abi ben anlamıyorum. valla bak. seçim gecesi devlet bahçeli çıkıyor, erken seçim diye bağırıyıor. bunu en son 13 sene önce söylemişti ve akabinde baraj altında kalmıştı mhp. şimdi baykal gidiyor erdoğan ile görüşüyor. bu görüşme en son yapıldığında 13 yıldır başımıza bir bela getirdi adam. niye işler çıkmaza girdiği zaman hep aynı senaryolar, aynı sırayla işliyor bu kodumun memleketinde, anlam veremiyorum gerçekten. halbuki biz deniz baykal'ı bölümün ortalarında geçmemiş miydik amk?
bak şimdi son 1-2 ayı düşünüyorum:
-ekonomik kriz ve kemal derviş furyası, baykal, bahçeli, erdoğan... kim eksik? ismail cem ve bülent ecevit. allah rahmet eylesin. onların yerine kısa adam ve kılıçdaroğlu geldi. yani senaryo aynı, adamlar aynı, olaylar aynı. yine başa döndük arkadaş. allah rızası için bir adım ileri gidelim ülkece amına koyim.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 10 haziran 2015 rte deniz baykal görüşmesi
-
2. hdp'nin desteğini asla kabul etmiyoruz
klasik mhp gerikafalılığı örneğidir. pkk' yı bitirmek istiyorsan kürt vatandaşların resmi temsilcisi hdp ile masaya oturmak bir çözüm üretmen gerek. sen yasal ve demokratik oluşumu kabul et bakalım yasa dışı silahlı örgüte duyulan ihtiyaçla birlikte sempati de azalıyor mu azalmıyor mu? ama olur mu bu sefer mhp nasıl kan, şehit ve terör üzerinden siyaset yapıp oy toplayacak başka bir vizyonu yok ki adamların tabandan genel başkana sığ ve sabit fikirliler. elbette içlerinde istisnalar vardır; lakin onlar çok az ve zayıf kalıyor. sağolsunlar bu kafayla gidip tabandan 1-2 puan fazla oy çekeceğim diye ülkenin içine edecekler. 2002' de erken seçim diye tutturup ettikleri yetmediği gibi tekrar aynı naneyi yiyecekler.
-
3. 400 favoriyi verin bu iş huzur içinde çözülsün
(bkz: seni debeye sokmayacağız)
-
4. fatih tezcan'ın yıllık büyüme hesabı
tek çeyrekte 0 büyüme olsa mesela. kalan 9 ayda götünü versen gene 0 büyüme olur.
dogvu mu samet :( -
5. engin ardıç'ın 10 haziran 2015 tarihli yazısı
aslında başkanlık sistemi ne için gerekli değil'e cevap olmuş. başkanlık sistemi olsa şu an %60'ın istemediği bir adam hukuk, yargı gibi kavramları hiçe sayarak istediği gibi at koşturuyor olacaktı! son bir umut en iyi yaptığı işi yalaklanmayı yapmaya devam ediyor!
ayrıca akp'li kaypaklığına güzel bir örnektir. dolar uzun vadede 1,3 lerden kısa vadede 2 lerden 2,70'e çıkana kadar dünyanın en güçlü ekonomilerinden biriyiz diye iktidarı yalayanlar 2,70'ten 2,74'e çıkınca ekonomi çöküyor demeye başladılar. ikiyüzlülüğün, yalanın, yalakalığın kitabını yazıyorlar utanmadan! -
6. akp sayfalarında paylaşılan efsane görsel
hepsine bir kılıf buldum da kore'ye bulamadım bir de arjantin'e.
arjantin ne alaka amk falkland'a mı talibiz.
bu arada israil yandan giriyor hacı dikkat edin derim. -
7. şirin payzın
"ahmet beye sormak istiyorum ama öncesinde ayşe hanımım fikrini de öğrenmek gerek,buyrun kamil bey" türünde bir sunum anlayışı vardır.
-
8. evli bir kadınla sevişeceklere tavsiyeler
o değil de ortalıkta ne çok orospu çocuğu var böyle.
-
9. 2.7 milyon erkeğe 1 kız düşen internet sitesi
-
10. türk erkeğinin çok yakışıklısın'a vereceği cevap
- sağol hüsamettin abi
-
11. lise hocalarına yıllar sonra söylemek istenenler
gözlerim bozuk olduğu halde en arka sırada oturup tahtada yazan bir kelimeyi görmeden bitirdim liseyi ama hanginiz farkına vardı bunun.
ayrıca sonradan renk körü olduğumu farkettim, o koyu yeşil tahtaya pembe ince tebeşirle yazılanları hiç görmedim. en önemli kısımlar onlarmış ama olsun. -
12. emanet oylarla barajı aşmadık
"ama hdp tümüyle emanet oylarla buradadır, şeklinde bir yaklaşım doğru olmaz" demiş. sıfırdan gelmedik zaten bir tabanımız vardı, onun üstünde emanet oylar tabi ki var ve bizim için bunlar da çok değerli zaten diyor geri zekalı arkadaşım. ne desek de hdp'ye oy verenleri pişman etsek diye yırtınıyosunuz da, geçmiş olsun o işi geçeceksiniz. herkes verdiği oyun arkasında.
gelen mesajlar üzerine edit: hiç mesaj gelmedi ya lan. -
13. chp'ye sıcak bakıyorum
-
14. akp'ye oy vermeyene ağlayarak bela okuyan adam
camiden toplanan bir liralarla yapıldığını iddaa ederek , hani çalıyordu diye laf sokuyor. sonrasını dinlemedim zaten.
bak şeker kardeşim, bu tarz "şeyleri" devletler vergiler ile yapar, eğer camiden topladıkları paralar ile bunları yapmaya çalışıyorlarsa (senin dediğin gibi) o zaman vergiler nereye gidiyor ? çalıyor olmasınlar sakın.
tanım: cahil serzenişi. -
15. babasız büyüdüm ve erdoğan'ı babam yerine koydum
kizimiza vereceğim tek akıl (bkz: babana bile guvenme)
-
16. ceyda sungur'a gaz sıkan polise fidan dikme cezası
-
17. 2 yıl chp hükümeti + 2 yıl akp-mhp koalisyonu
(bkz: 3 ay da ben geçeyim mi kanka)
-
18. hdp'ye oy veren akp'lilere çemkiren kız
-
19. deniz baykal
kendisinin siyasi kariyerini ozetlersek:
1. chp 1977 yilinda tarihinin en yuksek oyunu aldiginda parti ici muhalefeti baslatmistir. ecevit'in chp'den ayrilmasi ve geri donmemesindeki asli unsurdur.
2. shp 1989'da birinci parti oldugunda bu sefer erdal inonu'ye karsi bir hizip kurmus, arka arkaya 4-5 kurultay kaybetmis ve surekli shp'yi bolunmek uzere gostermistir.
3. 1994 secimlerinde chp adina soktugu adaylarla istanbul'da rte'yi, ankara'da gokcek'i, izmir'de de ozfatura'yi kil payi farklarla baskan yapmistir. kendi partisi chp %4.5 oy almistir.istanbul'daki adayi da bir kac yil sonra kusturmus ve bu sahis 13 yil sonra akp'den kultur bakani olmustur.
4. chp-shp birlesmesi sonrasinda koalisyonda bakan iken gumruk birligi anlasmasini imzalamistir. bu anlasma turkiye'yi avrupa ticaretinde kontrolsuz hale getirmis ve 2001 krizinin cikisinda buyuk rol oynamistir. bunu imzaladiktan kisa sure sonra koalisyonu bozmus ve erken secimlerde refah partisi birinci parti olmustur. %20 ustunde devraldigi partisinin oylarini da %10'a dusurmustur.
5. 1999 secimlerinde bu sefer chp'yi baraj altinda birakmistir. ulkenin cok kritik bir doneminde solun %9'luk oyunu cope atmistir.
6.2002 secimlerinde ytp ve dsp ile birlesme surecini yonetememis bunun sonucunda da bu partilere 2.5 puan kaybina yol acmistir. ismail cem'in harcanmasina yol acmistir.
7. 2002 secimleri sonrasinda kimseye danismadan ve tek bir pazarlik yapmadan rte'nin siyasi yasaginin kalkmasina yol acmistir.
8. 2002-2004 ve 2007 secimlerinde solun toplam oylarini tarihi dip noktasina getirmistir. ornegin 2007 secimlerinde dogru durust miting bile yapmamistir.
9. sirf askerle arasini bozmamak icin 27 nisan muhtirasini ve 367 komedisini desteklemis. hem akp'yi guclendirmis hem chp'yi darbe ile iliskili hale getirmistir.
10. ayni donemde sirf sarigul'u onleyebilmek adina parti ici demokrasiyi rafa kaldirmis, parti genel baskanligina aday olmayi ve hatta kurultayda konusma yapmayi imkansizlastirmistir.
11. ataturk-inonu-ecevit gibi tarihi liderlerden sonra gorev alip, chp genel baskaninin bir seks skandali ile anilmasina izin vermistir. ve bu nedenle gorevi birakmastir. yuz kizartici olarak, mv adaylarina karar veren yegane kisi iken mv yaptigi bir kisi ile iliski yasamistir (olaydaki en buyuk gayri ahlaki unsur da budur zaten).
sonra da parti icin kayda deger bir calisma yapmamis. en son kendi memleketindeki on secimde bile ancak 3. olabilmistir.
butun bunlari yaparken de ornegin ulkeyi ziyarete gelen bir insana "bak su da deniz baykal'in eseridir" diyebilecegimiz tek bir yapi, egitim kurumu, anayasal kurum vb. birakmamistir.
bu politik kariyer ile akp ile yapilacak pazarliklarda chp adina rol alabilecegini dusunmek hata olur.
kendisinin iyi yaptigi bir sey varsa lutfen bildirin. bu listeye eklemeye hazirim. -
20. evliliğe dair mide bulandırıcı detaylar
yoktur. iş çıkışı metrobüsüme binip, ekmeğimi alıp evime gidiyorum. ben gelene kadar eşim de gelmiş oluyor. yemek varsa yiyoruz. yoksa oturup iki dakikada bir şeyler hazırlıyoruz. televizyonumuz yok. uyuyana kadar sohbetmiş, filmmiş, kitapmış diyerekten zaman geçiriyoruz. önerim ne olur? felsefe yapmayın. yok her gün aynı kişi ile uyumakmış yok oymuş buymuş geçin bunları abicim. seviyor, seviliyor musun? saygı görüyor ve gösteriyor musun? anlayış var mı? gerisini siktir et. açlıkmış, toklukmuş bunlar geçiyor.
-
21. survivor all-star
kadın kel diyip dalga geçen öküz.. o kadın kanser hastası ve kollarındaki morluktan da anlaşılacağı gibi uzun süre kemoterapi almış. bu da saçlarının dökülmesine neden olmuş. al o random gülüşünü götüne sok.
edit:kaçmış terbiyesiz.ss almıştım.seni burda cümle aleme rezil ederdim de neyse.. -
22. standart prezervatiflerin dar gelmesi
seni, zamanında geçerli cevabı vermiş olan zara larsson ile başbaşa bırakıyorum dedirten hezeyan.
-
23. klitoris emerken anüsünü yalatan erkek
(bkz: beyfendi uyur musunuz)
-
24. rte'nin kuracağı edebiyat akımı
(bkz: servet-i onun)
-
25. ak parti'nin gümbür gümbür geldiği gerçeği
ak partinin gümbür gümbür gittiği gerçeğinin yanında anca hikayedir.
-
26. kürtleri isviçre vatandaşı ayarında sanan insanlar
kendilerine hiç rastlamadığım insanlar.
bu ülkenin, kendine özgü en ciddi sorunu, ırkçı fikirlerin marjinal değil, alabildiğine normalleşmiş olması. devlet üretimi öylesine yaygınlaştırmış, öylesine sıradanlaştırmış ki, artık ırkçılıktan, faşizmden bahsettiğimizde çok klişe şeyler söylemiş oluyoruz, abartmış oluyoruz, "sizin gibi düşünmeyen herkese faşist diyosunuz" gibi ithamlarla karşılaşıyoruz. o kadar normalleşmiş ki, ırkçılığın kendisi değil, ırkçılık eleştirisi klişe olarak algılanmaya başlamış durumda.
(bkz: #52155385)
misal bu entry üzerinden gidelim. ırkçılık, oryantalizm, sosyal darwinizm, 19. yüzyılın ırkçı antropolojisinden kalma saçmalıklar, stereotype arayışı, hastalıklı bir "medeniyet" tahayyülü, tarihi lineer yükselen bir çizgi addederek tasavvur edilen fetişleştirilmiş bir "ilerleme" kurgusu, kısacası tanzimattan beri yükselerek ittihatçılarla iktidara gelen ve kemalizmle bütün ülkeyi yeniden yapılandıran hastalıklı ideolojinin semptomlarına dair ne ararsan var. ama arkadaş gayet ciddi, saf, temiz, iyi niyetle bir soru sorduğunu düşünüyor, gayet normal, gayet meşru bir soru sorduğuna tamamen emin, aklında en ufak bir şüphe yok, gayet "gerçekleri", olan biteni gördüğünü ve gerçekleri sorduğunu düşünüyor, samimi bir şekilde cevap bekliyor. bu konuda yalnız değil, sözlükte de, bu ülkede de kendisi gibi düşünen çok fazla sayıda insan var, ülkenin büyük çoğunluğu bütün dünya görüşünü bu tip sıradanlaşmış kategorizasyonlarla oluşturuyor hatta. bu yüzden, ırkçı olarak nitelendirilmekten hoşlanmıyorlar, gayet iyi niyetli ve samimi ithamlarda bulunuyorlar ve bunların ırkçılık olarak tanımlanmadan cevaplanmasını istiyorlar.
olayı korkunç yapan da bu. yani bu öldüren saflık, bu katil masumiyet, bu cehennemin yollarına kırmızı halı döşeyen iyi niyet... işimizi bu kadar zorlaştıran şey bu. kötülüğün sıradanlığından sıtkı sıyrılmış pek çokları, böyle bir ölümcül saflık ve sıradanlık karşısında sinizme yenik düşüyor, hepimiz bunu yaşıyoruz, cevap vermekle vermemek arasında, güzel güzel oturup anlatmakla sadece küfretmek arasında gidip geliyoruz, bu noktada üşenmek gayet insani ve nitekim ben de çoğu zaman üşeniyorum, ancak her şeye rağmen yazmayı sevdiğim ve bir şekilde kendimi motive edebildiğim için elimden geldiğince laf anlatmaya çalışıyorum. pek çok arkadaş şaşırıyor, nasıl üşenmiyorsun, nasıl sabrediyorsun, nasıl bu kadarına cevap vermekle uğraşabiliyorsun diye. ancak madem sözlük gibi bir mecra var önümde, ve madem bu insanlar ülkenin çoğunluğu, madem onlardan kaçamıyoruz, elimizden geldiğince laf anlatmaya çalışmaktan başka çaremiz yok gibi. çünkü pek çoğu hiçbir zaman bu "iyi niyet"le sorduğu ve güya cevabını gerçekten öğrenmek istediği mevzularla ilgili iki tane kitap okumayacak. internet bu ülkede zaten olmayan okuma alışkanlığını iyice kötü etkiledi, gerçi bir yandan da ekitap pdf filan türemesi iyi oldu ama yine de okumuyorlar malesef, okumayacaklar, onlara ulaşabileceğimiz tek yer sözlük, twitter, feysbuk vs. o yüzden bu sosyal medyayı elimizden geldiğince kullanmak zorundayız.
her neyse. arkadaş ciddi ciddi soruyor, o yüzden ciddi ciddi cevaplamaya çalışayım.
"kendisinde eksik bulduğum şey, kürtleri savunurken, kürtlerin eksikliklerinden, hatalarından hiç bahsetmemesi."
"kürtleri savunmak"tan ziyade, kürtlerin haklarını savunmak olarak algılarsak işimiz daha kolay olacak. her türlü hak savunusunda bu tip ithamlarla illaki karşılaşıyoruz, "soykırım diyosunuz ama ermeniler çok mu iyi sanki, onlar neler neler yapmadı mı?", "eşcinsellerin hepsi çok mu iyi insanlar sanki", "erkekler zulmediyor da kadınlar hiç zulmetmiyor mu sanki" vs.
bir azınlık veya dezavantajlı gruba karşı yapılan bir haksızlığa, bir adaletsizliğe karşı çıkmak, onların gasp edilen haklarını savunmak, o azınlık veya dezavantajlı grubun "iyi" insanlar olduğunu savunmak değildir. o azınlık veya dezavantajlı gruptan olmayanların "kötü" insanlar olduğunu savunmak da değildir. yani kürtlerin, gayrimüslimlerin, eşcinsellerin, kadınların haklarını savunurken, onların "iyi" insanlar olduklarını, çok yüce, çok güzel, çok masum, çok cici insanlar olduğunu, türklerin, müslümanların, heteroseksüellerin, erkeklerin de kötü insanlar olduğunu, kaka insanlar olduğunu söylemiyoruz. sadece, ortada bir adaletsizlik var diyoruz, bir hak gaspı var diyoruz, bir ayrımcılık var diyoruz, ve bu, adaletsizliğe maruz kalanların "iyi" insanlar olup olmamalarıyla tamamen alakasız. adaletsizliği yapan da, türkler değil, devlet. türklerin çok büyük kısmı bu adaletsizliği savunuyor veya göz yumarak, sessiz kılarak rıza gösteriyor olsaydı da bundan dolayı "türkleri" suçlamaya hakkımız olmazdı, çünkü insanların adaletsizliği savunması da "türk" olmalarından kaynaklanmaz.
adalet ve temel haklar savunusu, insanların iyiliğinden, kötülüğünden bağımsız olarak, ilkesel olarak sahiplenilir ve savunulur. cezaevlerinde işkence yapılmasına karşı çıkmamızın sebebi, cezaevinde bulunan insanların iyi ve masum insanlar olduğunu düşünmemiz değildir. dolayısıyla işkenceye karşı çıktığımız zaman, "neden bu mahkumların kötülüklerinden, hatalarından hiç bahsetmiyorsunuz" gibi bir soru sormanız ne kadar anlamlıysa, kürtlerin ayrımcılığa, adaletsizliğe maruz kalmaması gerektiğini savunduğumuz zaman da bize niçin kürtlerin hatalarından bahsetmediğimizi sormanız o kadar anlamlı oluyor. anadilde eğitim almak, bütün halklar için bir haktır, kürtler için de bir haktır, ve bu haklarını savunmak için kürtlerin iyi insanlar olduğunu düşünmek gerekmez.
tekrar tekrar, üstüne basa basa gideyim. kürtlerin iyi, türklerin de kötü insanlar olduğunu söylemiyorum. kürtlerin medeni, türklerin medeniyetsiz insanlar olduğu gibi saçma sapan bir iddiada bulunmuyorum. böyle bir şey söylüyor olsaydım, tam da ırkçılık yapmış olurdum, o yüzden tam da buna karşı çıkıyorum zaten. kürtleri övdüğüm, kürtleri yere göğe sığdıramadığım gibi sanrılarınız, tam da ırkçılıktan kaynaklanıyor, kürtleri övdüğüm, türkleri yerdiğim filan yok, kürtler, türkler, araplar, ermeniler, fransızlar veya japonlar, topyekun övülebilecek veya yerilebilecek bir özne değiller. dolayısıyla "kürtler özeleştiri vermeli" gibi bir cümle, hiçbir anlamı olmayan, saçma sapan bir cümledir. "kürtler" bir kamu tüzel kişiliği değil. hangi kürt neyin özeleştirisini verecek? her bir kürdü, bütün kürtlerin kanuni temsilcisi mi addedeceksiniz? ne kadar saçmaladığınızın farkına varmanız için gerçekten bu kadar yazmamız mı lazım?
her milletin, kürtlerin de, türklerin de iyisi var, kötüsü var. kürtlerin de, türklerin de dindarı var, dinsizi var, ırkçısı var, sosyalisti var, liberali var, muhafazakarı var, zengini var, yoksulu var. hepsinin içinden iyi insanlar da çıkıyor, kötü offffffff. ben bu cümleleri yazarken kendimi bir ilkokul çocuğuna hitap edermiş gibi hissediyorum, siz aşağılandığınızı hissetmiyor musunuz hakkaten? ne kadar çocukça, ne kadar saçma sapan düşündüğünüzü nasıl hissedemiyorsunuz yahu? yani sinirlenmeyeyim, sakin olmaya çalışayım diyorum ama, sakin sakin yazmaya çalıştığım zaman, tane tane basitleştirerek anlatmaya çalıştığım zaman, asıl o zaman size hakaret ettiğimi hissediyorum aslında. niye böyle yapıyorsunuz arkadaşım?
neyse sakinleşiyorum yine tamam. medeniyet, üzerinde bütün dünya milletlerinin yarıştığı ve öne geçtikleri zaman diğerlerinden ahlaki açıdan daha üstün oldukları ve diğerlerini aşağılama hakkı elde ettikleri bir koşu parkuru değil. isviçreliler en önde, türkler onun arkasında, kürtler daha da arkada, en arkada somali gelmiyor. size yanlış bellettiler hep. öylesine yanlış bellettiler ki, doğrusunu öğrenmek için en ufak bir arzu duymuyorsunuz. medeniyet dediğin şeyin zirvesi batı medeniyetiyse eğer, batı medeniyetinin ulaştığı en son nokta, evrensel insan hakları felsefesi, o da her şeyden önce ırkçılığı en büyük düşman belliyor ve lanetliyor. farklılıklara saygıyı, azınlıkların haklarını çoğunluğa karşı korumayı, birlikte yaşama kültürünü, demokratik toplum düzenini, insanlık onurunu ve herkesin kendi varlığını eşit bir şekilde geliştirme hakkını önemsiyor ve buna yönelik politikalar geliştirmeyi, lafta bile olsa, öncelik ediniyor. kapitalist modernitenin yarattığı ırkçılıkla, milliyetçilikle, faşizmin yarattığı dehşetle aklı başına gelen batı, kendi yarattığı canavarla baş etmeyi en önemli önceliği olarak görüyor şu an.
suçun ve ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi, modern ceza hukukunun en temel ilkelerinden biri. aydınlanma felsefesi sonrası, suçun manevi unsurunun maddi unsuru kadar ağırlık kazanması, hukuka uygunluk nedenlerinin tanımlanması ile birlikte, şu an sahip olduğumuz hukuk sistemlerinin belkemiğini oluşturuyor. hiç kimse, bir başkasının, en yakınlarının bile suçundan dolayı yargılanamaz, hiç kimse ailesinin, eşinin dostunun, mensup olduğu inanca, mezhebe, etnisiteye mensup başka birilerinin suçundan dolayı sorumlu tutulamaz. bütün kürtleri kaçak elektrik kullanmakla itham etmek, ırkçılığın ta kendisidir, "ben hepsi için demiyorum, çoğunluğu öyle" filan diyerek de bu saçmalığı meşrulaştıramazsınız. kaçak elektrik kullanmak, genel olarak hırsızlık vs. gibi davranışlar, genetikle, kültürle alakalı ortaya çıkan davranışlar değil, üretim ilişkileriyle, ekonomik sistemle, gelir ve eğitim grubuyla alakalı davranışlar. bireylerin veya toplulukların ahlaki eğilimleri, kültürel kodları vs. hepsini şekillendiren, tarihsel bir yapı var, yani bir insanın hırsızlık yapması ile anadilinin kürtçe veya türkçe olması arasında bir nedensellik ilişkisi yok.
kaçak elektrik sorununun en büyük sebebi, bizzat devletin buna göz yumması. devlet kürt sorununu en başından beri, ekonomik temelli algıladığı veya öyle görmek istediği için, ekonomik açıdan geri bıraktığının, sürgün yeri haline getirdiğinin farkında olduğu doğuyu, kendince bir pozitif ayrımcılığa tabi tutarak "kalkındırma" arayışına girdi, bu arayışın başlangıcının izi cumhuriyetin en başlarına kadar sürülebiliyor, 60'lardan sonra devlet planlama teşkilatının kurulması ve kalkınma planları ile ağırlık kazanıyor, bugüne kadar süregeliyor. saçma sapan bir "sosyal yardım" politikası ile, özellikle akp döneminde zirveye ulaşan bir sadaka kültürüne mahkum ediliyor insanlar, kaçak elektriğe de devlet gayet bilerek göz yumuyor, bir çeşit sübvansiyon gibi, bilinçli bir politika olarak kullanılıyor bu göz yumma olayı. akp türkleri de kürtleri de sadakaya alıştırarak, minnet borcu altında bırakmaya çalışarak oy satın aldı yıllardır. devlet, bekçisi olduğu kapitalizmin yarattığı adaletsizlikleri böyle kontrol altına almaya çalışır, eşitsiz gelişime, yoksulluğa, cehalete mahkum ettiği kitleleri, toplumsal gerilimleri azaltmak için sadakayla zapt etmeye çalışır. kendi ürettiği adaletsizlikleri yamama çalışmasını lütuf gibi sunar, zaten yapması gereken şeyleri lütuf gibi sunar, aç kalmasına sebep olduğu insanlara yemek verip minnet bekler.
dünya üzerindeki herhangi bir bölge halkını yok sayıp, anadillerini yasaklayıp, her açıdan ayrımcılığa maruz bırakıp, yoksulluğa, cehalete mahkum edip, seslerini çıkardıkları zaman bombalayıp, sonunda da bu insanlar isyan edince yavaş yavaş bir bok yediğinizin farkına varıp zapturapt altına almak için sadaka vermeye başlarsanız, elektriği kaçak kullanmalarına göz yumarsanız, o bölgenin halkı da zaten devlete tepkiliyse, bir süre sonra kaçak elektrik kullanma davranışının yaygınlaştığını görürsünüz, bu davranışın da, o insanların kürt veya isviçreli olmalarıyla alakası olmaz, anadillerinin kürtçe veya türkçe veya almanca olması fark etmez. suç dediğimiz şey, hukuk düzeninin suç saydığı ve cezai yaptırım uyguladığı şeydir, hukuk düzeni kendi tanımladığı bir suça göz yumuyor, cezai yaptırım uygulamıyorsa, suçlamanız gereken muhatap hukuk düzeninin, yani devletin kendisidir. ahlak dediğimiz şey de muallakta asılı, hava boşluğunda kendiliğinden zuhur eden ve benimsenmesi beklenecek bir şey değil.
kaldı ki, devletin büyük burjuvadan, batıdaki, ya da sadece istanbul'dan, sanayi bölgelerinden toplamadığı verginin miktarının yanında, kaçak elektriğin kamuya maliyetinin esamesi okunmaz. ülkede mülk sahibi olmayan, yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonlarca insanı türküyle kürdüyle sömüren, kanını emen sermaye sahipleri, şirketler, bankalar, daha çok hakkari'den çıkmıyor. oturduğunuz evleri yapan inşaat işçileri çıkıyor daha çok.
bu devlet icabında iki liralık alacağı için binlerce lira masraf yapıp avukatıyla mahkemesiyle icra müdürüyle haciz memuruyla peşine düşen bir devlet, yıllar önce ödediğiniz bir borcun gözden kaçan 15 kuruş artığını, yıllar sonra sırf tebligatına onlarca lira masraf yaparak takip eden bir devlet. istese hemen yarın ülkede ne bir ödenmemiş elektrik borcu, ne de ödenmemiş bir vergi borcu bırakır, bütün sorumluları saniyesinde bulur, saniyesinde boğazına çöker. ama şurada anlattığım gibi, (bkz: #46299645), devletler, milyonlarca parametrenin hüküm sürdüğü ekonominin kaosunda, uyguladığı politikaların kaçınılmaz olarak yarattığı pek çok sorunu çözmek için, bizzat yasayı deler, veya daha çok, delinmesine göz yumar. devlet, o pek kutsal kamu düzenini muhafaza etmek için, bu düzen açısından tehlike çıkarmaya meyyal gruplara, yoksullara, işsizlere vs. yönelik böyle küçük sürprizler yaparak onları zapt etmeye çalışır, mesela hiç ihtiyacı olmadığı halde sırf istihdam yaratmak için memur alır, böylelikle sabahtan akşama kadar boş boş oturan yüzbinlerce insan peyda olur.
bu durum, dediğim gibi özellikle akp döneminde tavan yaptı, insanları dilenci kültürüne alıştırma arayışı, oy toplamak için kurumsallaştırıldı, devlet böylelikle yarattığı adaletsizliklerle toplumda ırkçılığın sürekli beslenmesinin en büyük müsebbibi, şu an suriyelilere de aynısı yapılıyor. kaçak elektriğin peşine düşmeye kalkan, her şeyden önce karşısında devleti bulur. bu mevzu yüzünden yeri geldiğinde kamu kurumları birbirine giriyor, özelleştirilen dağıtım şirketlerine bile devlet kaçak elektriğin peşine düşmemeleri için para yediriyor. kısacası bu mevzuyla ilgili bir probleminiz varsa, gerçekten ahlaki bir kaygıya sahipseniz, devletten hesap sorarsınız. hadi girin sorun, yiyorsa. ama kürtlere, suriyelilere küfretmek daha kolay elbette. adaletsizliği dert ediniyor olsaydınız, her şeyden önce devleti, kapitalizmi dert edinirdiniz.
(bkz: sözlükteki suriyeli düşmanlığı/@maarri)
(bkz: ırkçılık/@maarri)
(bkz: devlet bize bahmiyir/@maarri)
"kürtler trafik kurallarına yeteri kadar uyacaklar mı?" işte bak bu çok can alıcı bir soru. o konuda kürtlere ben de çok kırgınım. trafik kurallarına uymalı, uymayanları uyarmalıyız.
of ulan of. efkar bastırdınız yine. yeter bu kadar. ya da dur, ne zamandır sorup duruyor arkadaşlar, birkaç kitap tavsiye edeyim aklıma gelen.
eric hobsbawm - milletler ve milliyetçilik, bütün kitapları
balibar, wallerstein - ırk, ulus, sınıf
slavoj zizek - ideolojinin yüce nesnesi
fikret başkaya - paradigmanın iflası
özgür üniversite yayınları - resmi tarih tartışmaları serisi. genel olarak fikret başkaya ve özgür üniversitenin bütün kitapları okunabilir. fikret amca, wallerstein, samir amin, andre gunder frank vs. gibi dünya sistemleri grubu ile epey paralel gidiyor, tartışılabilir tezleri var elbette, ancak paradigmanın iflası gençlik dönemimde beni sarsan kitaplardan biri, o yüzden bende özel bir yeri vardır, resmi tarih üzerine okuma yapmak isteyen gençlere de ilk fikret başkaya'yı tavsiye ederim, sarsılmak iyidir. sonra wallerstein, althusser, gramsci, laclau filan şey yaparsınız, frankfurt okuluna dalarsınız, keyfiniz bilir.
iletişim yayınları, modern türkiye'de siyasi düşünce serisi, komple çok iyi kaynaktır. ayrıca tanıl bora milliyetçilik üzerine epey yazıp çizmiştir, ne yazdıysa bulup okuyabilirsiniz. kürt meselesi üzerine de, mesut yeğen - bütün kitapları
jared diamond, tüfek mikrop ve çelik
nazan maksudyan - türklüğü ölçmek
rojin canan akın - bildiğin gibi değil
bejan matur - dağın ardına bakmak
birkaç roman da tavsiye edeyim maksat edebiyat olsun. dostoyevski filan demeyeyim tabi ayıp olmasın.
steinbeck - bitmeyen kavga, gazap üzümleri
knut hamsun - açlık
emile ajar - onca yoksulluk varken
ivo andriç - drina köprüsü
bir başka sefere de, felsefe üzerine bir liste şey yapayım. -
27. yalanıp yutulası esmer erkekler
-
28. akp döneminde kullanımı artan kelimeler
(bkz: toma)
(bkz: gaz)
(bkz: bakın çok enteresan)
(bkz: eeeyyyyyy) -
29. taylor swift'in iphone kullanması
bana "zenginle fakirin en küçük ortak böleni; coca cola. en büyük ortak böleni; iphone" sözünü hatırlatmıştır.
-
30. ölümü en iyi anlatan cümle
hayattaki tek adil şey herkesin bir gün ölecek olmasıdır.
-
31. biz iktidara mahkum ve mecbur bir partiyiz
bülent arınç açıklaması...
"seçim sonuçlarını değerlendiren başbakan yardımcısı bülent arınç, "biz iktidara mahkum ve mecbur bir partiyiz, biz iktidar olmalıyız" dedi."
yani artık ne kadar çaldılarsa ne kadar pisliğe bulaştılarsa düşün mecbur kalmışlar... rant da gidecek haliyle... gittiklerinde ne olacağını cümle alem biliyor... du bakalım az kaldı...
"arınç, şöyle devam etti: "çünkü biz iktidara mahkum ve mecbur bir partiyiz, biz iktidar olmalıyız. ak parti bütün icraatlarını iktidar olarak yaptı. türkiye için hedeflerimiz var, 2023 var, 2053 var, 2071 var, bunlar hiç bir partinin umurunda değil. bunları gerçekleştirmek bize düşen bir görev, o yüzden en kısa zamanda yapılacak bir seçimde, erken seçimi kastetmiyorum, önümüzde yapılacak ilk seçimde, mutlaka ak parti'nin tekrar eski gücünden daha fazlasını bulması gerekiyor. "
(bkz: iktidar olamazsak yarra yering) -
32. hdp'ye oy veren ellerim kırılsın
ahaha mallığın da bu kadarı aq.
barajı geçti kudurdular, akp ile koalisyon yapacak dediler, yapmadı. iyice kudurdular. şimdi katmerli kudurmuşlar oy vermedikleri parti için oy verenlerin adına konuşuyorlar.
birader sen yol al ufaktan, baydemir'in bir sözü var hatırlatırım. -
33. bilal kısa
lakabı birlo'dur.
-
34. pornhub'in efsane uzayda seks projesi
cok afedersiniz ama, "şimdi, adam sikecek parasını ben mi vereceğim? " diye sordurtur bagiscilara.
ışte böyle bir projedir. -
35. akp'lilerin sürekli mutlu musunuz diye sorması
hem de çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo
oooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook -
36. düğün salonlarında pastanın alkışlanması
ramazanda pide öpmüşlüğüm var, düğünde pasta alkışlamışız çok mu?
tanım: saygıdandır. -
37. selahattin demirtaş'ın mhp'ye verdiği cevap
"hdp ile yanyana gelmeyiz" açıklamalarına verdiği cevaptır;
"bizimle yanyana duranlar bizim onurlu, şerefli duruşumuzdan biraz nasiplenmiş olurlar."
video.
kendini bi şey sanarak konuşan tiplere güzel ayardır. -
38. aegean sea'nin okunuşu
eycın sii
-
39. eski sevgilinin eski sevgilisiyle barışması
(bkz: başlık entry ve nick uyumu)
-
40. passolig'in yenileme bedeli olarak 15 tl istemesi
passolig kalkana kadar türk futboluna kuruş kazandırmama politikamı sürdüreceğim için beni etkilemeyecek olay. takım sevgimi malum şahsın yakınlarının paraya döndürmelerine izin yok.
-
41. ak parti'nin projeleri devam edemeyecek
(bkz: projelerinizi sikeyim)
imam hatip mezunu medeniyet düşmanı ilkel primatların bilim ve sanayiyi temsil ettiklerini ancak bir idiot iddia edebilirdi ki etmiş de zaten halihazırda.
sanırsın aselsan'da, havelsan'da, tai'de milli tank, milli insansız uçak vs. projesini mahmutçular tarikatı hazırlıyor, odtü, boğaziçi ve itü'de de adıyamanlı kadirilerle, milli gençlik vakfı talebeleri okuyor.
al kim okuyormuş gör: http://yazhocam.com/…6/odtu-kesin-sandik-sonuclari/
lan oğlum sizin gözünüzde eğitimin, bilimin falan bok kadar değeri yok hala daha neyi iddia etmeye kalkıyorsun sen? tübitak'a ayrılan bütçe falan yandaşa peşkeş çekilecek ihalenin bedeli. orada milli teknolojik projeleri yapanlar 657'ye tabi 3500 tl aylık maaş alan odtü, boğaziçi, itü, bilkent mezunu rakı içen seküler memurlar. rakı ile bilim arasında da şöyle bir bağlantı var: rakı içen adam bir takım şeyhlerin ve sakallı ulema takımının laflarını takmıyor olacak ki kızını okula gönderiyor yani okumuş "insan" sayısını arttırıyor, çocuğunu haftada 14 saat din ve arap tarihi gösterilen imam hatip yerine adam gibi liseye falan gönderiyor. dolayısıyla türkiye özelinde rakı bilime faydalıdır. ama siz bunu anlayacak maymun zekasına bile erişemediniz henüz.
tübitakta amerikanın en iyi okullarında doktora yapmış bunca kalifiye adamın başına hayvanat bahçesi müdürünü getirmek mi bilime hizmet? kuş kadar zekası olmayan ilahiyat mezunlarını koca koca devlet şirketlerinin başına ceo yapmak mı sanayiye, teknolojiye hizmet? ulan siz anadolu tarihinde anadolunun başına musallat olmuş en büyük felaktesiniz. binlerce yıldır akan dereleri kuruttunuz yarrak kafalılar. tarihten kalma ne varsa anasını siktiniz 5000 yıllık tarihi höyükleri betonla kapattınız. sizin ben feriştahınızı sikeyim. bir de gelip bilim ve teknolojiden bahsediyor çük kafalı.
siktiğimin yobazı. -
42. hdp'ye vebalı muamelesi yapılması
son zamanlarda iyice ortaya çıkan can sıkan durum. akp'ye oy vermiş normal türk vatandaşlar chp'yi ve mhp'yi suçluyor:'' sizler bu teröristleri meclise soktunuz, sizler bu kürtlere barajı geçirttiniz. şimdi mutlu musunuz?, vicdanınız rahat mı?'' diğer tarafta ise chp'li ve mhp'li seçmen:'' biz mi bu teröristlerle pazarlık yaptık, biz mi vatan hainleri ile anlaştık.'' babında birbirlerini itham ediyorlar. biz kürtler de bakıp hem gülüyoruz hem de derin derin düşüncelere dalıyoruz. ne pis insanlarmışız yahu biz.
şu an bile 3 parti aman hdp ile koalisyon kurmayalım biteriz havasındalar. hakatten bu kürtler size ne yaptı sormadan edemiyorum. evet hdp genel olarak bir kürt partisidir ve oy veren tabanın %90'ı kürttür. ancak milliyetçilikten ve ırkçılıktan nefret ettiği için ne seçmeninden ne de parti yöneticinden kürt milliyetçiliği yapan birilerini bulamazsınız ki yapan da dışlanır. bu partide seçinlen vekillerin %35-40 kürt değil ama bu partiye gelen oyların %90'ı kürtlere ait. sizce ırkçı bir parti olsaydı tabanı neden türk, azeri, arap, süryani vb. başka etnisiteye ait vekil adaylarına oy verme gereği duysun
hdp hep kardeşlik elini uzattı ama malesef bu eli tutan olmadı. yine o hakir gören dil, yine kibirli bakış.
isteris ki bizi köprü olarak kullanmadan bize destek olun, biz istiyoruz ki bizi birilerini devirmek için değil bize inanarak el uzatın.
biz isteriz ki
parti liderlerinin ve seçmenleri birbirlerini eleştirirken, suçlarken, lanetlerken bizi günah keçisi seçmesinler, bize vebalı muammelesi çekmesinler. hadi bize bu ülkenin first class vatandaşı olduğumuzu hissettirin ki biz de aidiyet duygumuzu ona göre geliştirelim. bir kere deneyin! -
43. aslında zeki olmadığını fark etmek
şok etkisi yaratır.
üniversite 2 yıl uzayınca, eh artık çalışmanın vakti geldi dedim. oturdum çalıştım. 1 yıl daha uzadı amk. ilginç. -
44. şaka maka chp'nin akp ile koalisyon kurması
vallaha mı lan salman.
daha öncede akp'nin oyunun yüzde 50'yi aşacağını iddia etmişti salman maltaş.
http://s10.postimg.org/…_2015_05_29_at_16_03_57.png
bir arada abdullah gül 13 mart 2015'te akp'ye dönüyor demişti.
http://s7.postimg.org/…t_2015_03_13_at_14_20_18.png
oğlum bir dediğinde çıksın lan. assfsdgfh -
45. milliyetçi hareket partisi'nin amacı
bu parti secim kampanyalari zamani hdp'ye karsi bir propoganda yapmayarak bir bakima akp'nin oylarinin kendisine gelmesine engel oldugu gibi, diger taraftan da hdp'nin meclise girmesine on ayak olmusken simdi gerek genel baskani, gerekse grup baskanvekilinin sacma sapan "hdp'nin bizi destekledigi hicbir olusumda bulunmayacagiz" gibi kezbanvari konusmalari sonrasi iyice kafami karistiran amactir.
amaciniz ne lan sizin? ulkeyi yikmak mi? -
46. erken boşalan erkek vajinismuslu kadın evliliği
mesleğim gereği hiç karşılaşmadığım çifttir...
-
47. seks sırasında içime boşal diye yalvaran kız
kesinlikle dikkate alinmamasi gereken kizdir. benden size baba tavsiyesi
-
48. 10 haziran 2015 ahmet davutoğlu trt özel yayını
özet geçiyorum:
(bkz: antarktika'ya selam olsun)
(bkz: himba kabilesi'ne selam olsun)
(bkz: selam olsun andromeda galaksisi'ne) -
49. çarpım tablosunu bilmeyen türk halkı
başlığı açan adama ayar vermeye çalışanları da göstermiştir.bu adamlardan gün içinde 6 tanesi 9 tl'den sigara alıyorsun, 100 tl verip bu adamın matematigine güvenip para üstünü saymadan cebe atıyorsun.
(bkz: çarpım tablosu ile diferansiyeli bir tutan sözlük yazarı)