üstte yazar yok.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. üstteki yazarın eşkalini tarif et
-
2. 6 mart 2019 psg manchester united maçı
hadi şimdi siktir git fransa liginde 110 puanla şampiyon ol.
-
3. polisin sadece çirkinlere gbt yapması
askerdeyken eyp egitiminde gecmiste canli bomba olmus kisilerin fotograflarini gosterirdiler. ezici cogunlugu tipi kayik, dunyasindan bezmis halet-i ruhiyeye sahip kisilerdi. iclerinde beyaz irktan kimse yoktu.
ben yillardir ise ya da okula giderken cogu kez marmaray, metro kullanirim. bazen orada cevirme yapan polis sayisi 10’lara kadar cikar, daha bir kez olsun gbtmi sorgulamadilar.
sanirim benim fenotipten de gecmiste turkiye’de eylem yapan teroriste rastlamadilar. -
4. 11 ağustos 1999 güneş tutulmasını görmüş nesil
hiç unutmuyorum bildiğin öğle vakti hava kararmıştı.
-
5. eczane için isim tavsiyeleri
zaman eczanesi
sloganı da "zaman herşeyin ilacidir".
bence olur bak bu. -
6. saadet partisi'nin gönül işi dediler reklamı
saadet ve akp yi aynı kefeye koyan arkadaşlar belli ki olaydan çok uzaklar.
bir kere iki tarafta birbirini sevmez ama bir saadetli akp ye geçmeye kalksa önce maaş bağlar sonra makam verirler. yiyici tayfa kaçalı çok oldu zaten. şu an saadet partisindekiler bir fikir etrafında toplanmış samimi kişilerdir.
siz çalışmıyorlar mı sanıyorsunuz?
bir yerde izin alıp stant açmaya kalktığınızda belediye izin vermiyor,verse de sürekli taciz ediyor. akpliler stantlara gelip olay çıkartmaya çalışıyor.
ama yine de bu samimi grup cebinden para harcayarak (babamdan biliyorum) bir şeyler yapmaya çalışıyor.
seçim zamanı bayraklar depolardan çıkar evlere dağıtılır;yıkanır ütülenir tekrar teslim edilir. bir yerlerde ikram dağıtılıyorsa dağıtanlar kendi paralarıyla bu işi yapar. bir yere gidilecekse 3-5lira para toplanıp benzin alınır,çay bile imece usulü alınır.
bu insanlara akp nin alt kısmı olarak görmek büyük hakarettir.
kapalı kapılar ardında akp ye geçin diye nasıl yalvardıklarını görseniz şaşarsınız. şu an karamollaoğlu başkanlığı bırakıp akp ye geçse ekonomi bakanı olur mis gibi yaşar.
ama bazı insanlar onurludur ve onları parayla satın alamazsınız.
kör siyasi anlayışınızla da birbirinizi ağırlamaya devam edersiniz.
koca muhalefet partilerinin temsilcileri sandık başına parayla lütfen gelirken bu insanlar sabah 6 da toplanır sandık başında beklemeye başlar. üstelik devletin verdiği üç beş kuruşu da partiye bağışlar, sandık başında diğer siyasi partiler yemek dağıtırken bu insanlar ceplerinden köfte ekmek yer.
mesnetsiz iddialarla ancak kör siyasetinizi beslerseniz. iyi ki saadet partisi var. -
7. iki kız çocuğunu öldürüp 4 yıl ceza alan akp'li
gazeteci mustafa hoş tarafından bir kez daha ortaya konulan gerçek.
1 - ülkenin her yanından adalet çığlığı yükseliyor.şimdi o çığlıklardan birini yazacağım. yer mersin.tarih 2temmuz 2018. ramazan topal yaya geçidinde 6/9 yaşındaki iki kardeş ve kuzenlerine çarptı. iki çocuk olay yerinde hayatını kaybetti.kuzenleri de ağır yaralandı.sonrası inanılmaz
2 - 2 küçük çocuğun ölümü ve bir kişinin de ağır yaralandığı olay trafik kazası olarak haber yapıldı.dava başladı. sürücü ramazan topal mahkemede hızının 40/50 civarında olduğunu söyledi. güvenlik kamerası görüntüleri ise tam tersini gösteriyordu
3 - baba ali çakmakçı ve anne özlem çakmakçı bir yandan 2 yavrularının acısını yaşarken bir yandan da adaletin yerini bulması için gece gündüz uğraştılar. bilirkişi ve uzmanların hazırladığı raporlarda sürücü ramazan topal’ın kaza değil cinayet işlediği ortaya çıktı
4 - yaya geçidinde 2 çocuğun ölümüne bir kişinin de ağır yaralanmasına neden olan ramazan topal akp toroslar belediye meclis üyesiydi. mahkemede hızının 40/50 civarında olduğunu söylemesi belgelerler yalanlandı.
5 - ramazan topal’ın frene basmak, kornaya basmak, şerit değiştirmek, manevra yapmak, hız azaltmak gibi hiç bir önleyici tedbir almadığı uzman ve bilirkişi raporlarıyla da tespit edildi.
6- dava sırasında tanık ortaya çıktı. arabayı ramazan topal’ın değil kızının kullandığını söyledi. dava 5 gün önce sonuçlandı. akp meclis üyesi 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı. ödül gibi cezaya anne özlem çakmakçı tepki gösterdi. “bir çocuğumun yaşı kadar bile ceza almadı"
7 - yaya geçidinde işlenen trafik cinayeti davasında verilen ödül gibi cezaya aile itiraz etti. dava istinaf mahkemesinde karar bağlanacak. aile ile konuştum. gözyaşları içinde bana dediler ki;
8 - “lütfen bizi yalnız bırakmayın.yaya geçidinde cinayet işlendi. sosyal medya bu işin peşini bırakmasın. bu cinayet cezasız kalmasın. bizim yavrularımız geri gelmeyecek. cezalar caydırıcı olsun ki başka yavrular, insanlar ölmesin. cinayetler kaza diye örtülmesin”
dipnot: unutanlara bir kez daha hatırlatalım, cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir
dipnot 2: benzer şekilde giresun'da vefat eden 11 yaşındaki kız öğrenci rabia naz vatan'ın katili hala serbest'dir. baba şaban vatan'ın beyanlarına göre katili saklayan kişi akp'li çoşkun somuncuoğlu'dur.
edit: (bkz: #87461771) -
8. ahmet kural beni dinlenip dinlenip dövdü
ahmet kural'ı da hiç sevmem ama bu sıla denen kadının iddiaları gerçekten çok komik. yetişkin bir adam bir kadını dinlenip dinlenip dövmüş ama bu kadın sadece 18 saat sonra gayet sağlıklı bir şekilde etrafına topladığı kendine benzer tiplerle alem yapıyor şarkılar söylüyor. bırakın bir kadını bir erkeği bile yorulana kadar dövseniz ve bunu defalarca yapsanız abartısız en an bir kaç kırık kemik ve yoğun bakımda yatış gerekir. böyle bir dayak yiyen kişi aylarca kendine gelemez ama bu şekilde dayak yediğini iddia eden kadın 18 saat sonra çok mutlu şekilde alem yapıyor.
toplum olarak hepimize yazıklar olsun, böyle tipleri şımartan lüks içinde yaşatan biz değil miyiz? -
9. bir oturuşta 10 bira içen insan
tekirdağ'da yaşıyorsa, henüz açma germe hareketleri yapıyordur.
-
10. solcular halkı savunuyorsa halk neden solcu değil
"bu ülkede insanlar kendilerini sömürülen bir sınıf olarak değil, geçici olarak sıkıntı yaşayan milyonerler olarak görüyor."
sorun da tam olarak bu kafada.
sol ve solcularda değil.
edit: (bkz: john steinbeck)ten esinlenilmiştir. -
11. yüzüklerin efendisi (dizi)
hepimize hükmedecek tek dizidir. hepimizi o bulacak, hepimizi bir araya getirip ekran başına bağlayacak.
-
12. ekşi itiraf
bazen çok şanslı bir insan olduğumu düşünüyorum. bugün mesela.
her sene, 8 mart kadınlar günü’nde, şirketimiz kadınlara yönelik organizasyon yapar. genelde bir meyhaneye, restorana gidilir. bu sene de öyle yapıldı.
bu organizasyon, kimimiz için “aman ya ne işim var?” iken, kimimiz için haftalar öncesinden hazırlık yapılan çok önemli bir olaydır.
bugün karşılaşan herkes birbirine “yarın geliyor musun?” diye soruyordu. tuvalette karşılaştığım bir arkadaşla da bunu konuşuyorduk -işyeri tuvaletleri bunun içindir- katılıp katılmayacağını sordum ve şunu söyledi;
- zaten senede bir akşam çıkıyorum. giderim kesin.
bu entry de, bu cümleden çıktı.
ülkemizde birçok kadın gece çıkamıyor, arkadaşlarıyla plan yapamıyor diye düşündüm. bu organizasyona gidebiliyor çünkü “işyeri götürüyor ve katılmak mecburi”
ailesinden ya da kocasından bu sayede “izin” alabiliyor.
bu çok üzücü değil mi sizce de? kocaman kadının izin almak zorunda olması?
elbette hem ailemize hem de eşimize karşı sorumluyuz ve elbette bunları yerine getirmek zorundayız. ama kırk yaşında bir kadının, gece arkadaşlarıyla çıkmasının kocasının ya da babasının iznine tabi olması çok acıklı değil mi?
“kırk yaşına gelmiş de hala ailesiyle mi yaşıyor hihihi” demeyin. herkes sizin kadar şanslı değil ve sizin ailevi/kültürel yapınızdan gelmiyor.
“ülkede kadınlar öldürülüyor, sen gece çıkmamalarına mı üzüldün” de demeyin lütfen. bir sorunun varlığı başka sorunların da varlığına engel teşkil etmez.
evet üzüldüm çünkü ben gece çıkabilirim, kadın arkadaşlarımla tatile gidebilirim. hayatımda seçenekler var -bana yaşama, nefes alma ortamı sunan-
bunu yapamayan kadınlara evet üzülüyorum.
iş gezisi, iş yemeği, iş toplantısı gibi bahanelere ihtiyacı var bizim ülkemizde kadınların. aylarca kadınlar günü yemeğini bekliyor ki bir akşam dışarıda eğlenebilsin.
kendi çevrenizle kıyaslamayın; bu ülkede, bu kültürel kodları taşıyan çok fazla aile var ve çok fazla genç kadın odasına kapanıp ağlıyor geceleri; ya babasından ya da kocasından gözyaşlarını saklayarak... -
13. görüyorum ki çaresizliği tatmamışsınız hayatınızda
bu cumleyi her okudugumda tuylerim diken diken oluyor.
-
14. şenol güneş
son cümlelerine bakıldığında, istifa edecek gibi durmaktadır.
edit: an itibariyle sarfettiği cümlelere baktığımızda, sanırım istifa etmeyecektir.
edit 2: son kelimeleri istifayı çağrıştırmaktadır.
edit 3: konuşmalarından artık hiçbir şey anlaşılmamaktadır. -
15. amedsporlu mansur çalar'a ömür boyu men cezası
amedspor'a gönül ve destek veren biri olarak diyorum ki iyi olmuş, yerinde olmuş karardır. ayrıca kasten adam yaralamaktan ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçlarından da mahkemeye verilmelidir provakatör ergen. bu tiplere sporcu lisansı verilmemeli hatta sokağa çıkması yasaklanmalı.
edit: bu entryme ilginç bir şekilde ırkçı bile olamayacak çomarlar ve ne istediğini bilmeyen amedspor destekçileri beraber tepki gösteriyor mesajlarla.
sevgili sözlüktaşım amedspor taraftarı; adalet tek taraflı işleyen bir mekanizma değil. bu nedenle dünyanın her yerinde adalet, çift kollu terazi ile sembolize edilir. başkası senin otobüsünü taşlarken hede hödö, ama sen başkasının götüne vida sokarken "ama.." demen tutarsızlıktır. beklediğin adaleti bazen senden de bekler insanlar. kendine çeki düzen ver ki ciddiye alınabilesin. misal istiklal marşı ıslıklanması... bunun kadar düzeysiz ve gereksiz bir saldırı olabilir mi? tff'ye bağlı bir kulüp olarak kuruluyorsan, dünyanın her yerinde olduğu gibi, kendi ulusal liginin marşını okumak ve saygı göstermek zorundasın. ha yapamam diyorsan kulübü kurma, maçlara çıkma. zorlayan yok. ama dünyanın her yerinde maçlardan önce ulusal marş okunur. ha oyuncun çok mu kızmış karşı tarafa? kendince intikam mı almak istemiş? o zaman gider adam gibi hat-trick'ini yapar 2 asistini yapar, rakip takım taraftarına sus işaretini yapar, biter. git youtube'da futbolcu intikamlarına bak mesela. bu nedenle ona profesyonel futbolcu lisansı veriliyor. illa birinin götüne vida sokacağım diyorsa da yeri bar önleridir, yeşil sahalar değil.
gelelim sana düzeysiz ağzı bozuk çomar sözlüktaşım! verdiğim tepki sana yetersiz gelmişse bu senin problemin, ki ben tepkimi sen orgazm ol diye vermiyorum. sırf senin içi boş güdü ve duyguların tatmin olacak diye de amedspor taraftarı olmaktan vazgeçmem, kendi halkımın tamamına düşman kesilmem. aynı şekilde sırf sana tepki olsun diye de inandığım değerlerle çelişip başka değerlere de saldırmam. bu nedenle bana küfür yazmak için toynaklarını klavyeye boşuna bırakma, lakin muhatabım sen değilsin. -
16. led tv'yi kıran komşu çocuğundan para istemek
olmasi gereken cocugun ailesinin mahcup olup ödemeyi teklif etmesiydi. tv sahibi de olur mu öyle sey deyip reddetse de ailenin israrci olup ödemesi gerekirdi. prosedür böyle isler. eger cocugun ailesinden hicbir reaksiyon gelmedi ise ayıp etmiş ve bu yüzden tv sahibinin bunu istemesi bence normal.
-
17. aliexpress'ten alınan ürünlerin gelmemesi
satın almış olduğum 40 centlik telefon tutacağına 5.20 tl. vergi çıkarmışlar. büyük ihtimal bunun çalışması var.
kanıt: https://i.hizliresim.com/k9aqj9.jpg -
18. 31 mart'tan sonra zam gelecek ilk şey
(bkz: benzin)
-
19. yazar nick'inden nasıl öleceğini tahmin etmek
benim için geçerli olmayacak tahmin.
-
20. eczacılık fakülteleri kapatılsın
kapatılması değil ama kontenjanların yarı yarıya düşürülmesi taraftarıyım. hatta arttırıyorum: başta hukuk, psikoloji, mühendislik, iibf ve öğretmenlik dalları olmak üzere orantısız sayıda mezun veren tüm bölümlere bir kontrol gelmeli. yoksa gitgide artan üniversite mezunu işsiz sınıfı zıvanadan çıkacak. alın size 81 ile "üniversite" projesinin sonuçları.
-
21. depresyondan çıkma yöntemleri
psikiyatrist'e gitmek ve aynı zamanda david burns - iyi hissetmek kitabını okuyup, hayatına rehber haline getirmek. bu ikisi dışındaki tüm öneriler hükümsüzdür. anlık sıkıntıları depresyon sanan gerizekalılara bakmayın.
-
22. ey chp istesen de istemesen de uzaya çıkacağız
chp gollük pas vermiş diyenlere şunu söyleyeyim; bir il mitingi ya da tv ekranında “uzaya çıkma çalışmalarına başladık chp takımı sus pus!” denilse onun da bir karşılığı var seçmende. düşünün bak! hiçbir şey demese bile!
chp yapınca da, yapmayınca da haksız olabilirken, ak parti yapınca da yapmayınca da haklı olabiliyor. buna verecek bir aklınız varsa onu alalım..
bu chp itiraz konusunu da dün okudum ve doğru anladıysam uzay araştırmaları kadrolarındaki liyakat ile ilgili bir konuydu. -
23. 7 mart 2019 netflix ırkçılık rezaleti
türkiye de & türkçede kimse siyahi bir insanı aşşagılamak için zenci (nigger) demez. burası abd avrupa değil.
eger o kadar hassassan köpeğine arap ismini koyana ol... -
24. sevgili adaylarına mülakatta sorulacak 3 soru
1- ailenle alakalı aşamadığın lanet bir problemin var mı?
2-bunu aşmak için herhangi bir çaba sarfediyor musun?
3-aşamadıklarının faturasını bana kesmek gibi bir planın var mı?
üçünü de istiyorum. -
25. çankaya ankara'nın en geri kalmış ilçesidir
evet ondan akepeliler hafta sonları gezmeye ve piknik yapmaya chp muhitlerine geliyor.
-
26. beni aldatırsan sana kızmam diyen kız
aldatmış veya aldatacak olan kızdır
-
27. ole gunnar solskjaer
1999 mucizesinden sonra bu akşam tekrar yeni bi mucizeye imza atmış melek yüzlü şeytan.
-
28. s400 konusunda tükürdüğümüzü yalamayız
işte benim reyizim be.
sonuna kadar arkandayız reyiz.
yeter ki sen hep böyle dik dur dış güçlere karşı.
tükürdüğünü yalayanı siksinler.
(bkz: bu fakir görevde oldukça o teröristi alamazsın) -
29. kabak bamya kereviz enginar pırasa seven insan
iyidir, hoş insandır ama ne yazık ki kabak yiyebilmek için tanzim satışı kovalaması gerekecektir. izmir'de 9.5 liraya kabak yiyoruz çünkü. beter durumlar...
-
30. evliliğin beta/omega erkekler için ortaya çıkması
bacım hangi sosyoloji o? açık öğretim terk mi? bana bir tane kaynak göster sosyolojide, erkekler için beta, omega, alfa tabirini kullanan?
engels, morgan gibi pek çok sosyal bilimci aile ve mülkiyet ve devletin kökenini böyle açıklamaz elbette. aile malum devletin en küçük yapı taşı. aile ve bildiğimiz anlamında evlilik kurumunun ortaya çıkışında, yerleşik hayata geçişle birlikte ilk kez insanların, tükettiğinden fazla üretmesi yani artı ürün dediğimiz kavram önemlidir. artı ürün sadece aileyi değil elbette, orduyu, hukuk kurumunu, dini ve dolayısıyla devlet dediğimiz oluşumu da ortaya çıkardı.
yerleşik hayata geçtikten sonra zenginleşmemizde sabanın bulunuşu ile tarımda verimliliğin artışı, hayvanları evcilleştirmemiz ve daha sonraki aşamada madenleri işlememiz etkili. yerleşik hayattan önce anaerkil değil ama anasoylu bir dönem yaşadığımızı düşünür sosyal bilimciler. yani kadın egemen bir sistem yoktu ama mevcut koşullara göre daha eşitlikçi bir sistem de yaşadığımız düşünülüyor. elbette bu tahmini de avustralya, abd gibi yerlerde yerlilerin yaşamını gözlemleyerek yapıyor, antropologlar. yerleşik hayata geçtiğimiz m.ö. 12.000 yılında yazı yok henüz malum.
buna göre hem kadın, hem de erkekler çok eşliydi o dönemde. beta erkek dediğimiz şahıs, çirkinliği dolayısı ile tercih edilmeyen erkekse, beta kadınlar da aynı nedenle tercih edilmiyordu ve bunlar da birbiri ile sevişiyordu muhtemelen. e bu da hala geçerli, her evlenen ve genini aktaran kadın çok mu güzel? herkes bir şekilde dengini bulup, sevişiyor ama. tabii toplumsal tabular yüzünden sevişemeyen kadın da çok fazla ama 'çirkini öpen olmamış, çirkin kendini çok namuslu sanmış.' atasözü de bir gerçekliğe tekabül ediyor sonuçta. hatta yeterince güzelseniz, en dindar erkek bile bekaretinizi umursamaz. bakınız rus kadınları.
bir de bu kadın çok değerli zırvası var. sanki üreme kaygımız var da artık, yumurtalar çok değerli olsun? canlıların nesli tehlikeye girmediği sürece, dişi çok değerli falan olmaz. sevişecek daha az sayıda kadın olması tamamen toplumsal normlarla ilgili ve bu nedenle kadınlar daha değerli görülür. yoksa her dönemde kadın erkek nüfusu birbirine denk ise tek eşlilik genel norm olmuşsa, kadın nasıl daha değerli olabilir?
hah zurnanın zırt dediği yer işte zenginleşmemiz sonucunda mülkiyetin ortaya çıkması. öncesinde çocuklar tüm kabilenin çocuğu kabul edilir ve babası önemsenmezdi. anne kesin olarak belli olduğu için anasoylu idi o toplumlar zaten. bu çocukların yetiştirilmesinde kabilenin kadınlarının yanısıra, büyük anne ve büyük babalar da rol oynardı. hatta kızılderililerde de amcaların hepsinin çocuğun babası, teyzelerin hepsinin de çocuğun annesi kabul edildiği gözlemlenmiş.
mülkiyet ortaya çıkınca, babalar kaynaklarını kendi çocuklarına aktarmak istemiş. yani başkasının çocuğuna malını mülkünü bırakmak istememiş. bildiğimiz anlamıyla miras denen kavram çıkmış. bunun sonunda bazı topluluklarda tek eşliliğe, bazıların da ise erkeklerin çok eşli olmasına izin verilmiş. kadının çok zorunlu haller dışında çok eşli olmasına izin verilmemiş. bu izin de, muhtemelen nesil tehlikeye girdiğinde, yumurtanın döllenmesini garantilemek için verilmiş.
tek eşliliğe evrilmemizde, insan beyninin çok büyük olması dolayısıyla, insan yavrusunun yetişmesinin çok uzun sürmesi nedeniyle fazla enerji gereksiniminin rol oynadığını düşünenler de var. kadın yavrusu büyüyene kadar, bir erkeğin çocuğunun arkasında durmasına ve kaynak sağlamasına ihtiyaç duymuş olabilir. bu da tek eşliliğe evrilmemize neden olmuş olabilir. yalnız evlilik kurumu ve miras aktarımı daha ilerleyen aşamalarda olmuş elbette.
erkeğin bu mirasımı ve mülkiyetimi kendi yavrularıma, canım kuzucuklarıma aktarmalıyım sevdası ise kadının eve kapatılma ve cinselliğinin baskılanması sürecini başlatıyor. çoğu toplum da tek eşliliği teşvik edip, kısmen erkek cinselliğini de baskılıyor. malum yahudilik ve katoliklikde de üreme dışında, haz için yapılan sevişme hoş karşılanmıyor, günah kabul ediliyor. tabii her eve nöbetçi gardiyan atayamayacaklarına göre, bunun denetimini yapamamışlar ama insanların sevişmeyi pis bir eylem olarak kabul etmelerine ve bu eylemden dolayı kedilerini suçlu hissetmelerine neden olmuşlar. bizde de evlilik dışı cinselliğin günah kabul edilmesi, aynı sonuçlara yol açmıştır ve halen de açıyor. sonuç, evlilik sonrasında yaşadığı cinsellikten mutlu olamayan ve tatminsiz milyonlar elbette. örneğin vajinusmus genelde üniversite mezunu kadınlarda görülür, çünkü kırsal alanda kadın 15-16 yaşında yani hormonları deli gibi çalıştığı zamanda evlendirilir ve kadın cinselliğini yaşamaya başlar. oysa eğitim düzeyinin yükseldiği kentte, kadınların ileri yaşa kadar hormonlarını ve bedenlerini baskılaması beklenir. bunun sonunda da kadın cinselliği tabulaştırıp, kirli bir eylem olarak kabul ediyor. tabii bu korku genelde muhafazakar ailelerin kızlarında gelişiyor.
dolayısıyla evlilik beta, gama, omega erkekler yüzünden ortaya çıktı iddiası külliyen safsatadır. sosyal bilimlerin hiçbir dalında erkekler bu şekilde kategorize edilmez. bu safsatayı ortaya atarken, sosyal bilimlerin adını anmak ise aymazlık ve de cahilliktir. nafaka ile ilgili hukuksal açıklamamı ise bir önceki entry'imde yaptım -
31. troy çorum versiyonu
yıllardır "niye geldin la buraya" repliğini her fırsatta kullandığım,
fakat kimseden de " torpaklar için tabii ki emmi, niye geleyim ki başka? torpakları ver, bu olay burada bitsiyn" cevabını alamadığım film.
hâlâ akla geldikçe gülümseten bir sürü repliğe sahiptir.
edit: 22dk'lık uzun versiyonunu izlemeniz önerilir.
bu da 720p olanı.
giriş yapmadan izlemek isteyenler için bu.
720p için @post translational regulation'a teşekkürler. -
32. nafaka ödeyemediği için hapse giren mağdur
örnek alın ve evlenmeyin.
sikerler nafakasını madafakasını. -
33. kadir mısıroğlu
azrail'in bile "elimi pisliğe bulaştırmayayım" diyerek canını almaya tenezzül etmediği canlı.
ölemiyor adam.
eskiler, ölürken ızdırap çeken insanların dünyada işledikleri kötülükler nedeniyle ızdırap çektiğine inanırlar.
ve dünyada verecek hesabı bitmeyen kişilerin de ölemediklerine, zoraki öldüklerine inanırlar.
bu adamın tipine bakın, ne kadar kötü olduğunu görürsünüz.
ölemeyişine bakın, dünyada verecek hesabı bitmemiş ve öteki tarafta vereceği hesaptan korkar gibi, ölemiyor, o pis canı çıkamıyor.
ama çıkmasın, böyle böyle bir 50 yıl yaşasa, attığı iftiraların, pislettiği zihinlerin, kandırdığı cahillerin hesabını zor verir.
budana budana yaşamalı bu adam, kendisinden birşey kalmayana ve aslında kendi dışkısından farkı olmadığını anlayana kadar. -
34. 6 mart 2019 ankara 100. yıl rezaleti
ben bu sığırların uyarıldıktan sonra devam etmelerine takıldım. kadın bozmuş ortamınızı bir kere, hangi motivasyonla devam ettiniz? iyi ki 2 dudak buldun amk.
-
35. çin ürünlerine 5.2tl vergi koyulması
vergi degil zarf acma bedelidir.
sorsan vergi almiyoruz sadece zarf acma bedeli aliniyor denecektir. evet yurt dışından gelen postalarin arasından bir tane çekip içini kontrol etmek şimdiye kadar yapılan bir uygulamaydı ama tüm postalara yapılmaya başlandı artık. vergi dediğin şey malın değerine göre bir oran ama bu zarf açma bedeli 49 sentik toka alsan da sana 5. 20 lira kilitlenmesi şeklinde adaletsiz bir uygulama.
çin devletinin mutlaka el atmasını beklediğim durum. -
36. küfreden kadın
bazen küfürle taşı gediğine oturtuyorsun ama her sözünün sonunda amk, aq demek hiç de marifet değil. kadına da, erkeğe de yakışmıyor.
-
37. annenin payına düşen mirası hacılayan dayı
benim dayım değildir.
çünkü ortada kavga çıkaracak ya da birbirini dolandıracak bir miras hiçbir zaman olmadı.
memur ailesinden gelmenin faydaları.
bu sayede aile öyle huzurlu ki
en büyük tartışma bayram toplanmalarında kim hangi yemeği yapacak.
not: dayım da iyi adamdır ayrıca. -
38. 7 mart 2019 istanbul'da gerçekleşen katliam
edit cansever: başlık taşınmış. önceki başlık "istanbul katliamı" diye açıldığı için bu entryi girdim.
sırf başlık ilgi çeksin diye "istanbul katliamı" denir mi? tamam olay katliam ama istanbul katliamı demek, istanbul'u hedef alan bir katliam demek. srebrenitsa katliamı, halepçe katliamı vb gibi duruyor. gerdiniz sabah sabah. -
39. esenyurt'ta oturmak
beylikdüzü ve esenyurt 10 sene öncesine kadar aynı segmentte giden gelişme aşamasında ilçelerdi. daha sonra esenyurt akp, beylikdüzü ise chp'nin olunca fark ortaya çıktı. biri suriye'den beter torbacıları ve hırsızları ile meşhur bir ilçe olurken diğeri ise yeni bir kadıköy ve beşiktaş ayarında bir ilçe oldu.
akp pişmanlıktır. -
40. momo
çöp içerik yapan, 8 yaşında çocukların takip ettiği youtuber denen şahısların videolarından başka hiçbir yerde görülmeyen sözde karakter.
çocuklar momo'yu biliyor çünkü takip ettikleri onlarca youtuber abileri momo ile alakalı videolar koydu.
yok çocuk videolarının ortasında aniden çıkıyormuş da şunu bunu yap diyormuş.
ama sonuç yine aynı: çocukların eline tablet telefon vermeyin. hem zihinsel gelişimlerini köreltirsiniz hem de zihinlerinin en açık olduğu zamanları çöp içeriklerle harcamış olursunuz. -
41. paris saint-germain
manchester united tarihinin muhtemelen en kötü ilk 11'ine elenen takım. as veya as olmaya yakın oyunculardan 10'u sakattı, mctominay falan oynuyordu. sağ bekte bailly başladı, oyuna sonradan giren 3 oyuncunun 2'si 17-18 yaşındaki altyapı oyuncuları.
tanım: balondur, her yılın bu dönemlerinde bom diye patlar. -
42. türk kadınlarının yürümeyi bilmemesi
öncelikle belirteyim anadolu çomarlarının ve bayburtluların çok olduğu bir semt pendikteyim. burada 30 yaş üstü hiç kimse, ne yürümeyi ne de araba kullanmayı biliyor. bazen düşünüyorum da bu çomar yaya ve sürücüler birbirlerine tencere kapak misali oturmuşlar. amına kodugumun memleketi yolda yürüyen yayalarla, kaldırıma parkeden sürücü çomarlarla dolu.
özellikle kadınlar tam bir kanser vakası. bir elinde çocugu 2-3 kişilik kaldırımı kapatarak yürüyenmi dersin, eline poşet alıp 2 kişilik kaldırımı kapatıp penguen gibi yürüyenimi dersin, karşısından geldiğin halde poşetini veya kendini az toplamayıp karşısındaki kişiyi yok sayan mallarımı dersin hepsi bu lanet yerde. birde bunlara pardon müsade edermisiniz dediğinizde ya sizi dövecek gibi bakarlar yada 2-3 kez tekrar etmeniz lazım. kısacası lanet bir yer. yürürken söve söve yürüyorum. 27 yaşındayım daha bu amk yerinde birgün sövmediğim gün oldugunu hatırlamıyorum...
tanım : türk kadınının cahil çomar ve özellikle yaşlı olanlarında sık görülen bir kanser vakası durumu
biran önce kurtulmak dileğiyle bu mk çomarlarından -
43. 6 mart 2019 otizmli kardeşime biber gazı sıkılması
----------------------------------------------------------------------
güncel edit: an itibariyle annem savcıya başvurmuş olup oldukça iyi karşılanmış. sayın savcımız bu konunun üzerinde ehemmiyetle duracağını belirtmiş ve acil kaydıyla valilikten görüntüleri istemiştir. yine kendisi bu durumdan dolayı üzgün olduğunu da anneme belirtmiştir. gereken neyse yapılacağını ve sorumlular için soruşturma açılacağını da üzerine basa basa söylemiştir. bu nedenle sayın savcımıza ve buradaki yazar ve çaylak arkadaşlarıma göstermiş oldukları ilgiden dolayı teşekkür ederiz. dün gece gerçekten hepimiz için kabustu ve bize destek olan tanıdık tanımadık herkese çok çok teşekkürler.
bu olayla da acı şekilde öğrenmiş olduk ki ne kolluk kuvvetlerinde, ne sağlık personellerinde ne de halkımızda engelli vatandaşlara karşı bir bilinç oluşturulmamış. bütün bu kötüye kullanım, istismar ve bilinçsizlik ekseninde halihazırda zor şartlar altında evlatlarına bakmayı ihmal etmeyen bütün anne, baba, kardeş kim üstlendiyse onların hayatlarında daha kolay bir gelecek inşa edebilmelerini diler, evladının bütün dezavantajlarına rağmen ondan vazgeçmeyen herkesin saygıyla ellerinden öperim.
----------------------------------------------------------------------
teşekkür editi: öncelikle bize destek olan, empati yapan yahut benzer sorunları yaşamış/yaşama ihtimali olan herkesin verdiği desteğe çok teşekkür ederiz. engelli bir birey olmak zordur, engelli birey ailesi olmak daha da zordur. hayata 1-0 geriden başlarsınız ve maalesef ülke şartları da bu arayı kapatmanıza olanak sağlamaz, aksine 2-0, 3-0 olarak artarak devam eder. ne devletin sağlamış olduğu eğitim olanakları, ne de kendi personellerine vermiş olduğu eğitim yeterli değil. bir de bazı insanlardaki empati yoksunluğu eklenince hem bizim için hem de çocuk için atlatması zor travmalara neden olabiliyor.
edit 1: kusura bakmayın gece gece olayın hezeyanıyla bazı ayrıntıları atlamışım. öncelikle biber gazı sıkma olayı süpermarketin önünde yani dışarıda yaşanıyor. çocuğun etrafında kimsenin olmadığı, kimseye zarar veremeyeceği ve sıhhi müdahalenin yapılabileceği bir yerde.
edit 2: "ortalığı birbirine katmak" kısmının ayrıntıları; ürünlere, alışveriş arabalarına ve bazı müşterilere agresif tavırlar sergilemek. bu kısımda müşterileri ve market personelini anlayışla karşılıyoruz çünkü saldırgan tutum sergileyen bir birey var, polis çağırmaları olağan.
edit 3: savcılığa gidildi, henüz oradaki sonucun ne olduğunu bilmiyorum, öğrenince editleyeceğim.
edit 4: "çocuğun otizmli ve şeker hastası olduğunu bilemezler" diye düşünenler için annem polis geldikten sonra bütün müdahale esnasında defaatle "oğlum otizmli, şeker hastalığı da var, yapmayın" diye söylüyor. dolayısıyla ne polisin ne de ambulans çalışanlarının bilmeme ihtimali yok, ki ambulans da çocuğun durumundan ötürü orada zaten.
normalde böyle başlıklar açan biri değilim, az önce annemle konuştum, sesinden bir tuhaf olduğu ortadaydı, ben yurtdışında çalıştığım ve yapacak bir şeyim olmadığından genelde sorunları pek söylemezler. biraz zorladıktan sonra olanları anlattı, şu an sinirden elim ayağım titriyor, eğer mantıksız cümleler kurarsam affola.
olay adana, seyhan, kurtuluş mahallesindeki migros süpermarketinde geçiyor. benim kardeşim 22 yaşında, yüzde 60 engelli. hem otistik hem zeka geriliği mevcut. aynı zamanda 7 ay önce kardeşimin aşırı zayıflamasından şüphelenip şeker testi yaptırdık ve tip 1 diyabet olduğu ortaya çıktı. kardeşimin engelinden sürekli gittikleri migros şubesinin de haberi var elbette.
bugün ise migrosa giderlerken kaldırımın üstüne çıkıp kardeşimin üzerine doğru arabayı süren şoföre kardeşim ani tepki veriyor. şeker ve engel durumu olduğu için bazı şeylere aşırı ve ani tepki verebiliyor. annem kardeşimi sakinleştirir markete giriyorlar. alışveriş yaparken kardeşim bir anda hırçınlaşıyor ve ortalığı birbirine katıyor. bunun üzerine migros çalışanlarından biri polisi arıyor. annem kardeşimin durumunu söylemesiyle birlikte yanında ambulans da istiyorlar.
polis ve ambulans kısa süre içinde olay mahalline intikal ediyor. polis kardeşimi yere yatırıyor, * kafasını ayağıyla yere bastırıyor. çocuk engelli olduğu için ve neler olduğunu bilmediğinden çırpınmaya başlıyor. bu sırada ambulans şöförü polise "biber gazı sık" diyor ve polis de zaten kelepçeli ve kafasıyla ayağına bastırdığı engelli kardeşime yakın mesafeden biber gazı sıkıyor.
kardeşim can havliyle bağırıp ağlamaya başlıyor ve bu sırada anneme "gözüm yanıyor, görmüyorum" diyor.
peki bunlardan sonra ne oluyor? ambulanstan çıkan hiçbir att kardeşime sakinleştirici yahut benzeri bir müdahalede bulunmuyor. polis de çocuğu sakinleşene kadar orada bırakıp sonra kelepçeyi çıkartıp gidiyor.
şu an gerçekten sinirden ağlamaklı durumdayım. birincisi polisler yetkilerini artık ambulans şöförlerinden mi alıyorlar? ikincisi, zaten yere yatırıp kelepçelediğin ve kontrolünü "kafasına ayağınla bastırarak" eline aldığın "engelli" ve "şeker hastası" bir gence 30 cm uzaklıktan biber gazı sıkmak hangi müdahale tarzının bir prosedürü gerçekten merak ediyorum.
uzun oldu biraz kusura bakmayın ama başlık açma sebebim hem bu polisin hem de ambulans çalışanlarının görevlerini yapmaması/kötüye kullanması noktasında neler yapabileceğimizi öğrenmek. malum, türkiyede artık sosyal medyada infial yaramadığı sürece adalet sağlanamıyor, o nedenle yol göstermenizi ve desteklerinizi bekliyorum.
edit: annem yarın savcılığa gidecek ve başvurusunu yapacak elbette, ancak dediğim gibi bir şey çıkmazsa yahut ekstra yapmamız gereken bir şey varsa onu da bilip öyle hareket etmek istiyoruz. -
44. penis büyütme ameliyatında ölmek
(bkz: kalp diyorlar)
-
45. nilüfer (ilçe)
bursa’da ve çevre ilçelerde yaşayan insanların tamamına sorun, hepsi burada yaşamak ister. ama iş bok atmaya gelince ak parti ve kurmaylarını geçecek bir tane yiğit yoktur.
-
46. inciraltı'ndaki garip ev
enver aybay kimdir bilmem fakat, aybaba dedikleri bir adam varmis, kimse ne gercek adini bilirmis ne de gencligini. 70'lerde inciraltina tasinmis, 5 metrelik bir balikci teknesinde yasiyormus ve restoranlara gunluk balik satarak geciniyormus. tasindigi siralarda 45-50 yaslarindaymis, beyaz sacli, yuzu kirisik, cenesinde derin bir kesik olan, renkli gozlu ve hos muhabbet bir agabeymis, civardaki kisilerin yanina gidip akil danistiklari abilerdenmis, bilirsiniz. amcamin soyledigine gore 86 yazinda bu adama bir haller olmus, birden kimseyle konusmaz olmus, aksi bir adama donusmus. baliga cikmayi birakmis ve acliktan olecek vaziyete dusmus, onu eskiden beridir taniyan kisilerin tekneye ugrayip ufak tefek yemekler birakmasiyla dayanmis bir sure. bir sabah bu teker teker butun tanidigi kisilerin yanina gitmis, amcam da dahil, ve "bir tek bir ev almak istedim su hayatta, onu da anneme, birakmadilar ki be" tarzi bir cumle soylemis. aksama dogru teknesine binip baliga diyerek cikmis, tabi ki insanlar anlamis durumu ve fakat engelleyememisler, bir daha da kendisini goren olmamis.
evi gorur gormez aklima amcamin yillar once anlattigi bu hikaye geldi. kimseye zarari olmayan bir abi, kendisinden ne iz var, ne bir adini bilen var, ne biraktigi bir sey var, su oldu gitti diyerek anlasmisti amcam. belki de bu abinin istegini bu abiyi gercekten taniyan insanlar yillar sonra da olsa gerceklestirmistir. rahat uyu sen aybaba. -
47. berkcan güven'in yazarlar ile dalga geçmesi
eksicilerin neden zoruna gittigini anlamadigim dalgadir.
sen 40 yasinda kalkip boyum 1.90, sikim su kadar gelin bana duzuselim diye ezik ezik seyler yazarsan isi zaten dalga goygoy olan adamlar da gider seni rezil eder :)
zaten eksi’de herkes 1.90-atletik-selanik gocmeni kumral ve 10k maasli (yersen). -
48. 31 marttan sonra gerekirse kayyumlar atarız
yaw akp tabanı diyorsunuz da, benim gördüğüm ülkenin hemen hepsi bunu yer, yiyor. başlıkta da bolca dile getirilmiş.
"benim vergini pkk'ye peşkeş çeken belediyelerdense kayyumu uygun görüyorum."
gören de zannedecek verdiği bütün vergiler devletin hukuk sistemi içerisinde uygun yerlere bölüştürülüyor. herif de vergilerinin takibini müthiş bir şekilde yapıyor ya, dert etmiş vergisini.
yaw sen onu bunu geç, o belediyelere devlet hazineden para yollamıyor. esas vergiyi cebe indirip istediği gibi kullanan hükümet olmuyor mu? halka hizmet için hazine pay versin, sonra gitsin belediyeye o paranın hesabını sorsun? sormasın mı? pkk'ye gidiyor deyip kurtulalım mı?
e sen bu kadar salak isen, adam haklı. aysun kayacı'ya aşırı öykünüyordunuz. e siz salaksınız, sizin oyunuzun da bir kıymeti yok. adam seçim yapıyorsa ona da şükredin. -
49. 720pizle.com
ulan uzun zamandır keyifle izlediğimiz siteyi burada gündeme sokarak nereye varmak istiyorsunuz sayın hödükler diye çığlık attığım, sayenizde yakın zamanda duman edilecek sitedir.
hay bir kunduz lan. -
50. çaresizliği anlatan en iyi cümle
tüm cevapları bulduğunu düşünürsün; sorular değişir.
yaşamak bir çaresizlik, bir can sıkıntısıdır.