Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 1 eylül 2017 türkiye rusya basketbol maçı

    1 eylül cuma akşamı 21.00 da ülker arena da oynanacak 12 dev adam için turnuvanın açılış maçı.

    bayram sebebiyle salonun %100 dolacağından emin değilim, ancak yine de büyük bir seyirci desteği olacaktır. tam bu sırada grup maçları neden ankaraya verilmedi sorusu aklıma takıldı, ankara seyircisi bayram seyran dinlemez giderdi sanki o maçlara neyse.

    boby dixon sakatlığı sebebiyle kadrodan çıkartıldı ve 12 kişilik kadromuz şöyle;

    pg : kenan sipahi, doğuş balbay
    sg : sinan güler, furkan korkmaz, melih mahmutoğlu, göksenin köksal
    sf : cedi osman, erkan veyseloğlu
    pf : barış hersek
    c : semih erden, sertaç şanlı, furkan aldemir.
    koç : ufuk sarıca

    kadromuz zayıf ancak koç'umuz güçlü ve güven veriyor. karşımızda ki takıma göre 12 oyuncuyu da doğru yerde kullanacağından eminim. bunu bu sene beşiktaş'ta dar kadro ile yaptıkları ile gösterdi.

    rusya maçı özelinde konuşacak olursak; rusya çok geniş ve uzun oyunculara sahip, shved önderliğinde yarı sahada çok iyi hücum ediyorlar,

    taktik olarak ufuk sarıca biraz spoiler verdi. oyunun büyük kısmında rusya'nın oyununa ayak uydurmaya çalışacağız zaman zaman 2 pivot ile sahada olacağız gibi duruyor ancak özellikle shved kenerda iken rusya'nın sevmediği tam saha oyunlarını oynayarak tempoyu yukarı çekmeye çalışacağız gibi duruyor, rusya'yı yenmenin yolu yüksek tempoda yatıyor ancak milli takım bunu 40 dakika oynayamaz bu yüzden ara sıra vites artırarak maçı lehimize çevirmeye çalışacağız.

    başarılar 12 dev adam.

  • 2. atatürk'ü sevenler cenazeme gelmesin

    kadir mısıroğlu'nun istediği şey.

    atatürk'ü azcık bile muhabbeti olanın cenazesine gelmemesini istiyor. ben zaten cenazesine değil cenazeden sonra mezarına gidecektim... işemek için.

  • 3. zabıtanın ıhlamurlarını elinden aldığı yaşlı amca

    şimdi benim merak ettiğim bu başlığa yazanların kaçı akp-mhp ye oy verdi, verecek. beyler bayanlar sizin eseriniz biliyosunuz dimi?

    yani burda duygulanmaya pek hakkınız yok söylemek istedim. olsun yol yabdı. almanya bizi kıskanıyor.

    olum şu doğal felaketler bi bu ülkeyi vurmaz. gelsin artık şu büyük istanbul depremi suçlusu suçsuzu ölsün bitsin şu ülke. insanlığa zaten bir faydamız yok hiç değilse her gün insanlık için utanılacak yeni bir haber üretmeyi durdururuz

    edit: bazı gerizekalılar da başlamış hemen biz açıkta bırakmayız diye. abi gerçekten salaksınız bari belli etmeyin ulan. birader bunun yolu başına kötü iş gelen kişiye yardım etmek değildir. o kişinin yardıma ihtiyacı olacak duruma gelmesine engel olmaktır. yani zabıta ıhlamurunu almasa ne olacaktı. umrunuzda olacakmıydı? 80 yaşında ne güzel çalışıyor diyip geçecektiniz. ulan o amcanın şimdiye emekliliğinin tadını çıkarıyor olması lazımdı.

    sizide sikeyim vicdan mastürbasyonunuzuda. iğrençsiniz lan. zabıtadan daha iğrençsiniz. gidin para verin. ee sonra? kendinizi iyi hissedin. ne güzel. haberini alamadığımız bi dünya insanı ne yapıcaz. ama siktir et onların vidyosunu izleyip kötü hissetmedin nede olsa değil mi. yaşamınızı siksinler sizin.

  • 4. dünyanın yuvarlak olması mason uydurması dünya düz

    1999 yılında ben o zamanlar daha orta okuldayım.
    mevsimlik işçi olarak karadeniz'e, çukurova'ya felan gidiyoruz okul tatile girince.
    neyse efendim o yaz biz fındık işçisi olarak düzce / akçakoca'ya gitmek için hazırlandık.
    bir otobüs geldi köye ve 60 kişi eşyaları ile birlikte 40 kişilik otobüse bindik.
    şimdi hatırladığım zaman hala küfür ederim.
    neyse zaten konumuz bu değil....
    efendim otobüs yola çıktı ve biz köyden çıktık.
    herkes yanındaki ile sohbet ediyor, kimisi abuk subuk şakalar yapıyor, kimisi de geçtiğimiz yerlerin isimlerini söylüyor ve bize coğrafi bilgiler verip bizi aydınlatıyordu.

    şırnak / idil / karalar beldesine vardık....
    benim arkamda benden yaşça epey büyük iki abla oturuyordu.
    isimlerini de hala hatırlıyorum.
    çaprazımdaki o bilge kişi "eheheheh işte burası da karalar. (asıl ismi araban) burası idil'in en saçma noktası...." dedi.
    yol karalar'ın tam ortasından geçiyor.
    beş-altı dakika sonra da karalar'ı geçtik.
    arkamdaki ablalardan biri aynen şunu dedi:
    "anam anam anam..... karalar'ı da geçtik. ya kuran mushaf çarpsın, ben dünya'nın sonuna geldik sandım... karalar'dan sonra dünya yok sanıyordum. anam anam anam bu neymiş, biz nerelere geldik?"
    herkes önce sus pus oldu.
    sonra biri sessizliği kahkahası ile bozdu.

    şimdi ben bunu, o ablayı küçümsemek için değil sadece bir anı olarak anlattım. o ablanın o şekilde düşünmesi gayet normal.
    hayatında köyden çıkmamış, hayatında okula gitmemiş, hayatı ev ile tarla arasında geçmiş bir ablaydı.
    peki bu salak herifler neden böyle?
    neden yıl olmuş 2017 teknoloji artık 10 yaşındaki çocuğun cebine kadar inmişken bunlar neden böyle?

    sebebi inançtır.
    kim ne derse desin.
    isteyen kınasın isteyen linç etsin ama bunun tek sebebi var o da inanç.

  • 5. spor ayakkabı kot sakal ve tişörtle yapılan iş

    kot sakal mı?

  • 6. verilen paraya acınmayacak şeyler

  • 7. gay biriyle arkadaş olmak istemeyen erkek

    kimseyi ilgilendirmez.

    homofobi eyleme dönüşmediği sürece suç olmadığı gibi kimin kiminle arkadaş olup olmayacağını seçme gibi bir özgürlüğü var sanıyorum. o yüzden bu başlığı faşizan fikirleriyle sıçıp sıvayacak sjw'lere kocaman bir hassiktir çekiniz.

  • 8. beşiktaş vs galatasaray

    100 yıllık çınarları son yıllarına bakarak değerlendirmeyiniz. 90'lı yıllarda şampiyonluk sayısında galatasaray 3. sıradaydı. bugün şampiyonluk sayısında beşiktaş 3. sırada. benzer şekilde yarın bakarsınız fenerbahçe 3. sıraya geriler.

    bu kulüplerde bazen bu kulüplere yakışmayacak kişiler söz sahibi olmuştur. ama bu kötü insanlar bile bu kulüplerin büyüklüğüne gölge düşüremez.

    ikisi de bu ülkenin en büyük kulüplerindendir. ikisinin de başarıları çoktur.

  • 9. kwadwo asamoah

    sayesinde telles'in balon olduğunu öğrendiğimiz futbolcu. telles dediğimiz adam avrupaya ayak bastığından beri şampiyonlar liginde oynuyor. şuan porto gibi bir takımın as sol beki. garip valla.

  • 10. yargı hiç bu kadar bağımsız olmamıştı

    adaletten bağımsız.

  • 11. eylül

    (bkz: hoşgeldin 11 ayın sultanı)

  • 12. 1 eylül 2017 kurban bayramı

    ey sözlük ahalisi!
    hepinizin bayramı mübarek olsun, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim.

    mümin kardeşlerimizi bayram namazına, ateist kardeşlerimizi de kavurma yemeye bekliyorum.

    şaka bir yana hala başlık açmamışsınız ibneler. herkese iyi bayramlar.

  • 13. game of thrones türkiye röportajı

    "bizi tanklar öldüremedi geçen daha." diyen dayı bana kahkaha attırmıştır. *

    eli de koymuş bacağına, "geçen yine tankın egzosuna tişört tıkıyoruz..." havasında otuyor orada.

    diğerleri de "ben bir ak gezenim." diyor. *

    "ak gezen tanıyor musun?" sorusuna, "var. arkadaşlardan var." diyen de var.

    izleyin, izlettirin. gününüze renk gelsin. *

    yahu diziyi bilmemeleri komik değil; bir allahın kulu da dememiş ki "bu gösterdiğin ne?"

    ne biçim milletiz arkadaş! bilmediğimiz şey yok. *

  • 14. bayram namazına diye gidip dolanıp geri gelmek

    bu aslında büyüklere saygı, efendi olmak olarak yutturulan ama aile baskısının, her zaman küçüklere gösterilen aba altındaki sopanın daniskasıdır.

    türkiye'de kendinden küçüğü birey olarak görmeme vardır. dünkü boktur. ortacı gibi oraya buraya koşuşturur, taksi gibi onu bunu evlerine bırakır, servis mervis yaparsa hayırlı evlat olur. geleneksel bayram namazı, cuma namazı mı; gitmezse sapkın olur; yaban olur; hayırsız evlat olur.

    türkiye'de aile, düşünce hapishanesinin de başlangıcıdır.

  • 15. cumhurbaşkanıyım ben sıradan biri değilim bilirim

    any man who must say, "ı am the king", is no true king.

    tywin lannister

  • 16. erdoğan'ın seninle konuşması senin için bir lütuf

    lan adamın başkent takımının adı paris st germain seninki osmanlıspor.

    bu bile ölçüdür amk..ki iki oyuncuya 400 milyon verdiler.

  • 17. merkez demokrat parti'nin sızdırılan logosu

    kardes sana kurt sembolu, kurt isareti batiyorsa senin ne isin var zaten bu partiyle?

    olm siz yatmadan hayaller kurup sonra gerceklesmeyince agliyor musunuz?

    partinin kurucularinin hepsi mhp'den cikma ne bekliyorsunuz lan? hdp agaci mi koysun? ampul mu koysun?

    adam bi de sirf logoya bakarak "ben oy vermem" diyor. zaten sen onumuzdeki yillarda ulkenin tek umudu olabilecek bir olusuma logosuna bakarak oy vermiyorsan akp seni bir 20 sene daha sagabilir.

    bence hak ediyorsunuz. adamlar meral aksener'i neci saniyorlar acaba.

  • 18. 10 yaşındaki çocuğun önünde kurban kesmek

    gerçeklikle hiçbir alakası olmayan abuk subuk bilgisayar oyunlarından, çizgifilmlerden daha zararlı değildir.

  • 19. litvanya denince akla gelenler

    (bkz: 402 no'lu sınıf) orada gözlüklü bir kız vardı, adı poly yanlış hatırlamıyorsam, sürekli "litvanya'da şu şöyle litvanya'da bu böyle" derdi. aklıma nasıl kazındıysa artık.

  • 20. kurban kesimi sırasında yaşanan ibretlik olay

    farz olan bayram namazını kısmından sonrasını okumaya gerek duyulmayan olay.

  • 21. 99-00 gs kadrosu vs 17-18 gs kadrosu

    99-00 kadrosu bu seneki kadronun içinden geçer. bir kere bu seneki takımın yan toplardaki başarısızlığı devam ediyor ve 99-00 kadrosunda belki de dünya tarihinin en iyi kafa vuran forveti var.

    gerçi iki takım karşı karşıya gelse hakan şükür ve arif erdem'i içeri alırlar 9 kişi başlarız maça şfjşdjgfd

  • 22. 175cm sarışın mavi gözlü güzel vücutlu zeki kadın

    vücutlu'dan sonrasını okumadım. içim geçmiş.

  • 23. ekşi itiraf

    klimayı battaniyeyle uyumak için kullanıyorum. canım battaniyem. yaz kış battaniye. en sevdiğim şey battaniye.

  • 24. the red pill

    lisedeyken kızların yürüyüşlerinden bakire olup olmadıklarını anlayabildiğini iddia eden suat diye bi eleman vardı. lakabı "piç"ti bunun. ders aralarında alt sınıflardan abazanları etrafına toplayıp uzun uzun anlatırdı bu piç. işte efendim "şöyle giyindiyse vericidir", "böyle konuşursa motordur", "yüz vermiyceksin ağbi" falan. buna ne oldu, öldü mü, kaldı mı, bir baltaya sap olabildi mi falan bilmiyorum; 20 senedir görmedim. ama anladığım kadarıyla piç suat'ın öğretileri bugün "the red pill" adı altında tüm dünya'ya yayılmış :)

  • 25. ukrayna'ya ukranya diyen insan

    hafriyata harfiyat diyen adamın akrabasıdır.

  • 26. evlenmenin erkeğe faydası

    seks diyen sözlük bebelerini görmemizi sağlayan fayda. sözlükte o kadar tipsiz, yüzüne bakılmayacak tip var ki, seks için evlilikten medet umuyor:)

    lavuğun biri de demiş ki; 30'undan sonra seksmiş, kızlar 30 yaş üstü erkeklere bakmıyormuş. senin gençliğini sikeyim ben suratı sivilceden görülmeyen amk tipsizi.

  • 27. kurban bayramı

    cocukken dedem keciyi kesmeden once aglayip yirtinip yerlere atardim kendimi ne olur kesmeyin diye. buyudum veteriner hekim oldum, kaderin cilvesi olarak devlet baba dedi ki bu bayram kurbanda gorevlisin. gozumun onunde simdiden onlarca hayvan kesildi ve araliksiz devam ediyorlar. cirpinanlar, bagiranlar, kan golu.. allahuekber sesleri hoparlorden, kulagimin dibinde... aglamamak icin kendimi zor tutuyorum lan. bi baslarsam elime bicagi alip keserim kendimi yaklasmayin dokunmayin bu hayvanlara diye ortaligi yikicam. sonra deli diye kapatacaklar bi yere beni. cok mutsuzum. kurban bayramindan nefret ediyorum.

    ek: belirlenmis kesim yerleri haricinde hayvan kesilmesi yasak. belediyeyi veya bulundugunuz ilcenin tarim mudurlugunu arayip ihbar edin, bayram boyunca her yerde nobetci ekipler var. gelirler.

  • 28. kurbanlık kesemeyen erkek

    bunun tam karşısında ise deist-vejeteryan-lubunya olup kurban kesebilen erkek var.

    işte benim eski sevgilim.

    hayatınızda görebileceğiniz en naif adamlardan biri. ama ailesi taş fırın erkeği olabilmesi için, kamışa su yürüdüğü yıl, zorla çocuğa kurban kestirmiş. o günden beri kurban kesme işini oğlana kitlemişler. sonuç olarak çocuk öğrenmiş.

    ben böyle ağzım açık, hayretler için de dinliyordum. dayanamadım, "biliyor musun? her gün beni şaşırtmaya devam ediyorsun" dedim.

    çok pis tersledi beni.

    "bok var sanki kurban kesmekte. dünyanın en basit şeyi. vuruyorsun bıçağı, kesiyorsun. meziyet mi şimdi bu" dedi.

    yalnız ailenin planları feci geri tepmiş. çocukları hem vejeteryan olmuş, hem islam'dan çıkmış hem de lubunya olmuş. ama çok güzel kurban kesiyor.

  • 29. cinayeti vatan şaşmaz işledi

    cinayetin sorumluluğunu erkeğe atmak için niyet okuyan sözde feminist bir kişinin yazısı. ülkedeki kadın haklarına bu zihniyet kadar zarar vereni yok.

    http://siyasihaber3.org/…-vatan-sasmaz-isledi/67049

  • 30. estonya denince akla gelenler

    2000 yılında interneti temel insan haklarından biri ilan eden ilk ülke olmaları.

  • 31. 1 eylül 2017 hiçbir yerin açık olmaması rezaleti

    rezalet degil normal bir durumdur. kole mi insanlar 7/24 sizin pembe gotunuzun keyfi icin butun bir ulke tatil yaparken calisacak? welcome to turkey demeye gerek yok. cok uzaga degil, avrupa'ya 25 aralikta, paskalya ertesi pazartesinde, kimi yerlerde 15 agustosta gittiginiz zaman koca koca sehirlerde inin cinin top oynadigini goreceksiniz. toplu tasima bile calismaz 25 aralikta. butun ulke tatildedir.

  • 32. aleyna tilki'nin fotoğraf hırsızlığı yapması

    (bkz: sen olsan bari)

  • 33. narcos

    game of thronesun bitişinden sonra bursadan gelen gol haberi etkisi yaratan.

  • 34. kendini öldürenlerin %76'sının erkek olması

    hayatın yükü erkeklerin omuzunda ondan.

  • 35. aleyna tilki

    rezil rüsva olduktan sonra bütün fotolarını yoruma kapatan ergen.

    (bkz: yazık la kimin çocuğuysa)

    fotoların çalıntı

    klibin arak

    youtube tıklanma sayın sahte

    instagram ve twitter takipçilerin fake hesap

    pr çalışman berbat

    sonun hayrolsun ne deyim.

  • 36. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    yollardayım. gelin iki sohbet edelim.

  • 37. arda turan

    ingiltere, fransa ve almanya'da transfer dönemi bitti. ispanya'da eski kulübü de transfer yapamıyor. vefa amacıyla rotasyonda kullanırlar mı? sanmıyorum. transfer yasakları da var. onun dışında diğerleri de alacak gibi görünmüyor.

    barcelona'da geçen sene 13 gol atan yetenekli bir oyuncuyu kimse almıyor. kafasını duvarlara vurarak sorması gerekiyor bu soruyu kendine; neden?

    en büyük neden oturmayan karakteri. burada yaptığı zırvalıkları, gazeteci saldırılarını, hoca ile kavgalarını elin adamı takip etmiyor mu sanıyorsun? ınstagram'dan yaptığın paylaşımlardaki bozuk türkçe bile geleceğini etkiler. millet oyuncu alırken yemek tercihine bile bakıyor artık.

    senin yaz boyu gündem maddelerin nelerdi?

    - bir oturuşta 200 midye yemek
    - haddin olmayan konularda yorum yapmak
    - göbekli pozlar vermek.
    - milli takımı karıştırıp geri dönmek

    bunların hepsi izleme ekipleri tarafından takip edildi. barcelona gibi bir vitrindesin, iyi oynadığını bir sezon sonunda çöp muamelesi görüyorsun.

    başına geleni sonuna kadar hak etmiştir. bu saatten sonra bu bidonu galatasaray'a getiren de beyinsizin önde gidenidir. 3 milyar euro para akışı sağlanan 2 ayda kimsenin tercih etmediği bir çöp torbasını yıldız, evlat diye yemez kimse.

    galatasaray'ın gerçek evladı dün havaalanında karşılandı.

    galatasaray kimsenin yedekte tuttuğu bir takım olamaz. terim konusunda doğru yaptınız, bu fırsatı ona tanımadınız. hatasının bedelini ödedi. aynı derecede bir yanlışla berbat etmeyin sakın.

    2-3 seneye batıp gidecek zaten kendisi.

  • 38. bir büyük ego

    ilk zamanlar ne güzel arkadaşımızdın sen kalben. seninle birlikte gelecek vaat eden ve bir ışığı olan, "yırtmak"(!) için çabalayan bütün müzisyen arkadaşlarınla görüşür, onların konserlerine gider, kulislerinde sohbet eder can-ı gönülden desteklerdin hepsini. günlük yaşamın içinde başka yer ve zamanlarda da görüşürdün arkadaşlarınla. kullandığın sosyal medya hesaplarında da oldukça naif ve doğaldın. senin kalbinin etrafına kapkara ve sert taşlardan örülen duvarın ilk tuğlası meşhur olmaya başladığın ilk zamanlarda konuldu ve sen o duvarı çok hızlı ve seri bir şekilde ilmek ilmek ördün. ilk telefon numaranı değiştirmekle başladın yeni ve ünlü hayatına. olabilir insanlar numara değiştirebilirler ama sen milli piyangonun büyük ikramiyesini kazanmış ve uzak ya da gerçekte akraban olmayan insanlara önlem olarak yaptın bunu, çoğu arkadaşın yeni numaranı bilmedi. hızlıca çekip aldın kendini bizden, geldiğin yeri unuttun. sonra facebook hesabını kapattın, takip eden değil, edilen olmak istedin. eskiden müzisyen arkadaşlarının hiç kaçırmadığın konserlerine gelmez oldun. en acısı da ne biliyor musun kalben, bizim nezdimizde sen ilk "sadece" isimli şarkınla meşhur olmuşken, tüm türkiye nezdinde sana ait olmayan, bir başkasının şarkısıyla ünlü oldun. haydi söyle, hangisini tercih ederdin? hem de bir reklam filmi sayesinde oldu bunlar. henüz çok genç ve sadece bir tek albümü olan bir sanatçının yapmaması gerekenleri yaptın, "ben yeni türkü'nün önünde çıkmam, yeni türkü'den sonra sahne almak istiyorum" da ne demek? sen ne zaman bu kadar taş kalpli oldun kalben? henüz hayatta bile değildin yeni türkü müzik yaparken. çocukluğunda ya da ilk gençlik yıllarında hiç mi aşık olmadın, hiç mi "olmasa mektubun" yüreğine dokunmadı, "hiç kimsenin yağmurun bile böyle küçük elleri yoktur" dizesi senin için hiç mi bir şey ifade etmedi. şarkılarını bilgisayar programı ile mi yazıyorsun ya da hit olabilecek tarzda şarkı yazma rehberin mi var kalben, ne zaman büyüdü bu egon, nerden geliyor bu özgüvenin? özür dilemelisin ve bunu gerçekten hissederek, kalben yapmalısın. yoksa senin adın artık kalben değil, taştan olur...

  • 39. paris saint-germain

    avrupa futbolunun dibine öyle bir dinamit yerlestirmislerdir ki sormayin gitsin.

    bu arap zengini takimlar, ispanyol triosu, italyan dörtlüsü ve ingiliz takımları piyasayı öyle bir noktaya getirdiler ki yakinda tum avrupa liglerini bulgar, romen, yunan ligi seviyesine indirecekler.

    bu paralara kafa tutmak imkansız. adamlar takımı öyle bir şişirdiler ki draxler, di maria filan yedek kalacak. bu adamlar yedek kalacak adamlar değil. bunun adi futbol seyircisine ihanet baska bir şey değil.

    öyle astronomik paralar veriliyor ki bu adamlara daha sonra kimsenin gücü yetmiyor almaya. buyur işte hatem ben arfa...

    bu durumun böyle devam etmesi imkansiz. kapali lig usulüne gidiyor bu iş artık. zaten o da tabuta çakılan son çivi olur.

  • 40. 1 eylül 2017 bayram namazında feyk yiyenler

  • 41. nusret'in narcos dizisinde rol alması

    oğlum bu adamın görüneceği yerin bir sınırı kalmadı gibi.

    düşünsenize lan, seneye game of thrones'un final sezonunun son bölümünde ejderha'ya et yedirdiğini. *

  • 42. bebeklere tablet ve telefon kullandırtmak

    merhaba.

    "çocuğu olanlar konuşsun" kontenjanından konuşuyorum.

    kızım şu anda 4,5 yaşında. 2 yaşına kadar evde uyanık olduğu saatlerde televizyon açılmadı. akıllı telefon kullanmadık, onunla oynadık, gezdirdik, ya da başka şeylerle meşgul olduk.

    2 yaşında iştahsızlığı yüzünden kilosu 3 persentil altına düşünce (anne baba olanlar neyden bahsettiğimi anlar) son çare olarak yemek saatlerinde tablet kullandık. başta kendi bebeklik fotoğrafları derken zamanla videolara gidildi. o zamana kadar oyuncaklar, her türlü dergi, kitap hatta broşür, nesnelerle yendi yemek. ne kadar zorlayıcı olduğunu tahmin edersiniz. ama o tableti vermemek uğruna azıcık dahi iştahı olsa devam ederdim. görüyorum, bazı anneler sırf uğraşmamak için zaten iştahlı olan çocuklarına bile tablet/telefon ile yemek yediriyor.

    şimdi aynı yollardan geçmiş (ve geçmekte olan) biri olarak yaygın bahnelere kısaca cevap vereyim.

    "bizim elimizde görüyor istiyor, ne yapalım çıldırsın mı?"
    elinize almayacaksınız. siz de mi telefon kullanmayınca çıldırıyorsunuz? o zaman kendinizi eğitecek, sabrınızı arttıracaksınız. başka aktiviteler bulun. saksıyı çalıştırın.

    "yemek yediremiyoruz "
    öncelikle yemek konusunda gerçekçi olun, bebeğinizin/küçük çocuğunuzun avucunu dolduracak kadar yiyebileceğini bilin. yemek saatinde renkli dergilere bakmak alternatif olabilir. resimler hakkında konuşun. oyuncaklarından birini "yemek arkadaşı" yapabilirsiniz belki. birisi "şurup içiremiyorum" demiş. biz peluş bir oyuncağı konuşturarak (ama salak eğitici çizgi film diliyle değil) yaptık bunu. bir öncesi iki kişi bebenin gırtlağına çökmüştük. baktık olacak gibi değil, saksıyı çalıştırdık ve kimseyi üzmeyecek bu çözümü bulduk. hatta devamında bu konuşan oyuncak bizim küçük suç ortağımız oldu. bir konuda inat mı ediliyor? söyletin peluşa ve sihre şahit olun.

    "arkadaşlarımla iki çift laf ettirmiyor"
    ettirmez. neden ettirsin? onun da kendi gündemi ve eğlence anlayışı var. o zaman evinizde veya çocuğun oynayacağı bahçesi olan bir mekanda buluşabilirsiniz. evden çıkarken çocuğunuzun eğlencesini de düşünüp yanınıza sevdiği birkaç oyuncak, boya kalemleri, kitap vb alabilirsiniz. her biriyle ilgilenme süresi 10 dakikadır yalnız, maalesef. evet biraz uğraşacaksınız ama imkansız değil. icabında masadaki şeker poşetleriyle bile doldur boşalt oyunu oynanır. etraftaki farklı nesneleri keşfetme kabiliyetinize bağlı.

    "gittiği yerde durmuyor"
    durmaz, çocuk bu. ben vapura da bindirdim, doktor bekleme odasında da, havaalanında da bekledik. çocuğu bu tip yerlerde sessiz ve hareketsiz oturtmayı hedeflemek yerine bulunduğu yerde tehlikeye girmeyeceği ve kimseyi rahatsız etmeyeceği şekilde takip etmek daha doğru. rahatınızı bozacaksınız ama çocuğunuzu hayata da karıştıracaksınız. nerede olduğunu bilecek, ufak ufak sohbet edeceksiniz. hep avrupalı çocuk uçakta havaalanında nasıl da duruyor diye hayret ediyorsunuz ya, aslında durmuyor. hareket ediyor, geziyor ama kaçıp gitmiyor, kimseyi rahatsız da etmiyor. takip edilmek suretiyle serbest bırakıldığı için.

    "kişisel temizlik"
    burada bahsedilen banyo/duş ise benim çözümüm ufaklığı da banyoya sokmak şeklinde oluyordu. özellikle yaz günleri için çok ideal, birlikte yıkanıp çıkıyorsunuz. bebeyi yıkamayacaksam banyoda bumbo seat tarzı bir şeye oturtup oyuncaklarını da önüne koyuyordum, arada sıkılmasın diye de konuşuyordum. zor mu geldi? o zaman ufaklık uyuyunca yıkanın. ya da baba eve geldiğinde. maksat tv/tablet kullanmamaksa bir yol bulunur.

    peki ağda, manikür, boya tarzı işleri nasıl edeceğiz derseniz babanın evde olduğu haftasonu veya akşamüstü saatlerinde şöyle bir saatliğine onları parka göndereceksiniz derim. bu işleri evde yapıyorsanız da işiniz daha kolaylaşmış olur. (ben boya ve manikür yaptırmadığım için vaktim daha genişti, kabul.)

    "ev işi"
    büyük temizliği haftada bir gün ufaklık babasıyla parktayken halledebilir, gündelik çamaşır, bulaşık, yemek işine ufaklığınızı dahil edebilirsiniz. nasıl? bir kere 1,5-2 hatta 3 yaşa kadar çocuklar angarya işe bayılıyor. makinadan çamaşır çıkarma, asılacak çamaşırları uzatma gibi (böylece gömlek, kazak gibi giysileri kitaptan öğretmenize gerek kalmıyor ve bedavaya aktivite de çıkarmış oluyorsunuz). 3 yaşa doğru bulaşık makinesinden tabak da verebilirler. sadece kız çocukları değil erkek çocukları da sever, deneyin. yemek yaparken bir kaşıkla karıştırmasına izin verin. kontrollü bir şekilde mutfak tezgahında oturup yaptığınız işi seyretsin. sıkılınca eline plastik kap kacak verirsiniz. haylazlık mı istiyor? tehlikesiz mutfak eşyalarının (ama oyuncak değil) bulunduğu bir alt dolap olsun, orayı karıştırsın. arada yine de size gelecek, biraz ara verip diz çökün ve birkaç saniye dinleyiverin. gerçekten bir şey kaybetmiyorsunuz.

    peki ne kazanıyorsunuz? bir kere çocuğunuzla daha çok "etkileşime" giriyorsunuz. bunu yapay ve sınırlı bir "aktivite saati"nde değil hayatınızın her anında yapmış oluyorsunuz. bu da size o çok konuşulan "sendromları" rahat atlatma imkanı veriyor. çünkü çocuğunuz ona değer verdiğinizi biliyor, daha sağlam bir ilişkiniz oluyor. bu da her şeye değiyor.

  • 43. nusret gökçe vs cüneyt asan

    nusret genç ünlü başarılı ee haliyle buradaki otuzbirciler nefret ediyor cüneyt yaşlı ünlü de değil çok başarılı olup konuşulacağı güne kadar ekşicilerin favorisi.

  • 44. ceza'nın 12 dev adam şarkısı

    hey gidi hey nerede o athena'nın '' 12 dev adam'' parçası.aradan yıllar geçmesine rağmen üstüne daha iyisi yapılmadı.o çalınsın daha iyi.

  • 45. kopenhag denildiğinde akla gelenler

    (bkz: 17 mayıs 2000)

  • 46. kadıköy'de veganların kurban bayramı protestosu

    yalan haberdir. eski bir haberi sırf ilgi çekebilmek için değiştirmişler, ceza vermeleri lazım böyle haber yapanlara.

    kaynak

  • 47. şaka maka galatasaray'ın barcelona'ya dönüşmesi

    (bkz: galatasaray'ın artık büyükten sayılmaması)

    yukarıdaki başlığı açan adam şimdi gelmiş, (bkz: şaka maka galatasaray'ın barcelona'ya dönüşmesi) diye başlık açmış. yersen.

    adam ağır troll. ağınada baya sazan toplamış, kimse kusura bakmasın. galatasaray taraftar profilini az çok bilen herkes gerçek bir galatasaraylının böyle bir başlık açmayacağını bilir. bu tarz işler daha çok malum takım taraftarlarının işidir.

  • 48. fransa milli futbol takımı

    bence şu takımla dünya kupası finallerine kalırlar;

    ruffier
    sagna-adil rami-mathiu-clichy
    cabaye-valbuena-schenderlin
    ben arfa-gomis-plea

    şu takımla dünya kupası gruplarından çıkarlar;

    costil
    debuchy-laporte-kimpembe-evra
    kondogbia-gonalons-rabiot
    ben yedder-gignac-martial

    şu takımla çeyrek final görürler;

    areola
    corchia-sakho-mangala-digne
    n'zonzi-fekir-coquelin
    thauvin-gamiero-payet

    şu takımla yarı final görürler;

    mandanda
    jallet-zouma-koscielny-kurzawa
    sissoko-tolisso-matuidi
    coman-giroud-dembele

    şu takım şampiyon olur

    lloris
    sidibe-varane-umtiti-mendy
    pogba-kante-bakayoko
    lacazatte-griezman-mbappe

    hazırlık maçlarında da, affedilirse real madrid'in forveti benzema, yedek sol beki theo hernandez, stoperde onun abisi atletico'lu lucas hernandez, loic remy, imbula, cornet, leicester'lı mendy falan filan oynasın işte...

    edit: ulan 60 tane adam saydım lemar'ı koymayı unutmuşum.

  • 49. juventus

    bu renksiz ibnelerin hiçbirinden fayda yok.

  • 50. prenses diana

    ölümünün 20. yılı sebebiyle 31 ağustos akşamı ntv'de yayınlanan "prenses diana'nın gizli dünyası" belgeseli'ni kaçıranlar ve yeniden izlemek isteyenler için paylaşıyorum.
    belgesel hakkında ntv'den alıntı:
    hikayesi her zaman başkalarının aracılığıyla anlatılmıştır. şimdi!.. benzersiz bir arşiv ile kendi sözleriyle diana… belgesel, diana’nın bugüne kadar gün yüzüne hiç çıkmamış dürüst ve uzlaşmacı tavrına dair diyalog ve röportajları izleyicilerle buluştu. 1992 yılında diana’nın charles ile olan evliliği öyle büyük bir sıkıntı içindeydi ki daha sonradan “galler savaşları” olarak adlandırılacak dönemin ilk kıvılcımını çakmasına yetti. bu savaş diana’nın bbc’nin panorama programına çıkmasıyla zirve noktasına ulaştı ve charles ile boşanmalarıyla sonuçlandı. diana, bu iki olay arasında geçen iki yılı; kendini nasıl anlatacağı, nasıl konuşma yapacağı üzerine gizlice hitabet dersleri alarak geçirdi. hitabet eğitmeni peter settelen’dan aldığı dersler diana’nın tanımıyla onu “şişko, tıknaz tiki”den, ölümünün de gerçekleştiği 1997 yılında dünyanın en ünlü kadınına dönüştürmüştü. bu dersler amatör bir kamerayla kaydedilmişti. bunlar, diana’nın bilinen en el değmemiş görüntüleriydi. kayıtlarda belki de diana’nın en doğal, muzip, espritüel ve oldukça etkileyici hâllerine tanık oluyoruz.
    belgesel, diana’nın britanya masalına girişinden işlerin nasıl umulmadık bir noktaya gidişini anlatıyor. tüm bunların yanı sıra diana’nın asıl hayat hikayesi; hırs ve korkuları da mercek altına tutuluyor. güçlü, zaman zaman hataları da olan, ama geniş kitlelerce saygı duyulan genç bir kadının hayat hikayesi… çocuklarını korumak için kendi gücüne güvenen bir anne. diana’nın hayatının bu yönü, tüm güçlü ve zayıf yönleriyle; hepimizin yakından tanıdığı kamuya dönük kişiliği ile bir araya geliyor.
    diana’yı yakından tanıyanların röportajlarına ek olarak, yaklaşık 10 yıl boyunca diana’nın dans eğitmenliğini yapan anne allan, diana’yı charles ile evlenmeden önce tanıyan ve evliliği boyunca da yanında olan doktor james culthurst, yıllarca diana’nın korumalığını yapmış ken wharfe ve yaklaşık 10 yıl diana’nın resmi işlerini yürütmüş, “galler savaşı”nın tanıklarından patrick jephson’a ait röportajlar bulunuyor.
    dünyada derin yankı uyandıran ingiltere yayının ardından...
    edit piaf: kendisinin ingiliz gizli servisi tarafından öldürülmesine sebep olarak özel hayatına dikkat etmemesi, müslüman erkek arkadaşı ve ondan sahip olmayı planladığı çocuğu gibi gerekçeler gösterilse de; birtakım gizli röportajlarında ve yakın çevresi ile dertleşirken diana'nın da dile getirdiği bir başka olasılık vardır: halk boşanmalarına rağmen prenses figürü olarak diana'yı benimsemiştir ve charles'ın bu figürden kurtulup önce camilla'yı eşi ardından da prensesi yapabilmesi için kraliyetin diana'dan kurtulması gerekmektedir.
    yalnız hesaplayamadıkları bir şey vardır. halk ölse de prensesi'ni hiçbir zaman unutmayacaktır.