Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. istanbul'da kaybolan 13 yaşındaki kız

    amber alert'ün ne denli önemli olduğunu ve bir an önce türkiye'de de yasalaşması gerektiğini düşündüren olay.

    konuyla ilgili bir yasa gündeme gelirse toplumun her kesiminden destek alacaktır.

    bu tür kayıp çocuk vakalarında ilk 24 saatin ne denli önemli olduğu düşünülürse, duyuruların sadece web 2.0 üzerinde değil de daha sistemli yapılması şart.

  • 2. fakir büyümenin insanda yarattığı alışkanlıklar

    birisi bir şey ikram ettiğinde otomatikman yok ben istemiyorum demektir. halbuki başkalarının elindekileri görünce bakakalan çocuklardandır o insan.

    sonradan kazanıyor insan, parası da oluyor, imkanı da. ama bir iz mutlaka kalıyor.

  • 3. üstteki yazarın eşkalini tarif etmek

    (bkz: engelle)
    (bkz: başlıklarını engelle)

  • 4. istanbul'da cildiye randevusu alamamak

    birkaç hafta önce randevu almayı denedim ancak boş bir hastane bulamadım. bugünlerde tekrar deniyorum yine boş hastane yok. ben yığınla vergi ödüyorken en basit sağlık hizmetinden bile faydalanamıyorsam sokayım böyle sistemin içine.

    edit: sıra bekleyeceksin diyenler var. aloooo randevu alamıyorum diyorum hiç yok diyorum vermiyorlar sıra falan. haftalar sonrasına bile alamıyorum ve hastalığın acil olmayanı mı olur lan neyin kafası bu.

    bir yazar arkadaşımızın rica editi: yarın 9 çocuğuna 3 sene boyunca tecavüz eden şahısın karar mahkemesi var. 2. mahkemede şahıs serbest bırakıldı, sonrasında ev hapsine çevrildi. gündeme getirilmesi gerekiyor. (bkz: #92364400)

    bir çaylak arkadaşımızın eklemek istediği editi, aynen kopyalıyorum: ufak tefek kaşınmalarım vardı ilk başlarda önemsemedim sonrasında artmaya başladı ve artık geceleri uyuyamıyordum. cildiyeden randevu almaya çalıştım alamadım. peşpeşe iki gün acile gittim serum verip yolladılar ama o gece bile geçmedi. artık sıfır uykuyla işe gidiyordum. her gece randevu almaya çalışıyordum zaten uyuyamadığım için. tam 3 hafta sonra randevu alabildim ve 2 hafta bekledim. çoktan 2 ay geçmişti bile. bu iki ayda kahve bağımlısı oldum iş yerinde uykusuz hallerim yüzünden patronumdan çok kez azar işittim. işlerimi yapamıyordum, sınavlarıma çalışamıyordum. korkudan sevdiklerime dokunmuyordum iki aydır ne anneme ne kız arkadaşıma temasım olmadı. çernobilden çıkan itfaiyeciler gibi yaşıyordum. doktor günü geldiğinde uyuz teşhisi konuldu. verdiği ilaçları düzenli kullandım her günümün 1 saatini temizliğe ayırdım her gün çarsaflar değiştirdim ama geçmiyordu. 1 ay böyle gitti tekrar randevu almaya çalıştım ve yine haftalarca bekledim. zor bela bir randevu daha aldım bu seferki doktor da başka yöntem söyledi onu da uyguladım yine nafile oldu. artık ne kadar süreç geçtiğini siz düşünün ben sayamıyorum artık. asgari ücretle çalışan birisi olduğum için 2 kere özele gittim fakat ilgilenmediler bile elimii uzatıp egzema olmuş olabilir mi diye sorduğumda kafasını bile çevirmeden zeytinyağı sür dedi bana doktor özelde. özetle bütün hayat akışım bozuldu geceler vücudumu parçalayana kadar kaşıyıp sabah işe gittim çok zor günler geçirdim sevdiklerimden uzak kaldım ve hala da tam geçmiş değil. bu mesajı cildiye acil değildir diyenler için yazdım. sağlık sorunu her ne olursa olsun acildir efendim. hastaneye gidip doktorların kapısında yattım nolur ilgilenin diye hepsi randevu al diyip kovdular, instagramda gördüğüm her dermatoloğa mesaj attım yardım edin diye hiçbiri cevap vermedi. halimi siz düşünün acil miymiş değil miymiş.

    edit 2: özelden yazan çaylak ve yazar arkadaşlar diğer şehirlerde de aynı problemin olduğunu söylüyorlar. ayrıca diğer branşlarda da randevu bulunmadığını yazıyorlar. örneğin; psikiyatri, göz, diş.

    edit 3: mesajlara yetişemiyorum arkadaşlar 10 sayfayı geçti mesajlar. teşekkür ederim iyi niyetleriniz için.

  • 5. stadyumda canlı izlenen en güzel gol

    deivid’in intere attığı gol. stadyumda 55000 kişi mental olarak boşalmıştık. sonra uzun süre o duygu olmadı.

    ekrem sağolsun bu yaz yine yaşattı.

  • 6. emre mor

    arda turan magandası geleceğine, gelmesini bin kere tercih edeceğim futbolcudur.

  • 7. 9 temmuz 2019 ab açıklamaları

    olm ben de buradan avrupalıları tehdit edip egosunu okşayanları anlamıyorum. yok salarmış mültecileri falan da filan. sal hadi salabiliyorsan. işte ülkenin dış politikası da bu mantıkla yönetildiği için bugün bu durumlardayız. diplomasimiz bile tehdit üzerine kurulu. en son halkı tehdit eder gibi konuşanların neler kaybettiğini hep beraber gördük yakın zamanda.

    sonuçları ağır olabilecek yaptırımlardır bunlar. mahalle kabadayısı tavrı ile karşılık verirsen götüne bıçağı takarlar.

    edit: biz buradan sınır kapısını açınca karşı tarafın da sınır kapısını açacağını sananlar ve zombi akını gibi mülteci akını olacak sanan mallar var, allah akıl fikir versin. fazla walking dead izlemeyin olm siz, yaramıyor belli ki.

    edit 2: diplomasimiz bile tehdit üzerine kurulu deyince türkiye'yi gömmüş oluyormuşuz. merak etme, ben senden daha fazla bu ülkeyi ve bu ülkenin insanını düşünüyorum. aptal politikaların lüzumu yok. ülkenin bu kaosun içinden çıkmasının tek yolu akıllıca bir politika izlemektir. nasıl yaparlar bilemem ama mülteci ile tehdit etmek değildir.

    bırakın bu ucuz milliyetçilik şovlarını. neyin var lan elinde mültecilerden başka avrupayı tehdit edecek, neyin artistliğini yapıyorsun? ekonomik olarak üst düzey misin? hayır. onlara bağlı mısın? evet. teknolojik üretimin var mı? hayır. bu anlamda onlara ve müttefiklerine muhtaç mısın? evet. tarımda durumun yerlerde mi? evet. ekmek yaptığın buğdayı bile onlardan alıyor musun? evet. ulan be mal elindeki tek kozun olan mülteciler ile yapacağın herhangi bir hareket ters teperse sadece avrupa ile ilişkilerin bozulmaz, avrupa başta olmak üzere bütün dünyayı karşına alırsın. sonra rusya'nın kucağına tam olarak oturursun. uygulanabilecek ambargoları düşünmek bile istemiyorum. burada açlıktan birbirimizi doğrarız.

    edit 3: üstte avrupaya mülteci salmaktan bahseden arkadaşa verilen cevaba "tehdit edilen biziz" diyen var. tehdit edilen biziz o belli zaten, bunları yazmamın sebebi üstteki arkadaşın mülteci tehdidi ile alakalı.

    edit 4: sınır kapıları açıldığında ve yüzbinlerce suriyeli mültecinin akın akın avrupaya gitmesi esnasında avrupanın göstereceği tutumu, meksika veya diğer avrupa sınırlarında 30'lu, 40'lı gruplar halinde, kaçak yolla bu ülkelere girmeye çalışan mültecilere gösterilen tutumla bir olacak sananlar var. olm siz ne yiyip ne içiyorsunuz lan? böyle bir durum kaos yaratır ve avrupa dediğin topluluk kendilerine zeval gelmesin, yapıları bozulmasın diye her şeyi yaparlar ve sonra ulusal güvenlik tedbiri deyip işin içinden de rahatça çıkarlar. dünya ayağa kalkarmış, insan hakları örgütleri bilmem ne yaparmış. nah yapar. bu örgütlerin orta doğudaki göstermelik tepkilerine aldanmanız bile gerizekalıca. namlu kendilerine döndüğü anda olayın rengi değişir. suriye savaşında 8 yılda 300 binden fazla insan öldü, ırak savaşında 10 yılda 1 milyondan fazla insan öldü, afganistan ve pakistan da her yıl binlerce insan ölüyor, filistin keza öyle. hangisinde dünya ayağa kalktı? hangisinde gösterilen tepkilerden dolayı geri adım atıldı ve insanların katledilmesine son verildi? keyiflerine ve çıkarlarına göre işleri bitti ve gittiler o kadar. olan geride kalana oldu. gören duyan da sanacak ki sınır kapıları açılırsa aynı kavimler göçü gibi rahat rahat akacak mülteciler, avrupa birliği de gelenleri çiçeklerle karşılayacak. az mantıklı olun.

  • 8. tavuk pişirince suyuna da çorba yapan varoş kız

    her yıl 1.3 milyar ton gıda israf ediliyor.
    dünyada 124 milyon çocuk ve ergen obez.
    üretilen meyve ve sebzenin yüzde 50'si çöpe gidiyor.
    gıda israfı ,iklim değişikliğe sebep olan en büyük 3.etken . bugün neredeyse 1 milyar kişi aç . etin yüzde 20'si, deniz ürünlerinin yüzde 35'i israf ediliyor . sera gazı emisyonlarının yüzde 8'i gıda israfından kaynaklanıyor .gıda israfı her yıl 990 milyar dolara mal oluyor.
    düzeltme : bir kaç etken madde daha eklenmiştir .

    teşekkürler.

  • 9. kadının doğurmaktan başka yaptığı en önemli şey

    isi, gucu olup, zekasıyla bir yere gelmiş hiç bir erkekten boyle bi soru duymadım. bu tarz sorular nedense hep eksi sözlükte ayda 400 entry giren adamlardan cikiyor. bilim adamları, tech mühendisleri boyle sorular sormuyorlar, cunku hepsinin birlikte calistigi kadınlar var. ama babasının dukkanini isleten killi anadolu maymunu, düşünüyor, tasiniyor, bulamıyor bu soruya bir cevap.

    senin ne gibi bir özelliğin var ? gururla ovunmekten çekinmediğin erkek zeka ve becerisi sende mevcut mu ? nerede calisiyorsun ? yoksa sabah 8 aksam 6 ofis boyluk yapip, kadınların da parçası olduğu bilisim ve mühendislik teknolojilerini kullanarak "kadınlar da hiç bir ise yaramıyor yaa" diyenlerden misin ?

    senin bir erkek olarak bu dunya'ya ne gibi bir katkin oldu da, bu soruyu sorabilme yetkisini kendinde goruyorsun ? senin yapabildiğin ama kadınların yapamadigi nedir tam olarak?

  • 10. aile yapısının bozulmaya başlaması

    (bkz: beyni yok fikri var)

    okumayın. aktroll

  • 11. 10 temmuz 2019 tokat çocuk istismarı davaları

    özet: devletin kurumuna emanet edilen 9 kimsesiz veya ihtiyaç sahibi çocuğun 3 sene boyunca kurum çalışanı tarafından cinsel tacize uğraması.

    arkadaşlar bu işin peşini bırakmayın. işin içerisinde cinsel tacize uğramış 9 çocuk ve serbest bırakılıp daha sonra ev hapsine mahkum edilen bir şahıs var. yarın mahkeme var. bu çocuklar hepimizin, lütfen kendi evladınız gibi düşünün. şahıs umarım en yüksek noktadan ibretlik cezayı alacaktır.

    mahkeme heyetinden birileri eğer burayı görürse kamuoyu vicdanını hatırlamasını ve bu konuda oluşan tepkiyi okuması en büyük temennimdir. lütfen şahısa emsal olabilecek düzeyde bir ceza verin. bu cezaları verin ki olayların yaşanması yavaşlasın ve zamanla sonlansın. bu konuda söz ve karar mercisi sizsiniz, lütfen vicdanınızın sesine kulak verin.

    ortada devletin kurumuna emanet edilen çocuklara cinsel taciz var. bu tacizin organize şekilde saklandığına dair kuvvetli iddialar var. bu çocuklar zaten hayata çok geriden başlamışlar, bu yüzden devletin kurumuna emanet edilmişler. devlet evladına bunu yapar mı veya yapanlara göz yumar mı? sizlerin bu gerçeklikle hareket edeceğinize inancımız sonsuz.

    *******

    twitter üstünde denk geldiğim, insanlığa lanet ettiğim haber.
    arkadaşlar buna lütfen sessiz kalmayın. manyağın birisi 9 çocuğa 3 sene boyunca cinsel istismarda bulunuyor ve 2. duruşmada serbest bırakılıyor.
    neyse ki hakimlerden birisi şerh koyuyor ve zanlı için karar ev hapsine çevriliyor.
    9 çocuğa 3 sene boyunca cinsel istismarda bulunan birisinin hakkı ağırlaştırılmış müebbet olmalı! serbest bırakmak nedir allah aşkına? o hakim olmasa 9 çocuğa cinsel istismarda bulunan kişi yarın mahkemeye gelecek miydi?! siz hangi gerekçeyle 9 çocuğa 3 sene cinsel istismarda bulunan birisini serbest bırakabiliyorsunuz? bunun kabul edilebilir kısmı neresidir? kamuoyu vicdanını rahatlatan kısmı neresidir? bu karar kabul edilebilir değildir!

    "tokat'ta çarşamba günü davamız var. 9 kız çocuğunu istismar eden adam maalesef hala serbest. artık çocuklarımızın üzerinden ellerinizi çekin" kaynak

    10 temmuz'da 2 ayrı dava var tokat'ta.
    biri tokat 1. ağır ceza mahkemesinde 9 çocuğun istismar edilmesiyle ilgili açılan dava.
    diğeri; turhal sevgi evlerinde çocuklara fiziki ve psikolojik şiddet iddiası ile ilgili açılan dava. kaynak

    bu arada istismar davasından okul müdürünün haberi olduğu doğrulandı. onu da detayları burada olay git gide iğrençleşmeye başladı.... madem haberiniz var neden işlem yapmıyorsunuz? sizin işlem yapmama sebebiniz tam olarak nedir? burada bir çıkar organizasyonu mu var?

    haberde dikkatimi çeken en büyük detay şu: "benzer istismar suçunu işleyenlerin yaklaşık 20 yıl yattığı ülkemizde.. 9 çocuğu 3 yıl boyunca defalarca istismar ettiği gerekçesiyle tokat'ta yargılanan a.a. henüz ikinci duruşmada serbest bırakıldı.
    allah'tan hakimlerden birinin şerh koyması sonucu tahliye kararı verilen zanlı için karar, ev hapsine çevrildi. ev hapsi. sanırsın diplomat, sanırsın siyasi suçlu."

    9 çocuğa 3 sene boyunca cinsel istismarda bulunan bir kişi nasıl 2. duruşmada serbest bırakılabilir? yarın da bu şahıs yine serbest mi bırakılacak?!

    edit:
    şahıs hakkında bilgileri okuyabilirsiniz. konu geçen sene medyaya düşmüş ama gündem yoğunluğundan kendine yeterince yer bulamamış.

    ayrıca ülkenin sahipsiz veya istismara uğrayan çocuklarının olduğu bir kurum mahkemelik olmuşsa burada bir sorun vardır. hatta orada olan herkeste bir sorun vardır. orada bulunan ve misafir edilen evlatlarımız nelere maruz kaldı? yöneticilerin burada rolü nedir demiyorum zira adı üstünde "yönetici". mesuliyette sen de sorumlulukta. olası bir sorun veya kaos durumunda hesap sorulacak isimler bellidir. lütfen bu kurumda bulunan evlatlarımız tek tek incelensin ve durumları tespit edilsin. kurumun çürümüş yönetim kadrosu altında çocukların acı çekmesi veya sorunlar yaşaması kabul edilebilir değildir.

    ayrıca;
    üstte ki twitter adresi konuyla ilgilenen avukata aittir. kendisine bu konuda sürekli ihbar gidiyor, yeni bilgiler ulaşıyor. onlarda bunları işliyorlar ve değerlendiriyorlar.
    eğer konu hakkında bilginiz, duyumunuz varsa lütfen kendisiyle iletişime geçin. bu çocukları yarın bu pislik içerisinden çıkartırsa avukatların güçlü bilgileri kurtaracaktır. lütfen bu konuda bilginiz varsa sessiz kalmayın, bu insanlık dışı konuya ortak olmayın.

  • 12. cüneyt özdemir

    son dönemlerde aşırı derecede hypelanan, adeta gözümüze sokulmaya çalışılan şahsım adına enes batur'dan bir farkı olmayan gereksiz kişilik/youteber. ekşi sözlük herkesi negatif boyutta eleştirme yeri gibi görünebilir lakin hakikat bu değildir. bu başlık altında bu şahsı öven insanlar mevcut. övebilirler de. herkes, herkesi sevmemek zorunda olmadığı gibi herkes herkesi de sevmek zorunda değil. burası hasbel kader de olsa özgür bir platform.

    bakın kıymetli arkadaşlar, yaşlarınız genç olabilir. bazı şeyleri hatırlamayabilirsiniz. ben bu adamı çok net hatırlıyorum. 2013 yılı haziran ayıydı. pek sevgili tarafsız gazeteci cüneyt bey, şöyle bir tweet atıyordu

    ''biber gazı çokluğuna rağmen ben polisin hala kontrollü bir müdahale yaptığını düşünüyorum. bu manzarada bilanço çok daha kötü olabilirdi.''

    tabi kendisi bu tweet'i sildi. ilerleyen zamanlarda ama mesela harun tekin'in kendisinin o tweetine attığı mention halen daha duruyor.

    https://twitter.com/…ekin/status/341322619259334657

    daha sonra aldığı tepkiler vesilesiyle kendini açıklama gereği duymuştu ama özrü kabahatinden büyüktü;

    https://twitter.com/…emir/status/341328441746010113

    cüneyt özdemir hiçbir zaman gazeteci olamadı bazılarımızın gözünde. he tabii ki tek derdi "herkesin gözünde gazeteci olmalıyım" değildi, sallar ya da sallamaz ayrı konu ancak hiçbir zaman tarafsız değildi. her zaman popüler olma aşkı güden ama her seferinde orta yolculuk oynayan bir insandı. gazeteci tarafsız olmalıdır, bizim ülkemizde bu pek sık rastlanan bir şey değildir. yıllarını doğan grubunda harcadı. cnn türk açıldığından beri orada. hatta kurucularından. yani yönetimsel belli konularda söz hakkı var. etmiş midir? "yeter artık bu penguen belgeseli yahu?!" falan demiş midir? bilemiyoruz. tweet atmıştı lakin yine samimiyetsizlik akmakaytı her harfinden. arada hafif muhalif olurdu, izleyenin ağzına bir parmak bal çalardı sonra tekrar latent bir şekilde iktidar överdi.

    geçen yıllar kendisini de değiştirmedi. bir ara anchorman oldu tüm samimiyetsizliği ve iticiliğiyle. sürekli göz önünde olmaya çalıştı, her zaman yaptığı gibi. bir kurtulamadık şu adamdan. yahu bakın arkadaşlar, ben evde oturan(işsiz) kendi hayat mücadelesini idame ettirmeye çalışan, kendi halinde gariban bir insanım. rafine zevklerim falan da yok. ben evde gün boyunca kendimle, problemlerimle yüzleşmekten bıkan ve usanan, bunları da ne bileyim işte; oyundu, filmdi, twitter'dı, buraydı yahut youtube'tu kullanarak bir şekilde aşmaya çalışan, kafasını berraklaştırmaya çalışan bir insanım. arkadaş, buraya giriyorum bu adam. twitter'a giriyorum bu adam. yemek yiyeceğim 5 dklık bir video açıyorum youtube'dan, sağda prometed video önerisiyle yine bu adam. videoyu engelliyorum, anasayfaya gidiyorum yine yine bu adam. cüneyt özdemir bey, maşallah beyhude harcayacak ne çok paranız varmış? yoksa temel ihtiyaçlarınız; barınma, yeme&içme ve gündeme gelmek mi?

    bu şahıs belli ki aşırı hırslı bir adam. geçen yıllar kendisinden bu konuda hiçbir şey götürmemiş. maşallah. oldukça stratejik bir evlilik yapmış. türker inanoğlu ile gülşen bubikoğlu'nun tek çocuğu olan zeynep inanoğlu ile evlenmiş. türker inanoğlu epey zengin bir adam. kendisi yeşilçam'ın patronu gibi bir şeydi. o yıllarda yaptığı servetini de mantıklı kullanmış. kızına epey iyi bir eğitim aldırmış. kızı, koç lisesi'ni birincilikle bitirmiş sonra harvard'da elektrik elektronik mühendisliği okumuş daha sonra da cambridge'de bilgisayar dili, metin ve internet teknolojisi üzerine master yapmış, bir sürü muazzam iş yapmış. kendisinin cv'sini inceledim. incelerken, hicap duydum. çok başarılı bir kadın ve çok da takdir ettim. zira babasına bağlı kalmamış, süper bir kariyer yapmış. bilirsiniz, zengin babaların çocukları çoğunlukla başarısız olurlar ve hayatlarını babalarının servetini yiyerek geçinirler. o kendi rotasını çizmiş, kendi ayaklarının üzerinde durmayı tercih etmiş. çok da başarılı olmuş. helal olsun kadına. ancak sonrasında da cüneyt özdemir ile evlilik yapmış. kendisi şu anda palo alto networks'te chief marketing officer'imiş. şirket san francisco'da. epey iyi kazandığı bilgisini vermeye gerek yoktur sanırım. şuna gelmek istiyorum; şu anda cüneyt özdemir, eşinin nüfuzuyla california'da o itici ve samimiyetsiz gülüşüyle videolar çekip durmakta. he bekar olsa cnn türk sebebiyle muhtemelen bir b1-b2 vizesi alırdı, 10 senelik. 6 ayda bir giriş çıkış yapardı falan(belki de greencard'ı vardır bilemem). bence, şu anda oturduğu evde ne bileyim şu andaki standartlarınıa da sahip olamazdı. yine güzel yaşardı ama bu kadar rahat olamazdı. alınmayın cüneyt bey, yermek için söylemiyorum fakat bu bir fact.

    bu genel durum, geçen günlerde yaptığı şeyma subaşı geyiğiyle bir tezat oluşturuyor. kimdir şeyma subaşı? şu sıralar en popüler gold diggerımız. vasfı nedir? acun ılıcalı'nın eski karısı olmak. bakıyoruz, cüneyt özdemir'e. kimdir? güya gazeteci. gazeteci olarak bir başarısı var mıdır? muhakkak 3-5 kimsenin umrunda olmayacak ödülü ne bileyim x üniversitesi'nin yılın gazetecisi seçmişliği vardır. ama sahiden kimdir? tarafsız mıdır? değildir. ya bunu da geçtim. birand'ı da sevmezdim ama adam hiç değilse 32. gün gibi çok önemli bir iş yaptı ve bunu yıllarca sürdürdü. uğur dündar ki onu da sevmem. yıllarca arena'yı yaptı, sundu, evvelinde trt'de bir sürü haber yaptı falan filan. fatih altaylı mesela. bu kadar baskının, dayatmanın olduğu bir dönemde teke tek programında(cübbeliyi çıkarması hariç tabi) çok kıymetli adamları çıkarıp, çok güzel programlar yaptırdı ki 2010'da yaptığı, kürşat demirci'nin konuk olduğu bu bölümü izlemediyseniz tavsiye ederim. kürşat bey akıyor. derya adam. dinlerken hakikaten keyif aldım ve fatih altaylı gıcıktır mıcıktır falan ama şimdi sezar'ın hakkı sezar'a, adam muhabbetleri dinleye dinleye kendisini çok geliştirmiş. her konuda kör topal bir bilgisi var ve bilgisi olmadığı hususlarda konuşmuyor, susuyor, dinliyor. zeki bir adam.

    heh, geldik işin cüneyt özdemir kısmına. şimdi bu adamlar da gazeteci. bu da gazeteci. ki uğur mumcu, çetin emeç gibi gazetecilerin ismini zikretmedim çünkü hakaret olur. kariyerini savaş muhabirliğiyle parlatmış. yani coşkun aral da savaş muhabiriydi. kıyaslanabilir mi? ya rahmetli savaş ay da savaş muhabiriydi. o adamın anlattıklarını bile hatırlıyorum da bu adama dair hatırladığım hiçbir şey yok. bu ona uyuz olduğum için değil. misal yukarda defaatle "sevmiyorum" dediğim insanların yaptıkları güzel şeyleri hatırlıyorum. objektifim. cüneyt özdemir'de tek bir tane güzel bir şey yok. kunter kunt'u bile hatırlıyorum ya. levent kırca hatta hamit el sabah & cevat kelle ikilisini yaratmıştı ondan o dönem ondan ilham alarak. bu adam o kadar silik, o kadar orta yolcu bir gazeteciydi ki ne kimse iyi bir işini hatırlar ne de iyi anar. ancak yazıyorsun google'a "cüneyt özdemir kimdir?" diye. ne ödüller, ne plaketler, "5n1k ile uzun yıllar harikalar yarattı"lar. ya biz de izledik arkadaşım, neyin harikası? adam gelmiş 50 yaşına. 50 ya. yarım asır. tek bir dişe dokunur ne iş yapmıştır? reza zarrab davasındaki haberleriyle türkiye gazeteciler cemiyeti’nin "en iyi tv haber programcısı" ödülünü almış mesela. yahu sarışın, balık etli bir abla vardı laikçi teyze kıvamında o ağır taraflı olmasına rağmen, mimikleri berbat, aşırı şımarık olmasına rağmen cüneyt özdemir'den daha iyi bilgi veriyordu. ödülü alma sebebi de resmi gazeteci sıfatıyla davayı takip eden tek türk olmasıydı herhalde.(başkaları varsa da biz görmedik)

    yani özetle cüneyt özdemir, kendisi de fark etmiş olacak ki gazeteciliği falan boşvermiş "zaten yapmıyordum ki ehehehe" diye vlog çekerek youtuberlığa sarmış. gazeteci diyemezdim kendisine faal gazetecilik yaptığı dönemler ama youtuber diyebilirim. ilgi çekmenin hakkını veriyor. türk halkının nelere duyarlı olduğunu iyi tahlil etmiş 30 yıllık meslek hayatında. mesela ilk bu adamı takip ettiren şey neydi, burda ve twitter'da günlerce kafamızı şişirdiler. çocukluktan kalma bir aşk hikayesi. "ertelemeyin :(" konseptli bir hikaye. türk halkı sever böyle mutsuz sonla biten acıtasyon içerikli, yarım kalmış aşk hikayelerini. sırf takipçi çekmek için bilinçli anlatılan bir hikâye. aynı dönemlerde sözlüğe de geldi. ordan da biraz takipçi yaptı. şimdi şeyma. şeyma subaşı benim asla anlam veremediğim ve veremeyeceğim bir üne sahip. instagram'da milyonlarca takipçisi var. son derece gereksiz bir şahıs. kendisi de iyi hit getireceğini bildiği için ordaki fırsatı görmüş ama win win oldu. şeyma'nın kitabının reklamı yapıldı(reklamın iyisi kötüsü olmaz) cüneyt özdemir takipçi ve izlenme elde etti. sözlükte garip bir şekilde her videosu sonrası başlığına entryler giriliyor falan. kuzum siz her izlediğiniz şeyi yazıyor musunuz buraya? 2003-2009 arası böyle okan bayülgen'in programlarını izlerken buraya "an itibariyle şöyle şöyle yapılmakta olan..." diye entry giren tipler vardı. okan bayülgen'in para vermediği paralı elemanları. bunlar da öyle midir bilmiyorum fakat gereksiz bir övgü ve gündeme getirilme durumu var, tiksinti verdi ve ben de koptum bunları yazıyorum.

    sayın, özdemir. öncelikle belirtmek isterim ki, gülüşleriniz ve kahkahalarınız ziyadesiyle itici. uzun yıllardır onbinlerce tv figürü tanıdık, gördük. aralarında en zorlama kahkahayı atan şüphesiz bir sizsiniz, diğeri de zerrin özer. ikinci olarak samimiyetiniz hiçbir zaman var olmadı. insanlarla "samimiyim ben" tripleriyle vloglarınızda konuşuyorsunuz. lakin değilsiniz. bu kabak gibi belli oluyor. yeni jenerasyon anlamaz. youtube'un da kahir ekseriyeti onlar. avantajınız bu. ancak eski topraklar, o samimiyetsizliği ormanda yaralanmış bir ceylanın kanının kokusunu alan kurtlar gibi alırlar ve sizde bu samimiyetsizlik o kadar bariz, o kadar galiz ki bunu cümlelere dökebilmek benim için "bile" çok zor. benim gözümde şeyma subaşı'ndan farkınız yok. şeyma subaşı boş bir celebrity olabilir, gereksiz olabilir, gold digger olabilir hepimiz hem fikiriz. yazdığı kitaptan beklentiniz neydi? yeni bir gorki mi bekliyordunuz? yazdığı kitap ne olabilir? bomboş içerikli bir kitap olacaktı elbette. yayınevi, ününü kullanarak kitap yazdırmış. takipçileri alır. yayınevi de şeyma da kazanır staratejisiyle çıkarılmış bir kitap. elbette ki hayatın anlamı olmayacaktı. bir sartre, bir camus tadı arıyordunuz sanırım okumadan evvel? hay aksi nasıl da hayal kırıklığına uğratmış kız sizi. üzüldüm. konuya dönecek olursak, sizi ayıran pek bir fark yok. evet o kadın acun ılıcalı sayesinde var oldu. ünlendi. siz, eşinizden önce de pekâlâ vardınız. bir şeyler yapıyordunuz. size eşiniz sayesinde var oldunuz diyemem bu öküzlük ve hak yeme olur ancak şu andaki varlığınız, amerika serüvenleriniz falan onun vesilesiyle oluyormuş gibi geliyor. bana ve birçok insana da. herkese değildir tabi. dolayısıyla bu da sizi, pratikte olmasa da teorik olarak şeyma'nın lezzet benzeri yapıyor. "ben o kadar boş insan mıyım, ben böyle cümleler yazar mıyım?" diye çıkışabilirsiniz. sizin de vaktiyle neler söylediğinizi yukarda paylaştım.

    şimdi değinmek istediğim son iki şey kaldı. birincisi atilla taş mevzusu. atilla taş için kim bundan 20 yıl önce ham çökelek iken, garip gurip danslar edip, o kulak tırmalayan sesiyle her yerden çıkarken bir gün gelecek memlekette yargı dağıtacak derdi? bugün geldiği nokta bu. adam sonuna kadar haklı. bakın atilla taş'ı da sevmem. siz korkup, hep orta yolculuk yaparken o adam hapis yattı. "bile" derken? atilla taş berbat bir şarkıcıyken bile sizden daha fazla gazetecilik yapmıştır. yani bugün ikiniz ortadan kaybolsanız emin olun atilla taş'ı anan ve arayan daha çok insan çıkar. çünkü sizin yaptığınız "kimseyi incitmeden, kimseyi küstürmeden gazetecilik" ekolünü bugün binlerce adam yapıyor bu ülkede zaten. twitter'da 6.71 milyon takipçiniz varmış. bana organik bir rakam gibi gelmiyor. 10 yıldır twitter kullanıyorum. twitter'ı avcumun içi gibi bilirim. twitter'ın faal türkiye kullanıcısı 3 milyondur. hatta facebook'un kullanıcısı sayısı twitter'dan çok daha fazladır türkiye'de. instagram'ın da twitter'dan fazla olma ihtimali var. araştırmadım instagram'ı ama facebook için eminim. 6.71 milyon takipçili adamın facebook sayfasının kaç takipçisi var? 3806. instagram? 500.000. instagram takipçi sayısı bile organik durmuyor. paylaştığınız videoların ortalama görüntülenme sıklığı 80-100k arası. bazı videoları 400-500k görüntülenme almış, onlar da kemik takipçileri tarafından yürütülmüş videoları. bol like almış, yorum almış videolar diğer insanların timeline'ına düşüyor ve onlar da görüp izliyor belki onlar da beğeniyor, onların sayesinde de başka timelinelara düşüyor ve bu döngü epey gidiyor. youtube'da da 1 milyona ulaşmış. 1 milyon takipçisi olan birisiniz, niye son attığınız "tosuncuk" videosu 190 binlerde takılmış? en nihayetinde şeymalı videodan 2 günde 2 milyon izlenme almayı başarmışsınız. hadi herkesin ilgisini çekmez falan, takipçi oranıyla izlenme oranı çok fark ediyor. bunu biliyorum. atıyorum bir kanal var 400k takipçisi var. videoları ortalama 50-150k arası izlenme alıyor. nadiren bazı videoları yürür, trendlere falan girer. 300-500k bazen 1-2 milyon izlenme alır. böyledir bu. 1 milyon takipçili adamın da videoları bir zahmet 200-250k izlensin. ancak o da olmuyor. burda bir tezat var. bir şeyle itham etmiyorum ama durum göründüğü gibi değil sanki. belki de ben hiç bilmiyorumdur bu işleri ve bariz şekilde yanılıyorumdur :)

    kendisi için "hırslı" demiştim ya yukarıda bununla alakalı bu durum. çok ünlü, çok önemli biriymiş gibi görmek/göstermek istiyor kendini. ancak bir yandan "tüm bu ünüme rağmen bakın ne kadar da samimiyim" intibası uyandırmaya çalışıyor. bu da ziyadesiyle itici duruyor.

    son olarak cnn türk mevzusuna değinmek istiyorum. bu entry'i buraya kadar okuyabilmiş sevgili genç kardeşim, yaşın 15'tir 16'dır belki 21'dir 22'dir. sen bilmezsin bu cnn türk tayfasını. bunlar çok tuhaf insanlar. bunlar ün sahibi olmak için ve iyi para kazanmak için ideallerini çöpe atmışlardır. cnn türk geçmişli yahut hali hazırda çalışıyor olup da tarafsız olabilmiş, gerçek anlamda gazetecilik/televizyonculuk yapabilmiş tek bir insan yoktur. ahmet hakan... şirin payzın... cümle kurmaya dahi gerek yok. nagehan alçı... daha da sayarım da benim son sayacağım insan son günlerin popüler ismi, ilgi çekmek için adeta çırpınan bir wannabe cüneyt özdemir. cem seymen. biliyorsunuz, kendisi ülkede liyakat olduğunu, torpil olmadığını düşünen bir modern çağ düşünürü. bir felsefeci. orta gelirli eski bir belediye başkanı ve eski vekilin oğlu. vaktiyle öğrenciyken biriktirdiği parayla çantasını alıp abd'ye gitmiş :) ya yok random atacağım adsaljdksakjakjsakjsa bir kişi kendisi. evet hangimiz şu an günde 16 saat, haftada 1 gün izinle asgari ücret alıp, biriktirebildiğimiz(!) paralarla abd vizesi ve abd uçak bileti+cep harçlığı yapmıyor ve gitmiyoruz ki? hepimiz geçtik bu yollardan. enivey, sayın pek kıymetli cüneyt özdemir şu anda california eyaleti sınırları içinde yaşıyor. yani yurtdışında. peki sevgili meslektaşı ve kanaldaşı cem seymen'in yurtdışında yaşamayı onursuzca görmesi sizce kaç point? video burda;

    https://twitter.com/…sit/status/1049965807470608384

    acaba cüneyt özdemir ne düşünüyordur bu konu hakkında bir yurtdışında yaşayan insan olarak? hadi dalga geçiyorsunuz ya şeyma ile bilmem ne ile hadi cüneyt özdemir beyefendi, on numara mizahlık malzeme bırakıyorum size. buyrun. bakalım yapabilecek misiniz? ben hiç zannetmiyorum. ayrıca hangi ajansla çalışıyorsanız pr işi için, bırakın. zira aşırı kötüler. paranıza yazık. daha da yazarım, bilen bilir ama sıkıldım. çok lüzumsuzsunuz. gülüşünüz aklıma geldikçe reflüm azıyor. iyi geceler.

  • 13. yazarların en eski üyelikleri olduğu site

    mynet 1999

  • 14. eski sevgiliyi bir bilgisayar arızası ile anlat

    (bkz: aygıt girişi başarısız)

  • 15. yurt dışı çıkış harç pulunun 50 lira olması

    “abisi yurt dışına çıkıyorsun sende var para.bizede ateşlesene bee”

  • 16. yürek burkan öğrencilik anıları

    ılkokul yillarim. öğretmenler ev ziyareti yapar, velilerle görüşürler ve öğrencilerin çalışma ortamlarını görmek isterlerdi. öğretmenim size geleceğiz dediğinde hiç gelmesini istemiyordum. çok utaniyordum. yaşadığımız ev kerpiç bir evdi. tuvaleti disarida, ahırı olan bir yatak odası bir girişi bir de salonu (salonunda duvar delikti ve dışarıya açılıyordu bu delik) olan ev demeye bin sahit bir yerdi. akşam oldu öğretmenim geldi, benim canım anam dolma ve sarma yapmıştı onu ikram etti. catlakmisirin odası var mı dedi annem yok dedi. peki çalışma masası var mı dedi o da yok. bu çocuk nerede nasıl çalışıyor dedi, annem de yerde çalışıyor deyince öğretmenim senin çocuğun nasıl oluyor da bu imkansızlıklara rağmen okul birincisi oluyor dedi.

    okul hayatımda bir kez bile harcligim olmadı. lisede arkadaşlarım tarafından sen hiç kantinden bir şey almiyosun diye dalga geçilen kişi oldum. bilmiyolar ki cebimde bir lira dahi yok alamiyorum. hep benim canım istemiyor derdim. bir kez derse geç kaldım ve fizik hocasi hadi sınıfa çikolata ismarlayacaksin dedi ben de diyemiyorum ki hocam yapma etme ben nasıl yapayım bunu. bir arkadasim vardı o da geç kalmıştı. ailesi varlikliydi, bende para yok da sen alsan olur mu demiştim o da almıştı sağolsun.

    daha böyle niceleri var..hep mahcup olduk, boynumuz bükük gezdik ama okuduk iyi yerlere geldik. belki bu yerlere gelmemizde o yaşanmışlıkların çok etkisi var. daha da iyi olup bu ülkede benim gibi olan birçok çocuğumuza yardım etmeye yemin ettim.

  • 17. karizmatik türk hükümdar isimleri

    (bkz: bilge kağan)

  • 18. disneyland'daki ilginç kavga

    pembeli adam dışındakilerin bot olduğunu düşündüğüm ortam. bir de map hatalı herkes birbirinin içinden geçebiliyor.

  • 19. beyin göçünün bir tür hainlik olması

  • 20. geceye bir dmc bırak

    tek seferde 30-35 tanesini bırakıyorum;

    (bkz: diarra)

    (bkz: çocuk ilerde dmc olsun diye ismini diarra koymak)

  • 21. yüzde 50 kalksın başkanlık devam etsin

    hem ayranım dökülmesin, hem...

  • 22. arda turan

    net konuşulmalı.

    eğer bu arizona kertenkelesi galatasaray’ a tekrar gelirse taraftarlığı bırakırım.

  • 23. 200 km/s ile giderken dinlenecek şarkılar

  • 24. kitap okumuyorum eksikliğini hissetmiyorum

    sen okuma ulan ayı. okuyunca ev sahibi olunmuyor görgü sahibi olunuyor . eşşek kafalı...

  • 25. izmir marşı okunurken salonu terk eden protokol

    piri reis üniversitesi mezuniyet töreninde izmir marşı okunduğu sırada salonu terk eden protokoldür.

    yunan protokolüdür. zira hiçbir türk izmir marşı okunmasından rahatsız olacak kadar kanı bozuk değildir. bunlar olsa olsa yunandır.

    https://streamable.com/bxe69

  • 26. 8 temmuz 2019 savcı sayan'ın barış atay'a ayarı

    sözlüğüm mal dolduğunu tescilleyen başlık.

    öncelikle barış atay'ın vurgulamak istediği "buraya fabrika açmayalım" değil. ikincisi, sömürü avrupa'nın sömürmesi ile bağlantılı olmasa bile sömürüdür. örneğin neden oraya fabrika açıyorlar? iş güvencesi yok, sendikalaşma yok. ulan tekstil sektörünü bilmiyor muyuz en fazla sömürünün gerçekleştiğini, ucuz iş gücü diye göçmenlerin çalıştığını.

    en basitinden aptallara anlatır gibi anlatayım, bir işçinin bir patrona çalışması isterse almanya'da olsun sö-mü-rü-dür. birkaç ay sonra çıkar fabrikada insanlar ne koşullarda çalışıyor diye, o zaman barış atay'ın tivitini götünüze sokarlar.

    cihangir solcusu denmiş, pkk sempatizanı denmiş. ikisi de değil ama sizin gibi akp yancısı, çomar milliyetçileri hoplattığı için çok göt yakmış belli.

    akpli bir troll'ün açtığı başlıkla gaza gelmiş hemen barış atay'dan çok daha muhalif olan, çok bedel ödemiş ekşiciler.

  • 27. güven vermeyen isimler

    kürşat
    lanet olası yılan hikayesi siktin hayatımı.

  • 28. buram buram medeniyet kokan şehirler

    (bkz: adana) valla çok medeni bi şehir.

    2 gündür buradayım önüne gelen kebap ısmarlıyor.

  • 29. ekşi itiraf

    sevgilisi olan arkadaşlarımın takipten çıktığı kızım ben .

  • 30. bein sports'un türkiye'den çekilmek istemesi

    ülkedeki ekonomik bağımsızlık, öngörülebilir iktisadi nizam ve demokrasi olmayınca gayet normal olan hadise.

    millet eğlence sanıyor hala. şu ekonomik kriz biraz daha derinleşip amerikan ambargosu ile de taçlanırsa ne futbol keyfi kalır ne de ayakta kalabilen futbol kulübü kalır ortada. a'dan z'ye hayattaki tüm keyiflerden mahrum oluyoruz yavaş yavaş.

    kendi fantezilerine uymuyor diye merkez bankası başkanını kovanlar düşünsün biraz da tasasını.

  • 31. üstteki soruyu cevapla ve yeni soru sor

    kun fe yekun

    tursu , sogan olsun mu?

  • 32. avrupa'ya düzensiz göçü yüzde 99 oranında azalttık

    normal bir ülkede, şu sözü eden şahsın oyu ilk seçimde %3'e filan düşer.

  • 33. mb'nin kripto parasına isim önerileri

    recep tayyip ercoin

  • 34. 1000 lira mı ekşi sözlük yazarlığı mı sorunsalı

    görüyorum ve artırıyorum , ekşisözlükteki gereksiz yazarların uçurulması ( ki toplamın %70ine tekabül eder ) için 1000 değil , 2000 tl veririm. yeter ki , çok değil 6 7 sene önceki ekşi sözlük olsun.

  • 35. mustafa cengiz

    yıllardır şampiyon olamayan, 11 yıldır şampiyonalar ligi’ne gidemeyen, başarısızlıklarına rağmen sırf galatasaray’ın elinden oyuncu aldığı için sevinen ve tura bile çıkmayı düşünen, amatör şampiyonlukları profesyonel şampiyonluklarla toplayıp 28 şampiyonluğumuz var diye kendini avutan, sene başından beri aynı seviyeye çıkamadığı bir takım hakkında sürekli konuşan, hatayı kendinde aramak yerine hep başkalarını boklayan takım taraftarlarına göre galatasaraylıları uyutuyormuş.

    uyutulan birileri olduğu doğru ama bunlar sizce galatasaraylı mı yoksa başka takımı mı tutuyor?

  • 36. kanada başbakanı'nın yarattığı koruma terörü

    oyle ulkeyi bende yonetirim. gelsin burada metrobuse binsin korumasiz.

  • 37. kadınların felsefeye katkısının olmaması

    yüzlerce yıldır kilise ve toplum baskısı altında tek görevi çocuk doğurmak olarak yaşayan ve bir çok temel hakkını (eğitim,oy verme) son yüz yılda kazanan bir cinsiyetin herhangi bir alanda katkıları asla erkekler kadar olamaz elbette

  • 38. beşiktaş'ın fener'den 2. büyüklüğü alma ihtimali

    bjk ve fb'nin toplam kupa sayıları neredeyse eşitlendi.

    günümüzde oynanmakta olan resmi kupalar üzerinden bakarsak; fb'nin toplam 34 kupası olduğunu görüyoruz ( 19 lig kupası - 6 türkiye kupası - 9 süper kupa* ), bjk'ın ise toplam 32 resmi kupası var ( 15 lig kupası - 9 türkiye kupası - 8 süper kupa ).

    bjk bir sezon kafayı kaldırsa direk fb'yi geçecek duruma geldi.

    farklı kulvarların oyuncusu olan galatasaray ise toplam 57 resmi kupaya sahip ( 22 lig kupası - 18 türkiye kupası - 15 süper kupa - 2 avrupa kupası )

    *ayrıca gs ağustos'ta birde süper kupa finali oynayacak.

    galatasaray 2-3 sene daha şimdiki ortalaması ile kupa alsa, bjk+fb nin toplam kupa sayısına tek başına sahip olacak.

    bjk ve fb'yi karşılaştırdığımız bu yazımızı bir final cümlesi ile bitirelim.

    ıq'sü 70'in üzerinde olan herkes kabul edecektir ki; tek büyük galatasaray.

  • 39. küt böreği mi kürt böreği mi sorunsalı

    (bkz: bölge halkı böreği)

  • 40. tanrının kötü olması

    hayatımın son 5 yılında yaşadıklarımdan çıkardığım sonuç. kanımca insanlar üzerinde yaptıkları, bondage discipline domanation submission sadism'den (bdsm) farksız. hayatın sürekliliği içerisinde tanrının insanoğluna hatta bütün yarattıklarına, hastalık, açlık ve bunun gibi bir çok kötü musibet ile işkence yaptığı gerçeği kesinlikle reddedilemez. olayın komik tarafı tüm bu işkencelere rağmen bizden sürekli bir itaat beklentisi içerisinde olması, yukarıda savunduğum tezi destekler vaziyette. bir bakıma elindeki kırbaçla kurbanını kırbaçlayan biri ile bu acının içinde zevk arayan ve tüm bu işkencelere rağmen sahibine hala itaat edip, çektiği acılardan dolayı, ona boyun eğerek efendisini mutlu ettiğini düşünen pasif bir karakter ne kadar aşağılıksa, tanrının ona verdiği tüm dertleri, acıları, işkenceleri yücelten ve sorgulamayan bir beyinde en az onun kadar aşağılıktır.

  • 41. insana güncelleme gelse istenecek özellik

    günde 5 saat uyku ile yaşamını sorunsuz idame ettirebilme özelliği.

  • 42. konya millet bahçesine 30bin kişilik selatin camii

    konya havzan bölgesinde askeriyeden devralınan tank taburuna yapılacak olan 30 bin kişilik camii için çalışmalar başlatıldı ..

    1- o bölgede 1 kilometrekare çapında 50 tane cami var zaten en son ihtiyaç duyulan şey camii. .

    2- bölgede inanılmaz otopark problemi var.. çevre apartmanlarda (özellikle sültemler ve mado civarı) oturan vatandaş utanmasa apartmana sokacak arabalarını yer yokluğundan.

    3- bölgede 300 apartmana 1 çocuk parkı gibi bir çocuklara oyun alanı problemi var..

    4- bölgede 100 civarında çok büyük konut sitesi (sültem, beyzade, güzelbahçe, meramkent, altınkoza, altınbaşak, altındamla) olmasına rağmen ulaşım 2 şeritli tek bir cadde ve sokaklarla sağlanmaya çalışıyor. sabah ve akşam mesai çıkışı trafiği 15 temmuz köprüsünden beter durumda.

    5- türkiyede kişi başı en çok cami ve en az genç cemaat ihtiva eden konya ve konyalının en son ihtiyacı bölgeye yapılacak cami.

    6- adı geçen şahıs kendisi orospu çocuğu fetullah gülen ve kaçak darbeci adil öksüzün 1 numaralı kankası olarak bilinir konyada.

    7- biraderi eski belediye başkanlarının birinden sonra en çok küfür edilen isim muhtemelen.

    8- yapımda ve yayında emeği geçenlerin topunun allah belasını versin ..

    not1: bölgede oturuyorum.
    not2: günde en az 2 vakit camide cemaatle kılarım.
    not3: adı geçen şahsı konyalılar biliyor. onun dışında çok merak eden arar bulur zaten.
    not4: mansur yavaş spor.

  • 43. damada göre her şey 3.6 röntgen

    meral akşener'in 09.07.2019 tarihli grup toplantısında kurduğu fantastik cümle. hem chernobyl dizisine gönderme yapmış hemde durumumuzu çok güzel özetlemiştir.

  • 44. rusya'nın türkiye'yi kıbrıs konusunda uyarması

    politikada her şey ticarettir.

    herkes bir şeyler ister ama karşılığında masaya bir şeyler koyar (tıpkı dinler gibi tehdit veya ödül), koymak zorundasın aksi takdirde istediğini alamazsın.

    biz ne koyuyoruz?

    askeri güç? (askerle dalga geçtik son 15 senede, sen burada mastürbasyon yapsan da dışarıdan görüntü bu.)

    ekonomik güç? (krizdesin ve kötüleşiyor)

    ekonomik güce bağlı olarak yaptırımlar?

    yine ekonomik güce bağlı olarak başka ülkelere kredi verebiliten veya onlara gidip yatırım yaptığın için sana muhtaç olmaları durumu? (bilakis, aksi bir durum söz konusu.)

    eşsiz ihracat kalemleri? (onların bizden almayı bırakamayacağı eşsiz ürünler- rare metals-petrol-gaz-çip-ekran-işlemci vs.)

    onlardan sürekli aldığımız ve almazsak (gümrük vergisi koyarsak) onları zorda bırakacak ürünler?

    bölgede sadık ve vazgeçilmez bir müttefik olmak ve bu müttefikliğin yurt dışındaki lobilerin ile muhafaza edilmesi?

    başka ülkeler hakkında sırlar veya elimizde olan başka tehdit unsurları?

    ***

    hiçbiri yok.

    elinde bir güç yoksa, kimse senin durduk yere kafa kaldırmanı hoş görmez.

    onları zorlayacak bir gücün veya dostların nedeniyle politik gücün olması lazım. dostlarının da seni bırakmaması için belli özelliklerin olması lazım.

    yoksa umursanmazsın (senelerdir olduğu gibi). kırılgan ve güçsüz (kozsuz) olduğunu biliyorlar.

    evet türkiye şu anda bu kadar güçsüz.

    *

    tek tehdit unsurumuz var:
    suriyelileri avrupaya salarım” veya “`suriyelileri kuzey kıbrıs’tan güney kıbrıs’a salarım`” falan dersen avrupalılar senin kıçını yalayabilirler.

    denemek lazım...

    bence eşsiz bir win-win situation örneği.

  • 45. odatv'nin ikçü mülakat rezaletini haberleştirmesi

    üst edit: olayı cumhuriyet gazetesi de haberleştirdi teşekkürler ekşisözlük yazarları.
    http://www.cumhuriyet.com.tr/…mulakat_skandali.html
    (bkz: sıralamada 53. olan adaya 95 mülakat puanı vermek)
    tanım: 06.07.2019 günü açtığım başlığa yazarların destekleri sayesinde duyurduğum rezaleti odatv.com haber sitesinin haberleştirmesi. haksızlığa susmayan tüm yazarlara teşekkürlerimi iletiyorum. geçen seneki adaylar susmuş ama ben bu sene susmayacağım çünkü gelecek sene başvuracak insanların da hakkı yenmesin. bu düzene dur diyelim. insanlar artık bırakın tanıdık olmadan iş bulmayı eğitim bile alamıyor ülkede. ales-yabancı dil-diploma notunuz 100 olsa bile hiç biri önemi yok mülakatta 49 altı alıyorsunuz ve sıralama dışı kalıyorsunuz. özelden mesaj atıyor bazıları ales önemli değil diye o zaman niye %50'si alınıyor? mülakat önemli madem o %50 olsun. sizin ahbap-çavuş zihniyetiniz batsın.
    https://odatv.com/…e-mulakat-skandali-08071930.html

    (tam bkz: 56 kişinin girdiği sınavda 70 ales 63 diploma puanlı ve yabancı dil puanı olmayan mülakatsız sıralaması 53. sıradaki adaya 95 mülakat puanı verilerek 19. olarak asil listeye sokulması)

    bu sene özet tablo:
    https://pasteboard.co/in9qapc.png / https://eksiup.com/p/ho480236ngox

    geçen sene de aynı bölümde benzer şekilde insanlar saf dışı bırakılmış özet tablo:
    https://pasteboard.co/in8cefh.png / https://eksiup.com/p/ga492857p5sa

    üst edit: bazı arkadaşlar özelden bu düzeni savunuyor hocalar istedikleri öğrencileri alabilir diye adaylar birbirine eşittir dersin kendi öğrencisini tercih etti ama adaylar arasında ciddi puan farkı var. bu mantıkla okuduğu şehirden başka bir ile taşınan kimse yüksek lisans eğitimi alamasın o zaman hocalar hep kendi öğrencilerini tercih etsin çok daha düşük puanlı olsa bile? böyle bir zihniyet olabilir mi?
    anayasa çok net;
    madde 10: hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
    madde 42: kimse, eğitim ve öğretim haklarından yoksun bırakılamaz.

    mülakatsız notlarıyla ve mülakatıyla birinci olmayı hak eden adaya da 95 mülakat puanı veriliyor, mülakatsız 56 kişi içinde 53. olan adaya da 95 mülakat puanı veriliyor ve 19. asil olarak listeye sokuluyor bu iki aday için de nitelik farkı yok mu yani?

    adı üstünde akademik lisans eğitim sınavı ama puanınız isterse 100 olsun hiç bir önemi yok mülakatta 49 ve altı aldığınız an sıralama dışısınız.

    madem mülakatsız puanların hiç bir önemi yok o zaman insanları ales'e niye sokuyorsunuz? mülakat %70 ales %10 diploma notu %10 yabancı dil %10 yapın..

  • 46. eljif elmas

    napoli'ye satılan adama bile transferinde usulsüzlük var imaları yapan kekolar var acınacak haldesiniz başka bir şey değil gidin de 27 yaşına kadar 2 milyon bile bonservis bedeli verilmemiş 13 milyonluk anadolu topçusu kazığınızın altında ağlayın hadi naş hadi.

  • 47. 5 yaşındaki kıza penisini gösteren suriyeli

    tayyip erdoğan bir yıkım projesidir. onun ülkenin başında bulunduğu her saniye ülke çöküşe büyük bir hızla ilerlemektedir

    tanım: tayyibin ensarını, allah ve peygamber sevdalısı suriyeliyi içeren başlık

    saygılar, hayırlı işler

  • 48. kilo vermek isteyenlere tavsiyeler

    cips/çerez yerine elma.
    kola yerine ayran.
    mayonez yerine yoğurt.
    tatlı yerine hiç bir şey.

    not: yatırım tavsiyesi değildir. hayat tavsiyesidir.

  • 49. eski sevgiliyi bir araba arızasıyla anlatmak

    tavan hariç boyalıydı.

  • 50. ilk kez starbucks'a gideceklere tavsiyeler

    bokunuzu yiyim şu 1 liralık kahve geyiğini bırakın yıl 2019 kahvehanelerde çay 1.5 tl. çay bardağında vip coffee 2.5 tl. nolur lütfen 1 liralık kahveye 10 tl veriyolar hehehe demeyin artık bıktım.