Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. kanser

    3 kere ameliyatını olduğum, peşimi bırakmayan hastalık.

    cinsi paratiroid kanseri. çok nadir görülüyor.

    üniversite son sınıf öğrencisiydim. bulantı, kusma, baş dönmesi vs gibi şikayetlerden sonra antalya'daki okulumdan mezun olup izmir'e ailemin yanına geldim. önce neyim olduğu uzun süre bulanamadı. beyin tomografileri, kan sayımları vs vs vs. bir gün 9 eylül üniversitesi'ndeki bir nörolog tahlillerimde kalsiyum değerimin çok yüksek olduğunu söyledi. tetkikler yapıldıktan sonra boynumdaki paratiroid bezlerinden birinin anormal davrandığı anlaşıldı. çünkü kemiklerden vücuda çözülen kalsiyum miktarını paratiroid bezlerinden salgılanan parathormon belirliyor. neyse ameliyat dendi. biz daha o zaman kanserin k'sini bilmiyoruz. annem başıma gelen her doktora, gereken neyse yapın, oğlum çok genç, yeni mezun gibi söylemlerde bulunuyor, ben de anneme sanki doktorlar işini bilmiyor, anne lütfen sus gibi şeyler söylüyorum, doktorlara gereksiz telkinlerde bulunduğu için anneme kızıyorum.

    bu paratiroid zıkkımının kanser vakaları çok nadir olduğu için doktor nasıl olsa kanser değildir diye boynumdaki bezi 8 parçaya ayırıp çıkarıyor.

    kanımdaki parathormon ve kalsiyum değerleri düşüyor ve 3-5 gün sonra taburcu oluyorum. eve geldiğimde patoloji raporunda yazan karsinoma ile uyumlu görüldü sözündeki karsinom kelimesini sözlüklerde aratınca kötü huylu tümör olduğunu öğreniyorum ve başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. patolojiyi yapan doktorla konuşuyorum ve paratiroid kanserlerinin çok nadir görüldüğünü, boynumdakinin kanser olup olmadığını söylemenin bile çok zor olduğunu söylüyor ve içini ferah tut diyor. ben de nasıl olsa parathormon ve kalsiyum değerlerim düşük diye içimi rahat tutuyorum.

    yeni mezun olmama rağmen, bir iş bulup çalışmaya başlıyorum. her şey güzel gidiyor. 4-5 ay geçiyor ve her ay yapılan tahlillerde pth ve kalsiyum değerlerim giderek yükseliyor ve 2. bir ameliyat deniyor. ikinci ameliyatı da oluyorum ama ne pth değerimde ne de kalsiyum değerimde bir değişme oluyor.

    2. ameliyattan 4 ay sonra 3. ameliyat için hazırlıklar tamamlanmış bulunuyor. yapılan tetkiklerde kanserin sadece boynumun bir bölgesinde olduğu belirleniyor. ben bu sefer bu pis hastalığı boynumdan söküp çıkaracaklarına inanıyorum ve 3. ameliyatı oluyorum. hem pth hem de kalsiyum değerlerim oldukça düşüyor.

    ameliyattan kısa süre sonra gene bir iş buluyorum ve bu sefer kazancım da iyi. yeni dostlar ediniyorum, çok güzel filmler izliyorum, çok güzel şarkılar dinliyorum. tetkikler devam ediyor ve pth ve kalsiyum giderek artmaya devam ediyor. hikayemde bugüne geldik işte. ailemin ve benim durumumu düşünün.

    paratiroid kanseri çok nadir görüldüğü için diğer kanser türleri gibi bilim insanları tarafından çalışılmıyor. sinekalset diye bir etken madde var. bu maddeyi içeren hapla kalsiyumu bir nebze düşürebiliyorsunuz ama benim şansıma bakın ki sinekalset benim bünyemde kalsiyumu düşürecek etkiyi göstermiyor.

    doktorumla yaptığım son konuşmada kendisi bana ameliyatla bu işten kurtulma şansımın çok nadir olduğunu söyledi. oysa benim bütün umudum, kanser henüz vücudumun tümüne yayılmadan boynumdan tamamen çıkarılıp atılmasına bağlıydı. bu kansere karşı ne bir kemoterapi ne de rapyoterapi var.

    psikolojim çok kötü. bütün bir umutsuzluk ve keder içindeyim. henüz 26 yaşında böyle ağır bir savaş vermek benim için çok zor. ailemin de psikolojisi iyi değil. 25 yıl gözünün içine bakıp büyüttükleri çocuk nadir görülen bir türe yakalanıyor.

    her şeye rağmen işte, hayat devam ediyor.

    belki avrupa'da, amerika'da ya da ne bileyim küba'da bir çaresi vardır da, burayı okuyan biri bana derman olur diye sizinle paylaşmak istedim.

    hepinizi çok seviyorum.

  • 2. 23 temmuz 2015 tsk'nın ışid'le çatışmaya başlaması

    orspu çocuğunun birisi yüzündendir. ananı skeyim orspu çocuğu. sülaleni skeyim hayvan herif. basuruna ispirto dökülür inşallah. bizimle hiçbir alakası olmayan savaşın içindeyiz bu yarım saattir sövdüğüm herif yüzünden. kime sövüyorum bilmiyorum ama..

    edit: kime sövdüğümü şimdi buldum, corc buş..

    ayrıca işidin de, ösonun da, pkknın da, abdnin de, israilin de amk.. hügonun da amk..

  • 3. pkk'nın hdp'li bir türk'ün aracını yakması

    (bkz: ilk çevirmeyi ben de destekledim)

    ahahahahaha. hassiktir git ya!

  • 4. ellerim kırılsaydı da hdp'ye oy vermeseydim

    hdp ye oy vermeyenlerin oy verenler adına söyledikleri uyduruk cümle

  • 5. paratiroid kanseri

    (bkz: #53434529)

  • 6. 23 temmuz 2015 dünya dışı akıllı yaşamla ilk temas

    referans verilen youtube videosunun 1 seneden daha fazla bir süre önce yayınlanmış olduğu göz önüne alındığında dünya içi akıllı yaşamla da tam olarak temas kurulamadığını göstermiştir.

  • 7. 23.07.2015 podolski ile burak yılmaz tartışması

    burak'ın, müsait pozisyonda kendisine pas vermemesi üzerine yaşanmıştır. podolski yeni ve daha alışma sürecinde olduğundan normaldir. yoksa herkes bilir burak'ın -istese de- zaten yanındaki adama bile pas veremediğini. zamanla düzelir, barışırlar...

  • 8. sırf ibnelik olsun diye yapılan şeyler

    sevgiliye "içine boşaldım galba" demek. paniklesin irispi.

  • 9. kepler-452b

    ismi kepler-452 olan güneş gibi bir g-type yıldızın çevresinde, bir yıllık dönüşünü 385 günde tamamlayan gezegen. ayrıca habitable zone'da bulunuyormuş.

    düzeltme *: şuan kepler teleskobuna gezegenin 1400 yıl öncesine ait yansımaları geliyor.

    ekleme: birkaç yazar arkadaştan mesaj aldığım için aşağıdaki bilgileri ekleme ihtiyacı duydum;

    bu gezegeni keşfeden araç bir uzay teleskobu. ismi kepler. diğer fırlatılan uydular gibi. şuan güneş sistemimiz içinde kendi yörüngesinde dönüyor o da.

    kepler teleskobu tarafından keşfedilen kepler-452b gezegeni dünyamızdan 1400 ışık yılı uzaklıkta. bu da en kolay haliyle şu demek; bilinen en hızlı şey ışığın uzay boşluğunda ilerlerken gerçekleştirdiği hızdır. ışık sadece 1 saniyede 300 bin km yol alır. bu da 1 yıl için 9.460.800.000.000 km yapar. yani kepler-452b dünyadan 1400 ışık yılı uzaklıkta denirken; 1400 x 9.460.800.000.000 km uzaklıkta olduğu ifade ediliyor.

    uzaydaki tüm cisimler (gezegenler, meteorlar, uydular, vs..) yıldızlardan aldıkları ışıkları uzay boşluğuna iletirler (yansıtırlar). teleskoplardan gördüğümüz görüntüler ise bu yansımaların teleskoplara ulaştıkları anki görüntüleridir. yani 1 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegeni izliyorsak eldeki veriler, gözlemimiz sırasında onun 1 yıl önceki yansımasıdır.

    farzedelimki aynı dünyada ki gibi insalar orda da var olsalar ve şuan bize teleskopla baksalar onlar da bizim 1400 yıl önceki (ms. 600'lü yıllar) yansımamızı görürler.

    tabi sırf teleskoplar için geçerli bir durum değil bu. mesela sabah kafayı kaldırıp doğrudan güneşe bakarsak, (direk bakamıyor olsak da) biz onun 8 dk. önceki görüntüsünü görürüz.

    basitçe anlatmaya çalıştım.

    ek: kepler teleskobunun gözlem methodu daha farklı. kepler'in nasıl gözlem ve tarama yaptığını @dopermen #53445557 nolu entrysinde bahsetmiş.

  • 10. eşcinsel çifte yardım kampanyası

    paraları yoksa evlenmesinler aga. çalışsınlar, didinsinler, kazansınlar ve sonra evlensinler aceleleri ne? ne güzel dünya valla herkes her boka utanmadan yardım talep ediyor. bana evlenecekler sanki.

    benim kuzen de çocuğuna kardeş yapacak ama maddi durumundan dolayı yapamıyor. hadi ona da bir kampanya yapalım para toplayalım. diğer çocuk yalnız başına nasıl büyüyecek değil mi ama?

  • 11. yunanistan'ın milli düşman olduğu güzel yıllar

    ne yazık ki tarih oldu. demirin tuncuna, düşmanın piçine kaldık.

  • 12. 23 temmuz 2015 diyarbakır'da polise saldırı

    yaa o kadar gerizekalısınız ki! adamlar barış istiyor kardeşim. bu adamların yeri dağlar değil meclis. meclise giremedikleri için sesini başka şekilde duyurmaya çalışıyorlar.

    o saldırı da kullanılanlar kurşun değildir. zeytin dalıdır. barış için. barış.

    selonun bağlama çaldığını hepimiz biliyoruz zaten, artık bunları tartışacak değiliz herhalde.

  • 13. metro turizm'in yolcularına dayak atması

    adamlar öldürmese dövmeden bırakmıyor. belli bir çizgileri var. taviz vermiyorlar. ben de sorun göremedim.

  • 14. doktora lan diyen hastaya 7080 tl ceza

    grip olduğu için gittiği** acil servisteki doktora "akciğer filmi çekeceksin ve kan tahlili yapacaksın" diyen* bir adet varlığın, kendisine "gerek yok" diyen hekime "yapacaksın lan" demesi üzerine acil hekiminin açtığı dava sonucunda 7080 lira ceza ödemesidir.

    kaynak: http://www.asistanhekim.org/…zasi-7-bin-80-lira-rt/

    şimdi siz "ne kadar doğru bu" diyeceksiniz ama olaylar aynen böyle oluyor. çomarın biri gelip "ben senden daha iyi biliyorum" diyebiliyor. bazıları da "şikayetiniz ne" sorusuna "doktor olan sensin, onu da ben mi bilicem" diye bağırabiliyor.*

    bazıları çıkıp "ama bazen yanlış teşhis koyuyolar, mesela benim bibiminbibisine şu dendi ama sonra öldü" gibi önermeler sıralamaya başlayacak. acildeki doktorun işi sizin "poliklinik hastalıkları"nızın kesin tanısını koymak değildir kardeşim, o komplike hastalığından ötürü en kötü ağrını giderir ve hemodinamik stabiliteni sağlayıp seni gönderir. acil budur. grip gibi şeylerin tedavi merkezi hiç değildir. iyi olmuş bu 7000 küsur liralık ceza. emsal teşkil eder umarım, yoksa bu çomarların uslanacağı yok.

    edit: hemen saldırı başlamış çomar dedim diye. bu adam gibilere daha uygun bir sıfat buluyorsan söyle, kullanalım dostum. öyle destek toplamak için "halkına çomar diyor, dayağı hak ediyor" gibi saçmalamalarını kendine sakla. yarası olan gocunur demişler, demek ki ömrünün bazı dönemlerini benzer çomarlıklar yaparak geçirmişsin. ha bir de okumayı en kısa zamanda sökersin umarım, ortada dayak haberi bile yok. bu ülkeye en fazla zararı sizin gibi çomarlar veriyor. en iyi bildiğiniz şey de "bizi ötekileştiriyorlar" diye konuşmak. durup düşündün mü hiç sana neden çomar dendiğini? gerçi düşünebilsen çomar olmazsın.

    edit 2: "doktorlar da az değil"ciler gelmeye başlamış. ne beni ne de bir başka doktoru, herhangi bir başka doktor ile kıyaslayamazsın dostum. nasıl ki ben senden önceki hastamdan ötürü yaşadığım duygusal ve durumsal değişiklikleri sana yansıtmamalıysam ve yansıtmam durumunda bana tepki gösterebiliyorsan, aynı şeyi sen de bana yapmayacaksın. daha yolun başında bir sağlıkçı olarak "şuraya şuraya gittik, bir şey bulamadılar, siz de bir şey bulamayacaksınız muhtemelen de neysssse" diyebilen, kendine olan güveni tavan yapmış, sözde entelektüel bir çomarın doğru teşhisini birkaç fazladan soru ve ileri tetkikle bulduğumda daha da nefret ettim sizin gibi tiplerden. henüz diploması elinde olmayan biri için o teşhisi koyabilmek büyük bir mutluluktu. bir sağlıkçıyı, başka bir sağlıkçı ile kıyaslama gafletine düşen o çomarın suratındaki ifadeyi görmek ise şahsen beni daha mutlu etmişti. derdinize dermanı "doğru" şekillerde ararsanız bulursunuz. her boka acile gidip, yanlış polikliniklerden randevu alıp küfür edeceğinize bir zahmet aile hekiminize başvurun da en azından size randevu alacağınız bölümü söylesin.

    edit 3: azalmıyor bu çomarlar. direkt ifşa edeyim bari. "boşuna dayak yemiyorsunuz" diye özel mesaj atma gafletine düşen blackkite isimli çomarımıza "e git döv madem aile hekimini? senin gibi bir cahil itten bir süre uzaklaşırız böylece halk olarak." dediğim için* bana aynen şunu yazmayı uygun gördü: "anasını siktiğimin oruspu çocuğu sen kime it diyorsun pezeveng ver adresini gelip ananı sikeyim piç." ve bir de ağlak aptalı oynayıp şu entry'yi yazmış başlık sahibi bana küfür ediyor ühühühü diyerek (bkz: #53446812) semaya bakıp yalvarıyorum, bu gibileri seçerek mi gönderiyorsun bu ülkeye?

  • 15. serkan inci'nin ekşi sözlük satıldı iddiası

    sözlük hakkındaki en yaratıcı iddia halen "ekşi açılmadı sadece kenyadan korsan serverdan yayında,bilingual habital dismorfik polarizasyonu tanjansiye edemediklerinden yayın kesintili" beyanıyla (2011) erol köse'de, bence kendisinin tahtına oynamaya gerek yok.

  • 16. sinemada şımarık çocuğun ailesine verilen ayar

    ana hikayeden açılan ve uçları kapatılmayan yan hikayeler yüzünden puan kirdim. onun dışında genel hali fena değil ama daha iyi alternatifleri varken tercih edilmez.

    imdb : 6.5/10
    tür: biyografi/dram

  • 17. kalabalık metrobüs duraklarından uzak durun

  • 18. 23 temmuz 2015 nasa basın açıklaması

    buldukları gezegen kepler 452-b, bizim güneşimiz gibi g-star olan sarı bir yıldızın yörüngesinde. dünyamız güneşin etrafında 365 günde dönerken, kepler 452-b 385 günde yörüngesini tamamlıyor. yani dünyanın sahip olduğundan biraz daha büyük bir yörüngesi var ancak bu kötü bir şey değil, tam tersine; fark çok az.

    kepler 452-b'nin yıldızı 6 milyar yaşında, bizim güneşimiz ise ~4,6 milyar yaş civarında. bu da demek oluyor ki, eğer kepler 452-b'de yaşamın oluşması için gerekli mineraller var ise; yaşam oluşması için dünyanın sahip olduğundan daha uzun vakti vardı demektir. kepler 452-b'nin kendi yıldızından aldığı enerji dünyanın güneşten aldığı enerjiden daha fazla (çünkü yıldızı güneşe göre daha büyük) ve yıldızdan alınan enerji ile yıldız yaşı arasındaki korelasyona göre oluşturulan tabloda, kepler 452-b'nin konumu dünyamıza göre daha iyi bir noktada. yani nasa'nın oluşturduğu tabloya göre, kepler 452-b'de yaşam olma olasılığı *(habitable olmayi nasil cevirirseniz) dünyanınkinden daha yüksek.

    kepler 452-b dünyadan daha büyük bir gezegen, bu sebeple yüzeyindeki gravite dünyanın 2 katı. kepler 452-b'nin yüzeyinde dünyaya göre daha aktif volkanlar olduğu tahmin ediliyor ve yüzeyinin rocky (kayalıklı) olduğu düşünülüyor.

    edit: gravitesi yaşanılamaz düzeyde değil. ancak nasa'daki abinin yorumuna göre, 2 hafta gezegen yüzeyinde yürürseniz epey kilo verirsiniz deniliyor. o kadar.

    edit 2: yeni bir açıklama yok, hepsi bu kadar.

    * edit 3: habitable ilavesi yapildi.

  • 19. bordo berelilerin 100 ışid militanını öldürmesi

    belki sayı abartılmıştır evet ama bedelli yapıp asker görmeyen adam ( bedelli yapmayı asla küçümsemiyorum şahsi konuşuyorum) sascıyı bordo bereliyi beğenmez olmuş. kodumun sincabı dolmuşta para üstünü isteyemeyen adam buradan ahkam kesiyor.

  • 20. ikea'nın 27 milyon şifonyeri geri çağırması

  • 21. 2015 lys yerleştirme sonuçları

    bartın geldi. bartın neresi ki amk. ayrıca bana açıkta kalma diye bartın'ı yazdıranlara iki çift lafım var. bartın nerde?

  • 22. nihat hatipoğlunun nasa haberini gerçek sanması

    gerçek olmayan daha bir sürü şeyi gerçek sandığı için çok da şaşırılmayacak olay.

  • 23. suruç'a kitap yağdırıyoruz

    3 ay sonra o kitaplar istanbul izmirde korsan olarak satılır .

    siz safmisiniz lan ? ben suructa askerlik yaptım orada koca kütüphane var kimse kapısından geçmez .

    sorun kitap değil kardeşim oradaki halka kitap okumayı 10 sene önce ogretseydin zaten kendilerini bu kadar kullandirmazlardi.

  • 24. 23 temmuz 2015 ekşi sözlük rezaleti

    türkiye cumhuriyeti devletine bir terör örgütü olan ışid tarafından saldırılıp maalesef bir tsk astsubayı şehit olduktan sonra bir astsubayımızın şehit olduğu saldırıyla ilgili dalga geçip bunun üzerinden espri yapan insanların hala sözlükte yazabilmeye devam etmeleri rezaletidir.

    yazıklar olsun buyrun;

    atinali timon tskya ışidin saldırması ve bir astsubayın şehadeti üzerine tsk ışidden daha tehlikeli diyen bu yazar hala nefret saçmaya devam ediyor.
    (bkz: #53435430)

    (bkz: #53283746) verdiği linkle olayı tsknın üstüne atıyor ve tskya hakaret ediyor.

    (bkz: #52981958) bu miletin tüm değerleriyle olduğu gibi askeriyle de sorunlu. şehit astsubayın şehit olduğu saldırıyla dalga geçmesine şaşmamalı burada da askerlere saldıran vekilin olduğu olayı çarpıtıyor ve türkiye cumhuriyeti devletinde şehit astsubayıyla dalga geçtiği türk askerine çakal diyor. tabii bu kadar cesaret bulunca şehit astsubayla dalga geçmesi normalleşiyor.

    (bkz: #52136380) bahsettiği olayla ilgili suçlular ceza alırken sadece sorgulanıp hiçbir suçu ve alakası olmadığından serbest bırakılan mhp milletvekiline organize çete üyesi diyor. mustafa mit halihazırda istanbul milletvekili ve vatanını milletini seven bir zattır. gerekirse kendisine de ulaşıp bu rezaleti bildirebilirim ama artık şu rezillikleri sözlük kendisi de engellemeli.

    http://imgim.com/atinali_timon.jpg
    http://imgim.com/atinali_timon1.jpg
    http://imgim.com/atinali_timon2.jpg
    http://imgim.com/atinali_timon3.jpg

    av agir hewa welat disa hat bu da ülkemize saldırarak bir astsubayımızı şehit edenlerle tsk'yı kardeş ilan ediyor ve kendince espri kasıyor. uzun zamandır nefret kusan bu yazar hala yazmaya devam ediyor ve sözlük yönetiminin sessizliğinden bulduğu güçle her geçen gün hakaretlerine yenilerini ekliyor.

    (bkz: #53435484)

    welat zaten herkesin malumu. maalesef entrysinden aldığım ss bir kazaya kurban gitti. o da silip kaçtı ya da ggden silinerek kurtuldu bilemiyorum.

    ekleme: welat mesajla şehit askere saygısızlık yaptığını fark ettiği için entrysini sildiğini söyledi. genel anlamda böyle bir tavrı olmadığını sadece siyaset yaptığını da ekledi. samimiyetine inanırsınız ya da inanmazsınız takdiri size bırakıyorum.

    evanda grad daha önce pkk sempatizanlarının kahpece şehit ettiği insanlara faşist, köpekler vb. gibi hakaretler eden bu zatta adeta pkknın sözcülüğüne soyunmuş gibi pkknın olaylar hakkında düşüncelerini aktarıyor. bir yandan bir astsubayın şehit edildiği olayla dalga geçerek kendince espri yaparken diğer taraftan pkk terör örgütü elemanlarını kahraman ilan ettiği entryleri sözlükte durmaya devam ediyor. eee yönetimden bu kadar yüz bulunca durmasını beklemek saçmalık zaten.

    (bkz: #50239088) savcımızı şehit ederek hepimizi yasa boğan şafak yaylanın eylemi hakkında bakın neler diyor. acaba bir hukukçu olan kanzuk bu konuda ne düşünüyor?

    (bkz: #53436044)

    (bkz: #52274128) şehit tabutları hakkındaki iğrençlikler.

    http://imgim.com/evanda-grad.jpg
    http://imgim.com/1414inciq2118950.jpg
    http://imgim.com/evanda-grad2.jpg

    evet maalesef durum bu. biz burada sözlükte allah'a küfretmenin serbest olması vb. gibi durumları sürekli görüyoruz. artık bir milletin değerleriyle ortada bir astsubayın şehit bedeni ve kanı dururken bu kadar dalga geçilmesine, hakaret edilmesine izin verilmez. verilememeli. sözlük yönetimini gereğini yapmaya davet ediyorum.

    ek: ss'ler elimizde. merak etmeyin.

    ek: ss'ler eklendi. bertrand i russell bilirdiniz ' e teşekkürler.

  • 25. alm est'e tedavisi için destek oluyoruz kampanyası

    #53434529

    öncelikle yazarımıza acil şifalar dileyip başlayalım.
    malum dünyada tıbbın en ileri olduğu ülke abd. alm est nickli yazar arkadaşımız paratiroid ca denen bir kanser türüyle mücadele etmekte. maalesef bu hastalıkla ilgili tedavi ve cerrahi imkanları ülkemizde sınırlı.

    bu hastalığın tedavisi mutlaka abd'de bir merkezde en iyi şekilde yapılıyordur.

    öncelikle bu merkez varsa nerede olduğu öğrenilip gereken masraflar sözlükçe toplanabilir ve bu kardeşimize destek olunabilir.

    sözlük bunu isterse yapabilir.

    edit: öncelikle desteklerini bildiren herkese teşekkürler.
    türkiye'de bu konu ile ilgili en iyi kimse ve nereye referr edecekse ona ulaşmamız gerekiyor anlaşılan. bir arkadaşımız bu konuda bir entry girmiş. yarın ben de detaylı bir araştırma yapacağım.

  • 26. bankada 500 bin tl nakdi olan insan

    12.500 tl zekat vermesi gerekendir.

  • 27. ekşi sözlük'te herkesten zengin olduğum gerçeği

    (bkz: malı arap faikten alıyorum)

  • 28. sözlüğün doğan grubu'na satılması

    (bkz: deneme 1 2)

    aydın senin g.tüne koyim.

  • 29. türkiye sınırına örülecek duvara isim önerileri

    (bkz: hewall)

  • 30. suruç olayını paralel yapı yüzünden önleyemedik

    suruç saldırısı sonrası çokça eleştirilen şanlıurfa il emniyet müdürünün yaptığı savunma. ahahaha.

    hırsızı, arsızı, yolsuzu köşeye sıkışınca paralel palavrasına sarılıyor.

    --- spoiler ---

    il emniyet müdürü eyüp pınarbaşı : paralel yapının teşkilatımızın içine sızdırdığı uzantıları kullanarak istihbarat faaliyetleri zafiyete uğratılmaya çalışılmıştır.

    http://www.haberdar.com/…-sert-sozler-h4051533.html

    --- spoiler ---

  • 31. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    ogrencilerinin %95'inin sahip oldugu hastalik kaynak(2.sayfa 5.satir) . cogu insanin basinin belasi olan hastaliktir procrastination. kisacasi yapmak istedigin bir seyi istedigin halde yapmayip ertelemektir. 3 gun sonra sinavin vardir, hatta calismak istersin, ama bir turlu facebooktan eksiden cikamazsin sacma sapan videolar izlersin. motivasyonun yok gibi hissettirir ve surekli baska islerle ugrasirsin, saat basi baslayacagin isin yarina kalir. lafi uzatmadan peki cozumu nedir bu hastaligin?

    -- ıc gudusel olarak otomatik dusunmeye alistirmalisiniz kendinizi. masanizin yaninda duran ise yaramayan bir kagidi gordugunuzde "kac gundur orada duruyor surayi temizlemeliyim" dememelisiniz. o kagidi gordugunuz an cope atmalisiniz, hic dusunmeden. beyniniz size icgudusel olarak hareket etmeyi emretmeli. eger icgudusel veya dogal olarak karar vermeyip, boylesine en kucuk bir iste bile mental efor sarfederseniz bu olay yillar gectikce daha zor bir hale gelip depresyona sebep olabilir ki bence en buyuk nedeni budur depresyonun, yillarca biriken gizli bir neden.

    -- kucuk hedefler alin oyle bastaki gazla yuksekten atmayin. her gun sadece 1 saat calismaliyim demeyin mesela herkes gibi. enerjinizi dogal ic gudulerinize harcayin.

    --hizli ve radikal karar alin yani bir is yapacaksaniz adamakilli zamaninda yapin illa mukemmel olmasina gerek yok. banyoda 1 haftadir bos duran sampuani direk cope atin. odemedigin 2 haftalik faturani direk ode. illa bu isler icin zaman belirlemene gerek yok ortalikta dolasirken otomatik olarak yapiver.

    --bir problemle karsilastiginizda hizli karar verin. misafir odasinin ampulu mu patladi mesela o odayi surekli kullanmasanda hemen o isi yapmaya calis. yarin marketten bir ampul al. hafizan mi kotu bir kagida yaz cebine koy. ampulu eve getirince saga sola birakip gece takarim deme. ayakkabilari cikar isini bitir.

    --sabahlarini bir duzene sok. sabah eline ilk telefonu alip facebookta, ekside, instagramda dolanma. mesela pazar gunu adamakilli dinlenip 11'de kalkmak mi istiyorsun? dusunu al, dislerini fircala, ustunu giy, kahvaltini yap heh iste simdi istedigini yapabilirsin.

    bu kucuk aliskanliklarla beyninizi dogal olarak icgudusel hareket etmeyi ogreneceksiniz. bu hayatiniza cok buyuk yardimlarda bulunacak. sadece daha mutlu olacaginizdan degil, icguduleriniz sizi surekli motive edecek. kendinizi kontrol ettiginizi daha dogrusu edebildiginizin farkina varacaksiniz.
    bu kesinlikle sikici bir rutin hayat yasamakla alakali degil. iyi bir disiplin ile hala dogaclama ve heyecanli bir hayat secmek sizin tercihinizde.

    (yazdigim seyler ozet sayilir daha fazlasi icin kaynak 1 kaynak 2 kaynak 3 )

  • 32. 23 temmuz 2015 kilis'te bir askerin şehit olması

    ortadoğu ülkesine döndüğümüzün açık resmidir. bugün sınıra çekilmesi düşünülen duvara utanç duvarı diyenlerin, 21. yüzyılda olmaması gerektiğini savunanların ders alması gereken olaydır.

    21. yüzyılda duvar olmaması gerekir ama 21. yüzyılda yaşayan bir ülke değiliz ki. ortadoğu coğrafyası ve ülkemiz henüz ortaçağ aşamasında olduğu için bence duvarı şimdi çekelim. 21. yüzyıla geldiğimizde de ihtiyaç yoksa geri yıkarız.

    ayrıca evrensel takvimden de çıkılıp bölgelere göre takvimler başlatılmalı. bir ortadoğu ülkesiyle bir iskandinav ülkesi aynı yılları yaşıyor olamaz.

    edit: mesaj atıp savaşın sınırlarımız içinde olduğunu belirten çok sayıda yazar arkadaş var. savaş sınırlarımız içinde olsa da dışarıdan gelen savaşçıları da göz ardı edemeyiz. ayrıca kurşunlar ve toplar da bir çok kez yanlışlıkla sınırdaki köylerimizi buldu. ayrıca bir duvar olması durumunda mülteciler de buradan alınacağı için en azından ülkemize giren çıkanın istatistiğini biliyor olurduk. şimdi kaç suriyeli var diye araştırsak verilen sayılar arasından uçurumlar olduğunu görüyoruz. ortadoğu ülkesi olduğumuzdan dolayı, hayatta kalmak istiyorsak bulunduğumuz çevreye göre tedbirler almak zorundayız. evrim meselesi gibi yani. eğer batıda refah içinde ve komşularıyla sorun yaşamayan bir ülke olsaydık, böyle duvar örme saçmalıklarına da maruz kalmazdık.

    bakalım adamların ülke sınırlarına.

    evin içinden sınır geçiyor arkadaş. aynı anda hem belçika'dan hem hollanda'dan kapı zilini çalabilirsin.
    polonya-ukrayna sınırına sanatsal eserler çizebilirsin.
    isveç-finlandiya sınırında golf oynayabilirsin.

    bizde 910 km suriye sınırı var. millet etek giyip kendini türkiye tarafına atıyor. bu sınıra duvar örmeyip de sanat eseri mi çizeceksin?

  • 33. tamamen yerle bir olmuş şehre oyuncak götürmek

    (#53396989) olay çok farklı boyutlara gitti. konu, gereğinden fazla saptı.

    demek istediğim şudur ki; ölen insanlar masum ve iyi niyetliydi. "sadece oyuncak götüreceklerdi ama bombalandılar" deyip ajitasyon yapabilmek için kötü niyetli güçler tarafından ölüme sürüklendiler. oyuncak götürüp çocuk parkı yapmak için gidiyordu bu insanlar. yani ölen insanlar böyle biliyordu en azından. "oyuncak götüreceğiz, çocuk parkı yapacağız... " kafasındaydılar ama bilmedikleri şey, bu projelerin tamamen hayal ürünü olmasıydı.

    eğri oturup doğru konuşalım şimdi. hangi akla mantığa sığıyor yerle bir olmuş, bu kadar riskli bir bölgede tüm bunların sadece 5 günde yapılabileceği?

    sevgi pıtırcığı olmanın da bir sınırı var. "yapmayın" demiyorum ancak, biraz rasyonel hareket edin. masum ve iyi niyetli insanlar, böyle gaza gelip körü körüne bir şeyler yapmak için gönüllü olduğunda, art niyetli insanların ekmeğine yağ sürmüş oluyor. lütfen biraz mantık...

  • 34. ortadoğu'da değişim dalgasını biz yöneteceğiz

    küçük enişte yeşil vadiden hala vazgeçmemiş

  • 35. giuliano terraneo

    kanlı irinli şu son türkiye gündeminde fotoğraflarına baktıkça istem dışı güldürüyor reis.

    reisin her an yeni sekme açıp 2.el doblo fiyatlarına bakabilirim bakışını hepinizin yakaladığını biliyorum.

  • 36. fuatavni

    yazmaya başladığı saniyeden itibaren aktrollerce yalanlanan fenomen

  • 37. cervantes osmanlı camilerinde amelelik yapıyordu

    ondan sonra osmanlı neden battı?

    e heriflerin amelesi don kişot yazıyor.

    senin padişahın sakalına boncuk dizip, havuz başında cıvır kovalıyor.

  • 38. olası erken seçimde oy verilecek parti

    destekçileri günlerdir solcular öldürüldü diye ışid'e methiye düzen, ülke bu haldeyken pişkin pişkin erken seçim çalışmalarına başladık diyen sözde milliyetçi parti değil.

    esad'ı devireceğiz diye çıktıkları yolda türkiye'yi kan gölüne çevirmiş parti de değil.

    trafik polisi öldürerek onurlu bir savaş verdiğini sanan kitlenin partisi de değil.

    benim için oy verilecek tek parti chp'dir. bu ülkede sağduyunun sesi, barışın sesi, rasyonel davranabilen tek parti chp.

  • 39. laik kürdistan

    * geçtiğimiz hafta ışid mısır'da eylem düzenledi. yaşanan çatışmada 30'u aşkın mısır'lı hayatını kaybetti. böylelikle ışid belası ortadoğu ve kuzey afrika'dan sonra mısır'a da ciddi anlamda sıçradı. 2014 ve 2015'te ışid ortadoğu ve kuzey afrika'da ciddi anlamda yaşam sahası buldu. bunun nedeni bölgede mevcut radikal cihatçı örgütlerin akın akın ışid'e katılmalarıydı. ışid yeni bir ülkede mevzilenmek için çaba harcamıyordu, o bölgede var olan örgütleri bünyesine katarak büyüyordu. bu sayede örgüt nijerya'dan libya'ya, mısır'dan suriye'ye dek geniş bir saha elde etmişti. islam diyarında sadece iki bölge içinden ne ışid ne de başka bir örgüt çıkaracak sosyolojik yapıya sahipti. bunların ilki türkiye'ydi. ikincisi ise tanıdık bir coğrafya: kürdistan.

    * ışid ve ortadoğu üzerine sorabilecek çok çarpıcı bir soru bulunuyor: nasıl oluyor da böylesine geniş bir sahada aktif faaliyet güden ışid kürt topraklarında yapılanamıyordu? bunun sebebi neydi? sorunun cevabı bu günlerde hewler'in sıkça tartıştığı bir konuyla alakalı: laiklik.

    * geride kalan on yıl gösterdi ki, ortadoğu coğrafyasının müslüman devletleri küçük çaplı bir otorite boşluğuna kapıldığı vakit onlarca radikal cihatçı örgüt pıtrak gibi ortaya çıkıyor. hem ırak hem suriye hem de libya bunun açık örneği. çünkü bu devletler bünyesinde daima islami ideolojilere sahip örgütleri barındırıyor. bu örgütler ticaret yapıyor, sivil toplum örgütleri kuruyor, kadrolaşıyor ve en nihayetinde silahlanıyor. sonrasında, ne zaman ki devlet otoritesi kayboluyor, işte o zaman ideolojik, iktisadi ve silahlanmış bu örgütlü yapı bulunduğu bölgede islam namına terör eylemlerine başlıyor. örgütün bir anda böylesine kanlı eylemlere imza atmasının temelinde cihatçı şuur yatıyor. örgüt yaptığı şeyleri islam namına yaptığını düşündüğünden çekinmiyor, geri durmuyor. bu sayede çok sayıda militan kazanıyor. ülke genelinde bu şuura sahip onlarca örgütün var olduğu hesaba katılırsa, orta çaplı bir ortadoğu devleti kısa süre içerisinde iç savaş ortamına sürükleniyor.

    * peki ya türkiye, böylesi bir keşmekeşe yakalanmadan yıllarını nasıl geçiriyor? hiç düşündünüz mü? türkiye'de en az ortalama ortadoğu ülkesi kadar iç karışıklık yaşadı. devlet otoritesi yer yer kayboldu ama etrafı cihatçı radikal örgütler kaplamadı. işte bunun sebebi mustafa kemal'in 1920'lerde yaptıklarıdır.

    * osmanlı devleti, içerisinde onlarca etnik köken barındıran bir yapıydı. devlet-i aliyye bunca farklı etnisiteyi bir arada tutabilmek için ümmet kavramını yıllarca kullandı. böylece tüm müslümanlar bir arada yaşamayı becerdi. fakat devletin köhneleşerek git gide gücünü yitirmesi ve 1. dünya savaşını kaybetmesi, aslında her biri bir tür devlet olan bir çok eyaleti bağımsızlık yoluna itti. geriye kala kala anadolu kaldı. mustafa kemal bu toprak parçasının artık ümmet kavramıyla yönetilemeyeceğini biliyordu. bu nedenle islamcı ümmet anlayışı yerine milliyetçi türkçülük anlayışı geldi. topluma müslüman oldukları kadar türk oldukları hatırlatıldı. türk kutsandı ve ümmet anlayışının kenara ittiği türk kültürü ön plana çıkarıldı.

    * toplumun türkleştirilmesinin yanında devlet de islamcı anlayıştan sıyrılmalıydı. ümmetçi devlet, dini kuralları esas alabiliyordu ama türkçü devlet dini yalnızca toplumun vicdanına bırakıyordu. bu nedenle devletin görünümü değiştirilmeli ve dini yönlendirmeler devlet mekanizmalarından sökülmeliydi. işte burada devreye laiklik giriyordu. önce saltanat sonra da hilafet kaldırıldı. devletin kanunları din tabanlı görüşlerden değil, batılı mevzuatlardan oluşturuldu. yaşanan bu süreç eski devletin islamcı aktörlerini son derece rahatsız edecekti. hatta bu aktörler, karşı devrim için örgütlenmeyi bile deneyebilirlerdi. bu noktada devreye mustafa kemal'in önemli hamleleri girdi.

    * devletin bir daha "islamcı şuura" sahip kimselerce ele geçirilememesi için bu kimselerin örgütlenebilmesinin önüne geçildi. tekke ve zaviyeler kapatıldı. medreseler sonlandırıldı. dini eğitim açığı devletin kurduğu imam hatip liseleriyle karşılanacaktı. öyle herkes kafasına göre dini eğitim veremeyecekti. bu nedenle en ücradaki camilerde bile kuran eğitimi verilmesi yasaklandı. din ile ilgili konularda yalnızca devlet söz sahibi olabilirdi. bu nedenle şapka kanunu ile birlikte devletin din görevlileri dışında kimsenin sarık, cübbe vb kıyafetleri kullanmasına izin verilmedi. bu hamle üzerine kayseri, maraş, sivas, erzurum ve rize gibi bir çok yerde ayaklanmalar oldu. güç kaybına uğrayan aktörler mustafa kemal'i dinsiz addediyordu. fakat bu kimseler başarıya ulaşamadı. bir çoğu asıldı.

    * devletin tüm bu hamlelerdeki temel amacı, din tabanlı örgütlenmelerin oluşmasını engellemek ve devleti ele geçirmelerine engel olmaktı. mustafa kemal ortadan kaldırdığı islamcılık anlayışının yarın bir gün rejimi yeniden ele geçirmemesi için son derece sıkı laiklik politikası uyguladı. bu politikayı kendisinden sonra orduya emanet etti. ordu geçen yıllar içinde laikliği bekçisi yani "devleti ele geçirmeyi hedefleyen dini yapılanmaların" engelleyicisi halini aldı.

    * o dönemdeki çabalar radikal düşünceler içeriyordu. devlet dinsizdi. okullar haramdı. bırakın kızları, erkekler bile okula gitmemeliydi. kadınların oy kullanması yasaklanmalıydı. hatta oy kullanmak bile başlı başına şirkti. bu düzen değişmeliydi. 1924 şeyh said ayaklanması bu çabanın belki de ilk ve son ciddi ayağı oldu. o vakitten sonra hiç bir din tabanlı örgütün oluşmasına izin verilmedi. ta ki, 1972'ye kadar... milli selamet partisi erbakan öncülüğünde 1972'de kurulduğunda 1920'lerin anlayışı çok değişmişti. çünkü islamcılık şuuru ordunun balyozuna maruz kalmamak için önemli radikal görüşünü değiştirmişti. erbakan demokrasiye karşı değildi, aksine oy istiyordu. partililerin okumasından, tahsil görmesinden yanaydı. bu laik ordunun islamcı yapılanmalara yaşattığı değişimden yalnızca bir kaçıydı. tüm bu ılımlı değişimlere rağmen laik click refah'ı ve erbakan'ı boğdu. iktidarlığa izin verilmedi. fakat bu süreçte yaşananlar toplumun eleştiri oklarına neden oldu. islamcı siyaset mağdur olmuştu..

    * erbakan'ın islamcı kitleleri okullara ve demokrasiye çekmesinin ardından sahneye erdoğan'ın akp'si çıktı. ılımlılaşma bir tık ileri götürüldü. erdoğan kadınların da siyasette aktif olmalarından yanaydı. kızlar okullara gidiyor, ev hanımları sokaklarda, evlerde, mitinglerde yerini alıyordu. yalnızca 60 yıl önce kızları okula göndermeyen islamcı şuur laik yapı tarafından eğitilmiş ve modernize edilmişti. o islamcıların halefleri kızları üniversiteye bile gönderiyor, her birinden oy kullanmalarını istiyor, onları sokağa ve mitinglere çağırıyordu.

    * laikliğin islami yapılanmalar üzerindeki bu yumuşatıcı etkisinin en önemli sonucu ülke içerisinde radikal islami örgütlerin oluşmaya imkan bulamamasıydı. türkiye mustafa kemal'in laikliği sayesindeki bir tür koruma zırhına bürünmüştü. bu nedenledir ki, ortadoğunun neredeyse tamamı radikal islami örgütlerin etkisi altındayken, türkiye bu konuda en huzurlu ortadoğu ülkesi olmayı sürdürüyor.

    * mustafa kemal 1920'lerde ümmetçi anlayışın yerine milliyetçi anlayışı entegre edince toplumun tamamına türkçü politikalar aşılandı. türk iyiydi, güçlüydü, türk'ün tarihi başarılarla doluydu. türk çalışkandı, zekiydi. fakat unutulan bir şey vardı. türkiye'nin güneydoğusunda türk olmayan önemli bir kalabalık bulunuyordu. fakat bu kalabalık pek önemsenmedi. devletin adı türkiye, dili türkçe oldu. ve devletin tüm vatandaşları türk olarak kabul edildi. güneydoğudaki kalabalığa da türk oldukları söylendi. tek farkları, dağlarda yaşamalarıydı. fakat bu aşı o bölgede tutmadı.

    * kürtler tarihin eski dönemlerinden beridir bu bölgedeydi fakat hiç bir zaman devlet kuramamıştı. buna rağmen kendilerine has kültürleri, dilleri ve örfleri vardı. osmanlı döneminde kürtler de diğer tebalar gibi ümmetçi anlayışla yönetildiler. kürtlerin büyük bölümü muhafazakar müslümandı ve feodal düzenle yönetiliyordu. türkiye'nin kurulmasıyla, türkler gibi kürtler de ümmetçi anlayıştan koparılıp milliyetçi anlayışla yoğruldular. fakat tıpkı türk islamcıları gibi kürt islamcıları da bu değişime karşı çıktılar. şeyh said isyanı bunun açık örneğiydi. kürtler 1924'te kürtlük için değil, islam için ayaklanmıştı.

    * başlarda devletin türkçü politikalarıyla da birlikte nüksetmeye kürtçü hissiyat pkk'nın ortaya çıkmasıyla belirmeye başladı. yaygın kanaatin aksine pkk devleti bölmeyi değil, devlet içerisinde yaşayan kürtlere, "kürtlük şuurunu aşılamayı hedefliyordu. aradan geçen zaman pkk'yı başarılı kıldı. kürtler zamanla kürt olduklarının farkına vardılar. yine de bu hiç kolay olmadı. devlet milliyetçi bakışı onaylıyor fakat bunu yalnızca türkler için makul görüyordu. yani türke türk propagandası yasaldı ama kürde kürt propagandası yasaktı. çünkü kürtler ayrı bir millet iddiasında bulunursa, devletin ulusçu yapısı bunu kaldırmazdı. bu nedenl kürtlük şuuruna karşı çıkmak bir tür devlet politikasıydı. 70'lerde "kürtçe vardır" diye şerafettin elçi hapse atılacaktı. kürtçe konuşmak ayıptı. kürdün türkü makbuldu. kürtlüğü ön planda tutarak yaşamak tehlikeliydi.

    * pkk tüm zamanını kürtlük şuurunu uyandırmak ve o şuurun temsilcisi olmayı başarmakla harcıyordu. fakat kürt toplumun önemli bölümü osmanlının mirası olan muhafazakar frekansta bulunuyordu. onlar için müslümanlık, kürtlükten önce geliyordu. ayrıca bölgede feodal düzen vardı. kürtlük, islamiyet ve ağalık faktörünün arkasındaydı. örneğin güneydoğuda birinci olan parti kürt partileri değil, muhafazakar sağ partilerdi. 2011 yılında akp bölgede oy rekoru kırıyordu. kürt toplumunun kürt partileri yerine sağ muhafazakar partilere oy vermesinin nedeni islamiyetin kürtlükten önce gelişiydi. peki, pkk ümmetçi islamiyet anlayışının yıkılıp yerine milliyetçi kürtlük anlayışının gelmesi için ne yaptı dersiniz? bu cümle tanıdık gelmiş olmalı.

    * dini hegemonyalarla yönetilen toplumların milliyetçi hegemonyalar tarafından yönetilebilmesi için yapılması gereken şey, dini akımların bitirilip milliyetçi akımların önünün açılması gerekiyordu. mustafa kemal bunu 1920'lerde yaptı ve toplumu laikleştirdi. fakat kürt toplumu bu değişimi türk toplumu kadar erken yakalayamadı. bölgede hem feodal düzen hem de islami düzen sürdü. muhafazakar partiler bu durumdan uzun süre istifade etti. ta ki, pkk'nın laikleşmesine kadar. kürt toplumunun aksine pkk'nın laikleşmesi daha kısa sürdü. örgüt, toplumu dini eksenden çıkarıp milli/kürt eksene sokabilmek için feodal ve dini düzenin değişmesini kavradı. bu nedenle pkk ilk başlarda kendisini desteklemeyen kürt aşiretlerini de hedef aldı. örgütün temelinde dini politikalar bulunmadı. bu halka da yansıtıldı. 1920'lerde dini sebeplerle ayaklanan kürtler, 1990'larda milli sebeplerle ayaklanma planları kurmaya başladı. çünkü, atatürk'ün laik türkiye'si, türk milliyetçili fikrini uyandırdığı gibi kürt milliyetçiliği fikrini de uyandırmıştı.

    * örgüt, klasik kürtçü hedeflere sahipti. kadınlar da en az erkekler kadar yetki sahibiydi. öyle ki, bugün bir çok belediye kadınlar tarafından yönetiliyor, partinin eş başkanlarının bir kısmını kadınlar oluşturuyordu. oysa 1920'lerin kürt toplumunda kadınların yeri yoktu. kadınlar ikinci hatta üçüncü sınıf varlıkları. oysa şimdi bu durum tersine dönmüş durumda. en önemlisi örgüt kendi marşını, andını ve milli tarihini yazdı. dilini ve bayrağını ön plana attı. mustafa kemal'in 1920'lerde türkçülük için yaptıklarını, örgüt 1990'lardan itibaren kürtçülük için yaptı. örgütün yönetiminde ve yönetilişinde islami kaideler yer almadı. ve nihayetinde 2015 yılında senelerce muhafazakar partilere oy veren kürt toplumu değişimi yakalayarak kürtçü hdp'ye oy verdi.

    * kürt örgütlenmelerinin bu yapısı türkiye'de olduğu kadar kuzey ırak ve kuzey suriye'de de hakimdi. tıpkı pkk gibi, kdp ve pyd de kürtçü yapıdaydı. tüm bu örgütlenmeler kürtlüğü, kürtçeyi ön plana atıyordu. ve aynı zamanda bu örgütlerin tümü laik yapıdaydı. örgütün işleyişine islami kurallar karışmıyordu.

    * türkiye'nin 1920'lerde geçtiği bu laik ve milliyetçi anlayış kürtleri de bu anlayışla eğitti. nihayetinde türkiye, ırak ve suriye kürt örgütleri de milliyetçi ve laik kimliğe büründü. 1910'larda feodal yapıyla kurulan mahabad kürt cumhuriyeti 30 günde çökmüştü. çünkü devleti aşiretler oluşturuyordu. fakat günümüzde örneğin kuzey ırak kürt bölgesel yönetimi milliyetçi bir bakışla yönetiliyor. bu nedenledir ki türkiye'de olduğu gibi kürdistan'da da radikal cihatçı örgütler yaşam alanı bulamıyor.

    * örgütlerin aksine güney kürdistan toplumu hala islamcı bir devlet modeli istiyor. buna rağmen islamcı kürt partisinin oy oranı oldukça düşük. zihinler islamcılık dese de pratikte kürt milliyetçileri oy topluyor ve bu durum hem suriye hem de türkiye'de trend olmayı sürdürüyor. pkk kadar kdp de bu durumun farkında...

    * kuzey ırak kürt bölgesel yönetimi başbakanı barzani 4 temmuz 2015'te "kürt milleti için anayasa yapalım" diyecekti. bölgesel başkan barzani ise 20 nisan 2015'te anayasa ulusal olmalı diyecekti. durumun görünümü bundan ibaret değil. ışid'le savaşan kürtler arasında bulunan kadın gerillalar da batı'nın gözde aktörleri. batı bu kadınları "laik kürt gerillalar" olarak tanımlıyor.

    * sadece kürt yönetimi değil, muhalefette bulunan islami partide milletvekilliği yapmış ali bapir de aynı görüşte. bapir 2010 yılında yaptığı bir konuşmada "burada müslüman millet ama hükümet laik" ifadesinde bulunuyor. suriye'deki kürt oluşumu pyd'nin lideri salih müslim ise kobaneyi birlikte savundukları öso gruplarının laik olduklarını itiraf ediyor ve "seküler grupla beraberiz yani laikliği kabul edenlerle, islamı alet etmeyenlerle, demokrasiyi kabul edenlerle biz zaten beraberiz." ifadesinde bulunuyor. konuşmasının sonunda ise " ama istanbul’daki muhalefet seküler değil, bu yüzden de onlar bizimle değil." diyerek ittifak şartı için laikliği ön şart koştuğunu belli ediyor.

    * kürt örgütlerinin laik yapısı üzerinde duranlar sadece bununla sınırlı değil. kürt aydın ümit fırat da güney kürdistan'daki dini etkiye rağmen barzani'nin laik politikalar güttüğünü, milliyetçi propaganda ile hareket ettiğini söylüyor. elçi de tıpkı ümit fırat gibi barzani'nin nakşi olmakla birlikte laik bir çizgiyi benimsediğini vurguluyor. suriye'deki islamcılar ise pyd'yi laik gördükleri için ittifak kurmak istemiyorlar.

    * kürt örgütlerinin laiklik hassasiyetleri de bir hayli yoğun. öyle ki aysel tuğluk 2009'da "pkk güneydoğuda laikliğin teminatıdır" diyecekti. akit gazetesi 9 şubat 2015'te pkk ve chp'nin laiklik noktasında kucaklaştığını iddia edecekti.

    * bu iddialar kulağa garip gelebilir. fakat matematiğin doğası gereği, pkk amacına ulaşmak için kemalistleşme kartını senelerce kullandı. çünkü pkk mustafa kemal'in cumhuriyetinde meydana geldi. bakmayın siz kürt örgütlerinin mustafa kemal düşmanlıklarına, onlar da çok iyi biliyorlar ki, toplumu dini yönetimden sıyırmak ve bir çatı altında toplayabilmek için laiklik ve milliyetçilik hamlelerine ihtiyaç vardır. pkk da, kdp de geçmişte bu kartları oynayarak kürt şuuru ve bilincini ortaya çıkarmıştır. işte bu sayede senelerce muhafazakar sağ partilere oy vermiş kürt seçmeni son seçimde oyunu milliyetçi ve laik hdp'den yana kullanmıştır.

  • 40. pkk ışid ve cemaat arasında hiçbir fark olmaması

    (bkz: sen yoksan bir eksiğiz)
    (bkz: akp)

  • 41. tarkan'ın bir haftada 14 milyon tl kazanması

    yanılıyorsunuz bayım 42 yıl + 1 hafta

  • 42. 23 temmuz 2015 edirne margi cinemarine rezaleti

    beyler adam haklı kalkın sinemayı yakmaya gidiyoruz. sen hiç merak etme kardeşim amına kocaz oranın.

  • 43. 1 usd = 1 eur

    1 saat = 100 dolar

  • 44. bir yazar annesinden gençlere mektup

    anne 40'lı yaşların ortasındaymış, abla demek uygun düşer bana, öyle hitap edeyim. 40'a bir şey kalmadı benim için de.

    sevgili abla,

    12 eylül 1980 darbesiyle apolitik, lümpen, ben merkezci, bireyci ve embesil bir gençlik oluşturmak istediler ve başardılar da. sırf sizin şu tavırlarınız, şu diliniz sayesinde oldu bu.

    demişsin ki, "bırak dert etme, yeterince endişelenen var zaten hayat için, anlam için, iş için, ekmek için, özgürlük için sen yaşa sadece, hisset sadece, emin ol bir yolunu bulursun, emin ol her şey yoluna girer…"

    iş için, ekmek için, özgürlük için endişelenenler keriz de bir siz mi uyanıksınız? evet, başkaları endişeleniyor, başkaları taşın altına sokuyor elini, başkaları bedel ödüyor, başkaları hapislerde çürüyor, başkaları ölüyor, onların sayesinde kazanılmış haklardan hiç utanmadan, vicdanınız sızlamadan, gayet pişkince siz de faydalanıyorsunuz sonra. oysa böyle lümpen ve bencil bir gençlik yetiştirmek için çağrı yapacağınıza o gençlere onurlu insan olmayı, hakkını aramayı, haksızlığın karşısında yer almayı öğretseydiniz, bunu yapabilenler bir avuç kalmayacaklar ve ölmeyeceklerdi. sadece hakkını arayan masum bir üniversite öğrencisi öldüyse, o cinayetin katilleri arasında sen de varsın.

    ablacım,

    memleketin içine siz sıçtınız. bu ülke bu haldeyse, sizin yüzünüzden bu halde. gençlere felsefe oku diyorsun, bilim oku, edebiyat oku, mizah oku... nereye okuyacaklar? 12 sene boyunca ülkeyi yöneten iktidar ne felsefeci bıraktı, ne bilimci, ne edebiyatçı. evrim teorisi yerine yaratılış teorisi okuyor bu çocuklar. mizahçılar, edebiyatçılar ya yasaklı, ya içeride, ya da bezginler, bir şey üretmiyorlar. seviş diyorsun gençlere. kızlı erkekli bir evde kalabilseler sevişecekler zaten. gençlerin bu konuda hiçbirimizin aklına ihtiyacı yok. sorun şu ki, gençlere sevişmek bile yasaklandı bu ülkede. malum iktidar, ülkede bunları yapabilecek bir alan bırakmadı. neden peki? sizin gibi ben merkezci pasifistler yüzünden. hukukun anasını bellediler, bir şey yapmadınız. hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük aldı yürüdü, bir şey yapmadınız. o baş üstünde tuttuğunuz atatürk'ün ilkelerine tecavüz ettiler, seyrettiniz. cumhuriyetinizin dibine dinamit döşediler, seyrettiniz. bu pasifist tutumunuzla ülkenin içine sıçtınız, çok iyi bir halt etmişsiniz gibi gençlere de aynı aklı veriyorsunuz.

    bak, o gençler, sizin içine sıçtığınız ülkenin pisliğini temizlemek için gezi direnişi gibi, hayatınız boyunca sahip olamayacağınız onurlu bir işe imza attılar. onların sayesinde korktu iktidar. ama bunun da bir bedeli vardı işte. o bedeli ali ismail ödedi, abdocan ödedi, ethem sarısülük ödedi, berkin elvan ödedi, ahmet atakan ödedi, mustafa sarı ödedi... haa, diyorsan ki gezi yapılmasaydı, herkes evinde otursaydı, kimse ölmeseydi diye, kusura bakma da bacım sen ülke değil mera istiyorsun, ev yerine de ağıl.

    bu gençlik, 80 darbesinin kayıp kuşaklarının ardından ilk kez iyi kötü bir şeyleri sorgulamaya çalışan, bir şeyler için harekete geçen bir gençlik. bizim kuşağın ve üst kuşakların tavsiyelerine uyarak koyun gibi yaşamayı reddediyorlar. sizlerin varlığı hiçbir işe yaramadı bu memlekette, zerre faydanız dokunmadı, bari bırakın bu gençler bir şey yapsın.

    gençlerin eleştirilecek bir şeyi yok mu? bana göre elbette var. tıpkı bizim üst kuşaklarımızın bizim gençliğimizi eleştirdikleri gibi, tıpkı şimdiki gençlerin bizim yaşlarımıza geldiklerinde dönemin gençlerini eleştirecekleri gibi... bu döngü zaten gidecek böyle. örneğin birbirlerine tahammülleri yok, dinlemeyi bilmiyorlar, okumayı bile bilmiyorlar, öldüresiye bir nefret hakim çoğunda. bu eleştirilebilir belki.

    itidal çağrısı yapmak başka bir şey. hele de ülkenin şu sıcak gündeminde herkes birbirinin gırtlağını sıkmaya hevesliyken itidal çağrısında bulunmak pek yerinde olur. ama öte yandan siz o steril fanuslarınızın içinde konforlu bir bencillik yaşarken, bu dünyada, memlekette, hatta burnunuzun dibinde olup bitenlerden haberiniz yok. umrunuzda da değil zaten. her gün polisin zulmüne uğrayan, işkencelerden geçirilen, hapse atılan insanlar zerre kadar umrunuzda değil. bu memlekette, kendini korumak ve hayatta kalmak için silahlanmak zorunda olduğunu öğrenen 15 yaşında çocuklar var. ne acı ki var. sen bu çocuklara hangi felsefeden, hangi bilimden, hani mizahtan ve hangi sevişmeden bahsediyorsun? bu çocuklar, hem de senin mektubu yazdığın saatlerde hayatta kalma mücadelesi veriyordu ülkenin kimi sokaklarında. güvenli evinde oturup klavye başında geyik yaparak bisküvisini yiyen çocuklara akıl vermek çok kolay. işte bu çocuklar, senin ve benzerlerinin verdiği akıl yüzünden, acı çeken başka insanlara karşı kör, duyarsız ve bencil organizmalar olup çıktı.

    tekrar söyleyeyim; bu memleketin içine senin bu bencil zihniyetin sıçtı abla. 2002 seçimlerinden kısa bir süre sonra -senden iyi olmasın- yaşça senden biraz daha büyük bir ablamızla konuşurken, "hiçbir şey yapamazlar, ordu var!" demişti kendileri. o gün orada söylediğim şuydu: "sıçtığımızın resmidir!" sebebini soranlara şu açıklamayı yaptım: "ablam demek istiyor ki, 'bunlar ülkenin içine sıçarsa sakın bana güvenmeyin, ordu kurtarır anca.' kendisine değil de başka bir kişiye, kuruma güvenen kişiden bu memlekete hayır gelmez. yarın orduyu tarumar ettiklerinde ne olacak? ablam deseydi ki 'hiçbir şey olmaz, biz buradayız' diye, o zaman korkmazdım." aynen de bu söylediklerimi yaşadık. şimdi senin yaptığın da böyle pasifist gençler yetiştirip, memleketin içine sıçılırken, hukukuna tecavüz edilirken mal gibi izlettirmek. ben sana bir şey söyleyeyim mi? böyle hiçbir boka yaramayan embesil gibi mal mal yaşamaktansa, onurlu bir şekilde ölmek bile daha iyi. nasıl olsa öleceğiz hepimiz; ha üç gün önce, ha beş gün sonra. hayır hayır, hiç kimsenin ölmesini falan istiyor veya çocuklara ölümün kutsallığına inandırmaya çalışıyor değilim. sadece, senin çizdiğin mal gibi bir hayatı yaşamanın, ölümden daha iyi olmadığını anlatmaya çalışıyorum.

    bu memlekete bir iyilik yapın; şu 12 eylül darbecilerinin diliyle konuşup gençleri uyuşturmaktan, embesilleştirmekten vazgeçin. bu çocuklar, enselerine vurulunca ağızlarındaki lokmayı verecek salaklara dönmesin. eğer herkes bu kadar bencil, bu kadar pasifist olursa, bu ülke, görmeyi hiç arzu etmeyeceğiniz bir yere döner. o zaman ne felsefe kitabı bulabilirler okumaya, ne edebiyat kalır, ne bilim. kadınla erkeği aynı sokakta görmek bile hayal olacağından, o sevişmeyi de ancak evde "el yordamıyla" yaparlar.

    ülkenin içine sıçtınız, bari gençlerin temizleme çalışmalarına engel olmayın...

  • 45. selahattin demirtaş

    artık dayanamayıp delirse vallahi haklı.

    seçimden önce, kanal kanal gezip her yerde aynı şeyi anlattı. her defasında aynı sakinlik ve güleryüzle. aynı anlayış, aynı saldırmayışla.

    ki tepelerine düşen bombalara rağmen.

    seçim bitti, enfes bir oy aldılar, ama ne ithamlar bitti ne bombalar.

    ama demirtaş, aynı sakinlik, güleryüz, anlayış ve saldırmayış içinde devam etti. kimseye kin kusmadı, kimseden nefret etmedi, kimseyi hedef göstermedi.

    başımız ağrısa hepimiz bir ton trip yapıyoruz. fakat bu insan, onlarca kişinin katili olmakla her gün onlarca kez suçlanıyor.

    ve bunun tek dayanağı, kürt hareketini inkar etmiyor olması.

    yahu niye etsin ki? hdp uzaydan mı geldi.

    diren selo başkan. inan bana, kardeşin de duyuyor, el oğlu da.

  • 46. 15 kasım 2015 türkiye erken genel seçim tahminleri

    akp: 100
    chp : 0
    mhp : 0
    hdp : 0
    diğer: 0

    ne kadar güzel oldu diiiiimi

    amk ak trolleri sizi

    akp: 39
    chp : 26
    mhp : 17
    hdp : 14
    diğer: 4

  • 47. ilk kavim kürtler ve konuşulan ilk dili kürtçe

  • 48. işid'le savaş başladı diye umutlanan kemalist

    hay kemalistler siksin sizi...

    (bkz: moron)

  • 49. birleşik kıbrıs federasyonu