Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. ermeni soykırımını kabul eden sözlük yazarları

    sagdan soldan duyduguna, okuduguna inanan cahil ve daha onemlisi gerizekali yazarlardir. ıspatlanamamis ve tamamen turkiyenin alehine sonuclar doguracak bir seye turk haric kim inansa anlarim ama bir turkun bunu kabul etmesi eziklikten ve salakliktan baska bir sey degildir.

  • 2. 7 eylük 2018 düğünde abisini öldüren maganda

    not: bence video +18'dir ona göre tıklayın.

    kaynak ve video: https://www.sozcu.com.tr/…-agabeyini-vurdu-2613843/

    şu sevinç gösterisi niyetine havaya ateş eden yavşaklar her sene 40-50 kişi öldürüyor.

    ulan terör örgütü dhkp-c senede bu kadar insanı şehit edemiyor. bu maganda teröristlere ağır cezalar, bununla ilgili kamu spotları ne zaman gelecek?

  • 3. rammstein'ın en iyi şarkısı

  • 4. türkiye'de radar olmadığı gerçeği

    e-devleti çok güvenilir zanneden trafik teröristi hıyar saçmalaması..

    arabayı satarken temiz kağıdı almak için gittiğin vergi dairesinde faiziyle götüne girince o cezalar görürüm ben seni..

    sonra kıçını yırtarsın bankoda "amaaa görünmüyoduuuu" diye.

  • 5. 7 eylül 2018 dolar kuru

    (bkz: #81048595)

    düşüyormuş bu yüzden ekşici çomarların ilgisini çekmiyormuş.

    4 ayda 4'den 7'ye fırlayan kur 6.5'a düştü diye ekşiciler sessizmiş. aynen kardeş dolar çakıldı ameriga kuduruyo şuan.

    amına kodumun aktrollü.

  • 6. facebook'ta 61 bin kişinin paylaştığı fotoğraf

    altıdaki yorum ile yaran fotoğraftır.
    "yalan haber ama inşallah dorudur".

  • 7. kocaeli'de 800 kilo kokain yakalanması

    bir ara avrupa ülkelerine satalım da borcumuzu ödeyelim diye düşündüm.

    ulan ne hâle geldik be!

  • 8. dünyanın en güzel gofreti

    (bkz: lara gofret)

    not: ameliyatlı yerime vurmayın.

  • 9. başkalarına iyi kendi ailesine kötü davranan insan

    bu benim hayatımdaki en büyük yara belki...
    ama ben bunu ta ki anne olana dek anlamadım.
    anne olunca bazı duyguların bana yansıtıldığı gibi çalışmadığını öğrendikçe, hep kendimce bahaneler bulup annemi akladığım bu meselenin aslında bana çok derin izler bıraktığını gördüm.

    annem hayatı boyunca despot, kontrolcü ve sinirli bir kadındı.
    ben 7 yaşımdayken ablam vefat edince film koptu...

    ama mesele benim...
    beni öldükten sonra daima ablamla kıyasladı. hiççççç ama hiçbir başarımı takdir etmedi. hep aşağıladı. hatta neden kıyaslandığımı sorduğumda rahmetli ablamı kıskanmakla suçlamıştı beni liseli zamanlarımda.

    aklınıza gelebilecek her konuda beni kendinden uzak tuttu. sarılmak bile ona göre yılışma be tepkisi verilecek bir davranıştı mesela.

    yıllaaaaar geçti gitti, çok sular aktı köprünün altından.
    evlenince ilk önce eşimde gördüm ki sevgi böyle bişey değilmiş?
    eşim el iken annemden fazla üstüme düşüp beni düşününce anladım.
    ama asıl patlak verişi oğlum doğunca oldu ve ben 3 yıldır yaralarımın bilinçaltım ne kadar örtmeye çalışsa da meydana çıkmasından müthiş acı duyuyorum.

    güleceksiniz belki ama annem akrabalara, çevresine melek gibi. mesela sosyal medyada bile herkese, hiç tanımadığı insanlara bile müthiş sevecen şeyler yazarken, elalemin evlilik fotolarını kalplerle çiçeklerle kutlarken bana yıldönümümüzde benim biraz sitemimle yalnızca mutlu yıllar yazan biri...
    veya bazen gizlice dmsine bakıyorum. hiç tanımadığı birinin çocuğunun piyano çalışını attığı hikayeye başarılar dileyip ne kadar beğendiğini çok hoşuna gittiğini çok yetenekli olduğunu yazmış kalpler gülücükler eşliğinde...
    göedüğüm an bıçağın ucu ince ince çizdi kalbimi sanki.

    bana bir kez olsun şunu beğendim demedi...aksine yaptıklarımı hep önemsiz saydı.
    hep bağırır, asla birşeye dokundurmaz, herkes adına kararlar alır, asla haksız değil asla hata yapmaz ama kendisine hata yapıldı mı ölse affetmez, kin deposudur.

    eskiden arkadaşlarıma anlatırken derlerdi ki ya roxe inanamıyorum anlattıklarının x teyze olduğuna. vs

    bir gün tamamen tevafuken biri bir olaya şahit oldu ve dedi ki haklıymışsın, çok şaşırdım ama olsun üzülme annedir...
    dışarıya o kadar farklı ki...

    şimdi ben çocuğuma bazı konularda asla öyle davranamadığım için anlıyorum ki benim aklamaya çalıştığım herşey tüm gerçekliğiyle ortadaymış.
    bir çocuğa öyle davranılmazmış, insan istese de evlatmış gönül elvermezmiş...

    kaldı ki hüngür hüngür ağlayarak sen bana istemeden mi hamile kaldın nolur söyle sen beni niye sevmiyorsun anne nolur söyle...benimle teselli olabilecekken bana sarılman gerekirken ablamın yokluğuna sarıldın...neyse
    ama neden elalemi benden çok seviyosun dediğimde o kadar donuk ve tepkisiz baktı ki...

    bana evladım bunu dese oracıkta ciğerlerim sökülür ağlardım.
    sevmem mi ben seni deyip bağrıma basardım...

    yok...normal bir anne yapmaz.
    bana çok büyük yaralar açtı o...toparlayamıyorum...tüm hayatıma yansıyor. mahvetti beni.

    ve asla onu hayatım boyunca üzmedim zaten çok da sessiz baskılanmış bir çocuktum.
    istesem de onu üzecek hiçbişey yapmama izin vermezdi.
    bana bunları yapacak başka hiçbir sebebi yok kısacası...

    özetle tanım:
    insanda derin izler, acılar bırakabilen insanlar işte...

  • 10. astsubay çavuşluktan generalliğe

    bu azimle ilgili bir olay değil.

    astsubayın sivildeki karşılığı teknisyendir. subay ise mühendistir.

    generallik için kurmay olmak gerekir ki bu da yüksek mühendise denk gelir.

    onbaşının çavuşa selam verdiği, bu kadar katı kuralların olduğu orduda bu geçiş hiç normal değildir. 23 nisan için 1 günlüğüne oldularsa kabul edebilirim.

    edit: bir de sınıfı personelmiş. personel sınıfında nasıl bir başarı elde etmiş olabilir ki? bordroları çok hızlı çıkartıyor galiba.

    edit2: tuğgenerallik ve tümgenerallik için kurmaylık şartı kaldırılmış, artık olunabilirmiş. ben yönetmelik açısından bir problem olduğunu söylemiyorum zaten, itiraz ettiğim nokta da tam olarak bu şartın kaldırılması. zaten bu şart hala resmi olarak duruyor olsaydı, bu arkadaşlar da general olamazlardı. bir savaş durumunda orduları yönetecek kimseler daha özenle seçilmeli. son olarak hatırlayın ki fetö orduya ve diğer kurumlara ilk olarak hep personel sınıfından sızmıştı. çünkü içeride çoğalmak ve diğer kesimin yükselmesini engellemenin tek yolu buydu.

    edit3: başlıkta yazanlara dikkat edin, aksi görüşü savunanlar küfürsüz tek bir cümle yazamamışlar. işte böyle baskı oluşturarak sindirip istedikleri gibi takla atmak istiyorlar. susanı siksinler!

    edit4: bakın arkadaşlar, işinize geldiği için olayı çarptırıyorsunuz ama bu başlıkta kimse astsubaylara laf etmiyor. sanki "bütün astsubaylar vatan hainidir" denmiş gibi şeyleri kusmayın. sadece insanlar liyakat kavramının içinin boşaltılmamasını istiyor ki ordumuz daha fazla yıpranıp menzil midir tenzil midir saçma sapan tarikatların eline geçmesin. şu an sadece orduda değil, her hangi bir kurumdaki atamada liyakat sisteminin işlediğini kim iddia edebilir? elinizi vicdanınıza koyun öyle konuşun. bizim uyarılarımızı zamanında dikkate alsaydınız, 15 temmuz yaşanmayacaktı, bunu da aklınızda bulundurun.

  • 11. elon musk'ın canlı yayında esrar içmesi

    bunun laiklikle ne alakası var amk?!

    başlığı açan yazıyı değiştirince hakkaten ne alaka amk dediğinizi duydum.
    önceki burda

  • 12. mühendisi asgari ücret ile başlatan sistem

    "asgeri" yazan adama her şey müstâhak amk, asgari o asgari.

    edit: başlık değiştiği için anlamsız oldu, ilk açıldığında "asgeri" idi.

  • 13. arda'nın piyasa değeri %85 düştü

    (bkz: bir shitcoin olarak arda turan)*

  • 14. telapati ile tüm insanlığa atacağanız mesaj

    tüm insanlık türkçe mi biliyormuş diyecektim, başlık sahibi de bilmiyormuş meğer.

  • 15. ismet badem

    öğrenciyken çalıştığım kuruma bir ödül verilmişti. kim vermişti niçin vermişti şimdi hatırlamıyorum. o gün nöbetçi olduğum için şefimiz beni görevlendirdi. tören harbiye'de akşam saatlerinde. başka kimlere ödül verildiğini bilmiyordum ama salona gelince gördüm ki ödül alanların çoğu televizyonlardan tanıdık isimler. sahneye çıkan her ünlüyü davetliler alkışlıyor gazeteci ordusu da flaşlarını patlatıyor. "heyecanını yen aman bir pot kırma." diye kendi kendime telkinde bulunuyorum. ama ne çare ! sıra yavaş yavaş bana doğru ilerlerken dizlerim iyice titremeye başladı. sonunda adım anons edildi, sahneye çıktım ve ödülü aldım. acemice birkaç kelam ettim galiba. çalıştığım yer marka değeri yüksek bir kurum olduğu için alkışlayanlar oldu ama kimse beni tanımadıği için rica ettiğim basın mensubu dışında fotoğrafımı çeken olmadı. bakışların altında iyice ezildikten sonra kendimi zor bela sahneden attım. tam kurtuldum derken spiker ''şimdi de toplu fotoğraf çektirelecek.'' deyince acaba kaçsam mı diye düşündüm ama patron kızabilir endişesiyle mecburen tekrar sahneye döndüm. o kadar ünlü isim arasında refleks olarak iyice kenara geçip beklerken omzuma dostça bir el uzandı. sağıma dönünce ismet badem'i gördüm. bir tanışıklığımız yoktu ama sanırım kan ter içinde kaldığımı görünce bana destek olduğunu göstermek istemişti. çok büyük bir rahatlama geldiğini hatırlıyorum... ölüm haberini alınca aklıma hemen bu anekdot geldi. ışıklar içinde yat canım abim. seni hep gülen yüzünle hatırlayacağım. allah mekanını cennet eylesin.

  • 16. iphone'u terk etmek

    hala güvenliği terkediyorsunuz diyen fanatikler var, gülmemek elde değil.

    bunu jennifer lawrence'a sorsana delikanlı.

    iphone 4 ü 3 sene kullandıktan sonra zevkle yaptığım eylemdir bu terketme işi. yiğidi öldür hakkını yeme iphone 4 ü şuan babam gayet güzel sorunsuz kullanıyor sorunda burada tam bir baba telefonu arasın fotoğraf çeksin o kadar. adam kemence yap şunun müziğini dedi boynum bükük olmuyor baba dedim ama severek kullanıyor.

  • 17. eft ücretlerinin 4.5 tl olması

    (#81049703) sadece garanti maaş hesabınızın olması yetmiyor, patronun bankaya başvurup eft ücretini kaldırtması gerekiyor.
    garanti maaş hesabı olan adam konuştu.

  • 18. 7 eylül 2018 devlet bahçeli'nin suriyeliler tweeti

    suriyeliler eve dönsün diyip aynı zamanda suriyelileri başımıza musallat edenlerle ittifak kuran sayın mehmet bahçeli'nin tweetidir.

  • 19. bmw'ye yol vermemek için yırtınan tip

    (bkz: susun bmw konuşuyor, konuş bmw)

  • 20. ateistlerin içindeki kin ve nefret

    bugüne kadar bir otel dolusu insan yakan, kelle kesen ya da insan taşlayan ateistle karşılaşmadığım için hasittirordan dediğim kin ve nefrettir.

  • 21. sigara ve rakı içen kadın

    sigara ve rakı içen bir insandır.

  • 22. içki içen insanların ahirette vereceği hesap

    bu, hiçbir müslümanı ilgilendirmez. biz ateistler olarak alkollü içecek tüketmek gibi günlük sıradan işleri kendine dert edinecek bir allah’ın varolduğuna inanmayız. başka sorunuz?

  • 23. türkiye'den siktir olup gitmek

    sabah uçuş var. fransa'ya. lisenin ilk yılından beri hayalini kurduğum şey tam 7 yıl sonra, bu sabah gerçek oluyor.

    1 yıllık eğitim için gidiyorum. * bu yıl üniversitedeki son yılım. gittiğim okul daha önce giden öğrencilere orada kalmayı ve orada mezun olmayı teklif etmiş. bunu gerçekleştiren örnekler de var önümde. tek sorun, türkiye'de 3 yıl boyunca aldığım kredileri fransa'da 2 yıl olarak sayıp üzerine bir 2 yıl daha orada okumamı istemeleri. sanırım bunu kabul edip orada kalacağım.

    kırklı yaşlarında, neredeyse tüm profesyonel, sosyal sermayelerini yakıp bu ülkeden siktir olup giden insanları gördükçe, türkiye'de biriktirdiğim eğitim sermayemin bir kısmını çöpe atıp avrupa'da yirmili yaşlarımın başında kendi hayatımı kurma fikri cazip geliyor. çalışma ve oturum iznimin ve a2 seviye fransızcam'ın olması umut veriyor. (ingilizcem c1) eğer hayata adapte olmayı ve orada tutunabilmeyi başarırsam, 29 ekim 2023'de, fransız vatandaşlığına geçiş başvurusu yapmaya hak kazanıyorum. yani hedef 2023.*

    fakat it gibi tırsıyorum. çünkü tüm bu hayaller, planlar doğmamış bebeğe don dikmek. hatta bebek anne rahmine bile düşmedi henüz. şu an portakalda vitamin.*

    akranlarımın birkaç ay boyunca her gece, klüplerde ucuz içki içip random insanlarla sevişmek için kullandığı ve birnevi gap year olarak düşündüğü bu nimeti* ben, bundan sonraki hayatımı şekillendiren en önemli fırsat olarak değerlendirmeye çalışacağım. fakat tamamen tek başımayım. korkuyorum. kendim başaracağım. ya da kendim başaramayacağım. belki de olması gereken, doğal olan şey bu.

    bilmiyorum. kafam karışık. tek bildiğim birkaç saat sonra bu ülkeden gideceğim. en erken 1 yıl sonra dönebileceğim. 1 yılda ülke nasıl, ne derece ve ne yönde değişir bilmiyorum.

    umarım ben de başarırım, bu homo habilis türü mahlûkat ile birlikte yaşamaktan bıkan ve homo sapiens gibi yaşamanın ne demek olduğunu tatmak isteyen herkes de başarır.

  • 24. suriyelilere gitmeleri için üç gün verdik

    3 gün içinde belediye başkanı'nın feto'dan içeri alınma ihtimali, suriyelilerin gitme ihtimalinden daha yüksek yalnız.

  • 25. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    dert dinlerim diyenlerin ağırlıklı erkekler olması. bundan büyük dert mi olur.

  • 26. yazarların fenerbahçeli olma hikayeleri

    ailenin her ferdi, dayilar ve amcalar gsli. haliyle ben de gsliydim.
    malum macta ilk yariyi 3-0 onde bitirince baya sevindigimi hatirliyorum. mac sonunda ise taraf degistirmistim ve mac sonucunu da kutladim. herkes seferber oldu beni dondurmek icin. ozellikle dayim cildirmisti. ama kucucuk aklimla ben artik fenerliyim dedim; baskilara direndim ve geri adim atmadim.

    sunu da ekleyeyim tabi. bazilari taraftarliklarini anlatirken dogustan takim tutmanin kutsalligina vurgu yaparlar. hatta besiktaslilar, sonradan olunmaz deyip ardindan kufuru basarlar.
    bense, ailemin gsliligine ragmen o yasta hickimsenin telkini olmadan takim degistirmenin daha zor ve guzel oldugunu dusunurum. yoksa musluman kasabasinda musluman dogup oyle olmek kolay :)

    yani beni fenerli yapan bir aile ferdi, komsu yoktu. beni fenerli yapanlar sapkasiyla schumaher'di, kilosuyla mujdat'ti, lakabiyla ve ruzgar gibi kosup golunu atarken saclari ucusan ridvan'di, kivrak ayaklariyla gol makinesi aykut'tu. o sebeptir ki ben bazi maclarda beni deli etse de aykut'a hic kufretmedim, hep sevdim. ridvan saray adami olup cikmasina ragmen nefret etmedim.

    ve, sonraki yillarda 3 kuzenimi de fenerli yaptim. simdi bana sovuyorlar haliyle