Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. önce kartı sonra parayı veren atm

    kulanıcı deneyimi olarak doğru hareket eden atm'dir. parayı alıp gidip dalgınlıkla kartı unutma ihtimali yüksektir, ancak kartı önce alırsan parayı almadan oradan ayrılmazsın, çünkü para çekmek için geldin oraya.

  • 2. anıtkabir yıkılmak istense ikinci bir gezi olur mu

    (bkz: 2. geziyi bırak 2. kurtuluş savaşı olur)

    sonra da bundan 50 yıl sonra türkler, müslümanları kürtleri ermenileri arapları süryanileri kesti diye goy goy çıkarırlar.

    edit: çomar akp hdp kırması malın biri de gelmiş aklı fikri kesmede demiş. lan geri zekalı akp hdp bopçu kırması ben bunları keselim mi dedim öyle mi yazıyor senin okuman da mı yok. 50 yıl sonra kestiler diye goy goy yaparlar diyorum. allahım neden bu güzel ülkeye akp ve hpd'liler gibi insanları soktun yahu.

    edit2: birisi de mesaj atmış ''hemen şiddete başvuruyorsunuz ırkçılığınız kabarıyor bir şeyi de konuşarak halledin ama nerede siz de o beceri faşistsiniz işte'' diye. ulan gerzek herif anıtkabir'i nasıl yıkacaklar uzaktan dua ile büyü ile mi yıkacaklar. tabii ki de şiddete şiddet ile karşılık vereceğiz ne yapacağız anıtkabir'i yıkanlara karşı allah onların yuvalarını yıksın başlarına ateş salsın mı diyeceğiz evde oturup.

  • 3. bankalara 250 bin tl borcu olan çok mutlu aile

    son zamanlarda sık karşılaştığım aile tipi. aşağı yukarı şöyle bir profilleri var:

    - evlendik, araba aldık, ev aldık. şu an bankalara 250.000 lira borcumuz var ama olsun çok mutluyuzzzz!
    - bu borcun altından kalkmak için ikimiz de her gün köpek gibi çalışıyoruz, birbirimizin suratını günde 1-2 saat görüyoruz ama çoook mutluyuz!
    - cinsel hayat desen yok gibi bir şey, sanatsal kültürel etkinlik desen vakit mi var amk, spor zaten hak getire. bir pazar günleri avm'ye gidiyoruz ama çoook mutluyuz!
    - sırf karımın/kocamın akrabası oldukları için evimize saçma sapan insanlar gelip gidiyor, biz de onlara gidiyoruz ama çok mutluyuuuuz!
    - akşam işten gelince yemekten sonra sarılarak survivor izliyoruz, sonra da yatıyoruz. başka da bir sikim yaptığımız yok ama mutluluktan ölüyoruz!
    - ortak facebook hesabımız var, ne kadar mutlu olduğumuzu başkaları da görsün diye sarmaş dolaş fotoğraf koyup duruyoruz, yok böyle bir mutluluk!!!
    - bazen kavga ediyoruz, iş hayatının yorgunluğundan stresinden birbirimize sarıyoruz ama olur canım böyle şeyler. mutluluğumuzu kıskananların nazarı değiyor!
    - ikimiz de şişmanlamaya başladık, her tarafımız yağ bağladı. eskisi gibi hoş görünmüyoruz sanki ama olsuuun, tombiş olduk biz nasıl mutluyuz nasıl!!
    - galiba böyle devam edemeyeceğiz, boşanıyoruz ama çooook mutluyuz!

    edit: derdim kapitalizmin yarattığı aile tipini eleştirmek. yoksa herkesin böyle olmadığını elbette ki ben de biliyorum.

    edit: sanırım bir şey anlaşılmamış. başkalarının mutluluğunu kıskandığım söylenmiş. ama demek istediğim şu: o insanlar* mutlu değiller ki! bunu anlatmaya çalıştım zaten. sadece öyle olduklarına kendilerini inandırmaya ve öyle gözükmeye çalışıyorlar. haliyle ortada kıskanılacak bir mutluluk yok zaten. "boşanıyoruz ama çok mutluyuz" kısmından bunun anlaşılması gerekiyordu. eğer mutluysanız üstünüze alınmayın yani.

  • 4. 3 haziran 2016 marmara üniversitesi açıklaması

    6 sayfa cevap kağıdı verip sonucunda 5 puan aldığım final sınavını hatırlatan açıklama.

  • 5. 3 haziran 2016 erkek arkadaşımla büyük kavgamız

  • 6. 3 haziran 2016 hakan fidan'ın görevden alınması

    tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana, sonra herkes fidana!

  • 7. 35 yaşında işi evi arabası olan bekar erkek

  • 8. favorilemenin şukela gibi kullanılması

    üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen muzdarip olunan durum. pek çok suser* fav butonunu şukela butonu sanıyor ve yerine kullanıyor.

    örneğin, toplumun tepki göstereceği bir @1 vardır ve zaten apartta olan @2, "orospu çocuğuyum demenin yolları" diye bakınız verir. bu gözler bu bakınızların 1500 fav aldığını filan gördü. şukelaya basansa hatırı sayılır şekilde az.

    tabii ki bilmemek ayıp değil; benim bildiğim fav butonu, sonradan dönüp bakmak isteyeceğiniz entry'ler için var. yani "bu bana ilerde lazım olur" dediğiniz veya "dursun kenarda okuruz bunu" dediğiniz entry'ler için var. şukela butonuysa "aferin iyi demiş" diyip geçtiğiniz entry'ler için var. "adam ne güzel orospu çocuğu demişti, dur şuna bi' bakayım" diyeceğinizi pek sanmıyorum. buna göre hareket edersek, belki şirinleri bile görebiliriz. hayırlı forumlar.

  • 9. sünnetin yasaklanması gerektiği gerçeği

    aklı başına her insanın fark edeceği gerçektir.

    devlet nasıl insanları kanunlarla tecavüzden koruyorsa çocukları da bu insan haklarına aykırı manasız şiddetten korumalıdır. hastanelerin bunu yapması yasaklanmalı, bu işi yapan doktorlar meslekten men edilmelidir.

    en azından 18 yaşına kadar yasaklanmalıdır ki birey bu anlamsız budamayı kendi değerlendirip karar verebilsin. bu haliyle sünnet çocuk tacizinden başka bir şey değildir. hayali inancın için aklı ve gücü yetmeyen çocuklara işkence etmek aşağılık bir davranıştır. pedofiliden farksızdır. ışidin kafa kesmesiyle aynı mantıktır.

    başka bir aile de çıkıp benim inancıma göre çocukların gözleri oyulmalıdır deyip bunu uygulayabilir. hiçbir inancın çocuklara organlarını kesmeye varacak kadar fiziksel şiddet uygulamaya hakkı olmamalıdır.

    dünya çapında bu sapkınlık yüzünden hayatını kaybeden, enfeksiyon kapan çocukların haddi hesabı yok. psikolojik etkilerine hiç girmiyorum bile. bilimsel olarak böyle ciddi bir operasyona gerekçe olacak bir durum yok, sünnet olmayanlar da en az sünnet olanlar kadar sağlıklı.

    biraz akıl, ahlak varsa bu barbarlığa izin verilmemelidir.

  • 10. arka camlarında osmanlı tuğrası bulunan araçlar

    iddia ediyorum bu araçların sahiplerinin çoğu osmanlı nerede, ne zaman kurulmuştur sorusuna doğru cevap veremez.
    versin, dişimi kırarım.

  • 11. kesileceğini zannedince gözyaşlarına boğulan inek

    gavurun ineği bile farkındalık sahibi. bir bu ineğe bakıyorum bir bizim danalara hayret ediyorum

  • 12. bir kızın kaşar olup olmadığını anlama yolları

    domates çorbası'na yan yan bakıyosa kesin kaşardır. oğlum insanları şöyle yaftalamaktan bıkmadınız mı hala ?

  • 13. müge anlı'nın insan kaçakçısını alkışlatması

    bu kadın halk tarafından kahraman ilan ediliyor ya ben buna yanıyorum. yahu bu kadın kelimenin tam anlamıyla kötü.

    müge anlı: bundan 2 gün önce demiştim, belki yasadışı iş yapıyorlar ama eminim ki bu yasadışı işi yapanlar bile atalayı bir başka ülkeye götürmezler buna inanıyorum demiştim, bu inancımı doğru çıkardınız. teşekkür ediyorum.
    kaçakçı: bir şey daha söylemek istiyorum, şu an zaten geçişler kapalı
    müge anlı: hep kapalı değil miydi zaten?
    kaçakçı: hep kapalıydı da devletimiz müsaade ediyordu. şu an devletimizle ab biraz restleşme aşamasında. şu an o yüzden geçişler kapalı. ikinci konu şu an sadece italya'ya geçiş var, onun da bedeli çok, 6000 euro , o yüzden de bu şahsın üstünde o kadar para yoktur.
    müge anlı: bir şey daha sorabilir miyim? yunanistan'a geçmek kaç para?
    kaçakçı: botla 600 700 dolar , geçen sene 1000 dolardi, düştü.

    reklam sonrası bağlanan adamla arasında geçen şu konuşma

    müge anlı: rica etsem can yelegi takar mısınız?
    kaçakçı: yok ablacığım allahın izniyle zaten , paradan önce bunların can sağlığı onemli , zaten küçük çocuğun sütüne kadar ekmeğine kadar bizzat karşıya geçene kadar canları bize emanet

    daha kıyıya vuran bebeklerin ceseti toprak olmadı serefsizler, daha kanları kurumadı, düne kadar haberlerde kaçakçılara sahte can yeleği giydirildiği haberlerdeydi, çok olmadı ana haberde bu can yeleklerini yine kaçak olarak çalıştırılan suriyelilere yaptırıldığı çıktı ortaya. vicdanınıza tüküreyim, alkışlayan ellerinize tüküreyim

  • 14. ramazanda lokantalar kapatılsın

    her zaman demişimdir : (bkz: sanki bana tutuyo ...)
    amaç yoksulun halini anlamak değil mi hoca efendi ?
    normal zamanlarda o yoksulun gözü önünde yemek yeniyor adam oruç tutar gibi aç aç duruyor,
    ramazan vakti de o yoksul sen oluver ne olur ? yoksulun halini anlaman için sen açken etrafında yemek yiyen birilerinin de olması gerektiğini hiç fikir etmiyorsun değil mi?

  • 15. yeşilköy-pendik seferi yapan anadolu jet uçağı

    antalyaya falan 50 liraya bilet satacaginiza pazar günleri bu uçuşları yapın 100 liraya full çeker.

  • 16. life is drunk sözlükten uçurulsun kampanyası

    dinime küfreden müslüman olsa deyimi tam da böyle durumlar için söylenmiş olmali. kampanyayı başlatan tanriya allah diyen çocuk mahlasli yazar, yukarida da belirtildiği gibi entry girdiği basligin sol framede kalmasi için asil entry'sinin altina kisa kisa entry'ler yazip siliyor. asıl entry'si yeterli fav ve artı oy sayisi ulastiginda ise yazip silmeyi birakiyor. azmin zaferi! bunu halen sürdürüyor mu bilmiyorum ama kendisini takip etmedigim halde en azindan 4-5 kez denk geldim bu olaya.

    al birini vur ötekine. ikisini de denk geldikçe eksiliyorum.

  • 17. atalay filiz

    müge anlı an itibariyle insan kaçakçısı telefona bağlattı. adam diyor ki,

    "botla yunanistana gitmek 600 dolar. ama şu an sadece italyaya var, o da 6000 euro. ama biz hepimiz birbirimizi tanırız, bu katili geçirtmeyiz. "

    seyirciler de bu kaçakçıyı alkışladı. bizim gözümüzün nuru sönsün okuyayım derken. üç kuruş maaşa köle gibi çalışalım. bu kaçakçılar devlete vergi ödemesin, insanların hayatını tehlikeye atsın, bebek cesetleri kıyılara vursun. atalay belki bört kişiyi öldürdü, ya bunlar ?

    galiba kanunlar sadece onlara uyanlar için var, yani "enayi"ler için.

  • 18. survivor 2016

    bu beynini soktuğumun serkay'ı için 1 aydır kayıp modunda olan hesabımı açtım, yeminle.

    baltayla önünde dizini mi kıracak be beynine koyduğumun salağı? doktorun kararı olduğu defalarca tekrar edildi, pişkin pişkin ''doğrudur'' diyor birde.

    ''doktor doğrudur, semih sakattır ama semih sakat değil, kaçıyor'' beynine osurduğumun tezatçısı.

    offff

  • 19. 3 haziran 2016 debe rezaleti

  • 20. 3 haziran 2016 anadolu efes fenerbahçe maçı

    maçın son 25 saniyesi pasarofça antlaşması'yla başladı, patrona halil isyanıyla bitti. 12 yıl sürdü.

  • 21. life is drunk

    dünyanın en kolpa adamı sanırım.

    "uçurun beni yeeeeaaaaa uğraştırmayın entry silmekle."

    kardeş bak şu adımları izlemen yeterli;

    ayarlar---->hesabı kapat---->yokluğumda sikik ve çalıntı entrylerimi gizle---->elveda ay elveda feza

  • 22. periscope'da erkek dansçı oynatan türk kızı

    kız yapınca:
    periscope'da erkek dansçı oynatan türk kızı

    erkek yapınca:
    periscope'da dans eden türk kızı

    vay amk. çok klişe olacak; ama ekşi sözlük bu haldeyse kimseye laf anlatamayız artık.

  • 23. açık saçık giyinmek erkekleri tacizdir

  • 24. 3 haziran 2016 can dündar'ın soykırım tweeti

    bekir bozdağ'ın açtığı ortada
    gösterdiği köşeye
    tam doksandan çakmasıdır.

    olmadı mı bu olay? yaşanmadı mı arkadaş?

  • 25. türkiye'nin zayıf ve fakir bir ülke olması

    özellikle akp döneminde ayyuka çıkmış gerçek.

    evet genel sanılanın aksine ülkemiz güçsüz ülkeler kategorisindeki yerini sürekli korumaktadır. askeri hareket ve kabiliyeti de buna dahildir. askeri ve taktiksel hiç bir kırmızı çizgisi yoktur. çünkü kırmızı çizgileri delik deşik edildiği halde koruyamamakta ve geleceğe yönelik bir umut vermiyor. ülke mevcut sınır yapısını korumak mücadelesinde ve bu durum tarihinde olmadığı kadar ciddi bir noktada.

    öyle sanılanın aksine pek varlıklı bir ülke falan da değiliz. şimdi buna itiraz edeceklerin çoğunun gırtlağına kadar banka borcu vardır. halkın yüzde doksanı gibi... ekonomik gösterge kasmaya bile gerek görmüyorum.

    ülke sadece mustafa kemal atatürk döneminde güçlü ve kısmen varlıklı bir altın çağ yaşadı. sonrası bir on yıl daha idare etti. menderes ile birlikte dikey iniş...

  • 26. türk hava kuvvetleri

    1943-1944 yıllarında türk hava kuvvetleri dönemdaşı diğer hava kuvvetlerinin yanında yamalı bir bohça izlenimi verir.

    öncelikle türk (osmanlı) hava kuvvetleri yüzbaşı fesa gibi öncü pilotlarla ta 1912'den beri kurulmuş durumda da olsa türkiye'de yerleşik bir endüstrinin olmayışı teknolojiye, yedek parçaya tamamen bağımlı bir askeri kolun da gelişimine engel olmuştur. mesela 1915 yılında istanbul'a gelip osmanlı hava gücünü kurma gibi fantastik bir emir almış olan alman pilotlar (biri de oswald boelcke'dir) bırak altyapıyı elektriği, motoru, menteşeyi sıkacak pense bile bulamamışlardır. en basit ekipmanları çarşıdan demirci tutup sıfırdan başlamışlardır. kurtuluş savaşında italyanların bıraktığı iki hanriot olmasa büyük taarruz öncesi keşif uçuşu bile yapamayacak bir haldedir türkiye. cumhuriyet sonrası toparlanmaya başlamış kendi uçağımızı yapabilecek kapasiteye doğru giderken türkiye iki savaş arasında alabildiği her avrupa ülkesinden uçak alma yoluna gitmişti. bu sırada hava kuvvetleri komutanı hayatında uçağa binmemiş bir süvari generaliydi. hava astsubay sınıfı 1941 yılında kayseri inönü'de ancak eğitilmeye başlanmıştı. ikinci dünya savaşı başladığında müstakil bir hava gücümüz varla yok arasında bir yerdeydi yani.

    1939'a gelindiğinde de ülkeler bazında durum epey karışık bir haldeydi zaten. türkiye ne kadar harap bitap toparlanmaya yeni başlamış bir ülke de olsa stratejik bir konumda kayda değer bir asker beslediğinden hem hitler almanyası hem de müttefikler türkiye'yi yanlarına çekmek için ismet paşa'ya durmaksızın baskı yapıyorlardı. ismet paşa'da hakkının verilmesi lazım gelen pragmatik bir oyalama metodu geliştirmişti. "uçağımız yok" diyordu ingilizlere. "savaşa girince almanları neyle tutacağım?" ingilizler böyle bir argümanı haklı bulup oldukça sıkışık oldukları 1941-1942 yılında ingiltere göklerini almanlardan başarıyla koruyan spitfire mki ve hurricane ia avcı uçakları göndermişti. (bkz: battle of britain)

    oysa aynı zamanlarda ismet paşa'ya almanlar da savaşa kendi taraflarında girme baskısı yapıyordu. luftwaffe kendini yenileme aşamasında harıl harıl çalışırken türkleri mutlu etmek için meşhur guernica bombardıman modeli ilk yapım 1935 heinkel 111 bombardıman uçaklarından 24 adet türkiyeye ayırmıştı. oysa bu sayılarda malzemeyle savaşa falan girilmezdi. 1939'da savaş patladıktan sonra ismet inönü hitler'in elçisi franz von papen'e şöyle diyecekti : "uçak yok uçak... ingilizleri yerde nasıl tutacağız 24 tane uçakla mı?" tabii çok da makul bir cevaptı bu. hitler ingilizleri 2550 uçakla yenememişti. sonra türkleri ucuza müttefik yapacağım diye 1943 yılında ruslarla elleri dirseklerine kadar kanda olan kendi has müttefikleri macaristan ve finlandiyaya bile göndermediği en son model focke-wulf 190a3 uçaklarından 72 tane türkiye'ye satacaktı. savaşın kendisi için en zorlu döneminde. ruslar zincirinden boşanmış bir şekilde gelirken.

    amerikalılar'da aradan baskıyı kesmeyecekti. türkiye'nin uçak ihtiyacı artık herkesçe biliniyordu. 1943 sonunda alman-italyan koalisyonunun kuzey afrikadan atılmasıyla oraya yaptıkları devasa malzeme ve asker yığınağı ellerinde yük kalmıştı. yeni model tank ve uçaklar amerikadan sicilya ve avrupa'da yapılacak harekat için gemilerle ingiltere'ye taşınırken afrika'daki yığınakları almanlara kıyasla eski model kalmıştı. kullanamıyorlardı. bunlarla uğraşmak yerine bombardıman filosunu türklere rüşvet babında hibe etmeye karar verdiler. yirmibir adet martin 187 baltimore uçağı ayırdılar. olaya bak ki amerikalılar bu uçakları eve teslim şeklinde adana şakirpaşa bataklığı yanındaki (bugün şakirpaşa havaalanı) düzlüğe de getirirler. hatta tam kadro gelen amerikan heyeti uçakları getiren pilotları geri götürmek için c47 dakota nakliye uçaklarını da getirirler. hayatında uçak görmeyen adanalılar o gün uçağa doyar. 1943 yılında bir kasım günü.

    türk hava kuvvetlerine düşen görev bu kendilerine göre yeni, amerikalılara göre eski baltimore uçaklarını adana'dan eskişehir'e taşımaktır. görev için iki adet heinkel 111 alman bombardıman uçağı havalandırırlar. bu uçaklar teslimatı alacak pilotları taşıyarak kasım soğugunda torosları geçer. zor bir geçiş olur. sonra adana'ya indiklerinde bakarlar ki heinkel sağ kanat motorunun yakıt hortumu soğukta patlamıştır. motora artık yakıt gitmemektedir. tek motorla da uçak kalkamaz. çivilenip kalırlar. yedek parça da orada dağın başında yoktur. hatta eskişehirde bile yoktur böyle bir şey. adanada ise bırak uçağı, araba için bile yedek parça yoktur. amerikalılar hep düşmanın elinde gördükleri heinkel'i tamir etmek isterler ama almanların da uçakta kullandıkları her metrik standarttır. amerikalıların ise herşeyi imperial - inç sistemine göredir. tornavidaları bile uymaz. hortumları klamp edemezler. heinkel uçağı öyle yerde kalır.

    türk ekip heinkel uçağını orada bırakmaya hazırlanırken uçağın makinisti astsb gedikli çavuş mansur üzerinde sivrisineklerin uçuştuğu şakirpaşa bataklığına bakıp cigara içmektedir. amerikalılar yanına gelip filtreli sigara verirler, bakar sağol der onu da içer. sonra sigarayı atıp bombardıman uçağı alt sahanlığı açıp alet kutusunu alır. orada maçete ile demir testeresini çıkartarak amerikan pilotların bakışları altında bataklığın yanındaki ağaçlara doğru gider. söğüt ağacının birinden bilek kalınlığında kol kadar bir dal kesip geri gelir. sonra bir taşın üstüne oturup başlar bu dalı ileri geri burmaya. aydınlıdır mansur çavuş. çine çayının yanındaki ağaçlarda geçmiştir ömrü. kağıt rulo yapar gibi öne arkaya iki saat usanmadan söğüt dalını burup durur. ne yapıyorsun diye soranlara "yedek parça" der. iki saatlik uğraşın sonunda söğütün yumuşak kabuğunu beyaz daldan ayırmaya kırmadan muvaffak olur.

    sonra motor kaputunu açıp patlak hortumu uçağın alman bmw yapımı motorundan söküp atar. kestiği hortum gibi söğüt kabuğunu motora uydurup kelepçeler ve amerikalıların dehşete düşmüş bakışları arasında kaputu kapayıp kilitler. amerikalı pilot yüzbaşı dayanamayıp heinkel pilotu türk yüzbaşıya sorar.

    - o ne yapıyor öyle?
    - uçağı tamir ediyor.
    - ağaç dalıyla mı? siz delirdiniz mi bu uçak kalkamaz. intihar bu.
    - ne yapalım yani burada mı kalalım? irtifa almazsa yapacak bir şey yok geri döneriz.
    - tanrı yardımcınız olsun!

    amerikalılar sırf uçağın uçtuğunu görmek için bir süre daha yerde kalırlar. iskenderiye'ye, üslerine hemen geri dönmezler. heinkel tayyaresi şakirpaşa düzlüğünde bir iki sekip irtifa almaya başlar ve amerikalıların coşkun tezahüratları ve şapka sallayışları arasında adananın üzerinde bir tur atıp sıkıntısız bir şekilde torosları motorunda bir söğüt dalıyla aşar. dediklerine göre yedek hortum erzincan'dan geldiği için eskişehirde söğüt dalıyla iki sorti de öyle yaptırmışlar. nereden biliyorum, uçağı uçuran benim dedemdir, hikaye de oradan. kendisi 2007'de rahmetli oldu, bugün bunu hatırlayan ya da anlatacak kimse sanırım kalmamıştır.

    işte zamanında dünyanın başka yerinde birbirleriyle kanlı bıçaklı olan focke-wulf 190, spitfire, hurricane, mosquito, p47, baltimore, martin gibi platformların savaştan uzak ağaç dalları tezek toplarıyla barış içinde uçtuğu bir yerdir türk hava kuvvetleri. çağdaşlarının kapasitesine erişmesi epey bir zaman almıştır.

    edit : oha uçakların resmini de buldum bakınız arkada 18 numara heinkel 111, pist üzerinde martin baltimore, en arkada b24 liberator. ploiesti saldırısından kaçıp gelen o liberator'un hikayesini de bilahare anlatacağım.

  • 27. gökhan gönül

    fenerbahçeliler'e göre; fenerbahçe de kalacaksa, türkiye'nin en iyi sağ kanat oyuncusu, gerçek bir fenerbahçeli, vefalı bir oyuncudur.

    fenerbahçe'den gidecekse, yaşı 32'ye gelmiş, orta açmayı öğrenememiş bir futbolcudur. arka 4'lünün kalan son müdavimidir. gitse de yerine şener vardır.

    beşiktaşlılara göre de durum bunun aynıdır. gelirse en iyi milli sağ bek, gelmezse "bu yaştaki adama bu kadar para verilmez zaten" olayıdır.

  • 28. paul pogba

  • 29. binali yıldırım'ın keçiören esprisi

    espiriyi yaptıktan sonra kalabalıkta oluşan "alkışlasak mı alkışlamasak mı" tereddüdü yarmıştır.

  • 30. abi bu rozetliler neden mumyaya tapıyorlar

    "heykel o. neyse, boşver onları hadi ensar vakfı'ndaki hocalarını ziyarete gidelim" şeklinde cevaplanabilir soru.

  • 31. alp buğdaycı

    hayatını kaybetmiş şiddet suçlusu.

    en iyi ihtimalle gerçekten iyi kalpli bir insan olup uyuşturucu etkisiyle şiddet uygulamış ve tam da hatırlamayan rahmetli. hala tamamen masum olduğuna inananlar var. masum olma ihtimaline dair senaryoları gözden geçirip, tek tek çürütelim.

    1- kendileri kadına "az" şiddet uygulamışlardır, asıl şiddeti evden çıktıktan sonra bir başkası uygulamıştır.

    bu senaryoda kendimizi kadının yerine koyalım. tecavüz ve zorla şiddetin olmadığı, "az ve istediğiniz derecede" şiddetin uygulandığı bir geceden sonra, nedense olan biten rızanız dahilinde olduğu halde "kalacak en mantıklı yer" olduğu yer için gittiğiniz evden çıkma gereği duyuyorsunuz. ve nöbetçi sapık tarafından dövülüyorsunuz, hem de öldüresiye. ve ilk aklınıza gelen "oooo hazır dayağı da yedim, dur şu eski sevgilime bir kazık atayım" demek oluyor..

    birincisi "en iyisi burada kalalım" diyerek gittiğiniz evden bir rahatsızlığınız olmasa çıkmazsınız. evden ayrılan diğer iki kadın da bunu doğrular nitelikte ifade vermiş zaten. ayrıca hadi diyelim başkası dövdü, bu durumda da kusura bakmayın ama hiç kimse "ooooo, disko disko hadi başkalarını suçlayayım" demez. ilk ve en çok isteyeceğiniz şey suçlunun cezasını çekmesidir.

    2- kadın fantezi olsun diye dövülmeyi kendi istedi, sonrasında ayılınca çark edip şikayetçi oldu.

    bu senaryoda da şiddet uygulayanlar suçludur. şiddet uygulanan kişi bunu istese de suçludur. çünkü kişilerin yaşama hakkı, yeri geldiğinde kişinin kendisine karşı bile olsa korunur. birinin size gelip "döv beni, ağzımı burnumu kır" demesi size bunu ona yapma hakkı vermez. bir kaç yıl önce videolu kanıtlarla öldürülmeyi kabul ettiği görülen birinin öldürülmesi de cinayet kapsamında cezalandırıldı. çünkü o dövülmeyi istese de, öldürülmeyi istese de sizin ona bunu yapmaya hakkınız yok.

    3- şiddet içerikli ama vahşet olmayan (alp buğdaycı'nın beyan ettiği gibi) bir takım olaylar oldu, kadın ve belki diğerleri de bir noktadan sonrasını hatırlamıyor. kadın ayılıyor, kendini o halde görüyor ve kendisine hatırladığı kadarı ile en son şiddet uygulayanları suçluyor. gerçekte kimin dövdüğünü kimse bilmiyor.

    bu noktada da ihalenin alp buğdaycı ve metin kaçan'a kalması yanlış değil. ortada bir suç var ve deliller bu ikiliyi işaret ediyorsa ve ikili suçsuzluklarını kanıtlayamıyorsa adaletin aleyhlerine karar vermesi son derece normal. neticede "uyuşturucu aldım, hatırlamıyorum, bu beni suçlu yapmaz" denmesi de abes. bilin bakalım uyuşturucu neden yasak? uyuşturucu aldığı andan itibaren gelişebilecek olaylarda sorumlu tutulma ihtimalini kabul etmemesi, "bok yesem de sonuçlarına katlanmam" demekle aynı şey. ayrıca merdivende kan izi bırakacak kadar dövdükten sonra, fantezi dahilinde bile olsa ikinci maddede yazanlardan ötürü suçlulardır.

    velhasıl, iyi bir insan da olsa çok büyük ihtimalle uyuşturucu etkisi ile şiddet uygulamış ve bunu kabullenememiştir. muhtemelen kabul edebilse çok daha farklı bir hayatı olacaktı. bertrand cantat örneğindeki gibi yine çokça insan nefret edecekti, ama bazıları "hatasını kabul etti, cezasını kabul etti" diyerek yakasını bırakacaktı. en başta kendi vicdanı yakasını bırakacaktı; yaptıklarını kabul etmemenin yükünün yanı sıra etrafındakileri kandırmanın yükünden de azade olacaktı. ama olmadı.

    neticede kendilerini suçlayan kadın bundan herhangi bir kazanç elde etmediği gibi sıkıntı da çekti. hayatına devam etti, edebildi. ama olayın fail ikili devam edemediler.

    son notum da "alp abim öldü, tecavüzcü işkenceci adam 5,5 ay mı yatar?" diyen yazara gelsin. vallahi bu beyanınıza kıçımla güldüm, kusura bakmayın. bu memlekette tecavüze, işkenceye 5 aydan fazla ceza gelince "acaba yanlışlık mı var?" diye kontrol ediyoruz biz; siz hangi iskandinav ülkesinin vikingisiniz kuzum?

  • 32. mario gomez

    beşiktaş bu sene uefa avrupa kupasında gruptan çıkamadı. neden? tolga yüzünden. peki geçen sene de neden avrupa'dan elendik? tolga yüzünden. biz tolga'yla, ismail'le, alexis'le daha akhisar'ı aşamadık. şampiyonlar liginde ne olacağını düşündünüz mü hiç? bu sene şampiyon olabilmemizin tek sebebi, hücum hattının anormal performansı. yani yediğimizden fazlasını atabildik ya da art arda atarak rakibi sindirdik.

    şimdi bütün bunlara rağmen bu ismail'le ve tolga'yla yola devam edileceği gün gibi ortada. takımın bütün emeğini sabote eden bu insanlara karşı bir farkındalık yaratmak için de mario çıkıp basına "bu takımla daha uefa'da gruplardan çıkamadık, şampiyonlar liginde madara oluruz" dedi özetle. bence de doğru bir hamle yaptı. doğru, kimse beşiktaş'tan üstün değildir ama birilerinin de çıkıp bunları konuşması lazım. metin tekin yılın karmasında ismail köybaşı'yı sol beke yazmış. şimdi bu şartlarda sizce mario mı beşiktaş'ı daha çok düşünüyor, metin mi?

    senin takımının iyi performans gösterip göstermemesi gomez'i direkt olarak etkiliyor. onun "ismail'e bir abisi kıyak yapayım da qeyfi yerine gelsin" gibi bir derdi yok. adam açık açık söylüyor; "düzgün bir takım kurulacaksa kalmak istiyorum, eğer cl'de rezil olacaksak ben o takımda yer almak istemiyorum" diyor. bunun dışında da para ile ilgili hiçbir şartının olmadığını ekliyor. eğer takımla birlikte başarmak istemese, kariyeri yeniden çıkışa geçmişken buradan gider. ya da kalıp parasına bakar ve şampiyonlar ligi maçlarında - derbilerde oynar. anadolu deplasmanlarına ise sakatım ayağına gitmez. ama bunu istemiyor işte.

    bir de "biz almanya'nın santraforunu almadık, onlara santrafor verdik" hikayesi var. kısmen doğru ama burada gomez'in hakkını da teslim etmek lazım. adam şu anda beşiktaş'ın en skorer yabancısı ve bir sezonda en fazla gol atan oyuncular arasında feyyaz'dan sonra ikinci sanırım. yani bunu başaran bir adama "sen bi bok değilsin, sayemizde böyle oldun" demek biraz yanlış. cv'sinde bir sürü gol krallığı olmasına rağmen "önemli olan takımımın galibiyeti" diyen adama "dün boktun bugün koktun" muamelesi yapamazsınız. o çok sevdiğimiz demba'nın bile derbilerde ayakları birbirine dolanırken bu adam 21321 metreden muslara'yı avlamasaydı ya da volkan'a uçan kafayı atıp bu maçlara karakter koymasaydı görürdünüz şampiyonluğu. mario gomez deyince akıllara sadece attığı gol sayısı geliyorsa olaya yanlış bakıyorsunuz demektir. bu adam takıma karakter kattı. bütün oyuncuların üzerindeki tedirginliği, bu adamın kendine güveni sayesinde aşıldı.

    mario yeri dolması güç bir oyuncu. imkansız değil ancak güç. bu seviyede hem formda olacak, hem profesyonel olacak, hem de takım oyuncusu olacak bir oyuncu bulmak zor. ha diyelim satıldı ve yerine gelen de tutmadı. ne olacak? ligde önümüzdeki senenin gol kralı %90 ihtimalle cenk olur. ama şampiyonlar liginde gruptan çıkmak da hayal olur. bu yüzden önce amacımızı belirlemeli ve ona göre adım atmalıyız.

  • 33. 2016 turizm krizi

    az buz bu sektörde çalışmış hatta en suçlu kısmında* çalışmış biri olarak bütün mantıkları anlıyorum. yani turların toplu alımı bilmem nesi. hatta çakal esnafı bile anlıyorum serbest piyasa var aq. ona göre planlamanı yap. gidip de herife kendini kazıklatma. ancak bu turistik işletmeleri affetmediğim ve başlarına gelenden aşırı mutlu olmama sebep olan tek şey var. türk imar mevzuatına göre sahiller halkındır ve yaya olarak insanların girmesi askeri bölgeler vb dışında engellenemez. bu ibneler gerek şezlong atarak gerek illegal olmasına rağmen dikenli tel atarak halkın sahile ulaşmasını engellediler. sırf bu yüzden sürünmeliler. ve bu kriz tam olarak bu tip yavşakları vuruyor. tavuk çiftliği misali adamları tesise doldur. insanların sahile girmesine izin verme kırdığın paranın sefasını sür.

    o kadar mutluyum ki gözleme yapan teyze, otele sebze meyve veren köylü umurumda değil. zaten onlar da genellikle istikrarı seçenler. sahiller halkındır ve bunu çalan adamların kaybetmesi hoşuma gidiyor. üzerine istikrarı destekleyenlerin de payına düşeni alması zevkimi katlıyor. hali hazırda bu istikrar yüzünden bir kere işimden olmuş bir adamım. bu istikrar yüzünden kaybettiklerimin ve kaybedeceklerimin farkındayım. en azından bu sefer bu sığırlar da kaybediyor.

  • 34. sevişirken üstte olmayı seven kadın

    ulan madem hepiniz böyle kadınlarla seviştiniz, sevişirken kan verir gibi yatan kadın kim o zaman?

  • 35. sakal bırakan erkeğin asıl amacı

    işte bu.. biraz da böyle seksist başlıklar görmek istiyoruz.

  • 36. selda bağcan

    kadın barcelona'da türkiye'yi milyon yürolar alan arda'dan daha iyi temsil etti. helal olsun bacım saçının teline kurban.

  • 37. kadınların yarı çıplak giyinmelerinin nedeni

    erkek bulmaksa bile bunun ayıbı yoktur. bir kadın vücuduyla istediği gibi erkekleri etkileyip arzulanmak isteyebilir. aralarından birini seçip sevişebilir.

    açık ve net.

  • 38. geçmişimizde insanları diri diri yakma yoktur

    adalet bakanı bekir bozdağ'ın süper tespiti. ermeni soykırımı hakkında konuşmuş ve almanya'nın geçmişiyle bizimkini kıyaslamış.

    --- spoiler ---
    bizim milletimizin geçmişinde almanya'nın geçmişinde olduğu gibi insanları diri diri fırınlarda yakma yoktur"
    --- spoiler ---

    şu fotoğrafı koyuyorum başka da bir şey demiyorum.
    http://i.hizliresim.com/81qjlw.jpg
    (bkz: sivas katliamı)

    yakma var ama fırın yok. onu demek istemiş büyük ihtimalle.

  • 39. iş hayatının ilk kuralı

    arkalı önlü fotokopi çekmeyi öğrenmek.
    kendimi bildim bileli çalışıyorum; hiçbir bilgi, teori, program bu kadar işime yaramadı.

  • 40. seri katilin solcu olması

    seri katilin iyi eğitimli ve zeki olduğu algısı üzerinden yapılan varsayım. adam o kadar okul okumuş, akp'li olacak değil ya diyor.

    çomarlar kendilerini tanıyor vesselam.

  • 41. kahveye selam vermeden giren adama linç

    izmir'de kırk yaşında bir inşaat işçisi dalgınlıktan kahveye girerken selam vermediğinden dolayı kahvenin asi delikanlıları tarafından öldüresiye dövülmüş , hayır dalgın olmasa da vermemiş olabilir bu nasıl bir dayak atma sebebidir.
    denk gelmiyorki dediğim olaydır.
    selam vermedi dayak yedi
    allah bizim ülkemiz insanın hepsine bolca akıl versin.
    sıkıntıdayız yetiş ya rab.

    edit: foto
    dayak yiyen ağabeyimiz
    dayak yiyen ağabeyimiz 2
    ne desem bilemedim , allah ıslah etsin hatta belanızı versin.
    edit: ek bilgi
    selam vermiyor diye dövülen adamın selam meraklıları tarafından soyulduğu jandarma tutanaklarına geçmiş.
    adamın telefonunu , cüzdanını , parasını almışlar.

  • 42. 2 haziran 2016 gs warriors cleveland cavs maçı

    (bkz: lebron'a bench şoku)

  • 43. atatürkün ateist olduğu gerçeği

    zeki olduğunu gösterir

  • 44. metrobüste bir bayanı taciz eden uzman

    uzman olduğu için tacizde bulunamayacağına inananlar var ya işte onlara ağzımla gülemiyorum.
    sizce bir tek şoförler, işsizler, muavinler ve esnafın alanı değil mi taciz?
    mühendis, doktor, akademisyen taciz etmez. eğitim ve maddi durumu iyi olan adam neden taciz etsin hem, değil mi? gider tatminini parasıyla sağlar bir şekilde.
    hem zaten kadın da sesini çıkarmamış. niye çıkarmamış? deli miymiş?
    o işler öyle olmuyor canlar.
    taciz/tecavüz, genellikle güç gösterisi. karşısındakinin tedirgin olmasını istiyor adam, onun o korkusundan, o duyduğu rahatsızlıktan sapıkça bir zevk duyuyor. zaten buna hakkı olduğuna inanıyor çünkü zimbardo deneyi gibi işte o gardiyan, kadın mahkum. bu düzende ona verilen rol bu, onun elinde güç (!) var ve o da rolünü yerine getiriyor.
    kadın da ses çıkarmıyor. nedeni de muhtemelen öğrenilmiş çaresizlik. acaba kadın orada ses çıkarsa ve kimse tepki vermese, adam otobüsten indiğinde kadını takip etse ve arkasından bugün korkunç bir habere konu olsa bu adama ne tür cinsiyetçi küfürlerle saldıracaktınız? kadın bu kadarını düşünüp çekinmiş olabilir mi?
    peki siz hiç liseli kızı/yeğeni/tanıdığı okula otobüsle gidip geliyor diye yanında toplu iğne bulundurmasını tembih eden anne/teyze görmediniz mi?
    hiç otobüste rahatsız bir ifadeyle duran bir kadını hiçbir şey söylemeden kendi önüne/yanına davet eden kadın görmediniz mi? bu daveti kabul eden kadının suratındaki minnettar bakış da dikkatinizi çekmemiştir o zaman.

    cidden sizin yaşadığınız o harikalar diyarına taşınmak istiyorum.

  • 45. kobi kredilerinin %43'ünün batması

    sen aslansın yaparsın diye kandırılan cahil murtaza amcaya verilen 10 tl yi ya murtaza bak sen bu işi beceremedin deyip 15 tl olarak geri almak. çok mantıklı, bir taşla iki kuş vurulmuş oluyor. hele bir de yalandan dümenden açtırılan ar ge şirketleri var ki onlar tamamen batmış vaziyette.

    insan eşek oldumu semer vuran çok olurmuş.

  • 46. recep tayyip erdoğan'ın duplikatası

    ben meselea diploma değil de kendisine takan hoca kim onu merak ediyorum.

    en yakın arkadaşıyla kampüste çekilmiş fotoğrafını merak ediyorum.

    bunu benimle paylaşan olursa bedavalı dondurma ısmarlıcam söz.

  • 47. beşiktaş

    önümüzdeki yıl kadrosunun şu şekilde olmasını istediğim takım:

    neuer
    dani alves pique thiago silva alaba
    matuidi pogba
    messi tolgay ronaldo
    suarez

    edit: bosluk uyardı 10 kişi yazmışım.

  • 48. stephen curry

    lebron'la arasındaki en temel fark şu: curry kötüyken bile "doğru" oynarken, lebron iyiyken bile "yanlış" oynuyor. curry'yi bugün ligin tartışmasız en iyi oyuncusu yapan detaylardan biri bu. bu maç da, bunun en güzel örneklerinden biriydi.

  • 49. türkiye'den siktir olup gitmek

    4 sene önce yaptığım iş oluş hareket. "ne sanıyorsunuz" diyen tiplere gelsin

    "gittiğiniz yerde türkçe konuşulacak" : bildiğin mal turnusolu tespiti. "30 yıldır alamanyadayım kelime öğrenmedim" çomarlığı akıyor damarlarda. gittiği ülkede "türkçe konuşulmasını beklemek" nedir olm.

    "yeni bir sevgili edinip aşk yaşayacaksınız" : oldu ve hatta evlendim.

    "yeni arkadaşlıklarınız olacak" : bu adamın da heralde derdi arkadaş diye "ohamk, yuahmk" diye beraber gezecek magandalar bulamayacak olması.

    "kültürünüze yakın bir yerde yaşayacaksınız" : kültürümüz? damacana sikme eksenli kültür nolur gittiğim yerde olmasın zaten.

    buram buram haset akıyor lan adamlardan. "kahpelerrr geleceksiniz nasıl olsa :( üğüühü" diye