Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 40 mt insan iskeleti bulunduğuna inanan dinciler

    sayıları tahmininizden çok daha fazladır.

    buyrun:
    https://www.facebook.com/…753227272/?type=1&theater

    ilgili fotoğrafın photoshop olduğunu söyleyen adama da etmedikleri küfür kalmamış...

    yorumlardan bazıları:

    "ne yani böle bişey yaratmaya allah u tealanın gücü yetmezmi sanıyosun ???
    senin o kuş beynini yaratmış bunumu yaratamıcak ..."

    "bu foto shop deil gerçek eski insanlar uzun boylu büyük müş boyalı 4 5 metreymiş"

    "ilk insanın 40 metre boyunda oldugunu bılıyor muydunuz ? bu foto şop değil. araştırın birazcık salak salak yorumlar yapana kadar. herşeye şop demeyi öğrenmiş zihinsel engelliler."

    "ne fotoşopu biraz tarih le uğraş istersen"

    "ad kavmi insanlari uzun boyludur zaten gerizekalı herşeyi photoshop a bağlama kendini bi bok sanma bok bile bilmiyosun konuşuyosun"

    bu ülke yine iyi ayakta duruyor...

    ***
    edit: ohooo sözlükte de varmış ya bunlardan!
    topkapı sarayında 4 kişilik don varmış... hey yavrum hey. bir de küfür ediyo mal.

    bi 40 dakikanı ayır da neden insanlar daha iri olamaz öğren:
    https://www.youtube.com/watch?v=x9c0mroobzq

    ayrıca bir de şu varmış:
    (bkz: adem 30 metre boyundaydı dinozorlarla güreşti)

  • 2. parti kursa tek başına iktidar olacak hayvan

    (bkz: bal porsuğu)

  • 3. 17 eylül 2015 fenerbahçe molde maçı

    molde'nin en çok ömer üründül'ü şaşırttığı maç..

    "hayır top da oynuyolar"
    "allah allah pek de fizikliler"
    "hayır hiç boşluk bırakmıyorlar"
    "çok ilginç, top fenerbahçe'ye geçtiği zaman bi tane duran oyuncuları yok"

    "çok enteresan debe'ye de giriyolla"

  • 4. hakimin odasına jartiyerini sıyırarak giren avukat

  • 5. hoşlanılan kızın aniden dudaktan öpmesi

    bu bana oldu lan. yıllar boyu arkadaşımdı, sonra bir şeyler oldu, yakınlaşmaya başladık, konserlerde sarılmalar falan. ama her zamanki kekoluğumla bir adım ileri atamıyorum, gözlerine bakıp da durumlar böyle böyle nazlı yarim, üstüme öküz oturdu, elini elime alsam geçiverecek diyemiyorum. neyse, bir gün balkonda ev arkadaşım ve onun diğer arkadaşlarıyla mangal yaparken bunu da çağırdım, geldi. eve ilk defa geldiği için gittim aldım. ev sahibiyim ya, masada yanına oturdum mutfağa sıkça gidip gelirim ayağına. yemekler yendi, balkondan aşağı çamaşırların üzerine közler düşürüldü. sonra herkes dağıldı, kimi içecek almaya gitti kimi komple evine gitti. kaldık bununla başbaşa, içeri geçip oturduk kanepede, kaykıldım ben biraz kucağına doğru falan, konuştuk ettik. sonra sustuk.

    sonra kafayı çevirdim buna baktım ama nasıl güzel. bal rengi gözleri var bunun tamam mı. böyle ağlamaklı olunca iyice büyür, dolu tanesi gibi olur, ağlama diyemezsin biraz daha izleyeyim diye. baktım gözlerine, lan dedim kendi kendime, bu kadar güzel kızın ne işi var yanında, hiç yakışıyor musun, bir de neyine güvendiysen çağırdın hatunu. yıllar boyu arkadaşımdı ama yine de kekoluğumdan, çekinirdim işte böyle. ben böyle yine kendimi gömerken bu eğdi kafayı, laaaps diye öptü lan. sonra bir açtım gözlerimi, üç yıldır öpüyor.

    beklemeye değmez hacı, varsa içinde kıpraşan bir şeyler, öpülmeyi beklemeden öpmen lazım. dediğimi yap yaptığımı yapma gibi oldu biraz ama valla böyle.

  • 6. 17 eylül 2015 domino's pizza rezaleti

  • 7. adil kullanım kotası

    ayda 5 tb veri inince internet bitecek sananların desteklediği saçmalık.

  • 8. sevişirken kızın tangasını yırtarak çıkarmak

  • 9. sokak hayvanları itlaf edilsin

    afrikalı çocuklar için bugüne kadar bireysel olarak ne yaptınız ya da toplum olarak bugune kadar hayvanlar için ne yaptınız da bu harcadığınız para afrika'daki açlığa son versin?
    tanım: saçma bir beklentidir.

  • 10. 17 eylül 2015 ntv abdullah gül canlı yayını

    bu akşam gül'e 2 + 2 yi sorsanız 3 dakika boyunca cevaplar ama bir kere 4 dediğini duyamazsınız.

  • 11. en iyi porno siteleri

  • 12. köpeğin sıçarken göz göze gelmek

    (bkz: senin dilbilgisin cok kotu)

  • 13. robin van persie

    kaderin cilvesine bak amk.. van persie aldık güçlenmesini bekliyoruz.. pokemon mu lan bu?

    yalnız bu güçsüzlüğe antrenman falan çare etmez gibi, tarkan'ın bi filminde kuvvetlensin iyileşsin diye bi yanardağın dibinde bi sıcak suya giriyodu bi gece.. o yanardağı bulmak lazım sanki bu van persie'ye..

    debe: seni seçtim van persie!!

  • 14. emine erdoğan'a verilen cumhur annelik ünvanı

    şehit anneleri dururken, haketmediği bir yere giden ünvandır.

  • 15. ebru özkara

    bildiğin patavatsızlık, öküzlük yapmış doktordur. ölüm haberi öyle verilmez. ki ölen yok daha henüz olayın olduğu sırada.

    ayrıca bazı orospu çocuklarınca, mağmadan gelen bir seviyeyle savunulmaya çalışılan doktordur kendisi.

    ne bok olduğu belirsiz soytarı dediğin adam köylüdür. milletin efendisidir. çiftçidir. senin boğazından bir yudum fazla gıda geçsin diye bitkileri sularken hortumun kopması sonucu evladını kaybetmek üzeredir, orospu çocuğu. psikolog falan isteyen de yok zaten pezevengin evladı. insanlık sadece psikologlara kaldıysa senin kafanda, bu kadar saydırmamın da bir anlamı yok gerçekten ama sığdıramıyorum içime. lanet olsun sizin insanlığınıza...

  • 16. motosiklet sürücülerine duyulan antipatinin sebebi

    egzoz'dur, net.

    adam harley davidson alıyor, egzozundan tank veya helikopter gibi ses çıkartmak için gerekli modifikasyonu da ihmal etmiyor. ve kimse bu sığırlara bir şey diyemiyor.

  • 17. kredi kartı borç sorgulama

    müthiş pratik hizmet veren sistem.

    fakat ilk sorgulama yaptığımda 3.000 lira görünen borcum, yarım saat sonrasında tekrar sorgu yaptığımda 12.000 olarak görünmeye başladı. bu hatayı biran önce gidersinler lütfen.

  • 18. en az 130 iq'su olanların anlayabileceği filmler

    limitless'tan sonrasını okumadığım liste.

  • 19. zeka cinsel çekicilik unsuru değildir

    basbayağı da cinsel çekicilik unsurudur, hem de ne!

    zeka; uyum kabiliyetini de beraberinde getirir. zeka, karşındaki leb demeden leblebiyi anlamaktır. kendini de doğru ifade edebilmektir. zeki adam strateji bilen adamdır, bazen doğrudan hayvanlamasına dalsa kaçacak delik arayacağın durumların etrafından dolanmasını, sokoban oynar gibi doğru kutuyu doğru yere itmesini bilen; üç beş hamle sonrasını hesap eden ve senin de üç beş hamle sonranı öngören adamdır. baştan çıkarma; fiziksel olarak muhteşem ötesi bile olsa bir aptalın yapabileceği bir şey değildir. hiçbir şey yapmaksızın karşısındakini eritecek ve kollarına atlamasını sağlayacak kadar kusursuz ve seksiyse ne ala ki albino karga gibidir böylesi, pek bulunmaz. hayır bulsam ne olacak, aptal aptal konuştuğu anda gidecek tüm cazibe; ağzını mı bantlayayım ne yapayım yani!

    zeka, doğru zamanda doğru taşı oynamaktır; gerektiğinde riski göze almak ve ileride çok daha sağlam bir doğru adıma ulaşmak üzere, gerekirse bile bile hata yapmaktır.

    zeka hayvan gibi de cinsel çekicilik unsurudur bebeğim, değildir diyorsan, ben de you know nothing jon snow derim.

    edit eklemesi: ayrıca herkes için zeka cinsel çekicilik unsuru da olmasın zaten bir zahmet, zeki olmayanların da seksi bulunmaya ihtiyacı var sonuçta.

  • 20. kemal kılıçdaroğlu'nun liderlik vasfının olmaması

    hırsız vasfı olmasından iyidir.

  • 21. adnan menderes

    dunyada kendisi gibi akibete sahip baska bir sürü basbakan vardır, artık biliyorsun.

    https://en.wikipedia.org/…:executed_prime_ministers

  • 22. 17 eylül 2015 fed kararı

    (bkz: ne diyorsunuz ibneler anlamıyoruz)

    şimdi noluyor yani tam olarak? gidiyor mu uzun? bize bunlarla gelin arkadaşım...

  • 23. abdurrahim boynukalın'ın koruma istemesi

    bence koruma olarak yiğit bulut'u verebilirler kendisine. iki silahı yüzlerce mermisi vardı hem.

  • 24. kemal kılıçdaroğlu gitsin metin feyzioğlu gelsin

    ıslak ulusalcı rüyası ya da aktroll söylemi.

  • 25. ios 9

    şarj süresini uzattığı yönünde yorumlar olan güncelleştirme. denediğim bir yöntemle şarj süresini %70 uzatmak mümkün. bunu da evlenerek yapıyoruz, 2 aydır evliyim, 3 günde 1 şarja takıyorum. whatsapp yok, facebook yok, instagram yok :(

  • 26. baba

    sanırım kardeşlerim ve ben, baba açısından dünyanın en şanslı insanlarıyız.

    temel ihtiyaçları saymıyorum bile. bugün mutlu olmayı becerebiliyorsak, babamızın bize verdiği özgüven sayesindedir.

    özgüven, güvenle başlar. güven de ailede, babayla başlar.

    babam, hiç bir zaman verdiği sözü tutmamazlık etmemiştir. her zaman desteklemiştir bizi. klişe mi? evet. ama uzun vadede,hayatta faydası olan temel unsurlardan birisi.

    her babanın yaptığı gibi, çocuklarının önceliğini gözetmiştir hep.

    bir akşam pirzola yiyorduk. ben çok açtım ve kendiminkileri hızla bitirmiştim. babam daha yeni başlamıştı. benimkilerin bittiğini görünce, tabağındakileri bana vermiş, "aç değilim pek" demişti.

    çok şaşırmıştım. daha 10-11 yaşındaydım. dünyanın en güzel yemeğiydi ve bir gram tattıktan sonra bana vermişti. hiç olmazsa bir tanesini bitireydi ya?

    "baba olunca anlarsın" denilen anlardan biriydi benim için. aynısını ben yapıyorum çocuklarıma, her seferinde de aklıma o pirzolalar geliyor. onlar da yapacak kendi çocuklarına ve dünya daha iyi bir yer olacak.

    ilkokulda pinokyo bisikletim vardı. komşumuzun oğluna ortadan vitesli polo bisiklet alınmıştı. hayran olmuştum o bisiklete.

    bir akşamüstü, çocuk bisikletiyle önümüzden geçerken "lütfen biraz bineyim, hadi bir tur ver" diye peşinden koşuyordum. çocuk da piç, vermiyor. o sırada babam gelmiş, farketmedim. bizi izlemiş. ertesi gün, maddi imkanları zorlayıp -kimbilir neyden feragat etti-, yepyeni gıcır gıcır polo bisikleti önüme getirdi.

    duygularını göstermeyi sevmez; ağladığını hiç görmedim. bir kez, ablamın düğününde gözü yaşarmıştı sanırım. bir de, ben yatılı okulu kazandığımda, gitmeden bir gece evvel epey içmişti. yatarken çok ağlamış, annem söylemişti yıllar sonra.

    1 sene yatılı okudum ben, hazırlıkta (11 yaşa tekabül ediyor). haftasonları teyzemlere, anneannemlere gidiyordum. ailemi ise 15 tatilde gördüm sadece.

    bir haftasonu, olgunlaşma sürecinin sancılarını çekerken, babam çıktı geldi. nasıl sevindim anlatamam. kongre mi ne artık, bir toplantı için izmir'e gelmiş, efes otelinde kalıyormuş. haftasonu da kalacakmış, beni yanına aldı.

    efes harabelerine tur düzenlenmiş, otobüsle tura katıldık. sonra gece otelde kaldık, aynı yatakta. patrick swayze'nin kuzey güney dizisi vardı tv'de, onu izledik. gündüzki otobüste görevli tur rehberinin komik sesiyle alay ettik güldük biraz, ve uyuduk. sanırım hayatımın en mutlu günlerindendi.

    bana 3 kere tokat attığını hatırlıyorum.

    ilkinde, 5-6 yaşlarımda kola istiyorum diye tutturmuştum. o almamakta inat ettikçe, ben daha çok istedim. sonra birden "gerçekten kola istiyor musun?" dedi. heyecanla evet evet diye atladım. "al sana kola" diye suratıma hafif bir tokat attı. nasıl ağladım, nasıl ağladım.

    sonraki yıllarda, "gerçekten kola istiyor musun?" lafını aramızda bir espri haline getirdik ve bu travmayı böylece atlattım. bir şey için ısrar ettiğimde, "gerçekten kola istiyor musun?" derdi, gülüşürdük. hala da yapar bunu.

    kuzenime yurtdışından bir oyuncak almıştı. daha bir kaç gün vardı amcamlarla görüşmeye, ve oyuncağı kaldırmışlardı paket halinde.

    oyuncağı çok merak ediyordum. buldum ve açtım, 8 yaşın getirdiği heyecanla. nefisti, oynamaya başladım. babam yakaladı ve bir tokat attı. hakkımdan fazlasını almaya çalıştığım içindi bu; çünkü bana da oyuncak getirmişti aslında. komşunun tavuğu komşuya kaz görünmüştü halbuki.

    geçen sene bu olayı anlattığımda hatırlamadı, "eh eh iyi yapmışım, sen de ellemeseydin" dedi. eh, bunca yıl sonra affettim ben de.

    son tokat ise, 9 yaşımdaydı. babamın o zamanlar en büyük eğlencesi, arkadaşlarıyla briç oynamaksa, ikinci en büyük hobisi, bahçeyle uğraşmaktı. ağaçlar dikmiş, biberler sebzeler yetiştiriyor, sofraya taze şeyler getirmenin gururunu yaşıyordu.

    indiana jones filminin gazına gelen bendeniz, babamın diktiği gencecik söğüt ağacından sarkan ince bir dalı çekerek, kendime kırbaç yapma hayaliyle yanıp tutuşuyordum.

    gözüme kestirdim bir dalı, ve çektim. ağacın gövdesi çıt dedi kırıldı. akşam babam gelince vaziyeti anladı ve aylardır büyütmeye çalıştığı söğüt ağacını kıran oğluna tokadı bastı. haksızdı diyemem, de çok acıdı be baba.

    bunu da hatırlattım geçen yıl, hatırlamadı ama kırbaç olayına çok güldü.

    her zaman dürüsttür peder. gereksizce, kendine zarar verircesine dürüst.

    nasihat vermezdi pek bize. sonradan anlıyorsun, aslında adamın tüm hayat tarzı, yaşayışı, olaylara bakışı birer nasihatmış. kelimelere gerek yokmuş, ona bakmamız yetiyormuş.

    bu yaşıma geldim, her geçen gün değerini daha çok anlıyorum. her gün ya konuşur, ya mesajlaşırız.

    çok ince bir espri anlayışı var. biraz bana bulaştıysa ne mutlu.

    küçükken ablamla bana, komik bir hikaye anlatırdı. isimlerimizi hafif değiştirir, örneğin zeynep yerine zehra, mehmet yerine mahmut, ikimizi o hikayenin kahramanı yapardı.

    hikayeye göre, 2 küçük çocuk, tren yolculuğunda bilmedikleri bir şehirde mola veriyorlar. sonra treni kaçırıyorlar ve çocuklar o şehirde bir şekilde yollarını bulup, maceralar yaşayıp, hedeflerine varıyorlar.

    çok hoşumuza giderdi, hep anlattırırdık.

    yıllar sonra anladık ki, meğer kendi başına gelmiş bu olay! 14 yaşında almanya'ya, abisinin yanına giderken belgrad'da mola vermiş tren. istasyona çıkıp bakayım derken, treni kaçırmış ve 1 hafta istasyonda yatmış. sonra bir şekilde para bulup, almanya'ya gitmiş.

    yine biz küçükken, hikmet şimşek'le pazar konseri vardı trt'de. çok sıkılırdık haliyle, izlemek istemezdik. peder de uzanır koltuğa, o konseri izlerken uyuklardı.

    bir gün bizi çağırdı ve koltuğa uzanmamızı söyledi. konser başlamıştı. gözlerinizi kapatın dedi. bir tepedesiniz, çimenler var. aşağıda çok güzel manzara var, hayal edin. klasik müziği sevdirmeye çalışıyordu.

    hiç bir zaman tam manasıyla sevemedim klasik müziği, ama ne zaman rahatlamak istesem, o tepeyi ve manzarayı hayal ederim.

    trompete merak salmıştım bir yaşta. gitti bir yerlerden 2. el trompet aldı, 100 dolar vermiş. doğu alman malı, weltklang.

    3-5 denemeden ve komşu şikayetinden sonra kaldırdım trompeti. hala 100 dolar borcum olduğunu söyler durur.

    5 ayrı ülkede çalışmıştı. çok çalışkandı. gece kaçta yatarsa yatsın, erkenden kalkar, traşını olur işe giderdi. banyodan çıkınca, buharlar gelirdi arkasından hep.
    benim bugün sık sık şikayet ettiğimin aksine, bir gün bile işten şikayet etmemiş, gocunmamıştı. bir gün sordum, en iyisi hangi ülkede çalışmak? güldü. en iyisi hiç çalışmamak dedi.

    bizi hiç bir şeyden mahrum bırakmamaya çalıştı. aynı zamanda, zengin falan olmamasına rağmen çevresine hep yardım etti.

    biz çocuklarını hiç ayırmadı, ayırmaz. hepimizin ihtiyaçlarını bilir, ona göre muamele eder.

    düşünüyorum da, ben başka biri olmayı isteyebilirdim, ama babamın başka biri olmasını asla istemezdim. onun olduğunun yarısı kadar baba olabileyim yeter bana.

    bize hayat verdi, sonra içini güzel anılarla doldurdu. başka ne ister ki insan?

  • 27. parti kursa tek başına iktidar olacak kadın

    #yildiztilbeninaskerleriyiz

    daha önce de demiştim, yine diyorum yildiz tilbedir, o kadar!

  • 28. kemal kılıçdaroğlu'nun maaşı

    siyasetten gram anlamayan, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan cahillerin üzerinde cahil cahil ahkam kestiği maaş.

    tüm chp milletvekillerinin maaşlarından 5000 tl partiye kesiliyor, bir nevi aidat, bağış olarak. bu bir.

    ikincisi, sene 2002. 22 kasım genel seçim çalışmasındayız. ya yalova'nın merkez köylerinden biri (bursa yolu üzerindeki deprem konutlarının arkasında) ya da yalova'nın teksas'ı denilen bi köy var, oradayız. girdik kahvehaneye, muharrem ince selam verdi bir önce. zaten tanınan adamdır yalova'da, hem chp il başkanlığı yapıyor, hem de dershane sahibi, illa bir şekilde tanıyor insanlar. bir de halk çocuğudur, sıcaktır, dinler, dikkate alır, tartışır, şakalaşır, girer hemen herkesin damarından, o yüzden insanlar da öyle çekinmez, rahat konuşur. bir de tabi laf sokmaya meraklı vatandaş illa her yerde olur, karşısında yalova'nın o sözde halkçı, müslüman, muhafazakar siyasileri olsa dut yemiş bülbüle dönüşen lavuk tipler muharrem hoca'ya laf atmaya çalışır falan.

    neyse, yaşlıca bir amca, "o, hoş geldin muharrem. niye lokum falan getirmedin ya, yaşar okuyan paket paket getirdiydi." dedi.

    bismillah, daha dakika bir. e, muharrem hoca da iyi laf yapar, "dayı sen beni tanımıyon mu, elmalık'tanım ben, köylü çocuğuyuz. bizim arkamızda ne fabrikalar var, ne de bu siyasetten para kazanıyoruz. yaşar gibi seçim çalışması yapsam, benim o lokumun parasını parası olan birilerinden almam lazım. diyelim ki aldık, iki gün sonra o adam, o paranın karşılığını ben milletvekili olduğumda istemez mi? isterse ne yaparım?" dedi.

    sözde uyanık köylü pustu kaldı tabi.

    yaşar okuyan ise, o seçim dönemi boyunca her gece 1500 kişilik yemek veriyordu...

    birileri kızına araba alamaz, hatta birilerinin bir kızı bir de oğlu var, adlarını bile duymadınız. hattızatında bunların düğünleri bile çankaya köşkü'nde yapıldı da, o gecenin elektrik parasını vatandaş olarak cumhurbaşkanı kendi cebinden ödedi.

    birileri de gemicikler alır oğluna, ayakkabı kutuları, kasalar, para sayma makinaları, pastorize sıvı yumurta, mısır şurubu işleri alır. hatta, vekillerin partiye her ay para vermesine gerek kalmaz, ne de olsa arkada kapı gibi rüşvet havuzunun tür tür döndüğü vakıflar vardır. çocuklarının düğünlerini, turgut özal'ın bile yap(a)madığı çırağan'da, dolmabahçe'de, yani saraylarda yaparlar.

    o yüzden çok da şey edilecek bir maaş değildir.

    peşin edit : iş bankası falan diyecek ilk kişinin ağzına kürekle falan vurmayacağım, götüne tek tek altı adet ok sokacağım. bi haltı da öğrenin, ondan sonra fikir beyan edin, arapperest yavşaklar.

    sonradan düşen jeton editi : o kadar cahil, o kadar salak oluyorsunuz ki, günahım kadar sevmediğim kılıçdaroğlu'nu savunmak zorunda bırakıyorsunuz. işte o kadar salak, o kadar cahilsiniz. anladın mı? o kadar salak ve o kadar cahilsiniz, o derece!

    edit üç : parti ziyaretler için falan harcırah vermiyor, herkes cebinden harcıyor. birileri gibi devletin helikopterine, makam arabasına atlayıp devlet imkanlarıyla partinin işi yapılmıyor yani. a, sizde bunu anlayabilecek kadar adalet duygusu, vicdan ve zeka var mı? üçü de yok, apron devesi!

  • 29. yabancı erkeklerin türk kadını hayranlığı

    başlığı biraz okuyunca gerizekalı ya da varoş olmayan, eğitimli ve sağlam ülkelerdeki avrupalı hatunların neden türk erkeğinden iğrendiğini anlamış bulundum. adamın ilişki ve aşk algısı "sikmek sokmak, almak vermek, tokmaklamak" ulan. adamların ruhu süfli, ruhu çöp.

    puhahah. önce "bıyıklısınız, beğenilmezsiniz, bizden başkası size bakmaz" derler. önlerine elli tane türk kızı-yabancı erkek örneği gelince de bu sefer "yok onlar sizi sikmek için beğenmiş gibi yapıyor, tokmakçı onlar" diye kıvırırlar.

    herkesi kendiniz gibi böcek, geri, zavallı mı sandınız lan? birilerini sevişmeye ikna etmek için aşık numarası yapacak kadar haysiyetsiz, onursuz, omurgasız mı sandınız bütün erkekleri? he canım he, kadının eşi alman, adam kadını "tokmaklamak" için aşık numarası yaptı, üstüne nikahı bastı, üstüne iki de çocuk yaptı. hep pipisinin derdine, hep rol.

    sizin tabirinizle, keşke annenizi birileri tokmaklamasaydı, keşke birilerine vermeseydi de ortaya siz çıkmasaydınız. vallahi yazık.

    yahu ben kime ne anlatıyorum. yüzlerce taciz mesajı alan kadın yazarla dalga geçen, "zaten tokmakçısı varmış beyler" diyen mahluklar da sözlük erkekleri değil miydi? varsa kız arkadaşınızın, eşinizin, hayatınızdaki tüm kadınların şu yazdığınız sıçmıklardan haberdar olmasını dilerdim.

  • 30. av agir hewa welat disa hat

    göz göre göre tescilli yalancı, manipülasyoncu bir adamın arkasından ağıt yakan karaktersizleri ortaya çıkarmış ya la, olum siz nasıl aynaya bakıyorsunuz kendinizden de mi utanmıyorsunuz.

  • 31. türkiye'ye bir gün komünizm gelecek

  • 32. 17 eylül 2015 skenderbeu beşiktaş maçı

    mustafa pektemek taktik amaçlı girdi bence oyuna. bu nasılsa sakatlanır kalan dakikaları da soğutarak geçiririz, beleşten zaman geçer diye düşündü şenol abi.

  • 33. 17 eylül 2015 teröre hayır kardeşliğe evet mitingi

    asil adi sanirim,
    terore hayir,
    kardeslige evet,
    akp'ye cok yasa,
    baskanliga lutfen gelsin,
    beyaz ve sunni olmayanlar defolsun gitsin,
    benimle ayni fikirde olmayanlar yasamasa da olur
    mitingidir.

  • 34. esrar

    (bkz: torbacı soruyorum hemen silicem)

  • 35. plaj voleybolu ödül törenini üstsüz izleyen amca

    ulaşmaya çalıştığımız amca istanbul 1. sulh ceza mahkemesi'nın 03.04.2015 tarihli 2015/1644 d. iş ve / sayılı kararı ile erişime engellenmiştir.

  • 36. suriyeli sığınmacılar

    avrupa sınır kapılarında bekleyenlerinin videolarını izlediğinizde bir şeyi fark ediyorsunuz: bu topluluğun büyük bir bölümü genç ve askerlik çağında, bizim mahalle aralarında dolaşan ona buna laf atan sokak serserilerine benzeyen, salak salak sırıtan ortadoğu serserileri.

    bir an güzelim avrupa'nın içine sıçacaklar diye üzülüyorum sonra diyorum bu tipleri göre göre ülkesine alacak kadar gerizekalı adamlar da her şeyi hak ediyorlar. gerizekalılık cezalandırılmalı!

  • 37. ilk defa seks yapacak erkeğe tavsiyeler

    ekşicilerden tavsiye almayın.

  • 38. erkeği mahveden karı zırıltısı çocuk mızırtısı

    sevdiği için değil sırf gömleğini ütületip kendi deyimiyle "yeminin suyunun" verilmesi için evlenen bir erkeğin vızıltısı. evlenen sensin, çocuğu da babası evinden çeyiziyle getirmedi herhalde. belki yanına çekip başını okşarsan azıcık sevgi hisseder de şaşırıp susar çocuk.

    edit: millete ne çok dokunmuş lan,o kadar memnun değilseniz boşanmak için bir avukata ulasmak cok zor degil. derdinizi hakime anlatın. hoş muhtemelen o da cocugu yaparken aklın neredeydi deyip katmerli bir nafaka belirleyecek.

  • 39. beşiktaş

    sanki bunlar fenerbahçe spor kulübü, galatasaray spor kulübü falan başlıklarına yazıyor da gelmiş buraya beşiktaş jimnastik kulübü'nün futbol takımıyla karıştırılır diyor. evladım siz hepiniz mi kendinizi zeki sanıyorsunuz?

  • 40. kadından doktor ve öğretmen olmaz

  • 41. kemal kılıçdaroğlu

    evi kizina almistir. bunun icin kendine ait bir evi satmak zorunda kalmistir. bu nedenle mal varligi azalmistir. ama memleket okumayan, okudugunu anlamayan mallarla dolu. bu mallarin varligi da aciklanmali. ve ellerinden oy verme hakki alinmali. bu comarlarin kafasina vura vura tek tek kelime kelime ne yapmasi gerektigini anlatacaksin. baska turlu bok cukurundan cikamayacagiz.

    kizina bile zirhli mercedes alip, danismani yapmak suretiyle aylik 55bin lira maasa baglayan halife kilikli hirsizin yaptigini yapmamis, kendi evini satarak kizina 70 m2'lik bir ev almistir kilicdaroglu. bizim milletimize fazla geliyor bunlar. cakal siyasetci istiyoruz. hirsiz olsun, anamizi siksin, kirbaclasin istiyoruz.

    bak ne diyor; durust siyaset ugruna ailesini harcamis kilicdaroglu. yorum sicti sozluk yazari. alismislar artik, zevk aliyor ibneler. basbakan gelsin donumuzu da alsin istiyorlar. ulan nasil bir belasiniz siz bu ulkenin basina.

  • 42. kemal kılıçdaroğlu'nun kızına bir araba alamaması

    kendi tercihidir. hatta kendi tercihi değil kızının tercihidir. insanlar tercihlerini sana mı soracak yarrraam.

  • 43. yine mi güzeliz yine mi çiçek yeter mk

    sevgili hanım kızlarımız artık yetmedi mi? elinizde rakı kadehleriyle poz verip altına "yine mi güzeliz yine mi çiçek" yazmalar yetmedi mi he evet yine güzelsiniz tamam evet yine çiçek hep aynı mk işte yine mi rakı aaa hayret doğrusu yine mi kavun yok efendim inanmıyorum yine mi sen? yeter mk yine mi kalitesizlik yine mi sığ beyin...

  • 44. ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları

    arjantin caddesinin tepelerinde bir kış günü sabahın köründe boş sokaklarda kendi kendime yürürken o zamanki cumhurbaşkanı abdullah gül siyah koca bir arabanın camını açıp bana el sallayıp gülümsedi. ben de ne yapcağımı şaşırdım ne gülümseyebildim ne el salladım, adam belki de "bu ne biçim vatandaş aq" diye bana basmıştır küfürü hahaha.

  • 45. recep tayyip erdoğan

    kendisinin devri bitti. türk milletine geçmiş olsun. esas mücadele bundan sonra başlayacak.

    recep tayyip erdoğan'ı bu ülkenin kendi mekanikleri yaratmadı. uluslarası sermaye sisteminin sünni-muhafazakar bir toplumu kontrol altında tutmak için ürettiği, liberal kimliği ile parlatılan bir çalışmaydı recep tayyip erdoğan.

    rte'ye baktığımızda gördüğümüz ilk şey türk toplumunun büyük kısmında görülen otoriter ve kızgın baba figürü.

    bu imaj üzerinden toplumun yarısını kontrol etme kudretine ulaştı bu adam. artık sona gelindiği zaman, kudreti sonsuz zannedilen adamın kendi seçmenleri tarafından dahi artık yeter tepkileri ile karşılandığını görüyoruz.

    en önemli dönemece de tam bu anda girdik. eğer türkiye toplumu bu adamı kendi eliyle tasfiye edebilirse kendi kaderini eline alma şansı yakalar. eğer bir kere daha medyada sonradan parlatılacak, umut diye pazarlanacak yeni bir proje ürünü ülkeye musallat edilirse; gençliğimizi recep tayyip erdoğan'ın yaktığı gibi yetişkinliğimizi de bir başkası yakacak demektir.

    rte her ne kadar ucu dışarıda olan bir proje olsa da, içinden geldiği toplumun bir unsuru. bu toplum onu seviyor çünkü ona baktığında kendisinin de denk geldiğinde malı götürme şansının olabileceğini hayal ediyor. buna bir nevi porno izleyip mastürbasyon yapmak diyebiliriz. zevki sen almasanda bir şekilde kendini tatmin ediyorsun.

    okuyacak durumu olmayanlar için özet: mesele tayyip meselesi değil mesele kaypak türk toplumu meselesi.

  • 46. molde fk

    bu aksam fenerbahce'ye fark atmaya başlayan zayıf norvec takimi.

  • 47. ideal kadın özellikleri

    lan biri de cikip "beni oldugum gibi sevmesi, sefkatli, merhametli, mutevazi olmasi, yaninda huzur bulmam" falan dememis. sonra sorarsiniz neden mutlu olamiyoruz biz diye.

    tanim: sozluk yazarlarinin uyanikken gordugu ruyalarin kadininin ozellikleridir.

  • 48. 1995 yılından hatırda kalanlar

  • 49. 2015 ekonomik krizi

    kriz varsa da hükumetin sucu degildir cünkü krizi allah gönderiyor. allahin hikmetinden sual olunmaz, kesin bir bildigi vardir. "o diledigine verir dilediginden alir". anlasilan simdi de sizi kucaginda sektirmek istiyor.

    krize karsi cikan allaha karsi cikiyor demektir. siz halk olarak böyle embesil oldukca sizi hoplatmasinlar da ne yapsinlar.

  • 50. çin'de bulunan üç gözlü kafatasları

    çin malı dandikliğinin binlerce yıl önceden de var olduğunu ispatlamaktadır. üçüncü göz ayağına yemişler milleti.