Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. bu başlıkta kendimizi kandırıyoruz

    (bkz: her şey çok güzel olacak)

  • 2. 8 kasım 2017 benzin zammı

    iş artık zam olmaktan çıktı. benzin pornosuna döndü. yakında "turkısh fetish" kategorisi açıp, pompa resmi koyacaklar.

  • 3. çaylak onay listesi

    çıktım mı emin değilim. herhalde bir yanlışlık var

    edit: evet. yaklaşık 2 yıllık bir beklemenin ardından , 2 aylık bebeğimi sallarken içinden çıktığım listedir. çocuk gerçekten bereketi ile geliyormuş.

  • 4. 7 kasım 2017 sia'nın çıplak fotoğraf paylaşması

    yaptığı sağlam göt ister. o da kendisinde varmış onu gördük.

    ayrıca şantajcının da göt olması ile mutlu etmiştir.

  • 5. en iyi internet tarayıcısı

    yandex diyenin kullandığı bilgisayara sıçayım.

    yandex, virüstür.

  • 6. pkk için savaşan norveçli

    iskandinavya'da özellikle isveç'te çok sayıda kaçak pkk'lı vardır. bunlar iltica talebinde bulunurlar, bu gerizekalılar da insan hakları der kabul ederler. süresiz çalışma ve oturma izni ve üstüne de sosyal yardım verirler. okula gönderir oryantasyon falan verirler.

    en sonunda da bir pizzacıda çırak olur bu kekolar, altlarına hemen bir bmw çeker ve gelene geçene vacker flicka kom här derler.

    bu orospu çocuklarının %99'u vänsterpartiet(sol parti) sempatizanıdır. radikal solcu gruplar bu partinin çatısı altında toplanırlar. bu radikaller pkk ile ortak eylem planı gibi anlaşmalar yapmışlardır. ırkçılığa karşı savaştıklarını söyleyeyip, vandallığın dibine vurur, ırkçılığı körüklerler.

    pkk'nın avrupa radikal solu ile kaynaşması ise dhkp-c ile 90'larda anlaşmaya gitmesi ile zirve yapmıştır. dhkp-c üyeleri kabiliyetli birer militan değildirler, bunlar genelde politik söylemlerde, iletişim kurmada ve yancı toplamada üstünlerdir, aktivist takılırlar. pkk'lılar ise ekseriyetle aksiyon kısmını iyi yapan ama ağzı laf yapmayan bildiğin dağ keçisi tiplerdir. dhkp-c kanalıyla avrupalı sol gruplarla etkileşime başlayıp sonrasında birlik olmuşlardır.

    avrupa birliği ülkelerinin hükümetleri genellikle müttefik bellediği türkiye fazla hır gür yapmasın diye pkk'yı terör örgütü olarak tanımlar fakat iş icraate gelince kılını kıpırdatmaz. bu durum erdoğan'ın tek adam rejimi döneminde iyice zıvanadan çıkmıştır, nitekim avrupa'ya karşı hiçbir kültür, insan hakları, hukuk, demokrasi kozumuz kalmamıştır. işkence gören fetöcülerin basına servis edilmesi sonucu norveç'in iade etmediği fetöcü subaylar bunun en açık net örneğidir.

    norveç ab üyesi değil biliyorum ama bir farkı da yok, norveç nato üyesi nitekim daha da sağlam müttefik olması gereken bir ülke ama değil tabi.

  • 7. yabancı sayısının 5 veya 6'ya düşürülmesi

    bence futbola da mahalli yerleştirme sistemi gelsin.
    her futbolcu evine en yakın kulübe gitsin.
    böylece alt yapı sorunu da çözülmüş olur asdfgklllll

  • 8. otomobilin kalitesini gösteren küçük ayrıntılar

    kör nokta uyarı sistemi olması.
    bu sistem sayesinde kör noktalarınızda kalmış olan araçları farkederek, o şeride ani bir geçiş yapmanız ve doğal olarak kaza yapmanız engellenmiş olacaktır. hatta kör noktalarınızda kalan araç bisiklet veya motosiklet ise yada yaldır yaldır yardıran bir patenci ise bu kişinin hayatını kurtarmış olursunuz.

    edit: bu ekşicileri çoğu gerçekten ağır mal.

    başlıkta ne yazıyor?
    -küçük detaylar

    ağır mal ne yazmış?
    - bağımsız arka süspansiyon
    - 385 hp
    - yol tutuşu

    bunlar küçük detaysa ben bişey demiyorum.

  • 9. ziraat'in hesaptaki dövizi bilgim olmadan bozması

    büdüt: gencler entryi nerenizle okuyorsunuz. tum detaylar mevcut hala. ekran goruntusunu de bir yazar eklemis ben de onu buraya koydum.whatsapp yazismalarindan bahsediyorsaniz zaten onu bi anligina koydum daha sonra ozel mesajla isteyene yolladim. raad olun. arkadas silmemi istedi ama boyle birakacagimi soyledim. bu arada baslik rezalet basligi degil dikkat ederseniz. onun icin biktim bu rezaletlerden diyenler siktir olup gidebilir. olayin gidisatini ogrenmek isteyene ozelden yazabilirim. bu arada ben elciyim. bana zeval olmasin.

    son edit: destek veren herkese özellikle ziraat bankasında çalışıp bana anında yardımcı olan suserlere çok teşekkür ediyorum. nicklerini vermemi istemediler.. şubeden direkt telefon geldi ve konuşmaya başladık şimdilik. sorun hala çözülmüş değil ama en azından iletişim kanalları sonuna kadar açıldı sayenizde. 10 günden beri 150-200 tl telefon faturası ödeyerek alamadığım sonucu sizin sayenizde aldım. suserler, şube başkanı ve işlemi yapan kişinin ricaları üzerine, sonedit hariç şimdilik yazılanları kaldıracağım. sizden de ricam, özellikle küfür ve hakaret içeren entryleri silmeniz. işlem hatasını kabul etmeseler de, süreci yönetme konusunda hatalı olduklarını kabul edip özür dilediler. artık bundan sonrası tekrar hesapların incelenmesi ile devam edecek. şunu ekleyeyim, herhangi bir art niyet olmadığına emin oldum ki zaten baştan beri hata yapmış olduklarını sürekli belirttim. bu 12 saat içinde entry giren bana destek olan tüm suserlere tekrar teşekkür ediyorum. o kadar mesaj geldi ki ekşi ahalisinin ne kadar büyük bir aile olduğuna bizzat şahit oldum.

    sonradan gelenler için olayın özeti: ziraat sterlin hesabına döviz gönderilir. 2 ay sonra para döviz hesabında değil de tl hesabında olduğu farkedilir. işlemi yapan memur hatasını kabul eder ama telafi etmeye yanaşmaz.

    (#71944760)

  • 10. fetö'yü bahane edip tüm cemaatleri linç etmek

    hiçbir cemaate hayat hakkı tanınmamalı.

  • 11. sayısalcıların kendilerini zeki zannetmeleri

    susun deli konuşuyor. konuş deli.

  • 12. aykut kocaman

    o kadar defansif oynatıyor ki, istifayı bile "geri çekmiş".

    allah bu camiaya sabır, aziz yıldırım ve ekibine de akıl ve izan versin.

  • 13. ateistlerin en büyük tutarsızlığı

    aynı tutarsızlık inananlarda da vardır. her şeyin yaratıldığını, bir yaradan olması gerektiğini öne sürerler. ancak allahın nasıl yaratılmamış olduğunu açıklayamazlar.

  • 14. gazi olduklarını bilmiyorduk bize terörist demeyin

    gazi olduklarını belirttiklerini halde hala kavgaya devam etmemiş miydi bu adamlar?
    kusura bakma teyze, maalesef oğlun terörist

  • 15. en lezzetli çikolata

    (bkz: cino)
    zenginler bilmez.

    edit düdüt: sözlük olarak fakirmişiz ama ağzımızın tadını da biliyormuşuz. yaşayın ulan.!

  • 16. sokak kedilerini zehirleyen suriyeli kadın

    araplarin %90'inda ne insan sevgisi ne de hayvan sevgisi vardir. bu durumu araplastirilan ulkemiz comarlarinda da rahatlikla gozlemleyebilirsiniz.

    arabayla kopek ezenden, sehre inen domuzu linc edene... her turlu yaratik mevcut.

    edit: nereden biliyorsunuz kadinin arap oldugu denmis, o yerin urfa oldugu ne malum denmis.

    urfa'li olan o arkadaki dolmustan dahi o yerin urfa oldugunu anlar. giydigi kiyafetten dahi o kadinin arap oldugunu anlar. suriyeli degilse bile urfali arap.
    ayrica bu araplarin yolda yuruyen karincaya bile tahammul edemeyip, uzerine basan ve bundan zevk alan bir irk oldugunu; yillardir irak'ta yasayan biri olarak birakin da bileyim.

  • 17. menemen yemek için en iyi 10 adres

    kel'in yeri çakallı samsun

  • 18. ekşi itiraf

    iki aydır kuzey kore sınırına 500 km uzaklıkta tek başına yaşıyorum. bulunduğum şehirde bırakın türk'ü, yabancı sayısı bile 5'ten fazla değil. dışarı çıktığımda yerel halk bana uzaylı gibi bakıyor. dış dünyadan izole bir hayat yaşıyorum. çok canım sıkılıyor ve yalnız hissediyorum, ama sırf merak etmesinler diye bunu aileme de söyleyemiyorum.

  • 19. bu başlıkta kendimizi eleştiriyoruz

    sıvazı azaltmam lazım

  • 20. ufak tefek cinayetler

    pilates hocası = şeyma subaşı

  • 21. üstteki yazarın nickinin düşündürdüğü

    midesizsiniz galiba.

  • 22. 6 yaşında 1000 kitap okuyan çocuk

    okuduğu kitaplar çocuk kitabı ve çoğu 50 sayfayı geçmeyen kitaplardır. yani 10 ayda nasıl 1000 kitap okumuş, 6 yaşında bunu nasıl başarmış diye bu güzel durumu lekelemeyin.

    umarım ileride bu istikrarını sürdürür, çevresindeki arkadaşlarını etkiler de, gelecek nesiller güzel olur.

  • 23. kendilerini madene kilitleyen iki bin madenci

    kendilerini madene (aslında bir tür mezardır orası) kilitleyen maden işçileri ne istiyor? sanırım ilk sormamız gereken soru bu. maalesef haber kaynağımız çok yeterli değil ama anladığımız şu ki; çalışma şartlarının iyileştirilmesi değil, tatil hakkı değil, zam değil. peki ne? torba yasa ile önü açılan özelleştirilmenin yapılmamasını istiyorlar. mevcut işlerini, maaşlarını, çalışma şartlarını koruyarak devam etmek istiyorlar.
    çünkü biliyoruz ki yapılan özelleştirmeler, patronlar dışında kimseye fayda getirmedi. 2010'daki tekel işçilerinin yaşadıklarını hatırlayın. devletin mağdur ettiği binlerce insan ne oldu acaba?

    evet bölgenin hükümet partisine verdiği oylar ortada, muhtelem dünya görüşlerini de biliyoruz. peki ne yapalım? birileri işleri için, emekleri için mücadele ederken "oh olsun" mu diyelim? ben diyemem. gün gelir yine farklı fikirleri savunurum ama işi üzerinden mücadele etmek zorunda kalmış işçinin direnişini görmezden gelemem.
    bu zihniyetteki insanların tek başlarına, en büyük korkularına karşı mücadele kararı alması hiç kolay değildir, demek ki ortada büyük bir sorun, bir tehdit var.

    hepimiz daralan bir çemberin içindeyiz, ülkeye dair umutlarımız bitti, haklı olarak kendi bireysel konforumuzun derdindeyiz ama onların derdi seni, beni de etkiler. hadi maneviyatı geçtim, maddi olarak etkiler.
    aileleriyle birlikte zarar görecek on bin kişi için hiçbir şey yapamıyorsam devlete hesap sorarım?

    *daha önce yaptığın özelleştirmelerden devletin kasasına ne girdi? para neye harcandı veya nerede?
    *zamanında belli şartlarla devlete aldığın işçilerin hakları özelleştirme sırasında korundu mu, mağduriyetleri giderildi mi?
    *işten çıkardığın işçilerin haklarını verdin mi? verdiysen neyle verdin, ben mi ödedim, yoksa ihale şartlarıyla bunu özelleştirmeyi yaptığın firmaya mı ödettin?
    *işletme neden özelleştiriliyor? kar etmiyorsa neden ve ne zamandan beri etmiyor? şartları düzeltmeyi denedin mi? planın, programın ne?

    gözünde canlandırmaya çalış, adamlar kendilerini yerin dibine hapsediyor, öleceklerse ölecekler. bundan ötesi var mı?

  • 24. seksin püf noktası

    adam gelmiş zeytinyağı masajı demiş. lüfer mi bu pezeveng. roka salatasıyla mı sevişeceksin? nar ekşisiyle limon da dök istersen. piyasada çilekli, hindastan cevizli vb gibi bir sürü vucüt losyonu varken buraya gelip çomarlık yapmayın allahınızı severseniz.

  • 25. 5 eksiği 30 olan sayı kaçtır sorusu

    yolda yürürken karşına birden elinde mikrofon olan biri çıkıyor, yanında da kocaman kamera. 5 eksiği 30 olan sayı kaçtır diyor aslan görmüş ceylan gibi kalakalıyorsun. cevap veremeyince de cahil diyorlar.
    ben olsam önce bir selam ver ulan ayı derdim.

  • 26. 7 kasım 2017 dolar kuru

    dün abd'nin sınırlı olarak yeniden vize vermeye başlaması haberiyle 3.83'e gerileyen kur, bist'in ilk seansta yatay seyrettiği günde, dolar endeksinin yükselişine paralel olarak 3.87'i gördü.

    17.30'da abd piyasalarının açılmasının ardından türkiye etf çıkışları %4'lere varınca, 3.86'larda seyreden kur da 3.89'u kırdı.

    bugün ayrıca, türkiye 10 yıllık tahvil faizi %12.24'e, gösterge faiz ise %13.50'ye yükseldi. türkiye için enflasyon beklentisi, hem kısa hem de uzun vadede artık çift hanedir.

    mehmet şimşek, 15 gün önce yıl sonu enflasyonu %9.5 seviyesinde beklediğini söylemişti kendisinin bu beklentisini hobi olarak sürdürmesinde bir sakınca yok.

    dün de bahsettiğim gibi bu hafta kurun gidişatı ekonomik verilerden çok, binali yıldırım'ın abd ziyaretinde yaşanacaklara ve trump'ın asya turu kapsamında 8 kasım'da gerçekleştireceği çin ziyaretine bağlı.

    kurdaki volatilite bu kadar artmışken, destek ve direnç seviyelerinden bahsetmek pek bir şey ifade etmiyor ama bu hafta için destek seviyeleri 3.84 ve 3.80; direnç seviyehehehehehe...

    direnç mirenç kalmadı maalesef... tarihi rekor 3.94 kırılırsa direkt seferle rabialardayız.

    son olarak, 2 ayda %15 yükselmiş kur, dün 5 kuruş düşünce, çomarın biri özelden hakaret ederek ''ne oldu?'' diye mesaj atmış. buradan o arkadaşın ne oldu sorusunu da cevaplamış olayım. bak, bu oldu

    tcmb, glp faizini en az 100 baz puan artırmazsa yıl sonu da bu olacak.

    dolar dip yaparken sesi çıkmayan ekşici bildirdi.

  • 27. aykut kocaman'ın istifa kararından vazgeçmesi

    dosta korku, düşmana güven veren karardır.

  • 28. üniversiteyi yarım dönem erken bitirmek

    (bkz: üniversiteyi yarım döner erken bitirmek)

    açım ve evet öğrenciyim.

  • 29. 7 kasım 2017 fenerbahçe'nin resmi açıklaması

    yiihuuuu...

    not:hz.atiba.

  • 30. 7 kasım 2017 suudi prensin öldürülmesi

    bakıyorum da burada arap yarım adasında prensliğin nasıl verildiğini bilmeyen cahiller var.

    bir prens olmak için öncelikle üniversite mezunu olmanız gerekiyor. bu yüzden sadece bir kral varken birçok prens var piyasada. ayrıca bununla bitmiyor. tamam, babadan para geliyor olabilir ama kendiniz bir işletme kurmalı ve bu işletmeyi en az 3 sene boyunca kâr ettirmelisiniz.

    öyle "açık öğretim yazayım da üni mezunu gözükeyim" kafası da yok bu araplarda. denetim mevcut. prensler her 2 senede bir sınava giriyorlar. ales gibi yani. buna rağmen çok katı değiller. yani sınavı geçemeyen bir uyarı alıyor. öbür sınavda da kalırsa prenslik unvanı alınıyor elinden.

    okumak ve bilim üstün tutuluyor.

    herhalde son cümlemden anlamışsınızdır yukarıdaki paragrafları götümden salladığıma ama aramızda arapsevici asalaklar olduğu için ben yine de götümden salladığımı 2 kere yazayım dedim.

  • 31. dünya çapında aktör gitarist yetiştirmişler mi

    gitarist kelimesi ile akıllara yavuz çetin i getirmiştir.

  • 32. en çirkin kadın kıyafeti

    çarşaf amk çarşaf. ninja gibi sokaklarda gezmek zorunda bırakılan, ezilen kadınların en çirkin kıyafeti.
    sonra burka amk iyice rezalet iyice beter, bunu kadına giymek zorunda bırakan tüm erkeklerin allah bin belasını versin.
    ayrıca kafaları alien kafası haline getiren o iğrenç türban bağlama şekli seni de unutmadım, senin de amk.

  • 33. ahmet necdet sezer'in çatı başkan adayı olması

    (bkz: geldi yine tipini siktiğim)

  • 34. fetullah'ın adalet yürüyüşüne yetersiz demesi

    chp’nin geldiği noktayı düşünenlerin 15 senedir akpnin geldiği noktayı hiç düşünememesi de çok düşündürücü.

    sorarlar adama teşekkürler edilirken neredeydin yarram diye?

  • 35. 80 bine yerli araba & 90 bine alman araba

    son kurlardan sonra 90 bine alman mı kaldı lan diye sordurtur.

  • 36. 30 yaşına gelip hala evrim teorisine inanan tip

    madem evrim yok, insansız uçakları kim uçuruyor o zaman? hadi dinciler, bunu da açıklayın.

    not: kendi silahlarıyla vuracam atyaraklarını

    bilmeyen varsa: tövbe estağfurullah

  • 37. galatasaray şaha kalkınca yabancı sınırı getirmek

    her seferinde akp'nin kendilerine güdümlü tff yöneticileri vasıtasıyla gözler önünde yaptığı operasyon.

    nasıl ki araba, benzin fiyatları dövize endeksli. türkiye'de yabancı sınırı da galatasaray'a endeksli. cimbom ne zaman şaha kalksa 'dur, yabancı sınırı getiriyoruz.' cimbom ne zaman kötü gitse, kimsenin yabancı oyuncudan yana şikayeti yok.

    milli takımın hocası yabancı. adam gelmiş yabancı serbestisinden dert yanıyor. önce senin defolup gitmen lazım, türk hoca mı kalmadı? cumhurbaşkanı ve spor bakanı'nın bu ülkede ilgileneceği başka hiç mi iş kalmadı da, futbolda yabancı sınırı ile ilgileniyorlar?

    2015-2016'da neden kimse yabancı sınırından şikayet etmiyordu? 2012-2013 yılında arka arkaya 2 kez şampiyon olmuş, şampiyonlar ligi'nde çeyrek finale çıkmış, real madrid'e kök söktürmüş galatasaray'a hemen operasyon yapıp hocasını kopardılar, yabancı sınırı getirdiler. 5+0+3, 6+2 gibi ucube uygulamalarla yabancı futbolcuları tribüne gönderttiler.

    biz galatasaraylılar olarak bu oyunu görüyoruz. kimse bizi çomar, iş ahlakından yoksun, koca götlü yerli futbolculara mahkum edemez. dünyanın en üst düzey liglerinde kimse böyle salak kurallarla uğraşmıyorken, bu tip uygulamalarla kimse türk futbolunu dizayn etmeye kalkmasın. yerliler forma bulamıyor diyorlar; hırvatistan milli takımında oynayanlardan kaçı hırvat ligi'nde? dolu dizgin giden belçika milli takımı oyuncularının kaçı belçika ligi'nde oynuyor?

    galatasarayla uğraşmayı bırakın. geçen sefer de başbakan tribünde açılan pankart için soruşturma başlatıyor... galatasaray 30 milyon taraftarı olan bir kulüptür kimse bizi 'atatürk pankartı siyasi anlam taşıyor diyen sıyın cımhırbışkınım sporla' karıştırmasın.

    çekin ellerinizi galatasaray nezdinde türk futbolunun üzerinden.

  • 38. sevişirken kan verir gibi yatan kadın

    bedene girenin enjektör iğnesi inceliğinde olduğunu gösterir.

  • 39. aylık 5 bin tl gelirle toplu taşıma kullanan insan

    işte bu görgüsüzlük yüzünden istanbul trafiği sıçmış halde.
    özel araç, bir gelir göstergesi, refah belirteci, vitrin olarak kullanılıyor çoğu zaman.
    sürekli elin arabasıyla övünenler de tüm gelecek planlarını araba edinme üzerine kuruyor.

    bu sebeple, 5 bin, 10 bin veya 50 bin gelirle toplu taşıma kullanmanın ayıplanacak bir şey olduğunu düşünen gerzekler, akıllarınca bunu yeriyor. amaç kendi sikini övmek.

    her sosyal statüden insan toplu taşımayı eşit kullanmaya başladığında, bu ülkede bir şeylerin değiştiğini, geliştiğini falan söyleyin.
    ama bu görgüsüz, barzo orta doğulu kafasıyla zor o iş daha uzun süre.

  • 40. bedelli askerlik

    arkadaşlar, üzgünüm ama gerçekten sağlıklı şekilde sebep-sonuç ilişkisi kuramıyorsunuz, olayların suçlularını yanlış yerde arıyorsunuz.

    şimdi, öncelikle bakın, her canlının kendi varlığını sürdürmeye çalışması, canına kast eden riskleri asgariye indirmeye çalışması dünyanın en doğal şeyi, var olmak en temel içgüdümüz yani. bununla ilgili birçok bilimsel kaynağa ulaşabilirsiniz bana inanmıyorsanız, ya da oturup birkaç dakika sokak hayvanlarını izlemeniz bile yeterli olacaktır hatta. e ben de daha genç yaşta, planları olan bir insanım, kendimi koruyup kollamak istemem çok doğal değil mi?

    e fakirler ölsün mü, sırf paraları olmadığı için gitsinler mi? hayır, ben toptan zorunlu askerlik sisteminin kaldırılması taraftarıyım. babam, dayılarım, amcalarım ve daha birçok akrabam, yakınım doğuda, çok riskli bölgelerde askerlik yaptı, çatışmalara girdi. babam askere gittiğinde ilkokul ikinci sınıftaydım, telefon her zamansız çaldığında annemle kalbimiz korkuyla atardı, bunu birinci elden yaşadım. askere gittiğinde 30 yaşındaydı babam bakın. doktor bu adam, yıllarca dirsek çürütmüş o noktaya gelene kadar. ne anlardı silahtan, çatışmadan? hayır ne zannediyorsunuz gerçekten anlamıyorum, hayatını dağda geçirmiş insana karşı 1-2 ay eğitim almış askeri çatışmaya çıkardığınızda o adamın ölüm fermanını imzalamak oluyor yaptığınız, başka bir şey değil. yani eğer garibanlar ölmesin, ciğerimiz parçalanmasın diyorsanız ben de sizinleyim, tabii ki ölmesin, birlikte profesyonel askerlik için çalışalım, var mısınız? yoksunuz tabii ki, çünkü niyetiniz üzüm yemek değil bağcıyı dövmek.

    "biz yaptık, siz de yapın"cılar var bir de. çok basit, insanlar ikiye ayrılır bu konuda. "ben çektim, benden sonrakiler çekmesin" diyenler ve "ben çektim, herkes çeksin" diyenler. hangisinin daha insancıl olduğunu açıklamama gerek var mı? senden sonraki insan da çekince senin durumun daha iyi olacak mı? hayır, ama sen başkalarının da kötü anılar yaşamasından güç alacaksın. hepimiz kendimizden sonraki jenerasyonlar için daha iyi bir dünya, daha iyi bir ülke bırakmaya çalışmıyorsak, varlığımızın da bir anlamı yok demektir. örneğin, ülkece emeğimizin karşılığını alamadan, kötü şartlarda çalışıyoruz, hayat standartlarımız çok düşük. bizden sonraki nesiller de mi aynı sıkıntılardan muzdarip olsun? yoksa onlar daha iyi şartlarda mı yaşasın?

    "ama ülkede terör var"cılar. haklısınız, var. peki terörü yaratan ben miyim? ya da besleyen, destekleyen ben miyim? bunun suçlusu niye ben oluyorum? şu anda terörün olduğu realitesi tamam, ama buna neden olanlardan hesap sormayan, hiç yoksa bu durumu sorgulamayan insan iş bana yüklenmeye gelince hemen saldırıyor. kusura bakmayın, terör sorunu daha fazla genci askere göndererek çözülseydi hemen çözülürdü zaten, yıllardır yapılan bu çünkü. terörü bir hastalık gibi düşünün. bir hastalıkla mücadele ederken bir yandan semptomatik tedavi uygularken bir yandan da hastalığın kendisini yok etmeye çalışırsınız. yani ağır bir grip geçiren birey bir yandan nurofen gibi ilaçlar alarak gribin semptomları olan halsizlik, ateş, kas ağrısı gibi hayat kalitesini etkileyen, bireyin günlük yaşantısına engel olan durumlardan kurtulmaya çalışırken diğer yandan da gribe neden olan virüsü yok etmeye çalışır. peki bu birey nurofen alırken bir yandan da yeterince dinlenmiyorsa, ya da vücuduna sıvı takviyesi yapmıyorsa siz bu bireyin iyileşme konusundaki isteğini sorgulamaz mısınız? ya da kış gelirken grip aşısı yaptırmıyorsa mesela, şüpheyle bakmaz mısınız? peki yıllardır teröre semptomatik tedavi dışında hiçbir tedavi uygulanmamasına ne diyorsunuz? buna çıkardınız mı sesinizi? hayır. terör dünyanın en aşağılık şeyi, lakin terör eylemi için teröristi suçlamak gol attığı için rakip futbolcuyu suçlamak gibidir. tuttuğun takım bariz bir hatayla gol yediği zaman bu hatayı yapan(lar)ı mı suçlarsın, yoksa sürekli rakip takım forvetlerini lanetleyip hatayı yapanları eleştirenlere "hiç rakip takım forvetlerini lanetlediğini görmedik ama, golü atan bizim savunmacılar mıydı?" mı dersin?

    şimdi, özet geçmek gerekirse eğer, durum şöyle: ben, kendi varlığımı sürdürmek için öncelikle zorunlu askerliğin kaldırılması gerektiğini savunuyorum, lakin bu olmayacaksa da, ki yakın zamanda olmayacak çünkü kimse sesini çıkarmıyor, evet, bedelli askerlikten faydalanıp kendimi kurtaracağım. garibanları düşünüyorsan zorunlu askerliğin kalkması için kamuoyu oluşturalım? var mısın? yoksun. peki ülkedeki terörün suçlusu ben miyim? hayır. bu terörün çözümü sürekli daha fazla genç, eğitimsiz insanı sahaya sürmek mi? öyle olsaydı şimdiye çözülürdü terör, değil mi? peki terör politikalarını tasarlayan, uygulayan, ya da destekleyen ben miyim? hayır. bunların hepsinin sorumluluğu neden bana yükleniyor o zaman? neden gerçek sorumluların yakasına yapışmıyorsunuz? nedenini söyleyeyim, çünkü goygoy yapmak, popülizm üzerinden gidip milletin duygularını okşayıp hiçbir halta derman olmamak çok daha kolay. bakın bunun ideolojik boyutuna da girmiyorum hiç. çok temel bir şey bu, ben, çok daha farklı ve belki de daha barışçıl yöntemlerle, bu arada hayır, pkk barışçıl demiyorum, kana susamış bir terör örgütü pkk, çözülebilecek bir konuda maalesef ki ülkenin idarecilerinin izlediği politikanın yanlış olduğunu benimsiyorum. sadece akp iktidarı da değil, bu konuda birçok hükümet yanlış politikalar uyguladı bence. bu insanların yanlış politikalarının beni ve hatta kimseyi hayatımdan etmesini istememek niye bu kadar rahatsız ediyor sizi? inanmadığım, desteklemediğim bir politika, bir ideoloji uğruna ölmeme hakkım da olsun kusura bakmayın da.

  • 41. 7 kasım 2017 ajda pekkan'ın ölümsüzlüğü bulması

    hayret, 71 yaşında hiç parası olmayan, hiç estetik ameliyat geçirmemiş, eşi dostu akrabası dışında hiç tanıyanı olmayan birisi nasıl böyle bir fiziğe sahip oluyor aklım almıyor.

    edit: ajda pekkan'ın sesi, kariyeri, zenginliği, kişiliği, sporu, estetiği, şekli şemali başkasında olsaydı zaten o kişinin adı ajda pekkan olurdu. %99'umuz koca götlüler olarak kendisini çekemediğimiz babaannemizi eleştirince neden sinirleniyormuşsunuz orasını anlamadım ama.

  • 42. lezzeti kokusu kadar güzel olmayan şeyler

    duş jeli.

  • 43. daha kolay dışkılamak için tavsiyeler

    çaresi kuru kayısı derler ama... zaten pahalıydı. malatya'da kesilen 2000000(yazıyla iki milyon) kayısı ağacıyla birlikte dibine darı ekildi.

    türk kayısısı mefta oldu. ilk türk ihracat kalemi, on yıllarca tek yerli ihracat ürünümüz kayısı yok edildi. koltuk uğruna akpnin türk tarımını bitirme politikalarına kurban edildi. ülkemiz bir kez daha emperyalistlerin emrine itaat etti. geleceği biraz daha yok edildi.

    ne tesadüf türk kayısı ağaçları hunharca kesilirken, kanada kayısı ekimine başladı. sıkın biraz daha dişinizi kabızlar, bekleyin kanada kayısısı ithal eder reisiniz siz de afiyetle yer, kolayca mıçarsınız.

  • 44. kerimcan durmaz'ın doğum günü partisi

    freak show.
    o berkay merkay da sorsan muhafazakar he.
    cumhurbaşkanı iftar davetinde kadrolu ünlülerin hepsi kerimcan’ın doğumgününde.

  • 45. bakar mısınız siz vatan haini can dündar mısınız

    değil yurtdışında, yurtiçinde dahi olsa götünden kan alınması gereken çomar beyanıdır.

    aq çocuğu siz memleketi 15 sene boyunca fetö'ye peşkeş çekerken hain olmuyor musunuz? ben de mit tırları konusunda can dündar ile aynı düşünüyorum,gel ayni tacizi bana yap da götüne sokayım o telefonu.

  • 46. ifşa tehdidiyle kız çocuklarını taciz eden konyalı

    cnn'de haberi yapan özgen aydos ile konuyla ilgili konuştum. ekran görüntüsünü paylaşıyorum.

    https://i.hizliresim.com/njbdvv.png

    konu başlıkları:

    - zanlının mahkemeye sevk edildiği bilgisini ahlak büronun verdiği teyit edildi.
    - zanlının 24 yaşında olduğu bilgisi polis tarafından verildi.
    - polis yaşları küçük olduğu için mağdurlar hakkında bilgi vermemiş ama birden fazla olduğunu belli etmiş.
    - haber bugün yapıldı çünkü polisten teyit beklendi.

  • 47. günde 1.5 litre çay kahve içenler derneği

    gece ç.şe kalktığımda, yatağa dönerken bardakta kalan soğuk çayımı içer yatarım... daha ne diyeyim. çay içmek bir yaşam biçimi...

  • 48. rakı masasına beraber oturmak istenen tarihi kişi

    mustafa kemal atatürk, evet. ama dur orada heyecanlı genç, şükela yahut çok kötü vermeden önce oku. zira bu entry atam biraz da senden prim kasam entrysi değildir. gerçekten cevabını çok merak ettiğim bir soru var. onu sorardım. büyük ihtimalle de anlatması 8-9 saat sürerdi.

    merak ettiğim şey şu. bir devlet düşünün ki yıkılmak üzereyken karşısına dünya nüfusunun yarısından fazlasını almış. (fransa ve ingiltere) üstüne de yetmemiş, bu devletin kaderi tek bir savaşa kalmış. çanakkale savaşı. kimse bu devletin savaştan sağ çıkmasını beklemiyor. düşmanları paylaşma planları yapıyor, müttefiki ise üzerindeki yükü azaltmak için piyon niyetine kullanıyor.

    dönemin en güçlü devleti ingiltere, çanakkale'ye kendinden emin bir şekilde geliyor. dünyanın en güçlü donanması, ve oldu ki bir şeyler aksi gitti, üzerinde güneş batmayan imparatorluğunun binlerce yerinden getirebileceği milyonlarca asker çıkarma yapmak için emrine amade.

    ve bu devletin bir albayı, o sırada anafartalar'da gece saat bilmemkaçta latin alfabesine geçişin taslakları üzerine çalışıyor. yıl 1915 amına koyim ya 1915. at bunu cebe.

    sonra imparatorluk savaştan ağır bir yenilgi ile ayrılıyor, ve idam ipini boynuna geçiriyor.

    ama yetmiyor, bu albay ve silah arkadaşları ordunun bütün teçhizatını el altından halka dağıtıyor. istifalar ardı adına geliyor, ve yıllarca sürecek olan kurtuluş savaşı başlıyor.

    ancak her şey umulduğu gibi gitmiyor. arkasına dünyanın en güçlü devletlerini almış olan yunan ordusu eskişehir'i geçiyor. hem de öyle bir geçiyor ki, çatışma sesleri meclisten duyulmaya başlıyor ve meclisin kayseri'ye taşınması konusunda çok güçlü sesler yükseliyor.

    yaz kenara, bu bir dediğim madde vardı ya. oradaki albay napıyor peki şu anda? kurtuluş savaşını yöneten meclisin başkanı olarak, gece gündüz silah arkadaşlarıyla harita üzerinde tartışıyorlar - mı acaba? ne yazık ki hayır. bu adam, emperyalizmin bütün kaynaklarını akıttığı kukla ordu ülkesinin göbeğindeyken, silah sesleri meclisten duyulurken, adında idam fermanı ve "katledilmesi farzdır" fetvası varken, nüfuzu ondan kat kat yüksek eski bir orgeneral batum'da "dur bi yunan tokatlasın da ben gelip başa geçeyim." diye beklerken; gidiyor birinci maarif kongresi'ni topluyor. yalan yok, ben kazım karabekir olsam, fevzi çakmak olsam "ya mustafa ne diyon allasen derdini sikeyim senin ya. her kuşu siktik bi leylek kaldı." derdim. bunu da ikinci madde olarak yaz kenara.

    ben osurmadan önce bile planlayan bir adamım. z harfine kadar planlar yaparım, çıkabilecek aksilikleri hesaplarım. hangi sıkıntı durumunda ne yapacağımı düşünürüm. o yüzden mustafa kemal atatürk'ün kendinden bu kadar emin bir şekilde planlarını uygulaması benim çok ilgimi çekiyor. dünyanın en güçlü donanması 10 kilometre ötesindeyken çadırda oturup vakti gelince (belki vakit tahmini bile vardır, kim bilir) uygulayacağı alfabeyi planlayan bir adamdan bahsediyoruz. uğraşmıyor, çabalamıyor, plan yapmıyor; adeta önceden yazdığı bir tiyatro oyununun oynanmasını seyrediyor gibi.

    uzun lafın kısası, soracağım şey şu olurdu. hangi noktada hiç planlamadığı şeyler gerçekleşti? ne zaman aklındakilerin gerçekleştirilebilirliğinden şüphe duydu? bu sorunları çözme süreci nasıl gerçekleşti?

    benim sadece tek bir tahminim var. atatürk gördüğüm en makyavelist liderlerden birisidir, hatta belki en makyavelist olanıdır. saltanat, hilafet, din, milliyetçilik; her şeyi amacı uğruna harika kullanmıştır, ve hepsini vaktine sırasına göre planladığı da aşikardır. ancak şurada, halk acaba bunu duymaya hazır mıydı?

    bundan başka planlarında tek bir hata göremiyorum ben. görememe sebebim elbette önüne sorunlar çıktıkça planını daha da mükemmelleştirip o sorunu ezip geçmesiydi, evet. ancak o aşamaları, çok daha da önemlisi planının ilk halini çok merak ediyorum. asıl idealini gerçekten merak ediyorum.

    --- spoiler ---
    izmir’e girdikten sonra üzerinde sivil elbise, bir kaç arkadaşıyla kramer palas oteli’ne gelirler. salona girerlerken, rum bir garson dikilir! “yerimiz yoktur efendim” der. mustafa kemal, “canım şöyle bir köşeye sığışsaydık...” bozuk türkçesi ile garson direnir. “mümkünsüzdür efendim yerimiz yoktur...” o sırada müşterilerden biri onu tanır, “mustafa kemal paşa!” diye bağırınca herkes fırlar alkışlar, çığlıklar yükselir. bu sefer aynı rum garson: “emriniz paşam!...” diye sorar. gazi, garsona: “kral kostantin izmir’e geldiği zaman buraya oturup bir kadeh rakı içti mi?” diye sorar. “hayır paşa efendimiz.” “yazık” der mustafa kemal, “öyleyse neden izmir’i almak istemiş” diye ilave eder.
    --- spoiler ---

    edit: hee-hee prim kasmıyorsun diyen dalyarak, prim kasmak istesem o saatte mi girerim lan?

  • 49. ekim devrimi

    100. yıl dönümlerini kutlayan sosyalist devrim. 7 kasım 1917’de gerçekleşmişti. julyen takvimine göre 25 ekimde gerçekleştiği için ekim devrimi deniyor

    vladimir iliç lenin önderliğindeki kadronun şekil vermesi ile tarihte bilinçli olarak hazırlanmış ve gerçekleştirilmiş ilk devrim olma özelliği taşıyor.

    başka bir dünyanın mümkün olduğunu göstermişlerdi.

  • 50. the red pill

    sağ hep aynı yahu.

    * şans eseri mensubu olunan bir kimlik oluştur (din/cinsiyet/milliyet/ırk),
    * bu görkemli, gurur vesilesi kimliği taşıyanlara ilaveten mağdur rolü yükle,
    * kimliğe mensup olmayanları düşman ve dış mihrak say,
    * bir de düşmanla işbirlikçi, iç mihrak zümresi tanımla (vatan haini olur, meriç olur, münafık olur)
    * dünyadaki tüm problemleri, kötülüğü ve dahi ahlaksızlığı dış mihrakların ve işbirlikçilerinin üstüne yık
    * bütün bunları "tek gerçek", "doğanın kanunu", "değiştirilemez yasalar", "ilahi düzen" olarak pazarla,
    * aksini iddia edeni en iyi ihtimalle itin götüne sok,
    * bu uğurda pozitif bilimleri "ikna aracı" haline getir,
    * bu sayede dikkati, kimlikten bağımsız olarak insanın insanı çatır çatır sömürmesi gerçeğinden uzaklara çek, birileri küpünü doldurup dünyalığını toplarken başkalarının sefalet içinde ezilip gebermesini kanıksat