arabanın mars'a gönderilmesiyle dünya malı dünyada kalır önermesi de yanlışlanmış oldu. *
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 6 şubat 2018 spacex falcon heavy testi
-
2. sinema tarihinin en abartılmış filmi
başlıkta 20-25 entry var, 15 tanesi "şu filme abartılmış diyen gerizekalıdır, hepsini engelliyorum" tarzında entry'lerden ibaret.
ekşi sözlük, tarihinin en berbat dönemini yaşıyor. en basit konularda dahi fikir belirtmek ve tartışmak imkansız. ya küfür yiyorsun ya da engellenecek yazarlar listesine sokulmakla tehdit ediliyorsun. -
3. ufak tefek cinayetler
———alternatif 15. bölüm senaryosu in a land where there is no rtük——
oya ve serhan yatakta uyanır. yatak cilveleşmesi izleriz. morning sex de yapıldıktan sonra oya duşa girer. serhan sürpriz kahvaltı hazırlayayım derken arzu gelir, kapıyı çalar. serhan kapıyı açar. arzu serhan’ı oya’nın evinde görünce şok olur, serhan durumu inkar etmez. arzu poğaçalarını bırakıp gider. arzu’nun ikilemini izleriz sonrasında. kendi aldatıldılışını söylemeyen merve’ye, kocasının onu oya’yla aldattığını söyleyip söylememesi konusunda vicdan muhakemesini izleriz.
oya duştan çıkar. oo ne güzel kahvaltı hazırlamışsın der, sonra bu poğaçalar nerden geldi diye sorar. serhan arzu getirdi der. oya panik olur. aynı kavgayı ve havuz sahnesini buraya montajlayabiliriz.
sonra arzu oya’yı arar, merve’den önce oya’yla görüşmek ister. öncelikle çocuğu olamayacak olmasına çok üzüldüğünü, ama böyle mi intikam aldığını sorar oya’ya. oya da hayır der, bu intikam değil, ben aşık oldum. arzu da tıpkı merve’nin burcu’yu saklaması gibi istemeyerek de olsa bu ilişkiyi merve’ye söyleyemez.
pelin hastaneden çıkar, okulda yangın değil de sadece onun çocuğunu ilgilendiren bir başka vukuat olmuş olsun. örneğin, çocuk düşer, kafasını çarpar ve beyin travması geçirir. o sırada taylan okula gider, durumla ilgilenir, pelin, çocuğun uyutulmaması gereken zamanlarda çocuğun yanında olamaz. taylan da derin derin düşünür. bu kadın intihar etti madem ambulansı kim aradı, kapıyı kim açtı, bunlar planlı mıydı vs kafasında sorular oluşur. ertesi gün çocuk taburcu edildiğinde pelin makyajsız koştur koştur çocuğuna koştuğunda kendisine çok öfkeli bir taylan bulur. kendisine bilerek zarar vermiş bir anneyi ölümden dönen çocuğunun yanında olamamaktan dolayı suçlamaktadır. evde soğuk savaş döner.
merve ve avukat arasındaki diyalog oya ile serhan’ın sevişme sahnelerinden sonra verilir, yani merve kocasının başka birine aşık olma ihtimaline bölüm başında uyanır.
merve pelin yüzleşmesi izleriz. merve pelin’e geçmiş olsun der, hangisi için geçmiş olsun diyorsun der pelin, canıma kıymaya kalktığım için mi, oğlum ölümden döndüğü için mi? o da oğlun için der. canına kıyma kısmının numara olduğuna yönelik bir mimik vs hissedilir merve ambulansı kim aradı sahi diye sorduktan sonra.
sonra onu bunu bırak, konuşmamız lazım der merve. serhan benden boşanmak istiyor. anlamıyorum der. ilk kez merve’yi böyle panik görürüz bir insanın yanında. birine mi aşık oldu der. pelin manidar gülümser, sen beni kocama kötülediysen de bak benim ailem yanımda, ne oldu merve, bu kez kazanamadın mı der. yine de iyilik bende kalsın, seni bu sorularla bırakmayacağım der ve merve’nin eline taylan’ın kol düğmelerinden birini bırakır. sen cevabı bulursun der. kalkıp gider. merve g.t gibi kalır afedersiniz.
şimdilik bu kadar. iyi geceler. -
4. karaköy'de makatına silikon sıkılan köpek
ne alaka dedirten olay.amına soktumu evladı ne istiyosun köpekten ne alaka silikon falan annenin amına sık o silikonu.
-
5. çocuklar açlıktan ölürken uzaya araba göndermek
normal bir durum. genele gitmeye gerek yok, mahallende aç fakir çocuklar dolanırken sen internete telefona ayda 100+ lira döşeyip çocuklara 1 lira bile destek olmuyorsan senin de bir farkın yok. aç insan var diye bilim de yapmasınlar oldu amk.
-
6. kim takarsa taksın düğündeki altınlar geline ait
-
7. bankta yanındaki dedeye oral seks yapan dede
aslında insanlık tarihi boyunca, coğrafyamızda ve tüm dünyada var olan ama hep hasır altına itilmiş olanın teknoloji ve sosyal medya yoluyla gözler önüne serilmesi.
o amcanın ilk seferi mi sizce? gençliğinden beri kimbilir kaç farklı erkekle, kaç kez sevişti... ama bizler sadece tedbirsiz yakalandığı bir anı görüyoruz. hamamlar mesela, neler dönüyor hamamlarda biliyor musunuz?
eşcinsellik denince aklınıza hala travestiler geliyorsa bu ülke ve toplum hakkında hiç ama hiçbir şey bilmiyorsunuz demektir.
edit: eşcinsellik doğal bir yönelimdir ve tüm toplumlarda birbirine yakın oranda eşcinsel birey bulunur. ancak cinselliği tabu haline getirmiş kapalı ve gelişmemiş toplumlarda eşcinsel ilişki tavan yapar. çünkü cinselliğe ulaşmak için en kolay yöntem eşcinsel ilişkidir. türk toplumunda da eşcinsel olmayan milyonlarca erkek eşcinsel ilişkiye girmiştir, bunlar hepimizin bildiği sırlar.
heteroseksüel olduğu her halinden belli olan bir erkeğin 'tek erkekler bana yazmasın ama karısıyla gelen erkeklerle de ilişkiye girerim.' yazısı da bunu ispatlayan milyonlarca örnekten biri. -
8. 7 şubat 2018 takip ve taciz edilmem rezaleti
'bana neden baktın? 'sebebinden kavga çıkartıp, cinayete götürebilecek potansiyelde insanların 20 dakika takip ve göz hapsi ile yapılan ahlaksızlığı 'bundan bir şey olmaz' diyerek savunmaya çalıştıkları başlık haline gelmiş.
sözlüğün geldiği durum, ülkenin de geldiği durumu gösteriyor. yazık. -
9. dayağı en çok hak eden meslek mensupları
emlakçılar!!!gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar...
- bu duvar küf olmuş demek ki su alıyor
- aaa olur mu ben 20 senedir emlakçı'yım bilirim
- benim de gözüm görüyor finansçıyım
-bu bir badana boya ile hallolur küf değil
- bina eski zaten izolasyonu da yok ayrıca bu küf yeşermiş!!!yıkılır bu yakında, kentsel dönüşüm ayağına.
- öyle bir şey kesinlikle yok apartmanın böyle bir kararı yok.
6 ay sonra binanın yerinde yeller esmektedir ...
yazın sıcağında bakılan bir ev için
- burası en üst kat ısınma problemi olmasın?!?
- yok mümkün değil çıkan kiracı ev aldı da gitti.
zilden ve kapıcıdan eski kiracı bulunur isim telefon vs. niye çıktınız diye sorulur, çünkü donduk cevabı alınır ...
daha bir sürü anım var bunlar ilk aklıma gelenler...
bir de kargoculara çok acayip gıcığım yurtiçi kargo istanbul göztepe şubesi seni unutmadım ve unutmayacağım... -
10. gavur uzaya roket gönderdi diye sevinen ekşici
gavur yaptı gibi bir yaklaşıma sahip olacak kadar aşağılık kompleksi olmayan ekşicidir. şahsen ben insanlığım mirasına katkı olarak görüp seviniyorum. çünkü gerizekalı bir ezik grubuna dahil etmiyorum kendimi. uzay gibi bir mecra da insanın çabasını anlayamayacak kadar salak olanlar, hala modası geçmiş din temelli düşüncelere sahip olabiliyorlar, ne acı ki tarih hala yok edemedi bunları.
diğer bir açıdan bakınca gavur olmayanlar maalesef en basit teknolojileri bile üretmekten aciz, kendi karnını doyuracak ürünleri bile yetiştiremeyen zavallı tipler. bilim dünyanın tek umududur ve tek gerçekliğidir. bilime sırtını dönen zavallı toplumlar ve gruplar ya köleleşmiş yada yok olmuştur. islam çoğrafyası 1600 yılında bilime dair son umudunu galata rasathanesini, ulema soytarısı ile beraber yıktırarak kaybeden tarafa geçmiştir. mustafa kemal atatürk'ün geri kazanım çabaları ise bu toplumlara fazla ağır gelmiştir. sonu nereye varacak merakla bekliyoruz. devletler kaybeder, milletler kaybeder, inanışlar kaybeder, tanrılar kaybeder geriye sadece bilim kalır. insanlığın tek kabul gören inanışı bilimdir ve yok edilemez. o yüzden gavur, kafir falan diye konuşan geri zekalı sürüsünü önemsemeyin. bırakın o salakları her zaman olduğu gibi geçici cehalet zaferlerinin keyfini sürsünler, kendi sonlarına doğru yürüsünler.
hadis editi: alimin mürekkebi şehidin kanından ağır gelecek buyuran islam peygamberini ve onun dinini anlayamamış bir (kendi deyimiyle) gavur iddiası. hz. muhammedin cennet ile müjdelediği adama gavur demek, peygambere saygısızlık değil de nedir? -
11. 7 şubat 2018 icloud açığı ve apple rezaleti
sevgili yazarlar bana göre rezaletin şahı olan bir durumu paylaşmak için huzurlarınızdayım. olay kişisel bir rezaletten çok icloud ’dan kaynaklanan sistemsel bir sorun aslında ama firmanın buna kayıtsızlığı olayı aynı zamanda rezalet kategorisine sokmak için yeterli bence. okuyunca anlayacaksınız.
sanırım 10 yıllık falan iphone kullanıcısıyım. bildiğiniz gibi apple her iphone kullanıcısına icloud.com uzantılı bir de e-posta adresi veriyor. iphone kullanıcısı olduğum bu 10 yılda ben bu adresi sanırım birkaç defadan fazla kullanmadım. öyle duruyor işte. bu icloud.com adresinin dışında bir de me.com adresim var benim. apple’ın dediğine göre 19 eylül 2012 tarihinden önce bir icloud hesabı oluşturanların bir de me.com hesabı oluyormuş. bilgi burada
işte bu iki adres benim icloud e-posta hesabımda ortak kullanılıyor. yani bu ikisinden birine gelen e-postalar benim icloud.com mailime düşüyor. şu fotodan görülebilir.
benim bu her iki adresim de notlar diye başlıyor. yani notlar@icloud.com ve notlar@me.com.
bu e-postalar hep “notlar” şeklinde mi başlıyor onu da bilmiyorum. ama internette gördüğüm kadarıyla millet uzantıdan önceki kısmı (bende notlar yazan kısmı yani) kendi belirliyormuş. bende hem icloud.com un hem de me.com un “notlar” diye başlamasının sebebini bilmiyorum. ben böyle e-posta adresleri yarattığımı hatırlamıyorum. zaten notlar ne yav ben oluştursam adımı soyadımı falan yazarım. bunların şifresi nedir onu bile bilmiyorum. ben zaten apple kimlik olarak da bunlardan birini değil kendi hotmail.com adresimi kullanıyorum.
neyse konuya gireyim: ilk olarak 30.03.2015 günü icloud hesabıma bir e-posta geldi. b.ş. adlı biri bazı kişisel notlarını göndermiş. hatadır herhalde deyip geçtim.
ardından 17.04.2015 günü h.g.s. isimli birinden gene kişisel notlara dair bir e-posta geldi. sonra bu belli aralıklarla böyle sürdü gitti. bugüne kadar şu sıralamayla insanlardan bana e-posta geldi. göndericilerin isimlerinin sadece baş harflerini alıyorum.
30.03.2015 – b.ş.
17.04.2015 – h.g.s.
13.05.2015 – m.y
18.06.2015 – m.c.
24.08.2015 – o.ç.
03.10.2015 – d.b.
09.11.2015 – m.b.
16.12.2015 – b.ö.
29.12.2015 – s.e.
03.01.2016 – e.ö.
11.01.2016 – z.b.
05.03.2016 – e.k.
21.03.2016 – s.k.
30.04.2016 – i.t.
09.05.2016 – t.a.
30.06.2016 – u.ş.
26.07.2016 – b.k.
29.07.2016 – h.g.
27.08.2016 – e.ö.
31.08.2016 – a.d.
20.11.2016 – b.s.
03.12.2016 – o.f.a.
23.01.2017 – g.c.
28.01.2017 – a.a.
14.02.2017 – o.u.
23.02.2017 – o.k.
03.05.2017 – s.y.
11.05.2017 – i.s.
22.05.2017 – b.d.
18.06.2017 – a.z.
21.06.2017 – b.k.
23.06.2017 – a.ö. (üst üste 4 e-posta)
30.06.2017 – b.ö.
22.08.2017 – g.t.
09.10.2017 – e.b.
13.11.2017 – ş.a.
14.11.2017 – m.m.
08.12.2017 – u.c.
09.12.2017 – a.t.
09.12.2017 – n.y.
13.12.2017 – n.k.
11.01.2018 – a.ö.
22.01.2018 – a.h.e (üst üste iki e-posta)
02.02.2018 – m.ş.
şimdiye kadar toplamda 44 ayrı kişiden 48 e-posta gelmiş bu şekilde.
bunların tamamı insanların kendilerine gönderdikleri e-postalar. insanlar kendi hayatlarına dair önemli gördükleri hususları kendi kendine e-posta atar ya arşivinde kalsın diye. işte tamamı bu tür e-postalar. içlerinde neler var neler. mesela adamın biri evli olan sevgilisiyle yazışmalarını atmış. “kocam yanımda uyuyor ama ben hala seni istiyorum.” falan gibi top secret yazışmalar. daha çok da şifreler var. istesem milletin anasını ağlatacağım türden şifreler hem de.
mesela birkaç tanesi elektronik bankacılıkta kullandığı tüm şifreleri atmış. e-postaların 10’dan fazlası bu tür şifrelerle dolu.
e-postaların ardı arkası kesilmeyince biraz bunları kolaçan ettim ve hepsinde iki ortak nokta keşfettim.
1- hepsi türk kullanıcılardan gelmiş
2- bu tüm e-postaların bilgi kısmında (başka bir yerinde değil, sadece bilgi kısmında) notlar@me.com adresi girilmiş.
hatalı e-postaların hiçbirine geri dönüş yapıp da “kardeş senin e-posta yanlışlıkla bana geldi.” demedim. çünkü ilk bir ikisinde zaten hataen gönderildiğini düşünmüştüm. sonrasında da bunun sistemsel bir sorun olduğunu ve e-posta sahibine ulaşmanın bir yarar sağlamayacağını düşündüm. bir de tabi e-posta sahibi şifrelerim yabancı birinin eline geçti diye kıllansın ve sonra tüm şifrelerini değiştirmekle uğraşsın istemedim. ben nasıl olsa bunlardan yarar sağlayacak sütü bozuk biri değilim.
peki ne yaptım? apple türkiye ve apple merkeze birkaç defa e-posta attım bununla ilgili. hatta ekran görüntüleri falan gönderdim. ama hiç dönüş olmadı. her ios güncellemesinde belki bu sorunu çözerler diye düşündüm ama bugüne kadar çözülmedi de.
en son gelen hatalı e-posta ise (02.02.2018 tarihli olan) inanılır gibi değildi. istesem zavallı herifi donuna kadar soyarım öyle diyeyim. adam hayatındaki her şeyle ilgili tüm şifreleri göndermiş. o zaman kendi kendime dedim ki “ulan belki de bu sorun sadece bende değildir. belki başka masum insanların başka e-postaları da başka birilerine gidiyordur ve onlar kötü niyetle bundan yararlanıyordur.” bunu düşününce birden nerdeyse panik halde uğraştım ve aynı gün yani 02.02.2018 günü apple’dan bir müşteri temsilcisinin beni aramasını sağladım. uğur diye biri aradı. kendisine 15-20 dakika boyunca bu konuyu anlattım. o ısrarla göndericilerin hata ile benim e-posta adresimi yazdıklarını yani bu e-postaların kullanıcı hatasından dolayı bana geldiğini söyledi. dedim ki “peki güzel kardeşim neden hepsi bilgi kısmına me.com hesabı girilen e-postalardan geliyor bunların. yani 48 defa yanlışlıkla bilgi kısmına benim me.com adresim girilerek bana e-posta gelmiş ama bir kere bile bilgi kısmında değil alıcı kısmında yanlışlıkla benim adresimin yazılı olduğu bir e-posta gelmemiş. bu kadar büyük bir tesadüf olur mu? üstelik neden hepsi me.com da bir tanesi bile icloud.com değil?” ben böyle diyince kendisi "me.com da ne ola ki?” dedi. güler misin ağlar mısın? adam apple’ın verdiği me.com uzantılı bir e-posta adres olduğunu bile bilmiyor. o zaman ben de bunu bilmiyordum. kendisi apple’ın verdiği me.com uzantılı bir hesap yok diyince acaba ben mi yanılıyorum diye düşündüm ve kendisiyle konuşurken aynı anda gugıllayınca yukarıda verdiğim linkteki sayfayı gördüm ve öğrendim ki me.com adresi apple’a ait. ben bunu söyleyince müşteri temsilcisi “hatta bekleyin bilmem ne birimine bir danışacağım” dedi. “tamam” dedim. ama ben beklemedeyken birden hat kesildi. geri ararlar veya e-posta falan atarlar diye bekledim ama ı ıh. hiç dönüş olmadı. belki de herif benden yılınca suratıma kapattı bilmiyorum.
aramaya dair appledan gelen e-postanın görüntüsü burada
ben bunun hatalı adres girmek gibi basit bir sebebi olduğunu düşünmüyorum. hatalı e-postaların yukarıda belirttiğim iki ortak noktası yani hepsinin türk kullanıcılarından gelmesi ve hepsinin bilgi kısmına notlar@me.com adresi girilen e-postalar olması böyle düşünmemi engelliyor. ayrıca benim 5-6 tane aktif e-posta adresim var hiç birine böyle düzenli aralıklarla hatalı e-posta gelmiyor.
bence burada ciddi bir sorun var. eğer bu gerçekten sistemsel bir sorun ise bunun sadece benim değil başkalarının da başına gelmesi ve o başkalarının kötü niyetli olup bu e-postalardaki bilgiyi kötüye kullanması ihtimali çok ürkütücü.
çareyi konuyu buraya taşımakta buldum. belki sizlerin desteğiyle konu bir süre gündemde kalırsa sırça köşkünden kafasını çıkarıp bu sorunu önce kabul edip sonra çözecek bir apple yetkilisi sesimi duyar.
ha eğer bu gerçekten basit bir kelime girme hatası ise biriniz beni buna ikna etsin de içim rahatlasın.
edit: ben avukatım. şeytan diyor mail sahiplerinden birkaçına ulaş, aç davayı elma’nın anasını ağlat *
edit-2: @pan kediayak ın önerisi hoşuma gitti. zararsız olanlardan birine e-posta attım. bakalım ne cevap gelecek, bakalım onda da notlar@me.com olarak mı kayıtlı.
edit-3: çok eğlenceli lan. az önce iki yeni e-posta geldi. biri m. ç. diğeri m. ö. ikisi de deneme yapmış belli ki. sanırım bazı yazarlar hatayı deniyor :))
edit-4: o.u. - e.y.- s.i. - a.s. - g.g.- hepinizin e-postaları geldi. yollamayın olm daha fazla işim gücüm var :)
edit-5: h.z. - d.b. - a.o. ve a.k. nin de e-postaları geldi. başka gelen olursa daha editlemem haberiniz olsun.
edit-6: yapılan yorumlar ağırlıklı olarak bilgi kısmına notlar yazılan e-postaların sonunu sistemin @me.com olarak otomatik doldurması ve otomatik olarak da bu e-postaları notlar@me.com adresine yani bana göndermesi şeklinde. bu ihtimal bana da makul geliyor. şunu söyleyeyim hukukçu gözüyle bakılınca buna kullanıcı hatası denemez. hiçbir kullanıcı sistemin otomatik olarak bir mail adresine gönderim yapmasını öngörmez. hukuk sistemi de bunu kullanıcı hatası saymaz. işin asıl korkutucu yanı şu ki anlaşılan her dilde aynı şey söz konusu. yani bir ingiliz cc bölümüne notes yazdığında o e-posta notes@me.com adresine gidiyor. o adresin sahibi her kimse elinde kim bilir ne kadar veri var ve kim bilir bu verilerle ne yapacak. aynısı tüm diller için geçerli. cidden büyük rezalet. çok merak ediyorum acaba appledan bana ulaşan olacak mı?
edit-7: nasıl bunda apple ın kabahati yok denebilir ki. buradaki yazarların çoğu akıllı tipler. aranızda "ben bilgi kısmına yazılan bir kelimenin otomatik olarak bir mail adresine tamamlanıp o adrese gene otomatik olarak e-posta atılacağını ön görürdüm diyebilen var mı?
edit-8: çok mevzusu olduğundan tekrar yazıyorum: bu adresleri ben almadım. kıllanmamın sebeplerinden biri de bu zaten. her yeni telefona bir öncekinin yedeğini yüklediğimden yıllardan beri taşınıp durmuş her yeni telefonuma.
edit-9: gazeteciler bile bana ulaştı ama appledan hala tık yok. büyük bir haber kanalı benimle ropörtaj yapmak istiyor. yapayım mı elma kardeş ne dersin?
edit-10: yav hala şebelek şebelek e-postalar geliyor sizden.
edit-11: ohaa ayıp lan şifremi çalmak için üyeliğinizi onaylayın falan tarzı e-postalar gelmeye başladı. salağa mı benziyorum lan ben. demek ki bu adres sizde olsa milletin nasıl canını yakarmışsınız. -
12. bakan'ı kızdıran robota özür diletilmesi
"daha kiminle konuştuğunu anlayabilecek yaşta değil, üç yaşında"
-
13. afrin'de ak-47'lar ile yürüyen sivil kadınlar
ellerinde ak-47'lar ile sokaklarda eylem yapan, tsk'nın bilhassa zarar görmemeleri için harekatı titizlikle sürdürmesine yol açan masum siviller:
http://i.hizliresim.com/z0noq9.jpg
aman ha, zarar görürlerse tam bir sivil katliamı olur. hatta savaş suçundan bile yargılanabiliriz. bu ağızları süt kokan temiz kalpli bebelere dokunmak falan yok. -
14. ekşi itiraf
bi kere bornovadan konağa yürümüştüm üzgün olduğum için. ankarada rekorum balgattan cebeciye yürümek. ortaokulda da şehir çıkışındaki okulumdan şehrin diğer çıkışındaki ananemlere yürümüştüm geçmemişti üzüntüm. allah kimseyi küçük şehirlerde üzmesin.
-
15. sözlük yazarlarının fransızca seviyeleri
-
16. bitcoin
aynen fiyatı düştüğü için altcoin piyasası acayip hareketlendi ve bir sürü ico çıktı. ne kadar aptal şeyler yazıyorsunuz ya referans linki paylaşacağım diye.
(bkz: al şu beş lirayı siktir git) -
17. çaykur'u boykot ediyoruz
bir ürünün güzel olup olmamasıyla ilgili değildir boykot ya da tepki. burada önemli olan bu sözü edecek kadar geri kafalı insanların böyle kurumların başında olabilmesidir. sen "ama çayları çok güzel ya" diye tepki göstermezsen, diğeri "sütleri çok iyi ya" diye tepki göstermezse bu tipler de gelir istedikleri gibi at koşturur.
azıcık farkında olun gücünüzün. -
18. şarkılarda sorulan en zor soru
bazen sozlerin ve yorumun cok guzel oldugu bir sarkida tek bir tane olmayip birbirinden ayri dusunulemeyecek olan iki sorudur.
''neydi bir arada tutan sey ikimizi?
birlestiren neydi ellerimizi?''
(bkz: olmasa mektubun) -
19. kyk borcunu kocasına ödettiren kadın
benimkisi. ben kendisine evlenmek istediğimde bana şöyle demişti.
bak koçero benim babam astsubay emeklisi, alkolik, hovarda bir adam. şu hayatta bana ait hiçbir şeyim yok. henüz okuyorum işim bile yok. evlenirsek eve bir bavulla gelirim o da kesin değil.
sonra evlendik o zamanın parası 11 ktl kyk borcu çıktı. bende de yok, maaş anca evin kredisi fatura o bu. babamdan borç aldım. kızı eksi bakiyede mi almışız dedi, he dedim. olsun iyi kız dedi. kızım gibi sevdim dedi.
sonra ödedik borcu, babama da ödedik. o iş buldu, şimdi isviçreli bir şirkette yönetici. ben işsizim bir süredir. az önce aramış iphone 8 indirimdeymiş alayım mı sana diyor. bunları düşünmeyin yani gençler. eşiniz teninizden içeri girer. siz o, o siz olursunuz. -
20. şirine hangi şirinle sevişiyor sorunsalı
(bkz: wrong hole)
(bkz: sakar şirin) -
21. hobbitleri gandalf'ın yaratmış olması
linkten linke zıpladığım bir gece reddit'te karşıma çıkmış iddia: https://www.reddit.com/…andalf_created_the_hobbits/
olabilir mi? mümkün.
efendim tolkien'in legendarium'unu (yani yarattığı yapay mitolojiyi, ayrıca bkz: karşılaştırmalı mitoloji tolkien ne yaptı) okuyanlar bilirler, gandalf öyle alelade bir büyücü değildir. silmarillion'da derinlemesine işlenen ainur'un, yani aşağı yukarı hıristiyan mitolojisindeki meleklere denk gelen güçlerin bir mensubudur.
kimdir ainur?
tek tanrı eru, illuvatar (allfather, her şeyin babası) önce ainur'u yaratmıştır. (tekili ainu) bu ainur, eru'nun düşüncelerinin ve melekelerinin şekillenmiş halidir. (sami mitolojisindeki meleklerden esinlenmiş ve arapça melek sözcüğü ile meleke sözcüğünün akrabalığı bu yüzden) ainur'u yaratan eru, onların bir şarkı söylemelerini ister ve tuhaf bir şey olur: şarkı söylendikçe işledikleri temalar gözlerinin önünde bir dünya formuna dönüşmektedir.
fakat melkor, ainur'un en kudretlisi, bu yaratılışı kıskanır ve müziği bozar. üç defa yaptığı bozgunculuk müziği boğacak gibi olur ve tekrar bastırılır. müzik biter ve karşılarındaki dünya kaybolur; şarkı söylendikçe onun tesirinde şekillenen dünya görüntü şeklinde karşılarına gelmiştir ama eru'dan başkasının yaratma kudreti olmadığından bir illüzyon gibi silinmiştir. nihayetinde eru, "ea!" der, yani "ol!" ve dünya olur. ainur'un gönüllüleri, bu yeni yaratılışa yollanır ve müzikteki hayallerine göre şekil vermeye başlarlar. elbette melkor da bunları bozmaya çalışır.
bizzat yaratılışta rol almış olan ainur, bu nedenle bu "ea"nın, yani varlığın maddesi ve ruhuna nüfuz eden, "hadis olmayan" yani sonradan yaratılmış olmayan varlıklardır. her biri eru'nun kendilerine gösterdiği kadarıyla ilahi sırrın mudrikidirler. (tefsir yazarı gibi hissettim kendimi) dünyaya şekil verir, havaya, suya, toprağa ve yıldızlara hükmederler.
ainur kendi içinde ikiye ayrılır: valar (tekili vala) ve maiar (tekili maia). valar, hele ki en yüceleri aratar, yarı-tanrı gibidirler, aşağı yukarı pagan tanrıların işlev ve kişiliklerine sahiptirler. maiar ise onların yardımcı ruhlarıdır, daha düşük seviyedeki kavram ve yetenekler onlarla ilişkilendirilir.
peki gandalf burada nereye denk düşüyor? gandalf bir maia'dır.
buraya yazması lüzumsuz onca olaydan sonra, tolkien mitolojisi valar'ın "orta dünya"ya beş maia gönderme kararı aldığını söyler. doğrudan müdahale ettiklerinde çok güçlü olduklarından dünyanın damına koymaktadırlar çünkü, kıtalar sular altında falan kalmaktadır. melkor'un (morgoth, bauglir) sabık hizmetkarı sauron da bir maia'dır, efendisi alaşağı edilince bir süre sinsilik etmiş, sonra boşlukta orta dünya'ya malum diktatör gibi çökmüştür. (balroglar da birer maia'dır, melkor'un tarafını seçen maiar'dan) onunla ve melkor'un müzikten başlayarak dünyaya bıraktığı kötülükle mücadele etmek için 5 maia seçilir. görevleri orta dünyalılara, elflere ama özellikle insanlara danışmanlık ederek iyiliği öğütlemektir. bu yüzden güçlerinin çoğundan, belki hafızalarından da feragat ederler: bedene bürünecekler, dolayısıyla yaralanacak, acıkacak, hırslanacak, korkacak ve hatta ölecektirler.
bu beş maia'ya istari denir, büyücüler. orta dünya'ya gelmeye en heveslisi curunir'dir, saruman diye bildiğimiz abi, maiar'ın en beceriklilerinden, vala aule'nin, el sanatçılığı ustasının yamağı. diğerini radagast diye tanıyoruz, aiwendil, vala yavanna'nın, bitkilerin annesinin yamağı. diğer ikisine mavi büyücüler deniyor ve tolkien akıbetlerini açık etmiyor. en önemlisi olduğu anlaşılan ise, olorin. vala nienna'nın, merhamet, yas, sabır ve bilgeliğin tanrıçasının yamağı. olorin özellikle curunir'den çekindiği için gitmek istemez, ama valar'ın en büyüğü manwe onu özellikle seçer. iyi ki de seçmiştir. olorin'in orta dünya'nın büyük bir kısmındaki adı, gandalf.
yani ne anlıyoruz? gandalf bir elf değil, insan değil; tanrısal bir varlık. dünyanın yaratılışında valar kadar olmasa da rol almış, eru'nun huzurunda şarkı söylemiş bir "melek". üçüncü çağda mecburi hizmetle orta dünya'ya gönderilmiş bir tür müfettiş yahut peygamber. ve beş istari arasında görevine tam anlamıyla sadık kalıp başarılı olmuş tek büyücü. hafızasını, güçlerini, tanrısal bedenini kaybetmeyi göze almış fedakar bir ruh.
şimdi, girişte değindiğim teori, hobbitlerin gandalf tarafından yaratılmış olabileceğini, ya da en azından gandalf'ın hobbitlerin yaratılışında rol oynamış olduğunu söylüyor. evvela, hobbitlerin kökeni nedir? hobbitler muhtemelen insanların bir alt türü gibi bir şey, tolkien açık etmiyor. fakat özellikle rohanlılarla linguistik bağları var. genetik kusurlu bireylerin sürekli kendi içinde çiftleşmesi gibi bir şey; insanlardan hobbitler türemiş, biraz farklılaşmışlar.
ve gandalf, bütün bilgeler ve büyücüler arasında hobbitleri önemseyen, onlarla haşır neşir olan, onları sürekli mevzulara dahil eden tek adamdır. hobbit'te bilbo'yu hırsız olarak seçen, frodo'ya mentorluk yapan, merry ve pippin'i yüzük kardeşliğine dahil eden... ve her defasında hobbit ilgisi ve seçimleri gayet isabetli olduğunu kanıtlamıştır. bu sayede saruman'ı da, sauron'u da atlatmıştır.
gandalf, kendi ağzından şöyle der:
“some believe it is only great power that can hold evil in check, but that is not what ı have found. ıt is the small everyday deeds of ordinary folk that keep the darkness at bay. small acts of kindness and love. why bilbo baggins? perhaps because ı am afraid, and he gives me courage.”
türkçesi çok güzel çevrilmiştir kesin ama şimdi bulamadım, şöyle çevireyim:
"bazıları yalnızca müthiş bir gücün kötülüğü dengeleyebileceğine inanır, ama benim vardığım netice bu değil. kötülüğü uzak tutan, sıradan insanların günlük küçük iyilik gösterileri. iyilik ve sevgi dolu küçük eylemler. neden bilbo baggins? belki de korktuğum içindir, ve o bana cesaret aşılıyor."
buradan bakınca gece gece hakkında -kimseyi alakadar etmeyecek- satırlarca ansiklopedik bilgi girmeye değecek kadar muteber bir teori gibi duruyor. -
22. bana neden kardeş yapmadınız sorusuna cevap
'sen bize yettin' demişti babamlar.
sevinmiştim çocuk aklıyla 'benim sevgim onlara yetmiş' diye.
uzun yıllar sonra anladım yapılan sarcasmı. -
23. 87'li hatunlar
dahil oldugum gruptur. cekilin soyleyeceklerim var!
otuz yili devirmis bir teyzeniz olarak soylemeliyim ki vucuttan eski performans beklenmemesi gerekir. dizler agrimaya, saclar dokulmeye, gorme ve duyma yetisinde azalmalar baslar. tum arkadaslar evlenmis cocuk sahibi olmustur. bu sebeple teyze seklinde hitap edilmeniz olagandir. hatta ergenlerin bile teyze dedigine sahit olup icimizden ‘host teyze senin anandir’ seklinde gecirilir fakat karsi tarafa isteksizce gulumsenir.
saka lan saka! mis gibi yas. vucut tam kivaminda. her sey tikirinda. ergen gibi malliklar yapmiyoruz. zihin daha bir oturmus, daha dogru kararlar verebiliyoruz. kendimi olgun sandigim yirmili yaslarima gulerek bakiyorum simdi. teyze diyenin alnini karislarim lan!
isin ilginc yani yirmili yaslardayken cooook buyuk gelen kirk yasindaki insanlar simdi normal geliyor. arkadaslarim filan 40-45 yasinda ve gayet siradanlasmis bir durum. otuz yas harika bir yasmis.
not: evliyim, iki cocugum var. mesaj atmayin pls. -
24. gıda sektörünün aşırı şeker kullanması
sağlık bakanlığının ve gıda bakanlığının derhal ilgilenmesi gereken konudur.
tam 12 yıldır ağzıma rafine şeker içeren hiçbir gıda koymadım.
bunların içinde bisküviler, kekler, çikolatalar, gazlı içecekler ve benzeri rafine şeker içeren gıdalar bulunuyor.
tatlı ihtiyacımı sadece bal, pekmez, meyveler ve benzeri gıdaları olabildiğince hassas olarak seçen biri olarak giderdim.
bugün az önce bir arkadaşımın yoğun ısrarı üzerine sadece 1 adet bisküvi yedim "pro" bilmem ne söylediğine göre şeker oranı en az bisküvilerden birisiymiş, diğerleri buna göre aşırı tatlıymış ve bunda protein de varmış.
bisküviyi ağzıma koyup çiğnemeye başladığım anda keskin bir şeker hissi yaşadım. yutmamama rağmen kulaklarımın arkasındaki ve ensemdeki kaslar gerildi ve gözlerim hafifçe karardı. bu şiddetle insülin salgıladığım anlamına geliyor. halbuki şeker hastası falan değilim, sadece uzun zamandır rafine şeker yemiyorum. bisküviyi çıkarmak zorunda kaldım. bir çorba kaşığı bal yesem bu kadar ani bir salgılama olamazdı. büyük ihtimalle ağzıma aldığım şey tamamen sindirilmiş halde bulunan glikoz şurubu olmalıydı ki dilimin altındaki dokular tarafından hunharca emildiler.
"bende neden olmuyor lan 3 paket yerim bir oturuşta?" çünkü sende insülin direnci gelişmiş, sen 1kg baklavayı göm hissetmezsin.
sağlık bakanlığı ve gıda bakanlığı ortak çalışarak geçtiğimiz yıllarda ekmeğin içindeki tuz oranını yavaş bir şekilde düşürmüşlerdi. bu çalışmaları için kendilerini tebrik ederim. şu anda ise toplumun sağlığına en fazla katkıyı sağlayacağını düşündüğüm düzenli ve yavaş biçimde rafine şeker oranını düşürmelerini bekliyorum.
kaçınız ekmeğin tuzundaki azalmayı hissedebildi? şu anda ekmeğin içindeki tuz yok denecek kadar az ancak halen fazla ve düşmeye devam ediyor. bunun aynısı hazır gıdalar için de yapılmalı.
sağlık bakanlığının "insülin direnci" uyarılarını yapmadan önce şu şeker olayına bir el atması gereklidir.
şeker pahalı bir malzemedir. gıda sektörü ise şeker gibi pahalı bir şeyi aşırı derecede kullanıyorsa bunun altında bir pislik aramanız gerekmektedir.
o çok vatansever "osmanlı torunu" gıda firmalarınız halkın insülin direncini kontrollü olarak yükselterek halkın daha fazla gıda tüketmesine neden oluyor. böylece terör örgütlerinin yapamadığını bu adamlar tatlı tatlı yapıyor. ilaç harcamaları da var tabi. -
25. hamile eşin başkasıyla birlikte olduğunu öğrenmek
malum site ne amk? (bkz: nasıl bir kaşarla evlisin?)
-
26. elon musk'a meydan okuyan yiğit
"çok abarttılar...amerika'nın altı petrol dolu, o kadar enerji olunca...ben mi yapıcam roketi, sen yapıcan tabii..." sözleriyle orta doğulu insanı bir çırpıda tanımlamış, nedense ekşi sözlük yazarı olduğunu düşündüğüm yiğittir.
-
27. 7 şubat 2018 fenerbahçe giresunspor maçı
salak mısınız olm siz? biz bile maçı siklemeyip çoluk çocukla çıkmışız adam gelmiş hahahaha yazıyor yenen gole. maç sakata gelse valbuş tek bacağı ile çevirir bu maçı amk bu maçtan mi medet umuyorsunuz?
-
28. doktor maaşı
kısa cümlelerle ifade edeyim kendimi.
hiçbir doktorun, gelip 'şu, bu ve o sebeplerden dolayı bu maaşı hak ettiğimizi düşünüyoruz' savunması yapmasına gerek yok.
insanlar -benim gözümde- ikiye ayrılıyorlar.
1. grupta, herhangi bir meslek grubunun yüksek maaş alıyor olduğu iddiası ile kendi kendini yiyen, 'neden biz de hak ettiğimiz miktarı almıyoruz?' diye soracağına, 'neden şunlar veya bunlar bu maaşları alıyor?' sorusuna saplanıp kalmış aklıevveller var.
2. grupta geri kalan insanlar var.
siz siz olun, 1. gruba girmeyin.
ek: doktorlar, hak ettiklerinin çok altında maaşlar alıyorlar. mühendisler de, diş hekimleri de, bankacılar da hak ettiklerinin çok altında maaş alıyorlar. işyerindeki çaycı teyze, okulun müstahdemi, madenci pampalar, öğretmenler, kalifiye olmayan işçiler, hastabakıcılar, evlere temizliğe giden teyzeler de hak ettiklerinin çok altında maaşlar alıyorlar.
bu memlekette herkes, hak ettiğinin çok altında maaşlar alıyor, sömürülüyorlar.
tartışacaksan bunu tartış, tepki göstereceksen buna tepki göster ey embesil!!! -
29. made on earth by humans
içinde güzel anlamlar barındıran cümle. alt tarafı dünyalıyız nihayetinde, insanız.
belki de bundan birkaç yüzyıl sonra ülkelerin, sınırların, devletlerin olmadığı bir dünyada torunlarımız ne kadar dar kafalı dangalaklar olduğumuzdan bahsedecek. -
30. kadınlara özel spor salonu
her iki tip spor salonuna da gitmis bir kadin olarak curutecegim iddia.
plates dersinde kadin hocamiz bacak esnetmek icin one dogru egildiginde tum erkeklerin poposuna bakip gulumsedigini gormemle fikrim sabitlenmis oldu. kusura bakmayin ama erkekler kadinlari rahatsiz ediyor. kadinlarin kendilerine ait alan istemesinde hicbir beis yok bence. -
31. elon musk
adam sade bir birey, kendine ait sade bir şirketle, kendi ürettiği elektrikli otopilot özellikli arabayı kendi ürettiği rokete koyup uzaya gönderdi. akıl alır gibi değil. adam devlet değil bir şey değil. bu adam devlet yönetse herhalde ülke galaktik seviyeye ulaşırdı.
-
32. meral akşener
hakkında solcu çomarın ayrı, sağcı çomarın ayrı komplo teorisi kurduğu güzel insandır.
bak solcu kardeşim olayın chp ile falan ilgisi yok, chp yönetiminin atatürk ve türkiye düşmanı terörist tipleri doldurduğunu söyleyenlerin hepsi sağcı değil. iyi parti olmasa belki de bir kısmı sandığa bile gitmeyecek solcu parti yönetimleri yüzünden
bak sağcı kardeşim olayın küresel güçlerle falan ilgisi yok, ulaşım ve inşaat sektörleri dışında her alanda (eğitim, kültür, ekonomi, turizm v.s.) türkiye geriye gidiyor. bunu muhafazakar-milliyetçi bir seçmen olarak ben söylüyorum.
iyi parti türk siyasetine bir renk getirmiştir. daha önce söylediğim gibi sağcı-solcu farketmez yeter ki radikal görüşlere sahip olmasın herkese kapısı açıktır. -
33. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
merhaba.
yan charımdan sizlerin derdini dinliyorum. yeşillendirebilirsiniz.
benim derdim kesinlikle yok, mis gibi hayatım var mis!
canlı cenazeler gelmesin. birçoğunuz aşırı enerjisiz. -
34. meslek örgütlerinin lağv edilmesi
zaten 10 yıldır adım adım her fırsatta tüm yetkileri elinden alınan meslek odaları fiilen susturulmuştur. kendi odam tmmob için konuşayım, şu memlekette 3-5 sit alanı birkaç cumhuriyet mimarisi bu yamyamların elinden kurtarılabildiyse mimarlar odası ve inşaat mühendisleri odası sayesindedir. üye sayıları ve mali güçleri olduğu için sonuna kadar direnirlerdi. o yüzden ilk iş mali kaynaklarını kesmek oldu. üyelik aidatı dışında proje denetleme gibi kalemlerden kazançları engellendi.
odalar bu ülkede soldan yürür yollarına barikat kurmaları beklenen faşit harekettir.
mücadeleye devam!
ha aidat almaktan başka ne iş yapıyor diyenlere birkaç örnek vereyim. hani teknoloji mühendisliği diye bi zırvalığa kalkıştılar. talep olmamasına rağmen arz yaratan meslek lisesi teknik öğretmenliği fakültelerini teknoloji fakültesi diye bir şeye çevirip mezunlarına da fark ders sınavı ile mühendis unvanı verdiler. odalar ne yaptı? şiddetle karşı çıktı. zaten talebin üzerinde arz sağlayan her ile açılan mühendislik bölümlerine itiraz ederken bir de bu haksız devşirme ile haksız rekabeti önlemek istediler. teknoloji mühendilerinin herhangi bir odaya kayıt yaptırarak imza yetkisi sahibi olamayacağı kararı alındı.
sgk ile asgari ücret protokolü imzalandı. devlet her şeyde olduğu gibi bunda da kontrole gitmedi ama en azından sgk'ya dilekçe yazdığınızda asgari mühendis ücreti altında yatan primlerinizi şirkete tamamlattırabiliyordunuz. sgk tahsil ediyordu. sgk geçen yıl tek taraflı anlaşmayı feshetti.
projelerin uygunluğu bağımsız tarafsız odalarca da onaylanıyordu onay alamayan müteahhit reisine ağlayınca tabi...
serbest çalışma protokolü, makbuz, vergi kaçırmadan çalışma, meslek etiği yaptırımları, meslek içi eğitimler...
ve evet her zaman tabi ki işçinin ve emekçinin yanında örgütlü yapılardır meslek odaları zorunuza mı gitti?
yani meslek odasıyla tek ilişiği oda belgesi alabilmek için aidat ödemek olanların “haraç kesmekten başka icraat yok” demesi beni benden alıyor. -
35. selanik göçmeni vs bulgaristan göçmeni
ilk olarak bulgar vs. diye bahsedenlere açıklayayım bulgar demek bulgar soylu demektir. bulgaristan türkü demek, türk soylu demektir. bu ayrımı yapamayanların bulgaristan türklerinden hoşlanmamalarını yadırgamıyorum.
ikinci olarak parayı seven vs. diye bahsedenlere açıklayayım, sahip olduğunuz her şeyi bırakıp farklı bir ülkeye göçerseniz eğer bir gün, kimseye muhtaç kalmadan, dilenmeden, kendi alın terinle para kazanırsan, kazandığın paranın değerini de öğrenirsin.
üçüncü olarak, asimile olmuş diye bahsedenlere açıklayayım, bulgar hükümetinin zorla siz türk değilsiniz siz müslüman bulgarlarsınız diye dayatmada bulunduğu, hiçbir şekilde türkçe konuşmaya izin vermediği, camileri kapattırdığı zamanlarda bile özünü unutmamış, hiçbir çıkarı olmamasına rağmen sırf türklüğünü ve dinini rahatça yaşayabilmek adına başka ülkelere değilde anavatanına dönen, ülkesini savunan ve gördüğüm en büyük atatürkçülerin bulgaristan türkleri olduğunu araştırın öğrenin.
bulgaristan göçmeni olduğumu her zaman her yerde gururla söyledim.
hangi ülkeden göçmüş olursak olalım, biz sığınmacı değiliz, biz her zaman türktük, türküz. -
36. ahlaksız diye sütyen reklamı kapatan kayserililer
ya beyler,
niye kapıyonuz ki,
siz takmazsınız, olur biter... -
37. mehmet demirkol
önliberoya isabetli bir şekilde çapa benzetmesi yapan yorumcu. çapadan kasıt, tarlada kullanılan alet değil; teknelerin sürüklenmesini önlemek için denize atılan araç. önliberolar da takımın dengeli olmasını sağlıyor. dizilişin kağıt üstündeki görünümü bakımından da çapaya benzetilmesi abuk değil.
-
38. zeytin dalı harekatı
halen devam eden askeri operasyon.
her çatışmadan ve verilen her kayıptan ders almak gerekir. askerliğin doğası bunu gerektiriyor. eğer bunu yapmazsanız aynı şekilde kayıplar verip durursunuz. ayrıca iğneyi kendimize batırmazsak, yanlışlarımızı görüp düzeltmezsek istenmeyen kaybımız çok olur.
ders almak dedim. harekatın en başından beri dikkatimi bir konu çekiyor. aslında anlatmak istediğimi şeye şöyle giriş yapayım, ilk önce şu fotoğraf dikkatimi çekti. sonra biraz arama yaptım ve bu videoya ulaştım. ilk fotoğrafta ve videonun başında boş mühimmat taşıma konteynerlerini görüyorsunuz. bunların içindeki mermiler alınmış, tanka yüklenmiş. açık sarı renkli konteyner içindeki mermi apfsds-t türü bir mühimmat. üzerinde de yazdığı gibi zırh delici özelliği var ve yüksek kinetik enerjili dart şeklindeki iç çekirdeği ile tank gibi delinmesi zor hedeflere atılıyor. nasıl çalıştığı şu videoda detaylı anlatılmış isterseniz göz atın.
yeşil renkli konteyner içindeki mermi ise güney kore'li poongsan şirketinin ürettiği 120 mm'lik heat-mp-t mühimmatı. konteyner üzerinde yazılı 1315-37... numarasına dodic (department of defense identification code) number denir ve nato ülkelerinin mühimmatlar için kullandığı bir işaretleme numarasıdır (merminin nasıl olduğuna şirketin ürün kataloğundan bakabilirsiniz.). heat mermi öteki apfsds-t gibi deliciliği yüksek kinetik enerjisi ile sert çekirdekli bir mermi ile sağlamıyor. zırha temas ettiğinde çok yüksek ısı üretip zırha nüfuz edecek bir delik açtıktan sonra arkasında taşıdığı patlayıcının içeri doğru patlaması esasına dayanan bir mermi türü. (ikisinin çalışma prensibi farkı şu videoda net anlatılıyor.)
apfsds-t mermisi delinmesi zor olan tank ve nadiren de çok kalın duvarlı hedeflere atılırken heat-mp-t mermisi zırhlı personel taşıyıcı, kamyonet veya ince duvarlı binalar vs yerlere karşı sıklıkla kullanılıyor. fakat buradaki ince nokta şu apfsds-t içinde patlayıcı olmayan yani hedefe çarpınca patlamayan bir mermi. hedefe girince parçalanıp içerdekilere zarar verebilir veya yüksek kinetik enerjisi ile yangın çıkartabilir ama siz bu mermiyi bir korugan içindeki teröriste atarsanız mermi adama değmeden bir duvardan girip karşı duvardan çıkabilir. heat-mp-t ise patlayıcılı olduğundan patlayacaktır ve korugan içindeki veya bir engel gerisindeki teröriste karşı daha etkilidir. yani teröriste apfsds-t ile ateş etmek bir anlamda kenarda durup bekleyen karasineğe tabanca ile ateş etmek gibidir. eğer hedefe değerse hedef parampaça olur ama değmeyip yanından geçerse hedef canlı kalabilir.
bu görüntülerde görülenler m60 sabra tankında kullanılan mermiler. sahadaki diğer tankımız olan leopard 2'de de aynı mantıkta fakat farklı şirketlerin ürettiği benzer mermiler kullanılmakta.
şimdiye kadar anlattıklarımı aklınızda tutun farklı bir görüntüye bakacağız.
trt haber'in servis ettiği drone ile çekilen bu görüntüleri mutlaka izlemişsinizdir. izlemeyen varsa da baksın. alt tarafta bir leopard 2 tankımız, arkasında biri sağda biri solda onu destekleyen 2 zma'mız ve karşılarında tahkim edilmiş bir terörist mevzisi var. it sürüsü bu hakim noktayı sanki bir kale kurar gibi betonla çevirmiş, beton kuleler dikmiş, mevzi kazmış. bu çağda böyle bir savunma anlayışı yok zaten ve burası da "gel beni imha et" diye bağıran, asıl amacı psikolojik etki olan askeri anlamda yararsız bir mevzi. fakat burada tankımızın yaptığı atışlara dikkat edin. içeride sürekli bir oraya bir buraya kaçışıp duran birkaç terörist var ve muhtemelen drone ile bu adamların yeri anlık aşağıdaki zırhlı gruba iletiliyor.
* tankın ilk atışı 7'nci saniyede. tank burada bir apfsds-t atıyor. bunu şuradan anlıyoruz, mermi yıkılmış beton tahkimatı delip geçiyor ve neredeyse toprağı yalayıp düz bir istikamette yoluna devam ediyor.
* tankın ikinci atışı 1.02'nci dakikada. bu atışta da benim tahminim yüksek ihtimalle apfsds-t atılıyor. atışın hedefi olan yer yıkılmış bir beton kule ve arkasından dart çekirdeğin çıkışını göremiyoruz ancak heat atılsaydı burada daha farklı bir patlama görebilirdik (heat patlaması şöyle).
* tank üçüncü atışını 2:13'de yapıyor ve bu defa apfsds-t atıyor. merminin yıkıntıyı delip geçtiğini görebilirsiniz. bu arada teröristlerden 2 tanesi alt tarafta yıkıntılar içinde yeniden mevzilenmeye çalışıyor ve askerimizin dikkati bu bölgede dolanan bu tiplere yoğunlaşıyor.
* tankın dördüncü atışı 2.30'da ve bu da apfsds-t. mermi yine yıkıntıyı delip geçiyor.
* tankın beşinci atışı 3.04'te ve bu defa da apfsds-t atılıyor. yerden tek bir noktada sektiği için ayırt edilmesi çok zor ancak tam 3.04'te videoyu durdurursanız dart çekirdeğin yol alışını ve dart çekirdeğin karakteristik delip geçme şeklindeki alev uzamasını delip geçtiği beton koruganda görebilirsiniz.
* tankın 6'ncı atışı 3.30'da ve yine apfsds-t. merminin delip geçtiğini çok net görebiliyoruz.
* ve 4:18'incü dakikada o noktaya yapılan 6'ıncı atıştan sonra hala o noktadaki iki terörist ayağa kalkıyor yeniden mevzilenmeye çalışıyor!
yukarıda da yazdım yine yazıyorum apfsds-t mühimmatı kalın zırhlı hedeflere atılan, içinde patlayıcı dolgusu olmayan ve çarptığında delip geçen, kinetik enerjisiyle hedefini yoketmeye ayarlı bir mermi türü. burada yapıldığı gibi ortada sürekli mevzi değiştiren 3-4 tane teröriste apfsds atıp durmak evin içinde otururken bizi rahatsız eden karasineğe tabanca ile şarjör boşaltmaktan farksız. leopard'lar için he yani doğrudan patlayıcı mühimmatın kara kuvvetleri envanterinde olmadığı açık kaynaklarda sürekli söylenen birşey, e tamam hadi he yok da burada neden heat atılmıyor?
ikinci husus; tankın solundaki zma'dan askerler iniyor ve mevzi alıyor. sağındaki zma'dan ise kimse inmiyor gibi görünmekte. bu durumda açıktaki bir hedefe saldıran açık durumda 3 zırhlı aracımız savaş alanında. çekim açısı nedeniyle net göremiyoruz ancak o alana hakim daha yüksek bir tepe var mıdır veya atgm atılabilecek başka bir nokta mevcut mudur yorum yapamayız ancak 3 zırhlı aracı yalnızca bir kanatlarını kapatacak/gözleyecek piyade desteği ile etraflarındaki atgm tehdidine karşı başka bir önlem almadan neden bu şekilde bir taarruza gönderiyoruz? atgm tehdidi yüksek olan bölgede zırhlı unsurları neden mümkün olduğunca piyade ile destekleyerek ama piyade ile sıkı koordinede kalacak bir şekilde ileri sürmüyoruz?
birkaç gün önce çok üzücü bir olay yaşadık ve leopard tankımız atgm ile vuruldu. o tankın tek başında, yanında en ufak bir piyade desteği olmadan o şekilde açıkta beklemesinin nedeni iyice analiz edilmeli. istihbarat eksikliği, yorgunluk, anlık bir olay veya eğitim zaafiyeti adına ne derseniz deyin o durumdaki kök neden bulunmalı. yoksa benzer atgm saldırılarını korkarım ki daha çok yaşarız. bu teröristlerin elinde yüzlerce var bu füzelerden, adamlar sıkıntıdan beton kulelere bile atgm atıyor. tehdit çok büyük ve minimum tank kaybı için piyade destekli zırhlı birlik harekatı çok önemli.
buna benzer bir detaylı görüntü elimizde yok ancak kısa kısa haberlerde veya internette gördüğüm bazı videolarda (aradım onları ama bulamadım) benzer atışları yapan leopard'lar var. yani apfsds-t tipi mühimmat sıklıkla kullanılıyor o bölgede. peki bu mühimmatın etkinliği inceleniyor mu? daha önümüzde afrin'e girme durumu var, orada tanklar için patlayıcı veya heat tipi mühimmat ihtiyacı daha fazla olacak. bu konu umarım yakından takip ediliyordur.
bununla birlikte harekatın ilk günlerinden beri askerlerimize gereğinden fazla maneviyat duygusu veriliyor. şehitlik, gazilik hepimiz için çok önemli kavramlar ancak askerlik bir bilim ve eğitim çok önemli. salt maneviyat ile zafer olmaz. şu an savaştayız ve kamuoyu sadece dini duygular pompalanarak, face'de orda burda arapça laflar eşliğinde kahramanlık söylemleriyle harekat hakkında eksik bir şekilde bilgilendirilmemeli. sık sık resmi açıklamalar yapılmalı ve bu açıklamalar da mümkün olduğunca tek merkezden olmalı. herkes kafasına göre birşey söylememeli.
ve benim kesinlikle beğenmediğim, bizi çok zor durumda bırakacak bir nokta daha var; cep telefonları. askerlerin ve oradaki öso unsurlarının şu cep telefonlarını biraz olsun kenara bırakmasının vakti geldi. her türlü şey çekilip internete veriliyor bu telefonlarla. adam terörist öldürmüş hop çek fotosunu yolla twitter'a! yakalamışsın canlı teröristi adamın ağzı burnu kırılmış, kan-revan içinde veya herifi döverken videoya çekiyorsun hop yolla instagrama, face'e! bir nokta alınmış öso'cu başlıyor telefon elde allahuakbar çekmeye o arada telefonu 360 derece çeviriyor, etrafta ne kadar tank, asker varsa hepsini güzelce kaydedip paslıyor internete! ya tamam gene kır ağzını burnunu beş para etmez teröristler bunlar ama herşeyi çekme herşeyi internete verme. bu durumun önüne geçilmeli, tam bir istihbarat zaafiyeti bu telefon işi.
son detay; afrin'e geldiği söylenen konvoy. bakın bu adamlar alan savunması yapmaya çalışıyor, kazılan tüm hendek, siper vs buna işaret ancak bu konuda deneyimleri yok ve bu bizim için avantaj. terörist kökenli oldukları için alan savunmasında başarısız oldukça eski taktiklerine dönecekler ve küçük gruplar halinde desteksiz yakaladıkları birliklerimize saldıracaklar. ben bölgede 8-10 bin terörist var goygoyuna inanmıyorum o konuda feci propaganda var. bu aldıkları takviye adam konusunda eksik olduklarının, acilen desteğe ihtiyaç duyduklarının bir belirtisi. gelgelelim bu adamların geldiği nokta suriye rejimi topraklarından geçiyor. yani suriye rejimi bu adamlara göz yummuş durumda. siyaseten çok yalnız durumdayız ve acilen bu alanda kendimize müttefik bulmamız gerekiyor. bu adamların geçişi de zaten bu ihtiyacın en önemli neticesi. -
39. kadınların bazı haklarının geri alınması gerektiği
atatürk'ün verdiği hakları geri alma konusunda ekşi sözlük'teki aşağılık geri zekalı 31ciler hariç destek görebileceğin bir yer olmayacak furkan. ayrıca yds'den 55 alıp akademisyen olmuş birinin hak hukuktan bahsetmesi saçma olmuş. kim bilir kimlerin hakkını yedin şimdiki terörist eski dostların sayesinde o kadroya yerleşirken.
sözlük'teki kadın düşmanlığına oynamakla yağlı kapı bulmuşsun. sen ve senin gibileri akademide, sözlük'te şurada burada barındıran, destek çıkan herkesle ilgili düşüncelerimi şimdi yazmayacağım ki entry silinmesin. -
40. ludovico einaudi
6 şubat 2018 zorlu psm konseri, tek kelimeyle tanımlanamayacak kadar güzel, muhteşem, fevkaladenin fevkinde olan sanatçı.
büyük beyaz fon sahneye yansıtılan ve hipnoz etkisi yaratan görsel sunumla birlikte gerçekten harikulade bir "experience" yaşattı. gözlerimden yaş geldi yeminle.
yalnız birkaç şeye değinmeden geçemeyeceğim, tabisi fotoğraf çekeceğiz, bu bizler için muhteşem bir anı neticede. lakin dakikalarca konseri videoya çekenler vardı. siz farkında değilsiniz; ancak yanınızda ve arkanızda oturanların dikkatini dağıtıyorsunuz bu eylem ile. gözümüz ister istemez kaçıyor telefonunuzun ekranına. fotoğrafını çek, yaslan arkana izle adamı arkadaşım. senin canlı canlı kulağının duyduğunun, gözlerinin gördüğünün yerini ne alabilir ki? tavsiyem bu kaa. -
41. evlenmek için utanmadan tek taş isteyen kız
evleneceği kadına utanmadan tek taş isteten erkekle evlilik planı yapan kızdır. yazıktır.
-
42. 7 şubat 2018 hdplilerin türk çifte saldırısı
hdpye oy verdiklerine inanmamak pornhubda tesisatçı abimiz boruları tamir edicek demeye benzer.
sen gel burda her beğenmediğin görüşün altına ak it ysz ak gezen ak partili kesin müstahak yaz sonra hdp ne alaka.
siktirin gidin amk. -
43. birlikte içki içmek istenen roman karakterleri
(bkz: madame bovary)
cidden oturup, bacım derdin neydi senin diye sorasım var. hayatında olmayan neydi. aslında neyi aradın.
aslında o olmasa da (bkz: anna karenina) da olur.
hiç olmadı (bkz: bihter ziyagil) olsun.
ama bunlardan biri olsun. kafamda mas manyak sorular var. -
44. falcon heavy'yi türkler fırlatsaydı olacaklar
maliyeti 90 milyon değil, 900 milyon tl olurdu.
bildiğim tek şey budur. sevgiler. -
45. fransa 98'i hatırlamayanlar yazar yapılmasın
-
46. kaçak elektrik önleyen panoların tahrip edilmesi
resmen barbarlık.
madem öyle, bölgenin elektriğini toptan kessinler. kimse kimsenin harcamalarını karşılamak zorunda değil. -
47. migros'taki manav reyonu
nedense bugün ilk kez benim de dikkatimi çeken reyondu. fiyatları ayrı ayrı ne kadarı üretim vergi nakliye cartı curtu diye ayrı ayrı yazmışlar.
yalnız aklımın almadığı yegane şey şu ithal muz fiyatları. etiketi 10 lira yapıştırmışlar. vergi 1 lira gibiydi, birkaç kalemle beraber düşünce giriş fiyatı 7-8 lira yazıyordu.
yav bu ithal muz ta baltık ülkelerinde 60-70 cent lan 1 euro bile değil. nasıl oluyor da onlarda o fiyatken bize girdisi 2 euroya yakın oluyor aklım ermiyor. sorayım litvanyaya hangi ülkeden alıyorlarsa gelip yetkili abilere söyleyeyim de çözelim bu işi. -
48. green card
ne tweet ne de diger yazi diversity lotterynin iptal edildigini soylemiyor. neye gecmis oluyor tam olarak?
-
49. 7 şubat 2018 cumhurbaşkanlığı ab vizesi açıklaması
(bkz: seçim is coming)
-
50. moral bozukluğunda iyi gelen videolar
tam olarak bir video değil (hareketli gif), ama videosu da bulunur belki.
https://9gag.com/gag/ajeq8r0
sesi de olsa keşke... yerim seni ben.
9gag diye çekinmeyin. the joy of stacking blocks