ulan her potaya giren de "halk eğer burda kalmamı istemiyorsa tabiki saygı duyarım ve giderim" diyor..
ulan gitmeyip ne yapacaksın anlamadım ki? darbe mi yapıcan? seçim sonucunu beğenmedim diyip tekrar mı oylama isteyeceksin ne yapıcan amk.?
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. survivor 2017
-
2. 13 mart 2017 isviçreli blick gazetesinin çağrısı
isviçre'de yaşayan türklere yapılan, 16 nisan 2017'de gerçekleşecek referanduma dair duygulandıran ve kapak niteliğinde olan, blick gazetesinin ana sayfasından türkçe yapılan çağrıdır.
--- spoiler ---
http://www.blick.ch/…ir-oyu-kullanin-id6359377.html
biz isviçreliler için kabul edilemez olan; buradaki özgürlük ve hukuk devletinden faydalanıp, bunların kendi ülkesinde kaldırılmasını istemektir. bundan dolayı blıck gazetesi olarak isviçre'de yaşayan bütün türkleri 16 nisan'da hayır oyu kullanmaya davet ediyoruz.
--- spoiler --- -
3. google görsellerde nick aratılınca çıkan ilk resim
-
4. 17 nisan 2017'de %60 üstü hayır diyecek il ilçeler
-
5. rotterdam başkonsolosumuza reva görülen muamele
-
6. 13 mart 2017 kadıköy rocknrolla rezaleti
bir kadıköy klasiği. garip garip mekanlar dam sıkıntısı yaratır. her mekanda da ortalama %70 erkek egemenliği vardır. ama yine sorar yani kız var mı diye. pezevenk miyim lan ben senin kız açığını kapayacağım?
hayır bir de şu var arka oda dışında kadıköy'ün hiç bir barına herhangi bir kızla gitmeye tenezzül etmem bırak yani sevgiliyi eşi lise arkadaşımla gitmem kız zaten burun kıvırır asker koğuşuna mı gideceğiz diye.
bu arada rocknrolla'ya gideceğime saint-joseph karşısı bakkal ahmet abi'de içerim çok net. para kazandırmayın öyle mekanlara ahmet abi'ye gelin.
rezalete 10/10 veriyor kadıköy mekanlarını kınıyorum. -
7. hollanda olayının özeti
(bkz: seçim arefesindeki iki ülkenin paslaşması)
karşılıklı giderlerin hem geert wilders'ı hem recep tayyip erdoğan'ı fazlasıyla mutlu ettiği gerçek.
tam bir win win.
buradaki anketlere bakıldığında yetersiz kalan evet oylarını arttırmak için bir mağduriyet hamlesi bekleniyordu zaten.
şimdi salt akp oyu fazla fazla %45 diyelim.
akp içinde erdoğan'ı seven ama tek adam sistemine karşı çıkan küçük bir kesim var.
"zaten şuanda da istediğini yapıyor, erdoğan iyidir hoştur ama bu adamdan sonra delinin birisi gelirse ne yaparız" çekincesi var.
buna akplilerin %10u desek, 45lik evet oyu 40a düşer.
bu yüzden gözlerini mhp ve milliyetçi oylara diktiler.
bahçeliyle anlaşıp, fetö/pkk hayır diyor propagandası ile bunu güçlendirmeye çalıştılar mhp alt tabanında pek karşılığı olmadı.
sonra hdp oylarına tekrar talip oldular, hdplilerin bir çoğunun evet diyecek olması bile yetmiyor olacaktı ki, fetöcü denilen bbp ile de anlaşıldı.
ayrıca fetöcü diye yaftalanan bir çok kişinin de yine evet diyeceği ortaya çıktı.
muhtemelen bu da yetmedi ki zor günlerin dostu dış mihrak kozu son olarak masaya kondu.
önce almanya bir yoklandı. baktılar almanların şakası yok, adamlar yaptırım uygulasa donsuz kalacaz, hemen r yapıldı.
çare kendi halinde bir avrupa ülkesi olan hollandaydı.
üzerimize yaptırım uygulayacak gücü de yoktu.
hem seçimleri de var biraz danışıklı dövüşmenin kimseye zararı olmazdı.
bu mağduriyetten sonra gurbetçi oylardan, milliyetçi hayır oylarından ve akp içindeki hayır oylarından bir miktar kazanacağı gerçek.
peki yetecek mi ? sanmıyorum.
artık bir çok insan neyin ne olduğunun farkında.
olaylara avrupa vs türkiye gözüyle bakanların hemen hemen tamamı zaten koşulsuz evet diyecek %40ın içinde yer alıyor.
muhtemelen şuan portakal bıçaklıyorlar. -
8. hollanda bizim kürdan cebimiz
2 bin 711 şirketiyle türkiye'de 22 milyar dolarlık yatırımı bulunan bir ülke için söylüyor bunu. konya'dan küçük ama konya'yı ters domaltıp düz sikiyor. buna ne diyceksiniz sayın kahraman? bu hırbo hayat görüşünü nasıl kazandınız? nasıl meclis başkanı olabildiniz bu vizyonsuzlukla? tebrikler.
-
9. almanya'nın çifte vatandaşlık sona ersin talebi
sonuna kadar desteklediğim maruzat.
yok öyle hem karnım doysun hem pastam dursun. -
10. amsterdam'da türklerin trafiği engellemesi
kimse buna düşünce özgürlüğü demesin, yapılan şey insan hakları ihlali, başkalarının haklarına tecavüz.
umarım bu kişiler tek tek tespit edilip memleketine gönderilir, kendi ülkelerine çok faydaları dokunacaktır. -
11. öğrencilerinin hayatını değiştiren akademisyenler
tez hocam sayesinde doktora yapmaktan vazgeçmiştim.
nur yüzlü hocam. allah razı olsun -
12. 2017 ygs'yi kaçıran çocuklar
ösym'yi optik okuma zahmetinden kurtarıp doğal seçilimle elenen çocuklar.
kurallara uyan, 9:45'ten sonra kimseyi almayan görevlileri takdir etmek lazım. insanın ülkeye olan umudu artıyor. -
13. erdoğan s-400 alırsa bölgenin reisi olur
-
14. hollanda'yı 1 haftada fethedebileceğimiz gerçeği
-
15. osmanlı'yı yeniden kurmak isteyenlere tavsiyeler
siktir olun gidin buradan.
niye selçukluyu kurmuyorsunuz, hatta niye göktürk devletini kurmuyorsunuz da osmanlı aşkıyla yanıp tutuşuyorsunuz?
osmanlı'yı iki ayyaş tarihe gömdü. çok da iyi oldu. ellerine kollarına sağlık. siktirolun gidin kulluk yapacak padişahınızı başka ülkede arayın. -
16. tek cümleyle türkiye'nin yurtdışındaki prestiji
2 ay önce floransa'da bir hostelde, 2-3 yıl önce türkiye'yi ziyaret etmiş, buenos aires'te yaşayan arjantinli bir genç kızın sorduğu sorudur:
"siz türksünüz, neden arap gibi yaşamaya çalışıyorsunuz?"
kız ülkeye ülkenin %50'sinden daha hakimdi. -
17. 13 mart 2017 hollanda'ya yaptırım müjdesi
hollanda kesin kafasını duvarlara vuruyordur şuan dediğim yaptırımlardır.
yok onu masaya yatırıcaklar yok bunu askıya alıcaklar yok ceketi kuru temizlemeye verecekler falan filan. hani türkiye' de yaşamasak belki inanırız ama biz buranın vatandaşıyız kardeşim geç artık şu sallamaları kaçıncı bu ona buna rest çekişiniz sonra kuyruk kıstırma mod on şeklinde geri gelişleriniz?
(bkz: yav he he) -
18. kpss 2017 sınav ücreti adaletsizliği
şu sınava giren insanların çok büyük çoğunluğu zaten işssiz adam ama büyük devletimiz ne yapıyor, sikindirik bir sınav için milleti yolunacak kaz gibi görüyor...
tabi 50 günde 255 milyon lira zarar eden köprünün, milyarlarca dolar zarar eden şirketlerinin zararını nereden çıkaracak?!
a grubu için sınava girecek adamların en az aşağı yukarı 260 lira sınav ücreti ödemesi gerekiyor, bir de taşak geçer gibi 5 lira başvuru ücreti var... allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın!? -
19. portakal bıçaklayarak hollanda'yı protesto etmek
ne kadar görüşlerinden nefret etsem de o fotoğrafta yer alan tanıdıklarım var ve burada yazılanlar yüzünden ben utandım amk. yapacağınız eylemi sikeyim.
-
20. #erdoğansfearofeuropa
https://twitter.com/…/erdoğansfearofeuropa?src=tren
akp'lilerin twitter'da hastag olarak açtığı, anlamı: "erdoğan'ın avrupa korkusu" olan "erdoğan's fear of europa" şeklindeki ingilizce cümle.
"avrupa'nın erdoğan korkusu" demek isterken, imam hatip terk ingilizceyle bu kadar olmuş demek. -
21. thy'nin promosyon bilet dolandırıcılığı
promosyon biletin özelliği budur. uçuş tarihiniz kesinse alırsınız, değilse esnek bilet seçeneklerini kullanın. sadece thy veya atlas global'e ait bir uygulama değildir, hatta sadece havacılık sektörüne ait bir uygulama değildir.
rezillik not found. geçiniz. -
22. ekşi itiraf
az önce kızımın üzerini örttüm, süper bir şey yeminle. baba points kazanmaya devam.
-
23. kürtlerin seçim sürecinde pek bir sessiz olması
lan dışarıda kürt mü kaldı
-
24. 13 mart 2017 evet ve hayır farkının açılması
bu anketleri kime sorup da yapıyolar ben hayatım boyunca bi tane anketöre denk gelmedim
-
25. nükleer santralin 5 katı enerji üreten buluş
"yer çekimiyle sıvının çevirme gücünü kullanıyoruz ve sürekli bir devir daim oluşuyor. çok yüksek miktarlardaki durgun sıvı jeneratörlerden geçerken yüksek miktarda enerji elde edip şehir şebekesine iletiliyor"
adam hidroelektrik enerjiyi yeniden keşfetmiş herhalde amk. -
26. ekşici hatunun otele davet etmesi
(bkz: karı benle konuştu)
(bkz: sonra döndüm dedim ki siktir et benim sağ elim bana yeter)
(bkz: ziyaaaaa) -
27. murat kekilli'nin hollanda konserini iptal etmesi
her şeyden önce murat kekilli'nin holldanda da konseri mi varmış amk. kimse buraya takılmıyor yalnız.
-
28. ayakkabısız dilenen suriyeli çocuklar
bunlardan birine iki yıl önce ayakkabı almıştım. çocuğu iki gün sonra gördüm yine çorapla dolaşıyor. meğer iş kıyafeti imiş. benim gibi mallara her gün ayakkabı aldırıyormuş. o gün bu gündür bunlara dönüp bakmam bile.
-
29. sen ne lalesisin bilmiyorum ama
işte benim dışişleri bakanım böyle olmalı!
valla helal olsun.
o neydi öyle eskiden süklüm püklüm, el pençe divan durulan zamanlar.
bitti olm o günler!
hey yavrum hey!
ha bu arada ben kim miyim?
ben yozgat'ın, 2000 yılında 33bin nüfusa sahipken 2016 yılında ancak 13bin kişinin kaldığı çayıralan ilçesine bağlı curali köyünden çiftçi hasan. evin önündeki çamurdan eve giremiyom ama istanbula yapılan havaalanıbenim gururumu okşuyor. dünyanın en böyüğü! çünkü güçlü türkiye...
geçen sene oğlanı everdim. 90bin kredi çektim. 190bin de önceden vardı. motor aldıydım. pancar ekiyom ben. ilacıydı gübresiydi tohumuydu derken daha pancar filiz vermeden 50bin çıktı cepten. mazot 5 liraya yaklaştı. insan tarlayı sürerken korkuyo ama olsun. çünkü güçlü türkiye... gel gör ki ürün de para etmedi. zira fabrikadan kota alamayınca ürün aracıya gitti, hiç oldu. krediyi ödeyemeyince başka bankadan 150bin çekip ötekine koydum. dolandırıp duruyom işte ne yapacan. -
30. idam gelecekse oyum evet
tek soruyla fişi çektirendir:
kanunlar geriye doğru işler mi bebişim? -
31. gurbetçilere olan nefretin sebebi
yer rotterdam;
- hadi gel vur, banada vur!
- abi sus ya, bizi de atacaklar içeri...
- ne atacaklar lan, burası türkiye mi hüloooooooooooooooooğ
tam olarak budur. -
32. iyi insan olmanın hiçbir işe yaramaması
bütün eğitim hayatım boyunca hakkımda "uslu, ağırbaşlı, sakin, olgun, aklıbaşında" gibi şeyler söylendi..
şimdi kızıma en büyük tembihim "sakın kendin için uslu dedirtme"
hırçın densin..yaramaz densin..kavgacı densin..gürültücü densin..
ne denirse densin ama uslu denmesin..
la bi öğretmen de gelip sormadı "sen niye sessizsin" diye arkadaş..
ben kural neyse uyuyordum..
atıyorum, yiyecek bi şey mi dağıtılacak, öğretmen "sıraya geçin, sıraya geçemeyene yok" mu diyor..ben sıraya geçip beklerdim, aradan üç beş çocuk çıkar bi karıştırırdı ortalığı, öğretmen kenara çekilirdi, dağıtılan şey biterdi, ben kös kös kalırdım..ne öğretmen gelir sorardı ne ben gidip anlatabilirdim..
hep iyi insan olmaya çalıştım..sınavdan zayıf mı aldım, bütün sınıf, sınıfın zayıf alan piçi, fırlamasının başında onu teselliye giderdi de, biri de "ulan bu herif efendi, gidip iki laf da ona edelim..üzülmesin diyene rastlamadım..
işin komiği ne biliyor musunuz, ben bile gidip o piçe teselli verirdim..kendim de zayıf almışım..gidip o piçe teselli veriyorum..üzülme diyorum..
niye?
çünkü piç o kadar tatava yapıyordu ki millet ona gidiyordu..bi kişi de demiyordu ki "bi sus be amınakodumu çocuğu, bir sen mi zayıf aldın" diye.
abi bağırın..çağırın..piç olun..hırt olun..utanmaz olun.pislik yapın..kötü olun mümkünse..istemekten hiç utanmayın..hep isteyin..devamlı talep eden olun..
efendi olmayın..uslu olmayın.sessiz olmayın..utanmayın..ben hiç talep eden olmadım..hep birinden bi şeyler istemeye utandım..görevliler, sorumlular, yetkililer görür dedim..kimse görmüyor..
utanmayın..utanmaz arsız olun..yüzsüz olun..
bak net..
yaşanmış hikayedir..
yine de sen bilirsin..
iyi insanı sikleyen görmedim..
korku sevgiden çok daha güçlü bir duygudur..
sevdiğin biri için bir kere bir şey yaparsın..
korktuğun biri için sike sike hep yaparsın..
korkulan biri olun mümkünse..
bu dünya artık böyle. -
33. hollanda'ya giden diplomatik heyetin fotoğrafı
eve gelseler kapıyı açmam.
-
34. kemal kılıçdaroğlu
türkiye'de işi en zor olan siyasetçi.
şu olaylara tam ters şekilde tepki vermiş olsaydı da "böyle kararsızlardan nasıl oy alacan, nasıl akpli tavlayacan yeaaa" tepkisi alacaktı.
bence gayet iyi bir referandum süreci yürütüyor. etkisi olacağını sanmıyorum, ama kaybettiği onca seçimden ders almış. -
35. akılları karıştıran uçak sorusu
uçağın kalkıp kalkmayacağına millet karar verir.
-
36. cem yılmaz'ın mizahta ağır sıçmaya başlaması
belli bir yaştan sonra oyuncular komedi oynamak istemez.cem yılmaz'a bence drama aksiyon veya biyografi tarzı filmler daha çok yakışır hem oyunculuğunu daha net gösterir.
-
37. lebron james
sihirli bir kelime var bu nba tartışmalarında. "efsane". bazı insanlar kendi fikirlerini sanki büyük bir otoriteymiş ya da iddia ettikleri / sundukları argümanların karar mekanizması sadece kendileriymiş gibi anlatıyor ya, işte o "efsane" kelimesi o yazılarda, o söylemlerde mutlaka yerini alır. "asla efsane olamayacak, asla efsanelerle adı anılmayacak." nereden biliyorsun? nasıl buna tek başına karar verebiliyorsun?
lebron james başarılarını sonuna kadar hakederek, o başarılar için mücadele ederek kazanmış bir sporcudur. hayatını, hayat hikayesini iyi bilen bir hayranı olarak terlemeden kazandığı tek bir şey dahi olduğunu sanmıyorum. aksine, kazandığı her şey için en büyük mücadeleyi ortaya koyan kendisidir. ait olduğu takımların tümünden, istisnasız, lise takımından 2017 cavaliers'ına kadar, lebron james'i çıkarırsanız neyin ne olduğunu, nasıl olduğunu anlar, onun bir takıma ne kadar büyük ve yeri doldurulamayan bir katkısı olduğunu görürsünüz. takımlarında yıldızlar vardır evet fakat o yıldızlar biraz da james'in yaydığı ışık yüzünden öyle parlıyordur.
abi ben mesela anthony davis'i bir noktadan sonra new orleans pelicans'da izlemek istemiyorum. çünkü adam inanılmaz yeteneklerle donatılmış, çalışmış çabalamış kendini geliştirmiş ama hiç bir şey kazanamıyor ve bu gidişle kazanamayacak. playoff yapabileceği dahi şüpheli hatta bu sezon artık neredeyse imkansız.
bir insan bundan nasıl zevk alabilir yahu? nasıl hoşuna gidebilir böyle bir şey?
niye bu adam mesela houston rockets'a gidip james harden ile beraber oynamasın? niye o adamı o kadar yetenekli olduğu için cezalandırmak isteyeyim? niye bu adam çile çeksin arkadaşım?
siz niye varsınız yahu, niye böyle içiniz çürümüş?
hele ki bir tanesi resmen hayal dünyası yaratmış, diyalog falan üretiyor.
yavrum sen ne içiyorsun bu sözlükte takılırken? hakkında ileri geri konuştuğun adam 7 nba finali oynamış, 3 defa şampiyon olmuş, 4 defa mvp seçilmiş, bireysel anlamda bin tane rekor kırmış, bilmem kaç defa all-star seçilmiş. sosyal anlamda dünyanın yardımını yapan, eğitim kurumlarına milyon dolarlar bağışlayan, yılda binden fazla yoksul öğrencinin eğitim masraflarını karşılayan bir adam. sen kimsin de adamın sporculuğunu sorguluyorsun? sen kimsin de adamın karakterini sorguluyorsun?
yavrum all-star takımının koçu gidip "abi kaç dakika oynamak istersin bugün?" diye soruyor adama. rakip koçlar "tarihin en iyilerinden biri" diyor. yahu sen kimin nesisin, ne başarmışsın da kendi fikrini sanki genel kanıymış ya da kanunmuş gibi yansıtıyorsun?
oğlum niye bu kadar nefret dolusunuz yahu? niye bu kadar tutarsız kriterlerle değerlendiriyorsunuz bu sporcuları, niye bu kadar üstün görüyorsunuz kendinizi?
senin için her şey basit ya, gel seni bir hikayenin kahramanı yapalım mesela...
mesela sen süper yetenekli bir genç oyuncu ol, ohio adlı amerika'nın yozgat'ı kıvamında bir yerde dünyaya gelmişsin. yokluktan gelmiş, babasını bilmeyen, anasıyla arabada, orada burada yatıp kalkan, bin türlü zorlukla okula gönderilen bir gençsin. ama okulda basketbol yeteneğin farkediliyor, allah vergisi de bir fiziğin var. maaşallah izbandut gibisin, diğer liseliler yanında şey... liseli gibi kalıyor. zamanla herkes hatta bütün dünya yeteneğini duyuyor, herkesin gözü senin üzerinde. maçların lise takımının salonu seyirci talebini karşılamadığı için şehrin nba takımı cleveland cavaliers'ın salonu quicken loans arena'ya alınıyor ve televizyonda, şifreli kanalda espn'de canlı ve ücretli olarak yayınlanıyor, başka hiç bir liseli genç için böyle bir şey yapılmamış tarihte. üstelik sosyal medya diye bir şey çıkmış. offf, tüm videoların, fotoğrafların ortalıkta dolaşıyor, hayatının her detayını kurcalıyorlar. çoğu kişinin gözünde yeni michael jordan'sın sen ama bazıları abartıldığını iddia ediyor, "her zamanki gençlerden biri işte, bir kaç seneye adı bile hatırlanmaz" diyorlar. ama kendine güvenin tam. bir gün en tepeye çıkacaksın. cabbarsın, cevvalsin. önünde kimse duramaz. ki duramıyor da. çünkü hepsinden iri, hepsinden yetenekli, hepsinden özelsin.
liseyi büyük başarılarla bitiriyorsun, nba draftına gireceksin. ve cleveland cavaliers seni seçmek için dört gözle bekliyor. nihayet favori takımın, memleketinin takımı cleveland cavaliers oyuncusu oluyorsun. ilk sezonunda yılın çaylağısın, ne kadar özel olduğunu çoğu kişi görüyor. ama kimisi yine de uzak, "çok gördük böylelerini" diyorlar, "iyi oyuncu olur ama abartıldığı kadar değil". ikinci sezonunda takımın liderliğini alıyorsun. uçuyorsun, kaçıyorsun, zehir gibisin, kimse duramıyor önünde. fakat insanların beklentileri var. bu adam şampiyon olmalı diyorlar. maç kaybetmeyi geçtim, top kaybetsen olay oluyor. tam 7 sene o takımdasın, hatta bir ara kontrat imzalıyorsun ama değerinin oldukça altına. takım yatırım yapmalı çünkü, kadro berbat. kimseye şikayet etmeden takımı sırtında taşıyorsun. playoff yaptırıyorsun, konferans finali oynatıyorsun hatta dördüncü sezonunda nba finaline çıkartıyorsun ama o da ne? sağına bakıyorsun sasha pavlovic, soluna dönüyorsun daniel gibson. karşındaysa gregg popovich'in san antonio spurs'ü var. daha 30 yaşındaki tim duncanile en iyi dönemlerindeki manu ginobili ve tony parker üçlüsü var. yeniliyorsun ama ortalık duman altı. sevenlerin fazla takılmıyor ama sevmeyenlerinin sesi yükseliyor, verdiğin mücadeleyi alkışlamaktansa "kazanamadı, yenildi, takımı taşıyamıyor, jordan gibi olamayacak" diyorlar. "yahu" diyorsun, "yıllarca jordan'da yenildi? biraz zaman verin?" kimsenin dinlediği yok.
gidiyorsun takım yönetimine. "bakın, ben yanımda başka hiç bir yıldız olmadan takımı bin bir zorlukla finale taşıdım ama yetmiyor, bana biraz destek olun, takımı biraz daha geliştirelim ve şampiyonluklar kazanalım." diyorsun. "tamam" diyor başkan. "takıma iyi bir kaç oyuncu alalım."
ertesi sene takıma alınan kayda değer tek oyuncu delonte westoluyor. *yine mücadeleni veriyorsun, ligde maç başı ortalama 30 sayı üreten müthiş bir performansın var. ama konferans yarı finalinde boston celtics geliyor. allah allah, senin yanında delonte west ve anderson varejao, adamlarda kevin garnett, paul pierce, ray allen ve rajon rondo var. 7 maça taşıyorsun seriyi, 7. maçta, 45 sayı attığın maçta, takımın 92-97 yeniliyor. boston gidip şampiyon oluyor.
sezon sonu yine yönetimin kapısında alıyorsun soluğu. yönetim memnun, kulübe resmen para yağdırıyorsun çünkü, her şey güllük gülistanlık. şampiyonluk olsa daha da iyi olurdu ama bu ufak şeylere fazla takılmayı düşünmüyorlar. cleveland bugüne kadar ne kazanmış ki? 40 küsür yıldır hiç bir spor dalında tek bir şampiyonluk gelmemiş şehre, varsın bir sene daha gelmesin, çok dert değil onlar için. hem kimsenin umrunda olmayan cleveland her gün televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyada en çok adı geçen takımlar arasında. arena full çekiyor. şampiyonluk gelmese de sorun yok. ama senin için yeterli mi? hayır. çünkü kimse cleveland cavaliers'a kızmıyor, kimsenin gözünde cavaliers kaybetmiyor, kaybeden hep sensin.
ısrarcısın. "yahu ne olur, bakın şampiyon olabiliriz. bana yükümü biraz zaltacak birisini alın. top10 oyuncu olmasına gerek yok. yeter ki düzenli katkı verebilsin, rakiplerden birini olsun meşgul edebilecek bir adam olsun". "tamam" diyorlar, "kadroyu daha da güçlendireceğiz, çok memnun kalacaksın".
ertesi sezon, 2008-2009, kadroya katılan oyuncu, mo williams. * ama olsun, bu defa olacak. şehrine o şampiyonluğu getireceksin. fırtına gibi esiyorsun. öyle bir fırtına ki hiç bir şey duramıyor önünde. 66 galibiyet kazandırıyorsun takımına, mvp seçiliyorsun, sonuna kadar da hakederek. sadece kendin oynamıyorsun, takımını da oynatıyorsun. mo williams'ı all-star yapıyorsun mesela. * playofflar geliyor, önce yaşlı ama efsane detroit pistons'ı sonra da atlanta hawks'ı maç bile vermeden geçiyorsun. fakat sonra orlando magic geliyor. en dominant dönemindekidwight howard'lı, rashard lewis'li, hedo'lu orlando'yu maç başı 35 sayın durdurmaya yetmiyor. sırtındaki baskı giderek artıyor. sevmeyenlerinin sesi her geçen daha da yükseliyor, herkes için önemli olan tek şey sonuç ve sonuçta sen halen bir şampiyon değilsin.
bir yaz dönemi daha. bir sene sonra kontratın bitiyor. ama şehrine şampiyonluk getirmek istiyorsun. yine yönetimin kapısını çalıyorsun ama artık kızgınsın. çünkü kaybetmeye alışıyorsun. bildiğin bir şey var: arada bir kaybetmek aslında iyidir. öğreticidir. kazanmak bir çok açığı ve ayıbı gizler çünkü, kaybetmek bu yönden faydalıdır. fakat alışkanlık haline gelirse işte o zaman işler kötü demektir. ve sen kaybetmeye alıştığını farkediyorsun. ama daha işin bitmedi. trust the process diyorsun bir nevi, bir kurşunun daha var. yine yönetimin karşısında alıyorsun soluğu. "ben şampiyon olmaktan vazgeçmedim, şampiyon olabilmek için çok daha az bir paraya imza attım bu takıma. ve takımıma güveniyorum. ama bazı bariz eksiklerimiz var. ne olur bu açıkları kapatın ve sene sonu yüzü gülen takım olalım, cleveland'ın lanetini kıralım, bu şehre şampiyonluk getirelim" diyorsun. bir kez daha söz alıyorsun artık kaçıncı bilmediğin.
yönetimin sana armağanı, 37 yaşında ve çoktan doyup kendini eğlenceye adamış shaquille o'neal oluyor. artık şaşırmıyorsun. ama hala hırslısın. hem, denememek günahtır. shaq artık eski shaq olmasa da en azından seni güldürüyor, moralini düzeltiyor. yine ipini koparıp takımların başına bela oluyorsun, durduramıyorlar. maç başı yine 30 sayı, üstüne yedi küsür ribaunt ve neredeyse dokuz asist. yine mvpseçiliyorsun ama takım hep senin sırtından gidiyor. taşın altına elini sokabilecek kimse yok. ve yine playofflar, yine boston celtics, yine kevin garnett, yine paul pierce, yine ray allen ve bugünkünden çok çok daha iyi bir rajon rondo. olmaz ki. o seride, kevin garnett'ın olduğu yerde sen maç başına dokuz küsür ribaunt çekerken takımın uzunu, en tecrübelisi shaq 5 ribaunt çekerse olmaz, olmuyor nitekim. boston finale yürüyor, sen yerinde sayıyorsun.
düşünüyorsun, en güzel yılların, belki bir iki ufak hamle ile nice başarılar kazanmış şekilde geçebilirdi. şampiyon olabilirdin. biliyorsun ki elinden geleni yaptın. bireysel açıdan senden iyisi yok. oyunu biliyorsun, doğru oynuyorsun, mücadele ediyorsun. ama yetmiyor. verilen destek yok gibi, yönetimin de umrunda değil çünkü hiç bir şeyden sorumlu tutulmuyorlar. kontrat sezonun olması bile çok umurlarında değil, bu kadar baskı varken üzerinde cleveland'ı bırakıp başka yere gidersen kötü adam olacağını biliyorlar. eli mahkum, o imzayı atacaksın. peki hakettiğin bu mu?
düşünmeye devam ediyorsun. bu böyle gitmeyecek. kaybetmek alışkanlık oldu. bir şeyler değişmek zorunda. kazanmayı öğrenmek zorundasın.
ne yapacaksın? cleveland ile görüşüyorsun, "sen cleveland'lısın, burası senin şehrin, senin takımın. başka nereye gideceksin ki? tabii ki sözleşme imzalayıp kalacaksın. şampiyon olamadın diyenlere kafanı takma, olursun elbet yaa, ne güzel geçinip gidiyoruz işte" diyor. pek hoşuna gitmiyor senin, duymak istediğin şeyler bunlar değil. senin hayallerin sadece para kazanmak ve bireysel ödüller değil. en tepeyi hayal ediyorsun, şampiyon olmalısın, şampiyonluk değil, şampiyonluklar istiyorsun. başka takımların yöneticileri arıyor. "new york'a gel. herkes new york'ta oynamak ister" diyor knicks gm'i. bulls gm'i arıyor. "chicago'ya gel, derrick rose ile müthiş bir ikili olabilirsin" diyor. nets arıyor hatta clippers arıyor, "yeniden yapılanıyoruz ve merkez parçamız olacaksın" diyerek ikna etmek için uğraşıyorlar. yüreğin takımında, cavaliers ile kalmak istiyorsun ama içindeki ses bunun kötü olacağını söylüyor. fakat diğer takımlar, onlar da çok farklı değil. sana kazanmayı nasıl öğretecekler? bulls yıllardan beri kazanamıyor, kazanabileceği de şüpheli. knicks, clippers, nets... kazanmak nedir bilmiyorlar. bu takımlar için kendi takımından vazgeçemezsin. gideceğin yerde kazanmak zorundasın yoksa bu baskı seni yok edecek.
seni almaya bütçesi müsait bir takım daha var. miami heat. pat riley arıyor. oyuncu olarak ve yardımcı koç olarak nba şampiyonluğu yaşamış. yetmemiş, koç olarak beş şampiyonluk, yönetici olarak da bir şampiyonluk daha yaşamış. neredeyse tüm parmaklarına takabileceği kadar yüzüğü var. nba'in en etkileyici, en sözü geçen kişilerinden biri. ona saygı duymayan yok gibi, hani bazı insanların özel bir havası, aurası vardır. her şeyi biliyor ve her şeyi yapabilir gibi. her şeyi yaşamış gibi. pat riley öyle biri.
"senin gibi bir oyuncu için bütün bunlar yeterli gelmemeli. kaderinde daha büyük şeyler olmalı, yoksa tanrının verdiği yeteneklere ihanet etmiş olursun. artık kazanmak zorundasın. gerçekten kazanmak. ve orada, bunu tek başına isterken yapamayacağın ortada. kazanmak için saha içerisinde verdiğin kararlar yetmez, saha dışında da doğru kararları vermek zorundasın." diyor. "sana garanti veriyorum, senin takımını kuracağız ve şampiyonluklar kazanacaksın. sana nasıl şampiyon olabileceğini öğreteceğim. gel ve şampiyon ol ya da kal ve denemeye devam et".
ne yapardın? -
38. tek derdi aşk olan türk kızı
tek derdi sikiş sokuş olan türk erkeğinin izdüşümüdür
-
39. kariyer.net'teki epik stajyer ilanı
sanıyorum ki basit bir google araması sonucunda öğrenilen bütün kavramları yazarak stajyer arayan iş ilanı.
hem phpci olacak, hem .netci, hem androidci, hem de objective-c bilip iphone applications geliştirecek. diğer yazılanları saymıyorum bile.
hocam öyle birini bulursanız polisi arayın sizi dolandırmaya çalışıyordur.
ilana gitmek için
edit: ha bu arada back-end dillerinin şokunu atlatamadan başlığı açtığım için; stajyerin javascript, jquery ve css bilmesi gerektiğini yazmayı unutmuşum.
şok editi: "not : kendinizi geliştirmek için aradıgınız fırsat !" yazılmış. böyle bir adamın kendini geliştirmeye ihtiyacı var mıdır sizce? ayrıca reklam diyen olmuş. gülüyorum sadece çok basitsiniz.
edit: yeni mezun veya öğrenci kriterinde "veya " ile tek birinin istendiği belirtiliyor. eğer ortada bir yanlışlık varsa bu benim tarafımdan değil. -
40. burası türkiye mi neyi içeri atacaklar
bir orospu çocuğu itirafı. sen orada içeri atılmayacağını bildiğin halde, eylem yap. biz burada senin reyiz dediğin adamı sevmiyoruz eleştiriyoruz diyince, biz içeri girelim.
bu adama evet basacakların sülalesine sokayım. yettiniz amk yettiniz! -
41. hollanda polis köpeğinin bacak parçalaması
--- spoiler ---
kansız orospu çocuklarını ortaya çıkarmıştır. bunların dedeleri rakip oldukları türk takımı ile yabancı takımın maçında bile karşı tarafı desteklerler. türk olmadıkları için neden bizi savunsunlar ki. orospu çocukları. hainsiniz, yaşadığını ülkeye bile hainlik yapıyorsunuz. acaba merak ediyorum bir daha geziye götünüz yermi, şerefsizler.
--- spoiler ---
sizin gibilerin ataları kansız şerefsizlerdi.zamanında ingilizler için islamın anahtarı ingilizlere verilmeli diye vatanı peşkeş çektiniz.daha sonra cumhuriyet kuruldu din elden gidiyor dediniz isyan ettiniz gittiniz kubilay gibi vatanseverleri şehit ettiniz.daha sonra amerikan gemileri istanbula geldi herzamanki gibi götlerini yalayan sizler vardı onları kovmak isteyenleri bıçakladınız öldürdünüz.sonra gidip amerikan filosuna karşı namaz kıldınız çünkü sizin dininiz imanınız paraydı.2 kelime dil bilmeyen şuanki akpliler (hala bilmiyorlar) amerika destekli hükümete geldi sonra kendi adamlarıyla anlaşmazlık çıkınca darbe yapmaya kalktılar.
yani asıl vatan haini şerefsiz sensin gezi bu ülke gençlerinin haklı tepkisidir.hiçbir yurt dışı kaynağı yoktur. -
42. enerjisiz karbondioksiti oksijene çeviren makine
bu makineye halk arasında bitki de denir.
-
43. içerde
ohal döneminde milletvekillerini içeri aldılar siz bi kebapçıyı 25 haftadır alamadınız
-
44. hollanda yerine yanlışlıkla fransa bayrağı yakmak
ulan bayrağın yakılması gibi bir arabik soysuzluğa bir şey denmiyor da hollanda mı, fransa mı diye konuşuluyor. bayrak düşman bayrağı olsa da yakılmaz öküzler, bu sizin ilkelliğinizi, maymunluğunuzu, zayıflığınızı, dik duramayışınızı sergilemektir, o taptığınız osmanlıda bile böyle bir adet yoktur. türk'e yakışmıyor, ha bak akp'liye yakışır o ayrı, kafa ortadoğu kafası.
-
45. ergin ataman
şimdi ultraslan denilen ipsiz sapsız topluluk kendisiyle problem yaşadı diye "yedirmeyiz, imparator, laga luga.." diye savunanları türemiş.
ultraslan'ı sevmeyebilirsiniz, ben de sevmiyorum. ancak bu adamların her söylediğinin yanlış olacağı anlamına gelmiyor. konuyla ilgili bilgi sahibi olmadan, durumu değerlendirmeden, sadece karşıt olmak için fikir belirten büyük bi güruh var şuan.
ergin ataman bu yıl bir basketbol koçu ne kadar hata yapabilirse yaptı. kadro mühendisliğinde net olarak sıçtı, öve öve transfer ettirdiği oyuncularla kavga edip kapının önüne koydu. sezon başında 50 tane adam transfer etmesine rağmen takım sezon boyunca 4 ve 1 numarası olmadan oynadı. mart ayına geldik, hala ne oynattığı konusunda kimsenin bir fikri yok. aldığı her moladan takım sayı yiyerek dönüyor. rakip farketmeksizin, takımının üçüncü periyotlarda yaşadığı kırılganlık dalga konusu oldu artık.
türkiye basketbol liginde 21 maçta 9 mağlubiyet almış, play-off yapabilmesi bile tehlikede. euroleague'de 25 maçta sadece 8 galibiyet alabilmiş, ki sezona top 8 hedefiyle başlamıştı.
tüm bu başarısızlıkların neticesinde de ağzından düşürmediği tek bir cümle var, bütçem yetersiz.
kimse senden euroleague şampiyonluğuna oynamanı, ligde önüne geleni paspasa çevirmeni beklemiyordu zaten. doğru basketbol oynamaya çalışan, belli bir oyun düzeni olan, euroleague'de rekabetçi olamasa bile iyi basketbol oynadığı söylenecek, ligde de şampiyonluk umudu veren bir takım bekliyorduk. sana verilen bütçe de bunun için gayet yeterliydi. şimdi başarısızlığını yine sağa sola saldırarak geçiştirmeye çalışıyorsun. yemezler diyeceğim ama, yerler. yemişler de zaten gördüğüm kadarıyla. zaten siktimin ülkesinde başarısızlığını kabul edip ona göre tavır takınan 1 tane adam görmedim bu yaşıma kadar, senden de beklemiyorum. devam et. -
46. kocaeli'ne 20 milyar katrilyonluk yatırım yaptık
her hali ile atma recep din kardeşiyiz
-
47. 12 mart 2017 ygs pelikan silgi dağıtımı rezaleti
istanbul anadolu yakasinda sinav gorevlisiydim. sinavin sonlarina dogru bir arkadas kisik sesle ve eliyle de optik formdaki lekeleri gostererek "hocam cikmiyor bunlar, napicam?" dedi. gozler aglamaya hazirlanmis. cocuk caresiz. sildigi şık alenen orda duruyor. keske yapabilecek bir seyim olsaydi.
buradaki cihangir pembeleri de "yok, olmamis rezalet, bi ona denk gelmis ehi ehi" desin.
tanim: vardir. -
48. zayıf silikonsuz koca memeli kız
japon animesidir o.
-
49. jeremain lens
beşiktaşlılığımdan ayrı olarak soruyorum bu adamın serbest kaldığında fener'e geleceğini nerden çıkarıyorsun güzel arkadaşım?
bu ne özgüven ulan?