Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. dünyanın ilk porno akademisi

    (bkz: hoca bana taktı)

  • 2. ilber ortaylı

    nasıl makbul tarihçiyse, 12 eylül kenan evren referandumunda hayır demiş, darbe sonrası istifa etmiş, chp genel başkanına tarih bilmiyor diye ayar vermiş, akp'ye başkanlık sistemi olmaz, nah kurarsınız yeni türkiye'yi demiştir.

    toptan süper zeka lan bunlar, bildiğin kendilerinden olmayan herkesi makbul görüyorlar.

    makbul olan, 2014'te ve hatta şu anda ulusalcılara karşı işid destekçisi akp'yi daha kabul edilebilir bulanlardır, böyle ad hominemlerle kendinizi rezil etmenize gerek yok.

    (bkz: birgün gazetesiydi değil mi)

    makbul olan, habertürk'te yandaş basında yancı olabilir diye yükselen, radikal'de türkiye ekonomisinin kötülüğünden bahseden ekonomistler atılırken sosyalist kontenjanında köşe verilen sonra transfer edilen ve bu transferden ne güzel diye bahsedilenlerdir.

    (bkz: sırrı süreyya önder)

    makbul olan, biz başbakanı yedirmeyiz diye ağlayan toprak ağası siyasetçilerdir.

    (bkz: tayyip bey'in başkanlığını destekleriz)

    makbul olan solun devlet projesiyle ihale edildiği, basında bu yönde propagandası yapılan harekettir. düşünün chp liderinin bırakın yayınının, demecinin yasaklandığı yerde bu hareketin temsilcileri en iyi yerlerde yazı yazdı, program yaptı. yağcı sunucularla zor soru yanıtlamadan partilerini övdüler.
    (bkz: alo fatih)
    (bkz: halkların demokratik partisi)

    bunu yazan adam bir de yetmez ama evetçilere ulusalcıların laf etme hakkı yoktır diye utanmazlık yapmıştır.

    bu yaptığınız şımarıklıktır, artık o kadar azıttınız ki insan yargılayıp makbule karar verme hakkını kendinizde görüyorsunuz, ar damarınız çatlamış.

    bunu diyen adam da yasin börü'nün başını ezen hareketin milliyetçi olmadığını yani yaptıklarının ideolojiler üstü bir helallikte olduğunu iddia etmektedir. kafayı yemiş bir şövenistten başka bir şey beklememek gerekir.

    adam nasıl olur da hapis yatmaz diye hesap sormuş, hapis istiyorsanız size makbul olmadığı için dtp'nin desteklediği davalarda yalçın küçük'ü verelim? kaç sene hapis yattı adam?

    bu adamların derdi hak filan değil, güç ve gücü uygulayacak konumda olmak.

    insan ölürse, askerse hakkında tek kelime yazamazlar. 2 kişi ensesinden vurulur ölür ama kötülük sorunu vardır, ondan suçlu olan yine başkasıdır.

    dincilerle kolkola girerler, solcuyuz derler, dincilerin iktidara gelişinden ve parti devlet kurmalarından yine hapislere atılanlar sorumludur.

    hapse girmediniz, kolay yaşadınız derler, millet sakık'ın iddialarıyla kurulan davalarda senelerce hapiste kalır, kanser olur. ondan verelim? erol manisalı yeterince makbul mü sence?

    kanser hastasını hapse atmaya çalışırlar. kadının ömrünü kısaltırlar. (bkz: türkan saylan) o sayılır mı?

    defalarca hapse girmiş, işkence çekmiş, hapisten çıkan ölüme gidenleri yazalım? (bkz: ilhan selçuk)

    daha niceleri var. senin partin bunlar olurken ne diyordu? bu dava daha da genişlesin, sakık ne yapıyordu? gizli tanıklık.

    gözünü sevdiğimin dünyasında adamların devletleri kurulsun diye türkiye cumhuriyeti rejim değişikliği yaşadı, batılılar türkiye'yi islamcılara teslim ettik, iyi halt ettik. ne yaptık biz diye söyleniyor. gelen cevap ne? makbul.

    o kadar şövenistsiniz ki, ırak,suriye'de sadece petrol kuyusuna bekçi kürt devleti kurulsun diye milyonlar öldü hala makbulden bahsediyorsunuz.

    https://syria360.files.wordpress.com/…/03/after.jpg

    bu yaptığınız sonradan görme çocuk şımarıklığı.

  • 3. kanada'daki inanılmaz trafik kavgası

    yorumlar yarmıştır.

    --- spoiler ---

    canada's most violent road rage in history.

    freakin' canadians, even their cops are nice.

    trailer for the canadian "die hard".

    ıf that had been in america that cop would have shot both of them and then shot a black person just for good measure. everybody's a winner.

    --- spoiler ---

    şunu bir hayat felsefesi yapsak dünya çok daha iyi bir yer olacak "everybody is a winner". kavga olmazsa iki taraf da kazanır arkadaş. adamların polis memuru bizim başımızdaki liderlerden daha akıllı.

    ---------------------------------------------

    debe editi: ilk kez debeye girdiğim için mutlu olmam gerekirken sabah sabah moralimizi siken metro turizm hakkında bilinçlenelim.

    (bkz: 15 temmuz 2015 metro turizm kazası)

    (bkz: #53213826)metro turizm hakkında

    galip öztürk kimdir?

    bir davadan müebbet hapis ceza ve başka bir davadan ise 11 yıl 3 ay hapis cezası alan galip öztürk. akp döneminde milyarder olmuş şahıs. hükümete yakınlığı sayesinde müebbet hapisten kurtulmuş insan galip öztürk.

    bürokrasiyle ve mafya ağlarıyla iş dünyasındaki rakiplerini sindiren, adam vurdurtan, 10 polis ve savcıyı maaşla kendine bağladığı ispat edilen ve cezası yargıtay tarafından iptal edilen şahıs. buzdağlarının sadece küçük kısmı görünür.

    şirketleri;
    avrasya petrol ve turistik tesisler yatırım a.ş
    metro turizm
    metal gayrimenkul
    avrasya gayrimenkul yatırım ortaklığı
    vanet gıda
    metro petrol ve tesisleri
    kaynak: #27249118

    lütfen katil insanlara ve katil şirketlere para kazandırmayınız.

  • 4. 14 temmuz 2015 evrim teorisini çökertmem

  • 5. dünya'dan plüton'a 9.5 yılda giden teknoloji

    kendisi istanbul içerisinde mecidiyeköy'den ümraniye'ye 2 saatte giderse şükreden bir yazar tarafından küçümsenen teknoloji.

    lan trafiği var, regülasyonu var da var bu işin. uzaylıya haraç yedirmeden olmuyor işler öyle kolay.

  • 6. 14 temmuz 2015 kemal kılıçdaroğlu soru önergesi

    "adamda lider vasfı yok yeeeaaa" diyenlere inat yapılan hamledir.

    siz adamın omuzlarının genişliğini erdoğan'ın omuzlarıyla karşılaştıradurun... bu adamdaki taşak, meclis'teki diğer milletvekillerinin toplamında yok olm.

    akp'liler de görsün, ibret alsın. haklı olduğundan emin olan adam, kendini aklamak için yargılamayı engellemeye çalışmaz. siz 4 bakanı yargıdan kaçırıp "akladık" dediniz, halbuki aklamak böyle olur.

  • 7. 2015'in ilk 5 ayında 30 otelin iflasını açıklaması

    "bahannesi amına koyayım" dediğim hadise.

    yabancı turistler geceliği 20 dolara tatil yaparken, yerli turiste geceliğine 200-300 dolar fiyat çekerken, para üstüne para kırarken iyiydi değil mi?

    batın anasını satayım, batın.
    -su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim.

  • 8. sözlükçülerin ihtiyacı olan nakit para

    700 bin tl.
    bir arkadaşa saat alacağım kendisi bakan.
    gerisi gelir zaten.

  • 9. eşinin kızının yanında üstsüz oturan izmirli baba

  • 10. ilber ortaylı eleştirildi diye kuduran zihniyet

    (bkz: babam değil wikipedia sağolsun)

    edit: adam şuradan copy - paste yapmış, yılın ayarı diyorlar. ne salak adamlarsınız. ayrıca listede (bkz: ilber ortaylı) hocam da var. barzo onu silip diğerlerini yazmış :))))

    https://en.wikipedia.org/…s#modern_.28after_1900.29

    bu düzeltme bir yazar kardeşimizden gelmiştir. special thanks'ler ona gitsin.

  • 11. zlatan ibrahimoviç

    galatasaray'a asla gelmeyecek futbolcu. çünkü sabri üzülür, burak ağlar, selçuk banane banane der, umut'un boynu bükük kalır...

    (bkz: takım içi dengeler)

    edit: ayrıca hamza'nın da dediği gibi, ibrahimoviç gelirse burak kenarda mı oturacak? peh.

  • 12. mustafa pektemek

    umarım kısa zamanda iyileşip sahalara dönmez. acelemiz yok mustafa bekleriz biz şaapma fazla.

  • 13. ama bunu müdür bey istedi

    iş yaşamında duyduğum en etkili yalan. adamın biri elinde evraklarla çıkageliyor bir gün. "iş bu, öyle olacak böyle olacak" diye anlatıyor. işe bakıyorsun, iş değil. adama bakıyorsun, amk çocuğunun teki. evrağı eline alıyorsun, tam atarlanacaksın, belli. adam yılların yavşağı, hissediyor vereceğin tepkiyi. sen daha ağzını açamadan:

    -ama bunu müdür bey istedi

    diye kitliyor olayı. bak o an sen tam ağzını açmış herifin sülalesine resmi şekilde kayacaksın. adam bu cümleyi söylüyor ya, karşıyaka sahilinden vapur kalkmış gidiyor da arkasından öylece bakıyorsun sanki. bu cümleyi söyledikten sonra edeceğin laf çok kritik çünkü. bilemiyorsun ki hakikaten müdür mü verdi. adam öyle diyor sadece. "hasiktir lan bu nasıl iş, yapmıyorum ben" desen, eğer işi müdür vermediyse kralsın. adamın gelişine voleyi çaktın yolladın. ama işi gerçekten müdür verdiyse kovulma süren karşındaki yavşağın müdürün odasına gitme süresi kadar. o ettiğin hasiktir direkt müdüre gidiyor. müdür sana iş vermiş oluyor sen hasiktir diyorsun.

    aslında kovulacaksan böyle yapmak lazım, büyük oynacaksın. hasiktir çekilecekse direkt müdüre çekmek lazım yani.

    acemilik zamanında daha fazla yükleniyorlar insana. ya öğle arası normalde dışarı çıkıyoruz, ben sıkıldım geldim bizim odaya, bir baktım yan odadaki eleman bizim odadan bir top a4'ü almış götürüyor. napıyorsun lan dedim. müdür bey istedi dedi. müdür bey demiş, git bana bir top a4 çal demiş, öğle arası krize girdiyse herif demek. millet yemek yiyor, bu a4 yiyor. yani olay buralara kadar varmış durumda abartmıyorum bak ben iş hayatında işçinin, memurun bir şey istediğini duymadım hiç. hep müdür istiyor. bir de her iş acil. daha bir tane, "ya şu işi de 2 gün içinde yaparsın artık" dendiğini duymadım. herif düğün için izin istiyor mesela, acil istiyor. lan bu amk düğünün tarihi dün mü belli oldu. alsana önceden iznini.

    neyse arkadaşlar "ama bunu müdür bey istedi" diye başlayan cümlelerin yüzde 90'ı falan yalan. haberiniz olsun. müdür bey muhtemelen sizin kim olduğunuzu bilmiyor. sizi tanımaz etmez. müdür bu işi şu yapsın, ille de şu yapsın demez. yanına çağırır birini, şunu yapın der. kim kime kitleyebiliyorsa o işi kitler. daha sonra iş bir şekilde çözülür.

    müdürün bizi ne kadar tanımadığı ile ilgili yaşadığım bir şeyi anlatayım. geçen bizim kuruma avukatlar gelmiş. bu avukatlar bizim büyük müdürün odasına doğru giderken büyük müdür odasından çıkmış. koridorda tokalaşıyorlar falan. biz de o sıra benim şube müdürüyle şube müdürünün odasından çıktık gidiyoruz "bunlar kim, burda noluyo" diye bakarken bizim büyük müdürü gördük, o da bizi gördü ama ilgisi avukatlarda. durduk, haliyle selam falan vercez öyle direkt geçip gidemiyorsun. avukatların yanında bekliyoruz, büyük müdür tokalaşarak geliyor bize doğru. benim şube müdürünü atladı (onu tanıyor), benim de elimi sıktı merhaba hoşgeldiniz dedi. merhaba müdürüm hoşbulduk dedim ben de.

    hukuk dünyasına adımımı atmam böyle oldu işte. kanzuk'lar falan hep bilir beni. sor. bir çeşit ayinle kaç senedir mühendis olarak çalıştığım kurumda tokalaşma töreni sonunda avukat ilan edildim. bu mesleğin de çok zorlukları var, ne kadar yaparım bilmiyorum.... neyse zaten mühendisliği de sevmiyordum bana da değişiklik olur. şimdi büyük müdürün odasının oralarda pusuya yattım, belediye başkanlarını bekliyom.

  • 14. 14 temmuz 2015 new horizons plüton geçişi

    new horizons aracı, saatte 53 bin km hızla dünyadan fırlatılmış ve jupiterin yer çekiminden yararlanıp (bkz: slingshot effect) hızını saatte 83 bin km'ye arttırarak, pluto'ya 3 sene erken varmış.

    fırlatılma hızı bir rekor, fakat en hızlı insan yapımı araçlar, 40 sene önce güneşi incelemek üzere fırlatılan helioslar: yörüngedeki hızları saatte 250 bin km'ye varmıştı.

    helios hedefine 3 ayda varmıştı, new horizons'ınki ise 10 senelik bir başarı öyküsü. nasa için tabii, başka kimsenin bir şey başardığı yok, adamlar iyiliklerinden "insanoğlu" filan diyor.

    ***

    yine de şikayetimvar.com'a demin yazdım, hızımız halen çok yavaş.

    tamam, 80 sene önce varlığından dahi haberimiz olmadığı bir cisme 10 senede vardık da, o 80 senede hayallerimiz ve hırslarımız kaç ışık yılı yol aldı.

    biz diğer canlılara barış ve demokrasi götürmek, federasyon arması altında merkeziyetçiliği galaksinin dağlarına yaymak, barbar klingonlara oryantalist yaklaşımlarda bulunmak konulu emperyalist pornoları 50 senedir izliyoruz yahu.

    uçan arabaların gelmeyeceğini kabullendik ama komşu galaksi andromedaya gitmenin ışık hızında 3 milyon yıl, bu araçla ise 40 milyar yıl süreceği bir gerçekliği, kimse kusura bakmasın, biz kabul etmeyiz. (ışık hızını, new horizonsdan 13 bin kat hızlı olarak hesapladım, manyak olmadığımdan evrenin genişlemesini hesaba katmadım)

    battlestar galacticada bir tane lazer yok (anahtarlık olarak bile), bir ışınlanma odası yok, ahizeli telefon kullanıyor kaptan mürettebata seslenirken, ama onlar bile atlaya zıplaya galaksi dolaşıyor, el insaf, el so say we all.

    hele hele commander shephardlarla büyümüş bu yeni nesil, krogan genophageını ermeni soykırımından daha gerçek gören bu zıpçıktılar, kesin bunalıma girerler yakında.

    ***

    bilimsel gelişimimizin durumu bu konuda iç açıcı değil:

    1) new horizons gibi araçlarla bırak andromedayı, güneşten sonra en yakın yıldız olan proxima centauri'ye (alpha centauri yıldız sisteminde) gitmek on binlerce seneyi buluyor. yakıt bittiği anda ivme de duruyor ve araç sabit hıza mahkum oluyor. kendini yörüngelere göre ayarlayacak yakıtı veya motorları da yoksa, hem bu slingshot manevralarına devam edemez, hem de başka cisimlerin yerçekimi yüzünden yavaşlayabilir de.

    2) klasik roketleri boşverelim. bir tonluk bir uzay aracını, ışık hızının onda birine çıkarmak için gereken enerji miktarı, nerdeyse tüm dünyanın bir senede tükettiği enerjiye eşit. (edit: ramali iyi yakaladı, rakamlarda noktayla virgülü karıştırınca bin katlık bir farkı atlamışım meğer: 2012 yılında dunyanın enerji tuketimi 155 bin terawatt saat, uzay aracı için gereken 125 terawatt saat)

    ki bu da bu enerjiyi yaratıp itme kuvvetine çevirecek farazi teknolojimizin (motorun yani) %100 verimle çalıştığını varsayarak. ivmelenmeyi ve yavaşlamayı hesaba katmazsak, bu müthiş hızda dahi centauri güneşine gitmek 42 yıl sürecek. giden araçtan ilk sinyalleri almak bir 4.2 yıl daha (sinyaller ışık hızında gidiyor). bu sabırsızlık çağında kimse güneş kremi kullanmak için bir başka neden bulacağız diye 46 sene beklemez.

    3) büyük bir uzay aracı yerine, ivmelenmesi çok daha az enerji gerektirecek ve kıçından nanoparçacıklar atarak hızlanan bir sürü ufak araç göndermek başka bir yol (bkz: nanofet). böyle araçlar yapsak bile, asıl bize lazım olacak ölçümleri yapacak ve sinyalleri iletecek alet edevatın da nanoteknoloji ile yapılması, o boyutlarda işler hale gelmesi şimdilik hayal.

    4) daha büyük araçları, konvansiyonel yakıtlar olmadan ittirmek için güneş yelkenleri fikri var (bkz: solar sail). güneş ışığını oluşturan fotonların ittirdiği, incecik ve yüzlerce kilometre uzunluktaki aynalardan oluşan bir "motor" sistemi. bunların görünür ışık yerine mikrodalga ile çalışan versiyonları da var, sonuçta her elektromanyetik dalga fotonlardan oluşuyor (dalga-parçacık ikilemi) ve çarptığı yüzeye bir basınç uyguluyor. uzayda direnç olmadığı için, bu ufacık basınç sabit bir ivmeye, yani sürekli artan bir hıza olanak veriyor. fakat çok yavaş ivmelendiği için bu da jüpitere 2 senede varıyor ancak, alpha centauriye ise 1000 senede.

    5) çare warp drive. yani daha hızlı gitmek yerine, uzay-zamanı bükerek daha az mesafe katetmek. alın size bir saatlik video. henüz bilim kurgudan hallice.

    sonuç: uzak gelecekteki nesiller eğlence olsun diye bize wormhole açmadıkları sürece, interstellar seyahat hayalden ibaret. new horizons'ın, voyagerların değerini bilelim. engage!

  • 15. mario gomez

    bi daha yazıcam dayanamıyorum.

    bizim ülkede futbol hakkında tüm yazılanlar tüm yorumlar twittera dayanmaya başladı artık. twitterda bi futbolcu için çoşkuyu verirsen hemen herkes "gelirse cocugumu keserim" tavrına giriyor .daha 1 ay önce persienin adını bilmeyen insanlar davul zurna oynuyor. muhtemelen remyi 3 maç izlememiş adamlar remy gelsin diyor. geçen sene lanzini için bryan ruiz için dönen tatavaları unutmadık. o dönem biliç adayı olan sosa için asla gelmesin bu adam tavrı vardı herkeste. içlerinde en kötüsü sosa deniyordu. adam bi geldi bu sefr herkes sosa the king moduna döndü. lanzini ruizin adını anan yok. konoplyankayı eminim hayatında ilk kez duymuş adamlar gelmezse yönetim istifa etsin demişti lan geçen ay. geçen sene yalçın ayhan için yapılan karalama zaten fantastikti. sırf sürü psikolojisi herkes kötüledi durdu abartarak.

    tamamen sürü psikolojisi.

    lan bu ülkeye roberto carlos geldi. reputation olarak futbol tarihinde daha ötesi yok dünyada mevkisinde. rvp kim onun yanında. rvp nin adını 2 ay evvel türkiyenin 4 de 3 ü bilmezdi. futbolu takip edenlerin çok iyi tanıdığı biri ama reputation olarak anelka bile çok daha iyidi geldiği dönemde.

    ama bizim basının ve twitterın gazlaması ile rvp süper lig tarihinin en önemli transferi olarak gösteriliyor. tamamen kolpa. (bu arada rvp en sevdiğim santraforlardan biridir avrupada o ayrı)

    şimdi gelelim meseleye.

    rvp size göre efsane olagan üstü. mario gomez kötü. neden??? cunku basın gazlamıyor, cunku twitter gazlamıyıor:)))

    ulan rvp de mario gomez de tamamen aynı durumdalar şuan. aralarında zerre fark yok. ikisi de gol makinesiyken son 1-2 senedir sendelemiş durumdalar.

    ikisi de geçen sene 30 maçta 10 civaro gol attı yani kötü bi sene geçirdiler. (evet aynı pozisyon ve tipte oyuncular değiller bu doğru)

    sakat denilen gomez 2 sene evvel 4 kez sakatlanmış ve toplam süre 230 gün yaklaşık. rvp aynı periyotta 160 gün sakat.

    aralarında tek fark bu. ikisi de son 2 senede 4 büyük sakatlık yşamış durumda.

    ama 32 yaşında rvp gelmiş geçmiş en büyük tramsferken 30 yaşındaki mario gomez kötü, sakat:))

    ya türkiyede futbol tamamen gaza dayalı. kimse bi bok bilmiyor. tamamen sürü psikolojisi.

    ek: umarım iyi bir ekonomik anlaşma ile alırız bu adamı. kesin hiçbir şey yok sonuçta ama ben begenilmemesine acayip sinir oldum.

  • 16. kuran'ın orijinalinin günümüzde var olmaması

    basitçe tarih metodolojisi bilmek gerektirir:

    1) tarihte ana kaynak ya da birinci el kaynak dediğimiz kaynaklar vardır. örneğin hz. muhammed'in kemik üstüne ya da çeşitli parçalar üzerine yazdırdığı kuran yazılarını bulmamız bu yönteme dahildir. bunlar elimizde yok.

    2) eğer kuran'ın derlenmesi işi doğrudan hz. peygamber'in buyruğu ile onun zamanında yapılmış ve ortaya çıkan eser, kendisince onaylanmış olsaydı bugün bu tartışmalara hiç girmeden kuran'ın orijinalliği hakkında kesin bir hüküm verilebilecekti. oysa herhangi bir kaynakta hz.muhammed'in kur'an'ın toplanmasına dair bir buyruğu olduğuna ilişkin bir iddia ya da kanıt bulunmuyor. bu ulular ulusu insanın, bir insanoğlunun kendinden sonraki nesillere bırakabileceği en değerli mirasın, tanrı sözünün, tek bir belgede kayıt altına alınmasını sağlamak için tedbir almamış olması çok ilginç.

    3) bugün kaybolmuş bir orijinal söz konusu olsa ve bundan kopyalanmış bir nüsha bulunsa buradan itibaren ikinci el kaynağa geçiş olur ki, birinci el kaynak kadar güvenli bir delillendirme olasılığı yoktur, bu noktada artık meselenin kesinliği, mutlaklığı sorguya açılmıştır, ama bu da bir delillendirme şeklidir. ancak ne yazık ki kuran meselesinde, orijinal söz konusu olmadığından, ikinci el kaynak sayılabilecek bir metinden bahsetmeye de imkan yoktur.

    4) elde "ikinci el kaynak" olarak da sunulabilecek bir metin de olmayınca, eldeki en eski kuran metninin (ki 8nci yy. aittir) hz. muhammed'in ilettiği tanrı sözü olduğuna ilişkin, somut kanıt bulmak oldukça zorlaşmaktadır.

    5) burada mesele sözlü tarihe kaymaktadır. sözlü tarih metodolojisi de kabul edilir elbet. tarih biliminin reddettiği bir şey değildir. 20. yüzyıl tarihçiliğinin çiçeği burnunda bir metodolojisidir. kullanım amacı belli bir olayı çeşitli kişilerle konuşup, hakikati süzmeye çalışmaktır. yaşanan olaylar hakkında kanaat sahibi olmak için yapılır. hiçbir kayıt veya yazılı veri ortada kalmadıysa olayın çağdaşları ile konuşulur. örneğin, yahudi soykırımının araştırmaları genel olarak böyle yapılmıştır. çünkü hitler katiliamı belgeleyecek verileri ortadan kaldırmıştı. ortada belge yoktu ama çağdaş insanlarla sözlü tarih çalışması yapılmış ve olaylar öyle aydınlatılmaya çalışmıştı. ancak elbette ki herhangi bir tanıklığın öznelliği hesaba katılmak zorunda olduğunda tek bir tanıklığın bir meseleyi kanıtlayamayacağı açıktır. bu noktada şahsi beyanların ne noktada ilmi bir nitelik kazanacağı halen tartışılmaktadır. bu nedenle sözlü tarih çalışmaları çoğunlukla mevcut eldeki verilere ek olan, tamamlayıcı çalışmalardır. tek başına yeterli değildirler. işte bu nedenle islamcı kaynakların bu kaynaklara dayanarak aktardıkları olaylar nesnel kanıt olmak niteliğinden uzaktadırlar.

    6) dolayısıyla kuran'ın kesinliği konusunda peygamber öldükten sonra, "hafızlarla konuşuldu ve kuran bu şekilde yazıya geçti" denirse, sözlü tarihle yola çıkılmış olunur. ancak 1400 küsur sene öncesinin hafızlarını dayanak olarak gösterip, sözlü tarihe ışık yakmaya çalışmakta, yukarıda yaptığımız açıklamadan da kolayca anlaşılabilecek bir müşkülat mevcuttur. o hafızlarla çağdaş değiliz. yani hafızların hz. ebu bekir zamanında bir araya getirtilip, şahitler eşliğinde kuran'ın yazılmış olduğu bilgisine de ancak "ikinci el kaynaklarla" sahip bulunmaktayız.

    bu kaynakların ilettiği üzere kuran'ın toplanması fikri ilk kez, hz.ömer tarafından hz. ebû bekir'e iletilmiş o da bu görevi zeyd b. sâbit’e vermiş. (bkz: dipnot) burada islamcı kaynaklardan alıntı yapalım. ancak dikkat edelim ki bu alıntılar da "ikinci el kaynaklara" dayandıklarından "istenmiştir", "yazmışlardır" şeklindeki kesin ifadeleri mutlak kabul etmemizi gerektirecek bir kanıttan yoksundurlar.:

    "yapılan duyuruyla, yanlarında yazılı kur’an nüshaları ve parçaları olanların bu metinlerin kur’an âyetleri olduğuna dair iki şahitle birlikte görevli heyete başvurmaları istenmiştir. zeyd ve diğer heyet üyeleri son okumayı da dikkate alarak ashabın getirdiği yazılı metinleri kontrol etmiş ve yazmışlardır. tevbe sûresinin son iki âyetiyle (9/128-129) ahzâb sûresinin 23. âyeti sadece huzeyme b. sâbit el-ensârî’de bulunmuş, hz. peygamber’in onun şahitliğini iki kişinin şahitliğine denk tutması dolayısıyla yalnız bu âyetler tek şahitle kabul edilmiştir (buhârî, ''ahkâm'', 37; ''tefsîr'', 22/3). ancak tevbe sûresindeki bu iki âyetin son inen âyetlerden olması sebebiyle hâfızalarda taze olduğundan diğer sahâbîler bu âyetlerin varlığını ezberleriyle desteklemişlerdir. böylece kur’an yazılı malzeme ve ezber yardımıyla eksiksiz olarak toplanmış ve hz. ebû bekir’e teslim edilmiştir."

    yine islam kaynakları bu esnada bir takım ihtilafların ortaya çıktığını ve kuran'ın toplanması işinin zeyd b. sabit'e verilmesinin tartışmalara yol açtığını da ağzından kaçırıveriyor. bunların başında bir dönem hz. muhammed'in kişisel hizmetlisi olan abdullah ibn mesud gelmektedir. bu zat zeyd henüz bir çocukken 70 sureyi doğrudan hz.muhammed'den öğrenmiş olmakla öğünmektedir. ilginç olan onun kuran'a olan vukufu konusunda islam alimleri arasında hiç bir itiraz bulunmayışıdır. hz. ömer döneminde idari bir görevle yollandığı kufa'da kuran'ı öğretmektedir ve osman'ın mushafları'nı yazdırdığı sırada elinde kendsine ait bir mushaf bulunmaktadır. işin en ilginç yanı ise bu mushafta fatiha sure'sinin bulunmadığının düşünülmekte oluşudur. https://en.m.wikipedia.org/…ca.bfud.e2.80.99s_codex
    http://www.sorularlaislamiyet.com/…-yakildi-mi.html

    "muhtemelen başka şikâyet ve ihtilâfları da göz önünde bulunduran osman, hafsa’nın elindeki ebû bekir mushafını çoğaltarak belli başlı merkezlere göndermeye karar verdi. istinsah ve çoğaltma işi için başkanlığını yine zeyd b. sâbit’in yaptığı abdullah b. zübeyr, saîd b. âs ve abdurrahman b. hâris b. hişâm’dan oluşan bir heyeti görevlendirip yazımda ihtilâfa düştüklerinde kur’an’ın nâzil olduğu kureyş lehçesini esas almalarını emretti."

    "(646-651) yılları arasında gerçekleştirilen bu çalışma sonunda çoğaltılan yedi (veya dört, beş, sekiz) kur’an nüshası mekke, kûfe, basra, şam, yemen ve bahreyn’e gönderilmiş, bir nüsha da medine’de bırakılmıştır hz. osman bunların dışında yazılmış kur’an sayfalarının ve özel mushafların imha edilmesini emretmiştir"

    görüldüğü gibi ortaya, sözlü tarihin sözlü tarihi ya da sözlü tarihin ikinci el kaynağı gibi bir şey çıkıyor ki, bu kanıt yöntemi ne mantık ne de tarih metodolojisi açısından geçerli değil.

    buraya kadar yazılanlar hepsi sınanabilir gerçeklerdir. ve isteyen araştırabilir. ancak araştırıldığında ancak söylenenlere söylenenler kadar ulaşabilir.
    kısacası:
    1) orijinal kuranın tamamını içeren tek bir "yazılı" kaynak hiç varolmamıştır. farklı materyaller üzerine alınmış dağınık halde notlar ve ezberden okuma söz konusudur.
    2) mushaf tabir edilen ve anılan ikinci el kaynaklara dayanan derlemeler hz.osman tarafından imha ettirilmişir.
    3) hz.osman'ın ebu bekir mushafından kopyalatıp çoğalttırdığı iddia edilen ve tam sayısı bilinmeyen mushaflar kayıptır. bunların aslı olduğu rivayet edilen ve yaşamı süresince hz. hafsa'da bulunan ebu bekir mushafı da, hz osman'ın damadı ve kuzeni halife mervan ibn hakem tarafından yakılmıştır.
    4) bugün elde bulunan en erken kuran mushafı, karbon testleri ve yazım teknikleri ile incelendiğinde 8. yüzyılı göstermektedir.

    bu elbette kuran'ın kesin olarak değiştiği anlamına gelmez. ama bu durumda kesin olan bir şey vardır "kuran hiçbir zaman değişmemiştir, mutlak gerçek budur" da diyemeyiz.

    bu noktadan sonrası muğlaklıktır ve isteyen inanca yönelir, isteyense kuşku duyar. ama islamcıların bu muğlaklığı ortaya koyanların, bunu bir kuşku olarak sunmalarını saldırı olarak nitelemeleri herşeyden önce haksızlıktır. oysa müslümanın herşeyden önce adaletli olması gerekir. burada bizim yaptığımız kutsal değerlere bir saldırı ise kur'an'ın orijinalliği üzerine yapılan her araştırma örneğin eski diyanet işleri başkanı ve eski akp milletvekili tayyar altıkulaç'ın çalışmaları da bir saldırı olarak nitelenebilir. (bkz: #29371420)

    buraya kadar yazdıklarımdan hiçbir şekilde tartışmaya bile gerek olmaksızın kolayca çıkarılabilecek bir gerçek daha var. elde bulunan kopyaların orijinaline bire bir sadık olduğunu ispat edemezseniz, o metinden alıntılanmış bir maddeyi de (metnin kendisinin ispata muhtaç olması dolayısı ile) ispata delil olarak kullanamazsınız. bu nedenle kur’an’ın değiştirilemeyeceğine dair bir dayanak olarak sunulan :
    “şüphesiz o zikri (kuran’ı) biz indirdik biz! onun koruyucusu da elbette biziz…” (hicr/9) ayetinin kur’an’da yazılmış olması, islamcılar için kanıt olarak yeterli olabilir ama mantık ve bilim açısından yeterli değildir.

    çünkü mantık aynı kıyası her konuya uyguladığında aynı sonuca varmak zorundadır. örneğin tevrat’ın ve incil’in de içinde benzer ayetler mevcuttur:
    yeşaya / [40-8: “ot kurur, çiçek solar ama tanrımızın sözü sonsuza dek durur.”
    matta / 5-18: “size doğrusunu söyleyeyim: yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden kutsal yasa`dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak!”
    markos / 13-31 (matta 24:35, luka 21:33) “yer ve gök ortadan kalkacak ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.” demektedir.
    bunların da iddiası tanrı sözü olmaksa aynı mantıkla doğru olmaları gerekir. bu durumda tevrat ya da incil'in tahrif edildiği de iddia edilemez olmalıydı. oysa islamcılar her üç kaynağın da tahrif edildiğinden emindirler.

    not: söz konusu yazı (bkz: #26298237) entry esas alınarak yazılmıştır.

    dipnot:
    hz.ömer ve hz.ebu bekir'in kuran'ı kayda almaktaki gayretlerini, bugün özellikle şiiler, hilafeti, dolayısı ile islamın liderliğini, ehl-i beyt'e kaptırmamak adına yapılmış bir siyasi manevra olarak nitelemektedirler. kırtas olayı, ebu bekir'in hz.muhammed'in ölümü üzerine söyledikledikleri ve ardından bu gayretler peygamberin ölümünden bile önce, kuran'ı islamın tek referansı yapma gayretine işaret ediyor olabilir mi?

  • 17. ölçülerimize uyarsa robben'e hayır demem

    hamza hamzaoglu'nun aciklamasi.

    yonetim robben'i onerirse hayir demezmis ama kendi olculerine uydugu surece.

    hamza hamzaoglu gercekten yildiz futbolculardan cekiniyor. onlari yonetememekten korkuyor. sabri, niaasse gibi futbolcularla adam mutlu abi, rahat birakin adami :)

    edit: sabah işte gazetede okudum bu haberi, bu kısmı enteresan geldiği için paylaşmıştım ama şimdi internette sakin kafayla okuyunca daha bomba kısımlara rastladım. ulan hamza, karikatür gibi adamsın vallahi :)

    (bkz: burak ayarında bir forvet 15-20 milyon euro)

    (bkz: forvete ihtiyaç var ama golcü almasak da olur)

    (bkz: niasse'yi takıma sokmakta zorlanıyorum)

    (bkz: carole'yi bulmuşken onu da alalım dedik)

    (bkz: yıldız alacağız nereye koyacağız) - en bombası bu. adam resmen "yıldız futbolcuyu neremize sokacağız?" diyor.

    http://www.milliyet.com.tr/…ay-2087487-skorerhaber/

  • 18. türkiye'nin en troll'ü anketi

    demek ki hiçbir şey için asla yapmam dememek lazımmış. melih gökçek'e asla oy vermem demiştim. bu anket sayesinde ilk kez melih gökçek'e oy vermiş oldum :(

  • 19. 14 temmuz 2015 mhp'den ak parti'ye red cevabı

    kasımda erken seçimi garantileyen cevaptır.

    erken seçimde akp; elimizden geleni yaptık ama bize hükümet kurdurmadılar, sorumluluk almadılar, bu ülkeyi akp den başkası yönetemez argümanıyla istikrar isteyen mhp ve hdp seçmeninin bir kısmından oy alacaktır. akp seçmeninin alternatifi mhp, mhp seçmeninin alternatifi akp olacaktır kaba bir tahminle.

    kasımdaki seçimde +1 + 2 puan ek oy alması akp nin tek başına hükümet olmasına yetecektir. 2019 a kadar başka seçim (yerel yada genel) olmadığı için de akp yaklaşık 5 yıl daha at koşturacaktır. tayyo da başkanlık konusunu tekrar gündeme alacaktır. 2019'dan sonraki dönemde de yaşarsa başkan olacak, minimum 15 yıl daha kendisi ve hanedanı için dokunulmazlığını garantiye alacaktır.

    bizim açımızdan bakıldığında istanbul belediye başkanlığını saymazsak; 2001 yılından başlayıp 2035 kadar devam edecek ve fatih sultan mehmet (31 yıl) ve abdülhamit (32 yıl) den sonra sonraki en uzun padişahlık yapan ilk 4 padişahımızdan biri olacaktır. (kanuni, 4.mehmet, orhan gazi, 1.reco) iyi ki cumhuriyet rejimindeyiz ve babadan oğula geçmiyor yönetim.

    görünen bu tabloda % 10 barajı % 5 e çekmezlerse mhp nin baraj sorunu olur, meclis dışında kalabilir. bu sayede akp milletvekili sayısı 300 ün üzerine çıkacaktır. tek kazanç türk siyasi hayatının devlet hocadan kurtulması olacaktır.

    hayırlı olsun.

  • 20. galatasaray

    bakın gençler baştan söyleyeyim, fenerliyim. ona göre okuyun yazdıklarımı.

    ünal aysal geldiğinde, neredeydi bu takım? adnan polat'ın saçmasapan transferleriyle, vizyonsuzluğuyla, çapsızlığıyla gitgide geriliyordu. transfer diye takıma çöpleri topladıkça seviniyorduk. ve biz fenerliler gidişattan memnunduk.

    sonra noldu? ünal aysal geldi. başladı anlatmaya...

    kulüp yönetimi, kurumsallık, finansal durum, profesyonel yöneticiler, marka değeri...

    biz fenerliler dalga geçtik, yav he he diye.

    sonuç?

    2 yıl boyunca bileği bükülmeyen, şampiyonlar ligi 2. turunun gediklisi bir takım. üstüne üstlük bir transfer döneminde ntvspor ekranında duyduk, wesley sneijder'in adını. güldük geçtik ilk duyunca, koskoca sneijder ya, ne işi var allahaşkına galatasarayda dedik. gelse de yatmaya geliyor bu saatten sonra dedik. noldu?

    adam geldi. gelmekle kalmadı, ne yatması, çılgın attı resmen. sonra sneijder transferinden sonra drogba lafları dolanmaya başladı. yok artık dedik.

    o da geldi...

    drogba da yardırdı. gs oynadıkça oynadı...

    sonra noldu? ünal aysal küstürüldü. takımı bıraktı. yerine gelen başkan hamza hamzaoğlu'nu getirdi. gs taraftarları bilmem ne düşünür ama, bence galatasaray "kenetlenmeyi" en iyi beceren takım. takımdaki birkaç kaliteli futbolcunun üzerine yükü bindirip 6-7 tane kazmayla kenetlenip, normalde olmayacak şampiyonluklar almasını iyi biliyor. hemen celallenmeyin "hakettik lan 4. yıldızı" diye. elbette hakettiniz ama emin olun o puanı o takım başka şartlar altında toplayamazdı.

    bu arada dipnot gireyim, bu "kenetlenme" olayı, türk milli takımında da var. normalde bizi evire çevire yenecek takımlar, bizim milli takım kenetledi mi bi mala bağlıyor, olamıyor resmen. bizim takım da coştukça coşuyor... (bkz: euro 2008 türk milli takımı)

    neyse nerde kalmıştık. 4. yıldız. evet 4. yıldızın kaybedilmesinden sonra fener taraftarı olarak büyük bir yılgınlık ve bıkkınlık içindeydik. şampiyonluğu kaybetmiştik ama daha da kötüsü gelecek yılların umutları da yoktu artık. takım 3-5 kendini bilmezin çiftliği haline gelmiş, azizin yüzünü dahi görmek istemez olmuştuk. koca kulüp kombine mombine satamaz hale gelmişti. işte tam da bu noktada bir şey oldu!

    kimisi ali koç'un isteği üzerine geldi diyor, kimisi aziz yıldırım geri planda kalmak için bilerek "kötü polis" getirdi takıma diyor, bilmiyorum hangisi doğru. ama şöyle bir gerçek var, giuliano terraneodiye bir adam getirildi sportif direktörlüğe. kaldı ki yıllardır fenerbahçeyi takip eden bir fenerli olarak, azizin nasıl böyle bir hamle yaptığına inanmak güç. neyse ne yaptı terraneo? avrupalı gibi davrandı ve hareket etti. performansından, takım içi davranışlarından memnun olunmayan herkesi attı takımdan. ki bunların en sansasyoneli, herkesin nefret ettiği (evet birçok fenerli dahil) emre belözoğluydu.

    sonra başladı transfer çalışmalarına. gene objektif olarak söylüyorum ki ne nani ne de robin van persie fenerbahçe "çok büyük" kulüp olduğu ya da fener bu ikisine milyonlarca euro para bastığı için gelmedi. böyle adamları sırf parayla getiremezsin, evet para en önemli etkendir ama her şey demek değildir. niye geldi bu adamlar? giuliano terraneo denen adamın networkü sayesinde geldi. adam manchesterla görüşürken, illa ki önceden iş ilişkisi olmuş biriyle görüşüyor, portoyla görüşürken de. yani fenerbahçe'den ziyade terraneo ile muhattap oluyor karşı taraf. sen o transfer görüşmelerine terraneoyu değil de ilhan ekşioğlunu gönderseydin, bok alırdın o adamları. adamlar, karşılarında hiç tanımadıkları, güvenemeyecekleri bir adam yerine, yıllardır iş yaptıkları terraneoyu görünce işler değişiyor.

    neyse bu hamlelerin karşılığında gs ne yaptı? sportif direktörlüğe cüneyt tanman'ı getirdi. evet doğrudur, tanman galatasarayın efsane kaptanınıdr, milyonlarcasından çok daha iyi galatasaraylıdır. amaaaa.....

    maalesef modern futbolda artık cimbomluluk, fenerlilik para etmiyor. anında alaşağı ediyorlar adamı. yok artık öyle fenerbahçenin çocuğu, galatasarayın evladı gibi boş laflar. hayır kurumu mu lan orası? artık oynamayan adamı anında kapı dışarı etme devridir, "takımın abisi" gibi boş ve safsata ünvanlara prim vermeyip, takımdan temizleme devridir. fenerbahçe yönetimi bunu çoook uzun sürede ve en zor yoldan anladı. kaldı ki hala anlamamış da olabilir, ligler başladıktan 5 hafta sonra terraneoyu ani bir kararla kovabilir bu aziz. yapmadığı şey değil çünkü. (bkz: ersun yanal) gs yönetiminin acilen şunu anlaması gerekiyor ki devir artık cüneyt tanman ya da hamza hamzaoğluların devri değil, efsane kaptanlarla galatasarayın evlatlarıyla yürümüyor işler.

    bir gram şüphem yok ki hamza hamzaoğlu kötü niyetli olsun. aksine adam gayet iyi niyetle (hatta safça bile denilebilir) kalkmış fernandao ile van persie bir arada oynamaz diyor. hocam anla artık, futbol öyle bir hale geldi ki rakibine karşı fiziksel üstünlüğün yetmiyor, psikolojik üstünlük de lazım. sen ne yaptın, tuttun fenerbahçeyi (ki halihazırda zaten transferler dolayısıyla psikolojik olarak üstünken) psikolojik olarak daha da üstün hale getirdin. eminim bu açıklamalar fener taraftarını daha da rahatlatmıştır.

    aynı hatayı fikret orman da yaptı. "istesek van persie'yi alırdık" diyor. hayır fikret orman o açıklamayı yaptın diye bir tane bile beşiktaşlı şunu demedi "ehehehe istesek biz alıyormuşuz lan, istememişiz, fener almış. ıımmmhh kötü ve gereksiz transfer" tam aksine kıskandı beşiktaş taraftarı (haklı olarak).

    neyse lafı fazla uzattık. futbol artık dursun özbeklerin, fikret ormanların ya da aziz yıldırımların bildiği şekilde oynanmıyor. artık devir daha büyük stadların, daha büyük transferlerin, daha çok forma gelirinin, yani kısacası daha çok paranın devridir...

    eninde sonunda bütün kulüpler anlayacaktır bunu....

  • 21. türkiye'de eğitim kalitesini yükseltecek tek şey

    tek bir sey gelecek tüm nesillerin kurtulmasını sağlayabilir. bir gün diktatör olursam yapacagım ilk iş olarak yıllardır hayalini kurarım.ammınızı sikicem, zorunlu olarak okutucam bu dersi cocuklarınıza, hiç demokrasi falan demeyin zikerim hepinizin beynini, mecbursunuz. dersin adı: epistemoloji. yani bilgi felsefesi. yani doğru bilginin her zaman şüpheli olduğunu, doğru dinin , doğru ahlakın , doğru teorinin her zaman yanlış olabileceğini ta 5 yaşından itibaren öğreticem. o sübyan veletlerinizin zihnini salak fikirlerinizle , ideolojilerinizle, inançlarınızla dolduracağınızı biliyorum. o yüzden çocuklarınıza zorla öğreticem her bilginin yalnış olabileceğini. ben de böyle bir diktatörüm işine gelirse , siktirol burdan

  • 22. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    ufkunuzu katım katım katlamasa da bir çoğunda şaşırdığım, bkzların kökeni. sözlüğümüzde sürekli kullandığımız bkz'ların kökenleri araştırıp, derledim. buyrunuz.

    ekşi sözlük'te ota boka konulan bkz'ların ilk olarak nereden ve ne şekilde türediğini göstermek açısından yapılmış bir çalışma.

    (bkz: derdini sikeyim butonu)
    bir sözlük yazarı tarafından 28 ocak 2012 yılında uydurulmuş ve şu entry ile kullanıma sunulmuş bkz. (#27182734)

    (bkz: bunu anana sorsana delikanlı)
    ve türevleri. emrah'ın es deli rüzgar filminde manav cemil ile diyaloğu sırasında kullanılmıştır. emrah manav cemil'e aldığı şeylerin neden veresiye defterine yazılmadığını sorar. manav cemil'de o pis sırıtışıyla ünlü repliği söyler: bunu anana sorsana delikanlı. buradan.

    (bkz: biz x'i iyi biliriz)
    zamanın başbakan'ı, şimdinin cumhurbaşkan'ı rte tarafından defalarca farklı versiyonlar halinde söylenen kalıp, ekşi'de de hemen her başlığa cuk diye oturtulmakta.

    (bkz: oysa yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu)
    hepimizin malumu bir söz. kaynağı da 10 aralık 2014 domino's pizza rezilliği. şu entry'de hunharca kullanılarak her şeyi başlatan söz. (#47577490)

    (bkz: sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım)
    kaynağı islami bir sitedeki yorum olarak düşünülen, önce inci capsler'de kullanılmaya başlanan, sonra da sözlüğümüze uğrayan bir söz öbeği. buradan. 2009 yılına kadar dayanıyor.

    (bkz: cevab veremedi)
    ilginç bir biçimde dini bir kita''b'' ismi. cevab verilemeyen şeyler için yazılan kitabın adı haliyle sözlükte de cevab verilemeyen şeyler için, olunan götler için kullanılıyor. harputlu ishak efendi yazmış kitabı. buyurun buradan.

    (bkz: vurursunuz eyvallah da ölmezsem sıkıntı büyük)
    sevimli bir küçüğümüzün facebook paylaşımının sözlüğe uğraması sonucu kullanılmaya başlanan inanılmaz efektif söz. buyurunuz.

    (bkz: ağlama melis)
    umut sarıkayı'nın bir karikatürü idi ilk olarak. sonra ekşi sözlük'te, özellikle de maç başlıklarında çok kullanılmaya başlandı. fenerbahçe'liler daha çok galatasaray'lı insanlara karşı kullanıyor bunu. kaynağı.

    (bkz: ne diyem mahmut mu diyem)
    en sevdiğim bkz'lardan. çicek abbas filminden gelmekte sözlüğümüze. buyurunuz buradan.
    -herkese benden çay.
    +ben istemem.
    -peki şakir'e çay yok.
    +ne demek şakir.
    -adını mı değiştirdin?
    +sen bana nasıl şakir dersin lan kelek?
    -ne diyem mesela, mahmut mu diyem? şakir?
    şeklinde gelişmiştir.

    (bkz: hele otur bi soluklan yiğenim)
    bir ara sözlükte pik yapıp boku çıkarılan bkz'lardan. kurtlar vadisi'ndeki seyfo dayı'dan duyduğumuz bir söz öbeği idi.

    (bkz: tutmayın küçük enişteyi)
    yine bir türk filmi kaynaklı replik. kemal sunal tarafından tosun paşa filminde söylenen replik. hala bıkmadan kullanılan güzide bir bkz. buradan.

    (bkz: oğlum bak git)
    hepinizin malumu bir söz. bir çöpçü ile bir ergen arasında geçen kavganın sözlüğümüze etkilerinden. sadece sözlükte değil bir dönem tüm medyada kullanılmıştı. buradan.

    (bkz: sen ne konuşuyorsun lan değişik)
    kolpaçino bomba filminde galerici karakterinin saçmalaması sonucu koğuş ağası tarafından sarf edilen replik.
    bunun ile bir iki kez debe'ye girmişliğim vardır. buradan.

    (bkz: bunu yapan insan olamaz)
    araştırdığım kadarı ile net bir kaynağı olmayan. internet gazeteciliğinin yaygınlaşması ile fotoların buzlanması sonucu merak uyandıran bir haber oluşturmak için kullanılmaya başlanmış. sonra da bizim sözlüğe gelmiş haliyle. kökenin hürriyet tarzı habercilik galiba.

    (bkz: çünkü eşşeğin zikinden dolayı)
    bir yiğit özgür karikatürü ürünü. şuradan görülebilir.

    (bkz: diego dur allahını seversen zaten ortalık karışık)
    sözlüğümüzün eskimeyen bkz'larından. nasıl eskisin zaten amk. böyle bir şey olabilir mi? kaynağı bir facebook tartışması. kızımız bir deniz manzarasının fotosunun yükledikten sonra çıkan tartışmanın içindeyken diego alejandro fuentes medina'nın it's so cool!!! yorumuna cevabı ile ruh buldu. buradan.

    (bkz: yok artık lebron james)
    murat murathanoğlu'nun lebron james'in ottan boktan, her mesafeden basket atması sonucu söylediği efsane söz. burada da reklamlı bir videosu var.

    (bkz: ebesinin amı ali sami)
    2001 yılına kadar dayanan bir efsane. turgay seren'in ali sami alkış'a canlı yayında söylediği söz.
    '' yönetim deseki ali sami alkış'ı sahaya sürsem, libero oynayacak dese; yönetim sesini çıkarmayacak.'' lafına verilen bir cevap. buradan.

    (bkz: açacağın başlığı sikeyim ben gidiyorum)
    inci'de başlayan sonra da bize geçen bkz'lardan.

    (bkz: yine duşa soktun kardeş)
    bu ve türevleri...çok eskilerden, türkiye'ye internet'in ilk geldiği zamanlarda yetişkinler için olan erotik forum sitelerinde ortaya çıkan laf. sonralarda buralarda çok bkz oldu.

    (bkz: siktin formatı eyledin viran)
    formata aykırı entryler için kullanılan bkz. sözlüğün kendi bünyesinden çıkardığı efsane bir şey. ilk kullanıldığı entry burada. (#31154662)

    (bkz: okumadım kardeş durumumuz yoktu)
    inci'de başladığını düşündüğüm, internet'in kendi oluşturduğu bir bkz. kör edecek uzunluktaki entrylerin altına girilen bir bkz. mesela bu entrynin altına da verilebilir. hoş olmaz ama. ekşi'de ise ilk olarak şu entryde görüyoruz. (#28768766)

    (bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
    27 kasım 2006'da yayınlanan telegol özel programında adnan aybaba tarafından serhat uluören'e söylenen söz.
    buradan lütfen.

    (bkz: burası karışacak vaziyet alın)
    buradan. sahte kabadayı filmindeki dikiştutmaz sabri'nin söylediği über söz.

    (bkz: dediğini anlıyor ve yapısal olarak parçalanıyorum)
    fazla entel başlıklarda kullanılan ve debe'ye aday entryler girmenizde büyük yardımcınız olan bkz. ilk sahibi entrysini silmiş. edit: harun tekin'e twitter'da verilen bir cevap oldugu bilgisi geldi.

    (bkz: tabii lan manyak mısın)
    yine net bir kökeni olmayan, kullanıla kullanıla alışılmış garip bir söz. ilk kim kullanmış bulamadım.

    (bkz: aranızda hala caps vermeyen hayvanlar var)
    inci sözlük'ten gelen ve geldiği çok aşikar bir bkz. sonradan bizim buralarda da ünlü oldu.

    (bkz: sebebi neydi ki)
    kızına araba sürmeyi öğreten baba'nın efsane sözü. lütfen buradan.

    (bkz: geldi yine tipini siktiğimin)
    yiğit özgür'ün muhteşem karikatürü. sevilmeyen troll yazarlara karşı bir numaralı silahınız.
    buradan.

    (bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)
    hepimizin malumu bir videodan gelen epik bkz. buradan.
    yuh milyon olmuş.

    (bkz: baran 14 yaşında arkadaşları ona einstein diyor)
    favorilerimden. türk eğitim vakfı'nın reklamında geçen söz. sonra buralar hep baran oldu. buyurun.

    (bkz: odaya girdiğimde memelerini sıvazlıyordu)
    milyonlarca türevi çıkan epik bkzlardan. kökeni erotik romanlar elbette. kapıyı açtığımda, odaya girdiğimde ve daha bir sürü şey. sözlükte de örneği vardı ama maalesef yazar arkadaş silmiş entry'sini.

    (bkz: sabri bey ne yapıyorsunuz)
    bunun yerine başlığın kahramanını koyarak nice yiğit debe'lere girdi. x bey ne yapıyorsunuz şeklinde. kökeni elbette uçan adam sabri ve esra ceyhan. buradan lütfen.

    (bkz: lassie bize bir şey anlatmaya çalışıyor)
    lassie dizisinde geçen replik. sürekli bir şeyler anlatmayan lassie'nin bu hareketi sonucu oluşan replik, sözlüğümüzde de bkz olarak kullanılıp duruyor.

    (bkz: nihal'i harcayacaklar matmazel)
    sözlükte x'i harcayacaklar matmazel olarak kullanılan, kökeni aşk-ı memnu dizisindeki beşir'in repliği. tabiki matmazele söylüyor. buradan lütfen.

    (bkz: işten çıkarken adama ingilizce am günü yağ)
    hiçbir şey anlamadığımız başlıklar ve entryler için kullanılan, kökeni inci sözlük olan bkz. buradan.

    (bkz: yaa pelin kardeş çok rahat konuşuyordun)
    ileri derecede oral seks mevzusunda ortaya çıkan ali riza demircan'ın pelin çift'e söylediği sözdür. daha yeni bir bkz olduğu için bu aralar her yerde görebilirsiniz. debe'ler bu aralar bununla dolacak. buyurunuz.

    (bkz: adamın götünden kan alırlar kamil)
    gemide filminden. buradan lütfen. *

    (bkz: saksıya fesleğen gibi oturturum anlamı da çıkar)
    yine bir türk filmi ve yine bir bkz olmuş. kemal sunal'ın umudumuz şaban filminde hapishane sahnesinde sarf ettiği söz. buradan.

    (bkz: ya ben lan neyse bir şey demiyorum)
    (bkz: bu da benim sikim hüsnü)
    (bkz: vurun adam daha ölmedi)
    (bkz: siktir git bi çay koy ya)
    (bkz: hayallerde yaşıyor bazı ibneler)
    gibi sözlüklerde, forumlarda kendi kendine gelişmiş eşsiz şeyler de var.

  • 23. deri eldivenli 80 adam gerçeküstü bir ifadeydi

    kafa iki yıl geriden geliyor adamlarda.
    yalnız burunlarından illaki kıl aldırmayacaklar. "kabataş'ta bir genç kadın bir saldırıya uğradı, incindi, hakarete uğradı, aşağılandı, darp edildi.. amenna.." nedir lan? şu tırnak içindeki ifade de dahil hepsi baştan aşağı bombok bir kurguydu oğlum. kabullenin artık ama böyle taksit taksit değil.

  • 24. taco reis

    facebook fotoğraflarının birine yapılan yorum:

    "abi geçmiş olsun ölmüşsün"

  • 25. tamam onunla yattım ama sana geri dönmedim mi alp

    gavat alp'i gururlandıracak söz.

  • 26. porno üniversitesi

  • 27. robin van persie

    adamın ''oğlu'' bile selçuk şahin'den daha yetenekli. eşantiyon olarak geldi sanırım

  • 28. 14 temmuz 2015 iran nükleer anlaşması

    bay rte ve davutoğlu'nun derin stratejisi sayesinde türkiye cumhuriyeti uyguladığı sözde dış politika ile başta ortadoğu, kuzey afrika , kafkaslar bölgesinde delicesine güç kaybederken iran 'ın fırsatı kullanıp içinde bulunduğu durumdan son hızla çıtığının resmidir.

    çok değil bir kaç sene içinde bugün hayal bile edemeyeğiniz haberler duyacaksınız iran _ amerika _ avrupa üçgeninde.

    geçmişler olsun.

    nasıl bir derin strateji ise elin oğlu imkansız denilen durumlardan müzakere ve diplomasi ile çıkıyor biz çatışmadır, silah'dır, bomba'dır, mülteci 'dir , savaş riski'dir battıkça batıyoruz ve hala dibi bulamadık.

  • 29. fenerbahçe vs galatasaray

    ancak bir fenerbahçelinin fenerbahçe'yi önde bulabileceği karşılaşma.

    ---alıntı----

    "galatasaray tarihi daha cok basarilarla dolu olmasina ragmen fenerbahce her zaman rakibinden 1 adim onde olmustur"

    ---alıntı---

    sanırım fenerbahçeliler bu kulüpleri banka falan sanıyor. eskiden de inşaat firmaları sanarlardı.

  • 30. internetteki esprilerle 250 bin tl kazanamak

    az önce yetenek sizsiniz türkiye yarışmasında gerçekleşen olay. ulan çocuğun tek bir tane bile orjinal şakası esprisi olmadan sözde stand up gösterisi yapıyor ve bu parayı alıyor. (bkz: insan gerçekten hayret ediyor)

    gerçi daha önce yaptığı bir gösteriye yine üniversite öğrencileri ölüp bitmişlerdi. ağzımı açardım da neyse daha fazla üslubumu bozmayayım.
    aziz nesin'in bu sözünden ötürü canım sıkılırdı lakin üstat sonuna kadar haklıymış. (bkz: türk halkının %60'ı aptaldır)

    edit: sinirden delirme derecesinde yazdığım için başlık yanlış olmuş affola.

    edit2: (bkz: #53208119) güzel kardeşim benim derdim çocuğun aldığı parayı çekememe değil, benim derdim cem yılmaz gibi bir duayeni bile beğenmeyen tipler, gelip buraya çocuk bence güzel vs yazınca deliriyorum, kafayı yiyecek gibi oluyorum.çocuğun esprileri çalıntı diyorum olsun derlemiş çıkmış güzel diyorlar, aynı akp'li bazı trollerin abi adam çalıyor ama çalışıyor lafını hazmedemem gibi yani anladın mı? sorun adamın akp oy vermesi değil yani bazı şeylerin farkında olduğu halde vermesi gibi.

    ne bileyim belki saçmaladım ama şuanda nedense kafama çok taktım bu olayı, bilemiyorum sebebini ama hak etmediğini düşündüğüm için galiba.

  • 31. elektrik faturalarından trt payının kaldırılması

    mhp'nin oyları ile reddedilecek kanun teklifi.

  • 32. en donanımlı ve muteber kürt tarihçi

    sözlüğün gedikli kürt faşistlerinden birinin dahi aklına gelmeyen, varlığı muamma tarihçi.

    gerizekalı herifin biri de "dünyaca ünlü" sıfatına takılmış. bir tarihçinin dünyaca ünlü olması demek, tarih ilmi alanında kaleme alınan makalelerde eserlerine atıfta bulunulan, dünyada tarihçiler arasında ünü olan kişi olması demektir. yani bir "rihanna" ünü gibi değildir bu. malsın çoktan anladık da, böyle detaylara takılıp konuyu saptıracak kadar da mal olma yahu. çağır maarri gelsin. senden bir sik olmaz.

  • 33. ypg'nin tel abyad'ta türkmenleri sürgün etmesi

    kaynak fıratnews olmadığı için kürtçüleri tatmin etmemiştir. ideolojisi yüzünden gözü bu derece kararanların insanlığına tüküreyim.

  • 34. hamza hamzasson

    samet ohdaddy'nin galatasaray versiyonu.

  • 35. ekmek alınır gibi sürekli içki alınan çocuklu ev

    3,5 yaşındaki çocukların başlarının kapatılıp, 13 yaşında zorla evlendirildiği evlerdeki çocukları kurtardıktan sonra bu evlere de uğrayabilir dedirten öneridir.

  • 36. dinozorlar aslında kürtmüş

    (bkz: faşik meteor)

  • 37. evleneceği kızın memesini görmemiş erkek

    benimdir. evlendim de . mutluyum.

    şimdi siktir git.

  • 38. sahibinden.com'daki fantastik öğrenciye kiralık ev

    'ben de eski öğrenciyim ben de çok çektim' tanımıyla yürek burkmuştur.

  • 39. odtü itü boğaziçi

    odtü iyi arge çalışanı yetiştirir. teknik bilgileri üst düzeydedir. bu ülkeden bir mucit çıkacaksa odtü'den olması muhtemeldir.

    boğaziçi iyi ceo yetiştirir. şirketi emanet et çık. gözü gibi bakar.

    itü iyi patron yetiştirir.

  • 40. karadelik o kadar güçlüyse evreni neden yutmuyor

    - everest o kadar yüksekse balkondan bakınca neden göremiyorum?

  • 41. ssg'nin herkese aşmış çizer demesi

    sedet'ten bahsediyorum oruç oruç sinirlendirdi beni çünkü herkese aşmış çizer diyor. oturdum ve tek tek çıkardım ve bi noktadan sonra yoruldum. iftara ne kadar kaldı :(

    (bkz: tamer poyraz demiralp/@ssg)
    (bkz: feraz şanyar/@ssg)
    (bkz: johannes voss/@ssg)
    (bkz: kim jung-gi/@ssg)
    (bkz: shaun tan/@ssg)
    (bkz: hüseyin celal koç/@ssg)
    (bkz: #3092)
    (bkz: ergün gündüz/@ssg)
    (bkz: latif demirci/@ssg)
    (bkz: jim lee/@ssg)
    (bkz: todd mcfarlane/@ssg)
    (bkz: #4053225)

  • 42. motosiklete bilerek arkadan vuran tip

    bu gidişle motorda standart olarak 40-50 cm'lik bir odun taşınmasına sebep olacak tiplerdir.

    tek tek yazayım.

    emniyet şeridinden gidiyorsunuz : sürecek alan mı bıraktınız trafikte, çevre yolunda 250 kg dev motorla giderken sağdan ışık hızıyla gelen, kapısında yazılar arkasında tuğra olan dobloya ezilmemek için emniyet şeridinden gidiyorum. sol şeritteki adam canı sıkılıp zırt önüme kırıyor, açık camdan da utanmadan görmedim diyor. sağ aynaya bakma alışkanlığı olmayan ülkede hala emniyet şeridi deniyor. ah kafamdaki kaska bir fotoğraf makinası taksam da her gün dörtlüsünü yakıp, sağ şeride rastgele dalanları çeksem.

    aralardan geçiyorsunuz : sadece yarım saatliğine isteyen bir arkadaşı motorun arkasına alıp gözlem amacıyla e-5 yoluna çıkarayım. sağ veya orta şeritten gidelim, kaç adet kamyon, kamyonet, ticari, doblo (doblolara gıcığım) sizi yol içinde sıkıştırıyor görelim. bir süre sonra siz de mecburen sıkışmama adına gördüğünüz aralarda ani hızlanma ve frenler yaparak kendinizi trafik içinde konumlandırmaya çalışıyorsunuz. aradan vız vız giden kaskı koluna takmış sadece ses üreten motorları tenzih ediyorum, onlar zaten doğal seleksiyon gereği uzun yaşayamıyor.

    trafik ışığında aradan geçiyorsunuz : güzel kardeşim, o ışıkta ben arada durduğumda ne oluyor söyleyeyim, işte böyle hanzolar çıkıp arkadan motora dokunuyor. o yüzden ışık yandığında bi hanzonun ani gazlamasına maruz kalıp ezilmemek için aradan geçip kendimize yer bakmaya çalışıyoruz. sırf koca dev jipin içindeki 1.50 boyundaki hatun kişiler önündekini göremeyip aynasıyla sırtıma vurduğunda düşmemek için.

    kuryeler sağdan soldan vızır vızır geçiyor: bir çoğunu savunamıyorum, ters yönden gireni mi dersin, kasksız nesiz, ağzında sigara ile kaldırımdan geleni mi, üst geçitten (yaya üst geçidi) geçenleri filan savunulacak şeyler değiller. amma, yemek sepetinden "olm çok acıktık ya" "olm yemek nerde kaldı ya" "olm bu herifler 45 dakkada bi pizzayı getiremedi ya" dediğiniz adamlar onlar işte. götürdükleri paket başına ve süre başına para alıyorlar, bir çoğunun sigortası yok, bazılarının a2 ehliyeti yok, denetimleri yok, motorları allahlık, kelle koltukta yaşayan adamlar. sevgili hiç bir şeyi denetlemeyen devletimiz hiç bir restoranı da tabii ki denetlemiyor.

    daha sorusu olana madde eklerim, ama son olarak şunu yazayım,

    neden bu saçmalıklar içinde motor sürüyorsun

    bu ülkede her yaptığıma bir kısıtlama geliyor, ama bizi yönetenler tarafından, ama çevremizdekilerden, ama ailemizden vs. vs. elimde tek kalan şey bu aracı sürmek, olumsuzluklara rağmen sürmek. yarın bir gün kaza geçirebilirim, başıma bir iş gelebilir, belki de ölürüm, sakat kalırım, ama sırf it kopuk yüzünden bu zevkimden vaz geçmeyeceğim. ister inat , ister mallık diyebilirsiniz ama tüm olumsuzluklara rağmen motorla seyahat etmeyi, işe gitmeyi seviyorum.

    motor süren/süreceklere tavsiyem her zaman koruma ve kask kullanın, duramayacağınız hızlarda gitmeyin, trafikte zig zag yapmayın, sürekli gözünüz aynalarda olsun, doblolarla dalaşmayın gerek yok.

  • 43. kıbrıslıların türk düşmanlığı

    okul için kıbrıs'a giden türklerin çok iyi bildiği düşmanlıktır. hepsi değil tabi ki ama büyük çoğunluğu sırf türkiye'den geldiğiniz için suratınıza küfreder gibi bakar. bağıra çağıra konuşur. sorsan türklerden önce buralar çok sakindi türklerle birlikte hırsızlık gasp gibi olaylar başladı o yüzden sevmiyoruz derler. gel gör ki tuvaleti dışarıda bir köy evi için 6 bin tl yıllık kira istemekten çekinmez. tamam lafı kıbrıs barış harekatına getirmek bence de ahlaki açıdan hoş bir şey değil. ömer seyfettin'in kaşağı hikayesi gibi ama gel gelelim adamların da bu konuda zerre kadar vefa duygusu yok. türkiye yüzünden ab.'ye giremiyoruz diyorlar.

    edit. devlet politikalırını eleştirmekle türkiye'den gelen insanlara sırf türk oldukları için düşmanlık etmenin ayrımını yapamayanlara çok bir sözümüz yok lakin asimilasyon demiş ya yahu adam türk, dili türkçe hangi asimilasyondan bahsediyorsun sen. orada bir asimilasyon varsa onu da ingilizler uygulamakta kıbrıs türklerini ingiliz kültürü, ingiliz hayranlığıyla yetiştirmekte.

    edit 2 "talan var taciz var diye zulumden kurtarmak icin koylere gidip milletin karisina kizina tecavuz edince e tabi haliyle biraz tepkili oluyor adamlar;" hadi onlar düşmandi, siz niye boyle yaptiniz?" diye..."

    demiş arkadaş. vaka üzerinden toplumlar birbirine düşman olacaksa yeryüzünde hiç kimse birbirine dost olamaz. harekat sırasında kıbrıslının karısına kızına tecavüz ettiyse ona tepkisini gösterir suçluların yakalanması ister. ama sırf bu yüzden türkiye'den gelen adama düşmanlık etmesi doğrudur diyemeyiz. zaten adamın derdi tecavüz falan da değil. ingilizleşmişler iyice külterel olarak kendilerini türk değil ingiliz gibi hissedip öyle yaşıyorlar. türkiye'yi ve türkleri kendilerine kambur olarak görüyorlar. mesele bu.

    edit. ömer seyfettin - diyet

  • 44. vücut geliştirme yapanların kafalarının basmaması

    42 yaşındayım 25 senedir bu sporla uğraşıyorum(1.84 130 kg)..istanbul da anadolu yakasında salonum var,istanbul edebiyat doğu dilleri mezunuyum(urduca arapça farsça osmanlıca)çağatay lehçeleri üzerine yüksek lisans yaptım..kolej mezunuyum (ingilizce ve almanca ) güney afrika dan 3 kademe powerlifting antrenörlük belgelerim var burdaki gibi 20 günlük kurslarla deil tam 3 sene..oksijen kimlere az girmiş çıkmış burdan atıp tutmakla olmaz gençler..

  • 45. writing'i geliştirme yöntemleri

    (bkz: as a result of)
    (bkz: consequently)
    (bkz: in conclusion)
    (bkz: to sum up)
    (bkz: for example)
    (bkz: to illustrate)
    (bkz: for instance)
    (bkz: furthermore)
    (bkz: besides)
    (bkz: morevoer)
    (bkz: in addition)
    (bkz: in my opinion)
    (bkz: as a matter of fact)
    (bkz: actually)
    (bkz: in fact)
    (bkz: virtually)
    (bkz: meahwhile)
    (bkz: neither nor)
    (bkz: either or)
    (bkz: due to)
    (bkz: on account of)
    (bkz: however)
    (bkz: although)
    (bkz: despite of)
    (bkz: even though)
    (bkz: regardless of)
    (bkz: in order to)
    (bkz: vice versa)
    (bkz: by the way)
    (bkz: thereby)
    (bkz: whereby)
    (bkz: despite the fact that)
    (bkz: due to the fact that)
    (bkz: inspite of the fact that)
    (bkz: as though)
    (bkz: as if)
    (bkz: for the sake of)
    (bkz: by means of)
    (bkz: thoroughly)
    (bkz: partially)
    (bkz: apart from)
    (bkz: as long as)
    (bkz: as far as)
    (bkz: as soon as)
    (bkz: first of all)
    (bkz: whereabouts)
    (bkz: not only but also)
    (bkz: according to)
    (bkz: though)
    (bkz: that is why)
    (bkz: owing to)
    (bkz: initially)
    (bkz: thus)
    (bkz: briefly)
    (bkz: consideration)
    (bkz: from my point of view)
    (bkz: last but not least)
    (bkz: literally)
    (bkz: accustomed to)
    (bkz: associated with)
    (bkz: be made up of)
    (bkz: opposed to)
    (bkz: gain access to)
    (bkz: get through)
    (bkz: in the wake of)
    (bkz: in return for)
    (bkz: inasmuch as)
    (bkz: in accordance with)
    (bkz: in advance of)
    (bkz: intrigued by)
    (bkz: painstakingly)
    (bkz: practically)
    (bkz: range from to)
    (bkz: provided that)
    (bkz: supposed to)
    (bkz: simultaneously)
    (bkz: gradually)
    (bkz: up till now)
    (bkz: recently)
    (bkz: irrespective of)
    (bkz: spontaneously)
    (bkz: pros and cons)
    (bkz: on behalf of)
    (bkz: on the contrary)
    (bkz: on the grounds that)
    (bkz: on the other hand)
    (bkz: on the spot)
    (bkz: make up one's mind)
    (bkz: derive from)
    (bkz: deal with)
    (bkz: come to terms with)
    (bkz: basically)
    (bkz: as to)
    (bkz: as well as)
    (bkz: as regards)
    (bkz: catch a glimpse of)
    (bkz: deprive of)

  • 46. 14 temmuz 2015 r. van persie imza töreni

    beyler adamın oğlu selçuk sahinden daha iyi topçu. orta sahaya koy siritmaz

  • 47. istanbul şehir haritası

    ibb tarafından betası yayınlanmış bir harita.

    şuradan buyrun

    istanbul şehir rehberini neredeyse ilk yayınlandığı günlerden beri kullanan ve takip eden biri olarak, ilk kez bugün gördüm.

    henüz detaylı inceledim.

    öncekinde olduğu gibi, 1946, 1966, 1982, 2006, yeni olarak da 2011, 2013, 2014 katmanları olan bir site.
    eski rehbere göre çok daha hızlı çalışıyor.

    wooow !

    tüm sokakların 360 derece panoraması 10'ar metre aralıklarla çekilmiş görünüyor.
    istisnasız tüm sokakların... sınırlara yakın köyler dahil en ücradakiler bile.
    patika, boş arazideki keçi koyun yolları hepsine gitmiş adamlar üşenmeden lan !

    nöbetçi eczaneler yine var.
    üstelik, tüm nöbetçi eczane bilgilerinin verildiği sol çerçevede, özel araç veya toplu taşımayla nasıl gidebileceğinizi hesaplayabiliyorsunuz.
    360 derece panorama ile de eczanenin nasıl bi dükkân olduğunu da görüyorsunuz.

    dediğim gibi gayet hızlı çalışıyor. sayfalar ve bilgiler gayet hızlı.

    haritasever ve uydufotoğrafımanya biri olarak, eski rehber'de de zaman zaman 1946, 1966, 1982 haritalarına bakıp, inceleyip, "vay amk buralar da hep dutlukmuş" diye iç geçirdiğim çok olmuştur...

    güzel iş yapmışlar, tebrikler.

    kullanınız kullandırınız.

    edit: panorama fotoğrafları google earth veya yandex haritalardaki gibi adım adım başarılı ilerlemiyor.
    bir sonraki 10 metreye giderken sapıtıyor ve yan sokağa zıplayabiliyor.

    bilenler bilir google earth tüm avrupa ve abd'nin sokak görüntülerini 360 derece panorama yayınlıyor ama türkiye şehirleri henüz yayınlanmadı. yandex bizim bazı şehirlerin panoramalarını yayınladı.

    yalnız ölçüm için uzunluk ve alan ölçü aletleri güzelmiş :)
    çizdiğiniz çokgenin kenarlarını da yazıyor m2 ile birlikte.

    edit2: konumumu 3.87 km hata payıyla yanlış göstermiştir.

    şehirdeki tüm binaların planı çok net gösterilmiş.

    yenikapı'daki 600.000 m2 lik dolgu alan 2011'de yokmuş. vay arkadaş !

  • 48. ünal aysal

    aziz başganı hapiste "paket" etmişti sonra bi de sahasında kupa kaldırıp paketlemişti.

  • 49. kılıçdaroğlu sıçsa sıçtıgını yiyecek insan tipi

    diye bir şey uydurdu orospu çocuğu.

    ama yok böyle bir şey.

  • 50. memeyi çok iyi bilip içinde ne olduğunu bilmemek

    kardes icinde sut var ve ilk 6 ay zeka gelisimi icin cok onemli amk.