Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. abdullah öcalan

    --- #52903667 ---

    kendisinin okuduğu kitaplar şu şekildedir.

    ...

    jeremy bernstein: einstein, nar yayınları

    j.r.r. tolken: yüzüklerin efendisi (ııı. cilt), metis yayınları

    joseph silk: evrenin kısa tarihi, tübitak yayınları

    ...

    --- #52903667 ---

    yüzüklerin efendisi'nin sadece 3. cildini okumuş galiba. lan neden adam gibi baştan başlayıp seriyi bütün halinde okumadın amk? onu da mı bölmek istedin?

  • 2. çinli sanıp korelilere saldırmak

    açıkcası bir kürtçüyle mi yoksa mhpliyle mi tartışmak daha zevkli dersen, kesinlikle kürtçülerle tartışmak daha zevkli derim. adam bölücü ama hiç değilse az da olsa okumuş , kendisini geliştirmiş ve sana argüman sunabiliyor. bu sığırlar ise, tenhada kıstırıp döverek düşüncesini empoze edebileceğini sanmakta..arkadaşlar bu ülkeden bir bok olmaz. kapatıp siktir olup gidelim.

  • 3. 4 temmuz 2015 kanzuk'a hodri meydan

    (bkz: 3 temmuz 2015 ekşi sözlük yönetimi rezaleti)

    okumaya üşenenler için özet geçiyorum... andavalın birisi amed vs ankara diye başlık açıyor, bunu kolombre nickli yönetici diyarbakır vs ankara olarak değiştiriyor. sonra kanzuk işlemi yapan yöneticiyi görevden alıyor. bu olayın geçmişte neredeyse bire bir aynısı yaşanırken, ssg ta 2013 yılında ulusalcılık başlığında şöyle bir açıklama yapıyor;

    --- spoiler ---

    kürtler "orası diyarbakır değil amed" deyince ayaklanıyorsun "hayır değil!" diye. ama zaten amed oranın asurlulardan kalma orijinal ismi.
    --- spoiler ---

    entrynin tamamı: #38378318

    şimdi okumaya üşenenler için özet geçtik. gelelim hodri meydan çektiğimiz meseleye...

    zavallı bir kürtçü troll için bir emekçinin verdiği tüm emeğe karşı yetkilerini almak kusura bakmayın, benim sessiz kalacağım bir iş değil. adam amed vs ankara başlığını taşıdı diye görevden alınıyor. üstelik görevden alındıktan sonra başlık kanzuk tarafından tekrar amed vs ankara olarak düzeltiliyor.

    işte benim hodri meydanım da burada başlıyor... madem amed diyarbakır'ın orijinal ismi, madem diyarbakır yerine amed kullanılıyor... o zaman diyarbakır başlığının amed olarak değiştirilmesini istiyorum. hatta izmir başlığının smyrna, istanbul başlığının da konstantinapol olarak değiştirilmesini talep ediyorum. hatta antalya başlığını da bu durumda attalia olarak güncellememiz gerekiyor. madem ssg'nin dediği gibi orijinal isimler, madem kanzuk'un yaptığı gibi şimdiki adlarının yerine kullanılabiliyor, o zaman değiştirelim.

    ergenler için not: burada ciddi bir konuyu, emekçiye karşı yapılan bir ayıbı konuşuyoruz. kanzuk'la alakalı her ciddi meseleye ''dürüm'' diye damlayıp meselenin tüm ciddiyetini sikerten tipler lütfen başlıktan usulca çıkıp gitsinler.

  • 4. genelev adresleri

    1
    -istanbul genelevi : karaköy'de bulunuyor.
    beyoğlundan karaköy'e inerken üçüncü aradan sola döndüğünüzde hemen sağda yer alıyor. ulaşmak için istanbul'un herhangi bir yerinden eminönü otobüsüne binin. eminönü'nden köprüye çıkarak karaköy'e geçin. orda birisine sorun yardımcı olur. birde beyoğlunda balıkpazarının çevresinde vardır.

    2
    -ankara genelevi : bentderesi ulus'ta bulunuyor ankara kalesine yakın. ulus'ta gümrük müsteşarlığının önünden sağa doğru devam edin oradan çinçin'e giden yola sapın aşağı'da bulamazsanız birine sorun. kapatılmış.

    3
    -eskişehir genelevi : borsa durağındaydı şehrin dışına taşıdılar karapınar veya kanlipinar köyunun karşısında
    ankara yolu uzerinde. dolmuş kapıya kadar gidiyor.

    4
    -mersin genelevi: adana – mersin yolunun 60. km bulunan hasan şeker fabrikasının hemen arkasında olup kırmızı minibüsler tam önünden geçmektedir. çevreyolu koop. binin cezaevinde inin 1 km kadar yolu takip ederek yütüyün sağda kalıyor.

    5
    -kastamonu genelevi :kastamonu genelevi çamlık mevkiinde bulunur. taksiyle d100 karayolunu takip etmeniz lazım. neon ışıklı iki katlı bir bina. gördünmü anlarsınız zaten.

    6
    -izmir genelevi : meşhur izmir tepecik genel evi izmirin tepecik (yenişehir) semtinde
    bulunur tren istasyonunun hemen arka sokağıdır . şehir içinde ulaşım kolaydır her türlü o güzergahtan giden araçlar yakın geçer semt olarak pek nezih değildir ayrıca tehlikelidir. dikkat edilmesi gerekir içerisi kalabalıktır ve pek güzel olduğu söylenemez. basmane'de de bir kaç mekan var. orası daha çok rusların olduğu yer.

    7
    -edirne genelevi : merkeze çok yakın taksiye binin gidin çok az yazar. ama yinede tarif edeyim sarayönünde kırkpınar güreşlerinin yapıldığı yere giderken.iki kopru var altından nehir geçen. ilk koprunun yanında nehire paralel bir sokak var cami var başında sokağın. 200 metre sonrada genelevi gorursunuz.

    8
    -keşan genelevi : halen açık mı emin değilim. yıkılmış olabilir.

    9
    -çorlu genelevi : otogardan kalkan tekirdağ arabalarına binin çorludan çıktıktan 2 km sonra, yağ fabrikasının orada ineceğim diyin şöföre zaten genelev fabrikanın arkasında. haftasonu çarşıya çıkan askerlerden dolayı biraz yoğundur; onun için haftaiçi gitmenizde fayda var.

    10
    -nazilli genelevi :aşağı naziiliye doğru giden 6 numaralı şehiriçilerle gidebilirsiniz gıdı gıdı yolundan 300 mt aşaya yürüdüğün
    zaman hemen köşede solda kırmızı renkli bina karşısında büfe var. sanayinin içinden önünden geçen yola sevgi yolu deniyor.
    şimdi eskiden gıdı gıdıydı. sümer fabrikası şimdiki sümer kampüsüne giderken daha nasıl anlatim biraz ilerde sağ çaprazında. sanayi halısaha havuz onun yanında nazilli spor tesisleri var. bunu da bulursunuz artık. vizite 25 karılar idare eder ama büyük değil.

    11
    -yozgat genelevi: burada 6 kadın çalışıyordu ama belediye yıktı burayı. yeni bir yer açılırsa yazarım.

    12
    -manisa genelevi: merkezden 4 numaralı dolmuşlara binip son durakta inersiniz tam karşınızda. yada manisa'ya izmir girişinde eski yan yoldan otobüs son durağının yanından dönün işte orada. manisa girise yakın cezaevinin biraz önünde mezbahanın altı yol kıyısı. açık adres verdim resmen. alternatif tarif: manisa'nın yukarı tarafından şehirdışına turgutuya doğru çıkınca
    sırasıyla askeriye ve benzinlikleri geçince sağda et entegre canlı hayvan mezbahası yazısı var. tabela onun orda şu ana kadar 1 numaradır.

    13
    -aydın genelevi : astim denen bi beldesinde, astime otogar tarafından dolmuşlar kalkıyor, muavine çıtlatın sizi tam önünde indirir. zaten son durak. egenin bildiğim sağlam keranelerindendir. aydın astimde ,astim minibüsüne binin indiğiniz yerde
    kime sorsanız gösterir.

    14
    -çorum genelevi : samsun asfaltına çıkıyorsunuz, 4 km gittikten sonra sağa bi sapan dönüyor ilerde camiyi geçince yeşil iki katlı bina. çorum toptancı halı arkası ankara asfaltına yakın taksiyle gidilir.

    15
    -afyon genelevi: tren istasyonuna giden sokağa dönün, soldaki caddeden devam edin, ilerde en sonra çayırların arasında
    pembe bi ev göreceksiniz orası, zaten kapısında yazar. geneldede sıra olur önünde. afyon istasyon yanı tek bina var zaten.
    tren istasyonuna giderken tcddy yanından sola döndüğünde 500 mt ilerde.

    16
    -konya genelevi : merkezde yok akşehirde var. istasyona gidiyorsunuz. istasyondan konya merkeze giden yola çıkın, sanayi gibi genelde otomotiv tamircilerin olduğu bi sokak var,tam o arada. merkezden tren veya otobüsle gidiliyor. istasyon ya da otogardan taksiciler sizi arkaürür. taksiye binmem diyorsanız, istasyondan konya yoluna doğru yürüyün ara bir yol gelicek oto tamircilerinin arkasında.. genelev tam orda.. konya ereğli'de de olabilir

    17
    -çankırı genelevi : çankırıya girişine gelmeden, yani il tabelasına gelmeden yaklaşık 3 kilometre önce hemen asfalta yakın 3 katlı pembe bina.

    18
    -balikesir genelevi : merkezdeki saat kulesine giden ana cadde var. orada yokuş çıkan bi yol var. sosyal dinlenme tesisleri diye tabela gösterir, o yokuşa 300 metre kadar devam edin, askeri hastaneye yakın. dinkçiler mahallesi diye geçiyordu.ama artık kapandı yok genelevi, yeniden açılmasıysa. balıkesirdeki edremit yolu 12. km de aga eğlence merkezi

    19
    -niğde genelevi : çevre yolundan önemli heykelinin olduğu meydana giderken, yola döndükten 200-300 metre sonra sağda soluk renkli bi bina. camdan bakıp duruyorlar zaten gidip gelene karılar, anlarsınız hemen.

    20
    -denizli genelevi : organize sanayi çıkışında, anayoldan biraz içerde. organize sanayi dolmuşuna binin, son durakta inin, hemen arka sokakta kalıyor. denizli'de semti unuttum ama denizli org. sanayi dolmuşları gidiyor. son durak dolmuşlar otogarın arkasından kalkıyor.

    21
    -antalya genelevi : varsak köprüsüne varmadan yaklaşık 700-800 metre önce, orda bi hırdavatçı mı ne var. orayı bulursanız hemen arka tarafında kalıyor. şöförler zaten çok yardımcı oluyor o tarafta, dolmuşta bayan yoksa. çekinmeyin sorun yani.
    antalyada varsak sütçüler otobüs yada minübüsüne binin. çaktırmadan şöföre "abi varsak köprüsüne varmadan 1 km kadar
    beride nida ticaret diye inşaat malzemeleri satan bi yer varmış ben orada inecem" derseniz, nida ticaret genelevin 50 metre yakını lisedeyken arkadaşlarla gitmiştik. içeri nasıl girdiniz diye sormayın girdik işte. yaklaşık bir 8 sene önceydi sanırım.
    aklımda kalanlar ortamın biraz batakhane olduğu.. ayrıca genelevin bulunduğu bölge biraz sakattı. etrafta yankesiciler, bul karayı al parayı'cılar filan cirit atıyordu

    22
    -uşak genelevi : uşakta'ta genel ev var, bayan sayısı 2 - 3 sanırım fazla sürmez kapanır. çünkü şehir içindeki malum evler geneleve fırsat vermiyor. genede nasıl gidilir derseniz tarifi zor ancak tarif etmeye çalışayım. emniyetin iki sokak aşağısından yukarıya çıkan ve bir süre sonra çok dikleşen yokuş yol, sürekli takip edilirse, belediye tv yansıtıcılarının yanından geçilerek, 5 km. sonra geneleve ulaşılır.

    23
    -kars genelevi : tam emin değilim ama digor ilçesine giderken toplu konut idaresi ve binalarının karşısındaymış.

    24
    -erzurum genelevi : yıldız kent çıkışında, paladöken yolunda, dağ eteğine hemen varmadan. boğaz mevkii diye geçiyor yerin adı.
    palandöken boğaz mevkiisine dolmuş gitmez bir taksiye binip mektep yada boğaz derseniz sizi götürürler.
    kapanmıştır.

    25
    -adana genelevi : adana-barkal. mersin yolunda otogarı geçince hedef ecza deposunun arkasında. barkal-sosyalevler dolmuşuna binerseniz genelevin kapısında inersiniz.

    26
    -van genelevi: özalp yolu üzerinde kapatılmış olabilir de

    27
    -adıyaman genelevi : gitmedim ama otogarın tam karşısında diye duydum.

    28
    -diyarbakır genelevi : mardin şehirler arası yoluna çıkın. diyarbakır-mardin yolu karpuzu geçince ilerle bulursun arazi ortasındaki etrafı çevrili pembe binayı karpuz bi ilçe, kasaba gibi bi yer ,orayı geçince, belediye hizmet binası mı ne diye yazıyor, sapak veriyor, içeri girince 1 km ilerde.

    29
    -gaziantep genelevi: otogarın hemen yanında. otobüsten otogarda yani son durakta inince karşıda, yürüme mesafesinde.

    30
    -samsun genelevi: büyük cami'den saathane meydanına doğru giderken solda kalıyor. arada birine sorun söyler. oteldir. 1. hat yakınlarından geçiyor sanırım.

    31
    -trabzon genelevi: rusların ağırlıkta olduğu genelevlerdir.. maraş caddesinin başından aşağı inen yolu takip edin. çömlekçi diye bir yer. bir sürü otel var herhangi birine girebilirsiniz.

    32
    -sinop genelevi: erfelek ilçesi tatlıca takım şelaleleri yakınlarındadır. turistik bir yer.

    33
    -kayseri genelevi: kocasinandadır. hilton otelinin karşısındaki yolu takip etmeniz lazım. olmadı süksün mahallesine giden dolmuşlar tam öönünden geçiyor.

    34
    -elazığ genelevi: yurtbaşı ile yazıkonak arasında kalıyor. malatya otobüsüne binerseniz camdan takip edin; yazıkonak'a 2 km kala falan 5 katlı beyaz bir bina. zaten etrafta başka bina yok görürsünüz. bir tane de hozat garajındaki fen dersanesinin bulunduğu sokakta vardır.

    35
    -bursa genelevi: küçükbalıkli'da vardı ama sanırım yıktılar.

    36
    -erzincan genelevi: erzincan'da genelev yoktur ama normal evler vardır. bir tane erzincan üniversitesinin yakınlarında vardı. öğretmenevinin karşısında. meydandan bahçelievler - içtaş - dörtyol otobüsüne binerseniz öğretmenevinin önünden geçiyor.

    edit: inci sözlük'ten araklama falan değildir. incideki başlığada ben yazmıştım. zaten listeye bakarsanız güncellediğimi görürsünüz. ekşi'den çok önceleri inci sözlük'te yazardım. onun için oradan kopyaladım. inci'deki yazarlığım silinmişti. yoksa oradakini silerdim.

  • 5. ülkücülerin her çekik gözlüyü çinli sanıp dövmesi

  • 6. yemek gelmeden salataya abanan öküz

    salatanın aslında yemeklerden önce iştah açmak ve mideyi yemeğe hazırlamak amacıyla yendiğini bildiğinden dolayı böyle bir şey yapıyor olabilir. acaba çok biliyormuş gibi ukalaca ona öküz diyen hadsiz insanları sallıyor muymus? sormak lazım...

  • 7. ambulansta lahmacun yiyen sağlık çalışanları

    bir restoran isletmecisi olarak konusmak gerekir ise; ara sira bize de 112 calisani arkadaslar geliyor yemek yemeye. ancak gelenlerin henuz yemeklerini bitirip masadan kalktiklarini gormedim. genelde oturuyorlar yemeklerini siparis veriyorlar tam yemeye baslarken ya da yedikleri sirada bir anons geliyor ve apar topar kalkip vakaya gidiyorlar. henuz bize gelip yemegini tam bitiren 112 calisanina rastlamadim desem yeridir. kimi zaman apar topar paket yapip zar zor yetistiriyoruz da alip gidiyorlar. bir debu acidan bakarak degerlendirmekte fayda var.

  • 8. ntv spor

    fenerbahçe ile galatasaray şampiyonlar ligi'nde eşleşseler, ntv spor "galatasaray'ı tanıyalım" diye haber yapar.

  • 9. fernando torres

    oğlum bu adam beşiktaş'a gelmeyecekse boşuna buraları coşturup durmayalım. üzülüyorum sonra.

    bir keresinde de adebayor'u almaya gidip eneramo'yu almışlardı. ürkmüyor değilim.

  • 10. lukas podolski

    çay var içersen;
    parçalı var giyersen;
    ayı var .....

  • 11. porno yıldızlarının amları

    seve seve yaptigim amme hizmeti

    not: ayrica (bkz: çim biçme makinesiyle araba çemek)

    18+

    http://i.imgur.com/uf3lcz7.jpg
    18+

    --- spoiler ---

    1.little caprice
    2.riley reid
    3.zoe voss (?)
    4.amia moretti
    5.veronica rodriguez
    6.michelle h aka the red fox
    7.nancey
    8.jennifer white
    9.melanie rios
    10.paola
    11.lexi belle
    12.jenna j ross
    13.mia sollis
    14.kayden cross
    15.natalia heart
    16.denisa heaven jennifer
    17.katya ac
    18.samantha b
    19.bella anne
    20.judita a aka lea tyron
    21.georgia jones
    22.carlie banks
    23.kim blossom
    24.anjelica
    25.malena morgan
    --- spoiler ---

    edit: isimler
    edit 2: baslik güldürü amacli acilmistir (evet, amme hizmeti gibi igrenc bir espriyi yapmak icin: [am me, ing.: am beni, yani inglizce am günü yag]), duyar kasmaya gerek yok beyler. tamam anladik sözlügün seviyesi düsmüs, evet.
    edit 3: vajina ayip bir sey midir ki, veritabanini yapmak hakarete magruz kalmayi gerektiriyor. zaten bir müslümanlar bir de feministler buluttan nem kapip her seye aliniyorlar. ha sorun basligin vajina olarak degil am olarak acilmasi ise eger: sözlükte argo ve/veya küfür yasak mi gencler?
    edit 4: porno yildizlarinin penisleri (sikleri) diye baslik acsaydim erkeklerden "erkek bedenini metalastirma!!!" mesaji gelmezdi eminim. bir kac hödük "ibnelik" üzerine bir espri yapar diger taraf da homofobi kartini oynardi en fazla. bence erkek ve kadin arasinda fark yok, sizi bilemem. erkege karsi nasilsam kadina karsi da öyleyim.
    edit 5: sözlükcü bir ablanin memesinin capsini yollamasina tepki gösterenleri kinayanlar gelmis bu basliga laf ediyorlar. anlamadim gitti

  • 12. 31 haziran 4 temmuz 2015 ukraynalı hatun rezaleti

    bir ukraynalı hatun sikmek uğruna binlerce lira masraf edip sikemedigi gibi başka erkeklere kaptıran gavat bir türk erkeğinin hikayesi. ıbretlik...

  • 13. evlenince kirada oturmak istemeyen kız

    bahaneleri hep benzerdir:

    -ev sahipleri çok kötü huzur vermiyorlar :(

    aile evinde kiracılık görmedim. öğrencilik+evlilik süresince 10 yıldır kiracıyım. daha bir kere bile kapıya dayanan, şunu şöyle yapma deme hakkı olduğunu sanan ev sahibi ile karşılaşmadım. hepsi de sınırlarını bilen aklı başında insanlardı. bir yeri kırıp dökersen gider yaptırırsın. kirlenirse boyatırsın. dar geliyorsa genişine geçersin. beğenmiyorsan değiştirirsin. aynı kendi evin olduğunda olduğu gibi. e bi zahmet duvar kırmana da karışsın ev sahibi, her istediğimi yapmalıyım şımarıklığına lüzum yok.

    hayır sanki kiracılar 7/24 evlerinde huzursuz yaşıyorlarmış gibi davranıp saçmsapan önyargılar geliştiriyorsunuz.
    bir evin o ayki parasını ödediysem o ev benimdir. asla 'elalemin evinde sürünüyoruz :(' gözüyle bakmadım. ev sahibi olmayı da hayattaki amaçlar içinde ilk ona bile sokmam. olursa olur olmazsa aç değilim açıkta değilim, kaç sene yaşayacağım bile belli değil. benden sonrakilere mal mülk bırakma endişem de yok. daha ne?

    ayrıca ileride büyük paralar kazanmaya başlarsam da gider yatırım yaparım, eğitime, gezip görmeye, sağlığa, yaşam kalitesini artırmaya harcarım. eve yazlığa lüks arabalara gömmem parayı. her şey her şeyiyle benim bana ait olmak zorunda değil. hayattan keyif almaya bakmak lazım.

  • 14. ebru yaşar kıl yumağıyla evlenmesi

    (bkz: sen çok salak olması)

    (bkz: başlığın başa kalması)

  • 15. metallica'nın batması

  • 16. ilk kez amed'e gideceklere tavsiyeler

    amed deyince hemen zıplamayın. kürtçüler de bilmez ya da işlerine gelmez, amed ismi bizans döneminden kalma bir isimdir. kürtçe falan da değildir. aynı şekilde diyarı bekir de şehir arap hakimiyetine geçtiği dönemden kalma ismidir. türkçe falan değildir.

    ek bilgi: kürtçe diye yutturulan eski köy isimlerinin çoğu da zaten ermenice'dir.

  • 17. 2015-2016 sezonu fenerbahçenin transfer politikası

    34 yasındakı drogba'yı aldıgında sevıncten halay cekenlerın henuz 31 yasında olan van persie için ''100 yasında'' diye bok attıgı polıtıka.

    olum samimi olun samimi.

    ''abi bizi sikicek :( ondan böyleyız, ne diyelim baska'' diyin tamam diyim, lan adamın yasında ne var amk!

  • 18. semih kaya

    bizim altın çocuk son yıllarda dünyanın en iyi takımlarına, en iyi forvetlerine karşı oynadı ve taraflı tarafsız herkesin takdirini kazandı. alman ikinci ligine para aklamak için yolladığınız topçularla karıştırmayın. tineri de sabah sabah çekmeyin.

  • 19. 4 temmuz 2015 köfteci ramiz rezaleti

    sahura kadar dayanıp tur bindirseydiniz.

  • 20. ilk kez her şey dahil otele gideceklere tavsiye

    şezlong kapılan tarzda otellerde takılmayın...

  • 21. konstantinopolis'e istanbul diyen türk

    byzántion'a konstantinopolis diyenelere dert olmuştur.

    not: dorylaeumsporluyum.

  • 22. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    bilenler bilir, bir aralar timucin cinar vardı sözlükte. #48270247 nolu entry ile çaylakken debeye girip yazar olmuştu. ardından da az sayıdaki entrlerine onca debe ve 2000 üstü favorili entryler sığdırdı. bilgi paylaşmayı seven bir yazardı ancak bir süre önce tüm bunlara rağmen hiç uyarısız sözlükten uçuruldu.

    kendisinin bu başlık altında izlendiğinde ufku iki katına çıkaran görseller serisi vardı. seri devam etsin, başlığa da bir faydamız dokunsun diye bugün bu entryi paylaşmamı rica etti. buraya kopyalıyorum.

    kar leoparının ete karşı yaptığı hamle

    civcivlere bakıcılık yapan kedi

    pişirmede doktara yapan abimiz

    bir yürüyen merdiven tersine yürürse olacaklar

    çin orudusundan geçit töreni

    hidrofobik taş

    drone ile köpek gezdirmek

    karıncaların takım çalışması

    nikon coolpix p900'ün zoom yeteneği

    baykuşların hedef tutturuculuğu

    musluktan akar gibi yağan dolu

    fırtına anında yangının nasıl yayılabileceği

    karpuz kesiminde doktorasını yapan abimiz

    hint dansı

    pizza hamuru açan abimiz

    okyanusun serin sularıyla buluşan lavlar

    ağaç kesmenin inceliklerini hesap eden abimiz

    sinekkuşunun rengarenk kafası

    lav ırmağı

    tavus kuşunun kuyruğunu açış töreni

    sahibini taklit eden köpek

    buna göz atmanızı tavsiye ederim. 3d modeller çıkarabileceğiniz program.

    bir petrol platformunun taşınışı

    afrikadan bir kabile dansçısı

    robotik ahşap bisiklet yapan amcamız

    dondurma çubuklarıyla yapılmış domino gösterisi

    nehrin taşması sonucu ağaçların yok oluşu

    buz hokeyi sahasına dönüşen basketbol sahası

    ışığın kırılması

    ay ve dünya

    içi su dolu halde patlayan balonun fiziği

    su35 uçakla imkansız gibi görünen manevralar

    stadyumda zemin gösterisi

    bisiklet futbolu ciddi ciddi takımları var bunun. (bkz: bisiklet futbolu)

    hem sıvı hem manyetik - ferrofluid

    ağır çekimde ağaçkakan

    farklı bir türk kahvesi yapımı

    süngerlerin denizi filtrelemesi

    bir nehrin 28 yıllık değişimi - menderes diyorlar sanırım buna

    yılanların tel örgüleri kullanarak ilerleme şekli

    uçakla koşarak uçan adam

    amozon'un kullandığı robotlar

    eriyen buzulların dereler oluşturup okyanusa akması

    donmuş gölde küçük bir roket çalışması

    döndükçe değişik figürler çıkaran cam heykel

    pizza malzemesi yayıcısı

    insan kolundaki damar haritası

    duvara grafiti yapan abimiz

    dünyanın en büyük ikinci akvaryumu kuroshio denizi

    perspektifi güzelce açıklayan bir çalışma

    hiç el kadırılmadan yapılan resim

    dev havai fişek

    taklacı güvercin

    bisikletle dağları aşındıran abimiz

    deniz altında koşabilen dalgıç

    aşırı keskin bıçak

    rpg7'nin atılış anıbdaki etkisi

    yumurtası, eti, dili kısacası herşeyi siyah olan kadaknath tavuğu

    güneş sistemimizin büyüklük kıyası

    yağ ve suyun agar.io mücadelesi

    kaktüsün çiçek açması

    kendini kamyona yükleyen iş makinası

    değişik bir uçak gösterisi

    kayak yaparken boşluğa düşmek

    buzullar eridikten sonra dünya nasıl görünecek?

    sözlükte tehlikesiz olduğu söylenen pitbull

    bir buz hokeyi oyuncusunun idmanı

    bu da sörfçü idmanı

    samsung'tan yolun önünü gösteren tır

    yerçekimsiz ortamda su

    bir yayı bıraktığınızda

    rezonans frekansı bir hayli yüksek olan tacoma köprüsü, yandan

    non-newtonian havuzda koşmak

    dışarıda atan kalp

    plastik ördek yapımı

    dikiş makinasının çalışma prensibi

    5 sn'de rubik küp çözen makina

    bisiklet zinciri yapımı

    yonca demetini poşetleyen makina

    yabancıların işsizi

    lego araba

    uçağın tekerlerini içine alması

    suya dalıp balığı avlayan martı

    ahtapotun kaplumbağa avı

    şırıngadan içen yılan

    sivrisineğin kan emişi

  • 23. türkiye pilot ülke biseksüel yapılıyoruz

    dilipak'ı biseksüel yapmaya kimsenin midesi yemez arkadaşlar. plan şimdiden çöktü.
    islamcılar yine tüm planları bozdu amk.

  • 24. 1 temmuz 2015 alkol ve sigara zammı

    alpaslan doneminde gerceklesmistir

  • 25. beşiktaş

    sol kanadına dzsudzsak, konoplyanka gibi [winger] bir oyuncudan ziyade, tomas müller, marco reus gibi second striker görevi üstlenecek [winger/forward] bir oyuncu transfer etmesi gereken takımım. ismi konuşulan adaylardan loic remy bu pozisyon için uygun bir isim gibi duruyor. şayet fikret orman birkaç gün içinde remy hakkında, kronik sakat, yaşlı, tipsiz gibi yorumlar yaparsa bu transfer olmuş bilin.

    stopere ise atınç ve sivok'un ayrılmasıyla en az 1 oyuncu transfer edilmesi gerekiyor. muhtemelen uluslararası piyasası ve bilinilirliği olan, kaliteli, 28-31 yaş bandında bir stoper olacak bu isim. ben 1 tane de devre arasında scout ekibinin yardımıyla 24-27 yaş bandında uluslararası kalitede değil ama kendi liginde bilinilirliği olan, son yıllarda düzenli ilk 11 oynamış, beşiktaşta sırıtmayacak bir stoper daha transfer edileceğini düşünüyorum.

    şenol hoca cenk tosun ve mustafa pektemek'i yeterli bulmayıp santrafor transfer ederse, bir tane de winger almak zorunda. şayet beşiktaş [winger/forward] bir oyuncu transfer ederse hücum bölgesine başka bir oyuncu almasına gerek yok. cenk tosun bence bu ligin en iyi forveti. belki zamanındaki bobo transferi gibi scout ekibinin güney amerikadan getireceği genç bir santrafor ile takviye yapılabilir. örnek olarak (bkz: lucas albertengo). bu adam için klüp başkanına hediye biblo götürsen satın alırsın bonservisini.

    fikret orman ve yönetimi geçen sene çok başarılı transferler yaptılar; demba ba, jose sosa, tolgay aslan, alexander milosevic gibi. alt yapıdan takıma kazandırdıkları atınç nukan'ı da henüz 5 milyon euro'ya almanya'ya okuttular. artık bu işi çözdüler. bu sene takımın başında şenol güneş gibi türkiye'nin en ciddi ve en iyi teknik direktörlerinden biri de varken hata yapacaklarını düşünmüyorum.

    duşko tosic ligi bilen, istikrarlı bir sol bek. andreas beck ise zaten adını söyleyince rahatlatıyor. yönetim gayet doğru transferler yaptı şimdiye kadar. lakin şu ana kadar tek hatalarının atiba hutchinson ile sözleşme yenilemek olduğunu düşünüyorum. ne veli kavlak ne atiba hutchinson beşiktaş için yeterli orta sahalar değiller. en azından atiba gönderilip, federico giunti tarzında bir orta saha alınmalıydı. kendisine buradan tekrar üşüyoruz reis demek istiyorum.

    elimizde hali hazırda geçen sene ligde şampiyonluğu son 5 hafta kaybetmiş, avrupada liverpool, tottenham, arsenal gibi takımlarla denk top oynamış bir iskelet kadro var. başında da geçen senenin en çok gol atan, ligin beşiktaşla beraber göze en hoş gelen futbolunu oynayan takımının antrenörü. yönetim transferde geçen seneki istikrarını ve başarısını sürdürürse, rakiplerin hangi yıldızı transfer ettiğine falan bakmaya hiç gerek yok. rahat olun beşiktaşlılar.

    bu yazıyı buraya kadar okuyan, spor sitelerinde beşiktaş haberi kovalayan, elindeki müsvette kağıda sabahtan beri kadro yazan beşiktaşlı, oradasın biliyorum, ve seni sadece beşiktaşlı olduğun için çok seviyorum.

  • 26. arabada sevişen çifte tecavüz etmek

    suat gönülay'ın sanırım leman'da çizdiği bir hikayesi vardı. evli çift yeni bir mahalleye taşınıyorlar. bir gün kapıdan içeri bir grup adam dalıyor. kadına kocasının önünde günlerce tecavüz ediyorlar. dergide haftalarca sayfa sayfa sürmüştü bu hikaye. bir de suat gönülay'ın nispeten karikatürden uzak çizgileriyle iyice inandırıcı duruyordu. karı kocanın nasıl çaresizlik içinde olduklarıı zaman içinde geçirdikleri psikolojik dönüşümü tüm ayrıntısıyla veriyordu.

    hikayeyi okuduğumda ortaokuldaydım sanırım. o zamanlar kurgu ve hatta abartı olduğuna inanarak teselli bulmuştum. 20 yıl sonra bakıyorum ki ne kurgu ne de abartıymış. tepesinden bastırdıkça yanlarından pörtlemiş bir topluma dair bir kamu spotuymuş.

    edit : hikayenin adı "baltalar evimizde" imiş hep versace versace biraz da alsace'ye ve kusmuk'a teşekkürler.

  • 27. trafikte makas atanların ehliyetine el konulması

    eğer videoya çekip göndererek bunu sağlayabilirsek, derhal arabama ön kamera taktırıp hiç üşenmeden o orospu evlatlarını şikayet ederim.

    yalnız yine de caydırıcı değil bence, götlerine ayrıca manifolt sokarak belki birazcık hakettikleri cezayı alabilirler.

  • 28. 4 temmuz 2015 ışid'in israil'e roket atması

    internet cafe jargonunda "friendly fire yapma oç" olarak adlandırılan saldırı.

  • 29. evinden tank çıkan alman

  • 30. aziz yıldırım'ın robben'i fenerbahçe'ye istemesi

    an itibari ile arjen robben'in fenerbahçe'ye transferi için eski fenerbahçeli dirk köyt ile ile görüştüğünü açıklaması ile ortaya çıkmış transfer. açıklamaya göre dirk köyt "fenerbahçe çok iyi kulüp, orda çok rahat edersin, el üstünde tutarlar, en kral topçu sen olursun, yediğin önünde, yemediğin arkandan olur, türkler çok çılgın" demiş. bunun üzerine robben de "ben çok hızlı bir forvetim" demiş. sonra köyt'de çok kızmış "ne alaka amk" demiş telefonu kapatmış. robben de çok bozulmuş köyt'ün telefonu suratına kapatmasına. transfer şu an için beklemede.

  • 31. yurtdışından türkiye'ye gelince fark edilenler

    pisliği yıkanmamayı temiz kıyafet giymemeyi memleketini seven insanların zor hayat şartları diye savunan dalyarakları ortaya cıkarmıştır. aylık 100dolarla geçinmeye çalışan perişan halde yaşayan ama hep kibar güleryüzlü ve temiz kokan filipin halkı senin mantığına göre error vermene yol açabilir.

  • 32. okunduğunda ufku 2 katına çıkaran ince kitaplar

    sanırım, öncelikle "ince kitap" kavramından ne anladığımızı sorgulamak gerekir. aranızda yaklaşık 600 sayfalık kitapları (diriliş, düşünce tarihi vb) yazan kavram ve matematik yoksunları var *. neyse, asıl konumuza gelelim. bu başlıktaki diğer iki entrymde olduğu gibi, yine 10 kitabı birkaç cümle ile naçizane olarak tanıtmaya çalışacağım. önemli notlar:

    not 1: yalnızca türkçe yazılmış kitaplar listelenmiştir.
    not 2: aylak adam, anayurt oteli, kürk mantolu madonna ve puslu kıtalar atlası gibi onlarca kez yazılmış kitapları ekleme gereği duymadım. anladığım kadarıyla bu kitapları herkes okumuş.
    not 3: üstte de ima ettiğim gibi, bu başlıkta daha önce hiç yazılmamış kitapları listeledim. * *
    not 4: sadece roman değil, şiir dahil birçok farklı türden kitaplar almaya çalıştım. * *
    not 5: üst limit 250 sayfadır ve kitaplar rastgele sıralanmıştır.
    ...................................................................................................................................................

    1 - gece: baştan belirteyim, bu romanın türk edebiyatında bir benzeri yok. ya da daha doğrusu, ben henüz böylesi bir kitap okumadım. biraz postmodern, biraz yeni roman ve biraz da modernist çizgide; ama kesinlikle klasik değil. biraz gerçek, biraz gerçeküstü ve biraz da düş; ama kesinlikle fantastik değil. aslında "roman" olarak bile tanımlanması güç olan bu metnin öyle çok özelliği var ki: çoklu perspektifin kullanım biçimi, romanın her bölümünde değişen dil, giderek belirsizleşen zaman ve mekan, tanımlanamayan muğlak karakterler, kitabın akışına başkaldıran etkileyici dipnotlar ve yapıtın geneline hakim nedensiz gerginlikteki kafkaesk atmosfer... dahası, kitap bittiğinde aklınızda olay anlamında pek bir şey kalmamasına rağmen hissettirdiği müthiş haz... hemen her cümlesi kenara not edilesi şiirsel aforizmalarla dolu bir roman. bu arada, önemli cümleleri not edeyim derken bütün kitabı sil baştan yazmanız ihtimal dahilinde. * *. elbette bir bilge karasu romanı.

    2 - sevgili arsız ölüm: latin amerika diyarlarının edebiyattaki esintilerini taşıyan latife tekin imzalı bir başyapıt. yüzyıllık yalnızlık ve pedro paramo gibi büyülü gerçekçi romanların dilimizdeki en yetkin örneği. kitabın fantastik olaylarla örülü kurgusu, daha önce hiçbir romanda rastlanılmamış bir dille zenginleştirilmiş. halk edebiyatı motiflerinin ve dilinin, bir romana bu derece başarılı bir biçimde sindirilmesine modern türk edebiyatında, yaşar kemal istisna, pek de alışkın değiliz. diğer yandan, kadını ön plana çıkarması bakımından feminist okumalara da açık bir yapıt. dini ve siyasi göndermeleri, çok yönlu okumalara açık olması, fantastik kurgusu ve benzersiz diliyle, bence türk romanının gelmiş geçmiş en iyi eserlerinden biri.

    3 - hakkari'de bir mevsim: sanırım doğuyu anlatan en iyi türkçe romanlardan biri. tanımlanması oldukça zor bir metin. genellikle postmodern olarak addedilir. nitekim kolaj, pastiş, metinlerarasılık, üstkurmaca gibi postmodernizmin olmazsa olmaz unsurlarını taşır. ama bence romanın öne çıkan yanı dilidir. şiirsel ve yer yer epik bir dil kullanılmıştır. ama bu şiirsel dil, yapıtı melodrama düşürme tehlikesi taşımıyor. çünkü pek de rastlanılmayacak bir şekilde realist unsurlarla desteklenen şiirsel bir dil kullanımı var. hatta biraz belgeselvari. zaten bu nedenle, bu roman ile ilgili görüşlerimi kendi başlığında yazarken "şiirsel gerçekçi" diye bir tanımlamada bulunmuştum. sinemanın aksine, edebiyatta bu tanımlamaya uyan pek roman yok * *. hem aforizmaları, hem doğu ile ilgili mükemmel tespitleri ve hem de kurgusuyla ufku iki katına çıkarabilir. bir ferit edgü romanı.

    4 - beyaz kale : istanbul'u ve osmanlı'yı en iyi anlatan romancılardan biri olan orhan pamuk'un postmodernizme tam anlamıyla geçiş yaptığı eseri. kusursuz kurgusu, ince göndermeleri, titiz araştırmaların ürünü olan detayları ve elbette çok katmanlı yapısıyla bir postmodern klasiği. edebiyatta "öteki" kavramı üzerine oturtulmuş en iyi yapıtlardan biri olan * beyaz kale'de orhan pamuk, bu yöntem vesilesiyle doğu-batı sorunsalını irdeliyor. diyalogları ve olay örgüsüyle çoğu orhan pamuk romanının olmazsa olmazı olan "arayış", bu romanın da temel problemidir. sadece muğlak finaliyle bile ufku katlama potansiyeli mevcut.

    5 - bin hüzünlü haz: postmodernizmin türk edebiyatındaki en başarılı örneklerinden biri. bir hasan ali toptaş romanı. kitabı çok farklı biçimde tanımlayabiliriz: binbir gece masalları'nın gölgesinde tekinsiz, karanlık ve belirsizliklerle dolu kafkaesk bir metin *; üstkurmaca ve metinlerarasılık gibi postmodern öğelerin ustalıkla kullanıldığı bir arayış romanı; yazar ve metnin iç içe geçtiği, öykünün akışında kırılmaların olduğu, kronolojik bir zaman algısının olmadığı, hatta somut bir kahramanın bile olmadığı deneysel bir başyapıt; ve hiç şüphesiz, hazmetmesi oldukça zor girift kurgusuyla türk edebiyatının çağdaş klasiklerinden biri.

    6 - göçmüş kediler bahçesi : daha önce farklı entrylerimde de belirttiğim gibi, türk edebiyatının değeri tam anlamıyla bilinmemiş yazarlarından biridir bilge karasu. okurlar nezdinde pek tanınmamasının nedeni malum; karasu'nun okuru eğlendirmek gibi bir derdi ve çok satmak gibi bir amacı yok. yapıtları, genellikle yazarlar ve eleştirmenler içindir; roman ve öykü türlerinin çeşitli evrelerini iyi bilenler içindir; türk dilinin yılmaz savunucuları içindir. işte bu muhteşem öykü kitabı da tüm bu saydıklarımızın kanıtı mahiyetindedir. bu kitap, (özellikle, "usta beni öldürsene" ve "dehlizde giden adam" öyküleri) hem dil oyunları, hem tematik benzerlikleri, hem zamansal açıdan birbirini tamamlayıcılıkları ve hem de klasik öyküye ters yapılarıyla, bence türk ve dünya öykücülüğünün zirve eserlerinden biridir.

    7 - efendilik, şarkiyatçılık, kölelik: türk mitinin 19. yüzyıl entelektüelleri gözünde yansımasını ve gelişimini ele alan bir çalışma. daha doğrusu oryantalizmin devinimini ele alan bir kitap. üstelik edward said'in tüm dünyada büyük yankılar uyandıran "oryantalizm" adlı kitabından bile önce yapılmış bir araştırma. başta victor hugo, gerard de nerval, johann wolfgang von goethe, gustave flaubert ve lord byron gibi döneminin önde gelen edebiyatçıları olmak üzere, doğu ile ilgilenmiş birçok yazarın ve seyyahın türklere ve türkiye'ye dair fikir ve gözlemlerini sunuyor. batılıların türklere bakış açısının gelişimini görmek açısından önemli bir çalışma. bir nevi batılıların oryantalizmle imtihanı mahiyetinde. ülkemizin önde gelen edebiyat eleştirmenlerinden jale parla'nın doktora tez çalışması.

    8 - batı sinemasında türkiye ve türkler - üstteki kitabın sinema versiyonu sayılabilir. dünya sinemasında türk imgesi nasıldır? filmlerde türk tipi nasıl çizilmiştir? batılı yönetmenlerin türkiye'ye bakış açısı nasıldır? bunun gibi birçok soruyu, sinemanın doğuşundan günümüze değin çeşitli örnekler eşliğinde, türk sinemasının belki de en önemli tarihçisi olan giovanni scognamillo'nun benzersiz yorumlarıyla okumak isteyenlere tavsiye edilir. bildiğim kadarıyla bu alandaki tek kitap. ufku katlamayı bırak, uçurur resmen. *

    9 - din ve ideoloji: sosyoloji dendiğinde türkiye'de aklımıza gelen ilk isimlerden olan şerif mardin'in önemli bir yapıtı. din ve ideoloji ekseninde türkiye'nin kısa bir sosyolojik çözümlemesi. hatta mardin, tarihsel ve toplumsal geçmişimizi dinsel bir metodla nasıl ele alabiliriz sorusuna cevaplar aradığı metin. bunun tam tersi de pek ala söylenebilir. yani türkiye'de din olgusuna ideolojik bir yaklaşımın kökeni...bir sosyoloji incelemesini okumayı sıkıcı bulacakları, şerif mardin'in, murat belge ve gündüz vassaf ile birlikte gerçekleştirdiği efsane ntv programını (gerçek orada bir yerde) izlemelerini öneriyorum.

    10 - ırgat'ın türküsü (bütün şiirleri) : hemen hepimizin okuduğu nazım hikmet, attila ilhan ve can yücel gibi şairlere nazaran pek az bilinen ve bence değerinin altına ilgi gören bir şairdir cahit ırgat. kendisi aynı zamanda bir romancı, tiyatrocu, sinema oyuncusu ve yönetmendir. çok yönlü bir kişilik olan cahit ırgat, soyadından da anlaşılacağı gibi * sol çizginin şairidir. zira, döneminin edebiyat çevrelerinde egemen olan orhan veli önderliğindeki bireyi öne çıkaran garip akımı'na sırt çevirerek toplumsal gerçekçiliğe yönelmiştir. işçinin, emeğin ve hatta ekmeğin sesi olmuştur. sonraki akım olan ikinci yeni'ye de pek bulaşmamış ve özgünlüğünü korumuştur. şiirleri orhan veli misali ironik değil liriktir. isyanın, savaş karşıtlığının, özgürlüğün naif ama lirik çığlıklarıdır. bu nedenle benim için okuması daha keyifli bir şairdir. ayrıca bir dönem, ünlü çevirmen ve edebiyat tarihçisi rahmetli mina urgan ile evli kalmıştır. bizimkiler dizisinden tanıdığımız oyuncu zeynep ırgat bu evliliğin meyvesidir. popüler bir şiiri tuncel kurtiz'in eşsiz yorumuyla

    part 1 - #42220195
    part 2 - #47868942

  • 33. kürdistan

    başka bir başlıkta yazdığım entry'den ilgili bölümü aktarıyorum buraya: (bkz: #52886804)

    türkiye'nin doğu ve güneydoğusu kastedilerek söylenen "kürdistan" ifadesi için;

    bu ülkenin isminin türkiye olmasından rahatsız olan kürt arkadaşlar bunun bir faşizm olduğunu söylerken, ülkenin doğu ve güneydoğusundan kürdistan diye bahsetmenin de aynı faşizm olduğunu görmezden geliyor. kürdistan’ın savunusu yapan arkadaşın söylediği şu: “ağırlıklı olarak kürtlerin yaşadığı bölge.” bu tanım eğer bir coğrafyaya ırk ismi vermek için yeterliyse, ülkenin adının türkiye olmasında bir sakınca yok. nitekim misak-ı milli sınırları bütün olarak düşünüldüğünde ağırlıklı olarak türklerin veya kendilerini türk olarak tanımlayan (evet, asimilasyon falan filan) toplulukların yaşadığı bir ülkeye türkiye denebilir. bu ifade eğer diğer halkları rencide ediyorsa, doğu ve güneydoğuyu kapsayan kürdistan tanımı da yine o bölgelerde yaşayan ermenileri, zazaları, süryanileri, arapları, ezidileri vs aynı biçimde rencide edeceğinden, kürdistan tanımı da en az türkiye kadar faşizan bir söylemdir.

    görüldüğü gibi buradaki sorun faşizme karşı duruş falan değil, faşizmin kimden geldiğiyle ilgili bir tutum. türk’ün kürt’e uyguladığı faşizme sessiz kalarak da destek veren bir yönetici, bu faşizme isyan ederken diğer azınlıklara aynı faşizmi reva gören kürtler…

    bu ülke, gücü eline geçirenin kendinden zayıf olana yaşama hakkı tanımadığı insanların, toplulukların, halkların ülkesi. doğal olarak yöneticileri de böyle olacak, kullanıcıları da.

  • 34. en az 10 defa izlenilen tek film

    10 olmasa da 5 defa izlemişimdir: constantine

    konuyu hala anlamadım. sanırım sigaranın zararlarından bahsediyor.

  • 35. robin van persie

    eğer fb'ye transferi gerçekleşirse, benim bildiğim dursun özbek başkan bu transferin altında kalmaz, galatasarayıma akhisar'dan 2 bomba transfer yapar. bir de almanya 8. liginde hamza hocanın çok istediği bir forvet varmış. scout ekibimiz 1 senedir izliyormuş. o da olabilir bak.

  • 36. öğretmenlerin yan gelip yatma döneminin başlaması

    sözlüğü en çok yaz tatilinde seviyorum, beş gündür bir baltaya sap olamamış bu yüzden de öğretmenlerin maaşını ve tatilini kıskanan insanların açtığı öğretmen nefreti temalı başlıkları saros körfezi'nin beyaz kumlu turkuaz renkli sularına karşı soğuk soğuk limonatamı yudumlayarak okuyorum, okudukça da şezlonga biraz daha yayılıp keyifleniyorum zira evdeki iki çocuğuna tahammül edemeyen yine bu insanların çocuklarına dokuz aydır ben sabrımın taştığı zamanlarda bile tahammül ediyorum, anasının babasının teog nedir haberi yok ben anasından babasından daha fazla dert ediyorum, ilgisiz ana şeker hastası iki çocuğunu kahvaltı bile hazırlamadan okula yolluyor ben sabah üzülüp de karınlarını doyurup şekerlerini ölçüyorum. köy okulundayım devlet okullarının hali içler acısı kışın gömleğin altına kazak giyip yine de ısınamayıp kaşe montla dersi ben anlatıyorum, kar yağarken kardan adama dönene kadar bahçe nöbeti tutan sesi faranjitten mütemadiyen kısık olan da benim. bu sebeple benim birazdan üzerimden rüzgara tatlı tatlı güneş yağı, parfüm kokuları saçarak bronz tenimle gidip bugün maaş haricinde yatan ek dersimi çekecek olmam bazı amına kodumu çocuklarının zoruna gitmesin. ha bu arada bayram sonrası istikamet ege...

  • 37. hayat felsefesi yapılabilecek en güzel söz

    (bkz: turabi bunları beğendi)

  • 38. alkol ve sigara kullanan sözde bilim adamları

    bahçeli ve mhp sayesinde yine coşan ve eski haline dönen kişinin beyanı.
    stepnesi kaosu verdikçe adam da beslenip coşuyor adeta.

  • 39. tanıştığı her kadını hamile bırakan erkek

    adam ingiltere'nin bütün çirkin kadınlarını çocuk sahibi yapmış. ödül vereceklerine pes diye haber yapıyorlar yazık.

  • 40. venüs

    venüs, iç güneş sistemindeki diğer kayalık gezegenlere göre dünya'ya en çok benzeyen ama diğer taraftan epey farklı özellikleri olan yalancı ikizimiz. neredeyse dünya boyutlarında ve ağırlığında, güneş'e azıcık daha yakın olmasına rağmen yaşanabilir alanda, yüzey alanı, hacmi, kütlesi ve haliyle kütleçekimi neredeyse dünya'nınki kadar olan venüs'te yaşam olabileceği uzun süre savlandı.

    ancak gezegenin atmosfer koşulları ve korkunç boyutlara erişmiş sera ortamıyla 450 derece santigrad civarındaki ortalama sıcaklığı keşfedildikten sonra, cehennemvari özellikleri sebebiyle bu teoriler bir anda söndü.

    venüs, güneş sisteminde, kendi ekseni etrafında en yavaş dönen gezegen ve ekseni etrafındaki dönüşünü diğer gezegenlerin aksine saat yönünde tamamlıyor. kendi ekseni etrafında dönüşü yaklaşık 243 dünya günü sürüyor. güneş etrafındaki turu ise bundan 20 gün kadar daha az. yani gezegen kendi etrafından aheste dönerken tam anlamıyla yıllar geçiyor; venüs'te bir gün, bir yıldan uzun sürüyor.

    güneş sistemindeki pluto, venüs ve uranüs hariç tüm gezegenler, kutuplarından bakıldığını varsayarsak kendi eksenleri etrafında saat yönünün aksine dönerler. aynı şekilde tüm gezegenler güneş etrafındaki yörüngelerini saat yönünün aksi yönünde tamamlarlar. güneş de kendi ekseni etrafında yine saat yönünün aksi yönünde döner. hatta güneş sistemindeki (asteroid kuşağı, kuiper kuşağı vs.) cisimlerin %99'u güneş etrafındaki yörüngelerini güneş ile aynı yönde, saat yönünün aksine dönerler.

    bu durumun bir tesadüften ziyade, güneş sisteminin doğduğu toz bulutunun hareketiyle doğrudan alakalı olduğu tahmin edilmekte. en basit ve gerçekçi açıklama bu. güneşimizi ve güneş sistemimizi oluşturan gaz ve toz bulutu, çökmeye başladığında saat yönünün aksi yönünde dönüyordu, güneş oluştuktan sonra bu yönde dönmeye başladı ve etrafındaki materyal bulutu da aynı yönü takip etti.

    venüs'ün ters yönde dönüşüne getirilen açıklamalar çeşitli olsa da kesin kanıt bulmak mümkün olmadığından teoriler çeşitli. birazdan bunlara değineceğim ama önce venüs'ün diğer bir iki "tuhaflığından" bahsedeyim.

    güneş sistemindeki gezegenlerin merkür ve venüs hariç hepsinin, hatta cüce gezegen olarak sınıflandırılan pluto'nun bile bir ay'ı, bir uydusu vardır. merkür, görece küçük kütlesi ve güneş'e yakınlığı sebebiyle bir uyduya sahip değil gibi görünüyor. eğer gezegenin yörüngesinde bir uydu oturmuşsa bile, güneş'in kütlesi bu yörüngeyi bozmuş ve uyduyu yutmuş veya gezegene düşürmüş olabilir. venüs'te ise durum biraz daha farklı zira kütlesi ve güneş'e mesafesi, güneş'in merkür'e etkilerine sebep olacak kadar zorlu değil.

    dünya ile fiziksel olarak bu denli benzer bir gezegenin, güneş sistemi oluşurken veya biraz daha geç evrelerinde kütleçekimiyle bir ay yakalayamamış, etraftaki toz bulutundan bir uydu oluşturamamış olması gerçek manasında tuhaftır. benzer özellikleri taşıyan nesnelerin benzer davranışlar göstermesi beklenir. fakat venüs, dünya'ya ne denli benzerse benzesin, günümüzde uydu sahibi bir gezegen değil.

    ikizimizin bir diğer "tuhaflığı" ise, tıpkı kendi ekseni etrafında venüs gibi saat yönünde dönen pluto ve uranüs'e benzer şekilde çok büyük bir eksen eğikliğine sahip olmasıdır. şurada eksen eğikliğine ait açıları görebilirsiniz: https://en.wikipedia.org/…jects_of_the_solar_system

    venüs'ün ekseni, 177 derecelik bir eğikliğe sahiptir. yani kuzey kutbu, dünya'ya göre gezegenin güneyindedir. uranüs 100 derece civarı bir açı ile yan yatmıştır, dünya'ya göre sırt üstü uzanmış gibidir. pluto'nun eksen eğikliği 120 derece civarındadır; sanki hafifçe yataktan düşmek üzereymiş gibi durmaktadır. kıyaslama açısından dünya'nın 23 derece civarı bir eğimle döndüğünü belirteyim.
    http://scienceblogs.com/…les/2010/10/obliquity.jpeg

    özetle, venüs, yüksek eksen eğikliğine sahip, oldukça eğik ekseni etrafından güneş sistemindeki nesnelerin %99'unun tersi yönünde dönen bir gezegen ve bir uydusu mevcut değil.

    venüs'ün uydusunun olmaması, astronomlar için bir soru işareti olmuştur ve sebepler hakkında çoğunlukla spekülatif hipotezler mevcut. dünya-ay sistemindeki gibi bir ikili gezegen sisteminde, ilk olarak, ikizimizin sahip olmadığı ay'ın oluşumu ve dünya ile kütleçekimsel ilişkisi bakımından dünya'nın ne denli avantajlı olduğuna bakılırsa, venüs'ün durumu daha da ilgi çekici oluyor.

    ay'ın oluşumuna dair, ay görevleri öncesinde çeşitli teoriler vardı. ya ay ve dünya aynı toz bulutundan, aşağı yukarı aynı zamanlarda oluşmuştu ki bu durum, ay'da neden dünya'dakinden daha az metal olduğunu açıklamıyordu; ya ay hali hazırda oluşmuş bir gökcismiydi ve dünyanın kütleçekimi tarafından yakalanmıştı ki bu da ay-dünya sisteminin açısal momentumunu açıklamıyordu; ya da ay dünya'nın dış kabuğundan kopan parçalardan oluşmuştu ki bu da dünya'nın ilk dönüş hızının çok yüksek olmasını gerektirdiği için tutmuyordu.

    ay'dan toplanan örnekler sayesinde bugün biliyoruz ki ay, çok büyük ihtimalle dünya'ya çarpan ve yaklaşık mars boyutunda, dünya'nın onda biri kadar bir kütlede bir cismin çarpışma ardında bıraktığı enkazdan oluştu. bunun dolaylı kanıtları mevcuttur. doğrudan kanıtlarını bulmak ise, gerek bahsedilen uzun süre gerekse atmosferik olaylar, levha tektoniği ve volkanik hareketlilik gibi dünya'nın kıtasal kabuğunu sürekli değiştiren etmenler sebebiyle mümkün olamamıştır. yine de bulunan dolaylı kanıtların oldukça ikna edici olduğunu söylemek doğru olur.

    ay'ın oluşumunu sağlayan çarpışma, dünya'nın eksen eğikliğine de bir açıklama getirmektedir. ayrıca ay'ın kütleçekim kuvveti ve gel-git etkisi sayesinde dünya'nın eksen eğikliği sabit kalmaktadır. ay, dünya üzerinde dengeleyici görevi görmektedir. böylece dünya'nın ekseni mevsimleri oluşturabilecek ve gezegende ısının nispeten düzgün dağılabileceği biçimde kalabilmektedir. yani ay, akıllı yaşam için gereken ortamı sağlayan faktörlerdendir.

    uranüs ve venüs'ün bu kadar yüksek eğikliğe sahip olmaları, eksenleri etrafından dönüş yönleri de göz önüne alındığında, bu gezegenlerin çok önceleri başka cisimlerle çarpıştıkları ve bu sebeple eksen kaymaları yaşadıklarını düşündürüyor. bugün genel görüş, her iki gezegenin de tarihin bir döneminde başka gök cisimleriyle çarpıştıkları için büyük eksenel eğikliklere sahip olduğu yönündedir.

    venüs söz konusu olduğunda, gezegenin dünya'nın neredeyse ikizi gibi olmasından da hareketle, hiçbir uydusunun olmayışı da bir açıklamaya muhtaç kalıyor.

    gezegenin yüzeyi hakkında bildiklerimiz bize, venüs'ün dünya'nın aksine kalın bir dış kabuğa sahip olduğunu ve bu kabuğun her yerde yaklaşık aynı yaşta olduğunu gösteriyor.

    gezegenin kalın kabuğunun yaklaşık 600-700 milyon yaşında olduğu biliniyor. dünya'nın okyanus tabanındaki ince kabuk ise yaklaşık 100 milyon yaşında. gezegenimizdeki levha tektoniği, atmosfere bağlı meteorolojik aşınma vb. hareketlilik venüs'te söz konusu değil. gezegenin atmosferi dünya'dakinden çok daha zorlu koşullar doğuruyor ve sıvı su bulunmasına müsade etmiyor. ayrıca venüs'te volkanik olaylara dair gözlemler olsa da levha tektoniğine dair, yani kıta kaymaları gibi hareketlerin izi yok. dalma-batma zonları, meteorolojik aşınma vs. olmadığı için gezgenin kabuğu, dünya'nın kabuğu gibi kısa aralıklarla yenilenmiyor. ancak ilginçtir ki, gezegenin kalın kabuğunun yüzeyinde, iç güneş sistemindeki diğer gezegenlere oranla çok daha az çarpma izi mevcut.

    dünya'nın ve diğer iç gezegenlerin oluşumunun hemen ardından gerçekleştiği düşünülen ve geç dönem ağır bombardıman denen, merkür-mars arası gezegenlere yoğun asteroid ve kuyruklu yıldızların "yağdığı" dönemden kalma kraterler, özellikle ay yüzeyinde son derece iyi gözlemlenebildi. keza mars yüzeyinde de bu döneme ait bulgulara raslandı. ancak radar taramasında venüs yüzeyinde görünen kraterlerin sayısı, beklenenden çok daha az oldu. krater sayılarını oranlayan astronomlar, venüs'ün yüzeyinin yaklaşık 700 milyon yıllık iz taşıdığını buldular. o halde gezegenin yüzeyi aşağı yukarı bu yaşta olmalıydı.

    bu durum, venüs'ün kabuğunun en son 700 milyon yıl kadar önce (+/- 50 milyon yıl) "tamamen" yenilendiğine işaret ediyor. o halde gezegen, bir şekilde büyük bir volkanik aktivite ile kabuğunu tamamen yenilemiş veya kabuk bir sebepten yarılarak derinlerde birikmiş magma her yandan püskürerek yüzeyi tamamen kaplamış olmalı.

    gezegenin iç yapısı hakkında bildiklerimiz bize bunun doğru olabileceğini gösteriyor. kabuk altında biriken iç sıcaklığın kaçacağı bir yer ve kaçmasına müsade edecek levha tektoniğine bağlı volkanik aktivite olmamasından dolayı gezegende büyük püskürmelerle yüzey yenilenmesi olduğuna dair teoriler, geç dönem ağır bombardıman izlerinin olmaması ile uyuşuyor.

    peki venüs'te 700 milyon yıl kadar önce ne oldu da gezegenin bütün yüzeyi yenilendi?

    yaşamın evrimde atladığı pek çok basamak vardır. geride kalan kanıtlara göre bunlardan en bilineni ve ilginç görüneni kambriyen patlaması olarak bilinen evrimsel sıçrama dönemidir.

    bundan yaklaşık 550 milyon yıl öncesine tarihlerindirilen fosil kayıtlarından görüldüğü üzere (bu fosillerin en zenginleri burgess şeyli denen bir bölgede bulunmaktadır. bknz. https://en.wikipedia.org/wiki/burgess_shale ), bu dönemde canlı çeşitliliği tarihin önceki dönemlerinde görülmemiş şekilde artmış ve artış hızı da görece beklenmedik derecede yüksek olmuştur. dünya üzerinde yaşamın yaklaşık 3,5 milyar yıllık tarihi var ancak kambriyen patlamasına kadar yaşamın çeşitliliği son derece basit kalmışken yaklaşık 30 milyon yıl civarı bir süre tutan kambriyen patlaması döneminde türler hızla artmıştır. kambriyen patlaması olarak isimlendirilen zaman diliminde ortaya çıkan canlıların çeşitliliği, sıçramanın neden ve nasıl olduğu hakkında soruları da beraberinde getirmiştir.

    kambriyen patlamasının sebebini arayan bilimadamları pek çok teori üretmiş durumda. oksijen oranındaki artma, ozon tabakasının oluşumu, çevresel faktörlerdeki değişim gibi teoriler mevcut.

    işin ilginç tarafı, ekvator civarında bulunan buzul izlerinden doğan snowball earth (kartopu dünya) hipotezinin dayandığı tarih de tam olarak kambriyen patlamasının öncesine denk geliyor. hipoteze göre yaklaşık 650 milyon yıl önce dünya tamamen donmuş durumdaydı. ekvator yakınlarındaki alçak enlemlerde görülen buzul izlerine dayanan hipotez, buralarda yoğunlaşacak ekvatoral buzullanmanın dünyanın tamamını bir kartopu misali donduracağı temeline dayanıyor. buzullar çözülmeye bailadığında doğan ortamın yaşamın çeşitliliğini arttıracak uygun ortamı hazırlamış olabileceği de düşünüldüğünde, hipotezin tarihlendirmesi oldukça ilginç. peki gerçekten tesadüf olabilir mi?

    snowball earth durmunun tarihte en az iki kez yaşandığına, birinin yaklaşık 2,3 milyar yıl önce tam da oksijen (o2) miktarının atmosferdeki artışına denk gelen ve bir diğer evrimsel dönemin başlangıcı olduğu düşünülen zaman denk geldiğine dair güçlü izlenimler var. diğeri ise kambriyen patlaması öncesine denk gelen yaklaşık 650 milyon yıl önceki snowball earth durumu.

    kartopu dünya hipotezinde neredeyse tüm gezegenin donmasını açıklayan bir kaç farklı model mevcut. modellerin tamamı, mekanizma olarak bir soğuma başlangıcı ve soğumayı besleyen pozitif geri bildirimler ile buzul artışı içeriyor.

    modellere göre soğumayı tetikleyen faktörler farklılık gösteriyor. süpervolkan patlamalarıyla atmosfere doluşacak ve güneş ışığını kesecek toz ve duman yığını veya sera gazlarının etkisini azaltacak birtakım etmenler, güneş ışığının yeryüzene ulaşmasına engel olacak durumlar tetikleyici olarak sunuluyor.

    soğumayı tetiklemeye sebep olabilecek durumlardan bir tanesi ise tüm bu yukarıdaki hikayeyi birbirine bağlayabilir. her ne kadar zayıf bir hipotez gibi görünse ve doğrudan kanıtları olmasa da, kambriyen patlaması öncesi gerçekleşmiş olması kuvvetle muhtemel bir kartopu dünyanın soğumasını başlatan bir dünyadışı etmen olabilir.

    bu doğrudan bir çarpışma olsaydı, dünya üzerinde kanıtlarını mutlaka bulacaktık. ancak çarpışmanın dünya dışında, iç güneş sisteminde gerçekleşmesi ve yoğun bir toz bulutu oluşturması durumunda ne olurdu?

    güneş sisteminde güneş, gezegenler ve uyduları dışında pek çok nesne vardır. güneş-mars arası olarak tanımlanan iç güneş sistemi dışında bulunan asteroid kuşağı ve daha da dışında bulunan kuiper kuşağı, bu nesnelerin bulunduğu yerlerdir. ayrıca pluton'un çok ötesinde, oldukça geniş olduğu düşünülen hipotetik kuyruklu yıldız kuşağına dair bol miktarda teori mevcuttur. oort bulutu denen bölgenin, güneş'in çekim etkisine yakalanmış çok miktarda kuyruklu yıldız barındırdığı düşünülmektedir.

    buradaki kuyruklu yıldızların zaman zaman iç güneş sistemine kadar girebildiği, fred whipple tarafından gösterilmiştir. encke kuyruklu yıldızının ve taurid akıntısının (bkz: tauridler), bundan 30 bin yıl kadar önce, çok daha büyük bir kuyruklu yıldızın parçaları olduğu, bütün bu taurid akıntısının ve şimdi yaklaşık 4 km çapına olan encke'nin önceleri çok daha büyük bir nesne olduğu ve jüpiter-satürn ikilisinin dev kütleçekimleri sebebiyle oort bulutundaki yörüngesinden sapıp iç güneş sistemine daldığı ve dalmadan önce de parçalandığı düşünülmektedir. taurid akıntısı ve encke'nin 30 bin yıl kadar önce aynı yörüngede olmaları gerektiğini bulan whipple 2004 yılında hayatını kaybetti.

    özetle, dış güneş sistemindeki büyük kütleli nesnelerin iç güneş sistemine girebildiğini artık biliyoruz. peki bu nesnelerden biri yaklaşık 700 milyon yıl önce iç güneş sistemine düşüp venüs ile çarpıştıysa?

    buraya kadar olan ve soruyu soran esasında john gribbin. the reason why adlı kitabında, teknolojik bir medeniyetin gelişmesinin ne kadar zor olduğunu anlatırken oldukça detaylandıran gribbin, sorduğu sorunun yanıtını da veriyor.

    snowball earth teorisine tekrar dönersek, soğumayı tetikleyecek olay, yaklaşık 700 milyon yıl önce venüs'e çarparak gezegenin bütün yüzeyini eriten, eksenindeki büyük eğikliğe de sebep olan, oort bulutundan iç güneş sistemine girmiş yüzlerce kilometrelik bir nesnenin venüs ile çarpışması olabilir. böyle bir olay, dünya'nın atmosferinde elmas tozu oluşumuna sebep olarak dünyayı tamamen buzullarla kaplayacak iklimsel soğumayı tetikleyebilir.

    elmas tozu denen buz kristallerinin atmosferin yükseklerinde oluşabilmesi için gereken çekirdekleri, venüs'e çarpıp hem gezegeninin yüzeyini magma topuna çeviren hem de parçalanarak büyük miktarda toz bulutunu dünya atmosferine saçan büyük bir gökcismi yaratmış olabilir. ve venüs ile çarpışması gerçekse bu, yaklaşık aynı tarihlere denk gelen 3 büyük olayın birbiriyle bağlantılı olduğunu gösterir: 700 milyon yıl önce venüs'ün yüzeyinin tamamen yenilenmesi, venüs'ün büyük eksen eğikliği ve kendi ekseni etrafında "yanlış yönde" dönmesi, 650 milyon yıl öncesine tarihlenmiş snowball earth tetiklenmesi.

    gribbin, bu üç olayın da aşağı yukarı aynı tarihlere gelmesinin tesadüf olmasının zor olduğunu düşündüğünü yazar. üç büyük değişimin aşağı yukarı aynı tarihlere gelmesi ve birbirinden bağımsız gerçekleşmelerinin "ilginç" olduğu kesin. fakat ne venüs'e çarpan gökcismine dair, ne çarpışmanın kendisine dair ne de dünya'yı kartopuna çeviren tetiklemenin sebebine dair doğrudan bir kanıt bulunmuyor henüz. gerçi venüs'e bir şeylerin çarpmış olabileceğine dair spekülasyonlar uzun süredir öne sürülüyor: http://www.scientificamerican.com/…act-may-explain/

    occam'ın usturası da bu kadar dolanık açıklamalar yerine daha basitlerine bakmak gerektiğini söyler bize. yine de venüs'te 700 milyon yıl önce gerçekleşip gezegenin yüzeyinden ilgili tüm kanıtları silen ve ancak bu silinmenin delillerini bize bırakan, dünya'daki yaşamın çeşitlenerek belki de bugünkü evrimsel basamağa gelmemize yol açan olayların birbiriyle bağlantılı olması bana tam anlamıyla şiirsel geliyor.

    kim bilir; belki de gribbin haklıdır ve biz enfes bir kozmik manzumenin dizelerinde yerimizi aramaktayızdır...

  • 41. vajinadan çıkan penisin anüse saplanması

  • 42. kpss 2015

    tanım: antakya ihtiyaç akademi'nin tarih + anayasa da 42 de 38 net soru tutturduğu sınav.

    2015 kpss tarih soru ve cevapları

    1. türk'lerin demir madenini erittiği destan ergenekon
    2. şehirlerin şah'ı semerkant
    3. türk'ün kanadı olan savaş aleti at
    4. osmanlı toplumunun avrupa toplumundan farkını gösteren padışahın beratıyla reayadan bırının askerı sınıfa geçebılmesı
    5. şehzadelerin sancakta yapamadığı adına hutbe okutmak
    6. reayanın şikayetlerini sunmadığı yer ayan meclisi
    7. osmanlı'da sarayda yapılmayan tımarlı sipahilerin eğitimleri
    8. 18.yüzyıldan itibaren osmanlı mimarisinde batı etkisi görülmeyen yapı sultanahmet
    9. ismail gaspıralı mehmet emin görüşü türkçülük
    10. 1914te açılan kimsesiz çocuklar yurdu darüleytam
    11. halkın ıslahatlara tepkisinin görülmediği ıslahat hareketletinin askerı alanda sınırlı kalması
    12. atatürkün nutukta değindiği iç isyanlar
    13. mustafa kemal'in vatan ve hürriyeti kurduğu yer şam
    14. 1936da ingiltere öncülüğünde kurulan örgüt akdenız paktı
    15. mustafa kemal'in namık kemal'in beyitini değiştirdiği zafer ı. inönü
    16. atatürk'ün dokuz umde sinin kaynaklık yaptığı halk fırkası
    17. fransız ihtilalinin kapsamında olmayan devletçilik
    18. afet inanın derlediği kitap medenı bilgiler
    19. erzurum kongresi kapsamında olanlar hepsi
    20. atatürk'ün bizde ruhbanlık yoktur diye başlayan sözünün kapsamı halkçılık, laiklik
    21. türk dostu fransız yazar pıere loti
    22. ingiliz dış işleri bakanının sözünün söylediği savaş kore
    23. 1986da dünyadaki yağ ve zehirli maddeleri sınırlandırma çernobil
    24. 1923te türkiye (izmir) iktisat kongresi başkanı kazım karabekir
    25. 1991de türkiye'nin ilk bağımsızlığı tanıdığı ülke azerbaycan
    26. ı. tbmm'nin kurucu ve ınkılapçı olmasına kanıt anayasa hazırlaması, saltanatı kaldırması
    27. osmanlıya hasta adam diyen kişinin ülkesi rusya

    anayasa
    1-yorumlayıcı hukuk
    2-kendi hakkını koruma (otel sorusu)
    3-siyasi hak-ispat hakkı
    4-milletvekili sorusu-18 yaş
    5-hsyk'nın tümünü seçtiği-yargıtay
    6-en yüksek adli mahkeme-yargıtay
    7-anayasa mahkemesi başkanı-zühtü aslan
    8-sayıştay-tbmm adına denetim yapar
    9-memurluk sorusu-liyakat
    10-yaşar kemal-esir şehrin insanları
    11-nazarbayev-kazakistan
    12-kızıl gezegen-mars
    13-ilk istiklal madalyası-k.maraş
    14-seçimde son sokağa çıkma yasağı-2000
    15-illerin kurulma ve kaldırılması-kanun

    teşekkürler: @schmendrickinkukuletasi, @yandex yerine googlea takilan komunist

  • 43. sevişmek için çocuğun uyumasını beklemek

  • 44. sözlükte kadın olmak

    giderek daha da zorlaşan durumdur.
    böyle cinsiyetçi, çirkin, ölçüsüzce açılmış başlıklar ve sapıkça girilmiş entryler görüp de hala burada olmak zor.
    ha begenmezsen git diyen olur elbet* ama bu ülkede de beğenmediğimiz pek çok şey olsa da beraber yaşamak zorundayız di mi bir şekilde?
    ama bunun gibi başlıklardan yok mu başka rahatsız olan diye düşünmeden edemiyorum.

    (bkz: porno yıldızlarının amları)

  • 45. erdal beşikçioğlu'nun yeni imajı

    kesince buna benzemiş;

    http://www.guzelresimler.net/…media/30/gaffur01.jpg

  • 46. balıkesir'de idam edilen mao maketi

    şu son bir haftada ülkücüler yüzünden ülke iq ortalamamız 30'lara geriledi amk.

    mecliste olanları ayrı dert, dışarıdaki yavru kurtlar ayrı dert. ne sikim bir kanser hücresisiniz lan?

    çin halk cumhuriyeti'nin türkiye'yle bütün ilişkilerini askıya almasına sebebiyet verecek makettir askjhasfhkl.

  • 47. 5 temmuz 2015 fethullah gülen canlı yayın programı

    keşke şu ayetin tefsirine denk gelseydi dediğim program:

    "ey inananlar, içinizden bir topluluk, başka bir toplulukla alay etmesin, olabilir ki alay edilenler, öbürlerinden daha hayırlıdır." - hucurat / 11

  • 48. 90000 dolar değerindeki böcek

    hakkari'den sonra da bursa'da görülmüştür

    http://linetv.com.tr/…asinda-gergedan-bocegi-buldu/

    türkiye dünyadaki gergedan böceği rezervlerinin %80'ine sahipmiş. ayrıca yakıt olarak da kullanılabiliyormuş bu böcekler.

  • 49. 4 temmuz 2015 davulcu rezaleti

    an itibariyle yaşadığım rezil durum. sinirden elim ayağım titriyor, imla hataları için şimdiden özür dilerim. malum ramazan ayındayız. maneviyat , oruç falan filan bunlar umrumda değil ama saygıda kusur etmem. neyse yaklaşık 10 dakika önce manyak gibi kapı çalmaya başladı. bir alt katta oturan manyak bir oğlan var, yine o basıyor zillere diye pek sallamadım. tam o esnada bir kez daha çılgınlar gibi kapım çalmaya başladı. bu sefer kapıyı açtım, açmamla birlikte tam kapının eşiğinde duran ve kafayı kapıma yapıştırmış bir lavuk gördüm. adamla öpüşmek üzereydim ki son anda kendimizi geri çektik.muhtemelen kapı deliğinden gözükmemek için saklanmaya çalışıyordu.

    davulcu =d , ben= b

    d- selamun aleyki
    b- aleykum selam
    d- davulcu (aynen böyle dedi kafayı salladı)
    b- hani nerde davul? hiç duymadık çaldığınızı? (normalde adet üzerine para istemeye gelirken deli gibi davul çalar bunlar ama bu sefer davul bile yoktu yanlarında)
    d- sıcakta taşımak istemedik. (bak bak cevaba bak)
    b-öyle şey mi olur? madem adeti yerine getiriyorsunuz , onu da tam yapın bari
    d- bizi burada herkes tanır bilaeader (aynen böyle dedi ağzını gevşeterek) bahşişi alalım.
    b- bozuk yok , bir daha ki gelişinde alırsın bahşişini

    dedim ve kapıyı kapattım, kapatmamla birlikte kapı yine çaldı, bu sefer kapıyı efe ile birlikte açtım. efe 52 kilogramlık bir rottweiler(yoğurtlu sos efekti burada beyler). eğitimleri tam ve kesinlikle saldırgan değil.dört yaşında ve evin kedisinden dayak yiyor. neyse kapıyı açar açmaz köpeği gören davulcu, anında atarından vazgeçip, geri vitese taktı. ''müslüman değilsen bilelim, biz osmanlı çocuğuyuz, doğma büyüme buralıyız'' dedi ve söylene söylene merdivenlerden indi. aslında birkaç saçma sapan söz daha söyledi ama o an stressten pek anlayamadım.

    son olarak bulunduğum bölgeden bahsetmek istiyorum. balıkesir'de yaşıyorum.bulunduğum bölge 15 yıl öncesine kadar kimsenin yaşamadığı ve sanayiinin hemen dışı olarak tabir edilen bir bölgeydi. ilk binalar 15 yıl önce falan yapılmıştır. sonra bir anda belediyenin rant sistemi sayesinde hızla gelişti ve balıkesir'in en gelişmiş bölgesi haline geldi. gerek çevre düzenlemesi , gerek evleri ile. sadece ve sadece kendi köylerinden göç alan balıkesir, ege'nin en cahil ilidir. ayrıca akp'nin , ege'deki kalesidir. merkezdeki birkaç yer haricinde aşırı muhafazakar bile diyebiliriz. hele ki yaşadığım semt (paşaalanı) müftülüğüde kapsadığı için tam bir muhafazakar merkez haline gelmiştir. tabiki de muhafazakar olmak suç değil, ancak sıkıntı bu davulcu gibi 2015 senesinde gereksiz olan bir zihniyetin, bu denli yüzsüz bir şekilde '' bizi herkes tanır , bahşişi alalım'' diyerek emri vaki konuşması ve bu kesimden güç almasıdır.mecbur muyum arkadaşım sana para vermeye? senin adetin, haraç kesmekten mi geçiyor?

    son olarak bu adamları kime ve nereye şikayet edebilirim? cidden sinirimi bozdular. en alt kattan bağıran yancısının sesi hala kulağımda ''noluyoo lan noluyoo ?''.

  • 50. sigara içen kadın

    ekşi sözlük yazarlarınca belirli aralıklarla başlığının altına gelinerek "benden uzak olsun şşş" ayarı verilen kadın.

    azalarak bitin lütfen. zira anladık.

    edit: hayatından ve sigaranın sağlıksızlığından endişe edenleri niçin "sigara içen insan" başlığında değil de burada görüyoruz çok merak ediyorum açıkçası. "kadın dediğin"le başlamayan bir düşünceniz varsa bu konuda mümkünse "insan" üzerinden tartışın.