının arasına gömüp inanmadığım bir allaha yalvarırdım "nolur hemen bitsin, yalvaririm annemi öldürmesin" diye.
    (o zaman da inanmıyordum halbuki)

    ama babamdan büyük ve güçlü tek tahayyülüm kendisinin soyut imgesiydi.

    karakollara düştük de, ama polisler anneme "kocandır, bugün itişir, yarın barışırsınız. bak çocuğunuz da var. yıkma yuvanı" deyip babamla barıştırıp(?) yolluyorlardı.
    annem bi kere bile o erkek! polis barikatini aşıp o darp raporu alamadı.

    polis yok, başımızda babama "höst ulan!" diyecek bi atamız yok, o yok bu yok...
    ne var ulan it?

    işte, yoktu ama belki vardıysa allah diye bisey?
    keşke olsaymış gerçekten...

    ...

    büyümeye başladım.
    şiddetin oransal yoğunluğu bana kaydı. benim hayatım daha da kaydı.

    16-15 yaşına geldiğimde artık ben salonun bi köşesinde dayak yerken "anne nolur yardim et" diye bağırırken, annem diğer köşedeki koltukta istifini bozmadan ve kafasını bile kaldırmadan patates soymayı sürdürüyordu mesela...
    acik renk salon halisindan ağzımın burnumun kanlarını bana sildirdikten sonra giderdi genelde babam.
    "anne neden bana yardım etmiyorsun o beni döverken?" derdim.
    "ben karışırsam daha beter kızar. bu sefer kolunu bacağını kırar ya da öldürür seni" derdi...

    bu kadın öğretmen bu arada. adam da gazeteci. evde duvarlar dolusu kütüphanelerde silme kitap var filan...

    babam bikac kez sarhoşken beni bi bıçakla aynı masaya oturttu da. bi masanın ortasında bıçak. karşılıklı biz. "bu gece seni kesicem" diye o masada bana geçirttiği cehennem saatleri... ağlamaktan gözümün yaşının kuruduğu geceler.

    2 kere filan da boğazıma dayamisligi var döverken.

    kolay anlatması. yaşaması zor. ama yaşıyorsun işte bi şekilde. o bıçak boğazına girmedikçe...

    emine bulutla beraber benim de bi parçamı morga koydular sanki bugün. yarın toprağa girende, benden de bi parça olacak.

    ne diyim bilmiyorum. kelimem bitti, küfrüm bitti, gözümün yaşı bitti, erkek şiddeti bitmiyor.

    ölüyoruz. yüzlerce, binlerce kadın ölüyoruz.
    kadın ölür de çocuk durur mu? çocuklar da ölüyor.

    şimdi emine'nin kızı yaşıyor sanıyorsunuz ya.
    yaşamıyor o çocuk artık. öldü o çocuğun benliğinin büyük kısmı...
    kalanla idare etmeyi öğrenecek artık.

    bedensel olarak değilse de, ruhsal olarak sakatlanmış insanlarız biz. şiddet mağduru kadın ve çocuklar.
    ölen anneler, cani babalar....

    ...

    bu akşam 13 yıldır gorusmedigim babamın evine gitmek istedim ilk kez.
    kapıyı açtığı anda eterle bayılmak. sonra güzelce bağlamak ellerinden ayaklarından...
    ağzından...

    sonra ona işkence etmek istedim... harcadığı çocukluk yıllarım için. ilk gençliğim için...

    gözlerindeki öfkeyi, ofkelendiginde alnında şişen damarı ve kıpkırmızı olan yüzünü yeniden görmek istedim.
    acı çektiğini, can korkusu yaşadığını, bunu öfkeyle gizlemeye çalıştığını görmek istedim.

    çünkü hala bünyemde taşıyorum bende sakatladığı bazı şeyleri. yıllar içinde rehabilite ettim, edemediğim yerde kamufle ettim, biseyler ettim ama bak hala duruyor taze taze bazı şeyler içimde...

    dişlerimi sıkıyorum bunları yazarken.

    o bıçakları iyi tanırız biz

    bu akşam o bıçağı onun götüne sokup içerde çevirerek bagirsaklarini parçalamak istedim...
    bokunun içinden çıkamasın kalan ömrümde diye.

    kendim için. emine için... adalet için.
    erkeklerin yere düşürdüğü her bir kadin kirpiği için...

  • 22. uykuyla ölüm arasındaki fark

    bayılmayı da eklemek lazım.
    geçen ay kızılay kan bağış aracında kan verdim. ilk beş dakika sorun yoktu ama sonrasında elim karıncalanmaya başladı. sonrasında kolum.
    sadece elim uyuştu dediğimi hatırlıyorum. sonrası yok.
    ölüme en yakın an sanırım. gece dağ başında bir dağ köyünde olduğumu gördüm. ama rüya değildi kesinlikle. soğuğu, rüzgarı hissettim. yerde yürürken toprağın ayağımın içine batmasını bile hissettim. bir evin önünde ışığı yanan odaya mal gibi bakakaldım.
    sonra bir anda uyandım. doktor, sağlık ekibi başıma gelmiş. ölmedim mi diye sordum ama yok iyi misiniz falan diye panik oldu onlar da. ne kadar baygın kaldığımı sorduğumda iki üç saniye dediler. alkol koklatmış hain köfteler.
    o evde nerede? o ışığı yanan odada kim var? kafamda deli sorular. lost'un final sezonu göz göre göre gitti.

  • 23. cenaze evinin yemek dağıtması

    acı dediğimiz şey evdeki 50-100 kişinin tavuk pilav ve helva yemesiyle azalmıyor.
    nefret ediyorum o kalabalıktan o ortamdan ve asla insanları rahatsız etmeden taziyede bulunup ayrılıyorum. yanında olmak acısını paylaşmak asla bu değil.

  • 24. 1986 yılında galatasaray'ın eskişehir'e attığı gol

    bir sezon önce aynısını metin tekin orduspor maçında yapmıştır.
    hatta metin'in müdehalesinde top elden çıkmamışken burada çıkmıştır.

    https://youtu.be/5yr5i4rzwmc

  • 25. knight online oynayanlar şu an ne yapıyor

    şimdi gerçek hayatta çar kasıyorum. 9 level bir asas'ım var. her doğum gününde +9 komple set alıyorum. koxp yok maalesef. o yüzden okula filan gönderiyoruz exp için.

  • 26. boşandıktan sonra erkeğin nafaka ödemesi saçmalığı

    bundan 30-40 yıl öncesindeki gibi, türkiye'de kadını hepten eğitimsiz sanmamızı isteyen uyanık nafaka savunucularını görmemize vesile olmuş olay..

    bugün üniversite sınavına erkekten çok kadın adaylar giriyor, sınavları da erkeklerden daha fazla oranda kazanıyorlar..

    fırsat eşitliğiyse herkese fırsat eşitliği var.. benim dönemimdeki lisedeki kız arkadaşlarımızın hepsi üniversite okudu, hepsi güzel güzel işlerde çalışmaya başladı..

    ama andavalın biri gelmiş, "ama kadın evde de iş yapıyor" diyor. erkek de yapıyor iş. erkek de gidiyor dışarıdaki işleri hallediyor, yeri geldi mi kadın elini bile sürmüyor. evin bir arabası var, erkek götürüp getiriyor kadını.. ya da ne bileyim arabanın bir sıkıntısı çıkıyor, erkek götürüyor sanayiye, muayenesini yaptırıyor...

    alışveriş için erkeğe sipariş veriliyor ve erkek taşıyor yükü her akşam.. onu sktir et, evde musluk akıtıyor, erkek yapıyor.. yapamazsa usta ile muhatap oluyor.

    herkes yaptığı işi söylerse kadın o kadar karlı çıkmaz bence..

    bir insanın çalışmadan para kazanmasını savunmak en hafif deyimiyle mallıktır. bak en hafifini söyledim, daha ağırını söylemek istemiyorum.. nasıl ki herkes yaşamını idame ettirmek için çalışmak durumundaysa, kadın da boşandığı zaman girecek bir işe çalışacak.. iş mi bulamıyor?

    yeteneğine göre iş bulacak.. bugün bir temizlikçi 180 lira ile gündeiğe gidiyor. hani nafaka almasıı savunmak için ev işi, ev temizliği yapıyor diyorsunuz ya.. o kada becerikli ise bizahmet o ev işini, ev temiziğini başkasının evinde yapacak ve günlük 180-200 lirasını cebine atıp emeğiyle geçinecek..

  • 27. 24 ağustos 2019 ultraslan'ın fb'yi bitirmesi

    fener bitmiş. biraz önce bu haberi alıp bile tesislere koştum. herkes apar topar kaçmaya çalışıyordu. kulüp binasında birbirini ezenler vardı. futbolcular sözleşmelerini yırtarken eylem yapıyorlardı. ali koç'un mavi gömleği heryerinden yırtılmıştı. vay be dedim sadece bir taraftar grubu koskoca takımı bitirdi. eto da bitmiş, fener de bitmiş.

  • 28. 24 ağustos 2019 ismail saymaz cübbeli ahmet yayını

    bazı yazarların gözleriyle değil g.tleriyle izlediğini anladığımız yayın. ismail saymaz cübbeli’ye yolsuzluk yaptınız demiyor ki. siz tarikatlarınızı, cemaat yapılanmalarını milyonları cukkalamak için kullanıyorsunuz diyor. millete dunya malından uzak durun diye fetva verirken kendiniz dünya malıyla zevk ü sefa içinde yaşıyorsunuz diyor. sizin dinle işiniz yok. sizin işiniz parayla. dini para için kullanıyorsunuz diyor. cübbeli’nin buna karşı savunması olmadığı için konuyu yolsuzluğa getirip kıvırmaya çalışıyor.

  • 29. roma ve paris'e gidip tek fotoğraf paylaşmayan tip

    (bkz: aaa bu benim)

    fotoğraf paylaşmamakla övünmek, hava atmak için delicesine fotoğraf paylaşmak kadar ezikçe ama (swh).

  • 30. datça'da satılan müstakil ev

    ilanda geçen şu kısım harika:
    "zamanla kullanılmadığından belli başlı iç dekarasyon ve çatı tadilatına ihtiyacı vardır.evimizin duvarları doğal taş duvar olduğundan tadilat yapıldığında kartposttallık bir yaşam olacağını biliyoruz"

    zamanla kullanılmadığı dediği en son milattan önce kaptan mağara adamı yaşamış sanırım. evde medeniyete dair tek gösterge pencere kdjdhdhhd

    edit: adamlar ilanı editlemiş lan bildiğin ksjdhhdhdj

    "ekşi sözlüğe konu olan evimiz ile alakalı herşey açık ve net bir şekilde yazıyor. ilan bilgilerine girdigimiz bütün bilgiler dogrudur."

    şu profesyonelliğe bakar mısınız. adamlar ilanı resmen ilmek ilmek işliyor. her detayı ayrı bir güzel.

    evinizi falan satacaksanız bu şirketle anlaşın gençler. adamlarda, yolda gördükleri yırtık çorabı bile pazarlayacak potansiyel var. hayran kaldım resmen jshshhssgsh

  • 31. boşanan kadınlara silah hakkı ve silah tahsisi

    süper fikir. hayret, nasıl kimsenin aklına gelmedi bu parlak fikir?
    böylece erkekler kadınları kadınlar da erkekleri öldürür dükkanı kapatırız.
    çok merak ediyorum, meselenin özünün eğitim ve kültür olduğunu ne zaman göreceksiniz?

  • 32. buram buram seks kokan şarkılar

    massive attack - dissolved girl
    massive attack - angel

  • 33. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    size aile, varoluş problemlerini geçip en basit ilişki problemlerimden birini özet geçeyim. sevgilimin sevgilisi olduğunu televizyon ve gazetelerden öğrendim. iki farklı erkekle aynı şeyi yaşadım, üstelik bu yaşadığım onca şeyin yanında hiçbir şeydi. bazen insanlar özelden bir derdin mi var, anlatabilirsin diyorlar ve cevap bile vermiyorum. bence kimse kimseyle dertleşmemeli...

  • 34. galatasaray'ın yeni sponsorunun terra pizza olması

    tavuk dünyasına da yatırım yapan ersin faralyalının oğlu, aydın doğanın damadı, ahmet faralyalının ortak olduğu fon şirketi tarafından yatırım almış pizza markasının hızlı ve sansasyonel bir şekilde adını duyurması ile sonuçlanmıştır
    siz alay ededurun, beğenmediğiniz pizzacı sadece 3-5 saatlik etkileşim ile ası sanı bilinmezlik mertebesinden neredeyse dominos bilinirliğine ulaştı
    hemen yarın marka bilinirliği anketi yapılsın dün ile bugün arasında açık ara fark çıkmazsa daha bir şey bilimiyorum
    muhtemelen amaç bilinirliği artırıp, şube sayısını patlatıp 3 sene sonra birine çakıp çıkmak

  • 35. once upon a time in hollywood

    bulunduğum şehirdeki 2 sinemadan birinde günde 4 seansla vizyona girmiş film.
    quentin tarantino nun 10. filmi (serileri tek sayarsak 9), 21. yy'ın en ünlü 2 oyuncusu olan brad pitt ve leonardo dicaprio nun beraber rol aldığı ilk film, bunun dışında kadrosunda margot robbie ve büyük sinema ustası al paçino gibi önemli isimler yer almakta.

    işte bu büyük filmi izlemek için biletlerin tükenmeyeceğini düşünerek 20.00 seansı için saat 19.50 de sinema salonuna giriş yaptım. gişeye yönelerek filmin adını söyledim, gişe görevlisi henüz hiç izleyici olmadığını gelen tek izleyicinin ben olduğumu bu yüzden filmin oynatılmayacağını söyledi.

    işte bu büyük film, şehirdeki 2 sinemadan birinde vizyona girmesine rağmen, günde sadece 4 seans olmasına rağmen, vizyonunun ilk günü olmasına rağmen ve bu sıcak yaz günlerinde sinemaya gidilebilecek en iyi saatte sadece 1 izleyicisi olduğu için oynatılamıyor.

    bu arada sinemada izleyicisi olan ve izlenebilecek 3 film vardı onlarda geniş aile 500, siccin 600, hızlı ve öfkeli 1300 dü.

  • 36. tr'de sinemaya gitme oranının 2019'da %45 azalması

    haber türkiye'de ilk 6 ayda satılan biletlerin 2018-2019 kıyaslaması üzerine.

    2018 yılında türkiye'de en çok izlenen 20 film şöyle :

    sıra film adı vizyon tarihi 2018'teki seyirci sayısı

    1 müslüm 26.10.2018 6.311.619
    2 arif v 216 05.01.2018 4.968.462
    3 ailecek şaşkınız 02.03.2018 4.034.858
    4 yol arkadaşım 2 12.10.2018 2.335.718
    5 deliha 2 12.01.2018 2.106.154
    6 avengers sonsuzluk s. 27.04.2018 1.909.967
    7 aile arasında 01.12.2017 1.904.942
    8 hedefim sensin 30.11.2018 1.646.492
    9 rafadan tayfa 26.10.2018 1.583.932
    10 enes batur hayal mi 19.01.2018 1.483.848
    11 bizim için şampiyon 07.12.2018 1.456.789
    12 çakallarla dans 5 08.11.2018 1.405.649
    13 deadpool 2 18.05.2018 1.374.325
    14 inanılmaz aile 2 22.08.2018 1.267.415
    15 coco 19.01.2018 982.347
    16 hadi be oğlum 16.02.2018 965.066
    17 jurassic world 08.06.2018 908.140
    18 labirent: son isyan 26.01.2018 892.197
    19 venom: zehirli öfke 05.10.2018 890.596
    20 cebimdeki yabancı 02.02.2018 846.833

    bu tabloyu biraz yorumlarsak ilk 6 ayda vizyona giren ve hasılatlarının hemen hepsini ilk 6 ayda yapan arif v216, ailecek şaşkınız, deliha 2, enes batur, hadi be oğlum, aile arasında ve cebimdeki yabancı gibi türk filmlerinin toplam izleyici sayıları toplamı yaklaşık 16.300.000 kişi.

    2019 yılında ise şöyle :

    sıra film adı vizyon tarihi 2019'teki seyirci sayısı

    1 organize işler sazan 01.02.2019 3.537.429
    2 avengers: endgame 25.04.2019 2.480.284
    3 can dostlar 18.01.2019 1.218.809
    4 bizim için şampiyon 07.12.2018 1.111.783
    5 captain marvel 08.03.2019 1.079.931
    6 hızlı ve öfkeli 02.08.2019 1.076.242
    7 john wick 3: parabellum 16.05.2019 944.173
    8 örümcek-adam 05.07.2019 941.345
    9 çiçero 18.01.2019 936.548
    10 aslan kral 19.07.2019 722.639
    11 oyuncak hikayesi 4 20.06.2019 710.856
    12 aquaman 28.12.2018 709.361
    13 ejderhanı nasıl eğitirsin 25.01.2019 695.421
    14 ralph ve internet 11.01.2019 686.789
    15 öldür beni sevgilim 01.03.2019 669.919
    16 türk işi dondurma 15.03.2019 571.738
    17 aykut enişte 24.05.2019 567.380
    18 hep yek 3 titrettin beni 15.02.2019 526.828
    19 bir aşk iki hayat 15.02.2019 523.231
    20 enes batur 31.05.2019 520.826

    listeden de görüldüğü üzere bir tek yüksek hasılat yapılacak nitelikte olan türk filmi organize işler, onun da 2.haftasında netflix'te yayınlanması yüzünden hasılatı olması gerekenden az kaldı. tüm türk filmleri toplasan 10.100.000 kişi yapıyor. yani en iddialı filmler girmemiş olmasına rağmen sayı gayet yüksek.

    bu sene yaşanan düşüş sadece iddialı türk filmlerinden kaynaklanıyor. e bu patlamış mısır krizi olmasaydı, büyük gişe yapacak filmler yıl başı yerine yıl sonuna atılmasaydı bu tablo olmayacaktı.

    naim ve karakomik filmler herhalde ekim ayında, recep ivedik kasım ayında vizyona girecek, recep ivedik 6, 6-7 milyon, cem yılmaz 5 milyon, naim 3,5-4 milyon kişice izlense, bunları da 10 milyonluk ilk 6 ay gişesine eklesen, geçen yıl ilk 6 ayda da geçilmiş olacaktı.

    üstelik bu sene ciddi hasılat yapan yabancı filmler avengers endgame, captain marvel, hızlı ve öfkeli ve john wick 3 gibi yüksek hasılatların geçen yıl olmadığını da görebilirsiniz. bu 3 türk filminin hasılatına ilaveten yabancı filmlerdeki gişe artışı da dikkate alındığında yıl sonu rakamları geldiğinde 2018 yılı geçilip 2019'da tarihi rekor kırıldı diye haber dahi okuyabiliriz.

    yani bu azalmanın nedeninin iddialı ve esas gişe yapan türk filmlerinin vizyon tarihlerinin ilk 6 aydan ikinci 6.aya kaydırılmasının tek etken olduğu bu kadar bariz ve netken olayı yüksek ücretlere, bol reklamlara, netflix'e bağlayanları görmek çok ilginç. bilmem yeterince ikna edici oldu mu bu?

  • 37. 23 ağustos 2019 çeviri paylaşan yazarın uçurulması

    ekşisözlükteki akp kayyumunun işidir. bu kayyumun diyanetten biri olduğunu düşünüyorum hatta. ssg ve kanzuk dürüm paraları kesilmesin diye el mahkum dükkanın islami usule uygun denetimini bu şeriatçılara terk etmiştir muhtemelen. geçmişte de çok defa gördük buna delalet eden vakaları. bunlar da kimseyi uçurmaktan çekinmezler. ekşi dediğimiz yer bir ticarethane sonuçta. para motivasyonu varken sahiplerinden erdemli bir dik duruş beklentisi içinde olmak da anlamsız.

    kuran denilen kitap açık biçimde kadın dövmeyi öğütler. bunu illa notere mi onaylatıp da paylaşmak lazım? senin allah dediğin adamın bizzat lafzı olan bu "kadına dayak atma öğütü" çevirisini paylaşmak neden dine hakaret kabul ediliyor? bir dinin kendisi bile dine hakaret kabul ediliyorsa orada biraz gariplik yok mudur?

    şeriatçı ekşi kayyumlarına inat allahsızlığı yayma mücadelemiz devam edecek. kutsal dediğiniz kitabınızı ve toplumu zehirleyip bize hayatı dar eden orta çağdan kalma ilkel ahlakınızı en kuytudaki zerresine kadar eleştireceğiz.

  • 38. kızların zekasıyla etkileyememesi

    vallahi hiçbir iddiam yokken dahi beni sinir etti bu başlık. siz kimlerle vakit geçiyorsunuz bilmem.
    tutup beni tanımamışsınız gibi saçma bir cümle hiç etmem, haddim değil. kibir kusmam. ama gerçekten zeki,görgülü kadınlar belki de size bakmıyordur bunu da düşündünüz mü hiç? genelleme yapmayınız efendim. siz zararlı çıkarsınız:)

  • 39. döverek beli kırılan kediyi tiktok'ta paylaşmak

    84 bin beğeni almış video. hated in the nation 'daki gibi tiktok kullananlara drone arılar gitmeli.

  • 40. ülkeyi içine düştüğü durumdan kurtaracak tek şey

    bizim gibi ülkeler havuzda boğulmakta olan birine benzer. debelenir durursa boğulur gider, en iyisi dibe vurup çıkmaktır.

    -önce nefes almasını garantileyecek(ekonomi)

    -sonra yüzmeyi öğrenecek(kendi kendine yetecek)

    -pratik yapacak(yaşadıklarını unutmamak için nesillere düzgün aktaracak)

    -daha iyi yüzebilmek için tarz geliştirecek(kopyalayan değil öncü olacak)

    ben ülkeleri insana benzetirim ve genelde benzer yapılar sergilerler.

  • 41. siyasi parti kursanız adı ne olurdu

    alkol ucuzlayacak partisi.

  • 42. erkeklerin namazının kabul olmadığı gerçeği

    hanefi mezhebinde el ayası büyüklüğünden daha az necaset bulaşığı durumunda namaz sahih kabul edilir. istinca ve istibra ile küçük abdest sonrası en az 40 adım yürüme tavsiyesi bu nedenle fıkıh kitaplarına girmiştir. bu iddiayı ileri süren arkadaş çözüm önerisinde bulunmamıştır, başkasını hatalı görüyorsun peki sen nasıl bu problemi hallediyorsun. üretra içine pamuk tikama, istibra suresince külot önüne bir bez koyma veya islakligi kulota gecmeyecek sekilde tuvalet kağıdı koyma önerilebilir. ınsanları dalalette gören kendisi dalalettedir.

  • 43. bira içmelik arkadaş veritabanı

    (#94388057) profilin sahibine yazdım ss atarak. umarım şikayet eder de ifşa ettiğin için arkandan kan alır.

  • 44. yaşam ve adalet partisi logosu

    (bkz: yap unlu mamüller)

    başına başaktan yapılmış taç takmış küpeli kıza benzeyen logodur.
    şaka bir yana, bir pazarlamacı olarak arka fonun beyaz olmasını beklerdim. siyah nedir abi?
    tamam bir mesaj veriyor olabilirsiniz ama bunun uygulanabilirliği önemli.
    antetli kağıdı var, internet sitesine koyulması var, var oğlu var.
    yani cidden inanılır gibi değil.

  • 45. ilişkiye ara vermek

    başkasıyla sevişmek istiyorum ama aldatmış olmak da istemiyorum diyen insan talebi.

  • 46. nick'inden pişman olan yazar

    benim kadar olamazsınız.

  • 47. türkiye'deki cinayetlerin sebebinin ateizm olması

    dedi beyinsiz mahlukat.

    adam alkolik, kumarbaz ve uyusturucu bagimlisiysa ateist mi oluyor sayin amina kodugum.

  • 48. zeytinli rock fest'e hayır kampanyası başlatılması

    balıkesirli duyarlı aileler diyor. iyi de bu çocuklara orda tuvaletinden konaklamasına, yiyeceğinden içeceğine kol gibi fiyatlarla bir şeyler satanlar balıkesirli duyarsız aileler mi?

  • 49. yakışıklılığı ilk planda tutan kız

    insan dışını beğenmediği bir şeyin içini asla merak etmez. bence bunu çok abartıyoruz. ister istemez dış görünüşe herkes dikkat eder. sizi hiç görmemiş/tanımayan insanların olduğu bir yere gittiğinizde ilk olarak; dış görünüşünüzle karşılanırsınız, ama giderken mutlaka iç güzelliğinizle uğurlanırsınız. bu kadar basit yani.

  • 50. gider paşa gibi yatarım hiç sıkıntı değil

    başlığın en şükelalanan girdileri;
    beton sikme,
    sikinde olmama,
    paşa paşa batırma,
    hayatın sikilmesi,
    30 yıl karılık yapma şeklinde.

    tepkilerde, beğeniler bile erkek üzerinden.